25.04.2017 Views

Fahir Armaoglu 20. YY. Siyasi Tarihi 64. sayfa

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yetkilerde görmekte idiler. Bu politika, başlangıçtan itibaren federal bir sistem olarak<br />

görülmüştü. Kıbrıs devletinin, Türk ve rum iki ayrı federe devlete dayanması, Türk toplumu<br />

için en sağlam teminat telakki edilmişti.<br />

Fakat 1968'de başlayan toplumlararası görüşmeler ilerledikçe, Türk hükümeti,<br />

federal devlet politikasında değişiklikIer yaptı. Bu yeni politikanın adı, bölge muhtariyeti<br />

esasına dayanan üniter devlet idi. Bu bir çeşit kanton sistemi idi. Kıbrıs'ta tek bir devlet<br />

olacak fakat bir kaç bölgede toplanmış olan Türkler, kendi bölgelerinin idarelerinde<br />

muhtariyete sahip olacaklar, kendi işlerini kendileri göreceklerdi. Bölgelerin iç işlerine<br />

rumlar müdahale edemiyecekti.<br />

Türkiye'de Ekim 1973 seçimlerinden sonra, Bülent Ecevit başkanlığında kurulan<br />

Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi koalisyon hükümeti ise, fonksiyonel federatif<br />

sistem tezini benimsemiştir. Bu sistemde toprakların paylaşılması söz konusu değildir. Tek<br />

bir devlet içinde, görev ve yetkilerin iki toplum arasında paylaşılması söz konusudur.<br />

Görülüyor ki, hangisi söz konusu olursa olsun, Türk görüşlerinin rum görüşleriyle<br />

uyuşması mümkün değildi. Bundan dolayı 1974 yılı geldiğinde, Türkiye'deki yeni C.H.P.-M.<br />

S.P. koalisyonundan da ümit bulamayan rum lideri Makarios, sabırsızlanmaya başladı.<br />

1974 yılında Türkiye ile Yunanistan arasında yeni bir anlaşmazlık gelişti. Türkiye'nin<br />

Çandarlı adlı araştırma gemisinin, 1974 Mayısında, Ege Denizi'nin milletlerarası sularında<br />

ve Türkiye'ye göre de Türkiye'nin kıt'a sahanlığı içinde, petrol araştırmalarına başlaması<br />

üzerine, Yunanistan bu suların, kendisinin kıt'a sahanlığı içinde bulunduğu iddiası ile ortaya<br />

çıktı.<br />

Kıt'a sahanlığı anlaşmazlığı Haziran ve Temmuz aylarında devam ederken, Kıbrıs<br />

rum toplumu, içinde sürtüşmeler ve Makarios'un da Atina ile arası açılmaya başladı.<br />

Toplumlararası görüşmelerin uzaması, ne olursa olsun Enosis'i gerçekleştirerek yunan<br />

halkının desteğini kazanmak isteyen yunan cuntasını kızdırmıştı. Yunan hükümeti, adayı<br />

Yunanistan'a ilhak zamanının geldiğine inanıyor, fakat Makarios'u da bu ilhak için engel<br />

olarak görüyordu. Bu sebeple Atina, adadaki yunan subayları vasıtasiyle, Makarios aleyhine<br />

bir takım faaliyetlere girerek, onu iktidardan düşürmeye karar verdi. Sertlik taraftarı Kıbrıs<br />

rumlarını Makarios'a karşı kışkırttı. Makarios 2 Temmuzda, Yunan Cumhurbaşkanı Fedon<br />

Kizikis'e yazdığı mektupta Atina'nın bu faaliyetlerini protesto etti ve kendisinin tayin<br />

edilmiş bir vali değil, seçilmiş bir lider olduğunu bildirerek, kendisine buna göre muamele<br />

edilmesini istedi.<br />

Atina'nın bu mektuba cevabı sert oldu. 15 Temmuz 1974 günü eski EOKA<br />

tethişçilerinden ve cinayetleri ile meşhur Nikos Sampson, Rum Milli Muhafız teşkilatını da<br />

yanına alarak, yaptığı bir darbe ile Makarios'u düşürdü ve Kıbrıs Elen Cumhuriyeti'ni ilan<br />

etti. Makarios kaçmayı başardı ve hayatını kurtardı. Sampson darbesi ise, Enosis, yani<br />

adanın fiilen Yunanistan'a ilhakından başka bir şey değildi. Hadise aynı zamanda<br />

Yunanistan'ın Kıbrıs'a açık bir müdahalesi idi. 1974 Kıbrıs buhranı böyle başladı.<br />

Sampson darbesini Türkiye, anayasa düzeninin yıkılması, gayrı meşru bir idarenin<br />

kurulması ve Kıbrıs konusundaki antlaşmaların ihlali saymış ve yeni idareyi tanımadığını<br />

bildirmiştir. Keza İngiltere sert bir şekilde, yeni hükümeti tanımadığını ilan etmiştir.<br />

Amerika da, daha yumuşak tonda yaptığı bir açıklama ile, hadiseyi tasvib etmediğini ve<br />

tanımadığını bildirmiştir.<br />

Türkiye, Garanti Antlaşmasının 4'üncü maddesinin verdiği yetkiye dayanarak,<br />

İngiltere ile beraber Kıbrıs'a müdahale etmeye karar verdi ve Başbakan Bülent Ecevit,<br />

İngiltere hükümeti ile temas etmek üzere 17 Temmuzda Londra'ya gitti. Londra'da<br />

Başbakan Wilson ve Dışişleri Bakanı Callaghan ile yaptığı görüşmelerden umduğunu<br />

bulamadı. İngiltere müdahaleye yanaşmadı. İngiltere'ye göre, bu hadise küçük bir hadise<br />

402<br />

Prof. Dr. <strong>Fahir</strong> Armaoğlu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!