18.02.2019 Views

Tekstil_Teknik_Subat2019v2

Tekstil Teknik Şubat 2019

Tekstil Teknik Şubat 2019

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ISSN 2148-9254<br />

ŞUBAT FEBRUARY 2019<br />

EcoApplicator_2019.qxp_<strong>Tekstil</strong>_<strong>Teknik</strong>_Cover 31.01.19 14:41 Seite 1<br />

www.tekstilteknik.com.tr<br />

Ekonomik makine uygulaması<br />

ile maksimum kumaş efekti.<br />

Seçilen miktarlarda uygulama<br />

Tek reçete ile bir kumaş yüzü<br />

Tek reçete ile iki kumaş yüzü<br />

İki reçete ile iki kumaş yüzü<br />

İki reçete ile bir kumaş yüzü<br />

THINKING AHEAD<br />

FOR SUSTAINABLE SOLUTIONS<br />

Kurudan yaşa ve yaştan yaşa<br />

prosesleri mümkündür.<br />

Tüm film oluşturan<br />

formülasyonlar kullanılabilir.<br />

Sonuçlar: ıslatma işlemine, uygulama<br />

süresine ve nüfuz derinliğine seçime bağlı<br />

etki edilebilir, kurutma maliyetleri azaltılır,<br />

üretim hızı yükseltilir ve iki taraflı efektler elde edilir.<br />

Modern ölçüm ve kontrol sistemleri ile en<br />

yüksek tekrarlanabilirlik.<br />

Mevcut tesislere kurulumu kolaydır.<br />

Monforts’tan bir yenilik daha.<br />

Bizimle temasa geçin.<br />

A. Monforts Textilmaschinen GmbH & Co. KG<br />

Germany | A Member of CHTC Fong’s Group<br />

www.monforts.com<br />

Neotek <strong>Tekstil</strong> Mak. Tic. Ltd. Şti<br />

Saray Mah. Küçüksu<br />

Cad. No: 64A, D: 273<br />

34768 / Ümraniye, İstanbul<br />

Tel: +90 216 504 41 69<br />

E-Mail: akilic@neotektekstil.com


REKLAM İNDEKSİ<br />

ADVERTISEMENT<br />

ARMUTLU TATİL KÖYÜ...........................59<br />

ASTEKS................................................... 17<br />

ATAÇ......................................................43<br />

BENEKS.............................................. 5-25<br />

CANLAR MEKATRONİK................Ö.K.İ -1<br />

CANLAR TM.....................................12-13<br />

CHRISTOPH LIEBERS.............................15<br />

DIGITUR.............................................A.K.İ<br />

EFFE ENDÜSTRİ........................................7<br />

EKOTEKS............................................31-39<br />

ELTEKSMAK............................................37<br />

GÜMÜŞ MAKİNA................................A.K<br />

ITM 2020................................................ 61<br />

İHLAS KUZULUK.....................................89<br />

İHLAS MATBAACILIK............................65<br />

KEYHAN TERCÜME............................... 67<br />

KIRAY MAKİNA.....................................29<br />

MONFORTS.........................................Ö.K<br />

PETNİZ ISI...............................................49<br />

PİMMS.............................................. 20-21<br />

POLTEKS.................................................47<br />

PREMIER VISION...................................85<br />

SANKO...................................................53<br />

SEÇEN İPLİK...........................................63<br />

ŞANAL PLASTİK............................... 56-57<br />

TURKEL FUARCILIK................................ 81<br />

TÜRKİYE HASTANESİ..............................73<br />

TÜYAP (İPLİK FUARI).............................. 71<br />

VOLİ TURİZM..........................................83<br />

www.tekstilteknik.com.tr


İMTİYAZ SAHİBİ<br />

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA<br />

Publisher<br />

H. Ferruh IŞIK<br />

GENEL MÜDÜR<br />

General Manager<br />

Mehmet SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ<br />

News Editor<br />

SORUMLU MÜDÜR<br />

Responsible Editör<br />

YAYIN KURULU BAŞKANI<br />

Editorial Board Chief<br />

YAYIN KURULU<br />

Editorial Board<br />

SÜREKLİ YAZARLAR<br />

Permanent Columnists<br />

Ali ERDEM<br />

ali.erdem@img.com.tr<br />

Yusuf OKÇU<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

Prof. Dr. Cevza Candan<br />

Prof. Dr. Bülent Özipek<br />

Prof. Dr. H. Rıfat Alpay<br />

Prof. Dr. Yalçın Bozkurt<br />

Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş<br />

Prof. Dr. W. Oxenham<br />

Prof. Dr. Emel Önder<br />

Prof. Dr. Yusuf Ulcay<br />

Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner<br />

Prof. Dr. İsmail KAYA<br />

Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN<br />

Ekrem Hayri PEKER<br />

REKLAM DANIŞMANI<br />

Advertisement Consultant<br />

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ<br />

Foreign Relations Manager<br />

Mehmet TATLI<br />

mehmet.tatli@img.com.tr<br />

Yusuf OKÇU<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ<br />

Marketing<br />

Comunication Manager<br />

MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />

Chief Accountant<br />

FİNANS MÜDÜRÜ<br />

Finance Manager<br />

Ebru PEKEL<br />

ebru.pekel@img.com.tr<br />

Zekai TURASAN<br />

zturasan@img.com.tr<br />

Mustafa AKTAŞ<br />

mustafa.aktas@img.com.tr<br />

GRAFİK & BASKI SORUMLUSU Tayfun AYDIN<br />

Graphics & Printing Manager tayfun.aydin@img.com.tr<br />

GRAFİK & TASARIM<br />

Graphics & Design<br />

ABONE VE DAĞITIM<br />

Subsc rip ti on and<br />

C i rc ul at io n M an ag e r<br />

Hakan SÖZTUTAN<br />

hakan.soztutan@img.com.tr<br />

İsmail ÖZÇELİK<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

AD RES | He ad Of fi ce<br />

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />

Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1<br />

Güneşli - Bağcılar / İSTANBUL / TURKEY<br />

Tel: +90 212 604 51 00 Fax: +90 212 604 51 35<br />

www.tekstilteknik.com.tr e-ma il : img@img.com.tr<br />

BASKI | Printed By | İH LAS Ga ze te ci lik A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41<br />

Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: 0212 454 30 00<br />

B Ö LG E T E MS İ LC İL İ KL ER İ<br />

BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN<br />

Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81<br />

KONYA | Me tin DE MİR<br />

Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74<br />

Advertising Representatives<br />

TAIWAN | Taiwan Bright Co. Ltd. | Mr. Vincent Lee<br />

Tel: 88 622 755 79 01 Fax: 88 622 755 79 00 vincent@mail.taiwanbright.com.tw<br />

JAPAN | Echo Japan Corporation | Mr. Ted Asoshina<br />

Tel: 8 133 263 50 65 Fax: 8 133 234 20 64 echoj@bonanet.or.jp<br />

KOREA | Jes Media Int. | Mr. Young Seoah Chinn<br />

Tel: 8224813411 Fax: 8224813414 jesmedia@unitel.co.kr<br />

BİLGİ / Information<br />

<strong>Tekstil</strong>& <strong>Teknik</strong> Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir.<br />

Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.<br />

<strong>Tekstil</strong> & <strong>Teknik</strong> is published monthly. Ad ver ti se ments res pon si bi li ti es<br />

pub lis hed in our ma ga zi ne per ta in to ad ver tisers.


4<br />

EDİTÖR<br />

<strong>Tekstil</strong> makine sektöründeki gelişmeler<br />

<strong>Tekstil</strong> makine ve aksesuar üreticilerimiz her geçen gün dünyadaki yerini sağlamlaştırıyor.<br />

Bunu da artan ihracat rakamlarından, dünyada farklı pazarlara girmelerinden<br />

ve ürün çeşitliliğini her geçen gün artırmalarından anlayabilmekteyiz. Üreticilerinin<br />

çoğunluğunun küçük ve orta ölçekli firmalar olduğunu düşündüğümüzde, tekstil<br />

makine üreticilerimizin büyük oranda kendi öz sermayeleri ile bu ihracat başarısını<br />

yakaladığını belirtmek gerekir. Makine sektörü 2018 yılında ihracatını en çok artıran<br />

üç sanayi grubundan biri oldu. İhracatını yüzde 15,5 artırmayı başaran sektörün<br />

toplam ihracatı 17,1 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin 2018 yılı toplam ihracatının yüzde<br />

10,1’ini gerçekleştiren makine sektörü, ihracatın ithalatı karşılama oranını ise yüzde<br />

64’e yükseltti. İhracatının yüzde 60’ını Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye yapan sektörün<br />

kilogram başına ortalama birim fiyatları da 6,1 dolara ulaştı. Dünya genelinde Çin’le<br />

birlikte makine ihracatını en çok artıran iki ülkeden biriyiz.<br />

Ali ERDEM<br />

Yazı İşleri Müdürü<br />

News Editor<br />

Burada Türk tekstil makinacılarının çatı kuruluşu TEMSAD (<strong>Tekstil</strong> Makine ve Aksesuar<br />

Sanayicileri Derneği) Başkanı Adil Nalbant’ın görüşlerine yer vermek gerekir.<br />

“Stratejik sektörlerde makine sektörünün 3. sırada yer almaktadır. Özellikle üretimin<br />

otomasyon, Ar-Ge ile teknolojik makinaların geliştirilmesine ihtiyaç var. Makinelerin<br />

imalatçıları ve üreticileriyle birlikte yurtiçinde geliştirilmesi, yerli ve milli olmanın<br />

temel unsurudur. Tedarikçi dallarda dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik tedbirler,<br />

Türkiye’yi uluslararası pazarda daha rekabetçi ve daha da güçlü bir ülke kılacaktır.<br />

Dernek üyelerimiz bütün olumsuzluklara rağmen 2018 yılında 750 milyon doların üzerinde<br />

bir ihracat rakamına ulaştılar. 2019 ITMA fuarının olması ile birlikte hedeflenen<br />

rakamın 1 milyar doların üzerinde olacağını tahmin ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın<br />

bizlere koyduğu 2023 hedefine katkı sunmaya devam edeceğiz. 2018 yılı içerisinde<br />

gerçekleşen başarılı çalışmalarından bir tanesi, üyemiz Canlar Mekatronik’ in İtalyan<br />

tekstil makine devlerinden Brazzoli‘yi satın alması olayıdır” dedi.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

EDİTÖR<br />

Developments in textile machinery sector<br />

Our textile machinery and accessories manufacturers are reinforcing their place<br />

in the world every day. We can understand this from the increasing export figures,<br />

their entering to the different markets in the world and also their increasing product<br />

varieties day by day. When we think that the majority of the producers are small and<br />

medium-sized companies, it is important to note that our textile machinery manufacturers<br />

have achieved this export success with their own capital. Machinery sector<br />

was one of the three industrial groups which has increased its exports in 2018. The<br />

sector which has increased its exports with the percentage of % 15, managed to<br />

increase its total exports to $ 17.1 billion. Machinery sector who has realized the 10.1<br />

percent of Turkey’s total exports, increased the export-import interest coverage ratio<br />

to 64 percent. The average unit price per kilogram of the sector, which makes 60<br />

percent of its exports to the European Union and the US, reached $ 6.1. Together with<br />

China, we are one of the two countries that have increased its number of machinery<br />

exports. This very moment, the opinion of Adil Nalbant, President of TEMSAD Textile<br />

Machinery and Accessories Manufacturers Association, which is the roof organization<br />

of Turkish textile machinists, should be included as well. “In the strategic sectors,<br />

the machinery sector ranks 3rd. Particularly production automation, R & D and<br />

technological machines need to be developed. Together with the manufacturers<br />

of machines, the development of them at home is the basic element of being an<br />

internal and national as well. Within the meaning of the supplier, policies to reduce<br />

dependence on foreign sources, it will certainly make Turkey to be more competitive<br />

and stronger in the international markets accordingly. Despite all the adversities, our<br />

association members reached an export figure of over $ 750 million in 2018. With the<br />

2019 ITMA fair, we expect the targeted figure to be over $ 1 billion. We will continue<br />

to contribute to the 2023 target which was determined by our President. One of the<br />

successful works carried out in 2018 was the acquisition of the Italian textile machinery<br />

giant Brazzoli by our member Canlar Mechatronics” he said.


6<br />

PALET<br />

VOORMI, GORE-TEX’e Karşı MI????<br />

1997 yılında Gore-Tex patenti zaman aşımına uğradığından beri, bir dizi hazırgiyim<br />

firması nefes alabilir ve aynı zamanda su geçirmez membrane ve bundan mamul giysi<br />

sistem alternatifleri sunmaya başladılar. Bilindiği gibi bu tip membranlar oldukça hassas<br />

bir yapıya sahip olduklarından, bir üst katmanla lamine edilmek suretiyle kullanılabiliyorlar.<br />

Hatta çoğu zaman bir üçüncü katman (astar gibi) ilave edilerek giysi sisteminin<br />

dayanıklılığı daha da arttırılmaya çalışılıyor. Şüphesiz bu durum giysi sisteminin nispeten<br />

ağır ve hacimli olmasına neden oluyor. Laminasyon amaçlı kullanılan yapıştırıcıları, dikiş<br />

yerlerini kapatan biye ve benzeri aksesuarları/malzemeleri saymıyoruz bile....<br />

Kolarado’da faaliyet gösteren Voormi, görünen o ki tüm bu dezavantajları ortadan<br />

kaldırmak üzere; tek katmanlı nefes alabilir ve su geçirmez tekstil üretebilen teknolojisiyle<br />

dikkatleri üzerine toplamayı başardı. 1970’li yılların ortalarında piyasaya<br />

sürülen ilk Gore-Tex ceketten bu yana dış giyimde en kayda değer ilerleme olarak<br />

değerlendirilen Voormi teknolojisi sayesinde, membran kumaşa yapıştırılmak yerine<br />

örme makinasına yerleştirilerek, örme kumaşın membranı öz yapı haline getirmesi<br />

sağlanıyor. İşte tam da bu yüzden teknolojiye “Öz Yapı” (Core Construction) adı<br />

verilmiş. Bu teknoloji kapsamında; farklı özelliklerde koruma sağlayan membranların<br />

(yani sadece nefes alabilir ve su geçirmez olanlar değil), yine farklı liflerden mamul<br />

ipliklerle birlikte kullanılarak ürüne dönüştürülebileceği ifade ediliyor.<br />

PROF. DR. CEVZA CANDAN<br />

<strong>Tekstil</strong> & <strong>Teknik</strong><br />

Yayın Kurulu Başkanı<br />

PALET<br />

Sözün kısası, soğuk ve yağışlı havalara karşı artık yeni ve de “daha hafif” bir seçeneğimiz<br />

bulunuyor. Bu seçeneğin, sadece ABD için 1.5 milyar Dolar olan dış giyim pazarını<br />

ne ölçüde hafifleteceği :))))) ise ayrı bir merak konusu doğal olarak….<br />

Saygılarımla,<br />

VOORMI versus Gore-Tex???<br />

Since the main patent for Gore-Tex expired in 1997, a number of clothing companies<br />

brought out alternative versions. On their own, membranes are pretty fragile.<br />

So textile companies laminate the membrane to an outer shell fabric to create a<br />

two-layer (2L) textile that can then be cut and stitched into jackets or pants or sleeping<br />

bag shells. Most of the time, a third layer—a liner—is added to further improve<br />

durability. All of that makes a reasonably functional piece of clothing. But it’s also<br />

heavy and bulky due to the layers of fabric, the laminate adhesive, and yards of<br />

seam tape needed to cover stitch holes.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

A Colorado-based company, Voormi, seems to be touting a technology that produces<br />

a waterproof, breathable textile with only a single layer of material. It could be<br />

the most significant advancement in outdoor clothing since the first Gore-Tex jacket<br />

with a waterproof-breathable membrane debuted in the mid-1970s. Rather than glue<br />

a membrane to a fabric, the company put the membrane into a knitting machine,<br />

knitting a yarn in and around and through the membrane, so they get a single-layer<br />

textile with a (membrane) core that’s constructed in the process which is an entirely<br />

new platform. This very future of weather protective textile technology is called CORE<br />

CONSTRUCTION, and it is said that the technology works with any kind of membrane,<br />

not just waterproof-breathables, and almost any kind of yarn or mix of yarns.<br />

So, it is clear that there is a new way to brace oneself against the cold and wet<br />

weather conditions, though it is not that clear how this very way would shake up the<br />

outerwear market of around $1.5 billion-per-year in the US alone.<br />

Regards,<br />

Kaynakça/Source: 1. http://voormi.com 2. http://www.fabriclink.com 3. http://www.wired.com


8<br />

PANORAMA<br />

TEMSAD, yeniden<br />

Adil Nalbant dedi<br />

TEMSAD, once<br />

again said Adil Nalbant<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

TEMSAD (<strong>Tekstil</strong> Makine ve Aksesuar Sanayicileri<br />

Derneği)’ın ‘11. Olağan Genel Kurul’ toplantısı<br />

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan<br />

BÜYÜKDEDE başta olmak üzere sektör STK Başkan<br />

ve temsilcilerinin katılımlarıyla İstanbul’da<br />

gerçekleştirildi. Wyndham Grand İstanbul Europe<br />

Otel’de gerçekleştirilen Genel Kurul Toplantısı’nda,<br />

TEMSAD’ın yeni dönem Yönetim Kurulu<br />

ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi yapıldı.<br />

Adil NALBANT’ın tek aday olarak çıktığı Yönetim<br />

Kurulu Başkanlığı seçiminde tüm üyelerin oylarını<br />

alan Nalbant, yeniden başkanlığa seçildi. Toplantıya<br />

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı<br />

İsmail GÜLLE, Moda Hazır Giyim Federasyonu<br />

(MHGF) Başkanı Hüseyin ÖZTÜRK, Türkiye <strong>Tekstil</strong><br />

Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) ve Türkiye<br />

<strong>Tekstil</strong> Sanayi İşverenleri Sendikası (TTSİS) Yönetim<br />

Kurulu Üyesi Ali Osman KİLİTÇİOĞLU, Türkiye Triko<br />

Sanayicileri Derneği (TRİSAD) Başkanı Mustafa<br />

BALKUV, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği<br />

The 11th Ordinary General Assembly Meeting<br />

of TEMSAD (Textile Machinery and Accessories<br />

Industrialists Association) was held in<br />

Istanbul with the participations of particularly<br />

Deputy Minister of Industry and Technology<br />

Mr Hasan BUYUKDEDE, the sector’s NGO Presidents<br />

and their representatives as well. At the<br />

General Assembly meeting held at Wyndham<br />

Grand Istanbul Europe Hotel, the members of<br />

the new Board of Directors and Supervisory<br />

Board of TEMSAD were elected. Nalbant,<br />

who received the votes of all members in<br />

the election of the Chairman of the Board<br />

of Directors, was elected as president again.<br />

Turkey Exporters Assembly (TIM) President Mr<br />

Ismail Gülle; Mr Hüseyin ÖZTÜRK, President of<br />

Fashion Ready Clothing Federation (MHGF);<br />

Mr Ali Osman KİLİTÇİOĞLU, Member of the Board<br />

of Textile Finishing Industrialists Association<br />

of Turkey (TTTSD) and Turkey Textile Industry


PANORAMA 9<br />

Employers’ Association (TTSİS); Mr Mustafa<br />

Balkuv, Chairman of Knitwear Industrialists Association<br />

of Turkey (TRİSAD); Mr Faruk KÖMÜR-<br />

CÜ, Chairman of Machinery Sector Board of<br />

Independent Industrialists’ and Businessmen’s<br />

Association (MUSIAD); Mr Başar AY, Secretary<br />

General of Turkey Textile Industry Employers’<br />

Association (TTSİS); Mr Zühtü BAKIR, Secretary<br />

General of the Federation of Machinery Manufacturing<br />

Industry Associations (MAKFED);<br />

Secretary General of Fashion Ready-to-Wear<br />

Federation (MHGF) and members of the association<br />

attended to the meeting. Speaking at<br />

the meeting, TEMSAD President Adil Nalbant<br />

made a general evaluation about the place<br />

of textile machinery in world trade volume<br />

and the status of Turkish textile machinery.<br />

Nalbant, who started to speak by thanking<br />

those who saw him as worthy of this position,<br />

continued his words as follows: “While we<br />

are leaving behind our 2-year activity period<br />

covering the years 2017-2018, I hope that 2019<br />

and 11th activity period will bring success to<br />

our country and our sector. The increase in<br />

the export of textile machinery is increasing<br />

day by day. Machines and related technologies<br />

have to be produced in our own<br />

country. We cannot sell machines to our own<br />

industrialists. We need to preclude imports of<br />

(MÜSİAD) Makine Sektör Kurulu Başkanı, Faruk<br />

KÖMÜRCÜ, Türkiye <strong>Tekstil</strong> Sanayii İşverenleri<br />

Sendikası (TTSİS) Genel Sekreteri Başar AY,<br />

Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu<br />

(MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü BAKIR ve Moda<br />

Hazır Giyim Federasyonu (MHGF) Genel Sekreteri<br />

ve dernek üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan<br />

TEMSAD Başkanı Adil Nalbant, tekstil makinalarının<br />

dünya ticaret hacmindeki yeri ve Türk<br />

tekstil makinalarının durumu hakkında genel bir<br />

değerlendirmede bulundu. Kendisini bu makama<br />

layık görenlere teşekkür ederek konuşmaya<br />

başlayan Nalbant, “2017-2018 yıllarını kapsayan<br />

2 yıllık faaliyet dönemimizi geride bırakırken,<br />

2019 yılının ve 11. faaliyet döneminin ülkemize<br />

ve sektörümüze başarılar getirmesini temenni<br />

ediyorum. <strong>Tekstil</strong> makinalarındaki ihracat artışı<br />

her geçen gün artarak büyümesini devam ettiriyor.<br />

Makinelerin ve teknolojinin kendi ülkemizde<br />

üretilmesi gerekiyor. Kendi sanayicilerimize<br />

makine satamıyoruz. 2 milyar dolarlık ithalatın<br />

önüne geçmemiz gerekiyor. Devletin tekstil<br />

makine sanayicilerine öncelik vermesi gerekiyor.<br />

Üyelerimizin ihracat gayretli çalışmaları yoğun<br />

bir şekilde devam ederken, ithalat kalemlerini<br />

olabildiğince azaltarak sektörümüz cari dengesini<br />

pozitife çevirmek için gerekli politikaları<br />

diğer kurumların da desteği ile hayata geçirmek<br />

istiyoruz. Dernek üyelerimiz bütün olumsuzluklara<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


10<br />

PANORAMA<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

rağmen 2018 yılında 750 milyon doların üzerinde<br />

bir ihracat rakamına ulaştılar. 2019 ITMA fuarının<br />

olması ile birlikte hedeflenen rakamın 1 milyar<br />

doların üzerinde olacağını tahmin ediyoruz.<br />

Cumhurbaşkanımızın bizlere koyduğu 2023 hedefine<br />

katkı sunmaya devam edeceğiz. 2018 yılı<br />

içerisinde gerçekleşen başarılı çalışmalarından<br />

bir tanesi, üyemiz Canlar Mekatronik’ in İtalyan<br />

tekstil makine devlerinden Brazzoli‘yi satın alması<br />

olayıdır. Bu vesileyle ülkemizi ve sektörümüzü<br />

dünyada en iyi şekilde temsil eden tüm üyelerimize<br />

şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.<br />

“STRATEJİK SEKTÖRLERE ÖNEM VERİLMELİ”<br />

Stratejik sektörlerde makine sektörünün 3. Sırada<br />

yer aldığını belirten Sanayi Ticaret Bakan<br />

Yardımcısı Hasan Büyükdede Genel Kurul’da<br />

yaptığı konuşmada, aileden bir makina üreticisi<br />

olduklarını, tekstil makina sektörünün gelişimi<br />

için bakanlık olarak Ar-Ge çalışmalarına büyük<br />

önem verdiklerini ve yerli makinaların çeşidinin<br />

artırılması gerektiğini vurguladı. Özellikle üretimin<br />

otomasyon, Ar-Ge ile teknolojik makinaların<br />

geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu belirtti.<br />

Bakanlık olarak proje desteklerinin limitlerini<br />

artırdıklarını ve teknolojik ürünlerin oldukça<br />

büyük bir paya sahip olduğunu vurguladı.<br />

Kurula katılan TİM Başkanı İsmail Gülle, yaptığı<br />

konuşmada şunları söyledi. “Makine sektörünün<br />

2019 yılı hedefi 1 milyar dolardır. Devletin<br />

ihracat konusunda ciddi teşvikleri var. Bunların<br />

değerlendirilmesi gerekiyor. İhracatın artırılması<br />

konusunda ciddi çalışmalar yürütüyoruz.<br />

Makina sektöründen daha fazla beklentimiz var.<br />

Ülkemizin içinden geçtiği bu dönemde ihracat<br />

noktasında önemli çalışmalar yapıyoruz. Bu<br />

çalışmaların nasıl bir yol haritası üzerinde ilerlenmesi<br />

için ürün ile birlikte sektörlerin ve ülkelerin<br />

$ 2 billion. The state needs to prioritize textile<br />

machinery industrialists. While the export-oriented<br />

efforts of our members continue<br />

intensively, we want to realize the policies<br />

necessary to turn the current account balance<br />

of the sector into positive by reducing<br />

the import items as much as possible. Despite<br />

all the adversities, our association members<br />

reached an export figure of over $ 750 million<br />

in 2018. With the 2019 ITMA fair, we expect<br />

the targeted figure to be over $ 1 billion. We<br />

will continue to contribute to the 2023 target<br />

that our President has wanted. One of the<br />

successful works carried out in 2018 is the fact<br />

that our member Canlar Mekatronik bought<br />

Brazzoli, one of the Italian textile machinery<br />

giants. On this occasion, we would like to<br />

express our gratitude to all our members who<br />

represent our country and our sector in the<br />

best way in the world” he said.<br />

An importance should be given to the<br />

strategic sectors<br />

Hasan Büyükdede, Deputy Minister of Industry<br />

and Commerce, stated that machinery sector<br />

is in the 3rd place in the strategic sectors. He<br />

stated that they are a machine manufacturer<br />

from the family and that they attach great<br />

importance to R & D activities as a ministry for<br />

the development of textile machinery sector<br />

and give importance to the increase the variety<br />

of domestic machinery for sure. He specifically<br />

indicated that production, automation,<br />

R & D and technological machines need<br />

to be developed. And he also emphasized<br />

that as The Ministry, they have increased their<br />

limits on project supports and technological<br />

products had a large share.


