ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK ...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Feride SIĞIRCI<br />
<strong>ÇUKUROVA</strong> <strong>ÜNİVERSİTESİ</strong><br />
<strong>FEN</strong> <strong>BİLİMLERİ</strong> <strong>ENSTİTÜSÜ</strong><br />
<strong>YÜKSEK</strong> LİSANS TEZİ<br />
KLEBSIELLA sp. SUŞLARINDA CEFTRIAXONE VE IMIPENEM<br />
DİRENÇLİLİK FREKANSININ SAPTANMASI<br />
ADANA, 2010<br />
BİYOLOJİ ANABİLİM DALI
<strong>ÇUKUROVA</strong> <strong>ÜNİVERSİTESİ</strong><br />
<strong>FEN</strong> <strong>BİLİMLERİ</strong> <strong>ENSTİTÜSÜ</strong><br />
KLEBSIELLA sp. SUŞLARINDA CEFTRIAXONE VE IMIPENEM<br />
DİRENÇLİLİK FREKANSININ SAPTANMASI<br />
Feride SIĞIRCI<br />
<strong>YÜKSEK</strong> LİSANS TEZİ<br />
BİYOLOJİ ANABİLİM DALI<br />
Bu Tez 17/09/2010 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği ile<br />
Kabul Edilmiştir.<br />
………………................ ………………………….. ……................................<br />
Prof. Dr. Burhan ARIKAN Doç. Dr. Hatice K. GÜVENMEZ Doç. Dr. Fuat BUDAK<br />
DANIŞMAN ÜYE ÜYE<br />
Bu Tez Enstitümüz Biyoloji Anabilim Dalında hazırlanmıştır.<br />
Kod No:<br />
Bu Çalışma Ç. Ü. Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir.<br />
Proje No: FEF2010YL7<br />
Prof. Dr. İlhami YEĞİNGİL<br />
Enstitü Müdürü<br />
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve fotoğrafların<br />
kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere<br />
tabidir.
ÖZ<br />
<strong>YÜKSEK</strong> LİSANS TEZİ<br />
KLEBSIELLA sp. SUŞLARINDA CEFTRIAXONE VE IMIPENEM<br />
DİRENÇLİLİK FREKANSININ SAPTANMASI<br />
Feride SIĞIRCI<br />
<strong>ÇUKUROVA</strong> <strong>ÜNİVERSİTESİ</strong><br />
<strong>FEN</strong> <strong>BİLİMLERİ</strong> <strong>ENSTİTÜSÜ</strong><br />
BİYOLOJİ ANABİLİM DALI<br />
Danışman : Prof. Dr. Burhan ARIKAN<br />
Yıl: 2010, Sayfa:83<br />
Jüri : Prof. Dr. Burhan ARIKAN<br />
: Doç. Dr. Hatice KORKMAZ GÜVENMEZ<br />
: Doç. Dr. Fuat BUDAK<br />
Bu çalışmada Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi kanalizasyon<br />
suyundan izole edilen 145 adet Klebsiella sp. suşlarında ceftriaxone, imipenem,<br />
tetracycline, streptomycine, ve augmentin antibiyotiklerine karşı gelişen<br />
dirençlilik frekansı saptanarak dirençlilik gelişimi ve yayılmasındaki rolü<br />
araştırılmıştır.<br />
Klebsiella sp. suşlarında antibiyotik direnç oranları ceftriaxone %55.86,<br />
streptomycine %57.93, tetracycline %50.33, augmentin %48.27 ve imipenem<br />
%7.58 olarak bulunmuştur. Elde edilen veriler, Klebsiella sp. suşlarında<br />
dirençliliğin büyük ölçüde çoklu antibiyotik dirençliliği şeklinde olduğunu<br />
göstermektedir Bütün antibiyotiklere dirençli olan suşlar toplam izolatların<br />
yaklaşık %44.13’ünü oluştururken bunların %10.93’ü bütün antibiyotiklere,<br />
%82.81’i dört antibiyotiğe, %18.75’i üç antibiyotiğe ve %9.37’si aynı anda iki<br />
antibiyotiğe dirençlilik göstermektedirler.<br />
Klebsiella sp. suşlarındaki antibiyotik dirençliliğinin ceftriaxone için<br />
%88.89, streptomycine %79.77 ve tetracycline %79.46 oranında kromozomal<br />
kökenli olduğu gözlenmiştir.<br />
Augmentin antibiyotiğine hassas suşlarda eliminasyon testleri sonunda<br />
dirençlilik gözlenmiştir. Özellikle ethidium bromide ile yaklaşık %33.33<br />
düzeyinde eksizyon gerçekleşmesi izole edilen Klebsiella sp. suşlarının bu<br />
antibiyotiğe büyük ölçüde transpozabl elemanlar taşıdığı saptanmıştır. En yüksek<br />
eliminasyon düzeyi imipenem antibiyotiği için elde edilirken, bu sonuç imipenem<br />
dirençliliğinin önemli oranda plazmid kökenli olduğu saptanmıştır.<br />
Kullanılan eliminatörler içerisinde ceftriaxone, streptomycine ve<br />
tetracycline için 100 µg/mL konsantrasyonda ethidium bromide, augmentin ve<br />
imipenem için 100 µg/mL konsantrasyonda acridin orange daha etkili<br />
bulunmuştur.<br />
Anahtar Kelimeler: Antibiyotik dirençliliği, Klebsiella sp., Plasmid.<br />
I
ABSTRACT<br />
M.Sc. THESIS<br />
DETERMINATION OF ANTIBIOTIC RESISTANCE OF FREQUANCE<br />
CEFTRIAXONE, IMIPENEM IN KLEBSIELLA sp. STRAINS<br />
Feride SIĞIRCI<br />
<strong>ÇUKUROVA</strong> UNIVERSITY<br />
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES<br />
DEPARTMENT OF PLANT PROTECTION<br />
Supervisor :Prof. Dr. Burhan ARIKAN<br />
Year: 2010, Pages: 83<br />
Jury : Prof. Dr. Burhan ARIKAN<br />
: Assoc. Prof. Dr. Hatice K. GÜVENMEZ<br />
: Assoc. Prof. Dr. Fuat BUDAK<br />
In this study, resistance frequency of 145 Klebsiella sp. strains which were<br />
isolated from sewer water of Balcalı Hospital was determined against to the<br />
ceftriaxone, imipenem, tetracycline, streptomycin, augmentin and the role in<br />
developing of antibiotic resistance and spreading was researched.<br />
Antibiotic resistance of Klebsiella sp. strains were found as ceftriaxone<br />
%55.86, streptomycine %57.93, tetracycline %50.33, augmentine % 48.27 and<br />
imipenem % 7.58. According to results, it showed that Klebsiella sp. Strains<br />
resistance is like multiple antibiotic resistance. While strains which are resistance to<br />
all antibiotics compose %44.13 of all isolates were studied, %10.93 of them to all<br />
antibiotic, %82.81 of them to 4 antibiotics, %18.75 of them to 3 antibiotics and<br />
%9.37 of them shows resistant to 2 antibiotics.<br />
Antibiotic resistance on Klebsiella sp. strains was observed based on<br />
chromosomal in the rate of %88.89 for ceftriaxone, %79.77 for streptomycin and<br />
%79.46 for tetracycline.<br />
On the result of elimination tests, it was observed that strains sensitive to<br />
augmentin has turned in to resistance and especially becoming resistance in the rate<br />
of %33, 33 with ethidium bromide showed that Klebsiella sp. strains trans huge<br />
amount transpozable element to this antibiotic.<br />
Maximum elimination frequency has been observed for imipenem antibiotic.<br />
This result showed that resistance to imipenem is based on plasmid in important rate.<br />
In the eliminator used, 100 µg/mL concentration of ethidium bromide for<br />
ceftriaxone, streptomycin and 100 µg/mL concentration of acridine orange has been<br />
found more effective for augmentin and imipenem.<br />
Key Words: Antibiotic Resistance, Klebsiella sp., Plasmid.<br />
II
TEŞEKKÜR<br />
Çalışmam sırasında benden yardımlarını esirgemeyen, tez konumun<br />
seçiminde ve yapım aşamasında her türlü desteği bana sağlayan Saygıdeğer<br />
danışman hocam Prof. Dr. Burhan ARIKAN´a deneylerim ve ölçümlerim<br />
sırasında benden yardımlarını esirgemeyen tüm hocalarıma ve arkadaşlarıma<br />
teşekkürü bir borç bilirim.<br />
Yüksek lisans eğitimim süresince benden yardımlarını esirgemeyen Tıp<br />
Fakültesi Anatomi Anabilim dalındaki Saygıdeğer hocam Prof. Dr. Özkan<br />
OĞUZ’a, Bitki Koruma Anabilim dalındaki Saygıdeğer hocam Dr. Behçet Kemal<br />
ÇAĞLAR’a, Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Bölümündeki Saygıdeğer<br />
hocam Araştırma Görevlisi Ayşe ŞİMŞEK’e içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum.<br />
Hayatım boyunca her zaman yanımda olan maddi ve manevi desteklerini<br />
esirgemeyen annem Saadet SIĞIRCI’ya, babam Hasan SIĞIRCI’ya, ablalarım ve<br />
ağabeyime, sevgisiyle daima motive olduğum yeğenlerime sonsuz teşekkürler<br />
sunuyorum.<br />
III
İÇİNDEKİLER SAYFA<br />
ÖZ……………………………………………………………………...........…... I<br />
ABSTRACT ......................................................................................................... II<br />
TEŞEKKÜR ......................................................................................................... III<br />
İÇİNDEKİLER………………………………………………………………….. IV<br />
ÇİZELGELER DİZİNİ ………………………………………………………… VI<br />
ŞEKİLLER DİZİNİ …………………………………………………………….. VIII<br />
SİMGELER VE KISALTMALAR …………………………………………….. X<br />
1. GİRİŞ ………………………………………………………………………... 1<br />
1.1. Klebsiella Cinsi…………………………………………………………......... 2<br />
1.1.1. Biyokimyasal Özellikleri………………………………………….. 3<br />
1.1.2. Virulans Faktörleri………………………………………………… 4<br />
1.2. Antibiyotikler …………………………………………………………. 5<br />
1.2.1 Penisilinler ………………………………………………………… 6<br />
1.2.2. Sefalosporinler…………………………………………………….. 7<br />
1.2.3. Karbapenemler ……………………………………………………. 8<br />
1.2.4. Tetrasiklinler ……………………………………………………… 8<br />
1.2.5. Aminoglikozitler ………………………………………………….. 9<br />
1.3. Antibiyotiklere Karşı Direnç Gelişimi ………………………………. 9<br />
1.3.1. Doğal (İntrensek) Direnç………………………………………… 10<br />
1.3.2. Kazanılmış Direnç…………………………………………………. 10<br />
1.3.3. Çapraz Direnç…………………………………………………… 12<br />
1.3.4. Direnç Mekanizmaları……………………………………………... 12<br />
1.3.4.1. Antibiyotiklerin Bağlandığı Reseptör veya Bağlanma<br />
Bölgesinde Oluşan Değişiklikler ...............................................<br />
1.3.4.2. Antibiyotiğin Enzimatik İnaktivasyonu ..................................... 13<br />
1.3.5. Bakteriyel Membran Değişiklikleri……………………………….. 13<br />
1.3.5.1. İç ve Dış Membran Permeabilitesinde Azalma………………... 13<br />
1.3.5.2. İlacın Dışarı Atılması (Aktif Pompa Sistemi)………………... 14<br />
IV<br />
12
1.3.5.3. Alternatif Bir Metabolik Yolun Kullanılması…………………. 15<br />
1.4. Ekstra Kromozomal Genetik Elamanlar…………………….................<br />
1.4.1. Plazmidler.........................................................................................<br />
1.4.1.1. F Faktörleri ………………………………………….......... 17<br />
1.4.1.2. F’ Faktörleri …………………………………………..…..... 17<br />
1.4.1.3. Col Plazmidleri (Kolisinojenik Faktörleri) ……………..….. 17<br />
1.4.1.4. R Plazmidleri.......................………………………………..... 17<br />
1.4.1.5. Staphylococcus Plazmidleri ……………………………........ 18<br />
1.4.1.6. Virülans Plazmidleri ……………………………..………....<br />
1.4.2. Transpozonlar....................................................................................<br />
1.5. Mikroorganizmalar Arası Genetik Madde Aktarımı…………………..<br />
1.5.1. Transformasyon…………………………………………………… 20<br />
1.5.2. Transdüksiyon…………………………………………………….. 20<br />
1.5.3. Konjugasyon ……………………………………………………… 22<br />
1.6. Çalışmanın Amaçları…………………………………………………..<br />
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR……………………………………………………. 25<br />
3. MATERYAL ve METOD……………………………………………………. 31<br />
3.1. Materyal……………………………………………………………….. 31<br />
3.2. Metod…………………………………………………………………..<br />
3.2.1. Bakteri İzolasyonu ve İdentifikasyonu…………………………… 33<br />
3.2.2. Antibiyogram Testi………..........………………………………… 34<br />
3.2.3. Plazmid Eliminasyon Testi……………………………………….. 34<br />
4. BULGULAR ve TARTIŞMA………………………………………………... 35<br />
5. SONUÇ ve ÖNERİLER………………………………………………………<br />
KAYNAKLAR………………………………………………………….............. 73<br />
ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………..<br />
V<br />
15<br />
15<br />
18<br />
19<br />
19<br />
23<br />
33<br />
67<br />
83
ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA<br />
Çizelge 1.1. Antibiyotiklerin Ana Sınıfları ve Örnekleri ................................. 6<br />
Çizelge 1.2. Penisilinlerin Sınıflandırılması…………………………………. 7<br />
Çizelge 1.3. Türkiye’de Bulunan Sefalosporinler……………………………. 8<br />
Çizelge 4.1. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının antibiyotik dirençlilik frekansı……………………….<br />
Çizelge 4.2. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(30µg/ml AO)…………………………………………………...<br />
Çizelge 4.3. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(30µg/ml AO)…………………………………………………...<br />
Çizelge 4.4. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(30µg/ml AO)…………………………………………………...<br />
Çizelge 4.5. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(30µg/ml AO)…………………………………………………...<br />
Çizelge 4.6. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarında 30 µgr/ml AO uygulaması sonucu gerçekleşen<br />
dirençlilik eliminasyon frekansı………………………………..<br />
Çizelge 4.7. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(100µg/ml AO)………………………………………………….<br />
Çizelge 4.8. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(100µg/ml AO)………………………………………………….<br />
Çizelge 4.9. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(100µg/ml AO)………………………………………………….<br />
VI<br />
36<br />
39<br />
43<br />
45<br />
46<br />
47<br />
49<br />
50<br />
52
Çizelge 4.10. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(100µg/ml AO)………………………………………………….<br />
Çizelge 4.11. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarında 100 µgr/ml AO uygulaması sonucu gerçekleşen<br />
dirençlilik eliminasyon frekansı………………………………...<br />
Çizelge 4.12. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(100µg/ml EB)…………………………………………………..<br />
Çizelge 4.13. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(100µg/ml EB)……………………………………………..........<br />
Çizelge 4.14. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(100µg/ml EB)…………………………………………………..<br />
Çizelge 4.15. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />
(100µg/ml EB)…………………………………………………..<br />
Çizelge 4.16. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarında 100 µgr/ml EB uygulaması sonucu gerçekleşen<br />
dirençlilik eliminasyon frekansı………………………………...<br />
VII<br />
53<br />
54<br />
56<br />
58<br />
60<br />
61<br />
62
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA<br />
Şekil 4.1. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />
suşlarının imipenem (imp), tetracycline (tet), ceftriaxone (cro),<br />
streptomycine (str), augmentine (aug) ve imipenem (imp)<br />
antibiyotik dirençlilikleri…………………………………………<br />
Şekil 4.2. Antibiyotik dirençliliği gösteren ve acridine orange<br />
uygulamasından sonra hassas duruma geçen suşlar……………...<br />
Şekil 4.3. Acridine orange uygulamasından önce augmentin antibiyotiğine<br />
hassas olan suş 1 numaralı şekilde (36, 37), 3 numaralı şekilde 6.<br />
Acridine orange’dan sonra direnç kazanmışlardır………………<br />
VIII<br />
38<br />
42<br />
44
SEMBOLLER VE KISALTMALAR<br />
MDCLS : Modifiye Desoxycholat- Citrat - Laktoz - Saccharose- Agar<br />
CRO : Ceftriaxone<br />
IMP : İmipenem<br />
TET : Tetracyline<br />
STR :Streptomycine<br />
AUG : Augmentin<br />
AZT : Aztreonam<br />
AMP: : Ampicillin<br />
CAZ :Ceftazidime<br />
CXT :Cefotaxime<br />
SXT : Trimethoprim-Sulfamethaxazole<br />
ZOX : Ceftizoxime<br />
CF : Cefazol<br />
AO : Akridin Oranj<br />
EtBr : Ethidium bromide<br />
X
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
1. GİRİŞ<br />
Antibiyotiklerin klinik kullanıma girmesinden kısa bir süre sonra bakterilerde<br />
direnç ortaya çıkmıştır. Geliştirilen her yeni antibiyotikle birlikte bakterilerde de yeni<br />
direnç mekanizmaları tanımlanmıştır. Bugün çok iyi bilinmektedir ki antibiyotiklerin<br />
bilinçsiz kullanılması dirençli bakterilerin hızla yaygınlaşmasına yol açan en önemli<br />
faktördür (Ulusoy, 1999; Özgüneş, 2005).<br />
Bakterilerdeki plazmide bağlı antibiyotik dirençliliğinin kromozomal<br />
dirençlilikten çok daha yaygın ve önemli olduğu kanıtlanmıştır. Plazmid ve<br />
transpozonlardaki genler kromozomdaki genlerden çok daha hareketlidirler. Bu<br />
yapılar aracılığı ile bu genler tür içi, türler arası ve cinsler arasında taşınmaktadırlar<br />
(Saunders, 1984).<br />
Plazmidler ve transpozonlar konak hücreye normalde bulunmayan çeşitli<br />
yetenekler kazandırırlar. Bu yeteneklerini özellikle konjugasyon mekanizması ile<br />
(transpozonlar doğal konjugatif yapılardır) diğer mikroorganizmalara aktararak<br />
taşıdıkları özelliklerin yayılmasına neden olurlar (Arda, 1995).<br />
Bakteri populasyonları içinde antibiyotiklere direnç gelişimi, özellikle<br />
kliniklerde tedavi amacıyla antibiyotik kullanımına bağlı olarak ortaya çıkmıştır.<br />
Dirençlilik gelişimi plazmid ve transpozon şeklinde adlandırılan ekstrakromozomal<br />
DNA yapılarının taşımış olduğu dirençlilik determinantının büyüklüğüne bağlıdır<br />
(Poppe ve Gyles, 1998).<br />
Plazmidler, bakterilere kendilerinde olmayan bazı özellikler kazandırırlar.<br />
Bunlar antibiyotiklere, ilaçlara, kematörapötiklere, ağır metallere ve ultraviyole<br />
ışınlarına dirençlilik ile toksijenite, patojenite, proteolitik aktivite, virülenslik gibi<br />
özelliklerdir. Böyle etkinliği olan plasmidler bakterilerden çıkarılırsa, bakteriler eski<br />
orijinal formlarına, diğer bir deyişle bu özel markerlar açısından negatif duruma<br />
gelirler. (Akman, 1983; Gay ve ark, 1985; Keen ve ark, 1985; Barrow ve ark, 1987;<br />
Arıkan, 1990; Sarand ve ark, 1993).<br />
1
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
1.1. Klebsiella Cinsi<br />
Klebsiella cinsi bakteriler Enterobacteriacea ailesinin genel karakterlerini<br />
gösteren bazen ikişer ikişer, bazen kısa zincirler oluşturan 0.7-1.5 x 2.0-5.0 μm<br />
boyutlarında Gram negatif hareketsiz, sporsuz, genellikle kapsüllü çomakcıklardır<br />
(Bilgehan, 2000).<br />
Klebsiella cinsi adını, 19. yy`ın sonlarında yaşamış, Alman mikrobiyoloğu<br />
Edwin Klebs’den almıştır. Daha sonraları Klebsiella pneumoniae’nın yaptığı ağır<br />
öldürücü pnömoni tablosunu, araştırmacı Carl Friedlander ayrıntılı bir biçimde<br />
tanımlanmıştır. Bundan dolayı Klebsiella pneumonae yıllarca ‘Friedlander basili’<br />
olarak adlandırılmıştır. (Koneman ve ark, 1997; Ustaçelebi ve ark, 1999).<br />
Klebsiella cinsi bakteriler, insan ve hayvan bağırsak, üst solunum yolları<br />
florası ile toprak ve sularda bulunurlar. İnsanlarda, genellikle pnömoni, idrar yolu<br />
infeksiyonları, otitis media, sinuzit, menenjit, prostatit, kolesistit, peritonit, daha az<br />
olmak üzere sepsis, karaciğer absesi gibi birçok hastalığa yol açmaktadır (Bilgehan,<br />
2000).<br />
Nozokomiyal ve fırsatçı infeksiyonların en başta gelen etkenleri<br />
arasındadırlar (Usta Çelebi Ş.Ed. ve ark., 1999).<br />
Klebsiella cinsinde 7 tür bulunmaktadır: Klebsiella peumoniae, K. oxytoca, K.<br />
ozanae, K. rhinoscleromatis, K. planticola, K. terrigena, K. ornithinolytica.<br />
Hareketsiz türler içerir. Klebsiella cinsi bakterilerin önemli bir özelliği, gram boyama<br />
ile geniş kapsüllü görüntüsüdür. Bu özelliği ve katı besiyerinde büyük, mukoid<br />
koloniler yapması polisakkarit kapsülüne bağlıdır. Klebsiella cinsi bakteriler, ısıya<br />
dayanıksız olup nemli ortamda 55°C’de 30 dakikada ölürler, oda sıcaklığında tutulan<br />
kültürlerde haftalarca, + 4°C’de aylarca canlı kalırlar (Koneman ve ark, 1997;<br />
Ustaçelebi ve ark, 1999).<br />
Kuruluğa oldukça dirençlidirler. Özellikle organik maddelerde kurutulurlarsa<br />
aylarca canlı kalabilmektedirler. Üremeleri için kan, serum, asit sıvısı, glikoz gibi<br />
özel besin maddelerine gereksinim duymazlar. (Usta Çelebi Ş.Ed. ve ark., 1999)<br />
2
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
1.1.1. Biyokimyasal Özellikleri<br />
Klebsiella cinsi bakterilerin tür düzeyinde tanımlamalarında kullanılan<br />
özellikler şunlardır; Klebsiella’lar fermentatif bakterilerdir. Birçok şekeri fermente<br />
etmelerine rağmen bu konuda türler arasında farklılık vardır. D-glukoz, laktoz ve<br />
sukrozu fermente etmelerinin yanında mannitol, adonitol, trehalozu da fermente<br />
ederler. Örneğin Klebsiella rhinoscleromatis, laktozu fermente edemez. (Koneman<br />
ve ark, 1997)<br />
Karbon kaynağı olarak sitratı kullanırlar. K. rhinoscleromatis ise sitratı<br />
kullanamaz. Diğer tüm Enterobacteriacea ailesi üyelerinde olduğu gibi oksidaz<br />
etkinlikleri yoktur. Klebsiella cinsi bakteriler deoksiribonükleaz enzim aktivitesine<br />
sahip değildir. K. oxytoca, K. ornithinolytica ve K. planticola triptofanı indol, piruvik<br />
asit ve amonyak oluşturarak metabolize ederler. Karbonhidrat metabolizmalarının ara<br />
ürünü olarak asetil-metil-karbinol (asetoin) oluştururlar (K. ozaenae ve K.<br />
rhinoscleromatis hariç). Üreyi yavaş hidrolize eder ve Christensen’in üre agarında<br />
parlak pembe renk oluştururlar (K. rhinoscleromatis ve K. terrigena hariç)<br />
(Koneman ve ark, 1997).<br />
Klebsiella cinsi bakterilerden yalnızca K. rhinoscleromatis’de lizin<br />
dekarboksilaz enzimi yoktur. Bu nedenle lizini kadeverine dönüştüremez. Klebsiella<br />
ozaenae arjinin dihidrolaz enzimi ile ornitini putresine dönüştürebilme yeteneği K.<br />
ornithinolytica, K. ozaenae ve K. terrigena’da da gözlenir. Klebsiella cinsi bakteriler,<br />
H2S üretmezler, fenilalanini deamine etmezler (Koneman ve ark, 1997).<br />
Klebsiella pneumoniae, Klebsiella ozaenae ve Klebsiella rhinoscleromatis<br />
laktozdan gaz oluştururlar. Klebsiella cinsi bakterilerin Enterobacter, Hafnia ve<br />
Serratia cinsi bakterilerden ayrımında hareket yetenekleri ve DNAaz enzim<br />
aktiviteleri araştırılır. Klebsiella’lar hareketsiz, diğerleri hareketlidir (Bilgehan,<br />
2000).<br />
Enterobacter üyelerinden E. asburiae, E. dissolvens ve E. nimipressuralis<br />
hareketsiz olup Klebsiella’lardan lizini dekarboksile etme yeteneklerinin olmayışı ile<br />
ayrılırlar. Serratia cinsi bakterileri Klebsiella’lardan ayıran diğer özellik<br />
deoksiribonükleaz enzimi aktivitesine sahip olmalarıdır.<br />
3
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
Klebsiella cinsi bakteriler, tüm bağırsak bakterileri gibi genel kullanım<br />
besiyerlerinde ürerler. Optimal 37° C ve pH 7’de üreme gösterirler. Aerob ve<br />
