15.12.2012 Views

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK ...

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Feride SIĞIRCI<br />

<strong>ÇUKUROVA</strong> <strong>ÜNİVERSİTESİ</strong><br />

<strong>FEN</strong> <strong>BİLİMLERİ</strong> <strong>ENSTİTÜSÜ</strong><br />

<strong>YÜKSEK</strong> LİSANS TEZİ<br />

KLEBSIELLA sp. SUŞLARINDA CEFTRIAXONE VE IMIPENEM<br />

DİRENÇLİLİK FREKANSININ SAPTANMASI<br />

ADANA, 2010<br />

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI


<strong>ÇUKUROVA</strong> <strong>ÜNİVERSİTESİ</strong><br />

<strong>FEN</strong> <strong>BİLİMLERİ</strong> <strong>ENSTİTÜSÜ</strong><br />

KLEBSIELLA sp. SUŞLARINDA CEFTRIAXONE VE IMIPENEM<br />

DİRENÇLİLİK FREKANSININ SAPTANMASI<br />

Feride SIĞIRCI<br />

<strong>YÜKSEK</strong> LİSANS TEZİ<br />

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI<br />

Bu Tez 17/09/2010 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği ile<br />

Kabul Edilmiştir.<br />

………………................ ………………………….. ……................................<br />

Prof. Dr. Burhan ARIKAN Doç. Dr. Hatice K. GÜVENMEZ Doç. Dr. Fuat BUDAK<br />

DANIŞMAN ÜYE ÜYE<br />

Bu Tez Enstitümüz Biyoloji Anabilim Dalında hazırlanmıştır.<br />

Kod No:<br />

Bu Çalışma Ç. Ü. Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir.<br />

Proje No: FEF2010YL7<br />

Prof. Dr. İlhami YEĞİNGİL<br />

Enstitü Müdürü<br />

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge ve fotoğrafların<br />

kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere<br />

tabidir.


ÖZ<br />

<strong>YÜKSEK</strong> LİSANS TEZİ<br />

KLEBSIELLA sp. SUŞLARINDA CEFTRIAXONE VE IMIPENEM<br />

DİRENÇLİLİK FREKANSININ SAPTANMASI<br />

Feride SIĞIRCI<br />

<strong>ÇUKUROVA</strong> <strong>ÜNİVERSİTESİ</strong><br />

<strong>FEN</strong> <strong>BİLİMLERİ</strong> <strong>ENSTİTÜSÜ</strong><br />

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI<br />

Danışman : Prof. Dr. Burhan ARIKAN<br />

Yıl: 2010, Sayfa:83<br />

Jüri : Prof. Dr. Burhan ARIKAN<br />

: Doç. Dr. Hatice KORKMAZ GÜVENMEZ<br />

: Doç. Dr. Fuat BUDAK<br />

Bu çalışmada Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi kanalizasyon<br />

suyundan izole edilen 145 adet Klebsiella sp. suşlarında ceftriaxone, imipenem,<br />

tetracycline, streptomycine, ve augmentin antibiyotiklerine karşı gelişen<br />

dirençlilik frekansı saptanarak dirençlilik gelişimi ve yayılmasındaki rolü<br />

araştırılmıştır.<br />

Klebsiella sp. suşlarında antibiyotik direnç oranları ceftriaxone %55.86,<br />

streptomycine %57.93, tetracycline %50.33, augmentin %48.27 ve imipenem<br />

%7.58 olarak bulunmuştur. Elde edilen veriler, Klebsiella sp. suşlarında<br />

dirençliliğin büyük ölçüde çoklu antibiyotik dirençliliği şeklinde olduğunu<br />

göstermektedir Bütün antibiyotiklere dirençli olan suşlar toplam izolatların<br />

yaklaşık %44.13’ünü oluştururken bunların %10.93’ü bütün antibiyotiklere,<br />

%82.81’i dört antibiyotiğe, %18.75’i üç antibiyotiğe ve %9.37’si aynı anda iki<br />

antibiyotiğe dirençlilik göstermektedirler.<br />

Klebsiella sp. suşlarındaki antibiyotik dirençliliğinin ceftriaxone için<br />

%88.89, streptomycine %79.77 ve tetracycline %79.46 oranında kromozomal<br />

kökenli olduğu gözlenmiştir.<br />

Augmentin antibiyotiğine hassas suşlarda eliminasyon testleri sonunda<br />

dirençlilik gözlenmiştir. Özellikle ethidium bromide ile yaklaşık %33.33<br />

düzeyinde eksizyon gerçekleşmesi izole edilen Klebsiella sp. suşlarının bu<br />

antibiyotiğe büyük ölçüde transpozabl elemanlar taşıdığı saptanmıştır. En yüksek<br />

eliminasyon düzeyi imipenem antibiyotiği için elde edilirken, bu sonuç imipenem<br />

dirençliliğinin önemli oranda plazmid kökenli olduğu saptanmıştır.<br />

Kullanılan eliminatörler içerisinde ceftriaxone, streptomycine ve<br />

tetracycline için 100 µg/mL konsantrasyonda ethidium bromide, augmentin ve<br />

imipenem için 100 µg/mL konsantrasyonda acridin orange daha etkili<br />

bulunmuştur.<br />

Anahtar Kelimeler: Antibiyotik dirençliliği, Klebsiella sp., Plasmid.<br />

I


ABSTRACT<br />

M.Sc. THESIS<br />

DETERMINATION OF ANTIBIOTIC RESISTANCE OF FREQUANCE<br />

CEFTRIAXONE, IMIPENEM IN KLEBSIELLA sp. STRAINS<br />

Feride SIĞIRCI<br />

<strong>ÇUKUROVA</strong> UNIVERSITY<br />

INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES<br />

DEPARTMENT OF PLANT PROTECTION<br />

Supervisor :Prof. Dr. Burhan ARIKAN<br />

Year: 2010, Pages: 83<br />

Jury : Prof. Dr. Burhan ARIKAN<br />

: Assoc. Prof. Dr. Hatice K. GÜVENMEZ<br />

: Assoc. Prof. Dr. Fuat BUDAK<br />

In this study, resistance frequency of 145 Klebsiella sp. strains which were<br />

isolated from sewer water of Balcalı Hospital was determined against to the<br />

ceftriaxone, imipenem, tetracycline, streptomycin, augmentin and the role in<br />

developing of antibiotic resistance and spreading was researched.<br />

Antibiotic resistance of Klebsiella sp. strains were found as ceftriaxone<br />

%55.86, streptomycine %57.93, tetracycline %50.33, augmentine % 48.27 and<br />

imipenem % 7.58. According to results, it showed that Klebsiella sp. Strains<br />

resistance is like multiple antibiotic resistance. While strains which are resistance to<br />

all antibiotics compose %44.13 of all isolates were studied, %10.93 of them to all<br />

antibiotic, %82.81 of them to 4 antibiotics, %18.75 of them to 3 antibiotics and<br />

%9.37 of them shows resistant to 2 antibiotics.<br />

Antibiotic resistance on Klebsiella sp. strains was observed based on<br />

chromosomal in the rate of %88.89 for ceftriaxone, %79.77 for streptomycin and<br />

%79.46 for tetracycline.<br />

On the result of elimination tests, it was observed that strains sensitive to<br />

augmentin has turned in to resistance and especially becoming resistance in the rate<br />

of %33, 33 with ethidium bromide showed that Klebsiella sp. strains trans huge<br />

amount transpozable element to this antibiotic.<br />

Maximum elimination frequency has been observed for imipenem antibiotic.<br />

This result showed that resistance to imipenem is based on plasmid in important rate.<br />

In the eliminator used, 100 µg/mL concentration of ethidium bromide for<br />

ceftriaxone, streptomycin and 100 µg/mL concentration of acridine orange has been<br />

found more effective for augmentin and imipenem.<br />

Key Words: Antibiotic Resistance, Klebsiella sp., Plasmid.<br />

II


TEŞEKKÜR<br />

Çalışmam sırasında benden yardımlarını esirgemeyen, tez konumun<br />

seçiminde ve yapım aşamasında her türlü desteği bana sağlayan Saygıdeğer<br />

danışman hocam Prof. Dr. Burhan ARIKAN´a deneylerim ve ölçümlerim<br />

sırasında benden yardımlarını esirgemeyen tüm hocalarıma ve arkadaşlarıma<br />

teşekkürü bir borç bilirim.<br />

Yüksek lisans eğitimim süresince benden yardımlarını esirgemeyen Tıp<br />

Fakültesi Anatomi Anabilim dalındaki Saygıdeğer hocam Prof. Dr. Özkan<br />

OĞUZ’a, Bitki Koruma Anabilim dalındaki Saygıdeğer hocam Dr. Behçet Kemal<br />

ÇAĞLAR’a, Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Bölümündeki Saygıdeğer<br />

hocam Araştırma Görevlisi Ayşe ŞİMŞEK’e içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum.<br />

Hayatım boyunca her zaman yanımda olan maddi ve manevi desteklerini<br />

esirgemeyen annem Saadet SIĞIRCI’ya, babam Hasan SIĞIRCI’ya, ablalarım ve<br />

ağabeyime, sevgisiyle daima motive olduğum yeğenlerime sonsuz teşekkürler<br />

sunuyorum.<br />

III


İÇİNDEKİLER SAYFA<br />

ÖZ……………………………………………………………………...........…... I<br />

ABSTRACT ......................................................................................................... II<br />

TEŞEKKÜR ......................................................................................................... III<br />

İÇİNDEKİLER………………………………………………………………….. IV<br />

ÇİZELGELER DİZİNİ ………………………………………………………… VI<br />

ŞEKİLLER DİZİNİ …………………………………………………………….. VIII<br />

SİMGELER VE KISALTMALAR …………………………………………….. X<br />

1. GİRİŞ ………………………………………………………………………... 1<br />

1.1. Klebsiella Cinsi…………………………………………………………......... 2<br />

1.1.1. Biyokimyasal Özellikleri………………………………………….. 3<br />

1.1.2. Virulans Faktörleri………………………………………………… 4<br />

1.2. Antibiyotikler …………………………………………………………. 5<br />

1.2.1 Penisilinler ………………………………………………………… 6<br />

1.2.2. Sefalosporinler…………………………………………………….. 7<br />

1.2.3. Karbapenemler ……………………………………………………. 8<br />

1.2.4. Tetrasiklinler ……………………………………………………… 8<br />

1.2.5. Aminoglikozitler ………………………………………………….. 9<br />

1.3. Antibiyotiklere Karşı Direnç Gelişimi ………………………………. 9<br />

1.3.1. Doğal (İntrensek) Direnç………………………………………… 10<br />

1.3.2. Kazanılmış Direnç…………………………………………………. 10<br />

1.3.3. Çapraz Direnç…………………………………………………… 12<br />

1.3.4. Direnç Mekanizmaları……………………………………………... 12<br />

1.3.4.1. Antibiyotiklerin Bağlandığı Reseptör veya Bağlanma<br />

Bölgesinde Oluşan Değişiklikler ...............................................<br />

1.3.4.2. Antibiyotiğin Enzimatik İnaktivasyonu ..................................... 13<br />

1.3.5. Bakteriyel Membran Değişiklikleri……………………………….. 13<br />

1.3.5.1. İç ve Dış Membran Permeabilitesinde Azalma………………... 13<br />

1.3.5.2. İlacın Dışarı Atılması (Aktif Pompa Sistemi)………………... 14<br />

IV<br />

12


1.3.5.3. Alternatif Bir Metabolik Yolun Kullanılması…………………. 15<br />

1.4. Ekstra Kromozomal Genetik Elamanlar…………………….................<br />

1.4.1. Plazmidler.........................................................................................<br />

1.4.1.1. F Faktörleri ………………………………………….......... 17<br />

1.4.1.2. F’ Faktörleri …………………………………………..…..... 17<br />

1.4.1.3. Col Plazmidleri (Kolisinojenik Faktörleri) ……………..….. 17<br />

1.4.1.4. R Plazmidleri.......................………………………………..... 17<br />

1.4.1.5. Staphylococcus Plazmidleri ……………………………........ 18<br />

1.4.1.6. Virülans Plazmidleri ……………………………..………....<br />

1.4.2. Transpozonlar....................................................................................<br />

1.5. Mikroorganizmalar Arası Genetik Madde Aktarımı…………………..<br />

1.5.1. Transformasyon…………………………………………………… 20<br />

1.5.2. Transdüksiyon…………………………………………………….. 20<br />

1.5.3. Konjugasyon ……………………………………………………… 22<br />

1.6. Çalışmanın Amaçları…………………………………………………..<br />

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR……………………………………………………. 25<br />

3. MATERYAL ve METOD……………………………………………………. 31<br />

3.1. Materyal……………………………………………………………….. 31<br />

3.2. Metod…………………………………………………………………..<br />

3.2.1. Bakteri İzolasyonu ve İdentifikasyonu…………………………… 33<br />

3.2.2. Antibiyogram Testi………..........………………………………… 34<br />

3.2.3. Plazmid Eliminasyon Testi……………………………………….. 34<br />

4. BULGULAR ve TARTIŞMA………………………………………………... 35<br />

5. SONUÇ ve ÖNERİLER………………………………………………………<br />

KAYNAKLAR………………………………………………………….............. 73<br />

ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………..<br />

V<br />

15<br />

15<br />

18<br />

19<br />

19<br />

23<br />

33<br />

67<br />

83


ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA<br />

Çizelge 1.1. Antibiyotiklerin Ana Sınıfları ve Örnekleri ................................. 6<br />

Çizelge 1.2. Penisilinlerin Sınıflandırılması…………………………………. 7<br />

Çizelge 1.3. Türkiye’de Bulunan Sefalosporinler……………………………. 8<br />

Çizelge 4.1. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının antibiyotik dirençlilik frekansı……………………….<br />

Çizelge 4.2. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(30µg/ml AO)…………………………………………………...<br />

Çizelge 4.3. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(30µg/ml AO)…………………………………………………...<br />

Çizelge 4.4. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(30µg/ml AO)…………………………………………………...<br />

Çizelge 4.5. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(30µg/ml AO)…………………………………………………...<br />

Çizelge 4.6. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarında 30 µgr/ml AO uygulaması sonucu gerçekleşen<br />

dirençlilik eliminasyon frekansı………………………………..<br />

Çizelge 4.7. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(100µg/ml AO)………………………………………………….<br />

Çizelge 4.8. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(100µg/ml AO)………………………………………………….<br />

Çizelge 4.9. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(100µg/ml AO)………………………………………………….<br />

VI<br />

36<br />

39<br />

43<br />

45<br />

46<br />

47<br />

49<br />

50<br />

52


Çizelge 4.10. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(100µg/ml AO)………………………………………………….<br />

Çizelge 4.11. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarında 100 µgr/ml AO uygulaması sonucu gerçekleşen<br />

dirençlilik eliminasyon frekansı………………………………...<br />

Çizelge 4.12. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(100µg/ml EB)…………………………………………………..<br />

Çizelge 4.13. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(100µg/ml EB)……………………………………………..........<br />

Çizelge 4.14. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(100µg/ml EB)…………………………………………………..<br />

Çizelge 4.15. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları<br />

(100µg/ml EB)…………………………………………………..<br />

Çizelge 4.16. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarında 100 µgr/ml EB uygulaması sonucu gerçekleşen<br />

dirençlilik eliminasyon frekansı………………………………...<br />

VII<br />

53<br />

54<br />

56<br />

58<br />

60<br />

61<br />

62


ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA<br />

Şekil 4.1. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp.<br />

suşlarının imipenem (imp), tetracycline (tet), ceftriaxone (cro),<br />

streptomycine (str), augmentine (aug) ve imipenem (imp)<br />

antibiyotik dirençlilikleri…………………………………………<br />

Şekil 4.2. Antibiyotik dirençliliği gösteren ve acridine orange<br />

uygulamasından sonra hassas duruma geçen suşlar……………...<br />

Şekil 4.3. Acridine orange uygulamasından önce augmentin antibiyotiğine<br />

hassas olan suş 1 numaralı şekilde (36, 37), 3 numaralı şekilde 6.<br />

Acridine orange’dan sonra direnç kazanmışlardır………………<br />

VIII<br />

38<br />

42<br />

44


SEMBOLLER VE KISALTMALAR<br />

MDCLS : Modifiye Desoxycholat- Citrat - Laktoz - Saccharose- Agar<br />

CRO : Ceftriaxone<br />

IMP : İmipenem<br />

TET : Tetracyline<br />

STR :Streptomycine<br />

AUG : Augmentin<br />

AZT : Aztreonam<br />

AMP: : Ampicillin<br />

CAZ :Ceftazidime<br />

CXT :Cefotaxime<br />

SXT : Trimethoprim-Sulfamethaxazole<br />

ZOX : Ceftizoxime<br />

CF : Cefazol<br />

AO : Akridin Oranj<br />

EtBr : Ethidium bromide<br />

X


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

1. GİRİŞ<br />

Antibiyotiklerin klinik kullanıma girmesinden kısa bir süre sonra bakterilerde<br />

direnç ortaya çıkmıştır. Geliştirilen her yeni antibiyotikle birlikte bakterilerde de yeni<br />

direnç mekanizmaları tanımlanmıştır. Bugün çok iyi bilinmektedir ki antibiyotiklerin<br />

bilinçsiz kullanılması dirençli bakterilerin hızla yaygınlaşmasına yol açan en önemli<br />

faktördür (Ulusoy, 1999; Özgüneş, 2005).<br />

Bakterilerdeki plazmide bağlı antibiyotik dirençliliğinin kromozomal<br />

dirençlilikten çok daha yaygın ve önemli olduğu kanıtlanmıştır. Plazmid ve<br />

transpozonlardaki genler kromozomdaki genlerden çok daha hareketlidirler. Bu<br />

yapılar aracılığı ile bu genler tür içi, türler arası ve cinsler arasında taşınmaktadırlar<br />

(Saunders, 1984).<br />

Plazmidler ve transpozonlar konak hücreye normalde bulunmayan çeşitli<br />

yetenekler kazandırırlar. Bu yeteneklerini özellikle konjugasyon mekanizması ile<br />

(transpozonlar doğal konjugatif yapılardır) diğer mikroorganizmalara aktararak<br />

taşıdıkları özelliklerin yayılmasına neden olurlar (Arda, 1995).<br />

Bakteri populasyonları içinde antibiyotiklere direnç gelişimi, özellikle<br />

kliniklerde tedavi amacıyla antibiyotik kullanımına bağlı olarak ortaya çıkmıştır.<br />

Dirençlilik gelişimi plazmid ve transpozon şeklinde adlandırılan ekstrakromozomal<br />

DNA yapılarının taşımış olduğu dirençlilik determinantının büyüklüğüne bağlıdır<br />

(Poppe ve Gyles, 1998).<br />

Plazmidler, bakterilere kendilerinde olmayan bazı özellikler kazandırırlar.<br />

Bunlar antibiyotiklere, ilaçlara, kematörapötiklere, ağır metallere ve ultraviyole<br />

ışınlarına dirençlilik ile toksijenite, patojenite, proteolitik aktivite, virülenslik gibi<br />

özelliklerdir. Böyle etkinliği olan plasmidler bakterilerden çıkarılırsa, bakteriler eski<br />

orijinal formlarına, diğer bir deyişle bu özel markerlar açısından negatif duruma<br />

gelirler. (Akman, 1983; Gay ve ark, 1985; Keen ve ark, 1985; Barrow ve ark, 1987;<br />

Arıkan, 1990; Sarand ve ark, 1993).<br />

1


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

1.1. Klebsiella Cinsi<br />

Klebsiella cinsi bakteriler Enterobacteriacea ailesinin genel karakterlerini<br />

gösteren bazen ikişer ikişer, bazen kısa zincirler oluşturan 0.7-1.5 x 2.0-5.0 μm<br />

boyutlarında Gram negatif hareketsiz, sporsuz, genellikle kapsüllü çomakcıklardır<br />

(Bilgehan, 2000).<br />

Klebsiella cinsi adını, 19. yy`ın sonlarında yaşamış, Alman mikrobiyoloğu<br />

Edwin Klebs’den almıştır. Daha sonraları Klebsiella pneumoniae’nın yaptığı ağır<br />

öldürücü pnömoni tablosunu, araştırmacı Carl Friedlander ayrıntılı bir biçimde<br />

tanımlanmıştır. Bundan dolayı Klebsiella pneumonae yıllarca ‘Friedlander basili’<br />

olarak adlandırılmıştır. (Koneman ve ark, 1997; Ustaçelebi ve ark, 1999).<br />

Klebsiella cinsi bakteriler, insan ve hayvan bağırsak, üst solunum yolları<br />

florası ile toprak ve sularda bulunurlar. İnsanlarda, genellikle pnömoni, idrar yolu<br />

infeksiyonları, otitis media, sinuzit, menenjit, prostatit, kolesistit, peritonit, daha az<br />

olmak üzere sepsis, karaciğer absesi gibi birçok hastalığa yol açmaktadır (Bilgehan,<br />

2000).<br />

Nozokomiyal ve fırsatçı infeksiyonların en başta gelen etkenleri<br />

arasındadırlar (Usta Çelebi Ş.Ed. ve ark., 1999).<br />

Klebsiella cinsinde 7 tür bulunmaktadır: Klebsiella peumoniae, K. oxytoca, K.<br />

ozanae, K. rhinoscleromatis, K. planticola, K. terrigena, K. ornithinolytica.<br />

Hareketsiz türler içerir. Klebsiella cinsi bakterilerin önemli bir özelliği, gram boyama<br />

ile geniş kapsüllü görüntüsüdür. Bu özelliği ve katı besiyerinde büyük, mukoid<br />

koloniler yapması polisakkarit kapsülüne bağlıdır. Klebsiella cinsi bakteriler, ısıya<br />

dayanıksız olup nemli ortamda 55°C’de 30 dakikada ölürler, oda sıcaklığında tutulan<br />

kültürlerde haftalarca, + 4°C’de aylarca canlı kalırlar (Koneman ve ark, 1997;<br />

Ustaçelebi ve ark, 1999).<br />

Kuruluğa oldukça dirençlidirler. Özellikle organik maddelerde kurutulurlarsa<br />

aylarca canlı kalabilmektedirler. Üremeleri için kan, serum, asit sıvısı, glikoz gibi<br />

özel besin maddelerine gereksinim duymazlar. (Usta Çelebi Ş.Ed. ve ark., 1999)<br />

2


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

1.1.1. Biyokimyasal Özellikleri<br />

Klebsiella cinsi bakterilerin tür düzeyinde tanımlamalarında kullanılan<br />

özellikler şunlardır; Klebsiella’lar fermentatif bakterilerdir. Birçok şekeri fermente<br />

etmelerine rağmen bu konuda türler arasında farklılık vardır. D-glukoz, laktoz ve<br />

sukrozu fermente etmelerinin yanında mannitol, adonitol, trehalozu da fermente<br />

ederler. Örneğin Klebsiella rhinoscleromatis, laktozu fermente edemez. (Koneman<br />

ve ark, 1997)<br />

Karbon kaynağı olarak sitratı kullanırlar. K. rhinoscleromatis ise sitratı<br />

kullanamaz. Diğer tüm Enterobacteriacea ailesi üyelerinde olduğu gibi oksidaz<br />

etkinlikleri yoktur. Klebsiella cinsi bakteriler deoksiribonükleaz enzim aktivitesine<br />

sahip değildir. K. oxytoca, K. ornithinolytica ve K. planticola triptofanı indol, piruvik<br />

asit ve amonyak oluşturarak metabolize ederler. Karbonhidrat metabolizmalarının ara<br />

ürünü olarak asetil-metil-karbinol (asetoin) oluştururlar (K. ozaenae ve K.<br />

rhinoscleromatis hariç). Üreyi yavaş hidrolize eder ve Christensen’in üre agarında<br />

parlak pembe renk oluştururlar (K. rhinoscleromatis ve K. terrigena hariç)<br />

(Koneman ve ark, 1997).<br />

Klebsiella cinsi bakterilerden yalnızca K. rhinoscleromatis’de lizin<br />

dekarboksilaz enzimi yoktur. Bu nedenle lizini kadeverine dönüştüremez. Klebsiella<br />

ozaenae arjinin dihidrolaz enzimi ile ornitini putresine dönüştürebilme yeteneği K.<br />

ornithinolytica, K. ozaenae ve K. terrigena’da da gözlenir. Klebsiella cinsi bakteriler,<br />

H2S üretmezler, fenilalanini deamine etmezler (Koneman ve ark, 1997).<br />

Klebsiella pneumoniae, Klebsiella ozaenae ve Klebsiella rhinoscleromatis<br />

laktozdan gaz oluştururlar. Klebsiella cinsi bakterilerin Enterobacter, Hafnia ve<br />

Serratia cinsi bakterilerden ayrımında hareket yetenekleri ve DNAaz enzim<br />

aktiviteleri araştırılır. Klebsiella’lar hareketsiz, diğerleri hareketlidir (Bilgehan,<br />

2000).<br />

Enterobacter üyelerinden E. asburiae, E. dissolvens ve E. nimipressuralis<br />

hareketsiz olup Klebsiella’lardan lizini dekarboksile etme yeteneklerinin olmayışı ile<br />

ayrılırlar. Serratia cinsi bakterileri Klebsiella’lardan ayıran diğer özellik<br />

deoksiribonükleaz enzimi aktivitesine sahip olmalarıdır.<br />

3


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

Klebsiella cinsi bakteriler, tüm bağırsak bakterileri gibi genel kullanım<br />

besiyerlerinde ürerler. Optimal 37° C ve pH 7’de üreme gösterirler. Aerob ve<br />

fakültatif anaerobturlar. Sıvı besiyerlerinde homojen bir bulanıklık ve dipte mukoz<br />

bir çökelti yaparak üremektedirler. Üredikleri ortama bol kapsül maddesi salarlar.<br />

