21.04.2018 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA APRIL 2018

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Erfolgreiche ePaper selbst erstellen

Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.

Wir sagen JA<br />

Kolumne von<br />

Mag. Dr. TARIK METE<br />

Ablenkungsmanöver<br />

„Kopftuch“SEITE 3<br />

zu<br />

SAYFA 6<br />

ÖSTERREICH<br />

HÜKÜMETİN ÇİFTE VATANDAŞ<br />

TÜRK AVI DEVAM EDİYOR...<br />

20 bine yakın<br />

'Avusturyalı<br />

Türk'ü zor<br />

günler bekliyor<br />

Foto © AAU/photo riccio<br />

Wie wichtig<br />

ist Lesen?<br />

Im Interview:<br />

Expertin<br />

Dr. Margit Böck<br />

SEITE 10<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

A A<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI: 75 NİSAN <strong>2018</strong> - AUSGABE: 75 <strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />

Österreichische Post AG - MZ 11Z038817M - Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

www.europa-journal.net<br />

‘‘Birçok vatandaşımız yaz döneminde yüksek<br />

bilet fiyatlarından dolayı Türkiye’ye gidemiyor’’<br />

I<br />

ÖZEL<br />

RÖPORTAJ<br />

PROF. DR. MUSTAFA ÇAKIR:<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Avrupalı<br />

Türkler<br />

SAYFA 2<br />

‘VATANDAŞ<br />

MAĞDUR!’<br />

Foto: BKA / Dragan Tatic<br />

Avusturya Karadenizliler Derneği Başkanı Mehmet<br />

Altaş'dan Türk Hava Yolları'na Sitem ve Çağrı...<br />

Bundesvorstandsmitglied<br />

der Grünen,<br />

ALEV KORUN:<br />

Abgeordnete zum<br />

Nationalrat (SPÖ)<br />

NURTEN YILMAZ:<br />

Grüne regiert in Tirol<br />

weitere fünf Jahre<br />

Chancengerechtigkeit, leistbares Wohnen & Naturschutz<br />

für die Zukunft Tirols!<br />

Gemeinsam lernen:<br />

Gegen separierte<br />

„Deutschklassen“!<br />

SEITE 6<br />

SEITE 8<br />

AVUSTURYA NEREYE GİDİYOR?<br />

‘OKUL, ÜNİVERSİTE ve KAMUDA TÜRBAN YASAKLANSIN’<br />

Avusturya Başbakanı Sebastian<br />

Kurz (ÖVP) ve Başbakan Yardımcısı<br />

aşırı sağcı Heinz Christian<br />

Strache (FPÖ), ülkeyi<br />

Müslümanlar için yaşanmaz bir<br />

hale getirmek yolunda ellerinden<br />

gelen her adımı atmaya<br />

devam ediyorlar.<br />

© BMEIA / Mahmoud<br />

SPÖ LİDERİ CHRISTIAN KERN:<br />

‘KURZ SAĞCI BİR POPÜLİST’<br />

SAYFA 16<br />

Außen- und Integrationsministerin Karin Kneissl (FPÖ):<br />

„Islam nein, Muslime ja“<br />

KURZ ve STRACHE’NİN TEK DERDİ<br />

MÜSLÜMANLAR VE TÜRKLER...<br />

YASAL DÜZENLEME YOLDA<br />

Her fırsatta göçmen, mülteci ve<br />

Müslümanları hedef alan açıklamalar<br />

yapan ve bu yönde<br />

kanunları da hayata geçirmeye<br />

başlayan Kurz ve Strache’nin<br />

yeni bombası, anaokulu ve ilkokulda<br />

kız çocuklarının başörtüsü<br />

takmasını yasal düzenlemeyle<br />

engellemek. Çok az sayıda<br />

küçük çocuğun başörtüsü<br />

taktığı düşünülürse, hedefin<br />

farklı olduğu ortaya çıkıyor.<br />

BU DAHA İLK ADIM<br />

FPÖ lideri Strache yaptığı açıklamada,<br />

ilk etapta anaokulu ve<br />

ilkokullarda yasakların başlayacağını<br />

belirterek, ‘‘Bu sadece<br />

ilk adım. Ben kreşten üniversiteye<br />

kadar ve kamuda da başörtüsüne<br />

yer olmadığı kanısındayım’’<br />

diyerek artık geri<br />

dönülmez bir sürecin başladığı<br />

mesajını verdi.<br />

DEVAMI 3. SAYFADA<br />

IGGÖ BAŞKANI İBRAHİM OLGUN’DAN<br />

BAŞBAKAN KURZ’A TEPKİ...<br />

Foto: Tamer Barbaros<br />

‘İslam’a Hayır,<br />

Müslümana Evet’SAYFA 5


NİSAN <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Bu yazımı Almanya’ya geldikten<br />

sonra sıkça duyduğum bir ifadeden<br />

yola çıkarak yazmak, Türklük, vatan,<br />

millet konularına ayırmak, siz okuyucular<br />

ile hasbihal etmek istedim.<br />

Bugünkü dille konuşup dertleşme,<br />

halleşme yahut sohbet anlamına<br />

gelen hasbihal, zor zamanların en<br />

pratik medetkârı, yol göstericisidir.<br />

Son zamanlarda konuştuğum hemen<br />

herkes lafa “Türkiyeli” diye giriyor;<br />

Avrupalı Türk diye sürdürüyor. Türkiyeli<br />

sözü üzerinde uzun süre düşündüm.<br />

Hatta Türkiye’de bulunduğum<br />

dönemde bazı yazılarımda ben de<br />

kullanmışım; sonra kendi kendime<br />

“No’luyor?” diye sorma, “Biz Türkiye’den<br />

geliyoruz ama Türkiyeli<br />

değil, Türküz” deme ihtiyacı hissettim.<br />

Türk milletinin Avrupa veya diğer<br />

ülkelerde yaşayan fertleri olarak nerede,<br />

hangi coğrafyada yaşıyor olsak<br />

da bizler Türküz ve Türk milletinin<br />

birer ferdiyiz. Türk, Amerikalı gibi<br />

toplama bir millet değil; İngiliz,<br />

Fransız gibi geleneği olan bir millettir;<br />

çağlar ötesinden atiye uzanan<br />

büyük devletler kuran, Türkçeyi<br />

değişik ağız ve lehçeleri ile konuşan<br />

ve kendini bu milletin ferdi olarak<br />

görüp, ortak duygularla yaşayanlara<br />

verilen addır. Bu öyle bir duygu ki<br />

onu yüreğinde hissedenlerin bağrı<br />

yanıp tutuştuğunda bazen bir sevda<br />

türküsü olur; bazen de sırf Türk olduğunu<br />

çekinmeden söylediği için<br />

hak etmediği ağır bedelleri ödemeye<br />

mecbur bırakılır. Bu bedeller ödendikçe<br />

de bu kavram anlam kazanır,<br />

içi dolar, ete kemiğe bürünür.<br />

Sahi biz Türkiyeli derken neyi kastediyoruz?<br />

Anadolu’dan gelen herkese<br />

Türk değil, Türkiyeli derken,<br />

bazılarının yakıştırması ile “Anadolu<br />

halklarını” mı vurgulamak istiyoruz?<br />

Bu ifade öyle göründüğü gibi masum<br />

olmaktan çıkıyor ve bizleri ayrıştırmaya<br />

çalışan ideolojinin söylemine<br />

dönüşüyor. Biz Türk dersek,“Birileri<br />

rahatsız olmasın” diye bir çekincemiz<br />

mi var? Türk derken, bu kavramın<br />

etnik bir grubu tanımlamadığını, hissetmekle<br />

ilişkili olduğunu söyledik.<br />

Türk, kederde, kıvançta bir olmayı,<br />

ortak hedeflere birlikte yürümeyi<br />

bilenleri bir araya getiren bir kavramdır.<br />

Aşık Veysel’in deyişi ile<br />

“Babadan kalan mirastır”. Anayasamızda<br />

öyle tanımladık; evimizde<br />

öyle öğrendik, okullarımızda da öyle<br />

öğretiyoruz. Türk, Avrupa ya da<br />

Asya’da, hangi coğrafyada yaşarsa<br />

yaşasın, bitip tükendi denilen her<br />

zaman, yeniden küllerinden doğmasını<br />

bilmiş, başarıları ile güneş gibi parlarken,<br />

mazlum milletlerin umudu ve<br />

rol modeli olmuştur. Zaman zaman<br />

kim olduğumuzu umursamaz hale<br />

gelsek, unutsak bile; muhataplarımız<br />

unutmuyor, hiç beklemediğimiz bir<br />

anda bize kim olduğumuzu gayet<br />

güzel hatırlatıyorlar.<br />

Her nereye gitsem, geride bıraktığım<br />

ve artık bacası tütmeyen evime duyduğum<br />

özlemi, yüreğimi kavuran kor<br />

ateşe dönüştüren memleket hasretini<br />

meftunu olduğum aziz milletimizin<br />

fertleri ile bir araya gelerek<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />

Avrupalı Türkler<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

hafifletiyor; rahata ermenin yolunu<br />

onlarla hasbihal etmekte buluyor;<br />

onlarla aynı havayı teneffüs ederek<br />

memleket özlemini gideriyorum.<br />

Anadolu’nun dört bir yanından gelmiş<br />

ve dayanışma içinde ortak hareket<br />

edenlerin oluşturduğu dostluğun<br />

sıcak esintisini her hangi bir bahar<br />

sabahında açan nergis kokusu gibi<br />

içime çekerek rahatlıyorum. Yaşadığım<br />

toplumun sıradan bir ferdi olmak<br />

yerine, milletime hadim olmayı, atide<br />

Türk adı oldukça onun varisi olan<br />

evlatlarımızı içinde bulundukları<br />

derin gaflet ve uykudan uyandırmayı,<br />

ilahi bir güneş gibi parlayan eğitim<br />

ve bilimin ateşi ile aydınlatmayı, milletimizin<br />

bu vesile ile kendine geldiğini<br />

görmeyi hayal ediyorum. Bu<br />

hayali benimle birlikte yaşayanlara<br />

Türk diyor; Türkiyeli demekten imtina<br />

ediyorum.<br />

Avrupa ülkelerinde yaşayan kardeşlerim;<br />

bu aziz milletin tarihi öyle<br />

öykülerle bezenmiş ki hangi sayfasını<br />

açsanız, boğucu bir zulmetten sonra<br />

ilahi bir ışık gibi parlayan yeni bir<br />

destanla, kutsal bir zaferle karşılaşıyorsunuz.<br />

Bir yanda bu kadim milletle<br />

dost olmayı beceremeyen ve Türk<br />

adını duyunca korkudan ödleri kopanları,<br />

öbür yanda onun dostluğunu<br />

kazanmak için mütemadiyen çaba<br />

sarf edenleri görüyoruz. Tarihin her<br />

döneminde Türk milletini bir umut,<br />

Anadolu’yu kurtuluş vesilesi olarak<br />

görenlerin oluşturduğu Türk yurduna<br />

ve onu yüceltmek için duyulan ortak<br />

güvene layık olmaya çalışıyoruz.<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

Hangi coğrafyada yaşarsak yaşayalım,<br />

çocuklarımıza kendini öteki milletlerle<br />

körü körüne yarıştırmaya kalkışmanın,<br />

kendini diğerlerinden ayrıcalıklı,<br />

üstün görmenin bireyi ırkçılığa<br />

sevk ettiğini; ırkçılığın ise sağlıklı bir<br />

ruh halini yansıtmadığını, buna karşılık<br />

kendini ait hissettiği milleti sevmenin<br />

takdir edilmesi gereken, utanılacak<br />

bir durum olmadığını anlatalım.<br />

Bunları yaparken de her milletin<br />

kendi kültürüne bağlı olmasının doğal<br />

olduğunu, milletlere saygı ile yaklaşıldığı<br />

durumlarda mütemadiyen tekrar<br />

edilen olumlu duygu ve davranışların<br />

bireyin özgüvenini pekiştirirken<br />

dünya barışına da olumlu katkıları<br />

olacağını; buna mukabil ötekine karşı<br />

düşmanca hisler beslemenin, kendini<br />

yüceltirken ötekini aşağılamanın, kin<br />

ve nefret duygularını körükleyerek<br />

telafisi imkânsız insanlık suçlarının<br />

oluşmasına zemin hazırlayacağını<br />

unutturmayın.<br />

Türk olmamız, Türkçe konuşmamız<br />

yaşadığımız coğrafyaya uyum sağlamamız<br />

için bir engel değil. Bununla<br />

birlikte yaşadığımız coğrafyada saygın<br />

bireyler olarak toplumsal ve sosyal<br />

hayatın içinde yer almak istiyorsak,<br />

yaşadığımız çevrenin dilini ve dolayısı<br />

ile kültürünü de iyice öğrenmemiz,<br />

onlara saygı ile yaklaşmamız ve<br />

muasır medeniyetler seviyesine<br />

ulaşmanın anahtarı olan eğitim<br />

hakkını ihmal etmememiz gerektiğini,<br />

saygı göstermeyenin saygı görmeyeceğini<br />

unutmayalım.<br />

Buraya kadar anlattığım bilinç düzeyine<br />

ulaşılmakla, Avrupalı Türklerin<br />

aydınlanma hareketi de kendiliğinden<br />

başlayacaktır. Aydınlanma, bireyin<br />

öncelikle kendinden kaynaklanan<br />

vesayetten kurtulması; yani,<br />

kendi idrak gücünden başkasının yönlendirmesi<br />

olmadan yararlanamaması<br />

halinden çıkmasıyla mümkündür.<br />

Aydınlanmayı yakalayan birey,<br />

yaşadığı toplum içinde tutunmak,<br />

kabul görmek ve yükselmek için her<br />

şeyi mubah saymaz. Kişilikli bireyler<br />

uyum gösterdiğini kanıtlamak için bir<br />

yerlerde yama gibi durmaz; gerektiğinde<br />

“Buraya dikkat edin, bir sorun<br />

var” diyerek hak ve hukukun takipçisi<br />

olur. Kant’ın 1784’te dediği gibi,<br />

“Vesayetin, yani medeni hakları kullanamamanın<br />

nedeni, akıl yoksunluğu<br />

değil; insanın aklını başkasının<br />

yönlendirmesine gerek kalmadan<br />

kullanacak kararlılık ve cesaretten<br />

yoksun olmasıdır. Yani vesayetin<br />

sebebi yine insanın kendisidir.”<br />

O halde, bir yerde çekinmeden Türk<br />

olduğunuzu söylerken, yurttaşı olduğunuz<br />

ülkenin yasal hak ve yükümlülüklerini<br />

yerine getirip, sağlanan<br />

imkânlardan yararlanmak için de<br />

aklınızı kullanacak cesaretiniz olsun!<br />

Martin Luther King’in deyişiyle<br />

“Ya birlikte kardeş gibi yaşamayı<br />

öğreneceğiz, ya da aptallar olarak<br />

hep beraber yok olacağız”.<br />

7€<br />

Hızlı Havale*<br />

Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />

• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />

bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />

memlekete gönderiyoruz.<br />

• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />

ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />

güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />

Hafta içi uzun çalışma<br />

saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />

Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />

Cumartesi günleri de açık!<br />

* Bireysel müşterilerin DenizBank AG şubelerinden, DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />

Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />

DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />

Entgeltliche Einschaltung


3 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

NİSAN <strong>2018</strong><br />

Kurz ve Strache Kesin Kararlı...<br />

OKULDA BAŞÖRTÜSÜ YASAKLANACAK<br />

Avusturya Başbakanı Sebastian<br />

Kurz, ülkedeki bütün kız çocuklarının<br />

eşit şartlara sahip olması,<br />

toplumda paralel oluşumların<br />

engellenmesi için anaokulu ve ilkokullarda<br />

başörtüsünün yasaklanması<br />

gerektiğini ve yeni yasal<br />

düzenleme için talimat verdiğini<br />

açıkladı<br />

Sebastian Kurz, "Başbakan Yardımcısı<br />

Heinz-Christian Strache ile<br />

birlikte, Milli Eğitim, Kadın-Aile ve<br />

Entegrasyon Bakanlıklarına ‘Çocuk<br />

Koruma Yasası’nın’ güncellenmesi<br />

için talimat verdik. Buradaki ana<br />

hedefimiz, bütün çocukların eşit<br />

şartlarda olabilmesi ve kimsenin<br />

dışlanmaması. Bunun için anaokulu<br />

ve ilkokullarda başörtüsü<br />

yasaklanmalıdır."<br />

'PARTİLERİN SEÇİM VAADİYDİ'<br />

Başbakan Yardımcısı aşırı sağcı<br />

Heinz Christian Strache ise yasağın<br />

hayata geçirilmesinin önemli olduğunu<br />

belirterek, bu önerinin her<br />

iki partinin seçim vaadi olduğunu<br />

Kolumne von<br />

Mag. Dr. TARIK METE<br />

office@mete.or.at<br />

Der Schweigekanzler meldet sich<br />

endlich wieder zu Wort und das<br />

Thema ist nicht der BVT-Skandal,<br />

nicht antisemitische Liederbücher,<br />

nicht die rechten Burschenschafter<br />

in den Regierungskabinetten oder<br />

die Zerschlagung der allgemeinen<br />

Unfallversicherung, sondern das<br />

Kopftuch im Kindergarten und in<br />

der Volkschule. Über eine halbe<br />

Million Menschen in Österreich<br />

haben sich für ein Rauchverbot<br />

ausgesprochen und wurden von<br />

dieser Regierung ignoriert, aber<br />

sogar diese Debatte ist nun vom<br />

Tisch und wir alle diskutieren über<br />

BU DAHA BAŞLANGIÇ!<br />

ve çıkarılacak yasayla, 10 yaşına<br />

kadar kız çocuklarının korunmasını<br />

hedefledikleri vurguladı. Bu yasal<br />

değişikliğin dini bir tartışma değil,<br />

çocukların farklı nedenlerden ayrışmaması<br />

anlamına geldiğini belirten<br />

Strache, bu şekilde paralel<br />

toplum oluşmasının engelleneceğini<br />

iddia etti.<br />

Eğitim Bakanı Heinz Faßmann ise<br />

(ÖVP), "Bu kesinlikle sembolik bir<br />

eylemdir" dedi.<br />

KURZ ve STRACHE’NİN TEK DERDİ<br />

MÜSLÜMANLAR VE TÜRKLER...<br />

Politikaya ilk atıldığı ve özellikle<br />

entegrasyon müsteşarlığı yaptığı<br />

dönemde eylem ve söylemleriyle<br />

Müslümanların gönlünü kazanmayı<br />

başaran Sebastian Kurz,<br />

daha sonraki dönemde inanılması<br />

güç bir değişim geçirerek çok farklı<br />

bir karaktere büründü.<br />

Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’nin<br />

(FPÖ) neredeyse bütün siyasetini<br />

göçmen, mülteci ve İslam<br />

karşıtlığına adadığının ve bu yolla<br />

ein Randthema, das nicht mit<br />

Verboten, sondern mit sozialen<br />

Maßnahmen, Fakten und Bildung<br />

angegangen werden sollte. Besonders<br />

traurig ist, dass leider viele im<br />

linken und liberalen Lager dieses<br />

fadenscheinige Ablenkungsmanöver<br />

nicht durchschauen und sich<br />

für Straches Vorstoß begeistern<br />

lassen.<br />

Es wird nun argumentiert, dass<br />

man junge Mädchen im Kindesalter,<br />

die noch nicht mündig sind,<br />

vor dem politischen Islam schützen<br />

müsse und im nächsten Atemzug<br />

spricht man davon, das Kopftuch<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

yerli halkı korkutarak başarılı olduğunun<br />

bilincinde olan Türk ve<br />

Müslüman toplum, ‘FPÖ’nün ne<br />

olduğu zaten belli. Ancak Başbakan<br />

Sebastian Kurz’un aşırı sağcı<br />

partiyi aratmayan davranışları partisi<br />

ÖVP’yi de farklı yerlere götürmeye<br />

başladı’ diyerek tepkilerini<br />

dile getiriyorlar.<br />

İGGÖ BAŞKANI OLGUN’DAN<br />

BAŞBAKAN KURZ’A TEPKİ<br />

Avusturya İslam Cemaati Başkanı<br />

İbrahim Olgun, Başbakan ile bir<br />

görüşme yaptı ve: "İslam Cemaati<br />

olarak başörtüsü yasağına ilişkin<br />

tutumumuz nettir ve bunu Başbakana<br />

ilettik ve başörtüsünün dini<br />

bir konu olduğunu, Müslümanların<br />

özgür iradeleri ile bunu tercih<br />

ettiklerini ve ülkedeki Müslüman<br />

çocukların çoğunun başörtüsü takmadığını<br />

da açıkladık. Başbakan<br />

Kurz’un bu tumunu anlamak çok<br />

zor. Bu konuyu diyalogla çözemediğimiz<br />

taktirde her türlü hukuki<br />

mücadeleyi vereceğiz" dedi.<br />

in Universitäten und im öffentlichen<br />

Bereich generell zu verbieten.<br />

Ich hatte schon im letzten Jahr<br />

davor gewarnt, dass das Verbot<br />

des Kopftuchs in der Justiz und<br />

Exekutive nur der Türöffner und<br />

Wegbereiter ist für die Debatte<br />

rund um ein generelles Kopftuchverbot<br />

– ähnlich spielt es sich in<br />

der aktuellen Diskussion ab. „Man<br />

darf Migration nicht auf plumpe<br />

Botschaften wie 'Kopftuch – ja<br />

oder nein´ beschränken. Wer das<br />

macht, der meint es nicht ernst mit<br />

dem Thema", stellte Sebastian<br />

Kurz vor einigen Jahren noch fest.<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