fakültatif anaerobturlar. Sıvı besiyerlerinde homojen bir bulanıklık ve dipte mukoz<br />
bir çökelti yaparak üremektedirler. Üredikleri ortama bol kapsül maddesi salarlar.<br />
Katı besiyerlerindeki kolonileri, tipik mukoid nitelikte, büyük, sarımtırak gri renkte<br />
ve akıcı kolonilerdir. Uygunsuz koşullarda S ve R kolonilerine dönüşebilirler. Yatık<br />
jelozdaki birikme sıvısı gri-beyaz mukoid bir kitle şeklini alır. Buyyonda birkaç<br />
günlük kültürlerde bir kıvamlaşma oluşarak besiyeri eritilmiş jelatin kıvamında bir<br />
görünüm alır (Bilgehan, 2000). MacConkey agarda koloniler tipik olarak büyük,<br />
mukoid ve kırmızıdır (Koneman ve ark, 1997)<br />
1.1.2. Virülans Faktörleri<br />
Klebsiella cinsi bakterilerin geniş polisakkarit kapsülü, bakteri hücresini<br />
fagositozdan koruyan önemli bir virulans faktörüdür. Ayrıca infekte bölgeye lökosit<br />
göçünü geciktirir. Klebsiella’larda kapsül ve lipopolisakkaritlerde bulunan<br />
endotoksin dışında moleküler düzeyde herhangi bir virülans faktörü<br />
tanımlanmamıştır.<br />
Klebsiella’larda konak organizmadan demir iyonu sağlayabilen sideroforların<br />
varlığı gösterilmiştir. Sideroforlar yayılıcı sistemik infeksiyon oluşturmada esansiyel<br />
bir faktör olan demir kaynağını sağlayarak mikroorganizmaların işini<br />
kolaylaştırmaktadırlar. Ayrıca ‘adhezyon’ denen yapışma yeteneği de virulans ile<br />
ilgilidir. Fimbrialar yapışmadan sorumlu en önemli yüzey adhezinleri ya da<br />
ligantlarıdır. Fimbrialar genellikle gram negatif bakterilerde bulunurlar fakat bazı<br />
gram pozitif bakterilerde de bulunabilirler. Çevre şartları fimbriaların oluşumunu<br />
etkiler. Oksijen, sıcaklık, pH ve bakterinin içinde bulunduğu ortam bunlar<br />
arasındadır. Bakteri sitoplazmik membranından kaynaklanıp dışa doğru uzanan<br />
fimbrialar, protein yapısında olup ‘pilin’ adı verilen ve birbirleri ile sarmal şekilde<br />
birleşmiş alt ünitelerden meydana gelmektedirler (Akan, 1992; Tunçkanat, 1993).<br />
Çok kırılgan olan fimbrialar, sürekli olarak kaybedilir ve yerlerine yenileri yapılır.<br />
4
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
Üriner sistem infeksiyonuna yol açan bazı bakteriler, yeni fimbrialar yaparak<br />
konağın immun yanıtını aşabilirler (Koneman ve ark, 1997).<br />
1.2. Antibiyotikler<br />
Mantar ve diğer mikroorganizmalar tarafından üretilen mikroorganizmaların<br />
veya başka canlıların gelişmesini durduran ve öldüren doğal ya da kimyevi<br />
maddelere "antibiyotik" denir (Öner, 1992).<br />
Antibiyotikler tıpta kullanılan tüm ilaçlar içinde “mucize ilaç” olarak<br />
isimlendirilmektedirler. Kullanıma girmelerinden günümüze kadar uzun bir süreç<br />
geçmemesine rağmen bu ilaçlar ile ilgili gelişmeler hızla artmış aynı zamanda<br />
kullanımları sırasında ve sonrasında ortaya çıkan önemli sorunlar da gündeme<br />
gelmiştir. Bu sorunların başında ise antibiyotiklere karşı gelişen bakteriyel direnç yer<br />
almaktadır (Akalın, 1994).<br />
Antibiyotikleri çeşitli kriterlere göre sınıflandırmak mümkündür.<br />
Antibiyotikler, mikroorganizmalar üzerindeki etki derecelerine, etki<br />
mekanizmalarına, kimyasal yapılarına ve farmakokinetik özelliklerine göre olmak<br />
üzere çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler. Vücut sıvılarında oluşturdukları<br />
konsantrasyonlarda, mikroorganizmalar üzerindeki etki derecelerine göre<br />
bakteriyostatikler ve bakterisidler olmak üzere iki şekilde sınıflandırılırlar. (Ulusoy,<br />
1999; Aktuğlu, 1997; Chambers, 2001; Anonymous, 2000).<br />
5
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 1.1. Antibiyotiklerin ana sınıfları ve örnekleri (Gangle, 2005)<br />
Hücre Duvarı<br />
Protein Sentezini<br />
Nükleik Asit<br />
Sentezini<br />
İnhibe<br />
Sentezini<br />
İnhibe Edenler<br />
Edenler<br />
İnhibe Edenler<br />
β-laktamlar<br />
Penisilinler<br />
1.2.1. Penisilinler<br />
Sefalosporinler<br />
Karbapenemler<br />
Yapılarında bulunan beta-laktam halkası nedeniyle beta-laktam antibiyotikler<br />
olarak adlandırılırlar. Bakterilerde hücre duvarı sentezini seçici olarak inhibe ederler.<br />
Penisilinler en yüksek etkiyi aktif olarak çoğalan bakteriler üzerinde gösterirler.<br />
Bölünmeyen bakterilerde etkileri ya çok azdır ya da hiç yoktur. Bakterisid etkilidirler<br />
(Strohl ve ark, 2006).<br />
Glikopeptidler<br />
Vankomisin<br />
Avoparsin<br />
Teikoplanin<br />
Aminoglikozidler Tetrasiklinler Makrolidler Streptogrami<br />
Streptomisin<br />
Neomisin<br />
Kanamisin<br />
Gentamisin<br />
Klortetrasiklin<br />
Oksitetrasiklin<br />
6<br />
Eritromisin<br />
Azitromisin<br />
Klaritromisim<br />
Kinolonlar Sülfonamidler Rifamisin<br />
Siprofloksasin<br />
Norfloksasin<br />
Sülfamethoksazol<br />
-Trimetoprim<br />
nler<br />
Virginiamisin<br />
Quinupristin-<br />
Dalfopristin<br />
Pristinamisin<br />
Kloramfenikol
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 1.2. Penisilinlerin sınıflandırılması (Öncül, 2002)<br />
Doğal<br />
Penisilinler<br />
1. Doğal<br />
Penisilinler<br />
a)Kristalize<br />
Penisilin G<br />
b)Prokain<br />
Penisilin G<br />
c)Benzatin<br />
Pensilin G<br />
2. Penisilin<br />
Penisilinaza<br />
Dirençli<br />
Penisilinler<br />
1. Metisilin<br />
2. Nafsilin<br />
3. Isokazolil<br />
Penisilinler<br />
a) Oksasilin<br />
b) Kloksaslin<br />
c) Dikloksasilin<br />
d)Flukloksasilin<br />
1.2.2. Sefalosporinler<br />
Amino<br />
Penisilinler<br />
1.Ampisilin<br />
PENİSİLİNLER<br />
2. Amoksisilin<br />
3. Ampisilin<br />
Esterleri<br />
a)Bakampisilin<br />
b) Pivampisilin<br />
c) Talampisilin<br />
7<br />
Karboksi<br />
Penisilinler<br />
1.Karbenisilin<br />
2. Tikarsilin<br />
Üreido<br />
Penisilinler<br />
1.Meziosilin<br />
2. Azlosilin<br />
3.Piperasilin<br />
Beta-<br />
Laktamaz<br />
İnhibitörü<br />
taşıyanlar<br />
1.Amoksisilin<br />
Klavulanik<br />
Asit<br />
2. Ampisilin -<br />
Sulbaktam<br />
3. Tikarsilin-<br />
Klavulanik<br />
Sefalosporinler, Cephalosporicum acremonium isimli bir mantardan elde<br />
edilen sürekli geliştirilerek antibakteriyel tedavide yaygın kullanılan antibiyotik<br />
türlerinden biridir (Öncül, 2002). Gerek yapısal gerekse işlevsel olarak penisilinlere<br />
çok yakın beta-laktam antibiyotikler olup bakterisid etkilidirler (Strohl ve ark, 2006).<br />
Bakterisid etkilerini penisilinlerde olduğu gibi hücre duvar sentezinde rolü olan PBP<br />
(penisilin bağlayıcı protein)’leri inhibe ederek otolitik enzimleri de aktive ederek<br />
gösterirler (Öncül, 2002). Bunlar, bazı bakteriler tarafından üretilen beta-laktamaz<br />
enzimlerinin inaktive edici etkilerine karşı daha dayanıklıdırlar. Sefalosporinler<br />
birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü kuşak olarak sınıflandırılırlar (Strohl ve ark,<br />
2006).<br />
Asit
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 1.3. Türkiye’de bulunan sefalosporinler (Çalangu, 1997)<br />
SEFALOSPORİNLER<br />
1. Kuşak 2. Kuşak 3. Kuşak<br />
Sefalotin<br />
Sefazolin<br />
Sefaleksin<br />
Sefradin<br />
Sefadroksil<br />
Sefaklor<br />
Sefuroksim<br />
Sefuroksim aksetil<br />
Sefradin<br />
Sefoktoksin<br />
1.2.3. Karbapenemler<br />
Sefotaksim<br />
Seftizoksim<br />
Seftriakson<br />
Sefoperazon<br />
Seftazidim<br />
Sefiksim<br />
Sefoperazon + sulbaktam<br />
Beta laktam grubu antibiyotiklerden olan karbapenemler, bugüne kadar<br />
geliştirilen en geniş spektrumlu antibiyotiklerdir. Hem gram-pozitif hem de gram<br />
negatif aerob ve anaerob bakterilere etkilidirler. Klinik kullanımda bulunan iki üyesi<br />
imipenem ve meropenemdir. Streptomyces cattleya’dan üretilen tienamisin bu<br />
grubun ilk etken maddesidir (Öncül, 2002).<br />
1.2.4. Tetrasiklinler<br />
Tetrasiklinler, aminoglikozitler ve makrolitler gibi bazı antibiyotikler, yapısal<br />
olarak memeli ribozomlarından farklı alt birimlerden oluşan bakteri ribozomlarını<br />
hedef alan etki mekanizmalarına sahiptirler. Tetrasiklinler, bakterilerde ribozomların<br />
30S alt birimine bağlanarak bakteride protein sentezini inhibe ederler. Bunlar geniş<br />
spektrumlu antibiyotikler olup bakteriyostatik etki gösterirler (Strohl ve ark, 2006).<br />
8
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
1.2.5. Aminoglikozidler<br />
Aminoglikozitler, bakterilerde protein sentezini engelleyerek etki<br />
göstermektedirler. Duyarlı bakterilerde oksijene bağımlı bir sistemle hücre içine<br />
alınırlar. Tüm aminoglikozitler bakterisid etkilidir ve sadece aerob bakterilere<br />
etkilidirler (Strohl ve ark, 2006).<br />
1.3. Antibiyotiklere Karşı Direnç Gelişimi<br />
Direnç, bir bakterinin antimikrobiyal ajanın öldürücü veya üremeyi durdurucu<br />
etkisine karşı koyabilme yeteneğidir. Direnç gelişimi ve yayılımı, genellikle gereksiz<br />
ve uygunsuz antibiyotik kullanımına bağlanmakla birlikte, 1940’lı yıllarda<br />
antibiyotiklerin kullanılmadığı bazı adalarda toprak ve dışkı örneklerinde tetrasiklin<br />
ve streptomisine dirençli bakterilerin bulunması, antibiyotik dirençliliğinin yalnızca<br />
yaygın antibiyotik kullanımı sonucu değil, bakterilerin olumsuz çevre koşullarında<br />
yaşamını sürdürmek için kullandığı mekanizmanın parçası olduğunu da<br />
göstermektedir. Ancak antibiyotiklerin yoğun şekilde kullanıma girmesi ile birlikte<br />
yıllar içinde çoklu dirençli mikroorganizmalar ortaya çıkmış ve bunlarla oluşan<br />
enfeksiyonların tedavisinde büyük sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Günümüzde tüm<br />
dünyada bir yandan hızla yeni ilaçlar geliştirilmekte iken, öte yandan bunlara süratle<br />
direnç kazanan mikroorganizmalarla oluşan enfeksiyonlar bildirilmekte ve sorunun<br />
boyutları giderek büyümektedir (Tenover ve Hugles, 1996; Cohen, 1992).<br />
Antibiyotiklere karşı gelişen dirençlilik, hücre zarı geçirgenliğinin değişimi,<br />
metabolik yol ve enzimlerin değişim göstermesi veya antibiyotiklerin etki edecekleri<br />
molekülün kaybolması şeklinde de gelişebilmektedir.<br />
Antibiyotik tedavisi sırasında, kullanılan bazı antibiyotiklere hassas olan<br />
suşların dirençli hale geçtiği bilinmektedir. Bu durum, patojen bakterilerin<br />
antibiyotiğe direnç geliştirmesi olup, çok değişik ortamlarda bakteriler arasında<br />
genetik bilgi aktarımından kaynaklandığı şeklinde açıklanabilmektedir (Viljanen ve<br />
Boratynski, 1991).<br />
9
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
1.3.1. Doğal Direnç<br />
Bakteriler, antibiyotiklere doğal olarak direnç gösterebilirler. Bu şekilde<br />
gözlenen direnç, bakterinin temel özelliği olup ilaç kullanımı ve kalıtsal ilişkisi<br />
yoktur. Doğal direnç, bu mikroorganizmaların tür özelliği olarak ilacın hedefi olan<br />
yapıyı taşımamalarının veya ilacın yapısal bir özellikten dolayı hedefine<br />
ulaşamamasının bir sonucudur. Örneğin ilacın dış membrandan geçememesi nedeni<br />
ile Gram-negatif bakteriler vankomisine doğal olarak dirençlidir veya bakterilerin L<br />
formları ve Mycoplasmalar gibi hücre duvarsız mikroorganizmalar, penisilin gibi<br />
hücre duvar sentezi inhibitörlerine doğal dirençlidir. Aynı şekilde metabolik olarak<br />
inaktif olan bakteri sporları doğal dirençlidir. Çünkü bir çok ilacın etkili olabilmesi<br />
için bakterinin aktif üreme döneminde olması gereklidir (Jawetz ve ark, 1995;<br />
Eliopoulos, 1992).<br />
1.3.2. Kazanılmış Direnç<br />
Bir bakteri genetik özelliklerindeki değişimlere bağlı olarak eskiden duyarlı<br />
olduğu bir antibakteriyel ajandan etkilenmeyebilir. Bu durumda o bakteri direnç<br />
kazanmış olur. Genetik kaynaklı direnç kromozomal veya kromozom dışı elemanlara<br />
bağlı olabilir. Kromozomal direnç, bakteri kromozomunda kendiliğinden (spontan)<br />
oluşan mutasyonlar sonucu ortaya çıkar. Spontan mutasyonlar bazı fiziksel ve<br />
kimyasal faktörlerle oluşabilir ve sonuçta bakteri hücresinde yapısal değişimler<br />
oluşur. Böylece hücrenin ilaca karşı geçirgenliği azalabilir veya hücre içinde ilacın<br />
hedefinde değişiklikler olabilir. Streptomisin, aminoglikozidler, eritromisin ve<br />
linkomisine karşı bu tür direnç görülebilir. Spontan kromozomal mutasyon oranı 10 -<br />
7 -10 -12 dir. Bu nedenle klinikte bu tip direnç az olup, nadiren sorun yaratır. Ancak<br />
rifampisine karşı gözlenen spontan mutasyon olasılığı 10 -5 civarında olup direnç<br />
gelişme frekansı oldukça yüksektir (Jawetz ve ark, 1995).<br />
Ekstrakromozomal direnç, çeşitli yollarla aktarılan plazmid ve transpozon<br />
gibi hareketli genetik yapılar aracılığı ile ortaya çıkmaktadır.<br />
10
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
Plazmidler, bakterilerde bulunabilen ve kromozomdan bağımsız olarak<br />
replike olabilen ekstrakromozomal DNA parçacıklarıdır. R (rezistans) faktörleri bir<br />
ya da birkaç antibiyotiğe ve ağır metallere karşı direnç genlerini taşıyan<br />
plazmidlerdir. Plazmid genleri, genellikle ilaçları parçalayan enzimlerin<br />
üretilmesinden sorumludurlar.<br />
Transpozonlar ise bakteri kromozomunun değişik yerlerine yerleşebilen veya<br />
kromozomdan plazmide, plazmidden plazmide, plazmidden DNA veya bakteriyofaja<br />
aktarılabilen, kendi kendilerine replike olamayan, bu nedenle kromozom, plazmid<br />
veya bakteriyofaj gibi bir replikon üzerinde bulunan DNA dizileridir. Direnç<br />
genlerini taşıyan ekstrakromozomal hareketli genetik yapılar, bir bakteriden diğerine<br />
transdüksiyon, transformasyon, konjugasyon ve transpozisyon gibi mekanizmalarla<br />
aktarılırlar.<br />
Kromozom veya plazmid üzerindeki direnç genleri, bakterinin bölünmesi ile<br />
yavru hücrelere aktarılır. Bu yeni hücrelerin çoğalması ile de dirençli suşun ve direnç<br />
genlerinin yayılımı gerçekleşir (klonal yayılım)<br />
Plazmidler konjugasyon yolu ile yatay olarak da aktarılabilir. Konjugasyon,<br />
iki bakteri hücresinin teması sonucunda genetik eleman aktarımı olup, türler arası<br />
plazmid aktarımının in vivo koşullarda da oluşabilmesi açısından önem taşımaktadır.<br />
Ayrıca dirençlilik plazmidleri Gram-pozitif ve Gram-negatif bakteri türleri arasında<br />
da aktarılabilirler.<br />
Direnç genlerinin yeni konaklara aktarımında tek mekanizma plazmid<br />
transferi değildir. Transpozisyon ile transpozon veya transpozabl elementler diye<br />
bilinen kısa DNA sekansları aktarılabilir. Özellikle Gram-pozitif bakterilerde<br />
bulunan konjugatif transpozonlar, plazmid olmaksızın gen aktarımını<br />
sağlayabilmektedirler. Son yıllarda yapılan çalışmalar, direnç genlerinin özellikle<br />
transpozonlarca taşındıklarını göstermiştir. Bir diğer önemli nokta ise bu tip aktarım<br />
olaylarındaki transfer frekansının antibiyotik konsantrasyonu düşük olduğunda<br />
hızlanmasıdır.<br />
Transformasyon, ortamda serbest (çıplak, saf) durumda bulunan DNA’nın<br />
bakteri hücresi içine alınması olup hassas organizmaya dirençlilik genlerinin<br />
aktarılmasıdır. Neisseria türleri ve Streptokoklarda patojen ve nonpatojen türler<br />
11
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
arasında gen aktarımının transformasyon ile gerçekleştiği düşünülmektedir.<br />
Transdüksiyon ise direnç genlerinin bakteriyofaj aracılığı ile transferi olup, sıklıkla<br />
laboratuar koşullarında direnç aktarımı için uygulanır (Jawetz E., 1995; Eliopoulos<br />
GM., 1992).<br />
Kromozom veya plazmid üzerindeki antibiyotik direnç genlerinin birbirleri ile<br />
bağlantılı olduğu ve başlangıç bölgesinin yakınında özel integrasyon birimleri<br />
bulunduğu gözlenmiştir. Bunlara integron adı verilir. İntegronlar rekombinasyonun<br />
çok sık görüldüğü sıcak noktaları oluştururlar.<br />
1.3.3. Çapraz Direnç<br />
Belli bir antibiyotiğe karşı dirençli olan bazı mikroorganizmaların, aynı veya<br />
benzer mekanizma ile etki eden diğer antibiyotiklere karşı da dirençli olması<br />
durumudur. Bu durum genellikle yapıları benzer antibiyotikler arasında<br />
gözlenmektedir. Eritromisin, Oleandomisin, Neomisin ve Kanamisin gibi. Ancak<br />
bazen bazı durumlarda tamamen ilgisiz antibiyotikler arasında da görülebilir.<br />
Eritromisin-linkomisin arasındaki çapraz direnç, buna verilebilecek en güzel<br />
örnektir. Çapraz direnç gelişimi kromozomal veya ekstrakromozomal orijinli de<br />
olabilir (Jawetz, 1995; Eliopoulos, 1992).<br />
1.3.4. Direnç Mekanizmaları<br />
1.3.4.1. Antibiyotiğin Bağlandığı Reseptör veya Bağlanma Bölgesinde Oluşan<br />
Değişiklikler<br />
Antibiyotiğin bağlandığı hedef bölgeler farklılık göstermektedir. Bunlar<br />
ribozomlar ve çeşitli enzimler olabilir. Bu hedeflerde bazen tek bir mutasyon sonucu<br />
ilaca bağlanma özelliği düşük yeni bir hedef oluşumu söz konusu olabilir. Örneğin,<br />
30S ribozomal altbirimin S12 proteinindeki mutasyonlar streptomisin direncine yol<br />
açmaktadır. Ribozomal dirençlilik en fazla makrolid grubu antibiyotiklerde<br />
gözlenmektedir. Makrolidlere dirençli klinik suşlarda 50S ribozomal alt birimde<br />
12
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
bulunan 23S ribozomal RNA’yı metilleyen bir enzim sentezlenmekte ve sonuçta<br />
ilacın bağlanması azalarak direnç gelişmektedir.<br />
Tek basamaklı bir değişim söz konusu olduğundan bu tip dirençliliklerin<br />
ortaya çıkması ve yayılması daha hızlı olmaktadır (Mayer ve ark, 1995).<br />
Bazı durumlarda bir dizi mutasyon veya yabancı bir DNA’nın kromozoma<br />
eklenmesi sonucu hedef değişimi olabilmektedir. Örneğin, PBP’lerdeki mutasyonlar<br />
ile Staphylococcus aureus, Streptococcus pneumoniae, Neisseria meningitidis ve<br />
Enterococcus faecium suşlarında penisilin direnci ortaya çıkmaktadır (Ayliffe, 1997;<br />
Spratt, 1994).<br />
Hedef yapısındaki değişiklikler, β-laktam, kinolon, glikopeptid, makrolid,<br />
tetrasiklin ve rifampisine direnç gelişmesinde oldukça önemlidir.<br />
1.3.4.2. Antibiyotiğin Enzimatik İnaktivasyonu<br />
Gerek Gram-pozitif, gerekse Gram-negatif bakterilerin birçoğu değişik<br />
anibiyotikleri parçalayan enzimler sentezlemektedirler. Bu yol antibiyotik direncinde<br />
en önemli mekanizmalardan biridir. Enzimler arasında β-laktam antibiyotikleri<br />
parçalayan ve sayıları her gün artan β -laktamazlar, aminoglikozidlerin yapısını<br />
modifiye eden asetilaz, adenilaz ve fosforilaz enzimleri, kloramfenikolü parçalayan<br />
kloromfenikol asetil transferaz ve eritromisini inaktive eden eritromisin esteraz<br />
sayılabilir (Mayer ve ark, 1995; Davies, 1994).<br />
1.3.5. Bakteriyel Membran Değişiklikleri<br />
1.3.5.1. İç ve Dış Membran Permeabilitesinde Azalma<br />
İç ve dış membran permeabilitesindeki değişikliklere bağlı olarak ya ilacın<br />
hücre içine alımındaki azalmadan veya hızla dışarı atılmasını sağlayan aktif pompa<br />
sistemlerinden kaynaklanan dirençtir. Antibiyotiklerin etkili olabilmesi için bakteri<br />
içine girmesi zorunludur.<br />
13
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
Örneğin β-laktam ajanların stoplazmik zarın dış yüzeyine, aminoglikozidlerin<br />
ise hücre içine ulaşması gerekmektedir. Peptidoglikan tabaka geniş aralıkları ile<br />
antibiyotiklerin bakteri hücresi içine girmesini engellemez. Gram negatif bakterilerde<br />
bulunan dış membran, lipitten zengin bir tabaka olup antibiyotiklerin hücreye<br />
girmesini engelleyen bir bariyer görevi yapar ki, bu tabaka gram pozitif bakterilerde<br />
yoktur. Gram negatif bakterilerde ilaçların hücre içine girmesi, dış membrandaki<br />
porinler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Ancak bazı bakteriler bazı koşullarda<br />
ortamın ozmolaritesine göre farklı porinler sentezleme yeteneğindedir.<br />
Mutasyonlar ile membran porin proteinlerindeki değişim sonucu geçirgenlik<br />
azalarak dirençli suşlar ortaya çıkabilir. Örneğin Pseudomonas aeruginosa suşlarında<br />
OprD olarak adlandırılan porin proteinindeki değişimin karbapenem direncine yol<br />
açtığı saptanmıştır. Dış zar geçirgenliğinin kinolon ve aminoglikozid direncinde de<br />
önemli rol oynadığı belirtilmektedir. ( Mayer ve ark, 1995; Nikaido, 1994)<br />
İç membran (stoplazmik zar) permeabilitesindeki değişiklerle kazanılan<br />
dirence örnek olarak aminoglikozidleri verebiliriz. Gerek gram pozitif, gerekse gram<br />
negatif bakterilerde aminoglikozidlerin ribozomlara ulaşabilmesi için stoplazmik zarı<br />
geçmesi gerekmektedir. Aminoglikozidlerin stoplazmik zarı geçmesi ise enerji ve<br />
oksijene bağımlı olarak aktif transport mekanizması ile gerçekleşir. Hiperozmolarite,<br />
düşük PH ve anaerop koşullar bu olayı engellemektedir. Bu nedenle anaerop<br />
mikroorganizmalar aminoglikozidlere doğal olarak dirençlidir. Mutasyon sonucu<br />
membran yapısında oluşan değişiklikler sonucunda da direnç gelişebilir. Esherichia<br />
coli, S. Aureus, Salmonella spp. de elektron transport sistemlerini örnek verebiliriz<br />
(Mayer ve ark, 1995).<br />
1.3.5.2. İlacın Dışarı Atılması (Aktif Pompa Sistemi)<br />
İlacın hücre dışına atılmasını sağlayan aktif pompa sistemlerinin varlığı<br />
yaklaşık 20 yıl önce tetraksiklinler için saptanmıştır. Tetrasiklin, enerjiye bağımlı bir<br />
aktif pompalama sistemi ile dışarı atılır ve hücre içinde birikemez. Bu dirençlilik<br />
davranışı plazmid veya kromozom kontrolündedir. Bununla birlikte, dirençliliği<br />
sağlayan genlerin büyük ölçüde transpozonlar üzerinde bulunduğu ve düşük<br />
14
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
