11.07.2015 Views

Download (1612Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1612Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

Download (1612Kb) - Süleyman Demirel Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

7Küreselleşmenin temel niteliğini; finansal piyasaların küreselleşmesi, şirketstratejilerinin küreselleşmesi, teknoloji ve bağlantılı Ar-Ge ve bilgininküreselleşmesi, tüketim kalıplarının dünya çapında tüketici piyasalarına sahipkültürel ürünlere dönüştürülmesi ve nihayet ulusal hükümetlerin Küresel yönetişimkurallarını dizaynında rollerinin azalması oluşturmaktadır (Aykaç, Parlak, Özdemir,2008:23).1.2. Küreselleşme Süreci/ TarihçeYeni dünya düzeni, ekonominin büyük ölçüde dayanağını oluşturan vebirbiriyle bir bütün olan dört küresel etkinlik kriteri üzerinde oluşmaktadır. Bunlar;Küresel Kültür Piyasası, Küresel Piyasa, Küresel İşyeri, Küresel Finansal Ağı’dır.Dünya üzerindeki bu dört etkinliğin amacı Küreselleşmeyi gerçekleştirmektir. Budört itici gücün arkasındaki en önemli etken ise Çok Uluslu Şirketlerdir. Yapılan birçalışmaya göre ilk 300’de yer alan ÇUŞ’ların toplam aktifleri tüm dünyadaki üretimaktiflerinin yaklaşık %25’ini oluşturmaktadır. Küreselleşme harekatı esasındasöylendiği gibi 1990’lı yıllardan sonra ortaya çıkmış bir olgu değildir (Temel,2001:1-5).Küreselleşme aslında çok yeni bir kavram olmayıp, bu sürecin baş aktörleriolan Çok Uluslu Şirketlerin varlığı, Asurlular, Finikeliler, Yunanlılar ve Romalılardevrine kadar uzanmaktadır. Doğu ile Batı’yı birleştiren ve Çin’den başlayıpRoma’ya uzanan İpek Yolu ile ürün ticareti tarihin ilk zamanlarından beriyapılmaktadır. 19. yy’da Sanayi devrimi ve burjuvazinin ortaya çıkışı, ekonomikalanda pazar ekonomisini ve kapitalist yapıyı, siyasal alanda ulus devletleri vedemokratik sistemi doğurmuştur. Bu sistemin ileri bir aşaması olarak ele alınabilecekküreselleşme, iktisadi anlamda pazar ekonomisinin, siyasal anlamda ise liberaldemokratik düzenin ve hukuk devletinin bütün dünya yüzeyine yayılması olarakalgılanabilir. Sanayi devriminden, II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar ise genel olaraksömürgeci gelişmiş birkaç ülke ile gelişmemiş perifer ülkeler arasında hammadde vegıda alışverişi gerçekleşmiş, savaş sonrasında kurulan GATT (General AgreementOn Tariffs and Trade) ile dünya üzerinde barışın ancak ticaret ile sağlanabileceğigörüşü hakim olmuştur. Bu görüş, birbirine ekonomik yönden bağımlı olan ülkelerinhem ekonomik hem siyasi kararlarında tam bağımsız olamayacakları, dolayısıyla da

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!