19.02.2013 Views

p - Dedeman

p - Dedeman

p - Dedeman

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

DQ<br />

SAYI-ISSUE 14 ‹LKBAHAR-SPRING 2012<br />

D E D E M A N Q U A R T E R L Y<br />

Romantizmin Merkezlerine Yolculuk<br />

A Trip to the Centers of Romance<br />

Yaza Hafif Başlayın<br />

A Light Start to the Summer<br />

<strong>Dedeman</strong> Gaziantep Genel Müdürü<br />

Fatih İşkin ile Söyleşi<br />

Interview with Fatih İşkin General Manager<br />

of <strong>Dedeman</strong> Gaziantep


DQ<br />

ÖNSÖZ-FOREWORD<br />

Değerli <strong>Dedeman</strong> Okurları,<br />

Mart ayının gelişiyle yoğun geçen kış mevsimini arkamızda bırakmaya hazırlanıyoruz. Doğanın<br />

uyanışına tanıklık edeceğimiz bahar aylarında, sizlere bir müjde vererek başlamak istiyorum. Yeni<br />

markamız <strong>Dedeman</strong> Park’in ilk oteli açılıyor. Nisan ayında <strong>Dedeman</strong> Park Denizli ile yepyeni bir<br />

anlayışla sizlerin hizmetinde olmaya devam edeceğiz.<br />

Avrupa hala karla boğuşurken, son kez kış manzarasıyla romantizm yaşamak isteyenler için bir<br />

rota hazırladık. Paris, Venedik ve Positano’nun olmazsa olmazları seyahat sayfamızda. Ayrıca,<br />

dünyanın çeşitli yerlerinden dikkat çeken cam yapılar da yine konularımız arasında. Bu kırılgan<br />

objeden nasıl bu kadar sağlam yapıların çıktığına inanamayacaksınız.<br />

Bu sayımızda kültür sanat sayfalarımızı İKSV’nin 40. doğumgününe ayırdık. Türkiye’nin en önemli<br />

kültür sanat kurumu olan İKSV doğumgününe özel etkinliklerle yine şehre dinamizm getirecek.<br />

Hobi sayfamızda ise tasarıma olan ilgisinin profesyonelliğe çeviren Verda Alaton ile Tohum<br />

markası üzerine konuştuk.<br />

Baharın ferahlığı sizi yemek sayfalarında da kuşatacak. Birbirinden lezzetli ve sağlıklı salata tarifleri<br />

yemek sayfamızda olacak. Ayrıca yemek denilince akla gelen ilk şehirlerden olan Gaziantep’e<br />

de uğrayıp <strong>Dedeman</strong> Gaziantep otellerinin Genel Müdürü Fatih İşkin ile yapılan röportajı da bu<br />

sayımızda bulabilirsiniz.<br />

Keyifli okumalar...<br />

Dear friends of <strong>Dedeman</strong>,<br />

As March approaches, we’re getting ready to leave the busy winter days behind. We will be<br />

witnessing nature’s awakening in couple of days and good news from us will be accompanying this<br />

phase of nature. First hotel of our new brand <strong>Dedeman</strong> Park will be opening in March. We will be<br />

glad to serve serve you with a new understanding in <strong>Dedeman</strong> Park Denizli.<br />

While Europe is still battling with snow, we prepared a route for those looking for some romantic<br />

time with a winter setting one last time. You’ll find Paris, Venice and Positano essentials in our<br />

travel pages. Captivating glass constructions from various parts of the world are also among the<br />

features. You will not believe how something so fragile like glass will turn out to become such a<br />

strong construction.<br />

We reserved our Arts & Culture pages for the 40th anniversary of İstanbul Foundation for Culture<br />

and Arts (IKSV). Turkey’s most important arts and culture foundation IKSV will once again bring<br />

dynamism to its city with the special events arranged for its anniversary. And for our Hobby pages,<br />

we talked about the Tohum brand to Verda Alaton who turned her interest in design into a career.<br />

You will feel spring’s freshness in our food pages as well. Among our features, there are delicious<br />

and healthy salad recipies to get you ready for a fit summer. You can also find the interview made<br />

with Fatih İşkin, General Manager of <strong>Dedeman</strong> Hotels in Gaziantep, one of the first cities that<br />

comes to mind when you think about food.<br />

Enjoy...<br />

Tamer Yürükoğlu<br />

CEO<br />

<strong>Dedeman</strong> Hotels & Resorts International<br />

1


16<br />

38<br />

DQ ‹Ç‹NDEK‹LER-CONTENTS<br />

10<br />

26<br />

32<br />

54<br />

ajanda-zoom<br />

04 Türkiye’de ve dünyada olup bitenler<br />

The news from Turkey and the world<br />

trend<br />

10 Camın Büyüsü<br />

The Magic of Glass<br />

seyahat-travel<br />

16 Romantizmin merkezlerine yolculuk<br />

A trip to the centers of romance<br />

röportaj-interview<br />

26 Cazın önemli ismi Kerem Görsev ile söyleşi<br />

An interview with the important name of jazz,<br />

Kerem Görsev<br />

yemek-food<br />

32 Lezzetli salatalarla yaza hafif başlayın<br />

A light start to summer with delicious salads<br />

kent-city<br />

38 Kara elmas diyarı Zonguldak<br />

The land of black diamond, Zonguldak<br />

röportaj-interview<br />

42 <strong>Dedeman</strong> Gaziantep Genel Müdürü<br />

Fatih İşkin ile söyleşi<br />

An interview with Fatih İşkin General Manager of<br />

<strong>Dedeman</strong> Gaziantep<br />

hobi - hobby<br />

50 Tohum tasarımlarının yaratıcısı<br />

Verda Alaton ile söyleşi<br />

An interview with the creator of Tohum designs<br />

Verda Alaton<br />

moda-fashion<br />

54 Baharın ferah esintisi modaya yansıyor<br />

Refreshing breeze of spring reflects in fashion<br />

kültür&sanat<br />

64 İKSV kültür sanattaki 40. yılını kutluyor<br />

İKSV is celebrating its 40th year in arts and culture<br />

haberler-news<br />

70 <strong>Dedeman</strong> dünyas›ndan haberler<br />

News from <strong>Dedeman</strong> Hotels<br />

öykü-story<br />

79 Begüm Ahu Ağlaç’dan keyifli bir hikâye<br />

A cosy tale from Begüm Ahu Ağlaç<br />

DQ<br />

DEDEMAN QUARTERLY<br />

‹MT‹YAZ SAHİBİ - CHAIRMAN<br />

<strong>Dedeman</strong> Hotel&Resorts International ad›na<br />

Tamer Yürükoğlu<br />

YÖNET‹M YER‹ - EXECUTIVE CONTACT<br />

<strong>Dedeman</strong> Hotel&Resorts International<br />

Y›ld›z Posta Caddesi No.52 34340<br />

Esentepe- ‹stanbul<br />

Tel: 0212 337 39 00<br />

www.dedeman.com<br />

YAPIM - PRODUCTION<br />

AJANS MEDYA<br />

GENEL YAYIN YÖNETMEN‹<br />

EDITOR-IN-CHIEF<br />

Arzu Karacadağ<br />

YAZI ‹ŞLER‹ MÜDÜRÜ (Sorumlu)<br />

MANAGING EDITOR<br />

Duygu Uz Koronel<br />

‹NG‹L‹ZCE BÖLÜM ED‹TÖRÜ<br />

ENGLISH SECTION EDITOR<br />

Gizem Ünsalan<br />

KATKIDA BULUNANLAR - CONTRIBUTORS<br />

Pınar Mamak, Zeynep Bayraktar,<br />

Ceylan Özge Kunduz, Murat Tekin,<br />

Müge Tezgelen, Elif Yirmibeşoğlu,<br />

Nevra Nergiz, Leyla Meshkova, Eda Yeşim<br />

REKLAM GRUP BAŞKANI<br />

ADVERTISING GROUP CHAIRMAN<br />

Gonca Alyanak Savc›<br />

REKLAM KOORD‹NATÖRÜ<br />

ADVERTISING COORDINATOR<br />

Tolgay Gülten<br />

REKLAM MÜDÜRLERİ<br />

ADVERTISING MANAGERS<br />

Gözde Çokgezen, Özgür Çokgezen<br />

AJANS MEDYA<br />

Kuruçeşme Caddesi, No: 3<br />

Kuruçeşme 34345 ‹stanbul<br />

Tel: 0212 287 19 90<br />

BASKI VE C‹LT / PRINTING PRESS<br />

Matsis Matbaa Hizmetleri<br />

Tevfikbey Mah. Dr. Ali Demir Cad. No: 51<br />

Sefaköy / ‹stanbul<br />

Tel: 0212 624 21 11<br />

Yay›n Türü 3 ayl›k, süreli, yerel<br />

Bas›m Yeri ve Tarihi ‹stanbul, Şubat 2012<br />

<strong>Dedeman</strong> Hotel&Resorts International’›n<br />

ücretsiz yay›n›d›r.<br />

Complimentary copy of <strong>Dedeman</strong> Hotels&Resorts<br />

International.<br />

Dergide yay›mlanan yaz›, fotoğraf ve illüstrasyonlar›n<br />

her hakk› sakl›d›r. Kaynak gösterilmeden al›nt›<br />

yap›lamaz. Yaz›lar›n sorumluluğu yazarlara,<br />

yay›nlanan ilanlar›n sorumluluğu ise sahiplerine aittir.<br />

All rights are reserved that pertain to the written<br />

materials, photographs and illustrations published in<br />

the magazine. Nothing in this magazine may be<br />

borrowed or reproduced without full credit being<br />

given to the source.


4<br />

AJANDA<br />

DQ<br />

OF MONTREAL IN<br />

BABYLON AGAIN<br />

The American psychedelic and indie<br />

pop band Of Montreal are getting<br />

ready to take over the Babylon<br />

stage once again on Wednesday,<br />

May 9. Led by poet, musician and<br />

performance artist Kevin Barnes,<br />

also known by his alter ego,<br />

Georgie Fruit, Of Montreal will<br />

make this an unforgettable night<br />

for everyone through their singalong<br />

chorus style, impressive song<br />

lyrics and onstage performance<br />

that has the air of a carnival. The<br />

band incorporates elements of<br />

psychedelic pop, electronic, funk,<br />

glam, krautrock and even afrobeat<br />

into what began as vaudeville to<br />

achieve a rainbow-like spectrum of<br />

music. Heavily influenced by icons<br />

such as The Beatles and David Bowie,<br />

the group got their big break with<br />

2007’s “Hissing Fauna, Are You The<br />

Destroyer?” which was considered to<br />

be one of the best albums of the year.<br />

OF MONTREAL BİR KEZ<br />

DAHA BABYLON’DA<br />

Amerikalı psychedelic ve indie pop grubu Of Montreal<br />

9 Mayıs Çarşamba gecesi bir kez daha Babylon sahnesini<br />

işgal etmeye hazırlanıyor. Şair, müzisyen ve performans<br />

sanatçısı Kevin Barnes ya da alter egosuyla Georgie<br />

Fruit önderliğindeki Of Montreal, sing-along koro stili,<br />

etkileyici şarkı sözleri ve karnaval havasında geçen sahne<br />

performanslarıyla geceyi herkes için unutulmaz kılacak.<br />

Grup, vaudeville ile başlayan müzik tarzlarına psychedelic<br />

pop, elektronik, funk, glam, krautrock ve hatta afrobeat gibi<br />

elementleri de ekleyerek gökkuşağı renginde bir müzik elde<br />

ediyor. Beatles ve David Bowie gibi ikonların büyük etkisinde<br />

kalan grup, tarihlerinde önemli bir dönüm noktası olan 2007<br />

tarihli “Hissing Fauna, Are You The Destroyer?” ile büyük<br />

çıkışını yakalamış ve o senenin en iyi albümlerinden biri<br />

olarak kabul edilmişti.


AKBANK<br />

SHORT FILM<br />

FESTIVAL<br />

The Akbank Short Film<br />

Festival is organized in order<br />

to encourage directors to<br />

make short films, which are<br />

non-commercial ventures<br />

that are trying to develop<br />

within the limited conditions<br />

in our country; the festival<br />

also seeks to support new<br />

cinematographers who’ll<br />

contribute to national cinema<br />

and provide a platform for<br />

cinephiles to enjoy the short<br />

films that have been produced.<br />

Held between March 19 and<br />

29, the festival celebrates its<br />

eighth year.<br />

AKBANK KISA FİLM FESTİVALİ<br />

Akbank Kısa Film Festivali, ülkemizdeki sınırlı koşullarda gelişmeye çalışan ve ticari<br />

şansı olmayan kısa film yapımını özendirmek, ülke sinemasına katkıda bulunacak yeni<br />

sinemacıları desteklemek ve sinema severlerin, üretilen kısa filmleri izleyecekleri<br />

bir festival organizasyonunu gerçekleştirmek amacıyla düzenleniyor. 19-29 Mart<br />

tarihlerinde yapılacak festival, bu yıl sekizinci yaşını kutluyor.<br />

5


AJANDA<br />

6 DQ<br />

IT WAS A TIME OF CONVERSATION<br />

SALT GALATA (February 8 – April 22)<br />

In its second Open Archive project titled “It Was a Time of Conversation,” SALT uses<br />

documents from the time period to re-examine the stories behind three exhibitions held<br />

in Turkey in the first half of the ‘90s: Elli Numara/Anı Bellek II, GAR and Küreselleşme-<br />

Devlet, Sefalet, Şiddet. These three exhibitions offer a variety of curatorial approaches;<br />

not only were they not situated in conventional exhibition spaces like galleries, cultural<br />

centers or historic structures, but they actually formed a conversation with the spaces<br />

in which they were housed. Through these three exhibitions, the project provides a<br />

collective look at non-commercial, collective enterprises that artists who collaborated and<br />

shared ideas started. The exhibition also reminds us of a time period before corporations,<br />

the early ‘90s, which were marked by a unique lack of expectation. “It Was a Time of<br />

Conversation” combines the archives of these three exhibitions held in a time period<br />

when the evolutions of the art world and the fact that art is a “method of speaking” was<br />

newly being understood by people of different disciplines, who then began to treat it as<br />

an object of thought. Starting with these three exhibitions produced in an atmosphere of<br />

thought and discussion, the exhibition aims to give us an idea about the artistic platform<br />

in Turkey in the ‘90s, when art began to intermingle with different fields such as politics<br />

and sociology and when the term “curator” began to have meaning for exhibitions.<br />

O ZAMANLAR<br />

KONUŞUYORDUK<br />

SALT GALATA (8 Şubat -22 Nisan)<br />

SALT, O zamanlar konuşuyorduk adlı<br />

ikinci Açık Arşiv projesinde, 90’lı yılların<br />

ilk yarısında Türkiye’de düzenlenmiş<br />

Elli Numara/Anı Bellek II, GAR ve<br />

Küreselleşme-Devlet, Sefalet, Şiddet<br />

sergilerinin hikâyelerini, dönemin belgeleri<br />

aracılığıyla yeniden değerlendiriyor.<br />

Küratöryel yaklaşımda farklılık oluşturan<br />

bu üç sergi, galeri ve kültür merkezi gibi<br />

alışılagelmiş sergi mekânları ve tarihi<br />

yapılarda konumlandırılmadıkları gibi, içinde<br />

yer aldıkları mekânlarla bir müzakereye<br />

girişmişlerdi. Proje, bu üç sergi üzerinden,<br />

iş birliği ve fikir paylaşımı içerisinde olan<br />

sanatçıların başlattığı, ticari olmayan<br />

kolektif girişimlere toplu bir bakış sağlıyor.<br />

Ortamın henüz kurumsallaşmadığı, erken<br />

90’ların kendine has beklentisizlik durumunu<br />

taşıyarak dönemi hatırlatıyor.<br />

O zamanlar konuşuyorduk, sanat<br />

dünyasındaki dönüşümlerin, sanatın<br />

bir “konuşma biçimi” oluşunun farklı<br />

disiplinlerden kişiler tarafından yeni yeni<br />

algılanmaya başlandığı ve bir düşünce<br />

nesnesi olarak ortaya çıktığı bir dönemde<br />

gerçekleştirilmiş bu üç serginin arşivlerini<br />

buluşturur. Düşünce ve tartışma<br />

ortamlarında üretilmiş bu üç sergiden<br />

hareketle, sanatın siyaset ve sosyoloji gibi<br />

farklı alanlarla bir araya gelmeye başladığı,<br />

sergilerde “küratör” kavramının yer kazandığı<br />

90’larda Türkiye’deki sanat ortamı hakkında<br />

fikir vermeyi amaçlar.


EFSANE GERİ DÖNÜYOR<br />

En son Super Bowl devre arasında yaptığı şov ile izleyicileri bir kez daha kendine hayran<br />

bırakan pop ikonu Madonna 19 yıl aradan sonra tekrar İstanbul’da. Konser 7 Haziran’da Türk<br />

Telekom Arena’da gerçekleşecek. Madonna’nın 26 Mart’ta çıkaracağı MDNA albümünün<br />

tanıtım turnesi kapsamında gerçekleşecek olan konser dünya turunun üçüncü ayağı olacak.<br />

29 Mayıs Tel Aviv ve 3 Haziran Abu Dabi konserlerinin ardından İstanbul’a gelecek olan<br />

sanatçının resmi hayran kulübü Icon’un Lifetime Legacy üyeleri için bilet satışı ise başladı.<br />

Eğer siz de özel turne hediyeleri ve ’Icon Live Pass’ imkanlarından yararlanmak istiyorsanız<br />

elinizi çabuk tutmanızda fayda var. (http://fancommunity.madonna.com)<br />

THE LEGEND RETURNS<br />

Madonna, the pop icon who last left audiences<br />

bewildered with her halftime show at the Super<br />

Bowl, is in Istanbul once again after a 19-year<br />

hiatus. The concert is set to take place on June<br />

7 at Türk Telekom Arena. The concert will be the<br />

third leg of Madonna’s world tour to promote her<br />

MDNA album, which will be released on March<br />

26. The artist will come to Istanbul following a<br />

concert in Tel Aviv on<br />

May 29 and one in Abu Dhabi on June 3. Tickets<br />

have gone on sale for Lifetime Legacy members<br />

of Madonna’s official fan club, Icon. If you want to<br />

benefit from special tour gifts and “Icon Live Pass”<br />

opportunities, you’d better hurry.<br />

(http://fancommunity.madonna.com)<br />

7


AJANDA<br />

8 DQ<br />

8 DQ<br />

COACHELLA<br />

FESTIVAL<br />

Celebrating its 13th<br />

anniversary this year,<br />

Coachella Festival is among<br />

the leading music festivals in<br />

the United States. Scheduled<br />

for April 13 to 15 and 20 to<br />

22 this year, the festival is<br />

held in an area in California<br />

that looks like a desert. This<br />

year, 138 artists are set to<br />

perform, including headliners<br />

Black Keys, Radiohead and<br />

Dr. Dre & Snoop Dogg.<br />

Since the festival takes place<br />

in California, the festival’s<br />

most important quality<br />

besides the music is the<br />

celebrities who attend it.<br />

Coachella makes headlines<br />

each year for its style, decor,<br />

stage and performers, and<br />

it is a can’t-miss event for<br />

music fans.<br />

COACHELLA FESTİVALİ<br />

Bu yıl 13. senesini kutlayacak olan Coachella Festivali, Amerika’nın<br />

en önemli müzik festivallerinin başında geliyor. Bu yıl 13-15<br />

ve 20-22 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek olan festival<br />

Kaliforniya’da kurulan ve çöl izlenimi veren bir alanda yapılıyor. Bu<br />

yıl 138 sanatçının sahne alacağı festivalde Black Keys, Radiohead ve<br />

Dr.Dre&Snoop Dogg headliner olacak. Festivalin müzik dışındaki<br />

en önemli özelliği ise, Kaliforniya’da yapılması nedeniyle festivale<br />

katılan ünlüler. Tarzıyla, dekoruyla, sahnesiyle ve katılımcılarıyla çok<br />

konuşulan festival müzikseverler için kaçırılmayacak bir olay.<br />

BAHARI KAZ DAĞLARI’NDA KARŞILAYIN<br />

Doğanın uyanışına oksijen deposu Kaz Dağları’nda<br />

tanıklık etmeye ne dersiniz? Muhteşem manzaralar<br />

eşliğinde doğası ve mitolojik öyküleriyle ünlü<br />

Hasanboğuldu, Sutüven Şelalesi, taş ustalığının en güzel<br />

örneklerinin görülebileceği Adatepe köyü, Tahtakuşlar<br />

köyündeki Etnografya Müzesi, Yeşilyurt köyü ve<br />

Zeytinyağı Müzesi bölgenin gezi rotaları arasında.<br />

GREET THE SPRING IN MOUNT IDA<br />

How would you like to witness the awakening of nature in the oxygen<br />

depot of Kaz Mountains? The area’s travel routes include Hasanboğuldu,<br />

known for incredible views and mythological stories; Sutüven Waterfalls;<br />

Adatepe village, where you can see the most beautiful examples of stone<br />

works; the Ethnography Museum in the Tahtakuşlar village; Yeşilyurt<br />

village and the Olive Oil Museum.


DQ<br />

10 T R E N D - T R E N D<br />

Camın Büyüsü<br />

The Magic of Glass<br />

Zamana karşı koyması hiç de kolay olmayan cam, asaleti ve kırılganlığıyla,<br />

hayat verdiği binaları ve objeleri daha da büyüleyici ve karşı konulmaz kılıyor.<br />

Birbirinden ilginç camdan binalara ve objelere sizin için daha yakından baktık.<br />

Glass sounds like the sort of brittle matter that will not stand up to the test of time.<br />

However, the objects and buildings enlivened by this noble and fragile material enchant<br />

the beholder with their magnificence and often prove to be timeless. We have put<br />

together a list of the most fascinating glass creations for your reading pleasure.


Y A Z I - B Y C E Y L A N Ö Z G E K U N D U Z<br />

Tacoma Cam Müzesi<br />

Washington eyaletinin Tacoma kentindeki cam müzesi, sergilerden<br />

atölye çalışmalarına cama dair her şeyi bir arada bulabileceğiniz son<br />

derece ilginç bir kültür-sanat adresi.<br />

Çelikten bir konik yapıda yer alan Hot Shop’ta, sanatçıları, ustalık<br />

gerektiren işlerini yaparken izleyebilir, galerilerde görülmeyi bekleyen<br />

etkileyici cam objelere hayran kalabilir, cam sanatına dair eğitim<br />

programlarına katılabilir, müzeyi gezmekten yorulduğunuzda ise<br />

kafesinde bir şeyler içebilirsiniz. Müzenin sadece içi değil binası da<br />

etkileyici. Kanadalı mimar Arthur Erickson tarafından tasarlanan müze<br />

binası, kent merkezine camdan yapılan köprü Chihuly Bridge of Glass<br />

dikkat çekiyor. 1801 Dock Street Tacoma; +1-253/396-1768;<br />

www.museumofglass.org<br />

The Museum of Glass<br />

Located in Tacoma, Washington, this culture and arts center and museum<br />

is dedicated to all things glass. Visitors can see real master glass-smiths<br />

at work in Hot Shop, a studio located in the museum’s iconic steel cone<br />

building; they can also marvel at the unique glass objects showcased in the<br />

galleries and participate in glassmaking workshops. The Museum of Glass is<br />

definitely a case of form being just as impressive as content, especially when<br />

it comes to the museum building designed by Canadian architect Arthur<br />

Erickson and Dale Chihuly’s Bridge of Glass. 1801 Dock Street, Tacoma;<br />

+1-253/396-1768; www.museumofglass.org<br />

11


12<br />

Langen Vakfı<br />

Almanya’nın Neuss kentinde bulunan ve Langen Vakfı’na bağlı hizmet veren bu<br />

bina aslında eski bir NATO üssü olan Raketenstation Hombroich’a konuşlanmış.<br />

Vakfa bağlı olan bu müze doğu sanatlarından modern sanata birçok eseri bir arada<br />

sergiliyor. Tadao Ando’nun tasarımını yaptığı müze binası betondan bir yapının<br />

göz alıcı bir cam zarf içine saklanmış hali olarak özetlenebilir. Bu zarfın beton bina<br />

ile arasında kalan alanlar ise müzenin koridorlarını oluşturacak şekilde tasarlanmış.<br />

Binanın kısmen üzerine yerleştiği suni göletin sularını ve pırıltısını yine bu cam<br />

zarfın yarattığı boş ve şeffaf alan yansıtıyor ve ortaya estetik açıdan keyif veren bir<br />

görüntü çıkıyor. Raketenstation Hombroich 1, Neuss; +49-21/825-7010;<br />

www.langenfoundation.de<br />

Langen Foundation<br />

Located near Neuss, Germany on the grounds of the former NATO rocket station<br />

Raketenstation Hombroich, this Langen Foundation building is used a museum that<br />

hosts a collection of Oriental and Modern art. Architect Tadao Ando’s creation can be<br />

described as a concrete structure wrapped in a striking glass envelope. The spaces between<br />

the glass and concrete are used as corridors. The waters of the artificial pond the building<br />

partially sits on provide glint and reflection, further enhancing the free and transparent<br />

feel of the structure. Raketenstation Hombroich 1, Neuss; +49-21/825-7010; www.<br />

langenfoundation.de


Selgas Cano Mimarlık Ofisi<br />

Burası İspanya’da, Madrid’deki bir ormanın içinde, tamamen camdan<br />

yapılmış bir mimarlık ofisi ve tam anlamıyla camdan bir kapsül.<br />

Ofisi, kapsülden çok, tek tarafı tamamen camdan ibaret olan bir<br />

tüpe benzetmek daha doğru olacaktır. Duvarları ve tavanı tamamen<br />

etrafındaki doğaya açık, onunla bütünleşmiş şekilde yapılan; bu amaçla<br />

da sadece cam kullanılan binanın çalışanları dört mevsim doğayla<br />

iç içe şekilde çalışıyorlar ve bu sayede yaratıcılıklarını daha da iyi<br />

kullanabiliyorlar. Ofis binası son derece minimalist olsa da etrafındaki<br />

doğal renklere ve formlara karışıyor ve ortaya son derece canlı ve<br />

estetik açıdan zengin bir sonuç çıkıyor. Zemin ise binanın yerle<br />

birleştiği seviyeden daha alçakta kalıyor. Bu sayede bina toprağın içine<br />

batırılmış izlenimi veriyor ve doğayla daha da yakın temas halinde<br />

oluyor. www.selgascano.net<br />

Selgas Cano Architecture Office<br />

This office of a Spanish architecture firm, built in a forest in Madrid,<br />

is literally a glass capsule. Or, to put it more accurately, a glass tube.<br />

Its walls and ceiling are completely open to the nature around it and<br />

seem to blend in with it. The workers get to see the light of day and the<br />

change of seasons, which they report is beneficial to their creativity.<br />

While the office building itself is very minimalist, it produces a very<br />

lively and aesthetically rich effect thanks to the natural colors and forms<br />

surrounding it. The floor of the building is slightly below the ground<br />

level, which gives it a look of being rooted in the earth, completing the<br />

theme of being in touch in nature. www.selgascano.net<br />

13


14<br />

Philip Johnson’ın Cam Evi<br />

A.B.D.’nin Connecticut eyaletinde, New Canaan’da bulunan bu ev tam<br />

anlamıyla camdan yapılmış bir küp.1949’da yapılan bina sade, mütevazı<br />

ancak bu özellikleriyle tezat yaratacak kadar da göz alıcı ve ihtişamlı.<br />

Ünlü Amerikalı mimar Philip Johnson’ın taşrada yaptığı bu harika ev,<br />

yakından bakıldığında değeri daha iyi anlaşılan ve hayranlık uyandıran<br />

bir tasarıma sahip. Camın ve çeliğin, çevresindeki doğal ve yeşil alana<br />

nasıl da başarıyla entegre edildiğine inanmak gerçekten güç. Cama ek<br />

olarak çelikle kuvvetlendirilerek inşa edilen ev, önündeki gölete ve<br />

ötesinde uzanan koca ormana bakıyor. 1949’dan 2005’e kadar bu evde<br />

yaşayan mimar Johnson öldükten sonra, ev bir müzeye dönüştürüldü.<br />

1930’ların iç mekan tasarımının izlerini yansıtan mobilyalar, Johnson’ın<br />

New York’ta yaşadığı evden getirilmişti ve bugün müzede görülebiliyor.<br />

199 Elm Street, New Canaan, Connecticut; +1-203/594-9884;<br />

philipjohnsonglasshouse.org<br />

The Glass House<br />

This house was built in 1949 in New Canaan, Connecticut, USA, by architect Philip Johnson. The construction<br />

is simple and modest, but the overall effect is all the more striking for it. When examined up close, the famous<br />

architect’s groundbreaking work reveals an admirably thoughtful design. Glass and steel, which were considered<br />

exclusively industrial materials at the time the house was built, are used in a way that integrates the house into the<br />

natural green area surrounding it with ease and elegance. There is a pond in front of the house and a great forest<br />

stretching into the distance beyond it. Johnson lived there from 1949 until his death in 2005, after which the<br />

house was converted into a museum. The furniture, which was brought by Johnson from his previous home in New<br />

