Erfolgreiche ePaper selbst erstellen
Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.
Wir sagen JA<br />
Kolumne von<br />
Mag. Dr. TARIK METE<br />
Ablenkungsmanöver<br />
„Kopftuch“SEITE 3<br />
zu<br />
SAYFA 6<br />
ÖSTERREICH<br />
HÜKÜMETİN ÇİFTE VATANDAŞ<br />
TÜRK AVI DEVAM EDİYOR...<br />
20 bine yakın<br />
'Avusturyalı<br />
Türk'ü zor<br />
günler bekliyor<br />
Foto © AAU/photo riccio<br />
Wie wichtig<br />
ist Lesen?<br />
Im Interview:<br />
Expertin<br />
Dr. Margit Böck<br />
SEITE 10<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
VRUP<br />
A A<br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 75 NİSAN <strong>2018</strong> - AUSGABE: 75 <strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />
Österreichische Post AG - MZ 11Z038817M - Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
www.europa-journal.net<br />
‘‘Birçok vatandaşımız yaz döneminde yüksek<br />
bilet fiyatlarından dolayı Türkiye’ye gidemiyor’’<br />
I<br />
ÖZEL<br />
RÖPORTAJ<br />
PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Avrupalı<br />
Türkler<br />
SAYFA 2<br />
‘VATANDAŞ<br />
MAĞDUR!’<br />
Foto: BKA / Dragan Tatic<br />
Avusturya Karadenizliler Derneği Başkanı Mehmet<br />
Altaş'dan Türk Hava Yolları'na Sitem ve Çağrı...<br />
Bundesvorstandsmitglied<br />
der Grünen,<br />
ALEV KORUN:<br />
Abgeordnete zum<br />
Nationalrat (SPÖ)<br />
NURTEN YILMAZ:<br />
Grüne regiert in Tirol<br />
weitere fünf Jahre<br />
Chancengerechtigkeit, leistbares Wohnen & Naturschutz<br />
für die Zukunft Tirols!<br />
Gemeinsam lernen:<br />
Gegen separierte<br />
„Deutschklassen“!<br />
SEITE 6<br />
SEITE 8<br />
AVUSTURYA NEREYE GİDİYOR?<br />
‘OKUL, ÜNİVERSİTE ve KAMUDA TÜRBAN YASAKLANSIN’<br />
Avusturya Başbakanı Sebastian<br />
Kurz (ÖVP) ve Başbakan Yardımcısı<br />
aşırı sağcı Heinz Christian<br />
Strache (FPÖ), ülkeyi<br />
Müslümanlar için yaşanmaz bir<br />
hale getirmek yolunda ellerinden<br />
gelen her adımı atmaya<br />
devam ediyorlar.<br />
© BMEIA / Mahmoud<br />
SPÖ LİDERİ CHRISTIAN KERN:<br />
‘KURZ SAĞCI BİR POPÜLİST’<br />
SAYFA 16<br />
Außen- und Integrationsministerin Karin Kneissl (FPÖ):<br />
„Islam nein, Muslime ja“<br />
KURZ ve STRACHE’NİN TEK DERDİ<br />
MÜSLÜMANLAR VE TÜRKLER...<br />
YASAL DÜZENLEME YOLDA<br />
Her fırsatta göçmen, mülteci ve<br />
Müslümanları hedef alan açıklamalar<br />
yapan ve bu yönde<br />
kanunları da hayata geçirmeye<br />
başlayan Kurz ve Strache’nin<br />
yeni bombası, anaokulu ve ilkokulda<br />
kız çocuklarının başörtüsü<br />
takmasını yasal düzenlemeyle<br />
engellemek. Çok az sayıda<br />
küçük çocuğun başörtüsü<br />
taktığı düşünülürse, hedefin<br />
farklı olduğu ortaya çıkıyor.<br />
BU DAHA İLK ADIM<br />
FPÖ lideri Strache yaptığı açıklamada,<br />
ilk etapta anaokulu ve<br />
ilkokullarda yasakların başlayacağını<br />
belirterek, ‘‘Bu sadece<br />
ilk adım. Ben kreşten üniversiteye<br />
kadar ve kamuda da başörtüsüne<br />
yer olmadığı kanısındayım’’<br />
diyerek artık geri<br />
dönülmez bir sürecin başladığı<br />
mesajını verdi.<br />
DEVAMI 3. SAYFADA<br />
IGGÖ BAŞKANI İBRAHİM OLGUN’DAN<br />
BAŞBAKAN KURZ’A TEPKİ...<br />
Foto: Tamer Barbaros<br />
‘İslam’a Hayır,<br />
Müslümana Evet’SAYFA 5
NİSAN <strong>2018</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 2<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Bu yazımı Almanya’ya geldikten<br />
sonra sıkça duyduğum bir ifadeden<br />
yola çıkarak yazmak, Türklük, vatan,<br />
millet konularına ayırmak, siz okuyucular<br />
ile hasbihal etmek istedim.<br />
Bugünkü dille konuşup dertleşme,<br />
halleşme yahut sohbet anlamına<br />
gelen hasbihal, zor zamanların en<br />
pratik medetkârı, yol göstericisidir.<br />
Son zamanlarda konuştuğum hemen<br />
herkes lafa “Türkiyeli” diye giriyor;<br />
Avrupalı Türk diye sürdürüyor. Türkiyeli<br />
sözü üzerinde uzun süre düşündüm.<br />
Hatta Türkiye’de bulunduğum<br />
dönemde bazı yazılarımda ben de<br />
kullanmışım; sonra kendi kendime<br />
“No’luyor?” diye sorma, “Biz Türkiye’den<br />
geliyoruz ama Türkiyeli<br />
değil, Türküz” deme ihtiyacı hissettim.<br />
Türk milletinin Avrupa veya diğer<br />
ülkelerde yaşayan fertleri olarak nerede,<br />
hangi coğrafyada yaşıyor olsak<br />
da bizler Türküz ve Türk milletinin<br />
birer ferdiyiz. Türk, Amerikalı gibi<br />
toplama bir millet değil; İngiliz,<br />
Fransız gibi geleneği olan bir millettir;<br />
çağlar ötesinden atiye uzanan<br />
büyük devletler kuran, Türkçeyi<br />
değişik ağız ve lehçeleri ile konuşan<br />
ve kendini bu milletin ferdi olarak<br />
görüp, ortak duygularla yaşayanlara<br />
verilen addır. Bu öyle bir duygu ki<br />
onu yüreğinde hissedenlerin bağrı<br />
yanıp tutuştuğunda bazen bir sevda<br />
türküsü olur; bazen de sırf Türk olduğunu<br />
çekinmeden söylediği için<br />
hak etmediği ağır bedelleri ödemeye<br />
mecbur bırakılır. Bu bedeller ödendikçe<br />
de bu kavram anlam kazanır,<br />
içi dolar, ete kemiğe bürünür.<br />
Sahi biz Türkiyeli derken neyi kastediyoruz?<br />
Anadolu’dan gelen herkese<br />
Türk değil, Türkiyeli derken,<br />
bazılarının yakıştırması ile “Anadolu<br />
halklarını” mı vurgulamak istiyoruz?<br />
Bu ifade öyle göründüğü gibi masum<br />
olmaktan çıkıyor ve bizleri ayrıştırmaya<br />
çalışan ideolojinin söylemine<br />
dönüşüyor. Biz Türk dersek,“Birileri<br />
rahatsız olmasın” diye bir çekincemiz<br />
mi var? Türk derken, bu kavramın<br />
etnik bir grubu tanımlamadığını, hissetmekle<br />
ilişkili olduğunu söyledik.<br />
Türk, kederde, kıvançta bir olmayı,<br />
ortak hedeflere birlikte yürümeyi<br />
bilenleri bir araya getiren bir kavramdır.<br />
Aşık Veysel’in deyişi ile<br />
“Babadan kalan mirastır”. Anayasamızda<br />
öyle tanımladık; evimizde<br />
öyle öğrendik, okullarımızda da öyle<br />
öğretiyoruz. Türk, Avrupa ya da<br />
Asya’da, hangi coğrafyada yaşarsa<br />
yaşasın, bitip tükendi denilen her<br />
zaman, yeniden küllerinden doğmasını<br />
bilmiş, başarıları ile güneş gibi parlarken,<br />
mazlum milletlerin umudu ve<br />
rol modeli olmuştur. Zaman zaman<br />
kim olduğumuzu umursamaz hale<br />
gelsek, unutsak bile; muhataplarımız<br />
unutmuyor, hiç beklemediğimiz bir<br />
anda bize kim olduğumuzu gayet<br />
güzel hatırlatıyorlar.<br />
Her nereye gitsem, geride bıraktığım<br />
ve artık bacası tütmeyen evime duyduğum<br />
özlemi, yüreğimi kavuran kor<br />
ateşe dönüştüren memleket hasretini<br />
meftunu olduğum aziz milletimizin<br />
fertleri ile bir araya gelerek<br />
Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />
Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />
Avrupalı Türkler<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
hafifletiyor; rahata ermenin yolunu<br />
onlarla hasbihal etmekte buluyor;<br />
onlarla aynı havayı teneffüs ederek<br />
memleket özlemini gideriyorum.<br />
Anadolu’nun dört bir yanından gelmiş<br />
ve dayanışma içinde ortak hareket<br />
edenlerin oluşturduğu dostluğun<br />
sıcak esintisini her hangi bir bahar<br />
sabahında açan nergis kokusu gibi<br />
içime çekerek rahatlıyorum. Yaşadığım<br />
toplumun sıradan bir ferdi olmak<br />
yerine, milletime hadim olmayı, atide<br />
Türk adı oldukça onun varisi olan<br />
evlatlarımızı içinde bulundukları<br />
derin gaflet ve uykudan uyandırmayı,<br />
ilahi bir güneş gibi parlayan eğitim<br />
ve bilimin ateşi ile aydınlatmayı, milletimizin<br />
bu vesile ile kendine geldiğini<br />
görmeyi hayal ediyorum. Bu<br />
hayali benimle birlikte yaşayanlara<br />
Türk diyor; Türkiyeli demekten imtina<br />
ediyorum.<br />
Avrupa ülkelerinde yaşayan kardeşlerim;<br />
bu aziz milletin tarihi öyle<br />
öykülerle bezenmiş ki hangi sayfasını<br />
açsanız, boğucu bir zulmetten sonra<br />
ilahi bir ışık gibi parlayan yeni bir<br />
destanla, kutsal bir zaferle karşılaşıyorsunuz.<br />
Bir yanda bu kadim milletle<br />
dost olmayı beceremeyen ve Türk<br />
adını duyunca korkudan ödleri kopanları,<br />
öbür yanda onun dostluğunu<br />
kazanmak için mütemadiyen çaba<br />
sarf edenleri görüyoruz. Tarihin her<br />
döneminde Türk milletini bir umut,<br />
Anadolu’yu kurtuluş vesilesi olarak<br />
görenlerin oluşturduğu Türk yurduna<br />
ve onu yüceltmek için duyulan ortak<br />
güvene layık olmaya çalışıyoruz.<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
mcakir@anadolu.edu.tr<br />
Hangi coğrafyada yaşarsak yaşayalım,<br />
çocuklarımıza kendini öteki milletlerle<br />
körü körüne yarıştırmaya kalkışmanın,<br />
kendini diğerlerinden ayrıcalıklı,<br />
üstün görmenin bireyi ırkçılığa<br />
sevk ettiğini; ırkçılığın ise sağlıklı bir<br />
ruh halini yansıtmadığını, buna karşılık<br />
kendini ait hissettiği milleti sevmenin<br />
takdir edilmesi gereken, utanılacak<br />
bir durum olmadığını anlatalım.<br />
Bunları yaparken de her milletin<br />
kendi kültürüne bağlı olmasının doğal<br />
olduğunu, milletlere saygı ile yaklaşıldığı<br />
durumlarda mütemadiyen tekrar<br />
edilen olumlu duygu ve davranışların<br />
bireyin özgüvenini pekiştirirken<br />
dünya barışına da olumlu katkıları<br />
olacağını; buna mukabil ötekine karşı<br />
düşmanca hisler beslemenin, kendini<br />
yüceltirken ötekini aşağılamanın, kin<br />
ve nefret duygularını körükleyerek<br />
telafisi imkânsız insanlık suçlarının<br />
oluşmasına zemin hazırlayacağını<br />
unutturmayın.<br />
Türk olmamız, Türkçe konuşmamız<br />
yaşadığımız coğrafyaya uyum sağlamamız<br />
için bir engel değil. Bununla<br />
birlikte yaşadığımız coğrafyada saygın<br />
bireyler olarak toplumsal ve sosyal<br />
hayatın içinde yer almak istiyorsak,<br />
yaşadığımız çevrenin dilini ve dolayısı<br />
ile kültürünü de iyice öğrenmemiz,<br />
onlara saygı ile yaklaşmamız ve<br />
muasır medeniyetler seviyesine<br />
ulaşmanın anahtarı olan eğitim<br />
hakkını ihmal etmememiz gerektiğini,<br />
saygı göstermeyenin saygı görmeyeceğini<br />
unutmayalım.<br />
Buraya kadar anlattığım bilinç düzeyine<br />
ulaşılmakla, Avrupalı Türklerin<br />
aydınlanma hareketi de kendiliğinden<br />
başlayacaktır. Aydınlanma, bireyin<br />
öncelikle kendinden kaynaklanan<br />
vesayetten kurtulması; yani,<br />
kendi idrak gücünden başkasının yönlendirmesi<br />
olmadan yararlanamaması<br />
halinden çıkmasıyla mümkündür.<br />
Aydınlanmayı yakalayan birey,<br />
yaşadığı toplum içinde tutunmak,<br />
kabul görmek ve yükselmek için her<br />
şeyi mubah saymaz. Kişilikli bireyler<br />
uyum gösterdiğini kanıtlamak için bir<br />
yerlerde yama gibi durmaz; gerektiğinde<br />
“Buraya dikkat edin, bir sorun<br />
var” diyerek hak ve hukukun takipçisi<br />
olur. Kant’ın 1784’te dediği gibi,<br />
“Vesayetin, yani medeni hakları kullanamamanın<br />
nedeni, akıl yoksunluğu<br />
değil; insanın aklını başkasının<br />
yönlendirmesine gerek kalmadan<br />
kullanacak kararlılık ve cesaretten<br />
yoksun olmasıdır. Yani vesayetin<br />
sebebi yine insanın kendisidir.”<br />
O halde, bir yerde çekinmeden Türk<br />
olduğunuzu söylerken, yurttaşı olduğunuz<br />
ülkenin yasal hak ve yükümlülüklerini<br />
yerine getirip, sağlanan<br />
imkânlardan yararlanmak için de<br />
aklınızı kullanacak cesaretiniz olsun!<br />
Martin Luther King’in deyişiyle<br />
“Ya birlikte kardeş gibi yaşamayı<br />
öğreneceğiz, ya da aptallar olarak<br />
hep beraber yok olacağız”.<br />
7€<br />
Hızlı Havale*<br />
Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />
• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />
bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />
memlekete gönderiyoruz.<br />
• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />
ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />
güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />
Hafta içi uzun çalışma<br />
saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />
Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />
Cumartesi günleri de açık!<br />
* Bireysel müşterilerin DenizBank AG şubelerinden, DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />
Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />
DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />
Entgeltliche Einschaltung
3 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN <strong>2018</strong><br />
Kurz ve Strache Kesin Kararlı...<br />
OKULDA BAŞÖRTÜSÜ YASAKLANACAK<br />
Avusturya Başbakanı Sebastian<br />
Kurz, ülkedeki bütün kız çocuklarının<br />
eşit şartlara sahip olması,<br />
toplumda paralel oluşumların<br />
engellenmesi için anaokulu ve ilkokullarda<br />
başörtüsünün yasaklanması<br />
gerektiğini ve yeni yasal<br />
düzenleme için talimat verdiğini<br />
açıkladı<br />
Sebastian Kurz, "Başbakan Yardımcısı<br />
Heinz-Christian Strache ile<br />
birlikte, Milli Eğitim, Kadın-Aile ve<br />
Entegrasyon Bakanlıklarına ‘Çocuk<br />
Koruma Yasası’nın’ güncellenmesi<br />
için talimat verdik. Buradaki ana<br />
hedefimiz, bütün çocukların eşit<br />
şartlarda olabilmesi ve kimsenin<br />
dışlanmaması. Bunun için anaokulu<br />
ve ilkokullarda başörtüsü<br />
yasaklanmalıdır."<br />
'PARTİLERİN SEÇİM VAADİYDİ'<br />
Başbakan Yardımcısı aşırı sağcı<br />
Heinz Christian Strache ise yasağın<br />
hayata geçirilmesinin önemli olduğunu<br />
belirterek, bu önerinin her<br />
iki partinin seçim vaadi olduğunu<br />
Kolumne von<br />
Mag. Dr. TARIK METE<br />
office@mete.or.at<br />
Der Schweigekanzler meldet sich<br />
endlich wieder zu Wort und das<br />
Thema ist nicht der BVT-Skandal,<br />
nicht antisemitische Liederbücher,<br />
nicht die rechten Burschenschafter<br />
in den Regierungskabinetten oder<br />
die Zerschlagung der allgemeinen<br />
Unfallversicherung, sondern das<br />
Kopftuch im Kindergarten und in<br />
der Volkschule. Über eine halbe<br />
Million Menschen in Österreich<br />
haben sich für ein Rauchverbot<br />
ausgesprochen und wurden von<br />
dieser Regierung ignoriert, aber<br />
sogar diese Debatte ist nun vom<br />
Tisch und wir alle diskutieren über<br />
BU DAHA BAŞLANGIÇ!<br />
ve çıkarılacak yasayla, 10 yaşına<br />
kadar kız çocuklarının korunmasını<br />
hedefledikleri vurguladı. Bu yasal<br />
değişikliğin dini bir tartışma değil,<br />
çocukların farklı nedenlerden ayrışmaması<br />
anlamına geldiğini belirten<br />
Strache, bu şekilde paralel<br />
toplum oluşmasının engelleneceğini<br />
iddia etti.<br />
Eğitim Bakanı Heinz Faßmann ise<br />
(ÖVP), "Bu kesinlikle sembolik bir<br />
eylemdir" dedi.<br />
KURZ ve STRACHE’NİN TEK DERDİ<br />
MÜSLÜMANLAR VE TÜRKLER...<br />
Politikaya ilk atıldığı ve özellikle<br />
entegrasyon müsteşarlığı yaptığı<br />
dönemde eylem ve söylemleriyle<br />
Müslümanların gönlünü kazanmayı<br />
başaran Sebastian Kurz,<br />
daha sonraki dönemde inanılması<br />
güç bir değişim geçirerek çok farklı<br />
bir karaktere büründü.<br />
Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’nin<br />
(FPÖ) neredeyse bütün siyasetini<br />
göçmen, mülteci ve İslam<br />
karşıtlığına adadığının ve bu yolla<br />
ein Randthema, das nicht mit<br />
Verboten, sondern mit sozialen<br />
Maßnahmen, Fakten und Bildung<br />
angegangen werden sollte. Besonders<br />
traurig ist, dass leider viele im<br />
linken und liberalen Lager dieses<br />
fadenscheinige Ablenkungsmanöver<br />
nicht durchschauen und sich<br />
für Straches Vorstoß begeistern<br />
lassen.<br />
Es wird nun argumentiert, dass<br />
man junge Mädchen im Kindesalter,<br />
die noch nicht mündig sind,<br />
vor dem politischen Islam schützen<br />
müsse und im nächsten Atemzug<br />
spricht man davon, das Kopftuch<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
yerli halkı korkutarak başarılı olduğunun<br />
bilincinde olan Türk ve<br />
Müslüman toplum, ‘FPÖ’nün ne<br />
olduğu zaten belli. Ancak Başbakan<br />
Sebastian Kurz’un aşırı sağcı<br />
