23.06.2015 Views

1998 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1998 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

1998 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Not: Namaz ve dinimize ait diğer bütün bilgiler için, başta TAM İLMİHÂL SEÂDET-İ<br />

EBEDİYYE olmak üzere Hakikat Kitabevi'nin yayınladığı bütün kitaplarını önemle tavsiye<br />

ederiz. Zaten çok ucuz olan bu kitaplar, ayrıca Ramazan münasebetiyle, İstanbul - Sultanahmet,<br />

Ankara Kocatepe camii avlusundaki kitap fuarında, yüzde elliye varan indirimlerle<br />

satılmaktadır.<br />

Öşür vermek farzdır 17 OCAK <strong>1998</strong><br />

Her hububat, sebze ve meyve az olsun, çok olsun, mahsul topraktan alındığında,<br />

onda birinin veya kıymeti kadar altının, müslüman fakire verilmesi farzdır.<br />

Yağmur veya nehir, dere suyu ile sulanan topraklardan kaldırılan mahsulün öşrünü (uşrunu)<br />

vermek farzdır. Öşür vermek, Kur'an-ı kerimin En'am suresinin 141. ayetinde emredilmiş, onda<br />

bir olarak verilmesi de hadis-i şerifle bildirilmiştir. Borcu olan da, borcunu düşmeden öşrünü<br />

verir.<br />

Her sebze ve meyve az olsun, çok olsun, mahsul topraktan alındığında, onda birinin veya<br />

kıymeti kadar altının, müslüman fakire verilmesi farzdır.<br />

Toprak, hayvan gücü ile veya motor gücü ile sulanıyorsa, mahsulün yirmide biri verilir. İster<br />

onda bir, ister yirmide bir olsun, verirken, hayvan, tohum, alet, gübre, ilaç ve işçi masrafları<br />

düşülmeden verilir. Toprağın sahibi çocuk da olsa, deli de olsa, vasisi bunların öşrünü verir.<br />

Sadece, ne kadar büyük olursa olsun, ev bahçesindeki meyve ve sebzelerin, odun, ot ve samanın<br />

öşrü verilmez.<br />

Masraflar düşülmez<br />

Balın, pamuğun, çayın, tütünün, zeytinin, üzümün de onda bir öşrü verilir. Bunlardan da ilaç,<br />

işçilik vb. masraflar düşülmez.<br />

Tarladaki mahsulün ve ağaçtaki meyvenin, meydana geldikleri ve çürümesinden emin<br />

olunduğu zaman, öşrünü vermek farz olur. Toplanacak hâle gelmese de, faydalanacak, yenecek<br />

hâle gelince de öşrünü vermek farzdır. Bir kavle göre, olgunlaştıktan sonra toplamadan,<br />

üzerinden yenen meyveler de alınırken ölçülür, daha sonra bunların da öşrü verilir. Diğer bir<br />

kavle göre ise, bu şekilde yenen meyvelerin öşrü verilmez. Fakir olanlar, ikinci kavle, zengin<br />

olanlar ise birinci kavle göre vermelidir. Bir kimse toprağını kiraya verse, bir kavle göre öşrünü<br />

mal sahibi, diğer bir kavle göre ise, kiracı verir. Kiranın az olduğu yerlerde, ikinci kavle göre,<br />

kiranın yüksek olduğu yerlerde ise, birinci kavle göre hareket edilir. Öşür; toprak mahsulünün<br />

zekâtı olduğu için, fakirin hakkıdır. Ticaret eşyaları, altın, para vb. şeylerin zekâtlarında olduğu<br />

gibi, öşrü de müslüman fakirlere vermek lazımdır.<br />

Topraktan kaldırılan mahsulün [meyvenin, sebzenin] onda birini fakir müslümana vermeden<br />

önce, yemek haramdır. Eğer ölçü ile alıp, ölçü ile yedikten sonra, yediğinin öşrünü de hesap<br />

ederse, önce yemiş olduğu helal olur.<br />

On kile buğday kaldıran kimse, bir kilesini öşür olarak müslüman bir fakire vermezse, yalnız o<br />

bir kilesi değil, on kilenin tamamı haram olur.<br />

Öşrünü vermediği bilinen toprak sahibinden gelen hediyenin onda birini ayırıp, fakire<br />

verdikten sonra yemek iyi olur.<br />

Eskiden Anadolu topraklarının çoğu devlete ait idi. Çok az kısmı şahıslara aitti. Devlete ait<br />

olan yerlerin öşrü olmadığı için zekâtı verilmiyordu. Daha sonra devlet bu toprakları şahıslara<br />

sattığı için, hepsi öşürlü olmuştur.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!