Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
10 -> 69<br />
Her zaman saklanmaya çalışan kadın olur ve maço olan erkek arar. Aramak onun için bir meydan<br />
okumadır. Kadın ne kadar saklanırsa, onu arayan o kadar heyecanlanır.<br />
Ancak dünyanın her tarafındaki bütün çocuklar saklambaç oynar. Kimse öğretmediğine göre nasıl bu<br />
kadar evrensel olabildi? Bu iç doğalarından kaynaklanıyor olmalı. Aramak ve bulmaya yönelik bir güdü.<br />
Bu tip şeyler doğal olarak yaşanıyor. Kimse bunlara karar vermiyor. Bunlar biyolojik doğamızın bir<br />
parçasıdır. Ancak doğa sana sevgi illüzyonu verecek kadar bilgedir. Aksi halde sadece üremek için,<br />
hayatın devam etmesi için, Vatsyayana'da tarif edilen seksen dört pozisyonu ve bütün o egzersizleri<br />
yapmazsın. Garip, çirkin ve aptalca görünür. Eğer sevgiyi çıkarıp alırsan, o zaman saf seks hayvanvari<br />
görünür. Bu, insanlığın karşılaştığı en büyük sorunlardan biridir. Ve bu rahatsızlık hâlâ devam ediyor. Tek<br />
umudumuz bunu gelecekte daha anlaşılır kılmaya çalışmaktır.<br />
Erkek peşine düşer. İkna eder. Aşk mektupları yazar, hediye yollar. Elinden gelen her şeyi yapar. Ancak<br />
cinselliğini tatmin ettikten sonra ilgilenmemeye başlar. Şimdi bu bilerek yaptığı bir şey değil, incitmek<br />
istemez. Özellikle de sevdiği kişiyi incitmek istemez. Ancak bu biyolojidir. Bütün o romantizm ve aşk,<br />
doğanın seksi gizlemek için ortaya koyduğu bir sis perdesiydi. Özünde çirkin olan bir şeye güzel bir paket<br />
yapılmıştı.<br />
Ancak doğanın işi tamamlandığı zaman bütün o sis perdesi dağılır. İçgüdü sadece seksi bilir. Aşk, sadece<br />
acı ilacı yutmana yardım eden şeker kaplamadır. Onu ağzında uzun süre tutma, aksi halde yutmayı<br />
başaramazsın. İnce şeker tabakası eriyip gittiği zaman acı ilacı tüküreceksin.<br />
O yüzden sevgililer sevişmek için acele eder. Bu acele niye? Neden bekleyemiyorlar? Şeker ince olduğu<br />
için, eğer geç kalırlarsa şekerin gitmesinden ve geriye sadece acı bir tat kalmasından korkuyorlar.<br />
İçgüdü seni insan yapmaz, hayvan olarak tutar. İki ayaklı ama yine de bir hayvan.<br />
İkinci basamak, yani akıl, sana biyoloji, kimya ve hayvan doğasından daha yüksek bir şey sunar. Akıl da<br />
içten gelir. Tıpkı <strong>sezgi</strong>, tıpkı içgüdü gibi. Zihinsel kapasiteni arttırmanın hiçbir yolu yoktur. Yapabileceğin<br />
tek şey potansiyelini ortaya çıkarmaktır. Sanki aklın gelişiyormuş gibi görünür. İşin aslı en zeki insan bile<br />
potansiyelinin sadece %15'ini kullanır. Normal, sıradan, vasat bir insan, sadece %6 ya da 7'sini kullanır.<br />
Albert Einstein ya da Bertrand Russell bile zekasının %85'ini kullanamıyordu. O %85 sana açıktır ve<br />
inanılmaz bir gelişme demektir. Sen tabii ki zekanın geliştiğini sanacaksın. Ancak sen aslında zaten senin<br />
olan bir şeyi yeniden bulmuş ve almış oluyorsun.<br />
Aklı öğretmenin ve hafıza gücünü arttırmanın yollarını bulduk. Bütün okullar, kolejler ve üniversiteler,<br />
dünyanın her bir tarafındaki bütün eğitim sistemleri sadece tek bir şey yapıyor; aklını keskinleştiriyor.<br />
Ancak burada eğitimcilerin öngöremediği bir sorun çıkıyor. Aklın biraz güçlendiği zaman içgüdülerine<br />
müdahale etmeye başlıyor. Bir güç mücadelesi ve rekabet başlıyor.<br />
Akıl hükmetmeye çalışıyor ve mantık onu desteklediği için muhakeme, argüman ve binbir adet kanıt<br />
sunarak, bilinçli zihnine içgüdünün kötü bir şey olduğunu kabul ettirmeyi başarıyor. O yüzden bütün dinler<br />
içgüdüleri lanetliyor.<br />
Onlar sadece zihinsel oyunlardır. İçgüdü senin bilinçaltı zihninin ve akıl da bilinçli zihninin bir parçasıdır.<br />
Ancak sorun bilinçli zihninin, bilinçdışı zihninin onda biri kadar olmasıdır. Tıpkı bir buzdağı gibi.<br />
Sadece onda biri suyun üstünde görünüyor. Dokuz katı altta gizlenmiştir. Bilinçli zihnin sadece onda bir<br />
olmasına rağmen kendini gösteriyor. Sen onu biliyorsun. Bilinçaltı zihnin hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.<br />
Bilinçli zihnin okullarda eğitim görüyor. Kolejlerde, üniversitelerde, kiliselerde, havralarda, her yerde. Ve<br />
hepsi bilinçli beynini içgüdüne karşı dolduruyor. Bu çok çirkin bir olgudur. Seni doğa karşıtı yapıyorlar.<br />
Kendine karşı olmanı sağlıyorlar. Ancak bilinçaltındaki zihin her zaman sessizdir. Hep karanlıktadır. O<br />
senin bilinçli zihnini dikkate almaz. Bilinçli zihninle karar verdiğin her şey, her an bilinçaltı tarafından<br />
dışarı atılabilir. Çünkü o dokuz kat daha güçlüdür. Mantığın, muhakemen ya da başka bir şeyinle<br />
ilgilenmez.