Katı besiyerlerindeki kolonileri, tipik mukoid nitelikte, büyük, sarımtırak gri renkte<br />

ve akıcı kolonilerdir. Uygunsuz koşullarda S ve R kolonilerine dönüşebilirler. Yatık<br />

jelozdaki birikme sıvısı gri-beyaz mukoid bir kitle şeklini alır. Buyyonda birkaç<br />

günlük kültürlerde bir kıvamlaşma oluşarak besiyeri eritilmiş jelatin kıvamında bir<br />

görünüm alır (Bilgehan, 2000). MacConkey agarda koloniler tipik olarak büyük,<br />

mukoid ve kırmızıdır (Koneman ve ark, 1997)<br />

1.1.2. Virülans Faktörleri<br />

Klebsiella cinsi bakterilerin geniş polisakkarit kapsülü, bakteri hücresini<br />

fagositozdan koruyan önemli bir virulans faktörüdür. Ayrıca infekte bölgeye lökosit<br />

göçünü geciktirir. Klebsiella’larda kapsül ve lipopolisakkaritlerde bulunan<br />

endotoksin dışında moleküler düzeyde herhangi bir virülans faktörü<br />

tanımlanmamıştır.<br />

Klebsiella’larda konak organizmadan demir iyonu sağlayabilen sideroforların<br />

varlığı gösterilmiştir. Sideroforlar yayılıcı sistemik infeksiyon oluşturmada esansiyel<br />

bir faktör olan demir kaynağını sağlayarak mikroorganizmaların işini<br />

kolaylaştırmaktadırlar. Ayrıca ‘adhezyon’ denen yapışma yeteneği de virulans ile<br />

ilgilidir. Fimbrialar yapışmadan sorumlu en önemli yüzey adhezinleri ya da<br />

ligantlarıdır. Fimbrialar genellikle gram negatif bakterilerde bulunurlar fakat bazı<br />

gram pozitif bakterilerde de bulunabilirler. Çevre şartları fimbriaların oluşumunu<br />

etkiler. Oksijen, sıcaklık, pH ve bakterinin içinde bulunduğu ortam bunlar<br />

arasındadır. Bakteri sitoplazmik membranından kaynaklanıp dışa doğru uzanan<br />

fimbrialar, protein yapısında olup ‘pilin’ adı verilen ve birbirleri ile sarmal şekilde<br />

birleşmiş alt ünitelerden meydana gelmektedirler (Akan, 1992; Tunçkanat, 1993).<br />

Çok kırılgan olan fimbrialar, sürekli olarak kaybedilir ve yerlerine yenileri yapılır.<br />

4


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

Üriner sistem infeksiyonuna yol açan bazı bakteriler, yeni fimbrialar yaparak<br />

konağın immun yanıtını aşabilirler (Koneman ve ark, 1997).<br />

1.2. Antibiyotikler<br />

Mantar ve diğer mikroorganizmalar tarafından üretilen mikroorganizmaların<br />

veya başka canlıların gelişmesini durduran ve öldüren doğal ya da kimyevi<br />

maddelere "antibiyotik" denir (Öner, 1992).<br />

Antibiyotikler tıpta kullanılan tüm ilaçlar içinde “mucize ilaç” olarak<br />

isimlendirilmektedirler. Kullanıma girmelerinden günümüze kadar uzun bir süreç<br />

geçmemesine rağmen bu ilaçlar ile ilgili gelişmeler hızla artmış aynı zamanda<br />

kullanımları sırasında ve sonrasında ortaya çıkan önemli sorunlar da gündeme<br />

gelmiştir. Bu sorunların başında ise antibiyotiklere karşı gelişen bakteriyel direnç yer<br />

almaktadır (Akalın, 1994).<br />

Antibiyotikleri çeşitli kriterlere göre sınıflandırmak mümkündür.<br />

Antibiyotikler, mikroorganizmalar üzerindeki etki derecelerine, etki<br />

mekanizmalarına, kimyasal yapılarına ve farmakokinetik özelliklerine göre olmak<br />

üzere çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler. Vücut sıvılarında oluşturdukları<br />

konsantrasyonlarda, mikroorganizmalar üzerindeki etki derecelerine göre<br />

bakteriyostatikler ve bakterisidler olmak üzere iki şekilde sınıflandırılırlar. (Ulusoy,<br />

1999; Aktuğlu, 1997; Chambers, 2001; Anonymous, 2000).<br />

5


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 1.1. Antibiyotiklerin ana sınıfları ve örnekleri (Gangle, 2005)<br />

Hücre Duvarı<br />

Protein Sentezini<br />

Nükleik Asit<br />

Sentezini<br />

İnhibe<br />

Sentezini<br />

İnhibe Edenler<br />

Edenler<br />

İnhibe Edenler<br />

β-laktamlar<br />

Penisilinler<br />

1.2.1. Penisilinler<br />

Sefalosporinler<br />

Karbapenemler<br />

Yapılarında bulunan beta-laktam halkası nedeniyle beta-laktam antibiyotikler<br />

olarak adlandırılırlar. Bakterilerde hücre duvarı sentezini seçici olarak inhibe ederler.<br />

Penisilinler en yüksek etkiyi aktif olarak çoğalan bakteriler üzerinde gösterirler.<br />

Bölünmeyen bakterilerde etkileri ya çok azdır ya da hiç yoktur. Bakterisid etkilidirler<br />

(Strohl ve ark, 2006).<br />

Glikopeptidler<br />

Vankomisin<br />

Avoparsin<br />

Teikoplanin<br />

Aminoglikozidler Tetrasiklinler Makrolidler Streptogrami<br />

Streptomisin<br />

Neomisin<br />

Kanamisin<br />

Gentamisin<br />

Klortetrasiklin<br />

Oksitetrasiklin<br />

6<br />

Eritromisin<br />

Azitromisin<br />

Klaritromisim<br />

Kinolonlar Sülfonamidler Rifamisin<br />

Siprofloksasin<br />

Norfloksasin<br />

Sülfamethoksazol<br />

-Trimetoprim<br />

nler<br />

Virginiamisin<br />

Quinupristin-<br />

Dalfopristin<br />

Pristinamisin<br />

Kloramfenikol


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 1.2. Penisilinlerin sınıflandırılması (Öncül, 2002)<br />

Doğal<br />

Penisilinler<br />

1. Doğal<br />

Penisilinler<br />

a)Kristalize<br />

Penisilin G<br />

b)Prokain<br />

Penisilin G<br />

c)Benzatin<br />

Pensilin G<br />

2. Penisilin<br />

Penisilinaza<br />

Dirençli<br />

Penisilinler<br />

1. Metisilin<br />

2. Nafsilin<br />

3. Isokazolil<br />

Penisilinler<br />

a) Oksasilin<br />

b) Kloksaslin<br />

c) Dikloksasilin<br />

d)Flukloksasilin<br />

1.2.2. Sefalosporinler<br />

Amino<br />

Penisilinler<br />

1.Ampisilin<br />

PENİSİLİNLER<br />

2. Amoksisilin<br />

3. Ampisilin<br />

Esterleri<br />

a)Bakampisilin<br />

b) Pivampisilin<br />

c) Talampisilin<br />

7<br />

Karboksi<br />

Penisilinler<br />

1.Karbenisilin<br />

2. Tikarsilin<br />

Üreido<br />

Penisilinler<br />

1.Meziosilin<br />

2. Azlosilin<br />

3.Piperasilin<br />

Beta-<br />

Laktamaz<br />

İnhibitörü<br />

taşıyanlar<br />

1.Amoksisilin<br />

Klavulanik<br />

Asit<br />

2. Ampisilin -<br />

Sulbaktam<br />

3. Tikarsilin-<br />

Klavulanik<br />

Sefalosporinler, Cephalosporicum acremonium isimli bir mantardan elde<br />

edilen sürekli geliştirilerek antibakteriyel tedavide yaygın kullanılan antibiyotik<br />

türlerinden biridir (Öncül, 2002). Gerek yapısal gerekse işlevsel olarak penisilinlere<br />

çok yakın beta-laktam antibiyotikler olup bakterisid etkilidirler (Strohl ve ark, 2006).<br />

Bakterisid etkilerini penisilinlerde olduğu gibi hücre duvar sentezinde rolü olan PBP<br />

(penisilin bağlayıcı protein)’leri inhibe ederek otolitik enzimleri de aktive ederek<br />

gösterirler (Öncül, 2002). Bunlar, bazı bakteriler tarafından üretilen beta-laktamaz<br />

enzimlerinin inaktive edici etkilerine karşı daha dayanıklıdırlar. Sefalosporinler<br />

birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü kuşak olarak sınıflandırılırlar (Strohl ve ark,<br />

2006).<br />

Asit


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 1.3. Türkiye’de bulunan sefalosporinler (Çalangu, 1997)<br />

SEFALOSPORİNLER<br />

1. Kuşak 2. Kuşak 3. Kuşak<br />

Sefalotin<br />

Sefazolin<br />

Sefaleksin<br />

Sefradin<br />

Sefadroksil<br />

Sefaklor<br />

Sefuroksim<br />

Sefuroksim aksetil<br />

Sefradin<br />

Sefoktoksin<br />

1.2.3. Karbapenemler<br />

Sefotaksim<br />

Seftizoksim<br />

Seftriakson<br />

Sefoperazon<br />

Seftazidim<br />

Sefiksim<br />

Sefoperazon + sulbaktam<br />

Beta laktam grubu antibiyotiklerden olan karbapenemler, bugüne kadar<br />

geliştirilen en geniş spektrumlu antibiyotiklerdir. Hem gram-pozitif hem de gram<br />

negatif aerob ve anaerob bakterilere etkilidirler. Klinik kullanımda bulunan iki üyesi<br />

imipenem ve meropenemdir. Streptomyces cattleya’dan üretilen tienamisin bu<br />

grubun ilk etken maddesidir (Öncül, 2002).<br />

1.2.4. Tetrasiklinler<br />

Tetrasiklinler, aminoglikozitler ve makrolitler gibi bazı antibiyotikler, yapısal<br />

olarak memeli ribozomlarından farklı alt birimlerden oluşan bakteri ribozomlarını<br />

hedef alan etki mekanizmalarına sahiptirler. Tetrasiklinler, bakterilerde ribozomların<br />

30S alt birimine bağlanarak bakteride protein sentezini inhibe ederler. Bunlar geniş<br />

spektrumlu antibiyotikler olup bakteriyostatik etki gösterirler (Strohl ve ark, 2006).<br />

8


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

1.2.5. Aminoglikozidler<br />

Aminoglikozitler, bakterilerde protein sentezini engelleyerek etki<br />

göstermektedirler. Duyarlı bakterilerde oksijene bağımlı bir sistemle hücre içine<br />

alınırlar. Tüm aminoglikozitler bakterisid etkilidir ve sadece aerob bakterilere<br />

etkilidirler (Strohl ve ark, 2006).<br />

1.3. Antibiyotiklere Karşı Direnç Gelişimi<br />

Direnç, bir bakterinin antimikrobiyal ajanın öldürücü veya üremeyi durdurucu<br />

etkisine karşı koyabilme yeteneğidir. Direnç gelişimi ve yayılımı, genellikle gereksiz<br />

ve uygunsuz antibiyotik kullanımına bağlanmakla birlikte, 1940’lı yıllarda<br />

antibiyotiklerin kullanılmadığı bazı adalarda toprak ve dışkı örneklerinde tetrasiklin<br />

ve streptomisine dirençli bakterilerin bulunması, antibiyotik dirençliliğinin yalnızca<br />

yaygın antibiyotik kullanımı sonucu değil, bakterilerin olumsuz çevre koşullarında<br />

yaşamını sürdürmek için kullandığı mekanizmanın parçası olduğunu da<br />

göstermektedir. Ancak antibiyotiklerin yoğun şekilde kullanıma girmesi ile birlikte<br />

yıllar içinde çoklu dirençli mikroorganizmalar ortaya çıkmış ve bunlarla oluşan<br />

enfeksiyonların tedavisinde büyük sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Günümüzde tüm<br />

dünyada bir yandan hızla yeni ilaçlar geliştirilmekte iken, öte yandan bunlara süratle<br />

direnç kazanan mikroorganizmalarla oluşan enfeksiyonlar bildirilmekte ve sorunun<br />

boyutları giderek büyümektedir (Tenover ve Hugles, 1996; Cohen, 1992).<br />

Antibiyotiklere karşı gelişen dirençlilik, hücre zarı geçirgenliğinin değişimi,<br />

metabolik yol ve enzimlerin değişim göstermesi veya antibiyotiklerin etki edecekleri<br />

molekülün kaybolması şeklinde de gelişebilmektedir.<br />

Antibiyotik tedavisi sırasında, kullanılan bazı antibiyotiklere hassas olan<br />

suşların dirençli hale geçtiği bilinmektedir. Bu durum, patojen bakterilerin<br />

antibiyotiğe direnç geliştirmesi olup, çok değişik ortamlarda bakteriler arasında<br />

genetik bilgi aktarımından kaynaklandığı şeklinde açıklanabilmektedir (Viljanen ve<br />

Boratynski, 1991).<br />

9


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

1.3.1. Doğal Direnç<br />

Bakteriler, antibiyotiklere doğal olarak direnç gösterebilirler. Bu şekilde<br />

gözlenen direnç, bakterinin temel özelliği olup ilaç kullanımı ve kalıtsal ilişkisi<br />

yoktur. Doğal direnç, bu mikroorganizmaların tür özelliği olarak ilacın hedefi olan<br />

yapıyı taşımamalarının veya ilacın yapısal bir özellikten dolayı hedefine<br />

ulaşamamasının bir sonucudur. Örneğin ilacın dış membrandan geçememesi nedeni<br />

ile Gram-negatif bakteriler vankomisine doğal olarak dirençlidir veya bakterilerin L<br />

formları ve Mycoplasmalar gibi hücre duvarsız mikroorganizmalar, penisilin gibi<br />

hücre duvar sentezi inhibitörlerine doğal dirençlidir. Aynı şekilde metabolik olarak<br />

inaktif olan bakteri sporları doğal dirençlidir. Çünkü bir çok ilacın etkili olabilmesi<br />

için bakterinin aktif üreme döneminde olması gereklidir (Jawetz ve ark, 1995;<br />

Eliopoulos, 1992).<br />

1.3.2. Kazanılmış Direnç<br />

Bir bakteri genetik özelliklerindeki değişimlere bağlı olarak eskiden duyarlı<br />

olduğu bir antibakteriyel ajandan etkilenmeyebilir. Bu durumda o bakteri direnç<br />

kazanmış olur. Genetik kaynaklı direnç kromozomal veya kromozom dışı elemanlara<br />

bağlı olabilir. Kromozomal direnç, bakteri kromozomunda kendiliğinden (spontan)<br />

oluşan mutasyonlar sonucu ortaya çıkar. Spontan mutasyonlar bazı fiziksel ve<br />

kimyasal faktörlerle oluşabilir ve sonuçta bakteri hücresinde yapısal değişimler<br />

oluşur. Böylece hücrenin ilaca karşı geçirgenliği azalabilir veya hücre içinde ilacın<br />

hedefinde değişiklikler olabilir. Streptomisin, aminoglikozidler, eritromisin ve<br />

linkomisine karşı bu tür direnç görülebilir. Spontan kromozomal mutasyon oranı 10 -<br />

7 -10 -12 dir. Bu nedenle klinikte bu tip direnç az olup, nadiren sorun yaratır. Ancak<br />

rifampisine karşı gözlenen spontan mutasyon olasılığı 10 -5 civarında olup direnç<br />

gelişme frekansı oldukça yüksektir (Jawetz ve ark, 1995).<br />

Ekstrakromozomal direnç, çeşitli yollarla aktarılan plazmid ve transpozon<br />

gibi hareketli genetik yapılar aracılığı ile ortaya çıkmaktadır.<br />

10


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

Plazmidler, bakterilerde bulunabilen ve kromozomdan bağımsız olarak<br />

replike olabilen ekstrakromozomal DNA parçacıklarıdır. R (rezistans) faktörleri bir<br />

ya da birkaç antibiyotiğe ve ağır metallere karşı direnç genlerini taşıyan<br />

plazmidlerdir. Plazmid genleri, genellikle ilaçları parçalayan enzimlerin<br />

üretilmesinden sorumludurlar.<br />

Transpozonlar ise bakteri kromozomunun değişik yerlerine yerleşebilen veya<br />

kromozomdan plazmide, plazmidden plazmide, plazmidden DNA veya bakteriyofaja<br />

aktarılabilen, kendi kendilerine replike olamayan, bu nedenle kromozom, plazmid<br />

veya bakteriyofaj gibi bir replikon üzerinde bulunan DNA dizileridir. Direnç<br />

genlerini taşıyan ekstrakromozomal hareketli genetik yapılar, bir bakteriden diğerine<br />

transdüksiyon, transformasyon, konjugasyon ve transpozisyon gibi mekanizmalarla<br />

aktarılırlar.<br />

Kromozom veya plazmid üzerindeki direnç genleri, bakterinin bölünmesi ile<br />

yavru hücrelere aktarılır. Bu yeni hücrelerin çoğalması ile de dirençli suşun ve direnç<br />

genlerinin yayılımı gerçekleşir (klonal yayılım)<br />

Plazmidler konjugasyon yolu ile yatay olarak da aktarılabilir. Konjugasyon,<br />

iki bakteri hücresinin teması sonucunda genetik eleman aktarımı olup, türler arası<br />

plazmid aktarımının in vivo koşullarda da oluşabilmesi açısından önem taşımaktadır.<br />

Ayrıca dirençlilik plazmidleri Gram-pozitif ve Gram-negatif bakteri türleri arasında<br />

da aktarılabilirler.<br />

Direnç genlerinin yeni konaklara aktarımında tek mekanizma plazmid<br />

transferi değildir. Transpozisyon ile transpozon veya transpozabl elementler diye<br />

bilinen kısa DNA sekansları aktarılabilir. Özellikle Gram-pozitif bakterilerde<br />

bulunan konjugatif transpozonlar, plazmid olmaksızın gen aktarımını<br />

sağlayabilmektedirler. Son yıllarda yapılan çalışmalar, direnç genlerinin özellikle<br />

transpozonlarca taşındıklarını göstermiştir. Bir diğer önemli nokta ise bu tip aktarım<br />

olaylarındaki transfer frekansının antibiyotik konsantrasyonu düşük olduğunda<br />

hızlanmasıdır.<br />

Transformasyon, ortamda serbest (çıplak, saf) durumda bulunan DNA’nın<br />

bakteri hücresi içine alınması olup hassas organizmaya dirençlilik genlerinin<br />

aktarılmasıdır. Neisseria türleri ve Streptokoklarda patojen ve nonpatojen türler<br />

11


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

arasında gen aktarımının transformasyon ile gerçekleştiği düşünülmektedir.<br />

Transdüksiyon ise direnç genlerinin bakteriyofaj aracılığı ile transferi olup, sıklıkla<br />

laboratuar koşullarında direnç aktarımı için uygulanır (Jawetz E., 1995; Eliopoulos<br />

GM., 1992).<br />

Kromozom veya plazmid üzerindeki antibiyotik direnç genlerinin birbirleri ile<br />

bağlantılı olduğu ve başlangıç bölgesinin yakınında özel integrasyon birimleri<br />

bulunduğu gözlenmiştir. Bunlara integron adı verilir. İntegronlar rekombinasyonun<br />

çok sık görüldüğü sıcak noktaları oluştururlar.<br />

1.3.3. Çapraz Direnç<br />

Belli bir antibiyotiğe karşı dirençli olan bazı mikroorganizmaların, aynı veya<br />

benzer mekanizma ile etki eden diğer antibiyotiklere karşı da dirençli olması<br />

durumudur. Bu durum genellikle yapıları benzer antibiyotikler arasında<br />

gözlenmektedir. Eritromisin, Oleandomisin, Neomisin ve Kanamisin gibi. Ancak<br />

bazen bazı durumlarda tamamen ilgisiz antibiyotikler arasında da görülebilir.<br />

Eritromisin-linkomisin arasındaki çapraz direnç, buna verilebilecek en güzel<br />

örnektir. Çapraz direnç gelişimi kromozomal veya ekstrakromozomal orijinli de<br />

olabilir (Jawetz, 1995; Eliopoulos, 1992).<br />

1.3.4. Direnç Mekanizmaları<br />

1.3.4.1. Antibiyotiğin Bağlandığı Reseptör veya Bağlanma Bölgesinde Oluşan<br />

Değişiklikler<br />

Antibiyotiğin bağlandığı hedef bölgeler farklılık göstermektedir. Bunlar<br />

ribozomlar ve çeşitli enzimler olabilir. Bu hedeflerde bazen tek bir mutasyon sonucu<br />

ilaca bağlanma özelliği düşük yeni bir hedef oluşumu söz konusu olabilir. Örneğin,<br />

30S ribozomal altbirimin S12 proteinindeki mutasyonlar streptomisin direncine yol<br />

açmaktadır. Ribozomal dirençlilik en fazla makrolid grubu antibiyotiklerde<br />

gözlenmektedir. Makrolidlere dirençli klinik suşlarda 50S ribozomal alt birimde<br />

12


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

bulunan 23S ribozomal RNA’yı metilleyen bir enzim sentezlenmekte ve sonuçta<br />

ilacın bağlanması azalarak direnç gelişmektedir.<br />

Tek basamaklı bir değişim söz konusu olduğundan bu tip dirençliliklerin<br />

ortaya çıkması ve yayılması daha hızlı olmaktadır (Mayer ve ark, 1995).<br />

Bazı durumlarda bir dizi mutasyon veya yabancı bir DNA’nın kromozoma<br />

eklenmesi sonucu hedef değişimi olabilmektedir. Örneğin, PBP’lerdeki mutasyonlar<br />

ile Staphylococcus aureus, Streptococcus pneumoniae, Neisseria meningitidis ve<br />

Enterococcus faecium suşlarında penisilin direnci ortaya çıkmaktadır (Ayliffe, 1997;<br />

Spratt, 1994).<br />

Hedef yapısındaki değişiklikler, β-laktam, kinolon, glikopeptid, makrolid,<br />

tetrasiklin ve rifampisine direnç gelişmesinde oldukça önemlidir.<br />

1.3.4.2. Antibiyotiğin Enzimatik İnaktivasyonu<br />

Gerek Gram-pozitif, gerekse Gram-negatif bakterilerin birçoğu değişik<br />

anibiyotikleri parçalayan enzimler sentezlemektedirler. Bu yol antibiyotik direncinde<br />

en önemli mekanizmalardan biridir. Enzimler arasında β-laktam antibiyotikleri<br />

parçalayan ve sayıları her gün artan β -laktamazlar, aminoglikozidlerin yapısını<br />

modifiye eden asetilaz, adenilaz ve fosforilaz enzimleri, kloramfenikolü parçalayan<br />

kloromfenikol asetil transferaz ve eritromisini inaktive eden eritromisin esteraz<br />

sayılabilir (Mayer ve ark, 1995; Davies, 1994).<br />

1.3.5. Bakteriyel Membran Değişiklikleri<br />

1.3.5.1. İç ve Dış Membran Permeabilitesinde Azalma<br />

İç ve dış membran permeabilitesindeki değişikliklere bağlı olarak ya ilacın<br />

hücre içine alımındaki azalmadan veya hızla dışarı atılmasını sağlayan aktif pompa<br />

sistemlerinden kaynaklanan dirençtir. Antibiyotiklerin etkili olabilmesi için bakteri<br />

içine girmesi zorunludur.<br />

13


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

Örneğin β-laktam ajanların stoplazmik zarın dış yüzeyine, aminoglikozidlerin<br />

ise hücre içine ulaşması gerekmektedir. Peptidoglikan tabaka geniş aralıkları ile<br />

antibiyotiklerin bakteri hücresi içine girmesini engellemez. Gram negatif bakterilerde<br />

bulunan dış membran, lipitten zengin bir tabaka olup antibiyotiklerin hücreye<br />

girmesini engelleyen bir bariyer görevi yapar ki, bu tabaka gram pozitif bakterilerde<br />

yoktur. Gram negatif bakterilerde ilaçların hücre içine girmesi, dış membrandaki<br />

porinler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Ancak bazı bakteriler bazı koşullarda<br />

ortamın ozmolaritesine göre farklı porinler sentezleme yeteneğindedir.<br />

Mutasyonlar ile membran porin proteinlerindeki değişim sonucu geçirgenlik<br />

azalarak dirençli suşlar ortaya çıkabilir. Örneğin Pseudomonas aeruginosa suşlarında<br />

OprD olarak adlandırılan porin proteinindeki değişimin karbapenem direncine yol<br />

açtığı saptanmıştır. Dış zar geçirgenliğinin kinolon ve aminoglikozid direncinde de<br />