partiyi aratmayan davranışları partisi<br />
ÖVP’yi de farklı yerlere götürmeye<br />
başladı’ diyerek tepkilerini<br />
dile getiriyorlar.<br />
İGGÖ BAŞKANI OLGUN’DAN<br />
BAŞBAKAN KURZ’A TEPKİ<br />
Avusturya İslam Cemaati Başkanı<br />
İbrahim Olgun, Başbakan ile bir<br />
görüşme yaptı ve: "İslam Cemaati<br />
olarak başörtüsü yasağına ilişkin<br />
tutumumuz nettir ve bunu Başbakana<br />
ilettik ve başörtüsünün dini<br />
bir konu olduğunu, Müslümanların<br />
özgür iradeleri ile bunu tercih<br />
ettiklerini ve ülkedeki Müslüman<br />
çocukların çoğunun başörtüsü takmadığını<br />
da açıkladık. Başbakan<br />
Kurz’un bu tumunu anlamak çok<br />
zor. Bu konuyu diyalogla çözemediğimiz<br />
taktirde her türlü hukuki<br />
mücadeleyi vereceğiz" dedi.<br />
in Universitäten und im öffentlichen<br />
Bereich generell zu verbieten.<br />
Ich hatte schon im letzten Jahr<br />
davor gewarnt, dass das Verbot<br />
des Kopftuchs in der Justiz und<br />
Exekutive nur der Türöffner und<br />
Wegbereiter ist für die Debatte<br />
rund um ein generelles Kopftuchverbot<br />
– ähnlich spielt es sich in<br />
der aktuellen Diskussion ab. „Man<br />
darf Migration nicht auf plumpe<br />
Botschaften wie 'Kopftuch – ja<br />
oder nein´ beschränken. Wer das<br />
macht, der meint es nicht ernst mit<br />
dem Thema", stellte Sebastian<br />
Kurz vor einigen Jahren noch fest.<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
BAŞBAKAN KURZ: ‘KARARLIYIZ,<br />
BAŞÖRTÜSÜ YASAKLANACAK’<br />
Başbakan Sebastian Kurz, "İlkokul<br />
ve anaokullarında başörtüsü yasağı<br />
konusunda çok kesin ve<br />
kararlı bir çizgiye sahibiz. IGGÖ<br />
temsilcilerine de hükümetin bu<br />
konudaki net tavrını açıkladık ve<br />
yasağı hayata geçirme noktasında<br />
kararlı olduğumuzu belirttim."<br />
SPÖ LİDERİ KERN: ‘KURZ SAĞCI<br />
BİR POPÜLİST’<br />
Sosyal Demokrat Parti Lideri Christian<br />
Kern, Kurz’u sert bir dille eleştirerek,<br />
"Kendisini düşman olarak<br />
görmüyorum ama o bir sağcı popülist.<br />
İlgilenmesi gereken konularla<br />
değil, sadece ‘yabancılar’<br />
üzerinden puan toplayarak ucuz<br />
bir siyaset yapıyor" dedi.<br />
Ablenkungsmanöver „Kopftuch“<br />
Da bin ich mit dem Bundeskanzler<br />
ganz einer Meinung. Weder<br />
Strache noch er meinen es nämlich<br />
ernst mit dem Thema Integration.<br />
Für diese Regierung ist<br />
Integration lediglich ein sicherheitspolitisches<br />
Thema, das für<br />
eine populistische Politik missbraucht<br />
wird.<br />
Beim Burka-Verbot gab es im<br />
vergangenen Jahr insgesamt 50<br />
Anzeigen. Auch jetzt diskutiert<br />
man über eine unbestimmte, aller<br />
Voraussicht nach äußerst geringe,<br />
Anzahl von Mädchen. Eine ernsthafte<br />
Analyse oder Erhebung<br />
wurde ja nicht durchgeführt.<br />
Selbst ÖVP-Bildungsminister Heinz<br />
Faßmann, der bei seinem Antritt<br />
von Kleidervorschriften im schulischen<br />
Bereich nichts wissen<br />
wollte, räumt ein, dass es hier<br />
mehr um „reine Symbolpolitik“<br />
geht. Die Gleichberechtigung<br />
sowie Freiheit von jungen<br />
Mädchen und Chancengleichheit<br />
für alle sind viel zu wichtige<br />
Themen, um sie dem Populismus<br />
und der Scheinpolitik dieser Regierung<br />
zu überlassen. Ich hoffe, die<br />
Opposition erkennt das noch<br />
rechtzeitig.<br />
Aber warum sollte man das der<br />
Regierung übelnehmen? Die Statistiken<br />
zeigen, auf muslimische<br />
Frauen mit Kopftuch wird regelmäßig<br />
„draufgehauen“. Die Zahlen<br />
der Dokumentationsstelle für islamfeindliche<br />
Übergriffe belegen,<br />
dass 92 % der Vorfälle sich gegen<br />
Frauen richten. Anstatt diese Zahlen<br />
ernst zu nehmen und betroffene<br />
Musliminnen zu schützen,<br />
macht man sie abermals zur<br />
Zielscheibe. Laut Kritikern sind<br />
die Frauen ja selbst schuld, wenn<br />
sie sich durch das Kopftuch selbst<br />
in ein Eck stellen und dadurch zu<br />
Opfern werden. Dieses Argument<br />
ist ebenso widerwärtig, wie<br />
die Anschuldigungen gegenüber<br />
einem Vergewaltigungsopfer, dass<br />
es selbst Schuld sei an dem Verbrechen,<br />
wenn es einen lasziven<br />
Minirock trägt.<br />
Was derzeit fehlt, ist ein politisches<br />
Gesamtkonzept für ein besseres<br />
Miteinander. Stattdessen<br />
werden die Gelder für Integrationsmaßnahmen<br />
gekürzt, ausländische<br />
Kinder in „Ghettoklassen“<br />
gesteckt und eine Atmosphäre der<br />
Angst geschaffen. So bereitet man<br />
den perfekten Nährboden für<br />
Populismus und eine gespaltene<br />
Gesellschaft. Wertschätzung, Förderung,<br />
Zusammenhalt und Solidarität<br />
sind für diese Regierung,<br />
wenn es um das Thema Integration<br />
geht, ein Fremdwort. Von der<br />
Glaubensfreiheit oder Menschenrechten,<br />
die auch für die Minderheiten<br />
in unserer Gesellschaft<br />
gelten, möchte man ebenso nichts<br />
wissen. Weder Strache noch Kurz<br />
geht es bei dieser Debatte wirklich<br />
um die betroffenen Kinder. Es<br />
ist wirklich letztklassig, dass diese<br />
Regierung wieder einmal auf<br />
dem Rücken von Kindern auf<br />
skrupellose Art und Weise Politik<br />
betreibt.<br />
Foto: BKA / Regina Aigner
NİSAN <strong>2018</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Yaşadıklarımmış beni ben yapan,<br />
Bir perdeymiş aramda,<br />
geçmiş ve gelecek zaman,<br />
Gaflettenmiş aslında yanlış olan,<br />
Kaygılandıkça kaybeden,<br />
kaybettikçe vazgeçen,<br />
Sevdikçe yeşeren,<br />
filizlenip dal budak salan.<br />
Herşey içimde;<br />
bende gizliymiş meğer,<br />
Bendeki beni bulmakmış asıl hüner!<br />
‘Hayat üç gündür’ der Mevlana, dün<br />
geçmişte kaldı, yarın meçhuldür ve<br />
hayat bir gündür, o da bugündür. Öyleyse<br />
bugünü yaşamak olmalı gaye.<br />
Geçmişe takılmadan, geleceğe dair<br />
fazla kaygı duymadan…<br />
Bu nasıl olacak diye sorduğunuzu<br />
duyar gibiyim. Tabii ki hayatı sorgulayacağız.<br />
Hayatı sorgulamak demek,<br />
yapılan işin hakkını verebilmek, geleceğe<br />
ümitle bakıp vakit kaybetmeden,<br />
bugünden işe başlamak demektir. Bizi<br />
bugüne taşıyan geçmişimizdir elbette.<br />
Dünkü seçimlerimiz, tercihlerimiz bize<br />
bugünü getirmiştir. Her seçiş bir vazgeçiştir.<br />
Bugün neysek, işte o yılların<br />
oluşumuyuz. Geçmişe bakınca; belki<br />
yaşanılan güzellikleri hatırlayıp mutlu<br />
olacak veya olumsuz olayları hatırlayıp<br />
mutsuz olacağız.<br />
Hayatın hangi aşamasında olursak<br />
olalım, geçmişe dair pişmanlık işe<br />
yaramayacak, aksine tüm enerjimizi<br />
bitirecek, geleceğe dair olumlu düşünmeye<br />
engel olacaktır. İşte tam da<br />
bu yüzden takıntılara, eyvahlara yer<br />
yoktur bugün, çünkü geriye dönüp<br />
tekrar düzeltme imkânı yoktur. Ama<br />
yaşanılan olumsuz olaylar dahi insana<br />
yeni bir bakış açısı kazandırabilir.<br />
Hayatın kendisi sürprizlerle doludur ve<br />
her yaşanılan olay bir mesajdır.<br />
Önemli olan mesajı doğru algılayıp,<br />
hayatı ona göre tanzim edebilmektir.<br />
Doğru soru: Yaşadıklarımın iyi tarafı<br />
ne? Ben bu olaydan ne öğrendim?<br />
Bir başka deyişle „Her şerde bir hayır<br />
vardır” düşüncesiyle hareket etmek,<br />
her görülende bir hikmet aramak,<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
DÜNDEN BUGÜNE<br />
ders çıkarmaktır. Oysa insanoğluna,<br />
görmek için gözler, işitmek için kulaklar,<br />
sevmek için gönüller verilmiştir…<br />
İnsanız ve hayatta herşey bizim içindir.<br />
Kimi zaman hatalar yapar, bazen ani<br />
düşüşler yaşarız: Ölüm, ayrılık, finansal<br />
kayıp, hayal kırıklığı, hastalık v.s…<br />
Akıl ve beden sağlığı olan insanın<br />
üstünden gelemeyeceği bir sorun<br />
olamaz. Hayatın dengesi bu iki hazine<br />
üzerine kuruludur. İnsan önce kendini<br />
keşfetmeli, tanımalı, hem zayıf hem<br />
kuvvetli tarafıyla. İnsanlar bu hayatta<br />
en çok kendini sever ve bu sevgi onu<br />
kör eder. Bu yüzden kendi kusurlarını<br />
görmekte zorlanır.<br />
Konu ne olursa olsun, hep iki tercih<br />
vardır: Sevmek veya nefret etmek<br />
ya da kabul etmek veya reddetmek.<br />
İşini sevince başarılı olur insan, nefret<br />
ettikçe enerjisi ve isteği kırılır. Hayatın<br />
yeni oyunlarıyla karşılaşınca bocalayan<br />
insan hep bir suç veya suçlu arar.<br />
Mazerete odaklanan başarısız olur.<br />
Olumsuz düşünen insan, kendini geliştiremez<br />
ve sorumluluk almaz, sonuçta<br />
hayatta bir yere de gelemez. Olumlu<br />
düşünen ise, sonuca odaklanır, çareler<br />
arar, dener, yanılır ama asla pes<br />
etmez.<br />
Başarılı insanlar öyle kolay ortaya çıkmamıştır.<br />
Yaşadıklarından ders almış,<br />
dipsiz kuyuların derinlerinden mücadele<br />
vererek çıkmış, acıyı iliklerinde<br />
hissetmiş ama pes etmemiş, direnmiş,<br />
sorumluluk almış, kendilerine has bir<br />
yaşam tarzı geliştirmişlerdir.<br />
Viyana’da açıklanan emniyet<br />
ihbar istatistiğine göre 2017<br />
yılında Avusturya’da 510.536<br />
suç ihbar edildi. Bu sayı<br />
2016’daki 537.792 ihbardan<br />
27 bin daha az. Suçların aydınlatılma<br />
oranı da 2016’da<br />
%45.9 iken bu oran 2017 itibariyle<br />
%50.1’e yükseldi. İhbarların<br />
tavan yaptığı yıl<br />
589.961 ihbarla ve bunlardan<br />
sadece %39.8’inin aydınlatılabildiği<br />
2009 yılı oldu.<br />
Bundan sonra 10 yılda<br />
kaydedilen en düşük<br />
ihbar sayısı 2017’de oldu.<br />
Şiddet içeren suç ihbarlarında<br />
düşüş var<br />
Ev soygunu, oto hırsızlığı<br />
ve şiddet suçu ihbarlarında<br />
düşüş gözlendi.<br />
2017’de ev soygunu ihbarı<br />
2016’ya göre %9 azalarak<br />
11.802 oldu. Araba,<br />
kamyon ve motosiklet<br />
hırsızlığı ihbar sayısındaki<br />
gerileme %11.2’yi buldu<br />
Sosyal İşler Bakanlığı tarafından<br />
açıklanan rakamlara göre<br />
Mart ayında işsizlik geçen<br />
yılın aynı dönemine göre<br />
%7.5’lik bir gerileme gösterdi.<br />
Toplam 398.503 kişi<br />
işsiz olarak kayda geçerken,<br />
bu rakamın 400 binin altına<br />
düşmesi de ayrı bir başarı<br />
olarak değerlendirildi.<br />
Erkekler arasında iş arayanların<br />
oranı %7.5, kadınlarda ise<br />
bu oran %7.9 oldu.<br />
Hazır İçecek Almadan Bir Kez Daha Düşünün...<br />
Satın Alınan Hazır Sebze-Meyve<br />
Suları "Tuz ve Şeker Bombası"<br />
Yukarı Avusturya İşçi Odası (AK OÖ)<br />
tüketici hakları birimi uzmanlarının<br />
toplamda hazır 51 sebze ve meyve<br />
suyu inceleme raporuna göre, bu<br />
içeceklerin adeta şeker veya tuz<br />
bombası olduğu tespit edildi.<br />
Uzmanlar sebze-meyve suyundan<br />
sağlıklı bir içecek yapılmasında en<br />
iyi yolun, evde hazırlanması olduğunu<br />
açıkladılar.<br />
Beslenme danışmanları, her gün<br />
meyve ve sebze porsiyonlarının<br />
yenmesi gerektiğine işaret etti.<br />
Özellikle çalışanların vakit darlığı<br />
nedeniyle hazır ürünlerle beslendiklerini<br />
ve genelde meyve-sebze<br />
sularına yöneldiklerinin altını çizerek,<br />
meyve sularının yüksek şeker,<br />
sebze sularının ise yüksek tuz içerdiğinin<br />
unutulmaması gerektiğine<br />
dikkati çektiler.<br />
Önemli fiyat aralıkları tespit edildi<br />
Tüketici hakları birimi uzmanları<br />
süpermarket, organik ürün marketleri<br />
ve eczaneden plastik ve cam<br />
şişe içinde lahana, domates, havuç,<br />
kırmızı pancar ve karışık sebze<br />
suları satın aldılar. Ödemede ise<br />
ürünlerin arasında büyük fiyat farkları<br />
olduğunu tespit ettiler. Bir litre<br />
lahana, domates, kırmızı pancar ya<br />
da havuç suları 1.90 ile 6.98 euro<br />
aralığında satılıyor. Karışık sebze<br />
suları ise 1.90 ile 5.98 euro arasında<br />
alıcı buluyor.<br />
Testi düzenleyenler daha sonra<br />
ambalaj üzerindeki ürünün içeriğindeki<br />
şeker ve tuz miktarına tam<br />
olarak baktılar. Kısmen önemli miktarda<br />
doğal şeker ve eklenmiş tuz<br />
buldular. Böylelikle bu tür bir kırmızı<br />
pancar ya da havuç suyunun<br />
bir bardağı tavsiye edilen günlük<br />
şeker alımının yarısına denk geliyor<br />
ve portakal suyuyla aynı şeker<br />
miktarına sahip.<br />
Besin değerine bakılmalı<br />
Tüm lahana sularına ve bir istisna<br />
ile tüm karışık sebze sularına tuz<br />
ekleniyor. Halihazırda bir bardak<br />
Polise İhbarlar 2017’de<br />
Düşüş Gösterdi<br />
(2.994’den 2.658’e indi). Şiddet<br />
içeren suçlarda 2017’de<br />
42.079 ihbar kaydedildi<br />
(2016; 43.098 ihbar).<br />
Buna karşılık siber ve mali<br />
suçlara ait ihbarlar artmaya<br />
devam etti. Siber suç ihbarları<br />
2016’da 13.103 iken<br />
2017’de %28.3 artışla<br />
16.804’e yükseldi. Mali suçlar<br />
2017’de 2016’ya göre<br />
%2.6 arttı ve 53.905’den<br />
55.308’e yükseldi.<br />
Avusturya’da İşsizlik<br />
Düşmeye Devam Ediyor<br />
lahana suyu günlük tuz ihtiyacının<br />
yarısını, bir bardak domates suyu<br />
1/3’ünü ve bir bardak sebze suyu<br />
1/4'ünü karşılıyor. Uzmanlar tüketicilerin<br />
mutlaka ürünlerin besin<br />
değerine bakmasını öneriyorlar.<br />
Hazır satın alınan sebze sularının,<br />
üretimin çeşitli aşamalarında ve<br />
presleme sırasında, lif gibi değerli<br />
maddelerinin, pastörizasyonun ısı<br />
etkisi yoluyla ısıya hassas olan vitamin<br />
ve minerallerin kaybedilmesi<br />
nedeniyle günlük tüketilmesi gereken<br />
taze sebzenin yerine geçemeyeceğinin<br />
bilinmesi gerekiyor.<br />
Sebze sularının evde hazırlanmasını<br />
tavsiye eden uzmanlar, ‘Taze<br />
sıkılan meyve ya da sebze suları<br />
sağlıklı içeriklerini daha iyi koruyabilecek<br />
ve kişinin kendine uygun<br />
damak tadını yakalayabilmesi de<br />
mümkün olacaktır.’<br />
Avusturyalılarda işsizlikte<br />
düşüş %10.5, yabancılarda<br />
ise %5.7 olarak kaydedildi.<br />
50 yaş ve üzeri grupta işsizlik<br />
%5.4 azaldı. En yüksek düşüş<br />
ise, 25 yaş altı gençlerde<br />
%17.2 oldu.<br />
Bu rakamlarla Avusturya<br />
diğer Avrupa Birliği ülkelerine<br />
göre çok daha iyi sinyaller vererek<br />
işssizliğin en az olduğu<br />
AB ülkelerinden biri olarak<br />
önemli bir başarıya imza attı.<br />
2017’de Bankalar 6.6<br />
Milyar Euro Kâr Etti<br />
Avusturya bankalarının 2017<br />
yılında gelirlerinde büyük artış<br />
kaydedildi. Avusturya Devlet<br />
Bankası’nın (Nationalbank) açıkladığı<br />
resmi verilere göre, gelirlerini<br />
6.6 milyar euro arttıran<br />
bankalar, 2016 yılına göre kârlarını<br />
%31.7 (1.6 milyar euro)<br />
oranında yükseltmiş oldular.<br />
A<br />
VRUP<br />
<strong>HABER</strong><br />
A<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
19.04.<strong>2018</strong> - 14.05.<strong>2018</strong><br />
SAYI: 75 NİSAN <strong>2018</strong> - <strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong> AUSGABE: 75<br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
R<br />
I<br />
E<br />
C H
©<br />
5 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN <strong>2018</strong><br />
Außen- und Integrationsministerin Karin Kneissl (FPÖ): „Islam nein, Muslime ja“<br />
‘Müslümana Evet, İslam’a Hayır’<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Geçtiğimiz günlerde Dışişleri<br />
ve Entegrasyon Bakanı Karin<br />
Kneissl (FPÖ), Avusturya Entegrasyon<br />
Fonu'nun (ÖIF)<br />
değerler kurslarından birini<br />
ziyaret etti. Düzenlenen<br />
basın toplantısında Kneissl,<br />
ÖIF’in değer kurslarının önemini<br />
vurguladı ve 2016 entegrasyon<br />
krizinin <strong>2018</strong>’de<br />
tekrarlanmaması konusunda<br />
uyarıda bulundu. Bakan ve<br />
ÖIF, AMS kısıtlamalarına<br />
rağmen kurs hizmetlerinin<br />
devam edeceğini vurguladı.<br />
Kadınlar için değer<br />
kursları planlanıyor<br />
Bakan Kneissl, "Değer Kursları<br />
şüphesiz bu çerçevede<br />
tutulmaya devam edecek ve<br />
yaygınlaştırılacak. Derinleştirilmiş<br />
bir format öncelikle<br />
kadınlar için planlanıyor. Birçok<br />
