EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA DEZEMBER 2017
www.europa-journal.net
www.europa-journal.net
Erfolgreiche ePaper selbst erstellen
Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.
Wir sagen JA<br />
Müslümanlara ‘paralel<br />
toplum’ eleştirisi...<br />
Neues In te g rations b arom e te r :<br />
Me hrhe it s ie ht isl amis che<br />
Par al le lge s el lsc haft<br />
SAYFA 16<br />
Avus tur y alılara Göre Müs lüm anlar<br />
Paralel Bir Toplum Oluşturuyor<br />
Yüksek ev kiraları<br />
cep yakıyor ve<br />
dar gelirli<br />
vatandaşları kara<br />
kara düşündürüyor<br />
SAYFA 15<br />
zu<br />
Avusturya’da Birçok Eyalette<br />
Kiralar 1000 €’nun Üzerinde<br />
ÖSTERREICH<br />
Entegrasyon Raporu:<br />
“Eğitime el<br />
atılmalı”<br />
SAYFA 3<br />
Integrationsmonitor<br />
zeigt Handlungsbedarf<br />
im Bildungsbereich<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
VRUP<br />
A A<br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 71 ARALIK <strong>2017</strong> - AUSGABE: 71 <strong>DEZEMBER</strong> <strong>2017</strong> Österreichische Post AG - MZ 11Z038817M - Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
www.europa-journal.net<br />
I<br />
PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Vatan ve<br />
kimlik<br />
üzerine<br />
SAYFA 2<br />
ÖZEL<br />
RÖPORTAJ<br />
Almanya Kuzey<br />
Ren-Vestfalya Eyaleti<br />
Altena Şehri<br />
Belediye Başkanı<br />
Andreas Hollstein<br />
Bıçaklı Saldırıya Uğrayan Belediye Başkanı Andreas Hollstein ile Röportaj...<br />
SAYFA 5<br />
“Nefrete ve şiddete<br />
karşı mücadeleye<br />
devam edeceğim”<br />
© www.fotos-braun.de<br />
Exklusiv<br />
Interview<br />
Andreas Hollstein, Bürgermeister der deutschen<br />
Kleinstadt Altena, wurde Opfer eines Messerangriffs<br />
‘Für moderne, funktionierende<br />
Zuwanderung - gegen Hass und Gewalt’<br />
SEITE 11<br />
größer<br />
als<br />
Jede<br />
Spende<br />
hilft!<br />
Hilfe>Armut<br />
Weihnachtsgeschenke fallen heuer aus. Für jeden<br />
7. Menschen in Österreich, der von Armut betroffen ist.<br />
Gemeinsam können wir Menschen in Not helfen. Wir Ich<br />
www.caritas.at/spenden
ARALIK <strong>2017</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 2<br />
Bundan önceki yazılarımda millet,<br />
milliyetçilik, ırkçılık gibi konulara<br />
yer verdim. Bu yazıyı ise oldukça<br />
tartışmalı kavramlar haline dönüşen<br />
vatan ve kimlik üzerine yazıp, üçlemeyi<br />
tamamlamak istedim.<br />
Avusturya’ya gelen ilk kuşağın torunları<br />
bugün üçüncü kuşak, onların<br />
çocukları da dördüncü kuşak Türk<br />
toplumu olarak bu ülkede yaşamaya<br />
devam ediyorlar. Bunların pek çoğu<br />
doğup büyüdüğü Avusturya’nın<br />
vatandaşlığına geçti; Türkiye tatillerde<br />
gidilen bir ülke haline geldi.<br />
Bununla birlikte dedelerinden, babalarından<br />
miras gibi aldıkları vatan,<br />
millet, bayrak sevgisini yüreklerinde<br />
taşıyorlar; vatan deyince yürekleri<br />
Türkiye için atıyor, bayrak deyince<br />
de dillerinden Türkiye’yi düşürmüyorlar.<br />
Türkiye onlar için her daim gidemeseler<br />
bile zihinlerine yer eden<br />
bir ütopya, bir hayal ülkesi olarak<br />
varlığını sürdürüyor. Nasıl sürdürmesin<br />
ki… Yahya Kemal Beyatlı’nın<br />
ifadesi ile “maziyi vatandan ayırmak,<br />
ruhu bedenden ayırmak kadar zordur”.<br />
Geleneksel aidiyet bağlarına göre,<br />
-kişi istemese de- içinde doğduğu<br />
toplumun kimliği ile anılıyor. Ne<br />
Avusturya’dan vaz geçilebiliyor, ne<br />
de Türkiye unutulabiliyor. Bu kimlikvatan<br />
ile ilişkilendiriliyor. Nihayetinde<br />
vatan kavramının etrafında da<br />
kimlik oluşturuluyor.<br />
Avusturyalıların ülkelerindeki Türkiye<br />
kökenlileri Avusturya bayrağı<br />
altında Avusturya vatandaşı olarak<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
kabul etmesi; yeni doğanlara veya<br />
yasada öngörülen şartları sağlayan<br />
başvuru sahiplerine vatandaşlık<br />
hakkı vermesi, siyasi bir tercih olmasının<br />
yanı sıra, göç sonrası dönemde<br />
yeni bir kimlik oluşturulması<br />
kararlılığının izlerini de taşıyor. Toplumun,<br />
içinde barındırdığı “ötekileri”<br />
kendi bünyesinde eritmesi elbette<br />
zaman alacak bir süreçtir. Bu süreç<br />
öyle kolay, akşamdan sabaha tamamlanacak<br />
bir süreç değildir. Avusturyalıların<br />
çok kültürlü bir hayatı<br />
benimsemesi ve imperyal mensubiyeti<br />
dışında oluşturduğu yeni habitusu,<br />
yani toplum olarak algılama,<br />
hissetme, düşünme ve davranış<br />
modelleri geliştirme edimleri, bu<br />
bilinçle yapılandırması gerekecektir.<br />
“Ötekilerin” de vatandaşlık bağlarını<br />
kabul ederek, ortak bir gelecekte<br />
yaşamayı zımnen kabul etmesi,<br />
taşıyıcı kültürü tanıması - toplumsal<br />
ve sosyal hayatın içinde olmak için<br />
özveri ve çaba göstermesi ve köken<br />
kültürü ile çatışmaya son vermesi<br />
gerekir. Bu çaba egemen kültürün<br />
buyurganlığı altındaki azınlık kültüre<br />
kendi öznel değerlerini terk etmesini<br />
dayatmamalı; aksine gelecek<br />
kuşaklara aktarabilmesi için fırsatlar<br />
oluşturulmasına katkı sağlamalıdır.<br />
Çok kültürlü, ama tek kimlikli toplum<br />
olmanın yolu; bütün grupları din, dil<br />
ve ırk farkı gözetmeden ortak bir<br />
vatan ve bayrak gibi sembol kavramlarla<br />
şekil bulan bir vatandaşlık<br />
anlayışı, kimliği üzerinde birleştirmekten<br />
geçer. Burada “Ülkenin gerçek<br />
sahibi kim?” sorusuna cevap<br />
aramak yerine, ülkeye anayasal yurttaşlık<br />
bağı ile bağlı olan ve yurttaş<br />
olmanın bilinci ve sorumluluğu ile<br />
hareket eden herkesin vatandaşlık<br />
paydasında birleşerek, ülkenin geleceği<br />
hakkında söz ve sorumluluk<br />
sahibi olduğu vurgulanmalıdır.<br />
Türkiye kökenliler Avusturya’nın<br />
sağladığı demokratik hakları kullanarak,<br />
toplum içinde toplumdan<br />
soyutlanmadan, toplumla birlikte,<br />
her iki toplumun yararına olacak<br />
ortak bir gelecek kurmak için el ele<br />
çalışmanın yollarını aramalıdır. Bu<br />
başarıldığında Avusturyalı Türk kimliği<br />
de hayata geçirilmiş olacak, toplumsal<br />
ve sosyal hayatın önündeki<br />
bariyerler de daha kolay aşılacaktır.<br />
Bu bariyerlerin aşılabilmesi, Avusturyalıların<br />
tutumu ile de yakından<br />
ilişkilidir. Seçim dönemlerinde üzerinde<br />
çok da düşünülmeden ortaya<br />
atılan siyasi bir görüş, yabancı kökenlilerin<br />
özne yapıldığı tartışmalar,<br />
maruz kalınan bir olumsuz tutum<br />
muhatabının yüreğini acıtır; kendinden<br />
uzaklaştırır. Bu da ortak kimlik<br />
oluşturulması sürecinin uzamasına,<br />
toplumsal farklılaşmanın belirginleşmesine<br />
neden olur. Öyle ki anlamsız<br />
sloganlar üzerine kavga<br />
edenler, bir süre sonra yaptıkları<br />
kavganın asıl nedenini unutur, anın<br />
gerilimini yaşamaya başlar. Buna<br />
karşın kavga etmek yerine sevgi,<br />
saygı temeline oturtulan karşılıklı<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />
Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />
mcakir@anadolu.edu.tr<br />
Vatan ve kimlik üzerine<br />
müzakereler, tarafların yeni bakış<br />
açıları kazanmalarını sağlar; sorunların<br />
çözümünü kolaylaştırır. Böyle<br />
sıkıntılı anlarda duyguların esiri<br />
değil, aklın efendisi olunmalıdır.<br />
Benim Avrupalı Türklere önerim,<br />
“yaşadığınız toplumun eğitim, kültür<br />
imkânlarından sonuna kadar<br />
yararlanmaya; kendi ana dilinizi<br />
öğrenirken, yaşadığınız toplumun<br />
dilini, kültürünü de öğrenmeye<br />
bakın” şeklinde olacaktır. Yabancı<br />
bir ortamda kabul görmenin ilk şartı<br />
yaşanan çevreye uyum sağlamaktır.<br />
Uyumun anahtarı ise yaşadığınız<br />
çevrede konuşulan dili öğrenmektir.<br />
Dil öğrenmek de kültürel etkileşimin<br />
gerçekleştiği bir süreçtir. Dilini ve<br />
kültürünü öğrendiğiniz toplumun<br />
sizi kabul etmesi bu yolla daha kolay<br />
olacaktır. Kendini ifade edebilen,<br />
sorunlarını anlatabilen bir kişi ile<br />
işbirliği yapmak daha kolaydır.<br />
Yaşanılan ülkenin dilini öğrenmenin<br />
avantajlarını kullanmak için de iyi bir<br />
eğitimin alınması gerekir. Üniversite<br />
eğitimi, meslek eğitimi, her ne<br />
eğitim ise artık…<br />
Uyum sağlamak, geçmişinizi unutmanız,<br />
Türkiye ile ilişkilerinizi koparmanız<br />
anlamına gelmiyor. Aksine siz<br />
geçmişinizi unutsanız da bir gün birileri<br />
çıkar ve size unutamayacağınız<br />
bir dersle geçmişinizi ve kim olduğunuzu<br />
hatırlatır. Bu nedenle siz<br />
arada kalanlardan olmamak için<br />
kendi kültürünüzü, ardından hedef<br />
kültürü iyice öğrenmek durumundasınız.<br />
Avrupa kültürü içinde her ne<br />
kadar Avusturya vatandaşı olsanız<br />
da köken olarak Türk’sünüz; noel<br />
kutlamalarında arkadaşlarınıza eşlik<br />
etseniz de Müslümansınız. Bireyler<br />
vatansız, milletsiz olmayacağına<br />
göre, toplumlar da dinsiz olmaz. Bu<br />
kavramlar da kimliğin yapı taşlarıdır.<br />
Avusturya Türk toplumu da kendi<br />
içinde sahip olduğu farklı kültürlere<br />
rağmen, dışarıdan bakıldığında Türkiyeli<br />
Müslümandır. Çünkü Türkün<br />
sembolü olan hilal ile İslam’ın âlemi<br />
olan hilal bizlere her iki kültürün<br />
taşıyıcısı olmanın sorumluluğunu<br />
yüklüyor. Bu sorumluluk da kendi<br />
içinde ayrışmayı değil; ortak amaçlarda<br />
birleşmeyi, birlikte hareket<br />
etmeyi gerektirir.<br />
Günümüzde toplumu ayrıştıran, ötekileştiren<br />
anlayışa ve onun savunucularına<br />
nice dersler bırakan,<br />
ecdadımız tarihin her döneminde<br />
toplum içinde “öteki” olarak adlandırılan<br />
bir sınıfın oluşmasına karşı<br />
çıkmış; ilişkilerde adil olunmasını,<br />
aşırılıklardan kaçınılmasını emretmiştir.<br />
Müslüman lider ve komutanlar,<br />
ötekinin “yok edilmesi” yerine<br />
“yaşatılması” ilkesine sadık kalmıştır.<br />
Onların evlatları da içinde<br />
bulunduğu alaca karanlığın, gün<br />
aydınlığına dönüşmesini sağlayacak<br />
bilgi ve kararlılığa sahiptir.<br />
6€<br />
Hızlı Havale*<br />
Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />
• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />
bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />
memlekete gönderiyoruz.<br />
• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />
ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />
güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />
Haftaiçi uzun çalışma<br />
saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />
Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />
Cumartesi günleri de açık!<br />
* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />
Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />
DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />
Entgeltliche Einschaltung
3 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
ARALIK <strong>2017</strong><br />
Integrationsmonitor zeigt Handlungsbedarf im Bildungsbereich<br />
Entegrasyon Raporu:<br />
“Eğitime el atılmalı”<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
rk - Viyana Belediyesi 4. entegrasyon<br />
izleme raporuna göre Viyana<br />
nüfusunun %35’i Avusturya dışında<br />
doğanlardan oluşuyor, her iki<br />
Viyanalıdan birisinin anne ya da<br />
babası Avusturya dışında doğmuş.<br />
Entegrasyon ve farklılıklar ekranı,<br />
entegrasyonda durumu ve hangi<br />
alanlarda sorunlar yaşandığı hakkında<br />
bilgi veriyor. Öncelikle gözlenen<br />
alanlar yasal eşitlik, eğitim,<br />
işgücü piyasası ve siyasi katılım.<br />
Entegrasyon izleme raporunun<br />
kamuoyuna açıklanmasında söz<br />
alan Viyana il meclisi eğitim ve<br />
entegrasyon sorumlusu Jürgen<br />
Czernohorszky (SPÖ) şunları söyledi:<br />
“Düşüncemiz entegrasyonu<br />
ölçülebilir kılma, rasyonel ve gerçeklere<br />
dayalı bir düzeye getirme.<br />
Viyana 10 yıldır hızla büyüyen bir<br />
şehir. Uzun bir süre büyümedi<br />
ancak 2005’de 1961’deki 1.6 milyonluk<br />
nüfusuna ulaştı. Bir zamanlar<br />
yabancı uyrukluların oranı<br />
sadece %1.5’ti, şu anda %27.<br />
Bugün Viyana’da 10 yıl öncekinden<br />
190 bin daha fazla insan yaşıyor.<br />
Savaştan ve takipten kaçıp<br />
Viyana’da sığınak arayanların sayıları<br />
geçen yıllarda 4000-5000 kişiydi.<br />
2015’deki büyük mülteci dalgasında<br />
Viyana’da sığınma talebi<br />
olanlar 22 bin civarındaydı.<br />
Her 4 Viyanalıdan 1’si seçim hakkından<br />
mahrum. Bunlardan bir<br />
çoğu en az 10 yıldır Viyana’da yaşadıkları<br />
halde, gelir şartlarını yerine<br />
getiremediğinden vatandaş<br />
olamıyor ve oy kullanamıyor.”<br />
Gelecek aylarda ise Czernohorszky<br />
“forum.wien.welt.offen” programında<br />
uzmanlarla demokratik katılım<br />
konusunu konuşacak.<br />
Eğitim alanında ise görülen eğilim<br />
mecburi eğitimden sonra eğitime<br />
katılımın genelde artmasıdır. Diğer<br />
bir eğilim yüksek eğitim mezunlarının<br />
artması. Ebeveyn ve yeni<br />
genç nesil arasındaki eğitim hareketliliğinin<br />
artması da diğer olumlu<br />
bir yön. Viyana Belediyesi MA 17<br />
bölümünde entegrasyon izleme<br />
proje idarecisi olan Theodora Manolakos<br />
genç neslin eğitimde çıkış<br />
yakaladığını ifade ederek: “Şimdiki<br />
gençler eğitimde ebeveynelerine<br />
nazaran çok daha iyi bir mesafe katettiler<br />
ve bu konuda çaba göstermeye<br />
devam ediyorlar.”<br />
Czernohorszky, 15-18 yaş arası<br />
gelen göçmenlerin eğitim sistemine<br />
uyumda ve ikili eğitim alanlarında<br />
problemler yaşadıklarını,<br />
gençlik kolejleri gibi alınan tedbirlerle<br />
doğru yolda olduklarını, fakat<br />
mecburi eğitim yaşını geçtikten<br />
sonra Viyana’ya gelen mülteci<br />
gençler için daha farklı ve çok hizmete<br />
ihtiyaç olduğunu söyledi.<br />
© Bundesministerium für Landesverteidigung und Sport<br />
Eski Cumhurbaşkanı<br />
Heinz Fischer’e<br />
‘Kültür Ödülü’<br />
Alman Kültür Vakfı Gotha<br />
1997’den beri dünya barışı ve<br />
halkların birbirleriyle anlaşması<br />
için mücadele veren kişileri<br />
‘Friedenstein Ödülü’yle onurlandırıyor.<br />
Ödülün maddi değeri<br />
5.000 euro. Kurt Masur ve İsveç<br />
Kraliçesi Silvia şimdiye kadar<br />
ödülü alanlardan.<br />
Ödülün yeni sahibi Avusturya eski<br />
Cumhurbaşkanı Heinz Fischer<br />
oldu. Thüring’deki Kültür Vakfı<br />
Gotha’nın haberine göre Avrupa’da<br />
barışın kalıcılığı için uğraşan<br />
Heinz Fischer ödüle layık<br />
görüldü. Fischer evrensel barış<br />
için iletişim gücü, uzlaşma ve işbirliğindeki<br />
kabiliyeti ile tanınıyor.<br />
Fischer ödülünü gelecek yıl<br />
19 Nisan’da alacak.
ARALIK <strong>2017</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Dünyaya geldiğinde ağladı, işittiği<br />
sesin kendinden geldiğini anlayınca<br />
sustu. Daha önce hiç işitmediği ve<br />
bir anlam veremediği sesler arasında<br />
buldu kendini. Ama suskunluğu uzun<br />
sürmedi. İhtiyaç hissettiği her an,<br />
gece gündüz demeden yine ağladı.<br />
Zamanla ağlama sesleri, kendini kelimelere<br />
bıraktı. Artık duyduğu sesleri<br />
taklit ederek konuşmaya, hazinesinde<br />
kelimeler biriktirmeye başlamıştı.<br />
Önceleri ağzından çıkan her sözle,<br />
çevresindekileri cezbetmeyi başardı ve<br />
kendini sevdirdi. Yıllar yılları kovaladı,<br />
duyduğu her sözü kaydetti, iyi kötü<br />
demeden biriktirdi. Kelime hazinesi<br />
çoğaldıkça çoğaldı. Şimdilerdeyse,<br />
ağzına geleni aklına sormadan konuşuyor,<br />
kimi zaman gönülleri fethediyor,<br />
kimi zaman isteyerek bazen de<br />
istemeyerek kalp kırmaya devam<br />
ediyor...<br />
İnsanlığın ilk iletişim aracıdır sözler.<br />
İnsan hayatı bir sözle başladı ve yine<br />
bir sözle son bulacak. Dua edelim o<br />
söz, bize cennetin kapılarını aralayacak<br />
nitelikte olsun. Yüce Allah ilk insanı<br />
yarattığında ona her nesnesin adını<br />
öğretti. O ki insana, sayısız nimetleri<br />
bahşeden, bilmediğini öğreten, konuşacak<br />
dil, anlayacak akıl verendir.<br />
İnsan bildiğini konuştu, bilmediğinde<br />
sustu. Merakı onu öğrenmeye götürdü.<br />
Bir söz ile başladı vahiy ve sonra binlerce<br />
kelimelere dönüştü, sayısızca<br />
insanın gönlüne girdi, hayatına yön<br />
verdi. Böylece “Kelamullah” Allah`ın<br />
sözleri meydana geldi.<br />
Sözler, insan hayatında ne kadar da<br />
çok önemlidir. Bazen ağzımızdan çıkan<br />
bir kelime ok etkisi yapıp karşımızdakini<br />
yaralarken yine bir başka söz en<br />
acılı anında onu mutlu edip, tekrar<br />
hayata bağlayabiliyor. Bir kahvenin<br />
kırk yıl hatırı olsa da, bir sözün bir<br />
ömür etkisi olur, düşüncesindeyim.<br />
Ne kadar garip değil mi? Duyulan her<br />
sözün beyinde yankılanıp hayata etki<br />
etmesi. Bazen söyleyemediklerimizin<br />
verdiği ezikliği yaşarken, bazen de<br />
söyledikten sonra pişman olduklarımızın<br />
esiri oluyoruz. Ne güzel olurdu,<br />
yerinde ve dozajinda ifadeler kullanabilsek.<br />
Sözlerimiz güzel, bir o kadar da<br />
kısa ve kolay anlaşılır olsa. İyilikten<br />
güzellikten yana ne varsa ona ilham<br />
olsa. Tıpkı Şems-i Tebrizi’nin ifade ettiği<br />
gibi: “Öyle bir söz söyle ki, cümlelerin<br />
dosta düşmana gül olsun.”<br />
Nihayetinde savaşları başlatan da<br />
bitiren de, gönülleri kıran da yapan da<br />
yine bir sözdür:<br />
Ünlü halk ozanımız Yunus Emre`nin<br />
mısralarında olduğu gibi:<br />
Söz ola kese savaşı,<br />
Söz ola kestire başı,<br />
Söz ola ağulu aşı,<br />
Bal ile yağ ede bir söz…<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
SÖZLERİN ESRARI<br />
Hatta bu konuyla ilgili atasözlerimiz de<br />
vardır:<br />
Tatlı dil yılanı deliğinden, acı dil akıllıyı<br />
çileden çıkarır.<br />
En keskin ve tehlikeli silah dildir.<br />
Silah bir kere, dil bin kere öldürür.<br />
Thomas Edison birgün okuldan geldiğinde<br />
annesine bir kağıt uzatır ve: “Bu<br />
kağıdı öğretmenim verdi ve sadece<br />
sana vermemi tembih etti” der. Annesi<br />
kağıdı alır, şöyle bir göz gezdirdikten<br />
sonra, gözyaşları içinde sesli olarak<br />
oğluna okur: “Oğlunuz bir dahi. Bu<br />
okul onun için küçük ve onu eğitecek<br />
yeterlilikte bir öğretmenimiz yok. Lütfen<br />
onu kendiniz eğitin!”<br />
Aradan uzun yıllar geçer, o artık<br />
bir dahi ve yüzyılın en büyük bilim<br />
adamlarından biridir. Edison annesinin<br />
vefatından sonra birgün, eski aile<br />
eşyalarını karıştırırken birden bire<br />
çekmecenin köşesinde katlı halde bir<br />
kağıt parçası bulur ve okumaya başlar.<br />
Kağıtta aynen şöyle yazılıdır: “Oğlunuz<br />
şaşkın (akıl hastası) bir çocuk. Artık<br />
kendisinin okulumuza gelmesine izin<br />
vermiyoruz.”<br />
Edison saatlerce ağladıkdan sonra<br />
günlüğüne şu satırları yazar: “Thomas<br />
Alva Edison, kahraman bir anne tarafından,<br />
yüzyılın dahisi haline getirilmiş,<br />
şaşkın bir çocuktu…”<br />
Sanırım bu anlamlı hikâyaden sonra<br />
söylenecek bir söz kalmadı.<br />
Şimdi sözün bittiği yerdeyiz.<br />
Viyana (OTS)- Viyana Mesleki<br />
Geliştirme Enstitüsü (BFI<br />
Wien) anketine göre BFI Viyana’nın<br />
çıraklık öğrencileri,<br />
ortalama üstü bir mezuniyet<br />
kotasına sahip. Buna göre<br />
kızların ve erkeklerin %90’a<br />
yakını çıraklık sınavını başarıyor.<br />
Viyana BFI işletmecisi<br />
Franz-Josef Lackinger: ‘‘Sonuçlar<br />
çıraklık eğitimi alan<br />
gençlerin durumunun oldukça<br />
iyi olduğunu gösteriyor ve<br />
buna en güzel kanıt ise BFI<br />
Viyana’daki çıraklık öğrencilerinin<br />
şirket çıraklarından<br />
çok daha iyi olan bitirme<br />
kotaları.’’<br />
2016’nın Haziran ayından bu<br />
yana 182 genç, çıraklık bitirme<br />
sınavına girdi. 163<br />
(%89.5) kişi, 64’ü (%39) iyi ve<br />
pekiyi olmak üzere, sınavı<br />
başarıyla sonuçlandırdı. Lackinger’e<br />
göre bu özellikle çok<br />
dikkate değer bir sonuç,<br />
çünkü Ticaret Odası’nın<br />
Okullarda Psikolojik Taciz’e (Mobbing)<br />
karşı çocuklarınıza dikkat edin!<br />
Okullardaki mobbingi ortaya çıkarmada ilginç bir yöntem<br />
Okullarda sıklıkla karşılaşılan psikolojik<br />
taciz, baskı ve yıldırma (Mobbing)<br />
sorunu her geçen yıl sınıflarda<br />
artarak devam ediyor ve araştırmacılar<br />
bu sorunu giderecek projeler<br />
üstünde çalışmaya devam ediyor.<br />
Geçtiğimiz günlerde Şili ülkesinden<br />
gelen araştırmacılar sınıflarda mobbing<br />
yayılmadan sınıftaki öğrencilerin<br />
sosyal yapılarını aydınlatacak<br />
Firmalar için en başarılı<br />
çıraklar BFI Viyana<br />
Enstitüsü’nde yetişiyor<br />
ve öğretmenleri destekleyecek<br />
bir bilgisayar oyununun tanıtımını<br />
Graz’daki Karl Franzens Üniversitesi’nde<br />
yaptılar.<br />
Oyun, Şili’de binden fazla öğrenci<br />
tarafından oynandı. Sınıfta herkes<br />
birbirine karşı mücadele etti.<br />
Oyunda esnasında ortaklarına para<br />
vererek ya da parayı kendilerinde<br />
tutarak oynadıkları bu oyunda davranışlarına<br />
göre araştırmacılar çocukların<br />
uyumlu mu, işbirlikçi mi<br />
yoksa saldırgan davranış eğiliminde<br />
olduklarını belirlediler. Oyunda parayı<br />
eşlerine veren çocuklar işbirlikçi<br />
ve pozitif tipler olarak, para<br />
aldıkları halde para vermeyenler<br />
ise paylaşımcı olmayan ve agresiv<br />
tip olarak nitelendirildiler. Araştırmacılar<br />
oyundan önce öğretmenlere<br />
sınıftaki çocukların sosyal<br />
durumlarını soruyor, oyundan<br />
sonra sonuçlar, sosyal çalışanlar ve<br />
öğretmenler tarafından yeniden<br />
değerlendiriliyor. Böylece öğretmenler<br />
de davranışlarını öğrencilerin<br />
durumuna göre ayarlayabiliyor.<br />
Bilgisayar oyunun tanıtımını yapan<br />
Şili Santiago Desarollo Üniversitesi’nden<br />
araştırmacılar bir sonraki<br />
adımın programın İngilizce ve İspanyolca<br />
olarak öğretmenlerin erişimini<br />
sağlamak için bir web sitesi<br />
olacağını söyledi. Ayrıca Almanca<br />
ile ilgili de çalışmaların yapılabileceği<br />
duyuruldu.<br />
Steiermark İşçi Odasının bir araştırmasına<br />
göre ankete katılan Steyrli<br />
öğrencilerin %60’dan fazlası mobbingin<br />
günlük okul hayatının bir<br />
parçası olduğunu beyan etti. Mobbing’e<br />
en yüksek oranda küçük<br />
sınıflarda rastlanıyor.<br />
Oyunun tanıtımını yapan Şili Santiago<br />
Desarollo Üniversitesi’nden<br />
Carlos Rodriguez Sickert, değişik<br />
okullardan veriler toplandıktan<br />
sonra hangi durumlarda internetten<br />
zarar görüleceğini ve ağlarda<br />
nerelerde mobbingçilerin bulunabileceğini<br />
ortaya çıkarmayı hedeflediklerini<br />
ifade etti.<br />
Mobbing ne anlama gelir?<br />
Mobbing, bir grup insanın, bir kimseye veya<br />
başka bir gruba sosyal kabadayılık yapması.<br />
Latince kökenli sözcük; psikolojik şiddet, baskı,<br />
kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek<br />
anlamlarına gelir. En iyi ifade eden anlamıyla<br />
yıldırma veya iş yerinde psikolojik terör<br />
anlamlarıdır. Özellikle hiyerarşik yapılanmış<br />
gruplarda ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde,<br />
gücü elinde bulunduran kişinin ya da<br />
grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun<br />
süreli sistematik baskı uygulamasıdır. Son<br />
dönemde sosyoloji ve hukuk başta olmak<br />
üzere çeşitli alanlarda disiplinler arası çalışılan<br />
bir konu haline gelmiştir. Kaynak: wikipedia<br />
BFI Wien: 9 von 10<br />
Lehrlingen schaffen<br />
den Abschluss<br />
(Wirtschaftskammer) kısa bir<br />
süre önce yayınladığı istatistik,<br />
çıraklık öğrencilerinin<br />
%80’inin bitirme sınavında<br />
başarılı olacağını, hatta başarı<br />
kotasının şirketler arası<br />
eğitim alanlarda sadece<br />
%70.5 olacağını söylüyordu.<br />
Lackinger’e göre Viyana BFI<br />
çıraklık öğrencilerinin başarı<br />
sırrı hem öğrencilerin, hem<br />
de eğitimcilerin sadece eğitimin<br />
içeriğine odaklanmaları,<br />
eğitimle ilgisi olmayan küçük<br />
bir faaliyette olsa bununla<br />
ilgilenmemeleri. Yoğun bir<br />
şekilde çıraklık öğrencileriyle<br />
ilgilenmenin olumlu sonuçları<br />
yarışmalarda da kendini<br />
gösteriyor. İnşaat akademisi<br />
dahilinde yapılan en son yarışmada<br />
1. ve 3.’lüğü 73 katılımcı<br />
arasında Viyana BFI’nin<br />
öğrencileri elde etti. Yarışmaya<br />
16 çıraklık öğrencisiyle<br />
katılan BFI Viyana’dan 7 kişi<br />
ilk ona girmeyi başardı.<br />
Siber Saldırıların<br />
Avusturya’ya<br />
Zararı Yıllık<br />
1.6 Milyar Euro<br />
Avusturya siber saldırılardan<br />
büyük zarar görüyor. Özellikle<br />
şirketler bilgisayar korsanlarının<br />
(Hacker) hedefinde.<br />
Açıklanan rakamlara göre Avusturya<br />
genelinde siber saldırılardan<br />
küçük, orta ve büyük ölçekli<br />
şirketler her yıl ortalama 1.6<br />
milyar euro zarar görüyor.<br />
A<br />
VRUP<br />
<strong>HABER</strong><br />
A<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
14.12.<strong>2017</strong> - 15.01.2018<br />
SAYI: 71 ARALIK <strong>2017</strong> - <strong>DEZEMBER</strong> <strong>2017</strong> AUSGABE: 71<br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
R<br />
I<br />
E<br />
C H
5 - ALMANYA / RÖPORTAJ<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
ARALIK <strong>2017</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Almanya’da Bıçaklı Saldırıya Uğrayan Belediye Başkanı ile Özel Röportaj...<br />
ÖZEL<br />
RÖPORTAJ<br />
27 Kasım’da bıçaklı saldırıya uğradınız.<br />
Nasılsınız, Sayın Hollstein?<br />
Bedenen iyiyim. Şükürler olsun yaralanma<br />
sadece derin bir sıyrık.<br />
Bunu da Abdullah ve Ahmet Demir<br />
ile bıçağı büyük ölçüde uzak tutmaya<br />
borçluyum. Benim ve ailem<br />
için olayın psikolojik sonuçlarını<br />
görmezlikten gelemem. Normal<br />
hayatıma geri dönmek için çalışsam<br />
da artık şehirde saldırı öncesinden<br />
farklı bir şekilde yürüyorum.<br />
Okuyucularımıza olayı biraz daha<br />
ayrıntılı açıklar mısınız?<br />
Bir dönercide döner ısmarlarken<br />
diğer bir müşteri bana ''Belediye<br />
Başkanı mısınız ?'' diye sordu. Ben<br />
de her zamanki gibi ''Evet, niçin?''<br />