önemli rol oynadığı belirtilmektedir. ( Mayer ve ark, 1995; Nikaido, 1994)<br />

İç membran (stoplazmik zar) permeabilitesindeki değişiklerle kazanılan<br />

dirence örnek olarak aminoglikozidleri verebiliriz. Gerek gram pozitif, gerekse gram<br />

negatif bakterilerde aminoglikozidlerin ribozomlara ulaşabilmesi için stoplazmik zarı<br />

geçmesi gerekmektedir. Aminoglikozidlerin stoplazmik zarı geçmesi ise enerji ve<br />

oksijene bağımlı olarak aktif transport mekanizması ile gerçekleşir. Hiperozmolarite,<br />

düşük PH ve anaerop koşullar bu olayı engellemektedir. Bu nedenle anaerop<br />

mikroorganizmalar aminoglikozidlere doğal olarak dirençlidir. Mutasyon sonucu<br />

membran yapısında oluşan değişiklikler sonucunda da direnç gelişebilir. Esherichia<br />

coli, S. Aureus, Salmonella spp. de elektron transport sistemlerini örnek verebiliriz<br />

(Mayer ve ark, 1995).<br />

1.3.5.2. İlacın Dışarı Atılması (Aktif Pompa Sistemi)<br />

İlacın hücre dışına atılmasını sağlayan aktif pompa sistemlerinin varlığı<br />

yaklaşık 20 yıl önce tetraksiklinler için saptanmıştır. Tetrasiklin, enerjiye bağımlı bir<br />

aktif pompalama sistemi ile dışarı atılır ve hücre içinde birikemez. Bu dirençlilik<br />

davranışı plazmid veya kromozom kontrolündedir. Bununla birlikte, dirençliliği<br />

sağlayan genlerin büyük ölçüde transpozonlar üzerinde bulunduğu ve düşük<br />

14


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

tetrasiklin konsantrasyonları ile genlerin indüklenebildiği saptanmıştır. Direnç<br />

genleri özel membran proteinleri (tet proteini) sentezlenmekte ve bu proteinler<br />

aracılığı ile katyonlar ve tetrasiklin hücre dışına atılmaktadır. Aktif pompa sistemi<br />

kinolonlar, makrolidler, azolid ve streptograminler, kloramfenikol ve β-laktamlara<br />

dirençte de etkili olup birçok bakteride bulunur. Örneğin S. aureus ‘un norA geni bu<br />

mekanizmayla kinolonlara dirençli duruma gelirken, E.coli aynı mekanizmayla<br />

norfloksasin antibiyotiğine direnç kazanmaktadır (Mayer ve ark, 1995; Nikaido,<br />

1994).<br />

1.3.5.3. Alternatif Bir Metabolik Yolun Kullanılması<br />

Bazı bakteriler hedef değişimlerinden farklı olarak ilaca duyarlı hedefe<br />

gereksinimi ortadan kaldıracak yeni bir metabolik yol geliştirirler. Sülfonamid ve<br />

trimetroprim direncinde böyle bir olay söz konusudur. Bakteriler folat sentez etme<br />

yerine ortamdan hazır folat alma özelliği kazanabilir.<br />

1.4. Ekstrakromozomal Genetik Yapılar<br />

1.4.1. Plazmidler<br />

Kromozom dışında, bakterilerin içinde bulunan, çift iplikli çoğunlukla<br />

sirküler DNA yapısında, bulunduğu hücreye bazı önemli özellikler kazandıran,<br />

replikasyon bölgesi nedeniyle bakteriden bağımsız replikasyon yapabilen ve bu<br />

özellikleri başka organizmalara aktarma yeteneğinde olan ekstrakromozomal yapılara<br />

plazmid adı verilmektedir (Bilgehan, 2000).<br />

Plazmidler antibiyotikler ve ağır metallere direnç genlerinin yanında değişik<br />

virülans faktörlerini de taşıyabilirler. R-plazmidi aynı anda bir veya daha çok sayıda<br />

antibiyotiğe karşı direnç genlerini taşımaktadır. Direnç plazmidleri diğer duyarlı<br />

bakterilere transformasyon veya konjugasyon mekanizmaları aracılığı ile geçerek<br />

dirençliliğin yayılmasına neden olur (Gür, 1994).<br />

15


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

Plazmid büyüklükleri taşımış oldukları genetik bilgiye göre değişmekle<br />

birlikte 10 Kbaz’dan daha küçük kriptik plazmidlerin yanı sıra megabaz büyüklükte<br />

plazmidlerde vardır (Olgun ve Topal, 1999).<br />

Plazmidlerin hepsi kendini replike edebilme yeteneğinde olup, üzerinde bir<br />

ya da daha fazla dirençlilik geni taşıyabilirler. Plazmidlerin bazıları bakteriden<br />

bakteriye kendinin transferini sağlayacak transfer genleri taşırlar (F-plazmidi gibi).<br />

Bu tip plazmidlere konjugatif plazmidler denilmektedir. Bu tür genleri<br />

bulundurmayan plazmidlere ise konjugatif olmayan plazmidler adı verilir. Plazmidler<br />

kromozom dışında sitoplazmada serbest halde bulunabileceği gibi bakteri<br />

kromozomuyla bütünleşmiş halde epizomik olarak da bulunabilir. F-plazmidleri<br />

özelikle konjugasyon olaylarında bulundukları hücreye erkeklik ve dişilik özelliği<br />

kazandırır. F-plazmidi bulunan bakterilere verici (erkek), F plazmidi bulunmayan<br />

bakterilere alıcı (dişi) bakteriler denilmektedir. Plazmidler taşıdıkları dirençlilik<br />

genlerini bir bakteriden başka bir bakteriye plazmidlerin aktarılması yolu ile<br />

taşımaktadırlar (Akman, 1983; Bilgehan, 2000).<br />

Plazmidlerin bir genom olmaları bulundukları bakterilerde bazı genetik<br />

olayların kontrolünü yapma özelliği vermektedir. Bazı plazmidlerin hücredeki<br />

fonksiyonları bilinmeyebilir bu tür plazmidlere kriptik plazmid denilmektedir.<br />

Plazmidler bir bakteride kendiliğinden oluşabildiği gibi bir başka bakteriden<br />

aktarılma yolu ile meydana gelebilirler. Bir plazmid hücrede kendiliğinden<br />

kaybolabileceği gibi kimyasal ve fiziksel yollarla da yok olabilirler (Bilgehan, 2000).<br />

Bilinen başlıca plazmidler şunlardır:<br />

1. F-plazmidi<br />

2. F’-lac plazmidi<br />

3. Col plazmidleri (Kolisinojenik faktörleri)<br />

4. R plazmidleri (Dirençlilik)<br />

5. Stafilokok plazmidleri<br />

6. Virülans plazmidleri<br />

16


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

1.4.1.1. F Faktörleri<br />

Kromozom dışında bağımsız olarak bulunabildiği gibi kromozomla<br />

bütünleşmiş olarak da (epizomik durum) bulunabilmesi, bakteride cinsel olarak<br />

verici (erkek) hücre olma özelliğini kontrol altında tutması ve bakteriden bakteriye<br />

aktarılması gibi özellikleri vardır.<br />

1.4.1.2 F’ Faktörleri<br />

Kendi genleri ile bakteriye ait genleri taşıyan F faktörleridir. Bu durum hfr<br />

bakterilerde F faktörü epizomik durumdan bağımsız duruma geçerken beraberinde<br />

bakteri DNA’sından bazı genleri de kendine yapışmış olarak alabildiği durumlarda<br />

gözlenir. F faktörünü taşıyan bakteriye F-prime ya da F’ hücresi denir.<br />

1.4.1.3. Col Plazmidleri (Kolisinojenik Faktörleri)<br />

Koli basillerinin bazı kökenlerinde yine başka koli basillerini eriten maddeleri<br />

(kolisin) oluşturma özellikleri hücrelerin içinde bulunabilen DNA yapısında ve tipik<br />

plazmid niteliği gösteren elementler tarafından sağlanır. Bu elementlere "col<br />

plazmidleri" adı verilir.<br />

1.4.1.4. R Plazmidleri (Dirençlilik)<br />

Bakterilerde antibiyotiklere ve kemoterapötik ilaçlara karşı ekstra<br />

kromozomal dirençliliğin bakteriden bakteriye aktarılmasını yöneten kromozom dışı<br />

elementlerin bulunduğu belirlenmiştir. Bu faktörlere kısaca "RTF (rezistans transfer<br />

faktörü)" adı verilir. Bakteri hücresi içinde çembersel ya da düz olarak bulunurlar.<br />

(Bilgehan, 1994). Bakteri kromozomu ile de integre olabilirler (Arda, 1995). RTF<br />

faktörü bulunduran bakterilerden bu faktörü olmayanlara kemoterapötiklere karşı<br />

direnç genlerinin aktarılması, bu faktörlerin kontrolü altında yapılır (Bilgehan, 1994).<br />

R faktörleri iki bölümden oluşurlar. Biri konjugasyonu ve aktarılmayı yöneten<br />

17


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

transfer faktörü (TF) ve diğeri de çeşitli ilaçlara karşı dirençliliği tayin eden<br />

rezistanslık faktörü (RF) veya R determinanttır. Bu faktörler birbirinden bağımsız<br />

olarak aktarılabilirler. Eğer RF transfer edilirse alıcı hücre ilaçlara karşı dirençli hale<br />

gelir. Ancak, RF’nin, TF olmadan tek başına aktarılması olanaksızdır. Bu nedenle<br />

RF’nin aktarılması diğer mekanizmalar tarafından yönetilir. R faktörünün bir kısmı,<br />

zamanla, spontan olarak veya antibiyotik baskısının kalkması sonu, konakçı<br />

bakteriden ayrılabilir. Spontan kaybolmalarda R faktörünün, kromozomla aynı anda<br />

bölünerek kardeş hücrelere aktarılması da rol oynar.<br />

Mutasyonlar sonu da, antibiyotiklere karşı dirençlilik oluşabilmektedir.<br />

Ancak, bu tarz rezistanslık, ekstrakromozomal değil, kromozomaldir. Bazı<br />

durumlarda, yabancı DNA segmentleri hücrelere girer ve kromozomla da birleşebilir<br />

ve mutasyonlara yol açabilir (Arda, 1995).<br />

1.4.1.5. Staphylococcus Plazmidleri<br />

İçerdikleri plazmidler yönünden Staphylococcus bazı değişik durumlar<br />

göstermektedirler. Genellikle bu plazmidler tek genli plazmidler olup, sık sık bakteri<br />

kromozomu ile bütünleşebilme ve yine ayrılma özelliği gösterebilirler. Bu plazmidler<br />

bakteriyofajlar aracılığı ile transdüksiyon yoluyla bir bakteriden diğerine aktarılırlar.<br />

Bilinen Staphylococcus plazmidlerinin başlıcaları penisilinaz plazmidleri, tetrasiklin<br />

plazmidleri, kloramfenikol plazmidleri, neomisin, kanamisin plazmidleridir<br />

(Bilgehan, 1994).<br />

1.4.1.6. Virülans Plazmidleri<br />

Bakterilerin sahip oldukları virülans faktörlerin bir kısmı kromozomlarında<br />

kodlanmasına karşın bazıları da plazmid orjinlidir (Arda,1995). Virülans plazmidleri<br />

bakterilerin virülansını etkilerler (Bilgehan, 1994).<br />

18


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

1.4.2. Transpozonlar<br />

Transpozonlar bir DNA molekülünden diğerine (kromozomdan plazmide,<br />

plazmidden kromozoma) geçebilen DNA dizileridir (sıçrayıcı gen). Plazmidden<br />

farklı olarak bağımsız olarak replike olamazlar. Ampicilin, kloramfenikol,<br />

kanamisin, tetrasiklinler ve trimetoprim’e karşı direnç gelişiminden sorumludurlar.<br />

Özellikle çok kısa süre içerisinde çoklu antibiyotik direncinin (multiple-drug<br />

resistance) ortaya çıkmasında ve yayılmasında transpozonların rolü vardır. R-<br />

plazmidleri ve transpozonlar sadece aynı tür bakteriler arasında değil başka cins<br />

bakterilere de geçerler. Örnek olarak gonokoklarda penisilinaz yapımını yöneten<br />

plazmidlerin Haemophilus infulenza’ya, Shigella cinsi bakterilerde tetrasiklin,<br />

kloramfenikol, streptomisn ve ampicilin direncinden sorumlu plazmidin E.coli’ye<br />

gecişi verilebilir (Öztürk, 1997).<br />

1.5. Mikroorganizmalar Arası Genetik Madde Aktarımı<br />

Bakterilerde genetik materyalin küçük veya büyük bir bölümü bir bakteriden<br />

diğerine çeşitli mekanizmalar aracılığı ila aktarılıp, sonunda önemli genetik<br />

değişiklikler oluşabilmektedir. Verici bakteriden alıcı bakteri hücresine, bakteri<br />

genomunun aktarılması sonucu her iki bakteri hücresinin genetik özelliklerini birlikte<br />

içeren melez bakteriler meydana gelirler. Bakterilerde görülen bu olaylar sırasında,<br />

yüksek canlılarda olduğundan farklı olarak, iki hücrenin çekirdeklerinin tümü<br />

birleşmemekte, alıcı bakterinin kromozomu yalnız belli bir bölüm için diploid<br />

(benzer genlerden çift dizi taşınması) duruma geçmektedir. Kısmi bir zigot olarak da<br />

nitelendirilen melez bakteride, verici hücreden alınan genetik materyale ekzogenot,<br />

bunun alıcı hücredeki karşılığına ise "endogenot" denir. Alıcı bakteri DNA’sının<br />

replikasyonu sırasında, "ekzogenot" da replike olur ve aralarında meydana gelen<br />

çaprazlaşmalar sonucu, alıcının DNA’sına vericiden gelen "ekzogenot" eklenir. Bu<br />

bakteriden oluşacak yavru bakteriler, alıcı hücrenin genomuna taşırlar. Verici<br />

bakteriden aktarılan bir DNA segmentinin alıcının genomuna girip, alıcı bakteriye<br />

19


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

birtakım yeni özellikler kazandırması mümkündür. Böylece meydana gelen olaya<br />

"rekombinasyon" (yeni bileşim), oluşan bakteriye "rekombinant" adı verilir.<br />

gelmektedir.<br />

Bakteride rekombinasyon olayları üç ana mekanizma ile meydana<br />

1.5.1. Transformasyon<br />

Saf veya rekombinant DNA’nın alıcı bakteriye aktarılması olayına<br />

transformasyon adı verilir. Verici bakterinin DNA’sı ortama, genellikle bakterinin<br />

kendiliğinden parçalanıp erimesi veya bazı kimyasal maddeler aracılığı ile<br />

ekstraksiyonu sonucu salınır. Bu genetik materyalin alıcı hücre tarafından<br />

alınabilmesi için, deoksiribonükleaz enziminin etkisinden korunmuş olması ve alıcı<br />

hücrenin DNA moleküllerini hücre içine alabilecek yeteneğinin bulunması<br />

gerekmektedir. Transformasyon olayının mekanizması çok iyi bilinmemekle birlikte,<br />

gözlemler alıcı bakterinin ancak büyük DNA segmentlerini (4x10 5 ’den büyük)<br />

ortamdan alabildiğini, çift iplikli DNA’nın tek iplikli DNA’ya oranla daha büyük bir<br />

sıklıkla hücre içine alınabildiğini göstermiştir. Ayrıca bu olayda, alıcı bakterileri<br />

duvarında Ca +2 gibi metal iyonları tarafından oluşturulan hassaslaştırma DNA nın<br />

hücreye girmesini kolaylaştırmaktadır (Brown, 1997).<br />

Bu konu ile ilgili çalışmaların çoğu pnömokoklar üzerinde yapılmış olmakla<br />

birlikte, Haemophilus influenzae, Bacillus subtilis, Neisseria gonorrhoeae,<br />

Escherichia coli gibi bakterilerde de transformasyon gözlendiği bildirilmiştir.<br />

1.5.2. Transdüksiyon<br />

Bir bakteriye ait DNA yapısının, bakteriyofaj aracılığı ile diğer bir bakteriye<br />

aktarılması olayıdır.<br />

Bakteriyofajlar, bakterilerin zorunlu parazitleri olup, ancak canlı bakteri<br />

hücreleri içinde replike olabilirler ve bu ilişki sonucu çoğunlukla içinde çoğaldıkları<br />

bakterinin parçalanıp erimesine yol açarak, bir başka bakteriyi enfekte etmek üzere<br />

serbest kalırlar.<br />

20


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

Bakteriyofajlar genellikle kendileri için spesifik olan bakteri hücrelerine<br />

kuyrukları ve kapsidleri ile yapıştıktan sonra (adsorbsiyon), faj genomu (DNA veya<br />

daha az sıklıkla RNA yapısında) bakteri içine girer. Bunu takiben, bakteri hücresinin<br />

biyolojik fonksiyonları yeni fajların yapımı doğrultusunda yönlendirilir. Yani bir<br />

yandan faj DNA’sı (veya RNA genomu), diğer taraftan da fajın yapısal proteinleri<br />

bakteri hücresi tarafından, bakteriyofaj genomundaki bilgiler doğrultusunda<br />

sentezlenir. Kısa sürede bakteri hücresinin içinde, yeni sentezlenen faj birimleri<br />

birbiriyle birleşip olgun bakteriyofajları oluştururlar. Sonunda bakteri hücresinin<br />

erimesiyle, fajlar serbest hale geçerler ve yeni bakterileri enfekte ederler.<br />

Bazı bakteriyofajlar ise konak bakteri hücresini eritmeyip onunla birlikte<br />

ortak bir yaşam sürdürürler. Bu yaşam biçiminde faj DNA’sı, bakteri DNA’sı ile<br />

birleşip bütünleşmiştir (profaj). Bakteri DNA’sının replikasyonu sırasında, onunla<br />

bütünleşmiş olan faj DNA’sı da replike olur ve meydana gelen yavru bakterilerin<br />

genomu ana bakterilerinkine benzer. Genomlarında profaj taşıyan bakteriler<br />

hayatlarını bu şekilde sürdürebilirler. Ancak profajın bakteri DNA’sından ayrılıp,<br />

bakteri hücresi içinde bağımsız olarak replike olması sonucu, yeni oluşan faj<br />

partikülleri nedeniyle konak bakterilerin eridikleri de gösterilmiştir. Profaj ile<br />

biyolojik bir denge içinde yaşayan ancak dengenin herhangi bir nedenle bozulması<br />

halinde, sonunda kendisini de ölümüne yol açacak olan bakteriyofajları oluşturabilen<br />

böyle bakterilere "lizojenik bakteri", konak bakteri ile birlikte ortak bir yaşam süren<br />

bakteriyofaja da "temperent (ılımlı=iyi huylu) faj" adı verilmektedir.<br />

Özetle belirtmek gerekirse, transdüksiyonda bir bakteriyofaj aracılığı ile<br />

bakteriden bakteriye genetik materyal veya bir DNA segmenti aktarılmakta böylece<br />

alıcı bakteri, verici bakteriye ait bazı özellikleri kazanmaktadır.<br />

Salmonella, Shigella, Escherichia, Pseudomonas, Vibrio, Proteus cinsleri<br />

başta olmak üzere birçok gram negatif bakteri ile bazı gram pozitif bakterilerde<br />

(Bacillus, Corynebacterium cinsleri, stafilokok ve streptokokların bazılarında)<br />

transdüksiyon sonucu rekombinasyon oluşmaktadır. Transdüksiyonun değişik iki tipi<br />

bilinmektedir (Brown, 1997).<br />

21


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

1.5.3. Konjugasyon<br />

Genetik materyalin bir bakteriden diğerine iki bakteri arasında oluşturulan<br />

sitoplazmik köprü veya sex pilusu aracılığı ile aktarılmasıdır. Birçok enterik<br />

bakterinin konjugasyon yaptığı bilinmektedir. E.coli bakterisinin K12 suşunda<br />

yapılan ilk gözlemlerde, bu olayda bazı bakterilerin daima verici, diğerinin ise alıcı<br />

özellik gösterdiği saptanmıştır.<br />

Bakteriye verici özelliğini, ekstrakromozomal DNA özelliğine sahip olan "F<br />

(fertilite=seks)" faktörü kazandırmaktadır. F faktörünün bulunduğu F+ bakteri, bu<br />

faktörü taşımayan (F-) bakteri ile yan yana gelip F faktörünü aktarabilmektedir. F<br />

faktörü bir replikondur. Yani sitoplâzma içinde, bakteri kromozomundan bağımsız<br />

olarak replike olmakta ve yeni oluşan yavru bakterilere geçebilmektedir. Sonraları F<br />

faktöründen başka genetik yapılarında bu çeşit aktarmalarla bakteriden bakteriye<br />

geçip, aktarıldığı bakteriye değişik birtakım özellikler kazandırdığı anlaşılmıştır.<br />

Bakterilerde kromozoma eklenmeden bulunan, replike olabilen ve aktarıldığı<br />

bakteriye birtakım biyolojik özellikler kazandıran DNA segmentlerine "plazmid" adı<br />

verilir. F faktörü de bir plazmid olup, dairesel biçiminde ve çift iplikli DNA<br />

yapısındadır. Bakteri kromozomu gibi bir ucu ile lateral mezozoma tutunur,<br />

kromozomla eş zamanlı fakat ondan bağımsız olarak replike olur. F faktörüne sahip<br />

olan bakteri, bu faktörü taşımayan bakteri hücreleri ile yan yana gelip, aralarında<br />

köprüler oluşturarak, alıcı hücreye F faktörünü veya aynı zamanda bakterinin<br />

kromozomundan bir parçayı aktarabilme yeteneğine sahiptir. Bakteriden bakteriye<br />

genetik madde aktarılmasını yöneten ve "tra" şeklinde adlandırılan genler, F<br />

faktöründe bulunan operon tarafından düzenlenirler. Konjugasyon bu operondaki<br />

bazı genlerin yönetimi altında, bakteride "seks pilusu (F fimbriası) " adı verilen bir<br />

pilusun oluşturulması ile başlar.<br />

İki bakterinin yan yana gelip birleşmesi sırasında, F faktörü de bakteri<br />

kromozomu gibi replike olur ve DNA’nın çift iplikçikleri birbirinden ayrılır. DNA<br />

iplikçiklerinden biri F- olan alıcı bakteriye geçer, diğeri verici bakteri de kalır. Bunu<br />

takiben her iki bakteride de bu iplikçiklerin karşıtı olan iplikçikler sentezlenerek iki<br />

hücre de F+ özellik kazanmış olur. F+ bakteriden F- bakteriye, F-faktörünün<br />

22


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

aktarılması oldukça yüksek frekansta gerçekleşebilir. Yapılan çalışmalar, bazı<br />

organizmalarda F- hücrelerin tamamının F+ özellik kazandıklarını göstermiştir.<br />

Bununla birlikte, verici bakteriye ait kromozomal DNA segmentlerinin, alıcı<br />

bakteriye aktarılma sıklığı oldukça düşük düzeyde (10 -4 -10 -5 ) gerçekleşmektedir.<br />

Bunun için F faktörünün verici bakteri DNA’sında uygun bir bölgeye yerleşmesi<br />

gerekmektedir; böylece F faktörü bakteri DNA’sı ile bütünleşmektedir. Yüksek<br />

sıklıkla rekombinasyon yapan (Hfr=high frequency of recombination) hücreler bu<br />

şekilde oluşmaktadır. Bu durumda bakteri kromozomunu harekete geçirerek alıcı<br />

bakteriye birçok genetik özellik kazandırabilmektedir.<br />

1.6. Çalışmanın Amaçları<br />

Bu çalışmada, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastane kanalizasyon suyundan<br />

izole edilen Klebsiella sp. suşlarında Ceftriaxone, Imipenem, Streptomycine,<br />

Tetracycline, Augmentin antibiyotiklerine karşı gelişen dirençlilik frekansını<br />

saptamaktır.<br />

23


1.GİRİŞ Feride SIĞIRCI<br />

24


2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR<br />

Knothe ve ark (1983), Geniş spektrumlu cephalosporin dirençliliğinin<br />

plasmid kodlu olduğunu ve Klebsiella pneumonia suşlarından izole edilen plasmidin<br />

cefotaxime, cefuroxime, penicillin ve gentamycine dirençliliklerini hassas suşlara<br />

aktarabildiğini belirtmişlerdir.<br />

Saunders (1984), Dirençlilik informasyonu taşıyan plasmidin bir bakteride<br />

yüksek düzeyde transfer edilebilme yeteneğinde olması hastane atık suyunda bulunan<br />

bakterilerdeki dirençlilik genlerinin korunması ve dirençliliğin yayılmasında birinci<br />

derecede önemli olduğunu belirtmiştir.<br />

Kliebe ve ark (1985), Klebsiella sp. Suşlarında cephalosporin antibiyotiklere<br />

karşı ortaya çıkan dirençliliğin büyük ölçüde konjugasyonla transfer edildiğini ve<br />

dirençliliğe AHV-2 şeklinde tanımlanan β-laktamaz enziminin neden olduğunu<br />

belirtmiştir.<br />

Durmaz ve ark. (1997), Enterobacteriaceae üyeleriyle yaptıkları çalışmada<br />

E.coli için ceftazidime, imipenem, cefotaxime, ceftriaxone, ve cefoxitin’in;<br />

