06.01.2015 Views

pdf indir - YDİ Çağrı

pdf indir - YDİ Çağrı

pdf indir - YDİ Çağrı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gündem<br />

<br />

birbirlerine düşürülmek; böylece işçi<br />

sınıfı içindeki bölünme ve parçalanma<br />

derinleştirilmek isteniyor. Irkçı-şoven<br />

kışkırtma işçi sınıfına yönelik saldırıların<br />

üzerini örten bir perde işlevi görüyor.<br />

İşçi sınıfına yönelik saldırılar yoğunlaştırılıyor:<br />

Özelleştirilme saldırısı boyutlanıyor.<br />

İşsizlik artıyor. Reel ücretler<br />

düşürülüyor. Dolaylı ve doğrudan<br />

vergiler artırılıyor vb. vb.<br />

Bu saldırılar karşısında işçiler, emekçiler<br />

oynanan oyunu görmeli; derinleştirilmek<br />

istenen sınıfın bölünmesine<br />

ve saldırılara karşı sınıf birliğini sağlamalı,<br />

örgütlenmeli ve mücadele etmelidirler.<br />

AZDIRILAN IRKÇILIĞA VE<br />

ŞOVENİZME KARŞI GÜÇLÜ<br />

MÜCADELE!<br />

Olaylar karşısında sınıf bilinçli işçiler<br />

başta olmak üzere çeşitli ulus ve milliyetlerden<br />

işçilerin, emekçilerin yapması<br />

gereken şey, azdırılan ırkçılığa<br />

ve şovenizme karşı “halkların kardeşliğine”<br />

vurgu yapan mücadeleyi yükseltmektir.<br />

Hakim sınıfların kendi aralarındaki<br />

dalaşta Kürt, Türk, Laz, Çerkes…<br />

tüm çeşitli ulus ve milliyetlerden işçilerin,<br />

emekçilerin bir çıkarı yoktur.<br />

Hangi kesimin temsilcisi olursa olsun<br />

hakim sınıfların tümü; onların devleti,<br />

hükümeti işçilerin, emekçilerin<br />

düşmanıdır… Onların halkları birbirlerine<br />

karşı kışkırtma ve olayların bir<br />

“iç savaşa” dönüştürülmesi planlarını<br />

bozmak için milliyeti, dili, ulusal kimliği…<br />

ne olursa olsun; tüm kadın ve<br />

erkek işçileri, emekçileri hakim sınıfların<br />

iktidar dalaşının bir parçası olarak<br />

sahneye koydukları bu tür tehlikeli<br />

oyunlar karşısında duyarlı olmaya, bu<br />

tür oyunlara karşı ortak mücadele<br />

cephesinde, sömürücü düzene karşı,<br />

ücretli köleliğe karşı mücadeleye çağırıyoruz.<br />

Biz, çeşitli ulus ve milliyetlerden işçilerin,<br />

emekçilerin düşmanı birdir: Sömürücü<br />

sistem!<br />

Biz, çeşitli ulus ve milliyetlerden işçilerin,<br />

emekçilerin hedefi birdir: Sömürücü<br />

sistemi yıkmak!<br />

Biz, çeşitli ulus ve milliyetlerden işçilerin,<br />

emekçilerin mücadelesi de bir<br />

olmak zorundadır!<br />

Çağrımız; çeşitli ulus ve milliyetlerden<br />

işçileri, emekçileri sınıf kardeşliğinden<br />

koparıp kendi iktidar dalaşlarına<br />

alet eden, kendi iğrenç politikalarına<br />

destek vermeye çağıran; kendi kuyruklarına<br />

taktıkları bilinçsiz işçi, emekçi<br />

yığınları başka bir ulusun işçilerine,<br />

emekçilerine saldırtan sömürücü sınıflara,<br />

onların devletine, sistemine karşı<br />

mücadele çağrısıdır!<br />

Eylül 2005 ✓<br />

Emperyalist barbarlığın biricik alternatifi devrimdir, sosyalizmdir!<br />

