liğ <strong>ve</strong> terbiyede aileye <strong>ve</strong> yakın akrabaya <strong>ve</strong>rilmesi gereken önceliğe <strong>ve</strong> bunun önemine ayrı bir atıf söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü aile, <strong>toplum</strong>un temelini teşkil eder <strong>ve</strong> ailede sadece aile büyüklerinin dini prensiplerle eğitilmesi yeterli değildir. Başta anne olmak üzere, aile bireylerinin bilgilenmesi <strong>ve</strong> eğitiminden öncelikle ebe<strong>ve</strong>yn sorumludur. Dolayısıyla tebliğci/eğitimci, mesajlarını ilk önce ailesine <strong>ve</strong> aile bireylerine ulaştırmalı <strong>ve</strong> onların eğitimiyle meşgul olmalıdır (Fâiz, 1978, I, 182-183). Yukarıda zikredilen ayette belirtilen akrabalık faktörünün dışında, tebliğde dikkate alınabilecek <strong>ve</strong>ya öncelik açısından değerlendirilebilecek başka bir nokta ise, insanların bulundukları ortam <strong>ve</strong>ya <strong>toplum</strong>daki konumları <strong>ve</strong> sahip oldukları kültür seviyeleridir. Tebliğde, <strong>toplum</strong>un ileri gelenlerine <strong>ve</strong> entellektüel kesimine öncelik <strong>ve</strong>rilmelidir. Çünkü <strong>toplum</strong>da kabul gören bilgili <strong>ve</strong> kültürlü insanlar, fikirleri tartışma <strong>ve</strong> doğruları ortaya koymada daha yetenekli <strong>ve</strong> bu fikirlerin <strong>toplum</strong>ca benimsenmesi konusunda daha etkindirler. Çocuklara <strong>ve</strong> gençlere de bu konuda bir öncelik tanınmalıdır. Çünkü çocukların <strong>ve</strong> gençlerin fikir <strong>ve</strong> kanaatleri henüz oluşum aşamasındadır <strong>ve</strong> etkiye açıktır. Kişilikleri, fikir <strong>ve</strong> düşünceleri henüz oturmamış, esnekliğini, değişebilirlik özelliğini korumaktadır. Onlar, henüz <strong>toplum</strong>da yerleşik bir sosyal statüye sahip olmadıklarından, değişme <strong>ve</strong>ya kaybetme konusunda endişe taşımazlar. Hatta tebliğcinin kendileriyle kurduğu diyalogu, kendilerine değer <strong>ve</strong>rildiği <strong>ve</strong> bir birey olarak muhatap alındıkları şeklinde değerlendirerek, sunulan mesajı <strong>ve</strong> bilgiyi doğrudan anlamaya çalışma, benimseme <strong>ve</strong> kabullenme aşamasına girerler. Genellikle bu dönem insanını, yerleşmiş olan yanlış anlayış <strong>ve</strong> inançlardan koparmaya çalışmak yönünde büyük bir çabaya gerek kalmayabilir. Henüz çocuk yaşta Hz. Peygamber’in tebliğ <strong>ve</strong> da<strong>ve</strong>tine muhatap olan Hz. Ali’nin, bunu herhangi bir direnç göstermeden, kolayca kabul etmesi <strong>ve</strong> ona tâbî olması, bunun bir göstergesidir. Nitekim Hz. Musâ’nın tebliğini de, kavmin içerisinden ilk önce sadece gençler kabul <strong>ve</strong> tasdik etmişlerdir (Yunus, 10/83). Bu, gençliğin yeniliğe <strong>ve</strong> değişime daha açık olmasının da bir sonucudur. Oysa yetişkinler, genellikle, bulundukları <strong>toplum</strong>da yerleşik bir sosyal statüye sahip olmakta <strong>ve</strong> kaybetmekten