EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA NOVEMBER 2015

© Oliver Weber / pixelio.de
KASIM 2015
HABER
AVRUPA
AVUSTURYA - 8
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS
UNICEF ve UNHCR, özellikle
Suriye, Irak ve diğer savaş bölgelerinden
kaçan çocukların
güçlü bir şekilde korunması
için Avrupa Birliği ülkelerine
uyarıda bulundu. Çoğunluğu
Suriye, Irak ve Afganistan’dan
kaçan çocukların, Avrupa’ya
ulaşan mültecilerin dörte
birine yakınını oluşturduğunu
vurgulayan UNICEF ve UNHCR,
özellikle çocukların istismara
uğrama riskinin yüksek olduğunun
altını çizdiler.
Çocuklara sahip çıkalım
UNICEF’in Ortadoğu ve Kuzey
Afrika Sorumlusu Peter Salama,
Suriye’de beş senedir
devam edene savaşın etkilerinin,
mülteci akımıyla beraber
artık çok güçlü bir şekilde
Avrupa kıtasında da hissedildiğini
belirterek, evlerini
terketmek zorunda kalan
bu insanların hangi sebeplerle
kaçtığının unutulmaması gerektiğini
söyledi.
Özellikle Suriye’nin çocuklar
için bir cehenneme dönüştüğünü
ve milyonlarca insanın
ülkelerini terkettiğini ve yine
milyonlarca Suriyelinin de
kuşatma altında yaşadığını
vurgulayan Salama, bu insanların
yaşama hakkına tüm
dünyanın saygı göstermesi
gerektiğini, özellikle kadın ve
çocuklara sahip çıkılmasının
önemini hatırlattı.
İstismar ve Sömürü
Salama: ‘‘Ülkenin birçok yerinde
altyapı, sağlık ve eğitim
sistemi tamamen çökmüş durumda.
Kent merkezlerine
kasten su verilmiyor, zaten az
sayıda olan sağlık kurumları ve
çalışanları da bilinçli bir şekilde
hedef alınyor. Çocuklar
hava saldırılarında ya ölüyor
veya sakat kalıyor. Artık 8 yaşından
itibaren erkek çocukların
silah altına alındığı bilgisi
geliyor. Kız çocukları ya seks
kölesi olarak kullanılıyor ya da
zorla evlendiriliyor. Böyle bir
ülkeden kaçan insanlar, uzun
ve çileli yolculuklarında da hayatta
kalma mücadelesi vermek
zorunda. İşte bu noktada
çocukların yolculuğun başından,
hedef ülkeye ulaşana dek
istismar ve sömürüden korunması,
Avrupa ülkelerine gelen
mültecilere de hemen sağlık
ve koruma hizmetleri sunulmasını
bekliyoruz. Özellikle
çocukları mağdur etmeyecek
iltica politikalarının uygulanması,
AB temel değerlerinin
bir gereğidir.’’
BM Mülteciler Yüksek
Komiserliği (UNHCR) Uyarıyor
Nurten YILMAZ
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)
nurten.yilmaz@parlament.gv.at
Was kommt nach der
Erstversorgung?
Mit Anfang November haben bisher 440 000
Menschen auf der Flucht die österreichische
Grenze passiert. Täglich sind es tausende. Die
allermeisten ziehen weiter, viele bleiben auch
hier und beantragen Asyl in Österreich. Seit
Jahresbeginn haben dies 66 000 Menschen
gemacht, bis zum Jahresende werden es über
80 000 sein. Und: Solange die Kriege nicht
beendet, die Situation in den angrenzenden
Lagern rund um Syrien nicht besser wird,
werden sich weiterhin Menschen auf ihren
Weg machen. Das ist eine große Herausforderung
für uns alle: Europa, Österreich und
jede einzelne Gemeinde, die Flüchtlinge aufnimmt.
Aber wenn wir die Bilder sehen, auf
denen unser Bundesheer, freiwillige HelferInnen,
Polizei und Hilfsorganisationen
gemeinsam die ankommenden Menschen
betreuen, versorgen und auch unterbringen,
kann ich nur die deutsche Kanzlerin Merkel
zitieren: Wir schaffen das!
