18.01.2018 Views

TOURMAG_13_DIGI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SÖYLEŞİ<br />

ğiştirdi. Şu söz palavra değil gerçeğin ta kendisidir:<br />

‘Antiokhos da biziz, Şuppiluliuma da<br />

biziz, Hektor da, Abdülhamit de, Fatih de…’<br />

Anadolu’yu böyle anlamak lâzım... Bu şekilde<br />

anlarsak, uluslararası bir güzellikle<br />

kuşanırız. Ama Anadolu’yu sadece İslam<br />

ile anlayarak, öbürleri Hıristiyan, diğerleri<br />

putperest diye algılarsak, o zaman hiçbir<br />

şey anlamamışızdır. O zaman yok olmaya<br />

mahkûm oluruz. Hititler bize çok benziyor.<br />

Onlar da askeri bando ile giderlermiş savaşa.<br />

Türkçe’ye birçok kelime Hititçe’den geçmedir.<br />

Bugün Anadolu’da hâlâ birçok yörede<br />

ekmek Hitit kadınlarının yaptığı gibidir. Takmış<br />

olduğunuz takıların stili Urartular’dan<br />

gelir. Güneydoğu Anadolu’da ilk GAP projesini<br />

Urartular başlatmıştır. Bunları özümsemezsek<br />

ve sadece İslam-Hıristiyanlık ya<br />

da putperestlik diye sınıflandırırsak olmaz.<br />

Konstantin bizim insanımızdır. Bunu böyle<br />

bilmemiz gerekir. Abdülhamit’in yıllar sonra<br />

Konstantin için, “O bize memleketi eliyle<br />

vermedi, elinde kılıcıyla şehit oldu” diyerek<br />

onu takdir etmesi çok kıymetlidir.”<br />

Yaklaşık 15 senedir gar binalarında ve tarihi<br />

mekânlarda konserler veren Uğurlu, bütün<br />

bu bakış açısını ve hissiyatını tren sembolü<br />

ile yoğurduklarını anlatıyor:<br />

“Çünkü tren giden bir şey… Giderken de<br />

bir şeyler görüyor. Yol, medeniyet oluyor.<br />

Konya’dan geçerken Mevlana’yı, Kırşehir’de<br />

Hacı Bektaş’ın hoşgörüsünü görüyor<br />

ya da Halep’e, Kudüs’e, Mekke ve Medine’ye<br />

gittiğinde çok başka şeyler görüyor.<br />

Dolayısıyla gördüğü yerleri anlatmak ama<br />

anlatırken de klişeyi anlatmamak önemli.<br />

İnce detaylara inmek gerekir. Çünkü detaylar<br />

çok önemli.”<br />

Hayatın bir tren yolcuğu olduğunun altını<br />

çizen sanatçı, hayatı için bu cümlenin anlamını<br />

şöyle açıklıyor:<br />

“Bir sanatçı şunu söylemeli: Ben geleceğe<br />

kalmak istiyorum. Bu önemli. Popüler<br />

olmayacaksınız. Aslolan geleceğe eser<br />

bırakmaktır. Popüler olanda gelip geçici<br />

mutluluklar bulunabilir ama sanatçının asıl<br />

hedefi, ileriye kalmaktır. Sanatçı ölümsüzlüğü<br />

ister. Her insan gibi... Mesela zengin<br />

olan bir kişinin, cami ya da okul yaptırdığını<br />

görürsünüz. Her ruh gibi Tuluyhan Uğurlu da<br />

ölümsüzlüğü arıyor. Benim de yolculuğum<br />

bu. Bu yolculuk esnasında tekâmüller var.<br />

Benim tekâmüllerim de konserler. Trenlerin<br />

istasyonlarda durup oradan tekrar ilerlemeleri<br />

nasıl tekamülse, Tuluyhan Uğurlu’nun<br />

tam insan olma yolunda tekamülleri<br />

ve inkişafı da bu konserler.”<br />

“BU ÜLKEDE SANATKÂR OLMAK,<br />

HZ. İSA GİBİ OLMAKTIR”<br />