York and is reminiscent of the interior design styles of the 1930s, can be seen in the museum to this day.<br />

199 Elm Street, New Canaan, Connecticut; +1-203/594-9884; philipjohnsonglasshouse.org


Yas Viceroy Hotel Abu Dhabi<br />

New York menşeli Asymptote Architecture mimarlarından Hani Rashid<br />

ve Lise Anne Couture’ün tasarladığı birbirlerine çelik ve camdan<br />

yapılmış bir köprüyle bağlanan on iki katlı iki kuleden oluşan bu otel<br />

kıvrımlı ve yuvarlak hatlı bir forma sahip. Birleşik Arap Emirlikleri’nin<br />

Abu Dhabi kentinde hizmet veren otelin binasında kullanılan ana<br />

materyaller çelik ve cam. Binanın ışık tasarımı da oldukça dikkat<br />

çekici ve kilometrelerce öteden fark ediliyor. Işığı yanıtsan panellerin<br />

yapımında cam bolca kullanılmış ve bu panellerin oluşturduğu geniş<br />

plan binanın bir bölümünü şık bir kılıf gibi sarıyor.<br />

+971-2/656-0000; www.viceroyhotelsandresorts.com/abudhabi<br />

Yas Viceroy Hotel Abu Dhabi<br />

Designed by Hani Rashid and Lise Anne Couture of New York’s<br />

Asymptote Architecture, this hotel consists of two 12-story towers<br />

connected by a glass and steel bridge and has a remarkable flowing<br />

curvilinear form. Located in Abu Dhabi, United Arab Emirates, the hotel<br />

also boasts a state-of-the-art LED lighting system. At night, even from<br />

several miles away, the hotel looks as it if were wrapped in a veil of<br />

light. +971-2/656-0000; www.viceroyhotelsandresorts.com/abudhabi<br />

15


DQ<br />

16 S E Y A H A T - T R A V E L<br />

Romantizmin<br />

Merkezlerine<br />

Yolculuk…<br />

YAZI-BY CEYLAN ÖZGE KUNDUZ


Dünyanın en romantik<br />

destinasyonlarına, keyifli bir yolculuğa<br />

çıktık. Önce Paris’e gittik, ardından<br />

su üstünde yüzen Venedik’e uğradık.<br />

Yolculuğumuzu muhteşem İtalyan<br />

Positano’da sona erdirdik.<br />

paris The<br />

Gastronomi, şarap, kültür, sanat,<br />

asalet, zarafet ve ışık şehri…<br />

Eyfel Kulesi’nden bohem sanatçıların sokaklardaki<br />

evi Montmartre’a, alışverişin kalbinin attığı Champs-<br />

Elysées’den Belle Epoque eğlencelerini günümüzde<br />

yaşatan Moulin Rouge’a ve değil bir günde bir haftada<br />

bile layığıyla gezilmesi mümkün olmayan Louvre<br />

Müzesi’ne Paris, dünyanın en romantik kentleri listesinin<br />

başını çekiyor. Yılın her mevsimi ayrı bir güzel, günün<br />

her saati ayrı bir heyecanlı.<br />

Paris’in romantizmin kalelerinden biri olmasının belki<br />

de en önemli nedeni, ruha ve bedene hoş gelecek tüm<br />

zevkleri bir araya toplamış olması. Şarabın da yemeğin<br />

de, kültür ve sanat kadar rafine olduğu kent tarihî<br />

geçmişiyle de tatmin edici. Kültür, sanat ve tarih Paris’in<br />

her yerinden karşınıza çıksa da Musée du Louvre (Rue<br />

de Rivoli, 1. Arrondissement; +33-1/4020-5317;<br />

A Trip to the<br />

Centers of<br />

Romance…<br />

We took a nice trip to the world’s<br />

most romantic destinations. First we<br />

visited Paris; then we ventured to<br />

Venice, the city that floats on water.<br />

We concluded our trip with the<br />

incredible Italian village, Positano.<br />

city of gastronomy, wine, culture,<br />

art, nobility, elegance and light...<br />

Paris is at the top of the list of the world’s most romantic<br />

cities, thanks to its globally-renowned attractions like<br />

the Eiffel Tower and Montmartre, the home of bohemian<br />

artists who live on the streets; Champs-Elysées, the heart<br />

of shopping; Moulin Rouge, the area that brings us<br />

modern-day versions of Belle Époque entertainment; and<br />

Louvre Museum, which would take not a day but more<br />

than a full week to tour properly. Every season has a<br />

beauty of its own, and every hour of every day is uniquely<br />

exciting.<br />

Perhaps the most important reason why Paris is the fortress<br />

of romance is that it encompasses all the pleasures that are<br />

good for the soul and the body. The wine and the food are<br />

exquisite; the art and culture are refined, and the history<br />

is fascinating.<br />

17


18<br />

www.louvre.fr), bu yerlerin en görkemlisi. Bir<br />

zamanlar kraliyet ailesine ev sahipliği bile yapmış<br />

olan bu ihtişamlı bina, bugün Caravaggio’dan<br />

Michelangelo’ya ve Leonardo Da Vinci’ye<br />

dünyanın en büyük ustalarının en değerli sanat<br />

eserlerine ev sahipliği yapıyor. Paris’in ihtişamlı<br />

romantizmi Louvre’dan sonra Château De<br />

Versailles’da (Versailles; +33-1/3083-7620; www.<br />

chateauversailles.fr) yani Fransa’nın kraliyet sarayında<br />

devam ediyor. Eyfel Kulesi’ne (Champ de Mars, 7.<br />

Arrondissement; +33-1/4411-2323; www.tour-eiffel.<br />

fr) çıkmadan Paris’ten ayrılmak affedilemeyecek bir<br />

günah. İnşa edildiği zaman büyük tepkilere yol açan ve<br />

Parislilerin çirkin bir demir yığını olarak tanımladığı<br />

kule bugün Paris’in romantizmiyle en çok özdeşleşen<br />

simge haline gelmiş durumda. Başkentin muhteşem<br />

gotik katedrali Notre-Dame De Paris (Place du<br />

Parvis-Notre-Dame, 4. Arrondissement; +33-1/4234-<br />

5610; www.monum.fr), tepesinden, kenti kuşbakışı<br />

görmek için de ideal bir nokta.<br />

Artık binaların içinden çıkıp açık havada gezme vakti.<br />

Montmartre (18. Arrondissement), Romanesk stilde<br />

yapılan ünlü kilisesi Sacré-Coeur’ü, kiliseye çıkan<br />

merdivenleri, Toulouse-Lautrec’ten Picasso’ya,<br />

Braque’tan Modigliani’ye, Utrillo’dan Sartre’a<br />

bohem sanatçıların ve edebiyatçıların mesken edindiği<br />

kafeleri ve barlarıyla, sokak ressamlarıyla sizi zamanda<br />

yolculuğa çıkartacak. Binaların arasından sıyrılıp yeşil<br />

alanlara kavuşmak isteyenler Lüksemburg Bahçeleri’ne<br />

(14. Arrondissement) yönelmeli. Parislilerin spor<br />

yapmak, arkadaşlarıyla buluşmak, ailecek vakit<br />

geçirmek ya da köpeklerini gezmeye çıkarmak sık sık<br />

gittikleri Lüksemburg Bahçeleri, Paris’in göbeğinde<br />

doğayla buluşmak için en ideal yer.<br />

The ultimate combination of culture, art and history is, of<br />

course, Musée du Louvre (Rue de Rivoli, 1er arrondissement;<br />

+33-1/4020-5317; www.louvre.fr). Once a royal residence,<br />

this magnificent building is now home to legendary works of<br />

great masters like Caravaggio, Michelangelo and Leonardo<br />

da Vinci. Another romantic destination is the royal palace<br />

Château De Versailles (Versailles; +33-1/3083-7620;<br />

www.chateauversailles.fr). A visit to The Eiffel Tower (Champ<br />

de Mars, 7e arrondissement; +33-1/4411-2323; www.toureiffel.fr),<br />

however cliché, is still a must. Interestingly, the<br />

tower caused a lot of controversy when it was built and was<br />

even called an ugly pile of iron by Parisians. Today, however,<br />

it’s the absolute first thing that comes to mind when you think<br />

about Paris, and it’s also a romantic hotspot. The magnificent<br />

Gothic cathedral, Notre-Dame De Paris (Place du Parvis-<br />

Notre-Dame, 4e arrondissement; +33-1/4234-5610; www.<br />

monum.fr) also affords a great bird’s eye view of the city.<br />

When you feel like it’s time to escape the buildings and go for<br />

a stroll in the city, head to Montmartre (18e arrondissement)<br />

and enjoy the sight of the Roman Catholic basilica Sacré-<br />

Coeur. You’ll fall in love with the stairs that lead up to the<br />

basilica, the street painters and the cafes and bars that were<br />

frequented by bohemian artists and literati like Toulouse-<br />

Lautrec, Picasso, Braque, Modigliani, Utrillo and Sartre.


Paris’te birçok konaklama alternatifi var ancak siz<br />

şehre ihanet etmeyin ve en romantik olanlarını seçin.<br />

Hôtel de Crillon (10 Place de la Concorde, 8.<br />

Arrondissement; +33-1/4471-1500; www.crillon.<br />

com) geniş balo ve çay salonları, bir duvarı kaplayacak<br />

kadar büyük aynaları, kristal avizeleri, kırmızı kadife<br />

döşemeleri rahat ve büyük koltukları ve salonlarına<br />

yakışacak genişlikteki odalarıyla sizi hem romantik hem<br />

de XVI. Louis dönemini yansıtan tarihî bir yolculuğa<br />

çıkartıyor. Hem şık, hem konforlu, hem de son derece<br />

lüks bir seçenek.<br />

Hôtel Daniel (8 Rue Fréderic-Bastiat, 8.<br />

Arrondissement; +33-1/4256-1700;<br />

www.hoteldanielparis.com) egzotik bir estetiğe sahip<br />

lüks ve çok konforlu bir otel. Vintage arabalardan<br />

Kazakistan işi oryantal halılara birçok sanat objesinin<br />

süslediği lobisi; Manuel Canovas, Brunschwig & Fils<br />

ve Zoffany gibi ünlü tekstil markalarının ürünleriyle<br />

dekore edilmiş küçük ama rahat ve şık odaları<br />

ve İtalyan mermerleriyle yapılmış geniş küvetli<br />

banyolarıyla son derece romantik bir seçenek.<br />

L’Hôtel (13 Rue des Beaux Arts; +33-1/4441-<br />

9900; www.l-hotel.com), Oscar Wilde’ın 19.<br />

yüzyılın sonlarına doğru yerleştiği ve son günlerini<br />

geçirdiği adreste hizmet veriyor. Neo-barok stilde<br />

Eyfel Kulesi’ne<br />

çıkmadan<br />

Paris’ten ayrılmak<br />

affedilemeyecek<br />

bir günah.<br />

Tired of the narrow streets and all the concrete? Relax at the<br />

Luxembourg Gardens (14e arrondissement). This oasis of<br />

nature in the heart of the city is where Parisians go to meet<br />

with friends, spend time with family, walk with their dogs and<br />

exercise.<br />

While there are numerous accommodation alternatives in<br />

Paris, we’ve chosen the most romantic ones in keeping with<br />

the theme. Hôtel de Crillon (10 Place de la Concorde, 8e<br />

arrondissement; +33-1/4471-1500; www.crillon.com)<br />

boasts large ball rooms and tea lounges, floor-to-ceiling<br />

mirrors, crystal chandeliers, red velvet upholstery, large comfy<br />

armchairs and spacious suites that reflect the Romantic and<br />

Louis XVI periods. A perfect fit for those who like their luxury<br />

and comfort.<br />

Hôtel Daniel (8 Rue Fréderic-Bastiat, 8e arrondissement;<br />

+33-1/4256-1700; www.hoteldanielparis.com) is notable<br />

for the exotic aesthetic it combines with luxury and elegance.<br />

Its lobby is decorated with numerous art objects ranging from<br />

vintage automobiles to Kazakh carpets; its small but elegant<br />

and cozy rooms are covered in Manuel Canovas, Brunschwig &<br />

Fils and Zoffany textiles, and its baths are made out of Italian<br />

marble.<br />

L’Hôtel (13 Rue des Beaux Arts; +33-1/4441-9900;<br />

www.l-hotel.com) is known as the hotel where Oscar Wilde<br />

spent his last days at the end of the 19th century. The Neo-<br />

Baroque architecture, marble columns, crystal chandeliers,<br />

brass wall decorations, Art Deco furniture and Belle Époque<br />

paintings reflect the “dandy” glory of Wilde’s time. Counting<br />

such greats as Salvador Dalí, Frank Sinatra and Ava Gardner<br />

19


20<br />

Moulin Rouge yani “kırmızı değirmen” Paris’in kan kan<br />

dansçıları, mavi-beyaz etekli garson kızlarıyla en eski kabaresi.<br />

inşa edilmiş bir binada hizmet veren bu romantik<br />

otel mermer sütunları, kristal avizeleri ve pirinçten<br />

duvar süslemeleriyle Wilde döneminin “dandy”<br />

ihtişamını da yansıtıyor. Art Deco mobilyalar ve Belle<br />

Epoque dönemini bugüne taşıyan tablolar otelin diğer<br />

detaylarından. Salvador Dalí, Frank Sinatra ve Ava<br />

Gardner’ın da bir dönem misafir olduğu otel özellikle<br />

çiftler tarafından tercihe diliyor.<br />

Paris demek aynı zamanda harikulade bir mutfak<br />

demek. Hotel de Crillon içerisinde hizmet veren<br />

efsanevi restoran Les Ambassadeurs romantik bir<br />

akşam yemeği için ideal adreslerden. Place de la<br />

Concorde manzaralı restoran beyaz ve altın varaklı<br />

dekoru ile klasik bir şıklığa ve büyüleyici bir güzelliğe<br />

sahip. Menüdeki önerilerimiz ana yemeklerden La côte<br />

de Boeuf, tatlılardan ise iki Fransız klasiği mousse au<br />

chocolat’nın ve crème caramel’in sofistike yorumları…<br />

Sıra geldi eğlenceye… Moulin Rouge (82 Boulevard<br />

de Clichy; +33-1/5309-8282; www.moulinrouge.<br />

com) ve Le Lido (116 bis Avenue des Champs-Élysées;<br />

+33-1/4076-5610; www.lido.fr) en az bir tanesini<br />

görmeniz gereken iki meşhur Fransız usulü eğlence<br />

adresi.<br />

Moulin Rouge yani “kırmızı değirmen” Paris’in kan kan<br />

dansçıları, mavi-beyaz etekli garson kızlarıyla en eski<br />

kabaresi. Toulouse Lautrec’in Paris’te akşamları neler<br />

yaptığını görmek isterseniz adresiniz burası olmalı.<br />

Le Lido ise İkinci Dünya Savaşı bittikten hemen sonra<br />

faaliyete geçmiş bir eğlence adresi. Modern Fransız<br />

kabaresi nasıl olur görmek isteyenler için. Burada usule<br />

uygun davranın ve şampanya patlatmayı ihmal etmeyin.<br />

among past guests, the hotel is a favorite of couples.<br />

Paris is synonymous with spectacular cuisine. Hotel de<br />

Crillon’s legendary restaurant Les Ambassadeurs is<br />

the ideal destination for a romantic dinner. It has a<br />

spectacular view of Place de la Concorde and a beautiful,<br />

classically elegant white and gold leaf decor. We<br />

recommend the La côte de Boeuf as the main course and<br />

the sophisticated mousse au chocolat or crème caramel for<br />

dessert.<br />

As for entertainment, Moulin Rouge (82 Boulevard<br />

de Clichy; +33-1/5309-8282; www.moulinrouge.<br />

com) and Le Lido (116 bis Avenue des Champs-Élysées;<br />

+33-1/4076-5610; www.lido.fr) are an absolute<br />

must. Moulin Rouge, or “red mill,” is Paris’s oldest<br />

cabaret and is famous for its can-can dancers and the<br />

waitresses in blue-white skirts. It’s the place to go if you<br />

want to spend an evening worthy of Toulouse-Lautrec.<br />

Le Lido, which opened after World War II, is a great<br />

example of what a modern French cabaret is like. Behave<br />

accordingly and don’t forget to pop champagne.


venedik<br />

Suda yüzen büyülü ve romantik kent…<br />

Dünyanın tartışmasız en romantik kentlerinden biri<br />

olan Venedik suların üzerinde yüzen bir masal dünyasını<br />

andırıyor. Bunda kanalların üzerini dantel gibi süsleyen<br />

köprülerin, su üzerinde kuğu gibi süzülen gondolların,<br />

suya yansıyan ışıkların ve kentin geçmişinden bugüne<br />

gelen maskeli baloların gizeminin de payı büyük. Tabii<br />

rengarenk palazzoları ve mistik kiliseleri de unutmamalı.<br />

Klişe olması romantik olmasına asla engel değil. Evet,<br />

gondol gezilerinden söz ediyoruz. Venedik’e gelen,<br />

özellikle de romantik bir tatil için gelenlerin en az<br />

bir kez yapması şart olan geziler hiç de ucuz değil.<br />

Kalabalığı ve kaosu atlatmak için gondolcunuza Grand<br />

Canal’dan çıkmasını ve daha dar ancak sakin arka yolları<br />

tercih etmesini söyleyin. Bu sırada gözlerden uzak da<br />

kalabilirsiniz.<br />

A magical, romantic city floating on water…<br />

Undisputedly one of the world’s most romantic cities,<br />

Venice resembles a fairy tale world floating on water.<br />

The lace-like bridges thrown over countless canals, the<br />

gondolas gliding around like swans, the lights reflecting in<br />

the water and the mysterious atmosphere of the legendary<br />

masquerade balls all contribute to the magic – not to<br />

mention the colorful palazzos and the churches.<br />

If something is cliché, it doesn’t mean it can’t still be<br />

romantic. Yes, we mean the gondola rides. They are pretty<br />

much obligatory for everyone who comes to Venice,<br />

especially couples on a romantic trip. Despite being so<br />

popular, gondola trips aren’t exactly cheap. If you want<br />

to avoid “traffic” and chaos, tell your gondolier to<br />

turn off Grand Canal and into the narrower and quieter<br />

back canals. That would also be a good way to avoid<br />

being seen...<br />

21


22<br />

Sıra kentin en büyük meydanı Piazzo San Marco’yu<br />

görkemli güzelliğiyle taçlandıran Basilica di San<br />

Marco’ya (Piazza San Marco; +39-41/270-8311;<br />

www.basilicasanmarco.it). Bizans, Gotik, Klasik ve<br />

Rönesans stillerinin tümünü de bu yapı üzerinde görmek<br />

mümkün. Nedeni ise bazilikanın çok eski bir geçmişinin<br />

olması ve yüzyıllar içinde sürekli olarak yenilemelere<br />

ve yeni eklemelere gereksinim duyması. İç mekanda<br />

altın mozaiklerle kaplı olan alan büyüleyici. Bu mistik<br />

bazilikadan çıkıp biraz da sanata yönelmenin vakti.<br />

Scuola Grande San Rocco (Campo San Rocco, San<br />

Polo; +39- 41/523-4864; www.scuolagrandesanrocco.<br />

it) 13. ve 19. yüzyıllar arasında esnaf ve hayır işi<br />

yapan kurumlar tarafından fakir çocukların eğitimi için<br />

kurulmuş bir okul. Jacopo Robusti ya da daha bilindik<br />

adıyla Tintoretto’nun tablolarıyla süslü iç mekanı sanatsal<br />

ve estetik bir romantizm arayanlara… Sanatla devam<br />

etmek isteyenler Gallerie dell’Academia’ya (Campo<br />

della Carità, Dorsoduro; +39-41/522-2247; www.<br />

gallerieaccademia.org) mutlaka uğramalı. Veneziano,<br />

Mantegna, Giorgione, Titian ve Tintoretto gibi Venedikli<br />

ressamların eserlerini bir arada görebileceğiniz galeriyi<br />

layığıyla gezmek için yarım gününüzü ayırmanızı tavsiye<br />

ederiz.<br />

Hotel Cipriani (10 Giudecca, Fondamenta San<br />

Giovanni; +39-41/520-7744; www.hotelcipriani.<br />

com) özellikle romantik kaçamaklar ve balayı tatilleri<br />

için ideal. Burası sadece Venedik’in değil, dünyanın<br />

da en iyi otelleri arasında gösteriliyor. 79 odalı otel<br />

sadece kentin, hatta İtalya’nın değil tüm dünyanın en iyi<br />

konaklama alternatifleri arasında gösteriliyor. Tabii bir<br />

Crowning the city’s largest square, Piazzo San Marco,<br />

is the majestically beautiful Basilica di San Marco<br />

(Piazza San Marco; +39-41/270-8311; www.<br />

basilicasanmarco.it). A close look at it will reveal an<br />

unusual mixture of Byzantine, Gothic, Classic and<br />

Renaissance styles. Over its centuries-long history, the<br />

basilica has seen several restorations, with new elements<br />

added every time. The sight of the gold mosaics that<br />

decorate the interior is breathtaking.<br />

Scuola Grande San Rocco (Campo San Rocco, San<br />

Polo; +39- 41/523-4864; www.scuolagrandesanrocco.<br />

it) was founded by institutions engaged in trade and<br />

charity and operated between the 13th and 19th<br />

centuries as a school for poor children. The interiors are<br />

notably decorated with Jacopo Robusti’s (more widely<br />

known as Tintoretto) paintings.<br />

Gallerie dell’Academia (Campo della Carità,<br />

Dorsoduro; +39-41/522-2247; www.<br />

gallerieaccademia.org) is a large gallery that is well<br />

worth a visit if names like Veneziano, Mantegna,<br />

Giorgione, Titian and Tintoretto mean anything to you.<br />

Hotel Cipriani (10 Giudecca, Fondamenta San<br />

Giovanni; +39-41/520-7744; www.hotelcipriani.<br />

com) is ideal for a romantic getaway or a honeymoon.<br />

The 79-room hotel is considered one of the best not<br />

only in Venice or Italy but in the whole world. Located<br />

on the Giudecca Island, it has several restaurants and<br />

bars, tennis courts for couples, a spa for those who like<br />

to enjoy their massages and treatments together, an<br />

Olympic-size swimming pool and a golf club.<br />

Another of our accommodation suggestions is the


Basilica di San<br />

Marco’da Bizans,<br />

Gotik, Klasik ve<br />

Rönesans<br />

stillerinin tümünü<br />

görmek mümkün.<br />

de en romantik olanlarından… Giudecca Adası’nda yer<br />

alan otelin birden çok restoranı ve barı var; Spor yapmak<br />

isteyen çiftler için tenis kortları, birlikte masaj ya da<br />

bakım almak isteyenler için spa’sı, olimpik ölçülerdeki<br />

havuzu ve birbirleriyle yarışmak isteyen çiftler için golf<br />

kulübü de var.<br />

Konaklama adresi önerilerimizden en uygun fiyatlı olanı<br />

Al Ponte Mocenigo (063 Santa Croce, Fondamenta<br />

Rimpetto Mocenigo; +39-41/524-4797; www.<br />

alpontemocenigo.com) 10 odalı şirin mi şirin bir otel.<br />

San Stae Kilisesi yakınındaki bu otele özel bir avludan<br />

geçerek ulaşılıyor. Bu avluda aynı zamanda hava iyi<br />

olduğunda kahvaltı alınıyor ve yemek öncesi aperitif<br />

servis ediliyor. Odalar geniş ve şık; hakim tonlar ise<br />

krem, yeşil ve koyu kırmızı. 18. yüzyıldan kalma bazı<br />

parçalarında dekoratif olarak kullanıldığı otelde tavsiye<br />

edeceğimiz oda, birinci kattaki junior suite. Terasa bakan<br />

süit bir jakuziye de sahip.<br />

Venedik’teki yeme içme önerilerimiz kentin en romantik<br />

adreslerinden San Marco’daki kafeler Caffè Florian<br />

(56 San Marco, Piazza San Marco; 39-41/520-5641;<br />

www.caffeflorian.com) ve Gran Caffè Ristorante<br />

Quadri (120 San Marco, Piazza San Marco; 39-41/528-<br />

9299; www.caffequadri.it). Birbirlerine neredeyse<br />

düşman olan bu iki rakip kafenin rekabeti de çok eskilere<br />

dayanıyor. Venedik 1800’lerin başında Avusturyalıların<br />

hakimiyetindeyken işgalciler genellikle Quadri’ye<br />

giderler, Venedikliler ise Florian’da toplanırdı. Bugün bu<br />

iki kafenin görünümü o günlerde olduğundan çok farklı<br />

değil. 18. yüzyıl süslemeli iç mekanları, altın varaklı<br />

aynaları ve damasko döşemeleri ile eski yüzyılların<br />

ihtişamını yansıtıyor.<br />

affordable Al Ponte Mocenigo (063 Santa Croce,<br />

Fondamenta Rimpetto Mocenigo; +39-41/524-4797;<br />

www.alpontemocenigo.com), a cozy 10-room hotel<br />

located next to San Stae Church. The entrance to the<br />

hotel lies through a courtyard, where breakfast and<br />

pre-dinner aperitifs are served if the weather permits.<br />

The rooms are spacious and elegant; the color scheme is<br />

cream, green and dark red. We particularly recommend<br />

the junior suite on the first floor, which incorporates<br />

authentic 18th-century objects in its décor, looks out<br />

over the terrace and has a Jacuzzi.<br />

As for our food and drink suggestions, the most<br />

romantic spots in the city are Caffè Florian (56 San<br />

Marco, Piazza San Marco; 39-41/520-5641;<br />

www.caffeflorian.com) and Gran Caffè Ristorante<br />

Quadri (120 San Marco, Piazza San Marco;<br />

39-41/528-9299; www.caffequadri.it). The two<br />

historical cafes are engaged in a rivalry that goes back<br />

to the 1800s, when Venice was dominated by Austria<br />

and the invaders frequented Quadri while the locals<br />

gathered at Florian. The 18th-century interior decor,<br />

the gilded mirrors and the damask upholstery reflect<br />

the glory of centuries long past.<br />

23


24<br />

positano<br />

Güneşin tatlı dokunuşlarının kumsala,<br />

denizin mavi gökyüzüne karıştığı<br />

Positano, Amalfi Sahili’nde sıcacık ve<br />

romantik bir İtalyan kasabası.<br />

Amalfi Sahili’nde Amalfi ve Sorrento arasına<br />

konuşlanmış Positano’da romantizm arayanların ilk<br />

hedefi plajlar olmalı. Positano’da bir yere gitmek için<br />

her zaman birkaç basamak inip çıkmanız gerektiğini<br />

belirtelim. Fornillo Plajı’na da bu şekilde ulaşıyorsunuz.<br />

Ana yoldan 400 basamakla inilen bu muhteşem sahile<br />

ulaşmak için hanımeli ve begonvillerin süslediği beyaz<br />

alçılı evlerin önünden geçiyorsunuz. Sahilin siyah<br />

kumları rengarenk plaj şemsiyeleri, yine renkli bikiniler<br />

ve bronz vücutlarla sizi karşılıyor. Ne var ki plaj<br />

güneşlenmek, görmek ve görülmek için idealken yüzmek<br />

için pek de elverişli değil zira suyu temiz ve berrak<br />

değil. Bu yüzden Positanolular yüzmek için Amalfi<br />

Kıyısı’ndaki sakin koyları tercih ediyor.<br />

A warm and romantic Italian village on<br />

the Amalfi Coast, Positano is where<br />

the sweet touches of the sun blend<br />

into the sand and the sea blends into<br />

the blue sky.<br />

Situated between Amalfi and Sorrento on the Amalfi Coast,<br />

Positano offers an excellent choice for those searching for<br />

romance: beaches. Let’s specify that you always have to<br />

go up or down a few steps to get anywhere in Positano.<br />

That’s how you reach Fornillo Beach – located 400<br />

steps below the main road – too. To get there, you pass<br />

by whitewashed houses surrounded by honeysuckles and<br />

bougainvilleas. The black-sanded beach greets you with<br />

beach umbrellas, colorful bikinis and tanned bodies. But<br />

despite being ideal for sunbathing, seeing and being seen,<br />

the beach isn’t very suitable for swimming, since the water<br />

is neither clean nor clear. That’s why Positano locals prefer<br />

the quiet coves on the Amalfi Coast.