BAŞBAKAN KURZ: ‘KARARLIYIZ,<br />

BAŞÖRTÜSÜ YASAKLANACAK’<br />

Başbakan Sebastian Kurz, "İlkokul<br />

ve anaokullarında başörtüsü yasağı<br />

konusunda çok kesin ve<br />

kararlı bir çizgiye sahibiz. IGGÖ<br />

temsilcilerine de hükümetin bu<br />

konudaki net tavrını açıkladık ve<br />

yasağı hayata geçirme noktasında<br />

kararlı olduğumuzu belirttim."<br />

SPÖ LİDERİ KERN: ‘KURZ SAĞCI<br />

BİR POPÜLİST’<br />

Sosyal Demokrat Parti Lideri Christian<br />

Kern, Kurz’u sert bir dille eleştirerek,<br />

"Kendisini düşman olarak<br />

görmüyorum ama o bir sağcı popülist.<br />

İlgilenmesi gereken konularla<br />

değil, sadece ‘yabancılar’<br />

üzerinden puan toplayarak ucuz<br />

bir siyaset yapıyor" dedi.<br />

Ablenkungsmanöver „Kopftuch“<br />

Da bin ich mit dem Bundeskanzler<br />

ganz einer Meinung. Weder<br />

Strache noch er meinen es nämlich<br />

ernst mit dem Thema Integration.<br />

Für diese Regierung ist<br />

Integration lediglich ein sicherheitspolitisches<br />

Thema, das für<br />

eine populistische Politik missbraucht<br />

wird.<br />

Beim Burka-Verbot gab es im<br />

vergangenen Jahr insgesamt 50<br />

Anzeigen. Auch jetzt diskutiert<br />

man über eine unbestimmte, aller<br />

Voraussicht nach äußerst geringe,<br />

Anzahl von Mädchen. Eine ernsthafte<br />

Analyse oder Erhebung<br />

wurde ja nicht durchgeführt.<br />

Selbst ÖVP-Bildungsminister Heinz<br />

Faßmann, der bei seinem Antritt<br />

von Kleidervorschriften im schulischen<br />

Bereich nichts wissen<br />

wollte, räumt ein, dass es hier<br />

mehr um „reine Symbolpolitik“<br />

geht. Die Gleichberechtigung<br />

sowie Freiheit von jungen<br />

Mädchen und Chancengleichheit<br />

für alle sind viel zu wichtige<br />

Themen, um sie dem Populismus<br />

und der Scheinpolitik dieser Regierung<br />

zu überlassen. Ich hoffe, die<br />

Opposition erkennt das noch<br />

rechtzeitig.<br />

Aber warum sollte man das der<br />

Regierung übelnehmen? Die Statistiken<br />

zeigen, auf muslimische<br />

Frauen mit Kopftuch wird regelmäßig<br />

„draufgehauen“. Die Zahlen<br />

der Dokumentationsstelle für islamfeindliche<br />

Übergriffe belegen,<br />

dass 92 % der Vorfälle sich gegen<br />

Frauen richten. Anstatt diese Zahlen<br />

ernst zu nehmen und betroffene<br />

Musliminnen zu schützen,<br />

macht man sie abermals zur<br />

Zielscheibe. Laut Kritikern sind<br />

die Frauen ja selbst schuld, wenn<br />

sie sich durch das Kopftuch selbst<br />

in ein Eck stellen und dadurch zu<br />

Opfern werden. Dieses Argument<br />

ist ebenso widerwärtig, wie<br />

die Anschuldigungen gegenüber<br />

einem Vergewaltigungsopfer, dass<br />

es selbst Schuld sei an dem Verbrechen,<br />

wenn es einen lasziven<br />

Minirock trägt.<br />

Was derzeit fehlt, ist ein politisches<br />

Gesamtkonzept für ein besseres<br />

Miteinander. Stattdessen<br />

werden die Gelder für Integrationsmaßnahmen<br />

gekürzt, ausländische<br />

Kinder in „Ghettoklassen“<br />

gesteckt und eine Atmosphäre der<br />

Angst geschaffen. So bereitet man<br />

den perfekten Nährboden für<br />

Populismus und eine gespaltene<br />

Gesellschaft. Wertschätzung, Förderung,<br />

Zusammenhalt und Solidarität<br />

sind für diese Regierung,<br />

wenn es um das Thema Integration<br />

geht, ein Fremdwort. Von der<br />

Glaubensfreiheit oder Menschenrechten,<br />

die auch für die Minderheiten<br />

in unserer Gesellschaft<br />

gelten, möchte man ebenso nichts<br />

wissen. Weder Strache noch Kurz<br />

geht es bei dieser Debatte wirklich<br />

um die betroffenen Kinder. Es<br />

ist wirklich letztklassig, dass diese<br />

Regierung wieder einmal auf<br />

dem Rücken von Kindern auf<br />

skrupellose Art und Weise Politik<br />

betreibt.<br />

Foto: BKA / Regina Aigner


NİSAN <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 4<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Yaşadıklarımmış beni ben yapan,<br />

Bir perdeymiş aramda,<br />

geçmiş ve gelecek zaman,<br />

Gaflettenmiş aslında yanlış olan,<br />

Kaygılandıkça kaybeden,<br />

kaybettikçe vazgeçen,<br />

Sevdikçe yeşeren,<br />

filizlenip dal budak salan.<br />

Herşey içimde;<br />

bende gizliymiş meğer,<br />

Bendeki beni bulmakmış asıl hüner!<br />

‘Hayat üç gündür’ der Mevlana, dün<br />

geçmişte kaldı, yarın meçhuldür ve<br />

hayat bir gündür, o da bugündür. Öyleyse<br />

bugünü yaşamak olmalı gaye.<br />

Geçmişe takılmadan, geleceğe dair<br />

fazla kaygı duymadan…<br />

Bu nasıl olacak diye sorduğunuzu<br />

duyar gibiyim. Tabii ki hayatı sorgulayacağız.<br />

Hayatı sorgulamak demek,<br />

yapılan işin hakkını verebilmek, geleceğe<br />

ümitle bakıp vakit kaybetmeden,<br />

bugünden işe başlamak demektir. Bizi<br />

bugüne taşıyan geçmişimizdir elbette.<br />

Dünkü seçimlerimiz, tercihlerimiz bize<br />

bugünü getirmiştir. Her seçiş bir vazgeçiştir.<br />

Bugün neysek, işte o yılların<br />

oluşumuyuz. Geçmişe bakınca; belki<br />

yaşanılan güzellikleri hatırlayıp mutlu<br />

olacak veya olumsuz olayları hatırlayıp<br />

mutsuz olacağız.<br />

Hayatın hangi aşamasında olursak<br />

olalım, geçmişe dair pişmanlık işe<br />

yaramayacak, aksine tüm enerjimizi<br />

bitirecek, geleceğe dair olumlu düşünmeye<br />

engel olacaktır. İşte tam da<br />

bu yüzden takıntılara, eyvahlara yer<br />

yoktur bugün, çünkü geriye dönüp<br />

tekrar düzeltme imkânı yoktur. Ama<br />

yaşanılan olumsuz olaylar dahi insana<br />

yeni bir bakış açısı kazandırabilir.<br />

Hayatın kendisi sürprizlerle doludur ve<br />

her yaşanılan olay bir mesajdır.<br />

Önemli olan mesajı doğru algılayıp,<br />

hayatı ona göre tanzim edebilmektir.<br />

Doğru soru: Yaşadıklarımın iyi tarafı<br />

ne? Ben bu olaydan ne öğrendim?<br />

Bir başka deyişle „Her şerde bir hayır<br />

vardır” düşüncesiyle hareket etmek,<br />

her görülende bir hikmet aramak,<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

DÜNDEN BUGÜNE<br />

ders çıkarmaktır. Oysa insanoğluna,<br />

görmek için gözler, işitmek için kulaklar,<br />

sevmek için gönüller verilmiştir…<br />

İnsanız ve hayatta herşey bizim içindir.<br />

Kimi zaman hatalar yapar, bazen ani<br />

düşüşler yaşarız: Ölüm, ayrılık, finansal<br />

kayıp, hayal kırıklığı, hastalık v.s…<br />

Akıl ve beden sağlığı olan insanın<br />

üstünden gelemeyeceği bir sorun<br />

olamaz. Hayatın dengesi bu iki hazine<br />

üzerine kuruludur. İnsan önce kendini<br />

keşfetmeli, tanımalı, hem zayıf hem<br />

kuvvetli tarafıyla. İnsanlar bu hayatta<br />

en çok kendini sever ve bu sevgi onu<br />

kör eder. Bu yüzden kendi kusurlarını<br />

görmekte zorlanır.<br />

Konu ne olursa olsun, hep iki tercih<br />

vardır: Sevmek veya nefret etmek<br />

ya da kabul etmek veya reddetmek.<br />

İşini sevince başarılı olur insan, nefret<br />

ettikçe enerjisi ve isteği kırılır. Hayatın<br />

yeni oyunlarıyla karşılaşınca bocalayan<br />

insan hep bir suç veya suçlu arar.<br />

Mazerete odaklanan başarısız olur.<br />

Olumsuz düşünen insan, kendini geliştiremez<br />

ve sorumluluk almaz, sonuçta<br />

hayatta bir yere de gelemez. Olumlu<br />

düşünen ise, sonuca odaklanır, çareler<br />

arar, dener, yanılır ama asla pes<br />

etmez.<br />

Başarılı insanlar öyle kolay ortaya çıkmamıştır.<br />

Yaşadıklarından ders almış,<br />

dipsiz kuyuların derinlerinden mücadele<br />

vererek çıkmış, acıyı iliklerinde<br />

hissetmiş ama pes etmemiş, direnmiş,<br />

sorumluluk almış, kendilerine has bir<br />

yaşam tarzı geliştirmişlerdir.<br />

Viyana’da açıklanan emniyet<br />

ihbar istatistiğine göre 2017<br />

yılında Avusturya’da 510.536<br />

suç ihbar edildi. Bu sayı<br />

2016’daki 537.792 ihbardan<br />

27 bin daha az. Suçların aydınlatılma<br />

oranı da 2016’da<br />

%45.9 iken bu oran 2017 itibariyle<br />

%50.1’e yükseldi. İhbarların<br />

tavan yaptığı yıl<br />

589.961 ihbarla ve bunlardan<br />

sadece %39.8’inin aydınlatılabildiği<br />

2009 yılı oldu.<br />

Bundan sonra 10 yılda<br />

kaydedilen en düşük<br />

ihbar sayısı 2017’de oldu.<br />

Şiddet içeren suç ihbarlarında<br />

düşüş var<br />

Ev soygunu, oto hırsızlığı<br />

ve şiddet suçu ihbarlarında<br />

düşüş gözlendi.<br />

2017’de ev soygunu ihbarı<br />

2016’ya göre %9 azalarak<br />

11.802 oldu. Araba,<br />

kamyon ve motosiklet<br />

hırsızlığı ihbar sayısındaki<br />

gerileme %11.2’yi buldu<br />

Sosyal İşler Bakanlığı tarafından<br />

açıklanan rakamlara göre<br />

Mart ayında işsizlik geçen<br />

yılın aynı dönemine göre<br />

%7.5’lik bir gerileme gösterdi.<br />

Toplam 398.503 kişi<br />

işsiz olarak kayda geçerken,<br />

bu rakamın 400 binin altına<br />

düşmesi de ayrı bir başarı<br />

olarak değerlendirildi.<br />

Erkekler arasında iş arayanların<br />

oranı %7.5, kadınlarda ise<br />

bu oran %7.9 oldu.<br />

Hazır İçecek Almadan Bir Kez Daha Düşünün...<br />

Satın Alınan Hazır Sebze-Meyve<br />

Suları "Tuz ve Şeker Bombası"<br />

Yukarı Avusturya İşçi Odası (AK OÖ)<br />

tüketici hakları birimi uzmanlarının<br />

toplamda hazır 51 sebze ve meyve<br />

suyu inceleme raporuna göre, bu<br />

içeceklerin adeta şeker veya tuz<br />

bombası olduğu tespit edildi.<br />

Uzmanlar sebze-meyve suyundan<br />

sağlıklı bir içecek yapılmasında en<br />

iyi yolun, evde hazırlanması olduğunu<br />

açıkladılar.<br />

Beslenme danışmanları, her gün<br />

meyve ve sebze porsiyonlarının<br />

yenmesi gerektiğine işaret etti.<br />

Özellikle çalışanların vakit darlığı<br />

nedeniyle hazır ürünlerle beslendiklerini<br />

ve genelde meyve-sebze<br />

sularına yöneldiklerinin altını çizerek,<br />

meyve sularının yüksek şeker,<br />

sebze sularının ise yüksek tuz içerdiğinin<br />

unutulmaması gerektiğine<br />

dikkati çektiler.<br />

Önemli fiyat aralıkları tespit edildi<br />

Tüketici hakları birimi uzmanları<br />

süpermarket, organik ürün marketleri<br />

ve eczaneden plastik ve cam<br />

şişe içinde lahana, domates, havuç,<br />

kırmızı pancar ve karışık sebze<br />

suları satın aldılar. Ödemede ise<br />

ürünlerin arasında büyük fiyat farkları<br />

olduğunu tespit ettiler. Bir litre<br />

lahana, domates, kırmızı pancar ya<br />

da havuç suları 1.90 ile 6.98 euro<br />

aralığında satılıyor. Karışık sebze<br />

suları ise 1.90 ile 5.98 euro arasında<br />

alıcı buluyor.<br />

Testi düzenleyenler daha sonra<br />

ambalaj üzerindeki ürünün içeriğindeki<br />

şeker ve tuz miktarına tam<br />

olarak baktılar. Kısmen önemli miktarda<br />

doğal şeker ve eklenmiş tuz<br />

buldular. Böylelikle bu tür bir kırmızı<br />

pancar ya da havuç suyunun<br />

bir bardağı tavsiye edilen günlük<br />

şeker alımının yarısına denk geliyor<br />

ve portakal suyuyla aynı şeker<br />

miktarına sahip.<br />

Besin değerine bakılmalı<br />

Tüm lahana sularına ve bir istisna<br />

ile tüm karışık sebze sularına tuz<br />

ekleniyor. Halihazırda bir bardak<br />

Polise İhbarlar 2017’de<br />

Düşüş Gösterdi<br />

(2.994’den 2.658’e indi). Şiddet<br />

içeren suçlarda 2017’de<br />

42.079 ihbar kaydedildi<br />

(2016; 43.098 ihbar).<br />

Buna karşılık siber ve mali<br />

suçlara ait ihbarlar artmaya<br />

devam etti. Siber suç ihbarları<br />

2016’da 13.103 iken<br />

2017’de %28.3 artışla<br />

16.804’e yükseldi. Mali suçlar<br />

2017’de 2016’ya göre<br />

%2.6 arttı ve 53.905’den<br />

55.308’e yükseldi.<br />

Avusturya’da İşsizlik<br />

Düşmeye Devam Ediyor<br />

lahana suyu günlük tuz ihtiyacının<br />

yarısını, bir bardak domates suyu<br />

1/3’ünü ve bir bardak sebze suyu<br />

1/4'ünü karşılıyor. Uzmanlar tüketicilerin<br />

mutlaka ürünlerin besin<br />

değerine bakmasını öneriyorlar.<br />

Hazır satın alınan sebze sularının,<br />

üretimin çeşitli aşamalarında ve<br />

presleme sırasında, lif gibi değerli<br />

maddelerinin, pastörizasyonun ısı<br />

etkisi yoluyla ısıya hassas olan vitamin<br />

ve minerallerin kaybedilmesi<br />

nedeniyle günlük tüketilmesi gereken<br />

taze sebzenin yerine geçemeyeceğinin<br />

bilinmesi gerekiyor.<br />

Sebze sularının evde hazırlanmasını<br />

tavsiye eden uzmanlar, ‘Taze<br />

sıkılan meyve ya da sebze suları<br />

sağlıklı içeriklerini daha iyi koruyabilecek<br />

ve kişinin kendine uygun<br />

damak tadını yakalayabilmesi de<br />

mümkün olacaktır.’<br />

Avusturyalılarda işsizlikte<br />

düşüş %10.5, yabancılarda<br />

ise %5.7 olarak kaydedildi.<br />

50 yaş ve üzeri grupta işsizlik<br />

%5.4 azaldı. En yüksek düşüş<br />

ise, 25 yaş altı gençlerde<br />

%17.2 oldu.<br />

Bu rakamlarla Avusturya<br />

diğer Avrupa Birliği ülkelerine<br />

göre çok daha iyi sinyaller vererek<br />

işssizliğin en az olduğu<br />

AB ülkelerinden biri olarak<br />

önemli bir başarıya imza attı.<br />

2017’de Bankalar 6.6<br />

Milyar Euro Kâr Etti<br />

Avusturya bankalarının 2017<br />

yılında gelirlerinde büyük artış<br />

kaydedildi. Avusturya Devlet<br />

Bankası’nın (Nationalbank) açıkladığı<br />

resmi verilere göre, gelirlerini<br />

6.6 milyar euro arttıran<br />

bankalar, 2016 yılına göre kârlarını<br />

%31.7 (1.6 milyar euro)<br />

oranında yükseltmiş oldular.<br />

A<br />

VRUP<br />

<strong>HABER</strong><br />

A<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

19.04.<strong>2018</strong> - 14.05.<strong>2018</strong><br />

SAYI: 75 NİSAN <strong>2018</strong> - <strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong> AUSGABE: 75<br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H


