1998 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç
1998 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç
1998 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Geçmişte nice meşhur kimseler, zekât vermedikleri ve zekâtı önemsemedikleri için helak<br />
olmuşlardır.<br />
“Karşılığını ben veririm” 22 OCAK <strong>1998</strong><br />
Zekât veren, çok sevaba kavuştuğu gibi, malının kirinden de kurtulmuş olur.<br />
Oruç tutanın da bedeninde bulunan bazı hastalıklar yok olur. Şartlarına uygun oruç<br />
tutmanın sayısız fazileti vardır.<br />
Allahü teâlâ, yapılan amellerin karşılığını, o amelin durumuna göre, değişik olarak<br />
vermektedir.<br />
İbadetlerde, iyiliklerde bire karşılık olarak, ondan yediyüz misline kadar ihsan etmektedir.<br />
Orucun sevabı için ise, (Karşılığını ben veririm) buyurmuştur.<br />
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:<br />
(Ameller, Allahü teâlâ katında yedidir. İkisi vacibi gerektirir. İkisi misli iledir. Birisi on<br />
kattır. Birisi yediyüz mislidir. Birisinin sevabını ise Allahü teâlâdan başka kimse bilmez.<br />
Vacibi gerekli kılan amellerden birincisi şudur ki, Allahü teâlâya ortak koşmadan ihlasla<br />
kulluk yapana cennet vacip olur. Ortak koşarak ölene ise cehennem vacip olur.<br />
Misli ile olan amelden birincisi, günah işleyene misli ile karşılık verilir. Diğeri ise, iyi<br />
amel için niyet ettiği şeyi yapamayana, yapmış gibi sevap verilir. Bire on verilen amel,<br />
iyiliklerin sevabıdır. Kötülüklerin günahının aksine, iyiliklere bire on sevap verilir.<br />
Bire yediyüz sevap verilen amel, helal malından Allah yolunda vermektir. Sevabını<br />
yalnız Allahü teâlânın bildiği amel, Allah için tutulan oruçtur. Onun karşılığını Allahü<br />
teâlâdan başka kimse bilmez.)<br />
Allahü teâlânın, (Âdemoğlunun her ameli kendisi için, yalnız orucu benim içindir)<br />
buyurması; kıyamet günü olunca, Allahü teâlâ kuluna hesap sorar. Öyle ki, hiç sevabı kalmaz.<br />
Yalnız orucu kalır. Bunun üzerine Allahü teâlâ, kulun ihtiyacı olan sevap kadar kendi fazlından<br />
ihsan edip, kulunu orucu sebebiyle cennete sokar.<br />
O kimse cennetliktir<br />
Herkesin sevaba ihtiyacı aynı değildir. Cenab-ı Hak da, orucu sebebiyle kuluna bol bol<br />
ihsanda bulunur.<br />
Cenab-ı Hakkın, (Orucun karşılığını ben veririm) buyurmasının hikmetlerinden biri şudur:<br />
Allahü teâlâ, kula mahsus olan yemek ve içmek gibi şeylerden münezzehtir. Oruç tutmakla<br />
cenab-ı Hakkın ahlâkından birine yapışılmış olur. Bununla çok sevaba kavuşulur.<br />
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:<br />
(Bir kimsede Allahü teâlânın ahlâkından bir ahlâk bulunursa, o kimse cennetliktir.) Yine<br />
başka bir hadis-i şerifte, (Allahü teâlânın ahlâkı ile ahlâklanınız) buyuruldu.<br />
Affedici, bağışlayıcı olmalıdır. Mesela Allahü teâlânın sıfatlarından birisi (Settar)'dır. Yani<br />
günahları örtücüdür.<br />
Müslümanın da ayıpları, kusurları örtmesi lazımdır. Allahü teâlâ affedicidir. Müslüman da<br />
affedici olmalıdır. Allahü teâlânın ahlâkından birisiyle olsun ahlâklanmalıdır. Oruç tutmakla da<br />
Allahü teâlânın ahlâkına benzemiş olacağı için sevabı büyüktür.<br />
Reddolmayan duâ<br />
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: