KUDÜS’ÜN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNLERİAyşe KARABAT…Vefa yer yatağında uyuyor. Annesi horluyor. Ağabeyiyatağın içinde bir o yana bir bu yana dönüyor. Kapıkırılıyor birden. Fırlıyor Vefa. Gördüğü ilk şey, burnunainen bir asker postalı…Çocuk Vefa’nın dili tutuluyor korkudan. Annesinesarılmak istiyor ama çok geç. Annesinin etrafı sarılmışbile. Başını örmeye çalışıyor, beyaz uzun geceliğinindüğmelerine yapışıyor. İsrail askerleri bağırıyor : “Oğlunnerde kadın?”Orada işte abisi. Direnmiyor, ama dipçik darbeleri yağıyorüstüne. Daha on altı yaşında oysa ki. Şaşkın ve uykulugözlerine, üzerinde bir atlet ve pijama olmasına aldırmıyoraskerler. Annesinin şaşkınlığıgeçiyor. Bağırıyor, ağıt yakıyor.Ama kimse yardımına gelmiyor.Vefa, o anda bir İsrail askerininönünde asla ağlamamaya yeminediyor. Nefret ediyor bütünYahudilerden artık. Askerler,abisinin ellerine arkadan kelepçevuruyorlar. Gözlerini de bağlayıpgötürüyorlar. Nereye ..? Kimsebilmiyor… Aylarca haberalamıyorlar abisinden.Bu sahne intifada boyunca dörtkez tekrarlanıyor. Abisi en sonundasekiz yıla mahkum oluyor. Ama Oslo Anlaşmasıyla birlikteserbest bırakılıyor. Fakat Vefa hiç unutmuyor yaşadıklarını.İlk seferinde ve daha sonraki seferlerde de, abisi götürülüpgötürülmez, bir kovaya su doldurup, ortalığa dökülenkanı temizliyor annesi ağlarken… Babası çoktan ölmüşVefa’nın. Evin erkeği de götürülünce iş Vefa’nın başınadüşüyor… Günlerce abisinden bir haber alabilmek içinçırpınıyor. Yalnız olmadığını anlıyor kısa sürede, cezaevleriönünde… İlk intifada Filistin kadınlarını işte böyle acıylaterbiye ediyor. Onları zorla olgunlaştırıyor. Her geçen gündaha dirençli, daha güçlü bir kadın oluyor Vefa. Ve dahaöfkeli…Çocukluktan çıkıp, okuma yazma bilmeyen annesiyleoluşturdukları küçük ailenin reisi, abisi yokken o artık.Abisini ararken iyice bileniyor Vefa, El Fetih’in (1958’deArafat’ın önderliğinde kurulan Hareketi Tahriri Filistin“Filistin kurtuluş Hareketi” adlı örgüt) gençlik ve kadınkollarında çalışmaya başlıyor. Abisi, uzun süren gözaltınaalınmalardan sonra eve dönünce engellemeye çalışıyorVefa’yı. Abisi geri dönünce eski çocuk haline döner gibioluyor ama yeni bir gözaltıyla yine o yırtıcı kadın halinedönüşüyor.Kocasıyla da, siyasete bulaştığı günlerde tanışıyor . Abisininbir arkadaşı… Ailelerden onay alıp evleniyorlar. Ne düğünne b aşka bir şey. Zaten Vefa, mutlu olabileceği her şeydenkaçıyor. Mutlu olmak öfkeyi dindiriyor çünkü…Vefa Filistinli bir mülteci … İkinci kuşak olmasına ,Ramallah’ta doğup büyümesine rağmen, hiç görmediği,büyük annelerinden ve delerinden dinlediği, Tel Avivyakınlarındaki köylerine dönmeyi umut ediyor. O topraklarFilistinlilerin ve Vefa’nın doğuracağı çocukların çünkü.Filistinli kadınların görevlerinden biri de, direnecekçocuklar doğurmak vefa’ya göre. İki kez hamile kalıyor.Ama İkisinde de düşük yapıyor. Bu düşükler evliliğinide gölgelemeye başlıyor… Zaten zorunluluk yıllarındaedindiği davranışlar, kocasına biraz fazla özgür geliyor…Kadınlarını mücadele sırasında yanlarında görmeye alışıkFilistinli erkekler, iş, ev içi yaşama gelince, kadınlarınerkeklere sormadan ekmek bile almasına karışıyorçünkü…İsrail askerlerinin hapishaneönlerinde aşağıladığı kadınlarınınne giyeceğine, kimle arkadaşlıkedeceğine bile onlar kararvermek istiyorlar. Vefa çocuksahibi olabilmek için uzun birtedavi sürecinden geçiyor. Amaen sonunda doktorlar ona anneolamayacağını söylüyorlar.Yıkılıyor Vefa. Nefreti büyüyor…Kocası da Vefa’yı aşağılamayabaşlıyor: “Kısır kadın!”Dayanamıyor Vefa.Bir gün abisi, o canından çok sevdiği abisi karşısınageçiyor ve kocasının çocuk sahibi olabilmek için ikinci birkadınla evlenmeye karar verdiğini , bunun için kendisindenizin istediğini