PANORAMA 11<br />

TIM Chairman İsmail Gülle, who attended the<br />

meeting, said the following in his speech.<br />

“The target of the machinery sector in 2019<br />

is $ 1 billion. The state has serious incentives<br />

for export. They need to be evaluated. We<br />

are carrying out serious studies on increasing<br />

exports. We have more expectations<br />

from the machinery sector. In such a period<br />

that our country passes through, we carry<br />

out important works at the export point. We<br />

prepared a report on the analysis of sectors<br />

and countries, along with the product, for<br />

the progress of these studies on a road map,<br />

and we have seen many alternatives with<br />

this report. Textile machinery manufacturers<br />

need to be prepared with very good promotional<br />

activities in the upcoming ITMA Fair. As<br />

TİM, we are ready to provide our support in<br />

the scope of this fair as well.<br />

Speaking at the meeting, Fashion Ready-to-Wear<br />

Federation (MHGF) President Mr<br />

Hüseyin Özturk said the followings. “We are not<br />

enough in the relationship of trust and sincerity.<br />

We will organize activities that will bring together<br />

natural clusters and producers.” Öztürk,<br />

who talked about the activities they have done<br />

in the Eastern provinces, also stressed that<br />

there is a problem in cash transmission and that<br />

input costs should be reached easily as well.<br />

analizinin yapıldığı bir rapor hazırladık ve bu rapor<br />

ile çok alternatiflerin ortaya çıktığını gördük.<br />

<strong>Tekstil</strong> makinacılarının önümüzdeki günlerde<br />

yapılacak olan ITMA Fuarına çok iyi tanıtım ile<br />

hazırlanması gerekiyor. Bu fuar için TİM olarak<br />

elimizden gelen desteği vermeye hazırız.”<br />

Toplantıda konuşan Moda Hazır Giyim Federasyonu<br />

(MHGF) Başkanı Hüseyin Öztürk ise,<br />

“Güven –samimiyet ilişkisinde yeterli olmadıklarını,<br />

doğal kümelenme ile üretim yapanları<br />

bir araya getirecek etkinlikler düzenleyecekleri<br />

söyledi. Doğu illerinde yapmış oldukları etkinliklerden<br />

bahseden Öztürk, nakit ulaşımında<br />

sıkıntı olduğunu ve girdi maliyetlerinin rahat<br />

ulaşılması gerektiğini vurguladı.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


14<br />

PANORAMA<br />

“Türkiye makine ihracatını<br />

5 yılda 2’ye katlayacak”<br />

“Turkey’s machinery exports<br />

will be doubled in 5 years”<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Makine sektörü 2018 yılında ihracatını en çok artıran<br />

üç sanayi grubundan biri oldu. İhracatını yüzde<br />

15,5 artırmayı başaran sektörün toplam ihracatı<br />

17,1 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Makine<br />

İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu,<br />

“Dünya genelinde Çin’le birlikte makine ihracatını<br />

en çok artıran iki ülkeden biriyiz. Teknoloji odaklı bir<br />

sektörün bu artış hızına ulaşması sık rastlanılan bir<br />

başarı değildir. Yıllık yüzde 15 düzeyindeki büyüme<br />

hızımızı koruyarak 5 yıl içinde ihracatımızı 2’ye katlamayı<br />

ve 2023 yılında 34 milyar dolar seviyesine<br />

ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.<br />

Türkiye’nin 2018 yılı toplam ihracatının yüzde<br />

10,1’ini gerçekleştiren makine sektörü, ihracatın<br />

ithalatı karşılama oranını ise yüzde 64’e yükseltti.<br />

İhracatının yüzde 60’ını Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye<br />

yapan sektörün kilogram başına ortalama birim<br />

fiyatları da 6,1 dolara ulaştı.<br />

2001’DEN BUGÜNE MAKİNE İHRACATI<br />

10 KATINA ÇIKTI<br />

2018 yılında makine ihracatında kaydedilen 323<br />

bin ton artışın rakamsal etkisinin 2,3 milyar dolar<br />

olduğunu belirten Karavelioğlu, geçtiğimiz yıl dün-


Machinery sector was one of the three<br />

industrial groups that increased their<br />

exports in 2018. Kutlu Karavelioğlu, President<br />

of Machinery Exporters Association,<br />

who has pointed out that the sector’s<br />

total exports reached $ 17.1 billion,<br />

increasing its exports by 15.5 percent<br />

continued his words as follows. “With<br />

China, we are one of the two countries<br />

that have increased the number of<br />

machinery exports. It is not a common<br />

success for a technology-oriented sector<br />

to reach this growth rate. We aim to<br />

double our exports in 5 years and reach<br />

34 billion dollars in 2023 by maintaining<br />

our annual growth rate of 15 percent.”<br />

Turkey’s machinery industry that performs<br />

10.1 percent of total exports in 2018, increased<br />

the ratio of exports to imports increased<br />

to 64 percent. The average unit price<br />

per kilogram of the sector, which makes<br />

60 percent of its exports to the European<br />

Union and the US, reached $ 6.1.<br />

Since 2001, machinery exports have<br />

increased 10 times<br />

Stating that the numerical impact of the<br />

323 thousand tons increase in machinery<br />

exports in 2018 was 2.3 billion dollars,<br />

Karavelioğlu said that last year the world<br />

export growth rate of the machinery had<br />

increased 4 times, and he continued<br />

as follows: “Since 2001, we have increased<br />

our machine exports by 10 times.<br />

We have succeeded in minimizing the<br />

negative effects of the fluctuations in<br />

the economy with the works we carried<br />

out last year. Relying on our technology,<br />

we prevented importing countries from<br />

converting exchange rate to opportunity<br />

and kept the brand power of Turkish<br />

machinery without lowering our unit<br />

prices. With our investments in advanced<br />

technology and innovation, we<br />

will move the brand perception of our<br />

machines upwards” he said.<br />

The main element of global competition<br />

is Technology<br />

Karavelioğlu pointed out that the<br />

countries that will continue to meet<br />

their needs for machinery by importing,<br />

will be left behind technology wars,<br />

and behind the global trade wars as<br />

well. And continued as follows; “In the<br />

process of increasing resource costs all<br />

over the world, old habits should be set<br />

aside. Turkey industry, should no longer<br />

be left entirely open a new page and


16<br />

PANORAMA<br />

ya makine ihracat artış hızını 4’e katladıklarını<br />

kaydederek şunları vurguladı: “2001 yılından<br />

bu yana makine ihracatımızı 10 katına çıkardık.<br />

Geçtiğimiz yıl yaptığımız çalışmalarla<br />

ekonomideki dalgalanmaların olumsuz etkilerini<br />

en aza indirmeyi başardık. Teknolojimize<br />

güvenerek ithalatçı ülkelerin kur farkını fırsata<br />

çevirmesini engelledik ve birim fiyatlarımızı<br />

düşürmeden Türk makinelerin marka gücünü<br />

koruduk. İleri teknoloji ve inovasyona yaptığımız<br />

yatırımlarla makinelerimizin marka algısını<br />

daha da yukarı taşıyacağız.”<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

KÜRESEL REKABETİN ANA UNSURU TEKNOLOJİ<br />

Makine ihtiyacını ithalatla karşılamaya<br />

devam eden ülkelerin geride kalacaklarına<br />

dikkat çeken Karavelioğlu küresel ticaret<br />

savaşlarının ardında teknoloji savaşlarının yer<br />

aldığını belirterek şunları ifade etti: “Kaynak<br />

maliyetlerinin tüm dünyada arttığı bir süreçte<br />

eski alışkanlıkları bir kenara bırakmak gerekiyor.<br />

Türkiye sanayii artık yeni bir sayfa açmalı<br />

ve dövizle borçlanarak makine ithal etme<br />

anlayışı tamamen bırakmalı. Makine sektörü<br />

pazar büyüklüğü küresel pazar içinde yüzde<br />

1,9 seviyelerine kadar yükselen ülkemizin, makine<br />

ithalatı sebebiyle 10 milyar dolar dış ticareti<br />

açığı vermesini doğru bulmuyoruz. Teşvik<br />

mekanizmasının yerli makine ve teknolojiye<br />

ayrıcalık tanıyacak şekilde revize edilmesi gerektiğine<br />

inanıyoruz. Makinelerin imalatçıları<br />

ve üreticileriyle birlikte yurtiçinde geliştirilmesi,<br />

yerli ve milli olmanın temel unsurudur.”<br />

KOBİ’LER ÖZEL MAKSATLI MAKİNELERLE<br />

BÜYÜYECEK<br />

Özel maksatlı makinelere olan ihtiyacın artmasının,<br />

tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de<br />

de KOBİ düzeyinde teknoloji geliştiren makine<br />

imalatçılarının gelişimine katkı sunacağını<br />

söyleyen Karavelioğlu şöyle konuştu: “KO-<br />

Bİ’lerin etkin olduğu Türkiye ekonomisi için bu<br />

dönem, çok önemli bir fırsattır. Özel maksatlı<br />

makineler üretmeye ve niş alanlarda teknoloji<br />

geliştirmeye uygun bir sekörel yapımız<br />

var. Mevzuatta yapılacak iyileşme, makine<br />

imalatçılarının ar-ge yatırımlarını daha da<br />

artıracaktır. Yalnız, Piyasa Gözetimi ve Denetiminin<br />

etkin bir şekilde tesis edilmesi gerekiyor.<br />

Makine sektöründe Piyasa Gözetim ve<br />

Denetimi tam bir ihtisas konusu olduğu için,<br />

sektör temsilcilerinin deneyiminden mutlaka<br />

yararlanılmalı. Yatırım ortamında yapılacak<br />

iyileştirme, sadece makine sektörünün<br />

değil bir bütün olarak Türk sanayiinin önünü<br />

açacaktır. Tedarikçi dallarda dışa bağımlılığın<br />

azaltılmasına yönelik tedbirler, Türkiye’yi<br />

uluslararası pazarda daha rekabetçi ve daha<br />

da güçlü bir ülke kılacaktır.”<br />

to borrow in foreign currency to import machinery.<br />

In our country, the market size of the machinery<br />

sector increased to 1.9 percent in the global<br />

market. Due to the imports of machinery, we<br />

do not think it correct that our country has given<br />

10 billion dollar foreign trade deficit. We believe<br />

that the incentive mechanism should be revised<br />

to give privilege to domestic machinery and<br />

technology. Domestic development of machines<br />

and their manufacturers is a key element of<br />

domestic and national growth” he said.<br />

SMEs will grow with special purpose machines<br />

Karavelioğlu who has said that the increase in<br />

the need for special purpose machines, as well<br />

as all over the world, Turkey also said it will contribute<br />

to the development of machine manufacturers<br />

developing technology in the SME level,<br />

continued as follows; “This period is a very important<br />

opportunity for Turkey’s economy, where<br />

SMEs are active. We have a sectorial structure<br />

suitable for producing special purpose machines<br />

and developing technology in niche areas. The<br />

improvement in the legislation will further increase<br />

the R & D investments of machine manufacturers.<br />

Importantly, Market Surveillance and its<br />

supervision needs to be effectively established.<br />

Since the Market Surveillance and Inspection in<br />

the machinery sector is a matter of specialization,<br />

the experience of the sector representatives<br />

must be utilized. Improvement in the investment<br />

environment will pave the way for the Turkish<br />

industry as a whole, not only for the machinery<br />

sector. Precautions to reduce the dependence<br />

on foreign suppliers in the sectorial branches, will<br />

also make Turkey more competitive and stronger<br />

in the international market” he said.


101-AGV Otomatik Yönlendirme Araçları ile, insansız taşıma teknolojisinin<br />

üstünlüklerini keşfedin. Farklı endüstrilerdeki geniş uygulama alanlarında tesis içi<br />

taşıma için geliştirilen 101-AGV, 2 ton çekme gücü ile işletme verimliliğini ve<br />

karlılığını arttırırken, personel ve işletme maliyetlerini düşürüyor.


18<br />

PANORAMA<br />

Yenilikçi projeler İTÜ’de hayat buluyor<br />

Innovative projects are<br />

coming to life in ITU<br />

İstanbul <strong>Teknik</strong> Üniversitesi (İTÜ) <strong>Tekstil</strong> Teknolojileri ve Tasarımı<br />

Fakültesi’nin “Yenilikçi Projeler Hayat Buluyor” sloganı ile düzenlediği<br />

İTÜ <strong>Tekstil</strong>’19 Ar-Ge Günü, çeşitli üniversite ve sanayi temsilcilerinin<br />

katılımıyla İTÜ’de gerçekleştirildi.<br />

ITU Textile’19 - R & D Day, which was organized by Istanbul Technical<br />

University (ITU) Faculty of Textile Technologies and Design with the<br />

motto of “Innovative Projects are coming to Life”, was held at ITU with<br />

the participation of various university and industry representatives.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

İTÜ <strong>Tekstil</strong> Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi,<br />

sektörün önde gelen sanayi temsilcilerini<br />

akademik bir platformda bir araya getirdi.<br />

Yenilikçi projelerin hayat bulmasını amaçlayan<br />

Ar-Ge Günü kapsamında hem sektör<br />

temsilcileri, hem de akademisyenler bir<br />

araya geldi. Yoğun katılımın olduğu etkinliğe<br />

yaklaşık 160 kişi katıldı. Üniversite ile sanayiyi<br />

buluşturan etkinlikte İstanbul, Kahramanmaraş,<br />

Gaziantep, Bursa gibi farklı bölgelerden<br />

tekstil, hazır giyim, deri, kimya gibi farklı<br />

sektörlerden yaklaşık 60 firmanın Ar-Ge çalışanları<br />

yenilikçi projeler için İTÜ’de buluştu.<br />

Ar-Ge Günü kapsamında akademisyenlerin<br />

nanoteknoloji, teknik tekstiller, fonksiyonel<br />

tekstiller, tekstil teknolojileri, tekstil kimyası ve<br />

tekstil tabanlı kompozitler gibi alanlarda 40’a<br />

yakın akademik proje sanayiye sunuldu.<br />

ITU Faculty of Textile Technologies and Design<br />

brought together the industry’s leading industrial<br />

representatives on an academic platform.<br />

Both industry representatives and academics<br />

came together as part of the R & D Day, which<br />

aims to bring innovative projects to the life at<br />

all. About 160 people participated in the event,<br />

which was attended by large number of participants.<br />

R & D staff of about 60 companies from<br />

different sectors such as textile, ready-made<br />

clothing, leather and chemistry, from different<br />

regions such as Istanbul, Kahramanmaras,<br />

Gaziantep and Bursa met at ITU for innovative<br />

projects. Within the scope of R & D Day, nearly<br />

40 academic projects were presented to the industry<br />

in the fields of nanotechnology, technical<br />

textiles, functional textiles, textile technologies,<br />

textile chemistry and textile based composites.


PANORAMA 19<br />

Increase in the R & D Culture will certainly increase the<br />

export accordingly<br />

Prof Dr Ömer Berk Berkalp, Dean of the Faculty, at the<br />

opening speeches on R & D Day, gave a speech to the<br />

participants on the research opportunities of the faculty<br />

and the research potentials of the faculty with the<br />

undergraduate and graduate programs. He added that<br />

they are open to university-industry cooperation with all<br />

R & D centres. Mr Ahmet Öksüz, President of the Istanbul<br />

Textile and Raw Materials Exporters’ Association (İTHİB),<br />

gave important information about the current export<br />

figures of the Turkey’s textile sector in his speech. Öksüz,<br />

emphasizing the importance of the textile sector for our<br />

economy, indicated that the Turkey’s export target is also<br />

depending on the university-industry collaboration for<br />

sure. And stressed that it is inevitable for the transformation<br />

of our industry. He stated that the R & D culture should<br />

be increased with the cooperation of universities in the<br />

sector and the importance of exportation and product<br />

added value with innovative and qualified products will<br />

increase at the same rate. After informing the industry<br />

representatives about the national R & D and Innovation<br />

Support Programs by ITU Technology Transfer Office, R &<br />

D centres, laboratory infrastructure and industrial services<br />

of the Faculty were introduced to the participants.<br />

Meeting of University with the Industry<br />

In the event, 40 scientific presentations were made during<br />

the day, as well as laboratory visits involving the present research<br />

capability of the faculty, as well as the introduction<br />

of the entire infrastructure, and a platform where academicians<br />

and R & D centre representatives could exchange<br />

their opinions about R & D issues. They also had a chance<br />

to discuss common project opportunities. Within the scope<br />

of the activity, it was aimed to create a common platform<br />

for faculty and industry cooperation and to provide<br />

sustainable project cooperation. Academicians and R &<br />

D centre representatives came together and exchanged<br />

their opinions. And it was stated that the event was certainly<br />

an efficient meeting. The event ended with the planning<br />

of joint efforts to transform the cooperation between<br />

the university and the industry into project outputs.<br />

AR-GE KÜLTÜRÜNÜN ARTMASI<br />

İHRACATI YÜKSELTİR<br />

<strong>Tekstil</strong>’19 Ar-Ge Gününde yapılan<br />

açılış konuşmalarında Fakülte<br />

Dekanı Prof. Dr. Ömer Berk Berkalp,<br />

katılımcılara fakültenin lisans ve<br />

lisansüstü öğretim programları ile<br />

öğretim üyelerinin mevcut araştırma<br />

potansiyelleri ile fakültenin<br />

araştırma imkanlarını sanayiye<br />

tanıtan bir konuşma yaptı. Tüm Ar-<br />

Ge merkezleri ile üniversite-sanayi iş<br />

birliğine açık olduklarını da ekledi.<br />

Ardından söz alan, İstanbul <strong>Tekstil</strong><br />

ve Hammaddeleri İhracatçıları<br />

Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz,<br />

konuşmasında Türkiye tekstil sektörünün<br />

mevcut ihracat rakamları<br />

ile ilgili önemli bilgiler verdi. Öksüz,<br />

tekstil sektörünün Türkiye ekonomisi<br />

için önemine değinerek üniversite<br />

sanayi işbirliğinin ihracat hedeflerimiz<br />

ve sektörümüzün dönüşümü için<br />

kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Ar-<br />

Ge kültürünün sektörde üniversitelerle<br />

yapılacak iş birliği ile daha da<br />

artmasının gerektiğini, yenilikçi ve<br />

nitelikli ürünlerle ihracatın ve ürün<br />

katma değerinin aynı oranda artacağının<br />

önemini belirtti. İTÜ Teknoloji<br />

Transfer Ofisi tarafından ulusal Ar-Ge<br />

ve İnovasyon Destekleme Programları<br />

hakkında sanayi temsilcilerine<br />

bilgi verildikten sonra sunum aralarında<br />

Fakültenin Ar-Ge merkezleri,<br />

laboratuvar alt yapısı ve endüstriyel<br />

hizmetleri katılımcılara tanıtıldı.<br />

ENDÜSTRİ İLE ÜNİVERSİTE BULUŞMASI<br />

Etkinlikte gün boyu yapılan 40 adet<br />

bilimsel sunum ile fakültenin mevcut<br />

araştırma kabiliyetini içeren laboratuvar<br />

gezileri ile tüm altyapının tanıtılmasının<br />

yanında akademisyen ve<br />

Ar-Ge merkezi temsilcilerinin Ar-Ge<br />

konularında görüş alışverişi yapabildiği,<br />

ortak proje imkanlarının tartışabildiği<br />

bir ortam sağlandı. Etkinlik<br />

kapsamında, fakülte ile sanayi işbirliği<br />

için ortak bir platform oluşturmayı ve<br />

sürdürülebilir proje işbirlikleri sağlamayı<br />

hedefleyen yetkililer, akademisyenlerin<br />

ve Ar-Ge merkezi temsilcilerinin<br />

bir araya geldiği ve görüş<br />

alışverişi yapabildiği verimli bir etkinlik<br />

olduğunu ifade ettiler. Üniversite ile<br />

endüstrinin iş birliğinin proje çıktılarına<br />

dönüşmesi için ortak çalışmaların<br />

planlanması ile etkinlik sona erdi.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