©<br />

5 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

NİSAN <strong>2018</strong><br />

Außen- und Integrationsministerin Karin Kneissl (FPÖ): „Islam nein, Muslime ja“<br />

‘Müslümana Evet, İslam’a Hayır’<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Geçtiğimiz günlerde Dışişleri<br />

ve Entegrasyon Bakanı Karin<br />

Kneissl (FPÖ), Avusturya Entegrasyon<br />

Fonu'nun (ÖIF)<br />

değerler kurslarından birini<br />

ziyaret etti. Düzenlenen<br />

basın toplantısında Kneissl,<br />

ÖIF’in değer kurslarının önemini<br />

vurguladı ve 2016 entegrasyon<br />

krizinin <strong>2018</strong>’de<br />

tekrarlanmaması konusunda<br />

uyarıda bulundu. Bakan ve<br />

ÖIF, AMS kısıtlamalarına<br />

rağmen kurs hizmetlerinin<br />

devam edeceğini vurguladı.<br />

Kadınlar için değer<br />

kursları planlanıyor<br />

Bakan Kneissl, "Değer Kursları<br />

şüphesiz bu çerçevede<br />

tutulmaya devam edecek ve<br />

yaygınlaştırılacak. Derinleştirilmiş<br />

bir format öncelikle<br />

kadınlar için planlanıyor. Birçok<br />

kadının hem aile içindeki<br />

hem de kamu alanındaki<br />

hakları hakkında belirsizlik<br />

içinde olduklarından kendilerine<br />

ait ilave değer kursları<br />

gerekiyor."<br />

Paralel toplum oluşması<br />

önlenmeli<br />

Bakan Kneissl’e göre mevcut<br />

bütçe kaynakları ile entegrasyon<br />

yasasının uygulanması<br />

hala mümkün. 2016<br />

göç krizinden sonra, yeni bir<br />

<strong>2018</strong> entegrasyon krizi olmamalı.<br />

Kurslar aynı zamanda<br />

temel hedeflerden<br />

ve devam ettirilmeli. Radikal<br />

siyasal İslam eğilimleri barındırabileceğinden<br />

dolayı<br />

da paralel bir toplumun<br />

oluşması önlenmeli.<br />

Avusturya’da mülteci başvurularında<br />

2015 ve 2016 yıllarına nazaran<br />

2017’de çok ciddi bir düşüş<br />

yaşandı. İçişleri Bakanlığı istatistiklerine<br />

göre mülteci başvuruları<br />

2016’ya göre (42.285 başvuru)<br />

%58.5 azalarak 24.735 oldu.<br />

Suriye ve Afganistan İlk 2 Sırada<br />

Avusturya’da 2017’de en çok mülteci<br />

başvurusu yapan ülke vatandaşları,<br />

önceki yıllarda olduğu gibi,<br />

bütün başvuruların %30’unu yapan<br />

Suriyeliler ve %15’ini yapan Afganlılar<br />

oldu. Bu iki devleti %6 ile Pakistan,<br />

Nijerya, Irak ve Rusya izledi.<br />

En çok mülteci başvurusu yapan ilk<br />

10 devlet arasında İran, Somali ve<br />

Ukrayna da yer aldı.<br />

‘Müslümana evet,<br />

İslam’a hayır’<br />

"İslam Avusturya’ya ait<br />

midir?" sorusuna Bakanın<br />

cevabı: "Avusturya vatandaşı<br />

ya da diğer bir ülkenin<br />

vatandaşı olsun farketmez<br />

Müslüman Avusturya’ya aittir.<br />

Önemli olan dinden ve<br />

etnisiteden bağımsız, kişinin<br />

kendisini birey olarak ortaya<br />

koymasıdır. Bu modernliğin<br />

ifadesidir. Daha önceden de<br />

açık olarak söylediğim gibi,<br />

İslam’a hayır, Müslümana<br />

evet."<br />

2017’de Değer Kurslarını<br />

25 bin kişi ziyaret etti<br />

Bakan Kneissl’e göre ÖIF’in<br />

Değer ve Oryantasyon Kursları<br />

Avrupa’nın en iyi pratik<br />

örnekleri durumunda. Bir<br />

günlük programlar ilk kez<br />

Avusturya’da olan ve temel<br />

değerleri tanımak zorunda<br />

olan kişiler için çok iyi bir<br />

2017 yılında iltica etmek isteyenlerin sayısı azalmaya devam etti<br />

Mülteci Başvurularında<br />

Sert Düşüş Yaşanıyor<br />

Gürcistan’dan Başvurularda Artış<br />

İstatistikte göze çarpan diğer nokta<br />

da Gürcistan’dan yapılan mülteci<br />

başvurularındaki artış (2017;454,<br />

2016;350). Bu yılın ilk iki ayında ise<br />

150 Gürcü mülteci başvurusunda<br />

bulundu. Yüksek sayıdaki başvurunun<br />

nedeni bir yıldan beri Gürcistan’a<br />

tanınan AB’ye vizesiz seyahat<br />

imkânı olduğu söylenebilir.<br />

Başvuruların yarısı onaylandı<br />

Almanya’dakinin aksine Avusturya’da<br />

2017 başından bu yana<br />

Türk vatandaşlarının mülteci başvurusunda<br />

düşüş gözlendi. Darbe girişiminin<br />

yapıldığı 2016’da 346 Türk<br />

vatandaşı mülteci başvurusu yaptı,<br />

2017’de sayı 299 oldu. <strong>2018</strong> Ocak<br />

ve Şubat’ında 35 başvuru kaydedildi,<br />

bir önceki yıl aynı dönemde bu<br />

sayı 53 idi.<br />

Geçen yıl tüm başvuruların %51’i<br />

onaylandı. Olumlu sonuçlanan başvuruların<br />

%92’si Suriyeli mültecilere<br />

aitti. Afganlıların başvurularının<br />

%47'si, Pakistanlıların ise sadece<br />

%2’si olumlu sonuçlandı. 2017’nin<br />

aksine 2016’da en çok mülteci başvurusu<br />

Afganlılardan gelmişti.<br />

başlangıç. 2017’de ÖIF’in<br />

değerler ve oryantasyon<br />

kurslarına 25 bin katıldı, bu<br />

yıl ise Şubat sonuna kadar<br />

Avusturya İçişleri Bakanı Herbert<br />

Kickl, 2017 yılında ve <strong>2018</strong>’in il 4<br />

ayında iltica başvurularının azalması<br />

ve yasa dışı yollarla ülkeye<br />

girmek isteyen mültecilerin oranındaki<br />

ciddi düşüşe rağmen sınır<br />

kontrollerinin uzatılması gerektiğini<br />

vurguladı.<br />

Jedes zweite Rad<br />

falsch oder gar<br />

nicht abgesperrt<br />

Rund 67 Fahrräder werden<br />

pro Tag in Österreich<br />

als gestohlen gemeldet<br />

Avusturya’da hergün birçok bisiklet<br />

kullanıcısı kötü bir sürpriz<br />

ile karşılaşıyor. Açıklanan resmi<br />

rakamlara göre günde ortalama<br />

67 kişi ‘Bisikletim çalındı’ diyerek<br />

polise ihbarda bulunuyor.<br />

Federal Emniyet Teşkilatı (BKA)<br />

verilerine göre geçen yıl toplam<br />

24.795 ihbar yapılırken, hırsızlık<br />

olaylarının genelde eyaletlerin<br />

başkentleri ve önemli şehirlerinde<br />

gerçekleştiği açıklandı.<br />

Bisiklet Hırsızlığı Nasıl Önlenir?<br />

Yetkililer, incelenen bisikletlerin<br />

yarısının ya yanlış kilitlendiğini<br />

AB’deki Her İki Tehlikeli Üründen Biri Çin’den<br />

Avrupa Birliği’nde (AB) 2017 yılında<br />

hızlı uyarı sistemi üzerinden<br />

ihbar edilen her iki tehlikeli üründen<br />

biri Çin’den, her dört taneden<br />

biri Avrupa’dan geliyor.<br />

AB Komisyonu’nun yaptığı bir<br />

açıklamaya göre uyarı ihbarlarının<br />

büyük bir kısmı (%29) Stres<br />

Çarkı (Fidget Spinner) gibi oyuncakları<br />

ilgilendiriyor. Bunu sırasıyla<br />

%20 ile taşıtlar, giyim, tekstil<br />

ve moda ürünleri (%12) izliyor.<br />

Bu tür ürünlerdeki tehlike risk<br />

faktörleri yaralama (%28), kimyasal<br />

risk (%22). Toplamda uyarı sisteminde<br />

kayıt edilen ihbar 2.201<br />

(2016; 2.044). Çin ürünleri için<br />

olan uyarı sayısında artış yok.<br />

Gönüllü anlaşmalar yapılsın<br />

Komisyonun açıklamalarına göre<br />

bu rakam 4.200 kişi oldu.<br />

Katılımcıların yaklaşık %40’ı<br />

Suriyeli, %31 Afganlı ve %9<br />

Iraklıydı.<br />

Avusturya: Sınır Kontrolleri Uzatılsın<br />

Bölgede istikrarın henüz sağlanamadığını<br />

ve sınır kontrolleri bitirilirse<br />

insan kaçakçılarına tekrar<br />

gün doğacağını savunan Kickl,<br />

‘‘Sınır kontrollerinin 11 Mayıs<br />

<strong>2018</strong>'den itibaren 6 ay daha uzatılması<br />

gerekiyor ve AB’ye gerekli<br />

başvuruları yapacağız’’ dedi.<br />

Bisiklet Hırsızlarına<br />

Karşı Dikkatli Olun...<br />

Çinli görevlilerle sıkı çalışmalar<br />

devam ediyor. Spesifik olaylar değerlendiriliyor<br />

ve işleyişte yenilikler<br />

yapılıyor. Bazı tüketiciler, AB<br />

harici ülkelerden ve internetten<br />

satın aldığı için AB Komisyonu,<br />

uluslararası ortaklarla ve internet<br />

platformlarıyla işbirliği yapılmasını<br />

istiyor. Komisyonun tavsiye<br />

kararında platformlarla ürün güvenliğine<br />

dair yasal yükümlülüklerin<br />

de ötesinde gönüllü anlaşmalar<br />

yapılması yer alıyor.<br />

Hızlı uyarı sistemi 2003’den bu<br />

yana üye ülkelerin kendi arasında<br />

ve üye ülkelerle AB Komisyonu<br />

arasında Avrupa’da pazardan geri<br />

çağrılan ve toplatılan gıda maddesi<br />

olmayan ürünler hakkında<br />

bilgi alış-verişini sağlıyor.<br />

ya da hiç kilitlenmediğini ve birçok<br />

ince kablolu kilidin de hırsızlar<br />

tarafından birkaç saniyede<br />

kesilerek koparıldığını belirtiyorlar.<br />

Hırsızlığı önlemenin en etkili<br />

yolu ise yüksek kaliteli kilitler<br />

(katlanabilir veya zırhlı) kullanmak<br />

ve bisikleti kilitlediğiniz<br />

yerin sağlam ve sabit olması.<br />

Ayrıca değerli bisikletler için birden<br />

fazla kilit kullanılabileceği,<br />

bu tür bisikletlerin göz önünde<br />

bir yerlere kilitlenmesi ve uzun<br />

süre dışarıda bırakılmaması da<br />

öneriliyor.<br />

Jedes zweite gefährliche<br />

Produkt in der EU aus China<br />

© BMEIA / Mahmoud


NİSAN <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 6<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Die "UmweltfighterInnen", also Grüne,<br />