dedim. Bunun üzerine, onu ‘susuz<br />
bırakacağım’ ve Altena’ya 200 yabancı<br />
getireceğim için beni öldürmek<br />
istediğini söyledi. Bir mutfak<br />
bıçağı çıkardı ve boğazıma dayadı.<br />
İşyeri sahipleriyle saldırganı, daha<br />
sonra da bıçağını atmak zorunda<br />
kalacağı bir pozisyona getirdik. İşyeri<br />
sahibinin eşi 100 metre ilerde<br />
bulunan polisi olay yerine çağırdı.<br />
Genelde Altena’da durum nasıl?<br />
Mülteciler, işsizlik, göçle gelenler<br />
ve göç edenler...<br />
İşsizlik yaklaşık %6.5. Sosyal Yardım<br />
alan mülteci yaklaşık 130. Şehirde<br />
Almanya Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Altena Belediye Başkanı<br />
Andreas Hollstein<br />
“Nefret ve şiddete<br />
karşı mücadeleye<br />
devam edeceğim”<br />
© Alexandra Kromus / PID<br />
mülteci geçmişi olan 450 kişi bulunuyor.<br />
Toplam nüfus 17.300.<br />
Şehirdeki genel havayı nasıl buluyorsunuz?<br />
Siyasetinize çok eleştiri<br />
var mı?<br />
Birlikte yaşam barışçıl ve sakin bir<br />
şekilde devam ediyor. Mülteciler<br />
nedeniyle suç istatistiğinde bir artış<br />
tespit etmiş değiliz. 2015’de çok<br />
kuvvetli eleştiri vardı. İstenilenden<br />
fazla insanı kabul etmek bütün<br />
siyasi güçlerin ortak kararıydı. Aldığımız<br />
mülteciler ağırlıklı olarak aile<br />
ve çocuklardı. Şu sıralar eleştiri yok<br />
gibi, gerçi sağ popülist Almanya<br />
için Alternatif Partisi (AfD) eyalet<br />
ve genel seçimlerde Altena’da da<br />
ortalamayı yakaladı.<br />
Olayın hemen ardından gelen<br />
tepkiler nasıldı?<br />
Tamamen olumluydu. Birçok vatandaş<br />
sözlü ya da yazılı olarak<br />
izlediğimiz yolu doğru bulduğunu<br />
ve bizi desteklediklerini belirttiler.<br />
Bunu, saldırıdan sonra Salı günü<br />
350 vatandaşımızın birkaç saat<br />
geçmeden kendiliğinden ve bireysel<br />
organize ettikleri bir fener alayından<br />
da çıkarabiliriz.<br />
Şahsınıza yapılan saldırı basın tarafından<br />
nasıl algılandı ve (ya)<br />
hangi nedenle takip edildi?<br />
Viyana (OTS)- Viyana Belediye Başkanı<br />
Michael Häupl 100 bininci<br />
hukuk davasını kazanan AK Viyana<br />
Başkanı Rudi Kaske ve davacı Roswitha<br />
Stelzer’i kutlamak için makamında<br />
kabul etti. Kabulde Kaske ve<br />
Häupl yasal korumanın Viyana’daki<br />
çalışanlar için ne kadar önemli<br />
olduğunu vurguladılar.<br />
Häupl’ın kutladığı 100 bininci<br />
Eş zamanlı olarak Köln’de yazar<br />
Navid Kermani’ye devlet nişanı<br />
verme töreni vardı. Törende Kuzey<br />
Ren – Vestfalya Eyaleti’nin (NRW)<br />
Başbakanı Armin Laschet Altena’dan,<br />
Navid Kermani de Köln<br />
Büyükşehir Belediye Başkanı Henriette<br />
Reker ve bugünkü Federal<br />
Meclis Başkanı Wolfgang Schäuble’a<br />
yapılan saldırılardan bahsederek<br />
böyle şeylerin bir daha<br />
olmaması gerektiğini vurguladı.<br />
Sonra Başbakan tüm Alman Basınına<br />
bana da bir saldırı olduğunu<br />
söyleyince, haberin basında ne<br />
kadar hızlı yayıldığını tasavvur<br />
edebilirsiniz. Ben bu fırsatı makam<br />
sahipleri, gönüllüler (itfaiye), sağlıkçılara<br />
yönelik nefret ve tehditlere<br />
işaret etmek için değerlendirdim.<br />
Bunu Alman Şehirler ve Belediyeler<br />
Birliği, „Kommunal“ <strong>2017</strong><br />
gazetesinde bir ankette yayınladı.<br />
Saksonya’da bir mahkeme siyasilerin<br />
darağacına asılan resimleriyle<br />
yapılan kara mizahı sanat özgürlüğünün<br />
bir ifadesi olarak değerlendirirse,<br />
meslektaşlar nefret ve tehdit<br />
nedeniyle istifa ederse, bunlara<br />
karşı durmak ve toplumsal problem<br />
olarak adlandırmak gereklidir.<br />
Mülteci siyaseti nedeniyle saldırıya<br />
uğrayan ve Türk bir döner<br />
işletmecisi sahibinin yardımıyla<br />
hukuk davasının aktörü Roswitha<br />
Stelzer, paketleme sanayiinde bir<br />
firmada 15 yıl çalışan ve akabinde<br />
55 yaşında işten atılan bir kişidir.<br />
AK, Stelzer’e adaletsizlik yapıldığı<br />
gerekçesiyle karara itiraz eder ve<br />
mahkemeye başvurur. Bir yıllık<br />
maaş tutarında çıkış tazminatı, ilaveten<br />
tatil parası, yılbaşı ikramiyesi,<br />
235 saatlik mesai ve 89 günlük<br />
ödenmeyen tatil günü ücretlerini<br />
de talep eder ve sonuçta bu AK’nın<br />
100 bininci kazandığı dava olur.<br />
AK Viyana’nın gurur verici yasal koruma<br />
dava bilançosu: Son 25 yılda<br />
yalnız Viyana’da 100 bin kazanılmış<br />
hukuk davası; bu da AK’nın iş hayatında<br />
endişe ve problemleri olan<br />
çalışanların güvenilir bir ortağı<br />
olduğunu gösteriyor. AK Viyana sadece<br />
2016’da 3.600’den fazla dava<br />
açtı. 3.800 işlemi sonuçlandırdı.<br />
kurtulan bir Alman Belediye Başkanı.<br />
Durum eğer tersine olsaydı,<br />
daha çok ses getirir miydi? Avusturya<br />
basınında örneğin olayın<br />
detayları fazla yer almadı.<br />
Basının etkisinin orda da olduğuna<br />
inanıyorum ve uluslararası basında<br />
(Yunanistan, İtalya, NY Times,<br />
Guardian, Le Monde ) haber yaptı.<br />
Basının nasıl haber yaptığı, 'başka<br />
türlü olsaydı' spekülasyonlarına<br />
taraf olmak istemiyorum.<br />
Saldırı sizin için bir şeyleri değiştirecek<br />
mi? Şahsi ya da siyasi ?<br />
Siyasi olarak küçük şehrim için,<br />
gelecek için önemli şeyler ve tüm<br />
insan grupları için mücadeleye<br />
devam edeceğim. Bölgeler üstü,<br />
modern ve işleyen bir göç için,<br />
nefret ve şiddete karşı mücadeleye<br />
devam edeceğim. Saldırının bende<br />
neler değiştirdiğini henüz tam<br />
olarak açıklamam mümkün değil.<br />
Bunu bir yıl sonra sorabilirsiniz.<br />
Geçmiş olsun diliyor ve bu ilginç<br />
röportaj için teşekkür ediyoruz.<br />
Ben de size teşekkür ederim.<br />
Arbeiterkammer hat 100.000sten Rechtsschutzfall durchgefochten<br />
“Avusturya İşçi Odası 100 Bininci Hukuk Davasını Kazandı”<br />
Häupl und Kaske empfingen AK-Mitglied Roswitha Stelzer<br />
Die 55-jährige Angestellte Roswitha Stelzer wurde von Bürgermeister Michael Häupl und AK Präsident Rudi Kaske im<br />
Wiener Rathaus empfangen. Stelzers Fall war der 100.000ste Rechtsschutzfall, den die AK erfolgreich durchgekämpft hat.<br />
v.li.n.re. Bgm. Michael Häupl, Hans Trenner – Bereichsl. Rechtsschutz Arbeitsrecht, Roswitha Stelzer -AK Mitglied, AK Präs. Rudi Kaske<br />
Bıçaklı Saldırı Olayı Nasıl Yaşanmıştı?<br />
Almanya’nın Altena şehri Belediye<br />
Başkanı 54 yaşındaki Andreas<br />
Hollstein’a bıçaklı bir saldırı<br />
düzenlendi. Saldırganın kimliği 56<br />
yaşındaki Werner S. olarak açıklandı.<br />
Saldırı, bir Türk kebapçısında<br />
gerçekleşti ve restoran<br />
sahibinin ve oğlunun yardımıyla<br />
saldırgan etkisiz hale getirildi. Saldırgan<br />
daha sonra polis tarafından<br />
gözaltına alındı.<br />
Alman savcılığından yapılan açıklamaya<br />
göre, saldırgan belediye<br />
başkanına 34 santimetre uzunluğunda<br />
bir mutfak bıçağıyla saldırdı<br />
ve başkanın boynunun sol<br />
kenarında 15 santimetre uzunluğunda<br />
bir kesik meydana geldi.<br />
Başkan Andreas Hollstein, hastanedeki<br />
tedavisinin ardından taburcu<br />
edildi. Başkana yardım<br />
eden ve hayatına kurtaran restoran<br />
sahibi Ahmet Demir ve babası<br />
Abdullah Demir ile saldırgan arasından<br />
yaşanan boğuşmada, saldırgan<br />
Abdullah Demir’i de hafif<br />
şekilde yaralandı.<br />
Belediye Başkanı da taburcu olduktan<br />
sonra saldırının yaşandığı<br />
döner restoranına giderek kendisine<br />
yardım eden Demir ailesine<br />
teşekkür etti.<br />
Saldırının ardından Almanya Şansölyesi<br />
Angela Merkel, olayı kınnadı<br />
ve başkana yardım edenlere<br />
teşekkür etti.<br />
Bundan daha çok sayıdaki durumlarda<br />
mahkemeye gerek kalmaksızın<br />
problemleri ortadan kaldırdı.<br />
Bunları kendi çözüm yollarını üreterek<br />
ya da doğrudan işverenle<br />
görüşerek sağladı. Mahkemede,<br />
makamlardan ve doğrudan işverenden<br />
üyeleri için AK’lar (İşçi Odaları)<br />
ülke genelinde 532 milyon<br />
euroyu geri aldılar: 220 milyon sosyal<br />
mahkemelerde, 189 milyon<br />
iflas hukukunda, 73 milyon iş hukukunda,<br />
40 milyon vergiler, 10<br />
milyon tüketicinin korunmasından.<br />
AK Viyana daima üyelerinin yakınında:<br />
Prinz Eugen caddesindeki<br />
AK’da 9 yıl önce yeni bir danışma<br />
merkezi kuruldu. Tüm 4 dış merkez<br />
iş hukuku danışmanlığı ve hukukun<br />
uygulanması işine adandı. Kaske:<br />
"Ne zaman ihtiyaç olursa, AK her<br />
zaman yakınızda. Üyelerinin yanında<br />
olmak bizim açık hedefimiz."<br />
AK’nın yasal koruması, kendilerine<br />
avukat edinemeyenlerin de haklarına<br />
ulaşabilmesi için uğraşıyor. AK,<br />
Viyana iş ve sosyal mahkemelerindeki<br />
davaların 2/3’sinde çalışanları<br />
temsil ediyor.<br />
Avusturya’da çalışanlar iş yerinde<br />
her şeyi kabullenmek zorunda<br />
değiller. Kafalarında daima zorda<br />
kalırsam AK’ya giderim fikri var.<br />
Bütün çalışanların -işte henüz çatışma<br />
yaşamamışlar da dahil- bu<br />
fikre sahip olmalarını sağlayan güç<br />
AK’nın yasal koruma hizmetidir.<br />
AK’nın en önemli gücü; Avusturya<br />
genelinde 3 milyonun üstünde,<br />
Viyana’da yaklaşık 1 milyon üyesinin<br />
sayesindedir. Başkan Kaske:<br />
"Kim yasal üyelik ve diğer meseleleri<br />
karıştırırsa, sadece çalışanların<br />
gücünü azaltmış olur."<br />
© www.fotos-braun.de
ARALIK <strong>2017</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 6<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Alev Korun<br />
Die Grünen<br />
alev.korun@gruene.at<br />
12 Stunden am Tag arbeiten?<br />
Das wird "dank" ÖVP<br />
und FPÖ jetzt möglich<br />
Das Erste, worauf sich die zukünftigen<br />
Koalitionspartner ÖVP und FPÖ geeinigt<br />
haben, ist, die zulässige Arbeitszeit pro<br />
Tag auf 12 Stunden zu erhöhen. Damit<br />
wird nicht nur möglich, dass man an<br />
einem einzigen Tag hintereinander 12<br />
Stunden arbeiten "darf", wenn es der<br />
Arbeitgeber verlangt, sondern mehrere<br />
Tage, ja viele Wochen nacheinander.<br />
Stellen Sie sich vor, dass Sie von 9 Uhr<br />
früh bis 9 Uhr abends arbeiten, und das<br />
mehrere Wochen hintereinander. Hätten<br />
Sie dann noch Zeit und Kraft für Ihre<br />
Kinder, Ihre Partnerin/Ihren Partner,<br />
geschweige denn für Freunde oder<br />
weite Verwandte? Und dieser Beschluss<br />
kommt von jenen Parteien, die seit Jahren<br />
behaupten, auf "Familie" besonders<br />
Wert zu legen und konservativ zu sein.<br />
Merken die nicht, dass sie damit Familien<br />
eigentlich auseinanderreißen und Familienleben<br />
verunmöglichen? Täglich 12<br />
Stunden arbeiten soll familienfreundlich<br />
sein?<br />
Wer ist dann jemals bei den Kindern,<br />
unterstützt sie bei Hausaufgaben, spielt<br />
mit ihnen, ist einfach für sie da, wenn<br />
sie Erwachsene brauchen? Aber das<br />
scheint der kommenden rechts-rechtsaußen-Regierung<br />
egal zu sein. Hauptsache,<br />
die Unternehmen können ihre<br />
Mitarbeiter so lange arbeiten lassen, wie<br />
es der Unternehmensgewinn verlangt.<br />
Gewinn als das Wichtigste in der menschlichen<br />
Gemeinschaft, das haben die<br />
"Unternehmerpartei" ÖVP und die radikal<br />
markthörige FPÖ gemeinsam. Der Arbeiter/Angestellte<br />
ist nur ein Werkzeug für<br />
mehr Gewinn, Werte wie Elternschaft,<br />
Familie, Menschlichkeit spielen keine<br />
Rolle. Wer konservativ denkt und eine<br />
dieser beiden Parteien gewählt hat, darf<br />
sich jetzt schon "gratulieren". Die von<br />
ihnen ständig bemühten "Werte" sind die<br />
ersten Verlierer dieser Regierung. Was<br />
braucht es stattdessen? Eine Arbeitszeitbeschränkung,<br />
die ein Familienleben möglich<br />
macht; ein Mindestlohn, von dem man<br />
leben und eine Familie ernähren kann;<br />
Steuergesetze, die großen und vor allem<br />
internationalen Unternehmen keine Wege<br />
öffnen, möglichst KEINE Steuern zu zahlen<br />
im Gegensatz zu jeder Arbeiterin und<br />
jedem Angestellten, deren Einkommen automatisch<br />
besteuert werden. Die Grünen<br />
kämpfen für eine gerechte Gesellschaft<br />
mit Chancengleichheit für ALLE Menschen<br />
und werden sich weiterhin dafür mit aller<br />
Kraft einsetzen. Unterstützen Sie uns bitte<br />
dabei. Gemeinsam sind wir stärker!<br />
Yerli Halkın En Büyük Korkuları Terör ve Mülteciler...<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Viyana (OTS)- Barbara Herzog-Punzenberger<br />
"Göç ve çok dillilik" adlı çalışmasında<br />
öğrencilerin performans farklarının neden<br />
ileri geldiğini araştırdı. Çalışmasının sonuçları<br />
şöyle:<br />
Performans farklarının oluşmasında en<br />
önemli etken ebeveynlerin eğitim geçmişidir.<br />
Bu olgu hem Almanca konuşulan<br />
ailede büyüyen, hem de ilk dili Almanca<br />
dışında dil konuşulan ailede büyüyen öğrenciler<br />
için geçerlidir.<br />
Diğer önemli bir etken öğrencinin Avusturya’ya<br />
geldiği yaştır. Avusturya’da<br />
doğan ya da küçük yaşta Avusturya’ya<br />
göç etmiş öğrenciler daha sonra gelmiş<br />
öğrencilerden daha başarılılardır ama<br />
bu Almanya’dan ya da Doğu Avrupa ülkelerinden<br />
gelen çocuklar için geçerli değildir.<br />
Bunlar içinde 10 yaşından sonra gelip<br />
en iyi notları alanlar da mevcut. Bunun<br />
arkasında geçmiş sosyal yaşantısı ya da<br />
geldiği ülkedeki matematik dersi verilişi<br />
etken olabilir.<br />
Avusturya’daki öğrencilerin performans<br />
farklılıklarını etkileyen diğer bir faktör de<br />
öğrencilerin 10 yaş gibi erken dönemde<br />
lise ve yeni ortaokul gibi okullara yerleştirilmeleridir.<br />
Avusturya, çocukların daha<br />
geç yaşlarda ayrıştırıldığı ülkelere nazaran<br />
8. sınıf performans testlerinde daha keskin<br />
farklılıklar göstermektedir. Bu da ilk<br />
dili Almanca olmayan çocukların öğrenme<br />
Avusturyalılar en çok<br />
Ortalama bir Avusturyalının "aklınıza<br />
risk ve tehlike denince ne<br />
gelir?" sorusuna verdiği cevap<br />
terör ve mülteciler ya da göç.<br />
Sağlık ve Gıda Güvenliği Ajansı ile<br />
Federal Çevre Bürosu’nun yaptığı<br />
anketten bu sonuç çıktı.<br />
neden korkuyor?<br />
‘‘Göçmen Kökenli<br />
Olmak Performans<br />
Farklılıklarının<br />
Oluşmasında<br />
Etkili Değil...’’<br />
‘Göç ve Çok Dillilik’<br />
Viyana’da bir basın toplantısıyla<br />
Sağlık ve Gıda Güvenliği Ajansının<br />
(AGES) idari sorumlusu Wolfgang<br />
Hermann anketi tanıttı. Risk barometresi<br />
adıyla tanıtılan anketin<br />
sonuçları kurumun uzmanlarını<br />
şaşırttı, çünkü onlar en riskli konuların<br />
hastalık yapan mikroplar,<br />
antibiyotiğe direnç gösteren<br />
maddeler ve gıdadaki riskler olacağını<br />
düşündüler, oysa ankette<br />
bu konular risk derecelendirilmesinde<br />
%1.4 gibi bir oranla oldukça<br />
arka planda kaldı. Ankette en<br />
büyük tehlike ya da risk olarak<br />
terör (%22) ve mülteciler (%17)<br />
başı çektiler. Hermann diğer<br />
önemli bir sorun olarak ta hedef<br />
gruplara ulaşmaktaki büyük zorluğu<br />
gösterdi.<br />
Beslenme ve riskler konusu...<br />
Avrupa Gıda Güvenliği Dairesi<br />
(EFSA) direktörü Bernhard Url<br />
AGES ve EFSA’nın kuruluşlarının<br />
15. yılı münasebetiyle Viyana’daydı.<br />
Bernhard Url: "Riskler<br />
anlatılabilir fakat bilim, ‘Bir toplum<br />
riskleri kabul eder mi?’ sorusunu<br />
açıklayamamıştır. Değerler<br />
ve riskler örtüşmezse bir çatışma<br />
alanı meydana gelir."<br />
EFSA direktörü Url’a göre Glyphosate<br />
tartışması şu anda bilimselliğini<br />
yitirmiş durumda.<br />
Tehlike ve riskler hakkında bilgilendirilmek<br />
her zaman için yeterli<br />
olamayabiliyor. Ankete katılanlar<br />
hatalı ve aşırı beslenme konusunun<br />
çok endişe verici olmadığını,<br />
bu konuda iyi aydınlatıldıkları<br />
düşüncesinde olduklarını beyan<br />
ettiler fakat alışkanlıklarını değiştirmediler.<br />
Her zaman olduğu gibi<br />
beslenmeye bağlı hasta sayısı<br />
oldukça yüksek.<br />
Risk raporunda Avusturyalılar<br />
şöyle görünüyor:<br />
Halkın ¼‘i endişeli fakat endişelerini<br />
giderici bir şey yapmıyor.<br />
%34 alışkanlıklarını değiştirmeye<br />
geçici, %25 ise daimi olarak hazır.<br />
(2007’de yapılan Avusturya’da<br />
Risk Anketi’nde katılımcıların yarıya<br />
yakını risklere karşı birşey<br />
yapma konusunda pasiflerdi.)<br />
Bazı risk gruplarının durumu<br />
aynen devam edecek. Bu grupların<br />
içinde özellikle bazıları sahip<br />
oldukları değerlerin bilim tarafından<br />
etkilenmesini istemiyorlar.<br />
Bu tipteki insanlara ulaşmak ta<br />
büyük çaba gerektiriyor. Ankete<br />
toplam 1700 kişi katılım gösterdi.<br />
sonuçlarının daha kötüleşmesine yol açmaktadır.<br />
Araştırmayı yaptıran kurumlardan, Avusturya<br />
Caritası, Viyana Caritası, Kızıl Haç,<br />
Avusturya Samaritan İşçi Birliği, Sanayiciler<br />
Birliği, Avusturya Ticaret Odası, Sendikalar<br />
Birliği ve Avusturya İşçi Odası,<br />
ülkedeki okulların öğrencilerinin çok dillilikleri<br />
üzerine daha çok çalışılmasını ve<br />
bu konuyla ilgilenilmesini talep ettiler.<br />
Avusturya İşçi Odası (AK) Başkanı Rudi<br />
Kaske: "Dillerin çeşitliliğini kullanalım"<br />
Kaske: "Meselemiz herkes için fırsat eşitliği<br />
olan bir eğitim. Çok dillilik ortaya çıkarılması<br />
gereken bir hazinedir. Her çocuk<br />
bununla yetisini gösterecek fırsatı yakalar<br />
ve diğer yandan sosyal bölünme yerine<br />
müreffeh bir birliktelik güven altına alınmış<br />
olur. Çok dillilik ayrıca iş dünyasında<br />
da birçok avantajlar sağlar."<br />
Avusturya Ticaret Odası (WKÖ) Başkanı<br />
Christoph Leitl: "Göç ve entegrasyonun<br />
fırsatlarını kullanalım. Göçmenlerin ve<br />
mülteci statüsü almış sığınmacıların entegrasyonu<br />
ülkemiz için büyük bir şanstır.<br />
Göçmen kökenli genç insanların yetilerini<br />
ortaya koymak ve çalışma fırsatlarını kullandırmak<br />
için eğitimcilere yeni düzenlenmiş<br />
yetiştirme ve geliştirme programları<br />
sunmaya ve bu meslekler için çok dilli<br />
kişilerin işe alımlarında yeni bir düzenlemeye<br />
ihtiyaç vardır."<br />
G öç olmazsa Avustur ya<br />
zor ayakta k alır!<br />
Avusturya’ya<br />
göç beklendiği<br />
kadar hızlı<br />
artmayacak<br />
Avusturya İstatistik Kurumunun hazırladığı<br />
ve genel müdür Konrad Pesendorfer tarafından<br />
açıklanan yeni nüfus tahminine<br />
göre göç Avusturyalı yerli halkın endişelendiği<br />
gibi çok hızlı şekilde artmayacak.<br />
Konrad Pesendorfer: "2015 istisnai bir<br />
yıldı. O yıl göç nedeniyle nüfus 113.100<br />
kişi, geçen yıl sadece bunun yarısı kadar<br />
(64.700) kadar arttı. Göç artışı beklenilenden<br />
daha hızlı normalleşmeye başladı.<br />
Kurumun yeni tahmini ise 2020’ye kadar<br />
nüfus göçle yılda 46 bin büyüyecek.<br />
Göç olmazsa Avusturya nüfusu artmaz...<br />
Özellikle yaşlanan nüfus ve Avusturyalı<br />
ailelerin çocuk sahibi olmaya çok sıcak<br />
bakmaması sebebiyle, göç olmadığı taktirde<br />
nüfus giderek azalacak ve ülkeyi<br />
geleceğe taşıyacak genç ve dinamik nüfus<br />
konusunda büyük sıkıntı yaşanacak.