Positano’ya gitmişken çok yakındaki güzellikleri de<br />

görmeden dönmek olmaz. Positano’ya sadece birkaç<br />

dakika uzaklıktaki Montepertuso, balet Rudolf Nureyev’in<br />

inziva destinasyonu Galli Adaları’nın manzarasını doyasıya<br />

içinize çekebileceğiniz sevimli bir kasaba. Amalfi Sahili’nin<br />

incilerinden olan kasaba plajı güneşlenmek için olduğu<br />

kadar yüzmek için de ideal.<br />

Positano’nun pitoresk sokaklarında sevgilinizle birlikte<br />

romantik bir gezintiden daha güzel ne olabilir? Pastel<br />

boyalı evleri, inişli çıkışlı kent sokaklarına taraça sistemiyle<br />

inşa edilmiş. Bu halleriyle tıpkı bir amfi tiyatrodaki<br />

seyircilere benziyorlar. Yürüyüşünüz sırasında karşınıza<br />

çıkan küçük bir İtalyan dükkanından alışveriş yapabilir,<br />

yorgunluğunuzu sokak kafelerindeki masalarda lezzetli ve<br />

kuvvetli bir İtalyan espressosuyla atabilir ve sadece gelen<br />

geçeni izleyerek bile keyifli vakit geçirebilirsiniz. Yürümek<br />

sadece romantik olduğu için değil pratik olduğu için de<br />

tercih edilmeli. Sokaklar çok dar olduğu için birçok yerde<br />

trafik tek yön olarak akıyor dolayısıyla bir yerden bir yere<br />

arabayla gitmek epey zaman alabiliyor.<br />

Burada konaklamak için birçok alternatifiniz var. Ne<br />

de olsa artık Positano çok rağbet görüyor ve bu talebi<br />

karşılamak için art arda oteller açılıyor. Il San Pietro (Via<br />

Laurito 2; +39-89/875-455; ilsanpietro.it) Positano’da<br />

kalabileceğiniz en güzel otellerden. Beş yıldızlı Il San<br />

Pietro’nun ünlü müşterileri arasında George Clooney,<br />

Julia Roberts ve Franco Zeffirelli de bulunuyor. Denize<br />

bakan bir kayalığın tepesinde yer alan otelin taraça şeklinde<br />

yerleştirilmiş odaları çiçekli koca bitkiler tarafından<br />

gizleniyor ve konuklar mahremiyetin tadını çıkartıyor.<br />

Aralara serpiştirilmiş çinili banklar, manzaraya karşı<br />

akşamüstü içkisi yudumlamak için ideal. Plaja kayalığın<br />

içine yerleştirilmiş asansörle inebiliyorsunuz.<br />

Bir İtalyan kentine ya da kasabasına gidip gastronomik<br />

tatmin yaşamadan dönmek olmaz. La Cambusa (24 Piazza<br />

A. Vespucci; +39-89/812-051; www.lacambusapositano.<br />

com), şehrin göbeğinde hizmet veriyor. Terasına kurulup<br />

gelen geçeni izleyerek keyifli vakit geçirebileceğiniz<br />

bu restoran deniz manzarasıyla sadece mideye değil<br />

göze de hitap ediyor. Roka, domates ve mozzarella ile<br />

yaptıkları özel salatalarını ve midyeyle yaptıkları spaghetti<br />

alle cozze’yi bir bardak Ravello Rosso ile yuvarlayın.<br />

Tiramisuları ise efsanevi.<br />

While you’re in Positano, it’s a must that you visit the<br />

beauties close by. Only a few minutes away from Positano,<br />

Montepertuso is a lovely village where you can enjoy the<br />

view of the Galli Islands, also known as ballet dancer<br />

Rudolf Nureyev’s seclusion destination. The village’s beach,<br />

one of the best on Amalfi Coast, is ideal for sunbathing as<br />

well as swimming.<br />

What could be better than a romantic stroll with your lover<br />

on Positano’s picturesque streets? The pastel-colored homes<br />

were constructed by a terrace system on the town’s hilly<br />

streets. They look just like an audience in an amphitheatre.<br />

You can go shopping in a small Italian boutique you come<br />

across during your walk, shake off your exhaustion with a<br />

flavorful and strong Italian espresso on a side-street café<br />

and have a good time just people-watching. Walking should<br />

be preferred not only because it’s romantic but also because<br />

it’s practical. Since the streets are narrow, the traffic flows<br />

in one direction in most places, so it can take a long time to<br />

get from one place to the next via car.<br />

You have many accommodation alternatives here. After all,<br />

Positano is very popular now, so hotels are opening one<br />

after the next to accommodate the demand. Il San Pietro<br />

(Via Laurito 2; +39-89/875-455; ilsanpietro.it) is one<br />

of the most beautiful hotels in Positano. This five-star<br />

hotel counts George Clooney, Julia Roberts and Franco<br />

Zeffirelli among its celebrity guests. Situated on top of a<br />

hill that overlooks the sea, the hotel’s rooms are laid out<br />

terrace-style. These rooms are disguised by huge plants and<br />

flowers, letting guests enjoy their privacy. The tiled benches<br />

sprinkled here and there are perfect to enjoy an afternoon<br />

drink accompanied by a view. You can make your way down<br />

to the beach using the elevator located in the rocks.<br />

It would be a sin to visit an Italian city or town without<br />

experiencing gastronomic satisfaction. La Cambusa<br />

(24 Piazza A. Vespucci; +39-89/812-051;<br />

www.lacambusapositano.com) operates from the city’s<br />

center. This restaurant is ideal for sitting on the terrace<br />

to people-watch; its sea view makes it easy on the eyes as<br />

well as the stomach. Pair their special salad of arugula,<br />

tomatoes and mozzarella as well as their spaghetti alle<br />

cozze featuring mussels with a glass of Ravello Rosso. Their<br />

tiramisu is also legendary.<br />

25


DQ<br />

26 R Ö P O R T A J - I N T E R V I E W<br />

Caz dinleyerek<br />

hayaller<br />

kuruyorum


RÖPORTAJ-INTERVIEW DUYGU UZ KORONEL<br />

Türkiye’nin en başarılı caz müzisyenlerinden biri olan Kerem<br />

Görsev’le, müziği, projeleri ve hayata bakışı üzerine söyleştik.<br />

Müzisyenliğe adımınızı nasıl attınız? Cazı tercih etmenizde etkili olan faktörler nelerdi?<br />

Klasik müzik dinlenen bir evde büyüdüm. Babamın binlerce kayıttan oluşan bir arşivi<br />

vardı. Teyzem 1960’ların başında İstanbul Üniversitesi Fransız Filolojisi’ne gidiyordu.<br />

O zamanın pop gruplarını takip ederdi: John Lennon, Beatles, Suzie Quatro, Jacques<br />

Brel… Amcam Ankara Siyasal’da okurdu ve piyano çalardı. Dayım da Akademi’de resim<br />

bölümünden mezundu; hem ressamdı, hem de keman çalardı. Böyle müzikle, kültür<br />

ve sanatla dolu bir evde, bu melodilerle büyüdüm ve altı yaşına geldiğimde yeteneğimi<br />

keşfettiler. 1967 yılında, altı yaşındayken İstanbul Belediye Konservatuarı’na girdim. 1972<br />

yılında da Devlet Konservatuarı’na geçtim, orada müzik eğitimi aldım. Caz dinlemeye<br />

başlamam da 1970’lerin ortalarında oldu. Hala da iyi bir caz dinleyicisiyimdir.<br />

Üretken bir bestecisiniz. Özgün eserler ortaya çıkarmayı nasıl başarıyorsunuz?<br />

Mücadele etmiyorum; kendi kendine oluşan bir şey. Caz müziği tarihine dönüp<br />

baktığınızda her zaman bir parçanın bir hikayesi vardır: Bir insanla olan beraberlik yahut<br />

bir tabiat olayı, bir hayvanla olan ilişki, arkadaşlık, dostluk ve onun yarattığı hikayeden<br />

çıkan yaşanmış şeyler… Ben beste yapmak için bir çaba harcamıyorum. Kendi kendine bir<br />

şeyler oluyor, o anda da elimin altında ya bir kağıt kalem yahut da piyanom oluyor; notlar<br />

alıyorum, beste öyle çıkıyor.<br />

“I dream when I listen to jazz”<br />

We met up with Kerem Görsev, one of Turkey’s most successful<br />

jazz musicians, to discuss his music, projects and life philosophy<br />

How did you come to be a musician? What influenced your decision to play jazz?<br />

I grew up in a family that listened to classical music. My father had thousands of records in<br />

his personal collection. When my aunt studied French Philology at Istanbul University in the<br />

‘60s, she used to listen to popular music like John Lennon, The Beatles, Suzi Quatro, Jacques<br />

Brel… One of my uncles studied politics at Ankara University and played the piano; another<br />

studied painting at the Academy and played the violin. I grew up in this home full of music,<br />

culture and art, and my family discovered my talent when I turned six, in 1967. I got into<br />

the Istanbul Municipality Conservatory the same year. In 1972, I transferred to the State<br />

Conservatory and received my musical education there. I only started listening to jazz in the<br />

mid-‘70s, and I still do.<br />

You are a prolific composer. How do you manage to produce such original material?<br />

I hardly struggle; it comes naturally to me. If you look back at the history of jazz music, every<br />

piece has a story to it: relationships between people, animals, forces of nature, the stories these<br />

relationships inspire... Composing doesn’t require effort on my part. It happens of its own<br />

accord, and if I’m near a piano or have a pen and a piece of paper, I note it down.<br />

27


28<br />

Müzik öyle bir şeydir ki palavradan çalmayla,<br />

“haydi bugünü geçiştirelim”le olmaz.<br />

Beste yaparken nelerden etkileniyorsunuz?<br />

Ailem, kızım, eşimle olan ilişkim, tabiat olayları,<br />

köpeklerim, hayvanlar, doğa, Türkiye’nin sosyoekonomik<br />

durumu… Bunların hepsi beni çok etkiliyor.<br />

Tarzınızı oluştururken hangi aşamalardan geçtiniz?<br />

Konservatuar kökenli olduğum için akustik tarzdan hiçbir<br />

zaman kopmadım. Beni en çok etkileyen dönemler 1940’lı,<br />

1950’li yıllar. Dünyadaki gurum Bill Evans’tır, beni çok<br />

etkilemiştir. O dönemin müziğinden çok etkilenmişimdir<br />

ama hiçbir zaman onları taklit etmemişimdir. Amerikan<br />

caz armoni sistemiyle, Amerikan caz ritimleriyle beraber<br />

klasik müzik eğitimimi karıştırıp kendi yorumumu ekleyerek<br />

oluşturduğum bir tarzım olduğu söyleniyor.<br />

Birçok başarılı müzisyenle çalıştınız. En etkilendiğiniz<br />

isimler, sizi en fazla heyecanlandıranlar kimler oldu?<br />

2004 yılında ölen bir dünya devi var: John Coltrane’le<br />

birlikte çalmış bir davulcu olan Elvin Jones. Daha önce<br />

basçısı Steve Kirby ile çalışmıştık, onların piyanisti<br />

gelmeyince beni aradılar ve Elvin Jones’un grubu The Jazz<br />

Machine ile iki tane konserde birlikte çaldık. Efsanenin<br />

efsanesi bir adamdı… Ben pek çok yabancı caz müzisyeniyle<br />

çalıştım. Şimdiki grubumdan da son derece memnunum<br />

çünkü aynı şeyleri hissediyoruz. Grup oluşturmak çok zor<br />

bir şey. Grubu oluşturduktan sonra yürütmek de çok zor<br />

bir şey ama bunları başardıktan sonra da işin zevkini almak,<br />

keyfini çıkarmak da çok büyük bir mutluluk.<br />

Ne zamandır aynı grupla birlikte çalışıyorsunuz?<br />

2006’dan beri. Birlikte üç tane albüm yaptık. En son<br />

albümü London Philharmonia Orchestra’yla Therapy isimli<br />

albümü yaptık. Geçtiğimiz yaz yurtdışı konserlerimiz vardı.<br />

Onlar benden 20 yaş kadar küçükler ama hepsi son derece<br />

disiplinli; aynı şeyleri düşünüp aynı şeyleri yaşadığımız<br />

müzisyenler.<br />

Deneyimlerinizi aktardığınız, arkasında durduğunuz genç<br />

yetenekler var mı diye soracaktım ama en başta grubunuz<br />

var sanırım…<br />

Ben onların arkasında duruyorum çünkü hepsi yaptıkları<br />

işe son derece saygı duyuyorlar. Çaldıkları her notanın<br />

arkasında duruyorlar, inanarak çalıyorlar. Müzik öyle bir<br />

şeydir ki palavradan çalmayla, “haydi bugünü geçiştirelim”le<br />

olmaz. Sonradan yargılanırsınız. Yaptığınız bir kayıttan<br />

mutlu olmazsanız o kaydı çıkarmayacaksınız. Arzu<br />

Where do you find inspiration for your compositions?<br />

My family, my daughter, my relationship with my wife,<br />

nature and natural events, my dogs, animals in general, the<br />

socioeconomic situation in Turkey. All of these have a great<br />

influence on me.<br />

As your personal style developed over the years, what<br />

stages did it go through?<br />

Since I’m a conservatory graduate, I never quite let go of the<br />

acoustic style. The decades that have the most influence on me<br />

are the ‘40s and the ‘50s, and my guru is Bill Evans. I love<br />

the music of that time, but I have never tried to imitate it. My<br />

style is the result of combining the American jazz harmony<br />

system and jazz rhythms with my classical foundation, to<br />

which I add my own interpretations.<br />

You have worked with many successful musicians. Do any<br />

of them stand out in any particular way?<br />

Elvin Jones, a giant of jazz who played with John Coltrane –<br />

he passed away in 2004. I’d also worked with his bassist Steve<br />

Kirby before. Elvin Jones once called me when their pianist<br />

couldn’t come and I played two concerts with their band, The<br />

Jazz Machine. The man was truly a legend... I’ve worked<br />

with many foreign jazz musicians over the years and I’m very<br />

happy with my current band because it feels great. Forming<br />

a band is tough, and so is keeping it going, but once you’ve<br />

accomplished that you get to take pleasure in what you do and<br />

have fun.<br />

How long have you been playing with this band?<br />

Since 2006. We recorded three albums together. The latest,<br />

called “Therapy,” we did with the London Philharmonic<br />

Orchestra. We also played abroad last summer. They are 20<br />

years younger than me but are very disciplined, and we all<br />

tend to think and act alike.<br />

I was about to ask whether there were any young<br />

musicians that you mentored and supported, but I guess<br />

your band comes first?<br />

I absolutely support them because they have a lot of respect for<br />

what they do. They really mean every note they play. Music’s<br />

one of those things that you can’t lie your way through or<br />

think “let’s just pass the day.” You will be judged if you do.<br />

If you are unhappy with an album you recorded, you are not<br />

going to release it. You won’t participate in any project if you<br />

don’t want to. This is what we believe, our life philosophy,


etmediğiniz hiçbir projede çalmayacaksınız. Bizim böyle<br />

inançlarımız, böyle hayat felsefelerimiz var. Onun için de<br />

çok mutluyuz. Ben onların her zaman arkasındayım, onlar da<br />

benim arkamda. Bu bir takım oyunu.<br />

Girdiğiniz bir işte bir rahatsızlık duydunuz,<br />

samimiyetsizlik hissettiniz diyelim. O zaman ne<br />

yapıyorsunuz?<br />

Ben hayatımda kimseye taviz vermedim. Öyle bir<br />

şey olmaz, anında iş biter. Oyunu kurallarına göre<br />

oynamak zorundasınız. Ben zaten öyle bir işe girmem.<br />

Samimiyetsizliğini hissederim. O konuda biraz hayat<br />

tecrübem var. Müzik tecrübem de oluşuyor. O tarz<br />

müzikler, o tarz insanlar zaten ne bizim yanımıza gelirler ne<br />

de biz onların yanına gideriz. Hepsiyle arkadaşızdır ama illa<br />

her arkadaş olduğunuzla aynı sahneyi paylaşacaksınız diye<br />

bir şart da yok. İnsanlarla beraber sahne almanız için hayat<br />

görüşünün mayasının çok iyi tutması lazım.<br />

Caz dışında ilginizi çeken müzik türleri neler?<br />

Klasik müzik dinliyorum. R&B ve Chill Out müzikleri<br />

seviyorum. Akustik yapılan nitelikli her müziği dinlerim.<br />

R&B akustik mi diyeceksiniz, değil ama onun da groovy<br />

olması hoşuma gidiyor. Ama tabii yaşantımın %80-90’ı caz,<br />

klasik müzik… Ötekiler de girdiğim ortamlarda yabani<br />

olmamak için dinlediğim müzikler desek daha iyi.<br />

Sizce cazı diğer müzik türlerinden farklı kılan nedir?<br />

Doğaçlama. Klasik müzikte çalarsınız parça biter. Cazda<br />

tekrar başa dönersiniz; formu bozmadan, armoni sistemini<br />

bozmadan herkes kendini çalar. Siz başka şey hisseder<br />

çalarsınız, ben başka şey çalarım, başkası bir başka şey<br />

çalar… Özelliği o işte. Doğaçlama. Cazda kısıtsız özgürlük<br />

vardır.<br />

and we are happy because of it. I’ve got their back, and<br />

they’ve got my back; it’s a team sport.<br />

Let’s say you got into something but suddenly it doesn’t<br />

feel right, doesn’t feel sincere. What do you do then?<br />

I have never compromised in my entire life, so if anything<br />

like that happened, I would step aside right away. You have<br />

to play by the rules. Besides, I’m very sensitive to this sort of<br />

thing and I immediately sense insincerity, in part thanks to<br />

my extensive experience. Such musicians tend to stay away<br />

from us, and we from them. We’re all friends among us but<br />

you are not obliged to share the stage with every one of your<br />

friends. You have to really see eye to eye if you’re going to<br />

make music together.<br />

Are there any other genres of music you like besides jazz?<br />

I listen to classical, and I like R&B and Chill Out. Anything<br />

that qualifies as acoustic, really. Of course, R&B doesn’t, but<br />

I like its groove. But 80-90 percent of my experience is still<br />

jazz and classical. I’d say I listen to other stuff in order not to<br />

feel like an outsider in places I go.<br />

In your opinion, what makes jazz different from other<br />

genres?<br />

Improvisation. With classical music, you play a piece and<br />

then it’s over. In jazz, you can start over; everyone can play<br />

whatever he feels like playing without ruining the form and<br />

the harmony. That’s the beauty of it. Improvisation. There is<br />

unrestrained freedom in jazz.<br />

What is the level of interest in jazz in Turkey?<br />

You reap what you sow. There’s been a real explosion<br />

going on since the ‘90s. There is the IKSV Festival and the<br />

International Istanbul Jazz Festival, the Akbank Jazz Festival,<br />

29


30<br />

Türkiye’de caza olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Ne ekiyorsanız onu biçiyorsunuz. Türkiye’de 1990’lardan beri<br />

bayağı patlama var. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Uluslararası<br />

İstanbul Caz Festivali var. Akbank Caz Festivali var. Cemal<br />

Reşit Rey ve İş Sanat’ta konserler var. Ufak tefek yerlerde<br />

konserler oluyor. Halk konserleri de oluyor. Televizyon ve<br />

dergilerde röportajlar yapılıyor. Belki bu dergiden etkilenip<br />

birkaç kişi albüm alıp dinleyebilir. Caz, nitelikli yapıldığı<br />

takdirde çok ilgi görüyor. Ciddi prodüksiyonlar yapılması<br />

lazım, cazı iyi paketleyip iyi sunmak lazım.<br />

Canlı performansla stüdyo kaydını kıyaslayabilir misiniz?<br />

Stüdyoya belli bir bir amaç için giriliyor ve çalınıyor; fazla<br />

macera yapamazsınız. Daha doğrusu ben yapmıyorum, öyle<br />

söyleyeyim. Sahnedeyse konser başka, kulüp başka. Ben<br />

konser çalmayı çok seviyorum. Kulüplerde çalmıyorum;<br />

önümde birilerinin yemek yiyip içki içtiği performansları<br />

yapmıyorum. Sadece konserler ve konser salonları, kültürsanat<br />

merkezlerinde çalıyorum. Bunlarda bir macera,<br />

sonsuzluk var… İstediğiniz her şeyi yapabiliyorsunuz.<br />

Ama kayıtlarda belli bir süreyle kısıtlısınız; çok da uzun<br />

çalamazsınız, çok abartamazsınız. İkisinin de ayrı disiplini<br />

var; ikisinin de kurallarına uyduğunuz zaman mutlu<br />

olursunuz.<br />

İzleyicisiz çalıyor olduğunuzdan stüdyo kaydının da<br />

farklı bir özgürlüğü olabilir diye düşünmüştüm.<br />

Stüdyoda biraz gerginlik oluyor. En ufak bir hatada<br />

bile kaydı durdurup baştan almanız gerekir. Stüdyo zor<br />

iştir. Çünkü notayı konserde çaldığınızda ses gökyüzüne<br />

gidip biter. Stüdyoda ise belgeliyorsunuz. Sizin içinize<br />

sinmeyen bir işse, doğru dürüst bir şey ortaya koymazsanız<br />

yargılanırsınız. Yargılanmamak için o kaydı iptal edeceksiniz,<br />

basmayacaksınız. Yahut da içinize sinene kadar çalışacaksınız,<br />

iyi kayıt yapacaksınız.<br />

Son zamanlarda sizi çok derinden etkileyen bir konser ya<br />

da bir albüm oldu mu?<br />

Geçenlerde izlediğim Kenny Barron ve Mulgrew Miller<br />

konseri beni çok etkiledi. İkisi de zaten çok sevdiğim<br />

piyanistlerdir. Bu sene İstanbul Caz Festivali’nde güzel<br />

konserler oldu. 2010 yılında Tony Bennett geldi, onun<br />

konseri çok güzeldi. Nitelikli konserler oluyor. Bunları<br />

dinlemek ve kendimizi geliştirmek, hayal kurmak lazım…<br />

Hayal kurmak ve kurdurmak anladığım kadarıyla<br />

hayatınızdaki kilit kavramlardan. Sizin için ne ifade<br />

ettiğini açıklayabilir misiniz?<br />

Çok önemli. Ben Bill Evans dinleyerek hayaller kurdum. Caz<br />

dinleyerek hayaller kuruyorum. Onlar, yapmak istediğim<br />

projelerin hayallerini açmak için birer anahtar. Ben de kendi<br />

müziklerimle insanlara hayaller kurdurup o zinciri devam<br />

ettirmek istiyorum. Anlatabileceğim iyi bir hikayem varsa,<br />

benim müziğim de insanları etkileyip onların zihinlerinin<br />

en ücra köşelerinde birtakım şeyleri harekete geçirir ve<br />

mutluluk hayalleri kurmalarını sağlar.<br />

concerts at Cemal Reşit Rey and İş Sanat and much<br />

smaller venues. There is TV and press coverage. People<br />

watch or read something and they may well go out and<br />

buy an album. Jazz is seeing a massive interest right now,<br />

and it needs to be professionally produced, nicely packaged<br />

and presented to the public.<br />

How does a live performance compare with a studio<br />

session?<br />

You walk into a studio with a set plan and you have to<br />

stick to it; there is not much time for adventure. At least<br />

not for me. A concert on a stage is different; playing in<br />

a club is different still. I personally prefer concerts in<br />

music halls and cultural centers to clubs, since I’m not<br />

really into playing in front of people who are eating and<br />

drinking. And in a concert, there is definitely a lack of<br />

limits and time for adventure. You can do whatever you<br />

want to. In a studio, there is a time limit, and you can’t<br />

outstay your welcome by much. They are two different<br />

things that require different sorts of discipline, and doing<br />

both can make you happy if you stick to the rules.<br />

I thought there might be a different sort of freedom<br />

to playing without an audience in a studio.<br />

There’s always tension in a studio. At the smallest<br />

mistake, you have to stop the entire thing and take it<br />

from the start. It’s difficult. At a concert, what you play<br />

simply vanishes into thin air. In a studio, it’s all getting<br />

documented. If you don’t give it your all, you can’t<br />

produce a quality record and you get criticized. To avoid<br />

criticism, you choose not to release your work. But if you<br />

do your best, the result is usually good.