tetrasiklin konsantrasyonları ile genlerin indüklenebildiği saptanmıştır. Direnç<br />
genleri özel membran proteinleri (tet proteini) sentezlenmekte ve bu proteinler<br />
aracılığı ile katyonlar ve tetrasiklin hücre dışına atılmaktadır. Aktif pompa sistemi<br />
kinolonlar, makrolidler, azolid ve streptograminler, kloramfenikol ve β-laktamlara<br />
dirençte de etkili olup birçok bakteride bulunur. Örneğin S. aureus ‘un norA geni bu<br />
mekanizmayla kinolonlara dirençli duruma gelirken, E.coli aynı mekanizmayla<br />
norfloksasin antibiyotiğine direnç kazanmaktadır (Mayer ve ark, 1995; Nikaido,<br />
1994).<br />
1.3.5.3. Alternatif Bir Metabolik Yolun Kullanılması<br />
Bazı bakteriler hedef değişimlerinden farklı olarak ilaca duyarlı hedefe<br />
gereksinimi ortadan kaldıracak yeni bir metabolik yol geliştirirler. Sülfonamid ve<br />
trimetroprim direncinde böyle bir olay söz konusudur. Bakteriler folat sentez etme<br />
yerine ortamdan hazır folat alma özelliği kazanabilir.<br />
1.4. Ekstrakromozomal Genetik Yapılar<br />
1.4.1. Plazmidler<br />
Kromozom dışında, bakterilerin içinde bulunan, çift iplikli çoğunlukla<br />
sirküler DNA yapısında, bulunduğu hücreye bazı önemli özellikler kazandıran,<br />
replikasyon bölgesi nedeniyle bakteriden bağımsız replikasyon yapabilen ve bu<br />
özellikleri başka organizmalara aktarma yeteneğinde olan ekstrakromozomal yapılara<br />
plazmid adı verilmektedir (Bilgehan, 2000).<br />
Plazmidler antibiyotikler ve ağır metallere direnç genlerinin yanında değişik<br />
virülans faktörlerini de taşıyabilirler. R-plazmidi aynı anda bir veya daha çok sayıda<br />
antibiyotiğe karşı direnç genlerini taşımaktadır. Direnç plazmidleri diğer duyarlı<br />
bakterilere transformasyon veya konjugasyon mekanizmaları aracılığı ile geçerek<br />
dirençliliğin yayılmasına neden olur (Gür, 1994).<br />
15
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
Plazmid büyüklükleri taşımış oldukları genetik bilgiye göre değişmekle<br />
birlikte 10 Kbaz’dan daha küçük kriptik plazmidlerin yanı sıra megabaz büyüklükte<br />
plazmidlerde vardır (Olgun ve Topal, 1999).<br />
Plazmidlerin hepsi kendini replike edebilme yeteneğinde olup, üzerinde bir<br />
ya da daha fazla dirençlilik geni taşıyabilirler. Plazmidlerin bazıları bakteriden<br />
bakteriye kendinin transferini sağlayacak transfer genleri taşırlar (F-plazmidi gibi).<br />
Bu tip plazmidlere konjugatif plazmidler denilmektedir. Bu tür genleri<br />
bulundurmayan plazmidlere ise konjugatif olmayan plazmidler adı verilir. Plazmidler<br />
kromozom dışında sitoplazmada serbest halde bulunabileceği gibi bakteri<br />
kromozomuyla bütünleşmiş halde epizomik olarak da bulunabilir. F-plazmidleri<br />
özelikle konjugasyon olaylarında bulundukları hücreye erkeklik ve dişilik özelliği<br />
kazandırır. F-plazmidi bulunan bakterilere verici (erkek), F plazmidi bulunmayan<br />
bakterilere alıcı (dişi) bakteriler denilmektedir. Plazmidler taşıdıkları dirençlilik<br />
genlerini bir bakteriden başka bir bakteriye plazmidlerin aktarılması yolu ile<br />
taşımaktadırlar (Akman, 1983; Bilgehan, 2000).<br />
Plazmidlerin bir genom olmaları bulundukları bakterilerde bazı genetik<br />
olayların kontrolünü yapma özelliği vermektedir. Bazı plazmidlerin hücredeki<br />
fonksiyonları bilinmeyebilir bu tür plazmidlere kriptik plazmid denilmektedir.<br />
Plazmidler bir bakteride kendiliğinden oluşabildiği gibi bir başka bakteriden<br />
aktarılma yolu ile meydana gelebilirler. Bir plazmid hücrede kendiliğinden<br />
kaybolabileceği gibi kimyasal ve fiziksel yollarla da yok olabilirler (Bilgehan, 2000).<br />
Bilinen başlıca plazmidler şunlardır:<br />
1. F-plazmidi<br />
2. F’-lac plazmidi<br />
3. Col plazmidleri (Kolisinojenik faktörleri)<br />
4. R plazmidleri (Dirençlilik)<br />
5. Stafilokok plazmidleri<br />
6. Virülans plazmidleri<br />
16
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
1.4.1.1. F Faktörleri<br />
Kromozom dışında bağımsız olarak bulunabildiği gibi kromozomla<br />
bütünleşmiş olarak da (epizomik durum) bulunabilmesi, bakteride cinsel olarak<br />
verici (erkek) hücre olma özelliğini kontrol altında tutması ve bakteriden bakteriye<br />
aktarılması gibi özellikleri vardır.<br />
1.4.1.2 F’ Faktörleri<br />
Kendi genleri ile bakteriye ait genleri taşıyan F faktörleridir. Bu durum hfr<br />
bakterilerde F faktörü epizomik durumdan bağımsız duruma geçerken beraberinde<br />
bakteri DNA’sından bazı genleri de kendine yapışmış olarak alabildiği durumlarda<br />
gözlenir. F faktörünü taşıyan bakteriye F-prime ya da F’ hücresi denir.<br />
1.4.1.3. Col Plazmidleri (Kolisinojenik Faktörleri)<br />
Koli basillerinin bazı kökenlerinde yine başka koli basillerini eriten maddeleri<br />
(kolisin) oluşturma özellikleri hücrelerin içinde bulunabilen DNA yapısında ve tipik<br />
plazmid niteliği gösteren elementler tarafından sağlanır. Bu elementlere "col<br />
plazmidleri" adı verilir.<br />
1.4.1.4. R Plazmidleri (Dirençlilik)<br />
Bakterilerde antibiyotiklere ve kemoterapötik ilaçlara karşı ekstra<br />
kromozomal dirençliliğin bakteriden bakteriye aktarılmasını yöneten kromozom dışı<br />
elementlerin bulunduğu belirlenmiştir. Bu faktörlere kısaca "RTF (rezistans transfer<br />
faktörü)" adı verilir. Bakteri hücresi içinde çembersel ya da düz olarak bulunurlar.<br />
(Bilgehan, 1994). Bakteri kromozomu ile de integre olabilirler (Arda, 1995). RTF<br />
faktörü bulunduran bakterilerden bu faktörü olmayanlara kemoterapötiklere karşı<br />
direnç genlerinin aktarılması, bu faktörlerin kontrolü altında yapılır (Bilgehan, 1994).<br />
R faktörleri iki bölümden oluşurlar. Biri konjugasyonu ve aktarılmayı yöneten<br />
17
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
transfer faktörü (TF) ve diğeri de çeşitli ilaçlara karşı dirençliliği tayin eden<br />
rezistanslık faktörü (RF) veya R determinanttır. Bu faktörler birbirinden bağımsız<br />
olarak aktarılabilirler. Eğer RF transfer edilirse alıcı hücre ilaçlara karşı dirençli hale<br />
gelir. Ancak, RF’nin, TF olmadan tek başına aktarılması olanaksızdır. Bu nedenle<br />
RF’nin aktarılması diğer mekanizmalar tarafından yönetilir. R faktörünün bir kısmı,<br />
zamanla, spontan olarak veya antibiyotik baskısının kalkması sonu, konakçı<br />
bakteriden ayrılabilir. Spontan kaybolmalarda R faktörünün, kromozomla aynı anda<br />
bölünerek kardeş hücrelere aktarılması da rol oynar.<br />
Mutasyonlar sonu da, antibiyotiklere karşı dirençlilik oluşabilmektedir.<br />
Ancak, bu tarz rezistanslık, ekstrakromozomal değil, kromozomaldir. Bazı<br />
durumlarda, yabancı DNA segmentleri hücrelere girer ve kromozomla da birleşebilir<br />
ve mutasyonlara yol açabilir (Arda, 1995).<br />
1.4.1.5. Staphylococcus Plazmidleri<br />
İçerdikleri plazmidler yönünden Staphylococcus bazı değişik durumlar<br />
göstermektedirler. Genellikle bu plazmidler tek genli plazmidler olup, sık sık bakteri<br />
kromozomu ile bütünleşebilme ve yine ayrılma özelliği gösterebilirler. Bu plazmidler<br />
bakteriyofajlar aracılığı ile transdüksiyon yoluyla bir bakteriden diğerine aktarılırlar.<br />
Bilinen Staphylococcus plazmidlerinin başlıcaları penisilinaz plazmidleri, tetrasiklin<br />
plazmidleri, kloramfenikol plazmidleri, neomisin, kanamisin plazmidleridir<br />
(Bilgehan, 1994).<br />
1.4.1.6. Virülans Plazmidleri<br />
Bakterilerin sahip oldukları virülans faktörlerin bir kısmı kromozomlarında<br />
kodlanmasına karşın bazıları da plazmid orjinlidir (Arda,1995). Virülans plazmidleri<br />
bakterilerin virülansını etkilerler (Bilgehan, 1994).<br />
18
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
1.4.2. Transpozonlar<br />
Transpozonlar bir DNA molekülünden diğerine (kromozomdan plazmide,<br />
plazmidden kromozoma) geçebilen DNA dizileridir (sıçrayıcı gen). Plazmidden<br />
farklı olarak bağımsız olarak replike olamazlar. Ampicilin, kloramfenikol,<br />
kanamisin, tetrasiklinler ve trimetoprim’e karşı direnç gelişiminden sorumludurlar.<br />
Özellikle çok kısa süre içerisinde çoklu antibiyotik direncinin (multiple-drug<br />
resistance) ortaya çıkmasında ve yayılmasında transpozonların rolü vardır. R-<br />
plazmidleri ve transpozonlar sadece aynı tür bakteriler arasında değil başka cins<br />
bakterilere de geçerler. Örnek olarak gonokoklarda penisilinaz yapımını yöneten<br />
plazmidlerin Haemophilus infulenza’ya, Shigella cinsi bakterilerde tetrasiklin,<br />
kloramfenikol, streptomisn ve ampicilin direncinden sorumlu plazmidin E.coli’ye<br />
gecişi verilebilir (Öztürk, 1997).<br />
1.5. Mikroorganizmalar Arası Genetik Madde Aktarımı<br />
Bakterilerde genetik materyalin küçük veya büyük bir bölümü bir bakteriden<br />
diğerine çeşitli mekanizmalar aracılığı ila aktarılıp, sonunda önemli genetik<br />
değişiklikler oluşabilmektedir. Verici bakteriden alıcı bakteri hücresine, bakteri<br />
genomunun aktarılması sonucu her iki bakteri hücresinin genetik özelliklerini birlikte<br />
içeren melez bakteriler meydana gelirler. Bakterilerde görülen bu olaylar sırasında,<br />
yüksek canlılarda olduğundan farklı olarak, iki hücrenin çekirdeklerinin tümü<br />
birleşmemekte, alıcı bakterinin kromozomu yalnız belli bir bölüm için diploid<br />
(benzer genlerden çift dizi taşınması) duruma geçmektedir. Kısmi bir zigot olarak da<br />
nitelendirilen melez bakteride, verici hücreden alınan genetik materyale ekzogenot,<br />
bunun alıcı hücredeki karşılığına ise "endogenot" denir. Alıcı bakteri DNA’sının<br />
replikasyonu sırasında, "ekzogenot" da replike olur ve aralarında meydana gelen<br />
çaprazlaşmalar sonucu, alıcının DNA’sına vericiden gelen "ekzogenot" eklenir. Bu<br />
bakteriden oluşacak yavru bakteriler, alıcı hücrenin genomuna taşırlar. Verici<br />
bakteriden aktarılan bir DNA segmentinin alıcının genomuna girip, alıcı bakteriye<br />
19
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
birtakım yeni özellikler kazandırması mümkündür. Böylece meydana gelen olaya<br />
"rekombinasyon" (yeni bileşim), oluşan bakteriye "rekombinant" adı verilir.<br />
gelmektedir.<br />
Bakteride rekombinasyon olayları üç ana mekanizma ile meydana<br />
1.5.1. Transformasyon<br />
Saf veya rekombinant DNA’nın alıcı bakteriye aktarılması olayına<br />
transformasyon adı verilir. Verici bakterinin DNA’sı ortama, genellikle bakterinin<br />
kendiliğinden parçalanıp erimesi veya bazı kimyasal maddeler aracılığı ile<br />
ekstraksiyonu sonucu salınır. Bu genetik materyalin alıcı hücre tarafından<br />
alınabilmesi için, deoksiribonükleaz enziminin etkisinden korunmuş olması ve alıcı<br />
hücrenin DNA moleküllerini hücre içine alabilecek yeteneğinin bulunması<br />
gerekmektedir. Transformasyon olayının mekanizması çok iyi bilinmemekle birlikte,<br />
gözlemler alıcı bakterinin ancak büyük DNA segmentlerini (4x10 5 ’den büyük)<br />
ortamdan alabildiğini, çift iplikli DNA’nın tek iplikli DNA’ya oranla daha büyük bir<br />
sıklıkla hücre içine alınabildiğini göstermiştir. Ayrıca bu olayda, alıcı bakterileri<br />
duvarında Ca +2 gibi metal iyonları tarafından oluşturulan hassaslaştırma DNA nın<br />
hücreye girmesini kolaylaştırmaktadır (Brown, 1997).<br />
Bu konu ile ilgili çalışmaların çoğu pnömokoklar üzerinde yapılmış olmakla<br />
birlikte, Haemophilus influenzae, Bacillus subtilis, Neisseria gonorrhoeae,<br />
Escherichia coli gibi bakterilerde de transformasyon gözlendiği bildirilmiştir.<br />
1.5.2. Transdüksiyon<br />
Bir bakteriye ait DNA yapısının, bakteriyofaj aracılığı ile diğer bir bakteriye<br />
aktarılması olayıdır.<br />
Bakteriyofajlar, bakterilerin zorunlu parazitleri olup, ancak canlı bakteri<br />
hücreleri içinde replike olabilirler ve bu ilişki sonucu çoğunlukla içinde çoğaldıkları<br />
bakterinin parçalanıp erimesine yol açarak, bir başka bakteriyi enfekte etmek üzere<br />
serbest kalırlar.<br />
20
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
Bakteriyofajlar genellikle kendileri için spesifik olan bakteri hücrelerine<br />
kuyrukları ve kapsidleri ile yapıştıktan sonra (adsorbsiyon), faj genomu (DNA veya<br />
daha az sıklıkla RNA yapısında) bakteri içine girer. Bunu takiben, bakteri hücresinin<br />
biyolojik fonksiyonları yeni fajların yapımı doğrultusunda yönlendirilir. Yani bir<br />
yandan faj DNA’sı (veya RNA genomu), diğer taraftan da fajın yapısal proteinleri<br />
bakteri hücresi tarafından, bakteriyofaj genomundaki bilgiler doğrultusunda<br />
sentezlenir. Kısa sürede bakteri hücresinin içinde, yeni sentezlenen faj birimleri<br />
birbiriyle birleşip olgun bakteriyofajları oluştururlar. Sonunda bakteri hücresinin<br />
erimesiyle, fajlar serbest hale geçerler ve yeni bakterileri enfekte ederler.<br />
Bazı bakteriyofajlar ise konak bakteri hücresini eritmeyip onunla birlikte<br />
ortak bir yaşam sürdürürler. Bu yaşam biçiminde faj DNA’sı, bakteri DNA’sı ile<br />
birleşip bütünleşmiştir (profaj). Bakteri DNA’sının replikasyonu sırasında, onunla<br />
bütünleşmiş olan faj DNA’sı da replike olur ve meydana gelen yavru bakterilerin<br />
genomu ana bakterilerinkine benzer. Genomlarında profaj taşıyan bakteriler<br />
hayatlarını bu şekilde sürdürebilirler. Ancak profajın bakteri DNA’sından ayrılıp,<br />
bakteri hücresi içinde bağımsız olarak replike olması sonucu, yeni oluşan faj<br />
partikülleri nedeniyle konak bakterilerin eridikleri de gösterilmiştir. Profaj ile<br />
biyolojik bir denge içinde yaşayan ancak dengenin herhangi bir nedenle bozulması<br />
halinde, sonunda kendisini de ölümüne yol açacak olan bakteriyofajları oluşturabilen<br />
böyle bakterilere "lizojenik bakteri", konak bakteri ile birlikte ortak bir yaşam süren<br />
bakteriyofaja da "temperent (ılımlı=iyi huylu) faj" adı verilmektedir.<br />
Özetle belirtmek gerekirse, transdüksiyonda bir bakteriyofaj aracılığı ile<br />
bakteriden bakteriye genetik materyal veya bir DNA segmenti aktarılmakta böylece<br />
alıcı bakteri, verici bakteriye ait bazı özellikleri kazanmaktadır.<br />
Salmonella, Shigella, Escherichia, Pseudomonas, Vibrio, Proteus cinsleri<br />
başta olmak üzere birçok gram negatif bakteri ile bazı gram pozitif bakterilerde<br />
(Bacillus, Corynebacterium cinsleri, stafilokok ve streptokokların bazılarında)<br />
transdüksiyon sonucu rekombinasyon oluşmaktadır. Transdüksiyonun değişik iki tipi<br />
bilinmektedir (Brown, 1997).<br />
21
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
1.5.3. Konjugasyon<br />
Genetik materyalin bir bakteriden diğerine iki bakteri arasında oluşturulan<br />
sitoplazmik köprü veya sex pilusu aracılığı ile aktarılmasıdır. Birçok enterik<br />
bakterinin konjugasyon yaptığı bilinmektedir. E.coli bakterisinin K12 suşunda<br />
yapılan ilk gözlemlerde, bu olayda bazı bakterilerin daima verici, diğerinin ise alıcı<br />
özellik gösterdiği saptanmıştır.<br />
Bakteriye verici özelliğini, ekstrakromozomal DNA özelliğine sahip olan "F<br />
(fertilite=seks)" faktörü kazandırmaktadır. F faktörünün bulunduğu F+ bakteri, bu<br />
faktörü taşımayan (F-) bakteri ile yan yana gelip F faktörünü aktarabilmektedir. F<br />
faktörü bir replikondur. Yani sitoplâzma içinde, bakteri kromozomundan bağımsız<br />
olarak replike olmakta ve yeni oluşan yavru bakterilere geçebilmektedir. Sonraları F<br />
faktöründen başka genetik yapılarında bu çeşit aktarmalarla bakteriden bakteriye<br />
geçip, aktarıldığı bakteriye değişik birtakım özellikler kazandırdığı anlaşılmıştır.<br />
Bakterilerde kromozoma eklenmeden bulunan, replike olabilen ve aktarıldığı<br />
bakteriye birtakım biyolojik özellikler kazandıran DNA segmentlerine "plazmid" adı<br />
verilir. F faktörü de bir plazmid olup, dairesel biçiminde ve çift iplikli DNA<br />
yapısındadır. Bakteri kromozomu gibi bir ucu ile lateral mezozoma tutunur,<br />
kromozomla eş zamanlı fakat ondan bağımsız olarak replike olur. F faktörüne sahip<br />
olan bakteri, bu faktörü taşımayan bakteri hücreleri ile yan yana gelip, aralarında<br />
köprüler oluşturarak, alıcı hücreye F faktörünü veya aynı zamanda bakterinin<br />
kromozomundan bir parçayı aktarabilme yeteneğine sahiptir. Bakteriden bakteriye<br />
genetik madde aktarılmasını yöneten ve "tra" şeklinde adlandırılan genler, F<br />
faktöründe bulunan operon tarafından düzenlenirler. Konjugasyon bu operondaki<br />
bazı genlerin yönetimi altında, bakteride "seks pilusu (F fimbriası) " adı verilen bir<br />
pilusun oluşturulması ile başlar.<br />
İki bakterinin yan yana gelip birleşmesi sırasında, F faktörü de bakteri<br />
kromozomu gibi replike olur ve DNA’nın çift iplikçikleri birbirinden ayrılır. DNA<br />
iplikçiklerinden biri F- olan alıcı bakteriye geçer, diğeri verici bakteri de kalır. Bunu<br />
takiben her iki bakteride de bu iplikçiklerin karşıtı olan iplikçikler sentezlenerek iki<br />
hücre de F+ özellik kazanmış olur. F+ bakteriden F- bakteriye, F-faktörünün<br />
22
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
aktarılması oldukça yüksek frekansta gerçekleşebilir. Yapılan çalışmalar, bazı<br />
organizmalarda F- hücrelerin tamamının F+ özellik kazandıklarını göstermiştir.<br />
Bununla birlikte, verici bakteriye ait kromozomal DNA segmentlerinin, alıcı<br />
bakteriye aktarılma sıklığı oldukça düşük düzeyde (10 -4 -10 -5 ) gerçekleşmektedir.<br />
Bunun için F faktörünün verici bakteri DNA’sında uygun bir bölgeye yerleşmesi<br />
gerekmektedir; böylece F faktörü bakteri DNA’sı ile bütünleşmektedir. Yüksek<br />
sıklıkla rekombinasyon yapan (Hfr=high frequency of recombination) hücreler bu<br />
şekilde oluşmaktadır. Bu durumda bakteri kromozomunu harekete geçirerek alıcı<br />
bakteriye birçok genetik özellik kazandırabilmektedir.<br />
1.6. Çalışmanın Amaçları<br />
Bu çalışmada, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastane kanalizasyon suyundan<br />
izole edilen Klebsiella sp. suşlarında Ceftriaxone, Imipenem, Streptomycine,<br />
Tetracycline, Augmentin antibiyotiklerine karşı gelişen dirençlilik frekansını<br />
saptamaktır.<br />
23
1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />
24
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR<br />
Knothe ve ark (1983), Geniş spektrumlu cephalosporin dirençliliğinin<br />
plasmid kodlu olduğunu ve Klebsiella pneumonia suşlarından izole edilen plasmidin<br />
cefotaxime, cefuroxime, penicillin ve gentamycine dirençliliklerini hassas suşlara<br />
aktarabildiğini belirtmişlerdir.<br />
Saunders (1984), Dirençlilik informasyonu taşıyan plasmidin bir bakteride<br />
yüksek düzeyde transfer edilebilme yeteneğinde olması hastane atık suyunda bulunan<br />
bakterilerdeki dirençlilik genlerinin korunması ve dirençliliğin yayılmasında birinci<br />
derecede önemli olduğunu belirtmiştir.<br />
Kliebe ve ark (1985), Klebsiella sp. Suşlarında cephalosporin antibiyotiklere<br />
karşı ortaya çıkan dirençliliğin büyük ölçüde konjugasyonla transfer edildiğini ve<br />
dirençliliğe AHV-2 şeklinde tanımlanan β-laktamaz enziminin neden olduğunu<br />
belirtmiştir.<br />
Durmaz ve ark. (1997), Enterobacteriaceae üyeleriyle yaptıkları çalışmada<br />
E.coli için ceftazidime, imipenem, cefotaxime, ceftriaxone, ve cefoxitin’in;<br />
Enterobacter türleri için imipenem, cefotaxime’in; Proteus türleri için imipenem,<br />
cefotaxime, ceftazidime ve ceftriaxone’un; Klesbsiella türleri için imipenem,<br />
ceftazidime, cefotaxime ve ceftriaxone’un; Citrobacter türleri için imipenem ve<br />
ceftazidime’in ve Pseudomonas türleri için sefaperazon-sulbactam ve imipenem’in<br />
en etkili olduğunu tespit etmişlerdir.<br />
Liu ve ark (1997), Klebsiella spp. klinik izolatlarında bulunan beta laktamaz<br />
direnç genlerinin plazmidlerle taşındığını, konjugasyon ve transformasyon<br />
analizleriyle test etmişlerdir. Klebsiella oxytoca‘ya ait 39 izolatının ampicillin, 17<br />
izolatın aztreonam’a, geniş spektrumlu sefalosporinlere dirençli ya da az duyarlı<br />
olduklarını bulmuşlardır. İndol pozitif Klebsiella donorları ve E.coli JP990’ ı<br />
konjugasyon deneyi ile test ettiklerinde 3 verici suşun ampisilin direnç<br />
konjugantlarını oluşturduklarını belirlemişlerdir. Araştırmada bir adet Klebsiella<br />
planticola vericisinin ise SHV-5 genini içeren bir plazmide sahip olduğunu ve bu<br />
plazmidin ceftriaxone, ceftazidime, aztreonam, aminoglikozid antibiyotik direncini<br />
transfer ettiğini gözlemlemişlerdir.<br />
25
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />
Bujd.Kova ve ark (2001), 0-3 yaş grubu çocuklardan izole ettikleri Serratia<br />
marcescens, Citrobacter, Enterobacter spp. Klebsiella spp. ve E.coli suşlarında<br />
multiple dirençlilik bulunduğunu ve beta laktam direncinin oluşumu ve transferinde<br />
bunun sorumlu olduğunu göstermişlerdir. Suşları ampicillin (%30), cefoxitine (%22),<br />
ceftriaxone (%30), ceftazidime (%30) ve aztreonam’a (%28) dirençli, Cefepim<br />
(%30) ve imipenem (%26) duyarlı bulmuşlardır. Bu antibiyotiklerin tedavide daha<br />
sık kullanımının dirençli suşların yayılımını etkilediğini belirtmişlerdir.<br />
Akçam ve ark (2004), Hastane infeksiyonu tanısı almış olan hastaların çeşitli<br />
klinik örneklerinden izole ettikleri 135 gram-negatif bakterilerin (83 E.coli, 40<br />
Klebsiella sp., 12 Proteus sp.) antibiyotik duyarlılıkları ve ESBL oranlarını<br />
araştırdıkları çalışmada Escherichia coli kökenlerinin 6 (%7.2)'sında, Klebsiella<br />