wurden bei der letzten Tiroler Landtagswahl<br />

erneut mit großem Vertrauen der<br />

WählerInnen ausgestattet. Und gestalten<br />

nun für eine zweite Amtszeit von fünf<br />

Jahren die Zukunft Tirols mit in der<br />

Landesregierung.<br />

Das Ziel des Regierungsprogramms für<br />

Tirol <strong>2018</strong> – 2023 ist es, die Modernisierung<br />

voranzutreiben, Vollbeschäftigung<br />

mit möglichst qualitativ hochwertigen Jobs<br />

zu erreichen, die Herausforderungen im<br />

Bereich Verkehr und leistbares Wohnen<br />

anzupacken, die Chancengerechtigkeit<br />

zwischen den Regionen, Generationen und<br />

Bevölkerungsgruppen zu fördern, das<br />

soziale Netz beizubehalten, umsichtig mit<br />

unseren natürlichen Lebensgrundlagen<br />

umzugehen und den Wirtschafts-, Industrie-<br />

und Tourismusstandort Tirol weiterzuentwickeln.<br />

Die Grünen möchten den<br />

nachfolgenden Generationen ein Land<br />

Alev Korun<br />

Bundesvorstandsmitglied der Grünen,<br />

Naonalratsabgeordnete a.D.<br />

alev.korun@gruene.at<br />

Grüne regiert in Tirol<br />

weitere fünf Jahre<br />

Chancengerechtigkeit, leistbares<br />

Wohnen & Naturschutz<br />

für die Zukunft Tirols!<br />

übergeben, das ihnen alle Möglichkeiten<br />

bietet.<br />

Aber wer Gutes bewahren will, muss auch<br />

vieles verändern. Um Tirol als lebenswertes<br />

Land zu erhalten, wird sich die Tiroler<br />

Landesregierung in der kommenden Legislaturperiode<br />

besonders den Herausforderungen<br />

Verkehr und Wohnen widmen, bei<br />

denen mutige, neue Ansätze anstehen.<br />

Beim Transit wird es das oberste Ziel sein,<br />

die LKW-Fahrten schrittweise bis nach der<br />

Fertigstellung des Brenner-Basistunnels<br />

2027 auf unter 1 Million Fahrten zu reduzieren.<br />

Beim Wohnen werden die Tiroler<br />

Grünen gemeinsam mit dem Koalitionspartner<br />

in der Landesregierung die<br />

Vertragsraumordnung ausweiten, über<br />

12.000 Wohnungen bauen und die Spekulation<br />

bekämpfen. Das Ziel der Grünen<br />

ist, dass sich ALLE TirolerInnen Wohnen<br />

leisten können. Denn Wohnen ist Grundrecht<br />

und kein Luxus!<br />

Avusturya'da yaşayan 20 bine yakın Türk<br />

göçmen için zor süreç devam ediyor. Hükümet<br />

bu kişilerden "Türk vatandaşı olmadıklarını"<br />

kanıtlamalarını istiyor. Türk vatandaşı olmadığını<br />

kanıtlayamayanlar Avusturya pasaportunu<br />

ve bu ülkedeki haklarını kaybetme riski<br />

ile karşı karşıya.<br />

SÜREÇ NASIL BAŞLADI?<br />

Avusturya devletinin Türk göçmenlerin üzerine<br />

gitme süreci, geçen yıl Türkiye’de yapılan<br />

anayasa değişikliği referandumundan kısa bir<br />

süre sonra başladı.<br />

LİSTE SIZDIRILDI<br />

O dönemde muhalefette bulunan şimdi ise<br />

hükümet ortağı olan aşırı sağcı Avusturya Özgürlük<br />

Partisi’ne (FPÖ) ‘kimliği belirsiz kişilerce’<br />

Avusturya'da oy kullanan 95 bin Türk<br />

seçmenin isimlerinin yer aldığı bir liste sızdırıldı.<br />

FPÖ, listede aynı zamanda Avusturya<br />

vatandaşı da olan seçmenlerin bulunup bulunmadığını<br />

öğrenmek için listeyi Göçmenlik<br />

Bürosu'na verdi. Özel durumlar dışında çifte<br />

vatandaşlığın yasak olduğu Avusturya'da, yapılan<br />

araştırma sonucunda Türkiye’deki referandum<br />

da oy kullananlar arasında 20 bine<br />

yakın Avusturya pasaportu taşıyan Türk bireyin<br />

olduğu belirlendi.<br />

HÜKÜMETİN<br />

ÇİFTE VATANDAŞ<br />

TÜRK AVI<br />

DEVAM EDİYOR...<br />

20 bin 'Avusturyalı Türk'ü<br />

zor günler bekliyor...<br />

VATANDAŞ OLMADIĞINIZI KANITLAYIN!<br />

Avusturya makamları oy kullananların muhtemelen<br />

çifte vatandaş olduğundan yola çıkarak,<br />

Avusturya pasaportuna sahip 20 bine yakın kişiden<br />

"Türk vatandaşı olmadıklarını" kanıtlamalarını<br />

istiyor.<br />

Türk vatandaşı olmadığını resmi olarak kanıtlayamayanlar<br />

ülke vatandaşlığını ve sahip oldukları<br />

birçok hakkı kaybedecek.<br />

Avusturya yasalarına göre ülke vatandaşı<br />

olmak için başvuran her birey önceki vatandaşlığından<br />

çıkmak zorunda. Avusturya vatandaşlığına<br />

geçen Türklerin birçoğu ise<br />

Türkiye’deki yasaların vatandaşlıktan çıkan kişilerin<br />

bir süre sonra yeniden Türk vatandaşlığına<br />

başvurmasına izin vermesinden dolayı<br />

yeniden Türk vatandaşlığına geçiyor.<br />

SINIR DIŞI EDİLME ENDİŞESİ...<br />

Türk vatandaşı olmadığını kanıtlayamayanların<br />

en büyük endişesi sınır dışı edilmek. Ama<br />

bu kısa vadede mümkün gözükmüyor. Bunun<br />

uzun bir hukuki süreç gerektireceğini belirten<br />

uzmanlar, Türk kökenlilerin Avusturya vatandaşlığı<br />

ellerinden alınsa da ülkeden gönderilmelerine<br />

ihtimal vermiyor. Ancak birçok hakkı<br />

ellerinden alınacak bireylerin ciddi mağduriyet<br />

yaşaması kaçınılmaz görünüyor.<br />

Toplum Barometresi Anketinden Tehlikeli Bir Sonuç Çıktı...<br />

Her 4 Avusturyalı’dan<br />

Biri ‘Güçlü’ Lider İstiyor<br />

Geçtiğimiz günlerde Volkshilfe<br />

Derneği’nin ‘Avusturya’nın Nazi<br />

Almanyasına bağlanmasının 80.<br />

Yılı’ dolayısıyla toplumun nabzını<br />

ölçen bir çalışması yayınlandı.<br />

Bu ‘Toplum Barometresi’ sonuçlarında<br />

öne çıkan maddeler her 4<br />

Avusturyalıdan 1’inin güçlü bir<br />

lider arzuladığı (%26), ağırlıklı çoğunluğun<br />

(%80) gösteri hakkının<br />

önemli olduğunu belirtmeleri<br />

oldu.<br />

Ankette yer alan ''Meclis ve seçimlerden<br />

endişe duymayacak<br />

güçlü bir lider olmalı'' ifadesi için<br />

%8 çok, %18 oldukça doğru dedi.<br />

Yani toplam %26’lık kesim güçlü<br />

bir lider arzuluyor. %25 az da olsa<br />

olabilir derken, %43 ise bunu hiç<br />

onaylamıyor.<br />

Volkshilfe işletme müdürü Erich<br />

Fenninger sonucu oldukça tehlikeli<br />

görüyor ve siyasetin buna<br />

tepki vermesini istiyor.<br />

Fenninger bununla beraber,<br />

SORA Enstitüsü’nün seçimlerle ilgili<br />

bir anketine atıf yaparak %94<br />

gibi ezici bir çoğunluğun demokrasinin<br />

en iyi yönetim şekli olduğunda<br />

karar kıldığını ve bunun iyi<br />

bir sonuç olduğunu belirtiyor.<br />

Gösteri hakkı:<br />

Çoğunluk kısıtlamalara karşı<br />

Güçlü bir lider arzulasına rağmen<br />

Avusturyalılar gösteri hakkının<br />

yanında yer alıyor. Tam olarak<br />

her 10 kişiden 8’i gösteri hakkını<br />

demokrasinin önemli bir unsuru<br />

olarak görüyor. Sadece %15’lik<br />

bir kesim bunun aksi görüşünde.<br />

Hakların kısıtlanması %70 için demokrasiye<br />

saldırı anlamına gelirken,<br />

%24 bu düşüncede değil.<br />

Fenninger’e göre demokrasi bilincinin<br />

gelişmesini sağlayan bir<br />

başka araç ise gönüllü çalışma,<br />

ankette de bu ortaya çıkıyor. %72<br />

bu yargıyı desteklerken, ankete<br />

katılanların %30’u kendilerinin<br />

bizzat inisiyatif ya da derneklerde<br />

faal olduklarını söylüyor. Fenninger<br />

doğrudan demokrasinin, siyaset<br />

tarafından güçlendirilmesine<br />

farklı bakıyor, bu konunun yalnız<br />

seçim sürecinde değil, öncesinden<br />

de ele alınması gerektiğini<br />

söylüyor.<br />

Eurostat verilerine göre<br />

Avusturya vatandaşlığı artık<br />

‘yabancılara’ cazip gelmiyor<br />

Vatandaşlığa<br />

Geçişlerde<br />

Avusturya AB’de<br />

Son Sırada<br />

2016 yılında Avusturya, 28 Avrupa Birliği<br />

(AB) üye ülkesinde en düşük vatandaşlığa<br />

geçişin yaşandığı ülke oldu. Her 100 ‘yerli’<br />

yabancıdan sadece %0.68’i ülke vatandaşlığına<br />

geçti ve bu oranla Avusturya, Letonya<br />

ile birlikte son sırada yer aldı.<br />

Avrupa İstatistik Kurumu'na (Eurostat) ait<br />

son verilere göre ilk sırada, 100 yabancıdan<br />

%9.71’ine vatandaşlık veren Hırvatistan<br />

bulunuyor.<br />

Hırvatistan'ın arkasında İsveç (7.93), Portekiz<br />

(6.46), Romanya (4.22), Yunanistan<br />

(4.16) ve Finlandiya (4.11) sıralandı. Öte<br />

yandan, Avusturya ve Letonya'ya ek olarak,<br />

Slovakya (0.74), Estonya (0.90), Litvanya<br />

(0.94) ve Çek Cumhuriyeti (0.96) en<br />

alt sıralarda yer aldı.<br />

2016 yılında toplamda 995.000 kişi bir AB<br />

ülkesinden vatandaşlık hakkını elde etti.<br />

2015 yılında bu rakam sadece 841.000 olmuştu.<br />

2016 yılında AB vatandaşlığı alan<br />

en büyük grup, yine Fas'tan (101.300 kişi),<br />

ardından Arnavutluk (67.500), Hindistan<br />

(41.700), Pakistan (32.900) ve Türkiye<br />

(32.800) oldu.


7 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

NİSAN <strong>2018</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Göçmen öğrencilerin Avusturya<br />

okullarında durumu nasıl?<br />

Avusturya okullarındaki göçmen öğrencilerin verimi düşük, motivasyon eksikliği var<br />

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme<br />

Programı (PISA) araştırmasına<br />

göre Avusturya’daki okullarda<br />

eğitim gören göçmen çocukların<br />

performans zayıflığı ve motivasyonu<br />

OECD ortalamasının altında,<br />

ancak öğrenciler kendilerini sosyal<br />

olarak uyumlu hissediyor. Dünya<br />

genelinde 72 ülkede yarım milyondan<br />

fazla 15-16 yaş grubu öğrencinin<br />

okuma, matematik ve fen<br />

bilimleri gibi disiplinlerde test edildiği<br />

PISA araştırmasında Avusturya’dan<br />

8000 öğrenci yer aldı.<br />

Öğrenciler ayrıca öğrenme motivasyonu<br />

ve sosyal faktörler gibi<br />

konularda da soruları cevapladılar.<br />

OECD, özel değerlendirme yapılabilmesi<br />

için öncelikle göçmenlerle<br />

ilgili verileri karşılaştırdı.<br />

Bu sonuçlara göre yabancı kökenlilerin<br />

3 disiplinde temel bilgilere<br />

(2. seviye) sahip olma oranı %47<br />

(OECD ortalaması %54, AB ortalaması<br />

%55) ve bu oran hem OECD<br />

hem de AB ortalamasının altında.<br />

Daha çok karşılaştırma yaparsak:<br />

Kanada’da %82, İsviçre ve ABD’de<br />

%58, Almanya’da %57.<br />

Verim motivasyonu da zayıf<br />

OECD karşılaştırmasında Avusturya’daki<br />

göçmen öğrencilerin verim<br />

motivasyonu zayıf çıktı. Avusturya’da<br />

kendini motive hissedenlerin<br />

oranı %57 iken, OECD ortalaması<br />

%70, AB ortalaması %66. Anglo-<br />

Amerika bölgesindeki ülkelerde<br />

göçmen öğrencilerin motivasyon<br />

oranı ise bir hayli yüksek çıktı<br />

(%80 üzeri). Avusturyalı öğrencilerin<br />

motivasyon oranı ise göçmen<br />

kökenlilerden daha düşük (%43).<br />

Sosyal uyum ve hayattan<br />

memnunluk konusunda sonuçlar<br />

sevindirici<br />

Avusturya’da göçmen öğrencilerin<br />

%67’si okula kendini ait hissediyor<br />

(OECD ortalaması %60, AB ortalaması<br />

%58). Avusturya’daki yabancı<br />

kökenli öğrencilerin %70’i hayat<br />

memnunluğunu 0’dan 10’a kadar<br />

olan not skalasında en az 7 olarak<br />

notlandırıyor (OECD: %67, AB:<br />

%69). Bunun dışında bu öğrencilerin<br />

okulda başarısız olma korku<br />

oranı OECD ortalamasının daha<br />

altında.<br />

Araştırmaya göre Avusturya’da<br />

göçmenlerin oranı %31. Bu oran<br />

hem AB ortalamasının (%22) hem<br />

de OECD ortalamasının (%23)<br />

üstünde. Diğer bazı ülkelerin göçmen<br />

oranları ise şöyle: Almanya<br />

%28, İngiltere %29, İsveç %31,<br />

ABD %32, Belçika %33 ve İrlanda<br />

%34. AB genelinde en yüksek göçmen<br />

oranı %70 ile Lüksemburg,<br />

İsviçre %52, Avustralya %44 ve<br />

Kanada (%41).<br />

Çocukların ¼’ü yurt dışında doğan<br />

ve ilk kuşağın çocukları<br />

Avusturya için araştırmada göze<br />

çarpan diğer sonuçta göçmen<br />

kökenli çocukların ¼’ünün yurt<br />

dışında doğan ilk kuşağın çocukları<br />

olması. %41 ikinci kuşağın, %6 geri<br />

dönenlerin ve %29 farklı köklerden<br />

gelen Avusturyalıların çocukları.<br />

Migrantenkinder an<br />

österreichischen<br />

Schulen sind im<br />

OECD-Vergleich eher<br />

leistungsschwach und<br />

weniger motiviert,<br />

fühlen sich aber sozial<br />

gut integriert.<br />

Das zeigt eine<br />

PISA-Studie.<br />

2003-2015 yılları arasında göçmen<br />

kökenli öğrencilerin oranındaki<br />

artış %12<br />

Avusturya’da 2003-2015 arasında<br />

okullardaki göçmen öğrencilerin<br />

oranı %12 artarken, OECD ortalaması<br />

%6, Almanya’daki artış oranı<br />

ise %7 oldu. Bunun dışında Avusturya,<br />

yerli ve göçmen arasındaki<br />

sosyo-ekonomik statü farkının<br />

OECD ortalamasından oldukça<br />

yüksek olduğu ülkeler grubuna ait.<br />

Viyana (OTS) - Avusturya işgücü<br />

piyasası 2017’den bu yana hissedilir<br />

bir canlanma yaşıyor.<br />

İşsiz sayısında azalma devam<br />

ediyor. Olumlu gelişmelere rağmen<br />

yüksek kaliteli eleman talebi<br />

ile iş arayanların mevcut<br />

eğitim seviyesi arasındaki aksaklık<br />

sürüyor. Örneğin boş iş alanlarının<br />

sadece %35’inde zorunlu<br />

eğitimi bitirenler aranırken, işsizliğe<br />

yazılanların %45’i zorunlu<br />

eğitimi bitirmiş durumda. Daha<br />

büyük bir aksaklık ise çıraklık<br />

eğitimi almış kişilerin istihdam<br />

edilmesi gereken işlerde var.<br />

© Sozialministerium / Johannes Zinner<br />

Uzman Eğitimi ve Uzun Süreli İşsizler İçin Daha Fazla Teşvik<br />

Hükümetten Eğitim Atağı<br />

Bireysel Danışmanlık ve Yeterlik İçin Kişi Başına 414€ Artış<br />

İş Piyasası Kurumu’nda (AMS)<br />

kayıtlı istihdamı bekleyen yerlerin<br />

yaklaşık %50’si, çıraklık eğitimi<br />

almış kişiler tarafından<br />

doldurulması gerekiyor, oysa<br />

AMS’de iş arıyor olarak kayıtlı<br />

olanların ancak %32’si çıraklık<br />

eğitimi görmüş. Bu aksaklık gelecekte<br />

yaşanacak uzun süreli<br />

işsizliğin ana nedenlerinden biri<br />

olarak görülüyor. Hükümet yeni<br />

eğitim atağı ‘JobAktiv’ ile buna<br />

karşı durmaya çalışıyor.<br />

Eğitim tedbirlerinde 18 yaşına<br />

kadar olan gençler 12 milyon<br />

euro, 25 yaşına kadar olanlar 37<br />

Sozialministerin Beate Hartinger-Klein<br />

milyon euro ile desteklenecek.<br />

‘JobAktiv’ Uzun süreli işsizliğe<br />

karşı tedbir<br />

‘JobAktiv’ ile iş arayanlar sürekli<br />

olarak bir işe sokulacak. AMS<br />

yönetimi, fonların kullanımında<br />

daha çok özgür olacak. Bakan<br />

Beate Hartinger-Klein: ''İş bulmakta<br />

zorlanan her iş arayanı ve<br />

özellikle gençleri en iyi şekilde<br />

desteklememizi sağlayacak teşvik<br />

tedbirlerini ‘JobAktiv’ ile gerçekleştirebilecek<br />

olmamızdan<br />

mutlu ve gururluyum. Bu yıl bu<br />

alana 79 milyon Euro yatırım yapacağız.<br />

Bunun anlamı işsizlik<br />

düşerken destekleme bütçesinin<br />

kişi başına 414 euro arttırılmasıdır.''<br />

Bununla birlikte <strong>2018</strong>’de uzun<br />

süreli işsizlikle mücadele için<br />

AMS’nin bütçesi %13 arttırılıyor.<br />

Hükümetin bir ana meselesi de<br />

Avusturya’nın rekabet gücünü<br />

kuvvetlendireceği ve işsizliği düşüreceğinden<br />

uygun kalifiye işgücü<br />

talebinin karşılanması.<br />

Bakan Hartinger-Klein sözlerini<br />

şöyle tamamladı: ''Etkili, verimli<br />

bir işgücü piyasası politikası<br />

için kullanabilecek kaynakların<br />

hazır edilmesi de önem taşıyor.<br />

Bu nedenle mantıklı tedbirler<br />

getirmek ve bu yılın bütçesini<br />

buna uygun olarak düzenlemek<br />

istiyoruz.''<br />

Eğitim Bakanı Faßmann Derinleştirilen<br />

PISA Raporu Hakkında Konuştu...<br />

‘Doğru Yoldayız’<br />

Eğitim Bakanı Faßmann: "OECD’nin<br />

ortaya koyduğu sayılar eğitim politikasında<br />

izlediğimiz yeni yöntemle<br />

doğru yolda olduğumuzu gösterdi.<br />

OECD raporu göçmen kökenli ve (ya)<br />

ilk dili Almanca olmayan öğrencilerin<br />

PISA sonuçlarının ilk dili Almanca olan<br />

öğrencilerden daha zayıf olduğunu<br />

gösterdi. Bunu ortadan kaldırmak için<br />

önerilen tedbirler, bizim gelecek yıllarda<br />

uygulamayı düşündüğümüz eğitim<br />

politikamızla örtüşüyor. Dili ne<br />

kadar bildiklerini erkenden değerlendirme<br />

tavsiyesi ve yeni oluşturulan Almanca<br />

destek sınıflarıyla hedeflenmiş<br />

dil desteği zaten <strong>2018</strong> sonbahar döneminde<br />

uygulanacak. Şimdikinden<br />

daha yoğun dil desteği, yeni öğrenme<br />

planı, standart test yöntemi ve her dönemde<br />

geçiş hakkı olması sayesinde<br />

öğrenciler gelecekte daha isabetli bir<br />

şekilde desteklenecek. Bunun dışında<br />

dil desteği temel pedagojide ağırlıklı<br />

bir konudur ve bu mesele, gelecekte<br />

daha güçlü bir şekilde ele alınmalıdır.<br />

Eğitim reformuyla sosyo-ekonomik<br />

faktörlerin de kaynak dağıtmada hesaba<br />

katılması imkânı doğdu. Böylece<br />

birçok sorunla karşılaşan okullar ihtiyaçlarına<br />

göre desteklenebilecek.<br />

Öğrencilerin ders zamanlarından<br />

sonra da en iyi şekilde bakımları için<br />

tam gün okulların yaygınlaştırılmasıyla<br />

okul dışı aktiviteler hizmeti de zorlanmalıdır.<br />

Velilerin de bu sürece sıkı bir<br />

şekilde dahil edilmesinin önemi, hükümet<br />

programında vurgulandı. Çocuklarının<br />

eğitim başarısını aktif olarak<br />

desteklemeleri için ebeveynlerin de<br />

eğitim alanındaki katılımlarını kuvvetlendirmeleri<br />

gereklidir. Yayınlanan<br />

rapor göçmen kökenli öğrencilerin<br />

yüksek performans motivasyonu da<br />

gösterdiğini kanıtlamıştır. Bu motivasyondan<br />

yararlanılmalı ve hedef odaklı<br />

teşvikle desteklenmelidir."


NİSAN <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 8<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Das Thema Integration wird von den<br />

Rechten genutzt, um die Gesellschaft<br />

gegeneinander auszuspielen, indem sie<br />

so tun, als gebe es unüberbrückbare<br />

Probleme. Was sie nun aber mit „integrieren“<br />

meinen, ist keine bessere Förderung<br />

unserer Kinder. Es bedeutet<br />

nicht mehr Investitionen in unser Bildungssystem.<br />

Nein. Wenn die Rechten<br />

und Konservativen von Integration<br />

sprechen, wollen sie abgrenzen und<br />

trennen. Es geht ihnen nicht um ein<br />

vielfältiges Miteinander, sondern um<br />

Spaltung. Hauptsache ihre Kinder kommen<br />

„mit den Ausländerkindern“ nicht<br />

in Kontakt.<br />

Genauso schaut nun die Bildungspolitik<br />

der schwarz-blauen Regierung aus.<br />

Jene, die immer am lautesten geschrien<br />

haben bei sogenannten „Integrationsproblemen“<br />

streichen nun die ohnehin<br />

viel zu geringen Mittel in den Schulen.<br />

Mit dem Geld könnte man z.B. 442<br />

LehrerInnen beschäftigen, die im Rahmen<br />

des Regelschulbetriebes alle Kinder<br />

beim Spracherwerb unterstützen. Böse<br />

Zungen behaupten, dass es den beiden<br />

Parteien ja genau darum geht, „Integrationsprobleme“<br />

in der Zukunft zu schaffen.<br />

Weil worüber sonst sollten sie<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

Gemeinsam lernen:<br />

Gegen separierte<br />

„Deutschklassen“!<br />

sich dann aufregen?<br />

Es ist ernst: Die Regierung plant nämlich<br />

explizite Des-Integration. Sie will alle,<br />

die noch nicht so gut deutsch sprechen,<br />

in eigene „Deutsch-Klassen“ setzen.<br />

FreundInnen sehen die Kinder dann<br />

z.B. nur beim Turnen, es gäbe keinen<br />

fixen Klassenverband mehr. Doch genau<br />

das ist ja so wichtig für unsere<br />

Kinder. Eine Klassengemeinschaft, die<br />

zusammenhält, wo alle aufeinander<br />

schauen und wo alle auch voneinander<br />

(Deutsch) lernen. Wie auch der<br />

gesellschaftliche Zusammenhalt im<br />

Großen, ist der Zusammenhalt im<br />

Klassenverband besonders wichtig:<br />

Freundschaften, alltägliche Herausforderungen<br />

und Spaß helfen beim Lernen.<br />

Und wenn wer zusätzliche Deutsch-<br />

Förderung braucht, bekommt er/sie<br />

zusätzliche Stunden – so wird das jetzt<br />

gehandhabt. Und so funktioniert es.<br />

Aber bitte nicht eigene Klassen schaffen,<br />

wo dann nur jene unterrichtet<br />

werden, die kaum Deutsch können!<br />

Davon raten alle BildungsexpertInnen<br />

ab!<br />

Wir werden dagegen politisch vorgehen.<br />

Weil für uns gilt: Die beste Bildung<br />

für alle! Kein Kind zurücklassen!<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Avusturyalı Biriktirdiğinden ve Kazandığından Daha Çok Harcıyor<br />