Doch was passiert nach der Erstversorgung?
Viele Flüchtlinge werden ja – nach positivem
Bescheid – die nächsten Jahre hierbleiben.
Darum ist es wichtig, vom ersten Tag an den
Ankommenden Kurse und Lernmöglichkeiten
anzubieten. Die österreichische Bundesregierung
nimmt zusätzliche 75 Millionen für
Deutschkurse, schulische Sprachstartkurse,
Jugendcoachings und niederschwellige Lehrangebote
in die Hand. Auch das Arbeitsmarktservice
stockt seine Hilfen für die
bessere, berufliche Integration von Asylberechtigten
massiv auf.
Mit 1.1.2016 wird auch ein freiwilliges
Integrationsjahr eingeführt: Hier können
Asylberechtigte und subsidiär Schutzberechtige
in gemeinwohlorientierten Einrichtungen
tätig sein. Das läuft ähnlich ab wie beim
bereits existierenden "Freiwilligen Sozialen
Jahr" und soll den Leuten den Einstieg in den
Arbeitsmarkt erleichtern.
Schulpflichtige gehen natürlich in die
Schule. Für die 15- bis 21jährigen Flüchtlinge
arbeitet die Stadt Wien gerade an einem
eigenen College (1000 Leute, modular aufgebaut,
6 Mill. Euro). Dort sollen Jugendliche –
nach einem ersten "Clearing" – auf den
Umstieg ins reguläre Schul- bzw. Ausbildungssystem
mit Kursen vorbereitet werden.
Zusätzlich wird es Beratungsangebote für die
Berufs- bzw. Bildungsorientierung und
Module z.B. zu Demokratie/Menschenrechte
geben.
© UNHCR/Achilleas Zavallis
Ö
S
EUROPA
T
E
R R
JOURNAL
I
E
C H
AVRUPA KONSEYİ’NDEN SERT UYARILAR
Avusturya’da ırkçılığın
yükselişi endişe verici
Avusturya’da son zamanlarda göçmenlere
karşı antipati ve nefret söylemleri oldukça
arttı. Başta politikacılar, basın ve diğer kuruluşlar
da sistematik bir şekilde karşı çıkış
yapmadıkları için, radikalleşme sürecinde
olan yeni nesil aşırı sağ örgütler oluştu. İnternet
forumlarında da nefret söylemlerinin
olup olmadığı sistematik olarak denetlenmiyor.
Bunlar Avrupa komisyonu uzmanlarının
Avusturya’da tespit ettiği bazı
olmsuzluklar.
Uzmanları endişelendiren konular bunlarla
sınırlı değil. Yeni karara bağlanan İslam
Yasası’da din özgürlüğüyle ilgili tartışmalı
kısıtlamalar içeriyor. Mülteciler konusunda
da ‘En Baştan Entegrasyon‘ temel ilkesi
uygulanmıyor, Avrupa Ekonomik Bölgesi
dışındaki ülkelerden gelenler daha sık işsiz
kalıyor ve yoksulluktan etkileniyor. Ceza
yasalarında ise ırkçılık motifli eylemlerin
tümü ceza kapsamına alınmamış.
Komisyon uzmanları Avusturya’dan, ırkçılığın,
antisemitizmin, yabancı düşmanlığının ve
hoşgörüsüzlüğün üstüne daha sert gidilmesini
talep ediyor. Ceza yasalarının sertleştirilmesi
ve ayrımcılıkla mücadelede yasaların
toplanması, ayrıca hükümet temsilcilerinin
de ırkçılık motifli sözleri sistematik olarak ve
açıkça reddetmesi bekleniyor.
Komite, Avusturya’nın başarılarını da beyan
etti. Göçmenlerin entegrasyonu ile ilgili
2010’da kararlaştırılan program, ırkçılığa
karşı mücadelede ceza veren makamların
çabalarının artması Avusturya’nın başarılarından
sayılabilir.