kökenlerinin 14 (%35)'ünde; ESBL üretimi saptandığını, Proteus kökenlerinde ESBL<br />
pozitifliği saptanmadığını, tüm suşlarda en dirençli beta-laktam antibiyotik %20<br />
oranı ile ampicilline (AMP) iken imipenem (IPM)'e direnç görülmediğini<br />
bildirmişlerdir.<br />
Dağlar ve ark (2005), İdrar örneklerinden izole ettikleri bakterilerden En sık<br />
izole edilen E. coli ve Klebsiella sp. izolatları için en etkili antibiyotikler kar-<br />
bapenemler (her ikisi için de %100) ve amikacin (sırası ile %97.5, %88.5);<br />
Pseudomonas sp. izolatları için piperacillin-tazobactam (%94) ve meropenem (%89)<br />
olarak bulunmuştur. Enterococcus sp. ve S. aureus izolatları için glikopeptidlerin<br />
(%100) en etkili antimikrobiyal ajanlar olduğunu saptamışlardır.<br />
Lima-Bittencourt ve ark (2007), Tatlı sulardan izole ettikleri Enterobacte’ler<br />
de çoklu antibiyotik direncin biyotik ve abiyotik faktörlerle etkileşimine bağlı olarak<br />
değiştiğini, kurak mevsimde alınan örneklerde yağmurlu mevsimde alınan öneklere<br />
göre Klebsiella spp. izolatları ve direnç frekansının en yüksek olduğunu<br />
bildirmişlerdir. En az çoklu direnç gösteren tür E.coli, bütün antibiyotiklere en hassas<br />
örneğin Kluyvera, en fazla çoklu direnç gösterenin ise Proteus spp. olduğunu<br />
saptamışlardır.<br />
Jones ve ark (2004), Amerika, Kanada, Fransa, Almanya ve İtalya’da yapılan<br />
araştırma bulguları kullanılarak 2000-2002’de analiz edilen yoğun bakım ünite<br />
26
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />
patojenlerinin in vitro duyarlılığını belirlemişler ve 5 ülkedeki direnç örneklerinde<br />
geniş bir dağılım olduğunu bildirmişlerdir.<br />
Kiffer ve ark (2006), Brezilya’da 133 adet ESBL üreten Klebsiella spp. ve<br />
E.coli suşlarına karşı Etest ve Disk difüzyon testi kullanarak imipenem, meropenem<br />
ve ertapenemin bakterisidal etkisini araştırmışlardır. Araştırma sonunda Klebsiella<br />
spp. izolatlarının ertapeneme %96.15 dirençli bulunmasına rağmen imipenem ve<br />
meropeneme %100 hassas, E.coli izolatlarının bütün karbapenemlere %100<br />
hassasiyet gösterdiğinisaptamışlardır.<br />
Çatal ve ark (2008), 8 yıllık periyotda Üriner sistem infeksiyonlu çocuklardan<br />
izole ettikleri üriner patojenlerinden Klebsiella spp. suşlarında ampicillin ve<br />
cefuroxime direncinin, E.coli suşlarında ise ampicillin, cefotaxime, imipenem ve<br />
piperacillin direncinin belirgin olarak arttığını bildirmişlerdir.<br />
Al-Tawfig ve Antony (2007), Suudi Arabistan’da 1998-2003 yılları arasında<br />
geriye dönük 6 yıllık Klebsiella pneumoniae izolatlarının hastane kökenli olanlarında<br />
ceftriaxone, gentamiycine ve ciproflaxine direncinde önemli artış tespit etmişlerdir.<br />
Hastane dışından alınan örneklerde 12 antibiyotikten 9’una (cefazoline, cefoxitin,<br />
cefuroxime, ceftriaxone, ceftazidime, gentamycine, tobramycin, ciprofloxacin ve<br />
trimethoprim-sulfamethaxazole yüksek direnç gösterildiğini bulmuşlardır. Genel<br />
olarak tikarcillin direncinin yüksek, amikacin direncinin düşük, imipeneme ise hem<br />
hastane içi hemde hastane dışından alınan tüm izolatların duyarlılık gösterdiğini<br />
bildirmişlerdir.<br />
Jazani ve ark (2008), İran eğitim hastanesinde idrar örneklerinden aldıkları<br />
Klebsiella izolatlarındaki dirençlilik dağılımının gentamycine (%46.1), tobramycin<br />
(%48.7), ceftizoxime (%41), co-trimoxazole (%46.1), amikacin (%33.3), ceftazidime<br />
(%51.3), ciprofloxacin (%30.8), kanamycin (%53.8), nalidixic acid (% 30.8),<br />
ampicillin (%79.5), nitrofurantoin (%41) olarak saptamışlar ve antibiyotik direnci ve<br />
plazmid varlığı arasında kaydadeğer korelasyon olduğunu bildirmişlerdir.<br />
Tolmasky ve ark (1988), Arjantin’ de yenidoğanlardan izole edilmiş<br />
Klebsiella pneumoniae suşlarının streptomycine, kanamycine, ampicillin, amikacin<br />
ve tobramycin dirençliliğinin 48 kbaz büyüklüğünde plazmid kökenli olduğunu<br />
belirtmişlerdir.<br />
27
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />
Tolmasky ve ark (1988); Gaynes ve ark (1988); Nikbin ve ark (2007),<br />
Klebsiella sp. Suşlarında bazı antibiyotiklere karşı direnç ve plazmidlerin varlığı<br />
arasındaki ilişkinin daha önce gösterildiğini bildirmişlerdir.<br />
Chadwick ve Niell (1973), Yaptıkları çalışmaya göre iki ya da daha fazla<br />
antibiyotiğe dirençli olan 23 Esherichia coli ve 25 Klebsiella pneumoniae<br />
suşlarından hassas olan Esherichia coli K12 kültürüne direnç geni transfer edildiğini<br />
göstermişlerdir. Esherichia coli suşlarında, transfer edilme sıklığına göre sırasıyla<br />
kanamycin, neomycin, karbecillin, ampicillin, tetracycline ve chloramphenicol,<br />
Klebsiella suşlarında, ampicillin, tetracycline, kanamycin neomycin direncinin<br />
transfer edildiğini bulmuşlardır. Cepholoridine, nalidixic acid ve nitrofurantoin<br />
direncinin ise hiçbir suşta transfer edilmediğini saptamışlardır.<br />
Knothe ve ark (1983), Cephalosporin dirençliliğinin plazmid kökenli<br />
olduğunu ve Klebsiella pnemoniae izolatlarından izole edilen plazmidin, Cefotaxime,<br />
Cefuroxime diğer Cephalosporin’ler, Penicillin ve Gentamycin dirençliliğini hassas<br />
izolatlara aktarabildiğini bildirmişlerdir.<br />
Altındiş ve Tanır (2001), idrar yolu enfeksiyonlarından izole ettikleri<br />
Klebsiella suşlarında cefepim (%95), ceftriaxone (%76), ceftazidime (%46),<br />
gentamycin (%23), aztreonam (%68), imipenem (%97), amikacin (%92) oranında<br />
kullanılan antibiyotiklere karşı hassasiyet bulmuşlardır.<br />
Tekeroğlu ve ark (1998), idrar yolu enfeksiyonlarından izole edilen<br />
Klebsiella suşlarının ceftriaxone (%7), ceftazidime (%4), gentamycin (%14),<br />
amikacin (%2) ve trimethoprime-sulfamethoxazole (%27) oranında antibiyotik<br />
dirençliliği gösterdiğini saptamışlardır.<br />
Altoparlak ve ark (2001), Gram-negatif bakterilere antibiyotiklerin<br />
etkinlikleri sırasıyla; imipenem (%98), isepamicin (%96.1), amikacin (%89.7),<br />
netilmycin (%84.3), meropenem (%84.3), gentamycin (%69.6), levofloxacin<br />
(%68.6), tobramycin (%67.6), ceftriaxone (%65.7), cefepim (%59.8), cefotaxime<br />
(%53.9), cefoperazon-sulbactam (%53.0), cefoperazon (%49.0), tetracycline<br />
(%43.1), amokcicillin-clavulanik acid (%42.2), trimethoprim-sulfamethaxazole<br />
(%42.2), cefazolin (%38.2), ciprofloxacin (%37.3), cefuroxime sodium (%31.4),<br />
aztreonam (%29.4), ampicillin (%1) olarak bulunmuştur. Bu sonuçlara göre Gram-<br />
28
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />
negatif bakterilere en etkili antibiyotikler sırasıyla; imipenem ve isepamycin<br />
olduğunu bildirmişlerdir.<br />
Hinshaw ve ark (1969), Klebsiella ve Aerobacter suşlarından E.coli CSH-2<br />
çoklu direnç transferi üzerine yaptıkları çalışmada Klebsiella suşlarında<br />
streptomycine (%80), chloramphenicol (%78.5), kanamycin (%76.4), neomycin<br />
(%75.9) gibi yüksek frekansta dirençlilik transfer edilmiş. Aerobacter suşlarında<br />
nadiren chloramphenicol, neomycin, kanamycin, en yüksek frenkansta streptomycine<br />
(%14.8) direnç frekansı transfer edildiğini rapor etmişlerdir.<br />
Orak (2005), Hastanede yaptığı çalışmada çoğunluğu üriner sistem<br />
enfeksiyonlu hastadan izole edilen Klebsiella spp. ve E. coli suşlarının sırasıyla %<br />
85.10 ve % 80.88 ile en çok SXT’e dirençli, buna karşın % 95.74 ve % 100 ile de en<br />
çok IMP’e duyarlı olduklarını saptamıştır. Üçüncü kuşak sefalosporinlere direnç<br />
oranları ise, Klebsiella spp. suşları için; CRO % 65.95, CTX % 61.7, CAZ % 53.19<br />
ve AZT için % 59.57’dir. E. coli suşlarının üçüncü kuşak sefalosporinlere direnç<br />
oranlarını; CRO % 61.76, CTX % 57.35, CAZ % 51.47 ve AZT % 58.82 olarak<br />
bulmuştur. Hem ESBL pozitif ve hem negatif izolatların IMP’e duyarlı bulunması,<br />
karbapenemlere direncin farklı mekanizmalarla gerçekleşmesinden kaynaklandığını<br />
belirtmiştir.<br />
Karayakar ve Ay (2006), Enterobactericeae grubu bakterilerle yaptıkları<br />
çalışmada inceledikleri antibiyotiklere karşı geliştirilen dirençliliğin plasmid kökenli<br />
olduğu ve bu dirençliliğin en fazla cefazol (CF) antibiyotiğine karşı geliştiğini bunu<br />
sırasıyla ceftizoxime (ZOX) ve ceftriaxone (CRO) izlediğini saptamışlardır.<br />
Plazmide bağlı dirençlilik gelişiminin, rezervuar örneklemesinin yapıldığı bölgenin,<br />
atık su deşarj istasyonuna yakın ve su sirkülasyonunun çok düşük düzeyde olması,<br />
ekstrakromozomal yapıların bakteriler arasında konjugasyon yolu ile transferine<br />
olanak sağlamasından kaynaklandığının olası olduğunu belirtmişlerdir.<br />
Özbilge ve ark (2004), Üriner sistem enfeksiyonlu hastaların idrar<br />
örneklerinden izole ettikleri 48 klebsiella pnemoniae, 14 klebsiella oxytoca<br />
suşlarında amokcicillin/ clavulanik acid (%66), ampisilin/sulbaktam (%69),<br />
sefuroksim (%52), trimethoprim-sulfamethaxazole (%44), ceftazidime (%34),<br />
ceftriaxone (%32), gentamycin (%23), aztreonam (%15), cefepim (%8),<br />
29
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />
cefoperazon-sulbactam (%6), ofloxacin (%6), isepamycin (%3), amikacin (%3)<br />
dirençli bulmuşlardır.<br />
30
3. MATERYAL METOD Feride SIĞIRCI<br />
3. MATERYAL METOD<br />
3.1. Materyal<br />
Bu çalışmanın deneysel sürecinde, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi<br />
kanalizasyon suyu örneklerinden izole edilen Klebsiella sp. suşları kullanılmıştır.<br />
Klebsiella sp. suşlarının izolasyonu ve identifikasyonu için MDCLS<br />
(Modifiye Desoxycholat- Citrat - Laktoz - Saccharose- Agar) kullanılmıştır (Çolak<br />
ve Arıkan, 1990).<br />
İzole edilen bakterilerin üretimi, stok kültürün saklanması ve çizgi yöntemi<br />
kullanılarak yapılan antibiyogram testlerinde N1 Agar kullanılmıştır (Anonymous,<br />
1978).<br />
Antibiyogram testlerinde: Imipenem (IMP 10 μg/mL), Ceftriaxone (CRO 30<br />
μg/mL), Tetracycliyne (TET 30 μg/mL), Streptomycine (STR 10 μg/mL),<br />
Augmentin (AUG 30 μg/mL) antibiyotikleri kullanılmıştır.<br />
Bakterilerden plazmid eliminasyonu için akridin oranj ve ethidium bromid<br />
kullanılmıştır (Arıkan, 1990).<br />
N1 Agar: Bakteri stok kültürlerinin üretilmesi, antibiyotik hassasiyet ve<br />
transpozon eliminasyon testlerinin yapılmasında kullanılmıştır (Anonymous,1978).<br />
Bileşimi g/L<br />
Et özütü 1.5<br />
Glukoz 1<br />
Pepton 10<br />
Maya özütü 3<br />
Agar 15<br />
31
3. MATERYAL METOD Feride SIĞIRCI<br />
MDCLS-Agar: Kanalizasyon suyundan alınan bakterilerin izolasyonları için<br />
kullanılmıştır (Çolak ve Arıkan, 1990).<br />
1978).<br />
Bileşimi g/L<br />
Pepton 10<br />
Glukoz 1<br />
Laktoz 10<br />
Sodyum dezoksikolat 0.5<br />
Sodyum tiyosülfat 0.5<br />
Amonyum demir(III) sitrat 0.5<br />
NaCl 3<br />
Nötral kırmızısı 0.04<br />
Agar 15<br />
SİM Besiyeri: Hidrojensülfür ve indol testleri için kullanılmıştır (Anonymous,<br />
Bileşimi g/L<br />
Kazein peptonu 20<br />
Pepton 6<br />
Amonyum demir(III)sitrat 0.2<br />
Sodyum tiyosülfat 0.2<br />
Agar 3<br />
Clark-Lubs Besiyeri: Metil kırmızısı ve Voges-proskauer testleri için<br />
kullanılmıştır (Çetin, 1973).<br />
Bileşimi g/L<br />
Pepton 7<br />
Glucose 5<br />
K2HPO4 5<br />
32
3. MATERYAL METOD Feride SIĞIRCI<br />
Üre Besiyeri: Ürenin hidroliz testleri için kullanılmıştır (Çetin, 1973).<br />
Bileşimi g/L<br />
Maya özütü 0.1<br />
KH2PO4 9.1<br />
K2HPO4 9.5<br />
Fenol kırmızısı 0.01<br />
Bu karışım otoklavda steril edildikten sonra 50°C’ye kadar soğutulur ve<br />
üzerine üre ilave edilerek kullanılır.<br />
Sitrat Buyyon: Bakterilerin sitratı karbon kaynağı olarak kullanıp<br />
kullanmadıklarını saptamak amacıyla kullanılmıştır (Anonymous, 1978).<br />
3.2. Metod<br />
Bileşimi g/L<br />
Sodyum sitrat 3<br />
Sodyumamonyumdihidrojenfosfat 1.5<br />
MgSO4 0.2<br />
KH2PO4 1<br />
3.2.1. Bakteri İzolasyonu ve İdentifikasyonu<br />
Balcalı Hastanesi kanalizasyon suyundan 1 mL örnek alınıp 9 mL MDCLS<br />
sıvı besiyerine aşılanarak 37ºC’de 24 saat inkübasyon yapılmıştır. Kültür seri<br />
sulandırma yapılarak MDCLS agara yayma ekim yöntemiyle tek koloni oluşması<br />
için 37 ºC’ de 24 saat inkübasyon gerçekleştirilmiştir. Üreyen koloniler içerisinden<br />
koloni morfolojisine göre Klebsiella sp. olanlar (145 suş) N1 agar ortamına çizgi<br />
şeklinde ekilerek 37 ºC’de 24 saat inkübasyona bırakılmıştır. İzolasyonu<br />
33
3. MATERYAL METOD Feride SIĞIRCI<br />
gerçekleştirilen suşlar antibyogram testlerinde kullanılmıştır (Anonymous, 1978;<br />
Çolak ve Arıkan, 1990).<br />
İzole edilen örnekler laktoz, indol, H2S, metil kırmızısı, voges-proskauer, üre,<br />
sitrat gibi biyokimyasal testler ile kapsül boyaması yapılarak test edilmişlerdir.<br />
3.2.2. Antibiyogram Testi<br />
Balcalı Hastanesi kanalizasyon suyundan alınan su örneklerinden izole<br />
edilmiş Klebsiella sp. suşları içerisinde Streptomycine (SF 10 μg/ml), Imipenem<br />
(IPM 10 μg/ml), Augmentin (AUG 30 μg/ml), Tetracyclyine (TET 30 μg/ml),<br />
Ceftriaxone (CRO 30 μg/ml), antibiyotikleri bulunan N1 agar besiyerine çizgi<br />
şeklinde ekilmişlerdir. Örnekler 37 ºC’de 24 saat inkübasyona bırakılarak<br />
besiyerinde üreyen suşlar dirençli, üremeyenler hassas şeklinde<br />
değerlendirilmişlerdir.<br />
3.2.3. Plazmid Eliminasyon Testi<br />
Dirençliliğin genetik kökenini araştırmak amacı ile izole edilen bütün suşlar<br />
içerisinde 30 ve 100µg/mL Acridine orange (AO) ve antibiyogram analizinde<br />
kullanılan konsantrasyonda antibiyotikler içeren N1 besiyerlerine çizgi şeklinde<br />
ekilerek 37°C de 24 saat inkübasyon gerçekleştirilmiştir. Antibiyogram testinde<br />
dirençli olan suşlar AO ve antibiyotik içeren besiyerinde ürememişse, suşun taşıdığı<br />
dirençlilik plazmid kaynaklıdır şeklinde değerlendirilmiştir.<br />
Plazmid eliminasyon testi 100µg/ml Ethidium bromide kullanılarak<br />
tekrarlanmış ve iki eliminatör arasındaki frekans farkı saptanmaya çalışılmıştır.<br />
Dirençli suşlar ethidium bromide ve antibiyotik içeren besiyerinde ürememişse<br />
dirençlilik plazmid kökenli, üremişse kromozomal kökenli şeklinde<br />
değerlendirilmiştir.<br />
34
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
4. BULGULAR VE TARTIŞMA<br />
Özellikle antibiyotiklerin bulunmasıyla birlikte enfeksiyon hastalıklarının<br />
tedavisinde büyük başarılar sağlanmıştır. Bununla birlikte kullanıma bağlı olarak<br />
bakteriler arasında yüksek düzeyde ve hızlı bir direnç gelişimi meydana gelmiştir.<br />
Bakterilerdeki antibiyotik dirençliliğinin hızla artmasında yaygın antibiyotik<br />
kullanımı önemli bir rol oynamıştır. Tek bir antibiyotiğe veya birden fazla<br />
antibiyotiğe dirençlilik gelişimi özellikle plazmid ve transpozon gibi<br />
ekstrakromozomal genetik yapıların bakteriler arasında transfer edilmesiyle<br />
yaygınlaşmıştır. Özellikle son 20 yılda insan ve hayvanlardaki bakteri<br />
enfeksiyonlarının tedavisi ile tarım ve hayvancılık alanında antibiyotik kullanımının<br />
hızla yaygınlaşması bakteriler arasındaki antibiyotik dirençliliğini de artırmıştır<br />
(Levy, 1998; Guardabassi ve ark, 1998). Hayvan işletmeleri ve şehir atıksularının<br />
kontrolsüz şekilde boşaltılmaları su ortamındaki antibiyotik dirençliliğinin<br />
artmasında etken olmuştur (Huys ve ark, 2001).<br />
Plazmidler ve transpozonlar konak hücreye normalde bulunmayan çeşitli<br />
yetenekler kazandırırlar. Bu yeteneklerini özellikle konjugasyon mekanizması ile<br />
(Transpozonlar doğal konjugatif yapılardır) diğer mikroorganizmalara aktararak<br />
taşıdıkları özelliklerin yayılmasına neden olurlar (Arda, 1995).<br />
Bakterilerin değişik çevrelere gösterdikleri adaptasyonlar sonucunda,<br />
günümüzde, yeni kullanıma girmiş antibiyotiklerin çoğuna dirençlilik gelişmiştir<br />
(Kish ve lambky, 1983; Saunders,1984). Dirençlilik gelişimi plasmid ve transposon<br />
şeklinde adlandırılan ekstrakromozomal DNA yapılarının taşımış olduğu dirençlilik<br />
determinantının büyüklüğüne bağlıdır (Poppe ve Gyles, 1988).<br />
Acridine orange ve ethidium bromide DNA bazları arasına interkalasyon<br />
şeklinde yerleşerek ekstrakromozomal yapıların eliminasyonuna neden olmaktadırlar<br />
(Poppe ve Gyles, 1988; Hardy, 1993).<br />
35
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
4.1. Bakterilerin Tanımlamasına Ait Bulgular<br />
Hastane kanalizasyonundan izole edilen 145 Klebsiella suşu tanımlamanın<br />
yapılması için biyokimyasal testler ve kapsül boyaması ile analiz edilmişlerdir. İzole<br />
edilen suşlar laktoz pozitif, indol negatif, hidrojen sülfür negatif, metil kırmızısı<br />
negatif, voges-proskauer pozitif, üre pozitif, sitrat pozitif ve kapsül bayama pozitif<br />
şeklinde değerlendirilmişlerdir. Biyokimyasal analizler sonunda izole edilen<br />
bakteriler Klebsiella sp. olarak tanımlanmışlardır.<br />
4.2. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. Suşları ve Antibiyotik<br />
Dirençlilik Dağılımı<br />
Balcalı hastanesi kanalizasyon suyundan izole edilerek tanımlaması yapılan<br />
toplam 145 Klebsiella sp. suşunun Ceftriaxone (CRO), Streptomycine (Str),<br />
Tetracycline (Tet), Augmentine (Aug) ve İmipenem (İmp) antibiyotikleri<br />
kullanılarak antibiyotik dirençlilik frekansları saptanmıştır. İzole edilen suşlar ve<br />
dirençlilik frekansları ile ilgili bulgular Çizelge 4.1 ve Şekil 4.1’de gösterilmiştir.<br />
Çizelge.4.1. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
antibiyotik dirençlilik frekansı<br />
Antibiyotik Toplam Dirençli suş Dirençlilik % Hassas Hassaslık<br />
suş<br />
suş %<br />
CRO 145 81 55.86 64 44.14<br />
STR 145 84 57.93 61 42.07<br />
TET 145 73 50.34 72 49.66<br />
AUG 145 70 48.27 75 51.73<br />
İMP 145 11 7.58 134 92.42<br />
İzole edilen toplam 145 suşun antibiyotik dirençlilik dağılımları Ceftriaxone<br />
(%55.86), Streptomycine (%57.93), Tetracycline (%50.33), Augmentine (%48.27) ve<br />
Imipenem (%7.58) olarak saptanmıştır. En yüksek dirençlilik frekansı %57.93 ile<br />
streptomycine de gözlenirken, en düşük dirençlilik %7.58 ile imipenem’de<br />
saptanmıştır. İmipenem dışındaki diğer antibiyotiklerde ortalama %53.1<br />
düzeyindedir. Ceftriaxone, streptomycine ve tetracycline antibiyotiklerinde %50 nin<br />
üzerinde dirençlilik söz konusu iken, augmentine’de %48.27 direnç gelişimi vardır.<br />
36
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Arıkan ve Aygan (2009), hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella<br />
pneumoniae suşlarında ceftriaxone %38.8, ceftizoxime %47 ve cefotaxime %44<br />
dirençlilik geliştiğini belirtmişlerdir.<br />
Silva ve ark (2006), Şili, Antafogata atıksu arıtma tesisinden izole ettikleri<br />
Enterobacter örnekleri arasında en yüksek antibiyotik dirençliliği gösteren suşların<br />
Klebsiella sp. olduğunu, streptomycine dirençliliğinin %55, tetracycline<br />
dirençliliğinin ise %75 düzeyinde saptandığını belirtmişlerdir. Çalışmamızda izole<br />
edilen Klebsiella sp. suşlarında streptomycine dirençliliği %57.93, tetracycline<br />
dirençliliği %50.33 olarak bulunmuştur.<br />
Yapılan testler sonunda 7 suşun kullanılan bütün antibiyotiklere direnç<br />
gösterdikleri bulunmuştur. Dört antibiyotiğe (ceftriaxone, streptomycine, augmentine<br />
ve tetracycline) aynı anda dirençli olan 23 suş saptanmıştır. Üç antibiyotiğe dirençli<br />
olan suşların sayısı (ceftriaxone, streptomycine, augmentine) 12 olarak<br />
bulunmuştur. İkili antibiyotik dirençliliği gösteren suşların sayısı ceftriaxon’da 7,<br />
streptomycin’de 8, tetracyclin’de 7 ve augmentine’de 2 olarak saptanmıştır. Tek<br />
antibiyotiğe dirençli olan suşlar ceftriaxone 4, streptomycine 8, tetracycline 5,<br />
augmentine 1 ve imipenem 2 şeklinde bulunmuştur. Özellikle imipenem antibiyotiği<br />
en düşük dirençlilik frekansına sahipken %70 oranında bütün antibiyotiklere<br />
dirençlilik göstermesi oldukça önemlidir.<br />
Klebsiella pneumoniae çoklu antibiyotik dirençliliği taşıyan ve bunu transfer<br />
olabilen plazmidler aracılığı ile diğer organizmalara aktaran rezervuar organizma<br />
şeklinde olup, yeni enfeksiyonların ortaya çıkmasında etkendir (Sirot ve ark, 1987;<br />
Van Elsas ve ark, 2000).<br />
Millar ve ark (2008), Yeni doğan yoğun bakım ünitesinden izole edilen<br />
Escherichia coli suşlarının %27 sinde iki ve daha fazla antibiyotiğe dirençlilik<br />
saptarken, Klebsiella sp. suşlarında ikiden fazla antibiyotiğe dirençlilik frekansını<br />
%56 olarak bulmuşlardır.<br />
Kullanılan antibiyotiklere dirençlilik gösteren suşlar, dirençliliğin kökenini<br />
araştırmak amacı ile plasmid eliminatörü olarak kullanılan Acridine orange (30 ve<br />
100 µg/mL) ve Ethidium bromide (100 µg/mL) kullanılarak test edilmişlerdir.<br />
37
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
4.3. Klebsiella sp. Suşlarına Ait Antibiyotik Dirençliliklerinin Eliminasyon<br />
Dağılımı (30µg/mL Acridine Orange)<br />
Acridine orange (30 µg/mL) kullanılarak yapılan çalışmalardan elde edilen<br />
sonuçlar Çizelge 4.2, 4.3, 4.4 ve 4.5’te gösterilmiştir. Dirençlilik eliminasyonu<br />
uygulaması sırasında, başlangıçta hassas olan suşlar içerisinde direnç kazananlar<br />
saptanmıştır.<br />
a b<br />
C d<br />
d e<br />
Şekil 4.1. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
