26.02.2013 Views

okumalarım - Zeki Zikrullah Kırmızı * Okumanın Sonuna Yolculuk

okumalarım - Zeki Zikrullah Kırmızı * Okumanın Sonuna Yolculuk

okumalarım - Zeki Zikrullah Kırmızı * Okumanın Sonuna Yolculuk

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yaĢamından Ģiir üretmeyi aĢan, yaĢamı(nı) ĢiirleĢtiren bir söz-gövde izlenimi bıraktı.<br />

Sözü bedeninin bir uzantısı olarak getiriyor önümüze ve bunun doğurabileceği iyi<br />

kötü sonuçlar hakkında sakınımsız.<br />

Dergi izlemediğim için ülkemizde Ģiirin sınıflaĢmasının, katmanlaĢmasının<br />

ayrımında değilim açıkçası. Egemen kimdir, Ģiir devrimcisi var mı, varsa kim,<br />

bilmem. Çokca Ģiir yazıldığını söylüyorlar, oldukça da kitap yayını var. Tamam<br />

kalabalık caddenin uğultusu elbette yabana atılmamalı ama bu uğultunun içinden<br />

seçik, ayrıĢık, bağımsız, kendi olmuĢ bir sesi dünya korosu içinde kendi tınısıyla<br />

ayırabilmek için neyi, ne kadar bekleyeceğiz daha? Çünkü bu Ģair olma meselesi<br />

değil, okur olma meselesi aynı zamanda. Hatta okurun dili(ni) taĢıma becerisi,<br />

yeteneğiyle ilgili. Bu dil bilinci yazarını dünyaya taĢır ya da taĢımaz. Nazım‟ı<br />

dünyaya taĢıyan ne, Dağlarca‟yı taĢımayan ne? Bir soru.<br />

Güzel, küre çaplı Ģairlerimizin de Ģansı çok az, demek istediğim. Ve bunları<br />

yazıĢımın nedeni Haydar Ergülen‟e paye biçmek değil. Bunu yapamam. Kendi<br />

dilinin kuyumculuğunu önceliyor anladığım kadarıyla. Onu bunca seviĢimin<br />

kaynağında Ģiirlerinden taĢan dil tutkusu olsa gerek. Bu tutku ne uçlarda soğuk dil<br />

oyunlarına saplanıp kalmıĢ, ne de sahici de olsa dramatik çatılarda kilitlenmiĢ…<br />

Böyle olması kötü değil, ama bunu göstermese de içinde taĢıyıp onun ötesine<br />

geçebilen bir dinginlik, bilgelikten söz ediyorum. Ha, kuĢkusuz yaĢam sevincini,<br />

tutkusunu azaltması gerekmez ayrıca.<br />

Bir Ģair dilinin toprağına bedeniyle basmalı, basıyor olmalı, ağırlığını okuruna<br />

geçirmeli. ġiirin toprağı üzerinden okur yurtlanmalı (=dillenmeli). Azdır Haydar<br />

Ergülen gibileri. Çünkü Ģiirin yurtlanma, yurt bağıĢlama, bir armağan olduğunu<br />

kavramıĢ belli ki ender insanlardan. Armağan diyorum, dikkat, armağanın özürü,<br />

gerekçesi, açıklaması ya gereksiz, ya arkadandır. Ölçüye gelmez, tartılmaz<br />

armağan.<br />

Bu genel çerçevede Haydar Ergülen‟in en önemli özelliği kapsamlı bir ekinsel<br />

(kültürel) birikim üzerine oturuyor oluĢu, üstelik iyice sindirilmiĢ bir birikim bu.<br />

Yalnızca bilgi, olgular vb. birikimi değil, bunlar çok önemli de değil, edalar, dilsel<br />

duruĢlar, dilin aynasından yansıyan kakıĢımlar, giriĢimler, bireĢimlerden oluĢan bir<br />

birikim. ĠĢte nefesler, gazeller… Dilin binlerce yıla yayılan arınık deyiĢ gücü, tüm ses<br />

ve bakıĢ zenginliğiyle günün dil kullanımına eklemleniyor, aslında bedenleniyor.<br />

(Bkz.İç Nefes, 11)<br />

Anlam (içerik) bu yapı-duruĢlardan üremeye baĢlıyor bu noktada (Kitapta da<br />

böyle zaten.) YanlıĢ izlenimi silmek için söylüyorum, yazarın anlamla sorunu<br />

olmadığı gibi tersine bu yeni anlamlama kat(man)ıyla çift (katmer)-anlamlı Ģiirlere<br />

ulaĢıyor sonuçta. Buna güçlendirilmiĢ anlam(lama) da diyebiliriz. Yani okurun<br />

beklentisini hemen her Ģiirle aĢıyor Ģiirsel içerik. Okur anlamadığı Ģeyi anlıyor.<br />

Gelenek yinelenmiyor asla. Ama anıĢtırılıyor, okuru bilinçaltı gönderimlerine<br />

bağlıyor. Ölçü (vezin), dizim (ritim), uyak (kafiye) zorunluğu değil, zorunsuzluğu ve<br />

benzeri anıĢtırımlar, çağrıĢımlar bizi dilin okyanusuna daldırıyor ürpertilerle.<br />

Hani Ģiirin geldiği kimi yer(ler)de bir kulak yerleĢimi (iskân), bir alıĢkanlık ve<br />

buna bağlı yüzeyden teğet kayıĢ (aslında teğel) yaĢansa da yine de uyumu bozan<br />

bir çıkma yerleĢikleĢmemizi, Ģiiri kanıksamamızı önlüyor. Bol yazıĢını da (yanıltıcı<br />

bir izlenim belki) bir bolluk, bereket olarak, doğal taĢma, artma gibi anlıyorum bu<br />

durumda. Bol yazmak her zaman handikap değil, çokluk, ordu, güç ve inanç da<br />

demek. Çünkü has Ģair dil çorbasını kaĢıklar ve her kaĢığı dilin ayrı ayrı aĢırı<br />

olana(klılı)ğıdır (imkân). ġair aĢırı gidendir (Bak. ġair-Dandi iliĢkisi.) Dokunduğu<br />

sözcük altınlaĢır. Sözcükler yenmediğine göre Ģimdilik Midas‟da olduğu gibi sorun<br />

da yok.<br />

50

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!