kadının hem aile içindeki<br />
hem de kamu alanındaki<br />
hakları hakkında belirsizlik<br />
içinde olduklarından kendilerine<br />
ait ilave değer kursları<br />
gerekiyor."<br />
Paralel toplum oluşması<br />
önlenmeli<br />
Bakan Kneissl’e göre mevcut<br />
bütçe kaynakları ile entegrasyon<br />
yasasının uygulanması<br />
hala mümkün. 2016<br />
göç krizinden sonra, yeni bir<br />
<strong>2018</strong> entegrasyon krizi olmamalı.<br />
Kurslar aynı zamanda<br />
temel hedeflerden<br />
ve devam ettirilmeli. Radikal<br />
siyasal İslam eğilimleri barındırabileceğinden<br />
dolayı<br />
da paralel bir toplumun<br />
oluşması önlenmeli.<br />
Avusturya’da mülteci başvurularında<br />
2015 ve 2016 yıllarına nazaran<br />
2017’de çok ciddi bir düşüş<br />
yaşandı. İçişleri Bakanlığı istatistiklerine<br />
göre mülteci başvuruları<br />
2016’ya göre (42.285 başvuru)<br />
%58.5 azalarak 24.735 oldu.<br />
Suriye ve Afganistan İlk 2 Sırada<br />
Avusturya’da 2017’de en çok mülteci<br />
başvurusu yapan ülke vatandaşları,<br />
önceki yıllarda olduğu gibi,<br />
bütün başvuruların %30’unu yapan<br />
Suriyeliler ve %15’ini yapan Afganlılar<br />
oldu. Bu iki devleti %6 ile Pakistan,<br />
Nijerya, Irak ve Rusya izledi.<br />
En çok mülteci başvurusu yapan ilk<br />
10 devlet arasında İran, Somali ve<br />
Ukrayna da yer aldı.<br />
‘Müslümana evet,<br />
İslam’a hayır’<br />
"İslam Avusturya’ya ait<br />
midir?" sorusuna Bakanın<br />
cevabı: "Avusturya vatandaşı<br />
ya da diğer bir ülkenin<br />
vatandaşı olsun farketmez<br />
Müslüman Avusturya’ya aittir.<br />
Önemli olan dinden ve<br />
etnisiteden bağımsız, kişinin<br />
kendisini birey olarak ortaya<br />
koymasıdır. Bu modernliğin<br />
ifadesidir. Daha önceden de<br />
açık olarak söylediğim gibi,<br />
İslam’a hayır, Müslümana<br />
evet."<br />
2017’de Değer Kurslarını<br />
25 bin kişi ziyaret etti<br />
Bakan Kneissl’e göre ÖIF’in<br />
Değer ve Oryantasyon Kursları<br />
Avrupa’nın en iyi pratik<br />
örnekleri durumunda. Bir<br />
günlük programlar ilk kez<br />
Avusturya’da olan ve temel<br />
değerleri tanımak zorunda<br />
olan kişiler için çok iyi bir<br />
2017 yılında iltica etmek isteyenlerin sayısı azalmaya devam etti<br />
Mülteci Başvurularında<br />
Sert Düşüş Yaşanıyor<br />
Gürcistan’dan Başvurularda Artış<br />
İstatistikte göze çarpan diğer nokta<br />
da Gürcistan’dan yapılan mülteci<br />
başvurularındaki artış (2017;454,<br />
2016;350). Bu yılın ilk iki ayında ise<br />
150 Gürcü mülteci başvurusunda<br />
bulundu. Yüksek sayıdaki başvurunun<br />
nedeni bir yıldan beri Gürcistan’a<br />
tanınan AB’ye vizesiz seyahat<br />
imkânı olduğu söylenebilir.<br />
Başvuruların yarısı onaylandı<br />
Almanya’dakinin aksine Avusturya’da<br />
2017 başından bu yana<br />
Türk vatandaşlarının mülteci başvurusunda<br />
düşüş gözlendi. Darbe girişiminin<br />
yapıldığı 2016’da 346 Türk<br />
vatandaşı mülteci başvurusu yaptı,<br />
2017’de sayı 299 oldu. <strong>2018</strong> Ocak<br />
ve Şubat’ında 35 başvuru kaydedildi,<br />
bir önceki yıl aynı dönemde bu<br />
sayı 53 idi.<br />
Geçen yıl tüm başvuruların %51’i<br />
onaylandı. Olumlu sonuçlanan başvuruların<br />
%92’si Suriyeli mültecilere<br />
aitti. Afganlıların başvurularının<br />
%47'si, Pakistanlıların ise sadece<br />
%2’si olumlu sonuçlandı. 2017’nin<br />
aksine 2016’da en çok mülteci başvurusu<br />
Afganlılardan gelmişti.<br />
başlangıç. 2017’de ÖIF’in<br />
değerler ve oryantasyon<br />
kurslarına 25 bin katıldı, bu<br />
yıl ise Şubat sonuna kadar<br />
Avusturya İçişleri Bakanı Herbert<br />
Kickl, 2017 yılında ve <strong>2018</strong>’in il 4<br />
ayında iltica başvurularının azalması<br />
ve yasa dışı yollarla ülkeye<br />
girmek isteyen mültecilerin oranındaki<br />
ciddi düşüşe rağmen sınır<br />
kontrollerinin uzatılması gerektiğini<br />
vurguladı.<br />
Jedes zweite Rad<br />
falsch oder gar<br />
nicht abgesperrt<br />
Rund 67 Fahrräder werden<br />
pro Tag in Österreich<br />
als gestohlen gemeldet<br />
Avusturya’da hergün birçok bisiklet<br />
kullanıcısı kötü bir sürpriz<br />
ile karşılaşıyor. Açıklanan resmi<br />
rakamlara göre günde ortalama<br />
67 kişi ‘Bisikletim çalındı’ diyerek<br />
polise ihbarda bulunuyor.<br />
Federal Emniyet Teşkilatı (BKA)<br />
verilerine göre geçen yıl toplam<br />
24.795 ihbar yapılırken, hırsızlık<br />
olaylarının genelde eyaletlerin<br />
başkentleri ve önemli şehirlerinde<br />
gerçekleştiği açıklandı.<br />
Bisiklet Hırsızlığı Nasıl Önlenir?<br />
Yetkililer, incelenen bisikletlerin<br />
yarısının ya yanlış kilitlendiğini<br />
AB’deki Her İki Tehlikeli Üründen Biri Çin’den<br />
Avrupa Birliği’nde (AB) 2017 yılında<br />
hızlı uyarı sistemi üzerinden<br />
ihbar edilen her iki tehlikeli üründen<br />
biri Çin’den, her dört taneden<br />
biri Avrupa’dan geliyor.<br />
AB Komisyonu’nun yaptığı bir<br />
açıklamaya göre uyarı ihbarlarının<br />
büyük bir kısmı (%29) Stres<br />
Çarkı (Fidget Spinner) gibi oyuncakları<br />
ilgilendiriyor. Bunu sırasıyla<br />
%20 ile taşıtlar, giyim, tekstil<br />
ve moda ürünleri (%12) izliyor.<br />
Bu tür ürünlerdeki tehlike risk<br />
faktörleri yaralama (%28), kimyasal<br />
risk (%22). Toplamda uyarı sisteminde<br />
kayıt edilen ihbar 2.201<br />
(2016; 2.044). Çin ürünleri için<br />
olan uyarı sayısında artış yok.<br />
Gönüllü anlaşmalar yapılsın<br />
Komisyonun açıklamalarına göre<br />
bu rakam 4.200 kişi oldu.<br />
Katılımcıların yaklaşık %40’ı<br />
Suriyeli, %31 Afganlı ve %9<br />
Iraklıydı.<br />
Avusturya: Sınır Kontrolleri Uzatılsın<br />
Bölgede istikrarın henüz sağlanamadığını<br />
ve sınır kontrolleri bitirilirse<br />
insan kaçakçılarına tekrar<br />
gün doğacağını savunan Kickl,<br />
‘‘Sınır kontrollerinin 11 Mayıs<br />
<strong>2018</strong>'den itibaren 6 ay daha uzatılması<br />
gerekiyor ve AB’ye gerekli<br />
başvuruları yapacağız’’ dedi.<br />
Bisiklet Hırsızlarına<br />
Karşı Dikkatli Olun...<br />
Çinli görevlilerle sıkı çalışmalar<br />
devam ediyor. Spesifik olaylar değerlendiriliyor<br />
ve işleyişte yenilikler<br />
yapılıyor. Bazı tüketiciler, AB<br />
harici ülkelerden ve internetten<br />
satın aldığı için AB Komisyonu,<br />
uluslararası ortaklarla ve internet<br />
platformlarıyla işbirliği yapılmasını<br />
istiyor. Komisyonun tavsiye<br />
kararında platformlarla ürün güvenliğine<br />
dair yasal yükümlülüklerin<br />
de ötesinde gönüllü anlaşmalar<br />
yapılması yer alıyor.<br />
Hızlı uyarı sistemi 2003’den bu<br />
yana üye ülkelerin kendi arasında<br />
ve üye ülkelerle AB Komisyonu<br />
arasında Avrupa’da pazardan geri<br />
çağrılan ve toplatılan gıda maddesi<br />
olmayan ürünler hakkında<br />
bilgi alış-verişini sağlıyor.<br />
ya da hiç kilitlenmediğini ve birçok<br />
ince kablolu kilidin de hırsızlar<br />
tarafından birkaç saniyede<br />
kesilerek koparıldığını belirtiyorlar.<br />
Hırsızlığı önlemenin en etkili<br />
yolu ise yüksek kaliteli kilitler<br />
(katlanabilir veya zırhlı) kullanmak<br />
ve bisikleti kilitlediğiniz<br />
yerin sağlam ve sabit olması.<br />
Ayrıca değerli bisikletler için birden<br />
fazla kilit kullanılabileceği,<br />
bu tür bisikletlerin göz önünde<br />
bir yerlere kilitlenmesi ve uzun<br />
süre dışarıda bırakılmaması da<br />
öneriliyor.<br />
Jedes zweite gefährliche<br />
Produkt in der EU aus China<br />
© BMEIA / Mahmoud
NİSAN <strong>2018</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 6<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Die "UmweltfighterInnen", also Grüne,<br />
wurden bei der letzten Tiroler Landtagswahl<br />
erneut mit großem Vertrauen der<br />
WählerInnen ausgestattet. Und gestalten<br />
nun für eine zweite Amtszeit von fünf<br />
Jahren die Zukunft Tirols mit in der<br />
Landesregierung.<br />
Das Ziel des Regierungsprogramms für<br />
Tirol <strong>2018</strong> – 2023 ist es, die Modernisierung<br />
voranzutreiben, Vollbeschäftigung<br />
mit möglichst qualitativ hochwertigen Jobs<br />
zu erreichen, die Herausforderungen im<br />
Bereich Verkehr und leistbares Wohnen<br />
anzupacken, die Chancengerechtigkeit<br />
zwischen den Regionen, Generationen und<br />
Bevölkerungsgruppen zu fördern, das<br />
soziale Netz beizubehalten, umsichtig mit<br />
unseren natürlichen Lebensgrundlagen<br />
umzugehen und den Wirtschafts-, Industrie-<br />
und Tourismusstandort Tirol weiterzuentwickeln.<br />
Die Grünen möchten den<br />
nachfolgenden Generationen ein Land<br />
Alev Korun<br />
Bundesvorstandsmitglied der Grünen,<br />
Naonalratsabgeordnete a.D.<br />
alev.korun@gruene.at<br />
Grüne regiert in Tirol<br />
weitere fünf Jahre<br />
Chancengerechtigkeit, leistbares<br />
Wohnen & Naturschutz<br />
für die Zukunft Tirols!<br />
übergeben, das ihnen alle Möglichkeiten<br />
bietet.<br />
Aber wer Gutes bewahren will, muss auch<br />
vieles verändern. Um Tirol als lebenswertes<br />
Land zu erhalten, wird sich die Tiroler<br />
Landesregierung in der kommenden Legislaturperiode<br />
besonders den Herausforderungen<br />
Verkehr und Wohnen widmen, bei<br />
denen mutige, neue Ansätze anstehen.<br />
Beim Transit wird es das oberste Ziel sein,<br />
die LKW-Fahrten schrittweise bis nach der<br />
Fertigstellung des Brenner-Basistunnels<br />
2027 auf unter 1 Million Fahrten zu reduzieren.<br />
Beim Wohnen werden die Tiroler<br />
Grünen gemeinsam mit dem Koalitionspartner<br />
in der Landesregierung die<br />
Vertragsraumordnung ausweiten, über<br />
12.000 Wohnungen bauen und die Spekulation<br />
bekämpfen. Das Ziel der Grünen<br />
ist, dass sich ALLE TirolerInnen Wohnen<br />
leisten können. Denn Wohnen ist Grundrecht<br />
und kein Luxus!<br />
Avusturya'da yaşayan 20 bine yakın Türk<br />
göçmen için zor süreç devam ediyor. Hükümet<br />
bu kişilerden "Türk vatandaşı olmadıklarını"<br />
kanıtlamalarını istiyor. Türk vatandaşı olmadığını<br />
kanıtlayamayanlar Avusturya pasaportunu<br />
ve bu ülkedeki haklarını kaybetme riski<br />
ile karşı karşıya.<br />
SÜREÇ NASIL BAŞLADI?<br />
Avusturya devletinin Türk göçmenlerin üzerine<br />
gitme süreci, geçen yıl Türkiye’de yapılan<br />
anayasa değişikliği referandumundan kısa bir<br />
süre sonra başladı.<br />
LİSTE SIZDIRILDI<br />
O dönemde muhalefette bulunan şimdi ise<br />
hükümet ortağı olan aşırı sağcı Avusturya Özgürlük<br />
Partisi’ne (FPÖ) ‘kimliği belirsiz kişilerce’<br />
Avusturya'da oy kullanan 95 bin Türk<br />
seçmenin isimlerinin yer aldığı bir liste sızdırıldı.<br />
FPÖ, listede aynı zamanda Avusturya<br />
vatandaşı da olan seçmenlerin bulunup bulunmadığını<br />
öğrenmek için listeyi Göçmenlik<br />
Bürosu'na verdi. Özel durumlar dışında çifte<br />
vatandaşlığın yasak olduğu Avusturya'da, yapılan<br />
araştırma sonucunda Türkiye’deki referandum<br />
da oy kullananlar arasında 20 bine<br />
yakın Avusturya pasaportu taşıyan Türk bireyin<br />
olduğu belirlendi.<br />
HÜKÜMETİN<br />
ÇİFTE VATANDAŞ<br />
TÜRK AVI<br />
DEVAM EDİYOR...<br />
20 bin 'Avusturyalı Türk'ü<br />
zor günler bekliyor...<br />
VATANDAŞ OLMADIĞINIZI KANITLAYIN!<br />
Avusturya makamları oy kullananların muhtemelen<br />
çifte vatandaş olduğundan yola çıkarak,<br />
Avusturya pasaportuna sahip 20 bine yakın kişiden<br />
"Türk vatandaşı olmadıklarını" kanıtlamalarını<br />
istiyor.<br />
Türk vatandaşı olmadığını resmi olarak kanıtlayamayanlar<br />
ülke vatandaşlığını ve sahip oldukları<br />
birçok hakkı kaybedecek.<br />
Avusturya yasalarına göre ülke vatandaşı<br />
olmak için başvuran her birey önceki vatandaşlığından<br />
çıkmak zorunda. Avusturya vatandaşlığına<br />
geçen Türklerin birçoğu ise<br />
Türkiye’deki yasaların vatandaşlıktan çıkan kişilerin<br />
bir süre sonra yeniden Türk vatandaşlığına<br />
başvurmasına izin vermesinden dolayı<br />
yeniden Türk vatandaşlığına geçiyor.<br />
SINIR DIŞI EDİLME ENDİŞESİ...<br />
Türk vatandaşı olmadığını kanıtlayamayanların<br />
en büyük endişesi sınır dışı edilmek. Ama<br />
bu kısa vadede mümkün gözükmüyor. Bunun<br />
uzun bir hukuki süreç gerektireceğini belirten<br />
uzmanlar, Türk kökenlilerin Avusturya vatandaşlığı<br />
ellerinden alınsa da ülkeden gönderilmelerine<br />
ihtimal vermiyor. Ancak birçok hakkı<br />
ellerinden alınacak bireylerin ciddi mağduriyet<br />
yaşaması kaçınılmaz görünüyor.<br />
Toplum Barometresi Anketinden Tehlikeli Bir Sonuç Çıktı...<br />
Her 4 Avusturyalı’dan<br />
Biri ‘Güçlü’ Lider İstiyor<br />
Geçtiğimiz günlerde Volkshilfe<br />
Derneği’nin ‘Avusturya’nın Nazi<br />
Almanyasına bağlanmasının 80.<br />
Yılı’ dolayısıyla toplumun nabzını<br />
ölçen bir çalışması yayınlandı.<br />
Bu ‘Toplum Barometresi’ sonuçlarında<br />
öne çıkan maddeler her 4<br />
Avusturyalıdan 1’inin güçlü bir<br />
lider arzuladığı (%26), ağırlıklı çoğunluğun<br />
(%80) gösteri hakkının<br />
önemli olduğunu belirtmeleri<br />
oldu.<br />
Ankette yer alan ''Meclis ve seçimlerden<br />
endişe duymayacak<br />
güçlü bir lider olmalı'' ifadesi için<br />
%8 çok, %18 oldukça doğru dedi.<br />
Yani toplam %26’lık kesim güçlü<br />
bir lider arzuluyor. %25 az da olsa<br />
olabilir derken, %43 ise bunu hiç<br />
onaylamıyor.<br />
Volkshilfe işletme müdürü Erich<br />
Fenninger sonucu oldukça tehlikeli<br />
görüyor ve siyasetin buna<br />
tepki vermesini istiyor.<br />
Fenninger bununla beraber,<br />
SORA Enstitüsü’nün seçimlerle ilgili<br />
bir anketine atıf yaparak %94<br />
gibi ezici bir çoğunluğun demokrasinin<br />
en iyi yönetim şekli olduğunda<br />
karar kıldığını ve bunun iyi<br />
bir sonuç olduğunu belirtiyor.<br />
Gösteri hakkı:<br />
Çoğunluk kısıtlamalara karşı<br />
Güçlü bir lider arzulasına rağmen<br />
Avusturyalılar gösteri hakkının<br />
yanında yer alıyor. Tam olarak<br />
her 10 kişiden 8’i gösteri hakkını<br />
demokrasinin önemli bir unsuru<br />
olarak görüyor. Sadece %15’lik<br />
bir kesim bunun aksi görüşünde.<br />
Hakların kısıtlanması %70 için demokrasiye<br />
saldırı anlamına gelirken,<br />
%24 bu düşüncede değil.<br />
Fenninger’e göre demokrasi bilincinin<br />
gelişmesini sağlayan bir<br />
başka araç ise gönüllü çalışma,<br />
ankette de bu ortaya çıkıyor. %72<br />
bu yargıyı desteklerken, ankete<br />
katılanların %30’u kendilerinin<br />
bizzat inisiyatif ya da derneklerde<br />
faal olduklarını söylüyor. Fenninger<br />
doğrudan demokrasinin, siyaset<br />
tarafından güçlendirilmesine<br />
farklı bakıyor, bu konunun yalnız<br />
seçim sürecinde değil, öncesinden<br />
de ele alınması gerektiğini<br />
söylüyor.<br />
Eurostat verilerine göre<br />
Avusturya vatandaşlığı artık<br />
‘yabancılara’ cazip gelmiyor<br />
Vatandaşlığa<br />
Geçişlerde<br />
Avusturya AB’de<br />
Son Sırada<br />
2016 yılında Avusturya, 28 Avrupa Birliği<br />
(AB) üye ülkesinde en düşük vatandaşlığa<br />
geçişin yaşandığı ülke oldu. Her 100 ‘yerli’<br />
yabancıdan sadece %0.68’i ülke vatandaşlığına<br />
geçti ve bu oranla Avusturya, Letonya<br />
ile birlikte son sırada yer aldı.<br />
Avrupa İstatistik Kurumu'na (Eurostat) ait<br />
son verilere göre ilk sırada, 100 yabancıdan<br />
%9.71’ine vatandaşlık veren Hırvatistan<br />
bulunuyor.<br />
Hırvatistan'ın arkasında İsveç (7.93), Portekiz<br />
(6.46), Romanya (4.22), Yunanistan<br />
(4.16) ve Finlandiya (4.11) sıralandı. Öte<br />
yandan, Avusturya ve Letonya'ya ek olarak,<br />
Slovakya (0.74), Estonya (0.90), Litvanya<br />
(0.94) ve Çek Cumhuriyeti (0.96) en<br />
alt sıralarda yer aldı.<br />
2016 yılında toplamda 995.000 kişi bir AB<br />
ülkesinden vatandaşlık hakkını elde etti.<br />
2015 yılında bu rakam sadece 841.000 olmuştu.<br />
2016 yılında AB vatandaşlığı alan<br />
en büyük grup, yine Fas'tan (101.300 kişi),<br />
ardından Arnavutluk (67.500), Hindistan<br />
(41.700), Pakistan (32.900) ve Türkiye<br />
(32.800) oldu.