Enterobacter türleri için imipenem, cefotaxime’in; Proteus türleri için imipenem,<br />

cefotaxime, ceftazidime ve ceftriaxone’un; Klesbsiella türleri için imipenem,<br />

ceftazidime, cefotaxime ve ceftriaxone’un; Citrobacter türleri için imipenem ve<br />

ceftazidime’in ve Pseudomonas türleri için sefaperazon-sulbactam ve imipenem’in<br />

en etkili olduğunu tespit etmişlerdir.<br />

Liu ve ark (1997), Klebsiella spp. klinik izolatlarında bulunan beta laktamaz<br />

direnç genlerinin plazmidlerle taşındığını, konjugasyon ve transformasyon<br />

analizleriyle test etmişlerdir. Klebsiella oxytoca‘ya ait 39 izolatının ampicillin, 17<br />

izolatın aztreonam’a, geniş spektrumlu sefalosporinlere dirençli ya da az duyarlı<br />

olduklarını bulmuşlardır. İndol pozitif Klebsiella donorları ve E.coli JP990’ ı<br />

konjugasyon deneyi ile test ettiklerinde 3 verici suşun ampisilin direnç<br />

konjugantlarını oluşturduklarını belirlemişlerdir. Araştırmada bir adet Klebsiella<br />

planticola vericisinin ise SHV-5 genini içeren bir plazmide sahip olduğunu ve bu<br />

plazmidin ceftriaxone, ceftazidime, aztreonam, aminoglikozid antibiyotik direncini<br />

transfer ettiğini gözlemlemişlerdir.<br />

25


2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />

Bujd.Kova ve ark (2001), 0-3 yaş grubu çocuklardan izole ettikleri Serratia<br />

marcescens, Citrobacter, Enterobacter spp. Klebsiella spp. ve E.coli suşlarında<br />

multiple dirençlilik bulunduğunu ve beta laktam direncinin oluşumu ve transferinde<br />

bunun sorumlu olduğunu göstermişlerdir. Suşları ampicillin (%30), cefoxitine (%22),<br />

ceftriaxone (%30), ceftazidime (%30) ve aztreonam’a (%28) dirençli, Cefepim<br />

(%30) ve imipenem (%26) duyarlı bulmuşlardır. Bu antibiyotiklerin tedavide daha<br />

sık kullanımının dirençli suşların yayılımını etkilediğini belirtmişlerdir.<br />

Akçam ve ark (2004), Hastane infeksiyonu tanısı almış olan hastaların çeşitli<br />

klinik örneklerinden izole ettikleri 135 gram-negatif bakterilerin (83 E.coli, 40<br />

Klebsiella sp., 12 Proteus sp.) antibiyotik duyarlılıkları ve ESBL oranlarını<br />

araştırdıkları çalışmada Escherichia coli kökenlerinin 6 (%7.2)'sında, Klebsiella<br />

kökenlerinin 14 (%35)'ünde; ESBL üretimi saptandığını, Proteus kökenlerinde ESBL<br />

pozitifliği saptanmadığını, tüm suşlarda en dirençli beta-laktam antibiyotik %20<br />

oranı ile ampicilline (AMP) iken imipenem (IPM)'e direnç görülmediğini<br />

bildirmişlerdir.<br />

Dağlar ve ark (2005), İdrar örneklerinden izole ettikleri bakterilerden En sık<br />

izole edilen E. coli ve Klebsiella sp. izolatları için en etkili antibiyotikler kar-<br />

bapenemler (her ikisi için de %100) ve amikacin (sırası ile %97.5, %88.5);<br />

Pseudomonas sp. izolatları için piperacillin-tazobactam (%94) ve meropenem (%89)<br />

olarak bulunmuştur. Enterococcus sp. ve S. aureus izolatları için glikopeptidlerin<br />

(%100) en etkili antimikrobiyal ajanlar olduğunu saptamışlardır.<br />

Lima-Bittencourt ve ark (2007), Tatlı sulardan izole ettikleri Enterobacte’ler<br />

de çoklu antibiyotik direncin biyotik ve abiyotik faktörlerle etkileşimine bağlı olarak<br />

değiştiğini, kurak mevsimde alınan örneklerde yağmurlu mevsimde alınan öneklere<br />

göre Klebsiella spp. izolatları ve direnç frekansının en yüksek olduğunu<br />

bildirmişlerdir. En az çoklu direnç gösteren tür E.coli, bütün antibiyotiklere en hassas<br />

örneğin Kluyvera, en fazla çoklu direnç gösterenin ise Proteus spp. olduğunu<br />

saptamışlardır.<br />

Jones ve ark (2004), Amerika, Kanada, Fransa, Almanya ve İtalya’da yapılan<br />

araştırma bulguları kullanılarak 2000-2002’de analiz edilen yoğun bakım ünite<br />

26


2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />

patojenlerinin in vitro duyarlılığını belirlemişler ve 5 ülkedeki direnç örneklerinde<br />

geniş bir dağılım olduğunu bildirmişlerdir.<br />

Kiffer ve ark (2006), Brezilya’da 133 adet ESBL üreten Klebsiella spp. ve<br />

E.coli suşlarına karşı Etest ve Disk difüzyon testi kullanarak imipenem, meropenem<br />

ve ertapenemin bakterisidal etkisini araştırmışlardır. Araştırma sonunda Klebsiella<br />

spp. izolatlarının ertapeneme %96.15 dirençli bulunmasına rağmen imipenem ve<br />

meropeneme %100 hassas, E.coli izolatlarının bütün karbapenemlere %100<br />

hassasiyet gösterdiğinisaptamışlardır.<br />

Çatal ve ark (2008), 8 yıllık periyotda Üriner sistem infeksiyonlu çocuklardan<br />

izole ettikleri üriner patojenlerinden Klebsiella spp. suşlarında ampicillin ve<br />

cefuroxime direncinin, E.coli suşlarında ise ampicillin, cefotaxime, imipenem ve<br />

piperacillin direncinin belirgin olarak arttığını bildirmişlerdir.<br />

Al-Tawfig ve Antony (2007), Suudi Arabistan’da 1998-2003 yılları arasında<br />

geriye dönük 6 yıllık Klebsiella pneumoniae izolatlarının hastane kökenli olanlarında<br />

ceftriaxone, gentamiycine ve ciproflaxine direncinde önemli artış tespit etmişlerdir.<br />

Hastane dışından alınan örneklerde 12 antibiyotikten 9’una (cefazoline, cefoxitin,<br />

cefuroxime, ceftriaxone, ceftazidime, gentamycine, tobramycin, ciprofloxacin ve<br />

trimethoprim-sulfamethaxazole yüksek direnç gösterildiğini bulmuşlardır. Genel<br />

olarak tikarcillin direncinin yüksek, amikacin direncinin düşük, imipeneme ise hem<br />

hastane içi hemde hastane dışından alınan tüm izolatların duyarlılık gösterdiğini<br />

bildirmişlerdir.<br />

Jazani ve ark (2008), İran eğitim hastanesinde idrar örneklerinden aldıkları<br />

Klebsiella izolatlarındaki dirençlilik dağılımının gentamycine (%46.1), tobramycin<br />

(%48.7), ceftizoxime (%41), co-trimoxazole (%46.1), amikacin (%33.3), ceftazidime<br />

(%51.3), ciprofloxacin (%30.8), kanamycin (%53.8), nalidixic acid (% 30.8),<br />

ampicillin (%79.5), nitrofurantoin (%41) olarak saptamışlar ve antibiyotik direnci ve<br />

plazmid varlığı arasında kaydadeğer korelasyon olduğunu bildirmişlerdir.<br />

Tolmasky ve ark (1988), Arjantin’ de yenidoğanlardan izole edilmiş<br />

Klebsiella pneumoniae suşlarının streptomycine, kanamycine, ampicillin, amikacin<br />

ve tobramycin dirençliliğinin 48 kbaz büyüklüğünde plazmid kökenli olduğunu<br />

belirtmişlerdir.<br />

27


2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />

Tolmasky ve ark (1988); Gaynes ve ark (1988); Nikbin ve ark (2007),<br />

Klebsiella sp. Suşlarında bazı antibiyotiklere karşı direnç ve plazmidlerin varlığı<br />

arasındaki ilişkinin daha önce gösterildiğini bildirmişlerdir.<br />

Chadwick ve Niell (1973), Yaptıkları çalışmaya göre iki ya da daha fazla<br />

antibiyotiğe dirençli olan 23 Esherichia coli ve 25 Klebsiella pneumoniae<br />

suşlarından hassas olan Esherichia coli K12 kültürüne direnç geni transfer edildiğini<br />

göstermişlerdir. Esherichia coli suşlarında, transfer edilme sıklığına göre sırasıyla<br />

kanamycin, neomycin, karbecillin, ampicillin, tetracycline ve chloramphenicol,<br />

Klebsiella suşlarında, ampicillin, tetracycline, kanamycin neomycin direncinin<br />

transfer edildiğini bulmuşlardır. Cepholoridine, nalidixic acid ve nitrofurantoin<br />

direncinin ise hiçbir suşta transfer edilmediğini saptamışlardır.<br />

Knothe ve ark (1983), Cephalosporin dirençliliğinin plazmid kökenli<br />

olduğunu ve Klebsiella pnemoniae izolatlarından izole edilen plazmidin, Cefotaxime,<br />

Cefuroxime diğer Cephalosporin’ler, Penicillin ve Gentamycin dirençliliğini hassas<br />

izolatlara aktarabildiğini bildirmişlerdir.<br />

Altındiş ve Tanır (2001), idrar yolu enfeksiyonlarından izole ettikleri<br />

Klebsiella suşlarında cefepim (%95), ceftriaxone (%76), ceftazidime (%46),<br />

gentamycin (%23), aztreonam (%68), imipenem (%97), amikacin (%92) oranında<br />

kullanılan antibiyotiklere karşı hassasiyet bulmuşlardır.<br />

Tekeroğlu ve ark (1998), idrar yolu enfeksiyonlarından izole edilen<br />

Klebsiella suşlarının ceftriaxone (%7), ceftazidime (%4), gentamycin (%14),<br />

amikacin (%2) ve trimethoprime-sulfamethoxazole (%27) oranında antibiyotik<br />

dirençliliği gösterdiğini saptamışlardır.<br />

Altoparlak ve ark (2001), Gram-negatif bakterilere antibiyotiklerin<br />

etkinlikleri sırasıyla; imipenem (%98), isepamicin (%96.1), amikacin (%89.7),<br />

netilmycin (%84.3), meropenem (%84.3), gentamycin (%69.6), levofloxacin<br />

(%68.6), tobramycin (%67.6), ceftriaxone (%65.7), cefepim (%59.8), cefotaxime<br />

(%53.9), cefoperazon-sulbactam (%53.0), cefoperazon (%49.0), tetracycline<br />

(%43.1), amokcicillin-clavulanik acid (%42.2), trimethoprim-sulfamethaxazole<br />

(%42.2), cefazolin (%38.2), ciprofloxacin (%37.3), cefuroxime sodium (%31.4),<br />

aztreonam (%29.4), ampicillin (%1) olarak bulunmuştur. Bu sonuçlara göre Gram-<br />

28


2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />

negatif bakterilere en etkili antibiyotikler sırasıyla; imipenem ve isepamycin<br />

olduğunu bildirmişlerdir.<br />

Hinshaw ve ark (1969), Klebsiella ve Aerobacter suşlarından E.coli CSH-2<br />

çoklu direnç transferi üzerine yaptıkları çalışmada Klebsiella suşlarında<br />

streptomycine (%80), chloramphenicol (%78.5), kanamycin (%76.4), neomycin<br />

(%75.9) gibi yüksek frekansta dirençlilik transfer edilmiş. Aerobacter suşlarında<br />

nadiren chloramphenicol, neomycin, kanamycin, en yüksek frenkansta streptomycine<br />

(%14.8) direnç frekansı transfer edildiğini rapor etmişlerdir.<br />

Orak (2005), Hastanede yaptığı çalışmada çoğunluğu üriner sistem<br />

enfeksiyonlu hastadan izole edilen Klebsiella spp. ve E. coli suşlarının sırasıyla %<br />

85.10 ve % 80.88 ile en çok SXT’e dirençli, buna karşın % 95.74 ve % 100 ile de en<br />

çok IMP’e duyarlı olduklarını saptamıştır. Üçüncü kuşak sefalosporinlere direnç<br />

oranları ise, Klebsiella spp. suşları için; CRO % 65.95, CTX % 61.7, CAZ % 53.19<br />

ve AZT için % 59.57’dir. E. coli suşlarının üçüncü kuşak sefalosporinlere direnç<br />

oranlarını; CRO % 61.76, CTX % 57.35, CAZ % 51.47 ve AZT % 58.82 olarak<br />

bulmuştur. Hem ESBL pozitif ve hem negatif izolatların IMP’e duyarlı bulunması,<br />

karbapenemlere direncin farklı mekanizmalarla gerçekleşmesinden kaynaklandığını<br />

belirtmiştir.<br />

Karayakar ve Ay (2006), Enterobactericeae grubu bakterilerle yaptıkları<br />

çalışmada inceledikleri antibiyotiklere karşı geliştirilen dirençliliğin plasmid kökenli<br />

olduğu ve bu dirençliliğin en fazla cefazol (CF) antibiyotiğine karşı geliştiğini bunu<br />

sırasıyla ceftizoxime (ZOX) ve ceftriaxone (CRO) izlediğini saptamışlardır.<br />

Plazmide bağlı dirençlilik gelişiminin, rezervuar örneklemesinin yapıldığı bölgenin,<br />

atık su deşarj istasyonuna yakın ve su sirkülasyonunun çok düşük düzeyde olması,<br />

ekstrakromozomal yapıların bakteriler arasında konjugasyon yolu ile transferine<br />

olanak sağlamasından kaynaklandığının olası olduğunu belirtmişlerdir.<br />

Özbilge ve ark (2004), Üriner sistem enfeksiyonlu hastaların idrar<br />

örneklerinden izole ettikleri 48 klebsiella pnemoniae, 14 klebsiella oxytoca<br />

suşlarında amokcicillin/ clavulanik acid (%66), ampisilin/sulbaktam (%69),<br />

sefuroksim (%52), trimethoprim-sulfamethaxazole (%44), ceftazidime (%34),<br />

ceftriaxone (%32), gentamycin (%23), aztreonam (%15), cefepim (%8),<br />

29


2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Feride SIĞIRCI<br />

cefoperazon-sulbactam (%6), ofloxacin (%6), isepamycin (%3), amikacin (%3)<br />

dirençli bulmuşlardır.<br />

30


3. MATERYAL METOD Feride SIĞIRCI<br />

3. MATERYAL METOD<br />

3.1. Materyal<br />

Bu çalışmanın deneysel sürecinde, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi<br />

kanalizasyon suyu örneklerinden izole edilen Klebsiella sp. suşları kullanılmıştır.<br />

Klebsiella sp. suşlarının izolasyonu ve identifikasyonu için MDCLS<br />

(Modifiye Desoxycholat- Citrat - Laktoz - Saccharose- Agar) kullanılmıştır (Çolak<br />

ve Arıkan, 1990).<br />

İzole edilen bakterilerin üretimi, stok kültürün saklanması ve çizgi yöntemi<br />

kullanılarak yapılan antibiyogram testlerinde N1 Agar kullanılmıştır (Anonymous,<br />

1978).<br />

Antibiyogram testlerinde: Imipenem (IMP 10 μg/mL), Ceftriaxone (CRO 30<br />

μg/mL), Tetracycliyne (TET 30 μg/mL), Streptomycine (STR 10 μg/mL),<br />

Augmentin (AUG 30 μg/mL) antibiyotikleri kullanılmıştır.<br />

Bakterilerden plazmid eliminasyonu için akridin oranj ve ethidium bromid<br />

kullanılmıştır (Arıkan, 1990).<br />

N1 Agar: Bakteri stok kültürlerinin üretilmesi, antibiyotik hassasiyet ve<br />

transpozon eliminasyon testlerinin yapılmasında kullanılmıştır (Anonymous,1978).<br />

Bileşimi g/L<br />

Et özütü 1.5<br />

Glukoz 1<br />

Pepton 10<br />

Maya özütü 3<br />

Agar 15<br />

31


3. MATERYAL METOD Feride SIĞIRCI<br />

MDCLS-Agar: Kanalizasyon suyundan alınan bakterilerin izolasyonları için<br />

kullanılmıştır (Çolak ve Arıkan, 1990).<br />

1978).<br />

Bileşimi g/L<br />

Pepton 10<br />

Glukoz 1<br />

Laktoz 10<br />

Sodyum dezoksikolat 0.5<br />

Sodyum tiyosülfat 0.5<br />

Amonyum demir(III) sitrat 0.5<br />

NaCl 3<br />

Nötral kırmızısı 0.04<br />

Agar 15<br />

SİM Besiyeri: Hidrojensülfür ve indol testleri için kullanılmıştır (Anonymous,<br />

Bileşimi g/L<br />

Kazein peptonu 20<br />

Pepton 6<br />

Amonyum demir(III)sitrat 0.2<br />

Sodyum tiyosülfat 0.2<br />

Agar 3<br />

Clark-Lubs Besiyeri: Metil kırmızısı ve Voges-proskauer testleri için<br />

kullanılmıştır (Çetin, 1973).<br />

Bileşimi g/L<br />

Pepton 7<br />

Glucose 5<br />

K2HPO4 5<br />

32


3. MATERYAL METOD Feride SIĞIRCI<br />

Üre Besiyeri: Ürenin hidroliz testleri için kullanılmıştır (Çetin, 1973).<br />

Bileşimi g/L<br />

Maya özütü 0.1<br />

KH2PO4 9.1<br />

K2HPO4 9.5<br />

Fenol kırmızısı 0.01<br />

Bu karışım otoklavda steril edildikten sonra 50°C’ye kadar soğutulur ve<br />

üzerine üre ilave edilerek kullanılır.<br />

Sitrat Buyyon: Bakterilerin sitratı karbon kaynağı olarak kullanıp<br />

kullanmadıklarını saptamak amacıyla kullanılmıştır (Anonymous, 1978).<br />

3.2. Metod<br />

Bileşimi g/L<br />

Sodyum sitrat 3<br />

Sodyumamonyumdihidrojenfosfat 1.5<br />

MgSO4 0.2<br />

KH2PO4 1<br />

3.2.1. Bakteri İzolasyonu ve İdentifikasyonu<br />

Balcalı Hastanesi kanalizasyon suyundan 1 mL örnek alınıp 9 mL MDCLS<br />

sıvı besiyerine aşılanarak 37ºC’de 24 saat inkübasyon yapılmıştır. Kültür seri<br />

sulandırma yapılarak MDCLS agara yayma ekim yöntemiyle tek koloni oluşması<br />

için 37 ºC’ de 24 saat inkübasyon gerçekleştirilmiştir. Üreyen koloniler içerisinden<br />

koloni morfolojisine göre Klebsiella sp. olanlar (145 suş) N1 agar ortamına çizgi<br />

şeklinde ekilerek 37 ºC’de 24 saat inkübasyona bırakılmıştır. İzolasyonu<br />

33


3. MATERYAL METOD Feride SIĞIRCI<br />

gerçekleştirilen suşlar antibyogram testlerinde kullanılmıştır (Anonymous, 1978;<br />

Çolak ve Arıkan, 1990).<br />

İzole edilen örnekler laktoz, indol, H2S, metil kırmızısı, voges-proskauer, üre,<br />

sitrat gibi biyokimyasal testler ile kapsül boyaması yapılarak test edilmişlerdir.<br />

3.2.2. Antibiyogram Testi<br />

Balcalı Hastanesi kanalizasyon suyundan alınan su örneklerinden izole<br />

edilmiş Klebsiella sp. suşları içerisinde Streptomycine (SF 10 μg/ml), Imipenem<br />

(IPM 10 μg/ml), Augmentin (AUG 30 μg/ml), Tetracyclyine (TET 30 μg/ml),<br />

Ceftriaxone (CRO 30 μg/ml), antibiyotikleri bulunan N1 agar besiyerine çizgi<br />

şeklinde ekilmişlerdir. Örnekler 37 ºC’de 24 saat inkübasyona bırakılarak<br />

besiyerinde üreyen suşlar dirençli, üremeyenler hassas şeklinde<br />

değerlendirilmişlerdir.<br />

3.2.3. Plazmid Eliminasyon Testi<br />

Dirençliliğin genetik kökenini araştırmak amacı ile izole edilen bütün suşlar<br />

içerisinde 30 ve 100µg/mL Acridine orange (AO) ve antibiyogram analizinde<br />

kullanılan konsantrasyonda antibiyotikler içeren N1 besiyerlerine çizgi şeklinde<br />

ekilerek 37°C de 24 saat inkübasyon gerçekleştirilmiştir. Antibiyogram testinde<br />

dirençli olan suşlar AO ve antibiyotik içeren besiyerinde ürememişse, suşun taşıdığı<br />

dirençlilik plazmid kaynaklıdır şeklinde değerlendirilmiştir.<br />

Plazmid eliminasyon testi 100µg/ml Ethidium bromide kullanılarak<br />

tekrarlanmış ve iki eliminatör arasındaki frekans farkı saptanmaya çalışılmıştır.<br />

Dirençli suşlar ethidium bromide ve antibiyotik içeren besiyerinde ürememişse<br />

dirençlilik plazmid kökenli, üremişse kromozomal kökenli şeklinde<br />

değerlendirilmiştir.<br />

34


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

4. BULGULAR VE TARTIŞMA<br />

Özellikle antibiyotiklerin bulunmasıyla birlikte enfeksiyon hastalıklarının<br />

tedavisinde büyük başarılar sağlanmıştır. Bununla birlikte kullanıma bağlı olarak<br />

bakteriler arasında yüksek düzeyde ve hızlı bir direnç gelişimi meydana gelmiştir.<br />

Bakterilerdeki antibiyotik dirençliliğinin hızla artmasında yaygın antibiyotik<br />

kullanımı önemli bir rol oynamıştır. Tek bir antibiyotiğe veya birden fazla<br />

antibiyotiğe dirençlilik gelişimi özellikle plazmid ve transpozon gibi<br />

ekstrakromozomal genetik yapıların bakteriler arasında transfer edilmesiyle<br />

yaygınlaşmıştır. Özellikle son 20 yılda insan ve hayvanlardaki bakteri<br />

enfeksiyonlarının tedavisi ile tarım ve hayvancılık alanında antibiyotik kullanımının<br />

hızla yaygınlaşması bakteriler arasındaki antibiyotik dirençliliğini de artırmıştır<br />

(Levy, 1998; Guardabassi ve ark, 1998). Hayvan işletmeleri ve şehir atıksularının<br />

kontrolsüz şekilde boşaltılmaları su ortamındaki antibiyotik dirençliliğinin<br />

artmasında etken olmuştur (Huys ve ark, 2001).<br />

Plazmidler ve transpozonlar konak hücreye normalde bulunmayan çeşitli<br />

yetenekler kazandırırlar. Bu yeteneklerini özellikle konjugasyon mekanizması ile<br />

(Transpozonlar doğal konjugatif yapılardır) diğer mikroorganizmalara aktararak<br />

taşıdıkları özelliklerin yayılmasına neden olurlar (Arda, 1995).<br />

Bakterilerin değişik çevrelere gösterdikleri adaptasyonlar sonucunda,<br />

günümüzde, yeni kullanıma girmiş antibiyotiklerin çoğuna dirençlilik gelişmiştir<br />

(Kish ve lambky, 1983; Saunders,1984). Dirençlilik gelişimi plasmid ve transposon<br />

şeklinde adlandırılan ekstrakromozomal DNA yapılarının taşımış olduğu dirençlilik<br />

determinantının büyüklüğüne bağlıdır (Poppe ve Gyles, 1988).<br />

Acridine orange ve ethidium bromide DNA bazları arasına interkalasyon<br />

şeklinde yerleşerek ekstrakromozomal yapıların eliminasyonuna neden olmaktadırlar<br />

(Poppe ve Gyles, 1988; Hardy, 1993).<br />

35


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

4.1. Bakterilerin Tanımlamasına Ait Bulgular<br />

Hastane kanalizasyonundan izole edilen 145 Klebsiella suşu tanımlamanın<br />

yapılması için biyokimyasal testler ve kapsül boyaması ile analiz edilmişlerdir. İzole<br />

edilen suşlar laktoz pozitif, indol negatif, hidrojen sülfür negatif, metil kırmızısı<br />

negatif, voges-proskauer pozitif, üre pozitif, sitrat pozitif ve kapsül bayama pozitif<br />

şeklinde değerlendirilmişlerdir. Biyokimyasal analizler sonunda izole edilen<br />

bakteriler Klebsiella sp. olarak tanımlanmışlardır.<br />

4.2. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. Suşları ve Antibiyotik<br />

Dirençlilik Dağılımı<br />

Balcalı hastanesi kanalizasyon suyundan izole edilerek tanımlaması yapılan<br />

toplam 145 Klebsiella sp. suşunun Ceftriaxone (CRO), Streptomycine (Str),<br />

Tetracycline (Tet), Augmentine (Aug) ve İmipenem (İmp) antibiyotikleri<br />

kullanılarak antibiyotik dirençlilik frekansları saptanmıştır. İzole edilen suşlar ve<br />

dirençlilik frekansları ile ilgili bulgular Çizelge 4.1 ve Şekil 4.1’de gösterilmiştir.<br />

Çizelge.4.1. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

antibiyotik dirençlilik frekansı<br />

Antibiyotik Toplam Dirençli suş Dirençlilik % Hassas Hassaslık<br />

suş<br />

suş %<br />

CRO 145 81 55.86 64 44.14<br />

STR 145 84 57.93 61 42.07<br />

TET 145 73 50.34 72 49.66<br />

AUG 145 70 48.27 75 51.73<br />

İMP 145 11 7.58 134 92.42<br />

İzole edilen toplam 145 suşun antibiyotik dirençlilik dağılımları Ceftriaxone<br />

(%55.86), Streptomycine (%57.93), Tetracycline (%50.33), Augmentine (%48.27) ve<br />