Müzik dışında ilgi alanlarınız neler?<br />

Yine müzikle ilgili şeyler… Zaten pek dışarılarda gezen<br />

tozan bir insan değilim. Güneyi severim ben. Sakinlik,<br />

sükûnet… Aydınlık çok sevmem, pastel renkler severim.<br />

Müzik dinlemeyi severim. Tek başıma kalmaktan son<br />

derece hoşlanırım. Haftada birkaç gün konserler,<br />

arkadaşlarla beraber olmakla geçiyor. Öteki günlerde<br />

devamlı kendi başıma düşünürüm.<br />

Ailenizin müzik seçimlerine müdahale ediyor<br />

musunuz?<br />

Hayır. Müzik demokrasidir. İsteyen istediğini seçebilir.<br />

Ama zaten yaşadığımız evde niteliksiz bir müzik<br />

duymadıkları için herkes alıştı. Dışarıdan eve girdiğimde<br />

güzel bir müzik sesi duyabiliyorum.<br />

Baba olmak sanatınızı nasıl etkiledi?<br />

İlk aylarda kızım Nisan’ı kucağıma alamadım. Sonra<br />

arkadaşlık ettik. İki yaşına girdiği doğum gününde<br />

stüdyoya girdim; ona Existence diye bir albüm yaptım.<br />

Bir varlığa sahip olmak, onu büyütmek, onun büyümesini<br />

görmek, başarılı olmasını hayal etmek, gelişmesine<br />

faydalı olmak çok güzel.<br />

Şu an üzerinde çalıştığınız yeni projeler var mı?<br />

Bir tane Quintet projem var. Mayıs-Haziran gibi<br />

Amerika’ya gidip kaydetmek istiyorum.<br />

Kasım ayında November in St Petersburg çıkıyor.<br />

1999’da Rusya’da yapmıştım, şimdi tekrar çıkartıyorum.<br />

Başka büyük bir projem daha var. Boş durmasını pek<br />

sevmem ben, sürekli bir şeylerle uğraşmak hoşuma<br />

gidiyor.<br />

Music’s one of those things that<br />

you can’t lie your way through<br />

or think “let’s just pass the day.”<br />

Has there recently been an album or a concert that<br />

really touched you?<br />

The Kenny Barron and Mulgrew Miller concerts I recently<br />

went to; I love both of these pianists. This year’s jazz festival<br />

had some good ones. The Tony Bennett concert in 2010 was<br />

great. There is always something good going on. We just<br />

need to listen and dream...<br />

As I see it, dreaming and inspiring dreams is one of the<br />

key concepts in your life. What does it mean to you?<br />

It’s very important. I would daydream as I listened to Bill<br />

Evans. I dream when I listen to jazz. These are key in<br />

dreaming about projects I want to see realized. With my own<br />

music, I want to help people dream about their own things,<br />

thus continuing the cycle. If I have a story to tell, my music<br />

can move the listener, touch the most remote corner of their<br />

soul and send them into a world of happy daydreams.<br />

What are some other things that interest you besides<br />

music?<br />

Mostly music-related things... I’m not really an outdoorsy<br />

type of person. I like the south: the quiet, the calm. I prefer<br />

pastels to brightness. I like being alone. I spend several days<br />

of the week with my friends and making music, but I enjoy<br />

having the rest of the week to myself.<br />

Do you have a say in what your family listens to?<br />

No, music is democracy; everyone listens to whatever he likes.<br />

But everyone’s gotten used to it at home, since they don’t<br />

hear music that doesn’t have any quality to it. When I come<br />

home from outside, I can hear good music.<br />

How did fatherhood influence your music?<br />

For the first couple of months, I couldn’t even hold my<br />

daughter Nisan in my arms. But then we made friends, and<br />

when she turned two, I recorded the album “Existence” in her<br />

honor. To have her in my life and see her grow up, dream<br />

of her being successful and help her develop is a beautiful<br />

thing.<br />

Any new projects you’re working on at the moment?<br />

I have a Quintet project. I’m planning to go to America in<br />

May-June and record it there. “November in St Petersburg,”<br />

an album I did in Russia back in 1999, is coming out in<br />

November. There’s also another big project in the works. I don’t<br />

like not having much to do; I enjoy being constantly busy.<br />

31


DQ<br />

32 Y E M E K - F O O D<br />

Yaza hafif<br />

başlayın<br />

Sağlıklı beslenme merakı bir kenara, yaza formda girme<br />

telaşı hepimizin ilgi alanı. Diyet menülerin yağsız, tuzsuz<br />

salatalarıyla yetinemeyenlere birbirinden leziz salata<br />

alternatifleri sunan mekanlar var. Kendi salatanızı kendiniz<br />

yapmak isterseniz reçeteleri de hazır…<br />

A light start to<br />

the summer<br />

Beyond the trend of healthy nutrition, entering the<br />

summer in shape is something we’re all interested in.<br />

For those who aren’t satisfied with the oil- and salt-free<br />

salads found on diet menus, there are restaurants offering<br />

delicious salad alternatives. If you want to make your own<br />

salad, we’ve got recipes for that, too...<br />

Y A Z I - B Y E L İ F Y İ R M İ B E Ş O Ğ L U


Avokadolu Somon Füme<br />

Malzemeler 100 gr. somon füme, 2 çorba kaşığı avokado püresi,<br />

8 adet ince dilimlenmiş salatalık,1 dilim limon, 1 dal dereotu,<br />

4 adet haşlanmış çimçim karides, ince kıyılmış dereotu, tuz,<br />

karabiber, 1 dilim köy ekmeği<br />

Hazırlanışı Somon fümeyi küçük parçalar halinde doğrayın ve<br />

avokado püresi ile birlikte bir karıştırma kabında iyice karıştırın.<br />

İçine ince kıyılmış dereotu ilave edin. Tuz ve karabiberi de<br />

ekledikten sonra tekrar karıştırın. İnce daireler şeklinde kestiğiniz<br />

salatalıkları servis tabağına çiçek yaprakları gibi dizerek bir daire<br />

yapın. Yuvarlak bir kalıp yardımı ile kestiğiniz köy ekmeğinin<br />

ortasını alın ve dairenin ortasına yerleştirin. Ekmeğin üzerine yine<br />

yuvarlak kalıp yardımı ile hazırladığınız karışımı yerleştirin. En<br />

üstüne de çim çim karidesleri ve dereotunu koyun. Serin, sağlıklı<br />

ve leziz salatanız limon dilimleri ile servis edilmeye hazır...<br />

Smoked Salmon with Avocado<br />

Ingredients 100 gr. smoked salmon, 2 tablespoons avocado,<br />

puree, 8 thinly sliced cucumbers, 1 lemon wedge, 1 sprig dill,<br />

4 boiled penaeid shrimp, finely chopped dill, salt, black pepper,<br />

1 slice rustic bread<br />

Preparation Dice the smoked salmon into small pieces and<br />

mix thoroughly with the avocado puree in a mixing bowl.<br />

Add the chopped dill, salt and pepper, then mix. Arrange the<br />

cucumber, sliced in small rounds, onto the serving platter<br />

in a round shape. With a round mould, remove the inside of<br />

the rustic bread and place it in the middle of the circle. Use<br />

the same round mould to extract the salmon and avocado<br />

mixture on top of the bread. Place the penaeid shrimp and<br />

dill on top. Your refreshing, healthy salad is ready to be<br />

served with lemon wedges.<br />

33


34<br />

Fırında Keçi<br />

Peynirli Salata<br />

Malzemeler 50 gr. patlıcan, 50 gr. kabak, 50 gr. havuç,<br />

50 gr. keçi peyniri, 1 dilim foccacia ekmeği, 5 gr. toz antep fıstığı,<br />

40 gr. roka, 80 gr. marul (göbek), 30 gr. limonlu vinegret sos,<br />

15 gr. pesto sos<br />

Hazırlanışı Kabak, havuç ve patlıcanları ince uzun kesin ve orta<br />

derecede ızgara edin. Yuvarlak-6mm foccacia ekmeğini zeytinyağı<br />

sürerek fırına verin ve kıtır hale getirin. Kıtır ekmeğin üzerine<br />

keçi peyniri, onun üzerine de toz antep fıstığı ekleyin ve peynir<br />

yumuşayıncaya kadar fırında bırakın. Roka ve marulu limonlu<br />

vinegret sosla karıştırın ve servis tabağına alın. Izgara sebzeleri<br />

yeşilliğin üzerine serpin. Önceden fırına verdiğiniz keçi peynirini<br />

yeşilliğin üzerine koyun ve birkaç damla pesto sos ekleyerek<br />

servis edin.<br />

Oven Roasted Goat<br />

Cheese Salad<br />

Ingredients 50 gr. eggplant, 50 gr. zucchini, 50gr.<br />

carrots, 50 gr. goat cheese, 1 slice foccacia bread,<br />

5 gr. powdered Antep pistachios, 40 gr. arugula, 80 gr. iceberg<br />

lettuce, 30 gr. lemon vinaigrette dressing, 15 gr. pesto sauce<br />

Preparation Thinly slice the zucchini, carrots and eggplants<br />

and grill on medium heat. Brush olive oil on the round-6mm<br />

foccacia bread and place it in the oven until it’s crispy. Add<br />

goat cheese, topped with powdered Antep pistachios, onto<br />

the bread and leave in the oven until the cheese is melted. Mix<br />

the arugula and lettuce with the lemon vinaigrette dressing and<br />

move to the service platter. Sprinkle the grilled vegetables on top<br />

of the greens. Then place the melted goat cheese on top of the<br />

greens, sprinkle with several drops of pesto sauce and serve.


Avokado ve<br />

Enginar Salata<br />

Malzemeler 1/2 enginar, 1/2 avokado, 1/2 yeşil elma,<br />

dilimlenmiş parmesan, karışık Akdeniz yeşillikleri, zeytinyağı,<br />

limon sos<br />

Hazırlanışı Enginarları ikiye bölün ve ince ince doğrayın.<br />

Elmaları küp küp, avokadoları 6 dilim olacak şekilde<br />

dilimleyin. Enginar, yeşil elma ve karışık Akdeniz yeşilliklerini;<br />

zeytinyağı-limon sos ile karıştırarak tabağa koyun. Avokado<br />

ve dilimlenmiş parmesanı da bu karışımın üzerine koyarak<br />

servis edin.<br />

Avocado and<br />

Artichoke Salad<br />

Ingredients 1/2 artichoke, 1/2 avocado, 1/2 green apple,<br />

sliced parmesan, mixed Mediterranean greens,<br />

olive oil-lemon dressing<br />

Preparation Divide the artichokes in half and thinly<br />

slice them. Dice the apple and cut the avocado into<br />

6 slices. Toss the artichokes, green apple and mixed<br />

Mediterranean greens with the olive-oil lemon dressing<br />

and place them on the plate. Top with the avocado and<br />

sliced parmesan and serve.<br />

35


36<br />

Armut Salata<br />

Malzemeler 2 yarım dilim şaraplı armut, 1 dilim keçi peyniri,<br />

6 adet karamelize ceviz, 6 adet kruton, 150 gr. karışık yeşillik,<br />

4 yemek kaşığı balzamik sos<br />

Hazırlanışı 4 adet ortası alınmış ve ikiye bölünmüş Deveci<br />

armudunu 1 lt. kırmızı şarap içinde, kısık ateşte 40 dakika pişirin.<br />

Yeşillik, karamelize ceviz ve balzamik sosu karıştırın ve tabağa<br />

alın. Fan şeklinde kestiğiniz armudu yeşilliklerin üzerine yerleştirin.<br />

Üzerine keçi peyniri ve kruton ekleyerek servis edin.<br />

Balzamik sos: 2 kaşık hardal, 1 kaşık bal, 4 kaşık balzamik sirke,<br />

6 kaşık sızma zeytinyağı karıştırılarak elde edilir.<br />

Pear Salad<br />

Ingredients 2 half slices of wine-soaked pears, 1 slice goat<br />

cheese, 6 caramelized walnuts, 6 croutons, 150 gr. mixed<br />

greens, 4 tablespoons balsamic dressing<br />

Preparation Cook 4 Deveci pears, cut in half with their middle<br />

extracted, in 1 lt. of red wine on low heat for 40 minutes. Toss<br />

the greens, caramelized walnuts and balsamic dressing and<br />

remove to a plate. Place the pear slices in the shape of a fan<br />

on top of the greens. Add goat cheese and croutons and serve.<br />

Balsamic dressing: 2 tablespoons mustard, 1 tablespoon honey,<br />

4 tablespoons balsamic vinegar and 6 table spoons virgin olive oil.


Dr. Ender Saraç’tan<br />

yaza damgasını<br />

vuracak 30.5 gr.<br />

protein, 7 gr. yağ,<br />

6.7 gr. karbonhidrat<br />

içeren 215 kkal<br />

değerinde afrodizyak<br />

salata tarifi aldık<br />

Malzemeler 100 gr. mascolin (hardal otu, radika…),<br />

25 gr. kalamar, 25 gr. ahtapot, 50 gr. beyaz balık<br />

eti, 25 gr. çim çim karides, maydanoz, dereotu, yeşil<br />

zeytin, 1 tatlı kaşığı kabak çekirdeği, limon suyu,<br />

1 tatlı kaşığı sızma zeytinyağı, 2-3 cherry domates,<br />

1 tatlı kaşığı dijon hardalı, tuz<br />

Hazırlanışı Kalamar, ahtapot ve balık etini kücük<br />

küçük kesin. Maydanoz, dereotu, marul ve<br />

masculinleri elinizle bölerek küçük parçalara ayırın.<br />

Bu karışıma kalamar, ahtapot karides ve balık etlerini<br />

ekleyin ve elinizle nazikçe karıştırın. Karışımın üzerine<br />

ince kıyılmış yeşil zeytin, cherry domates ve kabak<br />

çekirdeklerini serpin. Salata karışımının üzerine başka<br />

bir kenarda çırptıgınız zeytinyağı, limon, Dijon hardalı<br />

ve tuz sosunu dökün ve servis edin.<br />

We asked Dr.<br />

Ender Saraç for<br />

a 215-calorie<br />

aphrodisiac salad<br />

recipe that’s got<br />

30.5 g protein,<br />

7 g fat and 6.7 g<br />

carbohydrates.<br />

Ingredients 100 gr. mesculin greens,<br />

25 gr. calamari, 25 gr. octopus, 50 gr. white fish<br />

meat, 25 gr. penaeid shrimp, parsley, dill, green<br />

olives, 1 tablespoon pumpkin seeds, lemon juice,<br />

1 tablespoon virgin olive oil, 2-3 cherry tomatoes,<br />

1 tablespoon Dijon mustard, salt<br />

Preparation Dice the calamari, octopus and fish<br />

meat into small pieces. Divide the parsley, dill and<br />

mesculin greens into small pieces by hand. Add<br />

the calamari, octopus and fish meat to the mixture<br />

and toss gently by hand. Add the thinly sliced<br />

green olives, cherry tomatoes and pumpkin seeds<br />

on top. Whisk the olive oil, lemon juice, Dijon<br />

mustard and salt in a separate container and pour<br />

over the salad then serve.<br />

37


DQ<br />

38 K E N T - C I T Y<br />

Kara Elmas Diyarı<br />

The Land Of The Black Diamond<br />

Dağı, taşı, ormanı, tarihi, doğası ve yemekleriyle Zonguldak gerçek bir cevher.<br />

Karadeniz’in bu şirin kentini keşfetmek için acele edin.<br />

Zonguldak is a true gem with its mountains, stones, forest, history, nature and<br />

cuisine. Hurry up and discover this lovely city by the Black Sea.


Y A Z I - B Y N E V R A N E R G İ Z<br />

Z<br />

onguldak, zengin taş ocağı madenlerinin haklı<br />

ünü nedeniyle turistik açıdan kendini pek ispat<br />

edememiş bir şehir. Oysa görenlerin mutlaka<br />

ikinci kez ziyaret etmek için bahane aradıkları güzel,<br />

serin iklimli bir Karadeniz kıyı kenti. Cumhuriyetle<br />

yaşıt olan şehir bu dönemlerde sanayi alanında ülkenin<br />

lokomotifi olmuş. Limanı sayesinde de deniz ticaretinde<br />

önemli bir yer edinen Zonguldak şimdilerde halkın tek<br />

gelirinin taş kömürü olması nedeniyle çok fazla göç<br />

vermekte. Belki yerli halk bu durumdan biraz şikayetçi<br />

ama doğal güzellikleri, tarihi ve turistik yerleri, özellikle<br />

de leziz mutfağı Zonguldak’ı keşfedilmesi gereken bir<br />

kent haline getiriyor.<br />

Şehrin 6 ilçesi var: Karaelmas Üniversitesi’nin<br />

bulunduğu Merkez, Çaycuma, içinden geçen akarsuya<br />

da adını veren Devrek, yeşillik mesire yerleri ve av<br />

turizmiyle ünlü Gökçebey ve Ereğli.<br />

Bir Zamanlar Zonguldak<br />

M.Ö. 3200’lü yıllara dayanan bir tarihi geçmişi var<br />

kentin. Bölgeye ilk yerleşenler Hititler. Her Anadolu<br />

kentinin tarihinde olduğu gibi zaman içinde pek çok<br />

imparatorluğun yerleşim yeri oluyor burası da. 4. Haçlı<br />

Seferleri esnasında Anadolu Selçuklu Devleti’nin çöküş<br />

sürecine girmesinin hemen ardından Zonguldak’ın<br />

kıyı şeridi Cenevizliler tarafından ele geçiriliyor. İç<br />

bölgelerde hakimiyetini güçlendiren Candaroğulları,<br />

Osmanlı İmparatorluğu’ndan bölge alınmak isteyince,<br />

Cenevizlilerle bir anlaşma yapılıyor ve bölge Osmanlı<br />

İmparatorluğu’na veriliyor. 1920’de sancakların<br />

kaldırılması ile de Türkiye’nin ilk ili oluyor. Kentin<br />

bugün halen kurulu olan alanı o dönem sazlık ve<br />

bataklıktan oluşuyor. “Zongalık” denilen bu yapı<br />

nedeniyle kent ismini de almış oluyor. Zaman içinde<br />

Zonguldak olarak değiştiriliyor.<br />

Neler Yapalım?<br />

Zonguldak bir Karadeniz kenti olmanın tüm avantajlarını<br />

kullanıyor. Yeşil renk burada da her tondan huzur<br />

vadediyor. Ormanlık alanlar, mesire yerleri, şelaleler,<br />

piknik alanları çok çeşitli. Kıyı şeridi olduğundan plajları<br />

da var, elbette. Ancak Zonguldak’ta esas mağaralar<br />

keşfedilmeyi bekliyor. Yunan Mitolojisine konu olan<br />

Cehennemağzı Mağaraları, Uzunluğu 6,5 km olan<br />

Kızılelma Mağarası ve Çatalağzı’ndan 3 km. uzaklıktaki<br />

Cumayanı Mağarası görülmeye değer. Özellikle de<br />

mağaraların içindeki cadı kazanları!<br />

Ağaç oymacılığı ile ilgilenenler ya da yeni bir Anadolu<br />

sanatını keşfe çıkmak isteyenler Devrek’e uğramalı.<br />

Burada yıllardır, kuşaktan kuşağa ve nesilden nesile<br />

baston yapılıyor. Yörede ağaç işçiliği önceleri çıkrık<br />

ve iğ yapımı ile başlamış. Devrek bastonunun gövdesi<br />

kızılcık, sapı ise ceviz ağacından yapılıyor. Biçimi bir<br />

ağaca helezon gibi dolanmış, başları sap kısmına doğru<br />

Z<br />

onguldak is a city that hasn’t been able to<br />

make a name for itself touristically due to<br />

the rightful fame of its rich stone quarries.<br />

Yet it is also a beautiful, coastal town along the<br />

Black Sea with a cool climate that people who’ve<br />

seen once definitely search for an excuse to revisit.<br />

The city, which served as the locomotive for the<br />

nation’s industrial development in its early years, is<br />

the same age as the Republic. Zonguldak also gained<br />

prominence in the area of naval commerce thanks<br />

to its harbor. These days, the city sees many people<br />

migrating elsewhere, since the only source of income<br />

for the population is through mineral coal. The locals<br />

might complain slightly about this situation, but<br />

Zonguldak’s natural beauties, historic and touristic<br />

sites and especially its delicious cuisine make it a city<br />

that must be discovered.<br />

The city has six districts: the city center; Çaycuma,<br />

where Karaelmas University is located; Devrek, which<br />

lends its name to the stream running through it;<br />

Gökçebey, which is famous for its green parks and<br />

hunting tourism, and Ereğli.<br />

Zonguldak Once Upon a Time<br />

The city’s history dates back to 3200 BC. The first<br />

people to settle in the area were the Hittites. Just<br />

as with every Anatolian city, Zonguldak also served<br />

as the settlement area for many empires throughout<br />

its history. Immediately after the Anatolian Seljuk<br />

Empire fell during the Fourth Crusades, Zonguldak’s<br />

coast was seized by the Genoese. When the<br />

Candaroğulları, who strengthened their sovereignty<br />

over the inland region, wanted to seize the area<br />

from the Ottoman Empire, a deal was made with<br />

the Genoese to hand over the area to the Ottoman<br />

Empire. When the guard posts were removed in 1920,<br />

Zonguldak became Turkey’s first province. The part<br />

of the city that gave Zonguldak its name used to be<br />

a marshland called “Zongalık,” which later became<br />

“Zonguldak.”<br />

What’s there to do?<br />

Zonguldak uses all of the advantages of being<br />

a Black Sea city. All tones of green provide a<br />

peaceful atmosphere, with various forest areas,<br />

parks, waterfalls and picnic spaces. And since it’s<br />

a coastal region, there are beaches, of course. Yet<br />

Zonguldak’s caves are what need to be discovered. The<br />

Cehennemağzı Caves, which were featured in Greek<br />

mythology, are worth a look, as are the Kızılelma<br />

Cave that stretches 6.5 km long and the Cumayanı<br />

Cave, located 3 km away from Çatalağzı. Don’t<br />

forget the witches’ cauldrons located inside the caves!<br />

Those interested in tree carving or who want to<br />

discover a brand new Anatolian art should stop by<br />

39


40<br />

olan iki yılana benziyor. Sapı ise klasik yarım yuvarlak şeklinde. Kullanmayacak bile<br />

olsanız hatıra olarak ustalarından elinden bir tane edinmelisiniz. Tarih meraklılarını<br />

doyuracak kültürel zenginliğe de sahip bu kent. Müze olarak kullanılan Halil Paşa<br />

Konağı Ereğli ve çevresinde toplanan Roma ve Bizans dönemlerini yansıtan figürlü<br />

mermer sütun başlıkları, cam kaplar ve takılar, çeşitli madeni eserler ve pişmiş<br />

topraktan yapılmış kaplar, kandiller, dokuma ağırlıkları ve figürinlerden oluşan pek<br />

çok arkeolojik esere ev sahipliği yapıyor. Ayrıca Lidya, Grek, Roma, Bizans, Abbasi,<br />

Emevi, Sasani, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri koleksiyonlarından oluşan<br />

eserler de burada teşhir ediliyor.<br />

Zonguldak Mutfağı<br />

Zonguldak ormanlarında yetişen kestane yöre mutfağının olmazsa olmazı. Kuzu<br />

Kestanesi denilen bu kestane türü Zonguldaklıların sofralarında neredeyse her yemeğin<br />

içinde kullanılıyor. Mevsiminde toplanan kestane suda haşlanarak “tuzlama”, bütün<br />

olarak fırında kavrularak “kavşak”, çizilerek ateşte pişirilmesiyle de “kömme” ismiyle<br />

tüketiliyor. Ayrıca Zonguldak mutfağında mısır ve buğday unu sıklıkla kullanılıyor.<br />

Su böreği, kabaklı börek, bazlama, gözleme, uğmaç çorbası ve kömeç ekmeği yöresel<br />

lezzetler arasında sayılabilir. Ereğli’nin meşhur pideleri ve Çaycuma yoğurdu da<br />

tatmaya değer...<br />

Devrek. Here, people have been making walking sticks for generation after generation.<br />

Tree workmanship in the area began with spinning wheels and spindles. The stems of<br />

Devrek walking sticks are made out of cranberry trees, while the handles are made out of<br />

walnut trees. They resemble two snakes whose heads extend towards the handle, spiraling<br />

around a tree. The handle, on the other hand, is a classic, half-round shape. Even if you<br />

don’t intend to use it, you should buy one as a souvenir from the masters. The city also<br />

has enough cultural riches to satisfy history buffs. Converted into a museum, Halil Paşa<br />

Konağı is home to many marble column heads from Ereğli and the surrounding region<br />

that reflect the Roman and Byzantine period in addition to archeological works like glass<br />

wares and jewelry, various coin works and pots made out of clay, oil lamps, loom weights<br />

and figurines. Coins from the Lydian, Greek, Roman, Byzantine, Abbasi, Emevi, Sasani,<br />

Artuklu, Seljuk and Ottoman collections are also on display here.<br />

Zonguldak Cuisine<br />

The chestnut, which grows in Zonguldak’s forests, is an essential part of the local cuisine.<br />

Called “kuzu kestanesi,” this kind of chestnut is used in almost every meal in Zonguldak<br />

cuisine. Collected in season, the chestnuts boiled in water are called “tuzlama,” while those<br />

roasted in the oven are called “kavşak” and still others scratched and roasted over open fire<br />

are called “kömme.” Zonguldak cuisine also features corn and wheat flour prominently.<br />

Flaky water pastry, zucchini pastry, bazlama, gözleme, uğmaç soup and kömeç bread are<br />

some of the local foods you’ll find here. Ereğli’s famous pide and Çaycuma’s yogurt are<br />

also worth a try...