7 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN <strong>2018</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Göçmen öğrencilerin Avusturya<br />
okullarında durumu nasıl?<br />
Avusturya okullarındaki göçmen öğrencilerin verimi düşük, motivasyon eksikliği var<br />
Uluslararası Öğrenci Değerlendirme<br />
Programı (PISA) araştırmasına<br />
göre Avusturya’daki okullarda<br />
eğitim gören göçmen çocukların<br />
performans zayıflığı ve motivasyonu<br />
OECD ortalamasının altında,<br />
ancak öğrenciler kendilerini sosyal<br />
olarak uyumlu hissediyor. Dünya<br />
genelinde 72 ülkede yarım milyondan<br />
fazla 15-16 yaş grubu öğrencinin<br />
okuma, matematik ve fen<br />
bilimleri gibi disiplinlerde test edildiği<br />
PISA araştırmasında Avusturya’dan<br />
8000 öğrenci yer aldı.<br />
Öğrenciler ayrıca öğrenme motivasyonu<br />
ve sosyal faktörler gibi<br />
konularda da soruları cevapladılar.<br />
OECD, özel değerlendirme yapılabilmesi<br />
için öncelikle göçmenlerle<br />
ilgili verileri karşılaştırdı.<br />
Bu sonuçlara göre yabancı kökenlilerin<br />
3 disiplinde temel bilgilere<br />
(2. seviye) sahip olma oranı %47<br />
(OECD ortalaması %54, AB ortalaması<br />
%55) ve bu oran hem OECD<br />
hem de AB ortalamasının altında.<br />
Daha çok karşılaştırma yaparsak:<br />
Kanada’da %82, İsviçre ve ABD’de<br />
%58, Almanya’da %57.<br />
Verim motivasyonu da zayıf<br />
OECD karşılaştırmasında Avusturya’daki<br />
göçmen öğrencilerin verim<br />
motivasyonu zayıf çıktı. Avusturya’da<br />
kendini motive hissedenlerin<br />
oranı %57 iken, OECD ortalaması<br />
%70, AB ortalaması %66. Anglo-<br />
Amerika bölgesindeki ülkelerde<br />
göçmen öğrencilerin motivasyon<br />
oranı ise bir hayli yüksek çıktı<br />
(%80 üzeri). Avusturyalı öğrencilerin<br />
motivasyon oranı ise göçmen<br />
kökenlilerden daha düşük (%43).<br />
Sosyal uyum ve hayattan<br />
memnunluk konusunda sonuçlar<br />
sevindirici<br />
Avusturya’da göçmen öğrencilerin<br />
%67’si okula kendini ait hissediyor<br />
(OECD ortalaması %60, AB ortalaması<br />
%58). Avusturya’daki yabancı<br />
kökenli öğrencilerin %70’i hayat<br />
memnunluğunu 0’dan 10’a kadar<br />
olan not skalasında en az 7 olarak<br />
notlandırıyor (OECD: %67, AB:<br />
%69). Bunun dışında bu öğrencilerin<br />
okulda başarısız olma korku<br />
oranı OECD ortalamasının daha<br />
altında.<br />
Araştırmaya göre Avusturya’da<br />
göçmenlerin oranı %31. Bu oran<br />
hem AB ortalamasının (%22) hem<br />
de OECD ortalamasının (%23)<br />
üstünde. Diğer bazı ülkelerin göçmen<br />
oranları ise şöyle: Almanya<br />
%28, İngiltere %29, İsveç %31,<br />
ABD %32, Belçika %33 ve İrlanda<br />
%34. AB genelinde en yüksek göçmen<br />
oranı %70 ile Lüksemburg,<br />
İsviçre %52, Avustralya %44 ve<br />
Kanada (%41).<br />
Çocukların ¼’ü yurt dışında doğan<br />
ve ilk kuşağın çocukları<br />
Avusturya için araştırmada göze<br />
çarpan diğer sonuçta göçmen<br />
kökenli çocukların ¼’ünün yurt<br />
dışında doğan ilk kuşağın çocukları<br />
olması. %41 ikinci kuşağın, %6 geri<br />
dönenlerin ve %29 farklı köklerden<br />
gelen Avusturyalıların çocukları.<br />
Migrantenkinder an<br />
österreichischen<br />
Schulen sind im<br />
OECD-Vergleich eher<br />
leistungsschwach und<br />
weniger motiviert,<br />
fühlen sich aber sozial<br />
gut integriert.<br />
Das zeigt eine<br />
PISA-Studie.<br />
2003-2015 yılları arasında göçmen<br />
kökenli öğrencilerin oranındaki<br />
artış %12<br />
Avusturya’da 2003-2015 arasında<br />
okullardaki göçmen öğrencilerin<br />
oranı %12 artarken, OECD ortalaması<br />
%6, Almanya’daki artış oranı<br />
ise %7 oldu. Bunun dışında Avusturya,<br />
yerli ve göçmen arasındaki<br />
sosyo-ekonomik statü farkının<br />
OECD ortalamasından oldukça<br />
yüksek olduğu ülkeler grubuna ait.<br />
Viyana (OTS) - Avusturya işgücü<br />
piyasası 2017’den bu yana hissedilir<br />
bir canlanma yaşıyor.<br />
İşsiz sayısında azalma devam<br />
ediyor. Olumlu gelişmelere rağmen<br />
yüksek kaliteli eleman talebi<br />
ile iş arayanların mevcut<br />
eğitim seviyesi arasındaki aksaklık<br />
sürüyor. Örneğin boş iş alanlarının<br />
sadece %35’inde zorunlu<br />
eğitimi bitirenler aranırken, işsizliğe<br />
yazılanların %45’i zorunlu<br />
eğitimi bitirmiş durumda. Daha<br />
büyük bir aksaklık ise çıraklık<br />
eğitimi almış kişilerin istihdam<br />
edilmesi gereken işlerde var.<br />
© Sozialministerium / Johannes Zinner<br />
Uzman Eğitimi ve Uzun Süreli İşsizler İçin Daha Fazla Teşvik<br />
Hükümetten Eğitim Atağı<br />
Bireysel Danışmanlık ve Yeterlik İçin Kişi Başına 414€ Artış<br />
İş Piyasası Kurumu’nda (AMS)<br />
kayıtlı istihdamı bekleyen yerlerin<br />
yaklaşık %50’si, çıraklık eğitimi<br />
almış kişiler tarafından<br />
doldurulması gerekiyor, oysa<br />
AMS’de iş arıyor olarak kayıtlı<br />
olanların ancak %32’si çıraklık<br />
eğitimi görmüş. Bu aksaklık gelecekte<br />
yaşanacak uzun süreli<br />
işsizliğin ana nedenlerinden biri<br />
olarak görülüyor. Hükümet yeni<br />
eğitim atağı ‘JobAktiv’ ile buna<br />
karşı durmaya çalışıyor.<br />
Eğitim tedbirlerinde 18 yaşına<br />
kadar olan gençler 12 milyon<br />
euro, 25 yaşına kadar olanlar 37<br />
Sozialministerin Beate Hartinger-Klein<br />
milyon euro ile desteklenecek.<br />
‘JobAktiv’ Uzun süreli işsizliğe<br />
karşı tedbir<br />
‘JobAktiv’ ile iş arayanlar sürekli<br />
olarak bir işe sokulacak. AMS<br />
yönetimi, fonların kullanımında<br />
daha çok özgür olacak. Bakan<br />
Beate Hartinger-Klein: ''İş bulmakta<br />
zorlanan her iş arayanı ve<br />
özellikle gençleri en iyi şekilde<br />
desteklememizi sağlayacak teşvik<br />
tedbirlerini ‘JobAktiv’ ile gerçekleştirebilecek<br />
olmamızdan<br />
mutlu ve gururluyum. Bu yıl bu<br />
alana 79 milyon Euro yatırım yapacağız.<br />
Bunun anlamı işsizlik<br />
düşerken destekleme bütçesinin<br />
kişi başına 414 euro arttırılmasıdır.''<br />
Bununla birlikte <strong>2018</strong>’de uzun<br />
süreli işsizlikle mücadele için<br />
AMS’nin bütçesi %13 arttırılıyor.<br />
Hükümetin bir ana meselesi de<br />
Avusturya’nın rekabet gücünü<br />
kuvvetlendireceği ve işsizliği düşüreceğinden<br />
uygun kalifiye işgücü<br />
talebinin karşılanması.<br />
Bakan Hartinger-Klein sözlerini<br />
şöyle tamamladı: ''Etkili, verimli<br />
bir işgücü piyasası politikası<br />
için kullanabilecek kaynakların<br />
hazır edilmesi de önem taşıyor.<br />
Bu nedenle mantıklı tedbirler<br />
getirmek ve bu yılın bütçesini<br />
buna uygun olarak düzenlemek<br />
istiyoruz.''<br />
Eğitim Bakanı Faßmann Derinleştirilen<br />
PISA Raporu Hakkında Konuştu...<br />
‘Doğru Yoldayız’<br />
Eğitim Bakanı Faßmann: "OECD’nin<br />
ortaya koyduğu sayılar eğitim politikasında<br />
izlediğimiz yeni yöntemle<br />
doğru yolda olduğumuzu gösterdi.<br />
OECD raporu göçmen kökenli ve (ya)<br />
ilk dili Almanca olmayan öğrencilerin<br />
PISA sonuçlarının ilk dili Almanca olan<br />
öğrencilerden daha zayıf olduğunu<br />
gösterdi. Bunu ortadan kaldırmak için<br />
önerilen tedbirler, bizim gelecek yıllarda<br />
uygulamayı düşündüğümüz eğitim<br />
politikamızla örtüşüyor. Dili ne<br />
kadar bildiklerini erkenden değerlendirme<br />
tavsiyesi ve yeni oluşturulan Almanca<br />
destek sınıflarıyla hedeflenmiş<br />
dil desteği zaten <strong>2018</strong> sonbahar döneminde<br />
uygulanacak. Şimdikinden<br />
daha yoğun dil desteği, yeni öğrenme<br />
planı, standart test yöntemi ve her dönemde<br />
geçiş hakkı olması sayesinde<br />
öğrenciler gelecekte daha isabetli bir<br />
şekilde desteklenecek. Bunun dışında<br />
dil desteği temel pedagojide ağırlıklı<br />
bir konudur ve bu mesele, gelecekte<br />
daha güçlü bir şekilde ele alınmalıdır.<br />
Eğitim reformuyla sosyo-ekonomik<br />
faktörlerin de kaynak dağıtmada hesaba<br />
katılması imkânı doğdu. Böylece<br />
birçok sorunla karşılaşan okullar ihtiyaçlarına<br />
göre desteklenebilecek.<br />
Öğrencilerin ders zamanlarından<br />
sonra da en iyi şekilde bakımları için<br />
tam gün okulların yaygınlaştırılmasıyla<br />
okul dışı aktiviteler hizmeti de zorlanmalıdır.<br />
Velilerin de bu sürece sıkı bir<br />
şekilde dahil edilmesinin önemi, hükümet<br />
programında vurgulandı. Çocuklarının<br />
eğitim başarısını aktif olarak<br />
desteklemeleri için ebeveynlerin de<br />
eğitim alanındaki katılımlarını kuvvetlendirmeleri<br />
gereklidir. Yayınlanan<br />
rapor göçmen kökenli öğrencilerin<br />
yüksek performans motivasyonu da<br />
gösterdiğini kanıtlamıştır. Bu motivasyondan<br />
yararlanılmalı ve hedef odaklı<br />
teşvikle desteklenmelidir."