Imipenem (%7.58) olarak saptanmıştır. En yüksek dirençlilik frekansı %57.93 ile<br />

streptomycine de gözlenirken, en düşük dirençlilik %7.58 ile imipenem’de<br />

saptanmıştır. İmipenem dışındaki diğer antibiyotiklerde ortalama %53.1<br />

düzeyindedir. Ceftriaxone, streptomycine ve tetracycline antibiyotiklerinde %50 nin<br />

üzerinde dirençlilik söz konusu iken, augmentine’de %48.27 direnç gelişimi vardır.<br />

36


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Arıkan ve Aygan (2009), hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella<br />

pneumoniae suşlarında ceftriaxone %38.8, ceftizoxime %47 ve cefotaxime %44<br />

dirençlilik geliştiğini belirtmişlerdir.<br />

Silva ve ark (2006), Şili, Antafogata atıksu arıtma tesisinden izole ettikleri<br />

Enterobacter örnekleri arasında en yüksek antibiyotik dirençliliği gösteren suşların<br />

Klebsiella sp. olduğunu, streptomycine dirençliliğinin %55, tetracycline<br />

dirençliliğinin ise %75 düzeyinde saptandığını belirtmişlerdir. Çalışmamızda izole<br />

edilen Klebsiella sp. suşlarında streptomycine dirençliliği %57.93, tetracycline<br />

dirençliliği %50.33 olarak bulunmuştur.<br />

Yapılan testler sonunda 7 suşun kullanılan bütün antibiyotiklere direnç<br />

gösterdikleri bulunmuştur. Dört antibiyotiğe (ceftriaxone, streptomycine, augmentine<br />

ve tetracycline) aynı anda dirençli olan 23 suş saptanmıştır. Üç antibiyotiğe dirençli<br />

olan suşların sayısı (ceftriaxone, streptomycine, augmentine) 12 olarak<br />

bulunmuştur. İkili antibiyotik dirençliliği gösteren suşların sayısı ceftriaxon’da 7,<br />

streptomycin’de 8, tetracyclin’de 7 ve augmentine’de 2 olarak saptanmıştır. Tek<br />

antibiyotiğe dirençli olan suşlar ceftriaxone 4, streptomycine 8, tetracycline 5,<br />

augmentine 1 ve imipenem 2 şeklinde bulunmuştur. Özellikle imipenem antibiyotiği<br />

en düşük dirençlilik frekansına sahipken %70 oranında bütün antibiyotiklere<br />

dirençlilik göstermesi oldukça önemlidir.<br />

Klebsiella pneumoniae çoklu antibiyotik dirençliliği taşıyan ve bunu transfer<br />

olabilen plazmidler aracılığı ile diğer organizmalara aktaran rezervuar organizma<br />

şeklinde olup, yeni enfeksiyonların ortaya çıkmasında etkendir (Sirot ve ark, 1987;<br />

Van Elsas ve ark, 2000).<br />

Millar ve ark (2008), Yeni doğan yoğun bakım ünitesinden izole edilen<br />

Escherichia coli suşlarının %27 sinde iki ve daha fazla antibiyotiğe dirençlilik<br />

saptarken, Klebsiella sp. suşlarında ikiden fazla antibiyotiğe dirençlilik frekansını<br />

%56 olarak bulmuşlardır.<br />

Kullanılan antibiyotiklere dirençlilik gösteren suşlar, dirençliliğin kökenini<br />

araştırmak amacı ile plasmid eliminatörü olarak kullanılan Acridine orange (30 ve<br />

100 µg/mL) ve Ethidium bromide (100 µg/mL) kullanılarak test edilmişlerdir.<br />

37


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

4.3. Klebsiella sp. Suşlarına Ait Antibiyotik Dirençliliklerinin Eliminasyon<br />

Dağılımı (30µg/mL Acridine Orange)<br />

Acridine orange (30 µg/mL) kullanılarak yapılan çalışmalardan elde edilen<br />

sonuçlar Çizelge 4.2, 4.3, 4.4 ve 4.5’te gösterilmiştir. Dirençlilik eliminasyonu<br />

uygulaması sırasında, başlangıçta hassas olan suşlar içerisinde direnç kazananlar<br />

saptanmıştır.<br />

a b<br />

C d<br />

d e<br />

Şekil 4.1. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

imipenem (imp), tetracycline (tet), ceftriaxone (cro), streptomycine<br />

(str), augmentine (aug) ve imipenem (imp) antibiyotik dirençlilikleri<br />

38


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 4.2. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (30µg/mL AO)<br />

Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />

1 D D D D D D D D D D<br />

2 H H H H H H H H H H<br />

3 H H H H H H H H H H<br />

4 H H D D H H D D H H<br />

5 H H H H H H H H H H<br />

6 H H D D H D* D D H H<br />

7 H H H H H H H H H H<br />

8 H H H H H H H H H H<br />

9 H H D D H H H H H H<br />

0 H H H H H H H H H H<br />

11 H H H H H H H H H H<br />

12 D D D D D D H H H H<br />

13 H H H D* H H D D H H<br />

14 H H H H H H H H H H<br />

15 H H H H H H H H H H<br />

16 H H H H H H H H H H<br />

17 D D H D* D D H H H H<br />

18 D D D D D D D D H H<br />

19 D D D D D D D D H H<br />

20 H D* H H H H H H D H<br />

21 D D H H H D* D D H H<br />

22 H H H H H H H H H H<br />

23 H H D D H H D D H H<br />

24 H H H H H H H H H H<br />

25 H H H H H D* H H H H<br />

26 H H H H H H H H H H<br />

27 H H H H H H H H H H<br />

28 H H H H H H H H H H<br />

29 H H H H H H H H H H<br />

30 H D* D H H H H H H H<br />

31 D D H H H H H H H H<br />

32 D D D D D D D D H H<br />

33 D D D H H H H H H H<br />

34 H H H H H H D D H H<br />

35 H H H H H H H H H H<br />

36 H H H H H D* H H H H<br />

37 H H H H H D* H H H H<br />

38 H H D H H H H H H H<br />

39 H H H H H H H H H H<br />

40 H H H H H D* H H H H<br />

%D 22.5 0 30 25 15 0 25 0 5 50<br />

*% 6.45 7.14 17.64 0 0<br />

*:Hassas iken dirençli duruma geçenler<br />

Test edilen 1-40 numaralı suşlar başlangıçta ceftriaxone %22.5,<br />

streptomycine %30, augmentine %15, tetracycline %25 ve imipenem %5 dirençli<br />

bulunmuşlardır. Çizelge 4.2’de acridine orange (30µg/mL) kullanılarak<br />

39


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

gerçekleştirilen eliminasyon testleri sonunda, 1-40 arasındaki suşlar içerisinde<br />

ceftriaxone dirençliliği %22.5 olarak saptanırken hiç dirençlilik eliminasyonu<br />

gözlenmiştir. Buna karşılık hassas suşların %6.45 i dirençli duruma geçmişlerdir.<br />

Millar ve ark (2008), çoklu antibiyotik dirençliliği gösteren Enterobacter<br />

üyelerindeki antibiyotik dirençlilik frekansını incelemişlerdir.<br />

Araştırmacılar yeni doğan yoğun bakım ünitesinden izole ettikleri Klebsiella<br />

sp. suşlarında tetracycline %57, augmentine %34, amoxicilline %78, trimethoprim<br />

%45 ve piperacilline-tazobactam antibiyotiklerine %42 dirençlilik geliştiğini<br />

belirtmişlerdir. Aynı çalışmada Enterobacter spp. de ki çoklu cephalosporin<br />

dirençliliğinin %24-34 arasında değiştiğini saptamışlardır (Millar ve ark, 2008).<br />

Streptomycine antibiyotiğindeki dirençlilik %30 iken, dirençli suşlarda %25<br />

oranında eliminasyon saptanmıştır. Bu antibiyotikte de hassas suşlar arasında %7.14<br />

oranında direnç gözlenmiştir.<br />

Tetracycline antibiyotiğine karşı suşların %15’i dirençli iken, dirençlilik<br />

eliminasyonu meydana gelmemiştir. Bu antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında<br />

%17.64 oranında dirençli duruma geçiş saptanmıştır.<br />

Augmentine antibiyotiği ile yapılan testlerde suşlardaki dirençlilik oranı %25<br />

olarak bulunmuştur. Kullanılan dirençli ve hassas suşlarda eliminasyon ve direnç<br />

kazanma davranışı saptanmamıştır.<br />

İmipenem antibiyotiği ile yapılan çalışmalarda suşlarda %5 dirençlilik<br />

saptanmıştır. Eliminasyon testlerinde dirençli suşlarda %50 eliminasyon meydana<br />

gelmiştir. Buna karşılık hassas suşlarda herhangi bir direnç gelişmesi<br />

gözlenmemiştir.<br />

Tablodan da görüleceği gibi 1-40 numaralı suşların kullanıldığı<br />

çalışmalarında en yüksek eliminasyon frekansı %50 ile imipenem antibiyotiğinde<br />

gerçekleşirken, ceftriaxone, tetracycline ve augmentine’de hiç eliminasyon<br />

saptanmamıştır.<br />

Bu sonuçlar imipenem dirençliliğinin %50 streptomycine dirençliliğinin %25<br />

oranında plazmidik, buna karşılık ceftriaxone, tetracycline ve augmentine<br />

dirençliliklerinin ise kromozomal olduğunu göstermektedir.<br />

40


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Diğer taraftan 1-40 numaralı suşlar içerisinde hassas olanlardan %17.64 ü<br />

augmentine antibiyotiğine direnç kazanırken bunu %7.14 ile streptomycine ve %6.45<br />

ile ceftriaxone izlemiştir. Tetracycline ve imipinemde ise herhangi bir değişiklik<br />

gözlenmemiştir.<br />

Eliminasyon çalışmaları sonunda hassas suşların direnç kazanmasında<br />

transpozable yapıların sorumlu olabileceği düşünülmektedir. Bu yapıların<br />

kromozomdan çıkması sonucunda kromozomda yerleşmiş dirençlilik geni orijinal<br />

yapısına dönerek organizmanın ilgili antibiyotiğe karşı dirençli duruma gelmesine<br />

neden olmaktadır.<br />

Hassas suşların dirençli duruma gelmeleri eksizyon şeklinde gerçekleşen bir<br />

olayla kromozom üzerindeki transpoze olabilen yapının ayrılmasından<br />

kaynaklanmaktadır. Buna bağlı olarak transpozon nedeniyle inaktif durumda bulunan<br />

kromozomal gen orijinal yapısına kavuşmakta ve normal aktivitesini göstermektedir.<br />

Streptococcus faecalis suşunda tetracycline hassas suşun dirençli duruma gelmesinde<br />

15 Kb büyüklüğe sahip transpozabl yapı sorumludur (Burke ve Clewell, 1984).<br />

Elde edilen bulgular literatürle uygunluk göstermektedir. Acridine orange<br />

uygulamasından sonra dirençlilik eliminasyonu gerçekleşen suşlara ait örnekler Şekil<br />

4.2.’de gösterilmiştir.<br />

41


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Şekil 4.2. Antibiyotik dirençliliği gösteren ve acridine orange uygulamasından<br />

sonra hassas duruma geçen suşlar<br />

42


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 4.3. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (30µg/mL AO)<br />

Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />

41 H H H H D D D D H H<br />

42 D D D D D D D D H H<br />

43 D D D D D D D D H H<br />

44 H H H H H H H H D H<br />

45 D D D D D D D D D H<br />

46 H H H D* H H D H H H<br />

47 H H D D H D* D D H H<br />

48 H H H H H D* H H H H<br />

49 H H H H H H H H H H<br />

50 H H H H H H H H H H<br />

51 H H H H H H H H H H<br />

52 H H H H H H H H H H<br />

53 D D D H H H H H H H<br />

54 D D D D D D D D H H<br />

55 D D D D H H D D H H<br />

56 H D* H H H H H H H H<br />

57 H H H H H H H H H H<br />

58 D D H H H D* D D H H<br />

59 H H D H H D* H H H H<br />

60 H H D H H D* H H H H<br />

61 H D* H H H D* H H H H<br />

62 H H D D H H H H H H<br />

63 D D H H H H H H H H<br />

64 H D* D D H D* H H H H<br />

65 H H H D* H D* H H H H<br />

66 D D D D D H H H H H<br />

67 D D H H H D* H H H H<br />

68 D D D D H H H H H H<br />

69 H H H H D H H H H H<br />

70 D D D D H D* H H H H<br />

71 H H H H H H H H H H<br />

72 H H H H H H H H H D*<br />

73 D D D D D D H H D H<br />

74 D D D D D D H H H H<br />

75 D D D D D D H H H H<br />

76 H D* H H H H H H H H<br />

77 H H D D H D* D D H H<br />

78 H H H H H H H H H H<br />

79 H D* H D* H D* H H H H<br />

80 D H D H D D H D* H H<br />

%D 40 6.25 47.5 21.05 27.5 0 25 10 7.5 100<br />

*% 20.83 14.28 41.37 3.33 2.70<br />

Tablo 4.3’te 41-80 numaralı suşlara ait sonuçlar yer almaktadır. Tabloda<br />

değerlendirmesi yapılan 41-80 numaralı suşlardaki başlangıç antibiyotik dirençlilik<br />

frekansı ceftriaxone %40, streptomycine %47.5, augmetine %27.5, tetracycline %25<br />

ve imipenem %7.5 olarak belirlenmiştir. Acridine orange (30µg/mL) eliminatörün<br />

43


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

kullanıldığı araştırmalarda ceftriaxone antibiyotiğinde %6.25 eliminasyon<br />

saptanırken hassas suşların %20.83’ünün direnç kazandıkları belirlenmiştir.<br />

Streptomycine antibiyotiği ile yapılan eliminasyon deneylerinde 41-80<br />

numaralı suşlardan dirençli olanlar arasında yaklaşık %21.05 oranında eliminasyon<br />

meydana geldiği bulunmuştur. Hassas suşlar arasında ise %14.2 oranında direnç<br />

gelişimi gerçekleştiği gözlenmiştir.<br />

Augmetine antibiyotik dirençliliğinde ise herhangi bir eliminasyon<br />

gerçekleşmemiştir. Bununla birlikte aynı antibyotiğe hassas olan suşların<br />

eliminasyon denemeleri sonunda %41.37 oranında direnç kazandıkları bulunmuştur.<br />

Tetracycline antibiyotiği ile gerçekleştirilen eliminasyon çalışmalarında %10<br />

oranında dirençlilik eliminasyonu meydana gelmişti. Aynı antibiyotiğe başlangıçta<br />

hassas olan suşlardan %3.33ü nün eliminasyon deneyleri sonunda dirençli duruma<br />

geldikleri bulunmuştur.<br />

İmipenem antibiyotiği ile yapılan deneylerde 41-80 numaralı suşlarda<br />

başlangıçta saptanan dirençliliğin %100 oranında elimine olduğu bulunmuştur. Aynı<br />

antibiyotiğe başlagıçta hassas olan suşlar arasında %2.70 oranında direnç gelişimi<br />

meydana gelmiştir.<br />

1 2<br />

3 4<br />

Şekil 4.3. Acridine orange uygulamasından önce augmentine antibiyotiğine hassas<br />

olan suş 1 numaralı şekilde (36, 37), 3 numaralı şekilde 6. Acridine orange’dan<br />

sonra direnç kazanmışlardır<br />

44


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 4.4. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (30µg/mL AO)<br />

Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />

81 D D D D D D D D H H<br />

82 D D D H D D D D H H<br />

83 D D D H D D D D H H<br />

84 D D D D D D D D H H<br />

85 D D D H D D D D H H<br />

86 D D D D D D D D H H<br />

87 D D D D D D D D H H<br />

88 D D D D D D D D H H<br />

89 D D D D D D D D H H<br />

90 D D D H D D D D H H<br />

91 D D D D D D D D H H<br />

92 D D D D D D D D H H<br />

93 D D D D D D D D H H<br />

94 D D D D D D D D H H<br />

95 D D D D D D D D H H<br />

96 D D D D D D D D H H<br />

97 D D D D D D D D D H<br />

98 H D* H H H H H H H H<br />

99 D D D D D D H H H H<br />

100 D D D H H D* H H H H<br />

101 H H H H H D* H H H H<br />

102 H H H H H H H H H H<br />

103 H H H H H H D D H H<br />

104 H H H H H H D D H H<br />

105 D D H H D D D D H H<br />

106 D D D D D D H H H H<br />

107 H H H H H H D D H H<br />

108 D D H H D D D D H H<br />

109 H H D D H H H H H H<br />

110 D D D D D D D D H H<br />

111 D D H H H H H H H H<br />

112 D D D D D D D D H H<br />

113 D D D D D D D D H H<br />

114 D D D D D D D D H H<br />

115 D D D H H H D D H H<br />

116 D D D H D D D D H H<br />

117 D D D D D D D D H H<br />

118 D D D D D D H H H H<br />

119 H H H H H H H H H H<br />

120 H H H H H H H H H H<br />

%D 75.5 0 72.5 24.13 70 0 72.5 0 2.5 100<br />

*% 11.11 0 16.66 0 0<br />

İzole edilen 81-120 numaralı suşlar arasında kullanılan antibiyotiklerden<br />

ceftriaxone %75.5, streptomycine %72.5, augmentine %70, tetracycline %72.5 ve<br />

imipenem’e karşı %2.5 düzeyinde dirençlilik saptanmıştır.<br />

45


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Acridine orange’ın (30 µg/mL) kullanıldığı çalışmalar sonunda ceftriaxone<br />

dirençliliğinde hiç eliminasyon meydana gelmezken, bu antibiyotiğe hassas suşlar<br />

arasında %11.1 oranında direnç gelişmesi saptanmıştır.<br />

Streptomycine antibiyotik dirençliliği %24.13 oranında elimine olurken,<br />

hassas suşlar arasında direnç kazanan saptanmamıştır. Augmetine ve tetracycline<br />

antibiyotik dirençliliklerinde eliminasyon meydana gelmemiştir.<br />

İmipenem antibiyotiğinde ise %100 eliminasyon gerçekleşmiştir. Kullanılan<br />

antibiyotikler arasında başlangıçta hassas olan suşlardan augmentine antibiyotiğine<br />

%16.66, ceftriaxone antibiyotiğine %11.11 direnç gelişimi gözlenmiştir.<br />

Bu sonuçlar 81-120 numaralı suşlardaki antibiyotik dirençliliklerinin<br />

streptomycine (%24.13) ve imipenem (%100 plazmidik) hariç diğer antibiyotikler<br />

için kromozomal olduğunu göstermektedir<br />

Çizelge 4.5. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (30µg/mL AO)<br />

Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />

121 D D D D D D D D H H<br />

122 D D D D D D D D H H<br />

123 D D D D D D D D H H<br />

124 D D D H D D D D D D<br />

125 D D D D D D D D H H<br />

126 D D D D D D D D D D<br />

127 D D D D D D D H H H<br />

128 D D D D D D D D D D<br />

129 D D D D D D D D D D<br />

130 D D D D D D D D H H<br />

131 D D D D D D D D H H<br />

132 D D D D D D D D H H<br />

133 D D D D D H D D H H<br />

134 D D D D D D D D H H<br />

135 D H D D D H D H H H<br />

136 D D D H D D D H H H<br />

137 D D H H D D D H D D<br />

138 D D D D D D D H H H<br />

139 D D D D D H D D H H<br />

140 D D D D D D D D H H<br />

141 D D D D D D D D H H<br />

142 D D D D D D D H H H<br />

143 D D D D D D D D H H<br />

144 D D D D D D D D H H<br />

145 D D D D D D D D H H<br />

%D 100 4 96 8.33 100 12 100 24 20 0<br />

*% 0 0 0 0 0<br />

46


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

İzole edilen 121-145 numaralı suşlar arasında kullanılan antibiyotiklerden<br />

ceftriaxone %100, streptomycine %96, augmentine %100, tetracycline<br />

antibiyotiğine %100 direnç gelişimi gözlenirken, imipenem’e karşı %20 dirençli<br />

oldukları bulunmuştur. Acridiene orange’ın (30 µg/mL) kullanıldığı çalışmalar<br />

sonunda ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinde %4 eliminasyon gerçekleştiği<br />

bulunmuştur.<br />

Streptomycine antibiyotik dirençliliği %8.33, augmentine dirençliliği %12 ve<br />

tetracycline dirençliliği ise %24 oranında elimine olmuştur. İmipenem dirençliliğinde<br />

eliminasyon gözlenmemiştir. Bu sonuçlar 121-145 numaralı suşlardaki antibiyotik<br />

dirençliliğinin büyük ölçüde kromozomal olduğunu düşündürmektedir.<br />

Çizelge 4.6. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarında 30<br />

µg/mL AO uygulaması sonucu gerçekleşen dirençlilik eliminasyon<br />

frekansı<br />

Antibiyotik Toplam<br />

Dirençli Direnç. Hassas Hassas Elim Dir. Kaz<br />

suş suş % suş % % %<br />

CRO 145 81 55.86 64 44.14 2.46 12.5<br />

STR 145 84 57.93 61 42.07 19.04 8.19<br />

TET 145 73 50.34 72 49.66 6.84 1.38<br />

AUG 145 70 48.27 75 51.73 8.57 25.33<br />

IMP 145 11 7.58 134 92.42 45.45 0.74<br />

Çizelge 4.6’da 30 µgr/mL acridine orange kullanılarak izole edilen 145 suşla<br />

yapılan eliminasyon testlerine ait sonuçlar topluca verilmiştir.<br />

Ceftriaxone antibiyotiğine karşı %55.86 (81 suş) dirençlilik saptanmıştır.<br />

Dirençli suşlarla gerçekleştirilen eliminasyon testleri sonunda ortalama %2.46<br />

oranında dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Buna karşılık aynı antibiyotiğe karşı<br />

hassas olan suşlar arasında %12.5 oranında direnç gelişimi görülmüştür. Bu sonuçlar<br />

145 klebsiella sp. suşundaki ceftriaxone dirençliliğinin ortalama %97.54 oranında<br />

kromozomal özellik gösterdiğini ifade etmektedir.<br />

Streptomycine antibiyotiğine karşı %57.93 oranında (84 suş) dirençlilik<br />

belirlenmiştir. Dirençli suşlar kullanılarak yapılan eliminasyon çalışması sonunda<br />

yaklaşık %19.04 düzeyinde eliminasyon gerçekleşmiştir. Aynı antibiyotiğe hassas<br />

olan 61 suş içerisinde %8.19 düzeyinde direnç gelişimi gerçekleşmiştir. Elde edilen<br />

47


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

sonuçlar analiz edilen 145 suştaki streptomycine dirençliliğinin %80.96 düzeyinde<br />

kromozomal olduğunu göstermektedir.<br />

Tetracycline antibiyotiğine %50.34 oranında (73 suş) dirençlilik frekansı elde<br />

edilmiştir. Eliminasyon testleri sonunda %6.84 oranında dirençliliğin kaybolduğu<br />

bulunmuştur. Hassas olan 72 suşta ise ortalama %1.38 düzeyinde direnç gelişmesi<br />

gözlenmiştir. Eliminasyon testleri dikkate alındığında dirençli suşlardaki tetracycline<br />

dirençliliğinin ortalama %93.16 oranında kromozomal olduğu saptanmıştır.<br />

Augmentine antibiyotiği kullanılarak yapılan çalışmalarda analiz edilen 145<br />

suşta %48.27 (70 suş) dirençlilik belirlenmiştir. Eliminasyon testleri sonucunda<br />

dirençli suşlarda %8.57 oranında dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Aynı<br />

antibiyotiğe hassas olan suşlarda ise %25.33 düzeyinde dirençlilik gelişimi<br />

saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar augmentine dirençliliğinin %91.43 oranında<br />

kromozomal olduğunu, ayrıca %25.33 düzeyinde transpozabl yapıların bulunduğunu<br />

göstermektedir.<br />

İmipenem antibiyotiği ile yapılan analizlerde 145 suşun 11’inde (%7.58)<br />

dirençlilik belirlenirken, örneklerin %92.42 sinin hassas olduğu bulunmuştur.<br />

Dirençli suşlar kullanılarak yapılan eliminasyon çalışmaları sonunda %45.45<br />

oranında dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Bu sonuç imipenem dirençliliğinin<br />

diğer antibiyotiklerdekinin aksine önemli düzeyde plazmid kodlu olduğunu<br />

göstermektedir.<br />

Hastane kanalizasyonundan izole edilen 145 Klebsiella sp. suşundaki<br />

ceftriaxone, streptomycine, augmentine, tetracycline ve imipenem dirençliliklerinin<br />

genetik kökenini araştırmak amacıyla 100µg/mL AO kullanılarak yapılan<br />

eliminasyon testlerine ait sonuçlar ve değerlendirmeler Çizelge 4.7, 4.8, 4.9, ve<br />