22<br />

PANORAMA<br />

Lansetler: Uzun zamandır kullanılan<br />

cihazlar artık daha mükemmel<br />

Lancets - a longstanding device<br />

now perfected<br />

B. Pols, Stäubli Bayreuth GmbH<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Lansetler veya geycler, sabit hav yüksekliğini sağlamak<br />

maksadı ile yüz yüze halı dokuma tezgahlarında<br />

kullanılan ince metal şeritlerdir. Yüz yüze<br />

tezgâhlarda kullanılmadan önce, ilmek havlı<br />

tezgâhlarda da (Brüksel halıları) kullanılmıştır.<br />

İlmek Havlı tezgâhlarda, lanset üzerinde duran<br />

bir kasnak atkı üzerinde ilmekler oluşturulur.<br />

Genellikle kalıp olması amacı ile kullanılan bu<br />

kasnaklar daha sonra kaldırılır.<br />

Bu şekli ile ilmek havı dokuma yöntemi 1894<br />

yılında Almanya Dülken’den Müllers ve Spindler<br />

tarafından icat edilmiştir. Lanset yerine bu kalıp<br />

niyetine kullanılan kumaş atkı kasnaklarını desteklemek<br />

için dokuma tezgahında bağlayıcı<br />

boyuna çözgü iplikleri kullanılmıştır. 1904 yılında<br />

da, Almanya Chemnitz’den Wilhelm Förster’in<br />

almış olduğu patentte de metal lansetlerin<br />

kullanıldığı tanımlanmaktadır.<br />

DE 175 757 (1904) patentinde lansetlerin<br />

kullanımı gösterilmektedir.<br />

Lancet shown in patent DE 175 757 (1904)<br />

İnce metal şeritlere sarılabilen çelik, yirminci<br />

yüzyılın başlarında icat edilmeden önce, ince<br />

metal teller (piyano teli) kullanılmaktaydı. Kedi<br />

bağırsağı (ki bu sonrasında yıllarca tenis raketlerinin<br />

yapımında da kullanılmıştır) gibi diğer<br />

malzemelerde kullanılmıştır. Bu da, 1934 yılında<br />

İngiltere’den Harvey ve Harvey tarafından<br />

alınmış olan bir patentte belirtilmiştir.<br />

Daha yüksek ilmekler oluşturmak için birkaç tel<br />

üst üste istiflenerek kullanılmıştır. Bunun da en<br />

güzel örneği, 1904 yılında Paul Girard’ın almış ol-<br />

İlmek Havlı Tezgahlarda kullanılan lansetler<br />

Lancet on a loop-pile loom<br />

Lancets, or gauges, are thin metal strips used<br />

on face-to-face carpet weaving looms to ensure<br />

constant pile height. Before they were introduced<br />

on face-to-face looms they had been<br />

used on loop-pile looms (Brussels carpets).<br />

On loop-pile looms, pile loops are formed over<br />

a dummy weft resting on the lancet. Usually<br />

the dummy weft is removed afterwards.<br />

This way of weaving loop pile was invented by<br />

Müllers & Spindler of Dülken, Germany in 1894.<br />

Instead of a lancet, a binding warp thread was<br />

used to support the dummy wefts.<br />

Already in 1904 the use of metal lancets is<br />

described in the patent of Wilhelm Förster from<br />

Chemnitz, Germany.<br />

Before steel that could be rolled into thin metal<br />

strips was invented early in the twentieth century,<br />

thin metal (piano) wire was used. Other<br />

materials, such as cat gut (which continued to<br />

be used to string tennis rackets many decades<br />

later), were also used. This is mentioned in a patent<br />

by Harvey and Harvey of England in 1934.<br />

To create higher loops, several wires could<br />

be stacked upon each other. A good<br />

example of this is shown in the French patent<br />

of Paul Girard in 1904.<br />

Üst üste yığılmış üç adet çelik tel üzerinden<br />

oluşturulmuş ilmek havı (patent FR 425 646)<br />

Loop pile created over three steel wires<br />

stacked above each other (patent FR 425 646)


PANORAMA 23<br />

İlk modern lansetler (patent US 1 854 181)<br />

Early “modern” lancets (patent US 1 854 181).<br />

Yüz yüze halı tezgahlarında kullanılan lansetler<br />

Lancet on a face-to-face carpet loom<br />

Lancets made of thin flat steel strips only became<br />

common after the First World War. This kind<br />

of lancet is used till today. They were used for<br />

example by Erkes & Krehbiel of New York in 1932.<br />

When steel quality improved, lancets became<br />

suitable for use on face-to-face carpet<br />

looms. Using lancets on such looms ensures<br />

constant pile height.<br />

Without the use of lancets, the pile yarn tends<br />

to pull the carpet top and bottom together,<br />

giving an uneven pile height. On 3-rapier looms,<br />

where lancets cannot be used (the lancet<br />

would be in the path of the middle rapier), this is<br />

a common problem. It can be worked around<br />

by shearing the surface of the carpet, but this<br />

leads to a loss of pile height of up to 10%, depending<br />

on how much shearing is required.<br />

The earliest patent showing the use of lancets<br />

on a face-to-face carpet loom is that<br />

of Émile Parmentier or Tourcoing in 1904. In<br />

practice, this technique did not become<br />

common until about 1930.<br />

duğu Fransa merkezli bir patentte gözükmektedir.<br />

İnce yassı çelik şeritlerden yapılan lansetler ancak<br />

Birinci Dünya Savaşından sonra yaygınlaşmaya<br />

başlamıştır. Bu tür lansetler bugüne kadar<br />

kullanılmıştır. Örneğin 1932 yılında New York<br />

orijinli Erkes Krehbiel tarafından da kullanılmıştır.<br />

Çelik kalitesi yükseldikten sonra lansetler yüz<br />

yüze halı tezgahlarında kullanım için uygun hale<br />

gelmişlerdir. Bu tezgahlarda lanset kullanımı aynı<br />

zamanda sabit hav yüksekliğini sağlamaktadır.<br />

Lanset kullanılmadan, hav ipliği halıyı alt ve<br />

üst kısımlarından birlikte çekmeye daha meyillidir,<br />

ancak sonuç olarak eşit olmayan bir hav<br />

yüksekliği vermektedir. Lansetlerin kullanılmadığı<br />

3-rapierli tezgâhlarda (lanset ortadaki<br />

rapierin yolunda yer alması uygunken) bu<br />

yaygın bir sorundur. Ancak halı yüzeyinin kesilmesiyle<br />

çalışabilir. Ancak bu ne kadar kesme<br />

gerektiğine bağlı olarak %10 a varan hav<br />

yüksekliği kaybına neden olur.<br />

Yüz yüze halı tezgâhı üzerinde lansetlerin<br />

kullanımını gösteren ilk patent, 1904’te Émile<br />

Parmentier veya Tourcoing’e aittir. Uygulamada<br />

ise, bu teknik 1930’lara kadar yaygın<br />

olarak kullanılmamıştır.<br />

Yüz Yüze halı tezgahlarında kullanılan<br />

ilk lansetler (patent FR 345 961) (1904)<br />

First lancets (T) on a face-to-face loom<br />

(patent FR 345 961) (1904)<br />

Lanset kullanılan Yüz-yüze ilmek havı<br />

(patent US 1 691 194) (1928)<br />

Face-to-face loop pile using lancets<br />

(patent US 1 691 194) (1928)<br />

İki lanset kullanılarak yüz yüze bir dokuma<br />

tezgâhında yapılan kesik ilmekli hav<br />

(patent FR 669 122) (1928)<br />

Cut-loop pile on a face-to-face loom,<br />

using two lancets (patent FR 669 122) (1928)<br />

1928’de Connecticut’lı Henry Howard iki<br />

kasnaklı kumaş atkısı kullanarak yüz yüze ilmek<br />

havlarını örmek için yüz yüze dokuma tezgâhında<br />

lanset kullanmıştır.<br />

Bazen iki lanset, bir kesim döngüsü efekti oluşturmak<br />

için kullanılmıştır. Bu tezgâhlarda lansetler<br />

sadece ilmekler oluşturmaya yarardı ve sabit<br />

hav yüksekliğinin sağlanması için tasarlanmadılar.<br />

Böyle bir sistemin patenti 1928’de Fransa’dan<br />

Vanoutryve & Renaux tarafından alındı.<br />

Lansetler hav yüksekliğini sabit tutmanın<br />

mükemmel bir yoludur, ancak önemli bir de<br />

sakıncası vardır. İnce olmalarına rağmen (tipik<br />

olarak 0.3-0.5mm), kamış çentiklerinde yer<br />

kaplarlar. Kamış yoğunluğu 500 d / m olan bir<br />

dokuma tezgâhında, çentik eğimi sadece 2<br />

mm’dir, yani 0,3 mm bile önemlidir. Lansetler<br />

havlı iplik güç takımlarının hareketlerini kısıtlar.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


24<br />

PANORAMA<br />

Lanset ve güç takımlarının<br />

yandan görünüşü<br />

Lancets and heddles, side view<br />

Lanset ve güç<br />

takımlarının<br />

önden görünüşü<br />

Lancets and<br />

heddles, front view<br />

Bu sorunu çözmek için çeşitli çözümler patent<br />

almıştır. En yaygın çözüm, güç takımlarının bulunduğu<br />

yerde lansetlerde bir oyuk oluşturmak<br />

olmuştur. Bu, tüylü ipliklerin güç takımları için<br />

fazladan boşluk bırakmaktadır.<br />

In 1928 Henry Howard of Connecticut used<br />

lancets on a face-to-face loom to weave face-to-face<br />

loop pile using two dummy wefts.<br />

Sometimes two lancets were used to create<br />

a cut-loop effect. On these looms the lancets<br />

only served to create loops and were not<br />

meant to ensure constant pile height. Such a<br />

system was patented by Vanoutryve & Renaux<br />

of France in 1928.<br />

Lancets are an excellent means of keeping<br />

pile height constant, but they do have a<br />

drawback. Although they are thin (typically<br />

0.3-0.5mm), they occupy space in the reed<br />

dents. On a loom with a reed density of 500<br />

dents/m, the pitch of the dents is just 2mm, so<br />

even 0.3mm is significant. The lancets restrict<br />

the movement of the pile-thread heddles.<br />

Several solutions have been patented to solve<br />

this problem. The most common solution is<br />

creating a recess in the lancets at the location<br />

of the heddles. This leaves extra space for<br />

the heddles of the pile yarn.<br />

For very low pile heights (3-6mm), the heddles<br />

can also be positioned below and above the<br />

lancets, giving the same result.<br />

Weaving carpets with such low pile always<br />

requires lancets. The slightest variation in pile<br />

yarn tension would pull the top and bottom<br />

carpet together and the pile knife would<br />

then cut into the backing fabric.<br />

Girintili Lasetlerin<br />

önden görüntüsü<br />

Recessed lancets,<br />

front view<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Çok düşük hav yükseklikleri<br />

için (3-6<br />

mm), güç takımları<br />

da aynı sonucu<br />

veren lansetlerin<br />

Girintili Lasetlerin yandan görüntüsü altına ve üstüne<br />

Recessed lancets, side view<br />

yerleştirilebilir. Bu<br />

kadar düşük tüylü<br />

halıların dokuması<br />

her zaman lanset<br />

gerektirir. Yığın iplik gerilimindeki en küçük<br />

değişiklik, üst ve alt halıyı birlikte çeker ve daha<br />

sonra hav bıçağı destek kumaşından kesilir.<br />

Bu çözüm - alt kısımların altında ve üstünde<br />

güç takımları bulunan düşük lansetler<br />

- Stäubli Alpha 500 dokuma sistemlerinde<br />

düşük tüyler için kullanılmaktadır.<br />

LX2493 Jakarlı makineyle dokuma makineleri<br />

hav ipliği güç takımlarını orta pozisyonda<br />

düzleştirir, böylece benzersiz Schönherr düşük<br />

lansetlerinin üstünde veya altında olurlar. Hav<br />

ipliği güç takımları, desenleme eyleminde<br />

olanlar hariç, lansetler tarafından engellenmez.<br />

Bu çözüm, asgari kesme kaybı ve mükemmel<br />

yüzeyler için sabit hav yüksekliği ve<br />

dokumada maksimum özgürlük sunar.<br />

Düşük lansetler: güç takımları lansetlerin<br />

altına ve üstüne yerleştirilir<br />

Low lancets: heddles are positioned below and<br />

above the lancets<br />

This solution – low lancets with the heddles<br />

positioned below and above them – is used on<br />

the Stäubli Alpha 500 weaving systems for low<br />

pile. With the LX2493 Jacquard machine,<br />

weavers can level the pile-yarn heddles in the<br />

middle position so that they are above or below<br />

the unique Schönherr low lancets. The pile-yarn<br />

heddles, except the one in patterning action,<br />

are not hindered by the lancets. This solution<br />

offers constant pile height plus maximum freedom<br />

in weaving (as if without lancets) – for minimum<br />

shearing loss and perfectly even surfaces.


26<br />

PANORAMA<br />

Yenilikçi BCF S8<br />

platform teknolojisi ile<br />

Oerlikon Neumag<br />

müşterileri için yeni halı ipliği<br />

endüstrisi pazarları açıyor<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Innovative BCF S8<br />

platform technology<br />

opens up new carpet<br />

yarn industry markets for<br />

Oerlikon Neumag customers


PANORAMA 27<br />

At the DOMOTEX 2019 in Hanover, Oerlikon<br />

Neumag showcased its innovative new development,<br />

the BCF S8 for the very first time.<br />

Whether commodities or niche products –<br />

the new BCF S8 platform technology offers<br />

manufacturers of BCF carpet yarns decisive<br />

arguments for responding to constantly<br />

rising cost pressures and the trend for greater<br />

efficiency and quality in fiercely-competitive<br />

markets. World record: the system achieves<br />

never-seen-before spinning speeds and is<br />

able to simultaneously spin up to 700 filaments<br />

and produce fine titers of up to 2.5 dpf. This<br />

superlative performance is guaranteed by<br />

numerous individual innovations in the new<br />

platform and, for the first time, also in a new<br />

human-machine interface (HMI)-based control<br />

system, which opens the door to the digital<br />

age of smart carpet yarn manufacturing wide.<br />

At the ITMA ASIA 2018, the Oerlikon Manmade<br />

Fibers segment had already announced that<br />

it would be presenting revolutionary solutions<br />

in 2019 – both in hardware and software. And<br />

the DOMOTEX marks only the start. According<br />

to manufacturer information, the new BCF S8<br />

is the most efficient Oerlikon Neumag BCF<br />

system of all times. “We have succeeded in<br />

achieving a new level of greater productivity<br />

and even broader product diversity. These<br />

allow our clientèle to better cater to changing<br />

market requirements and achieve a competitive<br />

edge in tough market conditions”, explains<br />

Martin Rademacher, Vice President Sales<br />

Oerlikon Neumag. As a pre-taste, the machine<br />

specialists from Neumünster are serving up<br />

performance figures and results from comprehensive<br />

trials conducted at their own BCF<br />

technology center as well as from two pilot<br />

systems which have been tried and tested<br />

within the market for months now.<br />

BCF S8 performance in numbers<br />

With up to 700 potential filaments per yarn<br />

end, the BCF S8 is raising the benchmark considerably<br />

compared to the Oerlikon Neumag<br />

S+ BCF system (400 filaments) that has dominated<br />

the global market to date. Oerlikon<br />

Neumag guarantees fine titers of up to 2.5 dpf.<br />

Furthermore, the process speed is higher than<br />

ever before – 3,700 m/min (winder speed).<br />

This permits throughputs of up to 15 percent<br />

greater compared to predecessor technologies.<br />

Overall, system efficiency is 99 percent<br />

– almost unbeatable. True to the Oerlikon<br />

Segments Manmade Fibers segment e-save<br />

philosophy, energy savings of up to 5 percent<br />

per kilogram of yarn are achievable.<br />

Hannover’de düzenlenen DOMOTEX 2019 fuarında,<br />

Oerlikon Neumag, yenilikçi manada son<br />

zamanlarda geliştirmiş olduğu BCF S8 teknolojisini<br />

ilk defa sergiledi. Emtialar veya niş ürünler,<br />

yeni BCF S8 platform teknolojisi, BCF halı ipliği<br />

imalatçılarına, sürekli artan maliyet baskılarına<br />

yanıt verme konusundaki belirleyici argümanlara<br />

karşı ve aynı zamanda şiddetle rekabet<br />

edilen pazarlarda daha yüksek verimlilik ve kalite<br />

trendi sunmaktadır. Bir dünya rekoru olarak:<br />

Sistem daha önce görülmemiş eğirme hızlarına<br />

ulaşmakta, aynı anda 700 filamente kadar<br />

eğirme yapabilmekte ve 2.5 dpf’ye kadar ince<br />

titreler üretebilmektedir. Bu üstün performans,<br />

yeni platformda ve ilk kez, geniş çapta akıllı halı<br />

ipliği üretiminin dijital çağına kapı açan yeni<br />

bir insan-makine ara yüzü olan ve HMI tabanlı<br />

kontrol sisteminde çok sayıda bireysel yenilikçilik<br />

ile garanti edilebilmektedir. ITMA ASIA 2018’de,<br />

Oerlikon Manmade Fibers segmenti, 2019’da<br />

hem donanım hem de yazılım alanında devrimci<br />

çözümler sunacağını duyurmuştu. DOMOTEX<br />

fuarında ise yalnızca bunun başlangıç işaretleri<br />

verilmiştir. Üretici bilgilerine göre, yeni BCF S8,<br />

tüm zamanların en verimli Oerlikon Neumag<br />

BCF sistemidir. Oerlikon Neumag’ın Satıştan<br />

Sorumlu Başkan Yardımcısı Martin Rademacher,<br />

“Yeni olarak daha yüksek üretkenlik seviyesi<br />

ve hatta daha geniş ürün çeşitliliği elde etmeyi<br />

başardık. Bunlar müşterilerimize değişen pazar<br />

gereksinimlerini daha iyi karşılayabilmelerini ve<br />

zorlu pazar koşullarında rekabetçi bir avantaj<br />

elde etmelerini sağlayacaktır” diyor. Bir ön bilgi<br />

olarak belirtmek gerekir ki; Neumünster’deki<br />

makine uzmanları, kendi BCF teknoloji merkezlerinde<br />

yürütülen kapsamlı denemelerden ve<br />

aylardır piyasada denenmekte olan ve test<br />

edilmiş iki pilot sistemin performans rakamları ve<br />

ilgili tüm sonuçları sunulmuştur.<br />

BCF S8’İN SAYILARLA PERFORMANSI<br />

İplik ucu başına 700 adede kadar potansiyel<br />

filament ile BCF S8, bugüne kadar dünya pazarında<br />

egemen olan Oerlikon Neumag S + BCF<br />

sistemine (400 filament) kıyasla başarısını önemli<br />

ölçüde artırmaktadır. Oerlikon Neumag, 2.5<br />

dpf’ye kadar hassas titreler garanti etmektedir.<br />

Ayrıca, işlem hızı hiç olmadığı kadar yüksektir.<br />

3.700 m / dak (sarıcı hızı). Bu aynı zamanda<br />

önceki teknolojilere kıyasla yüzde 15 daha fazla<br />

verime izin vermektedir. Genel olarak, sistem<br />

verimliliği yüzde 99’dur ve bu rakamlar sistemin<br />

neredeyse rakipsiz olduğunu göstermektedir.<br />

Oerlikon Segmentlerine son derece uygundur<br />

Manmade Fibers segmentinde yer alan e-save<br />

felsefesi ise, kilogram iplik başına yüzde 5’e<br />

varan enerji tasarrufu sağlamaktadır.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


28<br />

PANORAMA<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

BCF S8 YENİLİKLERİ- DÜZ İPLİK YOLLARINDAN<br />

BÜYÜK SOĞUTMA TAMBURLARINA<br />

Bu kapsamlı ilerleme sayısız akıllı yenilikle<br />

oluşturulmuştur. Bu amaçla, her şeyden önce<br />

bir anahtar unsur optimize edilmiştir. Eğirme<br />

sisteminden yeni ve büyük soğutma tamburuna<br />

giden iplik yolu şimdi neredeyse tamamen<br />

düzleştirilmiştir. Bugüne kadar BCF pazarına<br />

özgü olan bu iplik yolu, tek tek filamentlerin<br />

minimum sürtünmeye maruz kalmasını sağlar,<br />

böylece defalarca kez meydana gelen iplik<br />

kopuşlarını azaltır ve böylelikle genel üretim<br />

sürecini optimize eder. Özellikle kayda değer<br />

olan en önemli şey ise, ilk defa ortaya çıkarılan,<br />

tekstüre kafasındaki düz iplik girişleri olmuştur.<br />

Bu çalışma aynı zamanda kati surette<br />

üstün iplik kalitesini garanti etmektedir. Isıtma<br />

godet ikilisi ve dokuma kafa arasındaki mesafe<br />

de önemli ölçüde azaltılmıştır. Bu da dokuma<br />

işlemi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.<br />

İplikte daha düzgün bir bükülme sağlar ve<br />

basınçlı hava tüketimini azaltır. Ayrıca, tekstüre<br />

odaları, servis sürelerini kısaltarak tek tek çıkarılabilir.<br />

Şimdi kapalı olan üniteler ayrıca tekstüre<br />

jetleri ve lamel odaları için mümkün olan en iyi<br />

korumayı sağlama özelliğine de sahiptirler. 800<br />

mm çapında olan soğutma tamburu, filamanları<br />

en iyi şekilde ve nazikçe soğutur. Bu da<br />

iplik kalitesi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.<br />

Yeni soğutma tamburu şimdi standart olarak<br />

tüm polimerlerde (PET, PA6 ve PP) bir V oluğu<br />

ile donatılmıştır. Piyasada hâlihazırda bulunan<br />

RoTac3 sarma ünitesi bir kez daha basınçlı<br />

hava tüketimini yaklaşık% 50 azaltırken, yeni<br />

geliştirilen Witras III-37 sarıcı ile 3.700 m / dak<br />

üretim hızına ulaşmaktadır.<br />

İLK SEZGİSEL OLARAK ÇALIŞTIRILABİLİR İNSAN-<br />

MAKİNE ARA YÜZÜ (HMI)<br />

Yeni BCF S8, akıllı kontrol ve izleme için yenilikçi<br />

insan-makine arayüzü (HMI) ile donatılmış ilk<br />

Oerlikon Manmade Fibers segment sistemidir.<br />

Bu durumda, insan ve makine arasındaki<br />

ara yüz BCF üretiminde kullanıcıların günlük<br />

gereksinimlerine odaklanarak üretilmiştir. Yeni<br />

“görünüm ve his” özelliği ile sezgisel olarak<br />

çalıştırabilme işlemini desteklemekte ve dokunmatik<br />

ekran aracılığıyla her alım konumundaki<br />

ortaya çıkan gerçek ve hedef değerlerin<br />

yanı sıra önemli bilgilere de doğrudan erişimi<br />

sağlamaktadır. Tamamen yeni olarak geliştirilen<br />

bir “alarm felsefesi” de sorun giderme ve<br />

arıza analizini tam anlamı ile basitleştirmiştir.<br />

Oerlikon Neumag Ar-Ge’den sorumlu Başkan<br />

Yardımcısı Dr. Friedrich Lennemann “Bu akıllı<br />

HMI sistemi, ürünlerimizin dijitalleştirilmesinde<br />

mantıklı bir adım” diye açıklıyor.<br />

BCF S8 innovations – from straight yarn paths to<br />

large cooling drums<br />

This comprehensive progress has been achieved<br />

with numerous smart innovations. To<br />

this end, one key element above all has been<br />

optimized. The yarn path from the spinning<br />

system to the new, large cooling drum has<br />

now been almost completely straightened.<br />

This yarn path, unique to the BCF market to<br />

date, ensures that the individual filaments are<br />

subjected to minimum friction, hence once<br />

again considerably reducing yarn breaks and<br />

optimizing the overall production process.<br />

Especially noteworthy here are the, for the<br />

first time, straight yarn inlet in the texturing<br />

head – guaranteeing superior yarn quality.<br />

And the considerably reduced distance<br />

between the heating godet duo and the<br />

texturing head also has a positive impact on<br />

the texturing process. It ensures a more even<br />

twist to the yarn and reduces the compressed<br />

air consumption. Furthermore, the texturing<br />

chambers can be removed individually,<br />

which additionally shortens servicing times.<br />

The now closed units also provide the best<br />

possible protection for the texturing jets and<br />

lamellar chambers. The 800-mm diameter<br />

cooling drum optimally and gently cools the<br />

filaments. And this has a positive influence on<br />

the yarn quality. The new cooling drum is now<br />

equipped with a V groove for all polymers<br />

(PET, PA6 and PP) as standard. The RoTac3<br />

tangling unit, already established within the<br />

market, once again reduces the compressed<br />

air consumption by around 50%, while the<br />

newly-developed Witras III-37 winder achieves<br />

production process speeds of 3,700 m/min.<br />

First intuitively-operable human-machine<br />

interface (HMI)<br />

The new BCF S8 is the first Oerlikon Manmade<br />

Fibers segment system equipped with the<br />

innovative human-machine interface (HMI)<br />

for intelligent controlling and monitoring. In<br />

this case, the interface between man and<br />

machine has been oriented on the daily<br />

requirements of users in BCF production. With<br />

its new ‘look and feel’, it supports intuitive<br />

operation and offers direct access to important<br />

information as well as actual and target<br />

values at each take-up position by means<br />

of a touch screen. A completely new ‘alarm<br />

philosophy’ also simplifies troubleshooting<br />

and malfunction analysis. “This smart HMI system<br />

is a logical step in the digitalization of our<br />

products”, explains Dr. Friedrich Lennemann,<br />

Vice President R&D Oerlikon Neumag.


