You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
panorama<br />
20<br />
di’ne gitmek bile İsrail’in kontrolünde.<br />
Yiyecek, ham madde, su ve yakıt gibi<br />
temel ihtiyaçların giderilmesi yolu da<br />
İsrail’in kontrolünde olmaya devam<br />
edecek.<br />
İsrail, yerleşim alanlarını ayakta tutmak<br />
ve orada yaşayan Yahudileri korumak<br />
için hem büyük oranda para harcama,<br />
hem de bunun için önemli sayıda<br />
insan gücünü –daha doğrusu koruma,<br />
kolluk gücünü– bu bölgeye bağlama<br />
durumundaydı. Gazze’nin çevresine<br />
örülen duvarla, ya da çizilen sınırla güvenliğini<br />
daha az insan gücüyle ve daha<br />
az para harcamayla sağlamakla ekonomik<br />
bir sorundan da kurtulma durumunda.<br />
Bu bağlamda geri çekilmeyle<br />
İsrail, ordu gücü ve paradan tasarruf<br />
edecektir.<br />
Bu adımla İsrail, Gazze’de 1.5 milyon<br />
civarındaki Arap nüfusundan kendisine<br />
yönelik olası mücadelelere, saldırılara<br />
karşı güvenliğini de Filistin yönetimine<br />
devretmektedir. Bilindiği gibi Gazze<br />
Şeridi İsrail’in baskılarına karşı mücadelede<br />
önemli rol oynayan, İntifada’nın<br />
kıvılcımını ateşleyen ve mücadeleyi belirleyen<br />
bir konuma sahip.<br />
Böylesi bir bölgede İsrail, en ufak<br />
bir eyleme, harekete karşı tankıyla, topuyla,<br />
bombasıyla saldırıda bulunmuş<br />
ve insanları katletmeyi de kendi güvenliğini<br />
sağlama adına savunagelmiştir.<br />
Şimdi Yahudi yerleşim alanlarının boşaltılmasıyla<br />
ve İsrail askerinin Gazze<br />
Şeridi’nden geri çekilmesiyle, şimdiye<br />
kadar İsrail askerinin yaptığı iş Filistin<br />
Güvenlik Güçleri’ne devredilmiştir. Bu<br />
ise, esas olarak Filistinliler arasında bir<br />
iç çatışmanın, savaşın temelini oluşturan<br />
önemli bir faktördür. Filistin Güvenlik<br />
Güçleri Gazze Şeridi’nde İsrail’e<br />
yönelik saldırı eylemlerini engelleme<br />
görevini yerine getirirken, Filistinlilerle<br />
karşı karşıya gelme durumunda<br />
olacaktır. Filistin yönetiminin İsrail’in<br />
güvenliğini sağlayamadığı yerde ise<br />
İsrail yine Gazze Şeridi’ndeki Filistin<br />
Arap halkına saldırma hakkını saklı<br />
tutmaktadır.<br />
Yukarıda Şaron’dan aktardığımız tavıra<br />
baktığımızda, Batı Şeria’daki Yahudi<br />
yerleşim alanlarının boşaltılmasının<br />
sözkonusu olmadığı açık. Gazze’den<br />
çekilmenin perde arkasında yatan bir hesap<br />
ya da plan da, esas olarak bu işgal<br />
alanlarının boşaltılması tartışmasının<br />
ertelenmesidir. Bu arada da bu alanların<br />
daha da sıkı biçimde korunması, kimi<br />
alanların ise İsrail topraklarının doğrudan<br />
bir parçası haline getirilmesi hesap<br />
ve planları yapılmaktadır.<br />
Gazze Şeridi’nden çekilmek aynı zamanda<br />
açık cezaevi durumunda olan<br />
bu bölgede yaşayan 1.5 milyon civarındaki<br />
Filistinlinin sorunlarının sorumluluğundan<br />
kurtulma, sorunu Filistin<br />
yönetimine devretmektir. Gazze, dünyanın<br />
en yüksek nüfus yoğunluğuna<br />
sahip yerlerinden biridir ve burada yaşayan<br />
Filistinlilerin büyük çoğunluğu<br />
günde iki dolardan az bir parayla yaşamak<br />
zorunda. İşsizlik oranı ise %50-<br />
60’larda…<br />
İsrail Gazze Şeridi’nden çekilmekle<br />
kendisini “barış yanlısı” gösterme “sorunu<br />
çözmekten yana olduğu” vb. görüntüsü<br />
vermeye de çalışmaktadır. Bu<br />
sahtekarlığın en ustaca oynandığı alandan<br />
biri de Yahudi yerleşimcilerin yerleşim<br />
alanlarından çıkarılmasıydı. Şöyle<br />
ki, basına yansıyan haberlerde dünya<br />
kamuoyuna yansıtılan esas şey, yerleşimcilerin<br />
yerlerinden edilmesi, mağdur<br />
olan insanlar olarak gösterilmesi,<br />
yer yer de askerlerle yerleşimcilerin birlikte<br />
gözyaşları dökmesiydi…<br />