NİSAN <strong>2018</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 8<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Das Thema Integration wird von den<br />
Rechten genutzt, um die Gesellschaft<br />
gegeneinander auszuspielen, indem sie<br />
so tun, als gebe es unüberbrückbare<br />
Probleme. Was sie nun aber mit „integrieren“<br />
meinen, ist keine bessere Förderung<br />
unserer Kinder. Es bedeutet<br />
nicht mehr Investitionen in unser Bildungssystem.<br />
Nein. Wenn die Rechten<br />
und Konservativen von Integration<br />
sprechen, wollen sie abgrenzen und<br />
trennen. Es geht ihnen nicht um ein<br />
vielfältiges Miteinander, sondern um<br />
Spaltung. Hauptsache ihre Kinder kommen<br />
„mit den Ausländerkindern“ nicht<br />
in Kontakt.<br />
Genauso schaut nun die Bildungspolitik<br />
der schwarz-blauen Regierung aus.<br />
Jene, die immer am lautesten geschrien<br />
haben bei sogenannten „Integrationsproblemen“<br />
streichen nun die ohnehin<br />
viel zu geringen Mittel in den Schulen.<br />
Mit dem Geld könnte man z.B. 442<br />
LehrerInnen beschäftigen, die im Rahmen<br />
des Regelschulbetriebes alle Kinder<br />
beim Spracherwerb unterstützen. Böse<br />
Zungen behaupten, dass es den beiden<br />
Parteien ja genau darum geht, „Integrationsprobleme“<br />
in der Zukunft zu schaffen.<br />
Weil worüber sonst sollten sie<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
Gemeinsam lernen:<br />
Gegen separierte<br />
„Deutschklassen“!<br />
sich dann aufregen?<br />
Es ist ernst: Die Regierung plant nämlich<br />
explizite Des-Integration. Sie will alle,<br />
die noch nicht so gut deutsch sprechen,<br />
in eigene „Deutsch-Klassen“ setzen.<br />
FreundInnen sehen die Kinder dann<br />
z.B. nur beim Turnen, es gäbe keinen<br />
fixen Klassenverband mehr. Doch genau<br />
das ist ja so wichtig für unsere<br />
Kinder. Eine Klassengemeinschaft, die<br />
zusammenhält, wo alle aufeinander<br />
schauen und wo alle auch voneinander<br />
(Deutsch) lernen. Wie auch der<br />
gesellschaftliche Zusammenhalt im<br />
Großen, ist der Zusammenhalt im<br />
Klassenverband besonders wichtig:<br />
Freundschaften, alltägliche Herausforderungen<br />
und Spaß helfen beim Lernen.<br />
Und wenn wer zusätzliche Deutsch-<br />
Förderung braucht, bekommt er/sie<br />
zusätzliche Stunden – so wird das jetzt<br />
gehandhabt. Und so funktioniert es.<br />
Aber bitte nicht eigene Klassen schaffen,<br />
wo dann nur jene unterrichtet<br />
werden, die kaum Deutsch können!<br />
Davon raten alle BildungsexpertInnen<br />
ab!<br />
Wir werden dagegen politisch vorgehen.<br />
Weil für uns gilt: Die beste Bildung<br />
für alle! Kein Kind zurücklassen!<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Avusturyalı Biriktirdiğinden ve Kazandığından Daha Çok Harcıyor<br />
Avusturya Halkı Para<br />
Biriktiremiyor<br />
DenizBank’tan Dünya ve Türkiye<br />
Ekonomisi Konulu Seminer<br />
DenizBank Baş Ekonomisti Dr. Saruhan<br />
Özel, dünyada ve Türkiye’deki<br />
son ekonomik durum ve beklentileri<br />
değerlendirdi.<br />
Geçtiğimiz günlerde DenizBank<br />
AG’nin Viyana‘daki Genel Müdürlük<br />
binasında düzenlenen seminere konuşmacı<br />
olarak katılan DenizBank<br />
Grubu Baş Ekonomisti Dr. Saruhan<br />
Özel, küresel alandaki ekonomik gelişmeleri<br />
ve bu gelişmelerin Türkiye<br />
ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.<br />
Etkinliğe T.C. Viyana Büyükelçisi Mehmet<br />
Ferden Çarıkçı, Avrupa Güvenlik<br />
ve İşbirliği Teşkilatı Büyükelçisi Rauf<br />
Engin Soysal, Kazakistan Cumhuriyeti<br />
Viyana Büyükelçisi Kairat Sarybay ve<br />
Ticaret Müşaviri Ayşe Şule Özdoğan<br />
gibi diplomatik temsilcilerin yanısıra<br />
iş dünyasından önde gelen isimler ve<br />
medya mensupları katıldı.<br />
Dr. Özel konuşmasında, ekonomik<br />
açıdan eşzamanlı küresel bir büyüme<br />
döneminin söz konusu olduğunu ve<br />
merkez bankalarının ülke ekonomilerine<br />
olan desteğini azaltma eğiliminde<br />
bulunduklarını belirtti.<br />
Avusturya İstatistik Kurumu verilerine göre<br />
2017’de 'para birikim' kotası düştü. Düşük<br />
reel gelire rağmen tüketim ise daha fazla.<br />
Avusturyalılar 2017’de daha az parayı kenara<br />
koyabildi. Ailelerin tasarruf kotası %6.4’e<br />
düştü. Kullanılabilecek reel gelir azaldı.<br />
Ancak, cüzdanında daha az para olmasına<br />
rağmen Avusturyalı daha çok harcama yaptı.<br />
Tüketim harcamaları 2017’de yalnız nominal<br />
(+%3.5) değil reel olarak da %1.4 artış gösterdi.<br />
Tasarruf kotasındaki düşüş devam ediyor. Aileler<br />
2015’de gelirlerinin %6.9’unu, 2014’de<br />
%6.8’ini, 2013’de %7.1’ni tasarruf ettiler. Geriye<br />
bakılacak olursa 1995’de oran yaklaşık<br />
%15, mali krize kadar ise sürekli %10 civarındaydı.<br />
Buna rağmen Avusturya’da tasarruf<br />
kotası Avrupa bölgesinin ortalamasından<br />
biraz daha yüksek seyrediyor.<br />
Enflasyonun %2.1 olduğu dikkate alınırsa<br />
2017’deki gelirdeki %1.7’lik bir nominal artış<br />
Avusturyalıya göre yetersiz kalıyor. Devletin<br />
eğitim ve sağlık gibi destekleri de ailenin gelirine<br />
eklense, bu durumda tüketim konseptine<br />
göre kullanılacak gelir %1.9 artsa bile<br />
enflasyon oranıyla tutunamıyor.<br />
En önemli gelir kategorileri maaş ve ücretler<br />
olarak düşünülürse bu grup nominal olarak<br />
%3.4 arttı. Sosyal yardımlarda reel düşüş<br />
oldu, nominal artış ise sadece %0.8’de kaldı.<br />
Serbest meslek gelirleri, işletme fazlası ve<br />
gayrimenkul gelirleri %0.6 arttı.<br />
Buna karşın 2017 yılında gelir vergisi %4<br />
yükseldi, sosyal katkı payları ise %3.6 artış<br />
gösterdi.<br />
Avusturya’da Tarihi Güvenlik Bütçesi<br />
Ayrıca, Türkiye'deki ekonomik büyümenin<br />
teşviklerin desteğiyle hızlandığını<br />
belirten Özel, güçlü büyüme<br />
ivmesinin enflasyon ve cari işlemleri<br />
etkilediğini ve mali disiplinin ise<br />
ekonomi için en önemli çapa olmaya<br />
devam edeceğine dikkat çekti. Bankacılık<br />
sektörünün yüksek sermaye<br />
yeterlilik oranı ve aktif kalitesi ile<br />
ekonomiye destek vermeye devam<br />
etmekte olduğunu vurgulayan Özel,<br />
sunumunun ardından katılımcıların<br />
sorularını cevapladı ve <strong>2018</strong> yılı ile<br />
ilgili olarak öngörülerde bulundu.<br />
DenizBank AG İcra Kurulu Başkanı ve CEO'su A.Mesut Ersoy ve Dr. Saruhan Özel<br />
Avusturya Hükümeti, geçtiğimiz günlerde güvenlik,<br />
göç ve iltica başlıkları adı altında İçişleri<br />
Bakanlığı’na <strong>2018</strong>/19 yılları için toplam 3<br />
milyar 260 milyon euroluk dev bir bütçe ayrılmasına<br />
karar verdi. Bu rakam Avusturya’da,<br />
ikinci cumhuriyet döneminin en büyük bütçesi<br />
olarak kayıtlara geçti.<br />
İçişleri Bakanı Herbert Kickl: ‘‘Bu büyük bütçe<br />
ile ülkemiz güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyduğu<br />
yatırımları yapmak için bir fırsat doğdu.<br />
Özellikle polislerimizin en son teknolojiye<br />
sahip iyi bir ekipmana sahip olması için adımlar<br />
atıyoruz. Koruyucu yelek ve güvenlik<br />
kameralarında ihale süreci devam ediyor.<br />
Bunun yanında siber suçlarla mücadele ve<br />
sınır güvenliğini daha iyi sağlamak için<br />
mevcut olan personel eksikliğini de en kısa<br />
zamanda gidermek istiyoruz.’’<br />
Lehrgang der IGGÖ zu<br />
Moscheepädagogik in Österreich<br />
IGGÖ’den Avusturya’da<br />
Yeni Eğitim Programı<br />
Viyana (OTS/IGGIÖ) - Avusturya<br />
İslam Cemaati, Aşırılığı Önleme<br />
ve Anti-radikalleştirme<br />
irtibat merkezi işbirliğiyle hazırladığı<br />
camii eğitimi derslerini<br />
7 Nisan’dan itibaren<br />
“Avusturya’da camii eğitimi:<br />
Çağdaş bölgesel çalışma<br />
prensipleri - Uygulama için<br />
sunular” adıyla başlattı. Ders<br />
ilk önce Graz/Steiermark‘ta<br />
daha sonra diğer eyaletlerde<br />
uygulanacak.<br />
Dersin hedefleri<br />
- Camii ve bölge faaliyetlerinin<br />
mevcut yaklaşımlarını yapıcı<br />
olarak yaygınlaştırmak<br />
ve kalite garantisine katkı<br />
sağlamak.<br />
- Tüm topluma katkı sağlaması<br />
için, camiler ve yerel<br />
kurumlarla işbirliği içinde anlamlı<br />
sosyal faaliyetler sunabilmek<br />
ve bu yolla camileri<br />
desteklemek.<br />
- Sürekli bir eğitim ve değerlendirme<br />
ile toplumsal faaliyetlere<br />
olanak sağlamak.<br />
Hedef Gruplar<br />
Ders öncelikle şu kişilere yönelik:<br />
İmam ve muhtarlar,<br />
memur ve koordinatörler,<br />
camii derneklerinin gençlik<br />
ve kadın kolları başta olmak<br />
üzere aktif üyeleri, Müslüman<br />
cemaatlerde sosyal<br />
faaliyetlerde anlamlı ve faydalı<br />
bir birlikte çalışma isteyen<br />
din adamları.<br />
İşbirliği ortakları<br />
Dersin şeffaf çizgisini vurgulamak<br />
için her bir ders saati<br />
için IGGÖ’nün eğitmenleri<br />
yanında teoloji, din pedagojisi<br />
ve din adamlığı branşlarından<br />
başka, Aile Danışmanlığı,<br />
Uyuşturucuyu Önleme<br />
ve Emniyet Birimleri<br />
gibi dış işbirliği ortaklarından<br />
da yararlanılıyor.<br />
Detaylı Bilgi İçin / Weitere Informationen:<br />
Dr. Nadim Mazarweh<br />
Kontaktstelle für Extremismusprävention und<br />
Deradikalisierung<br />
IGGÖ, Bernardgasse 5, 1070 Wien<br />
Email: moscheepaedagogik@derislam.at
<strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
VORARLBERG - 9<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Wenn alles zuviel wird<br />
Entlastung für Familien<br />
Bregenz (VLK) – Die Begleitung durch die Familienhilfe<br />
erleichtert es betroffenen Familien, in ihrer<br />
problematischen Lage einen geordneten Alltag aufrecht<br />
zu erhalten und so die schwierige Phase zu<br />
überbrücken. Die Familienhelferinnen entlasten die<br />
Eltern bei der Beaufsichtigung und Betreuung der Kinder<br />
und übernehmen alltägliche Hausarbeiten in der<br />
für die Familienmitglieder gewohnten Umgebung.<br />
Dank ihrer soliden Ausbildung und aus ihrer reichen<br />
Erfahrung können sie wertvolle Tipps zur Säuglingspflege,<br />
zur Kindererziehung und zur Haushaltsführung<br />
geben. Landesrätin Wiesflecker: "Das<br />
tatkräftige Zupacken der Familienhelferinnen wird<br />
von Eltern sehr geschätzt und hilft ihnen, selbst<br />
wieder Zuversicht und Kraft zu schöpfen."<br />
Nicht zuletzt verstehen sich die Familienhelferinnen<br />
auch als Gesprächspartnerinnen. Sie hören zu, wenn<br />
Familienmitglieder ihre Sorgen und Nöte schildern,<br />
und können auf Wunsch bzw. bei Bedarf auch<br />
Kontakte zu anderen Hilfsdiensten vermitteln. "Es ist<br />
mir wichtig, dass Vorarlbergs Familien wissen, dass<br />
es diese unbürokratische Hilfe gibt, wenn sie sie<br />
brauchen", so Landesrätin Wiesflecker.<br />
BİSİKLET YARIŞMASI - HER KİLOMETRE SAYILIYOR<br />
Radius Fahrradwettbewerb <strong>2018</strong><br />
Jeder Kilometer zählt!<br />
Lust auf mehr Bewegung? Radle dich fit und<br />
bekomme einen Überblick über deine<br />
geradelten Kilometer. Lass dir die Chance<br />
auf Preise und Gewinnspiele nicht entgehen.<br />
Sei dabei, wenn ganz Vorarlberg radelt!<br />
Vom 16. März bis 30. September zählt<br />
wieder jeder Kilometer.<br />
Einfach anmelden, losradeln und Kilometer<br />
sammeln!<br />
Melde dich ab dem 12. März auf<br />
www.fahrradwettbewerb.at an. Deine Kilometer<br />
kannst du direkt im Internet, über die<br />
Radius App oder im Fahrtenbuch eintragen!<br />
Das kannst du täglich, monatlich oder am<br />
Ende des Wettbewerbs machen.<br />
Radle deinen guten Vorsätzen entgegen<br />
Radeln macht fit und glücklich. Wir wissen,<br />
aller Anfang ist schwer. Deshalb kannst du<br />
dir beim Radius persönliche Ziele setzen.<br />
Jeder Kilometer bringt dich deinem Ziel<br />
näher. Kleine Trophäen wie der silberne<br />
Lungenflügel, die kleine Eistüte oder der<br />
große Geldsack helfen dir dabei. Am<br />
Ende wirst du überrascht sein, wie viele<br />
Kilometer im Alltag zusammen kommen.<br />
Tipp: Mit der Radius App gehen keine geradelten<br />
Kilometer verloren.<br />
Radeln und gewinnen!<br />
Bist du mehr als 100 Kilometer geradelt,<br />
hast du am Ende bei vielen Veranstaltern die<br />
Chance auf tolle Preise. Als Motivationsschub<br />
gibt es auch während des Wettbewerbs<br />
immer wieder die Möglichkeit,<br />
bei Gewinnspielen mitzumachen. Versuch<br />
dein Glück und radle mit!<br />
Anmeldung und weitere Informationen<br />
unter www.fahrradwettbewerb.at oder bei<br />
deinem Veranstalter (Gemeinden, Betrieben,<br />
Vereinen und Bildungseinrichtungen).<br />
Daha Fazla Harekete<br />
Hazır mısınız?<br />
Zinde olmak için pedal çevir, yaptığın kilometreye<br />
bir bak. Ödül ve çekiliş şanslarını<br />
kaçırma. Tüm Vorarlberg pedal çevirirken<br />
sen de buna katıl! 16 Mart’tan 30 Eylül’e<br />
kadar her kilometre sayılıyor.<br />
Günlük hayatta kaç kilometre yaptığın toplandığında<br />
ve sonuçları görünce sen de çok<br />
şaşıracaksın. Öneri: Radius App (uygulama)<br />
ile kat ettiğin hiçbir kilometre boşa gitmez.<br />
Fünf gute Gründe, beim<br />
Radius mitzuradeln:<br />
• Radeln macht fit und glücklich<br />
• Jeden Tag ein Erfolgserlebnis<br />
• Setz dir dein persönliches Ziel<br />
• Gewinnspiele und tolle Preise<br />
• Ganz Vorarlberg radelt<br />
Başvuru, kayıt ve daha fazla bilgi için:<br />
www.fahrradwettbewerb.at ya da organizatörler<br />
(Belediyeler, İşletmeler, Dernekler<br />
ve Eğitim Kurumları)<br />
Radius’da birlikte pedal<br />
çevirmek için 5 iyi sebep:<br />
• Bisiklet mutlu ve zinde kılar<br />
• Her gün bir başarı deneyimi<br />
• Kişisel hedefini belirle<br />
• Çekilişler ve muhteşem ödüller<br />
• Tüm Vorarlberg pedal çeviriyor<br />
© Land Vorarlberg<br />
BİSİKLET YARIŞMASI<br />
16.3.–30.9.18<br />
Nadine und Otto<br />
aus Gisingen<br />
Entgeltliche Einschaltung des Landes Vorarlberg<br />
Her Kilometre e Sayılıyor<br />
yor<br />
Siz de Katılın: www.fahrradwettbewerb.at<br />
t<br />
„Dieses Projekt wird im Rahmen des klimaaktiv Förderungs-<br />
programms aus Mitteln des Klima- und Energiefonds als<br />
Beitrag zum Umwelt- und Klimaschutz im Verkehr r gefördert“<br />
Bisiklet Yarısması<br />
ı<br />
için ücretsiz App!
<strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
LESEN / BÜCHER - 10<br />
Wie wichtig ist Lesen?<br />
Im Interview: Expertin Dr. Margit Böck<br />
Foto © AAU/photo riccio<br />
Dr. Margit Böck, Vorsitzende der Austrian Literacy<br />
Association, Kommunikations- und Medienwissenschafterin<br />
mit Arbeitsschwerpunkt Literalität / Literacy<br />
Sehr geehrte Frau Böck, immer wieder hört<br />
man, wie wichtig Lesen ist. Können Sie unseren<br />
LeserInnen nochmals mitteilen, warum dies so<br />
ist?<br />
Die Schrift als Kulturtechnik ist aus unserem<br />
Alltag nicht wegzudenken, egal ob es um unser<br />
Arbeitsleben, die Schule, unseren Alltag oder die<br />
Freizeit geht. Das Lesen und – darauf wird<br />
manchmal (fast) vergessen – das Schreiben sind<br />
die Werkzeuge, die wir brauchen, um die unbegrenzten<br />
Möglichkeiten, die die Schrift für uns<br />
und unsere Gesellschaft haben kann und hat,<br />
nützen zu können. Deshalb steht in den ersten<br />
Schuljahren das Erlernen von Lesen und Schreiben<br />
neben dem Rechnen als Basiskompetenzen<br />
im Mittelpunkt des Unterrichts. Die Lesekompetenz<br />
eröffnet uns Zugang zu Information und Wissen,<br />
sie ist der Schlüssel zur Welt der Literatur.<br />
Ohne Lesen könnten wir das Internet und Soziale<br />
Medien nur sehr eingeschränkt nutzen, weil geradeim<br />
Internet dieSchrift einesehr großeRolle<br />
spielt.<br />
Lesen und Schreiben sind Voraussetzungen dafür,<br />
um am öffentlichen Leben unserer Gesellschaft<br />
zu partizipieren. Ohne Lesen und Schreiben<br />
sind unsere Möglichkeiten, unser Leben selbstbestimmt<br />
zu gestalten, sehr eingeschränkt. Eine<br />
umfassende Lesekompetenz ist eine der Voraussetzungen<br />
für sozialen, beruflichen und privaten<br />
Erfolg. Menschen, die nicht gut lesen können,<br />
sind beispielsweise überdurchschnittlich oft<br />
arbeitslos, eine neue Stelle zu finden, ist für sie<br />
besonders schwierig. Um eine Vorstellung davon<br />
zu bekommen, wie wichtig Schrift für uns z. B. ist,<br />
um uns zurecht zu finden, brauchen wir nur<br />
daran denken, wie es für uns wäre, in einer kleinen<br />
Stadt in China, Japan oder Jordanien zu sein,<br />
wo alles in Kanji (Schriftzeichen), einer der japanischen<br />
Silbenschriften oder in der arabischen<br />
Schrift geschrieben ist, jeder Hinweis, jeder Straßenname,<br />
jede Geschäftsaufschrift. Wir wären<br />
auf andere Menschen angewiesen, die nicht nur<br />
die jeweiligen Sprachen sprechen, sondern auch<br />
diese Schriften lesen können, ansonsten wären<br />
wir wohl sehr verloren.<br />
Welche Texte oder Bücher sollte ein Kind lesen?<br />
Prinzipiell sollen Kinder möglichst viel und ganz<br />
Verschiedenes lesen. Im Idealfall lernen sie möglichst<br />
früh die Mannigfaltigkeit der Schriftwelt,<br />
sowohl auf Papier gedruckt als auch virtuell auf<br />
dem Bildschirm, kennen – und sie sollen erleben<br />
können, wie spannend, interessant, lustig, wohltuend<br />
es sein kann, sich mit Schrift und schriftlichen<br />
Texten zu beschäftigen. Comics gehören da<br />
ebenso dazu wie Kinderzeitschriften, Webseiten<br />
(für Kinder), Witze, Bilderbücher, Kinderbücher,<br />
die Tageszeitung, ein Katalog, Sachbücher, Anleitungen<br />
usw. Wichtig wäre, wenn es um Bücher<br />
geht, dass auch hier die Vielfalt dessen, was es<br />
alles gibt, geöffnet wird – etwas, das öffentliche<br />
Bibliotheken besonders gut können. Überhaupt<br />
ist es so, dass Kinder es sehr gerne haben, wenn<br />
sie Bilderbücher gemeinsam mit ihren Eltern,<br />
Geschwistern, anderen Erwachsenen anschauen<br />
oder ihnen vorgelesen wird. Wenn Kinder selbst<br />
lesen, dann sollten sie vor allem das lesen,<br />
was ihnen besonders Spaß macht – und immer<br />
wieder auch Anderes, Neues kennenlernen<br />
können.<br />
Und wenn ein Kind gar nicht lesen will?<br />
Dann wäre in einem ersten Schritt einmal darüber<br />
nachzudenken, welche Gründe es dafür<br />
geben könnte. Ist dem Kind vertraut, was man<br />
mit Lesen alles machen kann, was es alles so zum<br />
Lesen gibt? Dass Lesen lustig sein und spannend<br />
sein kann? Dass man dabei etwas über das<br />
Lieblingstier erfahren kann, was man vorher<br />
nicht gewusst hat? Gibt es im Umfeld des Kindes<br />
interessante Dinge, wie Bücher, Zeitschriften,<br />
Comics, zu lesen? Kennt das Kind Webseiten für<br />
Kinder? Dazu findet man z. B. Hinweise bei<br />
www.saferinternet.at - dort gibt es viele Informationen<br />
für Eltern und LehrerInnen zur Sicherheit<br />
im Internet, Cybermobbing usw. Wichtig ist<br />
herauszufinden, ob das Kind Schwierigkeiten mit<br />
dem Lesen hat. Sollte das der Fall sein, wäre abzuklären,<br />
was dem Kind schwerfällt, um gezielt<br />
Maßnahmen zu setzen und üben zu können.<br />
Wenn ein Kind gut lesen kann, aber nicht gerne<br />
lesen will (schon gar keine Kinderbücher, die eher<br />
für Kleinere geschrieben wurden oder die den<br />
Eltern als Kindern selbst gut gefallen haben, oder<br />
ein Mädchenbuch, wenn ein Bub nicht lesen will),<br />
sollte man nicht Druck ausüben, weil dieses Kind<br />
wohl ohnehin das lesen wird, was es interessiert.<br />
Anders ist es, wenn das Kind auch deswegen<br />
nicht gerne liest, weil es einfach so lange dauert,<br />
fad ist und weil das Kind vielleicht nicht ganz soo<br />
gut lesen kann: Da ist es wichtig herauszufinden,<br />
was dem Kind Spaß macht und von dort aus<br />
weiterzudenken: Gibt es da einen Comic dazu?<br />
Oder besondere Webseiten im Internet? Hat die<br />
Bibliothekarin / der Bibliothekar Vorschläge für<br />
Bücher, Comics, Zeitschriften? Was lesen die<br />
FreundInnen des Kindes? Wäre da etwas dabei,<br />
was es sich ausborgen könnte? Usw.<br />
Lesen Sie das ganze Interview mit Frau Dr. Margit Böck, in dem<br />
die Expertin unter anderem über den Unterschied zwischen Jungen<br />
und Mädchen im Leseverhalten erzählt und ob wir uns wegen<br />
den neuen Medien (Computer, Handy...) Sorgen machen müssen:<br />
www.europa-journal.net<br />
Mit diesen Buchreihen macht Lesen richtig Spaß!<br />
© Carlsen<br />
Sabrina J. Kirschner,<br />
Monika Parciak (Illustraon)<br />
Band 3,<br />
ab 8 Jahren,<br />
224 Seiten, EUR 10,30<br />
ISBN: 978-3-551-65393-2<br />
Verlag: Carlsen<br />
© Arena<br />
Alice Pantermüller<br />
Daniela Kohl (Illustraon)<br />
Band 13,<br />
160 Seiten, ab 9 Jahren<br />
EUR 10,30<br />
ISBN: 978-3-401-60332-2<br />
Verlag: Arena<br />
© cbj<br />
Sven Gerhardt<br />
llustraon von Vera<br />
Schmidt<br />
Band 1, 160 Seiten<br />
ab 8 Jahren, EUR 11,30<br />
ISBN: 978-3-570-17389-3<br />
Verlag:cbj Kinderbücher<br />
Die (un)langweiligste Schule der Welt:<br />
Die enührte Lehrerin...<br />
HILFE! Maxes Klassenlehrerin wurde entführt! Und noch schlimmer: Direktor<br />
Schnittlich soll sie vertreten. Der Albtraum aller Schüler! Frieda und<br />
Maxe bleibt nur noch eine Chance: Sie müssen so schnell wie möglich ihre<br />
Lehrerin finden...<br />
DIE UNLANGWEILIGSTE SCHULE DER WELT ist eine witzige, turbulente Reihe<br />
für Jungs und Mädchen ab 8 Jahren: Du dachtest immer, deine Schule<br />
wäre langweilig? Da kennst du die Schule von Maxe wohl noch nicht: Kinder<br />
im Schlafkoma, über 777 Schulregeln und achtmal täglich Mathe. Gegen<br />
so viel Langeweile kann nur noch einer helfen: Inspektor Rumpus von der<br />
geheimnisvollen BfLb…<br />
Kritik: Witzige und spannende Geschichte für Jungs und Mädchen. Tolle<br />
Fortsetzung der ersten Bände. Schule muss doch nicht langweilig sein!<br />
Wenn die Frösche zweimal quaken...<br />
Mein Lotta-Leben<br />
Gaaah! Seit Cheyenne und ich uns mit einem Gruselfilm auf den Schul-Vorlesewebewerb<br />
vorbereitet haben, passieren voll unheimliche Dinge: Cheyenne<br />
kann auf einmal total gut lesen (Zauberei!), Mama hat ausgerechnet an einem<br />
Freitag, den 13., einen Unfall und dann müssen meine Blödbrüder und ich auch<br />
noch kurzfrisg zu Oma und Opa ziehen. Bei denen wohnt neuerdings ein ganz<br />
merkwürdiger schwarzer Kater und auch sonst begegnen Cheyenne und mir<br />
auf einmal überall schaurige Gestalten. Uns ist voll das Unglück auf den Fersen!<br />
Und meine Blockflöte kann ausnahmsweise mal gar nichts dafür…<br />
Krik: Loa vom Feinsten, wie immer witzige Sprache, lusge Illustraonen<br />
und ganz viele verrückte Abenteuer. Ein bisschen gruselig wird es in diesem<br />
Band - also auf die Plätze, ferg, lesen! Und alle Loafans, die diesen Band<br />
schnell verschlingen, werden sich fragen: Wann erscheint wohl Band 14?!<br />
Die Heuhaufen-Halunken<br />
Sechs Halunken für ein krummes Ding (Band 1)<br />
Die Heuhaufen-Halunken sind eine Bande, wie sie das kleine 200-Seelen-Dorf<br />
Dümpelwalde noch nie gesehen hat. Und keine Frage, sie lieben ihr Zuhause,<br />
auch wenn es von Fremden gerne als »Ende der Welt« bezeichnet wird.<br />
Blöd nur, wenn die Sommerferien anstehen und gähnende Langeweile droht.<br />
Aber Meggy wäre nicht die Anführerin der Halunken, häe sie nicht längst<br />
eine geniale Ganovenidee: Einen richgen Halunken-Urlaub mit Zelt am<br />
Badesee – ohne Eltern, dafür mit dem alten Volvo aus der Scheune. Dem Plan<br />
scheint nichts im Wege zu stehen, doch dann taucht auf einmal Bauer Kunzes<br />
Kuhweide auf...<br />
Krik: Erster Band (von bislang 2 Bänden) einer witzigen, frechen Bande, die<br />
sich allerlei einfallen lässt. Ein abenteuerlicher Trip in den Urlaub verspricht<br />
wirklich aufregend zu werden... ob das nur gut geht?!<br />
© Loewe © Gulliver © Oetinger<br />
Nina Weger<br />
Illustratorin: Nina Dulleck<br />
Band 3<br />
ab 9 Jahren<br />
224 Seiten, ca. EUR 12,40,<br />
ISBN 978-3-7891-0879-2<br />
Verlag: Oenger<br />
Eoin Colfer<br />
Illustrator: Tony Ross<br />
Band 3,<br />
93 Seiten, ab 8 Jahren<br />
ca. EUR 5,95<br />
ISBN: 978-3-407-74189-9<br />
Verlag: Gulliver<br />
Frauke Scheunemann<br />
Band 1<br />
240 Seiten<br />
ab 11 Jahren<br />
EUR 13,40<br />
ISBN: 978-3-7855-7780-6<br />
Verlag: Loewe<br />
Bärenalarm im Internat<br />
Club der Heldinnen<br />
Alarm im Matilda Imperatrix! Wer hat die Bienenstöcke des Internats zerstört?<br />
Pina, Flo und Blanca nehmen sofort die Spur auf und finden heraus:<br />
Es war ein kleiner Bär, der mutterseelenallein durch die Wälder streift.<br />
Vor allem Pina fühlt mit dem Bärenkind, denn sie weiß genau, wie es ist,<br />
ganz allein und ohne Eltern zu sein.<br />
Doch natürlich ist auch ein kleiner Bär kein Kuscheltier – und bald macht<br />
sich Panik unter den Schülerinnen breit. Ein Bär, so dicht am Internat, ist<br />
das nicht wahnsinnig gefährlich? Auch im Dorf rüsten sich die ersten Bauern<br />
für die Jagd – und Pina, Flo und Blanca ist klar: Sie müssen sofort handeln,<br />
wenn sie den kleinen Bären retten wollen!<br />
Kritik: Wer einen Band vom Club der Heldinnen gelesen hat, will garantiert<br />
noch mehr! Spannend und einfach für coole Mädels!<br />
Tim und der schrecklichste Bruder der Welt<br />
Das ist gemein!<br />
Keiner hört ihm zu, glaubt Tim. Garanert hat genau in dem Augenblick, in dem<br />
er mal mit seinen Eltern reden will, einer seiner vier Brüder etwas Wichgeres<br />
zu berichten. Da fordert Opa ihn zu einem Geschichten-Wekampf heraus. Tim<br />
erzählt vom Friseur, der ihm versehentlich eine halbe Glatze verpasst hat – und<br />
Opa zeigt gelassen auf seine Schädelnarbe, die von einem aggressiven Hai<br />
stammt. Doch dann steuert Tims Vater die wirklich unglaubliche Geschichte<br />
vom schrecklichsten Bruder der Welt bei. Die kann selbst Opa nicht toppen.<br />
Krik: Ein lusges Buch, das sich zum Vor- oder selber lesen eignet. Wie es<br />
in einer echten Großfamilie so zugeht ist wirklich erheiternd. Da muss sich<br />
der eine oder andere schon mal was einfallen lassen, um nicht vergessen zu<br />
werden...<br />
Ein Kater in geheimer Mission<br />
Winston<br />
Ich bin Super-Winston! Ich bin die schlauste Katze des Universums! Ich bin<br />
Weltklasse!<br />
So ein Katerleben ist herrlich!, findet Winston. Man kann den ganzen Tag gemütlich<br />
auf dem Sofa herumliegen und Geflügelleber mit Petersilie fuern.<br />
Lecker! Doch als Winstons Herrchen eine neue Haushälterin einstellt, die mit<br />
ihrer Tochter in die Wohnung einzieht, ist es aus mit der Ruhe: Kira und ihre<br />
Muer haben nämlich jede Menge Probleme im Gepäck, und bevor sich Winston<br />
versieht, steckt er mien in einem echten Kriminalfall … und kurz darauf<br />
– ach du heilige Ölsardine – auch noch im Körper eines Mädchens! Hilfe!!!<br />
Krik: Spannend geschrieben, witzig erzählt, ein Buch, das man so schnell<br />
nicht aus der Hand legt! Für alle LeserInnen, denen es ebenso geht: Keine<br />
Sorge, in der Reihe Winston sind bereits 6 Bände erschienen, also los geht’s!
11 - SALZBURG<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
<strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Kindersachenbörse<br />
e<br />
AK-Präsident Peter Eder<br />
28. April <strong>2018</strong>, 9-13 Uhr<br />
Saalfelden, NMS Aula<br />
5. Mai <strong>2018</strong>, 9-13 Uhr<br />
Stadt Salzburg, AK/ÖGB-Haus<br />
<br />
Beratungen & Informationen<br />
onen<br />
Mutterschutz & Karenz,<br />
Kinderbetreuungsgeld-Konto<br />
beruflicher Wiedereinstieg<br />
eg<br />
<br />
Kinderspielecke<br />
Snacks & Getränke<br />
Sie suchen günstige Kinderkleidung eidung und Spielsachen?<br />
en<br />
Lehrlingsoffensive gegen den Fachkräftemangel<br />
Salzburg soll zum lehrlingsfreundlichsten Bundesland werden<br />
(LK) - Der Salzburger Wirtschaft geht es gut,<br />
Fachkräfte werden gesucht. Mit einer umfassenden<br />
Lehrlingsoffensive begegnen nun das<br />
Land und seine Partner dieser Herausforderung<br />
für die Zukunft. "Salzburg soll zum lehrlingsfreundlichsten<br />
Bundesland Österreichs<br />
werden", so die klare Zielvorgabe von Landeshauptmann<br />
Wilfried Haslauer.<br />
In konkreten Zahlen heißt dies: Der Anteil der<br />
15-Jährigen, die sich für eine Lehre entscheiden,<br />
soll in den kommenden fünf Jahren von<br />
derzeit 42 Prozent wieder in Richtung 50 Prozent<br />
steigen. Deutlich steigen soll auch die Zahl<br />
der Maturanten, die eine Lehre absolvieren,<br />
nämlich von zwei auf zehn Prozent. Mehr<br />
junge Leute sollen für eine Lehre begeistert<br />
sowie die Ausbildungsqualität nachhaltig<br />
gesichert und gestärkt werden.<br />
Salzburg als führendes Land<br />
der dualen Ausbildung positionieren<br />
"Salzburg als führendes Land der dualen<br />
Ausbildung zu positionieren, wird neben einer<br />
Offensive für IKT-Fachkräfte eines der wichtigsten<br />
standortpolitischen Vorhaben der<br />
Landesregierung in der nächsten Legislaturperiode",<br />
betonte Haslauer: "Unser Land steht<br />
in puncto Arbeitsmarkt hervorragend da. Jetzt<br />
die Lehrlingsausbildung weiter nach vorne zu<br />
bringen, ist das beste Mittel gegen den wachsenden<br />
Fachkräftemangel in der Wirtschaft<br />
(HP) Was denken und fühlen die jungen<br />
Menschen im Bundesland Salzburg? Mit dieser<br />
Frage beschäftigt sich das Buch-Projekt "Wir<br />
in Salzburg". Es ist voll mit autobiografischen<br />
Buch-Projekt "Wir in Salzburg"<br />
370 Jugendliche lassen in ihr Leben blicken<br />
Texten, die tiefe Einblicke in das Leben von 370<br />
Jugendlichen geben.<br />
"Das Projekt ist eine einzigartige Möglichkeit,<br />
mehr über die Wünsche, Bedürfnisse,<br />
© Fotos: Land Salzburg / Albert Leis<br />
und fördert die Jugendbeschäftigung."<br />
Lehre attraktiver gestalten<br />
und ihr Image aufwerten<br />
"Um den Fachkräftemangel langfristig zu<br />
lösen, müssen wir die Ansprüche der Jugendlichen<br />
verstehen, die Lehre attraktiver gestalten<br />
und das Image der Lehre aufwerten",<br />
ergänzte Peter Malata, Geschäftsführer der<br />
W&H Dentalwerk Bürmoos GmbH und Vizepräsident<br />
der IV-Salzburg.<br />
Mehr Lehranfänger –<br />
Trendwende verstärkt sich<br />
Dabei ist die Ausgangslage für<br />
eine Lehrlings-Offensive hierzulande<br />
besser denn je. Salzburg<br />
hat sich in den Vorjahren in einigen<br />
Parametern eine Spitzenposition<br />
erarbeitet: Mit einem 8,2<br />
Prozent-Plus bei den Lehrlingen<br />
im ersten Lehrjahr und einer<br />
Steigerung von 7,7 Prozent bei<br />
den Lehranfängern war Salzburg<br />
2017 im Österreichvergleich jeweils<br />
Spitze. Der Anteil der Lehrlinge<br />
im ersten Lehrjahr bei den<br />
15-Jährigen liegt mit 42 Prozent<br />
