Çalışınca oluyor - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı
Bugün de en değerli kazanç, hiç kuşkusuz müşterinin yüzündeki
tebessümdür.
Müşterisi gülmeyen bir esnafın ya da holding sahibinin yüzünün gülmesi
imkansızdır.
Reklamları, eski çarşılarda insanları davet etmek için söylenen şiirsel sözlere
benzetiyorum.
Eskiden de müşterisine ayıplı mal satan, fahiş fiyatla mamul satan çıkıyordu.
Bugün müşteriler, tüketici derneklerinin, ilgili kurumların ve medyanın
desteğiyle en uygun alışverişi yapma imkanı bulabiliyorlar.
BİLİNÇLİ TÜKETİCİ BİR KAHRAMANDIR
15 – 21 Mart Tüketiciyi Koruma Haftası’nda, tüketici hakları gündeme
getiriliyor ve sadece alışveriş değil, tüketimin her aşamasıyla ilgili
kampanyalar yürütülüyor.
Yılın diğer günlerinde de tüketici haklarıyla ilgili birçok faaliyete şahit
oluyoruz.
Çünkü tarihin bütün çağlarında, dünyanın her yerinde, bir alışverişte
aldatılmak insanları derinden yaralamıştır. Uzay çağında da olsak,
alışverişimizi Mars’ta da yapsak, kandırılmak gücümüze gider, bizi büyük bir
kedere sürükler.
Neden böyledir? Neden bir ürünü alıp evimizde kutusunu açınca bozuk,
kırık, çürük olduğunu görmek bizi niye derinden yaralar?
Defolu bir gömlek, bozuk bir saat, delik bir çorap; boşa harcanan üç-beş lira
dünyanın sonu mudur?
Cevap veriyorum: Evet, dünyanın sonudur.
Bu tür durumlar yaşama azmimizi kırar, sevincimizi yok eder, toplumda
güvensizliği tırmandırır ve kalbimizi zehirler.
Bir de satın aldığımız bozuk ürünün bir bebek maması olduğunu, ailecek
yenen bir konserve, bir paket pirinç olduğunu düşünün. Ne kadar feci, değil
mi?
Hiç kuşkusuz, ayıplı mal satan ve müşterisine saygısızlık eden kimseler
suçludurlar ve içinde yaşadıkları topluma ihanet etmektedirler.
MÜŞTERİNİN GÜLÜŞÜ TEDAVÜLDEN KALKMASIN
Müşterinin velinimet oluşu, sadece esnafın jest olsun diye söylediği bir söz
değildir. Velinimetlik, her müşterinin asli vasfıdır.
Alışverişteki sevinç, bize yaşadığımızı hissettirir.
Her ne kadar parasını ödeyerek alsak da, bir şey satın alabilmek, daima bir
ödüldür.
Bu yüzden sofraya oturduğumuzda şükrederiz. Dua ederiz. Hamdolsun
deriz.
410 Çalışınca Oluyor.