4.10’da gösterilmiştir.<br />

48


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

4.4. Klebsiella sp. Suşlarına Ait Antibiyotik Dirençliliklerinin Eliminasyon<br />

Dağılımı (100 µg/mL Acridine Orange)<br />

Çizelge 4.7. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL AO)<br />

Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />

1 D D D D D D D H D D<br />

2 H H H H H H H H H H<br />

3 H H H H H H H H H H<br />

4 H H D H H H D D H H<br />

5 H H H H H H H H H H<br />

6 H H D D H D* D D H H<br />

7 H H H H H H H H H H<br />

8 H H H H H H H H H H<br />

9 H H D D H H H H H H<br />

0 H H H H H H H H H H<br />

11 H H H H H H H H H H<br />

12 D D D D D D H H H H<br />

13 H H H D* H H D D H H<br />

14 H H H H H H H H H H<br />

15 H H H H H H H H H H<br />

16 H H H H H H H H H H<br />

17 D D H H D D H H H H<br />

18 D D D D D D D D H H<br />

19 D D D D D D D D H H<br />

20 H D* H H H H H H D H<br />

21 D D H H H D* D D H H<br />

22 H H H H H H H H H H<br />

23 H H D D H H D D H H<br />

24 H H H H H H H H H H<br />

25 H H H H H D* H H H H<br />

26 H H H H H H H H H H<br />

27 H H H H H H H H H H<br />

28 H H H H H H H H H H<br />

29 H H H H H H H H H H<br />

30 H D* D H H H H H H H<br />

31 D D H H H H H H H H<br />

32 D D D D D D D D H H<br />

33 D D D H H H H H H H<br />

34 H H H H H H D D H H<br />

35 H H H H H H H H H H<br />

36 H H H H H D* H H H H<br />

37 H H H H H D* H H H H<br />

38 H H D H H H H H H H<br />

39 H H H H H H H H H H<br />

40 H H H H H D* H H H H<br />

%D 22.5 0 30 25 15 0 25 10 5 50<br />

*% 6.45 3.57 17.64 0 0<br />

*:Hassas iken dirençli duruma geçenler<br />

49


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 4.7’de dirençlilik eliminasyonu açısından 30 µg/mL ile 100µg/mL<br />

AO arasında fark olmadığı saptanmıştır. Hassas suşların direnç kazanmalarında<br />

streptomycine antibiyotiğinde %3.57 lik bir frekans saptanmıştır.<br />

Çizelge 4.8. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL AO)<br />

Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />

41 H H H D* D D D D H H<br />

42 D D D D D D D D H H<br />

43 D D D D D D D D H H<br />

44 H D* H H H D* H H D H<br />

45 D D D D D D D D D H<br />

46 H H H D* H H D H H H<br />

47 H H D D H D* D H H H<br />

48 H H H H H H H H H H<br />

49 H H H H H H H H H H<br />

50 H H H H H H H H H H<br />

51 H H H H H H H H H H<br />

52 H H H H H H H H H H<br />

53 D D D H H H H H H H<br />

54 D D D D D D D D H H<br />

55 D D D D H H D D H H<br />

56 H D* H H H D* H H H H<br />

57 H H H D* H H H H H H<br />

58 D D H H H D* D D H H<br />

59 H D* D H H H H H H H<br />

60 H H D H H H H H H H<br />

61 H H H D* H D* H H H H<br />

62 H H D D H D* H H H H<br />

63 D D H D* H D* H H H H<br />

64 H D* D H H D* H H H H<br />

65 H H H D* H H H H H H<br />

66 D D D D D D H H H H<br />

67 D D H H H D* H H H H<br />

68 D D D D H D* H H H H<br />

69 H H H H D D H H H H<br />

70 D D D D H D* H H H H<br />

71 H D* H H H H H H H H<br />

72 H H H H H H H H H D*<br />

73 D D D D D D H H D H<br />

74 D D D D D D H H H H<br />

75 D D D D D D H H H H<br />

76 H H H D* H H H H H H<br />

77 H D* D D H D* D D H H<br />

78 H H H H H H H H H H<br />

79 H D* H D* H D* H H H H<br />

80 D H D D D D H D* H H<br />

%D 40 0 47.5 21.05 27.5 0 25 20 7.5 100<br />

*% 29.16 38.09 44.82 3.33 2.70<br />

50


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Eliminatör olarak 100 µg/mL konsantrasyonda acridine orange kullanılarak<br />

41-80 numaralı suşlar analiz edildiği zaman ceftriaxone antibiyotiğinde hiç<br />

dirençlilik eliminasyonu saptanmamıştır. Hassas suşlarda ise ortalama %29.16<br />

oranında direnç gelişimi gözlenmiştir.<br />

Streptomycine dirençliliği ile gerçekleştirilen testler sonunda yaklaşık<br />

%21.05 oranında eliminasyon meydana gelirken, aynı antibiyotiğe başlangıçta hassas<br />

olan suşlar içerisinde %38.09 düzeyinde direnç gelişimi meydana gelmiştir.<br />

Augmentine dirençliliği taşıyan 41-80 numaralı suşlar ile yapılan eliminasyon<br />

çalışmaları sonunda dirençli suşların hiç birinde eliminasyon saptanmamıştır. Aynı<br />

antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında yaklaşık %44.82 direnç gelişimi<br />

belirlenmiştir.<br />

Tetracycline antibiyotiğine dirençli suşlarla yapılan eliminasyon testleri<br />

sonunda %20 eliminasyon gerçekleşmiştir. Tetracycline hassas olan suşlar da ise<br />

%3.3 oranında direnç gelişimi saptanmıştır.<br />

İmipenem antibiyotiğine dirençli olan suşlarda %100 eliminasyon meydana<br />

gelmiştir. Hassas suşlar içerisinde ise yaklaşık %2.7 oranında direnç gelişimi<br />

belirlenmiştir.<br />

100 µg/mL acridine orange kullanılan çalışmalarda en yüksek eliminasyon<br />

frekansı %100 ile imipenem antibiyotiğinde gözlenmiştir. Buna karşılık ceftriaxone<br />

ve augmentine dirençliliklerinde hiç eliminasyon saptanmamıştır. Bu sonuçlar 41-80<br />

numaralı suşlarda imipenem dirençliliğinin tamamen plasmid kodlu olduğunu<br />

göstermektedir. Diğer taraftan augmentine (%44.82) ve ceftriaxone (%29.16)<br />

antibiyotiklerine hassas olan suşlarda eliminasyon testlerinden sonra direnç<br />

gelişmesi, 41-80 numaralı hassas suşlarda önemli düzeyde transpozon bulunduğunu<br />

göstermektedir.<br />

Streptomycine antibiyotiğinde %21.05 dirençlilik eliminasyonu ve %38.09<br />

direnç gelişimi 41-80 numaralı suşlarda özellikle streptomycine antibiyotiği ile ilgili<br />

%59.14 oranında hareketli genetik yapı bulunduğunu düşündürmektedir. Daini ve<br />

Adesemowo (2008), klinikten izole edilen 105 Escherichia coli suşunun augmentine<br />

%77.05, tetracycline %88.52, gentamicine %54.10 ve amokcicillin antibiyotiğine<br />

%90.16 direnç geliştirdiklerini belirtmişlerdir. Dirençlilik eliminasyon<br />

51


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

çalışmalarında yaklaşık %40 eliminasyon sağlamışlar ve hassas suşlarla yapılan<br />

transformasyon çalışması sonunda aynı oranda dirençlilik aktarımının<br />

gerçekleştirdiğini belirtmişlerdir.<br />

Çizelge 4.9. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL AO)<br />

Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />

81 D D D D D D D D H H<br />

82 D D D D D D D D H H<br />

83 D D D D D D D D H H<br />

84 D D D D D D D D H H<br />

85 D D D D D D D D H H<br />

86 D D D D D D D D H H<br />

87 D D D D D D D D H H<br />

88 D D D D D D D D H H<br />

89 D D D D D D D D H H<br />

90 D D D D D D D D H H<br />

91 D D D D D D D D H H<br />

92 D D D D D D D D H H<br />

93 D D D D D D D D H H<br />

94 D D D D D D D D H H<br />

95 D D D D D D D D H H<br />

96 D D D D D D D D H H<br />

97 D D D D D D D D D D<br />

98 H H H H H H H H H H<br />

99 D H D D D D H H H H<br />

100 D D D H H D H H H H<br />

101 H H H H H H H H H H<br />

102 H H H H H H H H H H<br />

103 H H H H H H D D H H<br />

104 H H H H H H D D H H<br />

105 D D H H D D D D H H<br />

106 D D D D D D H H H H<br />

107 H H H H H H D D H H<br />

108 D D H H D D D D H H<br />

109 H D D D H H H H H H<br />

110 D H D D D D D D H H<br />

111 D D H H H H H H H H<br />

112 D D D D D D D D H H<br />

113 D D D D D H D D H H<br />

114 D D D D D D D D H H<br />

115 D D D H H H D D H H<br />

116 D D D D D D D D H H<br />

117 D D D D D D D D H H<br />

118 D D D D D D H H H H<br />

119 H H H H H H H H H H<br />

120 H H H H H H H H H H<br />

%D 77.5 6.45 75 6.66 70 3.57 72.5 0 2.5 0<br />

*% 0 0 8.33 0 0<br />

52


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Acridine orange’ın (100 µg/mL) kullanıldığı çalışmalarda ceftriaxone<br />

dirençliliğinde %6.45 oranında eliminasyon meydana gelirken, aynı antibiyotiğe<br />

başlangıçta hassas olan suşlarda her hangi bir direnç gelişimi saptanmamıştır.<br />

Streptomycine antibiyotik dirençliliğinde %6.66 eliminasyon gerçekleşirken,<br />

hassas suşlarda direnç gelişimi gözlenmemiştir. Augmentine antibiyotik<br />

dirençliliğinde %3.57 eliminasyon saptanırken, hassas olan suşlar arasında %8.33<br />

oranında direnç kazanımı meydana gelmiştir. Tetracycline ve imipenem<br />

antibiyotiklerinde hem dirençlilik eliminasyonu hem de direnç kazanma şeklinde<br />

farklılaşma saptanmamıştır. Bu sonuçlara göre sadece augmentine antibiyotiğinde<br />

transpozabl yapıların varlığından söz edilebilir. Aynı suşlar kullanılmasına rağmen<br />

30 µg/mL AO dirençlilik eliminasyonu ve transpozabl yapıların ortaya çıkarılması<br />

bakımından 100 µg/mL AO’a göre daha etkili bulunmuştur.<br />

Çizelge 4.10. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL AO)<br />

Suş CRO CRO+AO Str Str+AO Aug Aug+AO Tet Tet+AO İmp İmp+AO<br />

121 D D D D D D D D H H<br />

122 D D D D D D D D H H<br />

123 D D D H D D D D H H<br />

124 D D D H D D D D D H<br />

125 D D D D D D D D H H<br />

126 D D D D D D D D D H<br />

127 D D D D D D D D H H<br />

128 D D D D D D D D D D<br />

129 D D D D D D D D D D<br />

130 D D D H D D D D H H<br />

131 D D D H D D D D H H<br />

132 D D D H D D D D H H<br />

133 D D D D D D D D H H<br />

134 D D D D D D D D H H<br />

135 D D D D D H D H H H<br />

136 D D D D D D D H H H<br />

137 D D H H D D D H D D<br />

138 D D D D D D D H H H<br />

139 D D D D D D D D H H<br />

140 D D D D D D D D H H<br />

141 D D D D D D D D H H<br />

142 D D D D D D D H H H<br />

143 D D D D D D D D H H<br />

144 D D D D D D D H H H<br />

145 D D D D D D D D H H<br />

%D 100 0 96 20.83 100 4 100 24 20 40<br />

*% 0 0 0 0 0<br />

53


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Acridiene orange’ın (100 µg/mL) konsantrasyonlarda kullanıldığı çalışmalar<br />

sonunda ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinde hiç eliminasyon saptanmamıştır.<br />

Bununla birlikte streptomycine %20.83, augmentine %4, tetracycline %24 ve<br />

imipenem dirençlilikleri %40 elimine olmuşlardır. Bu sonuçlara göre ceftriaxone ve<br />

augmentine dışındaki antibiyotik dirençlilikler yaklaşık %20-40 arasında plazmid<br />

kökenlidir.<br />

Ceftriaxone %100 kromozomal augmentine ise %96 kromozomal dirençlilik<br />

göstermektedir.<br />

Acridiene orange’ın 30 ve 100 µg/mL konsantrasyonlarının etkisi<br />

karşılaştırıldığında özellikle imipenem dirençliliği açısından 100 µg/mL<br />

konsantrasyonun daha etkili olduğu görülmüştür.<br />

Çizelge 4.11. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarında 100<br />

µgr/mL AO uygulaması sonucu gerçekleşen dirençlilik eliminasyon<br />

frekansı<br />

Antibiyotik Toplam<br />

Dirençli Direnç. Hassas Hassas Elim. Dir. Kaz.<br />

suş suş % suş % % %<br />

CRO 145 81 55.86 64 44.14 2.46 9.37<br />

STR 145 84 57.93 61 42.07 17.85 13.11<br />

TET 145 73 50.34 72 49.66 12.32 1.38<br />

AUG 145 70 48.27 75 51.73 2.85 26.66<br />

İMP 145 11 7.58 134 92.42 54.54 0.74<br />

Eliminatör olarak acridine orange (100 µg/mL) kullanılan ve 145 suşun analiz<br />

edildiği çalışma sonuçları çizelge 4.11 de toplu olarak verilmiştir.<br />

Ceftriaxone antibiyotik dirençliliği %2.46 oranında elimine edilirken, aynı<br />

antibiyotiğe hassasiyet gösteren suşlarda ise %9.37 oranında direnç gelişimi<br />

meydana gelmiştir.<br />

Streptomycine antibiyotiği ile gerçekleştirilen eliminasyon çalışmaları<br />

sonunda dirençli suşlarda %17.85 düzeyinde hassaslaşma gerçekleşmiştir. Aynı<br />

antibiyotiğe başlangıçta hassas olan suşlarda eliminasyon çalışması sonunda %13.11<br />

düzeyinde direnç gelişimi saptanmıştır.<br />

Tetracycline antibiyotik dirençliliği %12.32 oranında elimine olurken, hassas<br />

suşlarda %1.38 düzeyinde direnç gelişimi saptanmıştır. Augmentine antibiyotik<br />

dirençliliğine sahip suşlarla gerçekleştirilen çalışmalarda %2.85 oranında<br />

54


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

eliminasyon saptanmıştır. Aynı antibiyotiğe hassas suşlarda ise eliminasyon testleri<br />

sonunda yaklaşık %26.66 oranında direnç gelişmesi gözlenmiştir.<br />

İmipenem antibiyotik dirençliliği taşıyan suşlarda eliminasyon testleri<br />

sonunda %54.54 düzeyinde dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Aynı antibiyotiğe<br />

hassas olan suşlardaki direnç gelişimi %0.74 bulunmuştur.<br />

Bu sonuçlar dikkate alındığında analiz edilen 145 suştaki özellikle imipenem<br />

dirençliliğinin önemli düzeyde %54.54) plazmid kodlu olduğu görülmektedir. Bu<br />

antibiyotiği %17.85 ile streptomycine ve %12.32 ile tetracycline izlemektedir.<br />

Ceftriaxone ve augmentine dirençliliklerinin ise yaklaşık %97 oranında<br />

kromozomal kökenli olduğu düşünülmektedir.<br />

Augmentine antibiyotiğine hassas olan suşlarda ise ortalama %26.66 oranında<br />

transpozabl hareketli genetik yapı bulunduğu söylenebilir.<br />

55


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

4.5. Klebsiella sp. Suşlarına Ait Antibiyotik Dirençliliklerinin Eliminasyon<br />

Dağılımı (100 µg/mL Ethidium Bromide)<br />

Çizelge 4.12. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL EB)<br />

Suş CRO CRO+EB Str Str+EB Aug Aug+EB Tet Tet+EB İmp İmp+EB<br />

1 D D D D D D D H D D<br />

2 H D* H D* H D* H H H H<br />

3 H H H H H H H H H H<br />

4 H H D D H H D D H H<br />

5 H H H H H H H H H H<br />

6 H H D D H D* D D H H<br />

7 H H H H H H H H H H<br />

8 H H H H H D* H H H H<br />

9 H H D D H H H H H H<br />

10 H H H H H H H H H H<br />

11 H H H H H H H H H H<br />

12 D D D D D D H H H H<br />

13 H H H H H H D D H H<br />

14 H H H H H H H H H H<br />

15 H H H H H D* H H H H<br />

16 H H H H H H H H H H<br />

17 D D H D* D D H H H H<br />

18 D D D D D D D D H H<br />

19 D D D D D D D D H H<br />

20 H D* H D* H H H H D H<br />

21 D D H D* H D* D D H H<br />

22 H H H H H H H H H H<br />

23 H H D D H H D D H H<br />

24 H H H H H H H H H H<br />

25 H H H H H D* H H H H<br />

26 H H H H H H H H H H<br />

27 H H H H H H H H H H<br />

28 H H H H H H H H H H<br />

29 H H H H H H H H H H<br />

30 H H D H H H H H H H<br />

31 D H H H H H H H H H<br />

32 D D D D D D D D H H<br />

33 D H D H H D* H H H H<br />

34 H H H D* H H D D H H<br />

35 H H H H H D* H H H H<br />

36 H H H D* H H H H H H<br />

37 H H H D* H D* H H H H<br />

38 H H D H H H H H H H<br />

39 H H H H H H H H H H<br />

40 H H H D* H H H H H H<br />

%D 22.5 22.22 30 25 15 0 25 10 5 50<br />

*% 6.45 28.57 26.47 0 0<br />

*:Hassas iken dirençli duruma geçenler<br />

56


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 4.12’de 1-40 numaralı suşların 100µg/mL EB ile yapılan eliminasyon<br />

test sonuçları verilmiştir. Ceftriaxone antibiyotik dirençliliği %22.22 oranında<br />

elimine olurken, bu antibiyotiğe başlangıçta hassas olan suşlardan %6.45 i<br />

eliminasyon deneyi sonunda dirençli duruma geçmişlerdir.<br />

Streptomycin antibiyotiği ile yapılan çalışmalarda dirençli suşların %25 inde<br />

eliminasyon meydana gelmiştir. Buna karşılık başlangıçta hassas olan suşlar arasında<br />

%28.57 oranında direnç gelişimi meydana gelmiştir.<br />

Augmentine antibiyotiğinde hiç dirençlilik eliminasyonu saptanamamıştır. Bu<br />

antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında ise %26.47 düzeyinde direnç gelişimi<br />

meydana gelmiştir.<br />

Tetracycline antibiyotiğine dirençli olan suşlardan yaklaşık %10’u<br />

eliminasyon testleri sonunda hassas duruma geçerken, başlangıçta hassas olan<br />

suşlarda herhangi bir dirençlilik gelişimi saptanmamıştır.<br />

İmipenem antibiyotiğinde yaklaşık %50 dirençlilik eliminasyonu<br />

gerçekleşmiştir.<br />

Ethidium bromide ile yapılan çalışmalarda en yüksek eliminasyon frekansı<br />

imipenem (%50) gözlenirken bu antibiyotiği sırası ile streptomycine (%25) ve<br />

ceftriaxone (%22.22) izlemiştir. Hassas suşlar arasında dirençli duruma gelenler<br />

dikkate alındığında ise en yüksek frekans streptomycine de (28.57)’de<br />

gerçekleşirken, bu antibiyotiği augmentine (%26.47) ve ceftriaxone (%6.45)<br />

izlemiştir.<br />

Bütün antibiyotikler dikkate alındığında başlangıç dirençlilik frekansı düşük<br />

olsa da imipenem dirençliliğinin %50 oranında plazmid kökenli olduğu<br />

görülmektedir.<br />

Bununla birlikte streptomycine dirençliliğinin %25 plazmidik kökenli olması,<br />

%28.57 transpozabl yapılar içermesi dikkate alındığında ortam koşullarındaki<br />

değişikliğe bağlı olarak toplamda %53.57 oranında hareketli genetik yapıların<br />

sorumlu olduğu dirençlilik söz konusudur.<br />

57


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 4.13. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL EB)<br />

Suş CRO CRO+EB Str Str+EB Aug Aug+EB Tet Tet+EB İmp İmp+EB<br />

41 H D* H D* D D D D H H<br />

42 D D D D D D D D H H<br />

43 D D D D D D D D H H<br />

44 H H H H H D* H H D H<br />

45 D D D D D D D D D H<br />

46 H H H D* H D* D H H H<br />

47 H H D D H D* D D H H<br />

48 H H H H H D* H H H H<br />

49 H H H H H H H H H H<br />

50 H H H H H H H H H H<br />

51 H H H H H D* H H H H<br />

52 H H H H H D* H H H H<br />

53 D D D H H H H H H H<br />

54 D D D D D D D D H D*<br />

55 D D D D H D* D H H H<br />

56 H H H H H D* H H H H<br />

57 H H H H H H H H H H<br />

58 D H H H H D* D D H H<br />

59 H H D H H D* H D* H H<br />

60 H H D H H H H H H H<br />

61 H H H H H H H H H H<br />

62 H H D H H H H H H H<br />

63 D H H H H D* H H H H<br />

64 H H D H H D* H H H H<br />

65 H H H H H H H H H H<br />

66 D D D D D D H H H H<br />

67 D D H H H D* H H H H<br />

68 D H D D H D* H H H H<br />

69 H H H H D H H H H H<br />

70 D D D D H D* H H H H<br />

71 H H H H H H H H H H<br />

72 H H H D* H H H H H H<br />

73 D D D D D D H H D D<br />

74 D D D D D D H H H H<br />

75 D D D D D D H H H H<br />

76 H H H D* H D* H H H H<br />

77 H H D D H D* D D H H<br />

78 H H H H H H H H H H<br />

79 H H H H H H H H H H<br />

80 D D D D D D H H H H<br />

%D 40 18.75 47.5 26.31 27.5 0 25 20 7.5 66.66<br />

*% 4.16 19.04 58.62 3.33 2.70<br />

Hastane kanalizasyonundan izole edilen 41-80 numaralı Klebsiella sp.<br />

suşlarındaki dirençlilik eliminasyonu çalışmalarında 100 µg/mL ethidium bromide<br />

kullanıldığında ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinin %18.75 elimine olduğu<br />

58


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

saptanmıştır. Aynı antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında ise yaklaşık %4.16 direnç<br />

gelişimi meydana gelmiştir.<br />

Streptomycine antibiyotiğine dirençli suşlar arasında yaklaşık %26.31<br />

düzeyinde eliminasyon gözlenirken, aynı antibiyotiğe hassas suşlar arasında %19.04<br />

direnç gelişim belirlenmiştir.<br />

Augmentine antibiyotik dirençliliği taşıyan suşlarda eliminasyon testleri<br />

sonunda herhangi bir eliminasyon meydana gelmemiştir. Buna karşılık aynı<br />

antibiyotiğe hassas olan suşlar arasında yaklaşık %58.62 direnç gelişimi saptanmıştır.<br />

Aynı suşların kullanıldığı tetracycline dirençlilik eliminasyon çalışmalarında<br />

ortalama %20 eliminasyon meydana gelirken, hassas suşlardan %3.33’ünde direnç<br />

gelişmesi meydana gelmiştir.<br />

İmipenem antibiyotik dirençliliği taşıyan 41-80 numaralı suşlar arasında<br />

%66.66 oranında dirençlilik eliminasyonu gerçekleşmiştir. Aynı antibiyotiğe hassas<br />

suşlar arasındaki direnç gelişimi ise %2.70 olarak saptanmıştır.<br />

Ethidium bromide ile yapılan çalışmalar dikkate alındığı zaman en yüksek<br />

dirençlilik eliminasyonunun %66.66 ile imipenem antibiyotiğinde gerçekleştiği bunu<br />

%26.31 ile streptomycine, %20 ile tetracycline ve %18.75 ile ceftriaxon’un izlediği<br />

görülmektedir. Augmentine antibiyotiğinde hiç eliminasyon meydana gelmemiştir.<br />

Kullanılan antibiyotiklere hassas olan suşlar arasında augmetine<br />

antibiyotiğine karşı %58.62 direnç gelişimi saptanırken bunu sırasıyla %19.04 ile<br />

streptomycine, %4.16 ile ceftriaxone, %3.33 ile tetracycline ve %2.70 ile imipenem<br />

izlemiştir.<br />

Bu sonuçlar 41-80 numaralı suşlarda %58.62 oranında transpozon<br />

bulunduğunu, koşulların değişmesi ile birlikte transpozonların bulundukları bölgeden<br />

(kromozomdan) çıkarak ilgili genin orijinal şekle dönmesine bağlı olarak augmentine<br />

antibiyotiğine karşı direnç gelişebileceğini göstermektedir.<br />

59


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Çizelge 4.14. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL EB)<br />

Suş CRO CRO+EB Str Str+EB Aug Aug+EB Tet Tet+EB İmp İmp+EB<br />

81 D D D H D D D D H H<br />

82 D D D D D D D D H H<br />

83 D D D D D D D D H H<br />

84 D D D D D D D D H H<br />

85 D D D D D D D D H H<br />

86 D D D D D D D D H H<br />

87 D D D D D D D D H H<br />

88 D D D D D D D D H H<br />

89 D D D D D D D D H H<br />

90 D D D D D D D D H H<br />

91 D D D D D D D D H H<br />

92 D D D D D D D D H H<br />

93 D D D D D D D D H H<br />

94 D D D D D D D D H H<br />

95 D D D D D D D D H H<br />

96 D D D D D D D D H H<br />

97 D D D D D D D D D H<br />

98 H D H H H H H H H H<br />

99 D D D D D D H H H H<br />

100 D D D H H D H H H H<br />

101 H H H H H D H H H H<br />

102 H H H H H H H H H H<br />

103 H H H H H H D D H H<br />

104 H H H H H H D D H H<br />

105 D D H H D D D D H H<br />

106 D D D D D D H H H H<br />

107 H H H H H H D D H H<br />

108 D D H H D D D D H H<br />

109 H H D D H H H H H H<br />

110 D D D D D D D D H H<br />

111 D H H H H H H H H H<br />

112 D D D D D D D D H H<br />

113 D D D H D D D D H H<br />

114 D D D H D D D D H H<br />

115 D D D H H H D D H H<br />

116 D D D D D D D D H H<br />

117 D D D D D D D D H H<br />

118 D D D D D D H H H H<br />

119 H H H H H H H H H H<br />

120 H H H H H H H H H H<br />

%D 77.5 3.22 72.5 17.24 70 0 72.5 0 2.5 100<br />

*% 0 0 16.66 0 0<br />

Ethidium bromide’in (100 µg/mL) kullanıldığı çalışmalar sonunda<br />

ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinde %3.22 eliminasyon gerçekleşmiştir.<br />