klar über dem Bundesschnitt (38<br />
Prozent). Salzburg ist führend in<br />
Österreich bei "Lehre mit Matura",<br />
bei den erfolgreich absolvierten<br />
Lehrabschlussprüfungen sowie bei<br />
der Zufriedenheit mit der Berufswahl, wie<br />
eine neue Umfrage des Instituts für Bildungsforschung<br />
der Wirtschaft beweist. Und: Salzburg<br />
ist das einzige Bundesland in Österreich,<br />
in dem die Meisterprüfung dank Landesförderung<br />
kostenlos ist.<br />
Lehre nach der Matura<br />
Für eine Lehre begeistern ließen sich bereits<br />
Sehnsüchte und Träume der jungen Salzburgerinnen<br />
und Salzburger zu lernen. Denn<br />
nur so können wir bei deren Realisierung<br />
helfen und unterstützen, wo es uns möglich<br />
ist", sind sich AK-Präsident Peter Eder,<br />
Jugend-Landesrätin Martina Berthold und Salzburgs<br />
Vize-Bürgermeister Bernhard Auinger<br />
einig.<br />
Autobiografische Berichte<br />
von Jugendlichen in Salzburg<br />
Vor drei Jahren wurden in der Neuen Mittelschule<br />
Hallein die ersten Texte für das Buch-<br />
Projekt "Wir in Salzburg" geschrieben. Nun<br />
erscheinen unter diesem Titel<br />
zwei Bände mit mehr als 370<br />
autobiografischen Berichten von<br />
jungen, in Salzburg lebenden<br />
Menschen im Alter zwischen 14<br />
und 24 Jahren.<br />
Journalist und Autor motivierte<br />
die Jugendlichen zum Schreiben<br />
Initiiert wurde das Projekt von<br />
dem aus Hallein stammenden<br />
Journalisten und Autor Ernst<br />
Schmiederer. Er sammelt mit<br />
Schauen Sie vorbei!<br />
Marlene Becker und Katja Sax. Beide haben<br />
nach der Matura eine Lehre bei der Salzburger<br />
Werbeagentur GAS – G.A. Service GmbH<br />
begonnen. Beide werden im Lehrberuf<br />
"Medienfachmann/-frau- Mediendesign" ausgebildet.<br />
"Wir haben mit unseren Lehrlingen<br />
viel Freude. Aufgrund der Vorbildung ist ihr<br />
Niveau bereits sehr hoch und die Integration<br />
ins Team funktioniert klaglos", so Geschäftsführer<br />
Helmut Gruber. Auch Marlene Becker<br />
ist mit ihrer Berufswahl zufrieden: "Nach<br />
der Schule wollte ich etwas Kreatives machen.<br />
Da für mich ein Studium nicht infrage kam,<br />
war der Lehrberuf Mediendesign genau das<br />
Richtige."<br />
dem Team seines Wiener Blinklicht Media Lab<br />
seit 2011 österreichweit solche Berichte und<br />
publiziert diese in einer mittlerweile elf Bände<br />
umfassenden Buchreihe.<br />
Autorinnen und Autoren<br />
kommen selber zu Wort<br />
Bei den Buch-Präsentationen lesen Jugendliche<br />
aus ihren Texten selber vor und stehen<br />
im Anschluss zum Gespräch bereit. "Es ist eine<br />
Ermutigung für alle jungen Menschen, ihre<br />
eigenen Geschichten zu erzählen – und ein<br />
Auftrag an uns Erwachsene, viel mehr hinzuhören."<br />
© wildbild
<strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
JOB UND KARRIERE - 12<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
waff-Frauenprogramme<br />
Förderung und Unterstützung für Frauen<br />
rk - „FRECH - Frauen ergreifen Chancen“ ist ein<br />
seit Jahren erfolgreiches Unterstützungsprogramm<br />
des Wiener ArbeitnehmerInnen Förderungsfonds<br />
(waff) für Frauen. Fakt ist:<br />
Beschäigte Frauen – vor allem die Teilzeit<br />
bzw. in schlechten oder schlecht bezahlten<br />
Jobs arbeiten – bleiben auch bei der Weiterbildung<br />
im Betrieb o auf der Strecke. Mit<br />
seinem speziellen Programm „FRECH – Frauen<br />
ergreifen Chancen“ unterstützt daher der waff<br />
beschäigte Wienerinnen dabei, sich beruflich<br />
neu zu orieneren. Wesentlicher Bestandteil<br />
des waff-Programms neben finanzieller<br />
Unterstützung: Professionelles Coaching, um<br />
den Frauen Mut zu machen, beruflich neue<br />
Wege zu gehen und sie Schri für Schri auf<br />
ihrem Veränderungsweg zu begleiten.<br />
Konkret richtet sich das Programm FRECH an<br />
beschäigte Frauen, die nicht mehr als<br />
1.800 Euro neo im Monat verdienen<br />
und sich beruflich verändern wollen<br />
oder müssen. Sie können bei ihrer<br />
Ein Unternehmen auf solide Beine zu stellen<br />
ist harte Arbeit. Dennoch scheint es immer<br />
mehr TirolerInnen zu reizen.<br />
Jährlich werden in Österreich rund 48.000<br />
Unternehmen gegründet, rund ein Prozent<br />
davon kann im engeren Sinn als Start-ups<br />
angesehen werden. Während klassische Unternehmensgründungen<br />
eine „Überlebenschance“<br />
von gut 60 Prozent nach den ersten<br />
sieben Jahren haben, liegen Start-ups hier<br />
teilweise darunter. Angesichts solcher Zahlen<br />
könnte einem die Lust aufs Gründen vergehen.<br />
Tut sie aber offensichtlich nicht. Ein eigenes<br />
Start-up aus dem Boden stampfen, eigene<br />
Ideen umsetzen, sein eigener Chef – oder<br />
immer häufiger seine eigene Chefin – sein,<br />
über sich selbst besmmen, ein Team zusammenstellen,<br />
irgendwann einmal vielleicht mit<br />
InvestorInnen verhandeln, coworken, das<br />
alles ist hip und modern. Diverse TV-Shows,<br />
in denen „junge Wilde“ um die Gunst von<br />
Kapitalgebern – und legimer Weise auch um<br />
mediale Aufmerksamkeit – buhlen, scheinen<br />
dies zu belegen.<br />
Das „goldene Dreieck“<br />
„Team, Technologie,<br />
Markt, und das in dieser<br />
Reihenfolge“, sind laut<br />
Holfeld, Gründer von<br />
Heart Regeneraon Technologies<br />
GmbH., die drei<br />
elementaren Erfolgszutaten<br />
für ein Start-up. Wo<br />
kein Markt, da kein Bedarf<br />
und keine Kunden,<br />
also auch kein Geld zu<br />
verdienen. Und ein A-<br />
Klasse-Team könne auch<br />
adventure X<br />
beruflichen Weiterbildung mit einer finanziellen<br />
Unterstützung von bis zu 3.700 Euro<br />
rechnen. FRECH bietet darüber hinaus auch<br />
Workshops von Frauen für Frauen und<br />
Vorträge mit Expernnen.<br />
Ein weiterer wichger Baustein zur Gleichstellung<br />
von Frauen und Männern am<br />
Arbeitsmarkt ist auch das waff-Programm<br />
für WiedereinsteigerInnen. So unterstützt<br />
der waff bei der opmalen Planung des<br />
Aus- und Wiedereinsegs. Ist eine Ausoder<br />
Weiterbildung notwendig, gibt es<br />
finanzielle Unterstützung. Das Programm<br />
richtet sich nicht nur an berufstäge Frauen,<br />
die den Wiedereinseg planen, sondern auch<br />
an Männer.<br />
"Niemand hat gesagt, dass es leicht wird."<br />
eine B-Klasse-Technologie erfolgreich umsetzen,<br />
aber nicht umgekehrt.<br />
Was sagen die Profis?<br />
Die Grundidee von adventure X: Eine solide<br />
Geschäsidee ist Voraussetzung für ein<br />
erfolgreiches Unternehmen, das Geschäsmodell<br />
der Weg dorthin. Partner, Kundenbedürfnisse,<br />
Ressourcen, Kosten, Umsatzmöglichkeiten,<br />
Marktsituaon, Recht, Steuern:<br />
Alles Dinge, die für die bestmögliche Umsetzung<br />
einer Geschäsidee bedacht werden<br />
müssen. Dabei helfen in Workshops ExpertInnen<br />
und Coaches, etwa mit Hilfe des Business<br />
Model Canvas. Mit dieser Methode können<br />
schnell und effizient Ressourcen, Kundenbeziehungen,<br />
Kosten und Umsatzmöglichkeiten<br />
idenfiziert und dargestellt werden. Der<br />
entscheidende Nutzen des adventure X:<br />
Innerhalb weniger Wochen in kompakten<br />
Experten- und Kundengesprächen wertvolle<br />
Erfahrungen und Feedbacks sammeln und<br />
diese direkt in die Geschäs- und Ertragslogik<br />
eines Unternehmens einfließen lassen.<br />
Mehr Infos unter:<br />
www.startupeuregio.eu/de/startups/adventure-x<br />
© Standortagentur Tirol<br />
Lehre und Lehrlinge<br />
Umfrage über Image und Bewerbungstipps<br />
Verbessertes Image, aber negative Klischees<br />
Laut einer Umfrage der Internetplattform willhaben<br />
sehen 47,2 % aller Befragten ein besser<br />
gewordenes Image der Lehr-Ausbildung in den<br />
letzten Jahren.<br />
In den Ausbildungsbetrieben sieht man sich<br />
trotz dieses Stimmungsbildes teilweise noch<br />
mit „negativen Klischees“ gegenüber dem Lehrberuf<br />
konfrontiert.<br />
Mehrheit der Befragten sieht verbesserte<br />
Berufschancen nach Lehrlingsausbildung<br />
42,2 % aller Befragten sind der Meinung, dass<br />
die Berufsaussichten mit Lehre in den vergangenen<br />
Jahren besser geworden sind.<br />
Trotz der verbesserten Aussichten sind „gute<br />
Lehrlinge im Moment hart umworben“, bestätigt<br />
auch Martina Wasser, Leiterin der Personalentwicklung<br />
in der kika/Leiner Gruppe, die<br />
derzeit insgesamt mehr als 350 Lehrlinge<br />
ausbildet. Um noch mehr junge Menschen<br />
für eine Lehrlings-Ausbildung zu begeistern,<br />
ist es aus ihrer Sicht daher wichtig, dass von<br />
allen Seiten weiterhin und noch mehr in „das<br />
Image und den Stellenwert der Lehre investiert<br />
wird.“<br />
Stimmungs-Spitzenwerte in<br />
Oberösterreich und Salzburg<br />
Vor allem die Salzburger (57,8 %) und Oberösterreicher<br />
(51,3 %) unter den Befragten<br />
sehen die zukünftigen Berufschancen für<br />
Lehrlinge besonders positiv.<br />
Freude an Einkommen und<br />
handwerklichen Tätigkeiten<br />
Von den befragten willhaben Usern wurde als<br />
Hauptinteresse für eine Lehre angegeben, dass<br />
Jetzt<br />
anmelden!<br />
Individuelle Nachhilfe • Größte Flexibilität<br />
Qualifizierte Nachhilfelehrer • Bessere Noten<br />
Bireysel Ders Yardımı • Büyük Esneklik<br />
Kalifiye Eğitmenler • Daha İyi Notlar<br />
Schon ab<br />
9,50 € 2<br />
pro Unterrichtsstunde<br />
(45 Min.)<br />
Lassen Jetzt Sie auch: sich beraten:<br />
Sommerkurse<br />
WH-Vorbereitung<br />
www.schuelerhilfe.at<br />
¹<br />
Sondertarif: Şimdi: gültig nur in<br />
teilnehmenden Yaz Ögrenme Standorten; alle<br />
Tarifbedingungen Kurslari unter www.<br />
schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />
Tekrar Hazirlik<br />
² 1Sondertarif: gültig nur in teilnehmenden Standorten; alle Tarifbedingungen auf www.schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />
2 Informationen über Tarifgestaltung bzw. -staffelung werden in der jeweilige Zweigstelle<br />
bereitgestellt.<br />
INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />
HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />
SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />
WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />
TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />
WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />
ihnen eine handwerkliche Tätigkeit gefällt. Früh<br />
eigenes Geld verdienen und auf eigenen Beinen<br />
stehen, war ein weiterer Hauptgrund. Weiters<br />
wurden genannt: Kein anderes Bildungsangebot<br />
in der Region, die Möglichkeit den Familien-<br />
Betrieb zu übernehmen, Freunde machen<br />
ebenso Lehre oder dies sei einfach Familientradition.<br />
Tipps für Bewerbung und den weiteren<br />
Verlauf der Lehre nannten die Unternehmen,<br />
die Lehrlinge in großer Zahl ausbilden:<br />
• Ordentliche und vollständige Bewerbungsunterlagen<br />
(Motivationsschreiben, Lebenslauf<br />
inkl. Foto, Zeugnisse, etc.)<br />
• Interesse an Lehrberuf und Unternehmen zeigen,<br />
bereits im Vorfeld über das Unternehmen<br />
informieren<br />
• Authentisch sein, im Bewerbungsgespräch<br />
dem Unternehmen die Möglichkeit geben, die<br />
Person hinter dem Lebenslauf kennenzulernen<br />
• Pünktlich, gepflegt und passend gekleidet<br />
zum Bewerbungs-Gespräch erscheinen<br />
• Motivation und Engagement zeigen, schon<br />
beim Bewerbungs-Gespräch, aber auch im<br />
Ausbildungs-Verlauf<br />
• Mut zur Offenheit – viele Lehrlinge trauen<br />
sich vor allem beim Einstieg nicht, offen Fragen<br />
zu stellen, auf Unklarheiten und/oder mögliche<br />
Schwierigkeiten hinzuweisen<br />
• Durchhaltevermögen, und auch bei komplexen<br />
Aufgaben Lösungsansätze und/oder Verbesserungsmöglichkeiten<br />
aufzeigen<br />
• Zuverlässigkeit: Bei Fehlzeiten und/<br />
oder Krankheit umgehend den Betrieb informieren<br />
OTS<br />
Entgeltliche Einschaltung
13 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN <strong>2018</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı‘ndan (SETA) önemli çalışma<br />
2017 İslamofobi Raporu Açıklandı<br />
SETA Vakfı tarafından 3 yıldır hazırlanan,<br />
Avrupa İslamofobi Raporu’nun<br />
2017 yılı sayısı yayımlandı.<br />
Editörlüğünü Enes Bayraklı ve<br />
Farid Hafez'in üstlendiği bu<br />
önemli çalışma ile farklı Avrupa<br />
ülkelerinde geçtiğimiz yıl gerçekleşen<br />
ve Müslümanları hedef alan<br />
ırkçı eğilimlerin rakamları açıklandı.<br />
Buna göre Almanya'da 908,<br />
Polonya'da 664, Hollanda'da 364,<br />
Avusturya'da 256, Fransa'da 121,<br />
Danimarka'da 56 ve Belçika'da<br />
36 vaka tespit edildi, bu verilerin<br />
endişelenmek için yeterli ve mevcut<br />
durumun aslında çok daha<br />
kötü olduğuna değinildi.<br />
Çeşitli ülkelerden 40 bilim adamı<br />
ve aktivist, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri<br />
ayrıca Rusya ve Norveç'in<br />
de dahil olduğu 33 ülke ile ilgili raporları<br />
kaleme aldı. İstihdam, eğitim<br />
ve siyaset gibi kilit alanlarda<br />
karşılaşılan İslamofobik olaylara<br />
yer verilen raporlarda, izlenilmesi<br />
gereken yol noktasında tavsiyelerde<br />
de bulunuldu.<br />
Rapor ayrıntıları:<br />
Avrupa ülkelerinde, Almanya dışında<br />
İslamofobiyle mücadele için<br />
özel tedbirler uygulayan ülke<br />
yok. Almanya bir ilke imza atarak<br />
İslamofobiyi siyasi gerekçeli suç<br />
eylemleriyle ilgili resmi polis<br />
istatistiklerinde yer alan 'nefret<br />
suçları' kapsamında bir alt sınıflandırmaya<br />
tabi tutarak kayıt altına<br />
almaya başladı.<br />
İsveç ise İslamofobiyle mücadele<br />
için Irkçılıkla Mücadele Ulusal Planı'nı<br />
hayata geçirecek.<br />
Kurbanların yalnızca yüzde 12'si<br />
saldırıları ihbar ediyor<br />
Raporda, sözlü ve fiziksel saldırıların<br />
yanında cinayet gibi diğer<br />
ağır vakalarda kayda geçirildi.<br />
Almanya'da 908, Polonya'da 664,<br />
Hollanda'da 364, Avusturya'da<br />
256, Fransa'da 121, Danimarka'da<br />
56 ve Belçika'da 36 olay kayda<br />
geçmiştir. Bu rakamların aslında<br />
çok daha fazla olduğu belirtilen<br />
raporda, kurbanların yalnızca<br />
yüzde 12'sinin uğradıkları saldırıları<br />
yasal mercilere bildirdikleri<br />
ve istatistiklerin buz dağının<br />
sadece görünen kısmı olduğuna<br />
işaret edildi.<br />
Avusturya’da peçe yasağı<br />
Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın<br />
başörtüsünü işyerinde yasaklayan<br />
kararın ayrımcılık olmadığı yönündeki<br />
hükmünden sonra, Avusturya<br />
ve Romanya'da peçenin<br />
yasaklanmasının ve daha birçok<br />
AB ülkesinde farklı yasakların gelmesi<br />
tartışmalarının önünü açtığı<br />
belirtildi.<br />
İnternet düşmanlığı yayıyor<br />
Avrupa genelinde nefret ve Müslüman<br />
aleyhtarı söylemlerin yayılmasında<br />
internetin önemli rol<br />
oynadığı, sosyal medya, yazılı ve<br />
görsel basında Müslüman karşıtı<br />
yalan haberlerin eş zamanlı olarak<br />
yayıldığı ve gündemin bu yöne<br />
çekildiğine değinildi.<br />
Olumlu girişimler de mevcut<br />
Raporda Avusturya'da kurulan danışmanlık<br />
merkezi ve Almanya’da<br />
2017 yaz aylarında yayımlanan<br />
Irkçılıkla Mücadele Ulusal Eylem<br />
Planı'nın, İslamofobi'ye karşı başlatılan<br />
olumlu girişimlere örnek<br />
teşkil ettiğine vurgu yapıldı ve bu<br />
çalışmaların artmasının sürece<br />
katkı vereceği vurgulandı.<br />
Tavsiyeler:<br />
- İslamofobik suçların tüm Avrupa<br />
devletlerinde emniyet güçleri tarafından<br />
ayrı bir nefret suçu sınıfında<br />
kayıt altına alınması, bu<br />
sorunun gerçek boyutunun ortaya<br />
çıkarılması ve sorunla mücadelede<br />
karşı stratejilerin geliştirilmesi<br />
elzemdir.<br />
- İnternet İslamofobik söylemlerin<br />
yayılmasında ve aşırı sağcı teröristlerin<br />
radikalleşmesinde önemli<br />
bir rol oynamaktadır. Sanal ortamda<br />
nefret söyleminin üstesinden<br />
gelebilmek için açık ve net<br />
yönlendirici ilkeler geliştirilmelidir.<br />
Düşünce ve fikir özgürlüğüne<br />
saygı duyularak, sosyal medya ile<br />
ilgili yasal mevzuatlar hayata geçirilmelidir.<br />
- Terör saldırıları sonrasında Müslümanların<br />
ötekileştirilmelerinin,<br />
potansiyel suçlu muamelesi görmelerinin<br />
önüne geçilebilmesi için<br />
İslamofobi'nin belli bir ırkçılık<br />
biçimi olarak tanınması büyük<br />
önem taşımaktadır. AB kurumlarının<br />
İslamofobi'yi insan hakları ihlallerine<br />
yol açabilen bir ırkçılık<br />
biçimi olarak siyaseten ve hukuken<br />
tanıması gerekmektedir.<br />
- İslamofobi'nin yasal ve siyasi anlamda<br />