7 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
ARALIK <strong>2017</strong><br />
ABD Washington merkezli Pew<br />
Araştırma Merkezi'nin açıkladığı<br />
"Europe’s Growing Muslim Population<br />
- Avrupa'da Büyüyen Müslüman<br />
Nüfus" (Europas wachsende<br />
muslimische Population) araştırma<br />
sonuçlarına göre avrupa'da Müslümanların<br />
genel nüfusa oranı, göçmen<br />
kökenli yerleşik Müslüman<br />
nüfustaki doğumların yanı sıra yeni<br />
göç ve sığınmacı akımlarının da<br />
büyük etkisiyle yükselmeye devam<br />
ediyor.<br />
Üç Farklı Senaryo<br />
Araştırmada Avrupa'daki Müslüman<br />
nüfusun artışına dair farklı<br />
üç senaryo yer aldı. İlk senaryoda<br />
Avrupa'ya yoğun göç akışının<br />
devam etmesi durumu, ikincide<br />
orta seviye göç akışı durumu ve<br />
üçüncü senaryoda ise artık çok<br />
azalmış göç durumu seçenekleri<br />
üzerinden yola çıkıldı.<br />
Avusturya İstatistik Kurumu tarafından<br />
açıklanan resmi rakamlara<br />
göre <strong>2017</strong> yılının ilk 9 ayında toplam<br />
6.856 kişi Avusturya vatandaşlığına<br />
geçti ve bu bir önceki yılın ilk<br />
9 ayına göre +% 9,2 bir artış anlamına<br />
geliyor.<br />
Avrupa'da<br />
Müslümanların<br />
sayısı artıyor<br />
Avrupa Birliği ülkeleri göçmenlere soğuk baksa da Müslüman nüfusun artışı engellenemiyor...<br />
Her üç senaryoda da Avrupa<br />
Müslüman nüfusunun artık geri<br />
dönüşü olmayacak bir şekilde sürekli<br />
artacağı ve bu artış oranının da<br />
yükseleceği rakamlarla ortaya konuldu.<br />
Almanya’da durum nasıl olacak<br />
Avrupanın en büyük gücü Almanya'ya<br />
göçün "orta hızda" devam etmesi<br />
halinde günümüzde yaklaşık<br />
yüzde 6 olan Müslümanların nüfusa<br />
oranı neredeyse ikiye katlanarak<br />
2050 yılında yüzde 11'e yükselecek.<br />
Araştırmacılar "orta hız" olarak<br />
Almanya'ya sığınmacı göçünün tamamen<br />
durması ile öğrenci, işçi<br />
göçü ve aile birleşimi gibi "normal"<br />
göçün geçmiş yıllardaki hızıyla<br />
devam etmesi varsayımını baz<br />
alıyor.<br />
Almanya'ya her tür göçün durması<br />
durumunda bile Müslümanların nüfusa<br />
oranının 2050 yılında yüzde 9'a<br />
<strong>2017</strong>’nin İlk 9 Ayında Kaç Türk<br />
Avusturya Vatandaşlığına Geçti?<br />
MAMA, PAPA,<br />
ICH WERDE<br />
EUCH NIE<br />
VERGESSEN.<br />
Türkler 2. Sırada<br />
En çok vatandaşlığı tercih edenler<br />
950 kişi ile Bosnalılar oldu. Ayrıca<br />
597 Türk, 464 Kosovalı, 437 Sırp ve<br />
340 Afgan da bu ilk 9 aylık süreçte<br />
vatandaşlığa geçerken, bu rakamların<br />
% 52.2’sini kadınlar oluşturdu.<br />
KINDER<br />
SCHÜTZEN!<br />
www.kinderschuetzen.at<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
yükseleceği öngörülüyor. Göçün,<br />
sığınmacı akınının en yoğun şekilde<br />
yaşandığı 2014-2016 yılları arasındaki<br />
seviyede devam etmesi durumunda<br />
ise Müslümanların Almanya<br />
nüfusuna oranının 2050 yılında<br />
yüzde 20'ye yükselmesi kaçınılmaz<br />
görünüyor.<br />
Genç ve doğurgan nüfus<br />
Araştırmacılar, göç dışında Müslüman<br />
nüfusun artışına yol açacak iki<br />
ana nedeni yaş ortalamasının oldukça<br />
genç, dinamik ve doğum<br />
oranlarının yüksek olması olarak<br />
açıklıyor. Araştırmaya göre Almanya'daki<br />
Müslümanların yaş ortalaması<br />
sadece 31 iken Müslüman<br />
olmayanların ortalama yaşı 47.<br />
Avrupa'da Müslümanlar arasında<br />
doğum oranı da Müslüman olmayanlara<br />
göre çok daha yüksek. Güneydoğu<br />
Asya kökenli çok sayıda<br />
Müslüman'ın yaşadığı İngiltere'de<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Müslüman kadın başına çocuk<br />
sayısı 2.9 olarak tahmin ediliyor.<br />
İngiltere'de Müslüman olmayan kadınlarda<br />
ise bu sayı 1.8.<br />
Almanya'da ise Müslüman ve Müslüman<br />
olmayan kadınların doğum<br />
oranları arasındaki fark Avrupa<br />
geneline göre daha düşük. Enstitü'nün<br />
tahminlerine göre Almanya'daki<br />
Müslüman kadınlar arasında<br />
doğum ortalaması 2015-2020<br />
yılları arasında 1.9 çocuk iken Müslüman<br />
olmayan kadınlarda bu sayı<br />
1.4 olarak gerçekleşecek.<br />
Din değiştirenlerin sayısı az<br />
Pew Enstitüsü'nün AB ülkeleri, Norveç<br />
ve İsviçre'deki verileri değerlendirdiği<br />
araştırmasında, din değiştirme<br />
yoluyla gerçekleşen değişikliklerin<br />
Avrupa genelinde nüfus<br />
oranlarını etkileyecek önemde olmadığına<br />
da dikkat çekiliyor. 2010<br />
yılı ortasından 2016 yılı ortasına<br />
kadar İslam dininden çıkanların<br />
sayısının İslam dinine geçenlerden<br />
60 bin kişi daha fazla olduğu kaydediliyor.<br />
En çok Müslüman Fransa’da<br />
Pew Enstitüsü'nün araştırmasına<br />
göre sömürge geçmişi nedeniyle<br />
Fransa, 5 milyon 700 bin kişiyle<br />
Avrupa'da en fazla Müslüman'ın<br />
yaşadığı ülke. Fransa'da Müslümanların<br />
genel nüfusa oranı şu an<br />
yüzde 8.8 iken bu oranın İsveç'te<br />
yüzde 8.1 ve İngiltere'de yüzde 6.3<br />
olduğu tahmin ediliyor.<br />
Polonya Müslümanlara sert<br />
2015 yılında doruk noktasına ulaşan<br />
sığınmacı krizinde sığınmacıları<br />
kabul etmeye yanaşmayan ve sığınmacılara<br />
karşı sert politikalarıyla<br />
tepki toplayan Polonya'da Müslümanların<br />
genel nüfusa oranının<br />
yüzde 0.1'in altında kalması dikkat<br />
çekti.<br />
Avusturya Nüfusu 2080’e<br />
Kadar 10 Milyon Olacak<br />
Göçmenler Avusturya’yı Gelecekte Ayakta Tutacak...<br />
Zehn Millionen Einwohner bis<br />
zum Jahr 2080<br />
Geçtiğimiz günlerde Avusturya<br />
İstatistik Kurumu, başkent Viyana’da<br />
Avusturya’nın aktüel nüfusunu<br />
ve 2080’e kadarki tahminini<br />
açıkladı. Buna göre:<br />
Uluslararası göç nüfusun artış<br />
nedeni. Gelecek 5 yılda Avusturya’nın<br />
9 Milyon sınırını aşması<br />
bekleniyor. Uzun vadede Kärnten<br />
dahil tüm eyaletlerin nüfusunda<br />
artış olacak. Tahmine<br />
göre en yüksek artışlar doğu<br />
eyaletlerinde, Viyana 2040’a<br />
kadar %14, 2080’e kadar %23<br />
büyüyecek. 2026’da Viyana monarşinin<br />
sonlarına yakın olduğu<br />
gibi 2 milyonluk bir şehir, Salzburg<br />
Kärnten’i geçerek altıncı<br />
kalabalık eyalet olacak.<br />
Doğumlarda az bir artış<br />
Kurumun tahmini, doğum oranına,<br />
ölümlere, beklenen yaşam<br />
süresi ve uluslararası göçteki<br />
varsayımlara dayanıyor. 2080’de<br />
beklenen kadın başına 1.6 çocuk<br />
ve çocuk sahibi olma yaşı 33, ayrıca<br />
beklenen yaşam süresi artışı<br />
erkeklerde 10, kadınlarda 8 yıl<br />
olarak hesaplanıyor.<br />
Avusturya’ya göç nüfus artışı<br />
için en büyük etken<br />
Avusturya İstatistik Kurumu<br />
Genel Müdürü Konrad Pesendorfer:<br />
"Uluslararası göç almazsak<br />
2080’de nüfus 6.6 milyonun<br />
biraz üzerinde kalır. Şu andaki<br />
Avusturya’ya göç ise 20-65 yaş<br />
arasında çalışan nüfustaki azalmayı<br />
sadece birkaç sene geciktirir.<br />
Aynı zamanda çok çocuk<br />
sahibi olan kuşakta yaşlanarak<br />
65 yaş üstü grubun sayısını arttırdı.<br />
Gelecek yıllarda da Avusturya’ya<br />
göç beklenenden daha<br />
yavaş artacak. Bununla birlikte<br />
göç uzun vadede Avusturya’nın<br />
nüfus artışını sağlayan etken olarak<br />
kalmaya devam edecek."<br />
Göç çok önemli<br />
Göçmenlerin büyük bir grubu<br />
Avusturya’da doğan, çalışma ya<br />
da yükseköğrenim için yurt dışına<br />
giden ve bir süre yurt dışında<br />
yaşayıp geri dönen kişilerden<br />
oluşuyor (%9). Uluslararası göçmenlerin<br />
yarısı AB ve (ya) Avrupa<br />
Serbest Ticaret Bölgesi<br />
(EFTA) ülkelerinden geliyor.<br />
Avrupalı 3. ülkelerden ve Türkiye’den<br />
%17’si ve ¼’i Avrupa<br />
dışında doğanlardan oluşuyor.<br />
En hareketli olanlar 20 ile 30 yaş<br />
arasında olan genç yetişkinler ve<br />
en çok bu gruptakiler Avusturya’ya<br />
(‘dan) göç ediyor.<br />
Yurtdışında doğan nüfus bütün<br />
eyaletlerde artmaya devam ediyor.<br />
2080’de Avusturya’da yaşayanların<br />
¼’inden fazlası Avusturya<br />
dışında doğanlardan oluşacak.<br />
Şu anda Avusturya dışında<br />
doğanların oranının en<br />
yüksek olduğu eyalet Viyana ve<br />
bu olgunun 2080’e kadar değişmesi<br />
beklenmiyor.