30 EDİTÖR YÖNETMEK<br />

İşletmelerde kriz yönetimi<br />

Bildiğiniz gibi içinde bulunduğumuz günlerde hemen herkes ekonomik bir krizden<br />

söz etmektedir. Bu krizin nitelikleri, ülke dışı aktörlerin manipülasyonu ve diğer birçok<br />

husus ekonomik ve siyasi çevreler tarafından tartışılmaktadır. Biz bu yazımızda böyle<br />

durumlarda işletmelerde sergilenecek tutum ve davranışlardan söz edeceğiz.<br />

İŞLETMELER İÇİN KRİZ NEDİR?<br />

İşletmelerde kriz, iç ve dış çevrelerde olabilecek ani değişimlerin, işletmenin yapmış<br />

olduğu planlarını etkilemesi, amaçlarına ulaşmasını engellemesi ve hatta varlığını<br />

tehdit etmesi ile sonuçlanabilecek tehlikeli bir süreçtir. Böyle dönemlerde işletmeler<br />

de ani karalar alabilir ve hızlı değişimler gösterebilirler. Alınan bu ani ve hızlı kararlar<br />

ne kadar doğru olursa kriz o kadar az zararla atlatılabilir. İşletmeler için kriz ortamının<br />

özelliklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Dr. Ahmet Temiroğlu<br />

Özen Mensucat<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

temiroglu@ozenmensucat.<br />

com<br />

atemiroglu@gmail.com<br />

YÖNETMEK<br />

. Kriz, yıllık stratejik planlarında “Kriz Yönetimi” konusuna yer vermiş olan işletmelerde<br />

önceden az çok tahmin edilebilir. Ancak yine de beklenmedik ve ani<br />

değişimlerle ortaya çıkar.<br />

. İşletmeler, birden bire gelişen bu olaylara karşı önlem almakta gecikebilirler.<br />

. Kriz, işletmelerin varlığını tehdit edebilir.<br />

. Krizler işletmelerin gelişen olaylara karşı reaksiyon kabiliyetini zayıflatabilir.<br />

. Kriz ortamları genellikle radikal değişiklikleri gerektirebilir.<br />

. Bu değişimleri yapabilecek bilgi ve zaman olmayabilir.<br />

. Krizler, işletmelerde gerginlik ve moral bozukluğu yaratabilir. Ancak her moral bozucu<br />

olayı da kriz olarak nitelememek gerekir.<br />

. Krizler hızlı karar alınması gereken süreçlerdir. Geç kalmak ya da krizi görmezden<br />

gelmek tehlikeli sonuçlar yaratabilir.<br />

. Krizler iyi yönetilirse fırsatlara da dönüştürülebilir.<br />

İŞLETMELERDE KRİZ YÖNETİMİ<br />

İşletmeler, krizler olmasa da zaman zaman çevrelerindeki belirsizlikler ve ani<br />

değişimlerden etkilenerek, beklenmedik tehlikelerle karşılaşabilirler. İşletme yönetiminin<br />

başarısı ve işletmenin hayatına devam edebilmesi böyle durumlarda<br />

sergileyebilecekleri yeri geldiğinde olağandışı da olabilecek yönetim becerilerine<br />

bağlıdır. Hatta bu dönemlerde gösterilecek doğru tutum ve davranışlar işletme<br />

için tehlikelerden öte fırsatlar da doğurabilir. İşte kriz yönetimi böyle durumlarda<br />

gösterilecek doğru tutum ve davranışları içeren bir süreçtir. Kriz yönetimini bilmeyen<br />

işletmeler için her değişim bir kriz olabilir.<br />

Ancak kriz yönetimi, sadece kriz belirtileri başladığında ya da kriz başladıktan<br />

sonra ortaya konulan uygulamaları içermez. Kriz yönetimi işletmelerde stratejik<br />

yönetimin bir parçasıdır. Çünkü stratejik yönetimin temelinde belirsizlik altında<br />

bazı kararlar almak ve planlar kurmak vardır. İşletmeler yıllık stratejik planlarını<br />

yaparken iç ve dış çevre şartlarını dikkatli bir şekilde analiz ederek olası bazı<br />

tehlikeleri de tahmin edebilmeli ve bunlarla ilgili önlemleri hazır edebilmelidirler.<br />

Bunu yaptıkları takdirde tahmin edemedikleri ya da beklemedikleri olaylara karşı<br />

bile daha hazırlıklı olabilirler. Böylelikle kriz dönemleri çok daha az zararla hatta<br />

bazen karlı şekilde bile atlatılabilir.<br />

KRİZ YÖNETİMİNİN AŞAMALARI NELERDİR?<br />

1. Ortada hiçbir kriz belirtisi olmadığı halde stratejik planın bir parçası olarak, arama<br />

toplantıları, beyin fırtınaları gibi geniş katılımlı toplantılarla olası tehlikeleri ve olağanüstü<br />

durumları tahmin etmek ve olası kriz senaryoları üretmek.<br />

2. Meydana gelecek krizlerin sinyallerini mümkün olduğunca erken tespit edecek<br />

mekanizmalar, sistemler kurmak ve kullanmak. (Süreç Performans kriterleri belirlemek<br />

ve bunları sürekli inceleyerek değişimlerin nedenlerini araştırmak, anketler<br />

yapmak, müşterilerle ve tedarikçilerle sürekli bilgi alışverişi içerisinde olmak, ben-


ch marking yapmak gibi)<br />

3. Kriz sinyalleri ortaya çıktığında işletmedeki<br />

bütün iş süreçlerini ele alarak krizden korumanın<br />

yollarını araştırmak. Krize karşı hazırlıklar<br />

yaparak krizin işletmede oluşturacağı negatif<br />

etkileri en aza indirmek için önlemler almak.<br />

Böylelikle kriz beklenen bir durum olarak<br />

daha kolay yönetilebilir.<br />

4. Kriz gerçekleştiğinde ve işletmeyi etkisi altına<br />

aldığında, daha önce planlanmış olan önlemleri,<br />

gerçekleşen şartlara göre tekrar gözden<br />

geçirmek ve çok hızlı bir şekilde uygulamaya<br />

koymak. Böylelikle krizi kontrol altında tutmak.<br />

5. Kriz şartları ortadan kalktığında mümkün<br />

olabilecek en kısa zamanda normal uygulamalara<br />

geçmek.<br />

6. Kriz öncesi, kriz sırası ve kriz sonrası süreçleri<br />

değerlendirerek bunlardan ders çıkarmak.<br />

Gelecekteki olası krizler için hazırlıklı olmak.<br />

Ve krizden öğrenmek.<br />

KRİZ DÖNEMLERİNDE YAPILABİLECEK HATALAR<br />

Bazen bir işletmede her zaman yaşanabilecek<br />

sorunlar kriz gibi algılanabilmektedir. İşletmelerin<br />

kendileri tarafından yönetebilecek nedenlerle<br />

çıkan problemler kriz değildir.<br />

Öte yandan krizler hafife alınmamalı ya da<br />

“bizi etkilemez, biz iyi durumdayız” diyerek<br />

görmezden de gelinmemelidir.<br />

Ancak özellikle üst yöneticiler kriz dönemlerinde<br />

paniğe de kapılmamalıdırlar. Çalışanların<br />

morallerinin ve motivasyonlarının bozulmamasına<br />

özen göstermelidirler. Krizi yönetirken<br />

işletmedeki çalışanların kişisel kaygılar duyması<br />

ve işletmede de panik havasının yayılması bir<br />

çok olumsuz sonuçlar yaratabilir.<br />

Kriz dönemlerinde işletmelerde yapılabilecek<br />

en önemli hatalardan birisi de krize karşı<br />

önlemler alayım derken daha sonra işletmeyi<br />

zor durumda bırakacak ve onarılamayacak sorunlar<br />

yaratacak bazı uygulamalar yapmaktır.<br />

Çalışanların sayısını azaltmak, üretim kapasitesini<br />

düşürmek, bazı pazarlardan çekilmek ya<br />

da bazı müşterilerden vazgeçmek, işletmeyi<br />

kapatmak ya da bir süre ara vermek gibi eylemler<br />

kriz sonrasında işletmeler için yeni ancak<br />

özel krizlerin yaşanmasına neden olabilir.<br />

Unutulmamalıdır ki işletmeler bazı dönemler,<br />

bazı yıllar kar elde etmeseler de hayatlarına<br />

devam edebilirler. Ancak müşterilerini, pazarlarını,<br />

itibarlarını, yetiştirmiş oldukları insan<br />

kaynaklarını bir kriz döneminde “krizi yönetiyorum”<br />

derken zaafa uğrattıklarında, kriz<br />

geçtikten sonra toparlanıp yollarına devam<br />

etmeleri zorlaşabilir.


32<br />

PANORAMA<br />

<strong>Tekstil</strong> makineleri sektörünün<br />

lider markası HAS GROUP,<br />

ekonomik krize karşı<br />

topyekûn mücadeleyi savundu<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

25 yıl önce bir Türk- İtalyan ortaklığı ile kurulan Has<br />

Group, 2011 yılından itibaren tamamen Türk sermayeli<br />

bir şirket olarak yoluna devam ediyor. Firma<br />

2016 yılına kadar devam eden büyüme sürecinde;<br />

TÜBITAK ile birçok proje gerçekleştirdi. Her sene cirosunun<br />

%3’nü sadece Ar-Ge yatırımlarına ayıran<br />

HAS GROUP, bu planlamanın sonucunda Bilim,<br />

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca tekstil makineleri<br />

imalat sektöründe faaliyet göstererek ‘Türkiye’nin<br />

250. Ar-Ge Merkezi Belgesi’ni aldı ve tekstil sektöründe<br />

Ar-Ge Merkezi Belgesi’ni ilk alan firma oldu.<br />

HAS GROUP ZORLUKLAR KARŞIŞINDA DAHA DA<br />

GÜÇLENİYOR<br />

Dünyanın 40 ülkesinde HAS GROUP’un 2000 civarında<br />

makinesi kurulu olarak bulunuyor. Firmanın<br />

bünyesinde ise bugün 40 mühendis çalışıyor. Bir Türk<br />

markası olan Has Group, 350’den fazla çalışan sayısı<br />

ile dünya tekstil sektörünün ilk 5 firması içerisinde yer<br />

alıyor. Ayrıca firma, Almanya Makine Üreticileri Konfederasyonu<br />

VDMA üyesi olan ilk ve tek Türk firması<br />

olma özelligini taşıyor. HAS GROUP, ülkemizde üretilmeyen<br />

yüksek teknolojili tekstil makineleri üretimi<br />

için bugüne kadar 25 milyon dolarlık yatırım yaptı.<br />

Firma, yatırım malı olarak üretimiyle 150 milyon dolarlık<br />

ihracat gerçekleştirdi. Ayrıca ürettiği makineleri<br />

Türk firmalarına satarak 200 milyon dolarlık hacmin<br />

iç piyasada kalmasını sağladı. Son üç yılın ortalamasına<br />

bakıldığında tekstil makineleri ihracatında<br />

her zaman ilk üç firma arasında yer alan Has Group,<br />

son senelerde 30 milyon dolarlık ciro ve 15 milyon<br />

dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son dönemde ülkemizin<br />

içinde bulunduğu ekonomik koşullardan kendilerinin<br />

de etkilendiğini belirten HAS GROUP Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Tamer Hasbay, pek çok önemli Türk<br />

marka gibi zorluklar yaşadıklarını, bunun en önemli


PANORAMA 33<br />

sebebinin ise yurt dışı rakiplerinin, ülkenin ekonomik<br />

sistemi hakkında olumsuz söylentileri olduğunu<br />

söyledi. Hasbay, olası söylentileri önlemek amacıyla<br />

güven tazeleme ihtiyacı hissettiklerinin samimiyetle<br />

altını çizerek son dönemlerde zorluklar yaşayan<br />

tüm firmaların; inançlı ve güçlü durup müşterileri,<br />

çalışanları ve tedarikçileri ile birlikte kenetlenmesi<br />

gerektiğinin önemini vurguladı.<br />

Hasbay, “Yaşanılan ekonomik olumsuzluklar,<br />

katma değer oluşturan birçok Türk firma için de<br />

maalesef geçerli. Nihayetinde ülkemiz üzerinde,<br />

özellikle ekonomiyi yıpratan bazı planlamalar<br />

oluyor. Ancak biz HAS GROUP olarak bugün<br />

bulunduğumuz yere kolay bir şekilde ulaşmadık.<br />

Firmamızın çeyrek asır boyunca kat ettiği yolda<br />

çok büyük tecrübesi ve birikimi bulunuyor. Bu<br />

birikimlerin sonucunda 25 yılda ülkemize kazandırdığı<br />

bir Türk Markası olarak yoluna devam etmesi<br />

ve yurt dışında ülkemizi temsil etmeyi sürdürmesi<br />

gerektiğine inanarak çalışanlarımızdan, tedarikçilerimizden,<br />

müşterilerimizden aldığımız güç ile<br />

yolumuza devam ediyoruz. Tüm bu desteklerle üretimimiz<br />

sürüyor, yeni projeler ve siparişler alınıyor,<br />

servis hizmetlerimiz ve teknik desteklerimiz de aynı<br />

şekilde devam ediyor. Bugün yeni açılacak bir<br />

firmanın bizim bulunduğumuz yere gelebilmesi için<br />

en az 15-20 yıla ihtiyacı var. Bu emek ne azımsanabilir<br />

ne de bizler, bu zorluklar karşısında pes etmeyi<br />

düşünebiliriz. Firmamızda sürdürülebilirliğin önemini<br />

kavramış her birim, her çalışan, her yönetici<br />

üzerine düşen görevleri daha bir azimle ve inançla<br />

yürütüyor. Bu süreçte bankalara, tedarikçilerimize,<br />

çalışanlarımıza ve müşterilerimize desteklerini<br />

esirgemedikleri için şükranlarımızı sunuyoruz. HAS<br />

GROUP olarak ülkemize, sanayimize katma değeri<br />

yüksek teknolojik ürünler geliştirmeye ve üretmeye<br />

devam edeceğiz” şeklinde konuştu.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


34<br />

PANORAMA<br />

Mayer & Cie yeni atılımları ile<br />

iş kollarını genişletiyor<br />

New line of business for Mayer & Cie.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Mayer & Cie. (MCT) Aralık ayından bu yana<br />

yeni bir iş kolu daha geliştirdi. Ocak 2019’dan<br />

itibaren, Albstadt tesislerinde yuvarlak örgü<br />

makinelerinin yanı sıra örgü makineleri de üretmeye<br />

başladı. Tümü itibarı ile Mayer & Cie’ye ait<br />

olan Mayer Braidtech bağlı kuruluş kapsamında<br />

çalışmakta ve ABD merkezli Mayer Industries<br />

tarafından son 40 yıldır üretilen makinelerin satış<br />

ve servis işlemlerinden sorumlu olarak çalışmaktadır.<br />

Mayer Industries şirketinin orta vadede<br />

faaliyetlerini durduracak olmasından dolayı,<br />

Mayer & Cie, bu başarılı iş kolunu Albstadt bölgesinde<br />

birleştirerek ilerletmeye karar verdi.<br />

ÖRGÜ MAKİNALARI İÇİN ÇOK İYİ SEBEBLER<br />

“Bu adımı, akla en yatkın ürün çeşitlendirme<br />

hedeflerimize daha da yaklaşmak için bir fırsat<br />

olarak görüyoruz” diyen Mayer & Cie’nin Genel<br />

Mayer & Cie. (MCT) has since December had<br />

a new line of business. From January 2019, the<br />

company is manufacturing braiding machines<br />

in addition to circular knitting machines at its<br />

Albstadt works. Mayer Braidtech, a wholly owned<br />

Mayer &Cie. subsidiary, is responsible for sales<br />

and service of the new machines, manufactured<br />

for the past 40 years by US-based affiliate Mayer<br />

Industries. With Mayer Industries due to cease<br />

operations in the medium term, Mayer & Cie. has<br />

decided to integrate and take forward this successful<br />

line of business at its Albstadt location.<br />

Good reasons for braiding machines<br />

“We see this step as an opportunity to come<br />

much closer to our target of sensible diversification,”<br />

says Marcus Mayer, managing director at<br />

Mayer & Cie. and in charge of technical deve-


PANORAMA 35<br />

lopment. “As a manufacturer of circular knitting<br />

machines we are subject to the vagaries of the<br />

textile machinery market, which experience<br />

has shown to be liable to strong fluctuations.<br />

A sector-unrelated product such as braiding<br />

machines will make us a good deal more – and<br />

healthily – independent.” It was apparent right<br />

now, how important diversification is, Benjamin<br />

Mayer, Mayer & Cie.’s comanaging director,<br />

noted. He is responsible for sales. After a fast<br />

and furious start to 2018 demand for circular<br />

knitting machines had tailed off in the second<br />

half. That was mainly due to turbulence in<br />

international trade policy, he said, in the wake<br />

of which uncertainty had spread widely in<br />

many important circular knitting markets. Order<br />

books for braiding machines, in contrast, are full<br />

for months ahead because other laws apply<br />

to the hydraulic hoses used in, for example,<br />

automobile manufacturing and aviation. That<br />

is also true of tubes that drive pumps on the seabed<br />

in offshore operations. Braiding machine<br />

manufacturing capacities are currently fully<br />

booked until the beginning of 2020. Although<br />

circular knitting and braiding machines are only<br />

distant relations, there are many synergy effects<br />

between the two lines of business. “That was a<br />

powerful argument for integration,” says Benjamin<br />

Mayer. “Our new investment stays within<br />

limits because we can make many braiding<br />

machine parts with our existing machine tools<br />

and production machinery. Assembly employees<br />

can not only assemble circular knitting<br />

machines, shipping employees can not only<br />

ship circular knitting machines.” Mayer & Cie.<br />

also anticipates a positive effect in the key sector<br />

of research and development, but with the<br />

stated aim of establishing a separate research<br />

department as soon as possible.<br />

Series manufacture in Albstadt from January<br />

In January 2019, Braidtech is embarking on series<br />

production in Albstadt-Tailfingen. Preparations<br />

for this milestone took nearly 12 months. Premises<br />

needed to be provided, the production<br />

line prepared, procurement organised and,<br />

not least, the team lined up. At the moment, it<br />

consists of 12 employees who do production-related<br />

work in, say, assembly, quality assurance<br />

and logistics. They are currently working flat out<br />

on the prototype of their first braiding machine,<br />

an MR 15 24 Carrier. Patrick Moser, head of the<br />

new Mayer Braidtech business unit, explains that<br />

“the model as such is tried and established, but<br />

for us here, in new conditions, it is an ‘original’.”<br />

The plan for the first half of 2019 provides for the<br />

shipment of two double deck systems, each<br />

consisting of two MR15 24 Carriers, per month.<br />

Preparations are also be made for series pro-<br />

Müdürü ve <strong>Teknik</strong> Gelişmeden Sorumlu kişisi<br />

Marcus Mayer, sözlerine şöyle devam etti. “Yuvarlak<br />

örgü makinelerinin üreticisi olarak piyasa<br />

kaynaklı yaşanan güçlü dalgalanmalarla gelen<br />

tecrübelerimiz bile tekstil makineleri pazarında<br />

yaşanan kestiremediğimiz büyük belirsiz durumlarla<br />

karşı karşıya kalmamıza engel olamıyor.”<br />

“Bu, sektörümüz ile direk ilintili olmayan örgü<br />

makineleri bizim için de daha sağlıklı, daha iyi ve<br />

daha bağımsız bir hareket kabiliyeti getirecek”<br />

diyen Mayer & Cie’nin satıştan sorumlu Eş Genel<br />

Müdürü Benjamin Mayer, şöyle devam etti. Hızlı<br />

ve agresif bir başlangıçtan sonra 2018’e kadar<br />

yuvarlak örgü makinelerine olan talep ikinci<br />

yarıda azaldı. Bunun temel olarak uluslararası<br />

ticaret politikasındaki türbülanstan kaynaklandığını,<br />

belirsizliğin ardından birçok önemli yuvarlak<br />

örgü pazarında geniş çapta yayıldığını söyledi<br />

ve devam etti. “Bu örgü makineleri (braiding)<br />

için ise durum pek öyle değil. Sipariş defterleri<br />

aylarca doludur. Tıpkı otomotiv ve havacılık<br />

sektörlerinde kullanılan en önemli parça olarak<br />

ifade edilen hidrolik hortumlar için geçerli olan<br />

kurallar burada da geçerli açıkçası. Deniz tabanındaki<br />

pompaları çalıştıran tüpler için de aynı<br />

kurallar geçerli. Bir başka deyişle olmazsa olmaz<br />

denebilecek yapılardan bahsediyorum. Bu<br />

örgü makineleri için de bana göre aynı durum<br />

söz konusudur. 2020 başlarına kadar bu örgü<br />

makinelerimizin tüm siparişleri dolmuş durumdadır,<br />

vermiş olduğum tarihe kadar ful kapasite<br />

çalışacak olduğumuzu gururla söyleyebilirim.”<br />

Bu iki makine arasında teknik olarak uzak bir ilişki<br />

olmasına rağmen, iki iş kolu arasında aslında<br />

birçok sinerji etkisi bulunmaktadır. “Bu entegrasyon<br />

için güçlü bir argümandı” diyen Benjamin<br />

Mayer, şöyle devam etti. “Çok iyi analiz ettik<br />

ki; yeni yatırımımız kabiliyetlerimiz içerisinde<br />

kalmaktadır. Çünkü mevcut takım tezgahlarımız<br />

ve üretim makinelerimiz ile birçok örgü makine<br />

parçası yapabilecek durumdayız. Montaj<br />

hattındaki çalışanlarımız sadece yuvarlak<br />

örgü makinelerinin montajını yapamaz, ya da<br />

nakliye hattında çalışan arkadaşlarımız sadece<br />

yine aynı şekilde yuvarlak örgü makinelerimizin<br />

yükleme ya da navlun işleri ile sınırlı kalamazlar.”<br />

Mayer & Cie araştırma ve geliştirme anlamında<br />

mevcut çalışanlarından yine çok önemli<br />

bir katkı beklemekle birlikte, mümkün olan en<br />

kısa zaman içerisinde ayrı bir Ar-Ge bölümü<br />

kurulması gerektiğini düşünmektedirler.<br />

ALBSTADT’TA OCAK AYINDAN İTİBAREN SERİ ÜRETİM<br />

Ocak 2019’da, Braidtech, Albstadt-Tailfingen’de<br />

seri üretime geçiyor. Bu dönüm noktası<br />

için hazırlıklar yaklaşık 12 ay sürdü. Tesislerde<br />

gerekli altyapı sağlandı. Üretim hattı hazırlandı,<br />

tedarik altyapısı organize edildi ve en azından<br />

ekip ve gerekli donanım sıraya dizildi. Şu anda<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