imipenem (imp), tetracycline (tet), ceftriaxone (cro), streptomycine<br />
(str), augmentine (aug) ve imipenem (imp) antibiyotik dirençlilikleri<br />
38
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 4.2. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (30µg/mL AO)<br />
Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />
1 D D D D D D D D D D<br />
2 H H H H H H H H H H<br />
3 H H H H H H H H H H<br />
4 H H D D H H D D H H<br />
5 H H H H H H H H H H<br />
6 H H D D H D* D D H H<br />
7 H H H H H H H H H H<br />
8 H H H H H H H H H H<br />
9 H H D D H H H H H H<br />
0 H H H H H H H H H H<br />
11 H H H H H H H H H H<br />
12 D D D D D D H H H H<br />
13 H H H D* H H D D H H<br />
14 H H H H H H H H H H<br />
15 H H H H H H H H H H<br />
16 H H H H H H H H H H<br />
17 D D H D* D D H H H H<br />
18 D D D D D D D D H H<br />
19 D D D D D D D D H H<br />
20 H D* H H H H H H D H<br />
21 D D H H H D* D D H H<br />
22 H H H H H H H H H H<br />
23 H H D D H H D D H H<br />
24 H H H H H H H H H H<br />
25 H H H H H D* H H H H<br />
26 H H H H H H H H H H<br />
27 H H H H H H H H H H<br />
28 H H H H H H H H H H<br />
29 H H H H H H H H H H<br />
30 H D* D H H H H H H H<br />
31 D D H H H H H H H H<br />
32 D D D D D D D D H H<br />
33 D D D H H H H H H H<br />
34 H H H H H H D D H H<br />
35 H H H H H H H H H H<br />
36 H H H H H D* H H H H<br />
37 H H H H H D* H H H H<br />
38 H H D H H H H H H H<br />
39 H H H H H H H H H H<br />
40 H H H H H D* H H H H<br />
%D 22.5 0 30 25 15 0 25 0 5 50<br />
*% 6.45 7.14 17.64 0 0<br />
*:Hassas iken dirençli duruma geçenler<br />
Test edilen 1-40 numaralı suşlar başlangıçta ceftriaxone %22.5,<br />
streptomycine %30, augmentine %15, tetracycline %25 ve imipenem %5 dirençli<br />
bulunmuşlardır. Çizelge 4.2’de acridine orange (30µg/mL) kullanılarak<br />
39
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
gerçekleştirilen eliminasyon testleri sonunda, 1-40 arasındaki suşlar içerisinde<br />
ceftriaxone dirençliliği %22.5 olarak saptanırken hiç dirençlilik eliminasyonu<br />
gözlenmiştir. Buna karşılık hassas suşların %6.45 i dirençli duruma geçmişlerdir.<br />
Millar ve ark (2008), çoklu antibiyotik dirençliliği gösteren Enterobacter<br />
üyelerindeki antibiyotik dirençlilik frekansını incelemişlerdir.<br />
Araştırmacılar yeni doğan yoğun bakım ünitesinden izole ettikleri Klebsiella<br />
sp. suşlarında tetracycline %57, augmentine %34, amoxicilline %78, trimethoprim<br />
%45 ve piperacilline-tazobactam antibiyotiklerine %42 dirençlilik geliştiğini<br />
belirtmişlerdir. Aynı çalışmada Enterobacter spp. de ki çoklu cephalosporin<br />
dirençliliğinin %24-34 arasında değiştiğini saptamışlardır (Millar ve ark, 2008).<br />
Streptomycine antibiyotiğindeki dirençlilik %30 iken, dirençli suşlarda %25<br />
oranında eliminasyon saptanmıştır. Bu antibiyotikte de hassas suşlar arasında %7.14<br />
oranında direnç gözlenmiştir.<br />
Tetracycline antibiyotiğine karşı suşların %15’i dirençli iken, dirençlilik<br />
eliminasyonu meydana gelmemiştir. Bu antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında<br />
%17.64 oranında dirençli duruma geçiş saptanmıştır.<br />
Augmentine antibiyotiği ile yapılan testlerde suşlardaki dirençlilik oranı %25<br />
olarak bulunmuştur. Kullanılan dirençli ve hassas suşlarda eliminasyon ve direnç<br />
kazanma davranışı saptanmamıştır.<br />
İmipenem antibiyotiği ile yapılan çalışmalarda suşlarda %5 dirençlilik<br />
saptanmıştır. Eliminasyon testlerinde dirençli suşlarda %50 eliminasyon meydana<br />
gelmiştir. Buna karşılık hassas suşlarda herhangi bir direnç gelişmesi<br />
gözlenmemiştir.<br />
Tablodan da görüleceği gibi 1-40 numaralı suşların kullanıldığı<br />
çalışmalarında en yüksek eliminasyon frekansı %50 ile imipenem antibiyotiğinde<br />
gerçekleşirken, ceftriaxone, tetracycline ve augmentine’de hiç eliminasyon<br />
saptanmamıştır.<br />
Bu sonuçlar imipenem dirençliliğinin %50 streptomycine dirençliliğinin %25<br />
oranında plazmidik, buna karşılık ceftriaxone, tetracycline ve augmentine<br />
dirençliliklerinin ise kromozomal olduğunu göstermektedir.<br />
40
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Diğer taraftan 1-40 numaralı suşlar içerisinde hassas olanlardan %17.64 ü<br />
augmentine antibiyotiğine direnç kazanırken bunu %7.14 ile streptomycine ve %6.45<br />
ile ceftriaxone izlemiştir. Tetracycline ve imipinemde ise herhangi bir değişiklik<br />
gözlenmemiştir.<br />
Eliminasyon çalışmaları sonunda hassas suşların direnç kazanmasında<br />
transpozable yapıların sorumlu olabileceği düşünülmektedir. Bu yapıların<br />
kromozomdan çıkması sonucunda kromozomda yerleşmiş dirençlilik geni orijinal<br />
yapısına dönerek organizmanın ilgili antibiyotiğe karşı dirençli duruma gelmesine<br />
neden olmaktadır.<br />
Hassas suşların dirençli duruma gelmeleri eksizyon şeklinde gerçekleşen bir<br />
olayla kromozom üzerindeki transpoze olabilen yapının ayrılmasından<br />
kaynaklanmaktadır. Buna bağlı olarak transpozon nedeniyle inaktif durumda bulunan<br />
kromozomal gen orijinal yapısına kavuşmakta ve normal aktivitesini göstermektedir.<br />
Streptococcus faecalis suşunda tetracycline hassas suşun dirençli duruma gelmesinde<br />
15 Kb büyüklüğe sahip transpozabl yapı sorumludur (Burke ve Clewell, 1984).<br />
Elde edilen bulgular literatürle uygunluk göstermektedir. Acridine orange<br />
uygulamasından sonra dirençlilik eliminasyonu gerçekleşen suşlara ait örnekler Şekil<br />
4.2.’de gösterilmiştir.<br />
41
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Şekil 4.2. Antibiyotik dirençliliği gösteren ve acridine orange uygulamasından<br />
sonra hassas duruma geçen suşlar<br />
42
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 4.3. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (30µg/mL AO)<br />
Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />
41 H H H H D D D D H H<br />
42 D D D D D D D D H H<br />
43 D D D D D D D D H H<br />
44 H H H H H H H H D H<br />
45 D D D D D D D D D H<br />
46 H H H D* H H D H H H<br />
47 H H D D H D* D D H H<br />
48 H H H H H D* H H H H<br />
49 H H H H H H H H H H<br />
50 H H H H H H H H H H<br />
51 H H H H H H H H H H<br />
52 H H H H H H H H H H<br />
53 D D D H H H H H H H<br />
54 D D D D D D D D H H<br />
55 D D D D H H D D H H<br />
56 H D* H H H H H H H H<br />
57 H H H H H H H H H H<br />
58 D D H H H D* D D H H<br />
59 H H D H H D* H H H H<br />
60 H H D H H D* H H H H<br />
61 H D* H H H D* H H H H<br />
62 H H D D H H H H H H<br />
63 D D H H H H H H H H<br />
64 H D* D D H D* H H H H<br />
65 H H H D* H D* H H H H<br />
66 D D D D D H H H H H<br />
67 D D H H H D* H H H H<br />
68 D D D D H H H H H H<br />
69 H H H H D H H H H H<br />
70 D D D D H D* H H H H<br />
71 H H H H H H H H H H<br />
72 H H H H H H H H H D*<br />
73 D D D D D D H H D H<br />
74 D D D D D D H H H H<br />
75 D D D D D D H H H H<br />
76 H D* H H H H H H H H<br />
77 H H D D H D* D D H H<br />
78 H H H H H H H H H H<br />
79 H D* H D* H D* H H H H<br />
80 D H D H D D H D* H H<br />
%D 40 6.25 47.5 21.05 27.5 0 25 10 7.5 100<br />
*% 20.83 14.28 41.37 3.33 2.70<br />
Tablo 4.3’te 41-80 numaralı suşlara ait sonuçlar yer almaktadır. Tabloda<br />
değerlendirmesi yapılan 41-80 numaralı suşlardaki başlangıç antibiyotik dirençlilik<br />
frekansı ceftriaxone %40, streptomycine %47.5, augmetine %27.5, tetracycline %25<br />
ve imipenem %7.5 olarak belirlenmiştir. Acridine orange (30µg/mL) eliminatörün<br />
43
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
kullanıldığı araştırmalarda ceftriaxone antibiyotiğinde %6.25 eliminasyon<br />
saptanırken hassas suşların %20.83’ünün direnç kazandıkları belirlenmiştir.<br />
Streptomycine antibiyotiği ile yapılan eliminasyon deneylerinde 41-80<br />
numaralı suşlardan dirençli olanlar arasında yaklaşık %21.05 oranında eliminasyon<br />
meydana geldiği bulunmuştur. Hassas suşlar arasında ise %14.2 oranında direnç<br />
gelişimi gerçekleştiği gözlenmiştir.<br />
Augmetine antibiyotik dirençliliğinde ise herhangi bir eliminasyon<br />
gerçekleşmemiştir. Bununla birlikte aynı antibyotiğe hassas olan suşların<br />
eliminasyon denemeleri sonunda %41.37 oranında direnç kazandıkları bulunmuştur.<br />
Tetracycline antibiyotiği ile gerçekleştirilen eliminasyon çalışmalarında %10<br />
oranında dirençlilik eliminasyonu meydana gelmişti. Aynı antibiyotiğe başlangıçta<br />
hassas olan suşlardan %3.33ü nün eliminasyon deneyleri sonunda dirençli duruma<br />
geldikleri bulunmuştur.<br />
İmipenem antibiyotiği ile yapılan deneylerde 41-80 numaralı suşlarda<br />
başlangıçta saptanan dirençliliğin %100 oranında elimine olduğu bulunmuştur. Aynı<br />
antibiyotiğe başlagıçta hassas olan suşlar arasında %2.70 oranında direnç gelişimi<br />
meydana gelmiştir.<br />
1 2<br />
3 4<br />
Şekil 4.3. Acridine orange uygulamasından önce augmentine antibiyotiğine hassas<br />
olan suş 1 numaralı şekilde (36, 37), 3 numaralı şekilde 6. Acridine orange’dan<br />
sonra direnç kazanmışlardır<br />
44
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 4.4. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (30µg/mL AO)<br />
Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />
81 D D D D D D D D H H<br />
82 D D D H D D D D H H<br />
83 D D D H D D D D H H<br />
84 D D D D D D D D H H<br />
85 D D D H D D D D H H<br />
86 D D D D D D D D H H<br />
87 D D D D D D D D H H<br />
88 D D D D D D D D H H<br />
89 D D D D D D D D H H<br />
90 D D D H D D D D H H<br />
91 D D D D D D D D H H<br />
92 D D D D D D D D H H<br />
93 D D D D D D D D H H<br />
94 D D D D D D D D H H<br />
95 D D D D D D D D H H<br />
96 D D D D D D D D H H<br />
97 D D D D D D D D D H<br />
98 H D* H H H H H H H H<br />
99 D D D D D D H H H H<br />
100 D D D H H D* H H H H<br />
101 H H H H H D* H H H H<br />
102 H H H H H H H H H H<br />
103 H H H H H H D D H H<br />
104 H H H H H H D D H H<br />
105 D D H H D D D D H H<br />
106 D D D D D D H H H H<br />
107 H H H H H H D D H H<br />
108 D D H H D D D D H H<br />
109 H H D D H H H H H H<br />
110 D D D D D D D D H H<br />
111 D D H H H H H H H H<br />
112 D D D D D D D D H H<br />
113 D D D D D D D D H H<br />
114 D D D D D D D D H H<br />
115 D D D H H H D D H H<br />
116 D D D H D D D D H H<br />
117 D D D D D D D D H H<br />
118 D D D D D D H H H H<br />
119 H H H H H H H H H H<br />
120 H H H H H H H H H H<br />
%D 75.5 0 72.5 24.13 70 0 72.5 0 2.5 100<br />
*% 11.11 0 16.66 0 0<br />
İzole edilen 81-120 numaralı suşlar arasında kullanılan antibiyotiklerden<br />
ceftriaxone %75.5, streptomycine %72.5, augmentine %70, tetracycline %72.5 ve<br />
imipenem’e karşı %2.5 düzeyinde dirençlilik saptanmıştır.<br />
45
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Acridine orange’ın (30 µg/mL) kullanıldığı çalışmalar sonunda ceftriaxone<br />
dirençliliğinde hiç eliminasyon meydana gelmezken, bu antibiyotiğe hassas suşlar<br />
arasında %11.1 oranında direnç gelişmesi saptanmıştır.<br />
Streptomycine antibiyotik dirençliliği %24.13 oranında elimine olurken,<br />
hassas suşlar arasında direnç kazanan saptanmamıştır. Augmetine ve tetracycline<br />
antibiyotik dirençliliklerinde eliminasyon meydana gelmemiştir.<br />
İmipenem antibiyotiğinde ise %100 eliminasyon gerçekleşmiştir. Kullanılan<br />
antibiyotikler arasında başlangıçta hassas olan suşlardan augmentine antibiyotiğine<br />
%16.66, ceftriaxone antibiyotiğine %11.11 direnç gelişimi gözlenmiştir.<br />
Bu sonuçlar 81-120 numaralı suşlardaki antibiyotik dirençliliklerinin<br />
streptomycine (%24.13) ve imipenem (%100 plazmidik) hariç diğer antibiyotikler<br />
için kromozomal olduğunu göstermektedir<br />
Çizelge 4.5. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (30µg/mL AO)<br />
Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />
121 D D D D D D D D H H<br />
122 D D D D D D D D H H<br />
123 D D D D D D D D H H<br />
124 D D D H D D D D D D<br />
125 D D D D D D D D H H<br />
126 D D D D D D D D D D<br />
127 D D D D D D D H H H<br />
128 D D D D D D D D D D<br />
129 D D D D D D D D D D<br />
130 D D D D D D D D H H<br />
131 D D D D D D D D H H<br />
132 D D D D D D D D H H<br />
133 D D D D D H D D H H<br />
134 D D D D D D D D H H<br />
135 D H D D D H D H H H<br />
136 D D D H D D D H H H<br />
137 D D H H D D D H D D<br />
138 D D D D D D D H H H<br />
139 D D D D D H D D H H<br />
140 D D D D D D D D H H<br />
141 D D D D D D D D H H<br />
142 D D D D D D D H H H<br />
143 D D D D D D D D H H<br />
144 D D D D D D D D H H<br />
145 D D D D D D D D H H<br />
%D 100 4 96 8.33 100 12 100 24 20 0<br />
*% 0 0 0 0 0<br />
46
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
İzole edilen 121-145 numaralı suşlar arasında kullanılan antibiyotiklerden<br />
ceftriaxone %100, streptomycine %96, augmentine %100, tetracycline<br />
antibiyotiğine %100 direnç gelişimi gözlenirken, imipenem’e karşı %20 dirençli<br />
oldukları bulunmuştur. Acridiene orange’ın (30 µg/mL) kullanıldığı çalışmalar<br />
sonunda ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinde %4 eliminasyon gerçekleştiği<br />
bulunmuştur.<br />
Streptomycine antibiyotik dirençliliği %8.33, augmentine dirençliliği %12 ve<br />
tetracycline dirençliliği ise %24 oranında elimine olmuştur. İmipenem dirençliliğinde<br />
eliminasyon gözlenmemiştir. Bu sonuçlar 121-145 numaralı suşlardaki antibiyotik<br />
dirençliliğinin büyük ölçüde kromozomal olduğunu düşündürmektedir.<br />
Çizelge 4.6. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarında 30<br />
µg/mL AO uygulaması sonucu gerçekleşen dirençlilik eliminasyon<br />
frekansı<br />
Antibiyotik Toplam<br />
Dirençli Direnç. Hassas Hassas Elim Dir. Kaz<br />
suş suş % suş % % %<br />
CRO 145 81 55.86 64 44.14 2.46 12.5<br />
STR 145 84 57.93 61 42.07 19.04 8.19<br />
TET 145 73 50.34 72 49.66 6.84 1.38<br />
AUG 145 70 48.27 75 51.73 8.57 25.33<br />
IMP 145 11 7.58 134 92.42 45.45 0.74<br />
Çizelge 4.6’da 30 µgr/mL acridine orange kullanılarak izole edilen 145 suşla<br />
yapılan eliminasyon testlerine ait sonuçlar topluca verilmiştir.<br />
Ceftriaxone antibiyotiğine karşı %55.86 (81 suş) dirençlilik saptanmıştır.<br />
Dirençli suşlarla gerçekleştirilen eliminasyon testleri sonunda ortalama %2.46<br />
oranında dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Buna karşılık aynı antibiyotiğe karşı<br />
hassas olan suşlar arasında %12.5 oranında direnç gelişimi görülmüştür. Bu sonuçlar<br />
145 klebsiella sp. suşundaki ceftriaxone dirençliliğinin ortalama %97.54 oranında<br />
kromozomal özellik gösterdiğini ifade etmektedir.<br />
Streptomycine antibiyotiğine karşı %57.93 oranında (84 suş) dirençlilik<br />
belirlenmiştir. Dirençli suşlar kullanılarak yapılan eliminasyon çalışması sonunda<br />
yaklaşık %19.04 düzeyinde eliminasyon gerçekleşmiştir. Aynı antibiyotiğe hassas<br />
olan 61 suş içerisinde %8.19 düzeyinde direnç gelişimi gerçekleşmiştir. Elde edilen<br />
47
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
sonuçlar analiz edilen 145 suştaki streptomycine dirençliliğinin %80.96 düzeyinde<br />
kromozomal olduğunu göstermektedir.<br />
Tetracycline antibiyotiğine %50.34 oranında (73 suş) dirençlilik frekansı elde<br />
edilmiştir. Eliminasyon testleri sonunda %6.84 oranında dirençliliğin kaybolduğu<br />
bulunmuştur. Hassas olan 72 suşta ise ortalama %1.38 düzeyinde direnç gelişmesi<br />
gözlenmiştir. Eliminasyon testleri dikkate alındığında dirençli suşlardaki tetracycline<br />
dirençliliğinin ortalama %93.16 oranında kromozomal olduğu saptanmıştır.<br />
Augmentine antibiyotiği kullanılarak yapılan çalışmalarda analiz edilen 145<br />
suşta %48.27 (70 suş) dirençlilik belirlenmiştir. Eliminasyon testleri sonucunda<br />
dirençli suşlarda %8.57 oranında dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Aynı<br />
antibiyotiğe hassas olan suşlarda ise %25.33 düzeyinde dirençlilik gelişimi<br />
saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar augmentine dirençliliğinin %91.43 oranında<br />
kromozomal olduğunu, ayrıca %25.33 düzeyinde transpozabl yapıların bulunduğunu<br />
göstermektedir.<br />
İmipenem antibiyotiği ile yapılan analizlerde 145 suşun 11’inde (%7.58)<br />
dirençlilik belirlenirken, örneklerin %92.42 sinin hassas olduğu bulunmuştur.<br />
Dirençli suşlar kullanılarak yapılan eliminasyon çalışmaları sonunda %45.45<br />
oranında dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Bu sonuç imipenem dirençliliğinin<br />
diğer antibiyotiklerdekinin aksine önemli düzeyde plazmid kodlu olduğunu<br />
göstermektedir.<br />
Hastane kanalizasyonundan izole edilen 145 Klebsiella sp. suşundaki<br />
ceftriaxone, streptomycine, augmentine, tetracycline ve imipenem dirençliliklerinin<br />
genetik kökenini araştırmak amacıyla 100µg/mL AO kullanılarak yapılan<br />
eliminasyon testlerine ait sonuçlar ve değerlendirmeler Çizelge 4.7, 4.8, 4.9, ve<br />
4.10’da gösterilmiştir.<br />
48
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
4.4. Klebsiella sp. Suşlarına Ait Antibiyotik Dirençliliklerinin Eliminasyon<br />
Dağılımı (100 µg/mL Acridine Orange)<br />
Çizelge 4.7. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL AO)<br />
Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />
1 D D D D D D D H D D<br />
2 H H H H H H H H H H<br />
3 H H H H H H H H H H<br />
4 H H D H H H D D H H<br />
5 H H H H H H H H H H<br />
6 H H D D H D* D D H H<br />
7 H H H H H H H H H H<br />
8 H H H H H H H H H H<br />
9 H H D D H H H H H H<br />
0 H H H H H H H H H H<br />
11 H H H H H H H H H H<br />
12 D D D D D D H H H H<br />
13 H H H D* H H D D H H<br />
14 H H H H H H H H H H<br />
15 H H H H H H H H H H<br />
16 H H H H H H H H H H<br />
17 D D H H D D H H H H<br />
18 D D D D D D D D H H<br />
19 D D D D D D D D H H<br />
20 H D* H H H H H H D H<br />
21 D D H H H D* D D H H<br />
22 H H H H H H H H H H<br />
23 H H D D H H D D H H<br />
24 H H H H H H H H H H<br />
25 H H H H H D* H H H H<br />
26 H H H H H H H H H H<br />
27 H H H H H H H H H H<br />
28 H H H H H H H H H H<br />
29 H H H H H H H H H H<br />
30 H D* D H H H H H H H<br />
31 D D H H H H H H H H<br />
32 D D D D D D D D H H<br />
33 D D D H H H H H H H<br />
34 H H H H H H D D H H<br />
35 H H H H H H H H H H<br />
36 H H H H H D* H H H H<br />
37 H H H H H D* H H H H<br />
38 H H D H H H H H H H<br />
39 H H H H H H H H H H<br />
40 H H H H H D* H H H H<br />
%D 22.5 0 30 25 15 0 25 10 5 50<br />
*% 6.45 3.57 17.64 0 0<br />
*:Hassas iken dirençli duruma geçenler<br />
49
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 4.7’de dirençlilik eliminasyonu açısından 30 µg/mL ile 100µg/mL<br />
AO arasında fark olmadığı saptanmıştır. Hassas suşların direnç kazanmalarında<br />
streptomycine antibiyotiğinde %3.57 lik bir frekans saptanmıştır.<br />
Çizelge 4.8. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL AO)<br />
Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />
41 H H H D* D D D D H H<br />
42 D D D D D D D D H H<br />
43 D D D D D D D D H H<br />
44 H D* H H H D* H H D H<br />
45 D D D D D D D D D H<br />
46 H H H D* H H D H H H<br />
47 H H D D H D* D H H H<br />
48 H H H H H H H H H H<br />
49 H H H H H H H H H H<br />
50 H H H H H H H H H H<br />
51 H H H H H H H H H H<br />
52 H H H H H H H H H H<br />
53 D D D H H H H H H H<br />
54 D D D D D D D D H H<br />
55 D D D D H H D D H H<br />
56 H D* H H H D* H H H H<br />
57 H H H D* H H H H H H<br />
58 D D H H H D* D D H H<br />
59 H D* D H H H H H H H<br />
60 H H D H H H H H H H<br />
61 H H H D* H D* H H H H<br />
62 H H D D H D* H H H H<br />
63 D D H D* H D* H H H H<br />
64 H D* D H H D* H H H H<br />
65 H H H D* H H H H H H<br />
66 D D D D D D H H H H<br />
67 D D H H H D* H H H H<br />
68 D D D D H D* H H H H<br />
69 H H H H D D H H H H<br />
70 D D D D H D* H H H H<br />
71 H D* H H H H H H H H<br />
72 H H H H H H H H H D*<br />
73 D D D D D D H H D H<br />
74 D D D D D D H H H H<br />
75 D D D D D D H H H H<br />
76 H H H D* H H H H H H<br />
77 H D* D D H D* D D H H<br />
78 H H H H H H H H H H<br />
79 H D* H D* H D* H H H H<br />
80 D H D D D D H D* H H<br />
%D 40 0 47.5 21.05 27.5 0 25 20 7.5 100<br />
*% 29.16 38.09 44.82 3.33 2.70<br />
50
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Eliminatör olarak 100 µg/mL konsantrasyonda acridine orange kullanılarak<br />
41-80 numaralı suşlar analiz edildiği zaman ceftriaxone antibiyotiğinde hiç<br />
dirençlilik eliminasyonu saptanmamıştır. Hassas suşlarda ise ortalama %29.16<br />
oranında direnç gelişimi gözlenmiştir.<br />
Streptomycine dirençliliği ile gerçekleştirilen testler sonunda yaklaşık<br />
%21.05 oranında eliminasyon meydana gelirken, aynı antibiyotiğe başlangıçta hassas<br />
olan suşlar içerisinde %38.09 düzeyinde direnç gelişimi meydana gelmiştir.<br />
Augmentine dirençliliği taşıyan 41-80 numaralı suşlar ile yapılan eliminasyon<br />
çalışmaları sonunda dirençli suşların hiç birinde eliminasyon saptanmamıştır. Aynı<br />
antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında yaklaşık %44.82 direnç gelişimi<br />
belirlenmiştir.<br />
Tetracycline antibiyotiğine dirençli suşlarla yapılan eliminasyon testleri<br />
sonunda %20 eliminasyon gerçekleşmiştir. Tetracycline hassas olan suşlar da ise<br />
%3.3 oranında direnç gelişimi saptanmıştır.<br />
