You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
n Temel sorumuz şu: Birçok kısa film, belgesel<br />
ve video klip çektikten sonra “Eternal Sunshine<br />
of the Spotless Mind” gibi bir başyapıtla piyasaya<br />
hızlı giriş yapan, insan beyninin kıvrımlarındaki<br />
esrarengiz düşünme biçimlerini gerçekçilikle<br />
karşılaştırarak varoluşu sorgulayan, üstüne üstlük<br />
hayal dünyasının derinliklerinde insan psikolojisini<br />
çözümlemeye çalışan, bunlara ek olarak “The<br />
Science Of Sleep” ve “Be Kind Rewind” gibi nev-i<br />
şahsına münhasır işler ortaya koyan Michel Gondry,<br />
Hollywood sisteminin bir parçası olma yolunda<br />
mı ilerliyor, yoksa, -belki de içine girmek zorunda<br />
kaldığı- bu sisteme kendi çözümlerini, anlayışlarını<br />
getirmek için mi çabalıyor?<br />
Britt Reid, Los Angeles’ın en bilinen medya<br />
şirketinin varisidir. Babası beklenmedik bir şekilde<br />
ölüp ona bir medya imparatorluğu bırakana kadar<br />
çılgın partilerin baş aktörü olarak amaçsız<br />
bir hayat sürer. Babasının yaratıcı çalışanı Kato<br />
ile sırlarla dolu bir arkadaşlık kurduklarında, ikisi<br />
de hayatlarında ilk kez anlamlı bir şey yapabilme<br />
şansları olduğunu düşünürler ve böylece suç<br />
dünyası ile savaşları başlar. Ancak, bunu yapmak<br />
için önce kendilerinin de suçlu olmasına ve<br />
kanunları onlara karşı gelerek korumaya karar verirler.<br />
Böylece Britt, gizli kahraman Yeşil Yaban Arısı<br />
olur ve ortağı Kato ile suç ve suçluların peşinde<br />
sokaklara çıkar.<br />
Süper kahraman olgusunun temel janrlarını kendilerine<br />
göre yeniden biçimlendirerek sektöre adım atan<br />
Britt ve Kato için Seth Rogen ve Jay Chou seçilmiş.<br />
Bu iki seçimi doğru bulmakla birlikte, iki karakterin<br />
ilişkisinin film boyunca bir türlü evrilemediğini,<br />
adının konulamadığını söyleyebilirim. Zira “Yeşil<br />
Yaban Arısı”nın başından sonuna kadar, iki karakter<br />
arasında kıskançlık ve dayanışma duyguları kafa<br />
kafaya gidiyor. Bu durum, sadece izleyicinin kafasını<br />
karıştırmakla kalmıyor, bir yandan da senaryonun<br />
asal yapısını zedeliyor. Hele bir de işin içine Cameron<br />
Diaz’ın canlandırdığı tek boyutlu Lenore Case<br />
karakteri katılınca, seyreyleyin cümbüşü… Şunu<br />
da biliyoruz ki, “The Green Hornet” bir radyo piyesi<br />
olarak 1930’lu yıllarda doğmuş. Ardından çizgi romanlara,<br />
oradan da 60’larda Bruce Lee’yi (Kato karakteri<br />
olarak) tüm dünyaya tanıtan dizilere uzanan bir yolculuk…<br />
Ki bu diziyi hatırlayan ve de seven kitlenin,<br />
yeni versiyonu sevemeyeceği tescillendi yurtdışında.<br />
Bizden örnek vermek gerekirse, “A Takımı” dizisiyle<br />
büyümüş bir jenerasyon olarak “A Takımı” filmini<br />
izlediğimizde tattığımız hayal kırıklığıyla benzerlik<br />
kurmak mümkün.<br />
Tüm bu olumsuzlukları bir yana koyarsak, Gondry’nin<br />
bu ilk büyük stüdyo işinde bir alıştırma yaptığını,<br />
kendini bu çarka hazırladığını tahmin etmek zor değil.<br />
Bir süper kahraman filmi izleme umuduyla filme gidenlerin<br />
tam olarak isteklerine cevap veremese de, ince<br />
espriler (Özellikle filmin ilk dakikalarındaki James<br />
Franco’nun konuk oyuncu olarak yer aldığı bölüm) ve<br />
3.boyutun hazmedilmiş tekniğiyle keyifli dakikalar vaat<br />
eden bir yapım “Yeşil Yaban Arısı”. En azından Christoph<br />
Waltz var…<br />
Her ne kadar Hollywood çarklısıyla ortak işler<br />
çıkaracağının sinyallerini verse de Michel Gondry<br />
takipçilerinin şimdilik panik yapmamaları gerek. Zira<br />
sık sık belgesel çeken ve belgeselden beslenen bir<br />
yönetmen, yolunu nasıl çizeceğini, hayranlarını öksüz<br />
bırakmaması gerektiğini iyi bilir…