60


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Streptomycine antibiyotik dirençliliğinde yaklaşık %17.24 eliminasyon meydana<br />

gelirken imipenem dirençliliği %100 elimine olmuştur.<br />

Augmentine ve tetracycline dirençliliklerinde ise herhangi bir eliminasyon<br />

saptanmamıştır. Buna karşılık antibiyotiklere hassas olan suşlardan augmentine<br />

antibiyotiğine %16.66 direnç gelişimi meydana gelirken diğer antibiyotiklerde<br />

herhangi bir farklılaşma görülmemiştir.<br />

Bu sonuçlara göre 81-120 numaralı suşlardaki dirençlilik eliminasyonunda<br />

100 µg/mL ethidium bromide’in daha etkili olduğu görülmektedir. Test edilen<br />

suşlardaki imipenem dirençliliğinin tamamen plazmid kökenli olduğu<br />

düşünülmektedir. Test edilen (81-120) numaralı suşlarda farklı acridine orange<br />

konsantrasyonlarında olduğu gibi ethidium bromide de transpozabl yapıların sadece<br />

augmentine antibiyotiği için bulunduğu belirlenmiştir.<br />

Çizelge 4.15. Hastane kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarının<br />

dirençlilik ve dirençlilik eliminasyon test sonuçları (100µg/mL EB)<br />

Suş CRO CRO+EB Str Str+EB Aug Aug+EB Tet Tet+EB İmp İmp+EB<br />

121 D D D D D D D D H D<br />

122 D D D D D D D H H H<br />

123 D D D D D D D D H H<br />

124 D D D D D D D D D D<br />

125 D D D D D D D D H D<br />

126 D D D D D D D D D D<br />

127 D D D D D D D H H H<br />

128 D D D D D D D H D D<br />

129 D D D D D D D H D D<br />

130 D D D D D D D D H H<br />

131 D D D D D D D D H H<br />

132 D D D D D D D D H H<br />

133 D H D D D D D H H H<br />

134 D D D H D D D H H H<br />

135 D H D H D D D H H H<br />

136 D D D H D D D H H H<br />

137 D D H H D D D H D D<br />

138 D D D D D D D H H H<br />

139 D D D D D D D D H H<br />

140 D D D D D D D D H H<br />

141 D D D D D D D D H H<br />

142 D D D D D D D H H H<br />

143 D D D D D D D D H H<br />

144 D H D H D D D H H H<br />

145 D D D D D D D D H H<br />

%D 100 12 96 16.66 100 0 100 48 25 0<br />

*% 0 0 0 0 10<br />

61


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Ethidium bromide’in (100 µg/mL) kullanıldığı çalışmalar sonunda<br />

ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinde yaklaşık %12, streptomycin’de %16.66,<br />

tetracyclinde %48 eliminasyon gerçekleştiği saptanmıştır.<br />

Bununla birlikte augmentine ve imipenem dirençliliklerinde herhangi bir<br />

eliminasyon meydana gelmemiştir.<br />

Ceftriaxone ve özellikle tetracycline antibiyotiklerindeki dirençlilik<br />

eliminasyonu farklı acridine orange konsantrasyonlarından elde edilen değerlere göre<br />

daha yüksektir. Bu sonuçlar 121-145 numaralı suşlarda ethidium bromide’ in daha<br />

etkili olduğunu göstermektedir.<br />

Çizelge 4.16. Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella sp. suşlarında 100<br />

µgr/mL EB uygulaması sonucu gerçekleşen dirençlilik eliminasyon<br />

frekansı<br />

Antibiyotik Topla<br />

m<br />

suş<br />

Dirençli<br />

suş<br />

Direnç.<br />

%<br />

Hassas<br />

suş<br />

62<br />

Hassas<br />

%<br />

Elim<br />

%<br />

Dir. Kaz<br />

%<br />

CRO 145 81 55.86 64 44.14 11.11 4.68<br />

STR 145 84 57.93 61 42.07 20.23 19.67<br />

TET 145 73 50.34 72 49.66 20.54 1.38<br />

AUG 145 70 48.27 75 51.73 0.00 33.33<br />

IMP 145 11 7.58 134 92.42 36.36 2.23<br />

Çizelge 4.16 da 100 µgr/mL ethidium bromide kullanılarak izole edilen 145<br />

suşla yapılan eliminasyon testlerine ait sonuçlar topluca verilmiştir.<br />

Ceftriaxone antibiyotiğine dirençli suşlarla gerçekleştirilen eliminasyon<br />

testleri sonunda yaklaşık %11.11 oranında dirençliliğin elimine olduğu bulunmuştur.<br />

Buna karşılık aynı antibiyotiğe karşı hassas olan suşlar arasında %4.28 oranında<br />

direnç gelişimi görülmüştür. Bu sonuçlar dirençli Klebsiella sp. suşlarındaki<br />

ceftriaxone dirençliliğinin ortalama %88.89 oranında kromozomal kökenli olduğunu<br />

ifade etmektedir. Arıkan ve Aygan (2009) hastane kanalizasyon suyundan haziran<br />

ayında izole edilen Klebsiella pneumoniae suşlarındaki antibiyotik dirençliliğinin<br />

ceftriaxone da %14.54, ceftizoxime de %10 ve cefotaxime de %16.36 oranında<br />

elimine olduğunu belirtmişlerdir. Çalışmamızda elde ettiğimiz bulgular literatür<br />

verilerine oldukça yakındır.


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

Streptomycine antibiyotiğine dirençli suşlar kullanılarak yapılan eliminasyon<br />

çalışması sonunda yaklaşık %20.23 düzeyinde eliminasyon gerçekleşmiştir. Aynı<br />

antibiyotiğe hassas suşlar içerisinde %19.67 düzeyinde direnç gelişimi<br />

gerçekleşmiştir. Elde edilen sonuçlar analiz edilen suşlardaki streptomycine<br />

dirençliliğinin %79.77 düzeyinde kromozomal kökenli olduğunu göstermektedir.<br />

Tetracycline antibiyotiğine dirençli suşlarda gerçekleştirilen eliminasyon<br />

çalışmaları sonunda %20.54 oranında dirençliliğin kaybolduğu bulunmuştur. Aynı<br />

antibiyotiğe başlangıçta hassas olan suşlarda ise eliminasyon deneyleri sonunda<br />

ortalama 1.38 düzeyinde direnç gelişmesi gözlenmiştir. Eliminasyon testleri dikkate<br />

alındığında dirençli suşlardaki tetracycline dirençliliğinin ortalama %79.46 oranında<br />

kromozomal olduğu değerlendirilmektedir. Urriza ve ark (2000), Enterobacter ve<br />

Aeromonas suşlarındaki antibiyotik dirençliliği üzerine şehir atıklarının etkisini<br />

araştırmışlardır. Enterobacter üyelerinin Nalidixic acide %20, tetracycline %18.2 ve<br />

beta-lactam antibiyotiklere %13.6 direnç gösterdiklerini saptamışlardır. Aeromonas<br />

ise nalidixic acide %72, tetracycline %21, co-trimoxazole %14 dirençli olduğunu<br />

saptamışlardır. Aeromonas suşlarında %3.4 oranında çoklu antibiyotik dirençliliği<br />

belirlemişlerdir.<br />

Augmentine antibiyotiğine dirençli olan Klebsiella sp. suşları ile<br />

gerçekleştirilen eliminasyon çalışmaları sonunda herhangi bir dirençlilik kaybı<br />

saptanmamış ve orijinal yapının korunduğu gözlenmiştir. Bu durum augmentine<br />

dirençliliğinin tamamen kromozomal olduğunu düşündürmektedir. Urriza ve ark<br />

(2000), Enterobacter ve Aeromonas antibiyotik dirençliliğinin büyük ölçüde<br />

kromozomal olduğunu belirtmişlerdir.<br />

Aynı antibiyotiğe hassas olan suşlarda ise eliminasyon çalışmaları sonunda<br />

%33.33 düzeyinde dirençlilik geliştiği saptanmıştır. Elde edilen veriler hassas<br />

suşlarda %33.33 düzeyinde augmentine dirençliliği ile bağlantılı transpozable<br />

yapıların bulunduğunu göstermektedir. Enterobacter üyelerinde ethidium bromidin<br />

daha yüksek frekansta eksizyon meydana getirdiği bununla birlikte streptomycine<br />

antibiyotiğine karşı hem acridine orange hemde ethidium bromidin %100 oranında<br />

eksizyona neden olduğu bulunmuştur (Poppe ve Gyles, 1988). Çalışmamızda elde<br />

edilen sonuçları literatür verileri desteklemektedir.<br />

63


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

İmipenem antibiyotiğine dirençli olan suşlardaki dirençliliğin eliminasyon<br />

deneyleri sonunda yaklaşık %36.36 düzeyinde elimine olduğu bulunmuştur.<br />

Başlangıçta aynı antibiyotiğe hassas olan suşlarda ise %2.23’lük direnç gelişimi<br />

saptanmıştır. Bu sonuç imipenem dirençliliğinin diğer antibiyotiklerdekinin aksine<br />

önemli düzeyde (%36.36) plasmid kodlu olduğunu göstermektedir.<br />

Eliminasyon çalışmalarında kullanılan acridine orange’ın 30 ve 100 µg/mL<br />

ve ethidium bromide’in 100 µg/mL konsantrasyonları karşılaştırıldığı zaman;<br />

Ceftriaxone antibiyotik dirençliliğinin eliminasyonunda farklı acridine orange<br />

konsantrasyonları arasında herhangi bir fark gözlenmezken ethidium bromide<br />

%11.11 ile daha etkili olmuştur. Streptomycine antibiyotik dirençliliğinin<br />

eliminasyonunda %20.23 ile ethidium bromide daha etkili bulunmuştur. Bu<br />

eliminatörü %19.85 ile 30 µg/mL ve %17.85 ile 100 µg/mL acridine orange<br />

izlemiştir.<br />

Tetracycline antibiyotik dirençliliğinin eliminasyonunda ethidium bromide<br />

%20.54 ile daha etkili görülürken, acridine orange’ın etkisi her iki konsantrasyonda<br />

da yaklaşık %12.32 düzeyinde gerçekleşmiştir. Buna göre ethidium bromide yaklaşık<br />

%60 daha etkilidir.<br />

Augmentine dirençliliğinin eliminasyonunda acridine orange 30 µg/mL<br />

konsantrasyonda %8.57 etkili bulunurken ethidium bromid herhangi bir etki<br />

göstermemiştir.<br />

İmipenem dirençliliğinin eliminasyonunda acridine orange 100µg/mL<br />

konsantrasyonda %54.54 ile daha etkili olurken bunu %45.45 ile 30 µg/mL<br />

konsantrasyonda acridine orange ve %36.36 ile ethidium bromide izlemiştir.<br />

İmipenem dirençliliğinin eliminasyonunda aynı konsantrasyondaki ethidium bromide<br />

göre acridine orange’ın etkisi yaklaşık %67 daha yüksektir.<br />

Bütün antibiyotikler dikkate alındığında, kullanılan her iki eliminatör de<br />

imipenem dirençliliğinin eliminasyonunda diğer antibiyotiklere göre oldukça etkili<br />

bulunmuşlardır. Örneğin, 100 µg/mL ethidium bromide imipenem dirençliliği<br />

üzerinde, ceftriaxon a dirençlilik eliminasyonuna göre %350, streptomycine göre<br />

%180 ve tetracycline göre %177 daha etkili bulunmuştur. 30 µg/mL acridine<br />

64


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

orange’ın imipenem dirençliliği üzerinde augmentin dirençlilik eliminasyonu dikkate<br />

alındığı zaman %530 daha etkili olduğu saptanmıştır.<br />

Transpozabl hareketli genetik elamanların eliminasyonu incelendiğinde,<br />

ceftriaxone antibiyotiğinde %12.5 ile 30 µg/mL acridine orange daha etkili<br />

bulunmuştur. Streptomycine antibiyotiğinde %19.67 ile ethidium bromide daha etkili<br />

olurken bunu %13.11 ile 100 µg/mL acridine orange izlemiştir. Tetracycline<br />

antibiyotiğinde kullanılan bütün eliminatörler aynı oranda /1.38) etkili olmuşlardır.<br />

Augmentine antibiyotiğinde en yüksek etkiyi %33.33 ile ethidium bromide<br />

gösterirken konsantrasyonları farklı olsa da kullanılan acridine orange’lar birbirine<br />

yakın etki göstermişlerdir (30 µg/mL %25.33, 100 µg/mL %26.66).<br />

İmipenem antibiyotiğinde en yüksek etkiyi %2.23 ile ethidium bromide<br />

gösterirken, 30 ve 100 µg/mL konsantrasyondaki acridine orange’lar %0.74 gibi<br />

oldukça düşük etkili bulunmuşlardır.<br />

Transpozabl hareketli genetik elemanlar özellikle augmentine antibiyotiğinde<br />

koşulların değişmesine bağlı olarak Klebsiella sp. bakterilerinin dirençli duruma<br />

gelmelerinde (yaklaşık %33) oldukça önemli etki gösterirlerken, bu durum imipenem<br />

antibiyotiği için yok denecek kadar düşük etkiye sahiptir. Literatürde plazmidden<br />

eksizyon şeklinde ayrılan transpozonun alıcı kromozomu içine insersiyon şeklinde<br />

girdiği belirtilmiştir (Burke ve Clewell, 1984). İntegrasyon sonucu hassas olan alıcı<br />

suşlar, eksizyon sonucu tekrar dirençli duruma gelmişlerdir. Bu sonuç eksizyon ve<br />

integrasyona neden olan yapının transpozon olduğunu göstermektedir. Çalışmamızda<br />

başlangıçta kullanılan antibiyotiklere hassas olan suşların ethidium bromide ile<br />

muameleden sonra direnç kazanmalarının temelinde transpozabl yapının insersiyon-<br />

eksizyon davranışı olduğu düşünülmekte olup, literatür verisi ile uygunluk<br />

göstermektedir.<br />

65


4. BULGULAR VE TARTIŞMA Feride SIĞIRCI<br />

66


5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />

5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER<br />

Tarımsal uygulamalar, veterinerlik ve tıp alanında tedavi amacı ile kullanılan<br />

antibiyotiklerin giderek yaygınlaşması ve antibiyotik dirençliliği taşıyan bakteriler ile<br />

önemli miktarda antibiyotiğin kanalizasyon suları aracılığı ile çevreye boşaltılması<br />

antibiyotik dirençliliğinin yayılmasında önemli role sahiptir. Özellikle bilinçsiz ve<br />

rastgele antibiyotik kullanımı bakterilerde antibiyotiklere direnç gelişimini<br />

yaygınlaştırmaktadır. Daha da önemlisi antibiyotik dirençliliğinin plazmid ve<br />

transpozon gibi ekstrakromozomal hareketli genetik elemanlar tarafından hassas<br />

suşlara aktarılması, bakteriler arasında antibiyotik dirençliliğinin yayılma hızı ve<br />

frekansını olumsuz yönde etkilemektedir (Sorensen ve ark, 1998).<br />

Hastaneler tedavi amacı ile yoğun antibiyotik kullanılan birimlerdir. Tedavi<br />

sırasında kanalizasyon suyuna geçen antibiyotik dirençli gram negatif ve gram<br />

pozitif bakteriler taşıdıkları plazmidler aracılığı ile dirençliliği hassas organizmalara<br />

aktararak direnç kazanmasına neden olmaktadırlar. Birçok Enterobacter üyesi bakteri<br />

plazmidler nedeniyle aynı anda birden fazla sayıda antibiyotiğe dirençlilik<br />

gösterebilmektedir. Enterobacterler arasında özellikle Klebsiella sp. çoklu antibiyotik<br />

dirençliliğinin yayılmasında dominant özellik göstermektedir. Klebsiella sp.<br />

bakterilerinde betalaktamaz enzimi üreten plazmidlerin özellikle konjugasyon<br />

mekanizmasını kullanarak dirençliliği diğer bakterilere aktardıkları belirtilmektedir<br />

(Arda, 1995; Arikan ve Aygan, 2009)<br />

Literatürlerde birçok araştırıcı özellikle su ortamlarındaki antibiyotik<br />

dirençliliğinin fekal orijinli bakterilerden kaynaklandığını belirtmişlerdir. Bu<br />

bakteriler enfeksiyonlar için indikatör organizmalar şeklinde değerlendirilirler<br />

(Urriza ve ark, 2000).<br />

Hastane kanalizasyon suyundan toplam 145 Klebsiella sp. suşu izole edilerek<br />

ceftriaxone (30µg/ml), tetracycline (30µg/ml), streptomycine (30µg/ml), augmentine<br />

(10 µg/ml) ve imipenem (10µg/ml), antibiyotiklerine karşı dirençlilik frekansları<br />

araştırılmıştır.<br />

Elde edilen verilere göre Klebsiella sp. suşlarının kullanılan antibiyotiklere<br />

sırası ile ceftriaxone, streptomycine, tetracycline, augmentine ve imipenem’e<br />

67


5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />

%55.86, %57.93, %50.33, %48.27 ve %7.58 oranında direnç geliştirdikleri<br />

saptanmıştır.<br />

Hastane kanalizasyonundan izole edilen Klebsiella pneumoniae suşlarında<br />

ceftriaxone %38.8, ceftizoxime %47 ve cefotaxime %44 dirençlilik geliştiğini<br />

belirtmişlerdir. Çalışmada elde edilen bulgular yaklaşık 10 yıl önce aynı<br />

kanalizasyon suyundan izole edilen Klebsiella sp. bakterisindeki dirençlilik<br />

değerlerine göre (Ceftriaxone için) artış gösterdiğini ifade etmektedir. (Arikan ve<br />

Aygan, 2009), Bu sonuç bakteriler arasındaki antibiyotik dirençliliğinin ne denli hızlı<br />

yayıldığının bir göstergesidir.<br />

Elde edilen veriler Klebsiella sp. bakterisinde dirençliliğin büyük ölçüde<br />

çoklu antibiyotik dirençliliği şeklinde olduğunu göstermektedir. Bütün<br />

antibiyotiklere dirençli olan suşlar toplam izolatların yaklaşık %44.13’ünü<br />

oluştururken bunların %10.93’ü bütün antibiyotiklere, %82.81’i dört antibiyotiğe,<br />

%18.75’i üç antibiyotiğe ve %9.37’si aynı anda iki antibiyotiğe dirençlilik<br />

göstermektedirler.<br />

İmipenem antibiyotik dirençliliği genel dirençlilikte yaklaşık %11 iken %70<br />

oranında bütün antibiyotiklere dirençli olduğu saptanmıştır. Literatürlerde<br />

Enterobacter suşlarında çoklu antibiyotik dirençliliğinin yaygın bir özellik olduğu ve<br />

antibiyotik dirençliliğinin yayılmasında oldukça etkili olduğu belirtilmektedir.<br />

Klebsiella pneumonia çoklu antibiyotik dirençliliği taşıyan ve bunu transfer olabilen<br />

plazmidler aracılığı ile diğer organizmalara aktaran reservuar organizma şeklinde<br />

olup, yeni enfeksiyonların ortaya çıkmasında etkendir (Sirot ve ark, 1987; Van elsas<br />

ve ark, 2000).<br />

Millar ve ark (2008), Yeni doğan yoğun bakım ünitesinden izole edilen<br />

Escherichia coli suşlarının %27 sinde iki ve daha fazla antibiyotiğe dirençlilik<br />

saptarken, Klebsiella sp. suşlarında ikiden fazla antibiyotiğe dirençlilik frekansını<br />

%56 olarak bulmuşlardır. Urriza ve ark (2000), Aeromonas suşlarında %3.4 oranında<br />

çoklu antibiyotik dirençliliği olduğunu belirtmişlerdir. Çalışmamızda elde ettiğimiz<br />

veriler literatür değerlerinin oldukça üzerindedir. Literatürde Enterobacter spp.deki<br />

çoklu cephalosporin dirençliliğinin %24-34 arasında değiştiğini saptamışlardır<br />

68


5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />

(Millar ve ark, 2008), Çalışmamızda elde edilen sonuçlar literatür bilgileri ile<br />

uygunluk göstermektedir.<br />

30 µg/mL konsantrasyonda acridine orange kullanılarak yapılan dirençlilik<br />

eliminasyon testleri sonunda ceftriaxone dirençliliği %2.46, streptomycine %19.04,<br />

tetracycline %6.84, augmentine %8.57 ve imipenem %45.45 oranında elimine<br />

olmuştur. En yüksek eliminasyon düzeyi imipenem antibiyotiği için elde edilirken,<br />

bu sonuç imipenem dirençliliğinin önemli oranda plazmid kökenli olduğunu<br />

göstermektedir.<br />

100 µg/mL konsantrasyonda acridine orange kullanılarak yapılan dirençlilik<br />

eliminasyon testleri sonunda ceftriaxone dirençliliği %2.46, streptomycine %17.85,<br />

tetracycline %12.32, augmentine %2.85 ve imipenem %54.54 oranında elimine<br />

olmuştur. Dirençlilik eliminasyonu açısından 100 µg/mL konsantrasyonda acridine<br />

orange tetracycline ve imipenem üzerinde 30 µg/mL acridine orange’a göre daha<br />

etkili bulunmuştur. Buna karşılık her iki konsantrasyonda ceftriaxone üzerinde aynı<br />

etki gözlenmiştir.<br />

100 µg/mL konsantrasyonda ethidium bromide kullanılarak yapılan<br />

dirençlilik eliminasyon testleri sonunda ceftriaxone dirençliliği %11.11,<br />

streptomycine %20.23, tetracycline %20.54 ve imipenem %36.36 oranında elimine<br />

olmuştur. Buna karşılık augmentine antibiyotiğinde hiç eliminasyon<br />

gerçekleşmemiştir.<br />

Eliminatörler içerisinde ceftriaxone, streptomycine ve tetracycline için 100<br />

µg/mL konsantrasyonda ethidium bromide, augmentine ve imipenem için 100 µg/mL<br />

konsantrasyonda acridine orange daha etkili bulunmuştur.<br />

Bu sonuçlar dirençli Klebsiella sp. suşlarındaki antibiyotik dirençliliğinin<br />

ortalama olarak ceftriaxone için %88.89, streptomycine %79.77 ve tetracycline<br />

%79.46 oranında kromozomal kökenli olduğunu ifade etmektedir. Streptomycine ve<br />

tetracycline dirençlilik frekansı birbirine oldukça yakındır. Urriza ve ark, (2000),<br />

Aeromonas’lardaki tetracycline dirençliliğinin yaklaşık %79 oranında kromozomal<br />

olduğunu belirtmişlerdir. Çalışmamızda tetracycline için elde ettiğimiz kromozomal<br />

dirençlilik frekansı literatür ile tam bir uyum göstermektedir.<br />

69


5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />

Eliminasyon deneylerinde başlangıçta kullanılan antibiyotiklere hassas olan<br />

birçok suşun dirençli duruma geçtikleri saptanmıştır. 30 µg/mL konsantrasyon<br />

kullanılan acridine orange testlerinde ceftriaxone antibiyotiğine hassas olan suşların<br />

%12.5, streptomycine %8.19, tetracycline %1.38, augmentine %25.33 ve imipenem<br />

%0.74 oranında direnç kazanmışlardır.<br />

100 µg/mL acridine orange kullanılan testlerde ceftriaxone antibiyotiğine<br />

hassas suşların %9.37, streptomycine %13.11, tetracycline %1.38, augmentin<br />

%26.66 ve imipenem %0.74 oranında direnç kazanmışlardır. 100 µg/mL ethidium<br />

bromide kullanılan çalışmada ceftriaxone antibiyotiğine hassas suşların %4.68,<br />

streptomycine %19.67, tetracycline %1.38, augmentine %33.33 ve imipenem %2.23<br />

oranında direnç kazanmıştır.<br />

Hassas suşların dirençli duruma gelmeleri incelendiği zaman ceftriaxone<br />

antibiyotiğinde en etkili ajanın 30 µg/mL acridine orange olduğu bulunmuştur. Her<br />

iki acridine orange konsantrasyonunda elde edilen değer ethidium bromide göre (30<br />

µg/mL yaklaşık 3 kat, 100 µg/mL da 2 kat) daha etkilidir.<br />

Tetracycline hassas organizmalarda her iki ajanında aynı etkiyi gösterdiği<br />

bulunmuştur. Elde edilen sonucun oldukça düşük olması (%1.38) bu antibiyotiğe<br />

hassas olan organizmalarda transpozable yapıların olmadığını göstermektedir.<br />

Diğer bütün antibiyotikler 100 µg/mL konsantrasyonda ethidium bromide<br />

oldukça yüksek bir etki göstermiştir. Özellikle imipeneme hassas suşlarda yaklaşık<br />

dört kat daha etkili olmuştur. Elde edilen bulgular literatür bilgileri ile örtüşmektedir.<br />

