31.12.2017 Views

ARTEMİS OCAK 2018

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Onu kaç kere görmüştüm? Bir, iki, üç… Beni aldattığında da, ona fısıldayıp ‘Sus sakın<br />

kimseye söyleme’ dediğinde de, saatlerce onun karşısında yavaşça soyunup bir yandan<br />

ağlayıp acı çekerken de tüm yansımamla gördüm seni. Bornozun sıyrıldığında bir erkeğin<br />

kanamasına şahit oldum ben Havva! Bana rujunla ‘Ben bir ölü yaşayanım’ yazıp, banyodaki<br />

aynaya tıraş köpüğüyle ‘Ben yalınkat Ademim’ yazdığında da gördüm seni. Evlerimize gelen<br />

onca insanın bir tekiyle bile yatağını paylaşmadığında da gördüm. Kadın erkek herkese aynı<br />

gözyaşını akıttığında da, insanlara değil insanlığa koştuğunda da, ölmeden evvel sıkışıp<br />

kaldığın Araf’ta da… Ölemediğine ağlayıp, yaşayamadığına kederlendikçe bana olan<br />

öfkende… Ben, evden eve taşıyıp durduğun sırrına mahkum ayna! Seni tekrarladıkça kendimi<br />

tekrarladım. Kurtaramadığın bütün savaş çocuklarını seninle birlikte ben de evlat edinmek<br />

istedim. Etini, adamlık taslayan maganda mangallarında pişiren bir manga dolusu kadın<br />

kurtardım bütün yazılarında. Çöp kutularının yanına taze ekmek bıraktım, minderinde güzel<br />

rüyalar görsün diye bütün çocukların minderlerine seninle birlikte oturup dilendim. Kırma<br />

artık kalbimi Havva, seni en çok ben anladım. Sonra oturdum senin ellerinle, bir aynanın<br />

dilinden seni anlattım. İşte döktüm ben de sırrımı. Ne artık önüm saydam, ne ardım kapkara.<br />

Senin gibi ben de kaldım işte dünya içinde Araf’ta!<br />

Sus artık Ayna! Sus artık Ayna!<br />

Sus artık Adem! Sus artık Havva!<br />

Ayna ayna, benden daha acizi var mı dünyada?<br />

Sayfa20

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!