27.11.2012 Views

SOSYAL-GUVENLIK-SISTEMINE-BAKIS-RAPORU

SOSYAL-GUVENLIK-SISTEMINE-BAKIS-RAPORU

SOSYAL-GUVENLIK-SISTEMINE-BAKIS-RAPORU

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

2050'YE DOÐRU<br />

NÜFUSBÝLÝM VE YÖNETÝM:<br />

<strong>SOSYAL</strong> GÜVENLÝK (EMEKLÝLÝK)<br />

SÝSTEMÝNE BAKIÞ<br />

Prof. Dr. Yusuf ALPER<br />

Yard. Doç. Dr. Çaðaçan DEÐER<br />

Prof. Dr. Serdar SAYAN<br />

Kasým 2012<br />

Yayýn No: TÜSÝAD-T/2012-11/535<br />

Meþrutiyet Caddesi, No: 46 34420 Tepebaþý/Ýstanbul<br />

Telefon: (0 212) 249 07 23 • Telefax: (0 212) 249 13 50<br />

www.tusiad.org


2012, TÜSÝAD<br />

Tüm haklarý saklýdýr. Bu eserin tamamý ya da bir bölümü,<br />

4110 sayýlý Yasa ile deðiþik 5846 sayýlý FSEK uyarýnca,<br />

kullanýlmazdan önce hak sahibinden 52. Maddeye uygun<br />

yazýlý izin alýnmadýkça, hiçbir þekil ve yöntemle iþlenmek, çoðaltýlmak,<br />

çoðaltýlmýþ nüshalarý yayýlmak, satýlmak,<br />

kiralanmak, ödünç verilmek, temsil edilmek, sunulmak,<br />

telli/telsiz ya da baþka teknik, sayýsal ve/veya elektronik<br />

yöntemlerle iletilmek suretiyle kullanýlamaz.<br />

ISBN: 978-9944-405-89-8<br />

Kapak Tasarýmý: Hakan Ferit HOÞGÖR<br />

SÝS MATBAACILIK PROM. TANITIM HÝZ. TÝC. LTD. ÞTÝ.<br />

Eðitim Mah. Poyraz Sok. No:1 D.63 Kadýköy - ÝSTANBUL<br />

Tel: (0216) 450 46 38 Faks: (0216) 450 46 39


TÜSÝAD, özel sektörü temsil eden sanayici ve<br />

iþadamlarý tarafýndan 1971 yýlýnda, Anayasamýzýn<br />

ve Dernekler Kanunu'nun ilgili hükümlerine uygun<br />

olarak kurulmuþ, kamu yararýna çalýþan bir dernek<br />

olup gönüllü bir sivil toplum örgütüdür.<br />

TÜSÝAD, insan haklarý evrensel ilkelerinin,<br />

düþünce, inanç ve giriþim özgürlüklerinin, laik<br />

hukuk devletinin, katýlýmcý demokrasi anlayýþýnýn,<br />

liberal ekonominin, rekabetçi piyasa ekonomisinin<br />

kurum ve kurallarýnýn ve sürdürülebilir çevre<br />

dengesinin benimsendiði bir toplumsal düzenin<br />

oluþmasýna ve geliþmesine katký saðlamayý amaçlar.<br />

TÜSÝAD, Atatürk'ün öngördüðü hedef ve ilkeler<br />

doðrultusunda, Türkiye'nin çaðdaþ uygarlýk<br />

düzeyini yakalama ve aþma anlayýþý içinde, kadýnerkek<br />

eþitliðini, siyaset, ekonomi ve eðitim açýsýndan<br />

gözeten iþ insanlarýnýn toplumun öncü ve giriþimci<br />

bir grubu olduðu inancýyla, yukarýda sunulan ana<br />

gayenin gerçekleþtirilmesini saðlamak amacýyla<br />

çalýþmalar gerçekleþtirir.<br />

TÜSÝAD, kamu yararýna çalýþan Türk iþ<br />

dünyasýnýn temsil örgütü olarak, giriþimcilerin<br />

evrensel iþ ahlaký ilkelerine uygun faaliyet göstermesi<br />

yönünde çaba sarf eder; küreselleþme sürecinde<br />

Türk rekabet gücünün ve toplumsal refahýn,<br />

istihdamýn, verimliliðin, yenilikçilik kapasitesinin<br />

ve eðitimin kapsam ve kalitesinin sürekli artýrýlmasý<br />

yoluyla yükseltilmesini esas alýr.<br />

TÜSÝAD, toplumsal barýþ ve uzlaþmanýn<br />

sürdürüldüðü bir ortamda, ülkemizin ekonomik<br />

ve sosyal kalkýnmasýnda bölgesel ve sektörel<br />

potansiyelleri en iyi þekilde deðerlendirerek ulusal<br />

ekonomik politikalarýn oluþturulmasýna katkýda<br />

bulunur. Türkiye'nin küresel rekabet düzeyinde<br />

tanýtýmýna katkýda bulunur, Avrupa Birliði (AB)<br />

üyeliði sürecini desteklemek üzere uluslararasý<br />

siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel iliþki, iletiþim,<br />

temsil ve iþbirliði aðlarýnýn geliþtirilmesi için<br />

çalýþmalar yapar. Uluslararasý entegrasyonu ve<br />

etkileþimi, bölgesel ve yerel geliþmeyi hýzlandýrmak<br />

için araþtýrma yapar, görüþ oluþturur, projeler<br />

geliþtirir ve bu kapsamda etkinlikler düzenler.<br />

TÜSÝAD, Türk iþ dünyasý adýna, bu çerçevede<br />

oluþan görüþ ve önerilerini Türkiye Büyük Millet<br />

Meclisi (TBMM)'ne, hükümete, diðer devletlere,<br />

uluslararasý kuruluþlara ve kamuoyuna doðrudan<br />

ya da dolaylý olarak basýn ve diðer araçlar aracýlýðý<br />

ile ileterek, yukarýdaki amaçlar doðrultusunda<br />

düþünce ve hareket birliði oluþturmayý hedefler.<br />

TÜSÝAD, misyonu doðrultusunda ve faaliyetleri<br />

çerçevesinde, ülke gündeminde bulunan konularla<br />

ilgili görüþlerini bilimsel çalýþmalarla destekleyerek<br />

kamuoyuna duyurur ve bu görüþlerden hareketle<br />

kamuoyunda tartýþma platformlarýnýn oluþmasýný<br />

saðlar.<br />

ÖNSÖZ<br />

Birleþmiþ Milletler Nüfus Fonu (UNFPA)<br />

dünyada nüfus konusunda uluslararasý finanse<br />

edilen en büyük yardým kaynaðýdýr. UNFPA<br />

sürdürülebilir kalkýnmayý destekleyen nüfus<br />

politikalarý ve stratejileri oluþturulmasý<br />

konularýnda faaliyet göstermektedir.<br />

UNFPA her kadýnýn, erkeðin ve gencin saðlýklý<br />

ve eþit bir hayat sürdürmesi için çalýþmaktadýr.<br />

UNFPA devletleri yoksulluðu azaltma politikalarý<br />

geliþtirme sürecinde nüfus verilerinin<br />

kullanýlmasý için desteklemekte, her hamileliðin<br />

istenilen, her doðumun güvenli ve her gencin<br />

HIV/AIDS'den korunmuþ olmasý için faaliyet<br />

göstermekte, kadýnlarýn ve genç kýzlarýn hak<br />

ettiði saygýlý muameleyi görmesi için destek<br />

vermektedir.<br />

UNFPA Türkiye'de faaliyetlerine 1971 yýlýnda<br />

baþlamýþtýr. 2003 yýlýndan beri UNFPA Türkiye<br />

Ofisi; Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ülke<br />

programlarýný da koordine etmekte, bölgesel<br />

ölçekte projeleri yürütmektedir.<br />

Türkiye'de UNFPA'in ilk faaliyetleri proje<br />

ölçeðinde gerçekleþtirilmiþ, kýsa süre içerisinde<br />

kapsamlý beþ yýllýk ülke programlarý yürütülmeye<br />

baþlanmýþtýr. Bu çalýþma sýrasýnda Türkiye<br />

Cumhuriyeti ile birlikte 4. Ülke Programýný (2006-<br />

2010) yürüten UNFPA; 2011 baþýndan itibaren<br />

Türkiye'deki 5. Ülke Programý'ný (2011-2015)<br />

baþlatmýþtýr. UNFPA, bu çerçevedeki çalýþmalarýný<br />

kamu kurumlarý, sivil toplum, üniversiteler ve<br />

özel sektörle iþbirliði halinde yürütmeye devam<br />

edecektir.<br />

30 seneden uzun bir süredir UNFPA<br />

Türkiye'de:<br />

1. Özellikle gençlerin ihtiyaçlarýný karþýlayacak<br />

þekilde üreme saðlýðýnýn iyileþtirilmesi<br />

2. Toplumsal Cinsiyet eþitliðinin desteklenmesi<br />

ve<br />

3. Nüfus ve kalkýnma alaný ile ilgili veri<br />

toplanmasý, bunlarýn paylaþýlmasý ve<br />

kullanýmýnýn teþvik edilmesi konularýnda<br />

çalýþmaktadýr.<br />

Ülke Programý, UNFPA'in ilkeleri çerçevesinde;<br />

yoksulluðun azaltýlmasý, anne saðlýðýnýn<br />

iyileþtirilmesi,<br />

Cinsel Yolla Bulaþan Enfeksiyonlar ve<br />

HIV/AIDS'le mücadele edilmesi, toplumsal cinsiyet<br />

eþitliðinin teþvik edilmesi, kadýnlara eþit haklar<br />

saðlanmasý ve kadýnlarýn yetkilerinin arttýrýlmasý<br />

baþta olmak üzere, Binyýl Kalkýnma Hedeflerine<br />

ulaþýlmasýnda Türkiye Cumhuriyeti'ne katký ve<br />

destek vermeyi amaçlamaktadýr.


Türkiye, 20. yüzyýldaki geliþmiþ ülkeler gibi demografik açýdan<br />

bir deðiþim sürecinin içinde bulunmaktadýr. Nüfusun yaþ yapýsýndaki<br />

deðiþiklikler, sosyal ve ekonomik sistemleri ve politikalarý yakýndan<br />

ilgilendirmektedir. Türkiye'nin, her ülkenin tarihinde bir kez gerçekleþen<br />

demografik geçiþ sürecini nasýl yaþadýðý ve bu geçiþ sürecinin 2050<br />

yýlýna doðru neler getireceði, kamu ve özel sektörde alýnacak karar<br />

ve uygulanacak politikalar açýsýndan büyük önem taþýmaktadýr.<br />

Bu anlayýþ çerçevesinde, UNFPA ve TÜSÝAD tarafýndan “2050’ye<br />

Doðru Nüfusbilim ve Yönetim” baþlýklý bir araþtýrma projesi<br />

baþlatýlmýþtýr. Demografik deðiþimler ve bu deðiþimlerin özellikle sosyal<br />

politika alanlarýna izdüþümlerini ele almak üzere planlanan araþtýrma<br />

projesi “2050’ye Doðru Nüfusbilim ve Yönetim: Eðitim, Ýþgücü, Saðlýk<br />

ve Sosyal Güvenlik Sistemlerine Yansýmalar” baþlýklý bir ana rapor<br />

ile demografik deðiþimin eðitim, iþgücü, saðlýk ve sosyal güvenlik<br />

alanlarýna etkilerini ayrý ayrý irdeleyen dört sektörel rapordan<br />

oluþmaktadýr.<br />

Söz konusu araþtýrma projesi çerçevesinde hazýrlanan, "2050'ye<br />

Doðru Nüfus Bilim ve Yönetim: Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine<br />

Bakýþ" baþlýklý bu rapor, önümüzdeki dönemde ivme kazanacak olan<br />

nüfus yaþlanmasý eðiliminin, Türk sosyal güvenlik sisteminin emeklilik<br />

sigortasý sunumu sürecini ve bu süreçte ortaya çýkabilecek finansman<br />

dengelerini nasýl etkileyeceði sorusuna cevap aramaktadýr. Prof. Dr.<br />

Yusuf Alper (Uludað Üniversitesi), Yard. Doç. Dr. Çaðaçan Deðer (Ege<br />

Üniversitesi) ve Prof. Dr. Serdar Sayan'ýn (TOBB Ekonomi ve Teknoloji<br />

Üniversitesi) birlikte hazýrladýklarý raporda, Türkiye'nin yaþlýlýk<br />

sigortasý sisteminin finansman dengelerinin evrimi ve yakýn geçmiþte<br />

yaþanan reform sürecinin deðerlendirilmesini takiben, sistemin gelir-<br />

gider dengelerinin, 2050'ye kadar uzanan demografik projeksiyonlar<br />

ýþýðýnda izlemesi beklenen seyir ele alýnmaktadýr.


Raporun "Giriþ" bölümü Prof. Dr. Serdar Sayan tarafýndan kaleme<br />

alýnýrken; "Nüfusbilim, Demografik Yapý ve Sosyal Güvenlik" baþlýklý<br />

2. Bölümü, "Sosyal Güvenlikte Yeniden Yapýlanma, Arayýþlar ve<br />

Sorunlar" baþlýklý 3. Bölümü ve "Türk Sosyal Güvenlik Sistemi" baþlýklý<br />

4. Bölümü Prof. Dr. Yusuf Alper tarafýndan yazýlmýþtýr. "Demografik<br />

Dönüþüm ve Daðýtým Esaslý Yaþlýlýk (Emeklilik) Sigorta Sistemlerine<br />

Yansýmalarý" baþlýklý 5. Bölüm, "Yaþlýlýk (Emeklilik) Sigorta Sisteminin<br />

Gelir Gider Dengeleri" baþlýklý 6. Bölüm ile "Sonuç" bölümü de Yard.<br />

Doç. Dr. Çaðaçan Deðer ve Prof. Dr. Serdar Sayan tarafýndan ortaklaþa<br />

yazýlmýþ; ancak raporun son þekli tüm yazarlarýn ortak görüþleri<br />

doðrultusunda verilmiþtir.<br />

Bir ülkenin demografik geçiþ süreci boyunca nüfusunun yaþ<br />

profilinde gözlenen deðiþim, aktif/pasif oranlarýnýn seyri üzerine<br />

yaptýðý, zamana yayýlan etki yoluyla sosyal güvenlik sistemi gelir-<br />

gider dengelerini de etkilemektedir. Bu çalýþmada yapýlan analiz,<br />

Türkiye için bu dengelerin zaman içindeki evrimini, diðer ekonomik<br />

etkileri susturmak (ya da kontrol etmek) ve sadece demografik<br />

faktörlerin etkilerine yoðunlaþmak suretiyle ele almýþtýr. Yapýlan<br />

hesaplamalar, önümüzdeki dönemde Türkiye'yi bekleyen nüfus<br />

yaþlanmasýnýn, zorunlu emeklilik sigortasýnda zaten bozuk olan<br />

gelir-gider dengesini daha da kötüleþtirmeye aday olduðunu<br />

göstermektedir. Nitekim emeklilerin dul ve yetimlerine yapýlan ödemeler<br />

hiç hesaba katýlmaksýzýn bile, yaþlanmakta olan nüfusun, devletçe<br />

daðýtým esaslý olarak sunulan zorunlu yaþlýlýk (emeklilik) sigortasýnýn<br />

yükünü gözle görülür biçimde artýracaðý anlaþýlmaktadýr.


Raporda öncelikle, daðýtým esaslý finansman yöntemi esaslý olmasý<br />

itibarýyla iþleyiþi demografik deðiþkenlerin seyrine yakýndan baðlý<br />

olan Türk emeklilik sigorta sisteminin 2010-2050 döneminde<br />

yaþanacak demografik dönüþüm sürecinden neden ve nasýl<br />

etkileneceðine yönelik bir analitik çerçeve sunulmaktadýr. 2050'ye<br />

kadar olan dönemde gerçekleþmesi beklenen demografik geliþmelerin,<br />

sistemin gelir-gider dengelerinin seyrini hangi yönde ve ne ölçüde<br />

etkileyeceðine yönelik öngörüler de bu çerçevede ortaya konulmaktadýr.<br />

Yapýlan analiz, 1999 ve 2008 yýllarýnda yapýlan kapsamlý sosyal<br />

güvenlik reformlarý ile yürürlüðe sokulan parametre deðiþikliklerini<br />

veri olarak almakta, 2050'ye kadar uzanan bir ufukta beklenen<br />

demografik deðiþim sürecinin sistemin aktif/pasif sigortalý ve gelir/gider<br />

dengelerine yapacaðý etkiler, bu yasal çerçevenin korunacaðý varsayýmý<br />

altýnda incelenmektedir.<br />

Son olarak, çalýþmaya pek çok kiþinin, deðiþik aþamalarda<br />

sunduklarý görüþ ve önerileriyle ve(ya) saðladýklarý lojistik ve moral<br />

destek ile katkýda bulunduðu vurgulanmalýdýr. Projenin ortak<br />

yürütücüleri olarak UNFPA ve TÜSÝAD'ýn kurumsal destekleri baþta<br />

olmak üzere tüm katkýlar, yazarlarýn içten takdir ve teþekkürlerini<br />

hak etse de, TÜSÝAD'dan Ebru Dicle ve Berna Toksoy Redman ile<br />

Deniz Karataþ'ýn; UNFPA'den de Gökhan Yýldýrýmkaya ve Selen Örs<br />

Reyhanioðlu ile Tavbiy Tunga Tüzer'in sunduðu katkýlar ayrýca ve<br />

özellikle anýlmayý gerektirir niteliktedir. Adý geçen bu kiþilerin<br />

yazarlarla paylaþtýklarý görüþ ve önerilerin yaný sýra sunduklarý<br />

nazik, sabýrlý ve kesintisiz lojistik destek ve bitmez tükenmez teþvik<br />

ve cesaretlendirmeler olmasaydý bu çalýþma tamamlanamazdý.<br />

Kasým 2012


Prof. Dr. Yusuf ALPER<br />

1959 yýlýnda Konya'da doðan Yusuf Alper, lisans eðitimini Bursa (Uludað) Üniversitesi, Ýktisadi<br />

ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Ýktisat Bölümü'nde tamamladý (1981) ve ayný yýl sosyal siyaset<br />

kürsüsünde asistan olarak göreve baþladý. "Sosyal Güvenliðin Tasarruf Eðilimine Tesirleri" konulu<br />

tezi ile 1986 yýlýnda doktora derecesini aldý. Genel sosyal politika, özelleþtirme ve özellikle sosyal<br />

güvenlikle ilgili çalýþmalarý ile Çalýþma Ekonomisi bilim dalýnda 1988 yýlýnda doçent, 1995 yýlýnda<br />

profesör ünvanlarýný aldý. Halen, Uludað Üniversitesi, Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi, Çalýþma<br />

Ekonomisi ve Endüstri Ýliþkileri Bölümü öðretim üyesi olarak akademik hayatýný sürdürmektedir.<br />

Yusuf Alper, özellikle doçentlik sonrasý dönemde çalýþmalarýný sosyal güvenlik üzerine<br />

yoðunlaþtýrmýþ, 1997 ve 2004 yýllarýnda TÜSÝAD'ýn; 1999 yýlýnda ÝTO'nun sosyal güvenlik<br />

raporlarýnýn hazýrlanmasýnda görev almýþtýr. VII, VIII, IX ve X. Kalkýnma Planlarý, Sosyal Güvenlik<br />

Özel Ýhtisas Komisyonlarýnda görev almýþtýr. 1997 yýlýndan itibaren Çalýþma ve Sosyal Güvenlik<br />

Bakanlýðý Resmi Arabulucusu olarak görev yapmaktadýr. Prof. Dr. Alper'in sosyal güvenlik<br />

üzerine yazýlmýþ çeþitli makale, kitap ve araþtýrmalarý bulunmaktadýr.<br />

Yard. Doç. Dr. Çaðaçan DEÐER<br />

ÖZGEÇMÝÞLER<br />

Yard. Doç. Dr. Çaðaçan Deðer 2001 yýlýnda Orta Doðu Teknik Üniversitesi Ýktisat Bölümü'nden<br />

mezun oldu. Mezuniyetini takiben Ege Üniversitesi Ýktisat Bölümü'nde yüksek lisans düzeyinde<br />

çalýþmalarýna baþladý, ayný yýl araþtýrma görevlisi olarak görev yapmaya baþladý. 2004 yýlýnda Ege<br />

Üniversitesi Ýktisat Bölümü'nde yüksek lisans programýný tamamladý, 2011 yýlýnda ise Orta Doðu<br />

Teknik Üniversitesi Ýktisat Bölümü'nden doktora derecesini aldý. Doktora çalýþmasý, Türkiye'de<br />

sosyal güvenlik reformunun ardýþýk nesiller modeli ile incelenmesine yöneliktir. 2011 Kasým ayý<br />

itibariyle Ege Üniversitesi Ýktisat Bölümü'nde Yardýmcý Doçent olarak çalýþmalarýna devam<br />

etmektedir.


Prof. Dr. Serdar SAYAN<br />

Serdar Sayan, 1985'te ODTÜ Ekonomi'den mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasýný ABD'de,<br />

Ohio State University'de yaptýktan sonra 1992'de Türkiye'ye dönerek Bilkent Üniversitesi Ýktisat<br />

Bölümü'nde öðretim üyesi olarak göreve baþladý. Ohio State University'de bu kez Misafir Profesör<br />

olarak yüksek lisans ve doktora dersleri vermek üzere davet edildiði 2003-04 öðretim yýlý ile 2005<br />

kýþýnda Uluslararasý Para Fonu'nda (IMF) Ziyaretçi Akademisyen olarak çalýþýrken Washington'da<br />

geçirdiði dönem dýþýnda, 2006'ya kadar bu üniversitede kaldý.<br />

2006 sonrasý TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde çalýþmaya baþlayan Prof. Dr. Serdar<br />

Sayan, halen bu üniversitede dersler vermenin dýþýnda, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüðü ve<br />

Sosyal Politikalar Araþtýrma ve Uygulama Merkezi Direktörlüðü görevlerini de yürütmektedir.<br />

Ayrýca 2008'den beri Türkiye Ekonomi Politikalarý Araþtýrma Vakfý (TEPAV) Giriþimcilik Enstitüsü'nün<br />

Direktörlüðünü üstlenmiþ; 2006-09 arasýnda da Baþbakanlýk Dýþ Ticaret Müsteþarlýðý'na danýþmanlýk<br />

yapmýþtýr.<br />

Yayýnlanmýþ çok sayýda ulusal ve uluslararasý hakemli akademik dergi makalesi ve kitap<br />

bölümüne ek olarak, yurtdýþý ve yurtiçinde yayýnlanmýþ derleme kitaplarý ve monografileri de<br />

bulunan Sayan, çeþitli yerli ve yabancý bilimsel yayýnlarda baþ editörlük, misafir editörlük ve<br />

yardýmcý editörlük görevleri üstlendi. Halen uluslararasý araþtýrma aðý Economic Research Forum'un<br />

Þeref Üyesi olan ve bugüne dek aralarýnda Parlar Vakfý 2002 Teþvik Ödülü'nün de bulunduðu<br />

çeþitli araþtýrma, öðretim ve hizmet ödülleri de almýþ olan Sayan'a 2004'te, ABD'de mezun olduðu<br />

fakültece "Yýlýn Uluslararasý Mezunu Ödülü" verildi.<br />

2001-03 arasýnda Türkiye Ekonomi Kurumu'nun Yönetim Kurulu üyeliðinde bulunan Serdar<br />

Sayan, uluslararasý bir profesyonel kuruluþ olan Middle East Economic Association'a da 2004-<br />

06 arasý yönetim kurulu üyesi, 2007-09 arasý da Genel Sekreter olarak hizmet etti; 2010-12<br />

döneminde birliðin ABD dýþýnda yerleþik ilk Baþkaný olarak görev yaptý.


ÝÇÝNDEKÝLER<br />

1. GÝRÝÞ ................................................................................................................. 17<br />

2. NÜFUSBÝLÝM, DEMOGRAFÝK YAPI VE <strong>SOSYAL</strong> GÜVENLÝK ............................23<br />

2.1. Nüfus, Demografik Yapý ve Sosyal Güvenlik Ýliþkisi...........................................23<br />

2.2. Sosyal Güvenlikle Ýlgili Demografik Göstergeler ve Deðiþkenler ......................24<br />

2.3. Sosyal Güvenlik ile Demografik Yapý Ýliþkisi.......................................................27<br />

2.4. Sosyal Güvenlik Sistemlerini Etkileyen Demografik Yapý Deðiþiklikleri<br />

ve Dönüþümler .....................................................................................................29<br />

2.4.1. Yaþlanma.....................................................................................................29<br />

2.4.2. Aile Yapýsýndaki Deðiþme..........................................................................30<br />

2.4.3. Ýþgücü Yapýsýnda ve Piyasasýnda Deðiþme ...............................................31<br />

2.4.4. Þehirleþme ve Hayat Tarzýnýn Deðiþimi.....................................................31<br />

2.4.5. Düzensizleþen Hayat Devreleri..................................................................32<br />

2.4.6. Göç .................................................................................................................32<br />

2.4.7. Sosyal Yapýda Deðiþme .................................................................................33<br />

3. <strong>SOSYAL</strong> GÜVENLÝKTE YENÝDEN YAPILANMA,<br />

ARAYIÞLAR VE SORUNLAR...............................................................................37<br />

3.1. Sanayi Toplumu Sosyal Güvenlik Sistemi: Deðiþim ve Yeniden<br />

Yapýlanma Ýhtiyacý................................................................................................37<br />

3.1.1. Sanayi Toplumu Sosyal Güvenlik Sisteminin Baþarýlarý<br />

ve Yetersizlikleri.............................................................................................37<br />

3.1.2. Sanayi Toplumu Sosyal Güvenlik Sisteminde Kriz ve Yeniden<br />

Yapýlanma Ýhtiyacý .........................................................................................38<br />

3.1.3. Sanayi Toplumu Sosyal Güvenlik Sistemini Ýyileþtirme ve Yeniden<br />

Yapýlandýrma Arayýþlarý..................................................................................40<br />

3.2. Günümüzde Sosyal Güvenlik Sorunlarý...............................................................43<br />

3.2.1. Kapsam Sorunu..............................................................................................43<br />

3.2.2. Kayýt Dýþý Ýstihdam Sorunu............................................................................45<br />

3.2.3. Finansman Sorunu .........................................................................................45<br />

3.2.4. Yaþlýlýk ve Saðlýk Harcamalarýndaki Artýþ .....................................................46<br />

4. TÜRK <strong>SOSYAL</strong> GÜVENLÝK SÝSTEMÝ: TARÝHÇE, KURUMSAL YAPI VE<br />

ÝÞLEYÝÞ, HAKLAR VE YÜKÜMLÜLÜKLER........................................................51<br />

4.1. Kýsa Tarihçe...........................................................................................................51<br />

4.2. Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Reform Arayýþlarý ve Yeniden Yapýlanma....52<br />

4.3. Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Bugünü: Mevcut Durum ................................54<br />

4.3.1. Kurumsal Yapý ............................................................................................54<br />

4.3.2. Kapsam........................................................................................................56<br />

4.3.3. Saðlanan Haklar..........................................................................................57


4.4. Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Genel Görünümü ...........................................60<br />

4.4.1. Kapsamla Ýlgili Geliþmeler: Sosyal Sigortalar ve Primsiz Ödemeler............60<br />

4.4.2. Mali Durum: Gelirler, Finansman Açýklarý ve Bütçe Transferleri ................62<br />

4.4.3. Finansman Açýklarýný Gidermeye Yönelik Tedbirlerin Etkinliði..................65<br />

4.4.3.1. Prim Oranlarýnýn Artýrýlmasý ....................................................................65<br />

4.4.3.2. Prime Esas Kazançlarýn Artýrýlmasý..........................................................66<br />

4.4.3.3. Kayýt Dýþý Çalýþmanýn Azaltýlmasý ve Aktif Sigortalýlarýn Artýrýlmasý......67<br />

4.4.3.4. Giderleri Azaltmaya Yönelik Tedbirler...................................................70<br />

4.4.3.5. Demografik Fýrsat Penceresi ve Ýþgücüne Katýlýmýn Artýrýlmasý............71<br />

4.4.4. Sosyal Sigortalardan Gelir ve Aylýk Alanlarýn Demografik Yapýsý...............72<br />

5. DEMOGRAFÝK DÖNÜÞÜM VE DAÐITIM ESASLI YAÞLILIK (EMEKLÝLÝK)<br />

SÝGORTA SÝSTEMLERÝNE YANSIMALARI .............................................................77<br />

5.1. Emeklilik Sigorta Sistemlerinin Finansman Dengeleri ve Demografik<br />

Deðiþkenler: Kavramsal ve Analitik Çerçeve.......................................................77<br />

5.2. Temel Ýþgücü Piyasasý Gruplarýnýn Büyüklüklerinin Tahmini ve Yöntem.........79<br />

5.2.1. 15 Yaþ Üstü Kurumsal Olmayan Nüfus ........................................................79<br />

5.2.2. Ýþgücüne Katýlým ............................................................................................80<br />

5.2.3. Ýstihdam..........................................................................................................84<br />

5.3. Sosyal Güvenlik Kapsamýndaki Nüfus .................................................................87<br />

5.3.1. Sistemin Aktif Aktörleri: Kayýtlý Ýstihdam......................................................87<br />

5.3.2. Pasif Aktörler: Emekliler ................................................................................91<br />

5.3.2.1. Emekliliði Hak Ediþ Yaþýndaki Deðiþiklikler..........................................91<br />

5.3.2.2. Emeklilerin Yaþ Daðýlýmýnýn Hesaplanmasý ...........................................92<br />

6. YAÞLILIK (EMEKLÝLÝK) SÝGORTA SÝSTEMÝNÝN GELÝR-GÝDER<br />

DENGELERÝ..................................................................................................... 101<br />

6.1. Emeklilik Sigortasý Prim Gelirlerinin Seyri .........................................................101<br />

6.1.1. Gelirlerin Seyrine Ýliþkin Baz Senaryo.........................................................101<br />

6.1.2. Gelirlerin Seyrinde Ýyimser ve Kötümser Sapmalar....................................102<br />

6.2. Emeklilere Yapýlan Ödemelerin Seyri ................................................................106<br />

6.2.1. Ödeme Giderlerinin Seyrine Ýliþkin Baz Senaryo.......................................106<br />

6.2.2. Ödeme Giderlerinin Seyrine Ýliþkin Ýyimser ve Kötümser Senaryolar ......108<br />

6.3. Sosyal Güvenlik Sistemi Emeklilik Sigortasý Gelir-Gider Dengelerinin Seyri:<br />

Genel Deðerlendirme..........................................................................................110<br />

7. SONUÇ VE DEÐERLENDÝRME ........................................................................115<br />

KAYNAKLAR ....................................................................................................... 120<br />

EKLER ................................................................................................................. 124


TABLOLAR<br />

Tablo 2.1. Yaþ Gruplarýna Göre Nüfusun Daðýlýmý ve Yaþ Baðýmlýlýk Oraný ...........................26<br />

Tablo 2.2. Dünyada Nüfusun Yaþlanma Projeksiyonlarý............................................................30<br />

Tablo 2.3. Demografik Yapýdaki Temel Deðiþim-Dönüþüm Alanlarý ve Sosyal Güvenlik.......33<br />

Tablo 3.1. Çok Ayaklý Sosyal Güvenlik Sistemi..........................................................................42<br />

Tablo 3.2. Emekli Olma Yaþýný Geçen Nüfus Ýçinde Yaþlýlýk Sigortasýndan Aylýk Alanlar ......44<br />

Tablo 3.3. Bölgeler ve Ülke Gruplarýna Göre Sosyal Güvenlik Harcamalarý<br />

(GSYÝH'nýn Yüzdesi Olarak) (2005-2009) .................................................................46<br />

Tablo 4.1. Yýllar Ýtibarýyla Yaþlýlýk Aylýðý Baðlanma Yaþlarý.......................................................58<br />

Tablo 4.2. Sosyal Sigorta Kuruluþlarý ve Kapsama Aldýklarý Nüfus (Bin Kiþi) ..........................60<br />

Tablo 4.3. Sosyal Yardým Hizmeti Veren Kuruluþlarýn Sosyal Yardým Harcamalarý.................61<br />

Tablo 4.4. 2010-2012 SGK Gelir ve Giderleri (Milyon TL).........................................................63<br />

Tablo 4.5. SGK Gelir-Gider Dengesi ve Açýklarýn GSYÝH'na Oraný (%) ...................................64<br />

Tablo 4.6. Sigortalýlar ve Sigorta Kollarýna Göre Primler (%) ....................................................65<br />

Tablo 4.7. Çeþitli Ülkelerde Toplam Prim Oranlarý (%) .............................................................66<br />

Tablo 4.8. Prime Esas Kazançlar Bakýmýndan % 20'lik Dilimlere Göre Sigortalýlarýn<br />

Daðýlýmý (%)................................................................................................................67<br />

Tablo 4.9. Yýllar Ýtibarýyla Aktif ve Pasif Sigortalý Geliþme Seyri ve Oraný ...............................68<br />

Tablo 4.10. Sigortalý Gruplarýna Göre Aktif/Pasif Sigortalý Oranlarýndaki Geliþme Seyri...........69<br />

Tablo 4.11. 5510 Sayýlý Kanuna Göre Hesaplanan Aylýklarýn 4447 Sayýlý Kanuna Göre<br />

Hesaplanan Aylýklara Oraný.......................................................................................70<br />

Tablo 5.1. Cinsiyete Göre Yaþ Gruplarýndaki Pasif Sayýlarýnýn Sýfýr Olmasý Beklenen Yýllar...92<br />

Ek Tablo 1:506 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (SSK'lý) Kadýnlarýn<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný................................124<br />

Ek Tablo 2:506 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (SSK'lý) Erkeklerin<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný................................125<br />

Ek Tablo 3: 5434 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (ES'li) Kadýnlarýn<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný................................126<br />

Ek Tablo 4: 5434 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (ES'li) Erkeklerin<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný................................127<br />

Ek Tablo 5: 1479 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (BAÐ-KUR'lu) Kadýnlarýn<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný................................128<br />

Ek Tablo 6: 1479 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (BAÐ-KUR'lu) Erkeklerin<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný................................129<br />

Ek Tablo 7: 2926 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (BAÐ-KUR'lu) Kadýnlarýn<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný................................130<br />

Ek Tablo 8: 2926 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (BAÐ-KUR'lu) Erkeklerin<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný................................131


ÞEKÝLLER<br />

Þekil 4.1. Aktif/pasif sigortalý oranýnýn geliþimi.........................................................................69<br />

Þekil 4.2. Çeþitli Ülke ve Bölgelerde 15-64 Yaþ Grubunda Ýþgücüne Katýlma Oraný (2010)...72<br />

Þekil 4.3. 2010 Yýlýnda Yaþlýlýk Aylýðý Baðlanan 4/a'lý Sigortalýlarýn<br />

Yaþ Gruplarýna Göre Daðýlýmý....................................................................................73<br />

Þekil 5.1. 15-34 Yaþ Erkek Ýþgücü: 2010-2050 ...........................................................................81<br />

Þekil 5.2. 35-54 Yaþ Erkek Ýþgücü: 2010-2050 ...........................................................................82<br />

Þekil 5.3. 55-65+ Erkek Ýþgücü: 2010-2050 ................................................................................82<br />

Þekil 5.4. 15-34 Yaþ Kadýn Ýþgücü: 2010-2050...........................................................................83<br />

Þekil 5.5. 35-54 Yaþ Kadýn Ýþgücü: 2010-2050...........................................................................83<br />

Þekil 5.6. 55-65+ Yaþ Kadýn Ýþgücü: 2010-2050.........................................................................84<br />

Þekil 5.7. 15-34 Yaþ Erkek Ýstihdamý: 2010-2050.......................................................................85<br />

Þekil 5.8. 35-54 Yaþ Erkek Ýstihdamý: 2010-2050.......................................................................85<br />

Þekil 5.9. 55-65+ Yaþ Erkek Ýstihdamý: 2010-2050.....................................................................86<br />

Þekil 5.10. 15-34 Yaþ Kadýn Ýstihdamý: 2010-2050.......................................................................86<br />

Þekil 5.11. 35-54 Yaþ Kadýn Ýstihdamý: 2010-2050.......................................................................87<br />

Þekil 5.12. 55-65+ Yaþ Kadýn Ýstihdamý: 2010-2050.....................................................................87<br />

Þekil 5.13. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Erkek Ýstihdamýnýn Yaþ Daðýlýmý: 2007-2020 ....88<br />

Þekil 5.14. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Erkek Ýstihdamýnýn Yaþ Daðýlýmý: 2010-2040 ....89<br />

Þekil 5.15. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Erkek Ýstihdamýnýn Yaþ Daðýlýmý: 2030-2050 ....89<br />

Þekil 5.16. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Kadýn Ýstihdamýnýn Yaþ Daðýlýmý: 2007-2020....90<br />

Þekil 5.17. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Kadýn Ýstihdamýnýn Yaþ Daðýlýmý: 2010-2040....90<br />

Þekil 5.18. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Kadýn Ýstihdamýnýn Yaþ Daðýlýmý: 2030-2050....91<br />

Þekil 5.19. Emekli Erkeklerin Yaþ Daðýlýmý: 2000-2020 ..............................................................93<br />

Þekil 5.20. Emekli Erkeklerin Yaþ Daðýlýmý: 2010-2040 ..............................................................93<br />

Þekil 5.21. Emekli Erkeklerin Yaþ Daðýlýmý: 2030-2050 ..............................................................94<br />

Þekil 5.22. Emekli Kadýnlarýn Yaþ Daðýlýmý: 2000-2020 ..............................................................94<br />

Þekil 5.23. Emekli Kadýnlarýn Yaþ Daðýlýmý: 2010-2040 ..............................................................95<br />

Þekil 5.24. Emekli Kadýnlarýn Yaþ Daðýlýmý: 2030-2050 ..............................................................95<br />

Þekil 5.25. Kadýn ve Erkek Aktiflerin ve Pasiflerin Seyri: 2010-2050..........................................96<br />

Þekil 5.26. Kadýnlar, Erkekler ve Toplam Ýçin Aktif/Pasif Oranlarý: 2010-2050.........................97<br />

Þekil 6.1. Yaþa Göre Ücret Deðiþimini Gösteren Yaþ Etkinlik Endeksi..................................102<br />

Þekil 6.2. Toplam Aktifler Alt ve Üst Senaryo Seyri ................................................................104<br />

Þekil 6.3. Alt ve Üst Senaryolarda Sosyal Güvenlik Prim Gelirleri Seyri................................105<br />

Þekil 6.4. Toplam Pasifler Alt ve Üst Senaryo Seyri ................................................................109<br />

Þekil 6.5. Alt ve Üst Senaryolarda Sosyal Güvenlik Emekli Maaþ Ödeme Giderleri .............110<br />

Þekil 6.6a. Aktif/Pasif Oranlarýnýn Alternatif Senaryolarda Seyri..............................................111<br />

Þekil 6.6b. Alternatif Senaryolarda Aktif/Pasif Oranýnýn Orta Senaryodan<br />

Yüzde Sapmalarý .......................................................................................................111<br />

Þekil 6.7. Sosyal Güvenlik Gelir/Gider Oraný..........................................................................112<br />

Ek Þekil 1: 15+ Kurumsal Olmayan Erkek Nüfusu: 15-34 Yaþ..................................................132<br />

Ek Þekil 2: 15+ Kurumsal Olmayan Erkek Nüfusu: 35-54 Yaþ..................................................132<br />

Ek Þekil 3: 15+ Kurumsal Olmayan Erkek Nüfusu: 55-65+ Yaþ................................................133<br />

Ek Þekil 4: 15+ Kurumsal Olmayan Kadýn Nüfusu: 15-34 Yaþ..................................................133<br />

Ek Þekil 5: 15+ Kurumsal Olmayan Kadýn Nüfusu: 35-54 Yaþ..................................................134<br />

Ek Þekil 6: 15+ Kurumsal Olmayan Kadýn Nüfusu: 55-65+ Yaþ ...............................................134


KISALTMALAR<br />

ASPB: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðý<br />

BAÐ-KUR: Esnaf ve Sanatkarlar ve Diðer Baðýmsýz Çalýþanlar Sosyal Sigorta Kurumu<br />

ÇHGM: Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüðü<br />

ES: Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandýðý<br />

FBMG: Fert Baþýna Milli Gelir<br />

GSS: Genel Saðlýk Sigortasý<br />

GSYÝH: Gayri Safi Yurtiçi Hasýla<br />

ILO : Uluslararasý Çalýþma Örgütü-International Labour Organisation<br />

IMF: Uluslararasý Para Fonu-International Monetary Fund<br />

ISSA: Uluslararasý Sosyal Güvenlik Birliði-International Social Security Assocation<br />

ÝKMH: Ýþ Kazalarý ve Meslek Hastalýklarý<br />

ÝÞKUR: Türkiye Ýþ Kurumu<br />

MYÖ: Malullük, Yaþlýlýk ve Ölüm<br />

OECD: Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü-Organisation for Economic<br />

Co-operation and Development<br />

OYAK: Ordu Yardýmlaþma Kurumu<br />

SGK: Sosyal Güvenlik Kurumu<br />

SHÇEK: Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu<br />

SSA: Social Security Administration<br />

SSGSSK: Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Kanunu-5510 Sayýlý Kanun<br />

SSK: Sosyal Sigortalar Kurumu<br />

SYDTV: Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþmayý Teþvik Vakýflarý<br />

TÜÝK: Türkiye Ýstatistik Kurumu<br />

UN: Birleþmiþ Milletler-United Nations<br />

WB : Dünya Bankasý-World Bank


1 B Ö L Ü M<br />

GÝRÝÞ


1. GÝRÝÞ<br />

Bireyleri ve bakmakla yükümlü olduklarý yakýnlarýný, yaþlýlýk, sakatlanma, ölüm, iþ<br />

kazasý ve meslek hastalýklarý, hastalýk, analýk ve iþsizliðe baðlý olarak ortaya çýkan gelir<br />

kaybý risklerine karþý korumayý amaçlayan her çeþit sosyal sigorta, sosyal yardým ve<br />

sosyal hizmetlerin kamusal sunumu sosyal güvenlik kavramý içinde yer almaktadýr.<br />

Toplumu oluþturan herkes için temel bir hak olma niteliði artýk evrensel olarak kabul<br />

gören sosyal güvenlik için geliþmiþ ülkelerde bireyler ve kamu tarafýndan yapýlan sosyal<br />

güvenlik harcamalarý GSYÝH'nýn % 20-30'una denk gelen büyüklüklere ulaþmýþtýr.<br />