Avusturya Halkı Para<br />

Biriktiremiyor<br />

DenizBank’tan Dünya ve Türkiye<br />

Ekonomisi Konulu Seminer<br />

DenizBank Baş Ekonomisti Dr. Saruhan<br />

Özel, dünyada ve Türkiye’deki<br />

son ekonomik durum ve beklentileri<br />

değerlendirdi.<br />

Geçtiğimiz günlerde DenizBank<br />

AG’nin Viyana‘daki Genel Müdürlük<br />

binasında düzenlenen seminere konuşmacı<br />

olarak katılan DenizBank<br />

Grubu Baş Ekonomisti Dr. Saruhan<br />

Özel, küresel alandaki ekonomik gelişmeleri<br />

ve bu gelişmelerin Türkiye<br />

ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendirdi.<br />

Etkinliğe T.C. Viyana Büyükelçisi Mehmet<br />

Ferden Çarıkçı, Avrupa Güvenlik<br />

ve İşbirliği Teşkilatı Büyükelçisi Rauf<br />

Engin Soysal, Kazakistan Cumhuriyeti<br />

Viyana Büyükelçisi Kairat Sarybay ve<br />

Ticaret Müşaviri Ayşe Şule Özdoğan<br />

gibi diplomatik temsilcilerin yanısıra<br />

iş dünyasından önde gelen isimler ve<br />

medya mensupları katıldı.<br />

Dr. Özel konuşmasında, ekonomik<br />

açıdan eşzamanlı küresel bir büyüme<br />

döneminin söz konusu olduğunu ve<br />

merkez bankalarının ülke ekonomilerine<br />

olan desteğini azaltma eğiliminde<br />

bulunduklarını belirtti.<br />

Avusturya İstatistik Kurumu verilerine göre<br />

2017’de 'para birikim' kotası düştü. Düşük<br />

reel gelire rağmen tüketim ise daha fazla.<br />

Avusturyalılar 2017’de daha az parayı kenara<br />

koyabildi. Ailelerin tasarruf kotası %6.4’e<br />

düştü. Kullanılabilecek reel gelir azaldı.<br />

Ancak, cüzdanında daha az para olmasına<br />

rağmen Avusturyalı daha çok harcama yaptı.<br />

Tüketim harcamaları 2017’de yalnız nominal<br />

(+%3.5) değil reel olarak da %1.4 artış gösterdi.<br />

Tasarruf kotasındaki düşüş devam ediyor. Aileler<br />

2015’de gelirlerinin %6.9’unu, 2014’de<br />

%6.8’ini, 2013’de %7.1’ni tasarruf ettiler. Geriye<br />

bakılacak olursa 1995’de oran yaklaşık<br />

%15, mali krize kadar ise sürekli %10 civarındaydı.<br />

Buna rağmen Avusturya’da tasarruf<br />

kotası Avrupa bölgesinin ortalamasından<br />

biraz daha yüksek seyrediyor.<br />

Enflasyonun %2.1 olduğu dikkate alınırsa<br />

2017’deki gelirdeki %1.7’lik bir nominal artış<br />

Avusturyalıya göre yetersiz kalıyor. Devletin<br />

eğitim ve sağlık gibi destekleri de ailenin gelirine<br />

eklense, bu durumda tüketim konseptine<br />

göre kullanılacak gelir %1.9 artsa bile<br />

enflasyon oranıyla tutunamıyor.<br />

En önemli gelir kategorileri maaş ve ücretler<br />

olarak düşünülürse bu grup nominal olarak<br />

%3.4 arttı. Sosyal yardımlarda reel düşüş<br />

oldu, nominal artış ise sadece %0.8’de kaldı.<br />

Serbest meslek gelirleri, işletme fazlası ve<br />

gayrimenkul gelirleri %0.6 arttı.<br />

Buna karşın 2017 yılında gelir vergisi %4<br />

yükseldi, sosyal katkı payları ise %3.6 artış<br />

gösterdi.<br />

Avusturya’da Tarihi Güvenlik Bütçesi<br />

Ayrıca, Türkiye'deki ekonomik büyümenin<br />

teşviklerin desteğiyle hızlandığını<br />

belirten Özel, güçlü büyüme<br />

ivmesinin enflasyon ve cari işlemleri<br />

etkilediğini ve mali disiplinin ise<br />

ekonomi için en önemli çapa olmaya<br />

devam edeceğine dikkat çekti. Bankacılık<br />

sektörünün yüksek sermaye<br />

yeterlilik oranı ve aktif kalitesi ile<br />

ekonomiye destek vermeye devam<br />

etmekte olduğunu vurgulayan Özel,<br />

sunumunun ardından katılımcıların<br />

sorularını cevapladı ve <strong>2018</strong> yılı ile<br />

ilgili olarak öngörülerde bulundu.<br />

DenizBank AG İcra Kurulu Başkanı ve CEO'su A.Mesut Ersoy ve Dr. Saruhan Özel<br />

Avusturya Hükümeti, geçtiğimiz günlerde güvenlik,<br />

göç ve iltica başlıkları adı altında İçişleri<br />

Bakanlığı’na <strong>2018</strong>/19 yılları için toplam 3<br />

milyar 260 milyon euroluk dev bir bütçe ayrılmasına<br />

karar verdi. Bu rakam Avusturya’da,<br />

ikinci cumhuriyet döneminin en büyük bütçesi<br />

olarak kayıtlara geçti.<br />

İçişleri Bakanı Herbert Kickl: ‘‘Bu büyük bütçe<br />

ile ülkemiz güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyduğu<br />

yatırımları yapmak için bir fırsat doğdu.<br />

Özellikle polislerimizin en son teknolojiye<br />

sahip iyi bir ekipmana sahip olması için adımlar<br />

atıyoruz. Koruyucu yelek ve güvenlik<br />

kameralarında ihale süreci devam ediyor.<br />

Bunun yanında siber suçlarla mücadele ve<br />

sınır güvenliğini daha iyi sağlamak için<br />

mevcut olan personel eksikliğini de en kısa<br />

zamanda gidermek istiyoruz.’’<br />

Lehrgang der IGGÖ zu<br />

Moscheepädagogik in Österreich<br />

IGGÖ’den Avusturya’da<br />

Yeni Eğitim Programı<br />

Viyana (OTS/IGGIÖ) - Avusturya<br />

İslam Cemaati, Aşırılığı Önleme<br />

ve Anti-radikalleştirme<br />

irtibat merkezi işbirliğiyle hazırladığı<br />

camii eğitimi derslerini<br />

7 Nisan’dan itibaren<br />

“Avusturya’da camii eğitimi:<br />

Çağdaş bölgesel çalışma<br />

prensipleri - Uygulama için<br />

sunular” adıyla başlattı. Ders<br />

ilk önce Graz/Steiermark‘ta<br />

daha sonra diğer eyaletlerde<br />

uygulanacak.<br />

Dersin hedefleri<br />

- Camii ve bölge faaliyetlerinin<br />

mevcut yaklaşımlarını yapıcı<br />

olarak yaygınlaştırmak<br />

ve kalite garantisine katkı<br />

sağlamak.<br />

- Tüm topluma katkı sağlaması<br />

için, camiler ve yerel<br />

kurumlarla işbirliği içinde anlamlı<br />

sosyal faaliyetler sunabilmek<br />

ve bu yolla camileri<br />

desteklemek.<br />

- Sürekli bir eğitim ve değerlendirme<br />

ile toplumsal faaliyetlere<br />

olanak sağlamak.<br />

Hedef Gruplar<br />

Ders öncelikle şu kişilere yönelik:<br />

İmam ve muhtarlar,<br />

memur ve koordinatörler,<br />

camii derneklerinin gençlik<br />

ve kadın kolları başta olmak<br />

üzere aktif üyeleri, Müslüman<br />

cemaatlerde sosyal<br />

faaliyetlerde anlamlı ve faydalı<br />

bir birlikte çalışma isteyen<br />

din adamları.<br />

İşbirliği ortakları<br />

Dersin şeffaf çizgisini vurgulamak<br />

için her bir ders saati<br />

için IGGÖ’nün eğitmenleri<br />

yanında teoloji, din pedagojisi<br />

ve din adamlığı branşlarından<br />

başka, Aile Danışmanlığı,<br />

Uyuşturucuyu Önleme<br />

ve Emniyet Birimleri<br />

gibi dış işbirliği ortaklarından<br />

da yararlanılıyor.<br />

Detaylı Bilgi İçin / Weitere Informationen:<br />

Dr. Nadim Mazarweh<br />

Kontaktstelle für Extremismusprävention und<br />

Deradikalisierung<br />

IGGÖ, Bernardgasse 5, 1070 Wien<br />

Email: moscheepaedagogik@derislam.at


<strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

VORARLBERG - 9<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Wenn alles zuviel wird<br />

Entlastung für Familien<br />

Bregenz (VLK) – Die Begleitung durch die Familienhilfe<br />

erleichtert es betroffenen Familien, in ihrer<br />

problematischen Lage einen geordneten Alltag aufrecht<br />

zu erhalten und so die schwierige Phase zu<br />

überbrücken. Die Familienhelferinnen entlasten die<br />

Eltern bei der Beaufsichtigung und Betreuung der Kinder<br />

und übernehmen alltägliche Hausarbeiten in der<br />

für die Familienmitglieder gewohnten Umgebung.<br />

Dank ihrer soliden Ausbildung und aus ihrer reichen<br />

Erfahrung können sie wertvolle Tipps zur Säuglingspflege,<br />

zur Kindererziehung und zur Haushaltsführung<br />

geben. Landesrätin Wiesflecker: "Das<br />

tatkräftige Zupacken der Familienhelferinnen wird<br />

von Eltern sehr geschätzt und hilft ihnen, selbst<br />

wieder Zuversicht und Kraft zu schöpfen."<br />

Nicht zuletzt verstehen sich die Familienhelferinnen<br />

auch als Gesprächspartnerinnen. Sie hören zu, wenn<br />

Familienmitglieder ihre Sorgen und Nöte schildern,<br />

und können auf Wunsch bzw. bei Bedarf auch<br />

Kontakte zu anderen Hilfsdiensten vermitteln. "Es ist<br />

mir wichtig, dass Vorarlbergs Familien wissen, dass<br />

es diese unbürokratische Hilfe gibt, wenn sie sie<br />

brauchen", so Landesrätin Wiesflecker.<br />

BİSİKLET YARIŞMASI - HER KİLOMETRE SAYILIYOR<br />

Radius Fahrradwettbewerb <strong>2018</strong><br />

Jeder Kilometer zählt!<br />

Lust auf mehr Bewegung? Radle dich fit und<br />

bekomme einen Überblick über deine<br />

geradelten Kilometer. Lass dir die Chance<br />

auf Preise und Gewinnspiele nicht entgehen.<br />

Sei dabei, wenn ganz Vorarlberg radelt!<br />

Vom 16. März bis 30. September zählt<br />

wieder jeder Kilometer.<br />

Einfach anmelden, losradeln und Kilometer<br />

sammeln!<br />

Melde dich ab dem 12. März auf<br />

www.fahrradwettbewerb.at an. Deine Kilometer<br />

kannst du direkt im Internet, über die<br />

Radius App oder im Fahrtenbuch eintragen!<br />

Das kannst du täglich, monatlich oder am<br />

Ende des Wettbewerbs machen.<br />

Radle deinen guten Vorsätzen entgegen<br />

Radeln macht fit und glücklich. Wir wissen,<br />

aller Anfang ist schwer. Deshalb kannst du<br />

dir beim Radius persönliche Ziele setzen.<br />

Jeder Kilometer bringt dich deinem Ziel<br />

näher. Kleine Trophäen wie der silberne<br />

Lungenflügel, die kleine Eistüte oder der<br />

große Geldsack helfen dir dabei. Am<br />

Ende wirst du überrascht sein, wie viele<br />

Kilometer im Alltag zusammen kommen.<br />

Tipp: Mit der Radius App gehen keine geradelten<br />

Kilometer verloren.<br />

Radeln und gewinnen!<br />

Bist du mehr als 100 Kilometer geradelt,<br />

hast du am Ende bei vielen Veranstaltern die<br />

Chance auf tolle Preise. Als Motivationsschub<br />

gibt es auch während des Wettbewerbs<br />

immer wieder die Möglichkeit,<br />

bei Gewinnspielen mitzumachen. Versuch<br />

dein Glück und radle mit!<br />

Anmeldung und weitere Informationen<br />

unter www.fahrradwettbewerb.at oder bei<br />

deinem Veranstalter (Gemeinden, Betrieben,<br />

Vereinen und Bildungseinrichtungen).<br />

Daha Fazla Harekete<br />

Hazır mısınız?<br />

Zinde olmak için pedal çevir, yaptığın kilometreye<br />

bir bak. Ödül ve çekiliş şanslarını<br />

kaçırma. Tüm Vorarlberg pedal çevirirken<br />

sen de buna katıl! 16 Mart’tan 30 Eylül’e<br />

kadar her kilometre sayılıyor.<br />

Günlük hayatta kaç kilometre yaptığın toplandığında<br />

ve sonuçları görünce sen de çok<br />

şaşıracaksın. Öneri: Radius App (uygulama)<br />

ile kat ettiğin hiçbir kilometre boşa gitmez.<br />

Fünf gute Gründe, beim<br />

Radius mitzuradeln:<br />

• Radeln macht fit und glücklich<br />

• Jeden Tag ein Erfolgserlebnis<br />

• Setz dir dein persönliches Ziel<br />

• Gewinnspiele und tolle Preise<br />

• Ganz Vorarlberg radelt<br />

Başvuru, kayıt ve daha fazla bilgi için:<br />

www.fahrradwettbewerb.at ya da organizatörler<br />

(Belediyeler, İşletmeler, Dernekler<br />

ve Eğitim Kurumları)<br />

Radius’da birlikte pedal<br />

çevirmek için 5 iyi sebep:<br />

• Bisiklet mutlu ve zinde kılar<br />

• Her gün bir başarı deneyimi<br />

• Kişisel hedefini belirle<br />

• Çekilişler ve muhteşem ödüller<br />

• Tüm Vorarlberg pedal çeviriyor<br />

© Land Vorarlberg<br />

BİSİKLET YARIŞMASI<br />

16.3.–30.9.18<br />

Nadine und Otto<br />

aus Gisingen<br />

Entgeltliche Einschaltung des Landes Vorarlberg<br />

Her Kilometre e Sayılıyor<br />

yor<br />

Siz de Katılın: www.fahrradwettbewerb.at<br />

t<br />

„Dieses Projekt wird im Rahmen des klimaaktiv Förderungs-<br />

programms aus Mitteln des Klima- und Energiefonds als<br />

Beitrag zum Umwelt- und Klimaschutz im Verkehr r gefördert“<br />

Bisiklet Yarısması<br />

ı<br />

için ücretsiz App!


<strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

LESEN / BÜCHER - 10<br />

Wie wichtig ist Lesen?<br />

Im Interview: Expertin Dr. Margit Böck<br />

Foto © AAU/photo riccio<br />

Dr. Margit Böck, Vorsitzende der Austrian Literacy<br />

Association, Kommunikations- und Medienwissenschafterin<br />

mit Arbeitsschwerpunkt Literalität / Literacy<br />

Sehr geehrte Frau Böck, immer wieder hört<br />

man, wie wichtig Lesen ist. Können Sie unseren<br />

LeserInnen nochmals mitteilen, warum dies so<br />

ist?<br />

Die Schrift als Kulturtechnik ist aus unserem<br />

Alltag nicht wegzudenken, egal ob es um unser<br />

Arbeitsleben, die Schule, unseren Alltag oder die<br />

Freizeit geht. Das Lesen und – darauf wird<br />

manchmal (fast) vergessen – das Schreiben sind<br />

die Werkzeuge, die wir brauchen, um die unbegrenzten<br />

Möglichkeiten, die die Schrift für uns<br />

und unsere Gesellschaft haben kann und hat,<br />

nützen zu können. Deshalb steht in den ersten<br />

Schuljahren das Erlernen von Lesen und Schreiben<br />

neben dem Rechnen als Basiskompetenzen<br />

im Mittelpunkt des Unterrichts. Die Lesekompetenz<br />

eröffnet uns Zugang zu Information und Wissen,<br />

sie ist der Schlüssel zur Welt der Literatur.<br />

Ohne Lesen könnten wir das Internet und Soziale<br />

Medien nur sehr eingeschränkt nutzen, weil geradeim<br />

Internet dieSchrift einesehr großeRolle<br />

spielt.<br />

Lesen und Schreiben sind Voraussetzungen dafür,<br />

um am öffentlichen Leben unserer Gesellschaft<br />

zu partizipieren. Ohne Lesen und Schreiben<br />

sind unsere Möglichkeiten, unser Leben selbstbestimmt<br />

zu gestalten, sehr eingeschränkt. Eine<br />

umfassende Lesekompetenz ist eine der Voraussetzungen<br />

für sozialen, beruflichen und privaten<br />

Erfolg. Menschen, die nicht gut lesen können,<br />

sind beispielsweise überdurchschnittlich oft<br />

arbeitslos, eine neue Stelle zu finden, ist für sie<br />

besonders schwierig. Um eine Vorstellung davon<br />

zu bekommen, wie wichtig Schrift für uns z. B. ist,<br />

um uns zurecht zu finden, brauchen wir nur<br />

daran denken, wie es für uns wäre, in einer kleinen<br />

Stadt in China, Japan oder Jordanien zu sein,<br />

wo alles in Kanji (Schriftzeichen), einer der japanischen<br />

Silbenschriften oder in der arabischen<br />

Schrift geschrieben ist, jeder Hinweis, jeder Straßenname,<br />

jede Geschäftsaufschrift. Wir wären<br />

auf andere Menschen angewiesen, die nicht nur<br />

die jeweiligen Sprachen sprechen, sondern auch<br />

diese Schriften lesen können, ansonsten wären<br />

wir wohl sehr verloren.<br />

Welche Texte oder Bücher sollte ein Kind lesen?<br />

Prinzipiell sollen Kinder möglichst viel und ganz<br />

Verschiedenes lesen. Im Idealfall lernen sie möglichst<br />

früh die Mannigfaltigkeit der Schriftwelt,<br />

sowohl auf Papier gedruckt als auch virtuell auf<br />

dem Bildschirm, kennen – und sie sollen erleben<br />

können, wie spannend, interessant, lustig, wohltuend<br />

es sein kann, sich mit Schrift und schriftlichen<br />

Texten zu beschäftigen. Comics gehören da<br />

ebenso dazu wie Kinderzeitschriften, Webseiten<br />

(für Kinder), Witze, Bilderbücher, Kinderbücher,<br />

die Tageszeitung, ein Katalog, Sachbücher, Anleitungen<br />

usw. Wichtig wäre, wenn es um Bücher<br />

geht, dass auch hier die Vielfalt dessen, was es<br />

alles gibt, geöffnet wird – etwas, das öffentliche<br />

Bibliotheken besonders gut können. Überhaupt<br />

ist es so, dass Kinder es sehr gerne haben, wenn<br />

sie Bilderbücher gemeinsam mit ihren Eltern,<br />

Geschwistern, anderen Erwachsenen anschauen<br />

oder ihnen vorgelesen wird. Wenn Kinder selbst<br />

lesen, dann sollten sie vor allem das lesen,<br />

was ihnen besonders Spaß macht – und immer<br />

wieder auch Anderes, Neues kennenlernen<br />

können.<br />

Und wenn ein Kind gar nicht lesen will?<br />

Dann wäre in einem ersten Schritt einmal darüber<br />

nachzudenken, welche Gründe es dafür<br />

geben könnte. Ist dem Kind vertraut, was man<br />

mit Lesen alles machen kann, was es alles so zum<br />

Lesen gibt? Dass Lesen lustig sein und spannend<br />

sein kann? Dass man dabei etwas über das<br />

Lieblingstier erfahren kann, was man vorher<br />

nicht gewusst hat? Gibt es im Umfeld des Kindes<br />

interessante Dinge, wie Bücher, Zeitschriften,<br />

Comics, zu lesen? Kennt das Kind Webseiten für<br />

Kinder? Dazu findet man z. B. Hinweise bei<br />

www.saferinternet.at - dort gibt es viele Informationen<br />

für Eltern und LehrerInnen zur Sicherheit<br />

im Internet, Cybermobbing usw. Wichtig ist<br />

herauszufinden, ob das Kind Schwierigkeiten mit<br />

dem Lesen hat. Sollte das der Fall sein, wäre abzuklären,<br />

was dem Kind schwerfällt, um gezielt<br />

Maßnahmen zu setzen und üben zu können.<br />

Wenn ein Kind gut lesen kann, aber nicht gerne<br />

lesen will (schon gar keine Kinderbücher, die eher<br />

für Kleinere geschrieben wurden oder die den<br />

Eltern als Kindern selbst gut gefallen haben, oder<br />

ein Mädchenbuch, wenn ein Bub nicht lesen will),<br />

sollte man nicht Druck ausüben, weil dieses Kind<br />

wohl ohnehin das lesen wird, was es interessiert.<br />

Anders ist es, wenn das Kind auch deswegen<br />

nicht gerne liest, weil es einfach so lange dauert,<br />

fad ist und weil das Kind vielleicht nicht ganz soo<br />

gut lesen kann: Da ist es wichtig herauszufinden,<br />

was dem Kind Spaß macht und von dort aus<br />

weiterzudenken: Gibt es da einen Comic dazu?<br />

Oder besondere Webseiten im Internet? Hat die<br />

Bibliothekarin / der Bibliothekar Vorschläge für<br />

Bücher, Comics, Zeitschriften? Was lesen die<br />

FreundInnen des Kindes? Wäre da etwas dabei,<br />

was es sich ausborgen könnte? Usw.<br />

Lesen Sie das ganze Interview mit Frau Dr. Margit Böck, in dem<br />

die Expertin unter anderem über den Unterschied zwischen Jungen<br />

und Mädchen im Leseverhalten erzählt und ob wir uns wegen<br />

den neuen Medien (Computer, Handy...) Sorgen machen müssen:<br />

www.europa-journal.net<br />

Mit diesen Buchreihen macht Lesen richtig Spaß!<br />

© Carlsen<br />

Sabrina J. Kirschner,<br />

Monika Parciak (Illustraon)<br />

Band 3,<br />

ab 8 Jahren,<br />

224 Seiten, EUR 10,30<br />

ISBN: 978-3-551-65393-2<br />

Verlag: Carlsen<br />

© Arena<br />

Alice Pantermüller<br />

Daniela Kohl (Illustraon)<br />

Band 13,<br />

160 Seiten, ab 9 Jahren<br />

EUR 10,30<br />

ISBN: 978-3-401-60332-2<br />

Verlag: Arena<br />

© cbj<br />

Sven Gerhardt<br />

llustraon von Vera<br />

Schmidt<br />

Band 1, 160 Seiten<br />

ab 8 Jahren, EUR 11,30<br />

ISBN: 978-3-570-17389-3<br />

Verlag:cbj Kinderbücher<br />

Die (un)langweiligste Schule der Welt:<br />

Die enührte Lehrerin...<br />

HILFE! Maxes Klassenlehrerin wurde entführt! Und noch schlimmer: Direktor<br />

Schnittlich soll sie vertreten. Der Albtraum aller Schüler! Frieda und<br />

Maxe bleibt nur noch eine Chance: Sie müssen so schnell wie möglich ihre<br />

Lehrerin finden...<br />

DIE UNLANGWEILIGSTE SCHULE DER WELT ist eine witzige, turbulente Reihe<br />

für Jungs und Mädchen ab 8 Jahren: Du dachtest immer, deine Schule<br />

wäre langweilig? Da kennst du die Schule von Maxe wohl noch nicht: Kinder<br />

im Schlafkoma, über 777 Schulregeln und achtmal täglich Mathe. Gegen<br />

so viel Langeweile kann nur noch einer helfen: Inspektor Rumpus von der<br />

geheimnisvollen BfLb…<br />

Kritik: Witzige und spannende Geschichte für Jungs und Mädchen. Tolle<br />

Fortsetzung der ersten Bände. Schule muss doch nicht langweilig sein!<br />

Wenn die Frösche zweimal quaken...<br />

Mein Lotta-Leben<br />

Gaaah! Seit Cheyenne und ich uns mit einem Gruselfilm auf den Schul-Vorlesewebewerb<br />

vorbereitet haben, passieren voll unheimliche Dinge: Cheyenne<br />

kann auf einmal total gut lesen (Zauberei!), Mama hat ausgerechnet an einem<br />

Freitag, den 13., einen Unfall und dann müssen meine Blödbrüder und ich auch<br />

noch kurzfrisg zu Oma und Opa ziehen. Bei denen wohnt neuerdings ein ganz<br />

merkwürdiger schwarzer Kater und auch sonst begegnen Cheyenne und mir<br />

auf einmal überall schaurige Gestalten. Uns ist voll das Unglück auf den Fersen!<br />

Und meine Blockflöte kann ausnahmsweise mal gar nichts dafür…<br />

Krik: Loa vom Feinsten, wie immer witzige Sprache, lusge Illustraonen<br />

und ganz viele verrückte Abenteuer. Ein bisschen gruselig wird es in diesem<br />

Band - also auf die Plätze, ferg, lesen! Und alle Loafans, die diesen Band<br />

schnell verschlingen, werden sich fragen: Wann erscheint wohl Band 14?!<br />

Die Heuhaufen-Halunken<br />

Sechs Halunken für ein krummes Ding (Band 1)<br />

Die Heuhaufen-Halunken sind eine Bande, wie sie das kleine 200-Seelen-Dorf<br />

Dümpelwalde noch nie gesehen hat. Und keine Frage, sie lieben ihr Zuhause,<br />

auch wenn es von Fremden gerne als »Ende der Welt« bezeichnet wird.<br />

Blöd nur, wenn die Sommerferien anstehen und gähnende Langeweile droht.<br />

Aber Meggy wäre nicht die Anführerin der Halunken, häe sie nicht längst<br />

eine geniale Ganovenidee: Einen richgen Halunken-Urlaub mit Zelt am<br />

Badesee – ohne Eltern, dafür mit dem alten Volvo aus der Scheune. Dem Plan<br />

scheint nichts im Wege zu stehen, doch dann taucht auf einmal Bauer Kunzes<br />

Kuhweide auf...<br />

Krik: Erster Band (von bislang 2 Bänden) einer witzigen, frechen Bande, die<br />

sich allerlei einfallen lässt. Ein abenteuerlicher Trip in den Urlaub verspricht<br />

wirklich aufregend zu werden... ob das nur gut geht?!<br />

© Loewe © Gulliver © Oetinger<br />

Nina Weger<br />

Illustratorin: Nina Dulleck<br />

Band 3<br />

ab 9 Jahren<br />

224 Seiten, ca. EUR 12,40,<br />

ISBN 978-3-7891-0879-2<br />

Verlag: Oenger<br />

Eoin Colfer<br />

Illustrator: Tony Ross<br />

Band 3,<br />

93 Seiten, ab 8 Jahren<br />

ca. EUR 5,95<br />

ISBN: 978-3-407-74189-9<br />

Verlag: Gulliver<br />

Frauke Scheunemann<br />

Band 1<br />

240 Seiten<br />

ab 11 Jahren<br />

EUR 13,40<br />

ISBN: 978-3-7855-7780-6<br />

Verlag: Loewe<br />

Bärenalarm im Internat<br />

Club der Heldinnen<br />

Alarm im Matilda Imperatrix! Wer hat die Bienenstöcke des Internats zerstört?<br />

Pina, Flo und Blanca nehmen sofort die Spur auf und finden heraus:<br />

Es war ein kleiner Bär, der mutterseelenallein durch die Wälder streift.<br />

Vor allem Pina fühlt mit dem Bärenkind, denn sie weiß genau, wie es ist,<br />

ganz allein und ohne Eltern zu sein.<br />

Doch natürlich ist auch ein kleiner Bär kein Kuscheltier – und bald macht<br />

sich Panik unter den Schülerinnen breit. Ein Bär, so dicht am Internat, ist<br />

das nicht wahnsinnig gefährlich? Auch im Dorf rüsten sich die ersten Bauern<br />

für die Jagd – und Pina, Flo und Blanca ist klar: Sie müssen sofort handeln,<br />

wenn sie den kleinen Bären retten wollen!<br />

Kritik: Wer einen Band vom Club der Heldinnen gelesen hat, will garantiert<br />

noch mehr! Spannend und einfach für coole Mädels!<br />

Tim und der schrecklichste Bruder der Welt<br />

Das ist gemein!<br />

Keiner hört ihm zu, glaubt Tim. Garanert hat genau in dem Augenblick, in dem<br />

er mal mit seinen Eltern reden will, einer seiner vier Brüder etwas Wichgeres<br />

zu berichten. Da fordert Opa ihn zu einem Geschichten-Wekampf heraus. Tim<br />

erzählt vom Friseur, der ihm versehentlich eine halbe Glatze verpasst hat – und<br />

Opa zeigt gelassen auf seine Schädelnarbe, die von einem aggressiven Hai<br />

stammt. Doch dann steuert Tims Vater die wirklich unglaubliche Geschichte<br />

vom schrecklichsten Bruder der Welt bei. Die kann selbst Opa nicht toppen.<br />

Krik: Ein lusges Buch, das sich zum Vor- oder selber lesen eignet. Wie es<br />

in einer echten Großfamilie so zugeht ist wirklich erheiternd. Da muss sich<br />

der eine oder andere schon mal was einfallen lassen, um nicht vergessen zu<br />

werden...<br />

Ein Kater in geheimer Mission<br />

Winston<br />

Ich bin Super-Winston! Ich bin die schlauste Katze des Universums! Ich bin<br />

Weltklasse!<br />

So ein Katerleben ist herrlich!, findet Winston. Man kann den ganzen Tag gemütlich<br />

auf dem Sofa herumliegen und Geflügelleber mit Petersilie fuern.<br />

Lecker! Doch als Winstons Herrchen eine neue Haushälterin einstellt, die mit<br />

ihrer Tochter in die Wohnung einzieht, ist es aus mit der Ruhe: Kira und ihre<br />

Muer haben nämlich jede Menge Probleme im Gepäck, und bevor sich Winston<br />

versieht, steckt er mien in einem echten Kriminalfall … und kurz darauf<br />

– ach du heilige Ölsardine – auch noch im Körper eines Mädchens! Hilfe!!!<br />

Krik: Spannend geschrieben, witzig erzählt, ein Buch, das man so schnell<br />

nicht aus der Hand legt! Für alle LeserInnen, denen es ebenso geht: Keine<br />

Sorge, in der Reihe Winston sind bereits 6 Bände erschienen, also los geht’s!