36<br />

PANORAMA<br />

montaj, kalite güvencesi ve lojistik bölümleri olmak üzere,<br />

üretim ile ilgili çalışma yapan toplam 12 çalışan bulunmaktadır.<br />

Onlar şu anda ilk örgü makinesinin prototipi olan MR15 24<br />

Carrier üzerinde çalışmaktadırlar. Mayer BraidTech’in bu yeni<br />

üretim hattından sorumlu olan birim bölüm başkanı Patrick<br />

Moser ise şunları söyledi. “Bunun gibi bir model elbette daha<br />

önce denendi ve oluşturuldu. Ancak bizim için burada ve<br />

oluşturduğumuz yeni koşullar içerisinde yenidir” dedi.<br />

2019’un ilk yarısına ilişkin plan, her biri ayda iki adet MR15 24<br />

Carier’den oluşan iki adet çift katlı sistemin nakliyesini sağlamak<br />

üzerine oluşturulmuştur. Seri üretim için hazırlıklar da<br />

bir yandan devam etmektedir. Orda da amaç ikinci modelin<br />

altı adet farklı alt üründen oluşmasını sağlamak üzerine<br />

şekillendirilmektedir. Dağıtım alt yapıları ise son derece iyi bir<br />

şekilde organize edilmiştir. Grup bünyesinde zaten bu iş en<br />

iyi şekilde gerçekleştirilmektedir. Burada da Mayer Braidtech<br />

yıllar boyunca dünya geneli satışlarını en iyi şekilde<br />

gerçekleştirecektir. Moser işlerinin aslında bir bakıma proje işi<br />

olduğunu belirtirken bir süredir konu ile ilgili olarak İtalya ve<br />

Çin’den sipariş aldıklarını belirtiyor.<br />

ABD’DEN GEÇİCİ ÜRETİM DESTEĞİ<br />

Şayet gelen talepler Albstadt-Tailfingen’deki üretim kapasitesini<br />

aşarsa Mayer & Cie bağlı Mayer Industries önümüzdeki<br />

yıl örgü makineleri üretmeye devam edecek. Güney Carolina,<br />

Orangeburg merkezli Mayer Industries, son 40 yıldır bu<br />

alanda kendi adına önemli bir isim oluşturmuştur. Ve yapmış<br />

olduğu sistemler, birinci sınıf ürünler olarak kabul edilmiştir.<br />

1970 yılında kurulan Mayer Industries aslen yuvarlak örgü makineleri<br />

üretmekteydi. Ancak 1970 yıllarında yaşanan kriz sonrasında<br />

siparişlerinde önemli düşüşler yaşandı ve o dönemde<br />

firma sahipleri, yani Mayer ailesi bu örgü makineleri (braiding<br />

machines) için patent aldı. Aslında bir bakıma o dönemlerde<br />

bu yeni ve farklı üretim hattının temellerini atmış oldular.<br />

Mayer Industries ticari işlemleri durdurduğunda ki bu kuvvetle<br />

muhtemel 2019 yılının sonlarını bulacak, bu üretim hattında<br />

hizmetlerini farklı bir yerde vermeye devam edecek.<br />

duction of the second model in a<br />

range consisting of six products.<br />

Distribution structures are well<br />

established. Mayer Braidtech has<br />

handled world sales of braiding<br />

machines for years. “Our business,”<br />

Moser says, “is project business,<br />

so the largest sales markets<br />

can vary from year to year, but<br />

for some time we have had many<br />

orders from Italy and China.” Interim<br />

production support from the<br />

United States As overall demand<br />

still exceeds production capacity<br />

in Albstadt-Tailfingen, Mayer &<br />

Cie. affiliate Mayer Industries will<br />

continue to manufacture braiding<br />

machines in the year ahead.<br />

Mayer Industries, based in Orangeburg,<br />

South Carolina, has made<br />

a name for itself in this field for<br />

the past 40 years and its systems<br />

are considered to be premium<br />

products. Founded in 1970, Mayer<br />

Industries originally manufactured<br />

circular knitting machines, but<br />

when orders stopped coming in<br />

during the 1970s crisis the owners,<br />

the Mayer family, acquired<br />

patents for braiding machines,<br />

thereby laying the foundations<br />

for a new, distinct line of business.<br />

When Mayer Industries ceases business<br />

operations, probably at the<br />

end of 2019, this line of business will<br />

continue to provide its services,<br />

but at a different location.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


38<br />

PANORAMA<br />

Naylon endüstrisinde<br />

fırtına öncesi sessizlik mi?<br />

The calm before the storm<br />

for the nylon industry?<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Karışıklık süresinin ardından naylon endüstrisi, son<br />

birkaç yılda özellikle elverişli bir durum yaşadı.<br />

Bunların hepsi değişmek üzere, ancak 2019’da<br />

daha fazla oynaklık olması bekleniyor. Aşağıda<br />

poliamid ve naylon endüstrisinde 2019’a odaklanılması<br />

gereken kilit konular bulunmaktadır.<br />

HAM PETROL VE HAMMADDE İSTİKRARSIZLIĞI<br />

2018 yılında, küresel jeopolitik istikrarsızlık, petrol<br />

fiyatını neredeyse % 50 oranında artırdı ve bu,<br />

yılsonuna doğru azaldı. Bununla birlikte, ana<br />

poliamid besleme stokları az çok korunmuştur.<br />

Benzen, bütadien, propilen ve amonyak aynı<br />

oranda artmadı. Bu korumaya izin veren kullanıcılar,<br />

2019’daki poliamid maliyeti üzerinde aynı<br />

olumlu etkiye sahip olmayacak ve bu nedenle<br />

bu genel durumları anlamak önümüzdeki 12 ay<br />

boyunca işletmelerin başarısı için temel olacaktır.<br />

ADN AZLIĞI VE BUNUN HMD VE PA66<br />

ÜZERİNDEKİ ETKİSİ<br />

ADN (adiponitril) mevcudiyeti açısından, 2019,<br />

2018’den daha zor bir yıl olabilir. ADN’nin yetersizliği,<br />

2019’da PA 66’nın geleceğini sorgulayan<br />

birkaç büyük teknik ve çevresel güç tarafından<br />

daha da kötüleşmiştir. Butachimie’nin kapanması,<br />

Eylül ayında başlayan ve PA 66’nın genel<br />

dengesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olması<br />

beklenmektedir. ADN’nin arz ve talebinin<br />

2019’da ve sonrasında nasıl gelişeceğini anlamak,<br />

hem doğrudan hem de dolaylı olarak<br />

bu temel materyale bağımlı olanlar için çok<br />

büyük önem arz etmektedir.<br />

CAPROLACTAM VE PA6 ÜRÜN BULUNABİLİRLİĞİ<br />

VE PAZAR FİYATLARI<br />

Kaprolaktam (PA 6 EP, ince iplik ve elyaf<br />

yapmak için kullanılan) pazarı, gittikçe daha<br />

fazla bölgeselleşiyor ve bu da fiyatlar ve<br />

marjlar üzerinde önemli bir etkiye sahip bir<br />

hale gelmektedir. Bu piyasa aynı zamanda<br />

doğrudan benzen fiyatıyla ilgili olarak üretim<br />

maliyetine de bağlıdır. Sonuç olarak, benzen<br />

ve kaprolaktam ile PA 6’nın arz / talep<br />

dengesi de dahil olmak üzere hammadde<br />

Following a period of turmoil, the nylon industry<br />

has enjoyed a particularly favourable situation<br />

over the past couple of years. All of that is<br />

about to change, however, as 2019 is expected<br />

to be a year of more volatility. Below are<br />

the key issues to focus on for 2019 within the<br />

polyamide and nylon industry.<br />

Crude oil and raw material instability<br />

During 2018, global geopolitical instability pushed<br />

up the price of oil by almost 50% and this<br />

decreased towards the end of the year. However,<br />

the main polyamide feedstocks were more<br />

or less spared. Benzene, butadiene, propylene<br />

and ammonia didn’t increase at the same rate.<br />

The drivers that allowed this protection will not<br />

necessarily have the same positive effects on the<br />

cost of polyamide in 2019 and therefore understanding<br />

these drivers will be fundamental to the<br />

success of businesses over the next 12 months.<br />

ADN shortage and the impact on the HMD<br />

and PA66<br />

In terms of ADN (adiponitrile) availability, 2019<br />

may be an even tougher year than 2018. A<br />

shortage of ADN has been aggravated by<br />

several major technical and environmental<br />

forces, which calls into question the future of PA<br />

66 in 2019. The Butachimie closure, which began<br />

in September, is expected to have a significant<br />

impact on the overall balance of PA 66. Understanding<br />

how the supply and demand for ADN<br />

will develop in 2019 and beyond is essential for<br />

those who both directly and indirectly depend<br />

on this essential material.<br />

Caprolactam and PA6 product availability and<br />

market prices<br />

The caprolactam (used to make PA 6 EP, filament<br />

and fiber) market is becoming increasingly<br />

regional, which has a significant impact<br />

on prices and margins. This market is also<br />

heavily dependent on the cost of production<br />

directly related to the price of benzene. As a<br />

result, a combination of understanding and


forecasting the cost of raw materials,<br />

including benzene, and the supply/demand<br />

balance of caprolactam and PA<br />

6 will remain a priority for 2019.<br />

Environmental concerns and legislation<br />

Environmental concerns as hurricanes<br />

or the level of Rhine river and legislation<br />

updates have been crucial for the polyamide<br />

industry. The intensity of winter in<br />

China and the policy update to include<br />

a temporary closure of production units<br />

have both had an immediate impact on<br />

the availability and prices of cyclohexanone,<br />

adipic and caprolactam.<br />

The risk of substitution<br />

The significant increase in polymer prices,<br />

in particular PA66 in 2018, has dramatically<br />

changed the criteria for choosing<br />

materials for industrial, textile fibres<br />

applications and engineering plastics.<br />

The grey zone between PA 6 and PA 66<br />

are expected to become more complex<br />

as other materials, such as PBT, become<br />

realistic alternatives. 2019 could well be<br />

the year in which the decision to replace<br />

these materials is made, therefore<br />

monitoring the substitution outlook,<br />

including PBT, will be critical.<br />

maliyetlerinin anlaşılması ve tümünün<br />

bir arada tahmin edilmesi, 2019 için<br />

açıkçası tam bir öncelik olacaktır.<br />

ÇEVRESEL ENDİŞELER VE MEVZUAT<br />

Kasırgalar veya Ren nehrinin seviyesi<br />

gibi çevresel kaygılar ve mevzuat<br />

güncellemeleri poliamid endüstrisi için<br />

gerçekten çok büyük bir önem arz etmektedir.<br />

Çin’de geçen kışın yoğunluğu<br />

ve üretim birimlerinin geçici olarak kapatılmasını<br />

içeren politika güncellemesi,<br />

hem sikloheksanon, adipik, hem de<br />

kaprolaktamın mevcudiyeti ve fiyatları<br />

üzerinde hemen etkili olmuştur.<br />

İKAME RİSKİ<br />

Polimer fiyatlarındaki, özellikle de 2018<br />

yılında yaşanan PA66’daki artış, endüstriyel,<br />

tekstil elyafı uygulamaları ve mühendislik<br />

plastikleri için malzeme seçimi<br />

anlamında kriterleri önemli ölçüde<br />

değiştirmiştir. PA 6 ve PA 66 arasındaki<br />

gri bölgenin PBT gibi diğer malzemeler<br />

gerçekçi alternatifler haline geldiğinden<br />

daha karmaşık hale gelmesi beklenebilir.


40<br />

PANORAMA<br />

Monforts’un üretim sahasındaki<br />

teknik bilgilerin aktarımı<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Monforts terbiye makinelerinin üretimi için ana<br />

alan olan Avusturya’daki Montex Maschinen<br />

fabrikası, şu anda çok yüklü bir yeni sipariş programını<br />

karşılamak için yoğun bir şekilde çalışmaktadır<br />

ve aynı zamanda bu Haziran ayında<br />

Barselona’da gerçekleşecek ITMA 2019 Fuarında<br />

tanıtılacak yeni ürünlerini de neticelendirmek<br />

üzere çalışmalarını sürdürmektedir. “Almanya’nın<br />

Mönchengladbach kentindeki Monforts araştırma<br />

ve geliştirme ekibiyle, fuar ve gelecekteki seri<br />

üretimlerine hazır olmak üzere test ve prototipleme<br />

içeriğinde en yeni fikirleri almak üzere çok yakın<br />

çalışmaktayız” diyen Montex fabrika müdürü<br />

Gert Hanzl sözlerine şöyle devam etti. “Endüstri<br />

4.0 tarafından sürekli olarak tasarım ve üretim<br />

yöntemlerinin geliştirilmesinde sunulan, birçok<br />

yeni olasılıktan tam olarak faydalanmaktayız.”<br />

St. Stefan’ta, Avusturya’nın Lavant Vadisi’nin<br />

merkezinde bulunan Montex Maschinen fabrikası,<br />

1982’de Monforts tarafından gelişmiş bir<br />

üretim merkezi olarak kurulmuştur. Bölgenin,<br />

As the key site for the construction of Monforts<br />

finishing machines, Montex Maschinenfabrik<br />

in Austria is currently working flat out to meet a<br />

very busy new order schedule, while also finalising<br />

the new exhibits which will be unveiled at<br />

ITMA 2019 in Barcelona this June.<br />

“We have been working very closely with the<br />

Monforts research and development team<br />

in Mönchengladbach, Germany, to take the<br />

latest new ideas through testing and prototyping,<br />

in readiness for the exhibition and for<br />

future series production,” says Montex plant<br />

manager Gert Hanzl. “We are fully exploiting<br />

the many new possibilities being offered by<br />

Industry 4.0 in the continuous development of<br />

design and manufacturing methods.”<br />

Located in St. Stefan, in the centre of Austria’s<br />

Lavant Valley, Montex Maschinenfabrik was<br />

founded by Monforts in 1982 as an advanced<br />

manufacturing hub. “Our area is known as the<br />

‘paradise of Carinthia’ due to its favourable


PANORAMA 41<br />

Passing on the know-how<br />

at the Monforts production site<br />

climate,” says Gert. “Lignite was mined up to<br />

a depth of 600 metres here until 1968. From the<br />

outset of Montex in 1982, we have specialised<br />

in all aspects of machine production, including<br />

high-precision sheet metal working, laser<br />

cutting and welding, the assembly of components,<br />

painting and shipping, along with a<br />

well-organised spare parts service.”<br />

The Montex machine shop is equipped with<br />

advanced Trumpf laser and CNC cutting machines<br />

and presses, with the powder coating<br />

of exterior panels also carried out for rapid<br />

turnaround. “The respective electrical switch<br />

cabinets for the machines are delivered just-intime<br />

from Monforts in Germany according to<br />

our production schedules,” says Gert.<br />

Special machines<br />

While there is standardisation in series-produced<br />

Monforts machines, Montex is increasingly<br />

called upon to construct tailor made machines<br />

elverişli iklimi nedeniyle ‘Karintiya’nın Cenneti’<br />

olarak bilindiğine dikkat çeken Gert, “Linyit bu<br />

bölgede 1968 yılına kadar yaklaşık olarak 600<br />

metre derinliğe kadar çıkarılmıştır. Montex’de<br />

ilk kuruluş yılından itibaren en başından beri<br />

yüksek hassasiyetli sac işleme, lazer kesim ve<br />

kaynak işlemleri ile birlikte tüm bileşenlerin<br />

montajı da dahil olmak üzere makine üretiminin<br />

her alanından uzmanlaşmış durumdayız.<br />

Ve elbette bu uzmanlığımızı aynı zamanda<br />

boyama, nakliye ve en iyi şekilde organize edilmiş<br />

yedek parça servisimiz ile birlikte başarılı bir<br />

şekilde tamamlamış bulunuyoruz,” dedi.<br />

Montex makine fabrikası aynı zamanda, hızlı<br />

geri dönüş sağlamak üzere geliştirmiş olduğu,<br />

dış panellerin toz boya kaplaması, gelişmiş<br />

Trumpf lazer ve CNC kesme makineleri ve<br />

presleriyle donatılmıştır. Gert, “Makinelerin<br />

elektrik şalter dolapları, üretim programlarımıza<br />

göre kusursuz bir zamanlama ile Almanya’daki<br />

Monforts’tan teslim edilmektedir,” diyor.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


42<br />

PANORAMA<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

ÖZEL MAKİNALAR<br />

Seri üretilen Monforts makinelerinde standardizasyon<br />

olsa da, Montex, müşterilerin özel ihtiyaçlarına<br />

göre, özel tasarımlı özel makineler üretmeye<br />

giderek daha fazla önem vermektedir.<br />

Gert, “Tüm yönleri ile kanıtlanmış bileşenlerin ve<br />

dikkatlice test edilmiş özel yapıların en iyi kombinasyonunu<br />

hedefliyoruz. Son günlerde, sekiz<br />

hafta içinde bir müşteriye komple bir sonlandırma<br />

hattı teslim ettiğimz son derece büyük projeleri<br />

hayata geçirmiş bulunuyoruz. 320 derecelik<br />

bir sıcaklık odasına sahip zorlu bir germe-kurutma<br />

makinesinin tecrübe ile sabit tasarımından<br />

son derece memnun kaldık. Şu anda 5.6 metre<br />

çalışma genişliğine sahip makineler üretiyoruz<br />

ve istenirse yedi metre genişliğe sahip makineler<br />

de üretebilecek kapasitedeyiz,” dedi.<br />

Endüstriye adeta bir standart getirmiş olan<br />

Montex ramözler, kayışlı kurutucular, Thermex<br />

boyama hatları ve Monfortex / Toptex sıkıştırmalı<br />

çektirme makinelerinin yanı sıra Matex padderlar<br />

ve Eco Aplikatör minimal kaplama üniteleri<br />

de dahil olmak üzere Monforts’un çekirdek<br />

makine yelpazesi, Timatec’in satın alınmasıyla<br />

önemli ölçüde genişletilmiştir. Ve bu makine<br />

yelpazesi, 2015 yılında tekstil özelinde neredeyse<br />

tüm uygulamalar için eksiksiz bir kaplama<br />

ünitesi portföyü içerecek şekilde organize<br />

edilmiştir. Akabinde bunlar daha da geliştirilmiş<br />

ve Monforts’un elektriksel plc kontrol standartlarına<br />

uyarlanmıştır. Ve şimdi Monforts texCoat ve<br />

Allround üniteleri olarak sistemde mevcut hale<br />

gelmiştir. Gert, Montex’de iş gücü ile ilgili olarak<br />

sadakat ve memnuniyetin son derece önemli<br />

olduğunu vurgulayarak, “İşimiz şu anda çok iyi<br />

gidiyor ve ITMA 2019 yaklaşırken, orada da bizi<br />

daha da ileriye taşıyacak olan yeni zorlukları<br />

karşılamaya ziyadesi ile hazırız” dedi.<br />

GELİŞMİŞ EĞİTİM<br />

Gert, “Avusturya Montex’in kuruluşundan bu<br />

yana bu alanda çalışan arkadaşlarımız var.<br />

Ancak teknik bilgimizi aktarmak ve müşterilerimizin<br />

Monforts sistemlerinden bekledikleri yüksek<br />

standardı sağlamak için çırak ve kalfalarımızı aynı<br />

anda eğitebilmek çok önemlidir. Zira ancak bu<br />

şekilde ileri seviyelere ulaşmak mümkün olacaktır.<br />

Burada Avrupa’nın kalbinde olmanın en önemli<br />

avantajlarından biri de dünyanın en iyi eğitim<br />

sistemlerinden sayılabilecek ‘Pratikle Birleştiren<br />

Eğitim Sistemidir’. Bu sistem meslek okullarının<br />

vermiş oldukları teorik eğitimin hem kendi atölyelerinde<br />

hem de şirketlerde uygulamalı eğitimlerle<br />

birleştirilmesidir. Kendi yapımızda da personel<br />

yeni beceriler geliştirmek için düzenli olarak eğitim<br />

görmekte ve aynı zamanda herkes üretimin<br />

her aşamasında yer almaktadır. Bu eğitim onları<br />

çoklu görev için hazır hale getirmektedir. Bu bize<br />

esneklik ve güç kazandırmaktadır,“ dedi.<br />

with unique designs, according to the special<br />

needs of the customers. “We aim for the best<br />

combination of already-proven components<br />

and carefully-tested special constructions,” says<br />

Gert. “We are able to handle extremely large<br />

projects, having recently shipped a complete finishing<br />

line to one customer within eight weeks,<br />

and we were particularly pleased with our proven<br />

design of a challenging stenter frame with<br />

a 320-degree temperature chamber. We are<br />

currently manufacturing machines with working<br />

widths of 5.6 metres and we can produce those<br />

with widths of up to seven metres, if requested.”<br />

The core Monforts machine range, including<br />

the industry standard Montex stenters, along<br />

with relaxation dryers, Thermex dyeing ranges<br />

and Monfortex/Toptex compressive shrinking<br />

ranges as well as Matex padders and Eco<br />

Applicator minimal coating units, has been<br />

significantly expanded with the acquisition of<br />

Timatec in 2015, to include a complete portfolio<br />

of coating units for virtually all applications<br />

in textiles. These have been further developed<br />

and been adapted to Monforts electrical<br />

plc-control standards and are now available as<br />

the Monforts texCoat and Allround units. “The<br />

business is currently running very well and with<br />

ITMA 2019 approaching we are ready to meet<br />

a special challenge,” Gert says, emphasising<br />

that the loyalty and satisfaction of the Montex<br />

workforce is of paramount importance.<br />

Advanced training<br />

“We have employees who have worked at this<br />

site since the foundation of Montex Austria, but<br />

it’s very important that we train apprentices at<br />

the same time, in order to pass on our know-how<br />

and ensure the high standard that customers<br />

expect from Monforts systems is maintained<br />

going forward,” he says. “One of the key advantages<br />

of being here in the heart of Europe is the<br />

Trial Training System – one of the best training<br />

systems in the world. It combines theoretical<br />

instruction in a vocational school with practical<br />

training both within the company and in training<br />

workshops. “Established staff also train regularly<br />

to develop new skills and everyone is involved at<br />

all stages of production and trained to multi-task.<br />

This gives us flexibility and strength.”


