okumalarım - Zeki Zikrullah Kırmızı * Okumanın Sonuna Yolculuk
okumalarım - Zeki Zikrullah Kırmızı * Okumanın Sonuna Yolculuk
okumalarım - Zeki Zikrullah Kırmızı * Okumanın Sonuna Yolculuk
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Mişima, Yukio; Yaz Ortasında Ölüm (Manatsu no Shi, 1953)<br />
Ridley, Matt; Kızıl Kraliçe: Cinsellik ve İnsan Doğasının Evrimi (1993)<br />
Cemali, Sibel; Sabahın Ucu (2011)<br />
Nazım(Sayın), Yusuf (Yakup); Kızak (2012)<br />
Türker, Sibel K.; Yaşamı Sevme Hastalığı (2012)<br />
Yıldız, Bekir; Kaçakçı Şahan (1970)<br />
OKUMALARIM<br />
Kıral, Tezer Özlü; Çocukluğun Soğuk Geceleri (1980)<br />
Derinlik Yayınları, Birinci Basım, Ekim 1980, İstanbul, 96 s.<br />
*<br />
Kıral, Tezer Özlü; Yaşamın Ucuna <strong>Yolculuk</strong> (1984)<br />
Ada Yayınları, Birinci Basım, Mayıs 1984, İstanbul, 172 s.<br />
Yazısından çok yaĢamıyla efsaneleĢen insanlardan biri de Tezer Özlü. Oğuz<br />
Atay denli olmasa da ardıl kuĢaklar bir aylayla çevirdiler onun diken taçlı baĢını ve<br />
bir azize ürettiler neredeyse. KuĢkusuz sakıncası yok, bir yere değin olağan. Ama<br />
ipin kopabileceği bir yer var. Yazıyla yaĢamın birbirine karıĢtığı, diğerinin ölçütünün<br />
berikine uygulandığı sınır bölgesi… Duygusallık ağır basabilir böylesi durumlarda.<br />
YaĢam bir bildiri etkisi yapabilir. Bildiriye dönüĢen bu trajikleĢmiĢ yaĢam (bizim<br />
dıĢarıdan kondurduğumuz öykü) yapıtı anlamlandırmaya koyulur. IĢık yaĢamdan<br />
yapıta düĢer. Yine sakıncası ne, diye soruyorum kendime. Böyleleri için, Tezer Özlü<br />
için, Tomris Uyar için yazı nedir, nereye değindir?(Hem bunu Tomris Uyar‟ın eĢsiz<br />
yazısının bilincinde olarak söylüyorum.)<br />
Bir Ģey daha söylemek zorundayım. Çocukluğumdan beri özkıyım (intihar) beni<br />
de sürükleyen yaĢam izleklerinden biri. Çok uğraĢmama karĢın benim için<br />
sorunsallığını, kavrayıĢa gelmeyiĢini sürdürüyor. Bu bakımdan yazının da önüne<br />
çıkıyor tabii. Özkıyım, kendi baĢına yaĢamı yapıta dönüĢtürüyor ve bu yapıt<br />
gerçekleĢtiği anda yokluğa karıĢıyor. Yokluk üzerine bir (son) denemeye dönüĢüyor.<br />
Yani aslında yapıt (da) değil.<br />
Böyle sahici sapmaların (patoloji, diyelim) yapıtı, izleyenini tanığa<br />
dönüĢtürüyor. Sanatçının böyle bir amacı olmayıĢı, belki aziz(e)liğe giden yolu<br />
döĢüyor. Çünkü anlıyoruz; bu bir gösteri değil. Ortada bir değiĢmece (meatafor) yok.<br />
ĠĢte bu tür anlatıları böyle yakıcı kılan Ģey… ĠĢte tür kaygısının, biçim<br />
arayıĢlarının tükendiği yer. ĠĢte, kusursuz biçimsel yapılara da ulaĢılsa, rastlantılara<br />
borçlu kalınan… ĠĢte, yazın olmayan, olmayacak Ģey…<br />
4