ARALIK <strong>2017</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 8<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Noch verhandeln ÖVP und FPÖ über ein<br />
neues Programm, mit dem sie Österreich<br />
die nächsten Jahre regieren<br />
wollen. Bis jetzt dringen nur Zwischenüberschriften<br />
aus den Verhandlungsräumen<br />
nach außen. Was wir aber bis<br />
jetzt erfahren, verheißt nichts Gutes für<br />
unser Land und uns alle.<br />
Im Bildungsbereich wollen beide die von<br />
uns mühsam errungenen Reformen der<br />
letzten Jahre rückabwickeln: in Volksschulen<br />
soll es wieder Noten geben,<br />
generell eigene Klassen für Kinder mit<br />
Deutschschwäche (Segregation statt<br />
Inklusion!) und Eingangsverfahren an<br />
NMS/AHS-Unterstufen. Wenn die Eltern<br />
den gesetzten Bildungsvorgaben nicht<br />
folgen, gibt es Sanktionen bei Sozialleistungen.<br />
Vorexerziert wird diese reaktionäre Bildungspolitik<br />
gerade in Oberösterreich.<br />
Ab Februar 2018 spart Schwarz-Blau bei<br />
den Kindern ein: 13 Millionen Euro will<br />
man den Eltern als Gebühren für die<br />
Kinderbetreuung abknöpfen. Das bringt<br />
nicht nur viele Eltern an ihre finanziellen<br />
Grenzen, in kleinen Gemeinden sind<br />
Kindergartengruppen bedroht, aufgelöst<br />
zu werden. Eltern stehen dann ohne<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
Für uns gilt nach<br />
wie vor: Kein Kind<br />
zurücklassen!<br />
Betreuungsplatz da und laufen Gefahr,<br />
ihrem Beruf nicht mehr nachgehen zu<br />
können. Was durchaus im ideologischen<br />
Sinn der beiden Parteien ist: Insbesondere<br />
Frauen werden aus dem Arbeitsmarkt<br />
gedrängt.<br />
Umso wichtiger wird daher in den<br />
nächsten Monaten, dass wir SozialdemokratInnen<br />
unsere bildungspolitischen<br />
Vorstellungen deutlicher machen.<br />
Damit klar wird, was uns von der neuen<br />
Regierung abhebt. Wir SozialdemokratInnen<br />
sind eine Kultur- und Bildungsbewegung,<br />
die durch den Aufbau einer<br />
sozialen und gerechten Gesellschaftsordnung<br />
und unseren Einsatz für Chancengleichheit<br />
und Bildungsgerechtigkeit<br />
dafür kämpft, dass alle Menschen ihr<br />
Recht auf Bildung leben können. Die Zukunft<br />
unserer Kinder darf nicht von der<br />
sozialen Schicht, dem Wohnort, dem<br />
Namen, dem Geburtsort oder dem Einkommen<br />
der Eltern abhängen. Bildung<br />
ist kein Privileg der Reichen. Wir kämpfen<br />
für ein Bildungssystem, das allen<br />
Kindern gleiche Chancen garantiert und<br />
das bereits die Jüngsten individuell und<br />
bestmöglich fördert. Wir SozialdemokratInnen<br />
lassen kein Kind zurück.<br />
Avusturya Merkez Bankası<br />
35 Ton Altını Geri Getiriyor<br />
Avusturya Merkez Bankası (OeNB), Londra<br />
ve Zürih’te bulunan Avusturya’nın altın rezervinin<br />
bir kısmını yurda getirme planına<br />
göre bu yılda 35 ton altını Viyana’ya getiriyor.<br />
Bu arada 65 ton yabancı rezerv Viyana’da<br />
tutuluyor. 35 ton altını getirme işinin<br />
2018’de bitirilmesi hesaplanıyor.<br />
2015’de ilk 15 ton OeNB’deki kasalara<br />
kondu. 2016’da diğer 15 ton ve <strong>2017</strong>’de de<br />
35 ton Viyana’daki rezervlere eklendi.<br />
OeNB sözcüsü Christian Gutlederer 2018<br />
sonbaharına kadar toplam 90 ton altının<br />
Viyana’ya getirilmiş olacağını, ve şu an<br />
Viyana’da 50 ton altının bulunduğunu sözlerine<br />
ekledi.<br />
Altınları Avusturya’ya geri getirmenin<br />
maliyeti yarım milyon euro...<br />
90 tona ulaşılması için 2018’de 25 ton<br />
daha getirilmesi gerekiyor. 2018’in sonuna<br />
kadar tamamı 280 ton olan altın<br />
varlıklarının yarısını (140 ton) Avusturya’ya<br />
geri getirmek için OeNB planını uygulamayı<br />
sürdürüyor. Geri kalan 140 ton, altın<br />
ticareti piyasası olan Londra’da 84 tonu,<br />
İsviçre’de 56 tonu olmak üzere kalmaya<br />
devam edecek.<br />
Merkez Bankası sözcüsü Gutlederer’in<br />
açıklamasına göre altınları geri getirme<br />
maliyeti yarım milyon euro civarında<br />
olacak. Altınları Viyana’da depolamak<br />
yurtdışına göre daha hesaplı olacak, bu<br />
da depolama masrafının düşmesinden<br />
kaynaklanacak.<br />
OeNB hazine dairesi genel müdürü Franz<br />
Partsch, Merkez Bankasındaki varlıkların<br />
olağanüstü kriz durumunda harekete geçirilecek<br />
rezervlerin bir kısmı olarak planlandığını<br />
ifade etti.<br />
Müdür Partsch şunları söyledi: "Altın rezervlerinin<br />
amacı kriz durumlarında bu<br />
altını dövizle değiştirmek ya da dövizi<br />
finanse etme potansiyeline sahip olabilmektir.<br />
Mali krizde diğer bütün şeyler<br />
dururken, altın piyasası işlemeye devam<br />
etmiştir. 21 milyar euroluk milli para<br />
rezervinin yaklaşık yarısı altın olarak<br />
tutuluyor. Şu andaki miktar ise 9.8 milyar<br />
euro."<br />
„Teach for Austria“<br />
‘Avusturya İçin Öğretin’<br />
„Teach for Austria“ Amerika Birleşik Devletleri<br />
(ABD) çıkışlı eğitim alanında bir inisiyatif<br />
ve 1990‘dan beri 20’den fazla ülkede deneniyor.<br />
İnisiyatifin amacı eğitimde sosyo-ekonomik<br />
farklardan dolayı oluşan ‘kötü<br />
durumda olanların’ dezavantajlarını kaldırmak.<br />
Avusturya’da da böyle bir inisiyatif<br />
2012/13 eğitim-öğretim yılında bir dernek<br />
tarafından başlatıldı. 5 yıldır yaklaşık 90 yeni<br />
üniversite mezunu Viyana ve Aşağı Avusturya’da<br />
iki yıllığına belirlenmiş okullarda eğitim<br />
görevini sürdürüyor. Hedef eğitim<br />
imkânı kısıtlı öğrencilere yeni eğitim perspektifleri<br />
açmak ve sosyal-ekonomik şartlardan<br />
dolayı oluşan dezavantajları asgariye<br />
indirmek. 2018’de bu inisiyatif Yukarı Avusturya’da<br />
da başlayacak.<br />
Değişik bölümlerden seçkin yüksekokul mezunlarına<br />
yaz döneminde yoğun bir pedagoji<br />
eğitimi verilecek ve bu bireyler pedagog<br />
ihtiyacı duyulan pilot okullara gönderilecek.<br />
İlk kez 2012’de 24 eğitmen okullara gönderilmişti.<br />
İnisiyatif Avusturya’da da başarıyla<br />
uygulanıyor. 2018’de sonbahar döneminde<br />
10 yeni eğitmen Wels ve Linz’de seçilen<br />
okullarda görevlerine başlayacak.<br />
Okullardan büyük talep<br />
Farklı alanlardaki yeni tip ortaokul ve politeknik<br />
okullarla bağlantı il ve eyalet talim ve<br />
terbiye kurulu ve bu kurumun özel sözleşmelerle<br />
çalıştırdığı yüksekokul mezunları<br />
üstünden sağlanıyor. Siyasetten destek ve<br />
okullardan da büyük bir talep var.<br />
Eğitmenlerin yarısı iki yıl hizmet sürelerini<br />
tamamladıkları halde yenilerle birlikte görevlerine<br />
devam ediyor. Derneğin işletmecisi<br />
Walter Emberger, derneğin eğitimini kariyer<br />
değişikliği için resmi olarak etkinleştirme<br />
uğraşı içinde. Toplumda değişiklikler<br />
meydana getiren ve beraberinde farklı teknolojiler<br />
barındıran yeni eğitim konuları ve<br />
eğitimciler için yeniden başlama ve kariyer<br />
yapma yollarına karşı açık olma, son yıllarda<br />
bütün eğitim sisteminde artış gösterdi.<br />
Bu zor göreve çok büyük ilgi var<br />
Moleküler biyoloji, kuantum fiziği, ekonomi,<br />
işletme, siyaset bilimi, opera ve şan gibi<br />
farklı bölümlerden mezun olan genç akademisyenler<br />
çalıştıkları bu iki yılın hayatlarının<br />
en zor anları olduğunu, fakat bunun yanında<br />
hayat kazanımlarının büyük bir kısmını da bu<br />
iki yıl içinde edindiklerini ifade ediyorlar. Bu<br />
iki yılı yaşayanın stres testi yapmasına gerek<br />
yok, çünkü bu bireyler her zaman zorlukların<br />
karşısına başarıyla dikilir ve farklı bireylerle<br />
iletişim kurar.<br />
Göreve talep çok ve ortalama her 15 adaydan<br />
biri görev alabiliyor. Son senelerde<br />
görev alanların içinde göçmen kökenli mezunların<br />
oranının arttırılması sağlandı.<br />
Zor durumda olan ailelerden gelen öğrencilerin<br />
de somut ve gerçekleştirmek istedikleri<br />
hedefleri var ve burası uygun bir platform.<br />
Viyana Caddelerinde 2030’da<br />
80 Bin Elektrikli Otomobil<br />
Araştırmaya göre E-Otomobiller her geçen gün artacak...<br />
Viyana Teknik Üniversitesi’nin yaptığı bir<br />
araştırmaya göre 2030’a kadar başkent Viyana’da<br />
80 binin üzerinde elektrikli otomobil<br />
caddelerde boy gösterecek. Bunun için ek<br />
1000 yükleme istasyonu için altyapının oluşturulması<br />
gerekli.<br />
Şu anda Avusturya’da trafiğe çıkmasına izin<br />
verilen tüm elektrikli otoların sadece %10’u<br />
başkent caddelerinde faal durumda. Araştırmayı<br />
yayınlayan Paul Pfaffenbichler’e göre<br />
hem teknolojik gelişme hem de siyasi destek<br />
tedbirleri ve elektirikli araçlara olan ilginin de<br />
etkisiyle bu yönde çalışmalar artacak. Yükleme<br />
istasyon noktaları için altyapının geliştirilmesi<br />
ile 2030’da Viyana caddelerinde 80<br />
bin e-otomobilin olması hayal değil.<br />
Viyana Enerjinin (Wien Energie) işletme müdürü<br />
Michael Strebl yükleme yerlerinin inşası<br />
için 15 milyon euro yatırım yapılacağını duyurdu.<br />
Strebl hedeflerinin 1000 yükleme istasyonunu<br />
kurarak Viyana’yı e-hareketliliğin<br />
başkenti yapmak olduğunu ve yükleme yerlerinde<br />
%100 çevre dostu enerji kullanılacağını<br />
ifade etti.<br />
Yükleme istasyonlarının inşası, elektirikli oto<br />
pazarının gelişmesine bağlı olarak gerçekleştirilecek.<br />
Yatırımın zamanlaması ve e-hareketliliğin<br />
gelişmesinin uyum içinde olması<br />
sağlanacak. Viyana Yeşiller Partisi’nin il meclisindeki<br />
ulaştırmadan sorumlu üyesi Maria<br />
Vassilakou, bunun önemli olduğunu çünkü<br />
eğer bütün şehirde yüzlerce yükleme istasyonu<br />
kurupta bunları kullanacak yeterli sayıda<br />
araç olmazsa bunun anlamsız olacağını<br />
vurguladı ve zamanla 500 yeni yükleme noktasının<br />
kurulacağı sözünü verdi.<br />
Studie: 80.000 E-Autos im Jahr 2030<br />
Bis z um Jah r 20 30 kön nte e s in Wie n über 80.0 00 E -A utos geben
<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2017</strong><br />
Jetzt<br />
anmelden!<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Statement von<br />
Sebastian Kurz,<br />
Außen- und Integrationsminister<br />
INTEGRATION / SPRACHE - 9<br />
Individuelle Nachhilfe • Größte Flexibilität<br />
Qualifizierte Nachhilfelehrer • Bessere Noten<br />
Bireysel Ders Yardımı • Büyük Esneklik<br />
Kalifiye Eğitmenler • Daha İyi Notlar<br />
Schon ab<br />
9,50 € 2<br />
pro Unterrichtsstunde<br />
(45 Min.)<br />
Lassen<br />
Jetzt<br />
Sie<br />
auch:<br />
sich beraten:<br />
Training für<br />
www.schuelerhilfe.at<br />
die Zentralmatura!<br />
¹<br />
Sondertarif: gültig nur in<br />
teilnehmenden<br />
Şimdi:<br />
Standorten; alle<br />
Merkezi Matura<br />
Tarifbedingungen unter www.<br />
İçin Alıştırmalı<br />
schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />
Eğitim!<br />
² 1Sondertarif: gültig nur in teilnehmenden Standorten; alle Tarifbedingungen auf www.schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />
2 Informationen über Tarifgestaltung bzw. -staffelung werden in der jeweilige Zweigstelle<br />
bereitgestellt.<br />
INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />
HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />
SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />
WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />
TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />
WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />
ÖIF würdigt<br />
wissenschaftliche<br />
Arbeiten zu<br />
Integration<br />
Mit dem "Forschungspreis Integration" ehrt<br />
der ÖIF jährlich wegweisende Abschlussarbeiten<br />
zu Herausforderungen im Integrationsbereich<br />
Ende November wurde wieder der "Forschungspreis<br />
Integration <strong>2017</strong>" des Österreichischen<br />
Integrationsfonds (ÖIF) an<br />
StudienabsolventInnen vergeben, die sich in<br />
ihren Abschlussarbeiten mit dem Thema<br />
Migration und Integration beschäftigt<br />
haben. Dabei waren unter anderen Migrationsforscher<br />
Rainer Münz und Politikwissenschaftler<br />
und Meinungsforscher Peter<br />
Hajek zu Gast.<br />
Seit 2005 zeichnet der ÖIF Bachelor-,<br />
Diplom- und Masterarbeiten sowie Dissertationen<br />
aus, die neue Blickwinkel und<br />
Forschungsansätze zu den Themen Migration<br />
und Integration entwickeln. Ziel ist<br />
es, die wissenschaftliche Auseinandersetzung<br />
mit Herausforderungen im Integrationsbereich<br />
langfristig zu fördern. Der diesjährige<br />
Fokus lag bei Arbeiten, die den<br />
Schwerpunkt auf Flüchtlingsintegration, Zusammenleben<br />
in Österreich, Arbeitsmarktintegration,<br />
und Fragen der kulturellen<br />
Integration legten.<br />
Unter über 170 eingereichten Arbeiten wurden<br />
vier besonders avancierte Publikationen<br />
ausgewählt. Diese behandelten Themenbereiche<br />
zur Situation von ehrenamtlichen<br />
HelferInnen im Flucht- und Asylbereich in<br />
Tirol (Gesundheits- und Sozialmanagement,<br />
Management Center Innsbruck), zur Verteilung<br />
von Kindern mit Migrationshintergrund<br />
an Grazer Volksschulen (Soziologie, Karl<br />
Franzens Universität Graz), zur Rolle des<br />
Dialektes im Sprachunterricht mit Deutschlernenden<br />
(Germanistik, Leopold Franzens<br />
Universität Innsbruck) sowie zur Situation<br />
von Journalist/innen mit Migrationshintergrund<br />
in österreichischen Fernsehredaktionen<br />
(Kommunikationswissenschaft, Universität<br />
Wien).<br />
Mehr Infos zum Forschungspreis Integration<br />
www.integrationsfonds.at/stipendium/forschungspreis-integration/<br />
© Felicitas Matern / feelimage.at<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
Kosewörter auf Russisch und lustiges Slowenisch<br />
Seitdem ich mit Eltern und deren Kindern zum<br />
Thema mehrsprachige Erziehung arbeite, fanden<br />
viele unterschiedliche Familien den Weg<br />
zu mir, unter anderem Anna und Chris mit<br />
ihrem Sohn Viktor. Viktor wächst mit Slowenisch<br />
und Deutsch auf. Im Gespräch sagte Viktors<br />
Vater etwas Entscheidendes: "Ich bin auch<br />
dafür zuständig, dass Viktor Slowenisch lernt!"<br />
Im familiären Alltag spricht der Vater Deutsch<br />
mit dem Kind und die Mutter Slowenisch. Untereinander<br />
sprechen die Eltern Deutsch. Die<br />
Mutter ist selbst zweisprachig aufgewachsen,<br />
mit Slowenisch und Deutsch. Viktor geht in<br />
einen deutschsprachigen Kindergarten. Die<br />
Momente sind also nicht viele, in denen er Slowenisch<br />
hört und aktiv verwenden kann. Umso<br />
wichtiger ist es also, diese Sprache zu stärken.<br />
Was meinte aber Chris genau? Ich hakte nach.<br />
"Mein Sohn spürt, dass ich hinter seinen beiden<br />
Sprachen stehe. Dass ich nicht nur Deutsch<br />
als wichtig erachte, sondern auch seine sprachliche<br />
und kulturelle Entwicklung auf Slowenisch<br />
unterstütze. Auch wenn ich die Sprache<br />
aktiv nicht spreche, stehe ich moralisch hinter<br />
dem Modell und den Bemühungen von Anna."<br />
Die moralische Unterstützung<br />
Er gab mir ein Beispiel. Als die Familie in<br />
Slowenien war und Viktor die Sprache auf der<br />
Die Rolle des deutschsprachigen Elternteils<br />
für die Entwicklung der anderen Sprache<br />
Kommende Termine für Eltern:<br />
Straße hörte, machte er sich darüber lustig und<br />
suchte bei seinem Vater einen Verbündeten.<br />
"Ich bin aber nicht auf seinen Spaß eingegangen.<br />
Später, als wir allein waren, habe ich ihm<br />
gesagt, dass ich diese Sprache schön finde und<br />
ich mich freuen würde, wenn ich so viel<br />
verstehen und sprechen könnte wie er. Ich<br />
spürte, er war unsicher. Dann war er stolz, dass<br />
er etwas beherrscht, was der Papa nicht kann.<br />
Ich habe dadurch seine Entwicklung auf Slowenisch<br />
beeinflusst, ohne diese Sprache mit<br />
ihm zu verwenden." Die Geschichte von Viktor<br />
zeigt, wie wichtig die moralische Unterstützung<br />
des Partners ist, der die Mehrheitssprache<br />
spricht. Dass er hinter dem Vorhaben<br />
"mehrsprachige Erziehung" steht.<br />
Sprache und Gefühl<br />
Es gibt Eltern, die diesen wichtigen Zugang<br />
nicht verinnerlicht haben. So erzählte mir eine<br />
Mutter, die mit ihrer Tochter Polnisch spricht,<br />
dass der Vater ihr davon abgeraten hat. "Wir<br />
sprechen zu Hause Englisch, die Erstsprache<br />
meines Mannes. Er meint, unsere Tochter kann<br />
Deutsch und Englisch, damit kommt sie weltweit<br />
überall hin, das reicht doch. Wozu soll sie<br />
noch Polnisch lernen?" Dabei verkennt der<br />
Vater, dass es hier nicht nur um Sprache als<br />
Kommunikationsmittel geht. Über Sprache<br />
Ich erziehe mein Kind mehrsprachig - wie es mir gelingt:<br />
Samstag, 17. 3. 2018, 10.00 – 14.00 Uhr<br />
von Mag. Zwetelina Ortega<br />
werden Gefühle vermittelt, die man als Elternteil<br />
meistens am besten in seiner eigenen<br />
Erstsprache ausdrücken kann, das ist wichtig<br />
für die emotionale Beziehung mit dem Kind.<br />
Und es wird der Zugang zu den Kulturen eröffnet,<br />
die dieses Kind ausmachen. Im politischen<br />
und gesellschaftlichen Diskurs werden Sprachen<br />
ständig, direkt oder indirekt, priorisiert.<br />
Mehrsprachige Kinder wissen sehr bald, wie es<br />
um das Ansehen ihrer Sprachen bestellt ist.<br />
Und wenn sie Gegenwind spüren, verunsichert<br />
sie das. Um sie zu stärken, brauchen sie beide<br />
Elternteile, die zu all ihren Sprachen und Kulturen<br />
stehen, die sie ausmachen.<br />
Wertschätzung<br />
Ein Vater beschreibt, wie er mit seiner kleinen<br />
Tochter Russisch mitlernt, denn seine Frau<br />
spricht es mit dem Kind. Anfangs verstand er<br />
nichts, nun geht es immer besser. Vor allem<br />
Kosewörter könne er, sagt er schmunzelnd. Es<br />
geht dabei um die Wertschätzung, nicht um<br />
die Kompetenz. Gibt es ein größeres Zeichen<br />
an Wertschätzung gegenüber der zweiten<br />
Sprache im Leben des Kindes, als wenn Papa<br />
oder Mama, diese lernen will? Wohl kaum. Ich<br />
sehe, wie die Augen meiner Tochter lachen,<br />
wenn ihr Vater einige Brocken auf Bulgarisch<br />
sagt. Sie strahlt und verbessert liebevoll seine<br />
Zur Autorin:<br />
Mag. Zwetelina Ortega ist Sprachwissenschaftlerin, Autorin<br />
und Expertin für Mehrsprachigkeit. Sie ist Gründerin des<br />
"Beratungszentrum Linguamulti - mehrsprachige Erziehung<br />
und kreative Sprachförderung" (www.linguamulti.at).<br />
Dort bietet sie individuelle Beratung und Workshops für<br />
mehrsprachige Erziehung an und arbeitet mit Eltern,<br />
PädagogInnen und Kindern. Ortega ist mit Bulgarisch,<br />
Spanisch und Deutsch aufgewachsen. In diesen drei Sprachen<br />
verfasst sie auch ihre literarischen Texte. 2012 erschien der<br />
Gedichtband "Aз und tú" (Edition Yara).<br />
Sie lehrt an der Universität Wien und leitet unter anderem<br />
