Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
sineması değişiyor ama çizgisini değiştirmeyen<br />
yönetmenler var…<br />
D.Z: Bir gol atıp onun üzerine yatan ve defansa<br />
çekilen adamlar, bir sıfır kazanıyor olsalar da bu<br />
benim hoşuma gitmiyor. Sürekli bir şeyler deneyen,<br />
risk alan insan olarak anılmak hoşuma gidecektir.<br />
Risk almazsanız keşfetme ihtimali ortadan kalkar<br />
ve potansiyelinizi değerlendiremezsiniz. Çok<br />
yoğun izleme yapmadım festivalde, bir ya da iki<br />
film izledim. Bu festivalin omurgası var mıdır, yok<br />
mudur, festival belli tarz sinemanın temsil edildiği<br />
yer midir değil midir’e gidiyor biraz laf. Bu yok,<br />
orada insanları şahsi kimyasıyla oluşan bir şey var.<br />
Buna bir şey deme hakkımız yok, o jüriyi biliyorduk,<br />
kararlarına saygı göstermek durumundaydık.<br />
Geleneksel sanatlar üzerinden gidiyorsunuz filmlerinizde.<br />
Bu filmde önce hangisi oluştu kafanızda?<br />
D.Z: İkisi birbirini çağırır, ikisi bir yerlerde birbirlerini<br />
doygun hale getirmeye yaklaştırır. İkisi birbirini<br />
çağırır ve ortada bir yerde doygunluğa erişirler.<br />
Burada mesele biçimin ve içeriğin arasında bir<br />
dengesizliğin olmamasına, kantarın topuzunun<br />
kaçmamasına dikkat etmemektir. Bu işlerimde<br />
sevdiğim bir şeydir bu…<br />
Siz bu filmin içinde yer almaya nasıl karar verdiniz…<br />
Settar Tanrıöğen: Ben de Kıbrıslıyım… (Gülüşmeler)<br />
D.Z: Ben bir anımızı anlatayım.<br />
Rol çaldınız…<br />
D.Z: Settar Abiyle ilgili bu anlatacağım şey. Belli bir<br />
kalibresi, belli bir düzeyi olan oyuncu. Bunu bilmeyen<br />
de yok zaten. Nokta’nın çekimleri sırasında bir kulübe<br />
vardı, malum tek dam altı. Herkesin sığındığı tek<br />
yer. Settar abi ‘filozofu tanıyor musun’ diye bir laf attı<br />
bana. Filozof Kıbrıslı bir adamın lakabı. Settar abi<br />
tanıma şansına sahip olmuş. Ve etkilenmiş. Taklidini<br />
yapmaya başlamış. Nokta’nın hazırlıkları sırasında<br />
birdenbire arkamda Kıbrıs şivesi duymaya başladım.<br />
90’lı yılların ortalarında Settar Abi’nin gerçekleştirdiği<br />
stand up’ın önemli bölümlerinde filozof varmış ve o<br />
karakterin ağzıyla konuşuyormuş. Nokta’nın çekimleri<br />
sırasında yapılan bu şive Settar Tanrıöğer’in Gölgeler<br />
Ve Suretler’de yer alması için etkenlerden biri oldu.<br />
Yerini hazırladı. (Gülüşmeler) Bunu Fellini’yle Marcello<br />
Mastroianni ilişkisine benzetebiliriz. Hep Mercello<br />
ile çalışıyor ya Fellini. Bir film daha yapacağım<br />
ve bu kez Marcello’yu oynatmayacağım demiş. Marcello<br />
bozulmuş ama bir şey dememiş. Fellini cast için<br />
çeşitli adamlarla görüşmüş ama türlü istediği adamı<br />
bulamamış. Ama gözü şöyle olacak, omzu şöyle<br />
olacak, şöyle bakacak diye anlatıyormuş. Marcello’da<br />
evde çalışıyormuş. Bunlar bir gün kafa çekerken<br />
Marcello tam da istediği adam gibi davranmış.<br />
Sonra Fellini ‘ya sen de olursun aslında demiş’…<br />
(Gülüşmeler…) Bizimkisi de farklı bağlamda ama<br />
yumuşak bir geçiş oldu öyle… Buğra orada yedi yıl<br />
kalmış mesela…<br />
Evet herkesin bir Kıbrıs bağlantısı var galiba?<br />
Buğra Gülsoy: Ben Kıbrıs’a mimarlık eğitimi için gittim.<br />
Orada bir beş yıl kaldım. Daha sonra dönecekken<br />
enteresan bir şekilde orada kaldım ve Devlet<br />
Tiyatroları’nda çalışmaya başladım.<br />
S.Ö: Mimar olamadı, oyuncu oldu… (Gülüşmeler)<br />
Orada okurken bu filmin konusunu oluşturan konulardan,<br />
siyasi havadan haberdar mıydınız?<br />
B.G.: Kıbrıs’a üniversite okumak için gittiğinizde çok<br />
fazla siyasi hayatı içinde yer alamıyorsunuz. Kampüs<br />
içinde evrenizdeki insanlar da çok Kıbrıslı olmuyor.<br />
Ben mezun olduktan sonra Kıbrıs halkının içinde<br />
yaşamaya başladım. Tiyatroda çok değerli insanlar<br />
vardı, onları geçmişlerini dinleyerek Kıbrıs meseleleri-