anlatıyor. Garip, abisi bu ikinci evliliğeizin verdiğini söylüyor sakin sakin. Deli oluyor Vefa.Boşanıyor. Sonra da abisinin iki çocuğu, yengesi ve yaşlıanneleriyle yaşadığı, o eve geri dönüyor. Abisinin bütünitirazlarına rağmen, intifada başladıktan hemen sonraaçılan hemşirelik kurslarına yazılıyor.Ağabey, kısır olduğu artık bilindiği için bir daha evlenmeşansı kalmayan kız kardeşini sıktıkça sıyor. Koca baskısıbitiyor, ağabey baskısı başlıyor. Ama Vefa, en gözü karahemşirelerden biri olup çıkıyor. Çatışmalar devam ederkenve İsrail askerleri ambulansları bile hedef alırken, yaralılarayardım etmek için kendi canını sık sık tehlikeye atıyor.Ölse de umursamayacak çünkü. Hatta ölse daha iyi…(Vefa binlerce Filistinli kadından yalnızca bir tanesi.Filistinli kadınlar, her gün yaşamı yeniden üretiyorlar,anne, eş, kız kardeş ve direnişçi kadın olarak. İşgalciisrail’e karşı direnirken, erkek egemen yaşam biçimleriylede mücadele ediyorlar. Vefa ikinci intifada da feda savaşçısıolarak yaşamına son veriyor. M.ö.)(122-125 sayfalardan)Ayşe KARABATKudüs’ün Gönüllü Sürgünlericarpe diem kitapİstanbul 2007
PANEL: GÖZLERİYLE FİLİSTİN…31 Ocak <strong>2009</strong> tarihinde birliğimizin konferanssalonunda, Faik Bulut Ortadoğu uzmanı, GazeteciAyşe Karabat ve Filistin Halkıyla Dayanışma DerneğiBaşkanı Füsun Bandır’ın katıldığı “GözleriyleFilistin” etkinliği AFSAD Mehmet Özer ToplumcuGerçekçi Belgesel Fotoğraf Atölyesinin hazırladığı“Kalbimizin Doğusu Filistin” gösterisinden sonrakonuşan Mülkiyeliler Birliği Toplumsal CinsiyetEşitliği Komisyonu üyesi Çağla Ünlütürk “Filistinlikadınların çığlıklarına kulaklarımızı tıkayıp başkabir şey konuşmak mümkün değildi. Ve her günhaberlerde izlediğimiz bütün bu görüntüler üzerinemutlaka onların sesine ses vermek ihtiyacı hissettikve bu nedenle de önce Filistin sorununu sonra daFilistinli kadınlar üzerine konuşacağımız bu etkinliğidüzenledik. Hepiniz hoş geldiniz.” Konuşmasıylakonukları dinleyicilere tanıtarak etkinliğin ikincibölümüne, panele geçildi.İlk konuşmacı FaikBulut, dünyayı fethetmetutkusuyla Filistin’e giden 68kuşağından biri olduğunu veİsrail zindanlarında yedi yıltutsak kaldığını belirttiktensonra;” Filistinlilere İsrail’insaldırganlığı, aslındasömürgecilerin saldırısıdır.Emperyalistlerin saldırganlığıFilistinlileri bu hale soktuama aynı zamanda Filistindirengenliğini de gündemegetirmiş oldu. Bu savaş Hamas ile İsrail arasındaki birsavaş değildir. Keza bu savaş, 17 Aralık’ta ateşkesinuzatılmaması nedeniyle başlamış bir savaş değildir.Biliyoruz; en azından ben elde ettiğim bilgilerdoğrultusunda, şu kadarını söyleyebilirim: İsrail, altıay önceden bir savaş kabinesi kurdu. Aynı zamandapsikolojik bir savaşı nasıl başlatırım konusunda ilgilikomisyonları hazırladı. O halde, altı ay öncesindenbaşlamıştı bu savaş. İsrail’in zaten niyeti vardı.Hani, kurt ile koyunun, suyumu bulandırıyor musunbulandırmıyor musun meselesine dönmüştü iş. Yaniİsrail başından beri Gazze’yi, Hamas’ı burayı yoketmek istiyordu.” dedi ve devamla ”peki burada kiamaç nedir? İsrail’e bakarsanız, gerçek amaç Hamas’ıyok etmektir! Belki taktiksel açıdan böyle bir şeydensöz edilebilir ama stratejik açıdan esas amaç budeğildir. Amaç, Gazze’deki alt yapıyı, ister Hamas’ınelinde olsun, ister Marksistlerin yönetiminde veyaulusalcıların denetiminde bulunsun, Gazze’dekiekonomik ve siyasal altyapıyı yok etmek; halkın direnişruhunu ortadan kaldırmaktır. Gazze’yi yönetimsiz vesahipsiz bıraktıktan sonra, orayı Mısır’ın himayesinedevretmek” olduğunu söyledi.İkinci konuşmacı FilistinDerneği ile dayanışmaDerneği Başkanı FüsunBandır; “ Filistin direnişiniselamlayan konuşmasındansonra, “Arkadaşlar bugün İsrailve Amerika’ya göre Filistin’dedirenen herkes teröristir. Bugün