İmipenem antibiyotiğine dirençli olan suşlarda %100 eliminasyon meydana<br />
gelmiştir. Hassas suşlar içerisinde ise yaklaşık %2.7 oranında direnç gelişimi<br />
belirlenmiştir.<br />
100 µg/mL acridine orange kullanılan çalışmalarda en yüksek eliminasyon<br />
frekansı %100 ile imipenem antibiyotiğinde gözlenmiştir. Buna karşılık ceftriaxone<br />
ve augmentine dirençliliklerinde hiç eliminasyon saptanmamıştır. Bu sonuçlar 41-80<br />
numaralı suşlarda imipenem dirençliliğinin tamamen plasmid kodlu olduğunu<br />
göstermektedir. Diğer taraftan augmentine (%44.82) ve ceftriaxone (%29.16)<br />
antibiyotiklerine hassas olan suşlarda eliminasyon testlerinden sonra direnç<br />
gelişmesi, 41-80 numaralı hassas suşlarda önemli düzeyde transpozon bulunduğunu<br />
göstermektedir.<br />
Streptomycine antibiyotiğinde %21.05 dirençlilik eliminasyonu ve %38.09<br />
direnç gelişimi 41-80 numaralı suşlarda özellikle streptomycine antibiyotiği ile ilgili<br />
%59.14 oranında hareketli genetik yapı bulunduğunu düşündürmektedir. Daini ve<br />
Adesemowo (2008), klinikten izole edilen 105 Escherichia coli suşunun augmentine<br />
%77.05, tetracycline %88.52, gentamicine %54.10 ve amokcicillin antibiyotiğine<br />
%90.16 direnç geliştirdiklerini belirtmişlerdir. Dirençlilik eliminasyon<br />
51
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
çalışmalarında yaklaşık %40 eliminasyon sağlamışlar ve hassas suşlarla yapılan<br />
transformasyon çalışması sonunda aynı oranda dirençlilik aktarımının<br />
gerçekleştirdiğini belirtmişlerdir.<br />
Çizelge 4.9. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL AO)<br />
Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />
81 D D D D D D D D H H<br />
82 D D D D D D D D H H<br />
83 D D D D D D D D H H<br />
84 D D D D D D D D H H<br />
85 D D D D D D D D H H<br />
86 D D D D D D D D H H<br />
87 D D D D D D D D H H<br />
88 D D D D D D D D H H<br />
89 D D D D D D D D H H<br />
90 D D D D D D D D H H<br />
91 D D D D D D D D H H<br />
92 D D D D D D D D H H<br />
93 D D D D D D D D H H<br />
94 D D D D D D D D H H<br />
95 D D D D D D D D H H<br />
96 D D D D D D D D H H<br />
97 D D D D D D D D D D<br />
98 H H H H H H H H H H<br />
99 D H D D D D H H H H<br />
100 D D D H H D H H H H<br />
101 H H H H H H H H H H<br />
102 H H H H H H H H H H<br />
103 H H H H H H D D H H<br />
104 H H H H H H D D H H<br />
105 D D H H D D D D H H<br />
106 D D D D D D H H H H<br />
107 H H H H H H D D H H<br />
108 D D H H D D D D H H<br />
109 H D D D H H H H H H<br />
110 D H D D D D D D H H<br />
111 D D H H H H H H H H<br />
112 D D D D D D D D H H<br />
113 D D D D D H D D H H<br />
114 D D D D D D D D H H<br />
115 D D D H H H D D H H<br />
116 D D D D D D D D H H<br />
117 D D D D D D D D H H<br />
118 D D D D D D H H H H<br />
119 H H H H H H H H H H<br />
120 H H H H H H H H H H<br />
%D 77.5 6.45 75 6.66 70 3.57 72.5 0 2.5 0<br />
*% 0 0 8.33 0 0<br />
52
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Acridine orange’ın (100 µg/mL) kullanıldığı çalışmalarda ceftriaxone<br />
dirençliliğinde %6.45 oranında eliminasyon meydana gelirken, aynı antibiyotiğe<br />
başlangıçta hassas olan suşlarda her hangi bir direnç gelişimi saptanmamıştır.<br />
Streptomycine antibiyotik dirençliliğinde %6.66 eliminasyon gerçekleşirken,<br />
hassas suşlarda direnç gelişimi gözlenmemiştir. Augmentine antibiyotik<br />
dirençliliğinde %3.57 eliminasyon saptanırken, hassas olan suşlar arasında %8.33<br />
oranında direnç kazanımı meydana gelmiştir. Tetracycline ve imipenem<br />
antibiyotiklerinde hem dirençlilik eliminasyonu hem de direnç kazanma şeklinde<br />
farklılaşma saptanmamıştır. Bu sonuçlara göre sadece augmentine antibiyotiğinde<br />
transpozabl yapıların varlığından söz edilebilir. Aynı suşlar kullanılmasına rağmen<br />
30 µg/mL AO dirençlilik eliminasyonu ve transpozabl yapıların ortaya çıkarılması<br />
bakımından 100 µg/mL AO’a göre daha etkili bulunmuştur.<br />
Çizelge 4.10. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL AO)<br />
Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />
121 D D D D D D D D H H<br />
122 D D D D D D D D H H<br />
123 D D D H D D D D H H<br />
124 D D D H D D D D D H<br />
125 D D D D D D D D H H<br />
126 D D D D D D D D D H<br />
127 D D D D D D D D H H<br />
128 D D D D D D D D D D<br />
129 D D D D D D D D D D<br />
130 D D D H D D D D H H<br />
131 D D D H D D D D H H<br />
132 D D D H D D D D H H<br />
133 D D D D D D D D H H<br />
134 D D D D D D D D H H<br />
135 D D D D D H D H H H<br />
136 D D D D D D D H H H<br />
137 D D H H D D D H D D<br />
138 D D D D D D D H H H<br />
139 D D D D D D D D H H<br />
140 D D D D D D D D H H<br />
141 D D D D D D D D H H<br />
142 D D D D D D D H H H<br />
143 D D D D D D D D H H<br />
144 D D D D D D D H H H<br />
145 D D D D D D D D H H<br />
%D 100 0 96 20.83 100 4 100 24 20 40<br />
*% 0 0 0 0 0<br />
53
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Acridiene orange’ın (100 µg/mL) konsantrasyonlarda kullanıldığı çalışmalar<br />
sonunda ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinde hiç eliminasyon saptanmamıştır.<br />
Bununla birlikte streptomycine %20.83, augmentine %4, tetracycline %24 ve<br />
imipenem dirençlilikleri %40 elimine olmuşlardır. Bu sonuçlara göre ceftriaxone ve<br />
augmentine dışındaki antibiyotik dirençlilikler yaklaşık %20-40 arasında plazmid<br />
kökenlidir.<br />
Ceftriaxone %100 kromozomal augmentine ise %96 kromozomal dirençlilik<br />
göstermektedir.<br />
Acridiene orange’ın 30 ve 100 µg/mL konsantrasyonlarının etkisi<br />
karşılaştırıldığında özellikle imipenem dirençliliği açısından 100 µg/mL<br />
konsantrasyonun daha etkili olduğu görülmüştür.<br />
Çizelge 4.11. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarında 100<br />
µgr/mL AO uygulaması sonucu gerçekleşen dirençlilik eliminasyon<br />
frekansı<br />
Antibiyotik Toplam<br />
Dirençli Direnç. Hassas Hassas Elim. Dir. Kaz.<br />
suş suş % suş % % %<br />
CRO 145 81 55.86 64 44.14 2.46 9.37<br />
STR 145 84 57.93 61 42.07 17.85 13.11<br />
TET 145 73 50.34 72 49.66 12.32 1.38<br />
AUG 145 70 48.27 75 51.73 2.85 26.66<br />
İMP 145 11 7.58 134 92.42 54.54 0.74<br />
Eliminatör olarak acridine orange (100 µg/mL) kullanılan ve 145 suşun analiz<br />
edildiği çalışma sonuçları çizelge 4.11 de toplu olarak verilmiştir.<br />
Ceftriaxone antibiyotik dirençliliği %2.46 oranında elimine edilirken, aynı<br />
antibiyotiğe hassasiyet gösteren suşlarda ise %9.37 oranında direnç gelişimi<br />
meydana gelmiştir.<br />
Streptomycine antibiyotiği ile gerçekleştirilen eliminasyon çalışmaları<br />
sonunda dirençli suşlarda %17.85 düzeyinde hassaslaşma gerçekleşmiştir. Aynı<br />
antibiyotiğe başlangıçta hassas olan suşlarda eliminasyon çalışması sonunda %13.11<br />
düzeyinde direnç gelişimi saptanmıştır.<br />
Tetracycline antibiyotik dirençliliği %12.32 oranında elimine olurken, hassas<br />
suşlarda %1.38 düzeyinde direnç gelişimi saptanmıştır. Augmentine antibiyotik<br />
dirençliliğine sahip suşlarla gerçekleştirilen çalışmalarda %2.85 oranında<br />
54
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
eliminasyon saptanmıştır. Aynı antibiyotiğe hassas suşlarda ise eliminasyon testleri<br />
sonunda yaklaşık %26.66 oranında direnç gelişmesi gözlenmiştir.<br />
İmipenem antibiyotik dirençliliği taşıyan suşlarda eliminasyon testleri<br />
sonunda %54.54 düzeyinde dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Aynı antibiyotiğe<br />
hassas olan suşlardaki direnç gelişimi %0.74 bulunmuştur.<br />
Bu sonuçlar dikkate alındığında analiz edilen 145 suştaki özellikle imipenem<br />
dirençliliğinin önemli düzeyde %54.54) plazmid kodlu olduğu görülmektedir. Bu<br />
antibiyotiği %17.85 ile streptomycine ve %12.32 ile tetracycline izlemektedir.<br />
Ceftriaxone ve augmentine dirençliliklerinin ise yaklaşık %97 oranında<br />
kromozomal kökenli olduğu düşünülmektedir.<br />
Augmentine antibiyotiğine hassas olan suşlarda ise ortalama %26.66 oranında<br />
transpozabl hareketli genetik yapı bulunduğu söylenebilir.<br />
55
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
4.5. Klebsiella sp. Suşlarına Ait Antibiyotik Dirençliliklerinin Eliminasyon<br />
Dağılımı (100 µg/mL Ethidium Bromide)<br />
Çizelge 4.12. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL EB)<br />
Suş CRO CRO+EB Str Str+EB Aug Aug+EB Tet Tet+EB İmp İmp+EB<br />
1 D D D D D D D H D D<br />
2 H D* H D* H D* H H H H<br />
3 H H H H H H H H H H<br />
4 H H D D H H D D H H<br />
5 H H H H H H H H H H<br />
6 H H D D H D* D D H H<br />
7 H H H H H H H H H H<br />
8 H H H H H D* H H H H<br />
9 H H D D H H H H H H<br />
10 H H H H H H H H H H<br />
11 H H H H H H H H H H<br />
12 D D D D D D H H H H<br />
13 H H H H H H D D H H<br />
14 H H H H H H H H H H<br />
15 H H H H H D* H H H H<br />
16 H H H H H H H H H H<br />
17 D D H D* D D H H H H<br />
18 D D D D D D D D H H<br />
19 D D D D D D D D H H<br />
20 H D* H D* H H H H D H<br />
21 D D H D* H D* D D H H<br />
22 H H H H H H H H H H<br />
23 H H D D H H D D H H<br />
24 H H H H H H H H H H<br />
25 H H H H H D* H H H H<br />
26 H H H H H H H H H H<br />
27 H H H H H H H H H H<br />
28 H H H H H H H H H H<br />
29 H H H H H H H H H H<br />
30 H H D H H H H H H H<br />
31 D H H H H H H H H H<br />
32 D D D D D D D D H H<br />
33 D H D H H D* H H H H<br />
34 H H H D* H H D D H H<br />
35 H H H H H D* H H H H<br />
36 H H H D* H H H H H H<br />
37 H H H D* H D* H H H H<br />
38 H H D H H H H H H H<br />
39 H H H H H H H H H H<br />
40 H H H D* H H H H H H<br />
%D 22.5 22.22 30 25 15 0 25 10 5 50<br />
*% 6.45 28.57 26.47 0 0<br />
*:Hassas iken dirençli duruma geçenler<br />
56
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 4.12’de 1-40 numaralı suşların 100µg/mL EB ile yapılan eliminasyon<br />
test sonuçları verilmiştir. Ceftriaxone antibiyotik dirençliliği %22.22 oranında<br />
elimine olurken, bu antibiyotiğe başlangıçta hassas olan suşlardan %6.45 i<br />
eliminasyon deneyi sonunda dirençli duruma geçmişlerdir.<br />
Streptomycin antibiyotiği ile yapılan çalışmalarda dirençli suşların %25 inde<br />
eliminasyon meydana gelmiştir. Buna karşılık başlangıçta hassas olan suşlar arasında<br />
%28.57 oranında direnç gelişimi meydana gelmiştir.<br />
Augmentine antibiyotiğinde hiç dirençlilik eliminasyonu saptanamamıştır. Bu<br />
antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında ise %26.47 düzeyinde direnç gelişimi<br />
meydana gelmiştir.<br />
Tetracycline antibiyotiğine dirençli olan suşlardan yaklaşık %10’u<br />
eliminasyon testleri sonunda hassas duruma geçerken, başlangıçta hassas olan<br />
suşlarda herhangi bir dirençlilik gelişimi saptanmamıştır.<br />
İmipenem antibiyotiğinde yaklaşık %50 dirençlilik eliminasyonu<br />
gerçekleşmiştir.<br />
Ethidium bromide ile yapılan çalışmalarda en yüksek eliminasyon frekansı<br />
imipenem (%50) gözlenirken bu antibiyotiği sırası ile streptomycine (%25) ve<br />
ceftriaxone (%22.22) izlemiştir. Hassas suşlar arasında dirençli duruma gelenler<br />
dikkate alındığında ise en yüksek frekans streptomycine de (28.57)’de<br />
gerçekleşirken, bu antibiyotiği augmentine (%26.47) ve ceftriaxone (%6.45)<br />
izlemiştir.<br />
Bütün antibiyotikler dikkate alındığında başlangıç dirençlilik frekansı düşük<br />
olsa da imipenem dirençliliğinin %50 oranında plazmid kökenli olduğu<br />
görülmektedir.<br />
Bununla birlikte streptomycine dirençliliğinin %25 plazmidik kökenli olması,<br />
%28.57 transpozabl yapılar içermesi dikkate alındığında ortam koşullarındaki<br />
değişikliğe bağlı olarak toplamda %53.57 oranında hareketli genetik yapıların<br />
sorumlu olduğu dirençlilik söz konusudur.<br />
57
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 4.13. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL EB)<br />
Suş CRO CRO+EB Str Str+EB Aug Aug+EB Tet Tet+EB İmp İmp+EB<br />
41 H D* H D* D D D D H H<br />
42 D D D D D D D D H H<br />
43 D D D D D D D D H H<br />
44 H H H H H D* H H D H<br />
45 D D D D D D D D D H<br />
46 H H H D* H D* D H H H<br />
47 H H D D H D* D D H H<br />
48 H H H H H D* H H H H<br />
49 H H H H H H H H H H<br />
50 H H H H H H H H H H<br />
51 H H H H H D* H H H H<br />
52 H H H H H D* H H H H<br />
53 D D D H H H H H H H<br />
54 D D D D D D D D H D*<br />
55 D D D D H D* D H H H<br />
56 H H H H H D* H H H H<br />
57 H H H H H H H H H H<br />
58 D H H H H D* D D H H<br />
59 H H D H H D* H D* H H<br />
60 H H D H H H H H H H<br />
61 H H H H H H H H H H<br />
62 H H D H H H H H H H<br />
63 D H H H H D* H H H H<br />
64 H H D H H D* H H H H<br />
65 H H H H H H H H H H<br />
66 D D D D D D H H H H<br />
67 D D H H H D* H H H H<br />
68 D H D D H D* H H H H<br />
69 H H H H D H H H H H<br />
70 D D D D H D* H H H H<br />
71 H H H H H H H H H H<br />
72 H H H D* H H H H H H<br />
73 D D D D D D H H D D<br />
74 D D D D D D H H H H<br />
75 D D D D D D H H H H<br />
76 H H H D* H D* H H H H<br />
77 H H D D H D* D D H H<br />
78 H H H H H H H H H H<br />
79 H H H H H H H H H H<br />
80 D D D D D D H H H H<br />
%D 40 18.75 47.5 26.31 27.5 0 25 20 7.5 66.66<br />
*% 4.16 19.04 58.62 3.33 2.70<br />
Hastane kanalizasyonundan izole edilen 41-80 numaralı Klebsiella sp.<br />
suşlarındaki dirençlilik eliminasyonu çalışmalarında 100 µg/mL ethidium bromide<br />
kullanıldığında ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinin %18.75 elimine olduğu<br />
58
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
saptanmıştır. Aynı antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında ise yaklaşık %4.16 direnç<br />
gelişimi meydana gelmiştir.<br />
Streptomycine antibiyotiğine dirençli suşlar arasında yaklaşık %26.31<br />
düzeyinde eliminasyon gözlenirken, aynı antibiyotiğe hassas suşlar arasında %19.04<br />
direnç gelişim belirlenmiştir.<br />
Augmentine antibiyotik dirençliliği taşıyan suşlarda eliminasyon testleri<br />
sonunda herhangi bir eliminasyon meydana gelmemiştir. Buna karşılık aynı<br />
antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında yaklaşık %58.62 direnç gelişimi saptanmıştır.<br />
Aynı suşların kullanıldığı tetracycline dirençlilik eliminasyon çalışmalarında<br />
ortalama %20 eliminasyon meydana gelirken, hassas suşlardan %3.33’ünde direnç<br />
gelişmesi meydana gelmiştir.<br />
İmipenem antibiyotik dirençliliği taşıyan 41-80 numaralı suşlar arasında<br />
%66.66 oranında dirençlilik eliminasyonu gerçekleşmiştir. Aynı antibiyotiğe hassas<br />
suşlar arasındaki direnç gelişimi ise %2.70 olarak saptanmıştır.<br />
Ethidium bromide ile yapılan çalışmalar dikkate alındığı zaman en yüksek<br />
dirençlilik eliminasyonunun %66.66 ile imipenem antibiyotiğinde gerçekleştiği bunu<br />
%26.31 ile streptomycine, %20 ile tetracycline ve %18.75 ile ceftriaxon’un izlediği<br />
görülmektedir. Augmentine antibiyotiğinde hiç eliminasyon meydana gelmemiştir.<br />
Kullanılan antibiyotiklere hassas olan suşlar arasında augmetine<br />
antibiyotiğine karşı %58.62 direnç gelişimi saptanırken bunu sırasıyla %19.04 ile<br />
streptomycine, %4.16 ile ceftriaxone, %3.33 ile tetracycline ve %2.70 ile imipenem<br />
izlemiştir.<br />
Bu sonuçlar 41-80 numaralı suşlarda %58.62 oranında transpozon<br />
bulunduğunu, koşulların değişmesi ile birlikte transpozonların bulundukları bölgeden<br />
(kromozomdan) çıkarak ilgili genin orijinal şekle dönmesine bağlı olarak augmentine<br />
antibiyotiğine karşı direnç gelişebileceğini göstermektedir.<br />
59
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Çizelge 4.14. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL EB)<br />
Suş CRO CRO+EB Str Str+EB Aug Aug+EB Tet Tet+EB İmp İmp+EB<br />
81 D D D H D D D D H H<br />
82 D D D D D D D D H H<br />
83 D D D D D D D D H H<br />
84 D D D D D D D D H H<br />
85 D D D D D D D D H H<br />
86 D D D D D D D D H H<br />
87 D D D D D D D D H H<br />
88 D D D D D D D D H H<br />
89 D D D D D D D D H H<br />
90 D D D D D D D D H H<br />
91 D D D D D D D D H H<br />
92 D D D D D D D D H H<br />
93 D D D D D D D D H H<br />
94 D D D D D D D D H H<br />
95 D D D D D D D D H H<br />
96 D D D D D D D D H H<br />
97 D D D D D D D D D H<br />
98 H D H H H H H H H H<br />
99 D D D D D D H H H H<br />
100 D D D H H D H H H H<br />
101 H H H H H D H H H H<br />
102 H H H H H H H H H H<br />
103 H H H H H H D D H H<br />
104 H H H H H H D D H H<br />
105 D D H H D D D D H H<br />
106 D D D D D D H H H H<br />
107 H H H H H H D D H H<br />
108 D D H H D D D D H H<br />
109 H H D D H H H H H H<br />
110 D D D D D D D D H H<br />
111 D H H H H H H H H H<br />
112 D D D D D D D D H H<br />
113 D D D H D D D D H H<br />
114 D D D H D D D D H H<br />
115 D D D H H H D D H H<br />
116 D D D D D D D D H H<br />
117 D D D D D D D D H H<br />
118 D D D D D D H H H H<br />
119 H H H H H H H H H H<br />
120 H H H H H H H H H H<br />
%D 77.5 3.22 72.5 17.24 70 0 72.5 0 2.5 100<br />
*% 0 0 16.66 0 0<br />
Ethidium bromide’in (100 µg/mL) kullanıldığı çalışmalar sonunda<br />
ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinde %3.22 eliminasyon gerçekleşmiştir.<br />
60
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Streptomycine antibiyotik dirençliliğinde yaklaşık %17.24 eliminasyon meydana<br />
gelirken imipenem dirençliliği %100 elimine olmuştur.<br />
Augmentine ve tetracycline dirençliliklerinde ise herhangi bir eliminasyon<br />
saptanmamıştır. Buna karşılık antibiyotiklere hassas olan suşlardan augmentine<br />
antibiyotiğine %16.66 direnç gelişimi meydana gelirken diğer antibiyotiklerde<br />
herhangi bir farklılaşma görülmemiştir.<br />
Bu sonuçlara göre 81-120 numaralı suşlardaki dirençlilik eliminasyonunda<br />
100 µg/mL ethidium bromide’in daha etkili olduğu görülmektedir. Test edilen<br />
suşlardaki imipenem dirençliliğinin tamamen plazmid kökenli olduğu<br />
düşünülmektedir. Test edilen (81-120) numaralı suşlarda farklı acridine orange<br />
konsantrasyonlarında olduğu gibi ethidium bromide de transpozabl yapıların sadece<br />
augmentine antibiyotiği için bulunduğu belirlenmiştir.<br />
Çizelge 4.15. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />
dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL EB)<br />
Suş CRO CRO+EB Str Str+EB Aug Aug+EB Tet Tet+EB İmp İmp+EB<br />
121 D D D D D D D D H D<br />
122 D D D D D D D H H H<br />
123 D D D D D D D D H H<br />
124 D D D D D D D D D D<br />
125 D D D D D D D D H D<br />
126 D D D D D D D D D D<br />
127 D D D D D D D H H H<br />
128 D D D D D D D H D D<br />
129 D D D D D D D H D D<br />
130 D D D D D D D D H H<br />
131 D D D D D D D D H H<br />
132 D D D D D D D D H H<br />
133 D H D D D D D H H H<br />
134 D D D H D D D H H H<br />
135 D H D H D D D H H H<br />
136 D D D H D D D H H H<br />
137 D D H H D D D H D D<br />
138 D D D D D D D H H H<br />
139 D D D D D D D D H H<br />
140 D D D D D D D D H H<br />
141 D D D D D D D D H H<br />
142 D D D D D D D H H H<br />
143 D D D D D D D D H H<br />
144 D H D H D D D H H H<br />
145 D D D D D D D D H H<br />
%D 100 12 96 16.66 100 0 100 48 25 0<br />
*% 0 0 0 0 10<br />
61
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Ethidium bromide’in (100 µg/mL) kullanıldığı çalışmalar sonunda<br />
ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinde yaklaşık %12, streptomycin’de %16.66,<br />
tetracyclinde %48 eliminasyon gerçekleştiği saptanmıştır.<br />
Bununla birlikte augmentine ve imipenem dirençliliklerinde herhangi bir<br />
eliminasyon meydana gelmemiştir.<br />
Ceftriaxone ve özellikle tetracycline antibiyotiklerindeki dirençlilik<br />
eliminasyonu farklı acridine orange konsantrasyonlarından elde edilen değerlere göre<br />
daha yüksektir. Bu sonuçlar 121-145 numaralı suşlarda ethidium bromide’ in daha<br />
etkili olduğunu göstermektedir.<br />
Çizelge 4.16. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarında 100<br />
µgr/mL EB uygulaması sonucu gerçekleşen dirençlilik eliminasyon<br />
frekansı<br />
Antibiyotik Topla<br />
m<br />
suş<br />
Dirençli<br />
suş<br />
Direnç.<br />
%<br />
Hassas<br />
suş<br />
62<br />
Hassas<br />
%<br />
Elim<br />
%<br />
Dir. Kaz<br />
%<br />
CRO 145 81 55.86 64 44.14 11.11 4.68<br />
STR 145 84 57.93 61 42.07 20.23 19.67<br />
TET 145 73 50.34 72 49.66 20.54 1.38<br />
AUG 145 70 48.27 75 51.73 0.00 33.33<br />
IMP 145 11 7.58 134 92.42 36.36 2.23<br />
Çizelge 4.16 da 100 µgr/mL ethidium bromide kullanılarak izole edilen 145<br />
suşla yapılan eliminasyon testlerine ait sonuçlar topluca verilmiştir.<br />
Ceftriaxone antibiyotiğine dirençli suşlarla gerçekleştirilen eliminasyon<br />
testleri sonunda yaklaşık %11.11 oranında dirençliliğin elimine olduğu bulunmuştur.<br />
Buna karşılık aynı antibiyotiğe karşı hassas olan suşlar arasında %4.28 oranında<br />
direnç gelişimi görülmüştür. Bu sonuçlar dirençli Klebsiella sp. suşlarındaki<br />
ceftriaxone dirençliliğinin ortalama %88.89 oranında kromozomal kökenli olduğunu<br />
ifade etmektedir. Arıkan ve Aygan (2009) hastane kanalizasyon suyundan haziran<br />
ayında izole edilen Klebsiella pneumoniae suşlarındaki antibiyotik dirençliliğinin<br />
ceftriaxone da %14.54, ceftizoxime de %10 ve cefotaxime de %16.36 oranında<br />
elimine olduğunu belirtmişlerdir. Çalışmamızda elde ettiğimiz bulgular literatür<br />
verilerine oldukça yakındır.