Nerede Kal›n›r?<br />

<strong>Dedeman</strong> Zonguldak İncivez Mahallesi, Milli Egemenlik Caddesi 130,<br />

67000 Zonguldak Tel: (372) 291 00 00<br />

Karadeniz kıyısında yer alan <strong>Dedeman</strong> Zonguldak’ta 204 odanın 133’ü deniz manzarasına sahipken, apart odaların<br />

7 tanesi balkonlu, 8 tanesi ise deniz manzaralıdır. Süit ve Apart Süitlerde jakuzinin bulunduğu otelin Kral<br />

Dairesinde ise Türk hamamı ve buhar banyosu yer almaktadır. Sigara içilen odaların yanı sıra 81 adet içilmeyen<br />

oda bulunmaktadır. Engelli misafirlerin ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş banyosu ve ışıklandırma sistemi ile 2<br />

Engelli odası mevcuttur. Otelimize evcil hayvanlar kabul edilmekte olup otel yönetimi önceden bilgilendirilmelidir.<br />

Esenboğa Havaalanı’na 270 km, otogara 500 m. mesafede olan <strong>Dedeman</strong> Zonguldak; şehir merkezine 1 km<br />

uzaklıkta, Demirpark AVM yanında yer alıyor. <strong>Dedeman</strong> Zonguldak; avantajlı konumu, muhteşem deniz manzarası ve<br />

sunmuş olduğu geleneksel <strong>Dedeman</strong> misafirperverliği ile Karadeniz’in bu sevimli şehrindeki eviniz olacak.<br />

Where to stay...<br />

<strong>Dedeman</strong> Zonguldak İncivez Mahallesi, Milli Egemenlik Caddesi 130,<br />

67000 Zonguldak Tel: (372) 291 00 00<br />

<strong>Dedeman</strong> Zonguldak, located on the Black Sea coast, hosts 204 rooms; 133 with a sea-view, 7 apart rooms with<br />

a balcony and 8 apart rooms with a sea-view. The suites and apart suites, contain a jacuzzi, and the Presidential<br />

Suite includes a Turkish hamam and a steam room. The hotel offers 81 non-smoking rooms as well as smoking<br />

rooms for guests to choose from. There are 2 Handicapped rooms in the hotel, fully equipped, including shower<br />

seats and handrails. Low step to the bathroom and shower and easy access to operate both the shower and the<br />

lights in the rooms. The Zonguldak Hotel is also pet friendly however prior arrangements have to be made with<br />

the hotel management. 270 km from Esenboğa Airport, 500 m. from the intercity coach terminal, 1 km. from city<br />

center, next to Demirpark Shopping Center. With its advantegous location, breath-taking sea views and traditional<br />

<strong>Dedeman</strong> hospitality, <strong>Dedeman</strong> Zonguldak will be your home in this charming Black Sea town.<br />

41


DQ<br />

42 R Ö P O R T A J - I N T E R V I E W<br />

Medeniyetlerin Beşiğinde Bir Otel:<br />

A Hotel in the Cradle of Civilizations<br />

<strong>Dedeman</strong> Gaziantep<br />

Bu sayımızda tarihi dokusuna ve kültürüne ek olarak ekonomik gücüyle de dikkat çeken<br />

Gaziantep’in yıldızı <strong>Dedeman</strong> Gaziantep’in Genel Müdürü Fatih İşkin ile sohbet ettik.<br />

In this issue, we talked with Fatih İşkin General Manager of <strong>Dedeman</strong> Gaziantep, a star in<br />

the economically powerful Gaziantep in addition to its historic fabric and culture.


RÖPORTAJ-INTERVIEW DUYGU UZ KORONEL<br />

Öncelikle şehrin en eski yerleşim alanlarından biri<br />

olması ve tarihinin de zenginliği misafirleriniz açısından<br />

ilgi çekiyordur. <strong>Dedeman</strong> Gaziantep’in bu alandaki artı<br />

yönlerinden biraz bahseder misiniz?<br />

Gaziantep Anadolu’nun ilk yerleşim alanlarından birisidir.<br />

Pek çok tarihi uygarlığa da ev sahipliği yapmıştır. Hitit,<br />

Asur, Pers, Büyük İskender, Roma, Bizans, Osmanlı<br />

dönemleri gibi pek çok tarihi dönemi yaşayan Gaziantep şu<br />

an Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en büyük, Türkiye’nin<br />

ise 6. büyük şehridir. Nüfusu, ekonomik potansiyeli ve<br />

Büyükşehir statüsü ile bir metropol görünümündedir.<br />

Yaşamış olduğu tarihi dönemlere ait eserleri günümüze<br />

kadar taşımıştır. İlk uygarlıkların doğduğu Mezopotamya<br />

ve Akdeniz arasında bulunuşu, güneyden ve Akdeniz’den<br />

doğuya, kuzeye ve batıya giden yolların kavşağında oluşu,<br />

Tarihi İpek Yolu’nun buradan geçmesi uygarlık tarihine<br />

ve bugüne yön vermiş olup, ayrıca her dönemde kültür ve<br />

ticaret merkezi olma özelliğini korumuştur.<br />

Bu nitelikleriyle zenginleşmiş şehrimize <strong>Dedeman</strong><br />

Gaziantep Hotel and Convention Center olarak yüksek<br />

standartlarda odalar, toplantı salonları ve fuar alanı ile<br />

birçok hizmeti bir arada sunmaktayız. Şehrin gelişmişliğinin<br />

artan ihtiyaçlarına <strong>Dedeman</strong> kalitesi ile cevap verebiliyor<br />

olmanın hazzını yaşıyoruz. Deneyimli ve profesyonel iş<br />

gücümüz ile yüksek kaliteli salon ve oda kapasitelerimiz<br />

ile şehrimizin otelcilik anlamında önemli ihtiyaçlarına<br />

cevap veriyoruz. Gaziantep’in 12 km. kuzeybatısında<br />

Dülük Köyü’nde bulunan eski kente yakın olan otelimiz<br />

mimarisi ile de dikkat çekmektedir. Bulunduğumuz alanda<br />

yapılan arkeolojik araştırmalarda taş, kalkolitik ve bakır<br />

dönemlerine ait kalıntılara rastlanmış olması, yörenin<br />

Anadolu’nun ilk yerleşim alanlarından birisi olduğunu<br />

göstermektedir.<br />

Gaziantep Büyükşehir statüsünde metropol bir kent<br />

olup üç tanesi merkezde olmak üzere toplam 9 ilçesi<br />

bulunmaktadır. Otelimiz Şehit Kamil ilçesi sınırları<br />

içinde yer almaktadır. Bu denli önemli tarihi ve coğrafi<br />

değerlere sahip, zengin bir mutfak kültürünü barındıran<br />

şehrimizde <strong>Dedeman</strong> standartları ile otelcilik anlayışına<br />

çağdaş bir yorum getirmiş bulunuyoruz. Gaziantep’in<br />

en büyük kapalı yüzme havuzu ve uzakdoğu masaj<br />

tekniğini misafirlerimizle buluşturduğumuz Life Style<br />

SPA Merkezimiz de <strong>Dedeman</strong> olarak Gazianteplilere ve<br />

burayı ziyaret eden misafirlerimize sunduğumuz bir diğer<br />

konfordur.<br />

Sadece tarihiyle değil iş alanındaki atılımlarıyla da<br />

şehir adından sıkça söz ettiriyor. Bu durumu nasıl<br />

değerlendiriyorsunuz? Otelinize ne gibi katkıları oluyor?<br />

Coğrafi yönden GAP’ın giriş kapısı, sanayisi ve ticari hacmi<br />

ile GAP’ın merkezi olan Gaziantep, ekonomik yönden<br />

For starters, the fact that the city is one of the oldest<br />

areas of settlement and its rich history must be<br />

attractive to your guests. Can you tell us briefly about<br />

<strong>Dedeman</strong> Gaziantep’s positives?<br />

Gaziantep is one of the first settlement areas in Anatolia.<br />

It’s also been home to many historical civilizations.<br />

Gaziantep’s experienced many historical eras such as the<br />

Hittites, Assurs, Persians, Alexander the Great, Romans,<br />

Byzantines and Ottomans. Currently, it is the largest city in<br />

the Southeastern Anatolian Region and Turkey’s sixth largest<br />

city. Its population, economic potential and status as a large<br />

city give it the appearance of a metropolis. It’s brought works<br />

dating back to the historical eras it’s experienced to our<br />

present day. The fact that it is located between Mesopotamia<br />

and the Mediterranean, where the first civilizations were<br />

born, and that it’s at the crossroads of paths traveling East,<br />

North and West, plus its proximity to the Mediterranean<br />

from the South, have influenced the history of civilizations<br />

and the present day. Gaziantep’s remained a center of<br />

culture and commerce through the ages.<br />

Gaziantep is enriched with these qualities, and as <strong>Dedeman</strong><br />

Gaziantep Hotel and Convention Center, we offer the city<br />

many services at once through our high-standard rooms,<br />

meeting rooms and convention spaces. We’re happy to be able<br />

to answer the city’s growing needs with the <strong>Dedeman</strong> quality.<br />

We answer the city’s important hotel management needs<br />

with our experienced and professional workforce and our<br />

high-quality halls and room capacity. Situated close to the<br />

old city in Dülük Village, 12 km. northwest of Gaziantep,<br />

our hotel is also renowned for its architecture. The fact that<br />

stones and other artifacts from the Chalcolithic and copper<br />

eras were unearthed in archeological excavations in our area<br />

43


44<br />

çevresindeki birçok ili etkisi altında tutmaktadır. ¼’ü<br />

tarıma elverişli ovalardan oluşan ve bir bölümü Fırat<br />

nehrinin sularıyla sulanan Gaziantep; antepfıstığı,<br />

zeytin, pamuk, üzüm, kırmızı biber keten gibi<br />

ekonomik değeri yüksek sanayi bitkileri ile mercimek,<br />

buğday ve arpa gibi hububat ürünleriyle zengin bir<br />

tarım yöresidir.<br />

Ayrıca; Gaziantep Doğu ve Güneydoğu Anadolu<br />

bölgesinin tüm ürünlerinin işlendiği, iç ve dış<br />

pazara sunulduğu bir sanayi ve ticaret merkezidir.<br />

4 ayrı organize sanayi bölgesi, birçok sanayi alanları<br />

küçük sanayi siteleri ve serbest bölgesi ile ekonomi<br />

ve sanayide çok önemli bir noktadadır. Bu sanayi<br />

işletmelerinin tüm bölgeye açılan kapısı olarak çeşitli<br />

fuar organizasyonlarının da ev sahibi konumundadır.<br />

Biz de <strong>Dedeman</strong> misafirperverliği ve hizmet anlayışı<br />

farkı ile birçok noktada Gaziantep’in otelcilik<br />

anlamında her ihtiyacını karşılamaya çalışmaktayız.<br />

Otel misafir profiliniz ağırlıklı olarak kimlerden<br />

oluşuyor?<br />

Otel misafir profilimiz ağırlıkla şehrimizin sanayisinin<br />

ve ticaretinin gelişiminde etkisi olan iş adamları,<br />

çeşitli kurum ve kuruluşların üst düzey yöneticileri<br />

ve öğretim üyelerinden oluşmaktadır. Sanayi ve ticari<br />

çeşitli etkinliklere, fuar organizasyonlarına, bölge bayii<br />

toplantılarına, konferanslara, seminerlere ve şehrin<br />

proves that the region is one of the first settlement areas in<br />

Anatolia.<br />

Gaziantep is a metropolis with the status of a large<br />

city; it has a total of nine districts, three of them in the<br />

city center. Our hotel is located within the Şehit Kamil<br />

district. In addition to important historic and geographic<br />

merits, our city also has a rich culinary culture. With the<br />

<strong>Dedeman</strong> standards, we’ve given the city’s approach to<br />

hotel management a contemporary interpretation. Another<br />

amenity we offer as <strong>Dedeman</strong> to Gaziantep locals and our<br />

guests who visit our hotel is our Life Style SPA Center,<br />

which features Gaziantep’s largest indoor swimming pool<br />

and introduces our guests to the Far Eastern massage<br />

technique.<br />

Beyond just its history, the city is also much talked<br />

about for its advances in the business world. What do<br />

you make of this situation? How does it benefit your<br />

hotel?<br />

Geographically, Gaziantep is the entryway to the<br />

Southeastern Anatolian Project (GAP) as well as its center<br />

through its industrial and commercial capacity. Gaziantep<br />

has an economic influence on many surrounding provinces.<br />

A quarter of Gaziantep is suitable for agriculture, and part<br />

of the city is bathed with the waters of the Fırat River.<br />

Gaziantep is a rich agricultural area with high-value<br />

industrial plants such as pistachios, olives, cotton, grapes,


ileri gelen ailelerinin özel etkinliklerine ev sahipliği<br />

yapmaktayız. Geniş ve seçkin bir kitleye hitap ediyor<br />

olmanın getirdiği sorumluluk duygusuyla, <strong>Dedeman</strong><br />

kalite standartlarını koruyarak en iyiyi sunmaya<br />

çalışıyoruz.<br />

Oteliniz baharı nasıl karşılayacak? Yapacağınız<br />

değişiklikler var mı? Varsa neler?<br />

Bu yıla birçok yenilikle beraber oldukça başarılı ve<br />

dinamik bir kadro ile girdik. Bu yenilikler ile ilgili<br />

yoğun bir katılım almaktayız. Gaziantep protokolüne ve<br />

şehrin ileri gelen iş adamlarına yeniliklerimizle ilgili bir<br />

prezantasyonumuz da oldu. Organize Sanayi Bölgesi’nde<br />

yer almamızdan dolayı sanayicilerin uğrak noktası<br />

konumundayız. <strong>Dedeman</strong> kültürünün vermiş olduğu<br />

hizmet anlayışı, çağımızın rekabet ortamında misafir<br />

memnuniyetine odaklı yeniliklerimiz ile çalışmalarımız<br />

her geçen gün artmaktadır.<br />

Şehrimizin sosyal hayatına katkıda bulunmak amacı<br />

ile farklı etkinlikler de planlamaktayız. Yaz ayları için<br />

‘Garden Party’, hafta sonlarını Gazianteplilere daha<br />

keyifli hale getirip, neşelendirebilmek için ‘Brunch’ ve<br />

‘Açık Hava Disco Party’ etkinlikleri ile Gaziantep’e<br />

farklı bir soluk getireceğiz.<br />

Otelcilik sektöründe en çok değer verdiğiniz 3 şey<br />

nedir? Neden? (veya olmazsa olmazlarınız neler)<br />

İlk olarak söyleyebileceğim unsur; hizmet kalitesinin<br />

temel yapı taşı olan, hizmet sunan kişilere olan inancım<br />

ve vermiş olduğum değerdir. Çünkü her hizmetin odak<br />

noktası insana dayanmaktadır. Binalar fiziksel olarak<br />

en değerli yapı malzemeleri ile yapılmış ve teknolojik<br />

olarak son derece modern tasarlanmış olsalar da içinde<br />

insan olmadıkça bir anlam taşımazlar. Bu nedenle<br />

güleryüzlü ve mutlu personelin sunduğu hizmetin değeri<br />

benim için ilk sırada yer almaktadır.<br />

Diğer önemli unsur; <strong>Dedeman</strong> olarak markamızın<br />

standartlarının önemine olan güven ve inancımdır.<br />

Bir markanın değerini; değişmeyen hizmet kalitesi ve<br />

standartları oluşturur. Bu önemli unsurlar otelcilikte<br />

başarı anahtarlarımızdır.<br />

Son olarak sunabileceğim unsur ise yenilenme;<br />

inovasyona olan inancımdır. Sanırım her işte olduğu gibi<br />

otelcilik de sürekli bir devinim içinde. Çağa, yükselen<br />

misafir beklentilerine, artan iş gücü kalitesine uygun<br />

olarak bende sürekli yenilenmeyi ve yeniliklere açık<br />

olmayı ilke edindim.<br />

Gaziantep denince akla kuşkusuz yörenin mükemmel<br />

mutfağı geliyor. Otelinizde konaklayan misafirlerinize<br />

yöresel ikramlarınız oluyor mu?<br />

Gururla söylemeliyim ki; evet. Gaziantep yemekleri,<br />

Türk ve Dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı bir yere<br />

red peppers and common flax and grains like lentils,<br />

wheat and barley.<br />

In addition, Gaziantep is a center of industry and<br />

commerce where all of the products from the Easter and<br />

Southeastern Anatolian regions get processed and are<br />

offered for domestic and international markets. The city<br />

as at a very important point in terms of economy and<br />

industry, thanks to its four areas of organized industry,<br />

many industrial areas, small industrial sites and free<br />

zone. Gaziantep also acts as the door for these industrial<br />

enterprises that opens to the greater region by hosting<br />

various conferences.<br />

We try to meet Gaziantep’s every hotel management need<br />

in many locations with the <strong>Dedeman</strong> hospitality and<br />

service approach.<br />

How would you describe the majority of your hotel’s<br />

guests?<br />

Our hotel’s guest profile is mostly made up of businessmen<br />

who contribute to the development of our city’s<br />

industry and commerce, high-level executives of various<br />

establishments and institutions and professors. We host<br />

various industrial and commercial events, fairs, regional<br />

franchise meetings, conferences, seminars and special<br />

events for the city’s leading families. With the feeling<br />

of responsibility that comes with addressing a wide and<br />

select audience, we try to offer the best by protecting the<br />

<strong>Dedeman</strong> quality standards.<br />

Gaziantep Hotel and Convention<br />

Center olarak yüksek<br />

standartlarda odalar, toplantı<br />

salonları ve fuar alanı ile<br />

birçok hizmeti bir arada<br />

sunmaktayız. Şehrin<br />

gelişmişliğinin<br />

artan ihtiyaçlarına <strong>Dedeman</strong><br />

kalitesi ile cevap verebiliyor<br />

olmanın hazzını yaşıyoruz.<br />

45


46<br />

sahiptir. Tüm dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı<br />

bir yere sahip olan, seneler boyunca geleneklerinin<br />

ve yöresel özel damak lezzetinin zenginliğini koruyan<br />

Gaziantep Mutfağı, Gaziantep Turizmi’nde önemli<br />

bir yere sahiptir. Nineden toruna bir miras titizliği ile<br />

öğretilen yemeklerin ve tatlıların yapımında kullanılan<br />

malzemelerin seçimindeki titizlik, hazırlama ve pişirmede<br />

gösterilen beceri, yemeklerin yapımında kullanılan ve<br />

yemeklere değişik tat ve lezzet veren baharatlar, salçalar,<br />

soslar ve özel karışımlar, Gaziantep yemekleri ve<br />

tatlılarının şöhrete kavuşmasına ve aranılan damak tadı<br />

olmasına neden olmuştur.<br />

Biz de değerli Executive Chef’imiz Ali Coşar ve ekibi<br />

ile bu zengin mutfağın her ürününü en leziz hali ile<br />

misafirlerimize sunmaktan gururluyuz. Yöre mutfağına<br />

hakim bir ekibimiz var. Çift altın madalyalı usta şefimizin<br />

mutfak kalitemizde payı önemlidir.<br />

Konaklamalar dışında düğün, lansman gibi<br />

aktiviteleriniz oluyor mu? Sıklıkla ne zaman?<br />

Sohbetimizin başında da belirtmiş olduğum gibi<br />

Gaziantep’in seçkin ailelerinin her özel etkinliğinde ve<br />

büyük firma organizasyonlarında ev sahipliği yapıyoruz.<br />

Yılın her ayına yayılabilen bir periyot sözkonusu olmakla<br />

birlikte ilkbahar ve sonbahar ayları biraz daha yoğun<br />

olabiliyoruz.<br />

How will your hotel greet the spring? Are there any<br />

changes you’ll be making? If yes, what are they?<br />

We entered the year with many improvements as well as<br />

a successful and dynamic crew. We receive quite a bit of<br />

feedback about these advances. We also made a presentation<br />

to Gaziantep protocol and the city’s leading businessmen<br />

about our improvements.<br />

Since we’re located in the Organized Industrial Area, we’re<br />

a popular destination for industrialists. Our efforts increase<br />

each day with the approach to service that the <strong>Dedeman</strong><br />

culture brings and the guest-focused innovations we offer in<br />

our age of competition.<br />

We also plan different events to contribute to our city’s<br />

social life. We’ll offer Gaziantep a breath of fresh air with<br />

“Garden Parties” in the summer months as well as “Brunches”<br />

and “Outdoor Disco Parties” to make the weekends more fun<br />

for Gaziantep locals.<br />

What are three things you value the most in the<br />

hotel management industry? Why? (Or what are your<br />

essentials?)<br />

The first element I can say is the basic building block of<br />

service quality, my faith in and estimation of people who<br />

offer a service. Because the focal point of every service is<br />

human. Even if buildings are physically constructed out<br />

of the most valuable building materials and are designed<br />

to be technologically extremely modern, they hold no<br />

meaning if there aren’t people inside. That’s why the<br />

value of the service that a smiling and happy crew offers is<br />

what’s most important to me. Another important element<br />

is my faith and belief in the importance of our brand’s<br />

standards as <strong>Dedeman</strong>. What form the value of a brand<br />

are its unwavering quality of service and its standards.<br />

These important elements are our keys to success in hotel<br />

management. The last element I can offer is my belief<br />

in advancement and innovation. I think that hotel<br />

management is in a constant state of mobility as is every<br />

other profession. In keeping with the era, increasing guest<br />

expectations and growing quality of the workforce, I have<br />

made it my principle to be constantly renewed and to be<br />

open to change.<br />

Undoubtedly, what comes to mind when people say<br />

Gaziantep is the perfect cuisine of the region. Do you<br />

offer regional treats to guests staying at your hotel?<br />

I am proud to say yes. Gaziantep cuisine is exceptional<br />

among Turkish and world cuisines. Gaziantep cuisine holds<br />

a privileged place among all world cuisines; for years, the<br />

traditions and regional special flavors have retained their<br />

wealth, which means Gaziantep cuisine holds an important<br />

place in Gaziantep’s tourism. These recipes for meals<br />

and desserts have been passed down from grandmothers<br />

to granddaughters with the meticulousness of a will; the<br />

diligence in picking the ingredients used, the skill shown


2010 ve 2011 yılında oldukça önemli Sempozyum,<br />

Kongre, Toplantı, Düğün organizasyonlarına ev sahipliği<br />

yaptık. Bölgedeki büyük organizasyonlarda <strong>Dedeman</strong><br />

markası ile aranılan isim olduk.<br />

Yerel ve turist misafirleriniz arasında ne gibi<br />

benzerlikler veya farklılıklar var? Her iki tarafın<br />

değerleri farklı olduğu için beklentileri de bu ölçüde<br />

farklı olabilir. Siz bu alanda ne gibi durumlarla<br />

karşılaşıyorsunuz?<br />

Yurtiçinden otelimizi ziyaret eden yerli misafirlerimiz<br />

Gaziantep’in tarihini ve mutfak kültürünün zenginliğini<br />

bilerek, araştırarak otelimize geliyor. Hatta Türkiye’nin<br />

ilk Mutfak Müzesi de Gaziantep’te kurulmuştur.<br />

Dolayısı ile de Gaziantep mutfağından baklavayı,<br />

katmeri, kebapları, beyranı, antep fıstığını tatmak ve bu<br />

yiyeceklerin bulunduğu hizmeti otelimizde almak istiyor.<br />

Biz de bu taleplerden yola çıkarak yöre yemeklerini ve<br />

Gaziantep Mutfağı’nı Antepli aşçılarımızın usta elleriyle<br />

hazırlayıp, en sıcak <strong>Dedeman</strong> misafirperverliği anlayışı ile<br />

servis ediyoruz. Otelimize gelen yabancı misafirlerimiz<br />

de bu zenginliklerin farkındalar. Ancak damak tadlarına<br />

uygun olması açısından ‘Dünya Mutfağı’ndan örneklere<br />

de mutfağımızda yer vererek alternatifler sunmaya<br />

çalışıyoruz. Bu ilgimizin misafirlerimizi mutlu ettiğini<br />

görüyoruz.<br />

in preparation and cooking, the spices, pastes, sauces and<br />

special mixtures used in making the dishes and lending them<br />

a different flavor have made Gaziantep cuisine and desserts<br />

famous, sought-after tastes.With our dear Executive Chef Ali<br />

Coşar and his crew, we are proud to offer every item of this rich<br />

cuisine in its most delicious form to our guests. Our crew has<br />

good command over the regional cuisine. Our master chef, who<br />

has two golden medals, plays an important role in the quality<br />

of our kitchen.<br />

In addition to offering accommodation, do you host<br />

activities like weddings and launches? How often?<br />

Like I mentioned at the beginning of our chat, we host all the<br />

special events of the leading families in Gaziantep as well as<br />

big firms’ events. These events take place every month of the<br />

year, but they happen more frequently in spring and autumn<br />

months. In 2010 and 2011, we hosted some very important<br />

symposia, conferences, meetings and weddings. Thanks to the<br />

<strong>Dedeman</strong> brand, we’ve become a sought-after name in large<br />

events taking place in the region.<br />

What are some similarities and differences between your<br />

local and tourist guests? Since these two parties have<br />

different values, their expectations can be different, too.<br />

What are some situations you’re facing?<br />

Our local guests who come from inside the country arrive at<br />

our hotel with a knowledge of Gaziantep’s history and culinary<br />

culture and having researched it. In fact, Turkey’s first Cuisine<br />

Museum was established in Gaziantep. Therefore, people want<br />

to taste Gaziantep’s baklava, katmer, kebaps, beyran and<br />

pistachios and receive service from our restaurant that offers<br />

these foods. We take these demands as basis; our cooks, who are<br />

from Antep themselves, prepare regional foods and Gaziantep<br />

cuisine with their mastery, and we serve these foods with the<br />

warmest <strong>Dedeman</strong> hospitality. Our foreign guests who come<br />

to our hotel are also aware of these riches. Yet we try to offer<br />

alternatives from world cuisine in our kitchen to suit their<br />

palates. We see that this interest makes our guests happy.<br />

In addition to local tourists who come to Gaziantep knowing<br />

about our cultural heritage, there are also foreign guests who<br />

stay at our hotel purely for business reasons. We offer various<br />

introductory brochures so these guests can go on cultural tours<br />

at their convenience.<br />

Guests who come from the Middle East can sometimes have<br />

special needs because they have larger families and many<br />

children. We’ve developed room standards for the needs of these<br />

families to make them happy during their stay.<br />

What do your guests pay attention to the most in the<br />

hotel and in the city?<br />

Our guests are very interested in and appreciative of our hotel’s<br />

unique architectural structure and the fact that it has the city’s<br />

largest indoor swimming pool as well as the only spa center<br />

with Far Eastern influences. The most striking features are<br />

47


48<br />

We entered the year with many improvements as well as a successful and<br />

dynamic crew. We receive quite a bit of feedback about these advances.<br />

Yine kültürel mirasımızı bilerek Gaziantep’e gelen yerli<br />

turistlerimizin yanısıra sadece iş amacı ile otelimizde<br />

konaklayan yabancı misafirlerimiz de bulunmakta. Bu<br />

misafirlerimizin uygun anlarında kültür turları yapabilmeleri<br />

için çeşitli tanıtım broşürleri ile bilgilenmelerini sağlıyoruz.<br />

Ortadoğudan gelen misafirlerimiz ise daha geniş aile<br />

yapılarına sahip olmaları ve çok çocuk ile seyahat etmeleri<br />

nedeni ile bazı özel taleplerde bulunabiliyorlar. Bu<br />

ailelerimizin ihtiyaçlarına yönelik oda standartları da<br />

geliştirerek hizmet vermeye ve onları mutlu ağırlamaya<br />

çalışıyoruz.<br />

Misafirlerinizin hem oteliniz hem de şehirle ilgili en çok<br />

neler dikkatini çekiyor?<br />

Otelimizin mimari yapısının farklılığı ve şehrin en geniş<br />

kapalı yüzme havuzu ile uzakdoğu esintileri taşıyan tek<br />

Spa Merkezine sahip oluşu misafirlerimizin çok dikkatini<br />

çekmekte ve beğenisini kazanmaktadır. Gaziantep şehrinin<br />

kültürel zenginliği ve tartışmasız Gaziantep mutfak<br />

kültürünün zenginliği en çok dikkat çeken şeylerin başında<br />

gelmektedir. İstisnasız her misafir bir yöresel yemek yemek<br />

ve baklavanın leziz tadına varmak, SPA Merkezimizden<br />

faydalanmak, şehrin kültür mirasının bir bölümünü ve el<br />

sanatlarını görerek şehirden ayrılmak istemektedir.<br />

Siz misafirlerinize şehirde gezmeleri ve mutlaka görmeleri<br />

için ne gibi önerilerde bulunuyorsunuz?<br />

Uzun süredir Gaziantep’te yaşayan biri olarak Gaziantep<br />

Arkeoloji Müzesi, Zeugma Mozaik Müzesi, Emine Gögüş<br />

Mutfak Müzesi, Hasan Süzer Etnografya Müzesi, Savaş<br />

ve Panorama Müzesini ziyaret etmeden, Tarihi Gaziantep<br />

Evleri ve Gaziantep Kalesini görmeden, Yesemek Açık Hava<br />

Müzesi, Rumkale, Belkıs/Zeugma, ve Dülük/Doliche Antik<br />

Kentini, meşhur Bakırcılar çarşısını gezmeden Gaziantep’ten<br />

ayrılmayın derim.<br />

Ayrıca Gaziantep lahmacunu, Ali Nazik kebabı, yuvarlama,<br />

içli köfte, keme kebabı ve yeni dünya kebabı (Nisan ve Mayıs<br />

aylarında), simit kebabı, patlıcan kebabı, Cağırtlak (ciğer)<br />

kebabı, Dünyaca meşhur Gaziantep baklavası ve fıstık ezmesi<br />

tatmadan dönmemelisiniz.<br />

Geleneksel Gaziantep el sanatlarından; sedef kakma, kutnu<br />

kumaşı, bakır işlemeler, yemeni, Antep işleri ve Gaziantep<br />

baklavası, Antepfıstığı, tatlı sucuk ve pestil, kırmızıbiber<br />

ve baharatlarından almadan ve <strong>Dedeman</strong> Gaziantep<br />

misafirperverliğini yaşamadan bu şehirden ayrılmayın derim.<br />

Ayrıca eğer denk gelirseniz her yıl 25 Aralıkta düzenlenen<br />

Kurtuluş şenliklerini seyretmenizi de öneririm.<br />

undoubtedly the cultural wealth of the city of Gaziantep and<br />

the wealth of Gaziantep’s culinary culture. Without exception,<br />

every guest wants to eat a local food, enjoy the delicious<br />

taste of baklava, use our spa center and leave the city having<br />

experienced a part of the city’s cultural heritage and seen<br />

handcrafts.<br />

What are some places in the city you recommend that<br />

your guests visit and see?<br />

As someone who’s been living in Gaziantep for a long time,<br />

I would say that people shouldn’t leave Gaziantep without<br />

visiting the Gaziantep Archeology Museum, Zeugma Mosaics<br />

Museum, Emine Göğüş Cuisine Museum, Hasan Süzer<br />

Ethnography Museum and the War and Panorama Museum,<br />

seeing historical Gaziantep homes and the Gaziantep Fortress<br />

or touring the Yesemek Open Air Museum, Rumkale, Belkıs/<br />

Zeugma and the Antique City of Dülük/Doliche as well as the<br />

famous copper market.<br />

You also shouldn’t return home without tasting Gaziantep<br />

lahmacun, Ali Nazik kebap, yuvarlama, içli köfte, keme<br />

kebap and yeni dünya kebap (in April and May), simit kebap,<br />

eggplant kebap, Cağırtlak (liver) kebap and the world-famous<br />

Gaziantep baklava and pistachio paste.<br />

In terms of traditional Gaziantep handcrafts, I would<br />

recommend not leaving without buying goods inlaid with<br />

mother of pearl, kutnu fabric, copper works, yemeni, Antep<br />

works and Gaziantep baklava, Antep pistachio, sweet sausage<br />

and paste, red peppers and spices or experiencing <strong>Dedeman</strong><br />

Gaziantep’s hospitality.<br />

Also, if your trip coincides with the event, I recommend<br />

watching the liberation festivities that take place on December<br />

25 each year.


