12.07.2015 Views

Akademi Mecmuası - Kubbealtı Akademisi Kültür Ve Sanat Vakfı

Akademi Mecmuası - Kubbealtı Akademisi Kültür Ve Sanat Vakfı

Akademi Mecmuası - Kubbealtı Akademisi Kültür Ve Sanat Vakfı

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SÂMİHA AYVERDİ İNSANYıllar var ki güzel konuşmaya, tâne tâne konuşmaya, rûhumun enderin noktalarına kadar işleyen halâvetli bir sesle yapılan konuş-mayahasretim. Üslûbu güzel yeni bir metni elime almayalı yıllar oldu.Hoş, bu büyük şehirde yaşamaya başlayalı beri bülbül sesi dedinleyemez oldum. Ne yazık!..Bir zamanlar İstanbul‟un zevk ehli insanları Emirgân‟a, İstinye‟-ye,Tarabya‟ya seher vakti bülbül dinlemeye giderlermiş!. Şimdi-lerde ise,arabasını deniz kenarına çekip, teybinden,Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok!Bir yer ki, sevenle sevilenlerden eser yok!..şarkısını dinliyordu...Yeşil, sarı, kırmızı, kahverenginin binbir tonu yolumuzu kesi-yor,gözlerimize ziyâfet çekiyor, bahçelerde güller de açmış ama bu cümbüşüniçinde bülbüller yok. Nereye gitmişler? Bizi niye terket-mişler? Bir bilenvarsa lütfen haber versin.Madem ki bülbüller yok, o halde gelin biz de târih sayfaları ara-sındadünkü cemiyetimizin konuşma âdâbından ve tarzından mi-saller bulalım,onlardan zevk almaya çalışalım:“Bir Osmanlı âilesinin hâne-i saâdetlerindeki konuşma üslûbu-nabaktığımızda hayret ve hayranlıktan kendimizi alamayız.İnsanların birbirlerine karşı hitapları son derece özenle seçilmiş, gāyetnâzikâne ve pek edîbânedir. „Cenâbınız, zât-ı âliniz, hazretiniz‟ gibikelimeler dilden eksik olmaz, hiçbir zaman „ben‟ denilmez, şayet gafletleağızdan kaçarsa derhal „benliğime lânet‟ özrü ifâde edilir. Onun yerine„kulunuz, duacınız‟ anlamında „bendeniz‟ kullanılır.Yine Osmanlı nezâketi îcâbı „efendim‟ denilir, sanki bu hitapla,„kâinâtın efendisini‟ yâdetmenin hazzı yaşanırdı. Öylesine halâvet dolu birsöyleyiş dudaklardan dökülürdü.Prof. Dr. Beynun Akyavaş Hanımefendi, babaannesinin kendisi-ni,Sultan İkinci Abdülhamid‟in kızı Ayşe Sultan‟ı ziyârete götürü-şünüanlatırken şunları söylüyor: „Bizi yaşlı başlı Ayşe Sultan, saray usûlü birterbiye ve nezâketle karşılayıp iltifat ettikten sonra bir oda-ya buyur etti.Dîvanda çok yaşlı ve hasta Müşfika Kadınefendi (Ab-dülhâmid Han‟ınhanımı) yatıyordu. ..... Bu üç yaşlı hanım bugün târih olmuş bir hürmet veincelikle konuşuyorlardı. Hâl hatır soruldu; sıhhat, afiyet temennîlerindebulunuldu; sohbet edildi, ama bugünün curcuna usûlü sohbeti değildi bu.Teşbihte hata olmaz: Hamâmizâde İsmâil Dede Efendi‟nin sultânî-yegâhmakamında bir fasıl gibiydi. 4Bir diğer muhteşem hâtıra:Fransa kralı Birinci Fransuva‟ya yazdığı mektupta neredeyse bir tamsayfaya yakın saltanatını ve kendisinin haşmetini, ecdâdının üstünvasıflarını sayarak giriş yapan Sultan Süleyman, Ebussud Efendiye yazdığı624 - 5 Yitik Medeniyetimize Dair Bir Keşif Yolculuğu/Ulu Çınarın Gölgesinde,İbrahim REFİK. Albatros Yayınları. 1. Baskı. Şubat 2004. S.112-119

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!