You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
BABAM O LECEK<br />
Can Alp TUNA<br />
Babam bir gün ölecek. Bunu daha önce neredeyse hiç düşünmemiştim. Çocuklar<br />
büyümeden babaların ölmeye hakkı yok; bunu bildiğimden galiba. Henüz büyümemiştim ve babamın<br />
ölmeye hakkı olamazdı, dolayısıyla ölecek olma olasılığı da. Artık öyle değil. Sanırım büyüdüm ve<br />
babam bir gün ölecek.<br />
Ne güzeldi çocukluk! Her ihtiyacımızı karşılamak zorundaydı babam. Karşılamaması<br />
halinde her zaman için suçluydu. Her şeyi bilmek, her şeye muktedir olmak zorundaydı; bizlerse hiçbir<br />
şeyi bilmeyebilir, hiçbir şeye muktedir olmayabilirdik. Bununla birlikte bizim pek çok hakkımız olduğu<br />
halde, babamın haklarından söz etmek hemen hemen imkânsızdı. Onun görevleri vardı öncelikle.<br />
Haklarını, topu topu görevlerini yerine getirirken kullanmaya kalktığında bile kötü adam olmayı<br />
baştan kabul etmek zorundaydı. Bizlerse her an her şeyi kullanabilir ve her şeyin emrimize amade<br />
olmasını bekleyebilirdik. Hakkımızdı ne de olsa!<br />
Güzeldi ya, hiç değişmesin istermişiz meğer. Değişebileceğini bile düşünemedik. Hayatın<br />
en büyük hainliklerinden biri de bu, ne zaman neyi karşınıza çıkaracağını önceden söylemiyor.<br />
(Sanırım, kendisi de bilmiyor. Olsun, gene de hain!)<br />
Üç vakit sonra nasıl düşüneceğimizi, neler hissedebileceğimizi bilebilseydik ne güzel<br />
olurdu. Ona göre davranır, daha temkinli hareket ederdik. Olmuyor işte, kimse üç vakit sonra ne<br />
hissedeceğini bilmiyor. Bu yüzden de yarınına tam olarak hazırlanamıyor. Ben de hazırlanamadım.<br />
Babam hiç ölmeyecek zannettim.<br />
Bunda babamın payı da çok yüksek. Hiç küsmedi, hiç kapris yapmadı, yalancıktan da olsa<br />
yokluğunu hiç hissettirmedi bize, öyle bir olasılıktan söz etmedi. Bu bakımdan kusurludur. (Bakın hâlâ<br />
kusurlu bulabiliyorum onu. Çocukluktan çok da kurtulmamışım.)<br />
Ah babam, ah! Kusurlu da olsan çekip gidiyorsun işte. Ve ben senin için hiçbir şey<br />
yapamadım bugüne dek! Beni üzen, içimi dağlayan şey bu. Oysa ne çok yalnız, ne çok çaresizdin ve biz<br />
hiç anlayamadık bunu. Senin için bir şey yapmak adına seni anlamayı bile denemedik. Oysa biraz<br />
çabayla anlayabilirdik. Hiç yardımcı olmadın ki! Varlığının değerini bilebilmemiz için yokluğunu<br />
yaşamalıydık, yaşatmadın. Güler yüzünün değerini bilmemiz için, gülmez yüzünü göstermen<br />
Sayfa26