Bu, gerçekte İsrail’in, evet somut olarak<br />
yerleşimcilerin işgalci oldukları gerçeğinin<br />
üzerini örtmek için kullanıldı,<br />
kullanılıyor.<br />
Şaron Gazze Şeridi’nden çekilmekle<br />
daha şimdiden hem İsrail içinde hem<br />
de uluslararası alanda bir zafer ilan etmiş<br />
durumda…<br />
Şaron’un ve hükümette yer alan kimi<br />
temsilcilerin açıklamalarına baktığımızda,<br />
yakın zaman içinde bu adımı<br />
izleyecek önemli bir ilerleme gözükmemektedir.<br />
Bu durumda eğer Gazze’den<br />
çekilme adımını, Filistin yönetimi ile<br />
pazarlıklarda yeni adımlar izlemezse<br />
yeni bir intifadanın gündeme gelmesi,<br />
yaşanması da mümkündür.<br />
Gazze’de daha şimdiden baş gösteren<br />
“zaferi kendine maletme” ve bölgedeki<br />
yönetim için iktidar dalaşı da gözönüne<br />
alındığında hem Filistinliler arasında iç<br />
çatışmaların, hem de Filistin-İsrail arasındaki<br />
çatışmaların yeniden kızışarak<br />
gündeme gelmesinin maddi temelinin<br />
ortadan kalkmadığı açıktır.<br />
Açık olan diğer bir şey ise, İsrail’in<br />
Filistin yönetimine şimdiye kadar olan<br />
anlaşmalardan çok daha geri düzeydeki<br />
anlaşmalar dayattığı ve kısa vadede iki<br />
taraf arasında yapılacak anlaşmaların<br />
Filistin tarafı açısından herhalükarda<br />
şimdiye kadar olanlardan daha geri<br />
düzeyde anlaşmalar olacağıdır.<br />
Görünen bu…<br />
Bunun somut olarak nasıl gelişeceğini<br />
de göreceğiz.<br />
16 Eylül 2005 ✓<br />
Faşist Saldırılar<br />
Protesto Edildi<br />
Me r s i n ’ d e b a ş l a y ı p ,<br />
Trabzon’da sürdürülen ve<br />
Bozüyük’te doruğa ulaşan<br />
faşist saldırılar, Adana’da bir araya gelen<br />
sendikalar, demokratik kitle örgütleri<br />
ve devrimci çevreler tarafından bir<br />
basın açıklaması ile protesto edildi.<br />
Yapılan açıklamada linç girişimlerini,<br />
Kürtlere yönelen saldırıları meşru gören<br />
medyanın tutumu kınanırken, saldırganların<br />
hiçbir engellemeye maruz<br />
kalmadan ve hatta “duyarlı vatandaşlar”<br />
olarak lanse edilmesi, ceza yasalarının<br />
uygulanmaması, buna rağmen<br />
saldırıya uğrayanların provokatörlükle<br />
12 bu yıl 78’liler tarafından<br />
E y l ü l A s k e r i F a ş i s t<br />
Darbenin 25. yıldönümü<br />
İstanbul, İzmir, Ankara ve Mersin’de<br />
mitinglerle protesto edildi.<br />
Saat 11’de Mersin Devlet Hastanesi<br />
önünde bir araya gelen kitle polisin<br />
engellemeleri ile ancak 12:15’te yürüyüşe<br />
geçebildi. Metropol alanına doğru<br />
yürüyüş sırasında sık sık ‘Darbeciler<br />
halka hesap verecek’, ‘Yaşasın devrim<br />
ve sosyalizm’, ‘Kahrolsun faşizm tek yol<br />
devrim’, ‘Yaşasın halkların kardeşliği’<br />
suçlanması teşhir edildi.<br />
Açıklama Türk, Kürt, Arap emekçilerini;<br />
faşist, şovenist kışkırtmalara karşı<br />
halkların kardeşliğini yükseltme, hak<br />
ve özgürlükler için birlikte mücadele<br />
etme çağrısıyla son buldu.<br />
Protesto eylemi sık sık atılan<br />
“Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Yaşasın<br />
Halkların Kardeşliği” sloganları ile<br />
sonlandırıldı.<br />
Bizler de Ydi Çağrı okurları olarak<br />
eyleme destek verdik ve “Şovenist<br />
Kışkırtmalara Son Verilsin” yazılı bir<br />
dövizle yer aldık.<br />
09.09.2005, Ydi Çağrı/Adana ✓<br />
12 Eylül Faşizmine<br />
Karşı Miting<br />
sloganları atıldı.<br />
Faşist darbenin sorumlularını lanetleyen<br />
konuşmaların ardından eylem<br />
sona erdi.<br />
Yaklaşık 1500 kişinin katıldığı eylemde<br />
bir grup MHP’li faşistin Türk<br />
bayrakları ile eylemi provoke girişimi<br />
başarısız kaldı. Polis keskin nişancıları,<br />
özel timleri ile tüm yürüyüş güzergahını<br />
ve eylem alanını çok yoğun bir biçimde<br />
ablukaya almıştı.<br />
11.09.2005, Ydi Çağrı/Mersin ✓