DQ<br />

50 H O B İ - H O B B Y<br />

Kişiye Has Tasarımlar<br />

Unique Designs<br />

Tohum tasarımlarının yaratıcısı Verda Alaton ile hobiden<br />

mesleğe giden yolu konuştuk<br />

We talked with the creator of Tohum design, Verda Alaton,<br />

about her design journey from hobby to profession.


Öncelikle bu mesleğe nasıl başladınız?<br />

Çok uzun yıllardır tasarım yapıyorum. Üniversite<br />

yıllarımdan beri diyebiliriz. Eğitimim ve iş hayatındaki<br />

tecrübem farklı konularda oldu ancak yaklaşık 3 sene<br />

önce kurumsal hayattan ayrılarak 15 senelik hobimi<br />

mesleğime dönüştürdüm.<br />

Takı tasarımı için ne gibi nitelikler gerekli? Bu alanda<br />

iyi bir yerlere gelmek için ne gibi tavsiyeleriniz olur?<br />

Sadece takı tasarımı olarak ayırt etmek istemem, ancak<br />

tasarım için veya herhangi bir şey yaratmak için bir<br />

görüşünüz, tutkunuz, birkiminiz, tarzınız olması gerekir<br />

diye düşünüyorum.<br />

Markanızın iyi bir konuma gelmesi için sağlam bir temel,<br />

tutarlılık, istikrar, özgün olmak ve yaratıcılığınızın<br />

devamı önemli kanımca.<br />

Takı tasarlarken enerjilere de önem veriyorsunuz<br />

ve tüm eserlerinizde doğal taşlar kullanıyorsunuz?<br />

Neden doğal taş? Nereden bu fikir aklınıza geldi?<br />

Doğal malzemeler kullanmak benim hayatımın bir<br />

parçası. Doğal olmayan malzemeleri hayatımın hiçbir<br />

aşamasında barındırmıyorum. Doğal dokuların insana<br />

güzel hisler yaşattığını düşünüyorum. Dolayısı ile<br />

tasarımlarımda da aynı hisleri paylaşmak istediğimden<br />

sadece bu malzemelerle çalıyorum. Ayrıca içinde<br />

bulunduğumuz dönemde doğaya dönüşün, sadeleşmenin<br />

ve materyalizmden uzaklaşmanın ve değeri farklı<br />

şeylerde görmenin daha da önemli olduğunu<br />

düşünüyorum.<br />

Sizin yurtdışına yaptığınız seyahatler de<br />

tasarımlarınızın öznesi diyebiliriz. Ürünleri seçerken<br />

nelere önem veriyorsunuz? Örneğin bir yüzük bir<br />

küpe tasarımında hangi taşı kullanacağınıza nasıl<br />

karar veriyorsunuz?<br />

Evet, seyahatler de hayatımın vazgeçilmez bir parçası.<br />

Yolculuklarım genellikle az ziyaret edilen, doğal<br />

yaşamlar süren kültürlerin olduğu destinasyonlara<br />

oluyor. Gittiğim ülkelerde tasarımlarımda<br />

kullanabileceğim doğal malzemeler toplamaktan keyif<br />

alıyorum. Genellikle parçaları bulduğum anda hangi<br />

takıda ve ne şekilde kullanabileceğimi biliyor oluyorum.<br />

Dolayısı ile tasarım sürecim parçaları bulduğum anda<br />

başlamış oluyor. Malzemeleri seçerken, nadirliklerine,<br />

doğal güzelliklerine, formlarına ve hissettirdiklerine<br />

önem veriyorum.<br />

Bugüne kadar yaptığınız ve en ilgi çeken tasarımınız<br />

hangisi oldu, neden?<br />

Bugüne kadar en çok ilgi gören tasarımlarım, meteor<br />

yüzük ve kol düğmelerim, ve eski deniz kabuklarından<br />

yaptığım parçalar oldu. Bir de “Badem” yüzük,<br />

First, how did you embark on this career?<br />

I’ve been designing for long years. We could almost say since<br />

my college years. My education and work experience were<br />

in different areas but about three years ago, I quit the<br />

corporate life and transformed my hobby of 15 years into a<br />

career.<br />

What are some qualities you need to have to design<br />

jewelry? Could you give us some advice on how to get<br />

somewhere in this field?<br />

I wouldn’t like to single out jewelry design, but to design<br />

or to create anything, I think you need to have passion, a<br />

vision, experience and style. In order to bring your brand in<br />

a good position, you need a solid foundation, consistency,<br />

patience, authenticity and continued creativity, I think.<br />

You also pay attention to energies in your jewelry<br />

designs. You use natural stones in all of your pieces.<br />

Why natural stones? How did you get the idea?<br />

Using natural materials is a part of my life. I don’t use<br />

unnatural materials in any part of my life. I think that<br />

natural textures make people feel good things. And since I<br />

want to share the same feelings through my designs, I only<br />

use these materials. Additionally, I believe that a return to<br />

nature and simplicity, a distancing from materialism and<br />

searching for value in other places is even more important in<br />

our current day.<br />

51


52<br />

Tasarım için bir görüşünüz,<br />

tutkunuz, birkiminiz, tarzınız olması<br />

gerekir diye düşünüyorum.<br />

Markanızın iyi bir konuma<br />

gelmesi için sağlam bir temel,<br />

tutarlılık, istikrar, özgün olmak<br />

ve yaratıcılığınızın devamı önemli<br />

kanımca.<br />

konseptinden dolayı cok ilgi gördü. Bu parçaların hepsi<br />

yurtdışındaki yayınlarda yer aldı. Diğerlerinden farklı<br />

şekilde ilgi görmelerinin sebebi ise sanırım parçaların<br />

nadirliği ve tasarımda kullanılma fikirleri.<br />

Bahar ve yaz aylarında hangi modelleri daha uygun<br />

görüyorsunuz?<br />

Modellerden daha cok seçtiğim malzemeler, taşlar<br />

öne çıkıyor. Bahar ve yaz aylarında açık renkli taşlar,<br />

kristaller, sezonun renkleri ile uyumlu olacak taşlar<br />

kullanıyorum.<br />

Ağırlıklı olarak hangi takılar tercih ediliyor?(yüzük,<br />

kolye, küpe) Veya siz hangisine daha ağırlık<br />

veriyorsunuz?<br />

Ben en çok yüzük tasarlamaktan keyif alıyorum. Ellerin<br />

bir kişinin kendisini ifade etmesinde önemli ve çarpıcı bir<br />

yeri olduğunu düşünüyorum. Bir başka sebebi de sanırım<br />

benim en çok yüzük takmayı seviyor olmam. Ancak tabi ki<br />

kolye, bilezik, küpe ve kol düğmesi de tasarlıyorum.<br />

Tasarımlarınızı Tohum adlı markanızla bir çatı altında<br />

topladınız. Tohum ismi nereden aklınıza geldi?<br />

Markanızı oluştururken nelere dikkat ettiniz?<br />

Tohum, yaşamdaki, en doğal, sade ancak açtığında<br />

güzelliklerle dolu olan ve doğanın sadece bir defa<br />

için yarattığı bir şey. Her bir Tohum tasarımı da aynı<br />

düşüncede yapılıyor. Doğal, yalın çizgilerde ve tek.<br />

Doğadan gelen her parçanın kendine has olduğu gibi,<br />

Tohum tasarımlarının da her biri tek, dolayısı ile sadece<br />

taşıyışından oluyor. Bir eşinin olması mümkün olmuyor.<br />

Bu da tasarımların kişiye has olmasını sağlıyor.<br />

Markamı oluştururken, dengeli ve istikrarlı, yerel ve<br />

uluslararası bir gelişim hedefledim. Ayrıca markanın<br />

tanıtımında konseptinin, tasarımların kendileri kadar ön<br />

planda olmasına dolayısı ile felsefesinin de değerin bir<br />

parçası olmasına dikkat ettim.<br />

We could also say that your travels abroad are a<br />

subject of your designs. What do you pay attention<br />

to when you’re picking your materials? For instance,<br />

how do you decide what stone to use when designing<br />

a ring or an earring?<br />

Yes, traveling is an essential part of my life. I generally<br />

take trips to places that aren’t visited much, where there<br />

are cultures who sustain natural lives. I enjoy collecting<br />

natural materials to use in my designs in countries I<br />

visit. Generally, when I find a piece, I know how and in<br />

what piece of jewelry I can use it. Therefore the design<br />

process begins when I find the materials. In choosing the<br />

materials, I pay attention to their rarity, natural beauty,<br />

form and the feelings they evoke.<br />

What was your best received design to date and<br />

why?<br />

The designs that drew the most attention to date were<br />

my meteor rings and cuff links and the pieces I created<br />

out of old seashells. The “almond” ring also got a lot of<br />

attention due to its concept. The fact that the simplest<br />

piece in nature was used as jewelry supported the entire<br />

concept of TOHUM. All of these pieces were featured in<br />

international press. I think the reason these pieces got<br />

special attention is because they are rarer than others<br />

and the idea behind their use in design.<br />

In your opinion, what models are best suited for<br />

spring and summer months?<br />

The materials and stones I select are more prominent<br />

than the models. During spring and summer months,<br />

I use light-colored stones and crystals in ways that suit<br />

the season’s colors.<br />

Which pieces of jewelry are generally preferred, or<br />

which do you focus on more?<br />

I get the most pleasure out of designing rings. I believe<br />

that hands are an important and striking tool in selfexpression.<br />

I think another reason might be that I<br />

enjoy wearing rings the most. Of course, I also design<br />

necklaces, bracelets, earrings and cuff links.<br />

You brought all of your designs under one roof with<br />

your TOHUM brand. Where did the name TOHUM<br />

come from? What did you pay attention to when<br />

creating your brand?<br />

Tohum (seed) is the most natural, simplest thing in<br />

nature that’s full of beauties when it blossoms, something<br />

that nature creates only once. Every TOHUM design is<br />

created with the same idea. Natural, simple lines and<br />

one of a kind. Just as every piece of nature is unique,<br />

every TOHUM design is one of a kind, so there isn’t a<br />

single other piece like it. That makes the designs unique


Sizce bu sektörde son yıllarda neler değişti? Örneğin<br />

sadelik biraz daha ön plana geldi mi? Siz bu yılın<br />

tasarım modasını nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />

Takı tasarımında son dönemlerde çok daha cesur, farklı<br />

tasarımlar yapılıyor. Bunu izlemek çok mutluluk verici.<br />

Her zamanki gibi çarpıcı, gözalıcı, cüretkar tasarımlar<br />

olduğu gibi bunun tersine yalın çizgiler de eskiye göre<br />

çok daha fazla görülmeye başladı.<br />

En çok hangi ülkelerden ürün topluyorsunuz, neden?<br />

En çok Afrika ve Asya ülkelerinden doğal taşlar<br />

topluyorum. Sanırım bu kıtaların ülkelerine, doğal<br />

güzelliklerine ve kültürlerine daha yakın hissettiğim için<br />

malzeme seçimlerim için bu kaynaklardan faydalanmak<br />

doğal geliyor. Ayrıca gerçekten çarpıcı ve az bulunan<br />

doğal taşlara rastlamak mümkün oluyor.<br />

Takı tasarımı yapmayı neye benzetirsiniz?<br />

Hayatınızdaki önemi nedir?<br />

Takı tasarımı yapmadığım bir dönemi düşünmek artık<br />

benim için zor. Geriye baktığımda da bunu her zaman<br />

yapmış olduğumu görüyorum. Neredeyse çocukluğumdan<br />

beri bulduğum ilginç parçaları taşınabilir hale getirdiğimi<br />

hatırlıyorum. Dolayısı ile yaşamımın doğal ve vazgeçilmez<br />

bir parçası diyebilirim.<br />

Bu alanda kendini geliştirmek isteyen okuyucularımıza<br />

ne gibi önerileriniz olur?<br />

Doğru kaynaklardan eğitim almalarını, kendi tarzlarını<br />

oluşturmalarını, tasarımda mutlaka mutfaktan<br />

geçmelerini, yani işçiliği de öğrenmelerini, sabırlı ve<br />

istikrarlı olmalarını öneririm.<br />

for every person who wears them.<br />

In creating my brand, I sought a balanced and consistent<br />

local and international development model. Additionally,<br />

in promoting my brand, I paid attention to the concept<br />

being as much on the forefront as the designs themselves,<br />

making the philosophy a part of its value.<br />

In your opinion, what’s changed in the industry in<br />

the past several years? For instance, is simplicity<br />

more prominent now? What do you think about<br />

this year’s design trends?<br />

In jewelry design, lately there are much bolder, unique<br />

designs. It makes me very happy to see this. There are<br />

the usual alluring, daring designs, but simple lines are<br />

becoming more popular as compared to the past.<br />

Which countries do you collect materials from the most?<br />

I mostly collect natural stones from Africa and Asian<br />

countries. I think because I feel closer to the countries,<br />

natural beauties and cultures of these lands, it feels<br />

natural to benefit from these sources in choosing my<br />

materials. It’s also possible to find truly amazing and<br />

rare natural stones.<br />

What would you compare jewelry design to? What<br />

place does it hold in your life?<br />

Nowadays, it’s very difficult for me to think about a<br />

time when I didn’t design jewelry. When I look back,<br />

I see that I’ve always done this. Pretty much since my<br />

childhood, I remember making the interesting pieces I<br />

found wearable. So I could say that it’s a natural and<br />

essential part of my life.<br />

What advice would you give to our readers who<br />

might want to further themselves in this field?<br />

I would recommend that they get trained through the<br />

proper channels, develop their own style, definitely<br />

pass through the kitchen – or learn about the<br />

workmanship – of design, be patient and consistent.<br />

I think you need to have passion,<br />

a vision, experience and style. In<br />

order to bring your brand in a good<br />

position, you need a solid foundation,<br />

consistency, patience, authenticity and<br />

continued creativity.<br />

53


DQ<br />

54 M O D A - F A S H I O N<br />

Baharı<br />

Karşılama<br />

Zamanı<br />

<strong>Dedeman</strong> Antalya’da yaptığımız çekim baharın<br />

ferah esintisini beraberinde getirdi.<br />

It’s Time to<br />

Welcome<br />

Spring<br />

Photo shoots in <strong>Dedeman</strong> Antalya brought<br />

along the refreshing breeze of spring.<br />

FOTO⁄RAF-PHOTOGRAPHY: DAĞHAN GÜRKANLAR STYLING SEVİN SEVİMLİSOY STYLING ASSISTANT ŞULE KARADAYIOĞLU<br />

SAÇ-HAIR: KUBİLAY YALÇIN & EŞREF AYTAŞ MAKYAJ-MAKE UP: TUĞÇE ALTIN ÖZ MODEL: LAURA / JOY MODEL MANAGEMENT


BLUZ BLOUSE CHRISTOPHER KANE<br />

V2K DESIGNERS,<br />

PANTOLON PANTS CHRISTOPHER<br />

KANE V2K DESIGNERS,<br />

KÜPE EARRING KOTON,<br />

KOLYE NECKLACE BANANA<br />

REPUBLIC,<br />

KEMER BELT KOTON,<br />

AYAKKABI SHOES STEFANEL.<br />

55


56<br />

BLUZ BLOUSE KOTON,<br />

ETEK SKIRT TWIST,<br />

KOLYE NECKLACE BANANA<br />

REPUBLIC,<br />

BİLEKLİLER BRACELETS<br />

BANANA REPUBLIC,<br />

KEMER BELT KOTON,<br />

ÇANTA BAG MULBERRY,<br />

AYAKKABI SHOES STEFANEL.


BLUZ BLOUSE VAKKO,<br />

ETEK SKIRT KOTON,<br />

KOLYE (KISA) NECKLACE<br />

(SHORT) BANANA REPUBLIC,<br />

KOLYE (UZUN) NECKLACE<br />

(LONG) KOTON,<br />

BİLEKLİKLER BRACELETS,<br />

BANANA REPUBLIC.<br />

57


58<br />

ELBİSE DRESS VAKKORAMA,<br />

HIRKA SWEATER MACHKA,<br />

ŞAPKA HAT STEFANEL,<br />

BİLEKLİKLER BRACELETS<br />

BANANA REPUBLIC,<br />

KEMER BELT BANANA REPUBLIC,<br />

AYAKKABI SHOES JESSICA<br />

SIMPSON VEPA 62.


60<br />

CEKET JACKET MACHKA,<br />

PANTOLON PANTS ELIZABETH<br />

AND JAMES V2K DESIGNERS,<br />

KOLYE (KISA) NECKLACE (SHORT)<br />

BANANA REPUBLIC,<br />

KOLYE (UZUN) NECKLACE (LONG)<br />

EDİTÖRE AİT,<br />

BİLEKLİKLER BRACELETS<br />

BANANA REPUBLIC,<br />

KEMER BELT BANANA REPUBLIC,<br />

AYAKKABI SHOES JESSICA,<br />

SIMPSON VEPA 62.


ELBİSE DRESS VAKKO,<br />

KÜPE EARRING KOTON,<br />

BİLEKLİKLER BRACELETS<br />

BANANA REPUBLIC,<br />

KEMER BELT BANANA REPUBLIC,<br />

ÇANTA BAG MISSONI VAKKO,<br />

AYAKKABI SHOES JESSICA,<br />

SIMPSON VEPA 62.<br />

61


62<br />

TRİKO KNIT VAKKO,<br />

PANTOLON PANTS KOTON,<br />

FULAR SCARF NETWORK,<br />

KÜPE EARRING KOTON,<br />

BİLEKLİK BRACELET EDİTÖRE AİT.


Nerede Kal›n›r?<br />

<strong>Dedeman</strong> Antalya Hotel&Convention Center<br />

Lara Yolu 07100, Antalya Tel: (242) 310 99 99<br />

Türkiye’nin tatil cenneti Antalya’nın en güzel yerlerinden birinde konuşlanan <strong>Dedeman</strong><br />

Antalya; deniz, bahçe ve şehir manzarası ile misafirlerine görsel bir şölen sunuyor.<br />

35’i süit, 1’i kral dairesi olmak üzere toplam 482 odaya sahip olan otel minibar, 24<br />

saat oda servisi, kablosuz internet, Pay TV, jakuzi gibi özelliklerle geleneksel <strong>Dedeman</strong><br />

misafirperverliğini Antalya’da sunuyor. Muhteşem körfez manzarası eşliğinde dünya<br />

mutfaklarından lezzetlerin sunulduğu 2 restorana ve 5 bara ev sahipliği yapan <strong>Dedeman</strong><br />

Antalya Hotel&Convention Center ayrıca kapalı ve açık yüzme havuzu, fitness center,<br />

Türk hamamı, sauna ve masaj gibi çok özel hizmetleri de misafirlerine sunuyor.<br />

Where to stay...<br />

<strong>Dedeman</strong> Antalya Hotel&Convention Center<br />

Lara Yolu 07100, Antalya Tel: (242) 310 99 99<br />

Situated in one of Antalya’s best spot, <strong>Dedeman</strong> Antalya offers theamatic views with its<br />

sea, garden and city landscape. The hotel features 35 suites and a presidential suite<br />

in total 482 rooms, also offers 24 hours room service, minibar, wireless internet, Pay<br />

TV and jacuzzi. With its traditional hospitality the hotel hosts 2 restaurants and 5 bars<br />

which have fantastic views of gulf. In Antalya <strong>Dedeman</strong> Hotel&Convention Center;<br />

indoor and outdoor swimming pool, fitness center, Turkish bath, Fin bath, sauna and<br />

massage is also offered to hotel guests.


DQ<br />

64 K Ü L T Ü R & S A N A T - C U L T U R E & A R T<br />

Teşekkürler<br />

İKSV<br />

Thank you<br />

İ<br />

stanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV), festival ve etkinlikleriyle tam 40 yıldır İstanbul’un kültür ve<br />

sanat yaşamında önemli bir rol üstleniyor. 40 yıl önce sadece bir “İstanbul Festivali” düzenlemek<br />

için yola çıkan İKSV, bu süreçte uluslararası nitelikte dört festival, iki bienal ve yıl boyunca özel<br />

etkinlikler gerçekleştiren bir kurum haline geldi.<br />

Dünyadaki kültür ve sanat üretiminin seçkin örneklerini, yeni girişimleri ve değişik akımları İstanbul’daki<br />

sanatseverlere sunmak, Türkiye’nin kültürel zenginliğini dünyaya tanıtmak ve İstanbul’u uluslararası<br />

kültür-sanat platformunun önemli merkezlerinden biri haline getirmek amacıyla 1973 yılında Dr. Nejat F.<br />

Eczacıbaşı önderliğinde kurulan İstanbul Kültür Sanat Vakfı, düzenlediği festival ve etkinliklerle 40 yıldır<br />

İstanbul’un kültür ve sanat yaşamında öncülük görevini üstleniyor.<br />

İKSV’nin 40. yıl çalışmaları ve özel etkinlikleri, 17 Ocak Salı sabahı vakıfta yer alan Salon’da düzenlenen bir<br />

basın toplantısıyla açıklandı. Basın toplantısında İKSV 40. yıl filminin gösteriminin ardından, İKSV Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 40. yıl kutlamaları kapsamında yıl boyunca yapılacak özel etkinliklerin<br />

yanı sıra İstanbul Film, Tiyatro, Müzik ve Caz Festivalleri, Leyla Gencer Şan Yarışması, Filmekimi ve ilk<br />

defa düzenlenecek İstanbul Tasarım Bienali ile ilgili bilgileri paylaştı.<br />

T<br />

he Istanbul Foundation for Arts and Culture (İKSV) plays a major role in the city’s cultural life. It came<br />

into existence four decades ago with a sole purpose: organizing an “Istanbul Festival.” Since then, İKSV<br />

has evolved into an institution that operates on an international scale and oversees four festivals, two<br />

biennials and various other events.<br />

Founded in 1973 under the leadership of Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, İKSV has played a leading role in the culture<br />

and arts scene of the city, presenting to art lovers the most outstanding examples of world culture and art<br />

production, introducing the cultural riches of Turkey to the world and turning Istanbul into a major international<br />

hub of culture and arts.<br />

The special events and celebrations for İKSV’s 40th anniversary were announced on January 17 at a press<br />

conference held at Salon İKSV. After the screening of an anniversary film, Bülent Eczacıbaşı, İKSV Chair of<br />

the Board of Directors, announced the program for the year, including special anniversary events as well as the<br />

