Tahsilat Genel Tebliği - Gelir İdaresi Başkanlığı
Tahsilat Genel Tebliği - Gelir İdaresi Başkanlığı
Tahsilat Genel Tebliği - Gelir İdaresi Başkanlığı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
tatbik edilecektir. Bu madde hükmüne göre verilen idari para cezasının, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde<br />
ödenmesi gerekmektedir.<br />
İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılması mümkündür.<br />
Bu idari para cezaları hakkında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanacaktır.”<br />
VI. İptal Davaları (Seri:A Seri No:2 <strong>Tahsilat</strong> <strong>Genel</strong> <strong>Tebliği</strong> İle değişen başlık)<br />
1. 6183 sayılı Kanunun 24 ila 31 inci maddelerinde iptal davalarına ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Bu<br />
hükümlerle güdülen amaç; amme alacağını ödemeyen borçlunun malı bulunmadığı ya da borca yetmediği takdirde, amme<br />
alacağının tamamının veya bir kısmının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla borçlu tarafından yapılan tek taraflı hukuki<br />
muamelelerle borçlunun amacını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin hükümsüzlüğünü<br />
sağlamak ve bu yol ile amme alacağını tahsil etmektir.<br />
2. 6183 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinde, bu Kanuna göre açılan davalara genel mahkemelerde bakılacağı<br />
belirtildiğinden, iptal davalarının, iptali istenen tasarrufun değerine göre sulh hukuk veya asliye hukuk mahkemelerinde<br />
açılması gerekmektedir.<br />
6183 sayılı Kanunda iptal davasının mahal olarak nerede açılacağına ilişkin özel bir belirleme yapılmadığından<br />
yetkili mahkeme Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre belirlenecektir.<br />
3. 6183 sayılı Kanunun 25 inci maddesinde, iptal davasının tarafları ve husumetin kimlere yöneltileceği<br />
sayılmıştır. Buna göre, alacaklı amme idareleri veya alacağın tahsili ile görevlendirilmiş olan tahsil daireleri tarafından<br />
davacı sıfatıyla açılacak iptal davalarının davalısı; borçlu, borçlu ile hukuki muamelede bulunanlar veya kendilerine<br />
borçlu tarafından ödeme yapılan kimselerle, bunların mirasçıları ve kötü niyetli üçüncü şahıslar olacaktır.<br />
İptal davalarının alacaklı amme idarelerinin bu konuda yetkilendirilmiş birimlerince açılacağı tabiidir.<br />
4. İptal davasının açılabilmesi için takip konusu amme alacağının ödeme vadesinin gelmiş (muaccel) olması ve<br />
yapılan takip işlemlerine rağmen borçlunun mal varlığından bu alacağın tahsil edilememiş olması gerekmektedir.<br />
5. 6183 sayılı Kanunun 26 ncı maddesinde; 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü edilen tasarrufların vukuu<br />
tarihinden 5 yıl geçmesinden sonra bu maddelere dayanılarak dava açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu maddede yer<br />
alan 5 yıllık süre hak düşürücü süredir.<br />
Diğer taraftan, Kanunun ivazsız tasarrufların hükümsüzlüğüne ilişkin 27 nci maddesi ile hükümsüz sayılan diğer<br />
tasarruflarla ilgili 29 uncu maddesinde öngörülen 2 yıllık süreler, amme alacağının ödeme müddetinin başladığı tarihten<br />
geriye doğru kaç yıllık süre içerisinde yapılmış tasarrufların iptalinin istenebileceğine ilişkin olup, bu maddelere göre<br />
açılacak davalarda da hak düşürücü sürenin hesabında her hal ve takdirde tasarrufun vukuu tarihinden itibaren 5 yıllık<br />
sürenin dikkate alınması gerekmektedir.<br />
6. 6183 sayılı Kanunun 31 inci maddesi, iptal davasının kabul edilmesi halinde alacaklı amme idaresi yararına<br />
ne gibi sonuçlar doğuracağını düzenlemektedir.<br />
Bu düzenlemelere göre, iptal davaları alacaklı amme idaresine alacağını tahsil olanağı sağlayan nisbi nitelikte<br />
kanundan doğan şahsi davalardır. Dava sabit olduğu takdirde davacı amme idaresi, bu davaya konu teşkil eden mal<br />
üzerinde cebri icra yoluyla alacağını tahsil edebilme hakkını elde eder ve davanın konusu gayrimenkul ise davalı üçüncü<br />
şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine mahal olmadan o gayrimenkulün haciz ve satışını isteyebilir.<br />
Anılan madde uyarınca, tasarruf ve muameleden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir<br />
edilecek bedelini vermeye mecburdurlar.<br />
VII. Limited Şirketlerin Amme Borçları (Seri: A Sıra No: 2 <strong>Tahsilat</strong> <strong>Genel</strong> <strong>Tebliği</strong> ile değişik bölüm)<br />
1. 6183 sayılı Kanunun 4369 sayılı Kanunla değişik 35 inci maddesi 5766 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelere<br />
göre “Limited şirket ortakları şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan<br />
amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince<br />
takibe tabi tutulurlar.<br />
Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme<br />
alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.<br />
Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu<br />
şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmünegöre müteselsilen sorumlu tutulur.” şeklini almıştır.