Beklentiler sadece geliþmiþ ülkelerde deðil, diðer ülkelerde de bu amaçla yapýlan<br />

harcamalarýn artarak devam edeceði yönündedir.<br />

Gerek Türkiye'de, gerekse diðer ülkelerde, toplam sosyal güvenlik harcamalarý içinde<br />

en büyük harcama kalemini de, tipik olarak % 60-70 arasýnda deðiþen paylarla yaþlýlýk<br />

(emeklilik) sigortasý oluþturmaktadýr. Dolayýsýyla, yaþlýlýk sigortasýnýn sunumuyla ilgili<br />

her türlü geliþme, bütün sosyal güvenlik sistemini etkilemektedir. Nitekim Türkiye'de<br />

de kamusal olarak sunulan ve bireyleri çeþitli gelir kaybý risklerine karþý korumayý<br />

amaçlayan sigortacýlýk faaliyetleri arasýnda, toplam sosyal güvenlik gelirleri ve harcamalarý<br />

içinde en yüksek paya sahip olan faaliyet kolu yaþlýlýk (emeklilik) sigortasýdýr.<br />

Belli bir yaþa ulaþtýktan sonra emekli olarak çalýþmayý býrakmalarýna baðlý olarak<br />

kazanç kaybý yaþayan bireylerin, asgari bir yaþam standardýný, bu kazanç kaybýna raðmen<br />

sürdürmesini saðlamak üzere dünyanýn pek çok ülkesinde yapýlan tipik düzenleme,<br />

devletin çalýþanlarý zorunlu bir kamu yaþlýlýk sigortasý kapsamýna almasýdýr. Bu sigorta<br />

kapsamýnda hak kazananlara, çalýþma yaþamlarýndaki kazançlarýnýn belli bir oraný<br />

üzerinden baðlanan yaþlýlýk (emeklilik) aylýklarý, yaþlanmaya baðlý olarak yaþadýklarý<br />

kazanç kaybýný kýsmen telafi ederek; yaþam standartlarýnýn hedeflenen asgari düzeyin<br />

altýna düþmesini engeller. Türkiye'de de sosyal güvenlik sisteminin kamu eliyle yürütülen<br />

zorunlu ayaðýndaki en önemli faaliyet alaný olan ve toplam sosyal güvenlik harcamalarý<br />

içinde % 70'i aþan bir paya sahip olan yaþlýlýk sigortasý, pek çok baþka ülkedeki uygulamaya<br />

benzer biçimde, daðýtým esaslý finansman sistemi temelinde sunulmaktadýr.<br />

Daðýtým esaslý sosyal güvenlik sistemlerinin iþleyiþi, kuþaklar arasý dayanýþma ilkesine<br />

ve gelir transferine dayanýr: Çalýþtýklarý süre boyunca (zorunlu) yaþlýlýk sigortasý primlerini<br />

ödeyerek emekliliðe hak kazananlara, çalýþma yaþamýnda elde ettikleri prime esas kazanç<br />

ortalamasýnýn belli bir yüzdesi (baðlama oraný) üzerinden baðlanan yaþlýlýk aylýklarý, o<br />

sýrada aktif olarak çalýþmaya devam edenler ve onlarýn iþverenlerinden toplanan zorunlu<br />

katkýlar (prim ödemeleri) yoluyla karþýlanýr. Bir baþka deyiþle, bugün çalýþan ve prim<br />

ödeyenler, halen emekli olanlarýn aylýklarýný finanse ederken; bunlarýn gelecekte emekli<br />

olduklarýnda alacaklarý aylýklarý da o günün çalýþanlarý olan, gelecek kuþaklar finanse<br />

edecektir. Bu yüzden de, prim oranlarý ve aylýk baðlama oranlarý sabitken, daðýtým<br />

sistemi temelinde çalýþan bir sosyal güvenlik kuruluþunun toplam gelirleri, aktif çalýþan<br />

17


ve prim ödeyenlerin sayýsý arttýkça; toplam giderleri de, emekli aylýðý baðlananlarýn (pasif<br />

emekli) sayýsý arttýkça artar. Dolayýsýyla nüfusun yaþlanmasý yönündeki bir demografik<br />

dönüþüm, kuþaklar arasý gelir transferi yükünü deðiþtirir.<br />

Nispeten genç nüfuslu bir toplumda, çalýþan ve prim ödeyenler görece çok, aylýk<br />

alanlar görece az sayýda olduðu için, çalýþan kuþaklarýn prim yükünü daha düþük tutmak<br />

mümkünken, nüfusun zaman içinde yaþlanmasý, çalýþanlar üzerindeki prim yükünü bu<br />

düþük seviyede tutmayý zorlaþtýrýr. Her ülkenin er veya geç geçirdiði ve nüfusun zaman<br />

içinde yaþlanmasýna, dolayýsýyla da aylýk ödenen toplam emekli sayýsýnýn (emekli<br />

stokunun) prim ödeyen çalýþan sayýsýndan daha süratle büyümesine yol açan demografik<br />

geçiþ süreçleri, daðýtým esasýna göre çalýþan sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn emeklilik<br />

sigortasý sunumunda karþýlaþtýklarý gelir-gider dengelerinin zaman içinde bozulmasýna<br />

yol açar. 60 (ya da 65) yaþý geçen nüfusun toplam nüfusa oranýnýn artmasýný ifade eden<br />

nüfus yaþlanmasý, bir yandan maaþ alan emekli stokunun büyümesine yol açmak suretiyle<br />

toplam giderleri artýrýrken; diðer yandan, çalýþma ve dolayýsýyla prim ödeme yaþýndaki<br />

nüfusun payýný azaltmak suretiyle gelirlerin artýþ hýzýný düþüren bir etki yapar.<br />

Emekli aylýklarýný azaltýcý adýmlar atýlmamasý halinde, nüfus yaþlanmasýna baðlý olarak<br />

artan giderler çalýþan nüfus üzerindeki prim yükünün artýrýlmasýný ya da giderek büyüyen<br />

finansman açýklarýnýn bütçeden yapýlacak transferler ya da borçlanma yoluyla karþýlanmasýný<br />

zorunlu kýlar. Bir sosyal güvenlik sisteminin yaþlýlýk (emeklilik) sigortasýnýn sunumundan<br />

kaynaklanan gelir-gider dengesizliklerini yeniden kurmak ya da bu sunum sýrasýnda<br />

karþýlaþýlan açýklarý kabul edilebilir seviyelere çekmek için yapýlmasý gereken, sistem<br />

parametrelerinde toplam gelirleri artýrma ve/veya toplam giderleri azaltma yönünde<br />

deðiþiklikler yapmaktýr. Bunlardan gelirleri artýrmak üzere yapýlabilecek deðiþiklikler<br />

arasýnda;<br />

• Prim oranlarýný yükseltmek,<br />

• Prime esas kazançlarýn kapsamýný ve sýnýrlarýný geniþletmek,<br />

• Çalýþma süresini ve prim ödeme gün sayýsýný uzatmak,<br />

• Ýþgücüne katýlýmýn artýrýlmasý; iþsizliðin ve kayýt dýþýlýðýn azaltýlmasý; yurtdýþýndan<br />

göçmen kabulü gibi konularda atýlacak adýmlar yoluyla sisteme prim ödeyenlerin<br />

sayýsýnýn artmasýný saðlamak<br />

ile sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn açýk vermelerinden önce edinmiþ olabileceði varlýklarýn<br />

getirisini artýrmak gibi önlemler yer almaktadýr. Giderleri azaltmak üzere alýnabilecek<br />

önlemler arasýnda ise;<br />

• Emeklilik yaþýný yükseltmek suretiyle hem emekli stokunun büyüme hýzýný düþürmek<br />

hem de emeklilere maaþ ödenen ortalama süreyi kýsaltmak,<br />

• Emekli aylýðý baðlama oranlarýný düþürmek<br />

gibileri sýralanabilir.<br />

18


Yaþlýlýk (emeklilik) sigortasýnýn maaþ ödeme giderleri ile prim gelirleri arasýndaki<br />

farktan kaynaklanan açýklarý kontrol altýna almayý saðlayacak tedbirlerin hangileri<br />

olabileceðini teorik olarak saptamak kolaysa da hangi tedbirden hangi oranda<br />

yararlanýlmasýnýn uygun olacaðýna ya da yeni parametrelerin hangi tarihten itibaren,<br />

kime uygulanacaðýna karar vermek, yeni parametrelere tabi olanlarla olmayanlar arasýnda<br />

gözlenecek farklarýn yaratacaðý hukuki sorunlarý çözmek gibi pratik sorunlar bir parametrik<br />

reformu yürürlüðe sokmayý güçleþtiren faktörlerdir. Bu tür bir reformun zorluðunu artýran<br />

bir baþka önemli husus da politikacýlarýn, reformun halen aktif çalýþanlar ve/veya<br />

emeklilerden oluþan geniþ seçmen kitlelerini kaçýnýlmaz biçimde mutsuz etmesinin<br />

doðuracaðý siyasi riskleri göðüsleme konusunda gösterdikleri isteksizliktir. Yine de OECD<br />

üyesi geliþmiþ ülkeler baþta olmak üzere pek çok ülke, kýsmi ya da kapsamlý parametrik<br />

reformlarý gündemine almýþ ya da yürürlüðe sokarak emeklilik rejimlerinin tabi olduðu<br />

kurallarý deðiþtirmiþ durumdadýr. Peki o zaman bu ülkelerdeki hükümetleri, söz konusu<br />

reformlarý hayata geçirmenin getirdiði siyasi risklere ve teknik güçlükleri göðüslemeye<br />

iten nedir? Bu sorunun cevabý, geliþmiþ ülkeleri diðerlerinden daha önce baþladýklarý<br />

demografik geçiþ sürecinde vardýklarý noktada karþýlaþtýklarý nüfus yaþlanmasýnýn<br />

boyutlarýdýr. Nitekim, demografik deðiþim daðýtým esaslý sosyal güvenlik sistemlerinin<br />

finansal sürdürülebilirliðini bütün dünyada, ama özellikle nüfusu hýzla yaþlanan ülkelerde<br />

ciddi biçimde tehdit etmektedir. Bu tehdit, nüfusu en hýzlý yaþlanan Japonya, Ýtalya ve<br />

diðerleri baþta olmak üzere geliþmiþ ülkelerin bugün; aralarýnda Türkiye'nin de bulunduðu<br />

geliþmekte olan ülkelerin ise, önlem almadýklarý takdirde önümüzdeki 20-50 yýllýk bir<br />

dönem içinde karþýlaþmalarý kaçýnýlmaz olan bir tehdittir. Nitekim Türkiye gibi demografik<br />

geçiþini henüz tamamlamamýþ; dolayýsýyla, halen nispeten genç bir nüfusa sahip olan<br />

ve çalýþma çaðýndaki nüfusun toplam nüfus içindeki payýnýn artmaya devam ettiði<br />

(demografik fýrsat penceresi henüz açýk olan) ülkeler gelecek on yýllarda daðýtým esaslý<br />

sosyal güvenlik sistemlerinin finansal sürdürülebilirliðini saðlayacak tedbirleri alma<br />

þansýna sahip ülkelerdir.<br />

Bu çalýþmada, Türkiye'nin yaþlýlýk sigortasý sisteminin finansman dengelerinin evrimi<br />

ve yakýn geçmiþte yaþanan reform sürecinin deðerlendirilmesini takiben, sistemin gelirgider<br />

dengelerinin gelecekteki seyri 2050'ye kadar uzanan demografik projeksiyonlar<br />

ýþýðýnda ele alýnmaktadýr. Çalýþma, demografik deðiþim sürecinin yaþlýlýk sigortasý gelirgider<br />

dengeleri üzerindeki etkilerine odaklanmýþ olsa da, bunun sosyal güvenlik sisteminin<br />

tek sorun alaný olmadýðý açýktýr. Sosyal güvenlik sistemimizin, ekonominin diðer alanlarýna<br />

de olumsuz etkileri olan finansman sorunlarýna ek olarak;<br />

• Toplumu bir sosyal güvenlik sisteminin koruma saðlamasý beklenecek bütün risklere<br />

karþý koruma kapsamýna almada yetersiz kalmasý,<br />

• Yoksulluða karþý yeterli koruma saðlayamamasý ve kaynak israfýna yol açmasý,<br />

• Mevcut sosyal güvenlik kurumlarýnýn örgütlenme, yönetim ve alt yapý yetersizlikleri<br />

ve<br />

• Farklý sosyal sigorta kurumlarýnýn mevzuatýna tabi olanlar arasýnda haklar ve<br />

yükümlülükler bakýmýndan norm ve standart birliðinin saðlanamamasý<br />

19


gibi her biri diðeri ile yakýndan ilgili, çok yönlü ve çok boyutlu sorunlarý vardýr. Ancak,<br />

gelir-gider dengelerinin ilerlemekte olan demografik deðiþim sürecindeki seyrinin<br />

incelenmesi, sistemin sürdürülebilirliðinin (ve dolayýsýyla diðer sorunlarýn çözülebilirliðinin)<br />

saðlýklý biçimde deðerlendirilmesi açýsýndan önemlidir.<br />

Çalýþmanýn geri kalanýndaki akýþ þöyle planlanmýþtýr. 2. bölümde nüfusbilim, demografik<br />

yapý ve sosyal güvenlik iliþkilerine dair genel bir çerçeve çizilerek, demografik yapýnýn<br />

sosyal güvenliði etkileyen deðiþken ve göstergeleri üzerinde durulurken; 3. bölümde<br />

günümüz sosyal güvenlik sistemlerinde temel sorun alanlarý, bu sorunlara cevap vermeye<br />

yönelik arayýþlar ve sistemin sürdürülebilirliðini saðlamaya yönelik yeniden yapýlanma<br />

ve reform arayýþlarý ele alýnmýþtýr. Çalýþmanýn 4. bölümünde Türk sosyal güvenlik sistemi<br />

kýsa bir tarihçe, kurumsal yapý ve iþleyiþ esaslarý bakýmýndan sunulmuþ, sistemin temel<br />

yapýsal özellikleri ile uzun vadeli sigorta kollarý bakýmýndan genel görünümü verilmiþtir.<br />

5. bölümde, demografik dönüþüm sürecinin, sosyal güvenlik sistemlerinin yaþlýlýk sigortasý<br />

sunumundan kaynaklanan gelir-gider dengelerini neden ve nasýl etkileyeceðine iliþkin<br />

basit bir analitik çerçeve sunulmaktadýr. Ýzleyen 6. bölümde 2050'ye dek uzanan bir<br />

gelecekte beklenen demografik geliþmeler ýþýðýnda, Türkiye'deki yaþlýlýk sigorta sisteminin<br />

gelir-gider dengelerine iliþkin öngörüler tartýþýlmaktadýr. 7. ve son bölüm ise, sonuçlar<br />

ve politika önerilerini de kapsayan bir genel tartýþmaya ayrýlmýþtýr.<br />

18 20


2 B Ö L Ü M<br />

NÜFUSBÝLÝM, DEMOGRAFÝK YAPI<br />

VE<br />

<strong>SOSYAL</strong> GÜVENLÝK


2. NÜFUSBÝLÝM, DEMOGRAFÝK YAPI VE <strong>SOSYAL</strong><br />

GÜVENLÝK<br />

2.1. Nüfus, Demografik Yapý ve Sosyal Güvenlik Ýliþkisi<br />

Nüfus ve demografik yapýdaki deðiþikliklerin sosyal güvenlik sistemlerinin geleceði<br />

ve sürdürülebilirliði bakýmýndan ne kadar belirleyici olduðunu kapsamlý bir þekilde ele<br />

alan erken bir çalýþma Dünya Bankasý'nýn 1994 tarihli "Averting The Old Age Crisis"<br />

(WB, 1994) Raporu'dur. Raporda 20. yüzyýlýn son on yýlý ve 21. yüzyýlda gerçekleþtirilecek<br />

sosyal güvenlik reform veya yeniden yapýlanma çalýþmalarýnýn büyük ölçüde demografik<br />

yapýnýn deðiþen ihtiyaçlarýna cevap verebilecek, sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi<br />

oluþturmaya yönelik olacaðý vurgulanmýþtýr. Ýzleyen yýllarda ve özellikle 2000'li yýllarýn<br />

baþýndan itibaren IMF, OECD ve ILO baþta olmak üzere uluslararasý kuruluþlar, demografik<br />

yapý deðiþikliklerinin sosyo-ekonomik deðiþkenler üzerine etkilerini incelemeye yönelik<br />

çok sayýda ve kapsamlý raporlar yayýnlamýþlar, konu çok sayýda uluslararasý kongre ve<br />

toplantýda ayrýntýlý biçimde tartýþýlmýþtýr 1 .<br />

Nitekim, sosyal hayatýn ve kurumsal yapýlanmanýn demografik yapý ile iliþkilerinin<br />

çok yönlü, karmaþýk ve en yoðun olduðu alanlarýn baþýnda sosyal güvenlik gelir.<br />

Öncelikle, sosyal güvenliðin hedef kitlesi ve varlýk sebebi toplam nüfus, yani demografidir.<br />

Sosyal güvenlik ihtiyacý; yaþ, cinsiyet, medeni durum, eðitim, gelir seviyesi ve inanç<br />

farklýlýklarýna bakýlmaksýzýn her insan için temel ve evrensel bir ihtiyaç olduðundan<br />

toplumu oluþturan herkesi (bütün nüfus) koruma kapsamýna almak bir sosyal güvenlik<br />

idealidir. Sosyal güvenlik ihtiyacýný karþýlamaya yönelik sistemlerin baþta finansmaný<br />

olmak üzere iþleyiþ esaslarý dademografik yapýnýn temel göstergeleri arasýnda yer alan,<br />

çalýþan ve prim ödeyen nüfus ile çalýþma hayatýndan ayrýlan yaþlý ve gelir alan nüfus<br />

gruplarýnýn nispi büyüklükleri ile yoksul nüfusun bunlara oraný arasýndaki dengelere<br />

dayanýr. Dolayýsýyla sosyal güvenlik sistemlerinin girdileri ve çýktýlarý ile temel baþarý<br />

ölçütleri doðrudan nüfusla ilgilidir.<br />

Nüfus, sosyal güvenliðin varlýk sebebi olduðu ölçüde, demografik yapýda meydana<br />

gelen (nüfusun büyüklüðü, artýþ hýzý, yaþ gruplarýna göre daðýlýmý gibi) deðiþiklikler de<br />

sosyal güvenlik sistemlerinin iþleyiþini, mali dengesini ve sürdürülebilirliðini etkiler<br />

(Hoþgör, Tansel, 2010). Özellikle, günümüz daðýtým esaslý sosyal güvenlik sistemlerinin<br />

mali dengesi ve sürdürülebilirliði büyük ölçüde nüfusun yaþ gruplarýna göre daðýlýmýna<br />

baðlý hale gelmiþtir. Demografik geçiþ sürecini tamamlamýþ ya da bu sürecin ileri<br />

aþamalarýna varmýþ olan toplumlarda yaþanan temel demografik yapý deðiþikliði, sosyal<br />

1 Bu Yayýnlardan Bazýlarý Þunlardýr: ILO, "Employment And Social Protection In The New Demographic Context"<br />

ILO, Geneva, 2010,; ISSA; Demographic Changes And Social Security: Challenges And Opportunities, World Social<br />

Security Forum, Cape Town, 2010; ISSA, Demographic Change In The World Of Work: Challenges And Prevention"<br />

ISSA, World Social Security Forum, Cape Town, 2010; OECD, Long Term Global Demographics Trends: Reshaping<br />

And Geopolitical Landscape, OECD, July 2001, IMF, The Global Impact Of Demographic Change' Working Paper,.<br />

January 2006, UNFPA, "Ageing In The Twenty First Century:A Celebration And Challenge", United Nations Population<br />

Fund, New York, 2012.<br />

23


güvenlik sistemlerinin geleceðini de tehdit eden nüfus yaþlanmasý problemidir. Gerçekten<br />

de dünya yaþlandýkça, "daha az çalýþma, daha az üretim ve daha az kazanç sarmalý ile<br />

birlikte artan gelir güvensizliði ve yoksulluk tehlikesi" ortaya çýkmaktadýr (WB, 1994).<br />

2.2. Sosyal Güvenlikle Ýlgili Demografik Göstergeler ve<br />

Deðiþkenler<br />

Demografik yapýnýn sosyal güvenlik sistemlerinin iþleyiþi ile ilgili ve onu etkileyen<br />

temel deðiþkenleri ve göstergeleri þunlardýr:<br />

• Toplam nüfus: Sosyal güvenlik sistemlerinin kapsama almak istediði hedef kitleyi<br />

oluþturur. Toplam nüfus, toplam sosyal güvenlik talebinin büyüklüðünü ve buna<br />

baðlý olarak yapýlacak harcamalarla bu harcamalar için tahsis edilecek kaynaðýn<br />

büyüklüðünü belirler. Toplam nüfusun ne oranda kapsama alýndýðý, sosyal güvenlik<br />

sistemleri için bir baþarý ölçütüdür ve nihai hedef, nüfusun tamamýný kapsama<br />

alacak bir sosyal güvenlik sistemi kurmaktýr.<br />

Türkiye için Temmuz 2012 tarihi itibarýyla sosyal sigorta programlarý bakýmýndan<br />

sosyal güvenlik kapsamýna alýnan nüfus, toplam nüfusun % 86'sýna ulaþmýþtýr. Bu<br />

gösterge, Türk sosyal güvenlik sistemi için kapsam dýþýnda kalan % 14'lük kesime<br />

yönelik politikalar belirlenmesi gereðini ortaya koyar. Demografi ve kapsam iliþkisini<br />

bütün sosyal güvenlik sistemi için olduðu gibi sosyal risklerin her biri için de<br />

yapmak mümkündür. Mesela, yaþlýlýk sigortasý bakýmýndan, emekli olma yaþýný<br />

geçen ancak emekli aylýðý alabilen nüfusun yaþ grubuna oranýnýn dünya ortalamasý<br />

% 40,2 mertebesinde iken, bu oran Batý Avrupa'da % 92; Kuzey Amerika'da % 75,6;<br />

Kuzey Afrika'da % 28,4'tür. Türkiye'de % 87'ye ulaþmýþ olan ayný oran, Batý<br />

Avrupa'nýn gerisinde kalmakla birlikte dünya standartlarýnda oldukça yüksek bir<br />

deðeri temsil etmektedir (ILO, 2011a).<br />

• Nüfusun yaþ gruplarýna göre daðýlýmý: Uluslararasý istatistiklerde çalýþan aktif<br />

nüfus ile baðýmlý nüfus arasýndaki ayýrýmý vurgulamak için nüfus 3 ana gruba ayrýlýr.<br />

Bunlar 0-14, 15-64 ve 65+ nüfus gruplarýdýr. 15-64 yaþ grubu çalýþan nüfusu<br />

(iþgücünü) oluþtururken, 0-14 ve 65+ yaþ gruplarý çalýþma hayatý dýþýnda kalan<br />

baðýmlý nüfusu oluþturur. Nüfusun yaþ gruplarýna göre daðýlýmý özellikle daðýtým<br />

esasýna göre iþleyen primli sosyal güvenlik sistemleri bakýmýndan hayati öneme<br />

sahiptir. 15-64 yaþ grubunun büyüklüðü sosyal güvenlik sistemlerinin gelirlerini<br />

artýran olumlu, özellikle 65+ yaþ grubunun toplam nüfusa oranýnýn büyüklüðü de<br />

giderleri artýran olumsuz etki yapar. Demografik yapýnýn bir göstergesi olan klasik<br />

3'lü yaþ grubunun oransal deðiþimi sosyal güvenlik sistemlerini doðrudan etkiler.<br />

Nitekim, eðitim süresinin uzamasý 0-14 yaþ grubunun üst sýnýrýný 20'li yaþlara doðru<br />

yükseltirken, ortalama hayat süresinin uzamasý da 65 yaþ üstü nüfusun toplam<br />

nüfusa oranýný artýrmaktadýr. Bu iki yaþ grubunun oransal olarak büyümesi, 15-64<br />

yaþ grubunu küçülttüðü ölçüde daðýtým esaslý sosyal güvenlik sistemlerinin finansal<br />

dengelerini zorlayan bir etki yaratýr.<br />

24


• Nüfus piramidi: Nüfusun, klasik 0-14, 15-64 ve 65 + yaþ gruplarýna göre ayýrýmý<br />

nüfus biliminin gelecek dönemlere iliþkin nüfus projeksiyonlarýnda yetersiz<br />

kalmaktadýr. Daha saðlýklý nüfus projeksiyonlarý yapabilmek, doðum ve ölüm<br />

hýzlarýndaki deðiþme ile ortalama hayat beklentisinin uzamasýnýn nüfusun yaþ<br />

daðýlýmýna etkisini tespit edebilmek için nüfusun 4'lü yaþ gruplarýna bölünmesiyle<br />

oluþturulan grafik daðýlým, nüfus piramidi olarak adlandýrýlýr. Nüfus piramitleri yaþ<br />

gruplarý yanýnda cinsiyet bakýmýndan da oluþturulabilir.<br />

Nüfus piramitlerinin grafik görünümü ülke nüfusunun demografik yapýsý hakkýnda<br />

çok yönlü bilgiler verir. Nitekim, tabaný geniþ, tepe kýsmý dar olan birinci tip piramit,<br />

doðum ve ölüm oranlarýnýn yüksek olduðu, geri kalmýþ ülkeleri gösterirken, kenarlarý<br />

içeriye doðru çökmüþ üçgene benzeyen ikinci tip piramit geliþmekte olan ülkelerin<br />

nüfus yapýsýný gösterir. Doðum oranýnýn düþük olmasý dolayýsýyla tabaný daralmýþ,<br />

tavaný ise nüfusun yaþlandýðýný gösterecek þekilde geniþlemiþ, klasik üçgen görüntüsü<br />

bozulmuþ 3. tip piramit ise geliþmiþ ülkelerin nüfus yapýsýný gösterir. Bu üçlü<br />

piramide, olaðanüstü dönemlerde ortaya çýkan (savaþlar ve göçler gibi) nüfus<br />

hareketlerinin nüfus yapýsýna etkisini gösteren yeni piramitler de eklenebilir (nüfus<br />

piramitleri için bakýnýz Hoþgör, Tansel, 2010),<br />

• Nüfusun yaþlanmasý: Sosyal güvenlik sistemleri bakýmýndan en önemli demografik<br />

deðiþikliktir. Pasif nüfus olarak adlandýrýlan 65+ yaþ grubunun toplam nüfusa<br />

oranýnýn artmasýdýr. Doðum ve ölüm oranlarýndaki düþüþle birlikte saðlýk baþta<br />

olmak üzere hayat standardýndaki iyileþmeye baðlý olarak ortalama hayat süresinin<br />

uzamasý dolayýsýyla yaþlý nüfusun toplam nüfus içindeki payýnýn artmasý halidir.<br />

Nüfusun yaþlanmasý, daðýtým esaslý sosyal güvenlik sistemlerinde çalýþan-prim<br />

ödeyen nüfusu azalttýðý, aylýk alanlarý artýrdýðý ölçüde sistemin sürdürülebilirliðini<br />

tehlikeye düþüren demografik deðiþkenlerin baþýnda gelmektedir.<br />

• Baðýmlý nüfus: Baðýmlý nüfus, kabaca, çalýþan-aktif nüfusun bakmakla yükümlü<br />

olduðu, henüz çalýþma çaðýna girmemiþ genç nüfus ile çalýþma hayatýndan ayrýlmýþpasif<br />

nüfusun toplamý olarak tanýmlanýr. Esas olarak 0-14 yaþ grubu ile 65+ yaþ<br />

grubunda bulunanlarý ifade eder. Ancak, sosyal güvenlik bakýmýndan 15-64 yaþ<br />

grubunda bulunan çalýþmayan veya çalýþamayan gruplar da baðýmlý nüfus tanýmýna<br />

girer ve nüfus biliminin baðýmlý nüfus tanýmýndan daha geniþ bir tanýmdýr. Bu<br />

anlamda, özürlüler, iþsizler ve çalýþmayanlar, baðýmlý nüfus olarak prim ödeyenler<br />

üzerinden sosyal güvenlik kapsamýna alýnan kesimi oluþturur.<br />

• Baðýmlýlýk oraný: 0-14 yaþ grubundaki nüfus ile 65+ yaþ grubunun 15-64 yaþ<br />

grubundaki nüfusa oranýný gösterir. Eðitim dolayýsýyla 0-14 yaþ grubunun uzamasý,<br />

artan ortalama hayat süresi dolayýsýyla da 65+ yaþ grubunda bulunanlarýn artmasý,<br />

baðýmlýlýk oranýný yükseltir. Türkiye'de 2000'li yýllara kadar 0-14 yaþ grubu (genç<br />

nüfus) baðýmlýlýk oranýnýn yükselten faktör iken, bu yýllardan sonra 65+ yaþ grubunun<br />

artýþý baðýmlýlýk oranýný yükseltecektir.<br />

25


Tablo 2.1. Yaþ Gruplarýna Göre Nüfusun Daðýlýmý ve Yaþ Baðýmlýlýk Oraný<br />

Yýllar<br />

1935<br />

1955<br />

1965<br />

1975<br />

1985<br />

1990<br />

2000<br />

2010<br />

2011<br />

0-14<br />

yaþ grubunun<br />

nüfus oraný<br />

(1)<br />

41.3<br />

39.5<br />

41.9<br />

40.6<br />

37.6<br />

34.6<br />

29.8<br />

25.6<br />

25.2<br />

15-64<br />

yaþ grubunun<br />

nüfus oraný<br />

(2)<br />

54.7<br />

57.1<br />

54.1<br />

54.8<br />

58.2<br />

61.1<br />

64.4<br />

67.1<br />

67.3<br />

• Demografik fýrsat penceresi: Demografik yapýda, nüfus yaþlanmasý ve baðýmlýlýk<br />

oraný artýþýndan kaynaklanan olumsuz geliþmelerin en az olduðu, nüfusun üretken<br />

gücünün en yüksek olduðu durumu ifade eder. Esas olarak 15-64 yaþ grubundaki<br />

nüfusun toplam nüfus içinde en yüksek deðere ulaþacaðý durumu ve tarihi belirtmek<br />

için kullanýlýr. Bu durum ve tarihten sonra özellikle 65+ yaþ grubunun artmasý<br />

dolayýsýyla 15-64 yaþ grubu azalmaya baþlayacaktýr. Türkiye için hesaplamalar, 2020<br />

yýlýnda 15-64 yaþ grubunun % 68.6 ile en yüksek seviyeye ulaþacaðýný, bu noktadan<br />

sonra düþmeye baþlayacaðýný ortaya koymaktadýr (Hoþgör, Tansel, 2010; 103). Bu<br />

dönem, Türkiye'nin demografik fýrsat penceresini yakaladýðý dönem olacaktýr. Bu<br />

durum, nüfus artýþ hýzý yavaþlarken çalýþma çaðýndaki nüfusun artmaya devam<br />

etmesi ile ortaya çýkar ve her ülke tarihinde, olaðanüstü þartlar (savaþ, göç vb)<br />

olmaz ise bir defa gerçekleþen bir durumdur (Hoþgör, Tansel, 2010),<br />

• Nüfus artýþ hýzý: Belirli bir dönemde, nüfus büyüklüðünün ortalama yýllýk artýþýný<br />

ifade eder. Nüfus artýþ hýzý, doðum hýzý ile ölüm hýzý arasýndaki fark ve ortalama<br />

hayat ümidinin uzamasý dolayýsýyla ortaya çýkar. Nüfus artýþ hýzý, toplam nüfusun<br />

miktarý, nüfusun yaþ gruplarýna göre daðýlýmý ve baðýmlýlýk oranlarýný ve nüfusun<br />

kendini yenileme süresini belirlediði ölçüde sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliði<br />

ile doðrudan ilgilidir.<br />

• Ortalama ve beklenen hayat süresi: Ortalama hayat süresi, doðumdan itibaren<br />

bir insanýn ortalama olarak ne kadar süre daha yaþayacaðýný ifade eder ve ölüm<br />

tarihi ile sonlanýr. Beklenen hayat süresi ise doðuþta ve her yaþ grubu için, cinsiyet<br />

26<br />

65+<br />

yaþ grubunun<br />

nüfus oraný<br />

Kaynak: TÜÝK, Adrese Dayalý Nüfus Kayýt Sistemi (ADNKS) 2011, www.tüik.gov.tr.<br />

(3)<br />

4.0<br />

3.4<br />

4.0<br />

4.6<br />

4.2<br />

4.3<br />

5.7<br />

7.2<br />

7.3<br />

Toplam<br />

100.00<br />

100.00<br />

100.00<br />

100.00<br />

100.00<br />

100.00<br />

100.00<br />

100.00<br />

100.00<br />

Baðýmlýlýk<br />

Oraný<br />

(1+3/2)<br />

0.82<br />

0.75<br />

0.84<br />

0.82<br />

0.71<br />

0.63<br />

0.55<br />

0.48<br />

0.48


gruplarý için ve her insan için hesaplanabilir. Esas olarak (x) yaþýndaki bireylerin<br />

ortalama olarak kaç yýl daha yaþayacaðýný gösterir. Sigortacýlýk tekniði üzerine<br />

oluþturulan sosyal sigorta kurumlarý için hayati öneme sahip göstergelerden biridir.<br />

2000 yýlýnda kadýnlar için 74,15; erkekler için 67,58 yýl olan doðuþtaki yaþam ümidi,<br />

TÜÝK 2010 yýlý projeksiyonlarýna göre kadýnlar için 76,30; erkekler için ise 71,60<br />

yýla yükselmiþtir (Hoþgör, Tansel, 2010, 36-37).<br />

• Göç: Demografik yapýyý etkilen deðiþkenlerden biri olarak göç, en basit tarifi ile<br />

çalýþma ve yaþama yerinin deðiþtirilmesidir. Hem ülke içi, hem de ülkelerarasý<br />

boyutu vardýr. Ülke içi göç, kýrsal kesimden kentlere insan, tarým sektöründen<br />

sanayi ve hizmet sektörüne iþgücü göçünü ifade eder. Ülkeler arasýnda ise geri<br />

kalmýþ ülke ve bölgelerden geliþmiþ ülke ve bölgelere doðru olan insan ve iþgücü<br />

göçü için kullanýlýr. Ýnsan ve iþgücü göçü, belirli bir süre sonra geriye dönecek<br />

þekilde geçici olabileceði gibi, göç edilen yerde kalmayý amaçlayan süreklilik niteliði<br />

de gösterebilir. Göç, göç veren ve alan ülkeler bakýmýndan demografik yapýyý<br />

deðiþtirdiði ölçüde sosyal güvenlik sistemlerinin finansman dengesini etkilemesi<br />

yanýnda, birikmiþ haklarýn taþýnmasý ve transferi gibi önemli hukuki sorunlarý da<br />

beraberinde getiren bir süreçtir.<br />

2.3. Sosyal Güvenlik ile Demografik Yapý Ýliþkisi<br />

Temel bir insan hakký ve evrensel bir ihtiyaç olarak sosyal güvenlik özünde bir gelir<br />

transferi mekanizmasýdýr. Bütün insanlýk tarihi boyunca deðiþik yol ve yöntemlerden<br />

oluþan sistemlerle bu transfer saðlanmýþtýr. Çok deðiþik ve kapsamlý tarifleri olmakla<br />

birlikte ILO'nun 1952 tarih ve 102 sayýlý "Sosyal Güvenliðin Asgari Normlarý" sözleþmesinde<br />

belirtilen 9 sosyal risk sosyal güvenliðin tarifini yapma, kapsamýný belirleme ve sýnýrlarýný<br />

çizmeyi kolaylaþtýrmýþtýr. Buna göre sosyal güvenlik hastalýk, iþ kazalarý ve meslek<br />

hastalýklarý, analýk, malullük, yaþlýlýk, ölüm, iþsizlik ve aile gelirinin yetersizliði hallerinde<br />

ortaya çýkan gelir kayýplarýný telafi etmeye yönelik gelir transferi mekanizmalarýdýr.<br />

Demografik yapýnýn sosyal güvenlik sistemleri üzerindeki etkisi bütün bir sosyal<br />

güvenlik sistemi ve bütün sosyal riskler bakýmýndan ayný derecede önemli ve belirleyici<br />

deðildir. Bu etkinin en fazla olduðu iki sosyal risk, yaþlýlýk ve saðlýk riskleridir. Zaten<br />

sosyal güvenlik sistemlerinin en fazla harcama yaptýðý iki sigorta kolu da yaþlýlýk ve<br />

saðlýk sigortalarýdýr. Toplam sosyal güvenlik harcamalarýnýn kabaca % 60'ý yaþlýlýk, %<br />

30'u da saðlýk sigortasý ile ilgili harcamalardýr. Demografik yapý deðiþikliklerinin bu iki<br />

sigorta kolunun yaný sýra iþsizlik ve analýk sigortalarý üzerinde de belirleyici etkileri<br />

olmakla birlikte bu etkinin baskýn olduðu sosyal risk yaþlýlýktýr ve sosyal güvenlik<br />

sistemlerine yönelik etkisi de en fazla bu sigorta kolu ile ilgilidir.<br />

Sosyal sigorta programlarý, sosyal güvenlik sisteminin iþleyiþi bakýmýndan uzun vadeli<br />

sosyal riskler olarak kabul edilen malullük, yaþlýlýk ve ölüm riskleri ile ilgili sosyal sigorta<br />

hak ve yükümlülüklerini ayrý ayrý belirlerler. Ancak bu üç sigorta kolu finansman<br />

27


akýmýndan tek primle finanse edilirler. Bu sebeple bu üç sigorta kolunun finansmaný<br />

tek kalem üzerinden yürütülür. Bu durum sosyal sigorta istatistiklerine de yansýr ve çok<br />

zaman "gelir veya aylýk alanlar" ile ilgili istatistikler bu üç sigorta kolu için birlikte verilir.<br />

Ancak bu çalýþmada demografik yapý ve sosyal güvenlik iliþkisi bütünüyle yaþlýlýk<br />

(emeklilik) sigortasý bakýmýndan ele alýnmýþ, sadece raporun ilk bölümlerinde baðýmlý<br />

nüfus tarifi yapýlýrken malullük ve ölüm sigortalarýndan aylýk alanlar da istatistiklere dahil<br />

edilmiþtir.<br />

Sosyal güvenlik sistemleri ile nüfus ve demografik yapý arasýnda çok yönlü ve karmaþýk<br />

bir iliþki vardýr. Bu iliþki, bir çok çalýþmada ileri sürüldüðü gibi tek yönlü deðildir.<br />

Demografik yapý deðiþiklikleri sosyal güvenlik sistemlerini etkilediði ölçüde sosyal<br />

güvenlik sistemleri de demografik yapýyý etkilemektedir (Ehrlich-Kim, 2005). Demografik<br />

yapýnýn sosyal güvenlik sistemlerine etkisi, her sosyal güvenlik rejimi için ayný deðildir.<br />

Bu etki, sosyal güvenlik programlarýnýn kurumsal yapýlanmasý, kapsamý, finansman<br />

kaynaklarý, finansman yöntemleri, sosyal güvenlik haklarýný kazanma þartlarý, saðlanan<br />

haklarýn seviyesi ve süresine baðlý olarak deðiþir.<br />

Sosyal güvenlik sistemleri öncelikle, finansman kaynaklarýna baðlý olarak primli<br />

(sosyal sigortalar-Bismark modeli) ve primsiz (kamu sosyal güvenlik harcamalarý-Beveridge<br />

modeli) rejimler olarak ikiye ayrýlýr. Primli rejimler, sigortacýlýk ilkelerine göre çalýþan,<br />

ödenen prim ile saðlanan haklar arasýnda güçlü bir külfet/nimet (maliyet/fayda) iliþkisi<br />

kuran sistemlerdir. Primsiz rejimler ise, vergilerle finanse edilen, vatandaþlýk ve muhtaçlýk<br />

þartlarýna baðlý olarak verilen karþýlýksýz sosyal yardým ve hizmetlerden oluþur. Demografik<br />

yapýnýn sosyal güvenlik sistemlerine doðrudan ve çok yönlü etkileri esas olarak primli<br />

rejimler için söz konusudur. Aktüeryal hesap dengesine dayanan bu sistemlerde prim<br />

ödeyenlerin sayýsý ile aylýk alanlarýn sayýsýnda deðiþme yaratan her demografik deðiþiklik<br />

primli sistemlerin iþleyiþini etkiler. Bu çalýþmada da esasen demografik yapýnýn primli<br />

rejimler üzerine etkisi alýnmýþtýr.<br />

Primli sosyal güvenlik rejimlerinin, gelir-gider dengesinin saðlanmasýnda hangi<br />

finansman yönteminin tercih edildiði de demografik yapý-sosyal güvenlik iliþkisini belirler.<br />

Primli rejimler için iki temel finansman yöntemi vardýr: Fon (biriktirme) ve daðýtým<br />

yöntemi. Fon yöntemi esasen, her bireyin ve her neslin bugün (çalýþma hayatý süresince)<br />

ödedikleri primlerle saðlanan birikimle, gelecekte (emekli olduklarý zaman) ortaya çýkan<br />

sosyal güvenlik giderlerini karþýlarlar. Her kiþinin ve kuþaðýn kendi sosyal güvenliðini<br />

kendisinin saðlamasý esasýna dayanýr. Demografik yapý, bireylerin çalýþma ve emeklilik<br />

sürelerinin uzunluðunu belirlediði ölçüde sosyal güvenlik sistemini etkiler. Daðýtým<br />

yönteminde ise bugün çalýþan ve prim ödeyenlerin, bugün yaþlý olan ve aylýk alanlarýn<br />

sosyal güvenlik harcamalarýný karþýlamasý esastýr. Kuþaklararasý bir dayanýþma ve gelir<br />

transferi esastýr. Bu sistemde, bugün prim ödeyenler, gelecek kuþaklarýn da kendileri<br />

için prim ödeyeceklerini kabul ederler. Demografik yapýdaki deðiþim ve dönüþüm,<br />

çalýþan ve prim ödeyen nüfus ile yaþlý ve aylýk alan nüfus arasýndaki oraný deðiþtirdiði<br />

ölçüde daðýtým esaslý sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliðini etkiler. Bugün görülen<br />

