1998 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç
1998 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç
1998 Senesi "Bugünkü Sohbet" Yazıları - Mehmet Oruç
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
- Benim gadab ettiklerime, onlar gadab etmedi. Birlikte yediler, içtiler.<br />
Kişi kimi severse... 12 Şubat <strong>1998</strong><br />
“Allahü teâlânın bazı kulları vardır. Peygamberler ve şehitler, kıyamet günü<br />
bunlara imrenirler. Bunlar, birbirini tanımayan, uzak yerlerde yaşayan, Allah için<br />
birbirini seven müminlerdir.”<br />
Herkesle iyi geçinmek, herkese iyi muamele yapmak, müslümanın önemli özelliklerinden<br />
biridir. Dinimizde herşeyin ölçüsü bildirilmiştir. Sevmenin de sevmemenin de ölçüsü, derecesi<br />
vardır. Mesela, ibadeti çok olan mümini, az olandan daha çok sevmek lazımdır. İsyanı daha çok<br />
olan, küfrü ve kötülüğü yayan kâfirleri daha çok sevmemek lazımdır. Allah için düşmanlık<br />
edilmesi lazım gelenlerin başında, insanın kendi nefsi gelir. Sevmek demek, onların yolunda<br />
bulunmak demektir.<br />
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:<br />
(Allahü teâlânın bazı kulları vardır. Bunlar, peygamber değildir. Peygamberler ve<br />
şehitler, kıyamet günü bunlara imrenirler. Bunlar, birbirini tanımayan, uzak yerlerde<br />
yaşayan, Allah için birbirini seven müminlerdir.)<br />
(İnsan, dünyada kimi seviyorsa, ahirette onun yanında olacaktır.)<br />
Hz. Peygambere tabi olmadıkça...<br />
Onun yolunda bulunmazsa, sevgisi samimî olmaz. İnsan, dinine ve emanetine güvendiği salih<br />
kimselerle arkadaşlık etmelidir. Yahûdiler ve Hıristiyanlar, peygamberlerini sevdiklerini<br />
söylüyorlar. Fakat, onların yolunda olmadıkları için, hahamların, papazların uydurdukları yanlış<br />
yolda oldukları için, ahirette peygamberlerinin yanında olmayacaklardır. Hatta, sonsuz<br />
cehennemde kalacaklardır.<br />
Bunların Hz. Musa’yı Hz. İsa’yı sevdiklerini söylemeleri, onları cehennem azabından<br />
kurtarmaz. Allahü teâlânın gönderdiği peygamberlerinin bazılarını kabul edip, bazılarını kabul<br />
etmemek, Allahü teâlâyı kabul etmemek olur. Hangi dinden olursa olsun, son peygamber<br />
Muhammed aleyhisselamı kabul etmedikçe, Onun dinine girmedikçe, Allaha iman etmiş olmaz.<br />
Allahü teâlânın bildirdiği doğru yolu bulmuş olmazlar. Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde Bekara<br />
suresinde, bunu açıkça bildirmektedir:<br />
(Sizin inandığınız gibi inanmış olsalar, doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse,<br />
şüphesiz onlar çıkmazdadırlar. Onlara karşı, sana Allah yetecektir. O, işitir ve bilir.)<br />
Hadis-i şerifte, (Üç şey imanın lezzetini arttırır: Allahü teâlâyı ve Resulünü herşeyden çok<br />
sevmek, kendisini sevmeyen müslümanı Allah rızası için sevmek, Allahü teâlânın<br />
düşmanlarını sevmemek) buyurulmuştur.<br />
Yüksek ruhlar, sevdikleri ruhları yukarı çekerler. Alçak ruhlar da, aşağı çeker. İnsan, öldükten<br />
sonra, ruhunun nereye gideceğini, dünyada sevdiklerinin hâlinden anlamalıdır. İnsan, başkasını<br />
tabiat icabı veya akıl icabı veya kendisine yaptığı iyilikler icabı veya Allahü teâlânın rızası için<br />
sever.<br />
Dünyada birbirlerini seven kimselerin ruhları, birbirlerini cezbettiği, çektiği gibi, kıyamette de<br />
birbirlerini cezbederler. Enes bin Malik hazretleri diyor ki:<br />
Müslümanları, (İnsan, dünyada kimi seviyorsa, ahirette onun yanında olacaktır) hadis-i<br />
şerifinin sevindirdiği kadar, hiçbir şey sevindirmemiştir.<br />
Kâfirleri seven onlarla birlikte cehenneme gidecektir. Allahü teâlâyı sevmenin en kuvvetli<br />
alameti, Onun sevdiklerini sevmek, sevmediklerini de sevmemektir.<br />
İslâmiyetin aslı, temeli üçtür: İlim, amel, ihlas. İslâm ilimleri ikiye ayrılır: Din bilgileri, fen<br />
bilgileri. Din bilgileri, ağaçtan armut düşer gibi, insanın kafasına bir yerden gelmez. Bu, bir<br />
hakiki mürşidin sözlerinden ve hâllerinden, hareketlerinden ve ilmihal kitaplarından öğrenilir.<br />
İstismarcılara aldanmamak için