Fortbildungen an der Pädagogischen Hochschule Wien,<br />
dem Landesinstitut für Schule in Bremen etc.<br />
Kontakt: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775<br />
Aussprache und ist auch etwas stolz, weil sie<br />
einmal den Erwachsenen etwas beibringen<br />
kann. Unsere mehrsprachigen Kinder brauchen<br />
ein klares Ja von allen, die sie lieben.<br />
Ursprünglich erschienen am 15.03.2016 www.derstandard.at<br />
Beratungszentrum Linguamulti - mehrsprachige Erziehung und kreative Sprachförderung,<br />
Beratung und Workshops für mehrsprachige Erziehung<br />
Therapiezentrum Gersthof, Klostergasse 31-33, 1180 Wien<br />
Anmeldung ist erforderlich: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775<br />
© Magdalena Possert
<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2017</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong> INTEGRATION - 10<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Großes Vorbild in Sachen Integration<br />
Koch Mehdi Hosseini ist Salzburgs Lehrling <strong>2017</strong><br />
Mehdi Hosseini, ein junger Mann aus Afghanistan,<br />
hat die Wahl im Online-Vong für sich<br />
entschieden. Er wurde bei der Gala „Bist du<br />
g`scheit!“ im WIFI Salzburg als „Salzburgs Lehrling<br />
<strong>2017</strong>“ ausgezeichnet.<br />
Hosseini ist ein besonderes Beispiel an Zielstrebigkeit<br />
und Durchhaltevermögen. Bei der<br />
Flucht in den Iran starben seine Eltern,<br />
Mehdi war auf sich allein gestellt. In Österreich<br />
angekommen, lernte er eifrig die Sprache<br />
und erhielt einen posiven Asylbescheid. Im<br />
Odeïon bekam der 20-Jährige eine Lehrstelle<br />
als Koch. Er musste Lebensmiel, Speisen und<br />
Kochtechniken erlernen, die ihm bisher fremd<br />
waren. Zudem eignete er sich auch noch<br />
Englisch- und Französischkenntnisse an. Dass<br />
er die Wahl zum Lehrling des Jahres für sich<br />
entschieden hat, sorgte für Überraschung:<br />
„Ich habe wirklich nicht damit gerechnet, dass<br />
ich gewinnen werde. Ich bin sehr glücklich. Das<br />
ist ein unglaubliches Gefühl.“<br />
Der Sieger freute sich über die Auszeichnung<br />
umso mehr, weil er harte Zeiten hinter sich hat:<br />
„Wenn ich darüber nachdenke, was ich schon<br />
alles erlebt habe. Als ich vom Iran nach Österreich<br />
gekommen bin, war ich 15 Jahre. Es ist<br />
gewalg, was sich seitdem alles entwickelt hat.<br />
Ich habe im Iran den Schneiderberuf gelernt<br />
und in Österreich ist mir bewusstgeworden,<br />
dass man ohne Ausbildung nicht weiterkommt.<br />
Bregenz (VLK) – Mittels START werden junge<br />
talentierte Schülerinnen und Schüler mit<br />
unterschiedlichem kulturellem Hintergrund<br />
vor den Vorhang geholt, finanziell und vor<br />
allem auch ideell unterstützt, damit sie über<br />
den Weg der Bildung noch besser Fuß in<br />
dieser Gesellschaft fassen. Seit der Gründung<br />
von START-Vorarlberg im Jahr 2009 konnten<br />
bereits 47 Absolventinnen und Absolventen<br />
erfolgreich bis zu ihrer Matura begleitet und<br />
gefördert werden. Heuer wurden sieben neue<br />
Stipendiatinnen und Stipendiaten sowie drei<br />
Vorstipendiaten aufgenommen. "Mit guten<br />
Leistungen in der Schule, mit Empfehlungen<br />
eurer Lehrpersonen – vor allem aber durch<br />
Damit war mein Ziel klar und ich habe begonnen<br />
zu lernen. Jetzt bin ich stolz, dass ich bald<br />
eine abgeschlossene Lehre habe. Das Schönste<br />
ist, wenn man nach getaner Arbeit ein Ergebnis<br />
sieht. Das ist dann die Belohnung.“<br />
Nächstes Ziel: Matura<br />
Mehdi will auch noch die Matura machen und<br />
sich in seinem Beruf als Koch weiterentwickeln.<br />
„Das ist so ein schöner Beruf. Man kann hier<br />
immer wieder Ideen verwirklichen“, schwärmt<br />
Mehdi. „Jeder Tag bringt etwas Neues. Von der<br />
Zukun lasse ich mich überraschen.“<br />
Mehdis Chef, Harald Sigl, ist von seinem Lehrling<br />
begeistert: „Mehdi ist ein großes Vorbild in<br />
Sachen Integraon. Er lernte rasch die Sprache,<br />
ist extrem engagiert und lernwillig und will die<br />
österreichische Kultur kennenlernen. Er hat<br />
einen langen und schwierigen Weg hinter sich,<br />
aber er hat nie sein Ziel aus den Augen verloren<br />
und an sich geglaubt. Mehdi ist eine enorme<br />
Bereicherung für unser Arbeitsteam. Wir sind<br />
froh, ihn bei uns zu haben.“ Die guten Noten<br />
in der Berufsschule und ein tolles Feedback<br />
seines Arbeitgebers sind gute Zeichen für<br />
sein großes Ziel – nämlich ein toller Koch zu<br />
werden.<br />
Die Expertenjury und das Publikum waren von<br />
dem Engagement des jungen Salzburgers<br />
beeindruckt und haben ihn zu „Salzburgs Lehrling<br />
<strong>2017</strong>“ gewählt.<br />
Zehn neue START-Stipendiatinnen und -Stipendiaten<br />
Integration durch Bildung<br />
eure soziale Kompetenz und euer Engagement<br />
habt ihr so beeindruckt und überzeugt, dass<br />
ihr unter zahlreichen Bewerbungen ausgewählt<br />
wurdet. Ihr seid Vorbilder für viele andere<br />
und ein wichtiger Teil der Zukunft<br />
unseres Landes", gratulierte Landesrätin<br />
Mennel.<br />
Erfreut zeigte sie sich auch über den Erfolg des<br />
im letzten Jahr eingeführten Förder- und<br />
Integrationsprogramms "START:Hilfe" - Vorstipendien<br />
für jugendliche Flüchtlinge. Die<br />
im ersten Jahr unterstützten fünf jungen<br />
Mädchen und Buben konnten in einer Lehrstelle<br />
bzw. in einer weiterführenden Schule<br />
integriert werden.<br />
Foto: Serra © ANDREAS HAUCH<br />
Arbeitsmarktintegration von Flüchtlingen zeigt Erfolge<br />
Hervorragende Integrationsarbeit<br />
Bei der Integration von Geflüchteten in<br />
den Arbeitsmarkt kann Vorarlberg durchaus<br />
respektable Erfolge verzeichnen: So haben<br />
etwa die Arbeitsaufnahmen von beim AMS<br />
vorgemerkten Flüchtlingen auch <strong>2017</strong> wieder<br />
kräftig zugelegt. In den letzten zwölf Monaten<br />
ist die Zahl der unselbständig Beschäftigten in<br />
den Hauptflüchtlingsgruppen (Syrer, Afghanen,<br />
Somali, Russische Föderation, Iraker, Iraner)<br />
um rund 500 gestiegen. Erfreulich sei,<br />
dass die Beschäftigungsaufnahmen in vielen<br />
Fällen nachhaltig wären, hält dazu AMS-Landesgeschäftsführer<br />
Bernhard Bereuter fest.<br />
Für eine erfolgreiche Integration gebe es aber<br />
keine Patentrezepte, betont Bereuter. "Unser<br />
Ziel muss sein, dass wir möglichst viele Flüchtlinge<br />
für eine Lehrausbildung gewinnen können,<br />
oder dass sie eine weiterführede Schule<br />
besuchen. Nur so können wir den künftigen<br />
Arbeitskräftebedarf decken", ist Bereuter<br />
überzeugt.<br />
Beherrschen der deutschen Sprache bringt gleiche Chancen für alle<br />
„Deutschklassen-Offensive“<br />
St. Pölten (NLK) - Auf Initiative von Landeshauptfrau<br />
Johanna Mikl-Leitner startet das<br />
Land Niederösterreich eine Deutschklassen-<br />
Offensive. „Die deutsche Sprache ist die entscheidende<br />
Grundlage für eine erfolgreiche<br />
Integration und auch eine wichtige Grundlage<br />
für ein gutes Miteinander. Oder, anders gesagt:<br />
Das Beherrschen der deutschen Sprache<br />
bringt gleiche Chancen für alle. Das gilt im<br />
Berufsleben, im gesellschaftlichen Leben, und<br />
das gilt natürlich im Besonderen auch in<br />
der Schule. Und daher soll und muss das<br />
Beherrschen der deutschen Sprache auch<br />
die Grundlage sein für den Besuch einer<br />
Schule in Niederösterreich“, begründete<br />
Mikl-Leitner in der Radiosendung "Forum<br />
Niederösterreich" die<br />
Offensive.<br />
Die Landeshauptfrau weiters:<br />
„Einerseits geht es<br />
darum, dass die betroffenen<br />
Kinder dem Unterricht<br />
in der deutschen<br />
Sprache folgen können,<br />
denn das ist ganz bestimmt<br />
zu ihrem eigenen<br />
Vorteil. Andererseits geht<br />
es aber natürlich auch<br />
darum, dass die mangelnden<br />
Sprachkenntnisse<br />
von Mitschülern nicht<br />
zum Nachteil für die Kinder<br />
aus Niederösterreich<br />
werden.“<br />
Mit der Deutschklassen-<br />
Vernetzung weiter verbessern<br />
Dass die Integrationsarbeit in Vorarlberg auf<br />
allen Ebenen und in allen Bereichen gut funktioniert,<br />
ist für Landeshauptmann Wallner in<br />
erster Linie das Verdienst vieler engagierter<br />
Menschen, Institutionen und Organisationen<br />
im ganzen Land. Wallner: "Aus den Hauptflüchtlingsgruppen<br />
waren im Jänner 2015<br />
in Vorarlberg gerade einmal 434 Menschen<br />
unselbständig beschäftigt, im September<br />
<strong>2017</strong> waren es bereits rund 1.400. Mit dieser<br />
Integrationsleistung nimmt Vorarlberg im<br />
Bundesländervergleich die Spitzenposition<br />
ein". In der raschen Arbeitsmarktintegration<br />
bleibeberechtigter Flüchtlinge sieht der<br />
Landeshauptmann eine ganz zentrale Integrationsmaßnahme:<br />
"Zugleich geht es<br />
darum, die Verweildauer von Asylberechtigten<br />
in der Mindestsicherung möglichst kurz<br />
zu halten".<br />
VLK<br />
Offensive wolle man „sicherstellen, dass Kinder<br />
und Jugendliche, die zu uns kommen, so<br />
rasch wie möglich auch die deutsche Sprache<br />
lernen können“, betonte sie weiters: „Sie sollen<br />
unsere Sprache so weit beherrschen, dass<br />
sie dem Unterricht folgen können und sich gut<br />
integrieren können. Und dazu brauchen wir<br />
die Förderung in kleinen Gruppen, in den so<br />
genannten ,Deutschklassen‘“.<br />
Ein Pilotprojekt in diesem Zusammenhang<br />
startete schon im Dezember 2016 in Wiener<br />
Neustadt, und schon nach kurzer Zeit gab<br />
es messbare Erfolge. Nach drei Monaten<br />
wurden die Kenntnisse der Kinder überprüft,<br />
und es zeigte sich eine Verbesserung um<br />
70 Prozent.
11 - INTERVIEW / INTEGRATION<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2017</strong><br />
Für moderne, funktionierende Zuwanderung -<br />
gegen Hass und Gewalt<br />
Attentat auf deutschen Politiker:<br />
Im Interview:<br />
Bürgermeister Hollstein wurde<br />
Opfer eines Messerangriffs wegen<br />
seiner Flüchtlingspolitik...<br />
• Europa Journal – Haber Avrupa: Am 27. November<br />
wurden Sie Opfer eines Messerangriffs.<br />
Wie geht es Ihnen, Herr Hollstein?<br />
Mir geht es körperlich gut. Die Verletzung ist<br />
Gott sei Dank nur ein tieferer Kratzer, was der<br />
Tatsache geschuldet ist, dass es mir gemeinsam<br />
mit Abdullah und Ahmet Demir gelang das<br />
Messer weitgehend weg zu halten. Die<br />
psychischen Folgen für mich und meine Familie<br />
kann ich noch nicht übersehen. Aber natürlich<br />
gehe ich anders als vor dem Angriff durch<br />
die Stadt, auch wenn ich versuche die Normalität<br />
wieder zu gestalten.<br />
• E.J. – H.A: Können Sie unseren Leserinnen<br />
und Lesern die näheren Umstände etwas<br />
erläutern?<br />
Beim Bestellen eines Döner in einem Imbiss<br />
um die Ecke wurde ich von einem anderen<br />
Kunden angesprochen. „Sind Sie der Bürgermeister?“<br />
– Ich antwortete, so wie üblich, „Ja,<br />
wieso?“ Daraufhin sagte er, dass er mich töten<br />
wolle, weil ich Ihn verdursten lassen würde<br />
und dafür 200 Ausländer nach Altena holen<br />
würde. Er zog ein Küchenmesser, setzte es mir<br />
an die Kehle. Gemeinsam mit den Inhabern des<br />
Imbisses bekamen wir den Angreifer in eine<br />
Position, bei der er später auch das Messer<br />
fallen lassen musste und die Ehefrau eines<br />
Inhabers holte die Polizei, die sich nur 100 m<br />
weiter befand.<br />
• E.J. – H.A: Wie sieht die Situation in Altena<br />
allgemein aus – Flüchtlinge, Arbeitslosigkeit,<br />
Zuzüge und Abwanderung?<br />
Die Einwohnerzahl in Altena ist 17.300, die<br />
Arbeitslosigkeit liegt bei ca. 6,5 %, wir haben<br />
ca. 130 Geflüchtete im Leistungsbezug, ca. 450<br />
Menschen mit Fluchthintergrund befinden<br />
sich in der Stadt. Die Stadt ist mit einer<br />
schrumpfenden und alternden Bevölkerung<br />
konfrontiert.<br />
• E.J. – H.A: Wie empfinden Sie die allgemeine<br />
Stimmung in Ihrer Stadt? Gibt es viel Kritik<br />
an Ihrer Politik?<br />
Das Zusammenleben ist friedlich. Wir stellen<br />
keine Erhöhung der Kriminalitätsstatistik durch<br />
Geflüchtete fest. Kritik gab es stark 2015,<br />
wobei es eine gemeinsame Entscheidung aller<br />
politischen Kräfte war, mehr Menschen als<br />
gefordert aufzunehmen. Dies waren überwiegend<br />
Familien und Kinder. Mittlerweile gibt<br />
es kaum Kritik, allerdings schnitt die rechtspopulistische<br />
AfD bei den Landtagswahlen<br />
und Bundestagswahlen auch in Altena etwa<br />
im Durchschnitt ab.<br />
• E.J. – H.A: Wie waren die Reaktionen auf die<br />
Tat im Nachhinein?<br />
Ganz überwiegend positiv! Viele Bürger haben<br />
gesagt oder geschrieben, dass der Kurs richtig<br />
ist und sie dahinterstehen. Man kann das<br />
auch einer spontan und privat organisierten<br />
Lichterkette entnehmen, an der sich am Mittwoch<br />
nach dem Angriff 350 Bürger mit dem<br />
Vorlauf von wenigen Stunden trafen.<br />
• E.J. – H.A: Wie ist der Angriff auf Ihre Person<br />
von den Medien aufgenommen worden<br />
bzw. mit welchem „Interesse“ wurde er<br />
verfolgt?<br />
Zeitgleich fand in Köln die Staatspreisverleihung<br />
an den Schriftsteller Navid Kermani<br />
statt, bei der der Ministerpräsident von NRW,<br />
Armin Laschet, Altena erwähnte und Navid Kermani<br />
die Attentate auf die Oberbürgermeisterin<br />
von Köln, Henriette Reker und den heutigen<br />
Bundestagspräsidenten Wolfgang Schäuble<br />
ansprach (*siehe hierzu Infobox unten) und<br />
betonte, dass sich so etwas nicht wiederholen<br />
dürfe. Als dann der Ministerpräsident allen<br />
deutschen Medien eröffnete, dass es ein<br />
Attentat auf mich gegeben habe, können Sie<br />
sich vorstellen, wie schnell sich die Nachricht<br />
medial verbreitete. Ich habe meinerseits die<br />
Gelegenheit genutzt, auf die Bedrohungen und<br />
den Hass hinzuweisen, dem heute Amtsträger,<br />
Ehrenamtliche (Feuerwehr), Sanitäter weitgehend<br />
schutzlos ausgeliefert sind. Dies hat auch<br />
der Deutsche Städte- und Gemeindebund in<br />
einer Umfrage in der Zeitung „Kommunal“<br />
<strong>2017</strong> veröffentlicht. In einer Zeit, wo ein sächsisches<br />
Gericht den Vertrieb von Galgen mit<br />
© www.fotos-braun.de<br />
Politikerbildern als Ausdruck der Kunstfreiheit<br />
wertet, wo Kollegen wegen des Hasses und der<br />
Bedrohungen zurückgetreten sind (*siehe hierzu<br />
Infobox unten), gilt es gegenzuhalten und<br />
das gesellschaftliche Problem zu benennen.<br />
• E.J. – H.A: Ein deutscher Bürgermeister, der<br />
wegen der Flüchtlingspolitik angegriffen<br />
und mithilfe der türkischen Imbissbesitzer<br />
gerettet wurde – denken Sie, dass der Aufschrei<br />
weit größer gewesen wäre, wenn die<br />
Situation umgekehrt gewesen wäre? In den<br />
österreichischen Medien beispielsweise liest<br />
man recht wenig zu den näheren Umständen<br />
der Tat.<br />
Ich glaube, dass die mediale Wirkung da war<br />
und auch international (z.B. Griechenland,<br />
Italien, NY Times, Guardian, Le Monde) haben<br />
berichtet. Spekulationen, wie die Medien<br />
berichtet hätten, wenn es anders gewesen<br />
Zur Person / Zum Thema:<br />
Dr. Andreas Hollstein, geboren und aufgewachsen in Altena, Deutschland, ist seit 1999 Bürgermeister<br />
von Altena. Er ist verheiratet und hat 4 Kinder. Die Kleinstadt Altena mit 17 300 Einwohnern hat<br />
sich 2015 bereitgefunden, verhältnismäßig viele Flüchtlinge aufzunehmen. Im Mai <strong>2017</strong> wurde<br />
die Stadt von Bundeskanzlerin Angela Merkel mit dem "Nationalen Integrationspreis" der<br />
Bundesregierung ausgezeichnet. Forscher der OECD haben sich neben Madrid, Paris und Rom auch<br />
Altena angeschaut, um zu lernen, wie Integration gelingen kann. Im September war Hollstein<br />
eingeladen, als Sprecher am "NYC Global Mayor Summit on Migration and Refugee Policy and Practice"<br />
teilzunehmen, einem Gipfeltreffen von Bürgermeistern aus aller Welt in New York.<br />
Infobox:<br />
wäre, möchte ich nicht anstellen.<br />
• E.J. – H.A: Wird dieser Angriff für Sie etwas<br />
verändern – persönlich aber auch politisch?<br />
Politisch setze ich mich weiter für meine<br />
Kleinstadt ein, für alle Gruppen von Menschen<br />
und die Dinge, die mir für die Zukunft vor Ort<br />
wichtig sind. Überregional werde ich mich<br />
weiter für eine moderne und funktionierende<br />
Zuwanderung einsetzen und gegen Hass<br />
und Gewalt eintreten. Was der Angriff bei<br />
mir selbst verändert, kann ich noch nicht<br />
überschauen. Sie können mich gerne in einem<br />
Jahr danach fragen.<br />
• E.J. – H.A: Wir wünschen gute Besserung<br />
und bedanken uns für das interessante Interview.<br />
Ich danke Ihnen auch!<br />
Mit besten Grüßen aus Altena<br />
• Am 17. Oktober 2015, einen Tag vor ihrer Wahl zur Kölner Oberbürgermeisterin, wurde Henriette Reker von einem<br />
Rechtsextremen Täter mit einem Messer angegriffen und schwer verletzt. Er beging die Tat Medienberichten zufolge<br />
aus Unzufriedenheit mit der Asylpolitik Henriette Rekers im Rahmen der Flüchtlingskrise. Nach einer Notoperation<br />
erholte sich die Politikerin relativ rasch und trat nur wenige Wochen nach dem Attentat ihr Amt an.<br />
Am 12. Oktober 1990 wurde der CDU-Politiker und damalige Bundesinnenminister Wolfgang Schäuble Opfer eines<br />
Attentats. Nach einer Wahlkampfveranstaltung feuerte ein Mann aus nächster Nähe auf Schäuble. Dieser wurde<br />
durch den Mordanschlag lebensgefährlich verletzt. Der Politiker überlebte, ist seitdem querschnittsgelähmt. Nach<br />
nur sechs Wochen setzte er seine politische Karriere fort.<br />
© Ministerium für Kinder, Familie, Flüchtlinge und Integration | Foto: H. Severin<br />
Integrationsstaatssekretärin des Landes NRW Serap Güler hat Ahmet und Abdullah Demir für ihre Zivilcourage gedankt.<br />
Vater und Sohn kamen dem Bürgermeister von Altena, Andreas Hollstein, bei einem Messerangriff in ihrem Imbiss zur Hilfe.<br />
• Bei einer Pegida-Demonstration in Dresden am 12. Oktober 2015 brachte ein Teilnehmer einen lebensgroßen<br />
Galgen mit. Dieser war beschriftet mit: "Reserviert für Angela 'Mutti' Merkel". Und "Reserviert für Sigmar 'das Pack'<br />
Gabriel". Die Staatsanwaltschaft stellte damals bereits ihre Ermittlungen gegen den Mann ein. Nun sollten<br />
kleine Nachbildungen des Galgens als Polit-Souvenirs hergestellt und verkauft werden. Die sächsische Justiz<br />
erlaubt dies, da der Galgen Kunst und nicht ganz ernst zu nehmen sei.<br />
• Wegen Hassmails, Drohungen, Schmähungen oder gar Aufmärschen gegen deutsche Politiker und deren Familien,<br />
treten immer wieder Politiker von ihren Ämtern zurück. Angriffe auf Lokalpolitiker nehmen allgemein weiter zu.
