Tahsilat Genel Tebliği - Gelir İdaresi Başkanlığı
Tahsilat Genel Tebliği - Gelir İdaresi Başkanlığı
Tahsilat Genel Tebliği - Gelir İdaresi Başkanlığı
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Gecikme zammı ---- 690,03 690,03<br />
KDV 26.10.2005 7.000,00 4.596,24<br />
Gecikme zammı ---- 3.010,14 1.976,47<br />
Toplam 20.437,43 17.000,00<br />
Tabloda görüldüğü gibi, tahsil olunan 17.000,00 liradan öncelikle 62,00 lira takip gideri düşüldükten sonra kalan<br />
tutar mükellefin vadesi önce gelen 31.07.2005 vadeli gelir vergisi ve buna ilişkin gecikme zammı borcundan başlayarak<br />
sırası ile 26.08.2005 vadeli gelir stopaj vergisi, 26.09.2005 vadeli katma değer vergisi ve bu vergilere ilişkin gecikme<br />
zamlarına mahsup edilecektir.<br />
Bu mahsuplardan sonra yapılan tahsilattan 6.572,71 lira kalacaktır. Ancak, kalan tutar 26.10.2005 vadeli Katma<br />
Değer Vergisi ve gecikme zammının tamamını karşılamadığından mahsup alacak aslı ve gecikme zammına orantılı olarak<br />
yapılacaktır.<br />
Bunun için öncelikle borca uygulanacak gecikme zammı ile bu alacağın asıl ve fer’i toplamı hesaplanacaktır.<br />
Gecikme zammı, 27.10.2005 ile 25.02.2007 tarihleri arasında geçen süre için 3.010,14 lira olduğundan, toplam<br />
alacak (7.000,00 + 3.010,14=) 10.010,14 lira olacaktır.<br />
Alacak aslı ve gecikme zammına yapılacak mahsup tutarlarının tespitinde aşağıdaki formül kullanılacaktır.<br />
Her bir alacak için yapılacak<br />
mahsup tutarı<br />
Buna göre, 6.572,71 liranın;<br />
olacaktır.<br />
Alacak aslına<br />
mahsup edilecek tutarı<br />
Gecikme zammına<br />
mahsup edilecek tutarı<br />
=<br />
=<br />
=<br />
Her bir alacak tutarı X Yapılan ödeme<br />
7.000,00 X 6.572,71<br />
10.010,14<br />
3.010,14 X 6.572,71<br />
10.010,14<br />
Toplam alacak tutarı<br />
= 4.596,24 lira<br />
= 1.970,47 lira<br />
Ancak, yukarıda mahsup edilen 8 tür alacaktan sonra arta kalan tutar (17.000,00-15023,53=) 1.976,47 lira<br />
olduğundan, 3.010,14 lira gecikme zammı için 1.970,47 lira yerine 1.976,47 lira ayrılacaktır.<br />
Mahsuptan sonra kalan (7.000,00-4.596,24=)2.403,76 lira alacak aslı vade tarihinden itibaren hesaplanacak<br />
gecikme zammı ile birlikte takip edilmeye devam edilecektir.<br />
7. 6183 sayılı Kanunun 47 nci maddesinde 4369 sayılı Kanunla yapılan değişiklik 01.01.1999 tarihinde<br />
yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla 01.01.1999 tarihinden itibaren rızaen ya da cebren yapılan tüm tahsilatların mahsubu<br />
yukarıdaki esaslara göre yapılmaktadır.<br />
I. Tecil<br />
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM<br />
Tecil, Tehir, Gecikme Zammı<br />
1. (Seri:A Sıra No:2 <strong>Tahsilat</strong> <strong>Genel</strong> <strong>Tebliği</strong> ile değişik bölüm) 5766 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle 6183<br />
sayılı Kanunun 48 inci maddesinde 01.07.2008 tarihinden geçerli olmak üzere yapılan değişiklik uyarınca, amme<br />
alacağının vadesinde ödenmesi, haciz uygulanması veya haczedilen malın paraya çevrilmesi hallerinin, amme borçlusunu<br />
çok zor duruma düşüreceğinin anlaşıldığı durumlarda, Kanunun ve alacaklı amme idarelerinin öngördüğü şartlarla, amme<br />
alacağının 36 ayı geçmemek üzere tecil edilerek taksite bağlanabileceği hükmü yer almaktadır.<br />
2. Tecil, talep edilmesi halinde alacaklı amme idareleri veya tahsil daireleri tarafından zorunlu olarak yerine<br />
getirilmesi gereken bir işlem değildir.<br />
3. Amme idarelerinin alacaklarının kanunlarda yer verilen sürelerde ödenmesi (tahsili) esastır. Ancak, alacaklı<br />
amme idareleri, icra takibine başlama ya da icrayı devam ettirme hallerinin varlığında borçlunun “çok zor” durumda<br />
kalacağını öngörür ve takdir ederlerse maddedeki şartlarla amme alacağını tecil edebilirler.<br />
Tecilin yapılması sırasında amme alacağının tecil dolayısıyla tehlikeye girmemesi, teminat altına alınması<br />
şartları göz önünde bulundurulacağı gibi, “çok zor” durumun takdirinde de icra takibine başlanılması ya da takibin<br />
devamı halinde borçlunun gelir kaynaklarının ortadan kalkmasına ya da faaliyetlerinin devamının engellenmesine<br />
sebebiyet verilip verilmediğinin de bir ölçü olarak göz önünde bulundurulması icap etmektedir.