12.07.2015 Views

Türkiye'de Laiklig˘in ve Dıs¸ Politikanın Geleceg˘i - The Washington ...

Türkiye'de Laiklig˘in ve Dıs¸ Politikanın Geleceg˘i - The Washington ...

Türkiye'de Laiklig˘in ve Dıs¸ Politikanın Geleceg˘i - The Washington ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Soner Çağaptay – “Policy Focus #67”Böylelikle Atatürk Osmanlı ordusunun örneği doğrultusunda, Türkiye’yi laik bir ulusdevlet <strong>ve</strong> tamamıyla batılaşmış bir ülke yapmak için bir strateji izlemiştir. 1923yılında cumhurbaşkanı seçildikten sonra 1930’lara kadar bu yönde birçok devrimyapmıştır. 7 Zaman içerisinde Atatürk Halifelik’ten Mecelle’ye kadar OsmanlıĐmparatorluğu’nun eski kurumlarını kaldırıp bunların yerine laik kurumlar getirmiştir.Her ne kadar şimdi Đslamcılar <strong>ve</strong> 2002’den beri AKP tarafından yapılan atamalarlatehdit ediliyor olsa da, Atatürk’ün bürokrasiyi topyekûn laikleştirmiş olmasıbürokratları batılaşmanın itici güçlerinden birisi haline getirdi. 8 Atatürk’ün en önemlidevrimi 10 Nisan 1928 tarihinde Türk meclisinin Đslam’ı Türkiye Devleti’nin resmidini olarak kabul eden maddeyi anayasadan çıkarmasıdır. 9 Sonuç olarak Atatürk,Türkiye’yi bütünüyle laik, yalnızca laik kanunlara sahip olan <strong>ve</strong> sadece laik eğitim<strong>ve</strong>ren bir ülke haline getirmiştir.Laiklik. Atatürk’ün seküler vizyonunun önemli bir kısmı laikliktir. Atatürk ülkeyibatılaşmaya doğru iterken, Fransa’dan ilham almıştır. Atatürk’ün yabancı diliFransızcaydı <strong>ve</strong> dönemin çoğu eğitimli insanı gibi o da gençliğinde 19. yüzyıl Fransızentellektüel <strong>ve</strong> sosyologlarının eserlerini okudu. Bunlardan pozitivist EmileDurkheim’ın doğrusal tarih fikri genç Mustafa Kemal’i etkilemiş olabilir.Kaldı ki birçok diğer ülkede olduğu gibi Türkiye’deki siyasi reform <strong>ve</strong> batılaşmanınkaynağı 19. yüzyıl <strong>ve</strong> 20. yüzyılın başındaki Fransa’dır. Bu nedenle, hem OsmanlıĐmparatorluğu’nun hem de Atatürk’ün kurduğu birçok kurum Fransız modelinedayanmaktadır. Türkiye Fransa gibi oldukça merkezi <strong>ve</strong> güçlü bir ulusal kimliğinolduğu bir ülke oldu. Din baskısından kaçan insanlara tarih boyunca “istediği diniseçme özgürlüğü” tanıyan Amerikan sekülerizminden farklı olarak, dinin siyasetinüzerindeki hâkimiyetine tepki olarak doğan Avrupa (Fransız <strong>ve</strong> Türk) sekülerizmi(laiklik) “dini siyasetten uzak tutma” prensibi üzerine kurulmuştur. Atatürkzamanında Türkiye’de olgunlaşan laiklik, bu yüzden Đslam’ı özel alana indirilmesigereken kişisel inanç olarak gördü. Bu çerçe<strong>ve</strong>de laiklik din <strong>ve</strong> siyaset arasındaAmerikan sekülerizminkinden daha kalın bir duvar örmüş <strong>ve</strong> türban gibi dini sembolsayılan unsurları siyasetten men etmiştir. Đşte bu duvar ileride Türkiye’deki Đslamcıpolitikacılar için en önemli engel <strong>ve</strong> dolayısıyla da onların en büyük hedef tahtasıhaline gelmiştir.Diyanet <strong>ve</strong> Orta Asya/Türk/Balkan Islamı. Atatürk köktendinci akımları dinindışında tutmayı, dini ise politikanın dışında tutmayı hedefledi. Osmanlı’daki(Şeyhülislamlık makamı sayesinde) Sünni Đslam’ın padişahın kontrolü altındatutulması geleneğini örnek alarak, Atatürk hükümetin denetimi altında bulunanDiyanet Đşleri Başkanlığı’nı kurdu. Kökleri Türklerin anavatanı olan Orta Asya’nınSufi geleneklerine dayanan Türklerin Đslam yorumu bu bağlamda Atatürk <strong>ve</strong>Diyanet’e yardımcı oldu. 1071 yılında Türklerin Anadolu’ya yerleşmeye başlamasıylaolgunlaşan süreçte, daha sonrada da Balkanlar <strong>ve</strong> Orta Avrupa’da Osmanlıbünyesinde Türklerin Hristiyan <strong>ve</strong> Yahudilerle yüzyıllar boyunca bir arada yaşamasıneticesinde nevi şahsına münhasır bir Orta Asya/Türk/Balkan Đslamı doğmuştur.7 Atatürk tarafından yapılan reformların detaylı bir listesi için bakınız: Utkan Kocatürk, Atatürk <strong>ve</strong>Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi (1918–1938) (Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1988).8 Ankara’da 15 Temmuz 2006 tarihinde yazar tarafından Türk bürokratlarıyla yapılan görüşme <strong>ve</strong> NeşeKaranfil, “Đşte Cumhurbaşkanlığı kavgasının gerçek sebebi”, Milliyet (Đstanbul), 28 Aralık 2006(Online erişim için: www.milliyet.com.tr/2006/12/28/son/sonsiy05.asp).9 TBMM Zabıt Ceridesi, III. dönem, cilt. 3, s. 115.© 2007, <strong>Washington</strong> Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!