kabul edilmesi son derece<br />
önemlidir. Dolayısıyla Avrupa düzeyinde<br />
İslamofobi konulu bir<br />
konferansın en az bir AB üyesi<br />
devlet ya da Avrupa Parlamentosu'nun<br />
desteği ile düzenlenmesi<br />
gerekmektedir. Bu bağlamda Avrupa<br />
Parlamentosu'nun anti-semitizm<br />
ve Roman karşıtlığıyla<br />
mücadelede olduğu gibi İslamofobi<br />
ile mücadelede de somut politika<br />
önerileri içeren bir karar<br />
çıkarması gerekmektedir.<br />
- Terörizmle mücadele konusunda<br />
politika yapıcıların sözde radikalleşmenin<br />
engellenmesi programlarında<br />
Müslüman toplumlara<br />
karşı değil onlarla birlikte çalışmaları<br />
gerekmektedir. Bu programlar<br />
aşırı sağ ve aşırı sol terör<br />
gruplarıyla mücadeleyi de içermeli,<br />
yalnızca Müslümanları hedeflememelidir.<br />
- AB üyesi devletlerin İslamofobi'yi<br />
ırkçılığın belli bir biçimi olarak<br />
kabul eden ırkçılıkla mücadele<br />
eylem planlarını hayata geçirmeleri<br />
gerekmektedir. Avrupada aşırı<br />
sağ partilerin yükselişe geçtiği bir<br />
dönemde İslamofobik söylemler<br />
karşısında durabilecek cesur liderlere,<br />
kanaat önderlerine ve aktivistlere<br />
ihtiyaç duyulmaktadır.<br />
- Müslümanların iş dünyasına katılımları<br />
noktasında işe alım ve<br />
terfi safhalarında karşılaştıkları<br />
ayrımcılığın önüne geçilmesi gerekir.<br />
İnsan haklarının ve azınlık<br />
haklarının (dini amaçlı kurban kesimi,<br />
sünnet, dini kıyafet giyilmesi,<br />
dini sembollerin takılması dahil)<br />
korunması çok kültürlü Avrupa<br />
için bir zorunluluktur.<br />
- Müslüman kadınların istihdama<br />
erişimlerinin artırılması için daha<br />
çok çaba gerekmektedir.<br />
© SETA<br />
größer<br />
als<br />
Jede<br />
Spende<br />
hilft!<br />
Hilfe>Armut<br />
Weihnachtsgeschenke fallen heuer aus. Für jeden<br />
7. Menschen in Österreich, der von Armut betroffen ist.<br />
Gemeinsam können wir Menschen in Not helfen. Wir Ich<br />
www.caritas.at/spenden
NİSAN <strong>2018</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 14<br />
Alacaklıları Koruma Birliği KSV 1870,<br />
yeni yayınında Avusturya’daki iflaslar<br />
hakkında kamuoyunu bilgilendirdi.<br />
Açıklanan rakamlara göre <strong>2018</strong> yılının<br />
ilk 3 ayında 1.330 firma iflas etti. Bu<br />
2017’nin aynı dönemine göre %2.5<br />
artış anlamına geliyor. Açılan davalarda<br />
(780 dava) %1’lik çok küçük bir düşme<br />
olmasına karşın şirketlerin borç ve yükümlülükleri<br />
geçen yıla göre %70 fazlalaşarak<br />
515 milyon euroya ulaştı. İflas<br />
eden şirketler, dolayısıyla işini kaybedenlerin<br />
sayılarında muazzam bir artış<br />
oldu. <strong>2018</strong>’in ilk çeyreğinde işverenlerinin<br />
iflasıyla yaklaşık 7.500 çalışan işini<br />
kaybetti. Geçen yıla göre kaydedilen<br />
artış %83 oldu.<br />
<strong>2018</strong>’de<br />
Bireysel<br />
İflaslar<br />
Arttı...<br />
İflas eden firmaların sayısında da artış var<br />
AB'den yeni araçlara zorunluluk<br />
İflas eden firmalar çoğalıyor<br />
<strong>2018</strong>’in ilk çeyreğinde 111 firma iflas<br />
talep etti. 64 dava varlıkların olmaması<br />
nedeniyle açılamadı. Davaların %75’i<br />
alacaklılar tarafından açıldı.<br />
Yukarı Avusturya’da da bireysel iflaslarda<br />
artış var ve geçen yıla oranla iki<br />
kat bireysel iflas başvurusu oldu.<br />
Aşağı Avusturya’da bir önceki yıl 216<br />
iflas mevcutken şu anda bu sayı ikiye<br />
katlanmış 422’ye ulaşmış durumda.<br />
2017’nin ilk çeyreğine kıyasla <strong>2018</strong>’in<br />
aynı dönemindeki artış %95 oldu.<br />
Buna karşın Vorarlberg’de iflas sayıları<br />
geriledi. KSV’nin son verilerine göre<br />
<strong>2018</strong>’in ilk çeyreğinde sadece 35 iflas<br />
gerçekleşti. (2017 aynı dönem 38 iflas)<br />
Avrupa Birliği’nde (AB) yeni araçlarda<br />
acil durumlarda otomatik olarak 112<br />
araması yapan sistemin bulunması<br />
mecburi hale geldi.<br />
Avrupa Parlamentosu’nun onayladığı<br />
"eCall" düzenlemesi ile trafiğe çıkacak<br />
bütün yeni otomobil, SUV ve hafif kamyonetlerde<br />
acil durumlarda otomatik<br />
olarak arama yapan sistemin bulunması<br />
zorunlu oldu.<br />
Bu sistemle AB üyesi 28 ülkede bir araç<br />
kaza yaptığında, aracın içindeki sistem<br />
otomatik olarak 112'yi arayacak ve bölgeye<br />
acil servisler yönelebilecek.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Ömer Erkan<br />
omererkan92@hotmail.com<br />
Lütfen Artık<br />
Herkes Herkes’i<br />
Doğru Yazsın!<br />
Son birkaç zamandır söyleyip de dillendiremediğim<br />
bir konu var. Bayadır aklımda açıkçası bu<br />
mevzuyu köşeme taşımak. Kıvranıp duruyor, ellerimi<br />
ovuşturarak pusuya durmuş bekliyorum.<br />
Anlayacağınız baya bir sitemliyim. Bu yazımı bir<br />
küçük görme veya eleştiri anlamında almayın<br />
lütfen. Sitem güzel bir kelime olabilir doğrusu.<br />
Geçen sene uzun bir süre Türkiye’de kalma<br />
fırsatım oldu. Hatta bu süre, 3 ay kadar büyük bir<br />
zaman dilimiydi. Hayatımda ilk defa bu kadar<br />
uzun kalabildim ve birçok şeyi gözlemleme fırsatı<br />
buldum. En son hatırladığım, 1998 – 1999 yılları<br />
arasında 9-10 ay kadar kalmıştım. Bu zaman<br />
zarfında hayatıma yön veren, şekillendiren bir<br />
çok farklı olay oluştu. Bunların hepsini anlatmamın<br />
takdir edersiniz ki imkânı yok. Ben aslında<br />
sadece birkaç konuya değinmek istiyorum. Öncelikle<br />
belirtmem gerekir ki, ben hiçbir şekilde<br />
Türkçe dil eğitimi almadım, çoğu Türkiye’den<br />
göçen ailelerin çocukları gibi. Eğitimiz tamamıyla<br />
anadilimizden farklı, hatta bambaşka bir dili anadili<br />
olarak kabul ettiğimiz bir dilde aldık eğitimimizi.<br />
Bunun bizleri avantajı oldu mu? Tabii ki de<br />
birçok arkadaşım gibi ben de faydalarını gördüm.<br />
En önemli etkenlerden biri de kesinlikle çift dilli<br />
büyümüş olmamız. Demek istediğim, her ne<br />
kadar yıllardır gazetede yazı yazıyor olsam da,<br />
almış olduğum bir Türkçe dil eğitimim yok. Bana<br />
deseniz ki, tümce veya fiil veya herhangi başka<br />
bir dil kuralı, suratınıza bakakalırım. Ama uzun<br />
bir zamandır fark ediyorum ki, yazı olarak olsun,<br />
kelimelerin telaffuzu olsun, birçok Türkiye’de<br />
yaşayan vatandaştan daha ileri seviyede bilgim.<br />
Hayır, bunu kendimi övmek anlamında söylemiyorum.<br />
Hata yapmıyor muyum peki? Tabii ki<br />
de yapıyorum. Birçok cümle hatam, özellikle<br />
virgül konusunda onlarca hatamın olduğunu<br />
seziyorum. Ama aradaki fark şu ki, gayret gösteriyorum.<br />
Nice üniversite öğrencisi tanıdım,<br />
mezun olmuş iş hayatına atılmış, özellikle yazıyla<br />
uğraşan insan gördüm ve gördüklerim karşısında<br />
bu konuda hayrete düştüm. İnsanlar dahi anlamındaki<br />
“de”yi ayırmaktan muzdarip. “Türkiyeli”<br />
yerine “Türkiye’li” yazan mı dersin, “Sağ<br />
ol” yerine “Sağol” yazan mı? Ben okuduğumda<br />
içim tuhaf oluyor, ne yalan söyleyeyim. Orada bir<br />
hatanın olduğunu, içimde oluşan o tuhaf hisle<br />
anlayabiliyorum. Ve en kötüsü de, insanlar hatalı<br />
yazılarının doğruymuşçasına arkasında duruyor.<br />
İnanın bana, dünyanın birçok yerinde insanlar dillerini<br />
kaybetmemek için ellerinden gelen her şeyi<br />
yapıyor. Ki bizler o kadar şanslıyız ki, Türkçe<br />
kadar güzel bir dile sahibiz. “Gönül”, “Sevda” kelimelerini<br />
tercüme edin bakalım başka dile? Hepimizin<br />
bildiği gibi bu kelimelerin ve daha bir sürü<br />
kelimenin karşılığı yok yabancı dilde. Tınısı hoş,<br />
telaffuzu enfes olan güzel Türkçemizi kaybetmemek<br />
ümidi ile…<br />
Die Bäcker der Harder Traditionsbäckerei Kainz konnten beim österreichischen Brotwettbewerb mit bestem Handwerk punkten...<br />
18. Internationaler Brotwettbewerb: Beck Kainz erzielt Platz 2 beim Medaillenspiegel über alle<br />
Einreichungen - 1. Platz bei salzreduzierten Produkten - Platz 5 von 118 Bäckereien aus ganz Österreich...
15 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
NİSAN <strong>2018</strong><br />
Avusturya’da ırkçı saldırıları<br />
rapor eden sivil toplum kuruluşu<br />
ZARA, 2017 yılında<br />
bu tür saldırıların artmaya<br />
devam ettiğini ve 1.162 olayın<br />
kayıt altına alındığını<br />
açıkladı.<br />
ZARA Derneği 2017 Irkçılık<br />
Raporu'na göre, ülkede 2016<br />
yılında 1.107 ırkçılık vakası<br />
görülürken, bu sayı 2017 yılında<br />
arttı ve 1.162'ye ulaştı.<br />
Yayımlanan raporda, internette<br />
yapılan ırkçı ve nefret<br />
içerikli paylaşımların büyük<br />
artış gösterdiği ortaya kondu<br />
ve 2017’de gerçekleşen saldırıların<br />
neredeyse yarısının<br />
sosyal medya platformları<br />
üzerinden yapıldığı belirtildi.<br />
Hükümete görev düşüyor!<br />
ZARA yetkilileri, hükümetin<br />
tavrının çok önemli olduğunu,<br />
partiler ve politikacıların<br />
‘Avusturya’da ırkçılığa<br />
yer yoktur!’ mesajını vermeleri<br />
halinde bunun büyük bir<br />
ZARA: Zahl der gemeldeten rassistischen Übergriffe auf Höchststand<br />
“Avusturya'da Rapor Edilen Irkçı<br />
Saldırı Sayısı En Yüksek Seviyede”<br />
etkiyi beraberinde getireceğini<br />
vurguladılar.<br />
"Yabancılar tehlikeli algısı<br />
oluşturuluyor"<br />
ZARA Derneği Yöneticisi<br />
Claudia Schäfer, "Avusturya'da<br />
ırkçılık vakaları endişe<br />
verici boyutlara ulaştı. Toplumun<br />
genelinde kabul görecek<br />
ırkçı bir algı yaygınlaştırılmaya<br />
başlandı ve bu<br />
yaklaşımla etnik kökeni nedeniyle<br />
birçok kişi günah<br />
keçisi oldu. Bazı partiler<br />
seçim vaatlerinde yabancıları<br />
düşman gibi tanımlıyor<br />
ve onları yerli halka ‘tehlikeli’<br />
olarak sunuyor. Hükümet<br />
artış gösteren ırkçı<br />
saldırı ve nefret içerikli söylem<br />
karşısında harekete geçmeli<br />
ve sağ popülist söylemden<br />
uzaklaşmalıdır."<br />
Irkçı saldırılara en çok<br />
kimler maruz kalıyor?<br />
Açıklanan verilere göre internet,<br />
yüzde 44 ile en çok<br />
ırkçı saldırının gerçekleştiği<br />
platform. Özellikle Müslümanlar<br />
ve mülteciler ülkede<br />
en çok ırkçı saldırı ve nefret<br />
içerikli söylemlere maruz<br />
kalan kesim olarak kaydedildi.<br />
Başörtülü kadınların da<br />
sözlü taciz ve fiziksel saldırılara<br />
uğradığı bildirildi. Antisemitik<br />
saldırıların da<br />
azımsanmayacak noktada<br />
olduğu ve önlem alınması<br />
tavsiyesinde bulunuldu.<br />
Siyasiler ve medya tarafından<br />
Müslüman ve mültecilere<br />
karşı olumsuz söylem ve<br />
yayınların etkisiyle, bu gruplara<br />
yönelik ırkçı vakaların<br />
arttığı raporda yer aldı.<br />
Özellikle medyanın neredeyse<br />
hergün mülteci, yabancı,<br />
göçmen gibi ayrıştırıcı<br />
kavramları olumsuz haberlerde<br />
kullanarak sürece çok<br />
ciddi olumsuz katkı verdiği<br />
ve medyanın dikkatli olması<br />
gerektiği belirtildi.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Siyahi vatandaşa: "Bu çöpten<br />
çok var, arabayla ezin."<br />
ZARA, 2017 yılında kaydedilen<br />
rekor sayıda ırkçı saldırının<br />
ulaştığı noktaya vurgu<br />
yapmak, nefret içerikli<br />
yorum ve yazılara kanıt olarak,<br />
sosyal medya platformu<br />
Facebook'ta yer alan bir paylaşımı<br />
örnek olarak sundu.<br />
Videoda sokakta hareketsiz<br />
yatan siyahi birine yönelik<br />
"Bu çöpten yeterince var,<br />
arabayla üzerinden geçin.<br />
Gaza Basın. Onu ezin!" şeklinde<br />
yorumlar gösterildi.<br />
Irkçılık tavan yaptı ve bu<br />
saldırılara en çok Müslümanlar<br />
ve mülteciler maruz kalıyor!<br />
ZARA, gerektiğinde hukuki<br />
süreç başlatıyor<br />
Irkçı ve nefret içerikli paylaşımların<br />
acil olarak silinmesi<br />
mücadelesi ve gerektiğinde<br />
hukuki süreç başlatması ZA-<br />
RA’nın önemli bir görev yaptığının<br />
göstergesidir.<br />
Beratungsstelle<br />
#GegenHassimNetz<br />
Beratung und Unterstützung für Betroffene<br />
von Hass und Hetze im Internet.<br />
Sie sind von Hass und Hetze im Internet betroffen? Die neue Beratungsstelle<br />
#GegenHassimNetz kann Ihnen in solchen Situationen helfen!<br />
Die Berater*innen unterstützen Sie dabei sich aktiv gegen Hass im Netz zu<br />
wehren und informieren Sie über mögliche rechtliche Schritte.<br />
Die Beratungsstelle #GegenHassimNetz ist erreichbar von:<br />
Mo – Mi: 9.00 – 16.30 Uhr<br />
Do: 10.00 –18.30 Uhr<br />
Fr: 9.00 –15.00 Uhr<br />
Telefon: (+43) 01 - 236 55 34<br />
E-Mail: beratung@zara.or.at<br />
Web/Chat/Meldeformular: https://beratungsstelle.counteract.or.at/<br />
Facebook Messenger: facebook.com/zara.or.at/<br />
Twitter: @CounterACT_Hass<br />
https://beratungsstelle.counteract.or.at/
NİSAN <strong>2018</strong><br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 16<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Avusturya Karadenizliler Derneği Başkanı Mehmet Altaş:<br />
‘‘Birçok vatandaşımız yaz döneminde yüksek bilet<br />
fiyatlarından dolayı Türkiye’ye gidemiyor’’<br />
‘VATANDAŞ<br />
ÖZEL<br />
RÖPORTAJ<br />
MAĞDUR!’<br />
Sayın Altaş kendinizi tanıtır mısınız?<br />
Trabzon-Akçaabat doğumluyum ve 32 yıldır<br />
Avusturya'da yaşıyorum. 4 çocuk babasıyım.<br />
Meslek lisesini bitirdikten sonra çıraklık yaptığım<br />
'Beck Kainz' adlı işyerini 2 şubesiyle<br />
satın aldım ve şimdi 5 şubemiz ve 33 işçimiz<br />
ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Mesleğimi<br />
çok severek yapıyorum. Kısa bir süre<br />
önce katıldığımız Avusturya'da yapılan<br />
''Uluslararası Ekmek Yarışması'nda'' 100<br />
seçkin fırıncı arasında 2. olarak önemli bir<br />
başarıya imza attık.<br />
Avusturya Karadenizliler Derneği Başkanlığı'nı<br />
da yapıyorsunuz, dernek olarak hedefleriniz<br />
nelerdir?<br />
<strong>2018</strong> yılı Şubat ayında kurduğumuz Avusturya<br />
Karadenizliler Derneği Kurucu Genel<br />
Başkanıyım. Biz dernek olarak Türkiyemizdeki<br />
gelenek ve kültürümüzü gelecek nesillere<br />
taşımak için çalışmalarımızı başlattık.<br />
Ayrıca yaşadığımız ülke Avusturya'ya da en<br />
iyi şekilde katkı sunmak ve güzel bir birlikte<br />
yaşam için elimizden gelenleri yapmaya çalışıyoruz.<br />
Bilhassa gençlerimize çok önem ve<br />
değer veriyoruz, çünkü onlar bizim yarınlarımız.<br />
Hedeflerimizden biri de Avrupa'da yaşayan<br />
Türk toplumuna en iyi şekilde hizmet<br />
etmektir.<br />
Geçtiğimiz günlerde Türk Hava Yolları (THY)<br />
ile alakalı çok ses getiren açıklamalar yaptınız,<br />
THY'e neden bu kadar sitem ettiniz?<br />
Biz Avrupalı Türkler olarak, Türkiye'nin<br />
Avrupa'da kolu, kanadı ve sesiyiz. Nasıl ki<br />
seçim dönemlerinde veya referandumlarda<br />
devletimiz ve siyasi partilerimiz bizleri hatırlıyorsa,<br />
bütün vatandaşlarımızın vatanını<br />
görmesi, memleketimizin kokusunu içine<br />
çekmesi ve kısa da olsa hasret giderebilmesi<br />
için bizlere yardımcı olunmasını istiyoruz.<br />
Yaz döneminde çok yüksek uçak bilet fiyatlarından<br />
dolayı birçok vatandaşımız mağdur<br />
oluyor. Maalesef Avrupa'da yaşayan çok sayıda<br />
aileler var ki, bunlar uzun seneler vatanını<br />
göremiyor. Anne-babasını, akrabalarını<br />
ve sevdiklerini ziyaret edemiyor. Devletimizin<br />
Avrupa'da yaşayan aileleri desteklemesi<br />
lazım, bilhassa çocuklarımızı ve gençlerimizi.<br />
Bunların her sene mutlaka Türkiye'ye gitmesi,<br />
vatanı ile bağını güçlü tutması şart.<br />
Eğer bu noktada yetkililer elini taşın altına<br />
koymazsa birçok çocuk ve gencimizin Türkiye'ye<br />
aidiyet duygusu azalacak ve giderek<br />
vatanımız ile bağları zayıflayacak. Bu vesileyle<br />
devletimize ve ülkemizi bütün dünyada<br />
en iyi şekilde temsil eden Türk Hava Yolları'na<br />
buradan bir çağrı yapıyorum; Vatandaşlarımız,<br />
özellikle çocuk ve gençlerimiz<br />
için kolaylıklar sağlayın.<br />
Bu konuda THY'e önerileriniz nelerdir?<br />
Önerilerimiz: Özellikle işçi ailelerine yaz tatili,<br />
okulların kapandığı ve tekrar açılmaya<br />
başladığı dönemlerde uygun fiyatlı biletlerin<br />
sunulmasıdır. Bunun yanında gençlerimize<br />
özel indirimler yapılması ve 12 yaşına kadar<br />
işçi ailesi çocuklarından ücret alınmamasını<br />
tavsiye ediyoruz.<br />
Son olarak eklemek istediğiniz birşey var mı?<br />
Biz Avrupalı Türkler olarak devletimizin bu<br />
konuda özellikle işçi aileleri ve çocuklarına<br />
yardımcı olacağından eminiz. Umarım en<br />
kısa zamanda gerekli adımlar atılır ve vatanına<br />
hasret birçok vatandaşımız için çok<br />
daha güzel, umut dolu günler ve Türkiye’ye<br />
ulaşacağı günün heyecanını tekrar hissedebileceği<br />
bir süreç başlar.<br />
Bu güzel röportaj için teşekkür ederiz...<br />
Foto: Tamer Barbaros