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteci
Yüksek Komiserliği tarafından
yapılan önemli
açıklamada, çoğunluğu Suriye,
Irak ve Afrika ülkelerinden;
savaş, zulüm ve baskılardan
kaçan yüzbinlerce mülteci
kadın ve çocuğun anavatanlarını
terkedip çok zor şartlar
altına yollara düştükleri ve
kurtuluş için kendilerine hedef
olarak belirledikleri ülkelere
ulaşana kadar birçoğunun cinsel
istismar, şiddet ve tacize
maruz kaldıkları bildirildi.
Kadın ve çocukların yol boyunca
maruz kaldıklarının korkutucu
boyutlarda olduğunu
belirten BM Mülteci Dairesi
yetkilileri, binlerce mülteciye
mezar olan Akdeniz üzerinden
Avrupaya ulaşma ümidiyle
yola çıkanların yüzde 34’üne
yakınının kadın ve çocuklardan
oluştuğunu, özellikle bu
kitlenin büyük tehlike altında
olduğunu vurguladılar.
Çocuklara iğrenç eylemler
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği
Sözcüsü Melissa Fleming
de, ‘‘Hedef ülkelere
ulaşmak için yolda olan kadın
ve çocuklar, mülteci kabul bölgelerinde,
parklarda, otobüs
ve tren istasyonlarında şiddet
ve taciz riski altında bulunuyorlar.
Özellikle yetişkin gözetiminden
yoksun, yalnız yolculuk
yapan çocuklar ve genç
kızlar savunmasız durumdalar.
Üzülerek belirtmeliyim ki, hırsızlar
bu çocukların paralarını
çalıyor ve paraları tükendiği,
yolculuklarını sürdürebilmek
ve hayatta kalabilmek için çocuklar,
kaçakçılara boyun
eğmek ve onlarla cinsel ilişkiye
girmek zorunda kalıyorlar.
Ayrıca diğer bazı yetişkin
mültecilerin de bazı çocuk ve
kadınlara karşı bu tür iğrenç
eylemler yaptığı bilgisini alıyoruz.
Biz Mülteciler Yüksek
Komiserliği olarak bu çocuk
ve kadınların genel mülteci
kamplarına konulmasına karşıyız,
çünkü erkek yetişkinlerle
aynı yerlerde kalan bu kişiler
Avusturya’nın övgü aldığı diğer konular ise
kreşlerdeki okul öncesi yıl ve dil teşviği
uygulamaları oldu. Aralık 2009’da kabul edilen
rapordan bu yana bazı farklı gelişmeler
de tespit edildi. Bunlar, bir kısım medyanın
da desteği ile mücadelesinde önemli bir rol
oynadığı nefret söylemleri konusunda soruşturmalar
için ek kaynaklar konması olarak
gösterildi.
2010’da kararlaştırılan ilk milli entegrasyon
eylem planı, ücretsiz zorunlu okul öncesi yıl
ve kreşte dil teşviki de takdir edildi.
Komisyonda yer alan uzmanların görevi,
Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin durumlarını
inceleyerek her 5 yılda bu ülkeler hakkında
rapor hazırlamaktır. Avusturya ile ilgili son
rapor, 2015 Mart ayına kadar olan durumu
yansıtmaktadır. Bu rapor, son dönemlerde
gündemi tamamen meşgul eden mülteci
akımını kapsamıyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR):
‘Mülteci çocuklar
istismara uğruyor’
okul ve meslek
Çocugumun ğ gelecegi ğ
nasıl olacak?
Bildungs- und
Berufsinfotage
18.-21.11.2015
Freitag und Samstag
Familientag!
AK Wien Bildungszentrum
4., Theresianumgasse 16-18
şiddet, taciz ve istismar riski
ile karşı karşıya kalabiliyorlar.
En akılcı çözüm kadın ve
çocuklara özel, güvenli
kabul tesislerinin kurulmasıdır.
Savaş ve şiddetten
kaçarak büyük bir travma
yaşayan çocuk ve kadınları
korumak için Avrupa ülkeleri
hükümetleri ellerini taşın
altına koymalıdır.’’
www.L14.at