<strong>DEZEMBER</strong> <strong>2017</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong> JOB UND KARRIERE - 12<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Für jede Frau auf Arbeitsuche<br />
Job- oder Qualifizierungsangebot<br />
Im November lud Lehre statt Leere in allen<br />
Bundesländern Lehrlinge und Ausbilder zu diesem<br />
Kino-Event, das auch ein Rahmenprogramm<br />
mit maschek und eine Saalverlosung<br />
beinhaltete. Dabei wurde in unterhaltsamer<br />
Form auf ein ernstzunehmendes Thema aufmerksam<br />
gemacht: Wie können Lehrlinge und<br />
Lehrbetriebe berufliche wie auch private<br />
Herausforderungen meistern, die während<br />
der Ausbildung entstehen können?<br />
Lehre statt Leere - Das Programm<br />
Das Programm wurde 2015 gestartet und ist<br />
eine Beratung und Begleitung für Lehrlinge,<br />
Betriebe, Ausbilder sowie junge Menschen,<br />
die sich auf eine Lehrabschlussprüfung vorbereiten.<br />
Ziel ist ein erfolgreicher Abschluss des<br />
Ab sofort forcierte Unterstützung und ab 2018<br />
wöchentliche Infoveranstaltungen in ganz<br />
Wien für alle AMS-Kundinnen<br />
Wien (OTS) - Das AMS Wien legt im kommenden<br />
Jahr den Fokus ganz besonders auf die<br />
Zielgruppe der arbeitslosen Frauen. „Wir<br />
werden bis Ende 2018 für jede einzelne<br />
Frau ein Angebot haben, mit jeder werden wir<br />
uns gemeinsam anschauen, welcher der<br />
richge und passende weitere Weg sein wird“,<br />
sagt AMS-Wien-Chefin Petra Draxl bei einer<br />
Info-Veranstaltung für Frauen in der Wiener<br />
Geschässtelle Redergasse. Es ist die erste<br />
derarge Veranstaltung, wie sie ab Jänner<br />
wöchentlich – auf alle Wiener Geschässtellen<br />
verteilt – stainden werden und zu der im<br />
Lauf des kommenden Jahres sämtliche beim<br />
AMS Wien vorgemerkten Frauen persönlich<br />
eingeladen werden.<br />
Zuvor hat das AMS Wien sein Angebot auf die<br />
unterschiedlichen Zielgruppen seiner Kundinnen<br />
ausgerichtet. „In der futurefactory zum<br />
Beispiel unterstützen wir Frauen zwischen 21<br />
und 25, die bisher keine Berufsausbildung abgeschlossen<br />
haben, ihre Stärken zu erkennen,<br />
Interessen zu wecken und berufliche Orienerung<br />
zu geben“, sagt Draxl. Frauen aller Altersgruppen<br />
steht das abz*frauenberufszentrum<br />
offen, wo Frauen gemeinsam mit Berufsexper-<br />
nnen Pläne für den Jobeinseg oder den<br />
weiteren Bildungsweg machen können.<br />
Die Zahl der unter-25-jährigen Arbeitslosen hat<br />
sich im Jahresvergleich um 13,1 Prozent verringert,<br />
die der über-50-jährigen um 1,9 Prozent.<br />
Nach wichgen Branchen betrachtet, ist<br />
die Arbeitslosigkeit im Bau um 12,1 Prozent gesunken,<br />
in Hotellerie und Gastronomie um 9,1<br />
Prozent, in der Warenprodukon um 5,5 Prozent<br />
und im Einzelhandel um 7,4 Prozent.<br />
Die Zahl der offenen Stellen, die die Wiener<br />
Unternehmen dem AMS Wien gemeldet<br />
haben, ist um 33,7 Prozent gesegen.<br />
Lehre statt Leere rockte die Kinos<br />
Mit Actionfilm „Justice League“<br />
Lehrverhältnisses. Dafür werden Coachings<br />
und Gespräche durch qualifizierte Coaches<br />
kostenlos angeboten.<br />
Die Coachings: Lehrlingscoaching und Lehrbetriebscoaching<br />
Eine Lehre läuft nicht immer reibungslos<br />
und stellt Lehrlinge schon mal vor Probleme.<br />
Ärger mit dem Chef, der Schule oder mit der<br />
Familie gehören mitunter zum Alltag. Da<br />
braucht es manchmal auch Unterstützung<br />
von außen. Mit dem Lehrlingscoaching<br />
können sich Lehrlinge für ein individuelles<br />
Lehrlingscoaching anmelden.<br />
Das Lehrbetriebscoaching ist ein österreichweites<br />
Angebot für Lehrbetriebe. Es bietet<br />
individuelle Beratung und Begleitung bei<br />
anstehenden Herausforderungen<br />
in der laufenden<br />
Ausbildung, Entwicklung<br />
und Förderung sowie der<br />
Auswahl und Eingliederung<br />
von Lehrlingen.<br />
Die Koordinationsstelle<br />
Die bundesweite Koordinationsstelle<br />
für Lehrlings-<br />
und Lehrbetriebscoaching<br />
(KOS) ist das<br />
Kompetenzzentrum in der<br />
Durchführung der Beratungs-<br />
und Unterstützungsleistungen.<br />
Weitere Informationen zum Lehrlingscoaching:<br />
www.lehre-statt-leere.at<br />
© Lehrlings- und Lehrbetriebscoaching<br />
20 TOP-Lehrbetriebe wurden ausgezeichnet<br />
Wiener Qualitätssiegel <strong>2017</strong><br />
rk - Zum vierten Mal wurde das Wiener Qualitätssiegel<br />
„TOP-Lehrbetrieb“ verliehen. Damit<br />
werden jährlich Wiener Betriebe ausgezeichnet,<br />
die vorbildliche Standards in der Lehrausbildung<br />
setzen. Heuer hatten sich 31 Betriebe<br />
für das Qualitätssiegel bei der Lehrlingsstelle<br />
der Wirtschaftskammer Wien beworben. 20<br />
Betriebe bekamen es zuerkannt.<br />
Brauner: „Von hoher Ausbildungsqualität<br />
profitieren alle: der Wirtschaftsstandort,<br />
die Betriebe und die Jugendlichen“<br />
Wirtschaftsstadträtin Renate Brauner: „Mit<br />
dem Wiener Qualitätssiegel wollen wir bewusst<br />
jene Betriebe auszeichnen, denen eine<br />
hochwertige Lehrausbildung ein besonders<br />
großes Anliegen ist. Wer top ausgebildet ist,<br />
hat auch bessere Chancen auf einen guten Job<br />
mit entsprechendem Einkommen. Der Wiener<br />
ArbeitnehmerInnen Förderungsfonds (waff)<br />
unterstützt übrigens Unternehmen, die ihre<br />
MitarbeiterInnen zu LehrausbilderInnen qualifizieren<br />
wollen (www.waff.at).<br />
Ruck: „Qualitätssiegel ist ein Beweis für das<br />
Engagement der Ausbildungsbetriebe“<br />
Wirtschaftskammer Wien Präsident Walter<br />
Ruck sieht im Gütesiegel einen wichtigen<br />
Erste Lange Nacht der Weiterbildung<br />
76 Veranstaltungen in 18 Gemeinden<br />
NLK - „Die erste ‚Lange Nacht der Weiterbildung‘<br />
war ein voller Erfolg. In insgesamt 18<br />
Gemeinden in ganz Niederösterreich haben<br />
an 76 verschiedenen Veranstaltungen rund<br />
10.000 ‚Bildungshungrige‘ teilgenommen.<br />
Unser Ziel war es, Aufmerksamkeit für Ausund<br />
Weiterbildung zu erreichen. Am sich<br />
rasant ändernden Arbeitsmarkt ist ständige<br />
Fortbildung und Weiterqualifizierung wichtig,<br />
um top im Job zu bleiben – besonders im Hinblick<br />
auf die zunehmende Digitalisierung von<br />
Gesellschaft und Industrie. Mit der ‚Langen<br />
Nacht der Weiterbildung‘ haben wir ein klares<br />
Signal dafür gesetzt, dass Weiterbildung<br />
wichtig ist und auf die zahlreichen Angebote<br />
und Förderungen des Landes aufmerksam<br />
gemacht“, zieht Landesrat Karl Wilfing eine<br />
positive Bilanz über<br />
die Aktion.<br />
Geboten wurden<br />
verschiedenste Veranstaltungen<br />
rund<br />
um das Thema Ausund<br />
Weiterbildung,<br />
so konnten Vorträge,<br />
Lesungen,<br />
Betriebsführungen<br />
oder Stadtführungen<br />
besucht werden,<br />
zusätzlich gab<br />
es interessante<br />
Informationen zu<br />
Möglichkeiten der<br />
Aus- und Weiterbildung<br />
sowie zu<br />
Bildungs- und Be-<br />
Motivationsfaktor für die Lehrbetriebe Wiens:<br />
„Die Lehre ist nicht nur ein wichtiges Angebot<br />
an die Jugend, sie sichert auch den Unternehmen<br />
selbst die wichtigen Fachkräfte für<br />
morgen. Mit dem Qualitätssiegel zeigen die<br />
Unternehmen, dass ihnen auch die Qualität<br />
ihrer Lehrausbildung am Herzen liegt. Und die<br />
Lehrlinge können sicher sein, dass ihre Ausbildung<br />
auch wirklich eine Vorbereitung für eine<br />
erfolgreiche und vielversprechende Karriere<br />
und Zukunft ist.“<br />
Kaske: Sozialpartner bieten mit Qualitätssiegel<br />
Sicherheit für Jugendliche und Eltern<br />
„Das Qualitätssiegel gibt den Jugendlichen<br />
und ihren Eltern eine gewisse Sicherheit“,<br />
sagte AK Präsident Rudi Kaske. Es besage<br />
„nicht nur, dass die gesetzlichen Bestimmungen<br />
eingehalten werden, sondern attestiert<br />
auch, dass eine qualitativ hochwertige Ausbildung<br />
für die Jugendlichen angeboten wird.“<br />
Breite Palette an ausgezeichneten Betrieben<br />
Die Jury überzeugt haben z.B. UNIQUA Österreich<br />
Versicherungs AG, OMV, KLIPP Frisör,<br />
und auch Klein- und Mittelbetriebe. Alle 20<br />
Betriebe findet man unter:<br />
wko.at/wien/top-lehrbetrieb<br />
rufsberatung. Die „Lange Nacht der Weiterbildung“<br />
stand für alle Niederösterreicherinnen<br />
und Niederösterreicher offen und schafft<br />
einen unkomplizierten Zugang zu unterschiedlichen<br />
Anbietern im Bereich der Erwachsenenbildung.<br />
„Ich freue mich über den<br />
großen Erfolg und bereits heute auf eine<br />
Fortsetzung im Jahr 2018“, so Wilfing.<br />
Die Erwachsenenbildung Niederösterreich<br />
umfasst nicht nur Qualifizierungsangebote<br />
und die Möglichkeit Bildungsabschlüsse<br />
nachzuholen, sondern steigert<br />
durch eine bunte Palette an Weiterbildungen<br />
die Lebensqualität vor Ort. Sie unterstützt<br />
das ehrenamtliche Engagement und bringt<br />
Bildung direkt zu den Menschen in den<br />
Gemeinden.<br />
v.l.n.r. LAbg. & FEN-Vorsitzender Karl Bader, Landesrat Karl Wilfing<br />
© david bohmann<br />
© NLK / Filzwieser
ARALIK <strong>2017</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 14<br />
AVUSTURYA GENÇLİĞİ RİSK ALTINDA...<br />
<strong>2017</strong> Uyuşturucu<br />
Raporu Yayınlandı<br />
Geçtiğimiz günlerde <strong>2017</strong><br />
Uyuşturucu Raporu detaylı<br />
bir şekilde açıklandı:<br />
“Afyonlu uyuşturucuya yeni<br />
başlayan genç ve genç<br />
erişkinlerin sayıları yıldan<br />
yıla azalıyor. Mevcut tüm<br />
kaynaklardan yapılan hesaplamalarla<br />
eroin enjekte eden<br />
ve ‘sorunlu’ afyon kullanıcılarının<br />
sayılarında bir<br />
değişiklik yok. Bu kişilerin<br />
sayısı 29 ile 33 bin arasında.<br />
25 yaş altı gençlerde ise<br />
olumlu sonuçlar mevcut.<br />
Avusturya Sağlık Kurumu<br />
uyuşturucu uzmanları tarafından<br />
yapılan açıklamaya<br />
göre 15-24 yaş arası riskli<br />
afyon kullanan gençlerin<br />
sayılarındaki en sert artış<br />
1999-2005 yılları arasında<br />
yaşandı. Düşüş ise 2005<br />
yılından başlayarak 2015’e<br />
kadar devam etti.<br />
2000’de 25 yaş altı afyon<br />
bağımlarının oranı %30‘du.<br />
2004’de %40’larda olan oran<br />
2015’de ise %10’a düştü.<br />
1999’da bu yaş grubunda<br />
4500 olan bağımlı sayısı<br />
2004/2005’de 10 bine yükseldi<br />
ve 2015’de 3000’e indi.<br />
Geçen iki yılda uyuşturucuya<br />
bağlı ölümlerde artış oldu.<br />
2015’de 153, 2016’da 165<br />
ölüm kaydedildi. Bu ölümlerden<br />
yedisi Ecstasy kullanımından<br />
gerçekleşti. Şu<br />
anda Avusturya genelinde<br />
uyuşturucu bağımlılarının<br />
%60’ı (2016 sonu itibarıyla<br />
18.222 bağımlı) ciddi bir terapi<br />
görüyor. Uzmanlar bu<br />
oranı yükseltmeye çalışıyor.<br />
Uzmanlara göre diğer<br />
olumlu bir nokta da eroin<br />
bağımlılarının diğer uyuşturuculara<br />
ve psikoaktif maddelere<br />
yönelmemeleri. Ne<br />
sentetik Cathinone, ne de<br />
Metamphetamin gibi maddeler<br />
Avusturya’da uyuşturucu<br />
kullanımda önemli bir<br />
yere sahipler.<br />
Sevindirici başka bir nokta<br />
da 15 yaş grubunda, her gün<br />
sigara içenlerin yarı yarıya<br />
azalmış olması. Uluslararası<br />
araştırmalardaki farklar ise<br />
değişik uygulamalardan dolayı<br />
meydana geliyor.<br />
Avusturyalı gençler Avrupa<br />
ortalamasının üzerinde sigara<br />
içiyor. Toplam nüfusta<br />
sigara kullanaların oranı için<br />
de bu durum geçerli (%24).<br />
AB ortalaması %19, İsveç’te<br />
ise sadece %10.”<br />
Beratungsstelle<br />
#GegenHassimNetz<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Ömer Erkan<br />
omererkan92@hotmail.com<br />
Sabra sabretmek...<br />
Sabrın son evresinin bitiminde<br />
selam eder mucize. İlk<br />
baharda yeşeren bir filizin<br />
dalındaki yaprağı anımsatan<br />
varoluş mücadelesinden hallice<br />
bir tutum sergileyerek<br />
çıkar günyüzüne. Sabır, sonsuz<br />
sükutla boşvermişlik ve<br />
pelesenk olmuşluk arasında<br />
mekik dokurcasına işleyişine<br />
devam ederken, tek bir hücresini<br />
etrafına saçmaksızın<br />
yola revan olmaktadır umarsızca.<br />
İşleyiş bakımından<br />
zerre noksanlıklara izin vermezken,<br />
insan ruhuyla kavuştuğunda<br />
bir mıknatıs gibi<br />
çekmektedir üzerine yoksunluk<br />
hissini. Sabre sabretmeyi<br />
bilebilen vücutlar, gönül kudreti<br />
bakımından varlıklar<br />
nezdinde üstün mertebelere<br />
erişmişlerdir. Fakat sabre<br />
sabrediliş biçimindeki yolculuklarda<br />
her ne koşulda<br />
olursa olsun yeryüzündeki<br />
gönül kırgınlarının dereceleri<br />
daimi ve kalıcıdır. En ufak silsilelerdeki<br />
envai engebelerin<br />
engeline yapılan minicik girişimler<br />
dahi sabrı beslemekte<br />
ve doyumsuz bir eda<br />
ile onu büyütmektedir. Ortaya<br />
çıkan güç ve ruhani<br />
bütün kendi noksanlığını yok<br />
edip yüksek derecedeki bir<br />
alev topu gibi kaynayarak<br />
yanmakta ve işlediği gönülde<br />
