15.04.2014 Views

Bir toplum ve ülke için fitnenin tahribatı, haricî düşmanların - Yeni Ümit

Bir toplum ve ülke için fitnenin tahribatı, haricî düşmanların - Yeni Ümit

Bir toplum ve ülke için fitnenin tahribatı, haricî düşmanların - Yeni Ümit

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ten müteessir olur. Meselâ kalb bir habere üzüldüğü vakit<br />

âzalar rahatsızlanır, hatta titremeye başlar. Çünkü kalb<br />

kendisine uyulan bir asıldır. Kalbin maddeten <strong>ve</strong>ya mânen<br />

hastalığından dolayı kişi de biyolojik <strong>ve</strong> psikolojik olarak<br />

elbetteki etkilenir. Buna işaret eden hadiste “İnsanın bünyesinde<br />

bir et parçası vardır. Eğer o salah bulursa bütün ceset<br />

salah bulur; eğer o bozulursa bütün ceset bozulur. Dikkat<br />

edin o, kalptir.” 6 şeklinde buyurularak kalbin safiyeti <strong>ve</strong><br />

ameli, âzaların ameline tesir edeceğine işaret edilmiştir.<br />

Mesela; Kalbin <strong>ve</strong> dilin safiyeti ile manevi fonksiyonuna<br />

işaret eden şöyle bir hadise nakledilir: <strong>Bir</strong> gün Davud<br />

(a.s) Hz. Lokman’dan bir koyun kesip en iyi yerinden<br />

iki parça getirmesini istemiş. Hz. Lokman’da kestiği<br />

hayvanın “dilini <strong>ve</strong> kalbini” getirmişti. <strong>Bir</strong>kaç gün sonra<br />

Davud (a.s) bu defa hayvanın en kötü yerinden iki parça<br />

getirmesini isteyince, O yine “dilini <strong>ve</strong> kalbini” getirmiş.<br />

Bu defa Davud (a.s) Hz. Lokman’a bunun sebebini<br />

sormuş, O da: “Bu iki uzuv iyi olursa bunlardan daha<br />

iyisi; kötü olursa daha kötüsü olmaz” şeklinde cevap<br />

<strong>ve</strong>rmiştir. 7<br />

Bazı âlimler niyet hadisinin İslam’ın üçte birini teşkil<br />

ettiğini söylemişlerdir. Zira kulun ameli ya kalbiyledir ya<br />

diliyledir <strong>ve</strong>ya da organlarıyladır demişlerdir. İşte burada<br />

niyet bu üç kısımdan biri <strong>ve</strong> en üstünüdür. Çünkü niyet<br />

bazan tek başına bir ibadet olduğu halde diğerleri ibadet<br />

olabilmek için mutlaka niyete ihtiyacı vardır. Böylece niyet<br />

amelden hayırlı olduğu anlaşılmış olur. İnsan ne kadar<br />

gayret ederse etsin, niyetindeki ameli yakalayamaz.<br />

Niyet, âdetleri ibadete çeviren bir şartel <strong>ve</strong> anahtardır.<br />

Nasıl ki nazar (bakış) ile niyet eşyanın mahiyetini değiştirir,<br />

günahı sevaba, sevabı günaha çevirir. Niyet de basit<br />

bir hareketi ibadete çevirir. Riya <strong>ve</strong> gösteriş için yapılan<br />

ibadetin sevabı yoktur hatta <strong>ve</strong>bali vardır. Kainattaki cereyan<br />

eden olaylara bakış zahir yönüyle mataryalist bir<br />

pencereden olursa cehalettir <strong>ve</strong> nankörlüktür. Oysa iman<br />

penceresinden Allah hesabına <strong>ve</strong> yaratıcı namına olursa<br />

marifet-i ilahiye olur. Çünkü o zaman bu bakışlarda Allah’ın<br />

sanatını, birliğini <strong>ve</strong> azametini görme vardır, takdir<br />

vardır <strong>ve</strong> tesbih vardır. İbadetler sırf Allah emrettiği için<br />

yapılır, taabbudilik esastır. Ve aşkındır. Sayısız hikmetlerinden<br />

biri ahlâk güzelliğini elde etmedir. Meselâ namazda<br />

alnı yere koymanın hedefi Allah’a kulluktur. Namaz en<br />

büyük kurbet rampasıdır. Namaz, gönülde tevazu vasfını<br />

kuv<strong>ve</strong>tlendirir. Zira gönlünde tevazu bulan kimse diğer<br />

organları ile de mütevazı bir hal almalıdır. Yine kurban<br />

kesmekten maksat kan <strong>ve</strong> et değildir. Bilakis kalbin dünya<br />

sevgisinden ayrılması <strong>ve</strong> Allah için dünya malını feda<br />

etmesidir. Bu vasıf ise niyet <strong>ve</strong> himmetin kesinleşmesiyle<br />

gerçekleşir. Böylece niyet, tüm ibadetlerin başlangıcı <strong>ve</strong><br />

özüdür. İmam Gazzali İhyâ adlı eserinde şöyle bir haber<br />

nakleder: “Kim Allah rızası güzel kokular sürünürse kıyamet<br />

günü miskten daha güzel bir koku ile gelir. Kim<br />

de Allah rızasından başka bir gaye ile koku sürünürse(-<br />

övünmek <strong>ve</strong> kendini gösterme niyetiyle) kıyamet günü<br />

leşten daha kötü bir koku ile gelir. 8 Görüldüğü gibi burada<br />

amel aynı olmasına rağmen niyet farklı olduğundan,<br />

karşılık olarak da sevap <strong>ve</strong>ya ceza farklı olmaktadır.<br />

Hadislerde belirtildiği üzere cephede şehitlik <strong>ve</strong>ya<br />

malı infak etmek de niyete göre değerlendirilir. <strong>Bir</strong>incisinin<br />

en çarpıcı örneği “Kuzman” hadisesidir. O müslümanlar<br />

safında herkesin dikkatini çekerek, takdirini celbedecek<br />

kadar kahramanca savaşmış <strong>ve</strong> pek çok müşriği<br />

öldürmesine rağmen aldığı bir yaradan dolayı intihar etmesi<br />

üzerine Peygamberimiz: “İnsanlardan bazıları vardır<br />

ki, halkın görüşüne göre cennet ehline yaraşan hayırlı<br />

işler yaparlar. Halbuki onlar o işlerini yaparken taşıdıkları<br />

niyetleri sebebiyle cehennemliktir.” 9 buyurmuşlardır.<br />

Bu hadisenin zıttı da mümkündür <strong>ve</strong> yaşanmıştır. Meselâ<br />

Uhud savaşına kadar İslâmiyet’i kabul etmeyen Amr b.<br />

55

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!