11 - SALZBURG<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

<strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Kindersachenbörse<br />

e<br />

AK-Präsident Peter Eder<br />

28. April <strong>2018</strong>, 9-13 Uhr<br />

Saalfelden, NMS Aula<br />

5. Mai <strong>2018</strong>, 9-13 Uhr<br />

Stadt Salzburg, AK/ÖGB-Haus<br />

<br />

Beratungen & Informationen<br />

onen<br />

Mutterschutz & Karenz,<br />

Kinderbetreuungsgeld-Konto<br />

beruflicher Wiedereinstieg<br />

eg<br />

<br />

Kinderspielecke<br />

Snacks & Getränke<br />

Sie suchen günstige Kinderkleidung eidung und Spielsachen?<br />

en<br />

Lehrlingsoffensive gegen den Fachkräftemangel<br />

Salzburg soll zum lehrlingsfreundlichsten Bundesland werden<br />

(LK) - Der Salzburger Wirtschaft geht es gut,<br />

Fachkräfte werden gesucht. Mit einer umfassenden<br />

Lehrlingsoffensive begegnen nun das<br />

Land und seine Partner dieser Herausforderung<br />

für die Zukunft. "Salzburg soll zum lehrlingsfreundlichsten<br />

Bundesland Österreichs<br />

werden", so die klare Zielvorgabe von Landeshauptmann<br />

Wilfried Haslauer.<br />

In konkreten Zahlen heißt dies: Der Anteil der<br />

15-Jährigen, die sich für eine Lehre entscheiden,<br />

soll in den kommenden fünf Jahren von<br />

derzeit 42 Prozent wieder in Richtung 50 Prozent<br />

steigen. Deutlich steigen soll auch die Zahl<br />

der Maturanten, die eine Lehre absolvieren,<br />

nämlich von zwei auf zehn Prozent. Mehr<br />

junge Leute sollen für eine Lehre begeistert<br />

sowie die Ausbildungsqualität nachhaltig<br />

gesichert und gestärkt werden.<br />

Salzburg als führendes Land<br />

der dualen Ausbildung positionieren<br />

"Salzburg als führendes Land der dualen<br />

Ausbildung zu positionieren, wird neben einer<br />

Offensive für IKT-Fachkräfte eines der wichtigsten<br />

standortpolitischen Vorhaben der<br />

Landesregierung in der nächsten Legislaturperiode",<br />

betonte Haslauer: "Unser Land steht<br />

in puncto Arbeitsmarkt hervorragend da. Jetzt<br />

die Lehrlingsausbildung weiter nach vorne zu<br />

bringen, ist das beste Mittel gegen den wachsenden<br />

Fachkräftemangel in der Wirtschaft<br />

(HP) Was denken und fühlen die jungen<br />

Menschen im Bundesland Salzburg? Mit dieser<br />

Frage beschäftigt sich das Buch-Projekt "Wir<br />

in Salzburg". Es ist voll mit autobiografischen<br />

Buch-Projekt "Wir in Salzburg"<br />

370 Jugendliche lassen in ihr Leben blicken<br />

Texten, die tiefe Einblicke in das Leben von 370<br />

Jugendlichen geben.<br />

"Das Projekt ist eine einzigartige Möglichkeit,<br />

mehr über die Wünsche, Bedürfnisse,<br />

© Fotos: Land Salzburg / Albert Leis<br />

und fördert die Jugendbeschäftigung."<br />

Lehre attraktiver gestalten<br />

und ihr Image aufwerten<br />

"Um den Fachkräftemangel langfristig zu<br />

lösen, müssen wir die Ansprüche der Jugendlichen<br />

verstehen, die Lehre attraktiver gestalten<br />

und das Image der Lehre aufwerten",<br />

ergänzte Peter Malata, Geschäftsführer der<br />

W&H Dentalwerk Bürmoos GmbH und Vizepräsident<br />

der IV-Salzburg.<br />

Mehr Lehranfänger –<br />

Trendwende verstärkt sich<br />

Dabei ist die Ausgangslage für<br />

eine Lehrlings-Offensive hierzulande<br />

besser denn je. Salzburg<br />

hat sich in den Vorjahren in einigen<br />

Parametern eine Spitzenposition<br />

erarbeitet: Mit einem 8,2<br />

Prozent-Plus bei den Lehrlingen<br />

im ersten Lehrjahr und einer<br />

Steigerung von 7,7 Prozent bei<br />

den Lehranfängern war Salzburg<br />

2017 im Österreichvergleich jeweils<br />

Spitze. Der Anteil der Lehrlinge<br />

im ersten Lehrjahr bei den<br />

15-Jährigen liegt mit 42 Prozent<br />

klar über dem Bundesschnitt (38<br />

Prozent). Salzburg ist führend in<br />

Österreich bei "Lehre mit Matura",<br />

bei den erfolgreich absolvierten<br />

Lehrabschlussprüfungen sowie bei<br />

der Zufriedenheit mit der Berufswahl, wie<br />

eine neue Umfrage des Instituts für Bildungsforschung<br />

der Wirtschaft beweist. Und: Salzburg<br />

ist das einzige Bundesland in Österreich,<br />

in dem die Meisterprüfung dank Landesförderung<br />

kostenlos ist.<br />

Lehre nach der Matura<br />

Für eine Lehre begeistern ließen sich bereits<br />

Sehnsüchte und Träume der jungen Salzburgerinnen<br />

und Salzburger zu lernen. Denn<br />

nur so können wir bei deren Realisierung<br />

helfen und unterstützen, wo es uns möglich<br />

ist", sind sich AK-Präsident Peter Eder,<br />

Jugend-Landesrätin Martina Berthold und Salzburgs<br />

Vize-Bürgermeister Bernhard Auinger<br />

einig.<br />

Autobiografische Berichte<br />

von Jugendlichen in Salzburg<br />

Vor drei Jahren wurden in der Neuen Mittelschule<br />

Hallein die ersten Texte für das Buch-<br />

Projekt "Wir in Salzburg" geschrieben. Nun<br />

erscheinen unter diesem Titel<br />

zwei Bände mit mehr als 370<br />

autobiografischen Berichten von<br />

jungen, in Salzburg lebenden<br />

Menschen im Alter zwischen 14<br />

und 24 Jahren.<br />

Journalist und Autor motivierte<br />

die Jugendlichen zum Schreiben<br />

Initiiert wurde das Projekt von<br />

dem aus Hallein stammenden<br />

Journalisten und Autor Ernst<br />

Schmiederer. Er sammelt mit<br />

Schauen Sie vorbei!<br />

Marlene Becker und Katja Sax. Beide haben<br />

nach der Matura eine Lehre bei der Salzburger<br />

Werbeagentur GAS – G.A. Service GmbH<br />

begonnen. Beide werden im Lehrberuf<br />

"Medienfachmann/-frau- Mediendesign" ausgebildet.<br />

"Wir haben mit unseren Lehrlingen<br />

viel Freude. Aufgrund der Vorbildung ist ihr<br />

Niveau bereits sehr hoch und die Integration<br />

ins Team funktioniert klaglos", so Geschäftsführer<br />

Helmut Gruber. Auch Marlene Becker<br />

ist mit ihrer Berufswahl zufrieden: "Nach<br />

der Schule wollte ich etwas Kreatives machen.<br />

Da für mich ein Studium nicht infrage kam,<br />

war der Lehrberuf Mediendesign genau das<br />

Richtige."<br />

dem Team seines Wiener Blinklicht Media Lab<br />

seit 2011 österreichweit solche Berichte und<br />

publiziert diese in einer mittlerweile elf Bände<br />

umfassenden Buchreihe.<br />

Autorinnen und Autoren<br />

kommen selber zu Wort<br />

Bei den Buch-Präsentationen lesen Jugendliche<br />

aus ihren Texten selber vor und stehen<br />

im Anschluss zum Gespräch bereit. "Es ist eine<br />

Ermutigung für alle jungen Menschen, ihre<br />

eigenen Geschichten zu erzählen – und ein<br />

Auftrag an uns Erwachsene, viel mehr hinzuhören."<br />

© wildbild


<strong>APRIL</strong> <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

JOB UND KARRIERE - 12<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

waff-Frauenprogramme<br />

Förderung und Unterstützung für Frauen<br />

rk - „FRECH - Frauen ergreifen Chancen“ ist ein<br />

seit Jahren erfolgreiches Unterstützungsprogramm<br />

des Wiener ArbeitnehmerInnen Förderungsfonds<br />

(waff) für Frauen. Fakt ist:<br />

Beschäigte Frauen – vor allem die Teilzeit<br />

bzw. in schlechten oder schlecht bezahlten<br />

Jobs arbeiten – bleiben auch bei der Weiterbildung<br />

im Betrieb o auf der Strecke. Mit<br />

seinem speziellen Programm „FRECH – Frauen<br />

ergreifen Chancen“ unterstützt daher der waff<br />

beschäigte Wienerinnen dabei, sich beruflich<br />

neu zu orieneren. Wesentlicher Bestandteil<br />

des waff-Programms neben finanzieller<br />

Unterstützung: Professionelles Coaching, um<br />

den Frauen Mut zu machen, beruflich neue<br />

Wege zu gehen und sie Schri für Schri auf<br />

ihrem Veränderungsweg zu begleiten.<br />

Konkret richtet sich das Programm FRECH an<br />

beschäigte Frauen, die nicht mehr als<br />

1.800 Euro neo im Monat verdienen<br />

und sich beruflich verändern wollen<br />

oder müssen. Sie können bei ihrer<br />

Ein Unternehmen auf solide Beine zu stellen<br />

ist harte Arbeit. Dennoch scheint es immer<br />

mehr TirolerInnen zu reizen.<br />

Jährlich werden in Österreich rund 48.000<br />

Unternehmen gegründet, rund ein Prozent<br />

davon kann im engeren Sinn als Start-ups<br />

angesehen werden. Während klassische Unternehmensgründungen<br />

eine „Überlebenschance“<br />

von gut 60 Prozent nach den ersten<br />

sieben Jahren haben, liegen Start-ups hier<br />

teilweise darunter. Angesichts solcher Zahlen<br />

könnte einem die Lust aufs Gründen vergehen.<br />

Tut sie aber offensichtlich nicht. Ein eigenes<br />

Start-up aus dem Boden stampfen, eigene<br />

Ideen umsetzen, sein eigener Chef – oder<br />

immer häufiger seine eigene Chefin – sein,<br />

über sich selbst besmmen, ein Team zusammenstellen,<br />

irgendwann einmal vielleicht mit<br />

InvestorInnen verhandeln, coworken, das<br />

alles ist hip und modern. Diverse TV-Shows,<br />

in denen „junge Wilde“ um die Gunst von<br />

Kapitalgebern – und legimer Weise auch um<br />

mediale Aufmerksamkeit – buhlen, scheinen<br />

dies zu belegen.<br />

Das „goldene Dreieck“<br />

„Team, Technologie,<br />

Markt, und das in dieser<br />

Reihenfolge“, sind laut<br />

Holfeld, Gründer von<br />

Heart Regeneraon Technologies<br />

GmbH., die drei<br />

elementaren Erfolgszutaten<br />

für ein Start-up. Wo<br />

kein Markt, da kein Bedarf<br />

und keine Kunden,<br />

also auch kein Geld zu<br />

verdienen. Und ein A-<br />

Klasse-Team könne auch<br />

adventure X<br />

beruflichen Weiterbildung mit einer finanziellen<br />

Unterstützung von bis zu 3.700 Euro<br />

rechnen. FRECH bietet darüber hinaus auch<br />

Workshops von Frauen für Frauen und<br />

Vorträge mit Expernnen.<br />

Ein weiterer wichger Baustein zur Gleichstellung<br />

von Frauen und Männern am<br />

Arbeitsmarkt ist auch das waff-Programm<br />

für WiedereinsteigerInnen. So unterstützt<br />

der waff bei der opmalen Planung des<br />

Aus- und Wiedereinsegs. Ist eine Ausoder<br />

Weiterbildung notwendig, gibt es<br />

finanzielle Unterstützung. Das Programm<br />

richtet sich nicht nur an berufstäge Frauen,<br />

die den Wiedereinseg planen, sondern auch<br />

an Männer.<br />

"Niemand hat gesagt, dass es leicht wird."<br />

eine B-Klasse-Technologie erfolgreich umsetzen,<br />

aber nicht umgekehrt.<br />

Was sagen die Profis?<br />

Die Grundidee von adventure X: Eine solide<br />

Geschäsidee ist Voraussetzung für ein<br />

erfolgreiches Unternehmen, das Geschäsmodell<br />

der Weg dorthin. Partner, Kundenbedürfnisse,<br />

Ressourcen, Kosten, Umsatzmöglichkeiten,<br />

Marktsituaon, Recht, Steuern:<br />

Alles Dinge, die für die bestmögliche Umsetzung<br />

einer Geschäsidee bedacht werden<br />

müssen. Dabei helfen in Workshops ExpertInnen<br />

und Coaches, etwa mit Hilfe des Business<br />

Model Canvas. Mit dieser Methode können<br />

schnell und effizient Ressourcen, Kundenbeziehungen,<br />

Kosten und Umsatzmöglichkeiten<br />

idenfiziert und dargestellt werden. Der<br />

entscheidende Nutzen des adventure X:<br />

Innerhalb weniger Wochen in kompakten<br />

Experten- und Kundengesprächen wertvolle<br />

Erfahrungen und Feedbacks sammeln und<br />

diese direkt in die Geschäs- und Ertragslogik<br />

eines Unternehmens einfließen lassen.<br />

Mehr Infos unter:<br />

www.startupeuregio.eu/de/startups/adventure-x<br />

© Standortagentur Tirol<br />

Lehre und Lehrlinge<br />

Umfrage über Image und Bewerbungstipps<br />

Verbessertes Image, aber negative Klischees<br />

Laut einer Umfrage der Internetplattform willhaben<br />

sehen 47,2 % aller Befragten ein besser<br />

gewordenes Image der Lehr-Ausbildung in den<br />

letzten Jahren.<br />

In den Ausbildungsbetrieben sieht man sich<br />

trotz dieses Stimmungsbildes teilweise noch<br />

mit „negativen Klischees“ gegenüber dem Lehrberuf<br />

konfrontiert.<br />

Mehrheit der Befragten sieht verbesserte<br />

Berufschancen nach Lehrlingsausbildung<br />

42,2 % aller Befragten sind der Meinung, dass<br />

die Berufsaussichten mit Lehre in den vergangenen<br />

Jahren besser geworden sind.<br />

Trotz der verbesserten Aussichten sind „gute<br />

Lehrlinge im Moment hart umworben“, bestätigt<br />

auch Martina Wasser, Leiterin der Personalentwicklung<br />

in der kika/Leiner Gruppe, die<br />

derzeit insgesamt mehr als 350 Lehrlinge<br />

ausbildet. Um noch mehr junge Menschen<br />

für eine Lehrlings-Ausbildung zu begeistern,<br />

ist es aus ihrer Sicht daher wichtig, dass von<br />

allen Seiten weiterhin und noch mehr in „das<br />

Image und den Stellenwert der Lehre investiert<br />

wird.“<br />

Stimmungs-Spitzenwerte in<br />

Oberösterreich und Salzburg<br />

Vor allem die Salzburger (57,8 %) und Oberösterreicher<br />

(51,3 %) unter den Befragten<br />

sehen die zukünftigen Berufschancen für<br />

Lehrlinge besonders positiv.<br />

Freude an Einkommen und<br />

handwerklichen Tätigkeiten<br />

Von den befragten willhaben Usern wurde als<br />

Hauptinteresse für eine Lehre angegeben, dass<br />

Jetzt<br />

anmelden!<br />

Individuelle Nachhilfe • Größte Flexibilität<br />

Qualifizierte Nachhilfelehrer • Bessere Noten<br />

Bireysel Ders Yardımı • Büyük Esneklik<br />

Kalifiye Eğitmenler • Daha İyi Notlar<br />

Schon ab<br />

9,50 € 2<br />

pro Unterrichtsstunde<br />

(45 Min.)<br />

Lassen Jetzt Sie auch: sich beraten:<br />

Sommerkurse<br />

WH-Vorbereitung<br />

www.schuelerhilfe.at<br />

¹<br />

Sondertarif: Şimdi: gültig nur in<br />

teilnehmenden Yaz Ögrenme Standorten; alle<br />

Tarifbedingungen Kurslari unter www.<br />

schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />

Tekrar Hazirlik<br />

² 1Sondertarif: gültig nur in teilnehmenden Standorten; alle Tarifbedingungen auf www.schuelerhilfe.at/fuenfweg.<br />

2 Informationen über Tarifgestaltung bzw. -staffelung werden in der jeweilige Zweigstelle<br />

bereitgestellt.<br />

INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />

HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />

SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />

WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />

TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />

WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />

ihnen eine handwerkliche Tätigkeit gefällt. Früh<br />

eigenes Geld verdienen und auf eigenen Beinen<br />

stehen, war ein weiterer Hauptgrund. Weiters<br />

wurden genannt: Kein anderes Bildungsangebot<br />

in der Region, die Möglichkeit den Familien-<br />

Betrieb zu übernehmen, Freunde machen<br />

ebenso Lehre oder dies sei einfach Familientradition.<br />

Tipps für Bewerbung und den weiteren<br />

Verlauf der Lehre nannten die Unternehmen,<br />

die Lehrlinge in großer Zahl ausbilden:<br />

• Ordentliche und vollständige Bewerbungsunterlagen<br />

(Motivationsschreiben, Lebenslauf<br />

inkl. Foto, Zeugnisse, etc.)<br />

• Interesse an Lehrberuf und Unternehmen zeigen,<br />

bereits im Vorfeld über das Unternehmen<br />

informieren<br />

• Authentisch sein, im Bewerbungsgespräch<br />

dem Unternehmen die Möglichkeit geben, die<br />

Person hinter dem Lebenslauf kennenzulernen<br />

• Pünktlich, gepflegt und passend gekleidet<br />

zum Bewerbungs-Gespräch erscheinen<br />

• Motivation und Engagement zeigen, schon<br />

beim Bewerbungs-Gespräch, aber auch im<br />

Ausbildungs-Verlauf<br />

• Mut zur Offenheit – viele Lehrlinge trauen<br />

sich vor allem beim Einstieg nicht, offen Fragen<br />

zu stellen, auf Unklarheiten und/oder mögliche<br />

Schwierigkeiten hinzuweisen<br />

• Durchhaltevermögen, und auch bei komplexen<br />

Aufgaben Lösungsansätze und/oder Verbesserungsmöglichkeiten<br />

aufzeigen<br />

• Zuverlässigkeit: Bei Fehlzeiten und/<br />

oder Krankheit umgehend den Betrieb informieren<br />

OTS<br />

Entgeltliche Einschaltung


13 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

NİSAN <strong>2018</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı‘ndan (SETA) önemli çalışma<br />