28


temel demografik yapý deðiþikliði, nüfusun yaþlanmasý dolayýsýyla prim ödeyenler ile<br />

aylýk alanlar arasýndaki nüfus dengesinin prim ödeyenler aleyhine deðiþmesidir. Bu<br />

raporda yapýlan projeksiyonlarda demografik yapý deðiþikliklerinin daðýtým esaslý sosyal<br />

güvenlik sistemlerine etkisi alýnmýþtýr.<br />

Primle finanse edilen, daðýtým esaslý sosyal güvenlik sistemlerinde yaþlýlýk sigortasý<br />

bakýmýndan demografik yapý-sosyal güvenlik iliþkisini belirleyen diðer faktör prim ödeme<br />

süresi ile aylýk baðlama süreleridir. Asgari prim ödeme süresi aktüeryal hesaplara<br />

dayandýrýlarak belirlenmekle birlikte demografik yapýnýn sistem üzerine etkisini belirleyen<br />

emeklilik yaþýdýr. Emekli olma yaþý, kiþilerin çalýþma hayatýndan ayrýlarak prim ödeme<br />

yükümlülüklerinin sona erdiði ve aylýk almaya baþladýklarý dönemin baþlangýcýný ifade<br />

eder. Bu bakýmdan emeklilik yaþýnýn belirlenmesi daðýtým esaslý sosyal güvenlik rejimleri<br />

için hayati öneme sahiptir. Emeklilik yaþýnýn belirlenmesinde ise ortalama yaþam süresi<br />

belirleyicidir. Ülkeler arasýnda farklýlýklar olmakla birlikte birçok ülkede 60-65 yaþ civarý<br />

emekli olma yaþý olarak belirlenmiþtir. Nüfus yaþlandýkça ve ortalama hayat süresi arttýkça<br />

emeklilik yaþýnýn da kademeli olarak yükseltilmesini gerektirecektir. Ortalama<br />

hayat süresinin uzamasý yaþlý nüfus içinde daha yaþlý olan 75 yaþ ve hatta 80 yaþ ve<br />

üzerindekilerin toplam yaþlý nüfus içindeki oranlarýný yükseltecektir. Bu da sosyal güvenlik<br />

sistemlerinin hem daha çok kiþiye hem de daha uzun süre yaþlýlýk aylýðý ödemesi anlamýna<br />

gelmektedir.<br />

2.4. Sosyal Güvenlik Sistemlerini Etkileyen Demografik Yapý<br />

Deðiþiklikleri ve Dönüþümler<br />

Bütün ülkelerde ve bölgelerde ayný derecede olmasa da sosyal güvenlik sistemlerini<br />

doðrudan etkileyen demografik yapý deðiþiklikleri sistem için bir tehdit unsuru olarak<br />

ortaya çýkarken ayný zamanda yeni fýrsatlar da sunmaktadýr (ISSA, 2010; 1). Demografik<br />

yapý deðiþikliðinin iki temel karakteristiði dikkat çekmektedir: Yaþlanma ve farklýlaþma.<br />

Her ikisi de sosyal güvenlik sistemlerini orta ve uzun dönemde fazlasýyla etkileyecek,<br />

sistemlerin sürdürülebilirliðini sorgulatacak problem kaynaklarýný oluþturmaktadýr. Ancak,<br />

bu iki sebepten kaynaklanan problemler sosyal güvenlik sistemlerinin etkinliðini ortaya<br />

koymasý bakýmýndan da önemli fýrsatlar sunmaktadýr (ISSA, 2010; 2).<br />

Uluslararasý Sosyal Güvenlik Birliði (International Social Security Assocation-ISSA),<br />

bugün ve gelecekte sosyal güvenlik sistemlerinin iþleyiþini doðrudan etkileyecek, her<br />

biri diðeri ile karþýlýklý etkileþime sahip demografik yapý deðiþikliklerini yedi baþlýk altýnda<br />

toplamýþtýr (ISSA, 2010; 6-17).<br />

2.4.1. Yaþlanma<br />

Yaþlanma, geliþme seviyesi ne olursa olsun bütün ülkelerin karþýlaþtýðý ortak bir<br />

problemdir. 2010 yýlýnda dünyada ortalama yaþ 29 iken 2050 yýlýnda 38 olacaktýr (ISSA,<br />

2010; 6). 2050 yýlýnda ortalama yaþ Afrika için 29 iken, Latin Amerika'da 42, Asya'da 40<br />

29


ve Avrupa'da 47 olacaktýr. Yaþlanma, bir yandan sosyal güvenlik sistemlerinin baþta<br />

saðlýk olmak üzere ortalama hayat ümidini artýrmasý, diðer yandan doðum oranlarýndaki<br />

düþme dolayýsýyla ortaya çýkacaktýr.<br />

Bölgeler,<br />

Ülkeler<br />

Tablo 2.2. Dünyada Nüfusun Yaþlanma Projeksiyonlarý<br />

Dünya 9,9 10,2 11,0 16,5 21,9 1,1 1,3 1,5 2,3 4,3<br />

Geliþmiþ<br />

bölgeler/Ülkeler<br />

Az geliþmiþ<br />

bölgeler/Ülkeler<br />

Kaynak: ILO (2011). World Social Security Report 2010/11: Providing Coverage in Times of Crisis and Beyond.<br />

ILO, Geneva, 139-143.<br />

Nüfusun yaþlanma problemi bütün dünyayý ilgilendiren ortak bir problem olmakla<br />

birlikte bazý ülkeler için daha acil bir problem olma niteliði taþýmaktadýr. Nitekim, 2050<br />

yýlýnda Japonya'da 60 yaþýný geçenlerin toplam nüfusa oraný % 44,2; 80 yaþýný geçenlerin<br />

oraný ise % 15,6'ya ulaþacaktýr. Japonya ile birlikte Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda,<br />

Ýsviçre, Avusturya, Danimarka, Ýsveç ve Norveç gibi geliþmiþ ülkeler ve Ýtalya, Yunanistan<br />

ve Portekiz gibi orta seviyede geliþmiþ ülkeler için de nüfus yaþlanmasý ciddi bir problem<br />

olacaktýr (ILO, 2011:141-142). Uluslararasý istatistiklerde yaygýn olarak kullanýlan 65+<br />

yaþ grubu esas alýnarak yapýlacak projeksiyonlarda da benzer sonuçlar ortaya çýkmakta,<br />

yaþlý nüfus 21. yüzyýlýn en önemli sosyo-ekonomik problemi olacak görünmektedir.<br />

Nüfusun yaþlanmasý baþta yaþlýlýk ve saðlýk sigortalarý olmak üzere sosyal güvenlik<br />

sistemlerinin harcamalarýný artýracak, yaþlýlýk sigortasý bakýmýndan sistemin temel<br />

parametreleri olan prim ödeyen aktif nüfus/aylýk alan pasif nüfus dengesini deðiþtirecektir.<br />

Nüfusun yaþlanmasý ile birlikte artan baðýmlýlýk oraný primli sosyal güvenlik sistemlerinin<br />

aktüeryal hesap dengesini saðlayacak orta ve uzun dönem projeksiyonlar yapmalarýný<br />

zorunlu kýlar. Emeklilik yaþýnýn yeniden belirlenmesi yanýnda prim oranlarý ile aylýk<br />

baðlama oranlarý ile ilgili temel sosyal güvenlik parametrelerinin yeniden belirlenmesi<br />

bunlardan bazýlarýdýr.<br />

2.4.2. Aile Yapýsýndaki Deðiþme<br />

Global demografik yapý deðiþiklikleri, yaþlanma ile birlikte geleneksel aile yapýlarýný<br />

da deðiþtirmekte, çekirdek aileden de küçük ve istikrarsýz yeni aile yapýlarý ortaya<br />

çýkmaktadýr. Bu ailelerin dikkat çeken özellikleri; boþanma ve ayrýlmalarla ortaya çýkan<br />

tek ebeveynli küçük aileler; çekirdek veya tek ebeveynli aile ile birlikte yaþayan büyük<br />

anne ve büyük babalý aileler; resmi evlilik baðý olmaksýzýn birlikte yaþayan eþ ve<br />

çocuklardan oluþan ailelerden oluþmalarýdýr. Aile yapýsýnýn deðiþmesi, geleneksel ailedeki<br />

30


aile reisi, kadýn ve ev iþleri/kadýnýn çalýþmasý, çocuk-ebeveyn iliþkileri ve bunlarla ilgili<br />

geleneksel rolleri deðiþtirmekte, çok doðal olarak ailenin sosyal güvenlik fonksiyonlarý<br />

ve sosyal güvenlik ihtiyaçlarý da deðiþmektedir. Deðiþen aile yapýsý ve artan yoksulluk<br />

özellikle, ayný hanede yaþayan yaþlý, özürlü ve çocuklarýn bakýmý ile çocuklarýn eðitimi,<br />

gençlerin, kadýnlarýn ve özürlülerin istihdamýna yönelik yeni sosyal güvenlik politikalarýný<br />

gerekli kýlmaktadýr.<br />

2.4.3. Ýþgücü Yapýsýnda ve Piyasasýnda Deðiþme<br />

Nüfusun yaþlanmasý ve aile yapýsýndaki deðiþme, primli sosyal güvenlik sistemlerinin<br />

temel parametrelerinden birini oluþturan iþgücü piyasasýný da deðiþtirmektedir. Demografik<br />

yapý deðiþikliklerinin sosyal güvenlik sistemlerine yeni fýrsatlar sunmasý, büyük ölçüde<br />

iþgücü piyasasý ve iþgücünün yapýsýndaki deðiþmelerle saðlanacaktýr. Ýþe giriþ kriterleri,<br />

ücretlendirme ve kariyer uygulamalarýnýn toplumsal cinsiyet eþitliði bakýþ açýsýyla gözden<br />

geçirilmesi, kreþ ve bakým hizmetlerinin yaygýnlaþtýrýlmasý, kadýnlarýn eðitim seviyesinin<br />

yükseltilmeye devam edilmesi ve kadýnlarýn çalýþmalarýný engelleyen toplumsal zihniyetin<br />

dönüþtürülmesiyle, kadýnlarýn iþgücüne katýlýmlarýnýn teþvik edilmesi; yaþlý insanlarýn<br />

emeklilik yaþýna gelince çalýþma hayatýndan ayrýlmalarý yerine çalýþma þartlarýnýn<br />

iyileþtirilerek çalýþma hayatýnda kalma sürelerinin uzatýlmasý; eðitim süresinin uzamasý<br />

dolayýsýyla iþgücüne girme yaþý geciken gençlerin yeni ve esnek çalýþma þekilleri ile<br />

iþgücü piyasasýna girmelerinin saðlanmasý ve nihayet özürlülerin iþgücüne katýlýmlarýnýn<br />

artýrýlmasý aktif/çalýþan ve prim ödeyen sigortalý sayýsýný artýrdýðý ölçüde sosyal güvenlik<br />

sistemlerinin parametrelerini olumlu yönde etkileyecektir. Ortalama hayat ümidinin<br />

uzadýðý toplumlarda insan gücü kaynaðýnýn geliþtirilmesi, çalýþma hayatýnda devamlýlýklarýnýn<br />

ve mobilitelerinin saðlanmasý hayati öneme sahiptir ve sosyal güvenlik insan gücünün<br />

istihdam edilebilirliði ve verimliliðini saðlamaya yönelik bir yatýrýmdýr.<br />

2.4.4. Þehirleþme ve Hayat Tarzýnýn Deðiþimi<br />

2008 yýlý itibarýyla, dünya nüfusunun yarýdan fazlasý þehirlerde yaþamaktadýr (ISSA,<br />

2010, 11). Þehirleþme, saðlýk ve konut baþta olmak üzere insana yönelik refah hizmetlerinde<br />

ciddi bir talep artýþýný beraberinde getirmektedir. Sosyal güvenlik açýsýndan þehirleþme,<br />

sosyal güvenlik sistemlerinin örgütlenme ve kurumsal yapýsýnda deðiþime yol açabilmektedir.<br />

Nüfus yoðunluðu arttýðý ölçüde sosyal güvenlik sistemlerinin hizmet götürme maliyeti<br />

düþmekte, sigortalýlarýn hizmetlere eriþimi kolaylaþmaktadýr. Þehirleþme, aile yapýsýný,<br />

geleneksel yardýmlaþma þekillerini deðiþtirdiði ölçüde sosyal güvenlik talebini de<br />

deðiþtirmektedir. Ancak þehirleþme, kayýt dýþý çalýþmayý kayýtlý çalýþmaya dönüþtürdüðü,<br />

hizmet sektöründe esnek zamanlý yeni istihdam þekilleri yarattýðý ölçüde dezavantajlý<br />

gruplarýn iþgücüne katýlma oranlarýný yükseltmekte, demografik yapýyý çalýþanlar ve prim<br />

ödeyenler lehine deðiþtirmektedir.<br />

31


2.4.5. Düzensizleþen Hayat Devreleri (The unequal desynchronisation<br />

of life cycles)<br />

Yaþlanma ve ortalama hayat ümidinin uzamasý, nüfusu; daha az genç, daha fazla yaþlý<br />

ve daha fazla baðýmlý bir nüfus haline dönüþtürürken, insan hayatýnýn gençlik, çalýþma<br />

ve yaþlýlýktan oluþan klasik üç dönemli yapýsýný deðiþtirerek iç içe geçmiþ döngüler haline<br />

getirmektedir. Uzayan eðitim ve artan genç iþsizliði gençlik dönemini; ortalama hayat<br />

ümidinin uzamasý da yaþlýlýk dönemini uzatmaktadýr. Öte yandan klasik üçlü hayat<br />

döngüsüne, her gruptaki insanýn baðýmlýlýk oranýný artýran; genç ancak eðitim dolayýsýyla<br />

iþgücüne geç girilen dönem; çalýþma çaðý içinde olan ancak iþsiz kalýnan dönem; yaþlý<br />

ancak çalýþma gücü olan fakat uygun iþ bulunamayan dönem ve nihayet 75+ ve 80+ yaþ<br />

grubunu ifade etmek üzere kýdemli yaþlýlýk gibi yeni dönemler ilave edilerek çok dönemli<br />

bir hayat döngüsüne geçilmektedir. Ancak bu deðiþim, iþgücü ve istihdam piyasasýna<br />

da yönelik düzenlemelerle; (gençlerin istihdam piyasasýna giriþlerini teþvik, örgün eðitim<br />

yanýnda çalýþma hayatý içine dahil edilen hayat boyu eðitimin yaygýnlaþtýrýlmasý, yaþlý<br />

ancak çalýþma hayatýna devam etmek isteyen yaþlýlarýn çalýþma hayatlarýnýn uzatýlmasý)<br />

çalýþan ve prim ödeyenlerin sayýsýný artýrdýðý ölçüde sosyal güvenlik sistemlerine yeni<br />

fýrsatlar getirecektir.<br />

Ýnsana yakýþýr iþ anlayýþýyla çalýþma þartlarýnýn iyileþtirilmesi, erken emeklilikten<br />

kaçýndýracak tedbirler ve çalýþma sürelerinin esnekleþtirilmesi, aktif/çalýþan ve prim<br />

ödeyen iþgücünü artýrdýðý ölçüde sosyal güvenlik sistemlerini rahatlatacaktýr.<br />

2.4.6. Göç<br />

Küreselleþme ile ülkeler ve bölgeler arasýnda artan karþýlýklý baðýmlýlýk uluslar arasý<br />

insan ve emek göçünü de yoðunlaþtýrmýþtýr. Uluslararasý göçle yer deðiþtiren insan sayýsý<br />

dünya nüfusunun % 3'üne tekabül eden 200 milyon civarýna ulaþmýþtýr (ISSA, 2010, 14).<br />

Ülke içi göçle yer deðiþtirenlerin sayýsý 740 milyon civarýndadýr. Genellikle geri kalmýþ<br />

bölge ve ülkelerden geliþmiþ bölge ve ülkelere doðru olan göçe, 14 milyon mülteci ve<br />

500 bin sýðýnmacý da dahil olmuþtur. Göç, demografik yapýyý deðiþtirdiði ölçüde sosyal<br />

güvenlik sistemlerini de etkilemektedir.<br />

Bir demografik olgu olarak göçün getirdiði sosyal güvenlik sorunlarý, kimlerin, hangi<br />

þartlarda, nasýl ve nereden nereye göç ettiðine baðlý olarak deðiþmektedir. Uluslar arasý<br />

göç, göç veren ülke ile alan ülke bakýmýndan sosyal güvenlik sistemi ile ilgili farklý<br />

sonuçlar vermektedir. Birçok geliþmekte olan ülke, kontrollü bir göç politikasý ile nüfusun<br />

üretim gücünü korumayý, kendisini yenilemesini saðlamaktadýr. Genç ve eðitimli insan<br />

göçü geliþmekte olan ülkelerin insangücü yatýrýmýný oluþturmaktadýr. Göçün kýsa ve<br />

orta dönemde yarattýðý en önemli sosyal güvenlik sorunu, farklý ülkelerde elde edilen<br />

sosyal güvenlik haklarýnýn transferi ile ilgilidir.<br />

32


2.4.7. Sosyal Yapýda Deðiþme<br />

Yoksullukla mücadele gelir daðýlýmý eþitsizliklerini azalttýðý ölçüde toplumsal yapýda<br />

orta sýnýflaþma sürecini hýzlandýracaktýr. Gelir daðýlýmý adaletsizliklerinin giderilerek<br />

marjinalleþmiþ gruplarýn orta sýnýflaþtýrýlmasý sosyal güvenlik sistemleri bakýmýndan sosyal<br />

riskler, hedef nüfus ve coðrafi bölge öncelikleri ile ilgili politikalar bakýmýndan deðiþiklikler<br />

yapýlmasýný gerektirebilir. Yoksul nüfus tabanýnýn geniþlemesi, primli sosyal güvenlik<br />

sistemlerinin kapsamýný daraltan, vergi ile finanse edilen sosyal güvenlik harcamalarýný<br />

artýran etkiler yapar. Bu, sosyal güvenlik sistemlerinin kendi içinde deðiþim ve dönüþümünü<br />

zorunlu kýlar.<br />

Demografik yapý deðiþiklikleri mevcut sosyal güvenlik sistemleri için bir tehdit olduðu<br />

kadar yeni fýrsatlar da sunmaktadýr. ISSA'nýn sosyal güvenlik sistemlerinde deðiþim ve<br />

dönüþümü zorunlu kýlan, daha dinamik bir sosyal güvenlik sistemi yapýlanmasýný gerekli<br />

kýlan 7 temel deðiþim alaný ve bunlarla ilgili olarak alýnacak tedbirler ve uygulanacak<br />

stratejileri aþaðýdaki tabloda bir bütün olarak sunmuþtur.<br />

Tablo 2.3. Demografik Yapýdaki Temel Deðiþim-Dönüþüm Alanlarý<br />

ve Sosyal Güvenlik<br />

)<br />

33<br />

(


Tablo 2.3. Demografik Yapýdaki Temel Deðiþim-Dönüþüm Alanlarý<br />

ve Sosyal Güvenlik (devamý)<br />

Kaynak: ISSA, (2010) Demographic Changes and Social Security: Challenges and Opportunities, World Social<br />

Security Reform, 4 December 2010, Cape-Town.<br />

34


3 B Ö L Ü M<br />

<strong>SOSYAL</strong> GÜVENLÝKTE YENÝDEN<br />

YAPILANMA, ARAYIÞLAR VE<br />

SORUNLAR


3. <strong>SOSYAL</strong> GÜVENLÝKTE YENÝDEN YAPILANMA,<br />

ARAYIÞLAR VE SORUNLAR<br />

3.1. Sanayi Toplumu Sosyal Güvenlik Sistemi: Deðiþim ve<br />

Yeniden Yapýlanma Ýhtiyacý<br />

Deðiþim ve dönüþümü tartýþýlan sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemi iki temel<br />

rejimden oluþur. Bunlar;<br />

• Primli rejimler olarak da adlandýrýlan, çalýþanlarýn yaný sýra iþverenlerin ve bazen<br />

devletin de prim ödeyerek sistemin finansmanýna katýldýðý, zorunlu katýlýmýn olduðu<br />

sosyal sigortalar ve<br />

• Primsiz rejimler olarak bilinen, yeterli çalýþma ve gelire sahip olmayanlara finansmaný<br />

vergilerden karþýlanmak üzere karþýlýksýz olarak yapýlan nakdi yardýmlar, sosyal<br />

yardýmlar ve hizmetlerden oluþan kamu sosyal güvenlik harcamalarýdýr.<br />

Sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemi içinde bu iki rejim birbirinin alternatifi deðil<br />

tamamlayýcýsýdýr. Çalýþan ve geliri olanlar primli rejimlerle sosyal güvenlik garantisine<br />

kavuþturulurken, çalýþamayan veya yeterli geliri olmayanlarýn sosyal güvenlik garantisi<br />

primsiz ödemelerle karþýlanýr. Ancak birçok geliþmiþ ülkede olduðu gibi sanayi toplumu<br />

sosyal güvenlik sisteminin aðýrlýklý ayaðýný primli rejimler (sosyal sigortalar) oluþturmuþ,<br />

sosyal güvenlik sistemi sorunlarý da daha çok primli rejimler sorunu olarak ortaya<br />

çýkmýþtýr.<br />

3.1.1. Sanayi Toplumu Sosyal Güvenlik Sisteminin Baþarýlarý ve<br />

Yetersizlikleri<br />

Sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemleri, Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý, sosyal güvenliðin<br />

altýn çaðý olarak da adlandýrýlan 1950-1975 yýllarý arasýnda en parlak dönemini yaþamýþtýr.<br />

Özellikle Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesinde "sosyal güvenliðin temel ve vazgeçilmez<br />

bir insan hakký" olarak tanýmlanmasý ve ILO'nun sosyal güvenliðin asgari normlarýný<br />

belirleyen 102 sayýlý sözleþmesi ile sosyal güvenlik hakkýnýn saðlanmasýna yönelik<br />

standartlarýn belirlenmesi, kapsam ve sosyal güvenlik garantisinin standartlarý bakýmýndan<br />

önemli geliþmeler saðlamýþtýr. Bu baþarýlar (ILO, 1984, Alper, 2009):<br />

• Sosyal güvenlik için milli gelirden ayrýlan, 1950'li yýllarda GSYÝH'nýn % 3-12'si<br />

arasýnda olan pay 1970'li yýllarda bir çok ülkede % 20'lerin üzerine çýkmýþtýr.<br />

• Baþlangýçta yalnýzca sanayi sektöründe baðýmlý çalýþanlarý kapsama alan sistemler<br />

zaman içinde bütün sektörleri ve her statüdeki çalýþaný kapsama almýþtýr.<br />

• Sosyal güvenlikte koruma birimi olarak ailenin kabul edilmesi ile sosyal güvenlik<br />

sistemlerinin bütün nüfusu kapsama alma hedefine çok yaklaþýlmýþtýr.<br />

37


• Giderek artan sayýda ülkede ILO sözleþmelerinde belirtilen bütün sosyal risklere<br />

karþý sosyal güvenlik garantisi saðlama amacýna yaklaþýlmýþtýr.<br />

• Saðlanan sosyal güvenlik garantisinin gelir olarak seviyesi, hizmet olarak standardý<br />

yükselmiþ, kiþilere yaþadýðý toplum içinde insan haysiyetine yaraþýr bir sosyal<br />

güvenlik garantisi saðlama amacýna yaklaþýlmýþtýr.<br />

Saðlanan bütün olumlu geliþmeler raðmen, özellikle 1970'li yýllarýn ikinci yarýsýnda<br />

yaþanan ve "refah devleti krizi" olarak da adlandýrýlan dönemdeki geliþmelere baðlý<br />

olarak sosyal güvenlik sistemleri çok yönlü eleþtirilerin odaðý haline gelmiþtir. 1980'li<br />

yýllarýn baþý itibarýyla sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemlerine yönelik eleþtirilerin<br />

kaynaðý aþaðýdaki hususlar olmuþtur (ILO, 1984, Alper, 2009):<br />

• Milli gelirden sosyal güvenlik için ayrýlan pay artmasýna raðmen yoksulluk problemi<br />

çözülememiþtir.<br />

• Çalýþmayan veya sosyal sigortalardan hak kazanmaya yetecek kadar prim ödemeyenler<br />

sosyal güvenlik garantisi dýþýnda kalmýþlardýr.<br />

• Hizmet toplumunun yeni çalýþma þekillerine (kýsa çalýþma, tam gün çalýþmayanlar<br />

vb) göre çalýþan gruplar koruma kapsamý dýþýnda kalmýþtýr.<br />

• Kadýn-erkek, vatandaþ olanla olmayan arasýnda ortaya çýkan farklýlýklar giderilememiþtir.<br />

• Uluslararasý insan ve emek göçünün sosyal güvenlik ihtiyacýný karþýlayacak deðiþim<br />

ve dönüþümü gerçekleþtirilememiþtir.<br />

• Cömert sosyal yardýmlar ve ödemeler çalýþanla çalýþmayan arasýndaki farký ortadan<br />

kaldýrdýðý ölçüde sosyal dayanýþmayý zedelemiþ, adeta tembelliði ve tedbirsizliði<br />

teþvik eden bir sistem ortaya çýkmýþtýr.<br />

• Artan sosyal güvenlik harcamalarý kamu harcamalarýný artýrdýðý ölçüde bütçe<br />

açýklarýnýn artýþýný, bütçe açýklarýný kapamaya yönelik borçlanmanýn artýþý da<br />

ekonominin temel göstergelerini olumsuz etkilemiþtir.<br />

ILO'nun ifadesi ile sosyal güvenlik sistemlerinin "gelecek endiþesi taþýmayan bir toplum<br />

yaratma" amacý öne çýktýkça, bireyi ve bireysel sorumluluðu geri planda býrakan<br />

uygulamalarý verimsizliði ve çalýþmamayý teþvik eden bir etki yaratmaya baþlamýþtýr.<br />

3.1.2. Sanayi Toplumu Sosyal Güvenlik Sisteminde Kriz ve Yeniden<br />

Yapýlanma Ýhtiyacý<br />

Sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemi, hizmet toplumunun sosyal güvenlik ihtiyacýný<br />

karþýlama bakýmýndan gösterdiði yetersizlikler yanýnda "sürdürülebilirliðini" gündeme<br />

getiren olumsuz geliþmelerin de etkisi altýnda kalmýþtýr. Çok sayýda yazara göre finansal<br />

yetersizlikler sistem için bir krizdir ve sosyal güvenlik sistemlerini temel fonksiyonlarýný<br />

yerine getiremeyecekleri bir noktaya götürmektedir. 1980'li yýllar itibarýyla geliþmiþ<br />

ülkelerde:<br />

38


• Demografik yapýdaki deðiþmeler ve nüfusun yaþlanmasý,<br />

• Yaþlý nüfusa yönelik sosyal güvenlik ödemelerinin artýþý dolayýsýyla giderlerin artýþý,<br />

• Saðlýk harcamalarýndaki artýþ,<br />

• Uzun süreli, kronik iþsizliðin iþsizlik sigortasý giderlerini artýran, sosyal sigorta<br />

gelirlerini azaltan etkisi,<br />

• Aile yapýsýndaki deðiþme dolayýsýyla (tek ebeveynli ailelerin artýþý gibi) artan sosyal<br />

güvenlik ihtiyacý,<br />

• Ekonomik krizler ve yüksek oranlý ve sürekli enflasyonun sosyal güvenlik kurumlarýnýn<br />

fonlarýný eritmesi,<br />

sosyal güvenlik sistemlerini krize götüren belli baþlý problem alanlarýný oluþturmuþtur.<br />

Özellikle ILO'nun da tavsiyeleri doðrultusunda 1960'lý yýllardan sonra kendi sosyal<br />

güvenlik sistemlerini geliþmiþ ülke sosyal güvenlik sistemlerini örnek alarak oluþturan<br />

geliþmekte olan ülkeler, geliþmiþ ülkelerdeki sorunlara ilaveten;<br />

• Sosyal güvenlik için ayrýlan kaynaklarýn yetersiz kalmasý, birçok ülkede milli gelirin<br />

% 10'unu aþamamasý,<br />

• Kayýt dýþý çalýþmanýn yaygýnlaþmasý dolayýsýyla kamu sosyal güvenlik programlarýnýn<br />

kapsamýnýn yetersiz kalmasý,<br />

• Ýþsizlik ve aile ödenekleri sigorta kollarýnýn oluþturulamamasý,<br />

• Saðlýk harcamalarýndaki artýþ dolayýsýyla da saðlýk sigortasýnýn kapsamýnýn yetersiz<br />

kalmasý,<br />

• Saðlanan sosyal güvenlik garantisinin gelir olarak seviyesinin, hizmet olarak da<br />

standardýnýn düþük kalmasý,<br />

• Etkin çalýþmayan bir kurumsal yapýnýn varlýðý ve alt yapý yetersizlikleri,<br />

• Politik gerekçelerle sigortacýlýk ilkelerine aykýrý uygulamalarýn yaygýnlýðý,<br />

• Yaygýn suiistimal ve istismarlarýn varlýðý,<br />

gibi sebeplerle, geliþmiþ ülke sosyal güvenlik sistemlerinden çok daha önce ve aðýr<br />

sorunlarla karþýlaþmýþtýr.<br />

Sanayi toplumu sosyal güvenlik sisteminde deðiþim ihtiyacý yalnýzca krize baðlý<br />

sebeplerle ortaya çýkmamýþtýr. Yukarýda bahsedilen olumsuz geliþmeler olmasaydý bile,<br />

sosyal güvenlik sistemlerinin dinamik yapýsý dolayýsýyla sistemde bazý deðiþiklikler<br />

yapýlmasý gerekiyordu (Alper, 2009). Kriz, bu deðiþim ve yeniden yapýlanma ihtiyacýný<br />

hýzlandýran bir faktör olmuþ ve yeniden yapýlanma için gerekli olan geçiþ dönemi zaman<br />

aralýðýný daraltmýþtýr. Kriz dýþýnda sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemlerinde deðiþim<br />

ve yeniden yapýlanmayý zorunlu kýlan geliþmeleri aþaðýdaki baþlýklar altýnda toplamak<br />

mümkündür:<br />

• Hizmet toplumuna geçiþ ve istihdamýn deðiþen yapýsý: Ýþgücünün sektörel<br />

daðýlýmýnýn deðiþmesi ve hizmet sektörünün payýnýn toplam istihdam içinde % 60<br />

ve daha yüksek oranlara ulaþmasý; özellikle kadýn iþgücünün artmasý dolayýsýyla<br />

39


esnek ve a-tipik çalýþma þekillerinin artmasý, bu kesimlerin sosyal güvenlik ihtiyacýnýn<br />

karþýlanmasýnda sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemlerini yetersiz kýlmýþtýr.<br />

• Deðiþen sosyal güvenlik anlayýþý ve bireysel inisiyatifin artýþý: Sanayi toplumu<br />

sosyal güvenlik sistemlerinin fazla eþitlikçi anlayýþla iþleyen sosyal güvenlik sistemi,<br />

1980'li yýllarda baþlayan liberalleþmeye baðlý olarak bireysel inisiyatifi artýrmaya<br />

yönelik taleplere cevap verememiþtir. Daha fazla prim ödeyerek daha fazla aylýk<br />

almak isteyen, kendi sosyal güvenlik talebini çeþitlendirmek ve farklýlaþtýrmak<br />

isteyen gruplarýn istekleri karþýlanamamýþtýr.<br />

• Küreselleþme ve artan uluslararasý rekabet: Küreselleþmenin sosyal güvenlik<br />

sistemlerine etkisi doðrudan deðildir. Artan uluslararasý rekabetle birlikte rekabetin<br />

belirli ölçülerde düþük girdi ve emek maliyeti üzerinden yürütülmesi, özellikle<br />

primli rejimlerde sosyal güvenliði mali yükü azaltýlmasý gereken bir maliyet unsuru<br />

haline getirmiþtir. Bu yalnýzca yatýrým yapan uluslar arasý sermayenin bir talebi<br />

olarak ortaya çýkmamýþ, yatýrýmlar bakýmýndan ülkelerini cazip hale getirmek isteyen<br />

hükümetlerin de etkisi olmuþtur.<br />

• Sosyal yapýda ve aile yapýsýnda meydana gelen deðiþiklikler: Sanayi toplumu<br />

sosyal güvenlik sistemi çekirdek aileyi esas alan, erkeðin aile reisi olarak çalýþan<br />

ve gelir saðlayan, kadýnýn ise ev iþlerini yapan ve çocuk yetiþtiren, aralarýnda medeni<br />

kanun hükümlerine göre resmi evlilik baðý bulunan ve sosyal güvenlik haklarýnýn<br />

evlilik baðýna göre saðlandýðý bir iþleyiþ sistemine sahip olmuþtur. Ancak, boþanmalarýn<br />

artýþý, yalnýz anne ve çocuklar veya baba ve çocuklardan oluþan tek ebeveynli<br />

ailelerin sayýsýndaki artýþ ile ortaya çýkan yeni yapýnýn sosyal güvenlik ihtiyaçlarýnýn<br />

karþýlanmasýnda güçlükler doðmuþtur.<br />

• Demografik yapýdaki deðiþim ve sosyal güvenlik için tahsis edilen<br />

kaynaklarda üst sýnýra gelinmesi: Nüfusun yaþlanmasý, doðum oranlarýnýn<br />

düþmesi ve nüfusun kendisini yenileme gücünü kaybetmesi ile ortaya çýkan, daha<br />

az çalýþan ve prim ödeyen ancak daha fazla aylýk alan bir nüfus yapýsý sosyal<br />

güvenlik ihtiyacýnýn primli sosyal güvenlik sistemleri ile karþýlanmasýný güçleþtirmiþtir.<br />

Birçok ülkede, sosyal güvenlik için ayrýlan kaynaklarda üst sýnýra gelinmiþtir.<br />

3.1.3. Sanayi Toplumu Sosyal Güvenlik Sistemini Ýyileþtirme ve<br />

Yeniden Yapýlandýrma Arayýþlarý<br />

ILO, bir yandan sanayi toplumu sosyal güvenlik sistemlerine yönelik eleþtirilere cevap<br />

vermek, diðer yandan yeni toplumsal yapýnýn ihtiyaçlarýna cevap verecek bir sosyal<br />

güvenlik sisteminin iþleyiþ esaslarýný belirlemek üzere 1984 yýlýnda çok sayýda uzmana<br />

21. Yüzyýla Doðru Sosyal Güvenlik (Into the twenty-first century: The development of<br />

social security) baþlýklý bir rapor hazýrlatmýþtýr. ILO, bu rapordaki görüþlerle; sanayi<br />

toplumu sosyal güvenlik sistemlerinin sil-baþtan deðiþtirilmesine karþý çýkmakla birlikte<br />

40


mevcut sistemde deðiþen ekonomik ve sosyal þartlarýn gereklerine uygun olarak<br />

deðiþiklikler yapýlmasý gerektiðini kabul etmiþtir (Alper, 2009). Sosyal güvenlik alanýnda<br />

yapýlmasý gerekenler (ILO, 1984):<br />

• Primli rejimlerin a-tipik ve esnek çalýþma þekillerini kapsama alacak þekilde yeniden<br />

düzenlenmesi,<br />

• Kadýn iþgücünün ev-iþyeri sorumluluklarýný baðdaþtýracak þekilde hak ve<br />

yükümlülüklerin düzenlenmesi, kadýnlar lehine pozitif ayýrýmcýlýk anlamýna gelecek<br />

uygulamalara yer verilmesi,<br />

• Deðiþen aile yapýsýnýn ihtiyaçlarýna cevap verecek deðiþiklikler yapýlmasý,<br />

• Primli rejimlerin saðladýðý sosyal güvenlik korumasýnýn yoksullukla mücadele<br />

amacýna hizmet edecek þekilde belirlenmesi,<br />

• Sosyal güvenlik kurumlarýnýn finansmanýnýn istihdam, tasarruf eðilimi, sermaye<br />

birikimi ve büyüme gibi temel iktisadi deðiþkenler üzerinde olumsuz etkiler<br />

yaratmayacak þekilde oluþturulmasý ve sürdürülebilir bir finansman sisteminin<br />

oluþturulmasý,<br />

• Sosyal güvenlik kurumlarýnýn halkla iliþkilerinin geliþtirilmesi ve dezavantajlý gruplarýn<br />

özel ihtiyaçlarýna cevap verebilecek bir örgütlenme yapýsýnýn ve hizmet aðýnýn<br />

oluþturulmasý.<br />

olarak sýralanmýþtýr. ILO'nun önerileri doðru olmakla birlikte, sistemle ilgili temel<br />

sorunlarýn tespitindeki eksiklikler dolayýsýyla yetersiz kalmýþtýr.<br />

Dünya Bankasý'nýn çok sayýda uzmana hazýrlattýðý 1994 tarihli "Yaþlýlýk Krizinden<br />

Kaçýnmak- Averting the Old-Age Crisis" baþlýklý rapor sanayi toplumu sosyal güvenlik<br />

sistemi krizi ile demografik yapýdaki deðiþiklikler arasýnda çok yönlü ve güçlü bir bað<br />

kurmuþ, nüfusun yaþlanmasýnýn primle finanse edilen sosyal sigorta tekniði üzerine<br />

kurulmuþ mevcut sosyal güvenlik sistemlerini sürdürülemez hale getireceðini ileri<br />

sürmüþtür. (WB, 1994). Öte yandan rapor, 1980'li yýllarýn baþýnda Þili'de hayata geçirilen<br />

"tamamen liberalleþtirilmiþ-özelleþtirilmiþ" bir sosyal güvenlik sisteminin, güçlü bir sosyal<br />

refah devleti geleneðine sahip ülkelerde hayata geçirilmesinin mümkün olmayacaðýndan<br />

hareketle, çok ayaklý (multi-pillar) bir sistem önermiþtir.<br />

Rapora göre, hangi kurumsal yapý ve tercihlerle oluþturulmuþ olursa olsun bütün<br />

sosyal güvenlik sistemleri;<br />

• Gelirin yeniden daðýlýmýný saðlamak,<br />

• Sosyal risklere karþý sigorta saðlamak ve<br />

• Fertlerin daha fazla tasarruf yapma talebini karþýlamak<br />

olarak sayýlan 3 temel fonksiyonu yerine getirmek durumundadýr (WB, 1994). Sanayi<br />

toplumu sosyal güvenlik sistemleri tek ayaklýdýr ve bu 3 fonksiyonu birlikte gerçekleþtirmesi<br />

mümkün deðildir. Benzer eleþtiri tamamen özelleþtirilmiþ Þili modeli için de geçerlidir.<br />

41


Kamu programlarý sosyal güvenliðin gelir daðýlýmý ve sigorta fonksiyonlarýný karþýlarken<br />

tasarruf fonksiyonu zayýf kalmakta, özelleþtirilmiþ sistemlerde ise tasarruf fonksiyonu<br />

öne çýkarken sosyal güvenliðin gelirin yeniden daðýlýmý ve sigorta fonksiyonu zayýf<br />

kalmaktadýr.<br />

Dünya Bankasý, bu 3 temel fonksiyonu birlikte gerçekleþtirecek yeni ve çok ayaklý<br />

bir sosyal güvenlik sistem yapýlanmasý önermiþtir. Üç ayaklý bir kurumsal yapý ve iþleyiþ<br />

üzerine oluþturulan bu yeni sistemde her bir ayak birbirinin alternatifi deðil, tamamlayýcýsýdýr.<br />

Birbirlerini tamamlayan, bütünleyen ve birlikte iþleyen bir yeni yapýlanma söz konusu<br />

olacaktýr.<br />

Amaçlar-Hedefler<br />

Kurumsal Yapý ve<br />

Düzenleme<br />

Finansman<br />

Kaynaklarý ve<br />

Yönetimi<br />

Tablo 3.1. Çok Ayaklý Sosyal Güvenlik Sistemi<br />

Zorunlu Kamu<br />

Programlarý<br />

Gelirin yeniden daðýlýmý<br />

ve sigorta<br />

Yoklamalý, asgari veya sabit<br />

oranlý bir gelir garantisi<br />

Vergilerle finansman ve<br />

daðýtým metodu<br />

Kaynak: World Bank (1994); Averting The Old Age Crisis: Policies to Protect The Old and Promote Growth, World<br />

Bank Policy Research Report, Oxford University Pres (Summary).<br />

42<br />

Zorunlu Özel<br />

Programlar<br />

Özel tasarruflar<br />

ve sigorta<br />

Ferdi tasarruf planlarý veya<br />

mesleki programlar<br />

Primlerle finansman ve<br />

düzenlenmiþ fon metodu<br />

Gönüllü Özel<br />

Programlarý<br />

Özel tasarruflar<br />

ve sigorta<br />

Ferdi tasarruf planlarý veya<br />

mesleki programlar<br />

Sigortalý primleri ile<br />

finansman ve tam fon<br />

metodu<br />

• Birinci ayak sosyal güvenlik kurumlarý: Aðýrlýklý olarak sosyal güvenliðin gelirin<br />

yeniden daðýlýmýný saðlama fonksiyonunu gerçekleþtirecek olan bu ayakta, kýsmen<br />

prim ve vergilerle finanse edilen, daðýtým esaslý finansman yapýsýna zorunlu<br />

sigortalýlýðýn esas olduðu bir iþleyiþ söz konusu olacaktýr. Herkese asgari bir gelir<br />

garantisi saðlama amacý öne çýkacaktýr.<br />

• Ýkinci ayak sosyal güvenlik kurumlarý: Kurumsal yapý ve yönetimde özel sektör<br />

inisiyatifi hakim olmakla birlikte çok yönlü bir kamu müdahalesi vardýr. Kapsamýn<br />

zorunlu veya gönüllü olmasý bakýmýndan tartýþmalar söz konusudur. Ancak sosyal<br />

güvenliðin sigorta ve tasarruf fonksiyonlarýný öne çýkaran, primle finansmanýn<br />

aðýrlýklý olduðu, finansman yapýsý fon yöntemine dayanan bir iþleyiþ hakim olacaktýr.<br />

Ödenen primlerle saðlanan haklar arasýnda, sigortacýlýk ilkesinin izin verdiði ölçüde<br />

güçlü bir bað kurulacaktýr.<br />

• Üçüncü ayak sosyal güvenlik kurumlarý: Gönüllü katýlýmýn esas olduðu, özel<br />

sektör giriþimi ile oluþturulan ve tamamen fon esaslý bir finansman yapýsýna sahip<br />

olan, sosyal güvenliðin tasarruf fonksiyonunu yerine getirecek ayaktýr. Tanýmlanmýþbelirli<br />

(defined) prim esasýna göre çalýþan sistem ödenen primler ve getirileri<br />

oranýnda gelir garantisi saðlayacaktýr.