endişe <strong>ve</strong> korku duydukları bazı makam <strong>ve</strong> mevkilerde bulunmaktadırlar. Bu yüzden yetişkinler, etkiye, değişmeye <strong>ve</strong> yeni bir düşünceyi kabul etmeye karşı daha dirençli, değişime karşı endişelidirler (bkz. Yunus, 10/83). <strong>Bir</strong> başka deyişle yetişkinler, daha çok statüko eğilimi taşırlar. Sonuç Her sistemli <strong>ve</strong> metodik çalışmanın öncelik <strong>ve</strong>rilmesi gereken <strong>ve</strong> o çalışmaya altyapı teşkil edecek bir yönü <strong>ve</strong> bir boyutu vardır. O faaliyete, öncelik taşıyan noktadan başlanmalıdır. Yapılacak her çalışma için söz konusu olan “öncelikler”, sağlam <strong>ve</strong> istikrarlı yapılaşmanın <strong>ve</strong> sağlıklı oluşumun kaçınılmaz gerekleridir. Çünkü öncelikler, bir yönüyle çalışmanın altyapısını oluşturan, diğer yönüyle de sonuca daha kolay ulaşmayı sağlayan <strong>ve</strong> öncelikle gözetilmesi gereken unsurlardır. Tebliğ çalışmaları, terbiye sürecinin ilk aşamasıdır. Gerek dinin tebliğ edilmesinde, gerekse din eğitimi <strong>ve</strong> genel eğitimde “öncelikler”, bir bina inşa ederken öncelikle yapılması gereken temel gibidir. Binanın sağlam <strong>ve</strong> sarsıntılara karşı dayanıklı olabilmesi için, öncelikle sağlam bir temel üzerine inşa edilmelidir. <strong>Bir</strong>eysel <strong>ve</strong> <strong>toplum</strong>sal hayatta değişimi <strong>ve</strong> yeniden yapılanmayı öngören eğitim faaliyeti, ancak önceliklerin doğru tespit edilmesi <strong>ve</strong> ele alınmasıyla sağlıklı bir <strong>toplum</strong> <strong>ve</strong> istikrarlı bireyler yetiştirebilir. *Uludağ Üniv. İlahiyat Fak. Öğr. Üyesi msan<strong>ve</strong>r@yeniumit.com.tr KAYNAKLAR: - Ahmed Fâiz, Tarîku’d-Da’<strong>ve</strong> fî Zılâli’l-Kur’ân, Beyrut 1978. - Ahmed Muhammed İbn Hanbel, Müsned-ü Ahmed b. Hanbel, (I-VI), İstanbul 1992. - Ahmet Önkal, Rasûlullah’ın İslâm’a Da<strong>ve</strong>t Metodu, Konya 1981. - Abdullah Özbek, “İslâm Eğitiminin Özelliklerine Genel <strong>Bir</strong> Bakış”, Selçuk Ü. İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Konya 1990, sayı. 3. - David Krech - Richard S. Crutchfield, Sosyal Psikoloji (Çev. Erol Güngör), Ankara 1967. - David Krech - Richard S. Crutchfield - Egerton L. Ballachey, Cemiyet İçinde Fert (Çev. Mümtaz Turhan), (I-II), İstanbul 1983. - Ebû Muhammed Abdullah Abdurrahmân ed-Dârimî, Sünenü’d-Dârimî, (I-II), İstanbul 1992. - Ebû Abdillah Muhammed b. İsmail el-Buharî, Sahîhu’l-Buhârî, (I-VIII), İstanbul 1992 - Ebû Abdurrahmân Ahmed b. Şu‘ayb en-Nesâî, Sünen-ü Nesâî, İstanbul 1992. - Ebû Abdillah Muhammed b. Yezîd İbn Mâce, Sünen-ü İbn-i Mâce, (I-II), İstanbul 1992. - Ebû Abdullah İbn Kayyim el-Cevziyye, Zâdü’l-Meâd fî Hedy-i Hayri’l-‘Ibâd, yrs., 1973. - Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Câmi‘u’l-Beyân an Te’vîli’l-Kur’ân, (I-XXX), Mısır 1968. - Ebu’l-Fidâ İsmâîl b. Ömer İbn Kesîr, el-Bidâye <strong>ve</strong>’n-Nihâye, (I-XIV), Kahire 