Istanbul Film, Theatre, Music and Jazz Festivals, Leyla Gencer Singing Contest, Filmekimi Film Festival and the<br />

first Istanbul Design Biennial.<br />

YAZI-BY PINAR MAMAK


İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, “Biz, 40. yılımıza<br />

nitelikli sanat etkinlikleri düzenlemekten de öte hayallerle giriyoruz;<br />

İKSV etkinlikleriyle genç bireylerin gelişimini desteklemek, alanında<br />

uzman sanatçılar yetiştirmek, sanatçıların ve sanatseverlerin yurtdışıyla<br />

bağını kuvvetlendirebilmek, ülkemiz için katılımcı ve sürdürülebilir kültür<br />

politikalarının geliştirilmesini sağlamak ve Türkiye’deki güncel sanat<br />

üretimine katkıda bulunabilmek istiyoruz.”<br />

İKSV’s Chair of the Board of Directors Bülent Eczacıbaşı:<br />

“We are entering our 40th year with ambitions that go beyond organizing<br />

cultural events: we dream of supporting young people, nurturing young<br />

artists to become experts in their fields, strengthening ties between<br />

local artists and art lovers and the international art scene, helping to<br />

maintain the participatory and sustainable art politics of our country and<br />

contributing to the production of contemporary art in Turkey.”<br />

İKSV’nin 40. Yıl<br />

Etkinlikleri<br />

40 Yılın Hikâyesini Anlatacak Bir Kitap<br />

İKSV, 40. yaşı için, bu 40 yıllık birikimin, kurucuları,<br />

çalışanları, destekçileri, sanatçılar ve izleyiciler<br />

tarafından anlatılacağı bir kitap hazırlıyor. Vakfın kuruluş<br />

yıldönümünün kutlanacağı Haziran ayı içinde yayımlanacak<br />

kitapta, vakfın kuruluşundan bugüne geçirdiği dönüşümler,<br />

öne çıkan etkinlikler ve önemli dönemeçler, bu süreçlere<br />

katkıda bulunmuş kişilerin tanıklıkları aracılığıyla<br />

anlatılacak. İstanbul’un kültür-sanat yaşamına yön veren<br />

bir kurum olarak İKSV’nin 40 yıllık tarihini, bu tarihin<br />

yapılmasında emeği geçen kişilerin ifadeleriyle, çok sesli<br />

bir biçimde yansıtmayı amaçlayan kitap, Türkiye’nin ilk<br />

kâr amacı gütmeyen kültür-sanat kurumunun kuruluş,<br />

kurumsallaşma ve büyüme hikâyesini, doğrudan deneyimler<br />

yoluyla kayda geçirecek.<br />

40 th Anniversary<br />

Events<br />

İKSV’s 40-Year History<br />

Told in a Book<br />

İKSV is preparing a book in which its 40-year<br />

history will be narrated by its founders, employees,<br />

supporters, artists and art lovers. This special<br />

anniversary publication will be released in June<br />

and will detail the growth and development of the<br />

foundation over the four decades of its existence,<br />

the transformation it has undergone and the<br />

most important turning points in its history. The<br />

40-year history of the institution that shapes<br />

Istanbul’s culture and artistic life today will be<br />

told with a multitude of voices belonging to those<br />

who were there to witness it first-hand.<br />

65


66<br />

İKSV’den 40. Yıla Özel Bir Eser Siparişi: Dünyaca<br />

Ünlü Gösteri Topluluğu La Fura Dels Baus’tan<br />

İKSV İçin Bir Dünya Prömiyeri: “İstanbul,<br />

İstanbul”<br />

Gerek görkemli sokak tiyatrosu etkinlikleriyle<br />

gerekse tiyatro ve opera yorumlarıyla dünya çapında<br />

tanınan gösteri topluluğu La Fura dels Baus’un İKSV<br />

için özel olarak hazırlayacağı “İstanbul,İstanbul” adlı<br />

projenin dünya prömiyeri 21 Haziran Perşembe ve 22<br />

Haziran Cuma akşamları Haliç Camialtı Tersanesi’nde<br />

gerçekleştirilecek. “İstanbul, İstanbul”, İKSV ile<br />

İstanbul arasında kurulan güçlü bağların altını çizerek,<br />

göz alıcı bir gösteriyle geçmişten geleceğe uzanacak<br />

olan bir buluşma olacak.<br />

Special 40 th Anniversary Commission From<br />

İKSV: Famous Show Collective La Fura Dels<br />

Baus Presents The World Premiere of “Istanbul,<br />

Istanbul”<br />

La Fura dels Baus, the show collective known<br />

worldwide for its magnificent street theater<br />

productions and theater and opera performances, will<br />

premiere a project crafted exclusively for İKSV, called<br />

“Istanbul, Istanbul” on the evenings of Thursday, June<br />

21 and Friday, June 22 at Haliç Camialtı Shipyard.<br />

“Istanbul, Istanbul” is spectacular exploration of the<br />

past and the present that underscores the strong ties<br />

between İKSV and Istanbul.<br />

Türkiye Ve Hollanda Diplomatik İlişkilerinin<br />

400. Yıldönümüne Özel Projeler<br />

2012 yılında İKSV ayrıca Türkiye ve Hollanda arasındaki<br />

diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlamaları kapsamında da<br />

özel etkinlikler gerçekleştirecek. Çağdaş dansın en başarılı<br />

temsilcilerinden biri olan Nederlands Dans Theater, 14 Haziran<br />

Perşembe ve 15 Haziran Cuma akşamları iki özel gösteri için<br />

İstanbul’da olacak. İlk kez 2004 yılında 32. İstanbul Müzik<br />

Festivali kapsamında İstanbul’a gelen topluluk, bu kez genç ve<br />

dinamik grubu NDT 2 ile dünyaca ünlü koreograflar Jirí Kylián,<br />

Paul Lightfoot, Sol Leon ve Alexander Ekman’ın yapımlarından<br />

oluşan bir programla seyirciyle buluşacak. Bir diğer etkinlik<br />

ise 10 Kasım Cumartesi akşamı Haliç Kongre Merkezi’nde<br />

gerçekleştirilecek konuk şef Lorin Maazel yönetimindeki<br />

Kraliyet Concertgebouw Orkestrası’nın konseri olacak.<br />

Kurulduğu 1888 yılından bu yana Strauss, Mahler, Debussy<br />

ve Stravinsky gibi pek çok önemli besteci tarafından yönetilen<br />

orkestra BBC Music Magazine tarafından verilen müzik<br />

ödüllerinde 2007 yılının en iyi orkestrası seçildi.<br />

400 Years Of Diplomatic Relations Between Turkey<br />

and the Netherlands:<br />

Special Projects<br />

The year 2012 also marks the 400th anniversary of diplomatic<br />

relations between Turkey and the Netherlands, and İKSV is<br />

organizing a number of events to mark the occasion. Nederlands<br />

Dans Theater will be performing in Istanbul on Thursday, June<br />

14 and Friday, June 15. The ensemble had already performed<br />

in Istanbul in 2004 as part of the 32nd Istanbul Music Festival.<br />

This year, its young and dynamic group NDT 2 will be presenting<br />

a program choreographed by the world-famous Jirí Kylián, Paul<br />

Lightfoot, Sol Leon and Alexander Ekman. Another event İKSV<br />

has planned is a concert of the Royal Concertgebouw Orchestra<br />

with guest conductor Lorin Maazel, which will take place at the<br />

Golden Horn Congress Center on Saturday, November 10. The<br />

repertoire of the world-famous orchestra, which was founded in<br />

1888 and was named the orchestra of the year by BBC Music<br />

Magazine in 2007, mainly consists of works of classical composers<br />

like Strauss, Mahler, Debussy and Stravinsky.


Sir Simon Rattle Yönetimindeki Berlin Filarmoni<br />

Orkestrası, İki Türk Solistle İstanbul’da<br />

İKSV’nin 40. yılında ev sahipliği yapacağı bir<br />

diğer önemli etkinlik ise dünyanın en prestijli<br />

orkestralarından Berlin Filarmoni Orkestrası’nın daimi<br />

şefi Sir Simon Rattle yönetiminde vereceği konser<br />

olacak. 27 Eylül Perşembe akşamı Haliç Kongre<br />

Merkezi’nde gerçekleştirilecek Sir Simon Rattle<br />

yönetimindeki Berlin Filarmoni Orkestrası konserinin<br />

sürprizi, solistlerinin dünya çapında adından övgüyle<br />

bahsedilen genç Türk sanatçılar, çellist Efe ve kardeşi<br />

kontrbas sanatçısı Fora Baltacıgil olması.<br />

“Muhteşem tonu, güçlü kişiliği ve ifade derinliği”<br />

özellikle övgü toplayan Efe Baltacıgil, bugün yurt<br />

dışında adını en sık duyduğumuz viyolonselcilerimiz<br />

arasında. 2005 Genç Konser Sanatçıları Seçmeleri,<br />

Peter Jay Sharp Ödülü ve Washington Sahne Sanatları<br />

Cemiyeti Ödülü gibi ödüllerle kariyerine parlak bir<br />

başlangıç yapan Efe Baltacıgil, Eylül 2011’den beri<br />

Seattle Senfoni Orkestrası’nın çello grup şefliğini<br />

üstleniyor. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı<br />

ve Curtis Institute mezunu kardeşi Fora Baltacıgil ise<br />

ilk orkestra deneyimini İstanbul Senfoni Orkestrası’nda<br />

edindikten sonra Philadelphia Orkestrası’nda ve<br />

ardından kontrbas grup şefi olarak Minnesota<br />

Orkestrası’nda çaldı. 2009 yılında, Berlin Filarmoni<br />

Orkestrası’na seçilen ilk Türk sanatçısı unvanıyla<br />

topluluğun üyesi oldu. Duo projelerde bir araya gelen<br />

iki kardeş en son Yo-Yo Ma’nın büyük ses getiren İpek<br />

Yolu Projesi’nde yer aldı.<br />

Berlin Philharmonic Orchestra Conducted by<br />

Sir Simon Rattle Performs in Istanbul with Two<br />

Turkish Soloists<br />

Another big event on İKSV’s calendar this year is<br />

the concert by one of the world’s most prestigious<br />

orchestras: the Berlin Philharmonic Orchestra and<br />

its principal conductor, Sir Simon Rattle. The main<br />

surprise of the concert, which will be held at the<br />

Golden Horn Congress Center on Thursday, September<br />

27, is the pair of soloists: Turkey’s own cellist Efe<br />

Baltacıgil and double bass player Fora Baltacıgil.<br />

Efe Baltacıgil, a Turkish cellist who is well-known<br />

overseas, has been praised for his “superb tone, strong<br />

individuality and depth of expression.” After brilliantly<br />

starting off his career by winning the 2005 Young<br />

Concert Artists Auditions as well as the Peter Jay<br />

Sharp Award and the Washington Performing Arts<br />

Society Award, Efe Baltacıgil has been conducting<br />

the cello group at the Seattle Symphonic Orchestra<br />

since September 2011. His brother, Fora Baltacıgil,<br />

graduated from the Istanbul University State<br />

Conservatory and Curtis Institute, after which he<br />

began his career at the Istanbul Symphonic Orchestra.<br />

He later played with the Philadelphia Orchestra and<br />

conducted the double bass group at the Minnesota<br />

Orchestra. In 2009, he became the first Turkish artist<br />

to take up post as a member of the Berlin Philharmonic<br />

Orchestra. The brothers embark on duet projects<br />

together and have most recently participated in Yo-Yo<br />

Ma’s The Silk Road Project.<br />

67


68<br />

İstanbul Festivalleri 2012 Yılında Tüm<br />

Hızıyla Devam Edecek<br />

• 31. İstanbul Film Festivali, 31 Mart–15 Nisan tarihleri arasında,<br />

• 18. İstanbul Tiyatro Festivali, 10 Mayıs–5 Haziran tarihleri arasında,<br />

• 40. İstanbul Müzik Festivali, 31 Mayıs–29 Haziran tarihleri arasında,<br />

• 19. İstanbul Caz Festivali, 2–19 Temmuz tarihleri arasında,<br />

• 7. Leyla Gencer Şan Yarışması, 15–20 Eylül tarihleri arasında,<br />

• 11. Filmekimi, 6–14 Ekim tarihleri arasında,<br />

• İlk İstanbul Tasarım Bienali, 13 Ekim–12 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek.<br />

40 yılda sayılarla İstanbul Kültür Sanat Vakfı<br />

Geçen 40 yılda, İKSV’nin düzenlediği İstanbul Müzik, Film, Tiyatro ve Caz Festivalleri<br />

ile İstanbul Bienali’ni 8,5 milyon kişi takip etti.<br />

• İstanbul Film Festivali: 30 festivalde 109 ülkeden 2.514 yönetmenin 3.767 filmini<br />

3.197.000 sinemasever izledi.<br />

• İstanbul Tiyatro Festivali: 17 festivalde, 4.500’e yakın sanatçının 469 performansını<br />

375.000 seyirci izledi.<br />

• İstanbul Müzik Festivali: 39 festivalde 40.000’i aşkın sanatçının 2.835 gösterisini<br />

3.360.000 seyirci izledi.<br />

• İstanbul Caz Festivali: 18 festivalde 4.000’i aşkın sanatçının 500 konserini 600.000<br />

müziksever dinledi.<br />

• İstanbul Bienali: 12 bienalde 1.000 sanatçı ve sanatçı kolektifinin 3.000’e yakın<br />

yapıtını 750.000 kişi gezdi.<br />

İstanbul Festivals are Continuing in 2012<br />

with Full Speed<br />

• 31 st Istanbul Film Festival, March 31–April 15,<br />

• 18 th Istanbul Theatre Festival, May 10–June 5,<br />

• 40 th Istanbul Music Festival, May 31–June 29,<br />

• 19 th Istanbul Jazz Festival, July 2–19,<br />

• 7 th Leyla Gencer Singing Contest, September 15–20,<br />

• 11 th Filmekimi Film Festival, October 6–14,<br />

• 1 st Istanbul Design Biennial, October 13–December 12.<br />

The Istanbul Foundation for Culture and Arts:<br />

40 Years in Numbers<br />

In the past 40 years, 8.5 million people have attended the Music, Film, Theatre and<br />

Jazz Festivals organized by İKSV:<br />

• Istanbul Film Festival: 3,197,000 film lovers watched 3,767 films by 2,514<br />

directors from 109 countries at 30 festivals.<br />

• Istanbul Theatre Festival: 375,000 theatre-goers attended 469 shows by 4,500<br />

artists at 17 festivals.<br />

• Istanbul Music Festival: 2,835 performances by 40,000 artists were watched by<br />

3,360,000 guests at 39 festivals.<br />

• Istanbul Jazz Festival: 18 festivals hosted 500 concerts by 4,000 artists,<br />

attended by 600,000 music lovers.<br />

• Istanbul Biennial: 3,000 works by 1,000 artists and artist groups were seen by<br />

750,000 visitors at 12 biennials.


70<br />

NEWS<br />

DQ HABERLER NEWS<br />

DEDEMAN ANKARA’DAN<br />

İŞ DÜNYASINI<br />

RAHATLATAN ÇÖZÜM:<br />

EXECUTIVE LOUNGE!<br />

İş dünyasının yoğun ve stresli temposunu yakından izleyen<br />

<strong>Dedeman</strong> Ankara, Executive katta ve suit odalarda konaklayan<br />

misafirlerinin kendilerini daha iyi hissetmeleri için Executive<br />

Lounge hizmetini uygulamaya koydu.<br />

Executive katı ve suit odaları tercih eden konuklar , Executive<br />

Lounge’da sabah kahvaltılarını haberleri izleyerek ve gazetelerini<br />

okuyarak yapabilirken, öğlen ve akşam sunulan zengin<br />

ikramlardan da yararlanabilmekteler.<br />

<strong>Dedeman</strong> Ankara’nın 7. katında yer alan Executive Lounge; hafta<br />

içi 06:30’dan 22:00’a kadar, hafta sonu ise 07:00’dan 22:00’a<br />

kadar hizmet sunuyor.<br />

Executive Lounge’da sunulan günlük hizmetler ise;<br />

Executive kahvaltı (06.30 - 11.00),<br />

Öğleden sonra çay-kahve ve kurabiye (12.00 - 14.30),<br />

Yemek öncesi aperatif ve kokteyl (17.30 - 19.30),<br />

Akşam aperatif ve içecek servisi (20.00 – 22.00).<br />

İş dünyasının ihtiyaçlarına yönelik düzenlemeler yapan <strong>Dedeman</strong><br />

Ankara’nın Executive katta ve suit odalarda konaklayan misafirleri<br />

için sunduğu rahatlatıcı hizmet ve servisleri arasında; müsaitlik<br />

durumuna göre erken giriş ve geç çıkış ayrıcalığı, giriş gününde<br />

ücretsiz bir takım elbise ve iki gömlek ütü servisi, Executive<br />

Lounge’da ve odada ücretsiz internet imkanı, Executive Lounge’da<br />

sunulan dergi, kitap ve gazetelere ek olarak, odada ücretsiz gazete<br />

servisi bulunmakta.<br />

DEDEMAN ANKARA OFFERS A<br />

RELAXING SOLUTION FOR THE<br />

BUSINESS WORLD: EXECUTIVE<br />

LOUNGE!<br />

<strong>Dedeman</strong> Ankara, who closely tracks the busy and stressful pace<br />

of business life, put into practice Executive Lounge service to<br />

make Executive floor and suit guests feel better. Guests who<br />

prefer Executive floor and suit rooms can have their breakfast<br />

while reading newspapers in the Executive Lounge and in<br />

addition they can benefit from rich offerings at noon and in the<br />

evening.<br />

Executive Lounge is in the 7th floor of <strong>Dedeman</strong> Ankara and<br />

provides services from 06:30 to 22:00 in weekdays and, from<br />

07:00 to 22.00 in weekends.<br />

Daily services provided by Executive Lounge are;<br />

Executive breakfast (06.30 - 11.00),<br />

Tea, coffee and cookie service in the afternoon (12.00 - 14.30),<br />

Appetizers and coctails before dinner (17.30 - 19.30),<br />

Appetizers and beverage service in the evening (20.00 – 22.00).<br />

The additional services in <strong>Dedeman</strong> Ankara for Executive room<br />

and suit room guests also includes late check in and check out<br />

opportunities (depends on the availability), ironing for a suit and<br />

2 shirts in the arrival day, free internet in the room and Executive<br />

Lounge, and daily newspaper service in addition to offered books,<br />

newspapers and magazines in the Executive Lounge.


DEDEMAN HOLDİNG<br />

YÖNETİM KURULU<br />

BAŞKANI MURAT<br />

DEDEMAN’A, CATHIC<br />

2012 LİDERLİK ÖDÜLÜ<br />

VERİLDİ!<br />

DEDEMAN HOLDING<br />

CHAIRMAN MURAT<br />

DEDEMAN HAS<br />

RECEIVED THE<br />

CATHIC 2012<br />

LEADERSHIP AWARD!<br />

Turizm sektörüne yönelik yatırım fırsatlarının ele alındığı Central<br />

Asia and Turkey Hotel Investment Conference (CATHIC), 6 – 8<br />

Şubat 2012 tarihlerinde İstanbul’da düzenlendi. Bu yılki konferans,<br />

Murat <strong>Dedeman</strong>’a turizm sektörüne 40 yılı aşkın süredir sağladığı<br />

katkılar için verilen “CATHIC 2012 Liderlik Ödülü”nü almasıyla son<br />

buldu.<br />

Sektörün üst düzey profesyonellerini bir araya getiren, olası<br />

ortaklıklara zemin hazırlayan ve yeni iş olanaklarının keşfedilmesi<br />

adına önemli fırsatlar sağlayan CATHIC, aynı zamanda global<br />

otel yatırımcılarına ve yöneticilerine yeni anlaşmalara imza atma<br />

fırsatı da tanıyor. Otelcilik, finans, otel işletmesi ve markalaşma<br />

gibi konularda her biri alanında uzman konuşmacıların katıldığı<br />

CATHIC’te aynı zamanda genel sektör analizi, sivil toplum örgütleri<br />

ve kamusal konularda da farklı bakış açıları tartışılıyor.<br />

Sektörün önde gelen 30 önemli CATHIC danışmanının oyları<br />

sonucunda turizm sektörüne kırk yılı aşkın süredir sağladığı katkılar<br />

için CATHIC 2012 Liderlik Ödülü’nü alan Murat <strong>Dedeman</strong>; “Bu<br />

seçkin organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ederim.<br />

<strong>Dedeman</strong> Hotels & Resorts International bu ödül sayesinde bir<br />

kez daha başarısını ortaya koymuştur. Böylesine prestijli bir ödülü<br />

kazanmanın gururunu yaşıyor, tüm çalışma arkadaşlarıma katkıları<br />

için teşekkür ediyorum. Geleneksel <strong>Dedeman</strong> Misafirperverliği<br />

ile dünya standartlarında hizmet veren ve büyüme stratejisi<br />

doğrultusunda 2018 yılına kadar 15’i yeni markamız <strong>Dedeman</strong><br />

Park olmak üzere 55 otele ulaşmayı hedefleyen <strong>Dedeman</strong> Hotels &<br />

Resorts International Türk otelcilik sektörünün lideri olmaya devam<br />

edecek” dedi.<br />

The Central Asia and Turkey Hotel Investment Conference (CATHIC) was held in Istanbul between February 6 and 8,<br />

2012. At the end of this year’s conference, Murat <strong>Dedeman</strong> was awarded with the “CATHIC 2012 Leadership Award” for<br />

his contributions to the tourism industry for over 40 years.<br />

CATHIC brings together the sector’s top-tier professionals, lays the groundwork for potential partnerships and explores<br />

new business opportunities as well as allowing global hotel managers and investors to sign new agreements. In addition to<br />

presentations by experts in hospitality, finance, hotel management and branding, CATHIC also holds discussions on various<br />

topics like general sector analysis, non-governmental organizations and various public matters.<br />

Following a vote held among the 30 leading CATHIC advisers, Murat <strong>Dedeman</strong> has received this year’s CATHIC Leadership<br />

Award for his work in the tourism sector for over four decades. <strong>Dedeman</strong> comments, “I would like to extend my gratitude<br />

to everyone who works at this prominent organization. Thanks to this award, <strong>Dedeman</strong> Hotels & Resorts International has<br />

once again proven its success. I am proud that this honor has been bestowed upon us and thank all my colleagues for their<br />

hard work. <strong>Dedeman</strong> Hotels & Resorts International will continue to lead Turkey’s hospitality sector, providing world class<br />

service with its Traditional <strong>Dedeman</strong> Hospitality and its plan to have 55 hotels operating by 2018 with 15 of these hotels<br />

belonging to <strong>Dedeman</strong>’s new brand <strong>Dedeman</strong> Park, in accordance with our growth strategy.”<br />

71


72<br />

DQ HABERLERNEWS<br />

DEDEMAN<br />

KONYA HOTEL &<br />

CONVENTION CENTER,<br />

TRIPADVISOR’IN<br />

“TÜRKİYE’NİN EN<br />

İYİ 25 LÜKS OTELİ”<br />

LİSTESİNDE 7. SIRADA<br />

YER ALDI!<br />

<strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention Center, başarısını<br />

bir kez daha kanıtlayarak, dünyanın en büyük seyahat -<br />

yorum sitesi TripAdvisor’da tamamen kullanıcı oylarıyla<br />

belirlenen Türkiye’nin En İyi 25 Lüks Oteli listesinde 7.<br />

Sırada yer aldı. Başta iş dünyası olmak üzere uzun süreli<br />

konaklamalar, uluslararası kültür turları, eğlence ve spor<br />

gibi pek çok ihtiyaca kusursuz hizmet anlayışıyla cevap<br />

veren <strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention Center, Orta<br />

Anadolu’nun en büyük kongre merkezli şehir oteli olma<br />

özelliğini taşıyor. Geleneksel <strong>Dedeman</strong> Misafirperverliği<br />

ile ağırladığı konuklarının oylarıyla Tripadvisor tarafından<br />

hazırlanan Türkiye’nin En İyi 25 Lüks Oteli listesinde<br />

7. sırada yer alan otelimizin tüm ekibini kutluyor,<br />

başarılarının devamını diliyoruz.<br />

DEDEMAN KONYA HOTEL & CONVENTION CENTER TOOK<br />

THE 7 TH PLACE IN THE TRIPADVISOR’S “TURKEY’S<br />

25 BEST LUXURY HOTELS LIST”<br />

<strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention Center has proven its success once more and took the 7th place in the Turkey’s 25 Best<br />

Luxury Hotels List prepared by the world’s biggest travel site TripAdvisor, ranked by the users’ votes. <strong>Dedeman</strong> Konya Hotel &<br />

Convention Center meets different demands such as long term accomodations, international cultural tours, entertainment and<br />

sports, with its high quality service; and has the biggest convention center among the hotels located in the Middle Anatolia<br />

Region. We congratulate our team for taking the 7th place in the Turkey’s 25 Best Luxury Hotels List ranked by its guests that<br />

they host with the Traditional <strong>Dedeman</strong> Hospitality, and wish them continued success.


HIGH-SPEED TRAIN<br />

CHANGES THE FACE<br />

OF KONYA<br />

DEDEMAN KONYA’DAN<br />

HIZLI TREN KAMPANYASI<br />

Ankara merkezli şirketlerin ve acentaların, bu eğilimlerine hız<br />

vermek ve Yüksek Hızlı Tren’in kullanımının artmasına katkı<br />

sağlamak adına farklı kampanyalar düzenleyen <strong>Dedeman</strong><br />

Konya Oteli, hızlı tren biletini gösteren misafirlerine, otel<br />

içerisindeki münferit harcamalarında %25 ekstra indirim<br />

imkanı sağlıyor.<br />

HIGH-SPEED TRAIN CAMPAIGN<br />

FROM DEDEMAN KONYA<br />

As a part of the campaign to support Ankara-based<br />

companies and agencies and to contribute to the use of<br />

the high-speed line, <strong>Dedeman</strong> Konya is offering to its<br />

guests a 25 percent discount on all personal expenses<br />

at the hotel who present their train ticket.<br />

HIZLI TREN KONYA’NIN<br />

ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRDİ<br />

Ankara – Konya arası Yüksek Hızlı Tren seferlerinin<br />

başlaması, günübirlik seyahatlerin ve şehirdeki sosyal<br />

hareketliliğin artmasını sağladı. Farklı sektörlerden iş<br />

grupları, periodik toplantılarını Ankara’dan gelip, Konya’da<br />

gerçekleştiriyorlar. Bu gruplar, toplantı programlarına<br />

Mevlana Müzesi ziyareti, şehir turu gibi etkinlikleri ilave<br />

ediyorlar.<br />

The opening of the high-speed rail link between Ankara<br />

and Konya has livened up daily travel and social life in<br />

the city. Various business groups from different sectors<br />

come from Ankara to Konya to conduct their periodic<br />

meetings. These groups are adding visits to the Mevlana<br />

Museum and city tours to their official program.<br />

73


74<br />

DQ HABERLERNEWS<br />

EN İYİ TOPLANTI<br />

OTELİ ÖDÜLÜ<br />

DEDEMAN<br />

KONYA’NIN<br />

Orta Anadolu’nun en büyük kongre merkezli şehir oteli<br />

olan <strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention Center, Haliç<br />

Kongre Merkezi’nde 10 Şubat 2012 tarihinde gerçekleştirilen<br />

“1.Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri”nde, sağlık, bilişim,<br />

otomotiv, iletişim gibi farklı sektörlerden önemli isimlerin jüri<br />

üyeliği yaptığı değerlendirmede “Anadolu-Karadeniz Bölgesi En<br />

İyi Toplantı Oteli Ödülü”ne layık görüldü.<br />

Yarışmaya katılan otellerin, konumu, iş merkezlerine yakınlığı,<br />

profesyonel iş gücü, toplantı olanakları, teknolojik ve doğaya<br />

dost alt yapıları gibi farklı kriterlerin değerlendirildiği<br />

yarışmada, ödül, <strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention Center<br />

Genel Müdürü Recep Altınok’a verildi.<br />

Ödülü alan <strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention Center<br />

Genel Müdürü Recep Altınok yaptığı konuşmada; “Bu<br />

başarımızın Konya’nın kongre turizminde söz sahibi olmasına<br />

büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Aldığımız ödül<br />

<strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention Center ve <strong>Dedeman</strong><br />

Grubu’na ait olmasının yanı sıra Türkiye’nin hızla gelişen ve<br />

örnek şehir niteliğindeki kentimiz Konya’nın da başarısını<br />

simgeliyor. Alman filozof Friedrich Hegel, dünya insanlık<br />

tarihini derinden etkileyen unsurun, insanoğlunun en büyük<br />

arzusunun ‘kabul görmek’ olduğunu söylüyor. Hz. Pîr’in<br />

memleketi Konya’dan bizleri kabul gördüğünüz için teşekkür<br />

ederiz” dedi.<br />

BEST MEETING HOTEL AWARD<br />

GOES TO DEDEMAN KONYA<br />

<strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention Center, the largest<br />

conference-centered city hotel in middle Anatolia,<br />

received the award for “Best Meeting Hotel in the<br />

Anatolian-Black Sea Region” during the “1st Congress,<br />

Meeting and Event Awards” held at Haliç Congress Center<br />

on February 10, 2012, with important figures from the<br />

health, informatics, automotive and communication<br />

sectors serving as jury members. Hotels participating<br />

in the competition were evaluated based on different<br />

criteria such as location, proximity to business centers,<br />

professional workforce, meeting resources as well as<br />

technology- and nature-friendly infrastructures. The<br />

award was given to <strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention<br />

Center General Manager Recep Altınok.<br />

In his speech, <strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention<br />

Center General Manager Recep Altınok said, “I believe<br />

that this accomplishment will greatly benefit Konya in<br />

having a say on conference tourism in Konya. In addition<br />

to belonging to <strong>Dedeman</strong> Konya Hotel & Convention<br />

Center and <strong>Dedeman</strong> Group, the award we’ve received<br />

also signifies the success of Konya, Turkey’s rapidly<br />

developing exemplary city. German philosopher Friedrich<br />

Hegel says that the element most deeply affecting the<br />

history of humanity, mankind’s greatest desire is to ‘be<br />

accepted.’ We are very thankful that you accepted us from<br />

Konya, the city of Hz. Pîr.”


