You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
n Geçen yıl İstanbul Film Festivali’nde gösterilen<br />
Ben Hopkins’in çektiği belgesel Hasret bu ay vizyona<br />
giriyor. Yer yer stilize, sofistike ve gerçeği hayali<br />
süslemelerle taçlandıran Hasret, izledikten sonra<br />
ağızda güzel bir tat bırakıyor. Altın Portakal’da<br />
“Pazar Bir Ticaret Masalı” filmiyle en iyi film ödülünü<br />
alan Ben Hopkinsbu kez de etkili bir belgeselle<br />
karşımızda.<br />
Almanyalı küçük bir film ekibi, kendi ülkelerindeki<br />
yerel bir kanal için İstanbul’a dair bir film çekmek<br />
amacıyla Türkiye’ye gelir. Yaşayan şehirden<br />
geçmişin şehrine doğru bir yolculuğa çıkar ve<br />
İstanbul’un gizli saklı kalan gerçeklerini keşfeder.<br />
Eski mahallelerin yıkılması ve yenilenmesi, göçmen<br />
işçiler, hükümete karşı direniş, şehirde<br />
yaşayan çok çeşitli dinler ve topluluklar, İstanbul’un<br />
tuhaf derecede melankolisi onu içine çekecektir.<br />
Belgesel çekmek zaten zor bir işken, şehir belgeseli<br />
çekmek daha da zor bir iş. O şehrin dokusunu,<br />
insanlarını, kokusunu, seslerini, mekanlarını iyi<br />
tanımanız gerekir. O şehirde yaşıyor olmanız bu<br />
işi bir nebze olsun kolaylaştırır. Ancak bir yabancı<br />
olarak o şehre dahil olmak ve o şehri dakikalara<br />
sığdırmak ustalık gerektirir. İşte, Ben Hopkins<br />
bunu başarabilmiş bir yönetmen. Hopkins,<br />
Berlin’de yaşayan bir İngiliz yönetmen. Belki de<br />
bu kültür çeşitliliğinin İstanbul’u iyi aktarmasında<br />
sağladığı yarar da vardır. Üstelik “Pazar Bir Ticaret<br />
Masalı”yla da Türkiye’ye ve Türklere dair<br />
oldukça bilgi sahibi. Yıllar önce, adını maalesef<br />
hatırlayamıyorum ama, Enis Rıza Sakızlı sayesinde<br />
bir şehir belgeseli izlemiştim. Münih üzerine,<br />
enfes bir belgeseldi. Çok etkilenmiştim. Orayı hiç<br />
görmeden kuvvetli bir bağ oluşmuştu bende. Yıllar<br />
sonra Münih’e gittiğimde o bağ yeniden canlandı<br />
ve hatıramda eşsiz bir şehir olarak yer almakta<br />
hala Münih. Bir şehir belgeselinin sıradan insanda<br />
yarattığı yoğun duyguya bakın... “Hasret”, bir<br />
yabancıda bu kadar güçlü bağlar bırakabilir mi<br />
bilmiyorum ama doyurucu, bilgilendirici ve belgeleyici<br />
yönü oldukça sağlam!<br />
Martılardan kedilere, balıkçılardan bakkallara, güzel<br />
manzaralardan leş sokaklara çok şey görebilirsiniz<br />
Hasret’te, İstanbul’a dair. Taksim’in arka sokaklarında<br />
gezi olaylarına katılan gencin söylemlerine de Fatih’te<br />
tarikat müridi olduğu her halinden belli olan bir adamın<br />
dinle ilgili görüşlerine de şahit olabilirsiniz. Gücünü bir<br />
şehrin sosyo-kültürel düzleminden alan belgesel hiç<br />
sıkmadan, bıkıp usanmadan izleyebileceğiniz özgünlükte.<br />
Yer yer kurgusal anlara da yer veren Hasret’in en<br />
güzel yönlerinden biri de seyircinin bilinçaltına işlediği<br />
şiirsellik.<br />
İstanbul özelinde memleketin değişiminin de altını<br />
çizebilen, yer yer bu şehre ve yaşayanlarına dair güçlü<br />
tespitler sunan Hasret, mutlaka sinemada izlenmesi<br />
gereken yapımlardan biri. Hopkins’in Türkiye’yi plato<br />
olarak daha sık kullanması dileğiyle!