ATC-DYE HT-01/05/15F<br />

KUMAŞ BOYAMA MAKİNASI<br />

FABRIC DYEING MACHINE<br />

ATC-DYE BB01F<br />

BOBİN BOYAMA MAKİNASI<br />

BOBBIN DYEING MACHINE<br />

MBB04F<br />

MİNİ BOBİN BOYAMA MAKİNASI<br />

MINI BOBBIN DYEING MACHINE<br />

GK-40E<br />

E KONTROL - BUHARLAMALI KURUTUCU<br />

E CONTROL - STEAMER DRYER<br />

3K-YK16<br />

LABORATUVAR NUMUNE YIKAMA MAKİNASI<br />

LABROTARY SAMPLE WASHING MACHINE<br />

LAB-DYE HT 10/16/24 IR<br />

TÜPLÜ NUMUNE BOYAMA MAKİNASI<br />

BEAKER SAMPLE DYEING MACHINE<br />

GK-40RKL<br />

LABORATUVAR TİPİ KAPLAMA VE KURUTUCU<br />

LABORATORY DRYER AND COATING UNIT


44<br />

PANORAMA<br />

Getzner AG in Bludenz, Austria<br />

Image source / photographer: Jens Ellensohn, Koblach/A<br />

Avusturya, Bludenz’deki<br />

Getzner AG’de<br />

ısı geri kazanımı ve<br />

egzoz havası kirliliği kontrolü<br />

Heat-recovery and exhaust<br />

air pollution control<br />

at Getzner AG<br />

in Bludenz, Austria<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Vorarlberg, İsviçre ve Almanya’ya sınırı olan<br />

Avusturya’nın en batısındaki eyaletidir. Etkileyici<br />

dağ manzarası ile buraya doğa yürüyüşü<br />

yapmayı veya kayak yapmayı seven birçok<br />

turistin gelmesi kesinlikle şaşırtıcı değildir. Vorarlberg,<br />

ünlü bir turizm merkezi olmasına rağmen,<br />

brüt olarak gelirlerinin yalnızca% 6’sı turizmden<br />

kaynaklanmaktadır – bu da ihracat payının<br />

yüksek olduğu güçlü başka bir sektörün varlığının<br />

açık bir işaretidir. Muhtemelen son iki yüzyıldaki<br />

en güçlü sanayi dalı olan tekstil endüstrisi<br />

bu arada konu özelinde üstünlüğünü yitirmeye<br />

başlamıştır. Ancak, hala belirgin bir şekilde<br />

temsil edilmektedir: Vorarlberg’deki en büyük<br />

20 sanayi şirketinden birisi de tekstil sektörüne<br />

aittir - Bludenz’deki Getzner AG.<br />

200 yıl önce kurulan Getzner AG, bugün Afrika<br />

damasko (Şam kumaşlarının) lider firması ve<br />

moda gömlek kumaşlarının önde gelen üreticilerinden<br />

biridir. Getzner AG’nin Bludenz’deki<br />

Vorarlberg is the westernmost province of Austria,<br />

bordering Switzerland and Germany. With<br />

the impressive alpine scenery, it is not surprising<br />

that many tourists come here who like hiking or<br />

skiing. Although Vorarlberg is a famous tourist<br />

destination, only about 6% of the gross social<br />

product is generated by tourism – a sign of a<br />

strong industry with a high export share.<br />

The textile industry, probably the strongest branch<br />

of industry in the last two centuries, has lost<br />

its supremacy there in the meantime. However,<br />

it is still prominently represented: one of the 20<br />

largest industrial companies in Vorarlberg belongs<br />

to the textile industry – Getzner AG in Bludenz.<br />

Founded 200 years ago, Getzner AG is today<br />

the leading company for the production of<br />

African damask fabrics and one of the leading<br />

manufacturers of shirt fashion fabrics. In the<br />

new production halls at Getzner AG’s main


PANORAMA 45<br />

plant in Bludenz, fabrics are woven and finished<br />

for ready-made garments. The fabrics are<br />

finished in special processes mainly on new<br />

BRÜCKNER stenters. As substances evaporate<br />

from the fabric during the textile finishing processes,<br />

the stenters have to be vacuumed off<br />

and this exhaust air has to be cleaned before<br />

being emitted into the environment.<br />

The exhaust air treatment on the new stenters<br />

of Getzner AG is carried out by a multi-stage<br />

BRÜCKNER ECO-HEAT and ECO-AIR system. In<br />

the first ECO-HEAT heat-recovery system, heated<br />

fresh air is generated for the drying process,<br />

which noticeably reduces energy consumption.<br />

In the second ECO-HEAT heat-recovery<br />

system, water is heated for the company’s<br />

internal heating system and thus, depending<br />

on the heating requirement, up to 85% of the<br />

invested heat energy is recovered. The pollutants<br />

from the exhaust air are condensed and<br />

separated in the subsequent ECO-AIR exhaust<br />

air scrubber. A silencer behind the exhaust air<br />

fan reduces the exhaust noise to a minimum.<br />

The proven ECO-HEAT components guarantee<br />

high heat transfer efficiency and a particularly<br />

robust and maintenance-friendly design. Since<br />

the heat exchangers have to be cleaned at<br />

regular intervals from unavoidable deposits<br />

in order to maintain full performance, they<br />

are easy to remove. The heat exchangers are<br />

boiled regularly in the cleaning bath supplied.<br />

As Getzner AG has replacement heat exchanger<br />

modules in stock, the heat exchangers are<br />

cleaned without any time pressure.<br />

With this modern multi-stage exhaust air<br />

system Getzner AG achieves a high energy efficiency,<br />

because most of the exhaust air heat<br />

is recovered in BRÜCKNER ECO-HEAT systems.<br />

In addition, the picturesque environment is not<br />

polluted by smoke, noise and odours from the<br />

production process, thanks to the BRÜCKNER<br />

ECO-AIR exhaust air cleaning system.<br />

ana fabrikasının yeni üretim salonlarında,<br />

kumaşlar hazır giyim için dokunmakta ve bitim<br />

işlemi gerçekleştirilmektedir. Kumaşlar özellikle<br />

yeni BRÜCKNER ramözler üzerinde özel işlemlerde<br />

hazırlanmaktadır. <strong>Tekstil</strong> terbiye işlemleri<br />

sırasında maddeler kumaştan buharlaştıkça,<br />

ramözlerde temizlenmesi gerekmektedir ve bu<br />

egzoz havasının da çevreye yayılmadan önce<br />

temizlenmesi gerekmektedir.<br />

Getzner AG’nin yeni ramzölerindeki egzoz<br />

havası işlemi çok kademeli bir BRÜCKNER<br />

ECO-HEAT ve ECO-AIR sistemi ile gerçekleştirilir.<br />

İlk ECO-HEAT ısı geri kazanım sisteminde,<br />

kurutma işlemi için ısıtılmış temiz hava üretilir ve<br />

bu da enerji tüketimini gözle görülür biçimde<br />

azaltmaktadır. İkinci ECO-HEAT ısı geri kazanım<br />

sisteminde, şirketin dahili ısıtma sistemi için su<br />

ısıtılır ve böylece ısıtma ihtiyacına bağlı olarak,<br />

harcanan ısı enerjisinin% 85’ine kadar geri<br />

kazanılır. Egzoz havasındaki kirleticiler, ECO-AIR<br />

egzoz havası temizleyicisinde yoğunlaştırılarak<br />

kolayca ayrıştırılır. Egzoz havası fanının arkasındaki<br />

susturucu da, egzoz sesini en aza indirir.<br />

Hiçbir şüpheye yer bırakmayan ECO-HEAT<br />

bileşenleri yüksek ısı transfer verimi, kati surette<br />

sağlamlık ve bakım dostu bir tasarım sağlamaktadır.<br />

Isı eşanjörlerinin, tam performans sağlayabilmesi<br />

için kaçınılmaz tortulardan düzenli aralıklarla<br />

temizlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple<br />

çıkarılma işleminin kolay olarak yapılabilmesi<br />

için tasarımları da ona göre yapılmıştır. Isı eşanjörleri<br />

verilen temizlik banyosunda düzenli olarak<br />

kaynatılır. Getzner AG stokta yedek ısı eşanjörü<br />

modüllerine sahip olduğundan, ısı eşanjörleri<br />

zaman baskısı olmadan rahatlıkla temizlenebilmektedir.<br />

Bu modern çok aşamalı egzoz havası<br />

sistemi ile Getzner AG, yüksek bir enerji verimliliği<br />

sağlar, çünkü egzoz havası ısısının çoğu BRÜCK-<br />

NER ECO-HEAT sistemlerinde geri kazanılmaktadır.<br />

Ayrıca, tablo gibi var olan ortam, BRÜCK-<br />

NER ECO-AIR egzoz havası temizleme sistemi<br />

sayesinde, üretim sürecindeki duman, gürültü<br />

ve kokularla kirlenmemiş olacaktır.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


46<br />

PANORAMA<br />

Marco de Koning<br />

İcra Kurulu Başkanı CEO<br />

TANATEX Chemicals’da<br />

yönetim dönüşümü<br />

Management changes<br />

TANATEX Chemicals<br />

1 Ocak 2019 tarihi itibari ile TANATEX Chemicals firmasının Yönetim<br />

Kurulu’nda önemli değişiklikler gerçekleşti. Yeni CEO - Jørgen<br />

Vendel, CFO – Calvin Qiu, ve CTO – Paul Oude Lenferink ile firma<br />

için yepyeni bir dönem başladı.<br />

The Board of TANATEX Chemicals, saw several changes commencing 1<br />

January 2019. With a new CEO - Jørgen Vendel, CFO – Calvin Qiu, and<br />

CTO – Paul Oude Lenferink, a new era starts for the company.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

TANATEX firması, yönetimin Lanxess’ten operasyonu<br />

satın alması ile 2007 yılında kurulmuştu.<br />

Geçen 11 yıl boyunca sağlam ve sürdürülebilir<br />

bir tekstil yardımcı kimyasal firması oluşturuldu.<br />

Firma 2016 yılında Transfar Group’un bir parçası<br />

oldu. 11 yıl boyunca başarı ile ön saflarda<br />

görev yapan Marco de Koning (İcra Kurulu<br />

Başkanı - CEO) ve Arthur Hopmans (Finans Yönetimi<br />

Başkanı - CFO) 2018 yıl sonunda TANATEX<br />

Chemicals’dan ayrılma kararı alarak, yeni zihinlere<br />

ve fikirlere yer açtılar. Firmayı eski Ticari<br />

Faaliyetler Başkanı (CCO) Jørgen Vendel’in<br />

güvenli ellerine teslim ettiler.<br />

“TANATEX ile geçen son 11 yıl gerçek anlamda<br />

ödüllendirici ve heyecan verici bir yolculuktu.’<br />

dedi Marco de Koning. ‘Amacımız ürün yerine,<br />

çözüm üreten ve satan uluslararası bir tekstil kimyasal<br />

üreticisi olmaktı. Çalışanlarımızın becerileri<br />

ve özverileri ile, biz de tam olarak bunu gerçekleştirdik.<br />

İşe olan tutkum eskisinden bile daha<br />

fazla, ve gurur ile bu işi yeni lider takıma devrediyoruz.<br />

Onlar da kendilerinin vizyonları ve idealleri<br />

ile şirketi bir sonraki aşamaya taşıyacaklar.’<br />

Jørgen Vendel TANATEX’e 2017 yılının başlarında<br />

CCO olarak katıldı ve şimdi de İcra Kurulu<br />

Başkanlığı (CEO) görevi için kollarını sıvadı.<br />

Jørgen’in global kimyasal endüstrisindeki<br />

üstün tecrübesi, yerel ve uluslararası yöneticilik<br />

yaptığı The Linde Group ve BP Oil’den geliyor.<br />

Jørgen CCO rolünü, şu an için CEO görevi ile<br />

aynı anda yürütmeye devam edecek.<br />

‘Geçmişin üstün başarılarını temel alarak,<br />

TANATEX was formed in 2007 following a management<br />

buyout of the company from Lanxess.<br />

Over the past 11 years, it has developed a<br />

robust, sustainable textile processing chemicals<br />

business. The company became part of<br />

the Transfar Group in 2016. After 11 years as<br />

frontmen for the successful company, Marco<br />

de Koning (CEO) and Arthur Hopmans (CFO)<br />

decided to depart TANATEX Chemicals end<br />

2018 and give room to new ideas. They leave<br />

the company in the trusted hands of former<br />

CCO Jørgen Vendel.<br />

“The past 11 years with TANATEX have been a highly<br />

rewarding and exciting journey,” said Marco<br />

de Koning. “Our aim was to build an international<br />

textile chemical company which offered<br />

solutions instead of mere products. With the<br />

talent and enthusiasm of all the people in the<br />

company, that is exactly what we have done.<br />

My passion for our business remains as strong as<br />

ever and it is with pride that we hand over the<br />

reins to our new team who will bring their own<br />

vision and enthusiasm to take the company on<br />

to the next stage in its development.”<br />

Jørgen Vendel joined TANATEX early 2017 as<br />

CCO and now makes the move to CEO. Jørgen<br />

has extensive experience in the global chemicals<br />

industry, having held local and international<br />

senior management roles at The Linde<br />

Group and BP Oil. The role of CCO will continue<br />

to be fulfilled by Jørgen for the time being.<br />

“I am looking forward to build on the consi-


Kauçuk Blanketli<br />

Örme Kalenderi<br />

Knitted Calender Machine<br />

with Rubber Blanket<br />

SİLİNDİR İMALATI<br />

ROLLER PRODUCTION<br />

KALENDER MAKİNESİ<br />

CALENDER MACHINE<br />

BOYA FULARI MAKİNESİ<br />

PAD BATCH MACHINE<br />

JİGER MAKİNESİ<br />

JIGGER MACHINE<br />

Tel: 0090 224 493 23 62 Fax: 0090 224 493 23 65


48<br />

PANORAMA<br />

şirketi daha da büyütmek için can atıyorum.’<br />

dedi Jørgen. ‘Firmaya ilk katıldığımda benim<br />

için yepyeni bir maceranın başlangıcı olmuştu.<br />

Bu macera şimdiden çok heyecanlı, zorlayıcı<br />

ve bir hayli tatmin edici oldu. Önümüzdeki<br />

yıllarda, bu maceraya TANATEX ve Transfar’ın<br />

harika takımları ile birlikte, çevre duyarlılığı gittikçe<br />

artan dünyada beklentileri sürekli aşmak<br />

amacıyla devam edeceğiz.’<br />

Calvin Qiu, geçtiğimiz 18 yıl boyunca China<br />

Eastern Airlines, Cisco Systems, Shell ve en son<br />

olarak da AkzoNobel firmasında, çeşitli üst<br />

düzey global yönetim ve finans rollerinde yer<br />

aldı. Calvin, Çin ve Hollanda geçmişi ile, hem<br />

profesyonel hem de kültürel olarak, firmaya<br />

benzersiz bir finansal uzmanlık ve ticari zeka<br />

kombinasyonunu getiriyor.<br />

‘ TANATEX’e katılarak iş arkadaşlarımız, hem<br />

TANATEX, hem de Transfar tarafından iş ortaklarımız<br />

ve müşterilerimiz ile birlikte, firmayı büyütme<br />

fırsatını bulmaktan ötürü çok heyecanlıyım. Bu<br />

yolculuğun bir parçası olarak, çalışanlarımız,<br />

müşterilerimiz ve hissedarlarımız, yani tüm paydaşlarımız<br />

adına değer katmak için, tüm gücümle<br />

çalışmaktan büyük bir mutluluk duyacağım. ’<br />

TANATEX’in stratejik hedeflerinin bir parçası<br />

olarak, Teknolojiden Sorumlu Başkan pozisyonu<br />

Yönetim Kurulu seviyesine çıkartıldı. Teknolojik<br />

yetkinliğin önemi, inovasyon odaklılık ve ürün<br />

yönetiminin önemi bu şekilde daha fazla vurgulanmış<br />

oldu. Paul Oude Lenferink, 1 Ocak 2019<br />

itibariyle Teknolojiden Sorumlu Başkan (CTO)<br />

olarak atanmıştır. Paul son 8 yıldır TANATEX<br />

Chemicals’da Ar-Ge ve teknoloji geliştirmeden<br />

sorumlu olarak çalışmaktayde. Kendisi kimyasal<br />

endüstrisinde bir hayli tecrübeli bir uzmandır.<br />

derable achievements of the past,” Jørgen<br />

said. “When I joined the company, it was the<br />

start of a new adventure for me, one which<br />

has proved exciting, challenging and deeply<br />

fulfilling. In the years ahead, we will continue<br />

this adventure together with the great team<br />

of TANATEX and Transfar, continually striving to<br />

exceed expectations in a world where environmental<br />

awareness is growing.”<br />

Calvin Qiu has been working during the past<br />

18 years for multinational companies including<br />

China Eastern Airlines, Cisco Systems, Shell<br />

and, most recently, AkzoNobel in various senior<br />

global business and financial roles. Calvin<br />

brings to the company a unique combination<br />

of financial expertise and commercial acumen<br />

with a background across China and the<br />

Netherlands, both professionally and culturally<br />

“I am excited to join TANATEX and take upon<br />

this unique opportunity to grow TANATEX business<br />

together with colleagues, partners and<br />

customers from TANATEX and Transfar. I look<br />

forward to taking part in this journey and will<br />

strive to unlock the value for stakeholders including<br />

employees, customers and shareholders”.<br />

In the continued pursuit of the strategic objectives<br />

of TANATEX, the role of Chief Technology<br />

Officer has been elevated to Board level<br />

recognising the importance of technological<br />

competence, innovation focus and product<br />

stewardship. Paul Oude Lenferink has been appointed<br />

Chief Technology Officer (CTO) as of 1<br />

January 2019. Paul has been responsible for R&D<br />

and technology developments during the last<br />

eight years within TANATEX Chemicals, and has<br />

extensive experience in the chemical industry.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

CEO - Jørgen Vendel CFO - Calvin Qiu CTO - Paul Oude Lenferink


50<br />

PANORAMA<br />

Sandler AG, Miami’de<br />

düzenlenen IDEA Fuarında<br />

Sandler AG at IDEA Show<br />

Miami - Sustainability and<br />

Performance<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Sandler AG, bu yıl Florida Miami’de gerçekleşecek<br />

IDEA Fuarında, ziyaretçileri yeşil gelişmelerinin<br />

bahçesine davet ediyor. Nonwoven (dokusuz)<br />

kumaş üreticisi; hijyen ürünleri, ıslak mendiller<br />

ve teknik uygulamalarını içeren sahip olduğu<br />

geniş ürün yelpazesini sergileyecek ve elbette<br />

sergileyeceği bu ürünlerinin arasında dokusu<br />

olmayan ve ancak sürdürülebilirliği beraberinde<br />

hesaba katan ürünleri de yer alacaktır.<br />

Bebek bakımı, kadına has bakım konuları ve<br />

idrar tutamama gibi durumlar için özel teknolojilerle<br />

üretilen Sandler ürünleri, hijyenik konuları<br />

konfor ve işlevsellikle bir arada sunmaktadır.<br />

Tüm ürünleri oldukça verimli kullanım özelliklerine<br />

sahiptir. Daha yumuşak yapıya sahip olan<br />

dokusuz kumaşları bile giriş katmanları dahil<br />

olmak üzere akışkan sıvının kontrolü için önemli<br />

katkıda bulunmaktadırlar. Özellikle pürüzsüz<br />

ürün çeşitleri tampon kapama kullanımları için<br />

idealdir. Elastiki kapatma sistemleri için ise yeni<br />

nesil nonwoven (dokusuz) kumaş çözümleri söz<br />

konusudur ve bu kumaş çözümleri; geliştirilmiş<br />

uzayabilme ve esneyebilme özelliklerini, önemli<br />

bir stabilite birlikteliği ile bir arada sunmaktadır.<br />

Aynı zamanda bu yılki fuar katılımının en önemli<br />

odak noktası aynı zamanda hiç şüphesizdir ki;<br />

yataklarda kullanılacak ara çarşaflar için geliştirilmiş<br />

dokusuz kumaş uygulamaları üzerinedir.<br />

Bir müşterisi ile işbirliği içerisinde çocuk bezlerinde<br />

kullanılmak üzere geliştirmiş olduğu<br />

nonwoven ürünü pürüzsüz ve aynı zamanda<br />

oldukça hacimlidir. Geliştirilen bu özel kabartma,<br />

malzemelerin yüzeyinde topografik bir<br />

yapı oluşturmaktadır. Bu da kullanım esnasında<br />

sıvının çok daha kolay hapsedilmesini sağlar.<br />

Kullanım kolaylığı sağladığı gibi, nemin ve sıvının<br />

At this year’s IDEA Show in Miami, FL, Sandler AG<br />

invites visitors to the garden of (green) developments.<br />

The nonwovens manufacturer will<br />

showcase its broad range for hygiene products,<br />

wipes, and technical applications, among them<br />

nonwovens that take account of sustainability.<br />

In babycare, feminine care, and incontinence<br />

products Sandler nonwovens for hygiene applications<br />

combine functionality and comfort in<br />

use. Efficient, even softer nonwovens for intake<br />

layers contribute to optimum fluid management.<br />

Particularly smooth product variants are<br />

ideal for use as tampon covers. A new generation<br />

of nonwovens for elastic closure systems<br />

combine improved extensibility and high<br />

stability in processing. The focus of this year’s<br />

trade fair participation, however, will be on<br />

nonwovens for topsheet applications:<br />

A nonwoven composite, specifically developed<br />

for use in diapers in cooperation with a<br />

customer, is particularly smooth yet voluminous<br />

at the same time. A special embossing creates<br />

a topographical structure on the materials<br />

surface, which enhances fluid handling as well<br />

as comfort in use: moisture collects at the lower<br />

points; the bulky sections keep moist parts of<br />

the material away from the skin, thus preventing<br />

skin irritation. Owing to its low basis weight this<br />

new development is ideal for thin, lightweight<br />

product structures for hygiene applications—for<br />

increased comfort and discretion in use.<br />

Another multi-layer nonwoven offers a structured<br />

and perforated alternative for topsheets:<br />

The embossing pattern dubbed “canyon”<br />

renders the topsheet bulkier, while also increasing<br />

stability and creating an individual look.