Dünya Bankasý Raporunda önerilen çok ayaklý sisteme geçiþ, geliþmiþ ülkelerde zaman<br />

içinde, daha yavaþ ve kademeli þekilde gerçekleþtirilmeye çalýþýlýrken, 1990'lý yýllarýn<br />

baþýnda geçiþ ekonomileri olarak adlandýrýlan eski Doðu Bloku ülkelerinde ve bazý Latin<br />

Amerika ülkelerinde hýzla gerçekleþtirilmek istenmiþ ancak bazý geri adýmlar atýlmak<br />

zorunda kalýnmýþtýr. Aralarýnda Türkiye'nin de olduðu, sosyal güvenlik sistemlerinde<br />

radikal dönüþümler yapmak isteyen çok sayýda geliþmekte olan ülkede çok ayaklý sisteme<br />

geçiþ arayýþlarý hýzlanmýþtýr.<br />

3.2. Günümüzde Sosyal Güvenlik Sorunlarý<br />

Sosyal güvenlik sistemleri, bütün nüfusu hedefleyen; herkesi, her tehlikeye karþý<br />

koruma kapsamýna alma gibi kapsamlý bir amaca ve onlara insan haysiyetine yaraþýr<br />

hayat standardý saðlama idealine sahip sistemlerdir. Bu amaç ve ideali gerçekleþtirme<br />

yolunda karþýlaþtýðý darboðazlar ve sorunlar vardýr. Bu sorunlarýn bir kýsmý, yalnýzca<br />

belirli bir dönemi ilgilendiren dönemsel nitelikte sorunlar iken bir kýsmý süreklilik arz<br />

eden kronik hale gelmiþ sorunlar niteliðindedir. Öte yandan, sorunlarýn bir kýsmý belirli<br />

ülke ve bölge gruplarýný ilgilendirirken, bir kýsmý da mekan faktöründen baðýmsýz,<br />

evrensel nitelikte sorunlardýr. Sosyal güvenlik sisteminin dinamik yapýsý, sorunlarýný da<br />

deðiþken ve içi içe geçmiþ, birbirinden ayrýþtýrýlamayan karmaþýk sorunlar haline<br />

getirmektedir. 21. yüzyýlýn ilk yýllarýndan itibaren gündeme gelen, tartýþýlan ve çözüm<br />

bulunmaya çalýþýlan sosyal güvenlikle ilgili temel sorun alanlarý aþaðýdadýr.<br />

3.2.1. Kapsam Sorunu<br />

Günümüz sosyal güvenlik sistemleri "herkesi, her tehlikeye karþý koruma kapsamýna<br />

alma" hedefini gerçekleþtirmede baþarýsýz olmuþtur. Bugün gelinen noktada sosyal<br />

güvenlik, dünya nüfusunun yalnýzca sýnýrlý kesiminin faydalanabildiði bir imtiyaz haline<br />

gelmiþtir. ILO verilerine göre, dünya nüfusunun yalnýzca % 20'si uluslararasý standartlara<br />

uygun seviyede ve yeterlilikte sosyal güvenlik hakkýna sahipken dünya nüfusunun %<br />

75'ini oluþturan 5,1 milyar kiþinin yeterli sosyal güvenlik garantisi yoktur (ILO, 2011b).<br />

Bunlardan % 40'ýnýn hiç sosyal güvenlik garantisi yoktur. Dünyada çalýþan nüfusun ancak<br />

% 40'ý kamu tarafýndan kurulan primli sosyal sigorta rejimlerinin kapsamýna alýnabilmiþtir.<br />

Ancak bu oran bazý Asya ve Ortadoðu ülkelerinde % 20'lere, Sahra Altý Afrika ülkelerinde<br />

ise % 5'lere kadar düþebilmektedir.<br />

Tablo 3.2, bu çalýþmanýn konusunu oluþturan yaþlýlýk sigortasý ile ilgili olarak; dünyanýn<br />

çeþitli bölgelerinde ve bazý ülkelerde emekli aylýðý alma yaþýna gelmiþ olanlardan ne<br />

kadarýnýn emekli aylýðý almaya hak kazandýðýný göstermektedir. Ýkinci sütunda ise yaþlýlýk<br />

sigortasýnýn aktüeryal dengesi bakýmýndan önem taþýyan bir gösterge olarak prim<br />

ödeyenlerin çalýþma çaðýndaki nüfusa oraný verilmiþtir.<br />

43


Tablo 3.2. Emekli Olma Yaþýný Geçen Nüfus Ýçinde<br />

Yaþlýlýk Sigortasýndan Aylýk Alanlar<br />

Kaynak: ILO. (2011a), World Social Security Report 2010/11: Providing Coverage in Times of Crisis and Beyond,<br />

International Labour Organisation, Geneva.s.230.<br />

Emekli olma yaþýna gelenlerden aylýk almaya hak kazananlarýn oraný dünya ortalamasý<br />

% 42 iken, bu oran Afrika, Sahra Altý Afrika, Ortadoðu ve Asya-Pasifik ülkelerinde<br />

ortalamanýn çok altýndadýr. Türkiye % 87'1 ile geliþmiþ ülkeler seviyesine çok yakýndýr.<br />

Ancak, çalýþma çaðýndaki nüfusun yalnýzca % 29,2'sinin prim ödemesi sistemin geleceði<br />

bakýmýndan alarm vermektedir.<br />

Benzer durum diðer sigorta kollarýnýn kapsamýna aldýðý nüfus bakýmýndan da geçerlidir.<br />

Nitekim, iþ kazalarý ve meslek hastalýklarý bakýmýndan sosyal güvenlik garantisine sahip<br />

olanlarýn iþgücüne oraný dünya ortalamasý % 30.3 iken çeþitli bölgelerde % 17,1 ile 67,1<br />

arasýnda deðiþmektedir. Benzer þekilde iþsizlik sigortasý kapsamýnda olanlarýn toplam<br />

iþgücüne oraný dünya ortalamasý % 18.4 iken ülkeler çeþitli bölgeler arasýnda % 1.1 ile<br />

60.3 arasýnda deðiþmektedir (ILO, 2011a, 231). Türkiye'de iþsizlik sigortasýndan<br />

faydalananlarýn toplam iþsizlere oraný, ÝÞKUR'a kayýtlý iþsizler esas alýnmasýna raðmen<br />

2011-2012 yýllarý için % % 9-11 arasýnda, çok düþük bir oran olarak çýkmaktadýr. TÜÝK<br />

iþsizlik verileri dikkate alýnýrsa bu oran ayný dönem için % 4-7 arasýnda deðiþmektedir<br />

(TÜÝK, Ekim 2012).<br />

Kiþi olarak kapsam yanýnda, sosyal güvenlik korumasý saðlanan sosyal risklerle ilgili<br />

olarak da kapsam problemi vardýr. Herhangi bir sosyal güvenlik programý olan 172<br />

ülkeden 171'inde malullük, yaþlýlýk ve ölüm; 167'sinde ÝKMH; 129'unda saðlýk riskine<br />

karþý koruma saðlanmýþken iþsizlik sigortasý olan ülke sayýsý yalnýzca 85'tir (SSA, 2011-<br />

2012).<br />

44


3.2.2. Kayýt Dýþý Ýstihdam Sorunu<br />

ILO, enformel sektör ve kayýt dýþý çalýþmayý 1970'li yýllarda; geliþmekte olan ülkelerde<br />

hýzlý þehirleþmeye baðlý olarak formel istihdamýn yaratýldýðý sanayi ve hizmetler sektörünün<br />

iþ yaratma kapasitesinin yetersizliðine baðlý olarak ortaya çýkan geçici bir durum olarak<br />

deðerlendiriyordu. Ancak geliþmeler kayýt dýþý istihdamýn geçici deðil kalýcý olduðunu,<br />

hatta bazý ülkelerde temel çalýþma þekli haline geldiðini göstermektedir. Nitekim, ILO'nun<br />

bir araþtýrmasýna göre araþtýrma kapsamýndaki 54 ülkenin 42'sinde kayýt dýþý çalýþma<br />

vardýr ve bu 42 ülkede iþgücünün yarýdan fazlasý kayýt dýþý statüde çalýþmaktadýr (ILO,<br />

2002; 59 ve UN 2008, 62). Kayýt dýþý çalýþmanýn en yaygýn olduðu kýta Afrika'dýr. Afrika'da<br />

tarým dýþý istihdamýn yaklaþýk olarak % 80'i; þehirlerdeki istihdamýn % 60'ý ve nihayet<br />

son yýllarda yaratýlan bütün iþlerin % 90'dan fazlasý kayýt dýþý sektördedir (ILO, 2002; 5).<br />

Kayýt dýþý istihdamla ilgili beklenmeyen geliþme olarak, küresel rekabetle birlikte kaçak<br />

insan ve emek göçünün artýþý geliþmiþ ülkelerde de kayýt dýþý çalýþmayý artýrmýþtýr. Kayýt<br />

dýþý çalýþma primli sosyal güvenlik rejimlerinde bir yandan prim ödeyen aktif sigortalý<br />

sayýsýný azaltýrken, diðer yandan prim ödeyenler üzerinden baðýmlý nüfus olarak kapsama<br />

girdikleri için sistemin giderlerini artýrýrlar.<br />

3.2.3. Finansman Sorunu<br />

Sosyal güvenliðin finansmaný çok yönlü bir sorun alanýný oluþturmaktadýr. Sürdürülebilir<br />

bir sosyal güvenlik sistemi ile ilgili olarak (Alper, 2009);<br />

• Fertler ve toplum sosyal güvenlik için ne ölçüde kaynak tahsis edecek?<br />

• Sistem, hangi finansman araçlarý ve gelir kaynaklarý ile finanse edilecek?<br />

• Hangi finansman yöntemi kullanýlacak?<br />

• Finansman yöntemleri ve araçlarýnýn temel ekonomik göstergeler üzerindeki<br />

olumsuz etkileri nasýl önlenecek?<br />

sorularý temel finansman sorunlarýný oluþturur. Bunlar içinde GSYÝH'dan sosyal güvenlik<br />

harcamalarý için ayrýlan payýn büyüklüðü, sistemin sürdürülebilirliði ve sosyal güvenlik<br />

garantisinin seviyesi bakýmýndan belirleyici olduðu için finansman sorununun öne çýkan<br />

boyutunu oluþturur. Ülkelerin iktisadi geliþme seviyeleri ile sosyal güvenlik için tahsis<br />

edilen kaynaklarýn büyüklüðü arasýnda yakýn bir iliþki vardýr.<br />

45


Tablo 3.3. Bölgeler ve Ülke Gruplarýna Göre Sosyal Güvenlik Harcamalarý<br />

(GSYÝH'nýn Yüzdesi Olarak) (2005-2009)<br />

Bölgeler<br />

Saðlýk Dýþýndaki<br />

Sosyal Güvenlik<br />

Harcamalarý<br />

46<br />

Saðlýk<br />

Harcamalarý<br />

Toplam Sosyal<br />

Güvenlik<br />

Harcamalarý<br />

Kaynak: ILO (2011). World Social Security Report 2010/11: Providing Coverage in Times of Crisis and Beyond. ILO,<br />

Geneva, 258-261.<br />

Beklendiði gibi, Sahra Altý Afrika ve Asya-Pasifik ülkeleri dünya ortalamasýnýn altýnda<br />

bir sosyal güvenlik harcamasý gerçekleþtirirken, en yüksek sosyal güvenlik harcamalarý<br />

geliþmiþ Batý Avrupa ülkelerinde gerçekleþmektedir. Ülkeler bazýnda ele alýndýðý zaman<br />

sosyal güvenlik harcamalarýnýn GSYÝH'na oraný Ýsveç, Fransa, Almanya, Belçika ve<br />

Danimarka gibi sosyal devlet anlayýþýnýn güçlü olduðu ülkelerde % 27-29 civarýnda iken<br />

ABD, Japonya, Ýngiltere ve Ýsveç gibi daha liberal ekonomik politika izleyen ülkelerde<br />

bu oran % 15-22 arasýnda deðiþmektedir. OECD üyesi 30 ülke ortalamasý ise % 20,6<br />

seviyesinde gerçekleþmiþtir. Bugün gelinen noktada, %10'un altýnda bir oran kabul<br />

edilebilir görülmemektedir. Türkiye, dünya ortalamasýnýn üzerinde ancak referans olarak<br />

aldýðý AB ülkelerinin hala çok gerisinde bir harcama seviyesindedir.<br />

3.2.4. Yaþlýlýk ve Saðlýk Harcamalarýndaki Artýþ<br />

Daha önce de vurgulandýðý gibi sosyal güvenlik sistemlerini en fazla etkileyen<br />

demografik deðiþiklik nüfusun yaþlanmasýdýr. Yaþlý nüfus özellikle primli sosyal güvenlik<br />

sistemleri için çalýþan-aktif-prim ödeyen sayýsýný azalttýðý ölçüde gelirleri azaltan, aylýk<br />

alanlarýn sayýsýný ve aylýk alma süresini uzattýðý ölçüde giderleri artýran bir parametredir.


Yaþlý nüfus içinde de daha yaþlý nüfusun oluþturduðu 75+ ve 80+ yaþ grubunun artýþý<br />

sosyal güvenlik kurumlarý bakýmýndan problemi daha da vahim hale getirmektedir.<br />

Nüfusun yaþlanmasý, primli sosyal güvenlik sistemlerinin ikinci büyük harcama kalemini<br />

oluþturan saðlýk harcamalarýný da yükseltecektir. Yaþlý nüfus saðlýk hizmet talebi en<br />

yüksek olan gruptur ve toplam saðlýk harcamalarý içindeki payý, yaþlý nüfusun toplam<br />

nüfustaki payýndan daha yüksektir. Sosyal güvenlik sistemlerinin saðlýk harcamalarý<br />

yaþlý nüfusun artan saðlýk hizmet talebi yanýnda, saðlýk hakkýnýn temel bir insan hakký<br />

olarak kabul edilmesi ile birlikte maliyet-endiþesi ile hizmetten faydalanmaya getirilen<br />

sýnýrlamalarýn kaldýrýlmasý saðlýk harcamalarýný daha da artýrmýþtýr.<br />

47


4 B Ö L Ü M<br />

TÜRK <strong>SOSYAL</strong> GÜVENLÝK SÝSTEMÝ:<br />

TARÝHÇE, KURUMSAL YAPI VE<br />

ÝÞLEYÝÞ, HAKLAR VE<br />

YÜKÜMLÜLÜKLER


4. TÜRK <strong>SOSYAL</strong> GÜVENLÝK SÝSTEMÝ:<br />

TARÝHÇE, KURUMSAL YAPI VE ÝÞLEYÝÞ, HAKLAR VE<br />

YÜKÜMLÜLÜKLER<br />

4.1. Kýsa Tarihçe<br />

Türk sosyal güvenlik sisteminin bugünkü yapýsý büyük ölçüde Ýkinci Dünya Savaþý<br />

sonrasý dönemde oluþan kurumsal yapý ile þekillenmiþtir. Türkiye'de ilk sosyal sigorta<br />

kurumu, 1936 tarih ve 3008 sayýlý Ýþ Kanunu kapsamýnda çalýþanlarý kapsamýna alan 1945<br />

yýlýnda oluþturulan Ýþçi Sigortalarý Kurumu'dur. Kurum, sanayi ve hizmetler kesiminde<br />

iþ kanunu kapsamýnda çalýþanlar için zaman içerisinde çýkarýlan iþ kazalarý ve meslek<br />

hastalýklarý ile analýk sigortasý (1945); hastalýk ve analýk sigortasý (1951) ve maluliyet,<br />

ihtiyarlýk ve ölüm sigortalarýný (1957) uygulamakla görevlendirilmiþtir. 1964 tarih ve 506<br />

sayýlý Sosyal Sigortalar Kanunu ile iþçilere yönelik sosyal sigorta mevzuatý birleþtirilirken,<br />

Ýþçi Sigortalarý Kurumunun ismi de Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) olarak deðiþtirilmiþtir.<br />

Tanzimat sonrasý dönemde çeþitli kamu görevlileri için ayrý tekaüt sandýklarý oluþturma<br />

geleneði Cumhuriyet döneminde de devam etmiþ, gümrük çalýþanlarý, belediye çalýþanlarý,<br />

devlet demiryollarý ve limanlarý çalýþanlarý, Ziraat Bankasý ve Merkez Bankasý çalýþanlarý<br />

için ayrý kurumlar oluþturulmuþtur. Kamu görevlileri için farklý sosyal sigorta sandýklarýnýn<br />

oluþturulmasýnýn yarattýðý sakýncalarý gidermek üzere 1949 yýlýnda 5434 sayýlý Türkiye<br />

Cumhuriyeti Emekli Sandýðý Kanunu ile sivil ve asker bütün kamu görevlileri tek çatý<br />

ve sosyal sigorta mevzuatý altýnda toplanmýþtýr.<br />

Üçüncü büyük sosyal sigorta kuruluþu, kendi adýna baðýmsýz çalýþanlar için 1479 sayýlý<br />

Kanunla 1971 yýlýnda Bað-Kur kýsa adýyla kurulmuþtur. Bað-Kur'la birlikte Türk sosyal<br />

güvenlik sisteminin sosyal sigorta ayaðýnýn kurumsal yapýsý büyük ölçüde tamamlanmýþtýr<br />

(TÜSÝAD, 2004). Kurumsal yapýnýn tamamlanmasýný takiben kapsam geniþlemesini<br />

saðlayacak düzenlemeler yapýlmýþ, bu çerçevede 1983 yýlýnda 2925 ve 2916 sayýlý<br />

Kanunlarla tarým kesiminde çalýþan mevsimlik iþçiler ile çiftçiler de sosyal sigorta<br />

kapsamýna alýnmýþtýr.<br />

Sosyal sigorta mevzuatýnda zaman içinde yapýlan çok sayýda deðiþiklikle hem kiþi<br />

hem de koruma kapsamý olarak sosyal güvenlik kapsamý geniþletilmiþ, özellikle isteðe<br />

baðlý sigortalýlýk uygulamasý ile çalýþma hayatýna ara veren veya ayrýlanlara primlerini<br />

kendileri ödemeleri kaydýyla sosyal sigortalar kapsamýnda olmalarýna imkan tanýnmýþtýr.<br />

1990'lý yýllara gelindiðinde, Türkiye'de kim hangi sektörde ve hangi statüde çalýþýrsa<br />

çalýþsýn bütün çalýþanlarýn sosyal sigortalarla sosyal güvenlik kapsamýna alýnmasýna imkan<br />

veren yasal ve kurumsal altyapý tamamlanmýþtýr.<br />

Türk sosyal güvenlik sisteminin zayýf ayaðýný vergi gelirleri ile finanse edilen ve primsiz<br />

ödemeler olarak adlandýrýlan kamu sosyal güvenlik harcamalarý oluþturmuþtur. Ancak,<br />

bu kapsamda da bir kýsmý geniþ toplum kesimlerine sosyal yardým ve hizmet götürülmesine<br />

51


imkan veren yasal ve kurumsal düzenlemeler yapýlmýþtýr. Vatani hizmet tertibinden<br />

ödenen aylýklar, muhtaç asker ailelerine yardým, askeri ve sivil personele yönelik tazminat<br />

niteliðindeki ödemeler, 65 yaþýný geçmiþ muhtaç Türk vatandaþlarýna aylýk baðlanmasý<br />

ve madalya alan sporculara aylýk baðlanmasý primsiz ödemeler kapsamýndaki parasal<br />

ödemeleri oluþturmuþtur. Öte yandan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile<br />

kimsesiz ve muhtaç çocuklar, engelliler ve yaþlýlara yönelik bakým ve eðitim hizmetleri,<br />

Yeþil Kart uygulamasý ile yoksul vatandaþlara saðlýk hizmeti sunulmasý ve Sosyal<br />

Yardýmlaþma ve Dayanýþma Vakýflarý aracýlýðýyla yoksul kiþilere yapýlan ayni veya nakdi<br />

yardýmlar ile geniþ toplum kesimlerine yönelik gelir transferi yapýlmýþtýr.<br />

4.2. Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Reform Arayýþlarý ve Yeniden<br />

Yapýlanma<br />

Türk sosyal güvenlik sisteminin temel kurumlarý sosyal sigortalar olduðu için, sosyal<br />

sigorta kurumlarýnýn sorunlarý ve yaþadýðý krizler Türk sosyal güvenlik sisteminin de<br />

sorunlarý ve krizleri haline gelmiþtir. Özellikle sosyal sigortalarýn finansman açýklarýný<br />

kapatmaya yönelik olarak Hazine'den yapýlan transferler bütçe açýklarýnýn en önemli<br />

kalemini oluþturmaya baþlayýnca, zaten kýsa aralýklarla mali krizler yaþayan Türk ekonomisi<br />

için sosyal güvenlik açýklarý ekonomik krizleri tetikleyen bir faktör olarak kabul edilmeye 2<br />

baþlamýþtýr.<br />

1990'lý yýllar Türk sosyal güvenlik sisteminde reform arayýþlarý ile geçmiþtir. Bu yýllarda<br />

çoðu koalisyon iktidarý olan hemen hemen her siyasi iktidar çözüme yönelik çalýþmalar<br />

yapmýþtýr. Siyasi iktidarýn yaný sýra bütün sosyal taraflar ve meslek kuruluþlarýnýn da<br />

sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapýlandýrýlmasýna yönelik çalýþmalarý olmuþtur 3 .<br />

Bütün bu çalýþmalarýn ortak özelliði, mevcut sistemde köklü deðiþiklikler yapmaya gerek<br />

kalmadan çözüm saðlamaya yönelik önerilerin dile getirilmiþ olmasýdýr.<br />

Türk sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapýlanmasýna yönelik en radikal öneriler,<br />

Hükümet tarafýndan, Dünya Bankasý'ndan saðlanan 1.8 milyon dolarlýk kredi ile ILO<br />

sosyal güvenlik uzmanlarýna hazýrlatýlan sosyal güvenlik raporunda yer almýþ 4 , 1995<br />

yýlýnda kamuoyuna sunulan raporda dile getirilen öneriler sonraki yýllarda yapýlan<br />

çalýþmalar için de önemli bir referans olmuþtur. 2050 yýlýna kadar olan dönem için yapýlan<br />

projeksiyonlara göre mevcut sistemle devam edilirse sosyal güvenlik sistemi sürdürülebilir<br />

olmaktan çýkacaktýr. Rapora göre 2050 yýlý itibarýyla;<br />

2<br />

Bu dönemde, sosyal sigorta kurumlarýnýn finansman açýklarý için sýklýkla "kara delik" ifadesinin kullanýlmasý<br />

bu sebep-sonuç iliþkisine dayandýrýlmýþtýr.<br />

3<br />

Türk-Ýþ, Hak-Ýþ, Disk gibi iþçi konfederasyonlarýnýn yaný sýra TÝSK gibi iþveren konfederasyonlarý, TOBB, Tabibler<br />

Odasý ve TÜSÝAD gibi sivil toplum kuruluþlarý ve akademisyenler çok sayýda yayýn, rapor ve bültenle sistemin yeniden<br />

yapýlandýrýlmasýna yönelik görüþ ve önerilerini dile getirmiþlerdir. Devlet de 5 yýllýk kalkýnma planlarýnýn yaný sýra<br />

TBMM' de kurulan Meclis Araþtýrma Komisyonu vasýtasýyla sosyal güvenlik sisteminin sorunlarýna yönelik çalýþmalar<br />

gerçekleþtirmiþtir.<br />

4<br />

T.C. Baþbakanlýk (1995), Sosyal Güvenlik Reform Raporu, Mayýs 1995. Ankara.<br />

52


• Üç sosyal sigorta kurumunun finansman açýðý, GSYÝH'nýn yüzdesi olarak yýllýk %<br />

10,1, birikimli olarak ise % 316'sý kadar olacaktýr.<br />

• Prim ödeyen 1 sigortalýya karþý aylýk alanlarýn oraný SSK için 1,15; Emekli Sandýðý<br />

için 1,29 ve Bað-Kur için 1,40 olacaktýr.<br />

• Sosyal sigorta kurumlarýnýn finansman açýðýnýn kapanmasý için alýnmasý gereken<br />

prim oranlarý ücretin yüzdesi olarak SSK için % 117; Emekli Sandýðý için % 107;<br />

Bað-Kur için % 84 ve toplam olarak % 111 olmasý gerekecektir.<br />

Raporda sistemin yeniden yapýlandýrýlmasý ile ilgili olarak 4 farklý seçenek (model,<br />

yeniden yapýlanma senaryosu) önerilmiþ ve her bir modelin uygulamaya geçiþi sürecinde<br />

yaþanacak problemler, çözülmesi gereken sorunlar, avantaj ve dezavantajlarý ile belirtilmiþtir<br />

(TÜSÝAD, 2004).<br />

ILO uzmanlarý tarafýndan hazýrlanan raporda önerilen seçenekler birebir hayata<br />

geçirilmemiþ olmakla birlikte sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapýlanmasý ile ilgili<br />

bütün akademik çalýþmalarda referans alýnmýþ, Türkiye'nin reform sürecine bakýþý<br />

deðiþmiþtir. Nitekim, 1999 tarih ve 4447 sayýlý Kanunla sosyal sigorta mevzuatýnda yapýlan<br />

deðiþikliklerde bu etkiyi görmek mümkündür. 4447 sayýlý Kanunla getirilen düzenlemeler<br />

kapsamlý bir düzenleme yapýlýncaya kadar sistemdeki kanamayý durdurma amaçlý "bir<br />

acil müdahale planý" niteliðinde olmuþ, sosyal sigortalarýn gelirlerini artýran (prime esas<br />

kazançlar, prim oranlarý, sigortalýlýk süresinin uzatýlmasý gibi) ve giderlerini azaltan (aylýk<br />

ve gelirlerin hesaplama esaslarýnýn deðiþtirilmesi, emeklilik yaþýnýn yükseltilmesi gibi)<br />

düzenlemeler yapýlmýþtýr. 4447 sayýlý Kanunla getirilen deðiþikliklerin özelliði, Türkiye'de<br />

köklü deðiþiklik yapýlmaksýzýn mevcut sistemle devam etmeye yönelik son kapsamlý<br />

müdahale olmasýdýr (Alper, 2009).<br />

13 yýllýk Koalisyon hükümetleri döneminden sonra Kasým 2002'de yapýlan seçimlerden<br />

sonra tek parti iktidarý tarafýndan oluþturulan 58. T.C. Hükümeti sosyal güvenlik alanýnda<br />

yeni ve kapsamlý düzenlemelerle ilgili çalýþmalar baþlatmýþ, yeni sosyal güvenlik sisteminin<br />

esaslarý 15 Ocak 2003 tarihinde, ÇSGB'nýn internet sayfasýnda "Hükümet Programý ve<br />

Acil Eylem Planý Çerçevesinde ÇSGB'nýn Sorumluluðunda Yürütülen Faaliyetler" baþlýðý<br />

altýnda, "Sosyal Güvenliðin Tek Çatý Altýnda Toplanmasý ve Genel Saðlýk Sigortasýnýn<br />

Oluþturulmasý" ile ilgili bir kýsa rapor ile kamuoyuna sunulmuþtur. Raporda sosyal<br />

güvenlik alanýnda yapýlacak deðiþikliklerin temel prensipleri;<br />

• Saðlýk Hizmetlerinin Sunumu ile Finansmanýnýn Ayrýlmasý,<br />

• Genel Saðlýk Sigortasý Sistemi ve Kurumunun Kurulmasý,<br />

• Uzun Vadeli ve Kýsa Vadeli Sigorta Programlarýnýn Birbirinden Ayrýlmasý,<br />

• Prim Karþýlýðý Olmayan Ödemelerin Kaldýrýlmasý,<br />

• Bütünleþtirilmiþ bir Sosyal Güvenlik Aðýnýn Kurulmasý,<br />

• Bütünleþtirilmiþ Bir Sosyal Hizmet ve Yardým Aðý ve Kurumsal Yapýnýn Oluþturulmasý,<br />

• Sosyal Güvenlik Kuruluþlarýnda Norm ve Standart Birliðinin Saðlanmasý,<br />

53


olarak belirlenmiþtir. 2003 yýlý sonunda tamamlanmasý ve 2004 yýlý baþýnda yürürlüðe<br />

girmesi beklenen reform çalýþmalarý ile ilgili olarak kamuoyunda yapýlacak tartýþmalara<br />

esas teþkil etmek üzere reform sürecinin gerekçeleri, yapýlacak düzenlemeler ve<br />

beklentilerle ilgili olarak sosyal güvenlik reformunun stratejisini ortaya koyan "Beyaz<br />

Kitap" yayýnlanmýþtýr.<br />

Sosyal güvenlik reform mevzuatý ile ilgili süreç problemli geçmiþtir. Nisan 2005 tarihinde<br />

"Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý Kanun Tasarýsýnýn" TBMM'ne sevki ile baþlayan<br />

reform süreci, 19.4.2006'da kabul edilen 5489 sayýlý Kanunun Cumhurbaþkaný tarafýndan<br />

veto edilmesi üzerine 31.5.2006 tarih ve 5510 Kanun numarasý ile 1 Ocak 2007'de<br />

yürürlüðe girmek üzere yeniden kabul edilmiþtir. Ancak 5510 sayýlý Sosyal Sigortalar ve<br />

Genel Saðlýk Sigortasý Kanunu (SSGSSK)'nun bazý maddelerinin Anayasa Mahkemesi<br />

tarafýndan iptali üzerine yürürlük tarihi önce 1.7.2007, sonra 1.1.2008, 1.6.2008 ve son<br />

olarak 1.10.2008 olarak deðiþtirilmiþtir. Reformun ikinci ayaðýný oluþturan kurumsal yapý<br />

ile ilgili düzenleme 5502 sayýlý Kanunla gerçekleþtirilmiþ ve SSK, Bað-Kur ve Emekli<br />

Sandýðý Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) çatýsý altýnda toplanmýþtýr.<br />

Reformun dördüncü ve son ayaðýný oluþturacak sosyal yardýmlar ve hizmetlerle ilgili<br />

yasal düzenleme henüz hayata geçirilememiþ, ancak 3.6.2011 tarih ve 633 sayýlý KHK<br />

ile oluþturulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðý bütün sosyal yardým ve hizmetlerden<br />

sorumlu kamu birimi olarak görevlendirilmiþtir.<br />

4.3. Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Bugünü: Mevcut Durum<br />

4.3.1. Kurumsal Yapý<br />

Türk sosyal güvenlik sisteminin kurumsal yapýlanmasýnýn sosyal sigortalar ayaðýnda<br />

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye Ýþ Bulma Kurumu (ÝÞKUR), kamu sosyal<br />

güvenlik harcamalarý (primsiz ödemeler) ayaðýnda ise 2011 yýlýnda oluþturulan Aile ve<br />

Sosyal Politikalar Bakanlýðý ve bünyesinde yer alan kuruluþlar vardýr.<br />

Sosyal güvenlik reformu kapsamýnda 20 Mayýs 2006 tarih ve 5502 sayýlý Kanunla kurulan<br />

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK); Türk sosyal sigorta rejiminin temel kurumlarý olan SSK<br />

(1945), Bað-Kur (1971) ve Emekli Sandýðý'nýn (1950) yaný sýra bankalar ve sigorta<br />

þirketlerinin vakýf statüsündeki sandýklarýný bünyesinde birleþtiren "tek çatý kurumu"<br />

olarak adlandýrýlmaktadýr. Kurum, idari ve mali açýdan özerk, kamu tüzel kiþiliðini haiz,<br />

Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðý'nýn ilgili kuruluþudur. SSK ve Bað-Kur'dan farklý<br />

olarak SGK, sosyal sigortacýlýk iþlemlerini yürütmenin yaný sýra sosyal güvenlik politikalarýnýn<br />

uygulanmasý ve geliþtirilmesine yönelik çalýþmalar yapmakla da görevlidir.<br />

21 Ocak 1946 tarih ve 4837 sayýlý Kanunla istihdam hizmetleri vermekle görevli bir<br />

kamu kurumu olarak Çalýþma Bakanlýðý'na baðlý olarak kurulan Ýþ ve Ýþçi Bulma Kurumu,<br />

önce 31.10.2000 tarih ve 617 sayýlý KHK, daha sonra 5.7.2003 tarih ve 4904 sayýlý Kanunla<br />

Türkiye Ýþ Kurumu (ÝÞKUR) adýyla faaliyetlerine devam etmiþtir. ÝÞKUR'un bir sosyal<br />

54


sigorta kurumu olarak kabul edilmesi, aktif istihdam piyasasýnýn düzenlenmesi ile ilgili<br />

görevlerinin yaný sýra 4447 sayýlý Kanunla hayata geçirilen iþsizlik sigortasýnýn yürütülmesinden<br />

sorumlu olmasýndandýr.<br />

Primsiz ödemeler olarak adlandýrýlan sosyal yardým ve hizmetlerin yürütülmesi ile<br />

ilgili olarak faaliyet gösteren çok sayýda kurum 3.6.2011 tarih ve 633 sayýlý KHK ile<br />

oluþturulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðý (ASPB) ile yeniden yapýlandýrýlma sürecine<br />

girmiþtir. Türkiye'de sosyal hizmetler ve yardýmlara iliþkin politika ve stratejiler geliþtirmek<br />

ve uygulamakla görevlendirilen bakanlýk daha önce çeþitli bakanlýklara baðlý olarak<br />

faaliyet gösteren sosyal yardým ve hizmet kuruluþlarýný bünyesine almýþtýr. Süreç<br />

tamamlandýðý zaman sosyal güvenlik reformunun primsiz ödemelerle ilgili ayaðý da<br />

tamamlanmýþ olacaktýr. Sosyal yardýmlar ve hizmetler, bakanlýk bünyesinde birer genel<br />

müdürlük olarak teþkilatlanan<br />

• Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüðü,<br />

• Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüðü,<br />

• Kadýnýn Statüsü Genel Müdürlüðü,<br />

• Özürlü ve Yaþlý Hizmetleri Genel Müdürlüðü,<br />

• Sosyal Yardýmlar Genel Müdürlüðü<br />

tarafýndan yerine getirilecektir. Bu yapýlanma içinde en radikal deðiþiklikler, Sosyal<br />

Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun faaliyetlerine son verilerek iki ayrý genel<br />

müdürlük olarak bakanlýk bünyesi içinde teþkilatlanmasý ve Sosyal Yardýmlaþma ve<br />

Dayanýþmayý Teþvik Fonu'nun yerine Sosyal Yardýmlar Genel Müdürlüðü'nün oluþturulmasý<br />

ile gerçekleþtirilmiþtir. Benzer þekilde Özürlüler Ýdaresi Baþkanlýðý'nýn da faaliyetlerine<br />

son verilerek bakanlýk bünyesi içinde bu amaçla faaliyet gösteren Özürlü ve Yaþlý<br />

Hizmetler Genel Müdürlüðü oluþturulmuþtur.<br />

Tamamlayýcý (ilave, ek) sosyal güvenlik kurumlarý, Türk sosyal güvenlik sisteminin<br />

henüz beklenen geliþmeyi gösteremeyen ayaðýný oluþturmaktadýr. Bu alanda en baþarýlý<br />

örnek, 1961 yýlýnda 205 sayýlý Kanunla Türk Silahlý Kuvvetleri mensuplarýna ilave sosyal<br />

güvenlik garantisi saðlama amacýyla kurulan, Milli Savunma Bakanlýðý'na baðlý olan ancak<br />

mali ve idari özerkliði bulunan Ordu Yardýmlaþma Kurumu'dur (OYAK). 1961 yýlýnda<br />

65 bin üye ile kurulan OYAK'ýn 2011 yýlý itibarýyla üye sayýsý 268.112 kiþiye ulaþmýþtýr<br />

(www.oyak.com.tr). Kuruluþ tarihi itibarýyla en eski tamamlayýcý sosyal güvenlik kurumu<br />

1921 yýlýnda Ereðli Kömür Havzasýnda çalýþan iþçiler için oluþturulan Amele Birliði'dir.<br />

Ýþçilere yönelik ilk sosyal sigorta kuruluþu olarak da kabul edilen Amele Birliði, saðlýk<br />

hizmetlerinin SSK bünyesine alýnmasýyla 1975 yýlýndan sonra tam bir tamamlayýcý sosyal<br />

güvenlik kurumu haline gelmiþtir.<br />

Türk sosyal güvenlik sisteminin beklenen geliþmeyi gösteremeyen bir diðer ayaðý da<br />

özel sigortacýlýktýr. Zaman zaman yapýlan teþvikler ve zorunlu uygulamalarla kapsamý<br />

geniþleyen özel sigortalarýn hayat, kaza ve saðlýk branþlarý tamamlayýcý sosyal güvenlik<br />

55


fonksiyonu görmektedir. Aðustos 2011 tarihi itibarýyla toplam 59 sigorta þirketi faaliyet<br />

göstermekte olup, bunlardan 7'si hayat, 16'sý hayat/emeklilik ve 36'sý hayat dýþý branþlarda<br />

faaliyet gösteren þirketlerdir. 2012 yýlý haziran ayý sonu verilerine göre 6.452 bin kiþi<br />

kaza sigortasý, 2.647 bin kiþi de saðlýk sigortasý yaptýrmýþtýr. (www.tsrsb.org.tr/istatistikler).<br />

Bireysel emeklilik sisteminin tamamlayýcý sosyal güvenlik kurumlarý içinde ayrý bir yeri<br />

vardýr. 7 Nisan 2001 tarih ve 4632 sayýlý "Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatýrým Sistemi<br />

Kanunu" ile sistemin temel esaslarý belirlenmiþ, 2003 yýlý ekim ayýndan itibaren de<br />

katýlýmlar baþlamýþtýr. Ekim 2012 tarihi itibarýyla Türkiye'de 17 bireysel emeklilik þirketi<br />

faaliyet göstermekte olup, katýlýmcý sayýsý 2.979 bine, katýlýmcýlarýn fon tutarý ise 18,7<br />

milyar TL'ye ulaþmýþtýr.<br />

Çok saðlýklý ve kapsamlý veriler olmamakla birlikte, baþta Merkez Bankasý olmak üzere<br />

kamu kesiminde sayýlarý 173'e ulaþan sosyal güvenlik ve yardýmlaþma sandýklarý vardýr.<br />

Bu sandýklar arasýnda Merkez Bankasý Vakfý, THY Vakfý, TBMM Vakfý, TCDD Vakfý,<br />

Diyanet Vakfý ve kamu bankalarý vakýflarý bulunmaktadýr. Özellikle bu vakýflardan<br />

bazýlarýnýn sosyal sigorta kurumlarýnca baðlanan aylýklardan daha yüksek aylýk baðladýklarý<br />

ve tamamlayýcý sosyal güvenlik müessesesi olmaktan öte bir fonksiyon taþýdýklarý<br />

belirtilmektedir (Alper, 2009). Özel sektörde daha çok holding düzeyinde kurulan<br />

sandýklara ise Koç Holding ve Yaþar Holding yardýmlaþma sandýklarý örnek verilebilir.<br />

4.3.2. Kapsam<br />

Türkiye'de sosyal güvenlik kapsamýný esas olarak sosyal sigortalar belirler. Sosyal<br />

güvenlik reformu ile 5510 sayýlý Kanun öncesinde 5 ayrý sosyal sigorta kanunu 5 ile 3 ayrý<br />

kurum tarafýndan sigortalý olarak kapsama alýnanlar, 5510 sayýlý Kanun kapsamýnda<br />

sigortalý sayýlmýþtýr. Nitekim;<br />

• Kamu ve özel sektörde bir hizmet akdine baðlý olarak çalýþanlar (4/a'lýlar- eski<br />

SSK'lýlar)<br />

• Sanayi ve hizmetler kesiminde kendi adýna baðýmsýz çalýþanlar (4/b'liler- eski Bað-<br />

Kur'lular)<br />

• Kamu kesiminde kadro karþýlýðý veya sözleþmeli olarak çalýþanlar (4/c'liler- eski<br />

Emekli Sandýðý mensuplarý),<br />

5510 sayýlý Kanun kapsamýnda sigortalý sayýlmýþlardýr. Kanun deðiþik çalýþan gruplarýný<br />

kapsama aldýðý için sigortalýlar kapsamla ilgili düzenlemenin yapýldýðý 4. madde esas<br />

alýnarak 4/a'lýlar, 4/b'liler ve 4/c'liler olarak tanýmlanmaktadýr. 5510 sayýlý Kanun bu ana<br />

gruplarýn yaný sýra sendikacýlar, mevsimlik çalýþanlar, þirket ortaklarý, TBMM üyeleri,<br />

sanatçýlar, güzel sanatlarla uðraþanlar, yabancýlar, stajyerler ve kursiyerler gibi gruplarý<br />

da kapsama almýþtýr.<br />

5 506 Sayýlý Sosyal Sigortalar Kanunu; 1479 Sayýlý Esnaf ve Sanatkarlar ve Diðer Baðýmsýz Çalýþanlar Sosyal<br />

Sigortalar Kurumu (Bað-Kur) Kanunu, 5434 sayýlý Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandýðý Kanunu, 2925 sayýlý Tarým<br />

Ýþçileri Sosyal Sigortalar Kanunu ve 2926 sayýlý Tarýmda Kendi Adýna ve Hesabýna Çalýþanlar Sosyal Sigortalar<br />

Kanunu (Tarým Bað-Kur'u).<br />

56


5510 sayýlý Kanun GSS kapsamýnda farklý bir sigortalý tarifi yaparak, Türkiye'de yaþayan<br />

herkesi, yabancýlar dahil olmak üzere, zorunlu olarak GSS kapsamýna almýþtýr. GSS<br />

kapsamýnda;<br />

• Çalýþan ve geliri olan herkes prim ödeyerek,<br />

• Çalýþmayan ancak isteðe baðlý sigortalý olanlar prim ödeyerek,<br />

• Geliri düþük olanlar, yapýlacak gelir testine 6 baðlý olarak primleri devlet tarafýndan<br />

veya kýsmen kendileri tarafýndan ödenerek, zorunlu olarak sigortalý sayýlacaklardýr.<br />

Türk sosyal güvenlik sisteminin uygulama olarak zengin ve çeþitli ancak kapsam<br />

olarak dar bir kamu sosyal güvenlik harcamalarý (primsiz ödemeler) uygulamasý vardýr.<br />

ASPB oluþturuluncaya kadar çeþitli kanunlar 7 kapsamýnda ve farklý kurumlar tarafýndan<br />

deðiþik topluluk kesimlerine ayni yardýmlar ve nakdi gelir transferinin yaný sýra sosyal<br />

hizmet olarak çeþitli yardýmlar yapýlmýþtýr. 65 yaþýný geçen muhtaç Türk vatandaþlarýna<br />

aylýk baðlanmasý, Ýstiklal, Kore ve Kýbrýs harbine katýlanlara madalya aylýðý baðlanmasý,<br />

madalya almýþ sporculara aylýk baðlanmasý, terörle mücadelede maðdur olan kamu<br />

görevlilerine tazminat ödenmesi, köy korucularýna aylýk baðlanmasý, SYDT Vakýflarý<br />

kapsamýnda giyim, gýda ve yakacak yardýmý yapýlmasý, öðrenci burslarý, SHÇEK tarafýndan<br />

kimsesiz çocuklar, özürlüler ve muhtaçlara yönelik bakým ve eðitim hizmetleri, ödeme<br />

gücü olmayanlarýn saðlýk harcamalarýnýn karþýlanmasý primsiz ödemeler kapsamýndaki<br />

sosyal güvenlik uygulamalarýný oluþturmaktadýr.<br />

4.3.3. Saðlanan Haklar<br />

Türk sosyal sigorta sistemi, ILO tarafýndan belirlenen 9 sosyal güvenlik riskinden<br />

8'ine karþý sosyal güvenlik garantisi saðlamaktadýr. Kapsam dýþýnda kalan tek sigorta<br />

kolu aile ödenekleri sigortasýdýr. Öte yandan 8 sosyal riskten iþsizlik sigortasý dýþýndaki<br />

bütün sosyal riskler 5510 sayýlý Kanun içinde düzenlenmiþtir. Sigorta kollarý itibarýyla<br />

kapsam, saðlanan haklar ve faydalanma þartlarý kýsaca aþaðýda özetlenmiþtir.<br />

5510 sayýlý Kanun kapsamýnda sigortalý sayýlanlardan kamu görevlileri dýþýndaki bütün<br />

sigortalýlara, Kanunda kýsa vadeli sigorta kollarý olarak tanýmlanan iþ kazalarý ve meslek<br />

hastalýklarý (ÝKMH), hastalýk ve analýk sigortasý ile parasal ödemeler yapýlmaktadýr. Buna<br />

6 Yapýlacak gelir testi uygulamasýna göre, ayný hane içinde yaþayanlardan fert baþýna aylýk geliri yürürlükteki<br />

16 yaþýndan büyükler için belirlenmiþ asgari ücretin üçte birinden az olanlarýn primleri devlet tarafýndan ödenecektir.<br />

Ancak gelir testi sonucunda;<br />

• fert baþýna aylýk geliri asgari ücretin üçte biri ile bir katý arasýnda olanlar asgari ücretin üçte biri üzerinden,<br />

• asgari ücretin bir katý ile iki katý arasýnda olanlar asgari ücretin bir katý üzerinden,<br />

• asgari ücretin iki katý üzerinde olanlar ise asgari ücretin iki katý üzerinden,<br />

genel saðlýk sigortasý primi ödeyeceklerdir.<br />

7 Bu kapsamda saðlanan haklardan faydalananlar ve ilgili kanunlar: Madalya aylýðý baðlanmasý (1005); 65<br />

yaþýný geçmiþ muhtaç vatandaþlara ve özürlülere aylýk baðlanmasý (2022); Türk vatanýna hizmet edenlere aylýk<br />

baðlanmasý (3292); dünya, olimpiyat ve Avrupa þampiyonalarýnda madalya alanlara aylýk baðlanmasý (5774);<br />

terörle mücadele eden güvenlik görevlilerine tazminat ödenmesi (2330), TSK mensuplarýna tazminat ödenmesi<br />

(2969), Emniyet Genel Müdürlüðü mensuplarýna tazminat ödenmesi (3160), terör eylemlerinden zarar görenlere<br />

aylýk baðlanmasý ve tazminat ödenmesi (3713); köy korucularýna aylýk baðlanmasý ve saðlýk yardýmý yapýlmasý<br />

(442).<br />

57


göre ÝKMH, hastalýk ve analýk hallerinde sigortalýlarýn çalýþamadýklarý günler için geçici<br />

iþ göremezlik ödeneði verilmekte, ayrýca ÝKMH halinde sürekli iþ göremezlik geliri veya<br />

sigortalýnýn ölümü halinde hak sahiplerine aylýk baðlanmaktadýr. Öte yandan ÝKMH<br />

sonucu ölüm halinde cenaze masrafý karþýlýðý verilmesi, doðum halinde emzirme yardým<br />

parasý verilmesi de bu sigorta kolundan saðlanan haklardýr. ÝKMH kapsamýndaki haklar<br />

için sigortalý olmak yeterli iken hastalýk ve analýk sigortasý ile ilgili haklardan faydalanmak<br />

için 90 gün prim ödemiþ olmak gerekmektedir.<br />

Uzun vadeli sigorta kollarý olarak tanýmlanan malullük, yaþlýlýk ve ölüm (MYÖ) sigorta<br />

kollarýndan esas olarak sigortalýnýn kendisine, ölümü halinde hak sahiplerine aylýk<br />

baðlanýr. Eðer aylýk baðlama þartlarý yerine gelmemiþ ise ödenen primlerin iadesi anlamýna<br />

gelen toptan ödeme yapýlýr. Malullük ve ölüm sigortalarý için 1800 gün (5 yýl) prim<br />

ödemiþ olmak aylýða hak kazanmak için yeterli iken yaþlýlýk sigortasýnda sigortalý gruplarýna<br />

göre deðiþik hak kazanma þartlarý belirlenmiþtir.<br />

En fazla sayýda kiþinin aylýk aldýðý ve en fazla sosyal güvenlik harcamasý yapýlan<br />

yaþlýlýk sigortasýndan aylýk alma þartlarý, 1999 yýlýnda 4447 sayýlý Kanunla belirlenen<br />

emekli olma yaþlarý esas alýnarak düzenlenmiþtir. Buna göre kadýnlar 58, erkekler 60<br />

yaþýna gelmeleri ve bu sürede 4/a kapsamýndaki sigortalýlarýn 7200 gün (20 yýl), 4/b ve<br />

4/c kapsamýndaki sigortalýlarýn ise 9000 gün (25 tam yýl) prim ödemeleri halinde aylýða<br />

hak kazanacaklardýr. 5510 sayýlý Kanunla getirilen en önemli deðiþiklik, aylýða hak<br />

kazanma (emekli olma) yaþýnýn 2036 yýlýndan itibaren kademeli olarak yükseltilerek 2048<br />

yýlýnda kadýnlar ve erkekler için 65 olarak belirlenmesidir. Bu, uzun dönemde Türk<br />

sosyal sigorta sisteminin aktüeryal hesaplarýný etkileyecek bir düzenlemedir.<br />

Tablo 4.1. Yýllar Ýtibarýyla Yaþlýlýk Aylýðý Baðlanma Yaþlarý<br />

Yýllar Kadýn Sigortalýlar Erkek Sigortalýlar<br />

2007-2035<br />

2036-2037<br />

2038-2039<br />

2040-2041<br />

2042-2043<br />

2044-2045<br />

2046-2047<br />

2048<br />

Kaynak: 5510 Sayýlý SSGSSK, Md.28<br />

58<br />

59<br />

60<br />

61<br />

62<br />

63<br />

64<br />

65<br />

58<br />

60<br />

61<br />

62<br />

63<br />

64<br />

65<br />

65<br />

65


Öte yandan, daha önce olduðu gibi, yukarýda belirtilen genel þartlar yanýnda<br />

kolaylaþtýrýlmýþ þartlarla yaþlýlýk aylýðý baðlanan gruplar da vardýr. Nitekim % 40 ve daha<br />

fazla özürlü olan gruplar özür derecesine göre 15, 16 ve 18 yýl sigortalý olarak ve 3960-<br />

4680 gün arasýnda prim ödeyerek; maden iþyerlerinde çalýþanlar 20 yýl sigortalý olarak,<br />

erken yaþlananlar 55 yaþýna geldikleri zaman aylýða hak kazanabilirler.<br />

5510 sayýlý Kanun, MYÖ sigorta kollarýndan aylýk baðlanmasý ile ilgili temel parametreleri<br />

deðiþtirmiþtir. Aylýk hesaplama formülü þöyledir:<br />

Yaþlýlýk Aylýðý = Ortalama Aylýk Kazanç (OAK) x Aylýk Baðlama Oraný (ABO)<br />

Burada, aylýðýn hesaplanmasýnda esas alýnan OAK, sigortalýnýn bütün sigortalýlýk<br />

süresince ödediði primlerin güncelleme katsayýsý 8 ile çarpýlarak bulunan güncellenmiþ<br />

deðerinin, prim ödeme gün sayýsýna bölünerek bulunan miktarýnýn 30 katýna eþittir. ABO,<br />

5510 sayýlý Kanun öncesi dönemde ortalama olarak yýllýk 2.6 iken, yeni sistemde yýllýk<br />

2 puan olarak belirlenmiþtir 9 . Buna göre sigortalýlarýn prim ödedikleri her 360 tam gün<br />

için ABO 2 puan artýrýlacaktýr ve bu oran hiçbir zaman % 90'ý geçmeyecektir. Aylýklar<br />

her yýl ocak ve temmuz aylarýnda bir önceki 6 aylýk dönemin TÜFE artýþ oraný kadar<br />

artýrýlacaktýr.<br />

Bütün çocuklar 18 yaþýna kadar, diðerleri de 30 gün GSS primi ödemiþ olmak þartýyla<br />

GSS kapsamýnda saðlýk hizmetlerinden faydalanýrlar. GSS kapsamýnda iþ kazalarý ve<br />

meslek hastalýklarý, hastalýk ve analýk halleri ile ilgili saðlýk hizmetleri sunulur. 5510 sayýlý<br />

Kanun, önceki sosyal sigorta mevzuatýndan farklý olarak koruyucu saðlýk hizmetlerini<br />

de GSS kapsamýna almýþtýr. GSS kapsamýnda; acil saðlýk hizmetleri, klinik muayene ve<br />

laboratuar tetkik ve tahlilleri, týbbi müdahaleler, rehabilitasyon hizmetleri, aðýþ ve diþ<br />

saðlýðý tedavileri, ilaç ve iyileþtirme araçlarýnýn temini ile yurt içi ve yurt dýþý sevk ile<br />

hizmetleri saðlanýr. Saðlýk hizmeti talebinde bulunanlar ilaç ve iyileþtirme araçlarý ile<br />

protez araç ve gereçleri için ve saðlýk hizmeti alýmýnda katký payý öderler.<br />

Ýþsizlik sigortasý, 4447 sayýlý Kanunda belirtilen hallerde iþsiz kalan sigortalýlara, son<br />

3 yýlda en az 600 gün prim ödemiþ olmak þartýyla, son dört aylýk prime esas kazançlarý<br />

dikkate alýnarak hesaplanan günlük ortalama net kazancýnýn % 40'ý oranýnda iþsizlik<br />

ödeneði öder. Ýþsizlik ödeneði, 16 yaþýndan büyükler için belirlenmiþ asgari ücretin %<br />

80'inden fazla olamaz. Eðer sigortalý 600 gün prim ödemiþse 6 ay; 900 gün prim ödemiþse<br />

8 ay; 1080 gün prim ödemiþse 10 ay süre ile iþsizlik ödeneði alýr.<br />

8<br />

Güncelleme Katsayýsý: Yýllýk TÜFE deðiþim oranýnýn % 100'ü ile yýllýk GSYÝH geliþme hýzýnýn % 30'unun toplamýna<br />

1 tam sayýsýnýn ilavesi ile bulunan deðeri ifade eder.<br />

9<br />

Nitekim, 5510 sayýlý Kanun öncesi dönemde 25 tam yýl sigortalý olan kiþinin ABO % 65 iken, yeni sistemde bu<br />

oran % 50'ye düþmüþtür.<br />

59


4.4. Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Genel Görünümü<br />

4.4.1. Kapsamla Ýlgili Geliþmeler: Sosyal Sigortalar ve Primsiz Ödemeler<br />

Türk sosyal sigorta sistemi, geniþ toplum kesimlerini kapsama alma konusunda önemli<br />

baþarýlar saðlamýþtýr. Tablo 4.2, 1990 yýlýndan bugüne sosyal sigortalar aracýlýðý ile kapsama<br />

alýnan nüfusu göstermektedir. Tablo verileri 2008 yýlýna kadar SSK, Bað-Kur ve Emekli<br />

Sandýðý, 2008 yýlýndan sonra 5510 sayýlý Kanun kapsamýnda SGK bünyesinde sigortalý<br />

olanlar esas alýnarak hazýrlanmýþtýr.<br />

Tablo 4.2. Sosyal Sigorta Kuruluþlarý ve Kapsama Aldýklarý Nüfus (Bin Kiþi)<br />

Kaynak: TÜSÝAD 2004 ve www.sgk.gov.tr/istatistikler (Haziran 2012)<br />

60


Tablo 4.2, Türk sosyal sigorta sisteminin problem alanlarý ve potansiyel geliþme alanlarý<br />

konusunda önemli bilgiler vermektedir. 1990-2012 arasýnda geçen 22 yýllýk dönemde<br />

aktif sigortalý sayýsý 1.62 kat, yani % 162 artarken, aylýk alan pasif sigortalý sayýsýndaki<br />

artýþ % 233 olarak gerçekleþmiþtir. 4/a'lý sigortalýlar bakýmýndan bu iki oran birbirine çok<br />

yakýn gerçekleþirken (% 261-270); 4/b'lilerde % 65-310 ve 4/c'lilerde % 67-121 olarak<br />

gerçekleþmiþtir. Bu da aktif/pasif sigortalý dengesine yansýmaktadýr.<br />

Türk sosyal güvenlik sisteminin "Ýkinci Ayaðýný" oluþturan kamu sosyal güvenlik<br />

harcamalarý kapsamýnda, deðiþik kurum ve kuruluþlarca saðlanan sosyal yardým ve<br />

hizmetlerle ilgili veriler Tablo 4.3.'tedir.<br />

Tablo 4.3. Sosyal Yardým Hizmeti Veren Kuruluþlarýn<br />

Sosyal Yardým Harcamalarý<br />

Kaynak: Kalkýnma Bakanlýðý, 2013 Yýlý Programý, Dokuzuncu Kalkýnma Planý (2007-2013), Ankara, 2012, s.229.<br />

61


(1) 2009 ve 2010 yýllarýnda kullanýlan Yardým Bilgi Bankasýnýn kullanýmdan kalkýp Bütünleþik Sosyal Yardým<br />

Hizmetleri Projesinin kullanýma geçildiði yýl olan 2011 yýlýnda sosyal yardým alan kiþi sayýsý hakkýnda saðlýklý bilgi<br />

bulunmadýðýndan, 2012 yýlý ilk 9 aylýk bölümü fayda sahibi kiþilerin (3.787.462 kiþi) 12 aya tamamlanarak 2010<br />

yýlý ile ortalamasý alýnmasý yoluyla 2011 yýlý tahmin edilmiþtir.<br />

(2) Vakýf Gureba Hastanesi tüm eklentileriyle birlikte 25 Ekim 2010 tarihinde Bezmialem Vakýf Üniversitesi Týp<br />

Fakültesi Hastanesine devrolduðu için 2011 yýlý rakamlarýna yer verilmemiþtir.<br />

(3) Kiþi sayýsý, Yeþil Kartý aktif olan kiþi sayýsýný göstermektedir.<br />

(4) Üniversitelerin kendi bütçelerinden öðrencilerine verdikleri yardýmlar bu rakama dahil deðildir.<br />

(5) Maliye Bakanlýðý Muhasebat Genel Müdürlüðü tarafýndan açýklanan Belediyelerin Bütçe Giderlerinin EKod<br />

4'e göre tasnifindeki Hanehalkýna Yapýlan Transferler kalemindeki rakamlar alýnmýþtýr. Yararlanan kiþi sayýsýna<br />

iliþkin bilgi mevcut deðildir.<br />

2012 yýlý temmuz ayý itibarýyla Türkiye'nin en kapsamlý primsiz ödemesini oluþturan<br />

2022 sayýlý Kanun kapsamýnda ödenen muhtaç aylýðýndan faydalanan kiþi sayýsý 1.322<br />

bin kiþidir. Bunun 768 bini yaþlýlýk, 198 bini malullük, 295 bini sakatlýk aylýðýdýr. Malul<br />

derecede sakat olan 18 yaþ altý 18 bin 59 çocuða da özürlü aylýðý baðlanmýþtýr. Vatani<br />

hizmet tertibinden Ýstiklal savaþý, Kore harbi ve Kýbrýs harekatýna katýlanlara ve hak<br />

sahiplerine baðlanan aylýklardan faydalanan kiþi sayýsý 49 bindir. Ayrýca çeþitli kanunlar<br />

kapsamýnda vazife ve harp malulü, köy korucusu, madalya olan sporcular ve er olarak<br />

aylýk baðlananlarýn sayýsý 70 bin civarýndadýr. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlýðý bünyesine<br />

alýnan SHÇEK yurt, yuva ve çocuk evlerinde 17.322 kimsesiz muhtaç çocuða bakým ve<br />

eðitim, huzur evlerinde 9.608 yaþlýya bakým, 5.807 özürlüye de rehabilitasyon hizmetleri<br />

verilmektedir (ASPB, 2012, 22). 2011 yýlý içinde evde bakým hizmetlerinden faydalanan<br />

kiþi sayýsý 339 bine ulaþmýþtýr.<br />

Primsiz ödemeler kapsamýndaki uygulamalarda en fazla sayýda kiþinin faydalandýðý<br />

uygulamalar 2022 sayýlý Kanun kapsamýnda ödenen muhtaçlýk ve özürlülük aylýðý; sosyal<br />

yardýmlaþma vakýflarýnca saðlanan yardýmlar ve yeþil kart (1 Ocak 2012 tarihinde sona<br />

erdirildi) kapsamýnda saðlýk hizmeti alanlardýr. 15 milyona yakýn kiþiyi ilgilendiren bu<br />

yardým ve hizmetler için yapýlan harcamalar 2002 yýlýnda GSYÝH'nýn binde 5'i iken, 2009<br />

yýlýnda % 1,37 ve 2010 yýlýnda % 1,18'i seviyesinde gerçekleþmiþtir.<br />

4.4.2. Mali Durum: Gelirler, Finansman Açýklarý ve Bütçe Transferleri<br />

Türk sosyal sigorta kurumlarýnýn gelir-gider dengesinin bozulmasý ve finansman açýklarý<br />

ayný zamanda sosyal güvenlik krizi olarak adlandýrýlmýþtýr. 1990'lý yýllarýn baþýnda baþlayan<br />

finansman açýklarý zaman içinde sürekli artmýþ ve reform arayýþlarýnýn önde gelen<br />

gerekçesini, temel ekonomik göstergeleri olumsuz etkileyen bu açýklarýn ortadan<br />

kaldýrýlmasý oluþturmuþtur. 1999 yýlýnda 4447 sayýlý Kanunla sosyal sigortalarýn gelirlerini<br />

artýran (prime esas kazançlarýn artýrýlmasý gibi), giderlerini azaltan (emekli olma yaþýnýn<br />

yükseltilmesi gibi) önemli deðiþiklikler yapýlmasýna raðmen, gerek 2001 gerekse 2008<br />

krizleri beklenen iyileþmeyi geciktirmiþ görünmektedir. 2008 yýlýnda gerçekleþtirilen<br />

sosyal güvenlik reformunun amaçlarýndan biri de orta ve uzun dönemde sosyal sigorta<br />

62


sisteminin finansman açýklarýný makul bir seviyeye düþürmek ve sürdürülebilir bir sistem<br />

oluþturmaktý. Geçen 4 yýllýk süreye raðmen beklenen sonuçlar alýnamamýþtýr. Tablo 4.4;<br />

2010 ve 2011 yýlýnda gerçekleþen, 2012 yýlýnda ise tahmin edilen SGK bütçe gerçekleþmelerini<br />

vermektedir.<br />

Tablo 4.4. 2010-2012 SGK Gelir ve Giderleri (Milyon TL)<br />

Kaynak: www.sgk.gov.tr/maliistatistikler (Eylül 2012)<br />

63


Yýllar itibarýyla finansman açýklarý ve gelirlerin giderleri karþýlama oraný ve finansman<br />

açýklarýnýn artýþý mali sorunlarýn devam ettiðini göstermektedir. Burada dikkat çekilmesi<br />

gereken nokta, süreç içinde çýkan prim aflarý veya borçlarýn yeniden yapýlandýrýlmasý<br />

ile elde edilen ilave gelirlere raðmen beklenen iyileþmenin saðlanamamýþ olmasýdýr.<br />

Nitekim, 6111 sayýlý Kanun kapsamýnda borçlarýn yeniden yapýlandýrýlmasý ile ortaya<br />

çýkan ilave gelir artýþý 2011 yýlý için gelirlerin giderleri karþýlama oranýný yükseltmiþ, bütçe<br />

transferlerinin GSYÝH'na oranýný düþürmüþ olsa da bu geçici olmuþ, 2012 yýlýnýn ilk 5<br />

aylýk döneminde kötüye gidiþ devam etmiþtir.<br />

Tablo 4.5. SGK Gelir- Gider Dengesi ve Açýklarýn GSYÝH'ya Oraný (%)<br />

Yýllar<br />

2000<br />

2001<br />

2002<br />

2003<br />

2004<br />

2005<br />

2006<br />

2007<br />

2008<br />

2009<br />

2010<br />

2011<br />

2012 (Haziran)<br />

Toplam Gelirlerin<br />

Giderleri Karþýlama Oraný<br />

78<br />

75<br />

71<br />

67<br />

68<br />

68<br />

75<br />

69<br />

72<br />

73<br />

78<br />

88<br />

77<br />

Kaynak: www.sgk.gov.tr/istatistikler (Eylül 20120)<br />

64<br />

Bütçe Transferlerinin<br />

GSYÝH'na Oraný<br />

1,94<br />

SGK'nýn finansman açýklarýnýn büyüklüðü yanýnda açýklarýn kaynaklarý da önemlidir.<br />

Nitekim, farklý çalýþan gruplarý SGK bünyesinde birleþtirilmeden önce 2007 yýlý itibarýyla<br />

GSYÝH'nýn % 3,92'sine eþit olan finansman açýðýnýn 1,68'i SSK, 0,74'ü Bað-Kur ve 1.50'si<br />

Emekli Sandýðý ile ilgilidir. SSK'lýlarýn toplam sigortalýlar içindeki payý % 59; Bað-Kur'lularýn<br />

% 24 ve Emekli Sandýðý mensuplarýnýn % 17'dir. Bir diðer ifade ile toplam sigortalýlarýn<br />

% 17'sini oluþturan Emekli Sandýðý için yapýlan bütçe transferi % 59'luk bir toplum<br />

kesimini kapsamýna alan SSK'ya çok yakýndýr.<br />

Bir baþka deðerlendirme SGK'nýn toplam harcamalarýnýn kaynaklarý bakýmýndan<br />

yapýlabilir. 2011 yýlý itibarýyla emekli aylýðý ödemeleri toplam harcamalarýn % 66'sýný,<br />

saðlýk harcamalarý da % 26'sýný oluþturmaktadýr. Diðer bütün giderlerin payý ise % 8'dir.<br />

2,30<br />

2,76<br />

3,49<br />

3,37<br />

3,59<br />

3,02<br />

3,92<br />

3,68<br />

5,52<br />

5,01<br />

4,12<br />

-


Bu büyüklükler, finansman sorununun çözümüne yönelik tedbirlerin hangi alanlarda<br />

alýnacaðýnýn belirlenmesi bakýmýndan bir gösterge fonksiyonu görmektedir.<br />

4.4.3. Finansman Açýklarýný Gidermeye Yönelik Tedbirlerin Etkinliði<br />

Türk sosyal sigorta sisteminin finansman açýklarýnýn giderilerek gelir-gider dengesinin<br />

saðlanmasý, gelir artýrýcý tedbirlerle gider azaltýcý tedbirlerin birlikte alýnmasý ile mümkün<br />

olabilecektir. Bu bakýmdan alýnacak tedbirler ve potansiyel etkileri aþaðýda incelenmiþtir.<br />

4.4.3.1. Prim oranlarýnýn artýrýlmasý<br />

Prim oranlarýnýn artýrýlmasý sosyal sigortalarýn gelirlerini artýrmaya yönelik tedbirlerin<br />

baþýnda gelmektedir. Ancak Türk sosyal sigorta sistemi zaten yüksek oranlý primlerle<br />

finanse edilmektedir.<br />

Tablo 4.6. Sigortalýlar ve Sigorta Kollarýna Göre Primler (%)<br />

(1)<br />

1) 4/c'li sigortalýlar kýsa vadeli sigorta kollarý kapsamý dýþýndadýrlar.<br />

2) Yalnýzca 4/a'lý sigortalýlar iþsizlik sigortasýndan faydalanýrlar.<br />

3) Devlet, uzun vadeli sigorta kollarý ve GSS için tahsil edilen primlerin dörtte biri oranýnda Kuruma<br />

katkýda bulunur (5510, m.81-son)<br />

4) 4/b'li sigortalýlar için.<br />

5) 4/a ve 4/c'li sigortalýlar için.<br />

-<br />

- - -<br />

Kaynak: 5510 sayýlý SSGSSK, Md. 81 hükümleri esas alýnarak yazarlar tarafýndan düzenlenmiþtir.<br />

-<br />

Tablo 4.6, toplam prim oranlarýnýn prime esas kazançlarýn % 35,5-43’üne ulaþtýðýný<br />

göstermektedir. Tablodaki oranlara 4/a’lý sigortalýlar için % 1-3; 4/c’li sigortalýlar için de<br />

% 3,33-10 arasýnda deðiþen fiili hizmet zammý primleri dahil deðildir. Kýsaca belirtmek<br />

gerekirse, Türkiye’de prim oranlarýný yükselterek gelirleri artýrma imkaný kalmamýþtýr<br />

(Alper, 2011).<br />

65<br />

(3)<br />

(4)<br />

Toplam<br />

Prim Oranlarý<br />

(4/a ve 4c'li<br />

sigortalýlar için)<br />

(5)


Tablo 4.7. Çeþitli Ülkelerde Toplam Prim Oranlarý (%)<br />

Kaynak: SSA (2010), "Social Security Programs Throughout the World", (SSA, 2008-2009), SSA Publication,<br />

May 2010.<br />

Nitekim, 172 ülkede fert baþýna milli gelir ile sosyal sigortalara ödenen prim oranlarý<br />

arasýndaki iliþkiyi gösteren Tablo 4.7'ye göre, FBMG'i 10 bin dolar civarýnda olan<br />

Türkiye'nin de bulunduðu 34 ülkenin 18'inde prim oranlarý % 20'nin altýnda, 8'inde %<br />

21-30 arasýnda, 6'sýnda ise % 31-40 arasýndadýr. Bu grupta prim oraný % 40'ý geçen ülke<br />

sayýsý yalnýzca 2'dir. Bütün ülkeler bakýmýndan bir deðerlendirme yapmak gerekirse, 172<br />

ülkeden yalnýzca 9'unda prim oranlarý % 40'ýn üzerinde, 23'ünde ise % 31-40 arasýndadýr.<br />

Türkiye, prim oranlarýnýn artýrýlmasý gereken deðil, azaltýlmasý gereken bir ülke<br />

konumundadýr. Nitekim, bu gerçekten hareketle iþveren primlerinin 5 puanlýk kýsmýnýn<br />

devlet tarafýndan ödenmesine ilaveten istihdamý teþvik kapsamýnda çeþitli çalýþan<br />

gruplarýnýn primlerinin devlet tarafýndan ödenmesi yaygýnlaþmaktadýr.<br />

4.4.3.2. Prime esas kazançlarýn artýrýlmasý<br />

4447 sayýlý Kanun ve sonrasýnda prime esas kazançlar hem kapsam hem de tavan<br />

olarak yükseltilmiþtir. 16 yaþýndan büyükler için belirlenmiþ olan asgari ücret alt sýnýr,<br />

alt sýnýrýn 6,5 katý ise üst sýnýr olarak uygulanmaktadýr. Üst sýnýrý daha fazla artýrmak<br />

gerçekçi deðildir. 5510 sayýlý Kanun özellikle 4/a'lý sigortalýlar bakýmýndan prime esas<br />

kazanç tanýmýný geniþleterek her türlü kazançtan prim almayý, hatta ikramiye benzeri<br />

ödemelerde tavaný aþan kýsmýndan sonraki aylarda prim kesilmesini öngörmüþtür. 4/c'li<br />

sigortalýlar içinse uzun vadeli sigorta kollarý bakýmýndan tavan uygulamasý yoktur. 5510<br />

sayýlý Kanun, yalnýzca 4/b'li sigortalýlar için beyana baðlý prime esas kazanç belirleme<br />

uygulamasýný getirmiþtir. Prime esas kazançlarýn tavanýný yükseltmek anlamsýz olmakla<br />

66


irlikte beyan edilen prime esas kazançlar düþüktür ve kayýt dýþýlýk söz konusudur (Alper,<br />

2011). Kurumun kamuya açýk verilerinden hareketle yapýlan hesaplamalar, 4/b'li<br />

sigortalýlarýn neredeyse tamamýna yakýnýnýn alt sýnýrdan prim ödediðini göstermektedir.<br />

Tablo 4.8. Prime Esas Kazançlar Bakýmýndan % 20'lik Dilimlere Göre<br />

Sigortalýlarýn Daðýlýmý (%)<br />

Kaynak: SGK, www.sgk.gov.tr/istatistikler, (eriþim tarihi 12/05/2011)<br />

(*) 4/a kapsamýndaki sigortalýlar için 2009 yýlý; 4/b kapsamýndaki sigortalýlar için Ocak 2011 dönemi<br />

sigortalý ve prime esas kazanç verileri esas alýnmýþtýr.<br />

(1) Sanayi ve hizmetler kesiminde (2) tarým kesiminde kendi adýna baðýmsýz çalýþan sigortalýlar.<br />

Tablo verileri bütün çalýþan gruplarý bakýmýndan prime esas kazançlarýn yükseltilebileceðini<br />

göstermektedir. 4/b'li sigortalýlar bakýmýndan vergi beyanlarýnýn esas alýnmasý (Oðuz,<br />

2012) önemli bir denetim saðlayabilir. 4/c'li sigortalýlar için prime esas tutulmayan<br />

kazançlarla ilgili istisnalarýn azaltýlmasý mümkündür. 4/a'lý sigortalýlara yönelik olarak<br />

Kurum tarafýndan son dönemlerde alýnan meslek kodlamasý gibi uygulamalarýn etkinliði<br />

artýrýlabilir. Nitekim, asgari ücret üzerinden prim ödeyenlerin oranýnýn % 63'den % 42'lere<br />

düþmesi bu alandaki potansiyeli ortaya koymaktadýr. 2013 yýlý bütçe çalýþmalarý esnasýnda<br />

dile getirilen "sigortalýlarýn % 47'si prime esas kazançlarý en alt sýnýrdan bildiriyor"<br />

açýklamasý olumsuz bir tabloyu ortaya koymakla birlikte potansiyel gelir yaratma alanýnýn<br />

geniþliðini de göstermektedir.<br />

4.4.3.3. Kayýt dýþý çalýþmanýn azaltýlmasý ve aktif sigortalýlarýn artýrýlmasý<br />

Daðýtým esaslý sosyal güvenlik programlarýnýn temel gelir kaynaðýný prim ödeyen aktif<br />

sigortalýlar belirler. Türkiye'de temel problem aktif sigortalýlarýn kaynaðýný oluþturan<br />

iþgücüne katýlma oranýnýn düþük olmasý yanýnda, iþgücü içinde bulunanlardan da kayýtlý<br />

prim ödeyenlerin sayýsýnýn azlýðýdýr. Ancak bu durum Türk sosyal sigorta sistemine, bu<br />

nüfusun kayýt altýna alýnmasý halinde problemin çözülebileceði yönünde potansiyel bir<br />

avantaj, bir fýrsat da yaratmaktadýr.<br />

67


Toplam nüfusun % 86'sýný sosyal sigortalarla sosyal güvenlik kapsamýna alan Türk<br />

sosyal güvenlik sisteminin bu olumlu görünümü yanýltýcýdýr. Çalýþan ve prim ödeyenler<br />

üzerinden saðlanan bu yüksek oran ancak yüksek baðýmlýlýk oranlarý ile saðlanabilmektedir.<br />

Nitekim TÜÝK Haziran 2012 Hane halký iþgücü istatistiklerine göre; 15-64 yaþ grubunda<br />

bulunanlarýn iþgücüne katýlma oraný yalnýzca % 50,8'dir ve diðer ülkelerle karþýlaþtýrýldýðý<br />

zaman bu oran son derecede düþüktür (bkz, Þekil 4.2). Bu oranýn düþüklüðüne raðmen<br />

27.803 binlik toplam iþgücünden de ancak 18.514 bini (% 66,5) kayýt altýna alýnabilmiþ<br />

ve prim ödeyen aktif sigortalý yapýlabilmiþtir. Bir baþka ifade ile 18.514 bin kiþinin prim<br />

ödediði bir sosyal sigorta sistemi, yüksek baðýmlýlýk oranlarý dolayýsýyla 64,4 milyon<br />

kiþiye sosyal güvenlik garantisi saðlamaktadýr. Bütün teþvik tedbirlerine ve cezalandýrýcý<br />

düzenlemelere raðmen kayýt dýþý istihdam ancak % 40,4'e geriletebilmiþtir (TÜÝK; Haziran<br />

2012). Bir hesaplamaya göre de 2010 yýlý itibarýyla 5510 sayýlý Kanun kapsamýnda prim<br />

tahsil edilebilecek ancak kayýt altýna alýnamayan kiþi sayýsý 6,2 milyon civarýndadýr<br />

(Oðuz, 2012).<br />

Kýsa ve orta dönemde Türk sosyal sigorta sisteminin genel dengelerinin iyileþmesi<br />

aktif sigortalý sayýsýndaki artýþa baðlýdýr. 4447 sayýlý Kanunla emekli olma yaþýnýn kademeli<br />

olarak yükseltilmesine ve 20 yýllýk sürede tamamlanacak olan sürecin, süre olarak yarýsýna<br />

gelinmesine raðmen pasif sigortalý sayýsýnda beklenen düþüþ saðlanamamýþtýr. Bu süreç<br />

devam ederken emeklilik yaþýnýn yeniden yükseltilmesi mümkün görünmemektedir. Bu<br />

durumda bütün beklentiler aktif sigortalý sayýsýnýn artýþýna baðlý kalmaktadýr.<br />

Tablo 4.9. Yýllar Ýtibarýyla Aktif ve Pasif Sigortalý Geliþme Seyri ve Oraný<br />

Kaynak: www.sgk.gov.tr/istatistikler kamuya açýk istatistikler kullanýlarak hesaplamalar yapýlmýþtýr.<br />

(*) Pasif sigortalý sayýsýndaki artýþ ile aktif sigortalý sayýsýndaki artýþ arasýndaki fark.<br />

(**) 2012 yýlý Temmuz ayý itibarýyla.<br />

Tablo 4.9, ele alýnan 2003-2012 yýllarý arasýnda pasif sigortalý sayýsýndaki artýþýn aktif<br />

sigortalý sayýsýndaki artýþtan daha fazla olduðu (149-142), kriz dönemlerinde emekli<br />

sayýsýnýn daha hýzlý arttýðý ve aktif/pasif sigortalý oranýnda iyileþme deðil, kötüye gidiþin<br />

devam ettiðini göstermektedir. 2008 krizi sonrasýnda özellikle 6111 sayýlý Kanunla saðlanan<br />

istihdamý teþvik tedbirlerinin de etkisi ile aktif sigortalý sayýsýnda dikkat çeken dönemsel<br />

68


ir artýþ olmuþtur. Ancak bu artýþ kýsa dönemde aktif/pasif sigortalý oranýnda beklenen<br />

iyileþmeyi saðlamaktan uzaktýr. Türkiye tecrübesi, sosyal güvenlik sisteminde reform<br />

çalýþmalarýnýn baþlatýldýðý dönemlerde, emekli sayýsýnýn da hýzla arttýðýný, çok sayýda<br />

kiþinin yeni sistemin olumsuz etkilerinden kurtulmak için çalýþma hayatýndan ayrýlmayý<br />

tercih ettiðini göstermiþtir.<br />

Aktif/pasif sigortalý oranýnda beklenen iyileþmenin gerçekleþmemesi 4/b ve 4/c<br />

kapsamýndaki sigortalýlar bakýmýndan ortaya çýkmaktadýr. 4/a'lý sigortalýlar bakýmýndan<br />

görülen olumlu geliþme de genel tabloyu deðiþtirmede yetersiz kalmaktadýr.<br />

Tablo 4.10. Sigortalý Gruplarýna Göre Aktif/Pasif Sigortalý Oranlarýndaki<br />

Geliþme Seyri<br />

3<br />

2,8<br />

2,6<br />

2,4<br />

2,2<br />

2<br />

1,8<br />

1,6<br />

1,4<br />

1<br />

Þekil 4.1. Aktif/Pasif Sigortalý Oranýnýn Geliþimi<br />

2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011<br />

Kaynak:www.sgk.gov.tr/istatistikler-haziran 2012<br />

69


4.4.3.4. Giderleri azaltmaya yönelik tedbirler<br />

4447 sayýlý Kanun emeklilik yaþýný yükselterek orta ve uzun dönemde sosyal sigortalarýn<br />

en önemli gider kalemini oluþturan emekli aylýðý ödemelerini azaltacak en kapsamlý<br />

tedbiri getirmiþtir. 5510 sayýlý Kanun ise, 2036 yýlýndan sonra emekli olma yaþýný tekrar<br />

ve kademeli olarak yükselten hükmü getirmiþtir. Daha önce belirtildiði gibi, yakýn<br />

zamanda emekli olma yaþý ile ilgili baþkaca bir deðiþiklik beklenmemelidir. Kademeli<br />

geçiþ dolayýsýyla 2012 yýlý itibarýyla kadýnlar 45, erkekler 49 yaþýndan önce emekli<br />

olamamaktadýrlar ve ortalama emekli olma yaþý da 2011'de 48 iken 2012'de 49'a<br />

yükselmiþtir. Bir önceki baþlýkta belirtilen veriler de dikkate alýnýnca emeklilik yaþýnýn<br />

yükseltilmesinin gider azaltýcý etkisi çok belirleyici olmayacaktýr.<br />

4447 sayýlý Kanun ödenen primlerle alýnan aylýklar arasýnda güçlü bir iliþki kurmuþ<br />

ve daha uzun süre çalýþan ve fazla prim ödeyenin yüksek aylýk almasýný amaçlamýþtý.<br />

5510 sayýlý Kanun aylýk hesaplama sistemi ile ilgili parametrelerde (güncelleme katsayýsý<br />

ve aylýk baðlama oraný) köklü deðiþiklikler yapmýþ ve orta ve uzun dönemde aylýklarýn<br />

düþmesini beraberinde getirecek bir formülü hayata geçirmiþtir. Nitekim, bazý çalýþan<br />

gruplarý bakýmýndan yoksulluk yaratan bir sosyal sigorta sisteminin ortaya çýkmasý söz<br />

konusu olabilecektir.<br />

Tablo 4.11. 5510 Sayýlý Kanuna Göre Hesaplanan Aylýklarýn<br />

4447 Sayýlý Kanuna Göre Hesaplanan Aylýklara Oraný<br />

Kaynak: Rabihan Yüksel Arabacý-Yusuf Alper. (2010), "Sosyal Güvenlik Reformunun Yaþlýlýk<br />

Aylýklarýna Etkisi: Yoksulluk Yaratan Bir Sosyal Güvenlik Sistemi, Amme Ýdaresi Dergisi, Cilt:43,<br />

Sayý:2, Haziran 2010. s.111. PÖGS: Prim Ödeme Gün Sayýsý<br />

Tablo 4.11 deki verilere göre 5510 sayýlý Kanunla getirilen yeni aylýk hesaplama<br />

sistemi tamamen yürürlüðe girdiði zaman 33 yýl (11880 gün) prim ödeyen sigortalý<br />

bile 4447 sayýlý Kanun kapsamýnda sigortalý olsa idi alacaðý aylýðýn ancak % 89-91'ini<br />

alabilecektir. Birçok sigortalý için bu oran % 65'e kadar düþmektedir. Hatta 7200 gün<br />

prim ödeyerek emekli olan iki sigortalýdan primlerini asgari ücretten ödeyen ile asgari<br />

ücretin 6,5 katýndan (tavandan) ödeyen arasýnda emekli aylýðý bakýmýndan bir fark<br />

olmayacaktýr. Bir diðer örnek olarak, 33 yýl asgari ücretten (taban) prim ödeyen<br />

sigortalýnýn, 33 yýl tavandan prim ödeyen sigortalýdan daha yüksek aylýk almasý gibi<br />

bir sonuç ortaya çýkabilecektir. Ancak bu etkinin ortaya çýkmasý sigortalýnýn bütün<br />

70


sigortalýlýk süresini yeni sistemde geçirmesi ile söz konusu olacaktýr.<br />

Sosyal sigorta giderlerini azaltacak bir baþka deðiþiklik, gelir ve aylýklarýn yalnýzca TÜFE<br />

oranýnda artýrýlmasýnýn öngörülmesi, büyüme hýzýnýn (refah payý) dýþarýda býrakýlmasýdýr.<br />

Yeni aylýk hesaplama sisteminde ortalama aylýk baðlama oranýnýn da daha düþük olduðu<br />

dikkate alýnýrsa orta ve uzun dönemde emekli aylýklarý ödemelerinin azalmasý beklenmelidir.<br />

Ancak özellikle güncelleme katsayýsýnda yer alan büyüme hýzýnýn 0,30 olarak alýnmasý,<br />

emeklilerin milli gelirden aldýðý payý azalttýðý ölçüde politik müdahale ihtimali de artacak,<br />

özellikle seçim dönemlerinde aktüeryal endiþeleri göz ardý eden aylýk artýþlarý söz konusu<br />

olabilecektir.<br />

Sosyal sigortalarýn ikinci önemli harcama kalemini oluþturan saðlýk harcamalarý<br />

sanýlanýn aksine GSS dolayýsýyla ciddi bir artýþ göstermemiþtir. Nitekim, 2000 yýlý 100<br />

kabul edilirse 2011 yýlý sonu itibarýyla SGK saðlýk harcamalarý artýþ endeksi 1388; emekli<br />

aylýðý ödemeleri endeksi 1356 ve toplam giderler endeksi 1365 olmuþtur. Toplam SGK<br />

harcamalarý içinde de saðlýk harcamalarýnýn payý % 28-30 arasýnda deðiþmiþtir (Alper,<br />

