Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
n Miyorkartımızı yırtmaya elverişli, bir önceki<br />
dönümünden farkı olmayan takvim, bu sayıda<br />
Handan İpekçi’nin 23 yıllık sinemasında ara<br />
vermeye çentik atar. Çok nedenli buluşmayı<br />
saygıyla hak eden filmografi ve göze alınan türlü<br />
aşındırma şekillerini ‘birkaç sayfayla anlatmaya<br />
niyetlendiğim için pişman olacağım’ bir sinema<br />
İpekçi’ninki. Yargıç bir babanın kızı olarak<br />
doğduğu Ankara’da çok kalmayıp Urfa’daki az<br />
ışıklı ortaöğrenim sürecini sıkıca tutan, malik<br />
dönemin hırçınlığına ise Rize Kalkandere’de<br />
hazırlanan bir girizgah…Üç şehri de bağlarını<br />
koparmadan uğurlayıp her fidye talebinde<br />
dost fotoğraflarından sızan. Gazi Üniversitesi<br />
Basın-Yayın eğitimiyle Halk Bankası memuriyetini<br />
bir arada sürdürürken evlenip İstanbul’a<br />
yerleşir. Küçük adımlarını hızlandıran politik<br />
dönem, İlerici Kadın Derneği’ndeki aktif<br />
çalışmalarıyla arkasında devamsızlıktan silinen<br />
bir okul kaydı bırakır. 80 askeri darbesi, hapishane<br />
ziyaretleri ve ev arasına sıkışmak üzere<br />
bezenmiş 2.5 yıl süren bir direnci isabet alırken<br />
sırada Ankara’daki okuluna dönerek apolitik<br />
sıra arkadaşlarıyla tamamlanması ön görülmüş<br />
bir eğitim vardır, bir de yanında sekiz yaşında<br />
bir oğul. Yazıldığı gibi bir çırpıda yaşanmayan<br />
şehirler arası bu göçler saygı duruşunu, her ufalanma<br />
sonrası toparlandığı yerden alır; gücünü<br />
daha içeriden. Pek çok televizyon programı, dizi<br />
ve reklam filminde çalışan yönetmen, 1989 senesinde<br />
Memduh Şevket Esendal’ın aynı adlı eseri TRT’ye<br />
TV dizisi olarak uyarlanan projeyi, yönetmen olarak<br />
göğüsler…Turgut Yasalar’ın senaryolaştırdığı Ayaşlı ve<br />
Kiracıları İpekçi için, 35 mm dizilerden kendi filmlerine<br />
kalkabileceğinin tezkeresi olur. Ve yeni bir başlangıç<br />
daha…İlk uzun metraj filmi Babam Askerde(1993)’yi<br />
kadraja almasıyla onun istediği yerde tanışmamızın<br />
bedelini bir bir almaya başlayacaktır. Gelişmekte olan<br />
ülkelerin meşhur lezzetlerinden, iyilik ve yanında hazır<br />
edilen ceza ritüeli, hümanizma piramiti çoktan çatlamış<br />
toplumlar için yeni bir şey olmasa gerektir, şöhret kolay<br />
kazanılmamaktadır(!) Zira, yönetmenin film dizelgesinde,<br />
yürütmeye yapılan temyiz başvurusu az bir<br />
matematikle film adedinden büyüktür. Takip eden Büyük<br />
Adam Küçük Aşk(2001), Saklı Yüzler(2007) ve Çınar<br />
Ağacı(2010) gibi yapımları, engeller gösterimlere nasıl<br />
dönüşmekte; zümreler gruplara- kümeler demetlere<br />
nasıl iyi gelmektedir kanıtı olur. Yönetmen, her bir<br />
sinema unsurunu ayrı ağırlıkta bulmasına karşın tek bir<br />
ölçütü hepsinin önünde tutar. İyi bir senaryoyu kötü bir<br />
yönetmenin dahi bozabileceğine inanmayan anlayışına<br />
göre senaryo, sette kullanılacak teknik bir metin, ekibin<br />
elindeki kılavuz. Öte yandan iyi bir yazma tekniğiyle,<br />
dört dörtlük aritmetiği olan bir senaryoda, samimiyet ya<br />
da yaklaşmak istediği duygu seyirciye geçiremiyorsa<br />
sayfalarla gerçeklik arasına koyulan karbon kağıdında<br />
kayma var demektir. İletileni iyi tanımak, konuya hakimiyet<br />
samimiyetin geçmesinde belirleyicidir. Naif olmayan<br />
şeyleri, perdesine naifçe düşürdüğü filmlerinde, memleket<br />
idaresinden aile idaresine çocuk göze doluşanları<br />
döker. Önüne boşaltılanların içinden Kürt düşmanlığını<br />
sonlandıracak onurlu küçük eller, 12 Eylül’ün tayin ettiği<br />
babalar ve dönemin çukurundan çıkamayan tek kapılı<br />
çocukları düşerken Cumhuriyet’e duyulan müteşekkir<br />
tavrı da hiç kaybetmez. Konuşkan diyalog ağıyla ördüğü<br />
senaryolarının set içi ve film dışı koyu bir rehber olduğu,<br />
akıcı ve birbirini tekrar etmeyen bir duyum bıraktığı belirtilmelidir.