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
Streptomycine antibiyotiğine dirençli suşlar kullanılarak yapılan eliminasyon<br />
çalışması sonunda yaklaşık %20.23 düzeyinde eliminasyon gerçekleşmiştir. Aynı<br />
antibiyotiğe hassas suşlar içerisinde %19.67 düzeyinde direnç gelişimi<br />
gerçekleşmiştir. Elde edilen sonuçlar analiz edilen suşlardaki streptomycine<br />
dirençliliğinin %79.77 düzeyinde kromozomal kökenli olduğunu göstermektedir.<br />
Tetracycline antibiyotiğine dirençli suşlarda gerçekleştirilen eliminasyon<br />
çalışmaları sonunda %20.54 oranında dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Aynı<br />
antibiyotiğe başlangıçta hassas olan suşlarda ise eliminasyon deneyleri sonunda<br />
ortalama 1.38 düzeyinde direnç gelişmesi gözlenmiştir. Eliminasyon testleri dikkate<br />
alındığında dirençli suşlardaki tetracycline dirençliliğinin ortalama %79.46 oranında<br />
kromozomal olduğu değerlendirilmektedir. Urriza ve ark (2000), Enterobacter ve<br />
Aeromonas suşlarındaki antibiyotik dirençliliği üzerine şehir atıklarının etkisini<br />
araştırmışlardır. Enterobacter üyelerinin Nalidixic acide %20, tetracycline %18.2 ve<br />
beta-lactam antibiyotiklere %13.6 direnç gösterdiklerini saptamışlardır. Aeromonas<br />
ise nalidixic acide %72, tetracycline %21, co-trimoxazole %14 dirençli olduğunu<br />
saptamışlardır. Aeromonas suşlarında %3.4 oranında çoklu antibiyotik dirençliliği<br />
belirlemişlerdir.<br />
Augmentine antibiyotiğine dirençli olan Klebsiella sp. suşları ile<br />
gerçekleştirilen eliminasyon çalışmaları sonunda herhangi bir dirençlilik kaybı<br />
saptanmamış ve orijinal yapının korunduğu gözlenmiştir. Bu durum augmentine<br />
dirençliliğinin tamamen kromozomal olduğunu düşündürmektedir. Urriza ve ark<br />
(2000), Enterobacter ve Aeromonas antibiyotik dirençliliğinin büyük ölçüde<br />
kromozomal olduğunu belirtmişlerdir.<br />
Aynı antibiyotiğe hassas olan suşlarda ise eliminasyon çalışmaları sonunda<br />
%33.33 düzeyinde dirençlilik geliştiği saptanmıştır. Elde edilen veriler hassas<br />
suşlarda %33.33 düzeyinde augmentine dirençliliği ile bağlantılı transpozable<br />
yapıların bulunduğunu göstermektedir. Enterobacter üyelerinde ethidium bromidin<br />
daha yüksek frekansta eksizyon meydana getirdiği bununla birlikte streptomycine<br />
antibiyotiğine karşı hem acridine orange hemde ethidium bromidin %100 oranında<br />
eksizyona neden olduğu bulunmuştur (Poppe ve Gyles, 1988). Çalışmamızda elde<br />
edilen sonuçları literatür verileri desteklemektedir.<br />
63
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
İmipenem antibiyotiğine dirençli olan suşlardaki dirençliliğin eliminasyon<br />
deneyleri sonunda yaklaşık %36.36 düzeyinde elimine olduğu bulunmuştur.<br />
Başlangıçta aynı antibiyotiğe hassas olan suşlarda ise %2.23’lük direnç gelişimi<br />
saptanmıştır. Bu sonuç imipenem dirençliliğinin diğer antibiyotiklerdekinin aksine<br />
önemli düzeyde (%36.36) plasmid kodlu olduğunu göstermektedir.<br />
Eliminasyon çalışmalarında kullanılan acridine orange’ın 30 ve 100 µg/mL<br />
ve ethidium bromide’in 100 µg/mL konsantrasyonları karşılaştırıldığı zaman;<br />
Ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinin eliminasyonunda farklı acridine orange<br />
konsantrasyonları arasında herhangi bir fark gözlenmezken ethidium bromide<br />
%11.11 ile daha etkili olmuştur. Streptomycine antibiyotik dirençliliğinin<br />
eliminasyonunda %20.23 ile ethidium bromide daha etkili bulunmuştur. Bu<br />
eliminatörü %19.85 ile 30 µg/mL ve %17.85 ile 100 µg/mL acridine orange<br />
izlemiştir.<br />
Tetracycline antibiyotik dirençliliğinin eliminasyonunda ethidium bromide<br />
%20.54 ile daha etkili görülürken, acridine orange’ın etkisi her iki konsantrasyonda<br />
da yaklaşık %12.32 düzeyinde gerçekleşmiştir. Buna göre ethidium bromide yaklaşık<br />
%60 daha etkilidir.<br />
Augmentine dirençliliğinin eliminasyonunda acridine orange 30 µg/mL<br />
konsantrasyonda %8.57 etkili bulunurken ethidium bromid herhangi bir etki<br />
göstermemiştir.<br />
İmipenem dirençliliğinin eliminasyonunda acridine orange 100µg/mL<br />
konsantrasyonda %54.54 ile daha etkili olurken bunu %45.45 ile 30 µg/mL<br />
konsantrasyonda acridine orange ve %36.36 ile ethidium bromide izlemiştir.<br />
İmipenem dirençliliğinin eliminasyonunda aynı konsantrasyondaki ethidium bromide<br />
göre acridine orange’ın etkisi yaklaşık %67 daha yüksektir.<br />
Bütün antibiyotikler dikkate alındığında, kullanılan her iki eliminatör de<br />
imipenem dirençliliğinin eliminasyonunda diğer antibiyotiklere göre oldukça etkili<br />
bulunmuşlardır. Örneğin, 100 µg/mL ethidium bromide imipenem dirençliliği<br />
üzerinde, ceftriaxon a dirençlilik eliminasyonuna göre %350, streptomycine göre<br />
%180 ve tetracycline göre %177 daha etkili bulunmuştur. 30 µg/mL acridine<br />
64
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
orange’ın imipenem dirençliliği üzerinde augmentin dirençlilik eliminasyonu dikkate<br />
alındığı zaman %530 daha etkili olduğu saptanmıştır.<br />
Transpozabl hareketli genetik elamanların eliminasyonu incelendiğinde,<br />
ceftriaxone antibiyotiğinde %12.5 ile 30 µg/mL acridine orange daha etkili<br />
bulunmuştur. Streptomycine antibiyotiğinde %19.67 ile ethidium bromide daha etkili<br />
olurken bunu %13.11 ile 100 µg/mL acridine orange izlemiştir. Tetracycline<br />
antibiyotiğinde kullanılan bütün eliminatörler aynı oranda /1.38) etkili olmuşlardır.<br />
Augmentine antibiyotiğinde en yüksek etkiyi %33.33 ile ethidium bromide<br />
gösterirken konsantrasyonları farklı olsa da kullanılan acridine orange’lar birbirine<br />
yakın etki göstermişlerdir (30 µg/mL %25.33, 100 µg/mL %26.66).<br />
İmipenem antibiyotiğinde en yüksek etkiyi %2.23 ile ethidium bromide<br />
gösterirken, 30 ve 100 µg/mL konsantrasyondaki acridine orange’lar %0.74 gibi<br />
oldukça düşük etkili bulunmuşlardır.<br />
Transpozabl hareketli genetik elemanlar özellikle augmentine antibiyotiğinde<br />
koşulların değişmesine bağlı olarak Klebsiella sp. bakterilerinin dirençli duruma<br />
gelmelerinde (yaklaşık %33) oldukça önemli etki gösterirlerken, bu durum imipenem<br />
antibiyotiği için yok denecek kadar düşük etkiye sahiptir. Literatürde plazmidden<br />
eksizyon şeklinde ayrılan transpozonun alıcı kromozomu içine insersiyon şeklinde<br />
girdiği belirtilmiştir (Burke ve Clewell, 1984). İntegrasyon sonucu hassas olan alıcı<br />
suşlar, eksizyon sonucu tekrar dirençli duruma gelmişlerdir. Bu sonuç eksizyon ve<br />
integrasyona neden olan yapının transpozon olduğunu göstermektedir. Çalışmamızda<br />
başlangıçta kullanılan antibiyotiklere hassas olan suşların ethidium bromide ile<br />
muameleden sonra direnç kazanmalarının temelinde transpozabl yapının insersiyon-<br />
eksizyon davranışı olduğu düşünülmekte olup, literatür verisi ile uygunluk<br />
göstermektedir.<br />
65
4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />
66
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER<br />
Tarımsal uygulamalar, veterinerlik ve tıp alanında tedavi amacı ile kullanılan<br />
antibiyotiklerin giderek yaygınlaşması ve antibiyotik dirençliliği taşıyan bakteriler ile<br />
önemli miktarda antibiyotiğin kanalizasyon suları aracılığı ile çevreye boşaltılması<br />
antibiyotik dirençliliğinin yayılmasında önemli role sahiptir. Özellikle bilinçsiz ve<br />
rastgele antibiyotik kullanımı bakterilerde antibiyotiklere direnç gelişimini<br />
yaygınlaştırmaktadır. Daha da önemlisi antibiyotik dirençliliğinin plazmid ve<br />
transpozon gibi ekstrakromozomal hareketli genetik elemanlar tarafından hassas<br />
suşlara aktarılması, bakteriler arasında antibiyotik dirençliliğinin yayılma hızı ve<br />
frekansını olumsuz yönde etkilemektedir (Sorensen ve ark, 1998).<br />
Hastaneler tedavi amacı ile yoğun antibiyotik kullanılan birimlerdir. Tedavi<br />
sırasında kanalizasyon suyuna geçen antibiyotik dirençli gram negatif ve gram<br />
pozitif bakteriler taşıdıkları plazmidler aracılığı ile dirençliliği hassas organizmalara<br />
aktararak direnç kazanmasına neden olmaktadırlar. Birçok Enterobacter üyesi bakteri<br />
plazmidler nedeniyle aynı anda birden fazla sayıda antibiyotiğe dirençlilik<br />
gösterebilmektedir. Enterobacterler arasında özellikle Klebsiella sp. çoklu antibiyotik<br />
dirençliliğinin yayılmasında dominant özellik göstermektedir. Klebsiella sp.<br />
bakterilerinde betalaktamaz enzimi üreten plazmidlerin özellikle konjugasyon<br />
mekanizmasını kullanarak dirençliliği diğer bakterilere aktardıkları belirtilmektedir<br />
(Arda, 1995; Arikan ve Aygan, 2009)<br />
Literatürlerde birçok araştırıcı özellikle su ortamlarındaki antibiyotik<br />
dirençliliğinin fekal orijinli bakterilerden kaynaklandığını belirtmişlerdir. Bu<br />
bakteriler enfeksiyonlar için indikatör organizmalar şeklinde değerlendirilirler<br />
(Urriza ve ark, 2000).<br />
Hastane kanalizasyon suyundan toplam 145 Klebsiella sp. suşu izole edilerek<br />
ceftriaxone (30µg/ml), tetracycline (30µg/ml), streptomycine (30µg/ml), augmentine<br />
(10 µg/ml) ve imipenem (10µg/ml), antibiyotiklerine karşı dirençlilik frekansları<br />
araştırılmıştır.<br />
Elde edilen verilere göre Klebsiella sp. suşlarının kullanılan antibiyotiklere<br />
sırası ile ceftriaxone, streptomycine, tetracycline, augmentine ve imipenem’e<br />
67
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />
%55.86, %57.93, %50.33, %48.27 ve %7.58 oranında direnç geliştirdikleri<br />
saptanmıştır.<br />
Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella pneumoniae suşlarında<br />
ceftriaxone %38.8, ceftizoxime %47 ve cefotaxime %44 dirençlilik geliştiğini<br />
belirtmişlerdir. Çalışmada elde edilen bulgular yaklaşık 10 yıl önce aynı<br />
kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. bakterisindeki dirençlilik<br />
değerlerine göre (Ceftriaxone için) artış gösterdiğini ifade etmektedir. (Arikan ve<br />
Aygan, 2009), Bu sonuç bakteriler arasındaki antibiyotik dirençliliğinin ne denli hızlı<br />
yayıldığının bir göstergesidir.<br />
Elde edilen veriler Klebsiella sp. bakterisinde dirençliliğin büyük ölçüde<br />
çoklu antibiyotik dirençliliği şeklinde olduğunu göstermektedir. Bütün<br />
antibiyotiklere dirençli olan suşlar toplam izolatların yaklaşık %44.13’ünü<br />
oluştururken bunların %10.93’ü bütün antibiyotiklere, %82.81’i dört antibiyotiğe,<br />
%18.75’i üç antibiyotiğe ve %9.37’si aynı anda iki antibiyotiğe dirençlilik<br />
göstermektedirler.<br />
İmipenem antibiyotik dirençliliği genel dirençlilikte yaklaşık %11 iken %70<br />
oranında bütün antibiyotiklere dirençli olduğu saptanmıştır. Literatürlerde<br />
Enterobacter suşlarında çoklu antibiyotik dirençliliğinin yaygın bir özellik olduğu ve<br />
antibiyotik dirençliliğinin yayılmasında oldukça etkili olduğu belirtilmektedir.<br />
Klebsiella pneumonia çoklu antibiyotik dirençliliği taşıyan ve bunu transfer olabilen<br />
plazmidler aracılığı ile diğer organizmalara aktaran reservuar organizma şeklinde<br />
olup, yeni enfeksiyonların ortaya çıkmasında etkendir (Sirot ve ark, 1987; Van elsas<br />
ve ark, 2000).<br />
Millar ve ark (2008), Yeni doğan yoğun bakım ünitesinden izole edilen<br />
Escherichia coli suşlarının %27 sinde iki ve daha fazla antibiyotiğe dirençlilik<br />
saptarken, Klebsiella sp. suşlarında ikiden fazla antibiyotiğe dirençlilik frekansını<br />
%56 olarak bulmuşlardır. Urriza ve ark (2000), Aeromonas suşlarında %3.4 oranında<br />
çoklu antibiyotik dirençliliği olduğunu belirtmişlerdir. Çalışmamızda elde ettiğimiz<br />
veriler literatür değerlerinin oldukça üzerindedir. Literatürde Enterobacter spp.deki<br />
çoklu cephalosporin dirençliliğinin %24-34 arasında değiştiğini saptamışlardır<br />
68
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />
(Millar ve ark, 2008), Çalışmamızda elde edilen sonuçlar literatür bilgileri ile<br />
uygunluk göstermektedir.<br />
30 µg/mL konsantrasyonda acridine orange kullanılarak yapılan dirençlilik<br />
eliminasyon testleri sonunda ceftriaxone dirençliliği %2.46, streptomycine %19.04,<br />
tetracycline %6.84, augmentine %8.57 ve imipenem %45.45 oranında elimine<br />
olmuştur. En yüksek eliminasyon düzeyi imipenem antibiyotiği için elde edilirken,<br />
bu sonuç imipenem dirençliliğinin önemli oranda plazmid kökenli olduğunu<br />
göstermektedir.<br />
100 µg/mL konsantrasyonda acridine orange kullanılarak yapılan dirençlilik<br />
eliminasyon testleri sonunda ceftriaxone dirençliliği %2.46, streptomycine %17.85,<br />
tetracycline %12.32, augmentine %2.85 ve imipenem %54.54 oranında elimine<br />
olmuştur. Dirençlilik eliminasyonu açısından 100 µg/mL konsantrasyonda acridine<br />
orange tetracycline ve imipenem üzerinde 30 µg/mL acridine orange’a göre daha<br />
etkili bulunmuştur. Buna karşılık her iki konsantrasyonda ceftriaxone üzerinde aynı<br />
etki gözlenmiştir.<br />
100 µg/mL konsantrasyonda ethidium bromide kullanılarak yapılan<br />
dirençlilik eliminasyon testleri sonunda ceftriaxone dirençliliği %11.11,<br />
streptomycine %20.23, tetracycline %20.54 ve imipenem %36.36 oranında elimine<br />
olmuştur. Buna karşılık augmentine antibiyotiğinde hiç eliminasyon<br />
gerçekleşmemiştir.<br />
Eliminatörler içerisinde ceftriaxone, streptomycine ve tetracycline için 100<br />
µg/mL konsantrasyonda ethidium bromide, augmentine ve imipenem için 100 µg/mL<br />
konsantrasyonda acridine orange daha etkili bulunmuştur.<br />
Bu sonuçlar dirençli Klebsiella sp. suşlarındaki antibiyotik dirençliliğinin<br />
ortalama olarak ceftriaxone için %88.89, streptomycine %79.77 ve tetracycline<br />
%79.46 oranında kromozomal kökenli olduğunu ifade etmektedir. Streptomycine ve<br />
tetracycline dirençlilik frekansı birbirine oldukça yakındır. Urriza ve ark, (2000),<br />
Aeromonas’lardaki tetracycline dirençliliğinin yaklaşık %79 oranında kromozomal<br />
olduğunu belirtmişlerdir. Çalışmamızda tetracycline için elde ettiğimiz kromozomal<br />
dirençlilik frekansı literatür ile tam bir uyum göstermektedir.<br />
69
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />
Eliminasyon deneylerinde başlangıçta kullanılan antibiyotiklere hassas olan<br />
birçok suşun dirençli duruma geçtikleri saptanmıştır. 30 µg/mL konsantrasyon<br />
kullanılan acridine orange testlerinde ceftriaxone antibiyotiğine hassas olan suşların<br />
%12.5, streptomycine %8.19, tetracycline %1.38, augmentine %25.33 ve imipenem<br />
%0.74 oranında direnç kazanmışlardır.<br />
100 µg/mL acridine orange kullanılan testlerde ceftriaxone antibiyotiğine<br />
hassas suşların %9.37, streptomycine %13.11, tetracycline %1.38, augmentin<br />
%26.66 ve imipenem %0.74 oranında direnç kazanmışlardır. 100 µg/mL ethidium<br />
bromide kullanılan çalışmada ceftriaxone antibiyotiğine hassas suşların %4.68,<br />
streptomycine %19.67, tetracycline %1.38, augmentine %33.33 ve imipenem %2.23<br />
oranında direnç kazanmıştır.<br />
Hassas suşların dirençli duruma gelmeleri incelendiği zaman ceftriaxone<br />
antibiyotiğinde en etkili ajanın 30 µg/mL acridine orange olduğu bulunmuştur. Her<br />
iki acridine orange konsantrasyonunda elde edilen değer ethidium bromide göre (30<br />
µg/mL yaklaşık 3 kat, 100 µg/mL da 2 kat) daha etkilidir.<br />
Tetracycline hassas organizmalarda her iki ajanında aynı etkiyi gösterdiği<br />
bulunmuştur. Elde edilen sonucun oldukça düşük olması (%1.38) bu antibiyotiğe<br />
hassas olan organizmalarda transpozable yapıların olmadığını göstermektedir.<br />
Diğer bütün antibiyotikler 100 µg/mL konsantrasyonda ethidium bromide<br />
oldukça yüksek bir etki göstermiştir. Özellikle imipeneme hassas suşlarda yaklaşık<br />
dört kat daha etkili olmuştur. Elde edilen bulgular literatür bilgileri ile örtüşmektedir.<br />
Enterobacterde ethidium bromide’in daha yüksek frekansta eksizyon meydana<br />
getirdiği bununla birlikte streptomycine antibiyotiğine karşı hem acridine orange<br />
hemde ethidium bromide’in %100 oranında eksizyona neden olduğu bulunmuştur<br />
(Poppe ve Gyles, 1988). Augmentine antibiyotiğine hassas suşlarda bütün ajanlarla<br />
büyük ölçüde eksizyon meydana geldiği saptanmakla birlikte özellikle ethidium<br />
bromide ile yaklaşık %33.33 düzeyinde eksizyon gerçekleşmesi izole edilen<br />
Klebsiella sp. suşlarının bu antibiyotiğe büyük ölçüde transpozabl elemanlar<br />
taşıdığını göstermektedir.<br />
Literatürlerde Hassas suşların dirençli duruma gelmeleri eksizyon şeklinde<br />
gerçekleşen bir olayla kromozom üzerindeki transpoze olabilen yapının<br />
70
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />
ayrılmasından kaynaklanmaktadır. Buna bağlı olarak transpozon nedeniyle inaktif<br />
durumda bulunan kromozomal gen orijinal yapısına kavuşmakta ve normal<br />
aktivitesini göstermektedir. Literatürde plazmidden eksizyon şeklinde ayrılan<br />
transpozonun alıcı kromozomu içine insersiyon şeklinde girdiği belirtilmiştir (Burke<br />
ve Clewell, 1984). İntegrasyon sonucu hassas olan alıcı suşlar, eksizyon sonucu<br />
tekrar dirençli duruma gelmişlerdir. Bu sonuç eksizyon ve integrasyona neden olan<br />
yapının transposabl eleman olduğunu göstermektedir.<br />
Bu çalışmanın sonuçları dikkate alındığı zaman;<br />
1. Klebsiella başta olmak üzere özellikle Enterobacter üyesi bakterilerde<br />
çoklu antibiyotik dirençliliğinin hızı bir gelişim gösterdiği görülmektedir. Hastane<br />
gibi yoğun antibiyotik kullanımının olduğu birimlerde kanalizasyon suyu ile alıcı su<br />
ortamlarına geçen dirençli bakteriler taşıdıkları plazmidler aracılığı ile hassas<br />
bakterilerin dirençli duruma geçmelerine neden olmaktadır. Bu nedenle hastane atık<br />
sularının mutlaka uygun bir arıtma sistemi kullanılarak arıtılması ve daha sonra alıcı<br />
