Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
dar bu çizgisinden en ufak bir sapma<br />
göstermiyor. Onun meşgul olduğu<br />
bütün problemler de batıdan iktibastır.<br />
O gün meşrutiyet ve asrîlik<br />
ise, bugün şehirleşmedir, ekonomik<br />
büyümedir, sanayi hamlesidir, farketmez.<br />
Onun mesleği, bir sürekli devrimdir<br />
sanki.<br />
Zira aydm (ekseriyetle memur)<br />
büyük meseleleri olan insandır(!)<br />
Hürriyet, eşitlik, teceddüt, toprak<br />
reformu v.s. Zihni bu tip meselelerle<br />
yüklüdür. Onun vasfıdır: Birşeyler<br />
biliyor olmak ve birşeylerle uğraşıyor<br />
olmak veya görünmek. Bu tip'<br />
in meseleleri ne zaman biter, bir bilen<br />
de bulunmaz. Aslında Avrupa yerinde<br />
saymaya başlamadıkça onun<br />
bu büyük meselelerinin(!) biteceği<br />
de yok. Herşey bitse hava kirliliği<br />
ona yeter de artar bile.<br />
Önceleri kılık kıyafetler -<br />
de başlayan farklılık, «büyük meselelerle»<br />
birlikte elle tutulur, gözle<br />
görülür bir ağırlık kazandı. «İlerilik»<br />
vasfı, toplumda memur arasındaki<br />
tezadın daha geçerli, fakat aynı<br />
zamanda imtiyazlı ifadesidir. Her<br />
yeni nesil —tabiî aydm ve memur—<br />
bir önceki nesli batıdan iktibasları<br />
tam yapmamakla suçlar. Namık Kemal<br />
ve Ziya Paşa bu yönleriyle Tanzimatçıları<br />
yetersiz bulurlar; onlara<br />
göre yasama görevi meclislere devredilmelidir.<br />
Ziya Gökalp ile birlikte<br />
II. Meşrutiyetçiler de istibdadı ile<br />
Abdülhamid'i, yetersiz iktibasları<br />
yüzünden Tanzimatçıları suçlarlar.<br />
Cumhuriyet, «Bu iş yapılacaksa böy-<br />
Anketimîzi cevaplandırmak lütfunda 1<br />
kür ederiz... TÖRE<br />
le olur» demiş sayılır. Ama yenilik<br />
ve iktibas hastalığı bir türlü şifa<br />
bulmaz bir yaraya dönmüştür : Demokrat<br />
Parti, 27 Mayıs, 12 Mart ve<br />
nihayet «Ortanın Solu» hareketi hep<br />
aynı mantıktan, eksiği tamamlama<br />
histerisinden yola çıkarlar.<br />
Bürokrasi bizde iki defa hizaya<br />
çekildi. Hizaya çekilmeye çalışıldı<br />
dersek, daha doğru olur. İlkini Abdülhamid<br />
denedi. Başarılı da oldu.<br />
Fakat bürokrasi horlanmaya, ihmal<br />
edilmeye, gözden çıkarılmaya gelemeyeceği<br />
için her türlü yolu denemekten<br />
geri kalmaz. Karşı çıkar,<br />
yaltaklanır, ama muhakkak ki pınarın<br />
başında yer almak ister. Abdülhamid'in<br />
bürokrasiyi kısmen devreden<br />
çıkarmasının sonucu II. Meşrutiyettir.<br />
Aynı işi şuursuzca yapan ve bürokrasiyi<br />
ihmal eden Menderes iktidarı<br />
da cezasmı(!) 27 Mayıs'ta ödedi.<br />
^<br />
Fakat biz bu teceddüt sarasını<br />
muhakkak ki yaşayacak olduktan<br />
sonra, keşke Tanzimat'ı II. Mahmudun<br />
güçlü kişiliği altında, Meşrutiyeti<br />
Abdülhamid'in kuvvetli disiplininde,<br />
Demokrasiyi de İsmet Paşa'<br />
mn yönetiminde idrâk etseydik daha<br />
az tahribatla kurtulabilir miydik<br />
acaba '<br />
Zira her büyük icraate, siyasî<br />
otoritelerin en zayıf anlarında şahit<br />
olduk. Bu da bizi daha büyük toprak<br />
kayıplarına, zamansız kanlı veya kansız<br />
ihtilâllere sürükledi. Dolayısıyle<br />
tahribat çok daha büyük oldu.<br />
lunduğu için Sayın N. Turinay'a teşek-<br />
TÖRE'nin ANKETİ 33