Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
4 -> 69<br />
Sezgi ise akıldan daha üsttedir.<br />
İkisi de aklın ötesindedir.<br />
Ve ikisi de iyidir.<br />
Sayfada Ara<br />
KAFA, KALP VE VARLIK<br />
Daha iyi anlayabilmek için, bireyliğin bölünebilir. Aksi halde bir bölünme yoktur. Birey, bireylik, tek bir<br />
birlikteliktir. Kafa, kalp ve varlık.<br />
Akıl, kafanın bir işlevidir. İçgüdü, bedenin bir işlevidir. Sezgi ise kalbinin bir işlevidir. Bunların arkasında<br />
ise tek niteliği tanık olmak olan varlığın bulunur.<br />
Kafa sadece düşünür. O yüzden asla bir sonuca ulaşmaz. Konuşmaya açık ve mantıklıdır. Ancak<br />
gerçekliğe kök salmamış olduğu için, binlerce yıldır süregelen felsefi düşünceler bizi tek bir sonuca<br />
ulaştırmamıştır. Felsefe harika bir zihin kıvraklığı egzersizidir. Akıl, soru yaratmada ve sonra bu sorulara<br />
cevap yaratmada çok beceriklidir. Ama bu cevaplardan daha fazla soru ve daha fazla cevap çıkar.<br />
Kelimelerden saraylar kurarlar, teorik sistemler geliştirirler. Ancak bunların hepsi havadır.<br />
Beden aklına güvenemez çünkü bedenin yaşaması gerekiyor. O yüzden bedenin, nefes alma, kalp atışı,<br />
sindirim ve kan dolaşımı gibi bütün önemli fonksiyonları içgüdüye bırakılmıştır. Bedeninde binbir farklı<br />
süreç, senin hiçbir müdahalen olmadan devam etmektedir. Doğanın bedene ait bir bilgelik vermesi çok iyi<br />
olmuştur. Aksi halde, eğer aklınla bedenini yürütmeye çalışsan, hayat imkansız olurdu. Çünkü bazen nefes<br />
almayı unutabilirdin. En azından geceleri uyurken nasıl nefes alacaksın? Kafandaki bin bir düşünce zaten<br />
aklını karıştırmışken, bu karışıklık içinde kan dolaşımını kim düzenleyecekti? Hücrelere yeterli miktarda<br />
oksijenin gidip gitmediğine kim bakacaktı? Sindirilmiş besinlerin hangi temel yapı taşları olduğunu<br />
inceleyip, onları ihtiyacı olan noktalara kim gönderecekti? Bütün bu yoğun ve yüklü çalışmalar içgüdü<br />
tarafından gerçekleştirilir. Aklına ihtiyaç yoktur. Komada olsan bile beden çalışmalarına devam eder.<br />
Doğa, bedenin bütün temel fonksiyonlarını yerine getirme görevini içgüdüye vermiş ve hayatı anlamlı<br />
kılan şeyleri sana bırakmıştır. Çünkü sadece varolmanın, hayatta kalmanın bir anlamı yoktur. Hayatına<br />
anlam katmak için varoluş, kalbine <strong>sezgi</strong>yi vermiştir. Senin bu <strong>sezgi</strong>nden, sanat, estetik, sevgi, dostluk gibi<br />
olasılıklar ortaya çıkar. Bütün yaratma edimleri <strong>sezgi</strong>seldir.<br />
Ancak pazar yerinde <strong>sezgi</strong>ye ihtiyaç yoktur. Sevgiyle ya da duyarlılıkla ilgili değildir. Orada somut, elle<br />
tutulur şeyler vardır. Bunun için en somut parçan olan aklın devreye girer. Akıl, pazar yerinde, dünyada,<br />
seni işlevsel kalmaya devam ettirecek somut şeyler için vardır. Matematiktir, coğrafyadır, tarihtir,<br />
kimyadır. Bütün bilim ve teknolojiler akıl ürünüdür. Mantığın ve geometrin işe yarar, ancak akıl kördür.<br />
Sürekli bir şeyler yaratır. Ancak bunun yıkım için mi, yoksa yaratım için mi kullanılıp kullanılmayacağını<br />
bilemez. Nükleer savaş, aklın yarattığı bir savaş olacaktır.<br />
Akıl kullanışlıdır. Ancak bir talihsizlik sonucu, bütün varlığını sahiplenmiştir. Bu da dünyada çok büyük<br />
sıkıntılara neden olmuştur.<br />
Asıl sahip, beden, zihin ve kalp üçlüsü arkasında bulunur. Bu üçlünün arkasında gizlenmiş olan asıl sahip<br />
senin varlığındır. Ancak sen asla içe dönmüyorsun. Bütün yolların dışa dönük oluyor. Bütün duyuların<br />
dışarı bakıyor. Bütün başarıların dış dünyada yer alıyor.<br />
Akıl, dünya için kullanışlıdır. Bütün eğitim sistemleri, kalpten kaçınıp, tüm enerjini kafana yoğunlaştırmayı<br />
hedefler. Kalp, kafa için sorun çıkartabilir. Kalp mantıktan anlamaz. Kalbin dayandığı merkez tamamen<br />
farklıdır ve bu da <strong>sezgi</strong>dir. Sevgiyi bilir, ancak sevgi bu dünyada işe yarayacak bir ürün değildir. Güzelliği