11.07.2015 Views

Download (1612Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1612Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1612Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

1GİRİŞ20. yy’ın son çeyreğinden itibaren tüm dünyada ekonomik, politik, sosyal vekültürel yapılarda köklü değişim ve dönüşümler yaşanmaktadır. Bu değişim vedönüşüm tüm dünyada bölgelerin ve ülkelerin, küresel ekonomik işbölümübünyesinde; rollerin ve konumların yeniden tanımlamasına neden olmaktadır. Bu,küresel bir yeni ekonomik düzenin kurulması anlamına gelmektedir. Dünyaekonomisinin giderek daha fazla bütünleşmesine neden olan bu değişim ve dönüşümsüreci, ‘küreselleşme-globalleşme’ olarak adlandırılmaktadır (Aykaç, Parlak,Özdemir, 2008:183).Yaşadığımız yüzyılda ekonomik, sosyal ve teknolojik alanda meydana gelengelişmeler pazarların küreselleşmesine, uluslar arası rekabetin artmasına yol açmıştır.İşletmeler giderek küreselleşen pazarlarda yoğun rekabet koşulları altındafaaliyetlerini sürdürmektedir. Bu bağlamda küresel rekabet ortamı; krizlerin vekrizleri tetikleyebilecek her türlü sorunsalın ortaya çıkmasına neden olacak etkenlerledoludur. Günümüz dünyasında hızlı iletişim, hızla oluşan pazarlar ve kısa süreli iştasarımlarının geçerli olması, piyasalarda yaşanan hızlı değişimler; işletmelerinyoğun bir rekabet ortamına girmesine ve krizlerle karşı karşıya kalmasına yolaçmaktadır (Zerenler ve Iraz, 2006:247, 248). Bunlara, bir de doğal afetler, savaşlarve kamu yönetiminden kaynaklanan sorunlar eklenince, işletmeler ve yöneticileroldukça zorlanmaktadır (Türkel, 2001:13). Böyle bir ortamda bulunan işletmelerinamaçlarını gerçekleştirebilmesi, yaşamlarını sürdürebilmesi, artan rekabet karşısındapazar paylarını koruyabilmesi, pazar paylarını arttırabilmesi ve hatta yeni pazarlaragirebilmesi büyük ölçüde çevreye uyum sağlayabilmelerine bağlıdır.Kriz kavramı; olağanüstü, arzu edilmeyen koşulların cereyan ettiği ve olağankabul edilen faaliyetlerin yapılmasını engelleyen bir dönüm noktası olarak ifadeedilmektedir. (Titiz, 2003:112)Bu anlamda kriz, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’dede özellikle 1980’li yıllardan sonra kendisini daha fazla hissettirmeye başlamış veküreselleşme ile bu etkileşim daha da hızlanmıştır. Türkiye son onbeş yılda hem ülkeiçi sorunlardan kaynaklanan; 1994 Nisan Krizi, 1999 Krizi, 2000 Kasım Krizi ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!