Çalışınca oluyor - Kocaeli Büyükşehir Belediyesi

İbrahim KARAOSMANOĞLU / Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı
Kocaelili olduğun anlaşılır. Kocaeli’nin şahsiyeti, huyu, suyu, letafeti açığa
çıkar…
2- Bir başka şehirden Kocaeli’ne gelmişsindir. Buraya kendi sanatlarını,
türkülerini taşırsın. Buranın yollarında, çarşılarında, fabrikalarında rızkını
ararsın. Selamlaşmalar, dertleşmeler, hoşbeşlerle, Kocaeli’nde kendine yeni
dostlar, kardeşler edinirsin. Bir hemşehrilik de budur.
Aynı şehirde oturmak, hemşehriliktir. Ben Kars’a gitsem, Mardin’e, Rize’ye
gitsem; oralarda aylar yıllar boyu kalsam ve kimseyle arkadaş olmadan, dost
olmadan, hemşehrilik bağı kurmadan yaşasam… bu olacak iş midir? İçinde
bulunduğum şehri kendimden uzaklaştırabilir miyim? Ayıp değil mi?! Nasıl ki
ailemizde bir, iki, üç, beş… kardeşimiz oluyorsa, olabiliyorsa; hayatımızda da
yolumuzun düştüğü, bazılarında uzun süre oturduğumuz şehirler olur. İlle de
bir tek şehre bağlı kalacağız, nerede doğduysak orayla yetineceğiz, başka
şehirleri, başka insanları kendimizden saymayacağız diye bir şey olabilir mi?
Sevdiğimiz bütün şehirler, bizimdir. O şehirlerdeki insanlar, o şehirleri seven
insanlar da hemşehrimizdir.
Bu yakınlıktan, bu gönül birliğinden vazgeçemeyiz. Hemşehrilik konusunda
karar verme hakkımızdan vazgeçemeyiz. Yurtdışından gelen milyonlarca
turist şehirlerimize hayran oluyor da, biz mi kendi şehirlerimize hayranlık ve
bağlılık duymaktan geri duracağız? Olmaz öyle şey.
Kocaeli’nde bulunan, oturan, bu şehre yolu düşen herkes bizim
hemşehrimizdir. Aynı şehirde miyiz? Evet. Bitti.
AYIRMAYAN, BİRLEŞTİREN BİR MİLLİ TAVIR
Milliyetçilik, bir tür fanatizm olarak algılanıyor.
Ben ülkemi, milletimi, vatanımı seviyorum. Yaptığım her işte, yurdumun
kazancını gözetiyorum. Türkiye’yi sahipleniyorum. Türkiye’nin birlik, dirlik ve
sıhhatinin de bu tutum sayesinde korunacağına inanıyorum.
İnsanlığa hizmet etmenin, katkıda bulunmanın yolu, kendi vatanımıza ve
milletimize güç kazandıracak işlere emek vermekten geçer.
Biz bu ülkede bir zindelik, olgunluk ve zenginlik doğurabilirsek, insanlığa
ikram edebileceğimiz değerlerimiz olur.
Aksi takdirde, kendini inşa edememiş bir toplumun, kendi birlik ve
bütünlüğünü sağlam bir zemine oturtamamış bir kitlenin; insanlığa bir hayrı
dokunmaz.
Benim milliyetçi, yurtsever tavırdan anladığım budur.
Yani bizi birbirimize kenetleyecek üstün değerleri üretmek.
Yani ayırmaya değil, birleştirmeye yönelik bir anlayışı canlı tutmak.
Şu da var tabii: Bu ülkenin ağaçları, kuşları, türküleri, yolları, ekmeği, suyu
Çalışınca Oluyor.
47