25.04.2017 Views

Fahir Armaoglu 20. YY. Siyasi Tarihi 64. sayfa

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Fakat Nisan ortalarında çatışmalar daha da şiddetlendi ve bu sefer Beyrut'a sıçradı.<br />

13 Nisan günü Beyrut'un kenar mahallelerinde bir otobüs dolusu Filistinliler, Cemayel'in<br />

Falanjistlerinin saldırısına uğradı ve bütün Filistinliler öldürüldü. Bunun üzerine Beyrut'ta<br />

bir hafta süren kanlı çarpışmalar oldu. Bu sefer her iki taraf da ağır silahlar kullanmıştı. Bu<br />

çarpışmalara paralel olarak Sidon ve Trablus'ta (Tripoli) genel grevler başladı.<br />

Beyrut'ta sağlanan ateş-kese rağmen, Hıristiyan-Müslüman çatışmalarının arkası<br />

kesilmedi. Çarpışmalar ülkenin diğer yerlerine de yayıldı. O kadar ki, Nisan-Temmuz<br />

arasındaki dönemde vukubulan çarpışmalarda 2.300 kişi ölmüş ve 16.000 kişi<br />

yaralanmıştır. Temmuz ayından itibaren çarpışmalar şekil değiştirmeye başladı. Her iki<br />

taraf da, stratejik üstünlük sağlamak amacı ile Beyrut'un mahallelerini işgale başladılar.<br />

Beyrut'taki bu bölünme, ülkenin diğer yerlerine de yayıldı. Her iki taraf da, ülkenin stratejik<br />

bölgelerini kendi kontroluna almak için harekete geçti. Ülkede başlayan bu bölünme ve iç<br />

savaş, yabancı işadamlarının ve zengin Lübnanlıların ülkeden kaçmalarına sebep oldu.<br />

Yabancı bankalar ve şirketler, Orta Doğu'nun en büyük ticaret ve bankacılık merkezi olan<br />

Beyrut'tan çekilmeye başladılar. Yerli halk ise, çarpışmalardan canını kurtarabilmek için<br />

dağlara sığındılar. Aynı zamanda Orta Doğu'nun eğlence merkezi de olan Beyrut ve yine<br />

Orta Doğu'nun İsviçresi denen Lübnan, artık yavaş yavaş sönüyordu.<br />

Mayıs ayının ortalarında Cumhurbaşkanı Süleyman Franjiye, bir milli birlik kabinesi<br />

kurması için Raşit Kerami'yi başbakanlığa getirdi. Kerami, bütün din gruplarının<br />

temsilcilerini içine alan bir kabine teşkil etti ve gerçekten Müslümanlarla Hıristiyanları<br />

uzlaştırmak için çaba harcadı. Fakat muvaffak olamadı. Müslümanlar Anayasa'nın<br />

değiştirilerek kendilerine Hıristiyanlarla eşit haklar verilmesini istediler. Hıristiyanlar ise,<br />

anayasa değişikliği yapılmadan önce, Müslümanların silahlarını teslim etmelerini istediler.<br />

Buna da Müslümanlar yanaşmadı. Bunun üzerine, yukarda da belirttiğimiz gibi,<br />

Temmuzdan itibaren çarpışmalar daha da şiddetlendi. Çarpışmaların genişlemesi ise,<br />

Filistinlileri aktif hale getirdi. Bir halde ki, çarpışmalar nerdeyse Hıristiyanlarla<br />

Filistinlilerin mücadelesine dönüştü. Şimdi Hıristiyanlarla Filistinliler karşı karşıya<br />

geliyordu.<br />

Aralık ayında Falanjist kuvvetleri Beyrut'un doğu ve kuzey mahallelerinde bulunan<br />

Filistin kamplarına saldırmaya başladılar. Bunun üzerine Filistinliler de Beyrut'un<br />

kuzeyindeki Hıristiyan köylerine saldırdılar.<br />

Nihayet Suriye'nin müdahalesi ve aracılık yapması ile, Hıristiyanlar Müslümanların<br />

isteklerini kabul ederek, iki taraf arasında, 21 Ocak 1976'da bir uzlaşma ve anlaşma<br />

meydana geldi. Buna göre Milli Mecliste Müslümanlarla Hıristiyanlar eşit sayıda temsil<br />

edilecek, memuriyetlerde din esasına göre kota sistemi kaldırılacak, cumhurbaşkanı yine<br />

Marunilerden olmakla beraber, Başbakanı Cumhurbaşkanı değil, Milli Meclis seçecekti. Bu<br />

anlaşma gereğince Elias Sarkis 1976 Mayısında Cumhurbaşkanlığına seçildi.<br />

Bu anlaşmaya rağmen Lübnan iç savaşı durmadı. Bu sefer Hıristiyanlarla Filistinliler<br />

arasında anlaşmazlık çıktı. Şöyle ki: Diğer Arap devletlerinin baskısı sonucu, Lübnan<br />

hükümeti ile Filistin gerillaları arasında 1969'da ve 1973'de iki anlaşma yapılmıştı. Bu<br />

anlaşmalara göre, Filistinliler kendi kamplarının dışında da faaliyette bulunabilecekler,<br />

İsrail'e bitişik olan Güney Lübnan'a serbestçe girebilecekler, kendi kamplarını dış<br />

saldırılara, yani İsrail saldırılarına karşı savunabilmek için havan topları, ağır makinalı<br />

tüfekler ve uçaklara karşı füzelere sahip olabileceklerdi. Şimdi Hıristiyanlar Filistinlilerin<br />

ülkeden çıkmasını veya bu haklarının kaldırılmasını istediler.<br />

Durum bu safhada iken, ülkenin üçte ikisini kontrolları altında tutan solcu<br />

Müslümanların ve Filistin gerillalarının kışkırtması ile Lübnan ordusunda, Ahmed el-Katib<br />

adında bir Müslüman subayın liderliğinde ayaklanma çıktı. Mart ayında meydana gelen bu<br />

ayaklanmada, çoğunluğu teşkil eden Müslüman askerler, hemen hemen üçte ikisi<br />

<strong>20.</strong> Yüzyıl <strong>Siyasi</strong> <strong>Tarihi</strong> 367

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!