1992. - Gusta<strong>ve</strong> Le Bon, Kitleler Psikolojisi (Çev. Selahattin Demirkan), İstanbul 1974. - H. Fikret Kanad, Ailede Çocuk Terbiyesi, İstanbul 1976. - Hüseyin Atay, Kur’ân’a Göre İman Esasları, Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesi İlâhiyat Fakültesi Yayınları, Ankara 1961. - İbnu’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih, Beyrut 1965 - İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ, Beyrut, ts., c. I. - İsmail L. Çakan, Hakkı Tavsiye Metod <strong>ve</strong> Vasıtaları, İstanbul 1992 - Muhammed Kutub, Kur’ân’ı Nasıl Okuyalım? (Çev. Bekir Karlığa), İstanbul 1990. - Mustafa Müslim, Kur’ân Çalışmalarında Yöntem (Çev. Salih Özer), Ankara 1993 - Nevzat Ayasbeyoğlu, İslâmiyetin Eğitimimize Getirdiği Değerler <strong>ve</strong> Kur’ân-ı Kerim’in Eğitim ile İlgili Ayetlerinin Tahlili, İstanbul 1991. - Nihat Hatipoğlu, Da<strong>ve</strong>tin İlkeleri, Ankara 1991. - Suat Yıldırım, Kur’ân’da Ulûhiyet, İstanbul 1987. - Süleyman Ateş, “Kur’ân’da İnsan Hakları”, I. Kur’ân Sempozyumu, Ankara 1994. - Şevki Saka, Kur’ân-ı Kerim’in Da<strong>ve</strong>t Metodu, İstanbul 1991 - Veli Ulutürk, Kur’ân-ı Kerim Allah’ı Nasıl Tanıtıyor?, İzmir 1988. - Mikdat Yalçın, et-Terbiyetü’l-İslâmiyye <strong>ve</strong> Devruhâ fî Mükâfahati’l-Cerîme, Riyad 1987. 12
A L T I N N E F E S L E R 13
- Page 1 and 2: 1 Bir toplum ve ülke için fitneni
- Page 3 and 4: ancı ideolojilerin güdümünde, d
- Page 5 and 6: Hicretin 62. yılında tabiinden Uk
- Page 7 and 8: güzel ahlaka önem vermeleri, öğ
- Page 9 and 10: İnsanların tutumları üç unsuru
- Page 11: Nahl, 16/36; Ankebût, 29/16-17; H
- Page 15 and 16: Müfessirler, ‘acımak’ ve ‘e
- Page 17 and 18: luku itibariyledir. Herhangi bir ş
- Page 19 and 20: korumak; tecavüzden, evlenme gayes
- Page 21 and 22: YENi ÜMiT Selçuk CAMCI * Nisan /
- Page 23 and 24: Belli Başlı Büyük Günahlar: Al
- Page 25 and 26: Ma’rûf ve münkerin tesbiti konu
- Page 27 and 28: Bundan sonra, Abdullah’ı hamile
- Page 29 and 30: idi 73 ve onların dışındaki Mü
- Page 31 and 32: 29. Mesûdî, Mürûcu’z-Zeheb ve
- Page 33 and 34: ederler." Şimdi bu esas da biri Al
- Page 35 and 36: yeryüzünde mutlak eşitlikten bah
- Page 37 and 38: ir bütünlük elde edebilir. Gün
- Page 39 and 40: günümüzde de iki öğünle yetin
- Page 41 and 42: Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sel
- Page 43 and 44: gambere salavât getirirler. Ey Mü
- Page 45 and 46: Eser, Allah Resûlü (sallallâhu a
- Page 47 and 48: Şeyh de kova bulamadığını dola
- Page 49 and 50: A L T I N N E F E S L E R 49
- Page 51 and 52: İşte bu benzeme kapsamında değe
- Page 53 and 54: kullanmaya devam edecektir. Fakat m
- Page 55 and 56: ten müteessir olur. Meselâ kalb b
- Page 57 and 58: YENi ÜMiT Safvet SENÎH Nisan / Ma
- Page 59 and 60: Ebterin tâ kendisi Sana buğzeden,
- Page 61 and 62: Bu çalışmanın amacı, Kur’ân
- Page 63 and 64:
ını artırır ve yalnız Rab’le
- Page 65 and 66:
hıs, ders, faaliyet, gayret, konu
- Page 67 and 68:
YENİ ÜMİT Nisan - Mayıs - Hazir