07.02.2015 Views

Segment #3 Sergisi'nin broşürü için tıklayınız. - Borusan Contemporary

Segment #3 Sergisi'nin broşürü için tıklayınız. - Borusan Contemporary

Segment #3 Sergisi'nin broşürü için tıklayınız. - Borusan Contemporary

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bengü Karaduman Spot On #5<br />

“GEZEGENLER BİR İPLE BAĞLIYMIŞ BU AĞACA”<br />

Geliştirdiği disiplinlerarası projeleriyle dikkati çeken Bengü Karaduman, <strong>Borusan</strong> <strong>Contemporary</strong><br />

koleksiyonundaki çalışmaları büyüteç altına almayı hedefleyen SPOT ON sergilerinin en genç<br />

sanatçısıdır. Daha önce Manfred Mohr, Ola Kolehmainen, Sol LeWitt, François Morellet gibi uluslararası<br />

çağdaş sanatın usta isimlerinin ağırlandığı SPOT ON dizisinde, ilk kez Türk bir sanatçının <strong>Borusan</strong><br />

<strong>Contemporary</strong>’nin üçüncü ve dördüncü katlarını kapsayan çalışmaları izleyicilere sunuluyor.<br />

Karaduman’ın “Gezegenler Bir İple Bağlıymış Bu Ağaca” isimli projesi, video, animasyon, performans,<br />

heykel, desen ve kolaj tekniklerinden oluşan bir “enstalasyon” karakterine sahip. Sergi, izleyicinin<br />

algısını neden-sonuç ilişkisinden uzaklaştırarak, gökyüzü, yıldızlar ve başka dünyalardan gönderilen<br />

mesajlar üzerine yoğunlaştırmasını hedefliyor. Bu “algı değişikliğini” sağlamak için farklı görsel<br />

deneylere giren sanatçı, hem <strong>Borusan</strong> <strong>Contemporary</strong> koleksiyonundaki işlerini hem de bu sergi için<br />

gerçekleştirdiği çalışmalarını bir araya getirdiğinde, farklı sistemler içinde kendine bir “duruş noktası”<br />

arayan günümüz insanının konumuna dikkati çekiyor.<br />

Karaduman’ın çalışmalarında öteden beri duyumsanan form çeşitliliği, <strong>Borusan</strong> <strong>Contemporary</strong>’deki<br />

sergide, mekâna yapılan direkt müdahalelerle izleyeni daha da kuşatan bir noktaya erişiyor. Serginin<br />

yer aldığı Perili Köşk’ün üçüncü ve dördüncü katları, sanatçının çabalarıyla adeta bir bütün olarak<br />

kavranabilecek yoğunluğa ulaşıyor. Çünkü Karaduman, mimariyi bir tür kabuk olarak yorumlamakla<br />

kalmayıp, bu mekânda çalışan, hayatının önemli bir bölümünü burada geçiren <strong>Borusan</strong>lıların da<br />

katılımıyla “özgürlük istemine” odaklı bir proje gerçekleştiriyor.<br />

Teknolojik gelişmeler, insan hayatını kolaylaştıran öğelerin gölgesinde kalsa da, yaşadığımız modern<br />

dönemde bireyin “ben kim oldum, kendimi nerede buldum, nereye gidiyorum” sorularının önemini her<br />

geçen gün daha da fazla duyumsatıyor. Karaduman, bu sorulara yanıt ararken, tanıklığını yaptığımız<br />

dönemin, bedenlerimizde ve ruhumuzda yarattığı, tanımlayamadığımız rahatsızlıklardan yola çıkıyor.<br />

Sanatçı, rasyonel olmayan bir yöntemle, şamanların hayat ağacı motifinden çıkış alarak, farklı<br />

gezegenlerden, kurgu dünyalarından elde ettiği görüntüleri izleyicilere sunuyor.<br />

Karaduman’ın şaman felsefesi ve mitolojisine olan yaklaşımı, bu sergi için özel olarak geliştirdiği<br />

kavramsal yaklaşım ve performans teknikleri açısından da önemli. Çünkü sergide bir figür olarak<br />

ortaya çıkan şamanlar, hastaları iyileştirmek, dilekleri yerine getirmek gibi görevlerin yanı sıra,<br />

günümüz insanının iç dünyasına ait mesajları ve çığlıkları da dile getiren bir karaktere sahip.<br />

Serginin omurgasını oluşturan video çalışması, Perili Köşk’ün üçüncü ve dördüncü katları arasında<br />

çalışan bir asansörden çıkış alıyor. Bu asansörün kapıları aralandığında ortaya çıkan şamanlar,<br />

değişik elbiseleri, dansları ve ritüelleriyle bir görünüp bir kayboluyor. Karaduman’ın animasyonu,<br />

video tekniklerini kullanarak kurguladığı bu şamanlar ve onların dünyaları, sergideki tüm çalışmaları<br />

birbirine bağlayan bir tür kırmızı kurdele özelliğine sahip. Çünkü sanatçı, teknolojinin bireyin doğa<br />

ile ilişkisini en aza indirgemesine karşı bir tür protesto olarak şamanları ortaya çıkardığında, en<br />

beklenmeyen, en saf, en içsel olanı gündeme getirmiş oluyor. Animist dünya görüşünü temsil eden<br />

şamanlar, insanların acılarına dokundukları ve doğaüstü güçlerin yardımıyla tüm acıların üstesinden<br />

gelebilecek olan direnci, gökyüzünden, yıldızlardan indirerek bir tür “enerji akışı” sağlıyor. Karaduman,<br />

bireyin özgür olma, kendisi olma istemini görsel kodlamalar ve metaforlar aracılığıyla izleyicilere<br />

“imgeler” olarak sunuyor.<br />

Bu imgelerde “ikili öğelerin” kullanıldığını görüyoruz. Serginin birçok motifi, siyah ve beyaz renk<br />

kontrastlarıyla tekrar edilerek, alt-üst, dolu-boş gibi karşıtlık kurgularının sanatçı tarafından “leitmotive”<br />

olarak yorumlandığını görüyoruz. Karaduman, video projeksiyonlarında kullandığı şamanları, serginin<br />

diğer görsel elemanlarında çağrışımlara dayalı olarak kullandığı için, izleyicilere oldukça farklı bir<br />

yorumlama, eşlik etme modeli sunuyor. Simge, işaret, haritalar yardımıyla gök cisimlerinin kuzey<br />

ve güney yarım kürelerdeki konumlarını da etkileyici kolajlarıyla sergiye ekleyen sanatçı, şamanlar<br />

için tasarlamış olduğu elbiseleri de sergiye ilave ettiğinde, izleyicilere neyin gerçek, neyin kurgu<br />

olduğu hakkında ipuçları vermiş oluyor. Bu şaman elbiseleri üzerindeki “uğurlu nesnelerin” bir kısmı,<br />

<strong>Borusan</strong>lılar tarafından sergiye katkı olarak bağışlanmış objelerden oluşuyor.<br />

Karaduman, “Gezegenler Bir İple Bağlıymış Bu Ağaca” sergisiyle, izleyicilere, doğanın kendisiyle<br />

aracısız olarak ilişki kurmayı başarmış “gerçek hayatların” mümkün olduğunu da anımsatıyor.<br />

7

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!