2012). Saðlýk harcamalarýný azaltarak giderleri azaltma imkaný son derecede sýnýrlýdýr.<br />

Kaldý ki özellikle nüfusun yaþlanmasý ve þehirleþme ile birlikte saðlýk harcamalarýnýn<br />

artýþý beklenmektedir.<br />

4.4.3.5. Demografik fýrsat penceresi ve iþgücüne katýlýmýn artýrýlmasý<br />

Türk sosyal sigorta sisteminin gelir-gider dengesini saðlamaya yönelik en önemli<br />

avantajý, demografik fýrsat penceresinin sunduðu imkanlara paralel olarak iþgücüne<br />

katýlým oraný ve istihdam seviyesinin yükseltilmesine baðlý olacaktýr. Ana raporda belirtildiði<br />

gibi (Hoþgör, Tansel, 2010; 103) iþgücünün potansiyel kaynaðýný oluþturan 15-64 yaþ<br />

grubu, oran olarak en yüksek deðerine % 68,6 ile 2020 yýlýnda ulaþacak, ancak bu yýldan<br />

sonra mutlak olarak artmaya devam ederek 2041 yýlýnda 65,3 milyon ile en yüksek<br />

deðerine varacaktýr. Demografik yapýnýn Türkiye için sunduðu fýrsat penceresi bu<br />

dönemde gerçekleþecektir.<br />

Türkiye'nin 2012 yýlý itibarýyla iþgücüne katýlma oraný % 50,8'dir (TÜÝK, 2012). Þekil<br />

4.2 dünyanýn çeþitli bölgelerinde ve ülkelerde iþgücünün 15-64 yaþ grubuna oranýný<br />

vermektedir. Türkiye en az geliþmiþ ülkelerden bile daha düþük oranda bir iþgücüne<br />

katýlým oranýna sahiptir. Bugün için son derecede olumsuz görünen bu tablo, ayný<br />

zamanda Türkiye için bir fýrsattýr. Ýþgücüne katýlým oraný ve istihdam seviyesini yükseltecek<br />

her geliþme prim ödeyen aktif sigortalý sayýsýný artýrdýðý ölçüde Türk sosyal sigorta<br />

sisteminin gelir-gider dengesini olumlu yönde etkileyecektir.<br />

71


90<br />

80<br />

70<br />

60<br />

50<br />

40<br />

30<br />

20<br />

10<br />

0<br />

Þekil 4.2. Çeþitli Ülke ve Bölgelerde 15-64 Yaþ Grubunda<br />

Ýþgücüne Katýlma Oraný (2010)<br />

Çin<br />

Hollanda<br />

Kaynak: ILO (2012), "World Social Security Report: Providing Coverage in Times of Crisis and Beyond-2010-2011"<br />

ILO, Geneva. S. 173-179.<br />

Ýngiltere<br />

ABD<br />

Japonya<br />

Ýspanya<br />

Rusya<br />

Geliþmiþ Ülkeler<br />

4.4.4. Sosyal Sigortalardan Gelir ve Aylýk Alanlarýn Demografik Yapýsý<br />

Türk sosyal güvenlik sisteminin, özellikle yaþlýlýk sigortasý bakýmýndan yaþadýðý<br />

sorunlarýn anlaþýlabilmesi bakýmýndan, halen aylýk almakta olanlarýn demografik yapýsýna<br />

bakmak yararlý olacaktýr (Bu veriler SGK'nýn kamuya açýk istatistiklerinden derlenmiþ<br />

ve hesaplanmýþtýr).<br />

2012 yýlý Temmuz ayý itibarýyla SGK'dan pasif sigortalý olarak aylýk olan toplam 10.246<br />

bin kiþinin % 67,7'si yaþlýlýk, % 29,3'ü ölüm (dul-yetim) aylýðý almaktadýr. Bu oranlar<br />

4/a'lý sigortalýlar için % 69,5-26,2; 4/b'li sigortalýlar için % 61,7-37,4 ve % 4/c'li sigortalýlar<br />

için ise % 67,5-30,7'dir.<br />

2010 yýlýnda yaþlýlýk aylýðý baðlanan 4/a'lý sigortalýlardan % 21 kadýn, % 79'u erkek<br />

sigortalýdýr. 2010 yýlý itibarýyla 4/b kapsamýnda yaþlýlýk aylýðý alan toplam 1.086 bin<br />

sigortalýdan % 15,5’i kadýn; % 74,5’i erkek sigortalýdýr. Tarým Bað-Kur'u kapsamýnda<br />

yaþlýlýk aylýðý alan kadýn sigortalý sayýsý yalnýzca % 1,8'dir. Kadýn sigortalýlýk oranýnýn en<br />

yüksek olduðu 4/c'liler grubunda ise 2010 yýlý itibarýyla yaþlýlýk aylýðý alan kadýn<br />

sigortalýlarýn oraný % 27,6'dýr.<br />

1999 yýlýnda yürürlüðe giren ve emekli olma yaþýný kademeli olarak yükselten 4447<br />

sayýlý Kanuna raðmen 2010 yýlý itibarýyla 4/a kapsamýnda sigortalý olanlardan yaþlýlýk<br />

aylýðý baðlananlardan % 55'i 50 yaþýn; % 71'i 55 yaþýn ve % 84'ü 60 yaþýn altýndadýr. 2010<br />

yýlý itibarýyla 39 yaþýn altýnda olan ve emekli aylýðý alan 5656 kiþi vardýr.<br />

72<br />

Dünya<br />

Az Geliþmiþ Ülkeler<br />

Yunanistan<br />

Polonya<br />

TÜRKÝYE


Þekil 4.3. 2010 Yýlýnda Yaþlýlýk Aylýðý Baðlanan 4/a'lý Sigortalýlarýn<br />

Yaþ Gruplarýna Göre Daðýlýmý<br />

Kaynak: SGK Ýstatistik Yýllýðý, 2010.<br />

Emekli Sandýðý mensubu 4/c'li sigortalýlar bakýmýndan durum oldukça farklýdýr. Halen<br />

aylýk almakta olan 1.306 bin kiþiden yalnýzca % 2'si 45 yaþýn altýndadýr. 55 yaþýn altýnda<br />

emekli aylýðý alanlarýn toplam aylýk alanlara oraný sadece % 16'dýr.<br />

2010 yýlýnda 4/a'lý sigortalýlarýn aðýrlýklý emekli aylýðý baðlama yaþý 51'dir. 4/a kapsamýnda<br />

halen yaþlýlýk aylýðý almakta olan toplam 3,850 bin kiþinin aðýrlýklý yaþ ortalamasý 60'týr.<br />

Yaþlýlýk aylýðý almakta iken yýl içinde ölen sigortalýlarýn aðýrlýklý yaþ ortalamasý kadýnlarda<br />

72, erkeklerde 69 ve genel toplamda 70'tir.<br />

4/b'li sigortalýlardan yaþlýlýk aylýðý alýrken ölenlerin aðýrlýklý yaþ ortalamasý kadýnlarda<br />

72, erkeklerde 73 ve toplamda 73'tür. Tarým Bað-Kur'u kapsamýnda aylýk alanlardan<br />

aylýk alýrken ölenlerin aðýrlýklý yaþ ortalamasý kadýnlarda 72, erkeklerde 71 ve toplamda<br />

71'dir.<br />

4/c kapsamýnda yaþlýlýk aylýðý alan sigortalýlardan % 28,5'i 65 yaþ ve üzerindedir. 70<br />

yaþ üzerinde olan aylýk alanlarýn oraný % 16,3'tür.<br />

73


5 B Ö L Ü M<br />

DEMOGRAFÝK DÖNÜÞÜM VE<br />

DAÐITIM ESASLI YAÞLILIK<br />

(EMEKLÝLÝK) SÝGORTA<br />

SÝSTEMLERÝNE YANSIMALARI


5. DEMOGRAFÝK DÖNÜÞÜM VE DAÐITIM ESASLI<br />

YAÞLILIK (EMEKLÝLÝK) SÝGORTA SÝSTEMLERÝNE<br />

YANSIMALARI<br />

5.1. Emeklilik Sigorta Sistemlerinin Finansman Dengeleri<br />

ve Demografik Deðiþkenler: Kavramsal ve Analitik Çerçeve<br />

Yukarýda ayrýntýlý biçimde tartýþýldýðý gibi, Türkiye'de yaþlýlýk (emeklilik) sigortasý<br />

sistemi, devletçe daðýtým ("pay as you go") esasýna göre sunulan zorunlu bir ayak ile<br />

özel þirketlerce sunulan isteðe baðlý bireysel emeklilik planlarýndan oluþmaktadýr. Daðýtým<br />

esasýnda, emeklilerin aldýklarý aylýklar, halen çalýþmakta olanlarýn ödemeye devam ettikleri<br />

zorunlu sosyal sigorta primleri yoluyla finanse edilirler. Bir baþka deyiþle daðýtým sistemi,<br />

çalýþýrken prim katkýlarýný ödemiþ olan ama artýk çalýþmayan (pasif) sigortalýlara ve onlarýn<br />

hak sahibi olan aile bireylerine (baðýmlýlara) yapýlan ödemelerin, çalýþanlar (aktif<br />

sigortalýlar) ve onlarýn iþverenlerince yapýlan prim ödemeleri yoluyla finanse edilmesini<br />

öngörmektedir. Dolayýsýyla, çalýþýrken ödedikleri primlerle o sýrada emekli olanlarýn<br />

yaþlýlýk aylýðýný finanse eden kuþaklar, kendileri emekli olduktan sonra alacaklarý yaþlýlýk<br />

aylýðýnýn finansmaný için de halen çalýþmakta olan kuþaðýn ödedikleri primlere güvenmek<br />

durumundadýr. Bu yüzden, daðýtým esasýna göre çalýþan sosyal sigorta kuruluþlarýnýn<br />

gelir-gider dengeleri, nüfusun büyüklüðü ve yaþ bileþimi ile çok yakýndan iliþkili olan<br />

aktif-pasif sigortalý oranlarý ve baðýmlýlarýn sayýsýna çok duyarlýdýr. Her ülkede er ya da<br />

geç yaþanan ve düþen doðurganlýk oranlarý/nüfus artýþ hýzlarý ile karakterize edilen<br />

demografik dönüþüm süreci boyunca yaþlanan nüfus, daðýtým esaslý olarak sunulan<br />

yaþlýlýk sigortasý operasyonlarýnýn gelir-gider dengelerini kaçýnýlmaz (ve olumsuz) biçimde<br />

etkiler.<br />

Bir "havuz problemi" benzetmesi, daðýtým sisteminin sorunlarýný açýklamayý kolaylaþtýrýr<br />

(Sayan, 2009). Burada çalýþmayý ve prim ödemeyi sürdüren aktif sigortalýlarýn ödemeleri<br />

havuzu dolduran musluklarýn rolünü üstlenmiþken; prim ödemekten maaþ almaya geçmiþ<br />

(emekli, malûl vb.) pasif sigortalýlara yapýlan ödemeler de havuzdaki suyu boþaltan<br />

tahliye borularý olarak görülebilir. Havuzdaki suyun belli bir seviyenin altýna düþmemesi<br />

için, havuzu dolduran musluklardan birim zamanda akan su miktarý, havuzu boþaltan<br />

borular kanalýyla dýþarý akan sudan az olmamalýdýr. Daðýtým esasýna göre çalýþan bir<br />

sosyal güvenlik sistemi baðlamýnda ifade edilecek olursa, havuzdaki suyun zaman içinde<br />

azalmamasý, aþaðýdaki eþitsizliðin veri bir prim oraný (p) altýnda her yýl için doðru olmasýný<br />

gerektirir (Sayan, 2009):<br />

77<br />

(1)


Burada Ç prim ödeyen çalýþanlarýn (aktif sigortalýlarýn) sayýsýný ve E de emekli ve<br />

dul/yetim aylýðý vb. alanlarýn (pasif sigortalýlarýn) sayýsýný gösterir. A, hak edenlere ödenen<br />

ortalama aylýk miktarýný ve Ü prime esas ortalama ücreti gösterdiðinden, eþitsizliðin sol<br />

tarafý aslýnda aylýk baðlama oraný olarak bilinen sosyal sigorta parametresini ifade eder.<br />

Aylýk baðlama oraný için b kullanarak ve b=A/Ü olduðunu hatýrlayarak, (1) numaralý<br />

eþitsizlik<br />

þeklinde yazýlabilir. Eþitsizliðin sað tarafýndaki, aktif-pasif oraný denilen (Ç/E) terimi,<br />

demografik dönüþüm süreci sýrasýnda gözlenen nüfus yaþlanmasýna baðlý olarak azalýr.<br />

Demografik dönüþüm süreci boyunca düþen nüfus artýþ hýzý, zaman içinde belli bir yaþýn<br />

üstündeki kesimin toplam nüfus içindeki payýnýn artmasýna yol açar. Týptaki ilerleme<br />

ve saðlýk hizmetlerinin kalitesindeki geliþmelere baðlý olarak artan yaþam beklentisi de<br />

bu etkiyi güçlendirir. Sonuçta, E ile gösterilen emekli stokunun büyüme hýzý, Ç ile<br />

gösterilen prim ödeyen çalýþan kesimin büyüme hýzýný geçer ve aktif-pasif oraný düþmeye<br />

baþlar. Prim ve aylýk baðlama oranlarý sabitken, azalan bir (Ç/E) oraný ise sistemin gelir<br />

gider dengesinin bozulmasý anlamýna gelir. Gerçekten de, aylýk baðlama ve prim oranlarý<br />

sabitken, (Ç/E)'deki düþüþün yeterince uzun sürmesi halinde, (2) no.lu eþitsizlik tersine<br />

dönerek<br />

eþitsizliðine dönüþebilir. b=A/Ü olduðundan, bu durum<br />

olmasý, yani çalýþanlardan toplanan primler toplamýnýn, emekli aylýklarý ve buna baðlý<br />

diðer ödemelerin toplam tutarýnýn altýnda kalmasý anlamýna gelir. Yani sistem açýk<br />

vermeye baþlar. (2) no.lu eþitsizliðin korunabilmesi için ya (A/Ü) oranýnýn (yani b'nin)<br />

azaltýlmasý ya da prim oraný p'nin artýrýlmasý gerekir. Aksi takdirde, (Ç/E) oranýnda nüfus<br />

yaþlanmasýna baðlý olarak gözlenen düþme yaþlýlýk sigortasý sisteminin giderek büyüyen<br />

açýklarla karþýlaþmasý sonucunu doðurarak, bunlarý finanse etme yükümlülüðü altýndaki<br />

Hazine'nin üzerinde artan bir baský yaratýr.<br />

Halen demografik geçiþ sürecinin tamamlamamýþ olsa da Türkiye'de nüfus artýþ hýzý<br />

istikrarlý biçimde düþüþe ve ortalama yaþam beklentisi de istikrarlý biçimde yükseliþe<br />

geçmiþtir (Hoþgör ve Tansel, 2010). Bir yandan iþgücüne katýlým hýzýnýn düþmesi, diðer<br />

yandan sistemden yaþlýlýk aylýðý alýnan (pasif sigortalýlýk) sürenin uzamasý, dolayýsýyla<br />

da nüfusun Ç/E oraný üzerinde aþaðý yönlü baský yapacak biçimde yaþlanmaya baþlamasý<br />

anlamýna gelen bu geliþmeler, mevcut Ç/E oranlarýnýn düþük seviyesini daha da kaygý<br />

verici hale getirmektedir.<br />

78<br />

(2)<br />

(3)<br />

(4)


Türkiye'nin hala nispeten genç olan nüfus profili sayesinde, toplam nüfus içinde<br />

yaklaþýk yedi çalýþabilir yaþtaki bireye karþý bir yaþlý düþmektedir. Ç/E'nin yüksek olmasýný<br />

saðlayabilecek bu çok avantajlý demografik orana karþýn, sosyal güvenlik sistemimizde<br />

yaklaþýk 1,8 çalýþana karþý bir emekli maaþý alan vardýr (SGK, 2011). Genel nüfusun yaþ<br />

bileþimi ile sosyal güvenlik sistemindeki aktif-pasif oranlarý arasýndaki bu uyumsuzluk,<br />

hem aktif sigortalý sayýsýnýn olmasý gerekenin altýnda kalmasýna yol açan nedenlerden,<br />

hem de pasif sigortalý sayýsýnýn olmasý gerekenin üstüne çýkmasýna yol açan nedenlerden<br />

kaynaklanmaktadýr. Sistemdeki aktif sigortalý sayýsýnýn nispeten düþük olmasýnýn baþlýca<br />

nedenleri çalýþabilir nüfusun yarýsýnýn iþgücüne katýlmamasý, katýlanlarýn yarýsýna yakýnýn<br />

da kayýt dýþý çalýþmasýdýr. Pasif sayýsýnýn demografik göstergelerin ima ettiðinden yüksek<br />

olmasýnýn temel nedeni ise, geçmiþte yürürlüðe konan popülist politikalarýn çok genç<br />

yaþlarda emekli aylýðý baðlatmayý mümkün kýlmasýna baðlý olarak emekli aylýðý alanlarýn<br />

önemli bir bölümünün yaþlý olmamasýdýr (Sayan ve Kiracý, 2001a ve 2001b. Grafik 4.3<br />

ve 4.4).<br />

Esasen demografik projeksiyonlar emeklilik sistemimizin 2020'lerden itibaren yaþlý<br />

nüfus problemi ile giderek yoðunlaþan biçimde karþýlaþacaðýný ortaya koymaktadýr.<br />

Nitekim son çýkan 5510 sayýlý sosyal güvenlik reformu yasasýnýn temel hedeflerinden<br />

biri de Ç/E oranýnýn daha fazla düþmesini önlemek, zaman içinde yükselmesini saðlamaktýr.<br />

Bu bölümde, Hoþgör ve Tansel (2010)'deki demografik projeksiyonlar ýþýðýnda, mevcut<br />

durumun devamý halinde SGK'nýn yaþlýlýk sigortasý operasyonundan dolayý karþýlaþmasý<br />

beklenen gelir-gider dengelerini etkileyecek demografik deðiþkenlerin neler olduðu ve<br />

bunlarýn gelecekteki seyrinin nasýl olmasý beklendiði konusu ele alýnmaktadýr.<br />

5.2. Temel Ýþgücü Piyasasý Gruplarýnýn Büyüklüklerinin<br />

Tahmini ve Yöntem<br />

Bu bölümde yapýlan analiz, Hoþgör ve Tansel (2010)'deki demografik projeksiyonlarý<br />

baz almaktadýr. Sistemin aktif oyuncularý olan prim ödeyen sayýlarýný tahmin edebilmek<br />

üzere ilk önce, eldeki projeksiyonlardan 15 yaþ üstü kurumsal olmayan nüfus elde<br />

edilmekte; ardýndan bu nüfus, yaþ gruplarýna ayrýþtýrýlmaktadýr. Daha sonra, yaþ gruplarýna<br />

ve cinsiyete göre iþgücüne katýlým oranlarýna iliþkin varsayýmlar kullanýlarak iþgücü<br />

büyüklüðünün yýllara göre seyri kestirilmektedir. Ýþsizlik ve kayýt dýþýlýk oranlarýnýn yaþ<br />

gruplarý ve cinsiyete göre nasýl seyredeceðine iliþkin varsayýmlar altýnda, önce çalýþan<br />

nüfusu ve sonra da sosyal güvenlik sistemine kayýtlý olarak istihdam edilenlerin sayýlarýný<br />

bularak sistemin aktif oyuncularýnýn sayýsýný hesaplamayý tamamlýyoruz.<br />

5.2.1. 15 Yaþ Üstü Kurumsal Olmayan Nüfus<br />

Buradaki analizde kullanilan 15-yaþ üstü kurumsal olmayan nüfusun yýllara göre seyri,<br />

Hoþgör ve Tansel (2010) tarafýndan yapýlan projeksiyonlara dayalýdýr. c cinsiyetindeki,<br />

15 yaþ üstü kurumsal olmayan nüfus, N t,c, Hoþgör ve Tansel (2010)'de verilen yýllara ve<br />

cinsiyete göre nüfus (P t,c,) içerisinden (5) no.lu denklemde gösterildiði gibi elde edilir:<br />

79


Burada t,c katsayýsý, c cinsiyeti için, kurumsal olmayan nüfusun 15 yaþ üstü nüfus<br />

içindeki payýný gösterir. Bu oran Tansel (2012)'den hem erkekler, hem de kadýnlar için<br />

zamana göre sabit olacak þekilde t,c = = 0.9742 olarak alýnmýþtýr. Ýkinci aþama, her<br />

bir cinsiyet için hesaplanmýþ olan 15 yaþ üstü kurumsal olmayan nüfusun yine cinsiyet<br />

temelinde yaþ gruplarýna göre daðýtýlmasýný içerir. N t,c,y t yýlýnda, c cinsiyetinden, y<br />

yaþýnda olanlarý göstermek kaydýyla;<br />

yazýlabilir. Burada t,c,y parametresi, TÜÝK'in Hanehalký Ýþgücü Anketi'nden 2010 yýlý<br />

daðýlýmýna eþit olarak ( t,c,y = 2010,c,y olacak þekilde) alýnmýþtýr. 15 yaþ üstü kurumsal<br />

olmayan erkek ve kadýn nüfusunun yaþ gruplarýna göre 2050'ye kadarki seyri, Ek Þekil<br />

1'den Ek Þekil 6'ya kadar olan çizimlerle sunulmuþtur.<br />

5.2.2. Ýþgücüne Katýlým<br />

Sosyal güvenlik sistemine kayýtlý olan bireylerin sayýsýnýn hesaplanmasýnda bir sonraki<br />

aþama, yaþ gruplarý ve cinsiyete göre iþgücünün (L t,c,y) hesaplanmasýdýr. Bu hesaplama,<br />

yaþ grubu ve cinsiyete göre iþgücüne katýlým oranlarý, lfpr t,c,y, kullanýlarak yapýlabilir:<br />

lfpr t,c,y<br />

Bu aþamada çözümlenmesi gereken sorun, 2010-2050 dönemi için cinsiyet ve yaþ<br />

gruplarýna göre iþgücüne katýlým oranlarýnýn hesaplanmasýdýr. (7) no.lu denklemdeki<br />

iþgücüne katýlým oranlarý, lfpr t,c,y, gibi bilinmeyenlerin deðerleri ekonometrik yöntemlerle<br />

tahmin edilebilir. Buradaki problem temelde, genel formu<br />

þeklinde olan bir denklemde katsayý vektörünün elemanlarýnýn tahminini içerir. Burada<br />

z açýklanan baðýmlý deðiþkeni, x ilgili deðiþkeni açýkladýðý düþünülen baðýmsýz deðiþkenleri,<br />

ise standart varsayýmlara uygun hata terimini gösterir.<br />

Ýþgücüne katýlým oraný, lfpr t,c,y, tahmini baðlamýnda, baðýmlý deðiþken 0 ve 1 aralýðýnda<br />

bir orandýr. Yukarýdaki genel form, baðýmlý deðiþkenin deðerleri üzerinde bir sýnýr<br />

koymadýðý için, birden büyük veya negatif iþgücü katýlým oranlarý tahmin etme olasýlýðýný<br />

bertaraf edecek alternatif bir yaklaþýma ihtiyaç vardýr. Genelleþtirilmiþ doðrusal model<br />

(generalized linear model) yaklaþýmý bu ihtiyacý karþýlayacak niteliktedir.<br />

Açýklayýcý x deðiþkeni matrisi ile z baðýmlý deðiþkeni arasýnda doðrusal bir baðlantý<br />

olduðunu varsayan standart yaklaþýmdan farklý olarak, genelleþtirilmiþ doðrusal model<br />

x ve z deðiþkenleri arasýndaki iliþkinin daha genel bir fonksiyonla ifade edilmesine izin<br />

verir:<br />

80<br />

(5)<br />

(6)<br />

(7)<br />

(8a)


Bu denklemde, g(.) fonksiyonel formu ile ilgili yapýlan farklý varsayýmlar, z deðiþkeni<br />

üzerinde kýsýtlarýn oluþturulmasýna imkân verir. Bu çalýþmada, 2010-2050 dönemi için<br />

tahmin edilen iþgücüne katýlým oranlarý deðerlerinin 0-1 aralýðýnda kalmasý için, g(.)<br />

fonksiyonu lojistik olarak tanýmlanmýþtýr.<br />

Yapýlan analizde, erkekler için iþgücüne katýlým davranýþýnda son yýllarda gözlenen<br />

trendin önemli bir yapýsal deðiþime uðramayacaðý varsayýlmýþtýr. Erkeklerin iþgücüne<br />

katýlým oranlarýnýn 2010-2020 dönemi için, ILO (2011)'da yaþ gruplarýna göre sunulan<br />

tahminlere uygun seyredeceði varsayýlmýþtýr. Bu deðerlere ek olarak, 2025 ve 2030 yýllarý<br />

için yaþ gruplarý bazýnda tahmin edilen iþgücüne katýlým oranlarý Ercan (2007)'dan, 2040<br />

ve 2050 yýllarý için tahmin edilen oranlar da Güner (2011)'den alýnmýþtýr. Farklý yaþ<br />

gruplarýndaki erkekler için gözlenmesi beklenen iþgücüne katýlým oranlarýnýn 2010-2020,<br />

2025, 2030, 2040 ve 2050 için tahmin edilen deðerlerini baðýmsýz deðiþken, zaman<br />

trendini ise baðýmlý deðiþken olarak almak suretiyle, her bir yaþ grubu için ayrý olarak<br />

yapýlan regresyon analizlerinden elde edilen katsayýlar, 2010-2050 dönemindeki tüm<br />

yýllarda, tüm yaþ gruplarýndaki erkeklerin iþgücüne katýlým oranlarýnýn hesaplanmasýnda<br />

kullanýlmýþtýr. Erkekler için bu þekilde hesaplanan iþgücüne katýlým oranlarý kullanýlarak<br />

elde edilen iþgücü deðerleri Þekil 5.1'den Þekil 5.3'e kadar olan çizimlerle görselleþtirilmiþtir.<br />

Þekil 5.1. 15-34 Yaþ Erkek Ýþgücü<br />

81<br />

(8b)


Þekil 5.2. 35-54 Yaþ Erkek Ýþgücü<br />

Þekil 5.3. 55-65+ Erkek Ýþgücü<br />

Kadýnlarýn iþgücüne katýlým oranlarýnýn 2010-2050 dönemi için hesaplanmasýnda da<br />

erkekler için kullanýlan yaklaþým, ayný veri kaynaklarý ile benimsenmiþtir 10 . Kadýnlar için<br />

elde edilen iþgücü deðerleri de Þekil 5.4'ten Þekil 5.6'ya kadarki grafiklerde sunulmuþtur.<br />

10 Kadýnlarýn iþgücüne katýlýmýnýn seyrinde eðitim ve gelir düzeyi deðiþikliklerinin etkisi, kullanýlan ILO (2011),<br />

Ercan (2007) ve Güner (2011) çalýþmalarýnda göz önüne alýnmýþtýr. Dolayýsýyla, kadýnlarýn iþgücüne katýlým oraný<br />

ile ilgili yapýlan hesaplamalar bu etkilerin yaratabileceði yapýsal deðiþmeleri örtük olarak içermektedir.<br />

82


Þekil 5.4. 15-34 Yaþ Kadýn Ýþgücü<br />

Þekil 5.5. 35-54 Yaþ Kadýn Ýþgücü<br />

83


5.2.3. Ýstihdam<br />

Þekil 5.6. 55-65+ Yaþ Kadýn Ýþgücü<br />

Ýstihdam rakamlarýnýn 2050'ye kadar seyrini, istihdamý ilgili dönem için öngörülen<br />

ekonomik büyüme oranlarýyla iliþkilendiren bir denklemin parametrelerini tahmin etmek<br />

suretiyle hesaplamak mümkündür. Ancak bu çalýþmanýn amaçlarý açýsýndan istihdamýn<br />

seyrinin sadece toplam itibarýyla deðil, yaþ gruplarý ve cinsiyete göre de kestirilmesi<br />

gereklidir. Bunu yapmak, yukarýda yaþ gruplarý ve cinsiyete göre hesaplanan iþgücü<br />

rakamlarý içinden istihdam edilenleri ayýrmayý gerektirir. Bu da, M'nin istihdamý, L'nin<br />

iþgücüne katýlan bireyleri ve t, c, y endekslerinin de sýrasýyla zaman, cinsiyet ve yaþý<br />

gösterdiði<br />

denklemindeki katsayýlarýnýn tahmin edilmesi suretiyle mümkündür. Mevcut çalýþmada<br />

bu amaçla, dolaylý bir tahmin stratejisi izlenmiþ; TÜÝK'in Hanehalký Ýþgücü Anketlerinden<br />

2000-2010 yýllarý için elde edilen cinsiyet ve yaþ gruplarýna göre iþsizlik oranlarýndan<br />

yararlanýlmýþtýr. Ýþsizliðin yerel ve küresel krizlerin etkisiyle yükseldiði aralýklarý da<br />

kapsamasý itibarýyla, iþsizlikte yeterli varyasyonun gözlendiði bir dönem olan 2000-2010<br />

döneminin iþsizlik oranlarý verileri kullanýlarak, önce erkek ve kadýnlarýn yaþ gruplarýna<br />

göre ayrý ayrý hesaplanan deðerleri hesaplanmýþtýr 11 . Daha sonra, böylelikle hesaplanan<br />

katsayýlarýnýn baðýmlý deðiþken, zaman trendinin ise açýklayýcý yahut baðýmsýz deðiþken<br />

olduðu bir regresyon yapýlmýþtýr. Burada da baðýmlý deðiþkenin, iþgücüne katýlým oranýnda<br />

olduðu gibi, 0 ve 1 aralýðýnda deðerler almasý dolayýsýyla, tahminlerde lojistik fonksiyon<br />

içeren bir genelleþtirilmiþ doðrusal model kullanýlmýþtýr.<br />

11<br />

t,c,y ve Ut,c,y sýrasýyla (yaþ ve cinsiyete göre) iþsizlik oranýný ve iþsiz sayýlarýný göstermek kaydýyla, Ut,c,y = t,c,y.Lt,c,y<br />

olacaktýr. Buradan Ut,c,y+Mt,c,y= ( t,c,y+ t,c,y).Lt,c,y yazýlabilir ki Ut,c,y+Mt,c,y= Lt,c,y ifadesi taným gereði doðru<br />

olduðundan, t,c,y.=1- t,c,y olacaktýr.<br />

84<br />

(9)


Tahmin edilen zaman trendi katsayýsý yardýmýyla 2010-2050 dönemi için her bir yaþ<br />

grubu ve cinsiyet için istihdam miktarlarý hesaplanmýþtýr. Erkekler için elde edilen istihdam<br />

rakamlarý Þekil 5.7'den Þekil 5.9'a kadarki çizimlerle görselleþtirilmiþtir.<br />

Þekil 5.7. 15-34 Yaþ Erkek Ýstihdamý<br />

Þekil 5.8. 35-54 Yaþ Erkek Ýstihdamý<br />

85


Þekil 5.9. 55-65+ Yaþ Erkek Ýstihdamý<br />

Kadýnlar için benzer biçimde yapýlan yaþa göre istihdam tahminleri de Þekil 5.10- 5.12<br />

arasýndaki þekillerde gösterildiði gibidir.<br />

Þekil 5.10. 15-34 Yaþ Kadýn Ýstihdamý<br />

86


Þekil 5.11. 35-54 Yaþ Kadýn Ýstihdamý<br />

Þekil 5.12. 55-65+ Yaþ Kadýn Ýstihdamý<br />

5.3. Sosyal Güvenlik Kapsamýndaki Nüfus<br />

5.3.1. Sistemin Aktif Aktörleri: Kayýtlý Ýstihdam<br />

Sosyal güvenlik sistemine prim ödeyen aktif sigortalýlarýn sayýsýnýn zaman içindeki<br />

seyrini belirlemek için, Bölüm 5.2'de tarif edildiði biçimde hesaplanan istihdamýn ne<br />

kadarýnýn sosyal güvenlik kapsamýnda kayýtlý istihdam olduðunun kestirimini yapmak<br />

gereklidir. Sosyal güvenlik sistemine kayýtlý olarak çalýþanlar yine Ç ile ve istihdam<br />

87


edilenler de M ile gösterilecek olursa, yaþ gruplarý ve cinsiyete göre kayýtlý istihdamýn<br />

yýllar üzerindeki seyri<br />

ifadesi yardýmýyla toplam istihdama baðlanýr. Dolayýsýyla kayýtlý istihdamýn seyrinin<br />

belirlenmesi için, katsayýlarýnýn tahmin edilerek, bunlarýn nasýl tahmin edildiði yukarýda<br />

(9) no.lu denklem etrafýnda açýklanan toplam istihdam serisi Mt,c,y ile çarpýlmalýdýr.<br />

TÜÝK'in 2000-2010 Hanehalký Ýþgücü Anketinde cinsiyet ve yaþ gruplarýna göre istihdam<br />

bilgisi sosyal güvenlik kayýtlýlýðý bilgisini de içerecek þekilde mevcuttur. Ýstihdam edilen<br />

farklý yaþ grubundan çalýþanlarýn ne kadarýnýn sosyal güvenlik kaydý olduðunu gösteren<br />

oranlar, 2000-2010 dönemi için TÜÝK'ten elde edilmiþtir. Yine lojistik fonksiyonuna<br />

dayanan bir genelleþtirilmiþ doðrusal model tahmini ile sosyal güvenlik kayýtlýlýk oranlarýnýn<br />

2010-2050 dönemi için tahmini yapýlmýþtýr. Yapýlan regresyon analizinde, çalýþanlar içinde<br />

sosyal güvenliðe kayýtlý olanlarýn her bir cinsiyet ve yaþ grubu için farklýlaþan oranlarý<br />

baðýmlý deðiþken, zaman trendi ise baðýmsýz deðiþken olarak alýnmýþtýr. Bu oranlar<br />

yardýmýyla türetilen sosyal güvenlik kapsamýndaki kayýtlý istihdam edilen erkek çalýþanlarýn<br />

(formel erkek istihdamýnýn), zaman içerisindeki yaþ daðýlýmý Þekil 5.13, Þekil 5.14 ve<br />

Þekil 5.15'te gösterilmiþtir. Þekil 5.13'te yer alan 2007 yýlý deðeri SGK Ýstatistik Yýllýklarý'ndan<br />

alýnmýþtýr ve karþýlaþtýrmaya imkan vermek üzere çizimlere eklenmiþtir.<br />

88<br />

(10)<br />

Þekil 5.13. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Erkek Ýstihdamýnýn<br />

Yaþ Daðýlýmý: 2007-2020


Þekil 5.14. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Erkek Ýstihdamýnýn<br />

Yaþ Daðýlýmý: 2010-2040<br />

Þekil 5.15. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Erkek Ýstihdamýnýn<br />

Yaþ Daðýlýmý: 2030-2050<br />

Þekil 5.16, 5.17 ve 5.18'de yine sosyal güvenliðe kayýtlý olarak çalýþan kadýnlarýn benzer<br />

biçimde elde edilen sayýsýnýn yýllar içindeki seyri yaþ gruplarýna göre sunulmuþtur. Þekil<br />

5.16'da yer alan 2007 yýlý deðeri SGK Ýstatistik Yýllýklarý'ndan alýnmýþtýr ve karþýlaþtýrmaya<br />

imkan vermek üzere çizimlere eklenmiþtir.<br />

Þekil 5.13-5.18 arasý çizimlerin tümünde ortak olan husus, kayýtlý çalýþma oranýnýn<br />

hem erkeklerde hem de kadýnlarda yaþ ilerledikçe düþmesidir. Bunun nedenleri arasýnda<br />

son düzenlemeler öncesi erken yaþta emekli olarak maaþ almaya baþlayanlarýn daha<br />

sonra kayýtsýz çalýþmayý seçmelerinin yaygýn olmasý da bulunmaktadýr.<br />

89


Þekil 5.16, 5.17 ve 5.18'de yine sosyal güvenliðe kayýtlý olarak çalýþan kadýnlarýn benzer<br />

biçimde elde edilen sayýsýnýn yýllar içindeki seyri yaþ gruplarýna göre sunulmuþtur. Þekil<br />

5.16'da yer alan 2007 yýlý deðeri SGK Ýstatistik Yýllýklarý'ndan alýnmýþtýr ve karþýlaþtýrmaya<br />

imkan vermek üzere çizimlere eklenmiþtir.<br />

Þekil 5.13-5.18 arasý çizimlerin tümünde ortak olan husus, kayýtlý çalýþma oranýnýn<br />

hem erkeklerde hem de kadýnlarda yaþ ilerledikçe düþmesidir. Bunun nedenleri arasýnda<br />

son düzenlemeler öncesi erken yaþta emekli olarak maaþ almaya baþlayanlarýn daha<br />

sonra kayýtsýz çalýþmayý seçmelerinin yaygýn olmasý da bulunmaktadýr.<br />

Þekil 5.16. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Kadýn Ýstihdamýnýn<br />

Yaþ Daðýlýmý: 2007-2020<br />

Þekil 5.17. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Kadýn Ýstihdamýnýn<br />

Yaþ Daðýlýmý: 2010-2040<br />

90


Þekil 5.18. Sosyal Güvenlik Sistemine Kayýtlý Kadýn Ýstihdamýnýn<br />

Yaþ Daðýlýmý: 2030-2050<br />

5.3.2. Pasif Aktörler: Emekliler<br />

Sosyal güvenlik sistemi giderlerinin yýllara göre seyrinin hesaplanmasý için yaþ gruplarýna<br />

göre emekli sayýsýnýn 2050'ye kadar gidiþatý kestirilmelidir. Burada göz önüne alýnmasý<br />

gereken kritik husus, emeklilik yaþýnda yapýlan kademeli artýþ düzenlemeleridir. Gerek<br />

1999 reformu, gerekse son sosyal güvenlik reformu çerçevesinde, emekliliðe hak kazanmak<br />

için gereken asgari yaþta, zaman içerisinde kademeli biçimde yapýlan artýþlar, bazý yaþ<br />

gruplarýndaki pasif sayýsýnýn belli yýllardan itibaren sýfýra düþeceðini ima eder. Aþaðýda<br />

da açýklandýðý üzere, herhangi bir yýldan itibaren en düþük emeklilik hak ediþ yaþýnýn<br />

yasal olarak, söz gelimi 50'ye çýkartýlmasý, belli bir süre sonra emekli maaþý alan 50 yaþ<br />

altý hiçbir bireyin kalmamasý anlamýna gelecektir.<br />

Bu nedenle, bu bölümde ilk olarak ilgili mevzuattan emeklilik yaþýnýn nasýl seyrettiði<br />

ve bu yaþ seyrinin emekli sayýlarý ile ilgili olarak ne ima ettiði tartýþýlmýþtýr. Farklý yaþ<br />

gruplarýndaki pasif sayýlarýnýn hangi yýllarda sýfýra düþtüðü tartýþýldýktan sonra, bu yaþ<br />

gruplarý için emekli sayýlarýnýn 2050 yýlýna kadar olan seyri hesaplanmýþtýr.<br />

5.3.2.1. Emekliliði hak ediþ yaþýndaki deðiþiklikler<br />

1999 reformundan önceki Türk sosyal güvenlik mevzuatýnda, emekli maaþý baðlatmak<br />

için belirli bir asgari yaþý geçmeyi zorunlu kýlan bir hüküm yer almýyordu. Emekliliði<br />

hak etmek için gerekli ve yeterli olan koþul, erkekler için asgari 25 yýl, kadýnlar için ise<br />

20 yýl prim ödemiþ olmaktý. Dolayýsýyla sisteme giriþini 18 yaþýnda yapmýþ bir bireyin,<br />

prim ödemelerinde kesinti olmadýðý varsayýmý altýnda, kadýn ise 38, erkek ise 43 yaþýnda<br />

emekli olma ve maaþ almaya baþlamasý mümkündü. 1999'da çýkan 4447 Sayýlý Kanun,<br />

emekliliði hak etmek için belirli bir yaþta olma zorunluluðunu Türk sosyal güvenlik<br />

91


mevzuatýna soktu. Anayasa Mahkemesi'nin 4447 sayýlý Kanunla düzenlenen yaþ artýþ<br />

þemasýna yapýlan itirazlarý haklý bulmasýna baðlý olarak, yaþ hususu 2002'den itibaren<br />

yürürlüðe giren 4759 Sayýlý Kanun ile yeniden düzenlendi. 4759 Sayýlý Kanun, asgari<br />

prim ödeme süresini dolduran sigortalýlarýn emekli maaþý baðlatmak için doldurmasý<br />

gereken asgari yaþýn zaman içinde nasýl yükseltileceðini belirleyen yeni bir kademeli<br />

artýþ þemasýný uygulamaya koydu (Sayan, 2006 ve 2009). Bu yasa, farklý sosyal güvenlik<br />

kurumlarýndan sisteme giriþ yapmýþ erkek ve kadýnlarýn emekli olabilecekleri yaþ ve<br />

yýllarý Ek Tablo 1'den Ek Tablo 8'e kadar olan tablolarda olduðu gibi düzenlemiþtir. Bu<br />

aþamalý geçiþ sistemi uyarýnca, belli yaþ gruplarýndaki pasif sayýsýnýn belirli yýllardan<br />

itibaren sýfýrlanmasý gerekmektedir (Sayan, 2002). Hangi yaþ grubunda pasif sayýsýnýn,<br />

hangi yýl sýfýra ineceði Ek Tablo 1'den Ek Tablo 8'e kadar olan tablolardan izlenebilir.<br />

Her yaþ grubu ve cinsiyet için, pasif sayýsýnýn hangi yýldan itibaren sýfýra ineceði Tablo<br />

5.1'de gösterilmektedir. Örneðin, 45-49 yaþ grubunda olup emekli maaþý almakta olan<br />

pasif erkek sayýsýnýn 2018'de, pasif kadýn sayýsýnýn ise 2024'te sýfýra düþmesi beklenmektedir.<br />

Tablo 5.1. Cinsiyete Göre Yaþ Gruplarýndaki Pasif Sayýlarýnýn<br />

Sýfýr Olmasý Beklenen Yýllar<br />

Kaynak: Ek Tablo 1 - Ek Tablo 8'deki bilgilere dayanarak derlenmiþtir.<br />

5.3.2.2. Emeklilerin yaþ daðýlýmýnýn hesaplanmasý<br />

Emekli sayýsýnýn 2010-2050 dönemi boyunca izleyeceði seyri saptamak için ilk olarak,<br />