2017 İslamofobi Raporu Açıklandı<br />

SETA Vakfı tarafından 3 yıldır hazırlanan,<br />

Avrupa İslamofobi Raporu’nun<br />

2017 yılı sayısı yayımlandı.<br />

Editörlüğünü Enes Bayraklı ve<br />

Farid Hafez'in üstlendiği bu<br />

önemli çalışma ile farklı Avrupa<br />

ülkelerinde geçtiğimiz yıl gerçekleşen<br />

ve Müslümanları hedef alan<br />

ırkçı eğilimlerin rakamları açıklandı.<br />

Buna göre Almanya'da 908,<br />

Polonya'da 664, Hollanda'da 364,<br />

Avusturya'da 256, Fransa'da 121,<br />

Danimarka'da 56 ve Belçika'da<br />

36 vaka tespit edildi, bu verilerin<br />

endişelenmek için yeterli ve mevcut<br />

durumun aslında çok daha<br />

kötü olduğuna değinildi.<br />

Çeşitli ülkelerden 40 bilim adamı<br />

ve aktivist, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri<br />

ayrıca Rusya ve Norveç'in<br />

de dahil olduğu 33 ülke ile ilgili raporları<br />

kaleme aldı. İstihdam, eğitim<br />

ve siyaset gibi kilit alanlarda<br />

karşılaşılan İslamofobik olaylara<br />

yer verilen raporlarda, izlenilmesi<br />

gereken yol noktasında tavsiyelerde<br />

de bulunuldu.<br />

Rapor ayrıntıları:<br />

Avrupa ülkelerinde, Almanya dışında<br />

İslamofobiyle mücadele için<br />

özel tedbirler uygulayan ülke<br />

yok. Almanya bir ilke imza atarak<br />

İslamofobiyi siyasi gerekçeli suç<br />

eylemleriyle ilgili resmi polis<br />

istatistiklerinde yer alan 'nefret<br />

suçları' kapsamında bir alt sınıflandırmaya<br />

tabi tutarak kayıt altına<br />

almaya başladı.<br />

İsveç ise İslamofobiyle mücadele<br />

için Irkçılıkla Mücadele Ulusal Planı'nı<br />

hayata geçirecek.<br />

Kurbanların yalnızca yüzde 12'si<br />

saldırıları ihbar ediyor<br />

Raporda, sözlü ve fiziksel saldırıların<br />

yanında cinayet gibi diğer<br />

ağır vakalarda kayda geçirildi.<br />

Almanya'da 908, Polonya'da 664,<br />

Hollanda'da 364, Avusturya'da<br />

256, Fransa'da 121, Danimarka'da<br />

56 ve Belçika'da 36 olay kayda<br />

geçmiştir. Bu rakamların aslında<br />

çok daha fazla olduğu belirtilen<br />

raporda, kurbanların yalnızca<br />

yüzde 12'sinin uğradıkları saldırıları<br />

yasal mercilere bildirdikleri<br />

ve istatistiklerin buz dağının<br />

sadece görünen kısmı olduğuna<br />

işaret edildi.<br />

Avusturya’da peçe yasağı<br />

Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın<br />

başörtüsünü işyerinde yasaklayan<br />

kararın ayrımcılık olmadığı yönündeki<br />

hükmünden sonra, Avusturya<br />

ve Romanya'da peçenin<br />

yasaklanmasının ve daha birçok<br />

AB ülkesinde farklı yasakların gelmesi<br />

tartışmalarının önünü açtığı<br />

belirtildi.<br />

İnternet düşmanlığı yayıyor<br />

Avrupa genelinde nefret ve Müslüman<br />

aleyhtarı söylemlerin yayılmasında<br />

internetin önemli rol<br />

oynadığı, sosyal medya, yazılı ve<br />

görsel basında Müslüman karşıtı<br />

yalan haberlerin eş zamanlı olarak<br />

yayıldığı ve gündemin bu yöne<br />

çekildiğine değinildi.<br />

Olumlu girişimler de mevcut<br />

Raporda Avusturya'da kurulan danışmanlık<br />

merkezi ve Almanya’da<br />

2017 yaz aylarında yayımlanan<br />

Irkçılıkla Mücadele Ulusal Eylem<br />

Planı'nın, İslamofobi'ye karşı başlatılan<br />

olumlu girişimlere örnek<br />

teşkil ettiğine vurgu yapıldı ve bu<br />

çalışmaların artmasının sürece<br />

katkı vereceği vurgulandı.<br />

Tavsiyeler:<br />

- İslamofobik suçların tüm Avrupa<br />

devletlerinde emniyet güçleri tarafından<br />

ayrı bir nefret suçu sınıfında<br />

kayıt altına alınması, bu<br />

sorunun gerçek boyutunun ortaya<br />

çıkarılması ve sorunla mücadelede<br />

karşı stratejilerin geliştirilmesi<br />

elzemdir.<br />

- İnternet İslamofobik söylemlerin<br />

yayılmasında ve aşırı sağcı teröristlerin<br />

radikalleşmesinde önemli<br />

bir rol oynamaktadır. Sanal ortamda<br />

nefret söyleminin üstesinden<br />

gelebilmek için açık ve net<br />

yönlendirici ilkeler geliştirilmelidir.<br />

Düşünce ve fikir özgürlüğüne<br />

saygı duyularak, sosyal medya ile<br />

ilgili yasal mevzuatlar hayata geçirilmelidir.<br />

- Terör saldırıları sonrasında Müslümanların<br />

ötekileştirilmelerinin,<br />

potansiyel suçlu muamelesi görmelerinin<br />

önüne geçilebilmesi için<br />

İslamofobi'nin belli bir ırkçılık<br />

biçimi olarak tanınması büyük<br />

önem taşımaktadır. AB kurumlarının<br />

İslamofobi'yi insan hakları ihlallerine<br />

yol açabilen bir ırkçılık<br />

biçimi olarak siyaseten ve hukuken<br />

tanıması gerekmektedir.<br />

- İslamofobi'nin yasal ve siyasi anlamda<br />

kabul edilmesi son derece<br />

önemlidir. Dolayısıyla Avrupa düzeyinde<br />

İslamofobi konulu bir<br />

konferansın en az bir AB üyesi<br />

devlet ya da Avrupa Parlamentosu'nun<br />

desteği ile düzenlenmesi<br />

gerekmektedir. Bu bağlamda Avrupa<br />

Parlamentosu'nun anti-semitizm<br />

ve Roman karşıtlığıyla<br />

mücadelede olduğu gibi İslamofobi<br />

ile mücadelede de somut politika<br />

önerileri içeren bir karar<br />

çıkarması gerekmektedir.<br />

- Terörizmle mücadele konusunda<br />

politika yapıcıların sözde radikalleşmenin<br />

engellenmesi programlarında<br />

Müslüman toplumlara<br />

karşı değil onlarla birlikte çalışmaları<br />

gerekmektedir. Bu programlar<br />

aşırı sağ ve aşırı sol terör<br />

gruplarıyla mücadeleyi de içermeli,<br />

yalnızca Müslümanları hedeflememelidir.<br />

- AB üyesi devletlerin İslamofobi'yi<br />

ırkçılığın belli bir biçimi olarak<br />

kabul eden ırkçılıkla mücadele<br />

eylem planlarını hayata geçirmeleri<br />

gerekmektedir. Avrupada aşırı<br />

sağ partilerin yükselişe geçtiği bir<br />

dönemde İslamofobik söylemler<br />

karşısında durabilecek cesur liderlere,<br />

kanaat önderlerine ve aktivistlere<br />

ihtiyaç duyulmaktadır.<br />

- Müslümanların iş dünyasına katılımları<br />

noktasında işe alım ve<br />

terfi safhalarında karşılaştıkları<br />

ayrımcılığın önüne geçilmesi gerekir.<br />

İnsan haklarının ve azınlık<br />

haklarının (dini amaçlı kurban kesimi,<br />

sünnet, dini kıyafet giyilmesi,<br />

dini sembollerin takılması dahil)<br />

korunması çok kültürlü Avrupa<br />

için bir zorunluluktur.<br />

- Müslüman kadınların istihdama<br />

erişimlerinin artırılması için daha<br />

çok çaba gerekmektedir.<br />

© SETA<br />

größer<br />

als<br />

Jede<br />

Spende<br />

hilft!<br />

Hilfe>Armut<br />

Weihnachtsgeschenke fallen heuer aus. Für jeden<br />

7. Menschen in Österreich, der von Armut betroffen ist.<br />

Gemeinsam können wir Menschen in Not helfen. Wir Ich<br />

www.caritas.at/spenden


NİSAN <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 14<br />

Alacaklıları Koruma Birliği KSV 1870,<br />

yeni yayınında Avusturya’daki iflaslar<br />

hakkında kamuoyunu bilgilendirdi.<br />

Açıklanan rakamlara göre <strong>2018</strong> yılının<br />

ilk 3 ayında 1.330 firma iflas etti. Bu<br />

2017’nin aynı dönemine göre %2.5<br />

artış anlamına geliyor. Açılan davalarda<br />

(780 dava) %1’lik çok küçük bir düşme<br />

olmasına karşın şirketlerin borç ve yükümlülükleri<br />

geçen yıla göre %70 fazlalaşarak<br />

515 milyon euroya ulaştı. İflas<br />

eden şirketler, dolayısıyla işini kaybedenlerin<br />

sayılarında muazzam bir artış<br />

oldu. <strong>2018</strong>’in ilk çeyreğinde işverenlerinin<br />

iflasıyla yaklaşık 7.500 çalışan işini<br />

kaybetti. Geçen yıla göre kaydedilen<br />

artış %83 oldu.<br />

<strong>2018</strong>’de<br />

Bireysel<br />

İflaslar<br />

Arttı...<br />

İflas eden firmaların sayısında da artış var<br />

AB'den yeni araçlara zorunluluk<br />

İflas eden firmalar çoğalıyor<br />

<strong>2018</strong>’in ilk çeyreğinde 111 firma iflas<br />

talep etti. 64 dava varlıkların olmaması<br />

nedeniyle açılamadı. Davaların %75’i<br />

alacaklılar tarafından açıldı.<br />

Yukarı Avusturya’da da bireysel iflaslarda<br />

artış var ve geçen yıla oranla iki<br />

kat bireysel iflas başvurusu oldu.<br />

Aşağı Avusturya’da bir önceki yıl 216<br />

iflas mevcutken şu anda bu sayı ikiye<br />

katlanmış 422’ye ulaşmış durumda.<br />

2017’nin ilk çeyreğine kıyasla <strong>2018</strong>’in<br />

aynı dönemindeki artış %95 oldu.<br />

Buna karşın Vorarlberg’de iflas sayıları<br />

geriledi. KSV’nin son verilerine göre<br />

<strong>2018</strong>’in ilk çeyreğinde sadece 35 iflas<br />

gerçekleşti. (2017 aynı dönem 38 iflas)<br />

Avrupa Birliği’nde (AB) yeni araçlarda<br />

acil durumlarda otomatik olarak 112<br />

araması yapan sistemin bulunması<br />

mecburi hale geldi.<br />

Avrupa Parlamentosu’nun onayladığı<br />

"eCall" düzenlemesi ile trafiğe çıkacak<br />

bütün yeni otomobil, SUV ve hafif kamyonetlerde<br />

acil durumlarda otomatik<br />

olarak arama yapan sistemin bulunması<br />

zorunlu oldu.<br />

Bu sistemle AB üyesi 28 ülkede bir araç<br />

kaza yaptığında, aracın içindeki sistem<br />

otomatik olarak 112'yi arayacak ve bölgeye<br />

acil servisler yönelebilecek.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Ömer Erkan<br />

omererkan92@hotmail.com<br />

Lütfen Artık<br />

Herkes Herkes’i<br />

Doğru Yazsın!<br />

Son birkaç zamandır söyleyip de dillendiremediğim<br />

bir konu var. Bayadır aklımda açıkçası bu<br />

mevzuyu köşeme taşımak. Kıvranıp duruyor, ellerimi<br />

ovuşturarak pusuya durmuş bekliyorum.<br />

Anlayacağınız baya bir sitemliyim. Bu yazımı bir<br />

küçük görme veya eleştiri anlamında almayın<br />

lütfen. Sitem güzel bir kelime olabilir doğrusu.<br />

Geçen sene uzun bir süre Türkiye’de kalma<br />

fırsatım oldu. Hatta bu süre, 3 ay kadar büyük bir<br />

zaman dilimiydi. Hayatımda ilk defa bu kadar<br />

uzun kalabildim ve birçok şeyi gözlemleme fırsatı<br />

buldum. En son hatırladığım, 1998 – 1999 yılları<br />

arasında 9-10 ay kadar kalmıştım. Bu zaman<br />

zarfında hayatıma yön veren, şekillendiren bir<br />

çok farklı olay oluştu. Bunların hepsini anlatmamın<br />

takdir edersiniz ki imkânı yok. Ben aslında<br />

sadece birkaç konuya değinmek istiyorum. Öncelikle<br />

belirtmem gerekir ki, ben hiçbir şekilde<br />

Türkçe dil eğitimi almadım, çoğu Türkiye’den<br />

göçen ailelerin çocukları gibi. Eğitimiz tamamıyla<br />

anadilimizden farklı, hatta bambaşka bir dili anadili<br />

olarak kabul ettiğimiz bir dilde aldık eğitimimizi.<br />

Bunun bizleri avantajı oldu mu? Tabii ki de<br />

birçok arkadaşım gibi ben de faydalarını gördüm.<br />

En önemli etkenlerden biri de kesinlikle çift dilli<br />

büyümüş olmamız. Demek istediğim, her ne<br />

kadar yıllardır gazetede yazı yazıyor olsam da,<br />

almış olduğum bir Türkçe dil eğitimim yok. Bana<br />

deseniz ki, tümce veya fiil veya herhangi başka<br />

bir dil kuralı, suratınıza bakakalırım. Ama uzun<br />

bir zamandır fark ediyorum ki, yazı olarak olsun,<br />

kelimelerin telaffuzu olsun, birçok Türkiye’de<br />

yaşayan vatandaştan daha ileri seviyede bilgim.<br />

Hayır, bunu kendimi övmek anlamında söylemiyorum.<br />

Hata yapmıyor muyum peki? Tabii ki<br />

de yapıyorum. Birçok cümle hatam, özellikle<br />

virgül konusunda onlarca hatamın olduğunu<br />

seziyorum. Ama aradaki fark şu ki, gayret gösteriyorum.<br />

Nice üniversite öğrencisi tanıdım,<br />

mezun olmuş iş hayatına atılmış, özellikle yazıyla<br />

uğraşan insan gördüm ve gördüklerim karşısında<br />

bu konuda hayrete düştüm. İnsanlar dahi anlamındaki<br />

“de”yi ayırmaktan muzdarip. “Türkiyeli”<br />

yerine “Türkiye’li” yazan mı dersin, “Sağ<br />

ol” yerine “Sağol” yazan mı? Ben okuduğumda<br />

içim tuhaf oluyor, ne yalan söyleyeyim. Orada bir<br />

hatanın olduğunu, içimde oluşan o tuhaf hisle<br />

anlayabiliyorum. Ve en kötüsü de, insanlar hatalı<br />

yazılarının doğruymuşçasına arkasında duruyor.<br />

İnanın bana, dünyanın birçok yerinde insanlar dillerini<br />

kaybetmemek için ellerinden gelen her şeyi<br />

yapıyor. Ki bizler o kadar şanslıyız ki, Türkçe<br />

kadar güzel bir dile sahibiz. “Gönül”, “Sevda” kelimelerini<br />

tercüme edin bakalım başka dile? Hepimizin<br />

bildiği gibi bu kelimelerin ve daha bir sürü<br />

kelimenin karşılığı yok yabancı dilde. Tınısı hoş,<br />

telaffuzu enfes olan güzel Türkçemizi kaybetmemek<br />

ümidi ile…<br />

Die Bäcker der Harder Traditionsbäckerei Kainz konnten beim österreichischen Brotwettbewerb mit bestem Handwerk punkten...<br />

18. Internationaler Brotwettbewerb: Beck Kainz erzielt Platz 2 beim Medaillenspiegel über alle<br />

Einreichungen - 1. Platz bei salzreduzierten Produkten - Platz 5 von 118 Bäckereien aus ganz Österreich...


15 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

NİSAN <strong>2018</strong><br />

Avusturya’da ırkçı saldırıları<br />

rapor eden sivil toplum kuruluşu<br />

ZARA, 2017 yılında<br />

bu tür saldırıların artmaya<br />

devam ettiğini ve 1.162 olayın<br />

kayıt altına alındığını<br />

açıkladı.<br />

ZARA Derneği 2017 Irkçılık<br />

Raporu'na göre, ülkede 2016<br />

yılında 1.107 ırkçılık vakası<br />

görülürken, bu sayı 2017 yılında<br />

arttı ve 1.162'ye ulaştı.<br />

Yayımlanan raporda, internette<br />

yapılan ırkçı ve nefret<br />

içerikli paylaşımların büyük<br />

artış gösterdiği ortaya kondu<br />

ve 2017’de gerçekleşen saldırıların<br />

neredeyse yarısının<br />

sosyal medya platformları<br />

üzerinden yapıldığı belirtildi.<br />

Hükümete görev düşüyor!<br />

ZARA yetkilileri, hükümetin<br />

tavrının çok önemli olduğunu,<br />

partiler ve politikacıların<br />

‘Avusturya’da ırkçılığa<br />

yer yoktur!’ mesajını vermeleri<br />

halinde bunun büyük bir<br />

ZARA: Zahl der gemeldeten rassistischen Übergriffe auf Höchststand<br />

“Avusturya'da Rapor Edilen Irkçı<br />

Saldırı Sayısı En Yüksek Seviyede”<br />

etkiyi beraberinde getireceğini<br />

vurguladılar.<br />

"Yabancılar tehlikeli algısı<br />

oluşturuluyor"<br />

ZARA Derneği Yöneticisi<br />

Claudia Schäfer, "Avusturya'da<br />

ırkçılık vakaları endişe<br />

verici boyutlara ulaştı. Toplumun<br />

genelinde kabul görecek<br />

ırkçı bir algı yaygınlaştırılmaya<br />

başlandı ve bu<br />

yaklaşımla etnik kökeni nedeniyle<br />

birçok kişi günah<br />

keçisi oldu. Bazı partiler<br />

seçim vaatlerinde yabancıları<br />

düşman gibi tanımlıyor<br />

ve onları yerli halka ‘tehlikeli’<br />

olarak sunuyor. Hükümet<br />

artış gösteren ırkçı<br />

saldırı ve nefret içerikli söylem<br />

karşısında harekete geçmeli<br />

ve sağ popülist söylemden<br />

uzaklaşmalıdır."<br />

Irkçı saldırılara en çok<br />

kimler maruz kalıyor?<br />

Açıklanan verilere göre internet,<br />

yüzde 44 ile en çok<br />

ırkçı saldırının gerçekleştiği<br />

platform. Özellikle Müslümanlar<br />

ve mülteciler ülkede<br />

en çok ırkçı saldırı ve nefret<br />

içerikli söylemlere maruz<br />

kalan kesim olarak kaydedildi.<br />

Başörtülü kadınların da<br />

sözlü taciz ve fiziksel saldırılara<br />

uğradığı bildirildi. Antisemitik<br />

saldırıların da<br />

azımsanmayacak noktada<br />

olduğu ve önlem alınması<br />

tavsiyesinde bulunuldu.<br />

Siyasiler ve medya tarafından<br />

Müslüman ve mültecilere<br />

karşı olumsuz söylem ve<br />

yayınların etkisiyle, bu gruplara<br />

yönelik ırkçı vakaların<br />

arttığı raporda yer aldı.<br />

Özellikle medyanın neredeyse<br />

hergün mülteci, yabancı,<br />

göçmen gibi ayrıştırıcı<br />

kavramları olumsuz haberlerde<br />

kullanarak sürece çok<br />

ciddi olumsuz katkı verdiği<br />

ve medyanın dikkatli olması<br />

gerektiği belirtildi.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Siyahi vatandaşa: "Bu çöpten<br />

çok var, arabayla ezin."<br />

ZARA, 2017 yılında kaydedilen<br />

rekor sayıda ırkçı saldırının<br />

ulaştığı noktaya vurgu<br />

yapmak, nefret içerikli<br />

yorum ve yazılara kanıt olarak,<br />

sosyal medya platformu<br />

Facebook'ta yer alan bir paylaşımı<br />

örnek olarak sundu.<br />

Videoda sokakta hareketsiz<br />

yatan siyahi birine yönelik<br />

"Bu çöpten yeterince var,<br />

arabayla üzerinden geçin.<br />

Gaza Basın. Onu ezin!" şeklinde<br />

yorumlar gösterildi.<br />

Irkçılık tavan yaptı ve bu<br />

saldırılara en çok Müslümanlar<br />

ve mülteciler maruz kalıyor!<br />

ZARA, gerektiğinde hukuki<br />

süreç başlatıyor<br />

Irkçı ve nefret içerikli paylaşımların<br />

acil olarak silinmesi<br />

mücadelesi ve gerektiğinde<br />

hukuki süreç başlatması ZA-<br />

RA’nın önemli bir görev yaptığının<br />

göstergesidir.<br />

Beratungsstelle<br />

#GegenHassimNetz<br />

Beratung und Unterstützung für Betroffene<br />

von Hass und Hetze im Internet.<br />

Sie sind von Hass und Hetze im Internet betroffen? Die neue Beratungsstelle<br />

#GegenHassimNetz kann Ihnen in solchen Situationen helfen!<br />

Die Berater*innen unterstützen Sie dabei sich aktiv gegen Hass im Netz zu<br />

wehren und informieren Sie über mögliche rechtliche Schritte.<br />

Die Beratungsstelle #GegenHassimNetz ist erreichbar von:<br />

Mo – Mi: 9.00 – 16.30 Uhr<br />

Do: 10.00 –18.30 Uhr<br />

Fr: 9.00 –15.00 Uhr<br />

Telefon: (+43) 01 - 236 55 34<br />

E-Mail: beratung@zara.or.at<br />

Web/Chat/Meldeformular: https://beratungsstelle.counteract.or.at/<br />

Facebook Messenger: facebook.com/zara.or.at/<br />

Twitter: @CounterACT_Hass<br />

https://beratungsstelle.counteract.or.at/


NİSAN <strong>2018</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 16<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Avusturya Karadenizliler Derneği Başkanı Mehmet Altaş:<br />

‘‘Birçok vatandaşımız yaz döneminde yüksek bilet<br />

fiyatlarından dolayı Türkiye’ye gidemiyor’’<br />

‘VATANDAŞ<br />

ÖZEL<br />

RÖPORTAJ<br />

MAĞDUR!’<br />

Sayın Altaş kendinizi tanıtır mısınız?<br />

Trabzon-Akçaabat doğumluyum ve 32 yıldır<br />

Avusturya'da yaşıyorum. 4 çocuk babasıyım.<br />

Meslek lisesini bitirdikten sonra çıraklık yaptığım<br />

'Beck Kainz' adlı işyerini 2 şubesiyle<br />

satın aldım ve şimdi 5 şubemiz ve 33 işçimiz<br />

ile çalışmalarımıza devam ediyoruz. Mesleğimi<br />

çok severek yapıyorum. Kısa bir süre<br />

önce katıldığımız Avusturya'da yapılan<br />

''Uluslararası Ekmek Yarışması'nda'' 100<br />

seçkin fırıncı arasında 2. olarak önemli bir<br />

başarıya imza attık.<br />

Avusturya Karadenizliler Derneği Başkanlığı'nı<br />

da yapıyorsunuz, dernek olarak hedefleriniz<br />

nelerdir?<br />

<strong>2018</strong> yılı Şubat ayında kurduğumuz Avusturya<br />

Karadenizliler Derneği Kurucu Genel<br />

Başkanıyım. Biz dernek olarak Türkiyemizdeki<br />

gelenek ve kültürümüzü gelecek nesillere<br />

taşımak için çalışmalarımızı başlattık.<br />

Ayrıca yaşadığımız ülke Avusturya'ya da en<br />

iyi şekilde katkı sunmak ve güzel bir birlikte<br />

yaşam için elimizden gelenleri yapmaya çalışıyoruz.<br />

Bilhassa gençlerimize çok önem ve<br />

değer veriyoruz, çünkü onlar bizim yarınlarımız.<br />

Hedeflerimizden biri de Avrupa'da yaşayan<br />

Türk toplumuna en iyi şekilde hizmet<br />

etmektir.<br />

Geçtiğimiz günlerde Türk Hava Yolları (THY)<br />

ile alakalı çok ses getiren açıklamalar yaptınız,<br />

THY'e neden bu kadar sitem ettiniz?<br />

Biz Avrupalı Türkler olarak, Türkiye'nin<br />

Avrupa'da kolu, kanadı ve sesiyiz. Nasıl ki<br />

seçim dönemlerinde veya referandumlarda<br />

devletimiz ve siyasi partilerimiz bizleri hatırlıyorsa,<br />

bütün vatandaşlarımızın vatanını<br />

görmesi, memleketimizin kokusunu içine<br />

çekmesi ve kısa da olsa hasret giderebilmesi<br />

için bizlere yardımcı olunmasını istiyoruz.<br />

Yaz döneminde çok yüksek uçak bilet fiyatlarından<br />

dolayı birçok vatandaşımız mağdur<br />

oluyor. Maalesef Avrupa'da yaşayan çok sayıda<br />

aileler var ki, bunlar uzun seneler vatanını<br />

göremiyor. Anne-babasını, akrabalarını<br />

ve sevdiklerini ziyaret edemiyor. Devletimizin<br />

Avrupa'da yaşayan aileleri desteklemesi<br />

lazım, bilhassa çocuklarımızı ve gençlerimizi.<br />

Bunların her sene mutlaka Türkiye'ye gitmesi,<br />

vatanı ile bağını güçlü tutması şart.<br />

Eğer bu noktada yetkililer elini taşın altına<br />

koymazsa birçok çocuk ve gencimizin Türkiye'ye<br />

aidiyet duygusu azalacak ve giderek<br />

vatanımız ile bağları zayıflayacak. Bu vesileyle<br />

devletimize ve ülkemizi bütün dünyada<br />

en iyi şekilde temsil eden Türk Hava Yolları'na<br />

buradan bir çağrı yapıyorum; Vatandaşlarımız,<br />

özellikle çocuk ve gençlerimiz<br />

için kolaylıklar sağlayın.<br />

Bu konuda THY'e önerileriniz nelerdir?<br />

Önerilerimiz: Özellikle işçi ailelerine yaz tatili,<br />

okulların kapandığı ve tekrar açılmaya<br />

başladığı dönemlerde uygun fiyatlı biletlerin<br />

sunulmasıdır. Bunun yanında gençlerimize<br />

özel indirimler yapılması ve 12 yaşına kadar<br />

işçi ailesi çocuklarından ücret alınmamasını<br />

tavsiye ediyoruz.<br />

Son olarak eklemek istediğiniz birşey var mı?<br />

Biz Avrupalı Türkler olarak devletimizin bu<br />

konuda özellikle işçi aileleri ve çocuklarına<br />

yardımcı olacağından eminiz. Umarım en<br />

kısa zamanda gerekli adımlar atılır ve vatanına<br />

hasret birçok vatandaşımız için çok<br />

daha güzel, umut dolu günler ve Türkiye’ye<br />

ulaşacağı günün heyecanını tekrar hissedebileceği<br />

bir süreç başlar.<br />

Bu güzel röportaj için teşekkür ederiz...<br />

Foto: Tamer Barbaros

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!