25.04.2017 Views

Fahir Armaoglu 20. YY. Siyasi Tarihi 64. sayfa

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sovyetler bununla da yetinmeyerek, çocukları öldürmek suretiyle halkı ve<br />

milliyetçileri yıldırmak istedi. Bunun için de uçaklardan, kalemler, ağız mızıkaları, radyolar,<br />

kibrit kutuları v.s. atmaya başladılar. Bunlar arasında çocukların en hoşuna gideni ise,<br />

oynar kanatlı kuşlardı. Halbuki bunların hepsi birer bomba idi. Radyoların düğmesini<br />

çevirdiğinizde, mızıkaları çaldığınızda veya çocuklar kuşların kanadını oynattığında, infilak<br />

ediyorlar ve etrafındakileri öldürüyor veya yaralıyordu. Bunlar hep, Afgan halkını yıldırma<br />

taktiği idi.<br />

Lakin bu tatiklerin hiç biri yürümedi. 1985 Martında Sovyet liderliğine Mihail<br />

Gorbaçov'un gelmesinden sonra, Moskova, Afganistan savaşının yürümeyeceğini kabul<br />

etmeye başladı. Fakat buna rağmen, iki barışçı yola başvurmuş görünüyor. Birincisi, 7-10<br />

yaşlarındaki çocukların kitleler halinde ve 10 yıllık bir öğretim için Rusya'ya<br />

gönderilmeleridir. Böylece, "müstakbel" bir komünist kadronun hazırlanması<br />

öngörülmekteydi. Bunlar Afganistan'ın gelecekteki komünist kadrosunu teşkil edecekti.<br />

Bir diğer politika da, "İslam"ın kullanılması oldu. Bununla halkın sempati ve desteği<br />

kazanılmak isteniyordu. Bir "Diyanet İşleri Başkanlığı" kuruldu. Bütün okullara haftada 3<br />

saat din dersi konuldu. Bazı din adamları, komünist "Devrim Konseyi" ne üye olarak alındı.<br />

Kabil radyosu, haftada 1 saat İslami program yayınlamaya başladı. Camilere, Sovyet Rusya<br />

taraftarı imamlar yerleştirildi.<br />

Fakat bunların hiç biri Sovyetleri Afganistan bataklığından kurtaramadı. Kurtaran,<br />

silah gücü değil, Birleşmiş Milletler'in barış çabaları oldu.<br />

a) Afgan Direniş Örgütleri:<br />

Başta da söylediğimiz gibi, Sovyetler Birliği'ni Afganistan hezimetine iten en önemli<br />

faktör, Afgan halkının milliyetçi direnişidir. Ne var ki, Afgan milliyetçileri, bir yandan<br />

Sovyet askeri ile mücadele ederken, bir yandan da kendi içlerinde çeşitli örgütlere<br />

ayrılmışlardı. Hatta bunların kendi aralarında da mücadeleler vardı.<br />

Afgan milliyetçilerinin bu bölünmüşlüğü, Sovyetler için hem avantaj ve hem de<br />

dezavantaj teşkil etti. Avantaj teşkil etti; çünkü, bu direniş örgütleri, Sovyet emperyalizmine<br />

karşı, tek veya birleşik bir cephe meydana getiremediler. Hatta her birinin kendisine ait<br />

askeri kuvveti bile vardı. Bu durum, şüphesiz, Sovyetler için bir avantaj ve milliyetçiler için<br />

de bir handikaptı.<br />

Fakat buna karşılık, milliyetçilerin bu bölünmüşlüğü, Sovyetler için de bir handikap<br />

veya dezavantaj teşkil etti. Çünkü, Sovyetler tek bir cephede savaş yapma imkanından<br />

yoksun kaldılar. Ülkenin her bir yanında bir başka direniş örgütü ile savaşmak zorunda<br />

kaldılar.<br />

Bu direniş örgütlerini Radikaller ve Ilımlar şeklinde ele almak gerekir.<br />

Radikaller, "aşırı İslami" gruplar olup, başlıcaları şunlardı:<br />

Hizb-i İslami: Direniş gruplarının en güçlüsü ve son derece muhafazakar Sünni bir<br />

grup olan bu örgüt, lideri Gulbeddin Hikmetyar'ın, Kabil Üniversitesinde mühendislik<br />

öğrenimi görürken, 1969 yılında kurduğu Müslüman Öğrenciler Örgütü'nden doğmuştur.<br />

Hikmetyar, Krallık zamanında hapse atılmış ve daha sonra Pakistan lideri Zülfikar Ali<br />

Butto'dan büyük yardım görmüştür. 1978 Nisanındaki komünist darbesinden sonra,<br />

komünist rejime karşı ilk silahlı mücadeleyi başlatmıştır.<br />

Cemiyet-i İslami: Lideri, Kabil Üniversitesi'nde İslami Bilimler Profesörlüğü de<br />

yapmış olan Dr. Seyyid Burhanuddin Rabbani idi. Rabbani aslen Tacik'tir. Cemiyet'in askeri<br />

lideri ise, yine bir tacik olan ve Panşir Aslanı diye anılan Ahmet Şah Mesud'tur. Cemiyet, iki<br />

defa Hizb-i İslami ile birleşmiş ise de, bu birleşmeler uzun ömürlü olmamıştır.<br />

Bu iki büyük radikal örgütün dışında, bir takım küçük gruplar da bulunmaktaydı.<br />

Ilımlı direniş örgütleri ise, daha dağınık bir görüntü sergilemişlerdir. Bunların<br />

başlıcaları da şöyledir:<br />

<strong>20.</strong> Yüzyıl <strong>Siyasi</strong> <strong>Tarihi</strong> 449

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!