Öldüren Katrina değil<br />

Her yıl yeniden ilan edilen “yüzyıl<br />

felaketleri”ne bir yenisi eklendi.<br />

Bu kez felaket resimleri<br />

yoksul bir ülkeden değil, dünyanın en<br />

zengin ülkesi, dünya hegemonyası dalaşında<br />

başı çeken ABD’den geldi. Yoksul<br />

ülkelerden görmeye alışık olduğumuz<br />

aç, susuz, doktorsuz, yardım isteyen insan<br />

resimleri, sokaklarda suda yüzen<br />

ölü insan resimleri, çöp kutularında<br />

yiyecek arayan insan resimleri, bu kez<br />

ABD’den yayınlandı. Canlı yayınlarda<br />

yiyecek bulma peşinde yağmalayan<br />

insan resimleri, silah elde küçük iktidarlar<br />

kuran çete resimleri, evlerinin<br />

üzerine büyük harflerle “Silahlıyım, gireni<br />

vururum!” yazan insan resimleri<br />

gördük. Kasırganın yakıp yıktığı evler<br />

mahalleler gördük. Dünyanın en zengin<br />

ülkesinde günlerce elektriksiz, susuz<br />

kalan kentler, insanlar gördük. Bu<br />

arada devletin güç gösterisini, yardım<br />

k a p i t a l i z m !<br />

için günlerce kılını kıpırdatmayan burjuvazinin<br />

ilan ettiği sıkıyönetimin nasıl<br />

barbarca uygulandığını, sorgusuz<br />

sualsiz vur emrinin emperyalist bir<br />

ülkede nasıl bugünden yarına verilebildiğini<br />

ve uygulandığını gördük. Anlamak<br />

isteyene çok şey anlattı Katrina<br />

ismi verilen kasırga.<br />

Geliyorum diyen felaket,<br />

nedenleri ve burjuvazinin<br />

hazırlığı…<br />

Kasırgalar milyonlarca yıldır yaşanan<br />

doğal olaylar. Bunların nasıl oluştuğu<br />

konusunda bugün yeterince veri ve<br />

bilgi var. Okyanuslarda su yüzeyinin 26<br />

derece ve üzerine çıkması durumunda<br />

oluşan hava akımlarının sarmal bir<br />

biçimde birleşmesi, ilerlemesi ve hep<br />

yeni hava akımlarını kendine katması<br />

ile oluşan kasırgaların bir bölümü hareketlerinde<br />

karaya varıp, yerleşim alanlarına<br />

rastladıklarında yıkıcı güçleri<br />

yerleşim alanlarını vuruyor. 200 km/h<br />

ve üzerinde bir hızla esen fırtınalar<br />

önündeki her maddeyi vuruyor, helezoni<br />

hareket önüne gelen maddeleri yerinden<br />

kaldırıp, götürebildiği yere kadar<br />

taşıyor. Bu arada çoklukla kasırgalar<br />

büyük fırtınalı yağmurlarla birlikte<br />

geliyor. Bilim kasırgaları hafiften, en<br />

ağıra doğru 5 kategoriye ayırmış. Okyanuslar<br />

üzerinde oluşan kasırgaların<br />

hangi yönde nasıl bir hızla ilerleyeceği,<br />

karaya, yerleşim yerlerine nasıl ve ne<br />

zaman varacağı, şiddetinin ne olabileceği<br />

önceden öngörülebiliyor.<br />

Ağustos ayı sonunda ABD’nin güneydoğu<br />

eyaletlerini vuran Katrina<br />

adı verilen kasırga Atlantik okyanusu<br />

üzerinde oluşup 26 Ağustos’ta Florida<br />

üzerinden geçtiğinde henüz en hafif<br />

kategoride (1. Kategori) bir kasırga idi.<br />

Florida üzerinden geçen Katrina yüzeyi<br />

26 derecenin üzerinde ısıya sahip<br />

Meksika körfezinde sıcak-nemli hava<br />

