11.07.2015 Views

o_001081_2012-06-01-222034_e-kitap-arsivi

o_001081_2012-06-01-222034_e-kitap-arsivi

o_001081_2012-06-01-222034_e-kitap-arsivi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tükenecektir. Büyük boşluk, inen çıkan ve arada eriyip tükenen sayısız ruhların kasırgasıyla kavrulmaktadır. Sınavıkazanan ruhlar, yedi kat göğe başarıyla yükselip ölümsüzlüğe kavuşurlar. Salt gerçeği (mutlak hakikat) öğrenirler.Maddeye boyun eğmeyen başarılı ruh, yeryüzündeki kısa sınavını verdikten sonra, ilk basamak olarak ay'ayükselir.Ay, düşünce dehasıdır, elinde gümüş bir orak tutar, doğumları ve ölümleri düzenler. Ruhları cesetlerdenkurtararakbüyük ışığa doğru çeker (cezbeder). Göğün ikinci katını yöneten Utarit yıldızıdır. Utarit, soyluluk dehasıdır,sınavını başarıyla vermiş ve birinci katta cesetlerinden ayrılmış ruhlara çıkacakları yolu gösterir. Bu kata çıkanruhlar, soyluluklarını (asaletlerini) tanıtlamış ruhlardır. Üçüncü katı Zühre yıldızı yönetmektedir. Zühre, aşkdehasıdır, elinde aşk, aynasını tutar, birbirlerini unutan ruhlar aşk aynasında birbirlerini bulurlar. Dördüncü katgök, güneşin egemenliği altındadır. Güneş, güzellik dehasıdır, başarı ışıkları, saçmaktadır, pırıl pırıldır. Başarılıruhlar, ölümsüzlüğe yükselebilmek için böyle bir tüm güzellikten geçerler. Güneş, onları tatlı ışıklarıyla okşayarakölümsüzlüğe hazırlar. Beşinci katı Merih yıldızı yönetir. Merih, tüzenin (adaletin) dehasıdır, elinde tüzenin keskinkılıcını tutmaktadır. Altıncı katı yöneten Müşteri yıldızıdır. Müşteri, bilimin dehasıdır, elinde büyük gücün asasınıtutmaktadır. Yedinci ve son katsa, ölümsüzlüğe kavuşulan büyük aydınlık, tümel aklın tüm sırrını saklayan Zuhalyıldızının katıdır.Ruhları ölümsüzlüğe götüren, dünya sınavında, iradelerini kullanarak, güçlerine dayanarak, acı çekerek eldeettikleri aydınlık bilinç'tir. Bu bilince (şuura) kavuşabilmek için, yükselmeyi istemek yeter. Yükselen ruh, aydınlıkbilincine dayanarak, tüm güzellik, tüm güç, tüm akıl olacaktır. Buysa ölümsüzlüktür.Terzi Hennes'in bu öğretisi, eski Mısır'ın Tep ve Memphis tapınaklarının büyük ve kutsal sırrıdır. Bu yüzden dehiçbir papirüste yazılmamıştır. Sadece yeraltında gizlenmiş bir mağaranın duvarlarına sembolik işaretlerlekazılmıştır. Yüzyıllar boyunca, tapınaklar başkanları birbirlerine ağızdan anlatmaktadırlar. Böylelikle sır, onalayık olandan başka, kimsenin eline geçmez. Tep ve Memphis tapınaklarına bağlanarak yıllarca sınav geçirip çileçektikten sonra bu sırra kavuşanlar, onu, en dayanılmaz işkenceler altında bile açıklamazlar.Dinler, hemen hepsi, kendilerine en büyük kıvılcımı yollayan üçüncü peygamber İdris'i birkaç satırlageçiştirmişlerdir. Bunun nedeni de kolaylıkla anlaşılmaktadır.Hermes'in öğrencilerinden Asklepios, büyük ustasının şu sözlerini de açıklamaktadır: İnsanlar, ölümlü tanrılardır,tanrılar da ölümsüz insanlar... Eşyanın dışı, içi gibidir. İçle dış arasında hiçbir ayrılık yoktur. Küçük büyük gibidir.Küçükle büyük, arasında hiçbir ayrılık yoktur. Evrende hiçbir şey ne iç, ne dış, ne küçük, ne büyüktür. Bir tek yasave o yasanın gördüğü bir tek iş vardır. Bu sözlerin anlamını anlayan, gerçeği görür. Kimi insanlar, bu anlayışları,olağanüstü çabaları ve yetkinlikleriyle öteki insanların görmediklerini görebilirler. Oysa nedenler nedeni daimagizlidir. Çünkü sonsuzluk, pek kısa bir son olan zaman ve gene pek kısa bir son olan mekan içinde anlaşılamaz veanlatılamaz. Bizler, ancak, öldükten sonra onu anlayabilir ve anlatabiliriz. Çünkü, yaşarken zaman ve mekanlasınırlıyız. Sınırsızlık, sınırlılık içinde kavranamaz.İşte, dinleri ve felsefeleriyle, elli yüzyılı kaplamış bulunan ışık karanlık diyalektiği buralardan gelmektedir.Hermes'in büyük sırrını öğrenebilmek için geçirilecek sınavlar pek güçlüdür. Aklı ve iradesi güçsüz olanistekliler, ya yolun dönülebilecek parçasından tersyüz edip geriye dönerler, ya korkudan çıldırırlar, ya da bin birürkütücü görünüş içinde yürekleri durur, bir uçuruma yuvarlanır, ölür giderler. Sınavı başarıyla geçiren pek az kişivardır.İstekliyi önce İzis tapınağına götürürler. Tapınak, yeraltı mezarlarına giden deliklerle doludur. Tapınağınkapısında İzis heykeli vardır. İzis, oturmuştur, dizlerinde kapalı bir <strong>kitap</strong> vardır, yüzü örtülüdür.Heykelin altında şusöz yazılıdır: Yüzümdeki örtüyü hiçbir ölümlü kaldıramadı.Şu halde?.. Bu yolda yürüyebilmek için ölümsüzlüğe hazırlanmak gerekmektedir. Buysa, uzun yıllar isteyen,katlanılması pek zor bir çabadır. İstekli, buna katlanmayı göze alırsa, tapınak hizmetçilerinin yanında kalmak,ortalığı süpürmek, bulaşık yıkamak, ayakyollarını temizlemek zorundadır (kendilerini hor gören ve hor gördürenkyniklerle melamileri hatırlayınız). Bütün bu işleri yaparken tek söz söylemek, konuşmak yasaktır. Bu sınavdangeçen istekli, isteğinde direniyorsa, küçük bir deliğin içinden karanlık bir labirente bırakılır. Kapı, üstüne,gürültüyle kapatılır. İstekli, dizleri ve dirsekleri üstünde sürüne sürüne, çamurlu ve yılanlı dehlizlerde uzun uzundolaşacaktır. Arasıra küçücük odalara yolu düşerek ayağa kalkabilecek, bu küçük odalarda, çeşitli iskeletlere,hayvanlara ve yılanlara rastlayacaktır. Sonra, gene küçük deliklerden karanlık yollara girerek, sürüne sürüneilerleyecektir. Bu küçük odalarda, kimi zaman, sessiz bir rahibe rastlayacak, rahip ona, geriye dönmek isteyipistemediğini soracaktır. Sırrı öğrenmek için direniyorsa, gene kaderiyle baş başa kalarak, karanlık yollardasürünmeye devam edecektir. Derinlerden kulağına, şöyle seslenen çığlıklar gelecektir: Bilim ve güç isteyen deliler,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!