10.07.2015 Views

Mülkiyeliler Birliği E-Bülten 2009-1-2 sayısını buradan indirebilirsiniz.

Mülkiyeliler Birliği E-Bülten 2009-1-2 sayısını buradan indirebilirsiniz.

Mülkiyeliler Birliği E-Bülten 2009-1-2 sayısını buradan indirebilirsiniz.

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yemekhaneye, yemekler mutfaktan küçük asansörletaşınırdı. Her öğünde üç çeşit yemek olur, turfandasebzelere de yer verilirdi. Bazı günlerin özel menüleriolurdu. Mesela Perşembe günleri mercimek unu çorbası,kinci yemek garnili uskumru balığı ve sonra tahin helvası.İkinci Dünya Savaşı sırasında yatılı okuduğumuz lisedeçay verilmez onun yerine sabahları yalnız siyah mercimekçorbası, diğer öğünlerde de çoğu kez kapuska veya patatesyemeği olurdu. Ekmek karneyleydi. Tabii, Allah devletezeval vermesin, böylece lisede okuyabildik. Bundan sonraMülkiyede yatılı olmak, “beş yıldızlı otelde yaşamak” gibigeldi. Demek istediğim o ki, rahat öğrenim yapmak içinher türlü ortamımız fazlası1yla vardı.Sınıflarımız ferah, etüd odalarımız rahattı. Dershanelerde,etüd odalarında ve yemek hanelerde, sene başında kimnerede oturmuşsa, ders yılı sonuna kadar aynı yerde oturdu.O zamana göre oldukça zengin bir kitaplığımız vardı. Ayrıcabelli başlı yayınların bulunduğu “gazete odamız” ve salondatarihi büyük bir radyo mevcuttu. Yorgun radyo bazen susar,arkadaşlar birkaç kez sallayarak tekrar seslendirirdi.Okulda revir, berber, terzi, çamaşırhane ve ütü odası vardı.Her öğrencinin yılda bir elbiselik kumaş hakkı vardı. İlkyıllarımızda gözlük alımına, ayakkabı pençesi yaptırmayayardım edilirdi. Son sınıf öğrencilerden bir heyetin yönettiğitüketim kooperatifinden bazı ihtiyaçlarımızı kolaycasağlardık. Okulda jimnastik dersi olmadığı halde çok güzelbir kapalı salon vardı. O tarihlerde Ankara’da yalnız üç yerböyle salona sahipti. Mülkiye’de basketbolun gelenekselbir spor dalı olmasında, şampiyonluklar kazanmasında busalonun rolü büyüktü. Her öğrencinin bir ölçüde eli toplabuluşur, sınıflar arası müsabakalar yapılırdı. Okul takımımızoldukça ünlüydü. Büyük kulüplerin takımlarıyla rahatlıklabaşa çıkardı. Ama en büyük rakip Harbiye Spor’du.Harbiyeliler disiplinli çalışır, okuldan mezun olan başarıbasketbolcuları takım komutanı olarak okulda bırakırlardı.Mülkiye Sporun böyle şansı yoktu, mezun olan okuldanayrılırdı. Mülkiye-Harbiye maçlarının heyecanını unutmakmümkün değil.Okulumuza yeni başladığımız günlerdi. Bir gün akşamadoğru Talebe Cemiyeti Başkanının, birinci sınıfa “hoşgeldin” ziyaretine geleceği söylendi. Sınıfımızda toplandık.Başkan rahmetli İsmet Vardal’dı. Candan bir ağabey tavrı ileçok samimi bir şekilde bizleri kutladıktan sonra, Mülkiyeyi,Mülkiye geleneklerini anlatmaya başladı. Mülkiyeliliktekarşılıklı sevgi ve saygının, devamlı yardımlaşma vedayanışmanın, taşıdığımız onurlu rozetimizin itibarınıgözetmenin esas olduğunu söyledi. Mesela yolda birMülkiyeli büyüğümüzle karşılaştığımızda onu selamlama,düzgün ve kravatlı kıyafetle sokağa çıkma ve mutlakarozetimizi takma gibi geleneklerimizden bahsetti. Birarkadaşımız “ama ağabey, dedi, sizin yakanızda rozetinizyok?” Başkan” benim bugün acele işim vardı. Kravatsızçıktığımdan takmadım bak rozetim var..” diyerek ceketininyakasının arkasına iliştirdiği rozetini gösterdi. Gösterihoşumuza gitmişti. Başkanımız güçlü ve etkileyici birkonuşmacıydı. Mülkiyemizin sıcak havası bizi sarmayabaşlamıştı ve ilk günden bize gösterilen samimi ilgi çokmoral vericiydi.Okula başladığımızın birinci ayında, son sınıfların, birincisınıflar için gelenek haline getirdikleri “tanışma çayında”hazırlanan uzun masanın bir tarafında son sınıflar, diğertarafında biz birinci sınıflar karşılıklı olarak yer aldık. Pasta,çay ikramları esnasında genel bir iki konuşma yapıldı.Birimizde sınıfımız adına teşekkürlerimizi sundu. Bundansonra karşılıklı sohbet başladı. Her son sınıf öğrencisi,karşısındaki birinci sınıf öğrencisine okulu, hocalarımızı,sınav sistemini, gelecekteki beklentileri anlatıyordu. Vekarşımızda bulunan son sınıf öğrencisi, sene sonunakadar “ağabeyimiz” olur, okul ile ilgili tereddütlerimizdeve sorunlarımızda bizi aydınlatır, yardımcı olurdu. Benimkarşımdaki ağabey rahmetli Abdurahman Lami Gözen’di.Okulumuzun Sıcak Havası Bizi Sarıyor. “Mülkiyeliliğeİntibak Etmeye Çalışıyoruz:11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!