PANORAMA 51<br />

This structure forms a sort of grooves<br />

on the topsheet’s surface, which help<br />

quickly transport fluid away from the<br />

body and into the absorbent core. In<br />

this way, the nonwovens contribute to<br />

preventing skin irritation and support a<br />

sense of safety during use.<br />

Sandler topsheet materials made with<br />

cotton also contribute to comfort in<br />

use—soft, reliably functional and manufactured<br />

using an increased share<br />

of renewable raw materials.<br />

Renewable resources and the goal<br />

of offering more sustainable product<br />

solutions even for single-use products<br />

are a major focus in the production of<br />

Sandler’s wipes substrates.<br />

Made from a special, certified viscose<br />

fibre, Sandler’s new substrates are<br />

biodegradable and also available as<br />

FSC ® certified variants. They offer the<br />

established Sandler quality—highly<br />

absorbent, tear-resistant and better for<br />

the environment. The PEFC-certified<br />

substrate „bio textile by sandler ® “ is<br />

made exclusively from viscose fibres<br />

sourced from European forests—sustainable<br />

raw materials with a reduced<br />

carbon footprint. Newly developed<br />

nonwovens made from viscose and cellulose<br />

acetate fibres are soft and gentle<br />

on the skin. They are biodegradable<br />

and compostable. Wipes substrates<br />

made from the lactic-acid based raw<br />

material PLA and product variants with<br />

a share of cotton complete the range<br />

of nonwoven substrates made with raw<br />

materials from renewable sources.<br />

Especially for applications in household<br />

cleaning Sandler will present<br />

wipes substrates made from recycled<br />

polyester fibres, which also contribute<br />

to conserving resources. An embossing<br />

design dubbed „square“ further<br />

enhances cleaning properties. Rows of<br />

small squares enlarge the nonwoven’s<br />

surface for optimised dirt removal while<br />

also rendering the wipe substrate more<br />

voluminous for a softer, fluffier feel.<br />

For disinfection applications, Sandler will<br />

showcase a new fine perforation, which<br />

is effective in two ways: Firstly, the enlarged<br />

surface increases dirt collection<br />

for optimum cleaning results. Secondly,<br />

fluids accumulate in the material and<br />

are quickly released during use—a prerequisite<br />

for ideal disinfection. Product<br />

variants featuring increased stability<br />

further add to the product range.<br />

düşük noktalarda hapsedilmesini sağlamaktadır. Hacimli<br />

bölümler, malzemenin nemli kısımlarını ciltten uzak tutar<br />

ve böylece cildin tahriş olmasını önler. Bu yeni gelişme,<br />

düşük ağırlığı ve aynı zamanda inceliği sayesinde hijyenik<br />

uygulamalar için çok önemli avantajları da beraberinde<br />

getirmektedir. Kullanım aşamasında ürün, büyük bir konfor<br />

ve ihtiyat sağlayan özelliklerini bir arada sunmaktadır.<br />

Başka birçok katmanlı dokusuz kumaş ürünü ise yatak<br />

örtüsü kullanımlarında özel olarak geliştirilmiş gözenekli<br />

bir yapıyı ortaya koymaktadır. “Kanyon” adı verilen bu<br />

kabartma deseni yatak örtüsünün daha hacimli olmasını<br />

sağlarken aynı zamanda stabiliteyi artırır ve aynı zamanda<br />

kişisel bir görünüm yaratır. Bu yapı, yatak örtüsünün<br />

yüzeyinde, sıvının vücuttan kolaylıkla emilip kumaşın içine<br />

hapsedilmesini sağlayan oluklar oluşturur. Böylelikle, bu<br />

nonwoven kumaşlar cilt tahrişini önlemeye katkıda bulunur<br />

ve kullanım esnasında güvenlik hissine destekler. Sandler’in<br />

pamuktan üretilmiş yatak örtüleri, çarşafları ve diğer<br />

tüm malzemeleri kesinlikle kullanım kolaylığı sunmaktadır.<br />

Oldukça yumuşaktır, işlevseldir ve aynı zamanda yenilenebilir<br />

ham madde kullanım payları artırılarak üretilmişlerdir.<br />

Yenilenebilir kaynaklar ve tek kullanımlık ürünler için bile<br />

daha sürdürülebilir ürün çözümleri sunma hedefi Sandler’in<br />

mendil substratlarının üretiminde önemli bir odak<br />

noktasıdır. Özel ve sertifikalı bir viskoz elyaftan üretilen<br />

Sandler’in yeni sustratları doğada çözünebilme özelliklerine<br />

sahiptir. Ve aynı zamanda FSC ® sertifikası ile değişik<br />

alt uygulamaları da bulunmaktadır. Yüksek derecede<br />

emici, yırtılmaya karşı dirençli ve çevre dostu ürünler<br />

Sandler kalitesi ile birlikte sunulur. Sandler ® tarafından<br />

üretilen PEFC sertifikalı substrat biyo tekstil, yalnızca<br />

Avrupa ormanlarından elde edilen viskoz elyaflarından<br />

(karbon ayak izi azaltılmış sürdürülebilir hammaddeler)<br />

yapılmaktadır. Viskon ve selüloz asetat elyaflarından<br />

yapılan bu yeni geliştirilmiş dokusuz kumaşlar cilt üzerinde<br />

hassas ve oldukça yumuşak izler bırakır. Tamamı<br />

ile doğada çözünebilmekte ve hatta gübre olarak doğaya<br />

karışabilmektedirler. Laktik asit bazlı ve PLA ham<br />

maddesi marifeti ile yapılan ıslak mendil ve ilgili türevleri,<br />

yenilenebilir kaynaklar ve ilgili ham maddeleri ile üretilen<br />

tüm bileşenlerini eksiksiz olarak tamamlamaktadır.<br />

Özellikle ev temizliğinde kullanılan uygulamalar için Sandler,<br />

geri dönüştürülmüş polyester elyaftan üretilmiş ve ayrıca<br />

doğadaki kaynakların korunmasına katkıda bulunan<br />

mendillerin tanıtımı yapılacaktır. “Kare” olarak da adlandırılan<br />

bu kabartma tasarım, temizleme özelliklerini daha<br />

da artırmaktadır. Küçük karelerden oluşan sıralar, dokusuz<br />

kumaş yüzeyini daha iyi bir temizlik için daha hacimli hale<br />

getirirken, aynı zamanda en iyi kir yok etme işlemi için<br />

dokusuz kumaş yüzeyini genişletmiştir. Sandler, dezenfeksiyon<br />

uygulamaları anlamında iki şekilde etkili olan yeni bir<br />

gözenekli yapının tanıtımını gerçekleştirecektir. İlk olarak<br />

şu belirtilmelidir ki; genişletilmiş yüzey optimum temizlik<br />

sonuçları için kir toplanmasını artıracak özellikler içermektedir.<br />

İkinci olarak ise; sıvılar malzemede birikmekte ve<br />

kullanım esnasında rahatlıkla salınabilmektedir. Aslında<br />

tüm bunlar ideal dezenfeksiyon için bir önkoşuldur. Daha<br />

fazla stabiliteye sahip yeni ürün çeşitleri, Sandler’in ürün<br />

yelpazesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


52<br />

PANORAMA<br />

Transfar Chemicals etik ve<br />

sürdürülebilir iş anlayışı<br />

vizyonu ile global platformda<br />

Transfar chemicals is<br />

in the global platform<br />

with a vision of ethical and<br />

sustainable business<br />

Founded in 1986, Transfar Group is a private<br />

enterprise group with diversified businesses.<br />

Transfar Chemicals is an important part of<br />

the Group’s five largest utility transmission<br />

platform, with more than 12000 employees<br />

and annual sales of over USD 1.2 billion.<br />

Based on its global production and supply<br />

network, it is actively pushing forward its<br />

internationalization strategy by building<br />

wide international market networks in<br />

APAC, America, Europe, the Middle East,<br />

and Africa. It has also established strategic<br />

partnerships with some well-known multinational<br />

companies including BASF and Shell.<br />

Recently, TANATEX Chemicals, a global leader<br />

in specialist textile chemicals become<br />

the part of Transfar Chemicals Co. LTD.<br />

Michael Zhou, President of Transfar Chemicals<br />

Group, who has the versatile knowledge<br />

and a huge experience in this industry<br />

gave an interview altogether with Youlin Fu,<br />

Vice President; Shengpeng Wang, Technical<br />

Center Director and Bruce Liu, Senior<br />

Sales Manager with <strong>Tekstil</strong> & <strong>Teknik</strong>. Through<br />

this conversation, many domestic and global<br />

issues came out with solutions.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Transfar Chemicals Grubu Başkanı Michael Zhou,<br />

Michael Zhou, President of Transfar Chemicals Group.<br />

1986’da kurulan Transfar Grup, farklı iş alanlarını<br />

barındıran özel bir iştirak grubudur. Transfar Chemicals,<br />

12000’den fazla çalışanı ve yıllık 1,2 milyar $<br />

üzerindeki satışı ile grubun 5 büyük platformundan<br />

bir tanesidir. Global üretim ve tedarik ağı aracılığı<br />

ile, APAC, America, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da<br />

geniş uluslararası ağlar kurarak uluslararası bir şirket<br />

T&T: Earlier Transfar Chemicals was a<br />

Chinese based company but now it<br />

expressed itself as a global company by<br />

taking the full share of Tanatex Chemicals, a<br />

Netherlands based company. What actually<br />

thrived it to go in the global platform?<br />

Michael Zhou: “Transfar Chemicals is in<br />

the global platform with a vision of ethical<br />

and sustainable business. First of all, we<br />

studied about the global market for such a<br />

long time and then we are here now and


54<br />

PANORAMA<br />

(Sağdan Sola) Shengpeng Wang, <strong>Teknik</strong> Merkez Direktörü; Youlin Fu, Başkan Yardımcısı; Bruce Liu, Kıdemli Satış Müdürü, ve<br />

Amit Sarker, Transfar Uluslararası Grup <strong>Teknik</strong> Mühendisi.<br />

(R-L) Shengpeng Wang, Technical Center Director; Youlin Fu, Vice President; Bruce Liu, Senior Sales Manager, and<br />

Amit Sarker, Technical Engineer of Transfar International Group.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

olma stratejisini aktif olarak ilerletmektedir. BASF ve<br />

Shell gibi bazı iyi bilinen çok uluslu şirketlerle stratejik<br />

ortaklıklar kurmuştur. Ayrıca, yakın zaman içinde<br />

özel tekstil kimyasalları konusunda global lider olan<br />

TANATEX Chemicals, Transfar Chemicals Co. LTD ‘in<br />

bir parçası olmuştur. Bu endüstride geçirmiş olduğu<br />

uzun yıllar boyunca edindiği çok çeşitli bilgiye ve tecrübeye<br />

sahip olan Transfar Chemicals Grubu Başkanı<br />

Michael Zhou, Başkan Yardımcısı Youlin Fu, <strong>Teknik</strong><br />

Merkez Direktörü Shengpeng Wang ve Kıdemli Satış<br />

Müdürü Bruce Liu ile beraber <strong>Tekstil</strong> & <strong>Teknik</strong> Dergisine<br />

bir röportaj verdi. Bu dialog sırasında, farklı yerel<br />

ve global konular çözümlerle beraber ortaya kondu.<br />

T&T: Önceden Transfar Chemicals, Çin merkezli<br />

bir firmaydı fakat şimdi Tanatex Chemicals’ın<br />

tüm hisselerini alarak kendisini global bir şirket<br />

olarak ifade etmekte. Onun bu global platforma<br />

çıkmasına aslında hangi gelişme neden oldu?<br />

Michael Zhou: “Transfar Chemicals, etik ve sürdürülebilir<br />

iş anlayışı vizyonu ile global platformdadır. Öncelikle<br />

şunu belirtmekte fayda var ki, biz uzun zaman<br />

boyunca global pazarları araştırıp analiz ettik ve<br />

şimdi bu aşamadayız ki Transfar Chemicals’ın global<br />

bir şirket olması için önemli bir adım olan Tanatex<br />

Chemicals’ı satın aldık. Çin her zaman için tekstil<br />

endüstrisinde anahtar bir oyuncu olmuştur. Fakat<br />

Çin dışında, kimyasallar ile tekstil yardımcı kimyasalları<br />

alanında çok daha fazla pazar bulunmaktadır.<br />

Global platformda olmamızın birinci sebebi budur.<br />

Tekrar vurgulamak gerekirse, şu an 30 yıldan fazla<br />

tecrübemiz bulunmaktadır ve bir boyahane için<br />

neredeyse her türlü kimyasal çözüme sahibiz. Daha<br />

kesin konuşmak gerekirse, gücümüz ve birikimimiz<br />

bizim global platforma çıkmamıza sebep olan ana<br />

unsurlardır. Daha iyi çözümler sunmak için fikirlerimizi<br />

ve tecrübelerimizi tüm müşterilerimiz ile paylaşmaya<br />

kendimizi adamış bulunmaktayız. Şirketimizin globalleşmesine<br />

sebep olan ikinci sebep de budur. Sonuç<br />

olarak, Tanatex Chemicals ile globalleşmek için en<br />

büyük adımı attık. Fakat, yine de global pazarları<br />

anlamak globalleşme için gerçekten önemli.”<br />

T&T: Yakın zaman içinde Çin Ekoloji ve Çevre<br />

Bakanlığı (MEE) Çin’deki çoğu kimyasal üretimi<br />

yapan fabrikaları kapattı. Sizce bu karar sektörü<br />

nasıl etkilemekte? Ayrıca, yeni Çin regülasyonları<br />

ile baş edebilmek için sizin stratejileriniz nelerdir?<br />

Michael Zhou: “MEE’nin değişen politikası tabiki<br />

purchased Tanatex Chemicals which we<br />

are considering as an important move for<br />

Transfar Chemicals to be a global company.<br />

China has been a key player in the<br />

textile industry for all of the time but except<br />

China, there are many more markets of<br />

textile auxiliaries and chemicals. This is the<br />

first reason why we are in the global platform.<br />

Again, we already have more than 30<br />

years of experience and we have almost all<br />

chemical solution for a dye-house. Precisely,<br />

our strength actually thrived us to go in<br />

the global platform and we are committed<br />

to sharing our ideas and experiences to<br />

all of the customers for providing a better<br />

solution. So, this is the second reason for the<br />

globalization of our company. Then coming<br />

up to Tanatex Chemicals, which is the<br />

biggest step to coming up to the form of<br />

internationalization. But it is really important<br />

to understand the global market.”<br />

T&T: Recently Chinese Ministry of Ecology and<br />

Environment (MEE) shut down many chemical<br />

factories in China, how does it affect the<br />

business? And what are your strategies to<br />

cope with the new Chinese regulations?<br />

Michael Zhou: “Changing MEE policy definitely<br />

affecting the whole chemical business<br />

in China, in the greater angle it is actually<br />

dominating the world chemical business. It<br />

has two impacts, one is negative-it is affecting<br />

the customer collaboration, another<br />

impact is positive- this policy of Chinese<br />

ministry will accelerate the transformation<br />

of our customers from the low-end product<br />

order to high-end product order which<br />

actually will make the scope to develop<br />

the economy and improve the structure of<br />

the product better than anytime. So, we<br />

want to provide continuous solutions by<br />

improving our service and product structure<br />

according to the customers demand. We<br />

also want to provide some clean chemicals<br />

and that is the low emission chemicals<br />

which will be the energy saving product.<br />

Some more services we are providing as to<br />

reduce the emission of the chemicals and


PANORAMA 55<br />

about the proper use of these chemicals.<br />

Now we are thinking of differentiating the<br />

chemicals from the wastewater, which are<br />

very necessary for the dyeing factories. This<br />

is how we are reshaping us in a better way<br />

though we were always conscious.”<br />

T&T: Do you think Chinese policy on the<br />

environment will cause many dyeing<br />

mills to shift to countries such as India,<br />

Bangladesh, and Southeast Asia? How does<br />

this trend impact the whole value chain?<br />

Michael Zhou: “Actually, before the policy<br />

changing chemical industries started to<br />

shift from China to other countries. So, policy-changing<br />

is not the only reason behind<br />

shifting. Transformation is a manufacturing<br />

habit as different countries opened a new<br />

market. So, production factories location<br />

inspired the chemical manufacturers in<br />

some points. However, in China, we have an<br />

integrated supply chain, which is very important<br />

for upgrading the product structure<br />

and design to a certain level, which is the<br />

best for this continuous marketing system. I<br />

think, in future due to this type of change in<br />

the supply chain, Chinese chemical manufacturers<br />

will pay more attention to develop<br />

their ability of garments design, fashion etc.<br />

which can really make the impact on the<br />

trend of shifting in other countries very well.”<br />

T&T: We know Transfar has a huge products<br />

variation. Please share your products range<br />

and what new products you are going to<br />

bring in the Bangladeshi market.<br />

Michael Zhou: “Actually, we have a long<br />

range of products for various industries including<br />

textile. We are providing different types<br />

of products mainly knit dyeing dyes and<br />

chemicals, as we know that Bangladesh is<br />

very strong for knit processing. So, we are<br />

focusing right now in this segment and our<br />

products are structured in the same focus.<br />

But we are also concerned that Bangladesh<br />

woven sector is booming gradually<br />

and we have also planned for that. We are<br />

also developing some energy saving low<br />

emission products and we want to introduce<br />

some functional products in Bangladesh<br />

market. We also noticed that the Bangladesh<br />

government has some special policies<br />

like ‘tax-free policy’. In that case, we are<br />

developing some high solid content products<br />

and hopefully, we would be able to work<br />

here more intensively in the future.”<br />

T&T: Transfar Chemicals Co. Ltd. is now in<br />

the global platform along with its ideas,<br />

products, and surveys. So, what is Transfar<br />

Chemicals doing to establish ZDHC and<br />

sustainability in the textile industry?<br />

Michael Zhou: “From very beginning, Transfar<br />

Chemicals is committed and actively<br />

Çin’deki tüm Kimya sektörünü etkilemektedir. Daha<br />

geniş açıdan bakıldığında ise, tüm dünyadaki kimya<br />

üretim ve ticaretini etkilemeye devam etmektedir.<br />

Bu politikanın sektöre iki darbesi oldu. Birincisi negatif;<br />

müşteri memnuniyetini olumsuz yönde etkiledi.<br />

Diğer etki ise pozitif oldu çünkü, Çin Bakanlığı’nın<br />

politikası, müşterilerimizin, düşük kalite ürün siparişinden<br />

yüksek kalite ürün siparişine doğru değişim<br />

geçirmesini hızlandıracaktır. Böylece ekonomi gelişecek<br />

ve ürün yapısının gelişimi her zamankinden<br />

daha iyi olacaktır. Bu yüzden, servis ve ürün yapımızı<br />

müşteri talebine göre geliştirerek sürdürülebilir, daimi<br />

çözümler sunmak istiyoruz. Ayrıca enerji tasarrufu<br />

sağlayan, düşük emisyona sahip temiz kimyasallar<br />

sunmak istiyoruz. Bu amaçla da, kimyasalların emisyon<br />

değerini düşüren ve bunların düzgün kullanımını<br />

sağlayan servisler sunuyoruz. Şu an, boyahaneler<br />

için çok gerekli olan kimyasalları atık sudan ayırma<br />

üzerine çalışıyoruz. Bu bilinçli olarak kendimizi nasıl<br />

yeniden şekillendirdiğimizin göstergesi oluyor.”<br />

T&T: Çin Devletinin, bu çevre üzerine politikasının<br />

çoğu boyahanenin Hindistan, Bangladeş ve<br />

Güneydoğu Asya’ya kaymasına sebep olacağını<br />

düşünüyor musunuz? Bu trend tüm tedarik zincirini<br />

sizce nasıl etkileyecek?<br />

Michael Zhou: “Aslında, politika değişiminden<br />

önce kimya endüstrileri Çin’den diğer ülkelere<br />

doğru kaymaya başladı. Bu yüzden politika değişimi,<br />

gerçekleşen bu kaymanın tek sebebi değil.<br />

Transformasyon diğer ülkelerin pazar açtığı bir<br />

imalat alışkanlığıdır. Bu yüzden, üretim fabrikalarının<br />

coğrafi konumu, kimyasal imalatçılarına bazı noktalarda<br />

ilham vermiştir. Halbuki Çin’de, ürün yapısını<br />

ve dizaynını belirli bir seviyeye yükselten entegre bir<br />

tedarik zincirine sahibiz. Bu özellik, sürekli pazarlama<br />

sisteminde en iyi yoldur. Bana göre, gelecekte<br />

tedarik zincirindeki bu tarz değişimler, Çin kimyasal<br />

imalatçılarının, kıyafet tasarımı ve moda geliştirme<br />

kabiliyetlerini geliştirmeye daha çok dikkat etmelerini<br />

sağlayacaktır. Böylece, diğer ülkelerdeki trend<br />

değişimleri de gerçekten etkilenecektir.”<br />

T&T: Biliyoruz ki Transfar’ın çok geniş bir ürün gamı<br />

bulunuyor. Bizimle bu ürün gamını ve Bangladeş<br />

pazarına hangi yeni ürünleri getirebileceğinizi<br />

lütfen paylaşır mısınız?<br />

Michael Zhou: “Aslında, tekstil dahil olmak üzere<br />

çok farklı sektörler için geniş bir ürün gamımız var.<br />

Örgü boyama boyaları ve kimyasalları başta olmak<br />

üzere farklı ürün çeşitleri sunuyoruz. Ve biliyoruz<br />

ki Bangladeş örgü prosesinde oldukça güçlü. Bu<br />

yüzden bu segmente odaklanmış durumdayız ve<br />

ürünlerimiz de aynı odak noktasında yapılanmış<br />

durumda. Fakat, Bangladeş dokuma sektörü patlamaya<br />

başladığından bu alan için de planımız<br />

var. Ayrıca, enerji tasarrufu sağlayan düşük emisyonlu<br />

ürünler de geliştiriyoruz ve Bangladeş pazarı<br />

için de bazı fonksiyonel ürünleri tanıtmak istiyoruz.<br />

Şunun da farkına vardık ki, Bangladeş hükümetinin<br />

‘tax-free’ vergisiz politika gibi özel politikaları<br />

bulunmakta. Bu durumda, yüksek katı maddeli<br />

ürünler geliştiriyoruz ve umut ediyoruz ki, gelecekte<br />

bu alanda daha yoğun çalışabileceğiz.”<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