SGK'nýn 2007, 2008 ve 2009 yýllýklarý ile SGK'ya devredilen BaðKur, Emekli Sandýðý ve<br />

SSK istatistiklerinden derlenen 1999-2009 yýllarý için cinsiyet ve yaþ gruplarýna göre<br />

emekli sayýlarý kullanýlmýþtýr. Yukarýda söz edilen yaþ artýþ düzenlemeleri çerçevesinde,<br />

45 yaþ altý erkek emekli sayýsýnýn, Tablo 5.1'de de gösterildiði gibi 2010'dan itibaren<br />

sýfýra düþmesi beklenmektedir. 45-49 yaþ grubundaki erkek emekli sayýsýnýn da, 2009<br />

deðerinden doðrusal olarak düþerek 2018'de sýfýra ineceði varsayýlmýþtýr. Ayný yaklaþým<br />

ile 50-54 yaþ grubundaki emekli sayýsýnýn 2031'de; 55-59 grubundakilerin ise 2039'da<br />

sýfýra düþeceði varsayýlmýþtýr. 60-64, 65-69, 70-74 ve 75 üstü yaþ gruplarýndaki emekli<br />

sayýsýnýn artýþýnýn, ayný yaþ gruplarýndaki erkek nüfusu ile ayný oranda olacaðý varsayýlmýþtýr.<br />

Bu varsayýmlar altýnda elde edilen emekli erkek sayýsýnýn yaþ gruplarýna göre daðýlýmý,<br />

seçilen yýllar için Þekil 5.19, Þekil 5.20 ve Þekil 5.21'den görülebilir.<br />

92


Þekil 5.19. Emekli Erkeklerin Yaþ Daðýlýmý: 2000-2020<br />

Þekil 5.20. Emekli Erkeklerin Yaþ Daðýlýmý: 2010-2040<br />

93


Þekil 5.21. Emekli Erkeklerin Yaþ Daðýlýmý: 2030-2050<br />

Emekli olan kadýnlarýn sayýsýnýn seyrinin hesaplanmasýnda da benzer bir yaklaþým<br />

benimsenmiþtir. Tablo 5.1'de de gösterildiði gibi, 40-44 yaþ grubundaki kadýn emekli<br />

sayýsýnýn 2014'te; 45-49 yaþ grubundaki kadýn emekli sayýsýnýn 2024'te; 50-54 yaþ<br />

grubundaki kadýn emekli sayýsýnýn 2034'te ve 55-59 yaþ grubundaki kadýn emekli sayýsýnýn<br />

ise 2044'te sýfýrlanacaðý varsayýlmýþtýr. Bu yaþ gruplarýndaki emekli kadýn sayýlarýnýn<br />

hesaplanmasýnda sayýnýn sýfýra düþtüðü yýla kadar doðrusal deðiþim varsayýlmýþtýr. 60<br />

yaþ üstü yaþ gruplarý için ise, kadýnlarýn iþgücüne katýlýmýndaki artýþýn yansýtýlabilmesi<br />

için, ilgili yaþ gruplarýndaki kayýtlý kadýn istihdamýndaki artýþ hýzý kullanýlmýþtýr. Elde<br />

edilen emekli kadýn sayýlarýnýn yaþ daðýlýmý Þekil 5.22'den Þekil 5.24'e kadar olan çizimlerle<br />

sunulmuþtur.<br />

Þekil 5.22. Emekli Kadýnlarýn Yaþ Daðýlýmý: 2000-2020<br />

94


Þekil 5.23. Emekli Kadýnlarýn Yaþ Daðýlýmý: 2010-2040<br />

Þekil 5.24. Emekli Kadýnlarýn Yaþ Daðýlýmý: 2030-2050<br />

Þekil 5.25 hemen yukarýda hesaplanan kadýn-erkek emekli sayýlarýný, daha önce<br />

hesaplanan kayýtlý çalýþan sayýlarýyla birlikte göstermektedir.<br />

95


Þekil 5.25. Kadýn ve Erkek Aktiflerin ve Pasiflerin Seyri: 2010-2050<br />

Kadýn ve erkek aktif ve pasif sayýlarýna dayanarak hesaplanan aktif/pasif oranlarý da<br />

Þekil 5.26'da görselleþtirilmiþtir. Þekil 5.26'da göze çarpan nokta, kadýnlar için aktif/pasif<br />

oranýnýn ilk önce yükseldiðini, sonra ise düþtüðünü göstermektedir. Bu durum, 2018<br />

sonrasýnda kadýn pasiflerin sayýsýndaki artýþtan kaynaklanmaktadýr. Emekli kadýnlarýn<br />

sayýsýndaki artýþ ise, çalýþan kadýnlarýn sayýsýndaki artýþla paralel bir süreçtir.<br />

Þekil 5.26, kýsa ve orta vadede artan asgari emeklilik yaþýnýn olumlu etkileri olabileceðine<br />

iþaret etmektedir. Emeklilik yaþý artýþý, maaþ alan emekli baþýna prim ödeyen çalýþan<br />

sayýsýný gösteren aktif/pasif oranýnýn kýsa ve orta vadede yükseleceðini göstermektedir.<br />

Ancak uzun vadede yaþlanan nüfusun etkisi ortaya çýkmakta ve aktif/pasif oraný tekrar<br />

düþmektedir. Demografik olarak, sosyal güvenlik sistemi için kýsa ve orta vadede olumlu<br />

bir tablo gözükse de uzun vadede sistemin sorunlarý devam etmektedir.<br />

96


Þekil 5.26. Kadýnlar, Erkekler ve Toplam Ýçin Aktif/Pasif Oranlarý: 2010-2050<br />

97


6 B Ö L Ü M<br />

YAÞLILIK (EMEKLÝLÝK) SÝGORTA<br />

SÝSTEMÝNÝN GELÝR-GÝDER<br />

DENGELERÝ


6. YAÞLILIK (EMEKLÝLÝK) SÝGORTA SÝSTEMÝNÝN GELÝR-<br />

GÝDER DENGELERÝ<br />

Sosyal güvenlik sistemi kapsamýndaki nüfusun 2050'ye dek izleyeceði patikaya iliþkin<br />

buraya kadar açýklanan projeksiyonlar ýþýðýnda, sosyal güvenlik sisteminin gelir ve<br />

giderlerinin seyrini kestirmek mümkündür. Bu bölümde ilk olarak, sosyal güvenlik<br />

sisteminin gelir projeksiyonlarý açýklanmaktadýr.<br />

6.1. Emeklilik Sigortasý Prim Gelirlerinin Seyri<br />

6.1.1. Gelirlerin Seyrine Ýliþkin Baz Senaryo<br />

Sosyal güvenlik sisteminin prim geliri, farklý yaþ gruplarýnda çalýþanlardan ve iþverenlerden<br />

alýnan yasal katkýlara dayanmaktadýr. Dolayýsýyla prim gelirleri, çalýþanlarýn ücretlerinin<br />

bir oraný olarak aþaðýdaki gibi hesaplanabilir:<br />

Burada Gt sosyal güvenlik kurumunun gelirini göstermektedir. Çt,y, t zamanýnda y yaþýnda<br />

olan aktifleri; wt , t zamanýndaki prime esas ücret gelirini ve pt, t zamanýndaki prim<br />

oranýný göstermektedir. Denklemdeki ey terimi ise, yaþ etkinlik endeksidir. Cilasun (2009)<br />

ve Yaþar (2010) çalýþmalarýnda da tartýþýldýðý gibi, Türkiye'de ücret geliri yaþa göre, diðer<br />

ülkelerdekine benzer bir biçimde deðiþmektedir. (11) no.lu denkleme eklenen yaþ<br />

endeksi, t zamanýnda farklý yaþlarda (dolayýsýyla farklý deneyim ve beceri düzeylerinde)<br />

olan bireylerin ücretlerinin ayný t zamanýnda geçerli olan ortalama ücret düzeyi olan<br />

wt 'den sapmalarýný yansýtmaktadýr.<br />

(11) no.lu denklemde tanýmlanan prim gelirlerinin zaman içinde alacaðý deðerleri<br />

hesaplamanýn ilk adýmý olarak, ücretin yaþa göre daðýlýmýný gösteren yaþ etkinlik endeksi<br />

ey hesaplanmýþtýr. Bunu yaparken, Deaton (1985) tarafýndan önerilen düzmece panel<br />

(pseudo panel) yapýsý benimsenmiþtir. Elde detaylý panel verisi olmadýðý durumlarda,<br />

kesit verilerden oluþturulan gruplar aracýlýðýyla panel veri setine benzeyen bir yapýnýn<br />

oluþturulabileceðini öneren Deaton'ý (1985) izleyerek, ücretin yaþ gruplarýna göre nasýl<br />

farklýlaþtýðý, 2003, 2004 ve 2005 yýllarý için Hanehalký Bütçe Anketi verileri kullanýlarak<br />

incelenmiþtir. Yaþ gruplarý için ücret gelirleri kesit anket veri setlerinden derlenerek,<br />

farklý yýllarda yaþ gruplarýna göre ücret geliri düzeyi yaþ grubunun ortalamasý olarak<br />

hesaplanmýþtýr. Ortalama ücretin baðýmlý deðiþken; yaþ, yaþýn karesi, yaþýn üçüncü kuvveti<br />

(kübü) ve yýl kukla deðiþkeninin açýklayýcý deðiþkenler olduðu bir en küçük kareler<br />

(EKK) regresyonu ile ücret üzerindeki saf yaþ etkileri polinom olarak elde edilmiþtir.<br />

Elde edilen yaþ endeksi polinomunun grafiði, Þekil 6.1'de sunulmuþtur. Þekil, Türkiye'de<br />

ücretlerin Cilasun (2009)'da ve Yaþar (2010)'da da vurgulandýðý gibi kambur bir yaþ<br />

profiline sahip olduðunu göstermektedir.<br />

101<br />

(11)


Þekil 6.1. Yaþa Göre Ücret Deðiþimini Gösteren Yaþ Etkinlik Endeksi<br />

Gelirlerin (11) no.lu denklemle ifade edilen seyri, 2010-2050 dönemi için, Bölüm<br />

4.2.1'de tarif edildiði gibi hesaplanan deðiþik yaþtaki aktiflerin sayýsý (Çt,,y) ile bu bölümde<br />

hesaplanan yaþ etkinlik endeksi (ey) deðerlerini kullanmak suretiyle hesaplanabilir.<br />

Analizimizin baz yýlý olan 2010'da sosyal güvenlik sistemi gelirinin 100 birim olarak<br />

alýnmasý ve 2010-2050 arasý ortalama ücretin her yýl için 1 birime normalize edilmesi<br />

durumunda, (11) no.lu denklemdeki prim oraný, 0,0084 olarak hesaplanmaktadýr.<br />

Gerçekte toplanan primlerin oranýndan farklý olan bu oran, ortalama ücrette zaman<br />

içinde gözlenecek deðiþikliklerin sistemin prim gelirleri üzerinde yapacaðý etkileri<br />

bastýrarak hesaplanan ve böylece, sadece ve sadece demografik deðiþimin etkilerine<br />

odaklanmayý mümkün kýlan teorik bir orandýr.<br />

Demografik deðiþimin etkileri, bahsi geçen demografik deðiþikliklerin yaþlýlýk sigorta<br />

prim gelirlerinde baz yýlý olan 2010 gelirlerine referansla gerçekleþen artýþlar cinsinden<br />

ifade edilmektedir.<br />

6.1.2. Gelirlerin Seyrinde Ýyimser ve Kötümser Sapmalar<br />

Açýktýr ki, bir sosyal güvenlik sisteminin yaþlýlýk sigortasý (emeklilik) prim gelirlerinin,<br />

bugünden 40 yýla uzanan bir gelecekte gözlenmesi beklenen seyrine iliþkin kestirimlerde<br />

sapmalar olmasýný mümkün kýlan çok sayýda neden vardýr. Bu çalýþmada etkilerine<br />

odaklandýðýmýz demografik deðiþimin bizzat kendisi, mükemmelen öngörülmesi son<br />

derece güç bir süreçtir. Ayrýca iþgücüne katýlým oranlarýnda ve sosyal güvenlik sistemine<br />

kayýtlý istihdamda gözlenebilecek dalgalanmalar ile bunlarýn, kestirimlerde kullandýðýmýz<br />

varsayýmlarda yol açacaðý mükemmelen öngörülemeyecek sapmalar da, sosyal güvenlik<br />

102


sistemi kapsamýndaki nüfusun ve dolayýsýyla sosyal güvenlik büyüklüklerinin seyri için<br />

önemli imalara sahiptir. Bu yüzden, sosyal güvenlik kurumu gelir ve gider büyüklüklerini<br />

hesaplarken, kritik deðiþkenlerin içinde yer almasý olasý bantlarý ya da deðer aralýklarýný<br />

göz önüne almakta yarar vardýr.<br />

Sosyal güvenlik sistemi kapsamýndaki nüfusun içerisinde kalacaðý bandýn sýnýrlarý,<br />

iþgücüne katýlým oranýndaki ve sosyal güvenlik sistemine kayýtlý istihdam payýndaki<br />

deðiþiklikler kurgulanarak hesaplanabilir. Kadýnlar ve erkeklerin farklý yaþ gruplarýndaki<br />

iþgücüne katýlým ve sosyal güvenlik kayýtlýlýðýnýn seyri deðiþtirilerek iyimser ve kötümser<br />

senaryolar kurgulanabilir ve bu senaryolara karþýlýk gelen alt bant ve üst bantlar<br />

hesaplanabilir. Alt ve üst bantlarýn hesaplamasý (7), (9) ve (10) numaralý denklemler<br />

yardýmýyla gerçekleþtirilebilir. Bunlardan (7)'nin 15 yaþ üstü nüfusu iþgücüne; (9)'un<br />

iþgücünü toplam istihdama ve (10)'un da sosyal güvenliðe kayýtlý istihdamý toplam<br />

istihdama baðladýðý hatýrlanarak,<br />

lfpr t,c,y<br />

ifadesi yazýlabilir. Bu denklem t zamanýnda, c cinsiyetinde ve y yaþ grubunda olan sosyal<br />

güvenlik sistemine kayýtlý çalýþanlarý (Çt,c,y), ayný gruptaki 15 yaþ üstü kurumsal olmayan<br />

nüfusa (Nt,c,y) doðrudan baðlar.<br />

Ýþgücüne katýlým oraný, lfpr, ile sosyal güvenlik kayýtlýlýk oraný, , deðerlerindeki<br />

dalgalanmalar sosyal güvenliðe kayýtlý istihdamda da dalgalanmalara yol açacaktýr. Toplam<br />

kayýtlý çalýþan sayýsýnýn, sosyal güvenliðe kayýtlý çalýþanlarýn toplam istihdam içindeki<br />

payý ile iþgücüne katýlým oranlarýnda olabilecek deðiþikliklere tepkisini, denklem (12)'nin<br />

iki tarafýndaki toplam deðiþimin matematiksel ifadesi yardýmýyla hesaplamak mümkündür 12 :<br />

Denklem (13), yaþ ve cinsiyete göre iþgücüne katýlým oraný lfprt,c,y ile yine yaþ ve<br />

cinsiyete göre sosyal güvenliðe kayýtlý istihdam oraný t,c,y'nin alabileceði farklý deðerlerin<br />

alt ve üst-sýnýrlarý yardýmýyla sosyal güvenlik kapsamýndaki çalýþan aktiflerin içinde<br />

seyredebileceði bir bant bulunmasýna izin verir. Bu bantýn hesaplanmasý için, yüksek<br />

katýlým ve kayýtlýlýk oranlarýna dayalý bir iyimser senaryo ile düþük katýlým ve kayýtlýlýk<br />

oranlarýna dayalý bir kötümser senaryo kurgulanmýþtýr.<br />

12 Denklemde dN terimini içeren bir ifadenin yer almamasý nüfusun sabit olduðu izlenimi verse de, buradaki<br />

analiz nüfusun zaman içerisindeki olaðan seyrine (kullanýlan projeksiyonlarda öngörüldüðü biçimde) devam<br />

ettiðini reddetmemektedir. Denklem nüfusun projekte edilen seyrini veri alýrken, iþgücüne katýlým oraný ve sosyal<br />

güvenliðe kayýtlý istihdam oranýndaki deðiþmelerin, aktif çalýþan sayýsýnýn zaman içinde izleyeceði patikalarý nasýl<br />

farklýlaþtýracaðýný göstermektedir. Bir baþka deyiþle buradaki toplam türev zamana göre deðil, demografik yapýnýn<br />

altýnda yatan parametre deðerlerine göredir.<br />

103<br />

(12)<br />

(13)


Yüksek oranlara dayalý iyimser senaryo için þu varsayýmlar yapýlmýþtýr:<br />

• Erkeklerde iþgücüne katýlým oraný, lfprt,c,y, ile sosyal güvenlik kayýtlýlýk oraný, t,c,y<br />

tüm yaþ gruplarý için 2010 yýlýndan 2050 yýlýna kadar doðrusal bir biçimde toplamda<br />

% 2,5 artmaktadýr. Yani her bir yaþ grubundaki erkek çalýþanlar için baz senaryodaki<br />

katýlým oraný, her yýl sabit bir oranda ve 2010=100 (indeks) deðerinden baþlayarak<br />

2050=102,5 deðerine ulaþacak þekilde yavaþ yavaþ artýrýlmaktadýr. Dolayýsýyla iþgücü,<br />

baz senaryoya kýyasla, daha yukarýda ve eðimi yavaþ yavaþ artan bir patika<br />

izlemektedir.<br />

• Kadýnlarda, iþgücüne katýlým oraný, lfprt,c,y tüm yaþ gruplarý için 2010 yýlýndan<br />

2050 yýlýna kadar doðrusal bir biçimde toplamda % 5 artmaktadýr.<br />

• Sosyal güvenlik kayýtlýlýk oraný t,c,y ise hem kadýnlar hem de erkekler için % 2,5<br />

artýrýlmaktadýr.<br />

Düþük oranlara dayalý kötümser senaryo için ise þu varsayýmlar yapýlmýþtýr:<br />

• Erkeklerde iþgücüne katýlým oraný, lfprt,c,y, ve sosyal güvenlik kayýtlýlýk oraný, t,c,y<br />

tüm yaþ gruplarý için 2010 yýlýndan 2050 yýlýna kadar doðrusal bir biçimde toplamda<br />

% 2,5 düþmektedir. Yani her bir yaþ grubundaki erkek çalýþanlar için baz senaryodaki<br />

katýlým oraný, 2010=100 (indeks) deðerinden baþlayarak 2050=97,5 deðerine ulaþacak<br />

þekilde yavaþ yavaþ azaltýlmaktadýr.<br />

• Kadýnlarda ise iþgücüne katýlým oraný, lfprt,c,y, zaten çok düþük olduðundan bu<br />

senaryoda ele alýnan indirim düþük tutulmuþtur. Bu senaryoya göre, kadýnlarda<br />

iþgücüne katýlým oraný, lfprt,c,y, ve sosyal güvenlik kayýtlýlýk oraný, t,c,y tüm yaþ<br />

gruplarý için 2010 yýlýndan 2050 yýlýna kadar doðrusal bir biçimde toplamda % 1<br />

düþmektedir.<br />

Bu varsayýmlar altýnda, sosyal güvenlik kapsamýndaki çalýþanlar (aktifler) için elde<br />

edilen bant, Þekil 6.2'de görselleþtirilmiþtir. Þekle göre, 2010'da 13.382.000 olan aktif<br />

sayýsý, 2050'ye dek artarak 34,6 - 38,1 milyon aralýðýnda bir deðere ulaþacaktýr (baz<br />

senaryo altýndaki 2050 deðeri 35.889.000).<br />

Þekil 6.2. Toplam Aktifler Alt ve Üst Senaryo Seyri<br />

104


Ýyimser ve kötümser senaryolar çerçevesinde hesaplanan prim ödeyen (aktif) çalýþan<br />

sayýlarý ýþýðýnda, emeklilik sistemi gelirlerinin 2010-2050 dönemi boyunca içinde seyretmesi<br />

beklenen bandý oluþturmak da mümkündür. Aktif çalýþan sayýlarýnýn içinde seyretmesi<br />

beklenen Þekil 6.2'deki aralýðý tanýmlayan deðerlerin, gelirlerin hesabýnda kullanýlan (11)<br />

no.lu denkleme yerleþtirilmesi suretiyle bulunan prim gelirleri aralýðý Þekil 6.3'de<br />

sunulmuþtur.<br />

Þekil 6.3. Alt ve Üst Senaryolarda Sosyal Güvenlik Prim Gelirleri Seyri<br />

Bu sonuçlarý yorumlarken hatýrlanmasý gereken önemli bir husus, rapor edilen<br />

sonuçlarýn, reel ücretin 2010 düzeyinde kaldýðý ve sosyal güvenlik parametrelerinin<br />

deðiþmediði varsayýmý altýnda elde edildiðidir. Bir baþka deyiþle, Þekil 6.3'te görselleþtirilen<br />

sonuçlar, prim gelirlerinde sadece demografik etkilere baðlý olarak ortaya çýkmasý<br />

beklenen mütevazý artýþý, 100 birime normalize edilen 2010 yýlý prim gelirlerine referansla<br />

göstermektedir. Yapýlan hesaplamalar 2010-2050 döneminde sosyal güvenlik sistemi<br />

prim gelirlerinin alt senaryoda 100 birimden 256 birime, üst senaryoda ise yaklaþýk 286<br />

birime çýkacaðýna iþaret etmektedir. Her iki senaryoda da gözlenen artýþýn sebebi, etkin<br />

emekteki artýþtýr. Nüfusun yaþlanma eðilimine raðmen, yaþ etkinliðinin en yüksek olduðu<br />

30-40 yaþ grubundaki (Þekil 6.1.) aktif çalýþan sayýsý artmakta; dolayýsýyla etkin emekte<br />

artýþ olmaktadýr.<br />

105


6.2. Emeklilere Yapýlan Ödemelerin Seyri<br />

6.2.1. Ödeme Giderlerinin Seyrine Ýliþkin Baz Senaryo<br />

Türkiye'de sosyal güvenlik sistemindeki önemli bir sorun, sistemin verdiði ciddi<br />

boyutlardaki açýklardýr. Bu bakýmdan, mevcut çalýþma benzeri bir çalýþma açýsýndan<br />

açýklarýn seyri, ele alýnmasý gereken önemli bir sorudur. Bunun yapýlabilmesi yani sistemin<br />

açýklarýnýn 2010-2050 dönemindeki gidiþatýnýn kestirilebilmesi için, sistemin gelirlerine<br />

ek olarak, giderlerinin de öngörülmesi gereklidir.<br />

Bu yapýlýrken ilk olarak, analizin baz yýlý olan 2010'da sistemin prim gelirlerinin<br />

emeklilere yapýlan ödemeleri karþýlama oranlarýna bakýlmalýdýr. SGK 2010 Yýllýðýnýn Mali<br />

Ýstatistikler kýsmýnda 2010 yýlý için devlet katkýsý hariç prim gelirlerinin, emekli aylýðý ve<br />

saðlýk ödemelerini karþýlama oraný % 60 olarak verilmiþtir. Diðer bir deyiþle ödemeler,<br />

gelirlerin yaklaþýk 1,66 katýdýr. Buradaki analizde göz önüne alýnan giderlere dair yapýlan<br />

hesaplamalarýn, gelir hesaplamalarý ile tutarlý olmasý için, gelirlerin 100'e normalize edilen<br />

baz yýlý deðerine karþýlýk, 2010 yýlýndaki giderleri de 166'ya eþitlenmiþtir 13 .<br />

Ýkinci olarak, 2010-2050 dönemi için oluþturulan demografik dinamikler ile sistemin<br />

giderleri birbirine baðlanmalýdýr. 2010-2050 dönemi giderleri bu çerçevede incelenirken<br />

iki grup bireyin varlýðýna dikkat edilmelidir. Birinci gruptaki kiþiler, 2010 öncesinde<br />

emekli olan ve bu çalýþmanýn kapsadýðý 2010-2050 döneminin baþý itibarýyla emekli<br />

stokuna dahil olup, maaþ almakta olan kiþilerdir (pasifler). Bu birinci grupta yer alan<br />

pasiflerin emekli maaþlarý, 2010 öncesinde geçerli olan sosyal güvenlik mevzuatý<br />

çerçevesinde hesaplanarak ilgili kiþilere baðlanmýþ olan maaþlardýr. Ýkinci grup ise, 2010<br />

ve sonrasýnda emekli olanlarý içerir. Giderlerinin 2010-2050 dönemindeki seyri incelenirken<br />

bu ikinci gruptaki kiþilerin emekli maaþlarýnýn hesaplanmasý da yapýlmalýdýr.<br />

Giderlerin hesaplanmasýnda ilk adým olarak emekli maaþýnýn, maaþ hesaplanmasýna<br />

esas teþkil eden gelirle nasýl iliþkili olduðu incelenmelidir. Türkiye sosyal güvenlik<br />

sisteminde emekli maaþý, emekli olan bireyin çalýþýrken elde ettiði gelirin bir oraný<br />

üzerinden baðlanýr. Çalýþýrken elde edilen gelirin ne kadarýnýn emekli maaþý olacaðýný<br />

gösteren orana "aylýk baðlama oraný" veya kýsaca baðlama oraný denir. Sistem giderlerinin<br />

seyrini, gelirlerinkine benzer biçimde öngörebilmek üzere, emekli maaþlarýnýn<br />

hesaplanmasýna, bunun için de bir baðlama oraný deðerine ihtiyaç vardýr.<br />

13 Yapýlan gelir-gider dengesi analizi yaþlýlýk (emeklilik) sigortasý prim gelirleri ile emekli aylýk ödemeleri arasýndaki<br />

farkýn 2050'ye kadar seyrine odaklandýðýndan, prim gelirlerinin 100'e normalize edilen baþlangýç yýlý deðeri ile<br />

uyumlu bir emeklilik maaþ gider tutarýna ihtiyaç vardýr. Yani hesaplamalara esas teþkil eden kurumsal gelir ve<br />

gider deðerleri, ayný ödeme türlerini içermelidir. Hem gelir hem de giderin 2010 yýlýnda, baðýmlýlara yapýlan<br />

ödemeler ve saðlýk harcamalarýndan net olarak emeklilere yapýlan maaþ ödemelerini içermesi gereklidir. SGK<br />

Ýstatistik Yýllýklarý'nda gider olarak emekli maaþlarý, baðýmlýlara yapýlan ödemeler, karþýlýksýz ödemeler ve saðlýk<br />

harcamalarý alt kalemleri bulunabilmektedir. Fakat prim gelirleri toplam olarak verilmekte, saðlýk ve emekli maaþý<br />

geliri olarak ayrýþtýrýlmamaktadýr. Dolayýsýyla, burada prim gelirlerinin maaþ ve saðlýk giderlerini karþýlama<br />

oranýnýn % 60 olduðu bilgisinden hareket edilmiþtir.<br />

106


Baðlama oraný, 2010 yýlýnda ödenen toplam emekli maaþ tutarý ve emekli maaþý<br />

hesaplama yöntemi kullanýlarak hesaplanabilir. 2010 yýlýndaki emekli maaþ giderleri þu<br />

þekilde hesaplanabilir:<br />

Denklem (14), 2010 yýlýnda SGK tarafýndan yapýlan toplam emekli maaþý (EM) ödeme<br />

giderlerini (X); o yýl y yaþ grubunda olan emeklilerin sayýsý, E2010,y, ile bu kiþilerin<br />

maaþlarýnýn (EM2010,y) çarpýmýnýn tüm yaþ gruplarý üzerinde toplamý olarak ifade<br />

etmektedir. Burada yaþ gruplarýna göre emekli sayýlarý, Bölüm 4.2.2'de açýklandýðý biçimde<br />

hesaplanmýþtýr. 2010 yýlýnda sistemin giderlerinin, prim gelirlerinin 1,66 katý olmasýndan<br />

hareketle, giderlerin baz tutarý 166 deðerinde sabitlenmiþtir. Baðlama oranýna ulaþmak<br />

için gereken diðer bilgi, 2010 yýlýnda emekli maaþýnýn nasýl hesaplandýðýdýr.<br />

Çalýþmada, 2010 yýlýndan önce ve sonra baðlanan emekli maaþlarýnýn farklý yöntemlerle<br />

hesaplandýðýndan hareket edilmiþtir. 2010 yýlýnda y yaþýnda olup, bu tarihten önce<br />

emekliye ayrýlmýþ olan bir kiþinin emekli maaþý, son çalýþtýðý dönemde eline geçen gelirin<br />

ortalama baðlama oraný ile çarpýlmasý suretiyle hesaplanýr:<br />

Denklem (15)'e göre, 2010 yýlýnda y yaþýnda olan bir emeklinin emekli olurken baðlanan<br />

maaþý, (y-R) yýl önce R yaþýnda iken emekli olmasýndan hemen önce eline geçen gelirin<br />

baðlama oraný, b, ile çarpýlmasý ile elde edilir. (14) ve (15) birlikte kullanýlarak<br />

eþitliði yazýlabilir. Sistemin emeklilik maaþ giderleri, yaþ etkinlik endeksleri, ücretler ve<br />

emekli birey sayýlarý veri iken, ortalama baðlama oranýnýn 2010 yýlý deðeri (16) yardýmýyla<br />

hesaplanabilir. Ancak bu hesaplamanýn tamamlanmasý için ek bir bilgiye daha ihtiyaç<br />

vardýr. 2010 yýlýnda emekli statüsünde olan farklý yaþlardaki bireyler, geçmiþte farklý<br />

yýllarda emekli olmuþlardýr. Dolayýsýyla bu kiþilerin emekli maaþý hesabýna esas teþkil<br />

eden ücret gelirleri ve dolayýsýyla da emekli maaþlarý farklýlaþmalýdýr. 2010 yýlýnda farklý<br />

yaþlardaki emeklilerin emekli maaþlarýndaki farklýlaþmayý yansýtmak için, Dünya Bankasý<br />

WDI veri tabanýndan Türkiye'de 1987-2011 dönemi kiþi baþý reel gelir artýþý hesaplanmýþtýr.<br />

1987-2011 döneminde kiþi baþý reel gelir yýlda ortalama % 2,72 artmýþtýr. Dolayýsýyla 2010<br />

yýlýnda emekli maaþý almakta olan farklý yaþlardaki bireylerin maaþlarýnýn bu oranda<br />

farklýlaþtýðý varsayýlmýþtýr. Bu büyüme varsayýmý ve (16) kullanýlarak, 2010 yýlýnda baðlama<br />

oraný 0,03 olarak hesaplanmýþtýr.<br />

Baðlama oraný ve gelirin seyri veri iken 2010-2050 döneminde sosyal güvenlik sisteminin<br />

giderlerinin nasýl seyredeceði hesaplanabilir. Fakat bu seyrin hesaplanýlmasýndan önce,<br />

iki ek noktayý daha vurgulamak gereklidir.<br />

107<br />

(14)<br />

(15)<br />

(16)


Ýlk olarak; 2010 sonrasýnda emekli maaþý hesaplama yönteminin deðiþtiði varsayýlmýþtýr.<br />

Baðlama oraný hesaplamasýna esas teþkil eden (15), emekli maaþýnýn emekli olmadan<br />

hemen önceki gelirin bir oraný olduðunu varsayar. Fakat bu yaklaþým, yakýn geçmiþte<br />

tamamlanmýþ olan sosyal güvenlik sistemi reformu ile deðiþmiþtir. Yürürlükteki mevzuata<br />

göre, emekli maaþýnýn hesaplanmasýnda emekli olan bireyin prim ödeyerek çalýþtýðý tüm<br />

süre ya da bütün çalýþma yaþamýndaki kazançlarý esas olarak alýnmaktadýr. Bu çerçevede,<br />

ilk önce bireyin yaþam boyu ortalama geliri, prim ödenen dönemlerdeki gelirin aðýrlýklý<br />

ortalamasý olarak hesaplanýr. Söz konusu ortalama bu çalýþmada<br />

eþitliði ile hesaplanmaktadýr. (17) d yýlýnda doðup, A yaþýnda (yani t=d+A yýlýnda)<br />

çalýþmaya baþlayan ve R yaþýnda (yani t=d+R yýlýnda) emekli olan, dolayýsýyla R-A dönem<br />

çalýþan bir bireyin yaþam boyu ortalama gelirinin (YBOG) yaþ etkinlik endeksleri ve<br />

ücretlerin yýllara göre seyri veri iken nasýl hesaplanacaðýný göstermektedir. 2010 sonrasýnda<br />

emekli olan kiþilerin emekli maaþlarýnýn hesaplanmasýnda (17) no.lu denklem esas<br />

alýnacaktýr.<br />

Vurgulanmasý gereken ikinci nokta, baðlanan emekli maaþlarýnýn reel olarak sabit<br />

kalacaðý varsayýmýdýr. Diðer bir ifadeyle, t zamanýnda hesaplanýp baðlanan emekli maaþý,<br />

yaþ ve zaman ilerlese de reel olarak sabit kalacaktýr. Sözgelimi 2015 yýlýnda emekli olan<br />

bir bireye, emekli olduðunda 1 TL'lik maaþ baðlanmýþ ise 2016 yýlýnda, bu birey bir yaþ<br />

daha yaþlandýðýnda, aldýðý emekli maaþýnýn reel deðeri hala 1 TL olacaktýr.<br />

6.2.2. Ödeme Giderlerinin Seyrine Ýliþkin Ýyimser ve Kötümser<br />

Senaryolar<br />

Hiç kuþkusuz, yaþlýlýk sigortasý (emeklilik) prim gelirlerinin seyrine benzer biçimde,<br />

giderlerin bugünden 40 yýla uzanan bir gelecekte gözlenmesi beklenen seyrine iliþkin<br />

kestirimlerde de sapmalar olmasýna yol açabilecek çok sayýda neden vardýr. Yukarýda<br />

da vurgulandýðý gibi, bu çalýþmanýn etkilerine odaklandýðý demografik deðiþimin bizzat<br />

kendisi, mükemmelen öngörülmesi son derece güç bir süreçtir. Bunun yaný sýra iþgücüne<br />

katýlým oranlarý ya da sosyal güvenlik sistemine kayýtlý istihdamda gözlenebilecek<br />

dalgalanmalar ile bunlarýn, kestirimlerde kullanýlan varsayýmsal deðerlerde yol açacaðý<br />

sapmalar da, sosyal güvenlik sistemi kapsamýndaki nüfusun ve dolayýsýyla giderlerin<br />

seyri için de önemli imalara sahiptir. Bu yüzden, kritik deðiþkenlerin içinde yer almasý<br />

olasý bantlar ya da deðer aralýklarý, sosyal güvenlik kurumu gider büyüklüklerini<br />

hesaplarken de göz önüne alýnmalýdýr.<br />

Emekli olup emekli maaþý almakta olan nüfusun (pasif sayýlarýnýn) seyrine iliþkin<br />

bantlarýn alt ve üst deðerlerinin hesaplanmasýnda, prim ödeyen aktiflerin seyrine iliþkin<br />

108<br />

(17)


iyimser ve kötümser senaryolar esas alýnmýþtýr. Hesaplamalarda yapýlan temel varsayým,<br />

t zamanýnda c cinsiyetinde ve y yaþýndaki pasiflerin sayýsýnýn, t-1 zamanýnda c cinsiyetinde,<br />

y-1 yaþýndaki aktiflerle orantýlý olduðudur. Dolayýsýyla, alt ve üst senaryolarda pasiflerin<br />

sayýsý hesaplanýrken þu eþitliðe baþvurulmuþtur:<br />

Bu denklemde Et,c,y belli bir t yýlýnda y yaþýnda olan c cinsiyetinden emekli (pasif)<br />

sayýlarýný, Çt-1,c,y-1 ise bir yýl önce, bir yaþ daha genç olan c cinsiyetinden prim ödeyenleri<br />

(aktifleri) göstermektedir. Denklem belli bir yýlda, asgari prim ödeme süresini doldurmaya<br />

izin veren belli bir yaþtaki aktif çalýþanlarýn bir kýsmýnýn ertesi yýlda emekliye ayrýldýklarýný<br />

göstermektedir. 0 ile 1 arasýnda deðerler almasý gereken t,c,y parametreleri emekli olmaya<br />

hak kazanmýþ olan ve çalýþmaya devam etmesi mümkün olan çalýþanlardan ne kadarýnýn<br />

emekli olmayý seçtiðini belirlemektedir. Denklemdeki t,c,y parametrelerinin deðerleri,<br />

alt ve üst senaryolara esas teþkil eden orta senaryodaki kadýn ve erkek aktif ve pasif<br />

sayýlarý kullanýlarak 2010-2050 dönemi için hesaplanmýþtýr. Maaþ alan emeklilerin<br />

(pasiflerin) alt ve üst senaryolarda alacaðý deðerler, hesaplanan t,c,y parametreleri ile<br />

prim ödeyen çalýþan (aktif) sayýlarýný tanýmlayan bant deðerlerini (18) no.lu denkleme<br />

yerleþtirmek suretiyle hesaplanmýþtýr. Emekli sayýsýnýn alt ve üst senaryolar altýnda<br />

beklenen seyri Þekil 6.4'te görülebilir. Þekle göre, 2010'da 6,173 milyon olan pasif sayýsý,<br />

2050'ye dek 16,862 milyona eþit olan baz senaryo deðerini de kapsayan 16,299 milyon<br />

- 17,913 milyon aralýðý içinde bir deðere ulaþacaktýr.<br />

109<br />

(18)<br />

Þekil 6.4. Toplam Pasifler Alt ve Üst Senaryo Seyri


Þekil 6.5'de de, giderlerin (maaþ ödemelerinin) 2010-2050 dönemi boyunca, yukarýda<br />

verilen emekli sayýsý aralýklarýyla uyumlu olmak üzere izlediði bant sunulmuþtur. Bantlarýn<br />

hesaplanmasýnda baðlama oraný, 2010 dönemi düzeyinde sabit alýnmýþtýr. Üst bantta<br />

iþgücüne katýlým ve sosyal güvenlik sistemine kayýtlýlýk oranýndaki artýþ, yaþlanan nüfus<br />

etkisi ile birleþmektedir. Dolayýsýyla giderler üst sýnýrý 2050'de 449 birim düzeyine<br />

çýkmaktadýr. Emeklilik yaþýndaki artýþlara raðmen, emekli maaþ ödemelerindeki artýþlarýn<br />

yaþlanan nüfusla birlikte artacaðý görülmektedir.<br />

Þekil 6.5. Alt ve Üst Senaryolarda Sosyal Güvenlik<br />

Emekli Maaþ Ödeme Giderleri<br />

6.3. Sosyal Güvenlik Sistemi Emeklilik Sigortasý Gelir-Gider<br />

Dengelerinin Seyri: Genel Deðerlendirme<br />

Alt ve üst senaryolara göre hesaplanan çalýþan ve emekli sayýlarýndan, daðýtým esaslý<br />

sistemlerde bir emekliyi kaç çalýþanýn finanse ettiðine dair önemli bir gösterge olan<br />

aktif/pasif oranýný da hesaplamak mümkündür. Alt senaryo, üst senaryo ve orta senaryo<br />

için elde edilen aktif/pasif oranlarý Þekil 6.6a'da sunulmuþtur.<br />

Þekil 6.6a'daki grafikler aktif/pasif oranýnýn 2010-2050 dönemindeki seyrinin önce<br />

artýþlarla baþlayýp sonralarý düþtüðünü göstermektedir. Emeklilik hak ediþ yaþýndaki<br />

artýþlarýn emeklilerin sayýsýndaki artýþý yavaþlatmasý yüzünden aktif/pasif oraný baþlangýçta<br />

artmaktadýr. Fakat daha sonra yaþlanan nüfus etkisinin baskýn hale gelmesiyle, bu oranda<br />

kalýcý bir düþüþ eðilimi gözlemlenmektedir.<br />

110


Þekil 6.6a. Aktif/Pasif Oranlarýnýn Alternatif Senaryolarda Seyri<br />

Þekil 6.6a'da görüldüðü gibi, ele alýnan senaryolardaki aktif/pasif oranlarý birbirine<br />

çok yakýn seyretmektedir. Bu oranýn alternatif senaryolar altýndaki seyrini orta ya da baz<br />

senaryodan sapmalar biçiminde tanýmlamak farklarý görmeyi kolaylaþtýrmaktadýr. Þekil<br />

6.6b, iyimser ve kötümser senaryolarýn betimlediði alt ve üst bantlardaki aktif/pasif<br />

oranlarýnýn orta senaryodan sapmalarýný yüzde olarak göstermektedir.<br />

Þekil 6.6b. Alternatif Senaryolarda Aktif/Pasif Oranýnýn<br />

Orta Senaryodan Yüzde Sapmalarý<br />

111


Þekil 6.7 emeklilik sistemi gelirlerinin giderlerine oranýný (bir baþka deyiþle, gelirlerin<br />

giderleri karþýlama oranýný) göstermektedir. Alternatif senaryolarda gözlemlenen ortak<br />

nokta, gelirlerin 2018 yýlýna kadar giderlerden daha hýzlý arttýðýdýr. Gelirler giderleri hiçbir<br />

zaman yakalayamasa da, emekliliði hak ediþ yaþý artýþlarý sayesinde gelirlerin giderleri<br />

karþýlama oranýnda 2018 yýlýna dek sürecek bir düzelme beklenmektedir. Fakat ilerleyen<br />

dönemlerde, yaþlanan nüfus ve artan pasif sayýsý ile birlikte, giderlerin artýþ hýzý daha<br />

yüksek olmaktadýr. Nitekim Þekil 6.7, 2010-2050 döneminin baþýnda yükselen gelir-gider<br />

oranýnýn dönemin son yýllarýna kadar kararlý biçimde düþeceðine, dönem sonunda tekrar<br />

toparlanmaya baþlayacaðýna iþaret etmektedir. 2043'ten sonra ortaya çýkan bu toparlanma,<br />

2000'lerin baþýnda yürürlüðe giren emeklilik hak ediþ yaþý artýþlarýnýn etkilerinin de artýk<br />

tam olarak görülmesinin bir sonucudur. Nitekim Tablo 5.1'den görülebileceði üzere,<br />

2043 sonundan itibaren 60 yaþ altýnda emekli kalmayacaktýr. Ayrýca artan emeklilik yaþý<br />

ile birlikte 2034 sonrasýnda yaþ etkinlik endeksi ve dolayýsýyla ücret geliri nispeten düþük<br />