kitlelerini emerek (Hurrikan/Urağan)<br />

gücünü 3. kategoride bir kasırgaya yükselterek<br />

yoluna devam etti. Bir gün<br />

sonra 28 Ağustos’ta artık en güçlü kategoride<br />

bir kasırga (Hurrikan/Urağan)<br />

idi. Hareket ettiği yönde Missisipi, Louisiana<br />

ve Alabama eyaletleri vardı.<br />

Louisiana eyaletinin kasırgalar bağlamında<br />

zarara en fazla açık kentlerinden<br />

biri New Orleans’tı.<br />

Burada bir parantez açıp neden New<br />

Orleans sorusuna cevap verelim…<br />

New Orleans<br />

ve su baskını tehlikesi…<br />

New Orleans çok değil bundan 300 yıl<br />

kadar önce insansız bataklık bir bölge<br />

idi. 1718'de, Amerika’nın sömürgeleştirilmesi<br />

sürecinde Fransızlar burada<br />

bir yerleşim merkezi kurmaya başladılar.<br />

Üç tarafı su ile çevrili, bir yanında<br />

Pontchartrain gölü, bir yanında Missisipi<br />

nehri deltası, bir yanında ise Meksika<br />

körfezi olan bir alandı burası. Sular<br />

yükseldiğinde alçak bölgeler su altında<br />

kalıyordu. İlk yerleşim yerleri bu yüzden<br />

yüksek yerlerde idi. Giderek şehir<br />

büyüdü, bataklık kurutulmaya, bentler<br />

kurularak alçak bölgelerde yerleşim yerleri<br />

açılmaya başlandı. Sonuçta ortaya<br />

doğal coğrafi yapıyı hiçe sayan bir büyük<br />

şehir çıktı. Öyle bir şehir ki, tüm<br />

yerleşim alanının % 80’i, ve tüm şehir<br />

merkezi deniz seviyesinin altında. Şehir<br />

merkezinde derinlik deniz seviyesinin<br />

1,5 metre ve daha fazla altında.<br />

Şehir merkezini bir tarafta, Missisipi<br />

nehrinin her yıl yaşanan su baskınlarına<br />

karşı deniz seviyesinden yüksekliği<br />

6,5 metreyi bulan bir bent, diğer<br />

tarafta yüzeyde deniz seviyesinden 31<br />

cm yüksekte olan Pontchartrain gölünden,<br />

deniz seviyesinden yüksekliği<br />

4,42 m olan bir bent ayırıp, koruyor.<br />

Gölün ve nehrin sularının yükselmesi<br />

halinde yayılabileceği alan yok. Böyle<br />

bir yerleşim doğanın normal döngüsü<br />

içinde felakete “gel” diyen bir yerleşim.<br />

Fakat bölgenin petrol bölgesi olması,<br />

ABD’nin petrolünün çoğunu ikmal ettiği<br />

Meksika Körfezinde en büyük limanın<br />

olması böyle bir yerleşimi gerekli<br />

kılıyor. Kâr, en kısa zamanda azami<br />

kâr, “biz her şeyi yaparız, doğaya hükmederiz”<br />

anlayışı bu gibi yerleşim siyasetlerini<br />

gündeme getiriyor. Sonuç<br />

eğer doğaya uygun yerleşim siyaseti izlense,<br />

insanlara belki hiç zarar vermeyecek<br />

olan doğal olayları, insanlar için,<br />

en başta da tabii yoksullar için, büyük<br />

felaket haline getiriyor.<br />

New Orleans kentinin yaşadığı ilk<br />

“doğal felaket” değil Katrina kasırgası.<br />

1927’de Missisipi olağanüstü yağışlar<br />

sonucu yatağından taşıyor ve New Orleans’ın<br />

önemli bölümü sular altında<br />

kalıyor. 700 bin kişi evsiz kalıyor. Kaç<br />

ölü olduğu bilinmiyor.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!