20.06.2013 Views

4. ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ ve İş ETİĞİ - ITO

4. ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ ve İş ETİĞİ - ITO

4. ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ ve İş ETİĞİ - ITO

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

üzerine halk dedi ki: "Hânım! Bu pazarı bekleyenlere âdettir ki bir nesnecik<br />

<strong>ve</strong>reler." Osman Gazi: "Madem ki böyle diyorsunuz, öyleyse bir yük getirip<br />

satan herkes iki akça <strong>ve</strong>rsin. Satamayan bir şey <strong>ve</strong>rmesin" dedi.<br />

Kmalızade, devlet başkanının adalet sahibi olmasının zaruri olduğunu belirtiyor:<br />

"Zira adalet hazineyi dolduran bir tatbikattır. Hazine, memleketin mamur<br />

olmasıyla vücut bulur. Memleket harab olunca hazineden eser kalmaz.<br />

Devlet maldan, halk ise zenginlikten nasipsiz kalır. Memleketin imarı adalete<br />

bağlıdır."<br />

11. Mutedil mizacda olmalı ki kendisinden adalet istendiği zaman şiddet göstermesin,<br />

titizlik <strong>ve</strong> aksilik etmesin; istibdata <strong>ve</strong> kötülüğe çağrıldığı zaman<br />

şiddet <strong>ve</strong> aksilik göstersin.<br />

Sarı Mehmet Paşa: Öfkeli <strong>ve</strong> kötü huylu olmak çirkin işlerdendir. Sabır otu<br />

balı nasıl bozarsa, öfke de imanı öylece bozar. Güzel huy, herkese sevgi göstermek<br />

<strong>ve</strong> onlarla iyi geçinmektir. "Güzel huy dinin yarısıdır" buyurulmuştur.<br />

12. Büyük bir azim <strong>ve</strong> irade sahibi olmalı ki zaruri bulduğu şeyleri gerçekleştirmek<br />

hususunda cesaret göstersin, korkak <strong>ve</strong>ya yumuşak olmasın.<br />

Yukarıda işaret edildiği üzere, Aşık Paşa alplığın ilk şartını şecaat <strong>ve</strong> yürek<br />

sahibi olmak şeklinde vazediyordu: "Kişi alp olmaklığa âlet gerek / Ev<strong>ve</strong>li şol<br />

kim ola muhkem yürek." Cesaret <strong>ve</strong> yürekliliğin temel liderlik şartı olduğu<br />

hemen hemen bütün çağdaş yönetim bilginleri tarafından teyit edilmektedir.<br />

Biz yine klasik bir örnekle yetinelim: Osman Gazi, Karaca Hisar'ı fethettikten<br />

sonra, halk toplanıp "Cuma namazı kılalım <strong>ve</strong> bir kadı isteyelim" dediler.<br />

Dursun Fakı, meseleyi Osman Gazi'nin kaymatası Ede Balı'ya açtı. Osman<br />

Gazi araya girip, "Size ne lazımsa onu yapın!" dedi. Dursun Fakı: "Hânım!<br />

Selçuklu Sultanı'ndan izin gerektir" dedi. Osman Gazi azminde sebat etti:<br />

"Bu şehri ben kendi kılıcımla aldım. Bunda sultanın ne dahli var ki ondan izin<br />

alayım? Ona sultanlık <strong>ve</strong>ren Allah, bana da gaza ile hanlık <strong>ve</strong>rdi. Eğer minneti<br />

şu sancak ise, ben kendim dahi sancak kaldırıp kâfirlerle uğraştım. Eğer o,<br />

ben Selçuk Hanedanmdanım derse, ben de Gök Alp oğluyum derim. Eğer bu<br />

ülkeye ben onlardan önce geldim derse, Süleyman Şah dedem de ondan ev<strong>ve</strong>l<br />

36 Atsız, N. (1970), Aşıkpaşaoğlu Tarihi, İstanbul: MEB, s. 23.<br />

47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!