Enterobacterde ethidium bromide’in daha yüksek frekansta eksizyon meydana<br />

getirdiği bununla birlikte streptomycine antibiyotiğine karşı hem acridine orange<br />

hemde ethidium bromide’in %100 oranında eksizyona neden olduğu bulunmuştur<br />

(Poppe ve Gyles, 1988). Augmentine antibiyotiğine hassas suşlarda bütün ajanlarla<br />

büyük ölçüde eksizyon meydana geldiği saptanmakla birlikte özellikle ethidium<br />

bromide ile yaklaşık %33.33 düzeyinde eksizyon gerçekleşmesi izole edilen<br />

Klebsiella sp. suşlarının bu antibiyotiğe büyük ölçüde transpozabl elemanlar<br />

taşıdığını göstermektedir.<br />

Literatürlerde Hassas suşların dirençli duruma gelmeleri eksizyon şeklinde<br />

gerçekleşen bir olayla kromozom üzerindeki transpoze olabilen yapının<br />

70


5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />

ayrılmasından kaynaklanmaktadır. Buna bağlı olarak transpozon nedeniyle inaktif<br />

durumda bulunan kromozomal gen orijinal yapısına kavuşmakta ve normal<br />

aktivitesini göstermektedir. Literatürde plazmidden eksizyon şeklinde ayrılan<br />

transpozonun alıcı kromozomu içine insersiyon şeklinde girdiği belirtilmiştir (Burke<br />

ve Clewell, 1984). İntegrasyon sonucu hassas olan alıcı suşlar, eksizyon sonucu<br />

tekrar dirençli duruma gelmişlerdir. Bu sonuç eksizyon ve integrasyona neden olan<br />

yapının transposabl eleman olduğunu göstermektedir.<br />

Bu çalışmanın sonuçları dikkate alındığı zaman;<br />

1. Klebsiella başta olmak üzere özellikle Enterobacter üyesi bakterilerde<br />

çoklu antibiyotik dirençliliğinin hızı bir gelişim gösterdiği görülmektedir. Hastane<br />

gibi yoğun antibiyotik kullanımının olduğu birimlerde kanalizasyon suyu ile alıcı su<br />

ortamlarına geçen dirençli bakteriler taşıdıkları plazmidler aracılığı ile hassas<br />

bakterilerin dirençli duruma geçmelerine neden olmaktadır. Bu nedenle hastane atık<br />

sularının mutlaka uygun bir arıtma sistemi kullanılarak arıtılması ve daha sonra alıcı<br />

ortama verilmesi zorunludur.<br />

2. Antibiyotik dirençliliğinin yayılmasında etken olan faktörler arasında<br />

bilinçsiz ve rastgele antibiyotik kullanımı önemli bir yer tutmaktadır. Bu sorunun<br />

hekimlerin ve kullanıcıların bilinçlendirilmesi ve var olan tehlikenin yeterince<br />

anlatılması yolu ile çözüme kavuşturulması yönünde özellikle kullanıcılar açısından<br />

eğitici çalışmalar yapılmalıdır.<br />

3. Antibiyotik kullanımı hayvan beslemede oldukça yaygın bir uygulamadır.<br />

Hayvanların dışkıları ile alıcı ortama (gübre olarak) aktarılan dirençli bakteriler çoğu<br />

zaman besin zinciri aracılığı ile insanlarda salgın enfeksiyonlara neden olmakta ve<br />

sonuçta antibiyotik dirençliliğinin yayılmasına önemli katkı yapmaktadırlar. Hayvan<br />

gübrelerinin kompost üretme sistemlerinde mineralize edilip olgunlaştırıldıktan sonra<br />

kullanılması, kompostun olgunlaşması sırasındaki yüksek sıcaklık nedeni ile<br />

(80°C’de ortalama 10 gün) dirençli patojenlerin eliminasyonunu sağlayacağı için<br />

tercih edilmesi gereken bir yöntemdir.<br />

71


5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Feride SIĞIRCI<br />

72


KAYNAKLAR<br />

AKALIN, H. E., 1994. Antibiyotiklere Direnç Gelişmesi ve Antibiyotik Kullanımı (H.<br />

E. AKALIN Editör). Klinik Uygulamalarda Antibiyotikler ve Diğer<br />

Antimikrobiyal İlaçlar. Güneş Kitabevi Limitet Şirketi, Ankara, 38–39.<br />

AKAN E., 1992. Genel Mikrobiyoloji ve İmmunoloji, Çukurova Üniversitesi Tıp Fak.,<br />

ADANA, 16: 56-89.<br />

AKÇAM, F. Z., GÖNEN, İ., KAYA, O., ve YAYLI, G., 2004. Hastane infeksiyonu<br />

etkeni enterobakterilerde beta-laktam antibiyotiklere duyarlılık ve ESBL<br />

sıklığının araştırılması. Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

Dergisi, 11(1): 6-9.<br />

AKMAN, M., 1983. Bakteri Genetiği. II. Baskı. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi<br />

Yayını, SİVAS, No.8.<br />

AKTUĞLU, Y., 1997. Giriş ve Genel Bilgiler Ed: Aktuğlu Y. Pratikte Antibiyotik<br />

Kullanımı. Sempozyum Dizisi Yayın, 1: 11-53.<br />

Al-TAWFIQ, J. A., and ANTONY, A., 2007. Antimicrobial resistance of Klebsiella<br />

pneumoniae in a Saudi Arabian hospital: results of a 6-year surveillance study,<br />

1998–2003. J. Infect Chemother. 13: 230–234.<br />

ALTINDİŞ M., and TANIR H. M., 2001. İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri olan<br />

kadınların idrar örneklerinin mikrobiyolojik değerlendirilmesi ve izole edilen<br />

gram-negatif çomakların çeşitli antibiyotiklere duyarlılıkları. Türk<br />

Mikrobiyoloji Cemiyeti Dergisi, 31(3-4): 192-7.<br />

ALTOPARLAK, Ü., ÖZBEK, A., VE AKTAŞ, F., 2002. Üriner sistem<br />

infeksiyonlarından izole edilen bakterilerin çeşitli antibiyotiklere<br />

duyarlılıkları. Türk mikrobiyoloji Cem Derg., 32: 167-173<br />

ANONYMOUS, 1978. Microbiolojischen Handbuch. Merck. Darmstadt.<br />

ANONYMOUS, 2000. Antibiyotik Kullanımı. Enfeksiyon Kontrol Komitesi Yayını,<br />

Ankara Gata Basımevi, No.3<br />

ARDA, M., 1995. Biyoteknoloji. Kükem Derneği Bilimsel Yayınları, ANKARA, No.3, s.<br />

67-76.<br />

73


ARIKAN, B., ve AYGAN. A., 2009. Resistance variations of third generation of<br />

cephalosporins in some of the Enterobacteriaceae members in hospital<br />

sewage. İnternational Journal of Agriculture&Biology, 11:93-96.<br />

ARIKAN, B., 1990. Hastane ve şehir atıksularından izole edilen Enterobacteriacea grubu<br />

bakterilerde III. Kuşak Cephalosporin dirençliliğinin dağılımı ve farklı<br />

sıcaklardaki hareketli ve durgun besi ortamları ile Zoogloea ramigra’ nın<br />

plasmid transferine etkileri. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enst. Doktora Tezi, ADANA.<br />

AYLIFFE, G. A., 1997. The progressive intercontinental spread of methicillin-resistant<br />

Staphylococcus aureus. Clin Infect Dis 24(Suppl 1):S74-9.<br />

BİLGEHAN, H., 1994. Temel Mikrobiyoloji ve Bağışıklık Bilimi. Fakülteler Kitap Evi<br />

Barış Yayınları, 589: 145-178.<br />

BİLGEHAN, H., 2000. Klinik Mikrobiyoloji, Özel Bakteriyoloji ve Bakteri<br />

İnfeksiyonları, 10. baskı, Barış Yayınları, İZMİR, 59-69.<br />

BROWN, T. A., 1997. Gene Cloning: an introduction. Published by Chapman&Hall,<br />

London, UK.<br />

BARROW, P. A., SIMPSON, J. M., LOVELL, M. A., and BINS, M. M., 1987.<br />

Contribution of Salmonella gallinarum large plasmid toward virulance in fowl<br />

typhoid. İnfection and Immunity. 55: 388-392.<br />

BUJDÁKOVÁ, H., HANZEN J., JÁNKOVIČOVÁ S., KLIMÁČKOVÁ, J.,<br />

MORAVČÍKOVÁ, M., MILOŠOVÍČ, P., MICHÁLKOVÁ-PÁPÁJOVÁ, D.,<br />

KÁLLOVÁ, J., JAKAB, A., and KEITNER M., 2001. Occurrence and<br />

Transferability of 13-Lactam Resistance in Enterobacteriaceae Isolated in<br />

Children's University Hospital in Bratislava. Folia Microbiol, 46(4): 339-344.<br />

BURKE, G. C., and CLEWELL, D. B., 1984. Regeneration of insertionaly inactivated<br />

Streptococcal DNA fragments after exision of transposon Tn916 in<br />

Escherichia coli: strategi for targeting and cloning of genes from gram<br />

positive bacteria. J. Bacteriol, 159:214-221.<br />

CHADWICK, P., and NİEL, M., 1973. Transferable antibiotic resistance in E. coli and<br />

Klebsiella pneumoniae. CMA JOURNAL/OCTOBER 20, 109: 691-696.<br />

74


CHAMBERS, F.H., 2001. Goodman LS, Gilman A. Goodman and Gilman’s<br />

Pharmacological Basis of Therapeutıcs 10th edition. The McGraw-Hill<br />

Company, USA. Antimikrobial Agents. 1143-1169.<br />

COHEN, ML., 1992. Epidemiology of drug resistance: implications for a post-<br />

antimicrobial era. Science. 257:1050-5.<br />

ÇALANGU, S., 1994. Sefalosporinler. Klinik Uygulamalarda Antibiyotikler ve Diğer<br />

Antimikrobiyal İlaçlar. Güneş Kitabevi Limitet Şirketi, Ankara, 103-122.<br />

ÇATAL, F., BAVBEK, N., BAYRAK, Ö., KARABEL, M., KARABEL, D., ODEMİS,<br />

E., VE UZ, E., 2008. Antimicrobial resistance patterns of urinary tract<br />

pathogens and rationale for empirical therapy in Turkish children for the<br />

years 2000–2006. Int Urol Nephrol, DOI 10.1007/s11255-008-9445-5.<br />

ÇETİN, E. T., 1973. Pratik Mikrobiyoloji. İstanbul Üniversitesi. İkinci Baskı, menteş<br />

Matbaası, İstanbul.<br />

ÇOLAK, Ö. VE ARIKAN, B., 1990. Laktoz pozitif Enterobacteriaceae üyelerinin<br />

teşhisi için geliştirilmiş yeni bir selektif agar besiyeri. KÜKEM Dergisi, 13<br />

(12):15-21.<br />

DAĞLAR, D., DEMİRBAKAN, H., YILDIRIM, Ç., ÖZTÜRK, F., ÖZCAN, A.,<br />

SİPEN, N., ÖĞÜNÇ, D., ve ÇOLAK, D., 2005. İdrar Örneklerinden izole<br />

Edilen Bakteriler ve Antibiyotiklere Duyarlılıkları. Türk Mikrobiyoloji Cem.<br />

Derg., 35:189-194.<br />

DAVİES, J., 1994. Inactivation of antibiotics and the dissemination of resistance genes.<br />

Science, 264:375-82.<br />

DURMAZ, B., ÖZEROL, İ.H., ŞAHİN, K., TEKEROĞLU, M.S., ve KÖROĞLU, M.,<br />

1997. Enterobacteriaceae Üyesi ve Pseudomonas Cinsi Bakterilerin β-<br />

Laktam Antibiyotiklere Direnci. Journal of Turgut Özal Medical Center,<br />

4(2):193-196.<br />

ELIOPOULOS, G. M., 1992. Mechanisms of bacterial resistance to antimicrobial drugs.<br />

In: Gorbach SL, Bartlett JG, Blacklow N, eds. Infectious Diseases.<br />

Philadelphia: WB Saunders Co. 280-6.<br />

75


GAY, P., COQ, L., STAINMETZ, M., BERKELMAN, T., and KADO, J. I., 1985.<br />

Positive selection prosedure for entrapment of insertion sequence elements in<br />

gram negative bacteria. J. Bacteriol, 164:918-921.<br />

GANGLE B.J., 2005. Sources and Ocurence of Antibiotic in The Environment, Master of<br />

Science, Universty of Maryland, Baltimore, USA.<br />

GUARDABASSI, L., PETERSEN, A., OLSEN, J., and DALSGAARD, A., 1998.<br />

Antibiotic resistance in Acinetobacter spp. Isolated from sewers receiving<br />

waste effluent from hospital and a pharmaceutical plant. Appl. And environm.<br />

Microbiology, 64 (9): 3499-3502.<br />

GÜR, D., 1994. Antibiyotiklere Direnç Gelişmesi. Klinik Uygulamalarda Antibiyotikler<br />

ve Diğer Antimikrobiyal İlaçlar. Güneş Kitabevi Limitet Şirketi, Ankara,<br />

s.19–37.<br />

HARDY, K. G., 1993. Plasmids. A practical Approach. Oxford University Press.<br />

Oxford. New-York.<br />

HINSHAW, V., PUNCH, J., ALLISON, M.J., and DALTON, H. P., 1969. Frequency of<br />

R Factor-mediated Multiple Drug Resistance in Klebsiella and Aerobacter.<br />

Applied Microbiology, Virginia,USA 17(2): 214-218<br />

HUYS, G., GEVERS, D., TEMMERMAN, R., CNOCKAERT, M., DENYS, R.,<br />

RHODES, G., PICKUP, R., MCGANN, P., HINEY, M., SMITH, P., and<br />

SWINGS, J., 2001. Comparison of the antimicrobial tolerans of<br />

oxitetracycline resistant heterothropic bacteria isolated from hospital sewage<br />

and fresh water fishfarm water in Belgium. Sysytematic and Applied<br />

Microbiology, 24 (1): 122-130..<br />

JAWETZ, E., MELNICK, J. L., and ADELBERG, E. A., 1995. Medical Microbiology.<br />

East Norwalk, CT: Appleton & Lange, 137-67.<br />

JAZANI, N. H., OMRANI, M. D., SABAHI, Z., MOSAVI, M., and ZARTOSHTI, M.,<br />

2008. Plasmid Profilling of Klebsiella sp. and its Relation with Antibiotic<br />

Resistance at two Hospitals of Urmia (Iran). Journal of Applied Sciences,<br />

8(15): 2781-2784.<br />

76


JONES, M. E., DRAGHI, D. C., THORNSBERRY, C., KARLOWSKY, J. A., SAHM,<br />

D. F., AND WENZEL, R. P., 2004. Emerging resistance among bacterial<br />

pathogens in the intensive care unit–a European and North American<br />

Surveillance study. Annals of Clinical Microbiology and Antimicrobials,<br />

Virginia,USA. 3: 14.<br />

KARAYAKAR, F., AY, Ö., 2006. Mersin Balıkçı Barınağından Yakalanan Sparus<br />

aurata (Linnaeus 1758)'dan İzole Edilen Enterobacteriaceae Grubu<br />

Bakterilerin Bazı III. Kuşak Sefalosporinlere Karşı Plazmid Kökenli<br />

Dirençliliğin Saptanması. Ekoloji Dergisi, 15(59): 32-36.<br />

KEEN, M. G., STREET, E.D., and HOFFMAN, P.S., 1985. Broad-host range plasmid<br />

Prk340 delivers Tn5 in to the Legionella pneumophila chromosome. J.<br />

Bacteriol, 162:1332-1335.<br />

KISH, A.C., and LAMPKY, J. R., 1983. Survival evidence of antibiotic resistance<br />

coliforms in a lagon system. JWPCF, 55: 506-511.<br />

KIFFER, C. R.V., KUTI, J. L., EAGYE, K. J., MENDES, C., and NICOLAU, D. P.,<br />

2006. Pharmacodynamic profiling of imipenem, meropenem and ertapenem<br />

against clinical isolates of extended-spectrum β-lactamase-producing<br />

Escherichia coli and Klebsiella spp. from Brazil. International Journal of<br />

Antimicrobial Agents, 28: 340–344.<br />

KLIEBE, C., NIES, B. A, and MEYER, J. F., 1985. Evolution of plasmid coded<br />

resistance to broad spectrum Cephalosporins. Antimicrob. Agents.<br />

Chemother. 28: 302-307.<br />

KNOTHE, P., SHAH,P., KREMERY, V., ANTAL.M., and MITSUHASHI, S., 1983.<br />

Transferable resistance to Cefotaxime, Cefoxitime, Cefomandole and<br />

Cefuroxime in clinical isolates of Klebsiella pneumoniae and Cerratia<br />

marcenses. Infection, 11: 315-317.<br />

KONEMAN, E.W., ALLEN, S.D., JONDA, W. M., SCHRECKENBER., P. C., and<br />

WINN W.C., JR., 1997. Enterobacteriaceae, Color Atlas and Textbook of<br />

77


Diagnostic Microbiology, 5thed., Lippincott Company, Philadelphia,<br />

Newyork, 171.<br />

LEVY, S.B., 1998. The challange of antibiotic resistance. Scientific American, 278<br />

(3):46-53<br />

LIU, Y., MEE, B. J., and MULGRAVE, L., 1997. Identification of Clinical Isolates of<br />

Indole-Positive Klebsiella spp., Including Klebsiella planticola, and a<br />

Genetic and Molecular Analysis of Their b-Lactamases. Journal of Clinical<br />

Microbiology, 35(9): 2365–2369.<br />

LIMA-BITTENCOURT, C. I., CURSINO L., GONÇALVES-DORNELAS, H.,<br />

PONTES, D. S., NARDI, R. M. D., CALLISTO, M., CHARTONE-SOUZA,<br />

E., and NASCIMENTO, A. M. A., 2007. Multiple antimicrobial resistance in<br />

Enterobacteriaceae isolates from pristine freshwater. Genetics and Molecular<br />

Research, FUNPEC-RP www.funpecrp.com.br, 6 (3): 510-521.<br />

MAYER, K. H., OPAL, S. M., and MEDEIROS, A. A., 1995. Mechanisms of antibiotic<br />

resistance. In: Mandell GL, Bennett JE, Dolin R, eds. Mandell, Douglas, and<br />

BennettÕs Principles and Practice of Infectious Diseases. Fourth ed. New<br />

York: Churchill Livingstone, 212-25.<br />

MILLAR, M., PHILPOTT, A., WILKS, M., WHILEY, A., WARWICK, S.,<br />

HENNESSY, E., COEN, P., KEMPLEY, S., STACEY, F., and COSTELOE,<br />

K., 2008. Colonizations and persistance of antibiotic-resistance<br />

Enterobacteriaceae strains in infants nursed in two neonatal intensive care<br />

units in east London, United Kingdom, Journal of clinical microbiology, 46<br />

(2):560-567.<br />

NIKAIDO, H., 1994. Prevention of drug access to bacterial targets: permeability barriers<br />

and active efflux. Science, 264:382-8.<br />

OLGUN, A., ve TOPAL, A., 1999. DNA’nın analizi. (Ed: G. Temizkan, N. Arda)<br />

Moleküler Biyolojide Kullanılan Yöntemler. Nobel Kitap Evi, 236s.<br />

78


ORAK, F. F., 2005. Hastane enfeksiyonuna neden olan gram-negatif bakterilerde direnç<br />

paterni ve genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz tayini. Ç. Ü. Tıp Fak.<br />

Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Uzmanlık Tezi, ADANA, 74s.<br />

ÖNCÜL, O., 2002. Antibiyotikler 1.İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi<br />

Etkinlikleri, akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Erişkinlerde toplumdan<br />

Edinilmiş Enfeksiyonlar Sempozyumu, 31: 23-28.<br />

ÖNER, M., 1992. Genel Mikrobiyoloji, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kitaplar Serisi,<br />

İzmir, 94: 231- 245.<br />

ÖZBİLGE, H., ZEYREK F. Y., MIZRAKLI A. U., and İNANÇ Y., 2004. İdrar<br />

Örneklerinden İzole Edilen Klebsiella Suşlarının Çeşitli Antibiyotiklere<br />

Direnç Durumu. HrÜ. Tıp Fak. Dergisi, 1:24-28.<br />

ÖZGÜNEŞ, İ., Akılcı Antibiyotik Kullanımında Hastane Pratiğinde Sorunlar. ANKEM<br />

Derg 2005; 19(2):185-189.<br />

ÖZTÜRK, R., 1997. Antibiyotiklerin Etki Mekanizmaları, Antimikrobik İlaçlara Karşı<br />

Direnç Gelişmesi ve Günümüzde Direnç Durumu. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp<br />

Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri. Pratikte Antibiyotik Kullanımı<br />

Sempozyumu, 27–51.<br />

POPPE, C., and GYLES,C.L., 1988. Tagging and elimination of plasmids in Salmonella<br />

of avian origine. Veterinary Microbiology, 18:73-87.<br />

SARAND, I., MAE, A., VILU, R., and HEINARU, A., 1993. New derivates of TOL<br />

plasmid Pwwo. J. General Microbiyology. 139:2379-2385.<br />

SAUNDERS, J.R., 1984. Genetics and evolution of antibiotic resistance. British Medical<br />

Bulletin, 40: 54-60.<br />

SILVA, J., CASTILLO, G., CALLEJAS, L., LOPEZ, H., and OLMES, J., 2006.<br />

Frequency of transferable multiple antibiotic resistance amongs coliform<br />

bacteria isolated from a treated sewage effluent in antofagasta, Chile.<br />

Ejbiotechnology, 9 (5):1-7.<br />

SIROT, D. J., SIROT, L., LABIA, A., MORAND, P., COURVALIN, A.,<br />

DAR<strong>FEN</strong>ILLE-MICHAUDE, R., and CLUZEL, R., 1987. Transferable<br />

79


esistance to third-generation cephalosporins in clinical isolates of Klebsiella<br />

pneumoniae: Identification of CTX-a novel beta-lactamases. J. Antimicrobial<br />

Chemother. 20: 320-334.<br />

SPRATT, B. G., 1994. Resistance to antibiotics mediated by target alterations. Science,<br />

264: 388-93.<br />

STROHL, W. A., ROUSE, H., and FISHER, B. D., 2006. Lippincott’s Illustrated<br />

Reviews: Microbiology (R. A. HARVEY ve P. A. CHAMPE editör). Nobel<br />

Tıp Kitapevleri, 516:44-47.<br />

SORENSEN-HALLING, B. S., NORS NIELSEN, P., LANZKY, F., INGERSLEV,<br />

H.C., and JERGENSEN, E. 1998. Occurens fate and effects of<br />

pharmaceutical substances in the environment-a review. Chemospher, 36:<br />

357-393.<br />

TEKEROĞLU, M.S., DURMAZ, B., SÖNMEZ E., KÖROĞLU, M., ve ŞAHİN, K.<br />

1998. Üriner sistem enfeksiyonlarında kullanılan antibiyotiklere karşı in-vitro<br />

direnç durumu. İnfeg Dergisi, 12(3): 375-9.<br />

TENOVER, F. C., and HUGLES, J. M., 1996. The challenges of emerging infectious<br />

diseases development and spread of multiply resistant bacterial pathogens.<br />

JAMA, 275: 300-4.<br />

TOLMASKY, M.E., CHAMORRO, R.M., CROSA, J.H., and MARINI, P.M., 1988.<br />

Transposon-mediated amikacin resistance in klebsiella pneumoniae. Agents.<br />

Chemother. 32: 1416-1420.<br />

TUNÇKANAT, F., 1993. Üriner Sistem İnfeksiyonu Patogenezinde Bakteriyel Virulans<br />

Faktorleri, Klimik Dergisi, 6:3.<br />

ULUSOY, S., 1999. Antibiyotikler. Solunum Sistemi Enfeksiyonları. Toraks Dergisi,<br />

125-163.<br />

USTAÇELEBİ, Ş. ED ., MUTLU G., İZMİR T., CENGİZ A., TUMBAY E., ve METE<br />

O., 1999. Temel ve Klinik Mikrobiyoji. 91-109, 509-511.<br />

URRIZA, M.G., CAPTEPUY, M., ARPIN, C., RAYMOND, N., CAUMETTE, P., and<br />

CUENTIN, C., 2000. Impact of an urban effluent on antibiotic resistance of<br />

80


iverine Enterobacteriaceae and Aeromonas spp. Appl. And Environm.<br />

Microbiology, 66 (1): 125-132.<br />

VAN ELSAS, J. D., FRIY, J., HIRSCH, P., and POLIN, S., 2000. Ecology of plasmid<br />

transfer and spread. In: Thomas, C.M. (ed.), The horizontal gene pool. p:175-<br />

206. Harwood the Netherlands.<br />

VILJANEN, P. and BORATYNSKI, J., 1991. The Suspectibility of Conjugative<br />

Resistance Transfer in Gram-negative Bacteria to Physicochemical and<br />

Biochemical Agents. FEMS Microbiology Rev, 88: 43–54.<br />

81


ÖZGEÇMİŞ<br />

03/12/1981 yılında Adana Tufanbeyli’de doğdu. İlk öğrenimini Tufanbeyli<br />

Cumhuriyet İlkokulu’nda, orta öğrenimini Tufanbeyli Ortaokulu’nda, lise öğrenimini<br />

Adana Mehmet Kemal Tuncel Lisesi’nde tamamladı. Lisans eğitimini 2007 yılında<br />

Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü’nde<br />

tamamladıktan sonra Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji<br />

Anabilim dalında yüksek lisans eğitimine başladı.<br />

83

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!