izler bırakmaktadır.<br />
Abdal bir vücuda gelmeyegörsün<br />
sabır, yok ederken<br />
etrafını insan-ı kâmile<br />
vardığında duraklayışı saliselerin<br />
sayılamayacak hızında<br />
ve hazzındadır. Tecelli ettiği<br />
vakit o bedende bilmektedir<br />
yakıp yıkacağını ve kendi<br />
varlığını sorgulayacağını.<br />
Acıyla beslenmiş, basılmış<br />
tuzlar bakımından zengin ve<br />
daimi korunaklı gönül sabır<br />
ile buluştuğunda, mâşuk bir<br />
sabır ile buluştuğunda, yerini<br />
yadırgama haddine düşmemektedir.<br />
Vahdet-i vücuda varmadan<br />
evvel yolculuklarına eşlik ettiği<br />
gönülleri yakmakla kalmayıp,<br />
onları kavurup, lime<br />
lime edip, tarifi imkâna aykırı<br />
zorlu bekleyişlerle bırakıp,<br />
ardına bakmadan terk-i diyar<br />
etmez sabır. Ardında kocaman<br />
bir boşluk hediye eder<br />
ve o boşluğu, o simsiyah,<br />
Hacer-ül Esved'ten hallice<br />
siyahlıktaki o yokluğu sonsuz<br />
eli açıklıkla mükâfatlandırır.<br />
Küllerin beslediği, çaresizlik<br />
olgusunun başgösterdiği fezaya<br />
yakışır bir biçimde bir<br />
erdemlik bahşeder. Erdemlik<br />
mertebesine erişen gönül<br />
artık pişmiştir ve o andan<br />
sonraki gelen büyüklük<br />
bakımından hiç de bir önemi<br />
olmayan acıyı sonsuz mutlulukla<br />
karşılar. Artık hiçbir acı<br />
acıtmaz gönlü. Hiçbir yoksunluk<br />
ciddiyete dönüşmez o<br />
kalpte. Feryad evreleri sona<br />
ermiş, çoğu sayfalar çizilip, o<br />
engin bilgilere dayalı kitaplar<br />
kapatılmıştır artık. Kendi kendine<br />
üretilen zırh bir çelik<br />
kuvvetinde bedene yerleşmiş<br />
ve tecelli ettiği en ufak<br />
bir hücrede bile dışarıdan<br />
gelecek olan her noksanlığa<br />
gönlü derun bir halet-i ruhiyede<br />
misafirperver edasını<br />
sergilemektedir. Olmuş kalp<br />
de susmuştur artık. Sabra<br />
sabreden hamuş kalp çoktan<br />
terk-i diyar edip ulaşmıştır<br />
gitmesi gereken yere.<br />
Beratung und Unterstützung für Betroffene<br />
von Hass und Hetze im Internet.<br />
Sie sind von Hass und Hetze im Internet betroffen? Die neue Beratungsstelle<br />
#GegenHassimNetz kann Ihnen in solchen Situationen helfen!<br />
Die Berater*innen unterstützen Sie dabei sich aktiv gegen Hass im Netz zu<br />
wehren und informieren Sie über mögliche rechtliche Schritte.<br />
Die Beratungsstelle #GegenHassimNetz ist erreichbar von:<br />
Mo – Mi: 9.00 – 16.30 Uhr<br />
Do: 10.00 –18.30 Uhr<br />
Fr: 9.00 –15.00 Uhr<br />
Telefon: (+43) 01 - 236 55 34<br />
E-Mail: beratung@zara.or.at<br />
Web/Chat/Meldeformular: https://beratungsstelle.counteract.or.at/<br />
Facebook Messenger: facebook.com/zara.or.at/<br />
Twitter: @CounterACT_Hass<br />
https://beratungsstelle.counteract.or.at/
15 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
ARALIK <strong>2017</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
“Mülteci krizinde önce Almanya’yı taklit<br />
ettik, sonra korktuk ve kendimizi kapatmaya<br />
ve mültecileri sınır dışı etmeye başladık...”<br />
Avusturyalı yönetmen<br />
ülkesinin göçmen<br />
politikasını çok<br />
sert eleştirdi...<br />
Avusturyalı yönetmen Michael<br />
Haneke "Happy End" filminin<br />
İtalya’da gösteriminden önce<br />
bir gazeteye önemli açıklamalarda<br />
bulundu ve ülkesinin<br />
göçmen politikasını sert bir<br />
dille eleştirdi. Haneke: "Mülteci<br />
krizinde önce Almanya’yı<br />
taklit ettik, sonra korktuk ve<br />
kendimizi kapatmaya ve mültecileri<br />
sınır dışı etmeye başladık.<br />
Umarım Angela Merkel<br />
uzun yıllar Almanya’yı yönetir,<br />
çünkü mültecilere insanca<br />
davranıyor."<br />
Mültecilerin durumunun kendisini<br />
yakından ilgilendirdiğini,<br />
filminin yalnız liman şehri Calais’te<br />
değil, Avrupa’nın her<br />
yerinde çekilebilmesini istediğini<br />
ifade etti. Ona göre Calais,<br />
uç bir örnek. 75 yaşındaki yönetmen,<br />
"Calais ya da göç üzerine<br />
bir film yapmak istemedim,<br />
bilakis içe kapanıklığımızı<br />
göstermeyi hedefledim. Hepimiz<br />
olanlardan kaygılanmalıyız.<br />
"Happy End" göçmenlerin<br />
acılarına karşı bizim kayıtsız<br />
kaldığımız konulu bir film.<br />
Göçmenlerin hayatlarını yaşamadığım<br />
ve tecrübelerini tanımadığım<br />
için, göçmenler hakkında<br />
hiçbir şey anlatamam.<br />
Burada göçmenler kendilerinden<br />
bahsedecekler. Kendi<br />
küçük bahçemizde çalışırken<br />
korkarak ‘komşuları’ gözetlersek<br />
geri kalan kısmı göz ardı<br />
ederiz. Ben de buna dahilim ve<br />
buna çok kızıyorum."<br />
Haneke ayrıca, "Film benim<br />
hayatım, tek yapabildiğim bu.<br />
Bir müzik aleti de çalmak isterdim,<br />
fakat bunun için yeteneğim<br />
yok" dedi.<br />
Ülke Genelinde Kiralar Oldukça Yüksek...<br />
Avusturya’da Birçok Eyalette<br />
Kiralar 1000 €’nun Üzerinde<br />
Avusturya genelinde kira fiyatlarının<br />
yüksekliği dar gelirli vatandaşları<br />
kara kara düşündürüyor.<br />
Örneğin Viyana’da kiralık bir evde<br />
oturmayı düşünen kimse 1000 euro<br />
üzerinde bir meblağı gözden çıkarmak<br />
zorunda ve bu rakama konut<br />
aidatları dahil değil.<br />
Viyana’da emlakçı üzerinden kiralanan<br />
eski evlerin %51’i ayda 1000<br />
eurodan fazla tutuyor. Sadece eski<br />
evlerin altıda biri hesaplı sayılabilecek<br />
olan 400 ile 600 euro arasında<br />
kiralanabiliyor, buna ilaveten farklı<br />
konut aidatları geliyor. Bu veriler<br />
emlak şirketi Scout 24’ün internet<br />
portalı ImmoDEX’den. Bununla birçok<br />
internet portalından <strong>2017</strong>’nin<br />
ilk yarısından yaklaşık 250 bin veri<br />
değerlendirildi. Yeni kiralık konutlar<br />
oldukça pahalı ve %54’ü 1000<br />
euronun üstünde. ImmoDEX’e göre<br />
400-600 euro aralığındaki uygun<br />
konutlardan bulmak hemen hemen<br />
imkânsız.<br />
Tirol Eyaletinde Hesaplı Kiralık<br />
Konut Problemi Var<br />
Tirol, Salzburg ve Vorarlberg eyaletlerinde<br />
de kiralık konut piyasasında<br />
uygun konut bulmak çok zor.<br />
Bu eyaletlerde her iki eski konuttan<br />
biri bu senenin ilk yarsında en az<br />
800 euro kira bedeline sahip. Yeni<br />
konutların ise %70-80’i ise bu miktarın<br />
üstünde.<br />
Hangi Eyaletlerde Kiralar Uygun<br />
Genelde Kärnten, Burgenland, Yukarı<br />
Avusturya ve Steiermark eyaletlerinde<br />
kiralar daha uygun. Eski<br />
evlerin Kärnten’de %63’ünün, Burgenland’da<br />
%62’sinin kiralarının<br />
aylık 600 eurodan az olduğu ev<br />
ilanlarında göze çarpıyor. Yukarı<br />
Avusturya ve Steiermark eyaletlerinde<br />
her iki eski evden birinin kirası<br />
600 euronun altında.<br />
Batı Avusturya Çok Pahallı<br />
Alt fiyat grubu (600 euroya kadar)<br />
içinde olan yeni kiralık konutların<br />
oranı ‘uygun’ eyaletlerde de yüksek<br />
değil. En fazla Kärnten’de (%48),<br />
Burgenland (%43) ve Steiermark<br />
(%37), Aşağı Avusturya’da uygun<br />
gruba düşen her yeni beş evden biri<br />
(%20). Vorarlberg, Tirol ve Yukarı<br />
Avusturya’da ise her 7 yeni konuttan<br />
sadece biri uygun fiyat olarak<br />
nitelendirilen aralıkta bulunuyor.<br />
MÜDER WACHHUND?<br />
WIR FÖRDERN<br />
SICHERES WOHNEN<br />
bezahlte Anzeige<br />
Wir fördern einbruchhemmende<br />
Haus- oder Wohnungseingangstüren<br />
und einbruchhemmende Fenster und<br />
Terrassentüren. Jetzt informieren!<br />
www.tirol.gv.at/sicheres-wohnen<br />
Amt der Tiroler Landesregierung<br />
Abteilung Wohnbauförderung<br />
T: +43 512 508 2732<br />
E: wohnbaufoerderung@tirol.gv.at
ARALIK <strong>2017</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 16<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Müslümanlara ‘paralel<br />
Fotos: BKA<br />
Friedrich Felzmann’ı görenlerin acilen Polisi<br />
bilgilendirmesi bekleniyor... Landeskriminalamt<br />
Steiermark Telefon: +43(0)59133 603333<br />
AVUSTURYALI KATİL<br />
EUROPOL’ÜN<br />
EN ÇOK ARANANLAR<br />
LİSTESİNDE...<br />
Avrupa Polis Teşkilatı (Europol),<br />
Avrupa'da en çok aranan suçlular<br />
listesine (Europe's Most Wanted<br />
Fugitives) bir Avusturyalıyı ekledi.<br />
66 yaşındaki Friedrich Felzmann bu<br />
listeye giren ilk ‘yerli’ Avusturyalı<br />
oldu. (Listede Tibor Foco adlı bir<br />
Avusturya vatandaşı daha var.) İki<br />
komşusunu öldürüp, bir kadını ağır<br />
yaralayan Felzmann, haftalardır en<br />
seçkin güvenlik birimleri tarafından<br />
aranıyor ama şimdiye kadar kendisini<br />
gizlemeyi başardı.<br />
Avusturya dışına çıkmış olma ihtimali<br />
de göz önünde tutulan Felzmann,<br />
Avrupa’da en çok aranan<br />
suçlular listesine alındı ve farklı ülkelerin<br />
güvenlik birimlerinin de bu<br />
suçlu konusunda yardımı alınacak.<br />
„Europe's Most Wanted“ listesinde<br />
ağır suçlara karışmış ve firari olan<br />
toplam 60 kişi bulunmakta ve bu<br />
suçluları ihbar edenlere çeşitli para<br />
ödülleri verilmektedir.<br />
toplum’ eleştirisi...<br />
Avusturyalıların Çoğunluğu Müslümanların Paralel Bir Toplum Oluşturduğu Kanısında<br />
Viyana (OTS)- Avusturya Entegrasyon<br />
Fonu (ÖIF) daha önce birkaç<br />
kez görevlendirdiği araştırmacı<br />
Peter Hajek’e entegrasyonun gidişatı<br />
hakkında yeni bir anket yaptırdı.<br />
Bu anket 16 yaş ve üstü 1000<br />
Avusturya vatandaşına Avusturyalıların,<br />
göçmen ve mültecilerin<br />
birlikte yaşamalarına ait düşüncelerini<br />
sordu.<br />
Ankete katılanların yarısı birlikte<br />
yaşamayı olumlu, yarısı olumsuz<br />
olarak değerlendirdi. <strong>2017</strong> baharında<br />
yapılan ankete göre olumsuzluk<br />
biraz daha arttı. Özellikle<br />
Müslümanlarla gayri Müslimlerin<br />
birlikte yaşamaları konusunun değerlendirilmesinde<br />
olumsuzluk belirgindi.<br />
Katılımcıların ¾’ü paralel<br />
toplumların zaten var olduğunu<br />
kabul etti ve bunları genellikle<br />
‘İslami gruplarla’ ilişkilendirdiler.<br />
10 kişiden 8’i olası radikal eğilimlere<br />
karşı koyabilmek için camilerin<br />
sıkı kontrol altında tutulmasını<br />
istedi. %86 camilerin yurt dışı finansmanın,<br />
%80’den fazlası İslami<br />
kreşlerin sıkı şekilde kontrolünü<br />
talep etti. Katılımcıların ¾’ü Avrupai<br />
değerlere yönelen bir İslamın<br />
Avrupanın bir parçası olarak görüleceğini<br />
ifade etti.<br />
ÖIF’in işletmecisi Franz Wolf, geçenlerde<br />
yayınlanan PEW Araştırma<br />
Merkezinin Müslümanların<br />
Avrupa ve Avusturya’daki genel<br />
nüfus içindeki oranının artışıyla<br />
ilgili tahminlerinin <strong>2017</strong> Ağustos’unda<br />
ÖIF tarafından yayınlanan<br />
nüfus gelişimiyle ilgili bir<br />
araştırmayı destekler nitelikte olduğunu<br />
söyledi. PEW anketi Avusturya’daki<br />
Müslümanların genel<br />
nüfus içindeki oranının 2050’de<br />
yaklaşık %20 olacağını öngörüyor.<br />
<strong>2017</strong>’deki ÖIF’in Viyana Demografi<br />
Enstitüsüyle birlikte yaptığı bir<br />
anketin sonucuna göre ise %21’e<br />
kadar çıkabileceği tahmin ediliyor.<br />
Franz Wolf: “Her iki araştırmada<br />
Müslümanların entegrasyonun<br />
önemine vurgu yapıyor. Bu nüfusun<br />
gelişimi içinde özellikle önem<br />
arzediyor.”<br />
Yeni anket sonuçlarından bazı<br />
noktalar ise şöyle:<br />
- Birçok cami uyumu frenliyor...<br />
- Müslüman mültecilerin ¼’i İslami<br />
yasaların olmasını istiyor...<br />
İslam araştırmacısı Heiko Heinisch<br />
güncel anketinde Viyana’daki en<br />
güçlü camilerden 16‘sı araştırıldı.<br />
Bunlardan sadece iki tanesi üyelerinin<br />
entegrasyonunu destekliyor.<br />
1/3’ünde imamlar kendi kültürlerini<br />
korumaya çağrı yapmakla<br />
entegrasyona karşı aktif olarak<br />
hareket ediyorlar. Heinisch’in araştırmasında<br />
kısmen vaazlarda<br />
köktenci eğilimlerde görülebiliyor.<br />
Peter Filzmaier’in yazın yayınlanan<br />
bir araştırmasında Avusturya’daki<br />
1000 müslüman göçmen ve mülteciye<br />
düşünceleri soruldu. Somali,<br />
Suriye ya da Afganistan’dan gelen<br />
ve kendilerini çok dindar kabul<br />
edenler için kadınlarla tokalaşmama,<br />
Avusturya’da İslami kurallara<br />
dikkat edilmesi, aile namusunun<br />
şiddetle de olsa savunulmasının<br />
onaylanması gibi konular çok<br />
büyük bir önem arzediyor.<br />
Beck Kainz<br />
Seit über 65 Jahren backen wir für Sie den besten Geschmack.<br />
Seit 1950 backen wir unsere Brote und Brötchen nach einem einfachen<br />
Rezept: handwerklich aus Mehl, Wasser und Salz. Weil wir einfach gern<br />
Bäcker sind, weil guter Geschmack nicht mehr braucht und weil wir davon<br />
überzeugt sind, dass es Dinge gibt, die man nicht besser machen kann.<br />
So erhalten Sie mit jedem unserer Produkte traditionelles Bäckerhandwerk<br />
mit purem Geschmack und einer Prise Lebenseinstellung.<br />
Zentrale<br />
Steinlochstraße 13<br />
6971 Hard<br />
Filiale Hard<br />
Quellenstraße 18<br />
6971 Hard<br />
Filiale Dornbirn<br />
Lustenauerstraße 34<br />
6850 Dornbirn<br />
Filiale Lustenau<br />
Pontenstraße 9<br />
6890 Lustenau<br />
Filiale Fußach<br />
Harderstraße 2<br />
6972 Fußach<br />
www.beck-kainz.at