ortama verilmesi zorunludur.<br />
2. Antibiyotik dirençliliğinin yayılmasında etken olan faktörler arasında<br />
bilinçsiz ve rastgele antibiyotik kullanımı önemli bir yer tutmaktadır. Bu sorunun<br />
hekimlerin ve kullanıcıların bilinçlendirilmesi ve var olan tehlikenin yeterince<br />
anlatılması yolu ile çözüme kavuşturulması yönünde özellikle kullanıcılar açısından<br />
eğitici çalışmalar yapılmalıdır.<br />
3. Antibiyotik kullanımı hayvan beslemede oldukça yaygın bir uygulamadır.<br />
Hayvanların dışkıları ile alıcı ortama (gübre olarak) aktarılan dirençli bakteriler çoğu<br />
zaman besin zinciri aracılığı ile insanlarda salgın enfeksiyonlara neden olmakta ve<br />
sonuçta antibiyotik dirençliliğinin yayılmasına önemli katkı yapmaktadırlar. Hayvan<br />
gübrelerinin kompost üretme sistemlerinde mineralize edilip olgunlaştırıldıktan sonra<br />
kullanılması, kompostun olgunlaşması sırasındaki yüksek sıcaklık nedeni ile<br />
(80°C’de ortalama 10 gün) dirençli patojenlerin eliminasyonunu sağlayacağı için<br />
tercih edilmesi gereken bir yöntemdir.<br />
71
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />
72
KAYNAKLAR<br />
AKALIN, H. E., 1994. Antibiyotiklere Direnç Gelişmesi ve Antibiyotik Kullanımı (H.<br />
E. AKALIN Editör). Klinik Uygulamalarda Antibiyotikler ve Diğer<br />
Antimikrobiyal İlaçlar. Güneş Kitabevi Limitet Şirketi, Ankara, 38–39.<br />
AKAN E., 1992. Genel Mikrobiyoloji ve İmmunoloji, Çukurova Üniversitesi Tıp Fak.,<br />
ADANA, 16: 56-89.<br />
AKÇAM, F. Z., GÖNEN, İ., KAYA, O., ve YAYLI, G., 2004. Hastane infeksiyonu<br />
etkeni enterobakterilerde beta-laktam antibiyotiklere duyarlılık ve ESBL<br />
sıklığının araştırılması. Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />
Dergisi, 11(1): 6-9.<br />
AKMAN, M., 1983. Bakteri Genetiği. II. Baskı. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />
Yayını, SİVAS, No.8.<br />
AKTUĞLU, Y., 1997. Giriş ve Genel Bilgiler Ed: Aktuğlu Y. Pratikte Antibiyotik<br />
Kullanımı. Sempozyum Dizisi Yayın, 1: 11-53.<br />
Al-TAWFIQ, J. A., and ANTONY, A., 2007. Antimicrobial resistance of Klebsiella<br />
pneumoniae in a Saudi Arabian hospital: results of a 6-year surveillance study,<br />
1998–2003. J. Infect Chemother. 13: 230–234.<br />
ALTINDİŞ M., and TANIR H. M., 2001. İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri olan<br />
kadınların idrar örneklerinin mikrobiyolojik değerlendirilmesi ve izole edilen<br />
gram-negatif çomakların çeşitli antibiyotiklere duyarlılıkları. Türk<br />
Mikrobiyoloji Cemiyeti Dergisi, 31(3-4): 192-7.<br />
ALTOPARLAK, Ü., ÖZBEK, A., VE AKTAŞ, F., 2002. Üriner sistem<br />
infeksiyonlarından izole edilen bakterilerin çeşitli antibiyotiklere<br />
duyarlılıkları. Türk mikrobiyoloji Cem Derg., 32: 167-173<br />
ANONYMOUS, 1978. Microbiolojischen Handbuch. Merck. Darmstadt.<br />
ANONYMOUS, 2000. Antibiyotik Kullanımı. Enfeksiyon Kontrol Komitesi Yayını,<br />
Ankara Gata Basımevi, No.3<br />
ARDA, M., 1995. Biyoteknoloji. Kükem Derneği Bilimsel Yayınları, ANKARA, No.3, s.<br />
67-76.<br />
73
ARIKAN, B., ve AYGAN. A., 2009. Resistance variations of third generation of<br />
cephalosporins in some of the Enterobacteriaceae members in hospital<br />
sewage. İnternational Journal of Agriculture&Biology, 11:93-96.<br />
ARIKAN, B., 1990. Hastane ve şehir atıksularından izole edilen Enterobacteriacea grubu<br />
bakterilerde III. Kuşak Cephalosporin dirençliliğinin dağılımı ve farklı<br />
sıcaklardaki hareketli ve durgun besi ortamları ile Zoogloea ramigra’ nın<br />
plasmid transferine etkileri. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enst. Doktora Tezi, ADANA.<br />
AYLIFFE, G. A., 1997. The progressive intercontinental spread of methicillin-resistant<br />
Staphylococcus aureus. Clin Infect Dis 24(Suppl 1):S74-9.<br />
BİLGEHAN, H., 1994. Temel Mikrobiyoloji ve Bağışıklık Bilimi. Fakülteler Kitap Evi<br />
Barış Yayınları, 589: 145-178.<br />
BİLGEHAN, H., 2000. Klinik Mikrobiyoloji, Özel Bakteriyoloji ve Bakteri<br />
İnfeksiyonları, 10. baskı, Barış Yayınları, İZMİR, 59-69.<br />
BROWN, T. A., 1997. Gene Cloning: an introduction. Published by Chapman&Hall,<br />
London, UK.<br />
BARROW, P. A., SIMPSON, J. M., LOVELL, M. A., and BINS, M. M., 1987.<br />
Contribution of Salmonella gallinarum large plasmid toward virulance in fowl<br />
typhoid. İnfection and Immunity. 55: 388-392.<br />
BUJDÁKOVÁ, H., HANZEN J., JÁNKOVIČOVÁ S., KLIMÁČKOVÁ, J.,<br />
MORAVČÍKOVÁ, M., MILOŠOVÍČ, P., MICHÁLKOVÁ-PÁPÁJOVÁ, D.,<br />
KÁLLOVÁ, J., JAKAB, A., and KEITNER M., 2001. Occurrence and<br />
Transferability of 13-Lactam Resistance in Enterobacteriaceae Isolated in<br />
Children's University Hospital in Bratislava. Folia Microbiol, 46(4): 339-344.<br />
BURKE, G. C., and CLEWELL, D. B., 1984. Regeneration of insertionaly inactivated<br />
Streptococcal DNA fragments after exision of transposon Tn916 in<br />
Escherichia coli: strategi for targeting and cloning of genes from gram<br />
positive bacteria. J. Bacteriol, 159:214-221.<br />
CHADWICK, P., and NİEL, M., 1973. Transferable antibiotic resistance in E. coli and<br />
Klebsiella pneumoniae. CMA JOURNAL/OCTOBER 20, 109: 691-696.<br />
74
CHAMBERS, F.H., 2001. Goodman LS, Gilman A. Goodman and Gilman’s<br />
Pharmacological Basis of Therapeutıcs 10th edition. The McGraw-Hill<br />
Company, USA. Antimikrobial Agents. 1143-1169.<br />
COHEN, ML., 1992. Epidemiology of drug resistance: implications for a post-<br />
antimicrobial era. Science. 257:1050-5.<br />
ÇALANGU, S., 1994. Sefalosporinler. Klinik Uygulamalarda Antibiyotikler ve Diğer<br />
Antimikrobiyal İlaçlar. Güneş Kitabevi Limitet Şirketi, Ankara, 103-122.<br />
ÇATAL, F., BAVBEK, N., BAYRAK, Ö., KARABEL, M., KARABEL, D., ODEMİS,<br />
E., VE UZ, E., 2008. Antimicrobial resistance patterns of urinary tract<br />
pathogens and rationale for empirical therapy in Turkish children for the<br />
years 2000–2006. Int Urol Nephrol, DOI 10.1007/s11255-008-9445-5.<br />
ÇETİN, E. T., 1973. Pratik Mikrobiyoloji. İstanbul Üniversitesi. İkinci Baskı, menteş<br />
Matbaası, İstanbul.<br />
ÇOLAK, Ö. VE ARIKAN, B., 1990. Laktoz pozitif Enterobacteriaceae üyelerinin<br />
teşhisi için geliştirilmiş yeni bir selektif agar besiyeri. KÜKEM Dergisi, 13<br />
(12):15-21.<br />
DAĞLAR, D., DEMİRBAKAN, H., YILDIRIM, Ç., ÖZTÜRK, F., ÖZCAN, A.,<br />
SİPEN, N., ÖĞÜNÇ, D., ve ÇOLAK, D., 2005. İdrar Örneklerinden izole<br />
Edilen Bakteriler ve Antibiyotiklere Duyarlılıkları. Türk Mikrobiyoloji Cem.<br />
Derg., 35:189-194.<br />
DAVİES, J., 1994. Inactivation of antibiotics and the dissemination of resistance genes.<br />
Science, 264:375-82.<br />
DURMAZ, B., ÖZEROL, İ.H., ŞAHİN, K., TEKEROĞLU, M.S., ve KÖROĞLU, M.,<br />
1997. Enterobacteriaceae Üyesi ve Pseudomonas Cinsi Bakterilerin β-<br />
Laktam Antibiyotiklere Direnci. Journal of Turgut Özal Medical Center,<br />
4(2):193-196.<br />
ELIOPOULOS, G. M., 1992. Mechanisms of bacterial resistance to antimicrobial drugs.<br />
In: Gorbach SL, Bartlett JG, Blacklow N, eds. Infectious Diseases.<br />
Philadelphia: WB Saunders Co. 280-6.<br />
75
GAY, P., COQ, L., STAINMETZ, M., BERKELMAN, T., and KADO, J. I., 1985.<br />
Positive selection prosedure for entrapment of insertion sequence elements in<br />
gram negative bacteria. J. Bacteriol, 164:918-921.<br />
GANGLE B.J., 2005. Sources and Ocurence of Antibiotic in The Environment, Master of<br />
Science, Universty of Maryland, Baltimore, USA.<br />
GUARDABASSI, L., PETERSEN, A., OLSEN, J., and DALSGAARD, A., 1998.<br />
Antibiotic resistance in Acinetobacter spp. Isolated from sewers receiving<br />
waste effluent from hospital and a pharmaceutical plant. Appl. And environm.<br />
Microbiology, 64 (9): 3499-3502.<br />
GÜR, D., 1994. Antibiyotiklere Direnç Gelişmesi. Klinik Uygulamalarda Antibiyotikler<br />
ve Diğer Antimikrobiyal İlaçlar. Güneş Kitabevi Limitet Şirketi, Ankara,<br />
s.19–37.<br />
HARDY, K. G., 1993. Plasmids. A practical Approach. Oxford University Press.<br />
Oxford. New-York.<br />
HINSHAW, V., PUNCH, J., ALLISON, M.J., and DALTON, H. P., 1969. Frequency of<br />
R Factor-mediated Multiple Drug Resistance in Klebsiella and Aerobacter.<br />
Applied Microbiology, Virginia,USA 17(2): 214-218<br />
HUYS, G., GEVERS, D., TEMMERMAN, R., CNOCKAERT, M., DENYS, R.,<br />
RHODES, G., PICKUP, R., MCGANN, P., HINEY, M., SMITH, P., and<br />
SWINGS, J., 2001. Comparison of the antimicrobial tolerans of<br />
oxitetracycline resistant heterothropic bacteria isolated from hospital sewage<br />
and fresh water fishfarm water in Belgium. Sysytematic and Applied<br />
Microbiology, 24 (1): 122-130..<br />
JAWETZ, E., MELNICK, J. L., and ADELBERG, E. A., 1995. Medical Microbiology.<br />
East Norwalk, CT: Appleton & Lange, 137-67.<br />
JAZANI, N. H., OMRANI, M. D., SABAHI, Z., MOSAVI, M., and ZARTOSHTI, M.,<br />
2008. Plasmid Profilling of Klebsiella sp. and its Relation with Antibiotic<br />
Resistance at two Hospitals of Urmia (Iran). Journal of Applied Sciences,<br />
8(15): 2781-2784.<br />
76
JONES, M. E., DRAGHI, D. C., THORNSBERRY, C., KARLOWSKY, J. A., SAHM,<br />
D. F., AND WENZEL, R. P., 2004. Emerging resistance among bacterial<br />
pathogens in the intensive care unit–a European and North American<br />
Surveillance study. Annals of Clinical Microbiology and Antimicrobials,<br />
Virginia,USA. 3: 14.<br />
KARAYAKAR, F., AY, Ö., 2006. Mersin Balıkçı Barınağından Yakalanan Sparus<br />
aurata (Linnaeus 1758)'dan İzole Edilen Enterobacteriaceae Grubu<br />
Bakterilerin Bazı III. Kuşak Sefalosporinlere Karşı Plazmid Kökenli<br />
Dirençliliğin Saptanması. Ekoloji Dergisi, 15(59): 32-36.<br />
KEEN, M. G., STREET, E.D., and HOFFMAN, P.S., 1985. Broad-host range plasmid<br />
Prk340 delivers Tn5 in to the Legionella pneumophila chromosome. J.<br />
Bacteriol, 162:1332-1335.<br />
KISH, A.C., and LAMPKY, J. R., 1983. Survival evidence of antibiotic resistance<br />
coliforms in a lagon system. JWPCF, 55: 506-511.<br />
KIFFER, C. R.V., KUTI, J. L., EAGYE, K. J., MENDES, C., and NICOLAU, D. P.,<br />
2006. Pharmacodynamic profiling of imipenem, meropenem and ertapenem<br />
against clinical isolates of extended-spectrum β-lactamase-producing<br />
Escherichia coli and Klebsiella spp. from Brazil. International Journal of<br />
Antimicrobial Agents, 28: 340–344.<br />
KLIEBE, C., NIES, B. A, and MEYER, J. F., 1985. Evolution of plasmid coded<br />
resistance to broad spectrum Cephalosporins. Antimicrob. Agents.<br />
Chemother. 28: 302-307.<br />
KNOTHE, P., SHAH,P., KREMERY, V., ANTAL.M., and MITSUHASHI, S., 1983.<br />
Transferable resistance to Cefotaxime, Cefoxitime, Cefomandole and<br />
Cefuroxime in clinical isolates of Klebsiella pneumoniae and Cerratia<br />
marcenses. Infection, 11: 315-317.<br />
KONEMAN, E.W., ALLEN, S.D., JONDA, W. M., SCHRECKENBER., P. C., and<br />
WINN W.C., JR., 1997. Enterobacteriaceae, Color Atlas and Textbook of<br />
77
Diagnostic Microbiology, 5thed., Lippincott Company, Philadelphia,<br />
Newyork, 171.<br />
LEVY, S.B., 1998. The challange of antibiotic resistance. Scientific American, 278<br />
(3):46-53<br />
LIU, Y., MEE, B. J., and MULGRAVE, L., 1997. Identification of Clinical Isolates of<br />
Indole-Positive Klebsiella spp., Including Klebsiella planticola, and a<br />
Genetic and Molecular Analysis of Their b-Lactamases. Journal of Clinical<br />
Microbiology, 35(9): 2365–2369.<br />
LIMA-BITTENCOURT, C. I., CURSINO L., GONÇALVES-DORNELAS, H.,<br />
PONTES, D. S., NARDI, R. M. D., CALLISTO, M., CHARTONE-SOUZA,<br />
E., and NASCIMENTO, A. M. A., 2007. Multiple antimicrobial resistance in<br />
Enterobacteriaceae isolates from pristine freshwater. Genetics and Molecular<br />
Research, FUNPEC-RP www.funpecrp.com.br, 6 (3): 510-521.<br />
MAYER, K. H., OPAL, S. M., and MEDEIROS, A. A., 1995. Mechanisms of antibiotic<br />
resistance. In: Mandell GL, Bennett JE, Dolin R, eds. Mandell, Douglas, and<br />
BennettÕs Principles and Practice of Infectious Diseases. Fourth ed. New<br />
York: Churchill Livingstone, 212-25.<br />
MILLAR, M., PHILPOTT, A., WILKS, M., WHILEY, A., WARWICK, S.,<br />
HENNESSY, E., COEN, P., KEMPLEY, S., STACEY, F., and COSTELOE,<br />
K., 2008. Colonizations and persistance of antibiotic-resistance<br />
Enterobacteriaceae strains in infants nursed in two neonatal intensive care<br />
units in east London, United Kingdom, Journal of clinical microbiology, 46<br />
(2):560-567.<br />
NIKAIDO, H., 1994. Prevention of drug access to bacterial targets: permeability barriers<br />
and active efflux. Science, 264:382-8.<br />
OLGUN, A., ve TOPAL, A., 1999. DNA’nın analizi. (Ed: G. Temizkan, N. Arda)<br />
Moleküler Biyolojide Kullanılan Yöntemler. Nobel Kitap Evi, 236s.<br />
78
ORAK, F. F., 2005. Hastane enfeksiyonuna neden olan gram-negatif bakterilerde direnç<br />
paterni ve genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz tayini. Ç. Ü. Tıp Fak.<br />
Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Uzmanlık Tezi, ADANA, 74s.<br />
ÖNCÜL, O., 2002. Antibiyotikler 1.İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi<br />
Etkinlikleri, akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Erişkinlerde toplumdan<br />
Edinilmiş Enfeksiyonlar Sempozyumu, 31: 23-28.<br />
ÖNER, M., 1992. Genel Mikrobiyoloji, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kitaplar Serisi,<br />
İzmir, 94: 231- 245.<br />
ÖZBİLGE, H., ZEYREK F. Y., MIZRAKLI A. U., and İNANÇ Y., 2004. İdrar<br />
Örneklerinden İzole Edilen Klebsiella Suşlarının Çeşitli Antibiyotiklere<br />
Direnç Durumu. HrÜ. Tıp Fak. Dergisi, 1:24-28.<br />
ÖZGÜNEŞ, İ., Akılcı Antibiyotik Kullanımında Hastane Pratiğinde Sorunlar. ANKEM<br />
Derg 2005; 19(2):185-189.<br />
ÖZTÜRK, R., 1997. Antibiyotiklerin Etki Mekanizmaları, Antimikrobik İlaçlara Karşı<br />
Direnç Gelişmesi ve Günümüzde Direnç Durumu. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp<br />
Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri. Pratikte Antibiyotik Kullanımı<br />
Sempozyumu, 27–51.<br />
POPPE, C., and GYLES,C.L., 1988. Tagging and elimination of plasmids in Salmonella<br />
of avian origine. Veterinary Microbiology, 18:73-87.<br />
SARAND, I., MAE, A., VILU, R., and HEINARU, A., 1993. New derivates of TOL<br />
plasmid Pwwo. J. General Microbiyology. 139:2379-2385.<br />
SAUNDERS, J.R., 1984. Genetics and evolution of antibiotic resistance. British Medical<br />
Bulletin, 40: 54-60.<br />
SILVA, J., CASTILLO, G., CALLEJAS, L., LOPEZ, H., and OLMES, J., 2006.<br />
Frequency of transferable multiple antibiotic resistance amongs coliform<br />
bacteria isolated from a treated sewage effluent in antofagasta, Chile.<br />
Ejbiotechnology, 9 (5):1-7.<br />
SIROT, D. J., SIROT, L., LABIA, A., MORAND, P., COURVALIN, A.,<br />
DAR<strong>FEN</strong>ILLE-MICHAUDE, R., and CLUZEL, R., 1987. Transferable<br />
79
esistance to third-generation cephalosporins in clinical isolates of Klebsiella<br />
pneumoniae: Identification of CTX-a novel beta-lactamases. J. Antimicrobial<br />
Chemother. 20: 320-334.<br />
SPRATT, B. G., 1994. Resistance to antibiotics mediated by target alterations. Science,<br />
264: 388-93.<br />
STROHL, W. A., ROUSE, H., and FISHER, B. D., 2006. Lippincott’s Illustrated<br />
Reviews: Microbiology (R. A. HARVEY ve P. A. CHAMPE editör). Nobel<br />
Tıp Kitapevleri, 516:44-47.<br />
SORENSEN-HALLING, B. S., NORS NIELSEN, P., LANZKY, F., INGERSLEV,<br />
H.C., and JERGENSEN, E. 1998. Occurens fate and effects of<br />
pharmaceutical substances in the environment-a review. Chemospher, 36:<br />
357-393.<br />
TEKEROĞLU, M.S., DURMAZ, B., SÖNMEZ E., KÖROĞLU, M., ve ŞAHİN, K.<br />
1998. Üriner sistem enfeksiyonlarında kullanılan antibiyotiklere karşı in-vitro<br />
direnç durumu. İnfeg Dergisi, 12(3): 375-9.<br />
TENOVER, F. C., and HUGLES, J. M., 1996. The challenges of emerging infectious<br />
diseases development and spread of multiply resistant bacterial pathogens.<br />
JAMA, 275: 300-4.<br />
TOLMASKY, M.E., CHAMORRO, R.M., CROSA, J.H., and MARINI, P.M., 1988.<br />
Transposon-mediated amikacin resistance in klebsiella pneumoniae. Agents.<br />
Chemother. 32: 1416-1420.<br />
TUNÇKANAT, F., 1993. Üriner Sistem İnfeksiyonu Patogenezinde Bakteriyel Virulans<br />
Faktorleri, Klimik Dergisi, 6:3.<br />
ULUSOY, S., 1999. Antibiyotikler. Solunum Sistemi Enfeksiyonları. Toraks Dergisi,<br />
125-163.<br />
USTAÇELEBİ, Ş. ED ., MUTLU G., İZMİR T., CENGİZ A., TUMBAY E., ve METE<br />
O., 1999. Temel ve Klinik Mikrobiyoji. 91-109, 509-511.<br />
URRIZA, M.G., CAPTEPUY, M., ARPIN, C., RAYMOND, N., CAUMETTE, P., and<br />
CUENTIN, C., 2000. Impact of an urban effluent on antibiotic resistance of<br />
80
iverine Enterobacteriaceae and Aeromonas spp. Appl. And Environm.<br />
Microbiology, 66 (1): 125-132.<br />
VAN ELSAS, J. D., FRIY, J., HIRSCH, P., and POLIN, S., 2000. Ecology of plasmid<br />
transfer and spread. In: Thomas, C.M. (ed.), The horizontal gene pool. p:175-<br />
206. Harwood the Netherlands.<br />
VILJANEN, P. and BORATYNSKI, J., 1991. The Suspectibility of Conjugative<br />
Resistance Transfer in Gram-negative Bacteria to Physicochemical and<br />
Biochemical Agents. FEMS Microbiology Rev, 88: 43–54.<br />
81
ÖZGEÇMİŞ<br />
03/12/1981 yılında Adana Tufanbeyli’de doğdu. İlk öğrenimini Tufanbeyli<br />
Cumhuriyet İlkokulu’nda, orta öğrenimini Tufanbeyli Ortaokulu’nda, lise öğrenimini<br />
Adana Mehmet Kemal Tuncel Lisesi’nde tamamladı. Lisans eğitimini 2007 yılında<br />
Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü’nde<br />
tamamladıktan sonra Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji<br />
Anabilim dalında yüksek lisans eğitimine başladı.<br />
83