50-54 yaþ grubunun da çalýþmaya devam etmesi, yaþam boyu ortalama gelirin düþmesine<br />

ve dolayýsýyla baðlanan emekli maaþlarýnýn düþmesine yol açacaktýr. Bu nedenlerle,<br />

gelirlerin giderleri karþýlama oranýnda 2018'e kadar gözlenen düzelmenin, 2018 yýlýndan<br />

2043 yýlýna dek sürecek bir dönem boyunca tersine döndükten sonra, 2050'ye doðru<br />

tekrar yukarý yönlü bir trende dönmesi beklenmelidir. Bu geç yükselmeden sonra, prim<br />

gelirlerinin giderleri karþýlama oranýnýn 2050 deðeri, 2010'dakinden 2 puan kadar yüksek<br />

olacaktýr.<br />

Þekil 6.7. Sosyal Güvenlik Gelir/Gider Oraný<br />

112


7 B Ö L Ü M<br />

SONUÇ<br />

VE<br />

DEÐERLENDÝRME


7. SONUÇ VE DEÐERLENDÝRME<br />

Bir ülkenin demografik geçiþ süreci boyunca nüfusunun yaþ profilinde gözlenen<br />

deðiþim, aktif/pasif oranlarýnýn seyri üzerine yaptýðý, zamana yayýlan etki yoluyla sosyal<br />

güvenlik sisteminin gelir-gider dengelerini de etkilemektedir. Bu çalýþmada yapýlan analiz,<br />

Türkiye için bu dengelerin zaman içindeki evrimini, diðer ekonomik etkileri susturmak<br />

(ya da kontrol etmek) ve sadece demografik faktörlerin etkilerine yoðunlaþmak suretiyle<br />

ele almýþtýr. Yapýlan hesaplamalar, önümüzdeki dönemde Türkiye'yi bekleyen nüfus<br />

yaþlanmasýnýn, zorunlu emeklilik sigortasýnda zaten bozuk olan gelir-gider dengelerini<br />

daha da kötüleþtirmeye aday olduðunu göstermektedir. Nitekim emeklilerin dul ve<br />

yetimlerine yapýlan ödemeler hiç hesaba katýlmaksýzýn bile, yaþlanmakta olan nüfusun,<br />

devletçe daðýtým esaslý olarak sunulan zorunlu yaþlýlýk (emeklik) sigortasýnýn yükünü<br />

gözle görülür biçimde artýracaðý anlaþýlmaktadýr.<br />

Öte yandan, emekli maaþý baðlatmayý yaþa baðlý olmaktan çýkartmak baþta olmak<br />

üzere 1970'lerde baþlayan ve 1990'lara kadar uygulanan popülist politikalarýn vahim<br />

sonuçlarýndan alýnan derslerle, (1999'dan baþlayarak) yürürlüðe sokulan bir dizi reform<br />

sayesinde Türkiye, nüfus yaþlanmasýnýn etkilerine daha hazýrlýklý hale gelmiþtir. Gerçekten<br />

de bu çalýþmanýn 5. ve 6. bölümlerindeki analizden, özellikle emekli maaþý baðlatma<br />

yaþýna iliþkin olarak halen yürürlükte olan ve gelecekte girmesi karar baðlanmýþ olan<br />

artýþlarýn, nüfus yaþlanmasýnýn emeklilik sistemi üzerinde yaratacaðý ek yükü karþýlama<br />

yönünde atýlmýþ çok isabetli adýmlar olduðu anlaþýlmaktadýr. Þöyle ki,<br />

• Emekli maaþý baðlatma yaþýnýn artmasý emeklilerin yaþ daðýlýmýnda yoðunluðun<br />

daha yüksek yaþlara doðru kaymasýna yol açmaktadýr. Çalýþmadaki hesaplamalara<br />

temel teþkil eden projeksiyonlara da net biçimde yansýyan bu durum, hem aktiflerin<br />

sayýsýnýn emekliliðe baðlý olarak düþme hýzýný hem de pasiflerin sayýsýnýn artma<br />

hýzýný yavaþlatmak suretiyle aktif/pasif oranlarýnýn iyileþmesine katkýda bulunmaktadýr.<br />

• Analizimizin sadece demografik etkilere odaklanmasý, aktif/pasif oranýnýn seyri ile<br />

emeklilik sistemi gelir-gider dengeleri arasýnda zaten var olan paralelliði (5.32a ve<br />

5.33 no.lu þekillerden de görüldüðü gibi) iyice netleþtirmektedir: Prim gelirlerinin<br />

maaþ giderlerini karþýlama oraný, aktif/pasif oraný ile ayný yönde hareket etmektedir.<br />

Aktiflerin artýþ hýzýnýn artmasý gelirlerin; pasif sayýsýndaki artýþýn hýzlanmasý ise<br />

giderlerin artmasýna yol açmaktadýr.<br />

• Emekli maaþýný hak etmek için yasal olarak gereken asgari yaþýn artmasý, çalýþmayý<br />

býrakýp fiilen emekli olanlarýn yaþ ortalamasýný bu asgari yaþ ve üstüne doðru<br />

çekmek suretiyle aktif/pasif oranýnýn ve dolayýsýyla gelirlerin giderleri karþýlama<br />

oranýnýn iyileþmesine katkýda bulunmaktadýr. Gerçekten de bireylerin asgari prim<br />

ödeme süresini doldurur doldurmaz çalýþmayý býrakmalarý halinde, yaþlarýndan<br />

baðýmsýz olarak maaþ almaya baþlamalarý garanti olmaktan çýktýðý için, emeklilik<br />

kararýnýn ertelenmesi eðilimi güçlenmektedir. Bu eðilimin sonucu olarak fiili<br />

115


emeklilik, asgari çalýþma (ve prim ödeme) süresinin dolduðu yaþtan, maaþ almaya<br />

baþlayabilmek için gereken asgari yaþa ve ötesine doðru kaymaktadýr. Bu da hem<br />

prim ödeme süresinin uzamasýna hem de emeklinin kendisine yapýlacak maaþ<br />

ödeme süresinin kýsalmasýna yardým etmek suretiyle, sistem gelirlerinin giderleri<br />

karþýlama oranýnda bir iyileþme saðlamaktadýr.<br />

• Gelir-gider dengelerinin seyrinin buradaki analizine temel teþkil eden projeksiyonlarda<br />

da gözlenen ve yukarýdaki sonuçlarla uyumlu bir baþka eðilim, zaman geçtikçe,<br />

ileri yaþlarda iþgücüne katýlým oranlarýnýn düþmesidir. Ýþgücüne katýlým oranlarýndaki<br />

düþüþ 2050'ye yaklaþýldýkça erkeklerde 65 yaþ üstünde, kadýnlarda ise 60 yaþ üstünde<br />

bariz hale gelmektedir. Bu gözlem yukarýda sözü edilen emeklilik kararýnýn<br />

ertelenmesi senaryosuyla tutarlýdýr. Emekliliði hak ediþ yaþýndaki artýþlar, bireylerin<br />

kayýtlý olarak istihdam edildikleri iþlerden erken yaþta emekli olup maaþ baðlattýktan<br />

sonra ikinci bir iþte kayýtsýz olarak çalýþma imkanlarýný kýsýtlamaktadýr. Yakýn geçmiþte<br />

çokça rastlanan bu durum yavaþ yavaþ kaybolmaktadýr. Dolayýsýyla, önümüzdeki<br />

dönemde nispeten ileri yaþlardaki bireyler ya çalýþmaya devam edecek ya da emekli<br />

maaþý baðlatabilecekleri yaþa geldikten sonra gerçekten emekli olacak ve kayýtsýz<br />

olarak çalýþacaklarý bir iþ bulmaya çalýþmak yerine, normal bir emekli hayatý yaþamaya<br />

baþlayacaklardýr.<br />

Emeklilik maaþý baðlatmak için yasal olarak gereken asgari yaþ arttýkça artan fiili<br />

emeklilik yaþý, emeklilerin toplam nüfus içindeki oranýnýn artmasýný yavaþlatan bir rol<br />

oynarken, bu sürece paralel olarak ilerleyen nüfus yaþlanmasý sürecinin ters yönde bir<br />

etki yaratmasý aktif/pasif oranýnýn seyri açýsýndan ilginç bir dinamik yaratmaktadýr.<br />

Aktif/pasif oranýnýn hem iyimser hem de kötümser senaryolar altýndaki 2010-2050 dönemi<br />

seyrine bakýldýðýnda (Þekil 6.7.), oranýn 2020'lerin baþýna kadar artýþ göstereceði, ardýndan<br />

tekrar düþmeye baþlayacaðý anlaþýlmaktadýr. Baþlangýçtaki yükselme, artan emeklilik<br />

yaþýnýn etkilerinin nüfus yaþlanmasý sürecinin etkilerine baskýn gelmesi sonucudur.<br />

Ýzleyen dönemde ise, nüfus yaþlanmasýnýn etkilerinin emeklilik yaþý artýþlarýnýn etkisini<br />

bastýracaðý; baþlangýçta sayýsý hýzla artan aktif çalýþanlarýn ilerleyen zaman içinde emekliye<br />

ayrýlmaya baþlamalarýyla aktif/pasif oranýnýn da tekrar düþmeye baþlayacaðý anlaþýlmaktadýr.<br />

Bir baþka deyiþle, mevcut mevzuata ek düzenlemeler yapýlmadýðý takdirde, emeklilik<br />

yaþ artýþlarýnýn sistemin gelir-gider dengesi üzerinde kýsa vadede yaratacaðý olumlu<br />

etkiler, nüfus yaþlanmasýnýn orta ve uzun vadede ivme kazanmasýný takiben kaybolmaya<br />

baþlayacak ve sistemin finansman sorunlarý tekrar baþ gösterecektir. Daha somut belirtmek<br />

gerekirse, prim gelirlerinin emekli maaþ ödemelerini karþýlama oranýnda 2018'e kadar<br />

gözlenmesi beklenen düzelmeyi, 2018'den 2040'larýn baþýna kadar sürecek bir bozulma<br />

dönemi izleyecektir. Prim gelirlerinin emeklilere yapýlacak ödemeleri karþýlama oranýndaki<br />

bu bozulmanýn, 2050'ye doðru tekrar düzelmeye baþlamasý beklenmektedir 14 . Analizin<br />

ufuk yýlý olan 2050'ye gelindiðinde, gelirlerin giderlere oraný tekrar, aþaðý yukarý, baz<br />

yýlý olan 2010'daki deðerine dönmüþ olacaktýr.<br />

14 Bu düzelme, 2050'ye doðru emekli maaþlarýnýn seyrinin deðiþmesinden kaynaklanmaktadýr. 2010-2050<br />

döneminde, emekli maaþlarýnýn hesaplanmasýna yaþam boyu ortalama gelirin esas teþkil ettiði varsayýlmýþtýr.<br />

2050'ye yaklaþtýkça, emeklilik yaþýnýn artmasý ile, yaþam boyu ortalama gelir düþmektedir. Bu düþüþ, emekli<br />

maaþlarýna düþüþ olarak yansýmaktadýr. Dolayýsýyla 2040 sonrasýnda sosyal güvenlik sistemi gelir/gider oranýndaki<br />

trendin tersine dönmesi ihtimali mevcuttur. Fakat bu trendin, emeklilerin bütçelerinde bir daralma çerçevesinde<br />

ortaya çýktýðýna, dolayýsýyla yaþlanmýþ bir toplumda olumsuz refah etkilerine sahip olabileceðine dikkat edilmelidir.<br />

116


Bu noktada iki husus gözden kaçýrýlmamalýdýr. Bunlardan birincisi, analizimizin<br />

emeklilerin dul ve yetimlerine yapýlan ödemeleri hesaba katmadýðýdýr. Oysa ki Türk<br />

emeklilik sistemi geleneksel olarak, bu yönden hep cömert olmuþ; emekli olduktan<br />

sonra vefat edenlerin geride býraktýklarý baðýmlýlara özellikle (evlenmemiþ ya da dul<br />

kalmýþ kýz çocuklara) aktüeryal dengeleri bozacak kadar uzun sürelerle maaþ ödenmiþtir.<br />

5510 sayýlý Kanunda yapýlan düzenlemelerle bu harcamalarý kýsmen kýsma yönünde<br />

atýlan kimi adýmlara raðmen, Kanunun yürürlük öncesi döneme ait istisnalarý dolayýsýyla<br />

sistemin bu anlamda cömertliði sürmektedir. Ýkinci nokta, gelirlerin giderleri karþýlama<br />

oranýnýn 2020'lere doðru yükseldikten sonra, Türkiye'nin önündeki demografik fýrsat<br />

penceresinin kapanmaya ve nüfusun yaþlanmaya baþlamasý ile tekrar düþerek 2050'lerde<br />

2010'lar seviyesine geri dönmesinin imalarý ile ilgilidir. Gelirlerin giderleri karþýlama<br />

oranýnýn 2050'de 2010'lardaki seviyesine dönmesi, 2050'deki açýk miktarýnýn da 2010<br />

deðerine döndüðü anlamýna gelmemektedir. Böyle olmasý halinde aradan geçen sürede<br />

gözlenecek milli gelir artýþýnýn açýðý daha katlanýlabilir kýlacaðý düþünülebileceðinden,<br />

bu yanýlgýdan kaçýnmak açýsýndan, gelirlerin giderleri karþýlama oranýnda baþa dönülmesinin<br />

açýk miktarýnýn da ayný deðere dönmesi demek olmadýðý not edilmelidir. Buradaki<br />

analizden çýkan sonuçlardan anlaþýlan, gelirlerin giderleri karþýlama oraný itibarýyla,<br />

2050'de gelinen noktanýn 2010'larýn baþýndakine benzer olacaðýdýr. Yoksa açýðýn kendisi<br />

büyümeye devam edecektir. Dolayýsýyla emeklilik maaþ baðlatma yaþlarýndaki yükseltmelere<br />

raðmen, nüfus yaþlanmasýnýn baskýsýyla artma eðiliminde olan açýk miktarýný kontrol<br />

altýna almak için ek önlemler alýnmasý gerekecektir.<br />

Alýnabilecek ek önlemler konusuna gelindiðinde, alternatiflerin kýsýtlý olduðu<br />

görülmektedir. Nitekim Türkiye, 1999'u izleyen süreçte, emeklilik sistemi açýklarýyla<br />

mücadele etmek üzere denenebilecek parametrik reform alternatiflerini büyük ölçüde<br />

devreye sokmuþ bulunmaktadýr. Uluslararasý rekabetçilik gücü kaygýlarý prim artýþlarýný<br />

bir seçenek olmaktan çýkartmýþ; gündemden düþürmüþtür (bkz. Tablo 4.6 ve 4.7). Kaldý<br />

ki, kayýt dýþýlýðýn bu kadar yaygýn olduðu ve haksýz rekabete yol açtýðý bir ülkede,<br />

elemanlarýný kayýtlý çalýþtýran iþverenlerin karþýlaþtýðý istihdam maliyetlerini daha da<br />

artýrmak kabul edilebilir bir çözüm deðildir. Maaþ baðlama oranlarýnda yapýlan son<br />

indirimlerden sonra, burada da daha fazla hareket alanýnýn siyaseten kalmadýðý açýktýr<br />

(Sayan, 2006). Açýklarla mücadelede kullanýlabilecek son parametrik reform aracý olan<br />

emeklilik yaþý konusunda, halen yürürlüðe girmiþ olan artýþlarýn yaný sýra gelecekte de<br />

yürürlüðe girmesi takvime baðlanmýþ olanlarýn varlýðý bu yönde de fazla manevra alaný<br />

býrakmamaktadýr.<br />

Bu þartlar altýnda, önümüzdeki dönemde ivmesi artarak devam edecek olan nüfus<br />

yaþlanmasý sürecine iliþkin yapýlacak en önemli iki hazýrlýk; prim gelirlerini, kayýt dýþýlýkla<br />

mücadele (Sayan, 1999) ve kadýnlar baþta olmak üzere, çalýþma yaþýndaki nüfusun<br />

iþgücüne katýlým oranlarýný artýrmak suretiyle (bkz. Þekil 4.2) yükseltmek olarak<br />

gözükmektedir. Kayýt dýþýlýkla topyekûn ve uzun vadeli bir mücadelenin kararlýlýkla<br />

sürdürülmesi þarttýr. Ancak bu mücadeleden kastedilenin zabýta önlemlerinden ibaret<br />

olmadýðý açýktýr. Kayýt dýþýlýðý besleyen faktörler arasýnda, muhtemelen kayýtlý istihdamýn<br />

117


maliyetlerinin yüksekliðinden bile daha önemli olup, daha üst sýrlarda yer alan iki<br />

tanesinden birincisinin çalýþma yaþýndaki nüfusun eðitim düzeyinin çok düþük olmasý;<br />

ikincisinin ise baþta imalat sanayi olmak üzere, yaygýn iþletme ölçeðinin küçüklüðü<br />

olduðu unutulmamalýdýr. Bu iki sorunun da giderilmelerinin uzun zamana yayýlacaðý,<br />

ancak ikisinde de mesafe kat edilmesinin sadece kayýt dýþýlýkla mücadele ve o yolla<br />

emeklilik sigortasý sunumunun açýklarýný kapatmak için deðil; Türkiye'nin orta gelir<br />

tuzaðýna düþmeksizin büyümeye devam etmesi için de gerekli olduðu açýktýr.<br />

Bu çalýþmanýn asýl konusu olmasý itibarýyla, emeklilik sistemi gelir-gider dengeleri<br />

açýsýndan bakýldýðýnda, kayýt dýþýlýk ile mücadelede saðlanacak baþarý, prim gelirlerini<br />

farklý kanallardan etkiler. Nitekim sosyal güvenlik sistemlerinin iþleyiþi bakýmýndan kayýt<br />

dýþý çalýþmanýn üç görüntüsü vardýr. Bunlar; çalýþanlarýn hiç bildirilmemesi (kaçak<br />

sigortalýlýk), çalýþýlan gün sayýsýnýn ya da prime esas kazançlarýn eksik bildirilmesidir.<br />

Hiç bildirilmeyenlerin kayýtlýlýk altýna alýnmasý, daha önce prim ödemeyenlerin ödemeye<br />

baþlayacaklarý primlerden oluþan yeni ve ek bir gelir kaynaðý yaratýr. Kayýt altýna alýnanlar<br />

ne kadar gençse, emekli maaþý almaya baþlamalarý o kadar uzun sürecek ve yapacaklarý<br />

prim ödemelerinin sistemin gelirlerine yapacaðý net katký o ölçüde büyüyecektir. Kayýtlý<br />

sigortalýlarýn çalýþma gün sayýsý ve prime esas kazançlarýnýn düþük bildirilmesinin<br />

önlenmesi ile saðlanacak gelir artýþý ise, daðýtým esaslý sosyal güvenlik sistemi baðlamýnda<br />

(11) no.lu denklemde w t ile gösterilen ortalama prime esas kazanç miktarýnýn artmasýndan<br />

kaynaklanacaktýr. Nitekim SGK; Kuruma prim ödeyen 4/a'lý (eski SSK'lý) sigortalýlarýn<br />

% 47'sinin prime esas kazanç alt sýnýrýndan prim ödediði tesbitinden hareketle aylýk prim<br />

ve hizmet belgelerinde gerçekçi kazanç beyanýný saðlamak üzere "meslek kodu"<br />

uygulamasýný baþlatmýþtýr. Tablo 4.8'den de görülebileceði üzere; prime esas kazançlarýn<br />

düþük bildirilmesi 4/b'li (eski Bað-Kur'lu) sigortalýlar için daha da vahim bir görüntü arz<br />

etmekte, sigortalýlarýn tamamýna yakýný en düþük gelir diliminden prim ödemektedir.<br />

Kayýt dýþýlýkla mücadelenin bu boyutunda saðlanacak olumlu geliþmeler, gelecek dönem<br />

gelir projeksiyonlarýna dair düzelme beklentilerini, yalnýzca aktif sigortalý sayýsýndaki<br />

artýþ senaryosuna kýyasla daha daha iyimser kýlacaktýr.<br />

Bu çerçevede gençler ve kadýnlarýn yaný sýra gezici ve geçici (mevsimlik) tarým<br />

iþçilerinin kayýt altýna alýnma ve sosyal güvenlik kapsamýna sokulmasý da önemlidir.<br />

Tarým iþgücü içinde %10-15 arasýnda bir büyüklüðe sahip olduðu kabul edilen bu kitlenin<br />

son yýllardaki büyüklüðünün 600-900 bin çalýþan seviyesine ulaþtýðý düþünüldüðünde,<br />

bunlarýn kapsama alýnmasýnýn sosyal sigorta programlarýnýn aktif sigortalý sayýsýný önemli<br />

ölçüde artýrabileceði anlaþýlmaktadýr.<br />

Ýþgücüne katýlýmýn artýrýlmasý konusundaki adýmlarýn ise belli yaþ gruplarýný hedef<br />

alarak atýlmasý gerekmektedir. Örneðin, buradaki hesaplamalara esas projeksiyonlarda<br />

gözlenen bir eðilim, 15-19 yaþ grubunda iþgücüne katýlýmýn hem erkekler hem de kadýnlar<br />

için düþmekte olduðudur. Emeklilik için ödenen primleri artýrmak amacýyla iþgücüne<br />

katýlým oranýnýn yükseltilmesini teþvik etme yönündeki yukarýda zikredilen önermeyle<br />

çeliþir gözükse de, bu yaþ grubunun iþgücüne katýlýmýnýn azalmasý, eðitime devam<br />

118


nedeniyle olduðu sürece daha da özendirilmesi gereken bir davranýþtýr. Öte yandan<br />

Türkiye'nin, 15-19 ve yine eðitim yaþlarýný kapsayan 20-24 yaþ grubunun dýþýnda kalan<br />

diðer tüm yaþ gruplarýndaki bireylerin, özellikle de kadýnlarýn iþgücüne katýlým oranlarýný<br />

arttýrmak için aktif çaba göstermesi gerekmektedir. % 25'lerde gezen iþgücüne katýlým<br />

oranlarýyla, çalýþma yaþýndaki nüfusunun yarýsýndan etkin biçimde yararlanamayan<br />

Türkiye'nin bu nüfusu atýl býrakma lüksü yoktur. Bu çerçevede, ekonomik açýdan<br />

eriþilebilir ve kaliteli çocuk bakým hizmetleri sunumunun teþvik edici düzenlemelerle<br />

yurt çapýnda yaygýnlaþtýrýlmasý gibi önlemlerin yaný sýra daha ileri yaþlardaki kadýnlarýn<br />

iþgücüne katýlýmýný olumsuz etkileyen baðýmlý ödemelerini, vefat eden eþlerden baðlanan<br />

aylýklarýn düzeyi gibi konularý yeniden düþünmekte fayda vardýr. Kadýnlara eþlerinden<br />

baðlanacak miktarlarý ve çalýþmaya baþladýklarý takdirde yapýlacak kesintileri, onlarý<br />

çalýþmaktan caydýrmayacak düzeylerde tutmak, çalýþtýklarý takdirde kendileri ve iþverenlerinin<br />

ödeyecekleri primleri de hesaba katarak saptamak gerekmektedir.<br />

Diðer taraftan iþgücüne katýlým oranlarýnýn artmasýnýn, çalýþan sayýsýný ve emeklilik<br />

sisteminin prim gelirlerini artýrabilmesinin, iþgücüne katýlan bireylerin kayýtlý çalýþacak<br />

iþler bulmalarýna baðlý olduðu unutulmamalýdýr. Örneðin, burada yapýlan projeksiyonlar,<br />

genç iþsizliði azalsa da, kayda deðer düzeylerde seyretmeye devam edeceðini göstermektedir.<br />

Erkeklerde iþsizlik oranýnýn 20-24 yaþ grubu için 2010 yýlýndaki % 22'lik düzeyinden<br />

2050'de % 14'e; 25-29 yaþ grubunda ise % 14'ten % 9'a düþeceði tahmin edilmektedir.<br />

Sorunun boyutlarýnýn, kadýnlar için daha büyük olmasý beklenmektedir. 15-35 yaþ<br />

grubundaki kadýnlarýn iþsizlik oranýnýn 2010-2050 döneminde % 10'un altýna inmeyeceði,<br />

20-24 yaþ grubunda ise % 20 ve üstünde seyredeceði öngörülmektedir. Bu gruplar için<br />

iþsizlik oranlarýnýn gerçekten bu düzeylerde seyretmesi durumunda, iþgücüne katýlým<br />

oranlarýnda yükselme olsa bile, bunun sisteme ek gelir yaratma kapasitesini önemli<br />

ölçüde sýnýrlayacaðý açýktýr.<br />

Sonuç olarak, emekli maaþ baðlatma yaþýna iliþkin olarak halen yürürlükte olan ve<br />

gelecekte girmesi karara baðlanmýþ olan artýþlar, nüfus yaþlanmasýnýn emeklilik sistemi<br />

üzerinde yaratacaðý ek yükü karþýlama yönünde atýlmýþ çok isabetli adýmlar olsa da,<br />

bunlarýn emeklilik sigortasý sunumundan kaynaklanacak açýklarý önlemekte tek baþlarýna<br />

yeterli olmayacaðý anlaþýlmaktadýr. Ancak Türkiye'nin, 1999'u izleyen süreçte, emeklilik<br />

sistemi açýklarýyla mücadele etmek üzere denenebilecek parametrik reform alternatiflerini<br />

büyük ölçüde devreye soktuðu düþünülürse, açýklarý kabul edilebilir seviyede tutmak<br />

üzere kullanýlabilecek ek politikalarýn daha yaratýcý biçimde tasarlanmasý gerekmektedir.<br />

Bunlar arasýnda, sonuç alýnmasý uzun döneme yayýlacak olsa da hem ek prim geliri<br />

yaratma potansiyellerinin büyüklükleri itibarýyla hem de ekonomik ve sosyal geliþmenin<br />

diðer amaçlarýyla da uyumlu olmalarý itibarýyla öncelik verilmesi gereken iki politikadan<br />

birincisinin, kayýt dýþý istihdam ile ciddi, kapsamlý ve sorunun temel nedenlerinin<br />

farkýndalýðýna dayalý bir mücadele yürütülmesi; ikincisinin ise, kadýnlar baþta olmak<br />

üzere eðitim yaþý dýþýndaki gruplarýn iþgücüne katýlma oranlarýnýn yükseltilmesi olacaðý<br />

düþünülmektedir.<br />

119


KAYNAKLAR<br />

Alper, Y (1999). " Yeni Bir Yüzyýla Girerken, Yeniden Yapýlanmanýn Eþiðindeki Sosyal<br />

Güvenlik" ÇÝMENTO -ÝÞVEREN, cilt:13, Sayý:2-3; Mart-Mayýs-1999.<br />

Alper, Y. (2009). Sosyal Güvenlik, Uludað Üniversitesi, Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi,<br />

Bursa.<br />

Alper, Y.(2011). "Sosyal Güvenlik Reformu ve Finansmanla Ýlgili Beklentiler" Sosyal<br />

Güvenlik Dergisi, 2011, 1.<br />

Alper, Y. (2012). "Saðlýk Harcamalarýnýn Seyri ve Sosyal Güvenlik Sistemimize Etkileri",<br />

ÝÞVEREN, Cilt:50, Sayý:5, Eylül-Ekim 2012.<br />

Alper, Y.-Ýmrahoroðlu, S.-Sayan, S. (2004). Türk Emeklilik Sisteminde Reform: Mevcut<br />

Durum ve Alternatif Stratejiler, TÜSÝAD Yayýn No:2004/11-382. Ýstanbul.<br />

Arabacý, R.Y. - Alper, Y. (2010). "Sosyal Güvenlik Reformunun Yaþlýlýk Aylýklarýna<br />

Etkisi:Yoksulluk Yaratan Bir Sosyal Güvenlik Sistemi", Amme Ýdaresi Dergisi, Cilt:43,<br />

Sayý:2.<br />

Cichon, M.,; Scholz, W., Meerendonk, A.V., Hagemejer, K, Bertranou, F. ve Plamondon,<br />

P. (2004). Financing Social Protection, International Labour Organisation, Geneva.<br />

Cilasun, S. M. (2009). Income, Consumption and Saving Behavior of Turkish Households.<br />

Yayýnlanmamýþ Doktora Tezi. Orta Doðu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü:<br />

Ankara.<br />

Deaton, A. (1985). "Panel Data from Time Series of Cross-sections," Journal of Econometrics,<br />

30(1-2): 109-126.<br />

DPT (2000). VIII. BYKP, Sosyal Güvenlik Özel Ýhtisas Komisyonu Raporu, Ankara-2000.<br />

Du Pont, P. (2000). Demographic Destiny of Social Security, Testimonies and Speeches<br />

in US Congrees, July 27, 2000,<br />

EHRLÝCH, I.; KIM J. (2005). " Social Security, Demographic Trends and Economic Growth:<br />

Theory and Evidence From The International Experience" NBER, Working Paper, 11121.<br />

120


Ercan, H. (2007). Demographic Trends and Rural-to-Urban Migration in Turkey: Implications<br />

for the Labor Market and Education. Background paper prepared for the World Bank<br />

Youth Employment Study. Eriþim Tarihi: 1 Eylül 2012.<br />

Güner, E. (2011). Sosyal Güvenlik Emeklilik Sisteminde Karar Almaya Yönelik Model<br />

Önerisi. Hazine Müsteþarlýðý Hazine Uzmanlýðý Yeterlik Tezi. Hazine Müsteþarlýðý: Ankara.<br />

Hoþgör, Þ. ve A. Tansel, (2010). 2050'ye Doðru Nüfusbilim ve Yönetim: Eðitim, Ýþgücü,<br />

Saðlýk ve Sosyal Güvenlik Sistemine Yansýmalar. TÜSÝAD Yayýn No: TÜSÝAD-T/2010/11/505.<br />

TÜSÝAD: Ýstanbul.<br />

Hoþgör, Þ. ve A. Tansel (2010). 2050'ye Doðru Nüfusbilim ve Yönetim: Eðitim, Ýþgücü,<br />

Saðlýk ve Sosyal Güvenlik Sistemine Yansýmalar. Türk Sanayicileri ve Ýþadamlarý Derneði-<br />

Birleþmiþ Milletler Nüfus Fonu. TÜSÝAD Yayýn No: TÜSÝAD-T/2010/11/505. TÜSÝAD:<br />

Ýstanbul.<br />

ILO (2004b). A Fair Globalisation: Creating Opportunities For All. International Labour<br />

Organisation, First Edition, ILO: Geneva.<br />

ILO (2006). "Social Security for all: Investing in Global Social and Economic Development:<br />

a consultation", Issues In Social Protection, Discussion Paper 16, Geneva,<br />

http://www.globalaging.org/pension/world/2007/ssforall.pdf<br />

ILO (2010), Extending Social Security To All: A Guide Through Challenges and Options,<br />

International Labour Office, Social Security Department, Geneva.<br />

ILO (2011). Economically Active Population Estimates and Projections 1990-2020 (6th<br />

Ed.) http://laborsta.ilo.org/applv8/data/EAPEP/eapep_E.html Eriþim Tarihi: 1 Eylül 2012.<br />

ILO (2011c). Social Protection Flor For a Fair and Inclusive Globalisation, International<br />

Labour Office, Geneva.<br />

ILO (2004a). Social Security: A New Consensus, International Labour Organisation,<br />

Geneva.<br />

ILO (2005). "Social Protection as a Productive Factor", For Debate and Guidance,<br />

Committee on Employment and Social Policy, ILO, Geneva.<br />

http://www.ilo.org/public/english/standards/relm/gb/docs/gb294/pdf/esp-4.pdf<br />

ILO (2011a). World Social Security Report 2010/11: Providing Coverage in Times of Crisis<br />

and Beyond, International Labour Organisation, Geneva.<br />

121


ILO (1989). From Pyramid To Pillar: Population Change and Social Security In Europe,<br />

ILO, Geneva, 1989.<br />

ISSA (2010). "Demographic Changes and Social Security: Challenges and Opportunities",<br />

World Social Security Forum. 30.th ISSA General Assembly, December, 2010.<br />

Oðuz, K. (2012). "Sosyal Güvenlik Sisteminin Sürdürülebilirliði" Onuncu Plan Sosyal<br />

Güvenlik Özel Ýhtisas Komisyonu Taslak Raporu, Ankara-2012.<br />

Sayan, S. (2001). "Nüfus, Ýþgücü Piyasalarý ve Sosyal Güvenlik Politikalarý," A. Þahinöz<br />

(Der.), Türkiye Ekonomisi: Sektörel Analiz içinde, Türkiye Ekonomi Kurumu: Ankara,<br />

s. 432-457.<br />

Sayan, S. (1999). "Türkiye'deki Yaþlýlýk (Emeklilik) Sigorta Prim Kaçaklarýnýn Toplumsal<br />

ve Bireysel Maliyetleri," ASO Medya (Eylül), s. 40-54.<br />

Sayan, S. (2002). "Turning Potential Retirees into Workers: Pension Reform Act of 1999<br />

and Beyond in Turkey," Middle East Business and Economic Review 38(5): 54-70.<br />

Sayan, S. (2006). "Political Economy of Pension Reform," S. Altuð ve A. Filiztekin (Der.),<br />

The Turkish Economy: The Real Economy, Corporate Governance and Reform içinde,<br />

Routledge-Curzon: Londra, s. 252-275.<br />

Sayan, S. (2009). "Sosyal Güvenlik," N. Özkaramete-Coþkun (Der.), Türkiye Ekonomisi<br />

Yeni Yapý: 2000-2008 içinde, Ýmaj Yayýnevi: Ankara, s. 135-151.<br />

Sayan, S. ve A. Kiracý (2001a). "Parametric Pension Reform with Higher Retirement Ages:<br />

A Computational Investigation of Alternatives for a Pay-As-You-Go Based Pension<br />

System," Journal of Economic Dynamics and Control, 25(6-7): 951-966.<br />

Sayan, S. ve A. Kiracý (2001b). "Identification of Parametric Policy Options for Rehabilitating<br />

a Pay-As-You-Go Based Pension System: An Optimisation Analysis for Turkey,"Applied<br />

Economics Letters 8(2): 89-93.<br />

SGK (2010). Ýstatistik Yýllýðý 2010, www.sgk.gov.tr (eriþim tarihi Aðustos 2012)<br />

SGK (2011). Sosyal Güvenlik Kurumu 2011 Ýstatistik Yýllýðý, Sosyal Güvenlik Kurumu,<br />

Ankara.<br />

T.C. HÜKÜMETÝ; ILO, Sosyal Güvenlik Reformu: Özet Raporu, Hizmete Özel, Ankara-<br />

1996.<br />

122


Tansel, A. (2012). 2050'ye Doðru Nüfusbilim ve Yönetim: Ýþgücü Piyasasýna Bakýþ. Türk<br />

Sanayicileri ve Ýþadamlarý Derneði-Birleþmiþ Milletler Nüfus Fonu. TÜSÝAD Yayýn No:<br />

TÜSÝAD-T/2012/11/536, Ýstanbul.<br />

Tuncay, C.-Alper, Y. (1997). Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yeniden Yapýlanma,<br />

TÜSÝAD, Yayýn No: TÜSÝAD-T/97-10/217, Ýstanbul.<br />

TÜSÝAD (1999). "Türkiye'nin Fýrsat Penceresi: Demografik Dönüþüm ve Ýzdüþümleri",<br />

Yayýn No: TÜSÝAD-T/99-1-251, Ýstanbul.<br />

United Nations (2001). "World Public Sector Report: Globalization and The State:2001",<br />

Economic and Social Affairs", New York.<br />

United Nations (2008). Development and Globalisation: Facts and Figures. United Nations<br />

Conference on Trade and Development,<br />

World Bank (1994). Averting The Old Age Crisis: Policies to Protect The Old and Promote<br />

Growth, World Bank Policy Research Report, Oxford University Press (Summary).<br />

Yaþar, S. (2010). Cohort Analysis of Informal Sector in Turkey. Yayýnlanmamýþ Yüksek<br />

Lisans Tezi. Orta Doðu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü: Ankara.<br />

123


EKLER<br />

EK-1 Tablolar<br />

Ek Tablo 1: 506 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (SSK'lý) Kadýnlarýn<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný<br />

Kaynak: 4759 Sayýlý Kanun'dan derleme ve yazarlarýn hesaplamalarý.<br />

2002'deki yaþýn hesaplanmasýnda, sigortalýlarýn sisteme 20 yaþýnda<br />

girdiði varsayýlmýþtýr.<br />

124


Ek Tablo 2: 506 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (SSK'lý) Erkeklerin<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný<br />

Kaynak: 4759 Sayýlý Kanun'dan derleme ve yazarlarýn hesaplamalarý.<br />

2002'deki yaþýn hesaplanmasýnda, sigortalýlarýn sisteme 20 yaþýnda<br />

girdiði varsayýlmýþtýr.<br />

125


Ek Tablo 3: 5434 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (ES'li) Kadýnlarýn<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný<br />

Kaynak: 4759 Sayýlý Kanun'dan derleme ve yazarlarýn hesaplamalarý.<br />

2002'deki sigortalýlýk süresi hesaplanýrken, kadýnlarýn emekliliði 20 yýl aktif<br />

olduktan sonra hakettikleri varsayýlmýþtýr. Dolayýsýyla 2002'deki sigortalýlýk<br />

süresi, 20 yýldan 2002'de emeklilik hakediþe kalan yýl sayýsý çýkarýlarak<br />

hesaplanmýþtýr. 2002'deki yaþýn hesaplanmasýnda sigortalýlarýn sisteme 20<br />

yaþýnda girdiði varsayýlmýþtýr.<br />

126


Ek Tablo 4: 5434 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (ES'li) Erkeklerin<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný<br />

Kaynak: 4759 Sayýlý Kanun'dan derleme ve yazarlarýn hesaplamalarý.<br />

2002'deki sigortalýlýk süresi hesaplanýrken, erkeklerin emekliliði 25 yýl aktif<br />

olduktan sonra hakettikleri varsayýlmýþtýr. Dolayýsýyla 2002'deki sigortalýlýk<br />

süresi, 25 yýldan 2002'de emeklilik hakediþe kalan yýl sayýsý çýkarýlarak<br />

hesaplanmýþtýr. 2002'deki yaþýn hesaplanmasýnda sigortalýlarýn sisteme 20<br />

yaþýnda girdiði varsayýlmýþtýr.<br />

127


Ek Tablo 5: 1479 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (Bað-Kur'lu) Kadýnlarýn<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný<br />

Kaynak: 4759 Sayýlý Kanun'dan derleme ve yazarlarýn hesaplamalarý.<br />

2002'deki sigortalýlýk süresi hesaplanýrken, kadýnlarýn emekliliði 20 yýl aktif<br />

olduktan sonra hakettikleri varsayýlmýþtýr. Dolayýsýyla 2002'deki sigortalýlýk<br />

süresi, 20 yýldan 2002'de emeklilik hakediþe kalan yýl sayýsý çýkarýlarak<br />

hesaplanmýþtýr. 2002'deki yaþýn hesaplanmasýnda sigortalýlarýn sisteme 20<br />

yaþýnda girdiði varsayýlmýþtýr.<br />

128


Ek Tablo 6: 1479 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (Bað-Kur'lu) Erkeklerin<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný<br />

Kaynak: 4759 Sayýlý Kanun'dan derleme ve yazarlarýn hesaplamalarý. 2002'deki<br />

sigortalýlýk süresi hesaplanýrken, erkeklerin emekliliði 25 yýl aktif olduktan sonra<br />

hakettikleri varsayýlmýþtýr. Dolayýsýyla 2002'deki sigortalýlýk süresi, 25 yýldan 2002'de<br />

emeklilik hakediþe kalan yýl sayýsý çýkarýlarak hesaplanmýþtýr. 2002'deki yaþýn<br />

hesaplanmasýnda sigortalýlarýn sisteme 20 yaþýnda girdiði varsayýlmýþtýr.<br />

129


Ek Tablo 7: 2926 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (Bað-Kur'lu) Kadýnlarýn<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný<br />

Kaynak: 4759 Sayýlý Kanun'dan derleme ve yazarlarýn hesaplamalarý. 2002'deki<br />

sigortalýlýk süresi hesaplanýrken, kadýnlarýn emekliliði 20 yýl aktif olduktan sonra<br />

hakettikleri varsayýlmýþtýr. Dolayýsýyla 2002'deki sigortalýlýk süresi, 20 yýldan 2002'de<br />

emeklilik hakediþe kalan yýl sayýsý çýkarýlarak hesaplanmýþtýr. 2002'deki yaþýn<br />

hesaplanmasýnda sigortalýlarýn sisteme 20 yaþýnda girdiði varsayýlmýþtýr.<br />

130


Ek Tablo 8: 2926 Sayýlý Kanuna Göre Sigortalý Olan (Bað-Kur'lu) Erkeklerin<br />

4759 Sayýlý Kanuna Göre Emekli Olma Yaþ Sýnýrý ve Zamaný<br />

Kaynak: 4759 Sayýlý Kanun'dan derleme ve yazarlarýn hesaplamalarý. 2002'deki<br />

sigortalýlýk süresi hesaplanýrken, erkeklerin emekliliði 25 yýl aktif olduktan sonra<br />

hakettikleri varsayýlmýþtýr. Dolayýsýyla 2002'deki sigortalýlýk süresi, 25 yýldan<br />

2002'de emeklilik hakediþe kalan yýl sayýsý çýkarýlarak hesaplanmýþtýr. 2002'deki<br />

yaþýn hesaplanmasýnda sigortalýlarýn sisteme 20 yaþýnda girdiði varsayýlmýþtýr.<br />

131


EK-2 Þekiller<br />

Ek Þekil 1: 15+ Kurumsal Olmayan Erkek Nüfusu: 15-34 Yaþ<br />

Ek Þekil 2: 15+ Kurumsal Olmayan Erkek Nüfusu: 35-54 Yaþ<br />

132


Ek Þekil 3: 15+ Kurumsal Olmayan Erkek Nüfusu: 55-65+ Yaþ<br />

Ek Þekil 4: 15+ Kurumsal Olmayan Kadýn Nüfusu: 15-34 Yaþ<br />

133


Ek Þekil 5: 15+ Kurumsal Olmayan Kadýn Nüfusu: 35-54 Yaþ<br />

Ek Þekil 6: 15+ Kurumsal Olmayan Kadýn Nüfusu: 55-65+ Yaþ<br />

134

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!