DEDEMAN ANTALYA<br />

HOTEL & CONVENTION<br />

CENTER -<br />

4. ULUSLARARASI<br />

ALTIN KEP AŞÇI<br />

YARIŞMASI ÖDÜLLERİ<br />

<strong>Dedeman</strong> Antalya, Otel Ekipmanları Fuarı ‘nda bu yıl dördüncüsü<br />

düzenlenen Uluslararası Altın Kep Aşçı Yarışması’da Ödülleri<br />

topladı. Otel Ekipmanları , 23. Uluslararası Konaklama , Ağırlama<br />

İkram Sektörü Ekipmanları ve Dekorasyonu İhtisas Fuarı ‘nda<br />

bu yıl 4. sü düzenlenen Uluslararası Altın Kep Aşçı Yarışması’da<br />

<strong>Dedeman</strong> Antalya Hotel & Convention Center mutfak ekibi Güzel<br />

Sanatlar Dalında 1. Lik , Mini Soğuk Büfe Sunumu dalında 2.’lik ,<br />

Genç Aşçılar Dalında 3. lük ödülünü aldı.<br />

Türkiye Aşçılar Federasyonu ve Antalya Şefler Birliği tarafından<br />

düzenlenen yarışmaya <strong>Dedeman</strong> Antalya Hotel & Convention<br />

Center ekibi Mutfak Güzel Sanatlar Dalında, Grup Lideri Aziz<br />

Yanardağ ( Su Şef ), Yücel Seymen (Demi Şef) ve Uğur Erkan<br />

Mini Soğuk Büfe Sunumu Dalında, Grup Lideri İsa Çelik (Aşçı),<br />

Veli Erdoğan(Demi Şef), Cihan Kahrıman (Aşçı yardımcısı)<br />

Genç Aşcılar Dalında Ramazan Can Vurar (Aşçı Yardımcısı) ile<br />

katıldı. Mutfak Güzel Sanatlar Dalında 1. lik , Mini Soğuk Büfe<br />

Sunumu dalında 2.’lik , Genç Aşçılar Dalında 3. lük ödülünü alan<br />

ekipleri ilk olarak <strong>Dedeman</strong> Antalya Hotel & Convention Center’ın<br />

Executive Chef ‘i Ali Doğan kutladı.<br />

DEDEMAN ANTALYA HOTEL &<br />

CONVENTION CENTER – 4TH<br />

INTERNATIONAL GOLDEN CAP<br />

COOK’S COMPETITION AWARDS<br />

<strong>Dedeman</strong> Antalya took prizes home at the 4th International<br />

Golden Cap Cook’s Competition Awards held at the<br />

Hotel Equipment Fair. This year, the Hotel Equipment,<br />

23rd International Hospitality Industry Equipments &<br />

Decoration Exhibition hosted the 4th International Golden<br />

Cap Cook’s Competition. <strong>Dedeman</strong> Antalya Hotel &<br />

Convention Center’s kitchen crew got the first place prize<br />

in the Fine Arts branch, second place in the Mini Cold<br />

Buffet Service branch and third place in the Young Cooks<br />

branch.<br />

The competition was hosted by the All Cooks Federation<br />

of Turkey and Antalya Chefs Association. <strong>Dedeman</strong><br />

Antalya Hotel & Convention Center participated with<br />

group leader Aziz Yanardağ (Sous Chef), Yücel Seymen<br />

(Demi Chef) and Uğur Erkan for the Kitchen Fine Arts<br />

branch; group leader İsa Çelik (Cook), Veli Erdoğan<br />

(Demi Chef) and Cihan Kahrıman (Assistant Chef) for<br />

the Mini Cold Buffet Service branch and Ramazan Can<br />

Vurar (Assistant Chef) for the Young Cooks branch. The<br />

teams received first place in the Kitchen Fine Arts branch,<br />

second place in the Mini Cold Buffet Service branch and<br />

third place in the Young Cooks branch. The first person<br />

to celebrate the crew was <strong>Dedeman</strong> Antalya Hotel &<br />

Convention Center Executive Chef Ali Doğan.<br />

75


76<br />

DQ HABERLERNEWS<br />

“MEHMET KEMAL<br />

DEDEMAN ARAŞTIRMA<br />

VE GELİŞTİRME PROJE<br />

YARIŞMASI” ÖDÜLLERİ<br />

SAHİPLERİNİ BULDU<br />

<strong>Dedeman</strong> Topluluğu’nun kurucusu Mehmet Kemal<br />

<strong>Dedeman</strong>’ın anısını yaşatmak ve ilkelerini geleceğe<br />

taşımak adına her yıl düzenlenen “Mehmet Kemal<br />

<strong>Dedeman</strong> Araştırma ve Geliştirme Proje Yarışması’nın<br />

bu yıl 8’incisi düzenlendi. <strong>Dedeman</strong> İstanbul’da 10 Şubat<br />

2012 tarihinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul<br />

Günay’ın da katılımıyla gerçekleşen ödül töreninde<br />

madencilik alanında “Türk Madenciliğini Geliştirmeye<br />

Yönelik Araştırma ve Projeler” ve turizm alanında “İnsan<br />

kaynakları, Eğitim ve İstihdam” olmak üzere iki dalda<br />

yarışan projelerin kazananları belli oldu. Seçici kurulun<br />

kararı sonucunda birinci seçilen her iki dalın proje<br />

sahibine 20’şer bin TL ödül verildi.<br />

THE “MEHMET KEMAL<br />

DEDEMAN RESEARCH AND<br />

DEVELOPMENT PROJECT<br />

COMPETITION” AWARDS<br />

FOUND THEIR RECIPIENTS<br />

This year the 8th “Mehmet Kemal <strong>Dedeman</strong> Research and<br />

Development Project Competition,” held annually to keep alive the<br />

memory of Mehmet Kemal <strong>Dedeman</strong>, founder of <strong>Dedeman</strong> Group,<br />

and to carry his principles to the future. The award ceremony was<br />

held at <strong>Dedeman</strong> İstanbul on February 10, 2012 with the participation<br />

of the Minister of Culture and Tourism, Ertuğrul Günay. Winners<br />

were selected among the projects competing in two categories,<br />

“Projects for the Development of Mining in Turkey” for mining<br />

projects and “Human Resources, Education and Employment”<br />

for tourism projects. The first-place winner from each category,<br />

determined by the jury committee, received 20 thousand TL.


Madencilik dalında ödül kazananlar<br />

Birincilik Ödülü: “Siklojet Flotasyon Hücresi”<br />

projesiyle Hasan Hacıfazlıoğlu. İkincilik Ödülü:<br />

“Altın İçeren Refrakter Arsenopirit Cevherinden Altın<br />

Kazanımı: Flotasyon, Fiziksel – Isıl Ön İşlemler ve<br />

Siyanürizasyona Etkisi” projesiyle Doç. Dr. Abdullah<br />

Seyrankaya.<br />

Üçüncülük ödülü: “İnce Taneli Feldspat Atıklarının<br />

Jameson Flotasyon Teknolojisiyle Değerlendirilmesi”<br />

projesiyle Doç Dr. Cengiz Karagüzel, Gülşah<br />

Çobanoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Oktay Şahbaz.<br />

Turizm dalında ödül kazananlar<br />

Birincilik Ödülü: “Mutfak Sanatlarını ve<br />

Yönetimini Kurumsallaştırma Amaçlı Mesleki Eğitim<br />

Örgütlemesi” projesiyle Mümtaz Peker. İkincilik<br />

Ödülü: “Profesyonel Turist Rehberlerine Yönelik<br />

Tarih – Turizm İşbirliği ile Yaşayan Tarih Uzmanlık<br />

Eğitimleri” projesiyle Azade Özlem Çalık ve Emel<br />

Kılıç.Üçüncülük Ödülü: “Konaklama İşletmeleri İçin<br />

Bilgisayar Tabanlı Hizmet İçi Eğitim Modülü Projesi”<br />

ile Yrd. Doç. Dr. Aziz Gökhan Özkoç, Hakan Kendir<br />

ve Merve Tuncel.<br />

Award winners in the mining category<br />

First-Place Prize: Hasan Hacıfazlıoğlu for his project,<br />

“Cyclojet Flotation Cell” Second-Place Prize: Doç. Dr.<br />

Abdullah Seyrankaya for his project, “Acquiring Gold from<br />

Refractor Arsenopyrite Gem Containing Gold: Effects on<br />

Flotation, Physical – Heat Pre-Treatments and Cyanurization”<br />

Third-Place Prize: Doç Dr. Cengiz Karagüzel, Gülşah<br />

Çobanoğlu and Yrd. Doç. Dr. Oktay Şahbaz with their project,<br />

“Utilizing Small-Grained Feldspar Waste with the Jameson<br />

Flotation Technology”<br />

Award winners in the tourism category<br />

First-Place Prize: Mümtaz Peker with his project,<br />

“Vocational Education Organization to Institutionalize Culinary<br />

Arts and Their Management”<br />

Second-Place Prize: Azade Özlem Çalık and Emel Kılıç<br />

with their project, “Living History Expertise Training for<br />

Professional Tour Guides with the Collaboration of History<br />

and Tourism” Third-Place Prize: Yrd. Doç. Dr. Aziz Gökhan<br />

Özkoç, Hakan Kendir and Merve Tuncel with their project,<br />

“Computer-Based Intra-Service Education Module Project for<br />

Lodging Institutions”<br />

77


78<br />

DQ HABERLERNEWS<br />

DEDEMAN “PARK”<br />

İLE BÜYÜYOR<br />

Uluslararası arenada faaliyet gösteren <strong>Dedeman</strong> Hotels & Resorts<br />

International’ın daha önceki “ilk”lerine bir yenisini daha ekleyerek<br />

hayata geçirdiği ikinci markası DEDEMAN PARK’ın basın<br />

toplantısında yeni otel konseptini değerlendiren <strong>Dedeman</strong> Hotels &<br />

Resorts International CEO’su Tamer Yürükoğlu “Son yıllarda seyahat<br />

alışkanlıklarında ve özellikle iş seyahatlerindeki tercihlerde değişim<br />

yaşanıyor. İş dünyasının içinde bulunduğu “zaman” ve “maliyet”<br />

sıkıntısının sonucu olarak ortalama 1 ½ güne inen iş amaçlı seyahatler<br />

nedeniyle misafirlerimiz 5 yıldızlı bir otelin sunmuş olduğu hizmetlerin<br />

büyük bölümünden yararlanamıyor ama parasını ödemek zorunda<br />

kalıyor. Biz de iş dünyasının değişen seyahat alışkanlıklarnı gözeterek<br />

ve Anadolu’nun ikincil kentlerinde oluşan potansiyeli değerlendirerek<br />

<strong>Dedeman</strong> Park konseptini geliştirdik” dedi.<br />

Her bir detay özenle ele alındı<br />

<strong>Dedeman</strong> Park otelleri sade ve modern tasarımı kadar yüksek<br />

teknolojiyle donatılan çevre dostu özellikleriyle de farkını ortaya<br />

koyuyor. 100-150 oda kapasiteli yapılarda ileri teknolojiyle donatılmış<br />

toplantı odaları, business center, fitness center, zengin Türk kahvaltısı<br />

dışında öğlen ve akşam yemeği servisi de veren restoran ile lobi bar ve 7<br />

/ 24 hizmet veren Bakk-Al hizmetleri yer alıyor.<br />

İlk otel Mart’ta Denizli’de<br />

İlk <strong>Dedeman</strong> Park uygulaması Mart 2012’de Denizli’de<br />

gerçekleştiriliyor. <strong>Dedeman</strong> Park Denizli; 114 superior, 6 Deluxe<br />

olmak üzere 120 oda ve 240 yatak kapasitesine sahip olacak. Restoran,<br />

3 toplantı salonu ve bölünebilir 300 kişilik balo salonu gibi özelliklerle<br />

öne çıkan <strong>Dedeman</strong> Park Denizli, şehir merkezine yakın konumuyla da<br />

avantaj sağlıyor.<br />

<strong>Dedeman</strong> Hotels & Resorts International yurt içi ve yurt dışı büyüme<br />

stratejisi doğrultusunda 2018 yılında 55 otele ulaşmayı hedefliyor. Söz<br />

konusu 55 otelin 15’inin <strong>Dedeman</strong> Park oteli olması planlanıyor.<br />

DEDEMAN IS GROWING<br />

WITH “PARK”<br />

<strong>Dedeman</strong> Hotels & Resorts International, with its experience in hotel<br />

business, has created a new concept: <strong>Dedeman</strong> Park, taking business<br />

world’s trend in travel habits and demands into consideration. <strong>Dedeman</strong><br />

Hotels & Resorts International’s CEO Tamer Yürükoğlu evaluated the<br />

new concept during the press meeting and stated, “In recent years,<br />

there has been a shift in travel habits and preferences during business<br />

travels. The business world need to be both “time” and “cost” efficient<br />

at all times, and therefore, the business travels now last 1 ½ days. Due<br />

to their short term visits, our guests usually do not have the time to<br />

experience all the benefits of a five-star hotel but still pay for them. On<br />

the other hand, the business investments now outspread all around<br />

Turkey parallel to the developing economy, increase both the welfare<br />

and the number of travels these regions receive. We developed the<br />

<strong>Dedeman</strong> Park concept by evaluating the shifting travel demands of the<br />

business world and the potential at the cities of Anatolia.”<br />

Every detail diligently attended to<br />

<strong>Dedeman</strong> Park Hotels differentiate from others with the simplicity and<br />

modern design, high-tech, environment-friendly features as well as the<br />

high quality select service from the non-required aspects. <strong>Dedeman</strong> Park<br />

Hotels’ architectural plans are standardized in a way that all the hotels<br />

will have 100 – 150 guest rooms, high tech meeting rooms, business<br />

center, fitness center, restaurant serving Turkish breakfast, lunch and<br />

dinner, lobby bars. <strong>Dedeman</strong> Park Hotels will not have room service,<br />

however a small outlet called Bakk-Al that will serve 24/7.<br />

The first hotel opens in Denizli in March<br />

The first <strong>Dedeman</strong> Park Hotel which will have 114 superior and 6 deluxe<br />

rooms will be opened in Denizli in March 2012. The hotel, which has the<br />

advantage of its nearby city center location, will host its guests with its<br />

restaurant, 3 meeting rooms and dividable ballroom with the capacity of 300.<br />

As a growing strategy <strong>Dedeman</strong> Hotels & Resorts International is<br />

planning to reach 55 hotels by 2018. And 15 of these 55 hotels will be<br />

<strong>Dedeman</strong> Park Hotel.


Aşkın Tarihi DQ<br />

History of Love<br />

Taksinin aynası, binanın yüzyıllık duvarına sürtünerek,<br />

tarihi bir kalıntının sorumluluğunu üzerine alarak,<br />

geçmiş yolları göstermeye devam etti. Taksi şoförünün<br />

ağzından bir anda yuvarlak harflerle dolu bir küfür<br />

havaya karıştı. Sonra utanarak bana dikiz aynasından<br />

baktı ve “Mi scusi” dedi… Ben de hafif bir tebessüm<br />

ve kafamı öne eğerek özrünü kabul ettiğimi belli<br />

ettim. Roma; dar sokakları kadar, duygularını dışarıda<br />

yaşayan insanlarıyla da ünlü bir şehirdir. Fonetik dilleri<br />

ile birleştirdikleri ateşli ifadeleri sayesinde neredeyse<br />

gürültülü diyebileceğimiz konuşmalar, bütün şehrin<br />

sokaklarında, restoranlarında yankılanır. Bu müthiş<br />

enerjiyi unutmaksa neredeyse imkânsızdır.<br />

Buraya ilk defa 1998 yılında gelmiştim. Hayatını<br />

şekillendirme güdüsünün ve özgürlük hayallerinin en<br />

baskın olduğu o yıllarda, tası tarağı toplayıp burada<br />

bohem bir başlangıç yapmak istediğimi hatırlıyorum.<br />

Bohem kelimesiyle başlayamadığım ilişkimin bitişi de<br />

yine o yıllara denk geliyordu herhalde… Sonrasında<br />

bildiğimi okuyarak, kariyerimi pamuklu iplerle<br />

renklenmiş bir kozanın içinde büyütmeyi tercih<br />

ettim. Bir tekstil firmasında uzun dönem çalışmalarım<br />

sayesinde üst düzey yönetici sıfatımı, pirinç bir levha<br />

üzerine kazıtarak masamın sol ucuna yerleştirdim. Bir<br />

iş toplantısı için geldiğim Roma’da 21 yaşındaki kızdan<br />

eser olmadığını görmek pek zor olmadı. Kaldığım<br />

otele çantalarımı bırakıp, üzerimi değiştirdim. Genç<br />

bir kızken Romalı orta yaş kadınların şıklığından ne<br />

kadar etkilendiğimi hatırlıyorum. Ben de artık orta yaş<br />

bir kadın olduğuma göre saten bir elbise ve seksi ince<br />

topuklu bir ayakkabı giyebilirdim. Bugünü kendime<br />

ayırmıştım. O yüzden vakit kaybetmeden rotamı<br />

Via Condotti’ye yönelttim. Burası Roma’nın en şık<br />

mağazalarıyla süslenmiş ve modanın heyecan seviyesini<br />

yükselten tasarımlarla dolu bir caddedir. Biraz dolaşıp,<br />

kendimi şımarttıktan sonra, 18. Yüzyıldan beri ayakta<br />

Y A Z I - W O R D S : B E G Ü M A H U A Ğ L A Ç<br />

The taxi’s side mirror dragged across a centuries-old<br />

facade of a building, collecting historic dust and residue<br />

and leaving behind it a visible trail. The taxi driver<br />

swore melodically and, embarrassed, glanced at me in<br />

his rear-view mirror and said “Mi scusi.” I accepted<br />

his apology with a slight smile and a nod. Rome is<br />

as famous for its narrow streets as it is for its people’s<br />

tendency to externalize their emotions. Italian phonetics<br />

combined with fiery turns of speech result in fairly loud<br />

conversations that take place everywhere from sidewalks<br />

to restaurants. There is an unforgettable energy to this<br />

city.<br />

I first came here in 1998. I remember hoping for a new<br />

bohemian start in those years when the life-shaping<br />

instinct and dreams of freedom were at their strongest.<br />

The relationship I wouldn’t exactly refer to as bohemian<br />

also began and ended during these years. Afterwards,<br />

I chose to study what I knew and cultivate my career<br />

in a cocoon of colorful cotton yarn. After long years<br />

of laboring in a textile firm, I worked my way up to<br />

senior executive, a title I had engraved on a brass sign<br />

that sits at the left corner of my desk. This time, when I<br />

came to Rome for a business meeting, it wasn’t hard to<br />

see that there was no sign of the 21-year-old girl.<br />

Ö Y K Ü - S T O R Y 79


80<br />

kalmış bir cafe olan Caffe Greco’nu kahve kokulu<br />

masalarından birine oturdum. Macchiato’mdan bir<br />

yudum almıştım ki, arkamdan gelen bir erkek sesinin<br />

benim adımı söylediğini duydum. Roma’da biri “Serra”<br />

diyor olabilir miydi?<br />

“Hey Serra, e che tu?” – (Serra bu sen misin?)<br />

Kafamı şaşkınlıkla arkama doğru çevirdiğimde, uzun<br />

boylu yakışıklı bir adamın, merakla bana doğru<br />

yaklaştığını gördüm. Bu Alessandro olabilir miydi? Onca<br />

yıldan sonra?<br />

“Alex? İnanmıyorum bu sen misin?<br />

Güçlü bir sarılma ve şaşkınlıktan sonra, Alex’le<br />

(Alessandro’ya ben hep böyle seslenirdim) masaya<br />

oturduk. Onunla bundan 20 yıl önce İstanbul’da ortak<br />

bir arkadaşımız sayesinde tanışmış ve 1 seneye yakın<br />

bir süre çıkmıştık. Tabii ayrı dünyaların insanı olmak<br />

o yaşlarda daha kolay oluyordu. Hayatlarına yeni<br />

başlamış, parasız pulsuz aşıklardık. Telefon parası ve<br />

görüşememek gibi sorunları aşamadığımız için ayrılmak<br />

zorunda kalmıştık.<br />

“Oh Dio, hala hatırladığım kadar güzelsin” dedi<br />

gözlerime o hiç unutmadığım İtalyanlara özgü romantik<br />

bakışla bakarak…<br />

“Sen de öyle Alex. Üstelik hala bir kadınla nasıl<br />

konuşman gerektiğini iyi biliyorsun” dedim<br />

gülümseyerek.<br />

Alex’le Greco’nun artık az duyan duvarlarına<br />

hikâyemizi duyurabilmek için bağıra bağıra, kahkaha<br />

atarak üzerinden geçtik senelerin. O kısa bir süre<br />

evlenmiş ama yürütememişti. Bense evlenme kısmına<br />

gelemeden Nişan’ı atmıştım. Şimdi ikimiz de yalnız ve<br />

Roma’daydık.<br />

“Serra, benim halletmem gereken bir işim var ama<br />

akşam seni mutlaka yemeğe götürmek istiyorum. Hayır’ı<br />

da kabul etmiyorum. Anlaştık mı?”<br />

“Va bene. Beni otelimden saat 8’de alabilirsin o zaman”.<br />

Otele döndüğümde başım dönüyordu. Heyecanım<br />

başıma mı vurmuştu yoksa tadına baktığım muhteşem<br />

kırmızı şarap kanıma mı karışıyordu? Saatim<br />

buluşmamıza tam 2 saat 10 dakika olduğunu söylüyordu.<br />

Güzel bir duşun ardından biraz dinlendikten sonra<br />

yeni aldığım pudra rengi Valentino elbisemi üzerime<br />

geçirdim. Hafif bir makyaj yaptıkta sonra, mini bardaki<br />

küçük şampanya şişesini açıp, odanın duvarlarını okşayan<br />

romantik müziği biraz serinlettim. Kulaklarım kıpkırmızı<br />

olmuştu. Alex’i ilk gördüğüm günü düşündüm. Elim<br />

ayağıma dolaşmış, ona baktığımı anlamasın diye ‘cool’<br />

kızı oynamıştım. Uzun bir süre kaçmıştım ondan. O<br />

yakışıklı bir İtalyan erkeğiydi ve benimle gerçekten<br />

ilgilenip ilgilenmediğini anlamak için uzun süreli testlere<br />

tabii kalmıştı. Şimdi bir otel odasında neredeyse aynı<br />

duyguları yaşıyor olmak garip ama bir o kadar da<br />

çekiciydi.<br />

Roma tarihi benim için değişmek üzereydi bunu fark<br />

ediyordum. 20 yaşında bir genç kızın elinden aşkını alan<br />

Kış ayına inat, 38 yaşında o aşkı bir bahar ayında geri<br />

almaya gelmiştim Roma’ya…<br />

I dropped my luggage off at the hotel and changed.<br />

I remembered how impressed I was by the impeccably<br />

groomed middle-aged Italian ladies when I was a young<br />

woman. Now a middle-aged woman myself, I could<br />

put on a satin dress and sexy heels. I planned to devote<br />

the day to myself, so I headed to Via Condotti without<br />

wasting time. It’s the ultimate street in Rome to go for<br />

luxury boutiques and high fashion. After exploring it<br />

for a while and spoiling myself a bit, I sat down at a<br />

coffee table at Caffe Greco, which dates back to the 18th<br />

century. I was sipping my Macchiato when I heard a<br />

man’s voice behind me calling my name. Could someone<br />

in Rome really be saying “Serra?”<br />

“Hey Serra, e che tu?” – (Serra, is that you?)<br />

Surprised, I turned to look and saw a tall, handsome man<br />

moving towards my table. Could this be Alessandro? After<br />

all these years?<br />

“Alex? I don’t believe it, is this really you?”<br />

After a bewildered embrace, Alex (that’s how I would<br />

always call Alessandro) and I sat down at my table. We<br />

had met in Istanbul 20 years ago through a mutual<br />

friend and dated for almost a year. Of course, being from<br />

different worlds was easy back then. We were penniless<br />

lovers whose lives had just begun. We broke up because we<br />

had no money for phone calls or plane tickets.<br />

“Oh Dio, you’re still just as beautiful as I remembered,”<br />

he said, looking into my eyes in that very special romantic<br />

way that only Italians seem to have mastered.<br />

“As are you, Alex. And you still know how to talk to a<br />

woman,” I said with a smile.<br />

As if determined to make even the now-deaf ancient<br />

stone walls of Greco hear our story, Alex and I spoke and<br />

laughed loudly as we reminisced and filled in the gaps.<br />

He had married but it hadn’t worked out. I had been<br />

engaged but broke it off. We were both in Rome, and we<br />

were both single.<br />

“Serra, I have to take care of several things but I want to<br />

take you out to dinner tonight and I won’t accept ‘no’ for<br />

an answer. Deal?”<br />

“Va bene. You can pick me up at my hotel at 8”.<br />

My head was spinning when I got back to my hotel. Was<br />

it the nerves or the amazing red wine? I had exactly two<br />

hours and ten minutes until our appointed time. After a nice<br />

shower, I put on my new powder-colored Valentino gown. I<br />

put on a little make up, took a small bottle of champagne<br />

out of the mini-bar and put on some romantic music to grace<br />

the room’s walls. My ears turned bright red. I thought of the<br />

day I had first met Alex. I was a ditz, but I played the cool<br />

girl so he wouldn’t notice. Many years had passed since that<br />

day. Whether this handsome Italian man was really interested<br />

in me was up to the test of time. Standing in the middle of a<br />

hotel room, being immersed in all those feelings all over again<br />

was very strange, but just as pleasant.<br />

I felt as if Rome’s history was about to change for me. In spite<br />

of having my love taken away from me in a winter month<br />

as a young woman of 20, I had come to Rome as a woman<br />

of 38 to take back my love in a month of love in a month of<br />

autumn...

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!