Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ise, size Kendisinden bağıĢlama ve bol ihsan (fazl) vadediyor. Allah (rahmetiyle) geniĢ<br />
olandır, bilendir. (Bakara Suresi, 267-268)<br />
Ancak ayetin devamında da bildirildiği gibi mülkün sahibi olan Allah, Ģeytanın bu zayıf<br />
hilesini boĢa çıkartır ve insanları sonsuz ihsanıyla müjdeler. Allah, gösterdikleri bu üstün ahlakın<br />
bir karĢılığı olarak iman edenlere, dünyevi hiçbir zevkle kıyas edilemeyecek bir manevi lezzet<br />
yaĢatmaktadır. Fedakarlıktan, sabırdan, vefadan, cömertlikten, insaniyetli bir tavırdan ve<br />
sadakatten alınan bu zevkin sınırı yoktur. Allah, HaĢr Suresi‘nde kendi ülkelerine hicret eden<br />
müminlere evlerini çok büyük bir haz ve heyecanla açan, onların her türlü ihtiyaçlarını<br />
kendilerinin de ihtiyacı olmasına rağmen büyük bir zevkle karĢılayan Müslümanların bu üstün<br />
ahlakını övmektedir:<br />
َٜ َٔ ِ دُلَنَ ِٓ صُلدُلَرِ ٌِمْ حَااَةً مّ ِمَّا أُلَتُلُا<br />
ََ الَّذِٔهَ تَ ََُّ ؤُلَا الدَّارَ ََ ْ ِ اٚ ٔمَانَ مِه قَ ْلٍِِمْ ُٔلحِ ُّبُنَ مَهْ ٌَااَزَ ئِلٍَِْٕمْ ََ<br />
أَونُلظٍِِمْ ََ لَُْ كَانَ بٍِِمْ خَلَاصَة ٌف ََ مَه ُٔلُ َ ُلحَّ وَنْظًِِ َأُلَْ لَ ِكَ ٌُلمُل الْمُلنْلِحُلُنَ ََ ُٔلإْثِزُلَنَ عَلَّ<br />
Kendilerinden önce o yurdu (Medine'yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine)<br />
yerleĢtirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen Ģeylerden dolayı içlerinde bir<br />
ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeĢlerini) öz<br />
nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuĢsa, iĢte<br />
onlar, felah (kurtuluĢ) bulanlardır. (HaĢr Suresi, 9)<br />
Tevbe Suresi‘nde ise Allah yolunda çalıĢırken bir imtihan olarak verilen susuzluk,<br />
yorgunluk ve açlığın karĢılığı Ģu Ģekilde bildirilir:<br />
مَا كَانَ ِ ٘ ٌَْلِ الْمَدِٔىَةِ ََ مَهْ حَُْ لٍَُلم مّ ِهَ اَ٘عْزَااِ أَن َٔتَ َلَّنُلُاْ عَه رَّطُلُلِ اّللّ ِ ََ َٜ َٔزْ غَ ُلُاْ بِأَونُلظٍِِمْ عَه وَّنْظًِِ َلِكَ بِأَوٍَُّلمْ َٜ<br />
ُٔللِ ٕ ُلٍُلمْ اَمَأ ٌف ََ َٜ وَلَ ٌف ََ َٜ مَ ْمَلَة ٌف ِٓ طَ ِٕلِ اّللّ ِ ََ َٜ َٔطَإُلَنَ مَُْ طِ ًا َٔ ِٕ ُل الْ ُلنَّارَ ََ َٜ َٔىَالُلُنَ مِهْ عَدُلٍَّء وًَّْٕٝ ئَِّٜ كُلتِ َ لٍَُلم<br />
بًِِ عَمَلٌف صَالِحٌف ئِنَّ اّللّ َ َٜ ُٔلضِ ٕعُل أَاْزَ الْمُلحْظِىِٕهَ<br />
Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, Allah‟ın elçisinden geri kalmaları, kendi<br />
nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakıĢmaz. Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir<br />
susuzluk, bir yorgunluk, „dayanılmaz bir açlık‟ (çekmeleri), kafirleri „kin ve öfkeyle<br />
ayaklandıracak‟ bir yere ayak basmaları ve düĢmana karĢı bir baĢarı kazanmaları<br />
karĢılığında, mutlaka onlara bununla alih bir amel yazılmıĢ olması nedeniyledir. ġüphesiz<br />
Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez. (Tevbe Suresi, 120)<br />
Ayette de bildirildiği gibi Allah yolunda çekilen her sıkıntı Müslüman için Salih amel<br />
hükmündedir. Zaten yaradılıĢ amacımı da Allah‘a kulluk etmek ve salih amellerde bulunmak<br />
olan bir mümin, sabrının ve ahlakının karĢılığını eksiksiz olarak alacak, hiçbir zaman da<br />
haksızlığa uğratılmayacaktır.<br />
Aynı Ģeyler hastalıklar, yorgunluk ve diğer sıkıntılar için de geçerlidir. Ġman eden kimse<br />
yaptıklarının karĢılığını sadece Allah‘tan beklediği ve bu dünyanın geçici bir yararlanma dönemi