“Türkiye’nin geleceğine ve manevi coğrafyasına<br />

inanıyorum” diyen Uğurlu, trenin<br />

Cumhuriyet’in kurucu temellerinden ayrılmamız<br />

gerektiğine dair çok önemli bir sembol<br />

olduğunu söylüyor. Umudunu ve inancını<br />

diri tutanın kırkikindi yağmurları olduğunu<br />

anlatıyor ve ekliyor: Bu ülkede sanatkâr olmak,<br />

Hz. İsa gibi olmaktır.<br />

“Umudu kaybettiğiniz zaman zaten tası<br />

tarağı toplamak gerek. O umudu ben kırkikindi<br />

yağmurlarının rahmetinde buluyorum.<br />

O kırkikindi yağmurlarının altında ıslanmış<br />

adam, umutlu ve rahmetli insandır. O yağmurlarda<br />

çok ıslandım. Çok iyi biliyorum.<br />

Dolayısıyla bu topraklar ve medeniyetler<br />

beni umutlu kılıyor. Biz bunu başarabiliriz.<br />

Biz var olmanın ötesinde insanlığın sancaktarı<br />

olabiliriz. İşte tren burada çok önemli<br />

bir sembolizma. Tabii ki diğer ulaşım araçları<br />

da önemli ama tren çok önemli… Cumhuriyet’in<br />

kurucu temellerinden ayrılmamamız<br />

gerektiğini her gittiği istasyonda bize<br />

yeniden hatırlatıyor. Umudu burada buluyorum.<br />

Emekçi de buluyorum. Ben de bir<br />

emekçiyim. Sanat en büyük emek... Bu ülkede<br />

sanatkâr olmak, Hz. İsa gibi olmaktır.<br />

Her an çarmığa gerilebilirsiniz. Çekilecek<br />

dava değil ama işte orada da umut devreye<br />

giriyor. Ve kendim için değil, gelecek kuşaklar<br />

için meşaleyi ileriye taşıyabilmek gerekiyor.<br />

Türkiye’nin geleceğine ve Türkiye’nin<br />

manevi coğrafyasına inanıyorum. Güneş<br />

ülke Anadolu’ya ve Truva’lı adama inanıyorum.<br />

Çünkü o karşı kıyıdan değil benden<br />

biri… Atatürk’ün mozelesi boşuna öyle<br />

yapılmadı. Anıtkabir’e giden yolda sağlı<br />

sollu Hitit aslanlarının orada olması boşuna<br />

değil. Bunları kaçırırsak, hayatı kaçırırız. Ve<br />

tabii insanların gözbebeklerinde, seyircinin<br />

coşkusunda buluyorum umudu.”<br />

Ünlü sanatçıya, Türkiye’de son yıllarda artan<br />

demiryolu projelerini soruyoruz. Bir Çin<br />

atasözü ile cevap veriyor:<br />

“Bence çok iyi projeler ve çoktan böyle<br />

olmalıydı. Karaköy-Taksim, Avrupa’nın ilk<br />

metrosudur. Aslında biz bu işlere çok erken<br />

başladık. Yine ana hat demiryolları da<br />

aynı şekilde… Bunları yapmak için vizyon<br />

sahibi olmak lâzımdı ki, bizde var. Ama çok<br />

sene kaybettik. Türkiye kaynaklarını har vurup<br />

harman savuracak bir ülke değil. Bizim<br />

hovarda olacak kadar lüksümüz yok. Tasarruflu<br />

kullanmak için demiryollarına mutlaka<br />

ağırlık vermeliyiz. Ancak hepsini bir arada<br />

yapmak isteyince biraz karışık görünüyor.<br />

Bir Çin atasözü der ki; ‘Yaradanın bir kula<br />

nasip ettiği en kötü şey, ara dönemde yaşamaktır.’<br />

Ama ben Türkiye’nin geleceğine<br />

inanıyorum.”<br />

Ocak / Şubat / Mart | 2018<br />

January / February / March<br />

39

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!