56<br />

PANORAMA<br />

T&T: Transfar Chemicals Co. Ltd. fikirleri, ürünleri<br />

ve araştırmaları ile şu an global platformda. Peki,<br />

Transfar Chemicals şu an ZDHC kurulumu ve tekstil<br />

endüstrisinde sürdürülebilirlik için neler yapıyor?<br />

Michael Zhou: “En başından beri Transfar Chemicals<br />

kendini sürdürülebilirliğe adamış ve bu yönde<br />

aktif şekilde çalışıyor. ZDHC, firmamızın en önemli<br />

yol haritasından bir tanesidir. 2014 yılından itibaren<br />

de ZDHC ile ilgileniyoruz. ZDHC şartlarını ve sürdürülebilirliği<br />

tekstil endüstrisinde sağlamak ve çevreyi<br />

daha güvenilir hale getirmek amacıyla, tedarik zincirindeki<br />

tüm taraflarla çalışmak çok önemlidir. Bu<br />

durum sadece bizim sorumluluğumuz değildir, markalar<br />

ve imalatçılar da sorumluluk almak zorundadır.<br />

ZDHC ve sürdürülebilirlik standartlarına uymak<br />

için, ürünlerimizi dikkatli şekilde yapılandırıyoruz.<br />

Sadece ZDHC değil, çevre güvenliğini sağlamak<br />

için diğer yapı ve sistemler de mevcut ve biz onlarla<br />

da aktif şekilde çalışıyoruz. Transfar Chemicals, Çin<br />

Boyarmadde Standardizasyonu Yönetimi üzerine<br />

tekstil yardımcı kimyasalları milli teknik komitesinin<br />

Alt Komite Sekreterliği görevini üstlenmiştir. Ayrıca,<br />

Milli Çalışma Standardizasyonu 2. Grup işletmesidir.<br />

Ayrıca, <strong>Tekstil</strong> Tedarik Zinciri Yeşil İmalat Endüstrisi<br />

İnovasyon Ortaklığı ve diğer organizasyonların da<br />

önemli bir üyesiyiz. Laboratuvarlarımız uygunluk deworking<br />

for sustainability. ZDHC is one of<br />

the important commitment of our company’s<br />

roadmap and from 2014, we have<br />

associated with ZDHC. To ensure ZDHC<br />

and sustainability in the textile industry, it is<br />

very important to work all the parties in the<br />

supply chain to keep the environment safe.<br />

Of course, it is not only our responsibility,<br />

brands and manufacturers should also take<br />

responsibility. To comply with the ZDHC and<br />

sustainability standard, we are structuring<br />

our product carefully. Not only ZDHC, there<br />

are other bodies to ensure the environmental<br />

safety and we are actively working<br />

with them also. Transfar Chemicals acts as<br />

the secretariat of Subcommittee on Textile<br />

Auxiliaries of National Technical Committee<br />

on Dyestuff of Standardization Administration<br />

of China and is a National Work<br />

Safety Standardization Grade 2 Enterprise.<br />

We are also an important member of the<br />

Textile Supply Chain Green Manufacturing<br />

Industry Innovation Alliance and other organizations.<br />

Our labs are certified by CNAS<br />

(China National Accreditation Service<br />

for Conformity Assessment). In addition,


PANORAMA 57<br />

Transfar Chemicals passed the certification<br />

of bluesign ® , a Swiss certification for textiles<br />

impact on the environment and goes onto<br />

the supplier list of internationally known<br />

enterprises such as H&M.”<br />

T&T: As we have already seen that Transfar<br />

Chemicals expanded its business in the<br />

global platform. So, how is your business<br />

growth in Bangladesh and does Transfar<br />

Chemicals has any expansion plan in<br />

Bangladesh based on the global promotion<br />

plan of an international company?<br />

Michael Zhou: “Actually, we have a different<br />

strategy and plans for the different<br />

countries based on the market situation.<br />

We are very proud to say that in Bangladesh<br />

we have a very good response from<br />

our customers. Our yearly growth is 20%<br />

which is satisfying and also in Bangladesh<br />

yearly sales volume is about 30 million RMB.<br />

In the question of expansion in Bangladesh,<br />

we are still researching on our customers<br />

and their feedbacks and assessing the<br />

prospects of the Bangladesh textile industry,<br />

we will take the decision.”<br />

ğerlendirmesi için Çin Milli Akreditasyon Servisi-C-<br />

NAS tarafından sertifikalıdır. Buna ilaveten, Transfar<br />

Chemicals, çevreye etkisi olan tekstil ürünlerinin<br />

İsviçre menşeili sertifikasyon kurumu Bluesign ® ‘ın<br />

sertifikasyon sürecini de geçmiş ve H&M gibi uluslararası<br />

bilinen markaların tedarikçi listesine girmiştir.”<br />

T&T: Gördüğümüz gibi Transfar Chemicals,<br />

iş faaliyetlerini global platforma genişletmiş<br />

durumda. Peki, Bangladeş’teki iş gelişiminiz<br />

hangi aşamada ve uluslararası bir firma olarak<br />

global promosyon planını baz alırsak, Transfar<br />

Chemicals’ın Bangladeş’te bu bağlamda bir<br />

genişleme planı var mı?<br />

Michael Zhou: “Aslında, pazar durumuna ve<br />

koşullarına bağlı olarak farklı ülkeler için farklı<br />

strateji ve planlarımız var. Bangladeş’teki müşterilerimizden<br />

çok iyi cevaplar aldığımızı söylemekten<br />

de çok gurur duyuyoruz. Senelik büyüme<br />

oranımız yaklaşık %20 ve bu oldukça tatmin<br />

edici. Ayrıca, Bangladeş’teki yıllık satış hacmimiz<br />

de yaklaşık 30 Milyon RMB. Bangladeş’teki genişleme<br />

sorunuza gelirsek, şu an hala müşterilerimizi,<br />

onların geri bildirimlerini ve Bangladeş tekstil<br />

endüstrisi müşteri adaylarının değerlendirmelerini<br />

araştırıyoruz. Buna göre karar alacağız.


58<br />

PANORAMA<br />

Brugnoli ® , Explosive Teknolojisiyle<br />

Performans Günlerinde<br />

Brugnoli ® at Performance Days<br />

with explosive technology<br />

Brugnoli ® , Explosive Teknolojisiyle Performans Günlerinde, Ekosürdürülebilir<br />

versiyonlarda da üretilen özel sertifikası (LYCRA ® SPORT<br />

PCE ) ile güçlendirilmiş en yüksek performans ve ürün yelpazeleri.<br />

Brugnoli ® at Performance Days with Explosive Technology, its most<br />

performing range powered by the special certification LYCRA ® SPORT<br />

PCE, manufactured also in eco-sustainable versions: Br4 ® line with<br />

bio-based polyamide and B.recycled line with recycled polyamide.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Brugnoli ® ’nin Explosive Teknolojisi, gerçek anlamda<br />

tıpkı bir cilt hissi oluşturacak olan en fonksiyonel<br />

kumaşları özel olarak hazırlamak üzere tasarlanmış<br />

örgü yöntemleridir. Bu kumaşlar, hafiflik<br />

ve kaplama kavramları arasında mükemmel bir<br />

denge sağlanarak hazırlanmıştır. Sıkıştırma ve<br />

rahatlık arasında doğru bir kombinasyon yaratılarak,<br />

aktif bir kullanım amaçlanmış ve LYCRA ®<br />

markasının yenilikçi teknolojisi olan LYCRA ® SPORT<br />

PCE tarafından sertifikalandırılmıştır. Explosive<br />

Teknoloji ile örülmüş kumaşlar, LYCRA ® Sport PCE<br />

sertifikasyonuna göre pazarda en iyi sonuçlara<br />

ulaşmıştır. Yenilikçi platform, LYCRA ® , elyafının<br />

kanıtlanmış esnetme teknolojisini, bunları yeni<br />

özel Güç, Konfor ve Enerji endeksleriyle (PCETM)<br />

bir araya getirerek birleştirmiştir. Ve kumaş performansını<br />

doğru şekilde tanımlamak için 1 ile 10<br />

arasında ölçeklendirmiştir.<br />

POWER endeksi (Pi) - bir giysi üzerine, kumaş<br />

tarafından verilen performansı (sıkıştırma Gücü<br />

Explosive Technology by Brugnoli ® is the<br />

unique way of knitting specially dedicated to<br />

the most functional fabrics that guarantees a<br />

real second skin effect. These fabrics offer a<br />

perfect balance between lightness and covering.<br />

They are certificated by the innovative<br />

technology of LYCRA ® brand for activewear,<br />

LYCRA ® SPORT PCE, for a right combination<br />

between compression and comfort. Fabrics<br />

knitted with Explosive Technology reached top<br />

results on the market according to the LYCRA ®<br />

Sport PCE certification, the innovative platform<br />

combines the proven stretch technology<br />

of LYCRA ® fibre with the new proprietary Power,<br />

Comfort and Energy indexes (PCETM) positioning<br />

them on a 1 to 10 scale in order to define<br />

properly the fabric performance:<br />

POWER index (Pi) – measures the performance<br />

(degree of compression Power) delivered by<br />

the fabric on a garment.


60<br />

PANORAMA<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

derecesi) ölçer.<br />

KONFOR endeksi (Ci) - kumaşların hissetmeden<br />

sizinle birlikte hareket etme kabiliyetini veya “ikinci<br />

cilt” etkisini ölçer.<br />

ENERGY endeksi (Ei) - sadece giysiyi hareket ettirirken<br />

kaybedilen enerjiyi derecelendirir.<br />

Brugnoli ® tarafından geliştirilmiş Explosive Teknolojisi<br />

10 üzerinden 9 değerindedir. Power – sıkıştırma<br />

sırasında ortaya çıkan maksimum sonuç ile birlikte,<br />

kumaşın her yöne gerçekleştirilen hareketlerde harcanan<br />

atletik çabaları en aza indiren maksimum<br />

konfor seviyesiyle yine 10 üzerinden 9 değerindedir.<br />

Bu olağan üstü bir sonuçtur ve Explosive Teknolojisi<br />

örülmüş tüm kumaşlarda mevcuttur. Bu kumaşlar<br />

vücudunuzu gerçek anlamda korur ve herhangi bir<br />

kısıtlama olmadan olağanüstü bir hareket özgürlüğü<br />

ile kusursuz bir biçimde korur. Bu çarpıcı sonuçları<br />

şu şekilde de özetlemek mümkündür. Kumaşın<br />

gerdirilmesi esnasında rahatsızlık verebilecek şeffaflıklardan<br />

kaçınmak üzere ortaya çıkan mükemmel<br />

kaplama özelliği, torbalanma olmaması, vücuda<br />

kusursuz uyum sağlayabilmesi, Güneş Işınları<br />

anlamında 50 faktöre kadar koruyabilme özelliği,<br />

tiftiklenme ve tüylenmeye karşı direnç, temiz kesim<br />

ve kolay kıvrılmama özelliği.<br />

Brugnoli ® ’nin Explosive Teknolojisi, sadece düz<br />

kumaşlarda değil, aynı zamanda süslü ve ekstra düz<br />

jakarlı kreasyonlarda, kot kumaşı efektlerinde ve geri<br />

dönüşüme uygun Br-4 ve B gibi eko-sürdürülebilir<br />

çözümlerde de kullanılabilmektedir.<br />

Br4 ® : biyo-bazlı poliamid ve eko-sürdürülebilir patentli<br />

bir üretim prosesiyle örülmüş streç kumaşlardır.<br />

Br4 ® sadece bir bitkiden elde edilen, Fulgar tarafından<br />

üretilmiş, tamamen yenilenebilir bir kaynak olan<br />

devrim niteliğindeki biyo-bazlı poliamid EVO ® ’yu<br />

standart poliamitten *% 25 daha az bir iklim değişikliği<br />

etkisi ile kullanmaktadır. Tüm bunlara ilave<br />

olarak; Br4 ® , su ve enerji tüketimini% 20 oranında<br />

azaltmaktadır. Ve CO2 emisyonlarının sınırlandırılmasına<br />

yardımcı olan tescilli bir üretim süreci ile çevre<br />

üzerindeki etkileri azaltarak Brugnoli ® ’nin doğaya<br />

karşı önemli bağlılığını da bir bakıma göstermektedir.<br />

Br4 ® ürün yelpazesi, pamuk veya yün ile birlikte<br />

30’dan fazla ürünü içermektedir.<br />

B Kumaşlar geri dönüştürülmüş kumaşlardır: bu kumaşlar,<br />

üstün kaliteye ve çevreye saygılı olmayı sağlayan<br />

Fulgar’ın çok değerli geri dönüştürülmüş poliamid<br />

Q-Nova ® ’sını kullanarak hazırlanmaktadırlar. Elyafın<br />

geri dönüşüm süreci sayesinde, 1000mt B/ 200, B. geri<br />

dönüştürülmüş kumaş, standart poliamid kullanımına<br />

oranla çevre üzerindeki olumlu etkilere sahiptir. Tıpkı<br />

0 emisyon ile 11.000 Km araba sürmeniz veya 46.000<br />

adet 1/2 lt su şişesi kullanmanız veya 80.000 saat<br />

boyunca led ışıkları açık tutmanız neticesinde ortaya<br />

çıkacak sonuçlar gibi olacaktır.<br />

COMFORT index (Ci) – measures the fabrics<br />

ability to move with you without feeling<br />

it, or the “second skin” effect.<br />

ENERGY index (Ei) – rates the energy lost<br />

just moving the garment.<br />

Explosive Technology by Brugnoli ® scores<br />

9/10, the maximum results in Power compression,<br />

combined with the maximum level of<br />

comfort (9/10) minimizing the athletic effort<br />

to make the movement (2), in both fabric<br />

directions: an outstanding result, present in<br />

all fabrics knitted with Explosive Technology.<br />

Fabrics that caress your body and perfectly<br />

sustain it with an outstanding freedom of<br />

movement without any constriction.<br />

These stunning outcomes are additional<br />

to the excellent basic features of the<br />

fabrics of Explosive range, such as perfect<br />

covering to avoid unpleasant transparencies<br />

during fabric elongation, flawless<br />

fit without baggings, UV 50+ protection,<br />

pilling resistance and no-abrasion, clean-cut<br />

and non-curling.<br />

Explosive Technology by Brugnoli ® is employed<br />

not only in plain fabrics, but also<br />

in fancy extra-flat jacquard creations, in<br />

denim effects and in eco-sustainable solutions<br />

as well, such as Br4 ® and B.recycled:<br />

Br4 ® : stretch fabrics knitted with bio-based<br />

polyamide and an eco-sustainable patented<br />

production process. Br4 ® not only uses<br />

the revolutionary bio-based polyamide<br />

EVO ® by Fulgar sourced from a plant - a totally<br />

renewable source - with an impact on<br />

climate change of 25% less than standard<br />

polyamide*. What’s more, Br4 ® shows the<br />

heavy commitment of Brugnoli ® by reducing<br />

the impacts on the environment with<br />

a proprietary production process which<br />

reduces by -20% water and energy consumption<br />

and help limiting CO2 emissions.<br />

Br4 ® range counts more than 30 articles,<br />

also combined with cotton or wool;<br />

B.recycled: this makes use of the premium<br />

recycled polyamide Q-Nova ® by Fulgar<br />

which assures premium quality and environmental<br />

respect. Thanks to the recycling<br />

process of the fiber, 1000mt of art B.recycled/200<br />

corresponds to the positive impact<br />

on the environment* versus the use<br />

of a standard polyamide, you would have<br />

if you drove 11.000 Km at 0 emissions, or if<br />

you used 46.000 1/2 lt bottles of water or if<br />

you kept led lights on for 80.000 hours.


62<br />

PANORAMA<br />

SANITIZED, antimikrobiyal<br />

katkı maddeleri ile ön plan çıktı<br />

SANITIZED to feature advanced<br />

antimicrobial additives<br />

at Shanghai Trade Fair<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Son yıllarda, mevzuatta yapılan gelişmeler,<br />

polimerleri ve tekstil ürünlerini bakteri ve<br />

mantar büyümesinden korumak için kullanılabilecek<br />

mevcut biyosit tiplerini sınırlandırmıştır.<br />

Örneğin, biyosit OBPA, geçmişte PVC ve diğer<br />

plastikleri korumak üzere yaygın olarak kullanılmaktaydı,<br />

ancak Avrupa Birliği, Ocak 2013’te<br />

OBPA satışlarını engelledi ve üreticileri başka<br />

seçenekler aramak üzere teşvik etti. DCOIT,<br />

BBIT, çinko pirition veya IBPC gibi yaygın olarak<br />

kullanılan alternatifler, çeşitli esnek polimer<br />

uygulamalarında kullanımlarıyla ilgili kendi<br />

kısıtlamaları vardır. Açık hava uygulamaları,<br />

özellikle su ve ultraviyole ışığa maruz kaldıktan<br />

sonra antimikrobiyal etkinlik açısından performans<br />

gerekliliklerinde bir artış görmüştür. Bu tür<br />

katkı maddeleri ayrıca, UV’ye maruz kaldıktan<br />

sonra sararmaya katkıda bulunmamalıdır,<br />

ancak mevcut alternatifler bu bağlamda<br />

genellikle yetersiz kalmaktadır. Ayrıca antimikrobiyal<br />

katkı maddeleri, uygulama sırasında<br />

ısı stabilitesi ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabilmekte<br />

ve aynı zamanda, başlangıçtaki renk<br />

In recent years, regulatory developments<br />

have limited the available types of biocides<br />

that can be used to protect polymers and<br />

textiles from bacterial and fungal growth.<br />

For example, the biocide OBPA was widely<br />

used to protect PVC and other plastics from<br />

such issues in the past, but the European Union<br />

blocked OBPA from sale in January 2013,<br />

prompting producers to seek other options.<br />

Commonly used alternatives such as DCOIT,<br />

BBIT, zinc pyrithione or IBPC have their own<br />

limitations, related to their use in various<br />

flexible polymer applications. Outdoor applications<br />

in particular have seen an increase<br />

in performance requirements – especially<br />

as regards antimicrobial effectiveness after<br />

exposure to water and ultraviolet light. Such<br />

additives also should not contribute to yellowing<br />

after UV exposure, but the available<br />

alternatives often fall short in this regard.<br />

And antimicrobial additives need to be able<br />

to meet the requirements for heat stability<br />

during the application process, while also<br />

Şangay’da gerçekleşen Cinte Çin<br />

<strong>Tekstil</strong> 2018 fuarında, SANITIZED Ltd.<br />

(Çin), Esnek Polimer Uygulamaları<br />

için geliştirilmiş ve İsviçre’nin Patentli<br />

Sterilize Anti Mikrobiyal uzun ömürlü<br />

koruma uygulamalarını sergiledi.<br />

At Cinte Techtexil China 2018,<br />

SANITIZED (China) Ltd. showcased,<br />

its long-lasting Sanitized ® Swiss<br />

antimicrobial protection for flexible<br />

polymer applications.


avoiding initial discoloration and demonstrating<br />

compatibility with other<br />

additives in the formulation. SANITIZED<br />

AG has developed a solution that<br />

addresses all these issues. Sanitized<br />

® PL 14-32 offers highly effective,<br />

long-lasting antimicrobial protection<br />

for flexible polymer applications. Besides<br />

thermal stability and compatibility<br />

with most formulations, Sanitized PL<br />

14-32 provides high UV resistance and<br />

no yellowing after UV exposure, as<br />

well as good water resistance. It protects<br />

the target material against the<br />

unwanted effects of microbes such<br />

as bacteria, mold, mildew, yeast, pink<br />

stain and algae – all of which can<br />

destroy material, while also causing<br />

unsightly stains, cross contamination,<br />

odor development and biofilm formation.<br />

The product has been proven<br />

to deliver thermal and color stability,<br />

and efficient antimicrobial protection<br />

in several formulations. Further, it is<br />

supported under the EU`s Biocidal Products<br />

Regulation (BPR), and the U.S.<br />

Environmental Protection Agency has<br />

approved its active substances.<br />

bozulmasını önleyerek ve formülasyondaki<br />

diğer katkı maddeleriyle uyumluluk<br />

gösterebilmektedir. SANITIZED AG, tüm<br />

bu sorunları ele alan bir çözüm geliştirdi.<br />

Sanitized ® PL 14-32, esnek polimer uygulamaları<br />

için son derece etkili ve aynı<br />

zamanda uzun ömürlü antimikrobiyal<br />

koruma sunmaktadır. Termal stabilite ve<br />

çoğu formülasyonla uyumluluğun yanı<br />

sıra, Sanitized PL 14-32, UV’ye maruz kaldıktan<br />

sonra UV’ye karşı yüksek direnç<br />

göstermiş, UV’ye karşı maruz kalınan<br />

durum sonrası hiçbir sararma olmamış<br />

ve çok iyi bir su direnci sağlamıştır. Hedef<br />

materyali; bakteri, küf, pas, maya,<br />

pembe leke ve yosun gibi mikropların<br />

istenmeyen etkilerine karşı korur – tüm<br />

bunların hepsi malzemeyi yok edebilirken<br />

aynı zamanda göze hoş gelen lekelere,<br />

çapraz kontaminasyona, koku ve<br />

biyo film oluşumuna neden olur. Ürünün<br />

çeşitli formülasyonlarda, termal ve renk<br />

istikrarını ve verimli antimikrobiyal koruma<br />

sağladığını da kanıtlanmıştır. Ayrıca,<br />

AB’nin Biyosidal Ürünler Yönetmeliği<br />

(BPR) kapsamında desteklenmekte ve<br />

aktif maddeleri de ABD Çevre Koruma<br />

Ajansı tarafından onaylamaktadır.


64<br />

PANORAMA<br />

Archroma tekstil uygulamaları için<br />

renk ve efekt çözümleri sunuyor<br />

Archroma present with color and<br />

effect solutions for textile applications<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

35 ülkede yaklaşık 3000 çalışanla renk ve özel<br />

kimyasallar konusunda bir dünya lideri olan<br />

Archroma, American Eagle Outfitters, Athleta,<br />

Express ve Lands’ End gibi markalarla çalışıyor.<br />

Şirket, inovatif kimyasal ve sanayi süreçler aracılığıyla<br />

daha temiz ve sürdürülebilir bir endüstri<br />

sunmayı hedefliyor. Archroma, tekstil endüstrisi<br />

için pamuk poplin üzerinde 4.300’den fazla<br />

renk barındıran ve mobil araçlarla uyumlu bir<br />

çevrimiçi sürümü bulunan inovatif renk paleti<br />

‘Color Atlas by Archroma ® ’yı sunuyor. Şirket<br />

kısa süre önce,1947’de kurulmuş dünyanın ilk<br />

trend ofisi olan Carlin ile ortaklık gerçekleştirdiğini<br />

duydurdu. Bu anlaşma, Fransa’daki moda<br />

tasarımcıları ve stilistler için Archroma’nın<br />

benzersiz renk ilham araçlarının kullanılmasını<br />

teşvik etmeyi amaçlıyor. Carlin ve Archroma,<br />

ziyaretçilerin her iki şirketin de uzmanlıklarına<br />

anında erişimden faydalanmalarına imkan<br />

sağlayacak şekilde fuarda komşu olacaklar.<br />

Archroma, a global leader in color and<br />

specialty chemicals with approximately 3000<br />

employees over 35 countries, works with brands<br />

such as American Eagle Outfitters, Athleta,<br />

Express, and Lands’ End. The company aims<br />

to provide a cleaner and more sustainable<br />

industry through innovative chemical and<br />

industrial processes. Archroma will be presenting<br />

its innovative color palette for the textile<br />

industry, the ‘Color Atlas by Archroma ® , which<br />

contains more than 4,300 colors on cotton<br />

poplin, and an online version compatible<br />

with mobile tools. ’ The company recently<br />

announced a partnership with Carlin, the<br />

world’s first trend office founded in 1947. The<br />

agreement aims to promote the use of Archroma’s<br />

exclusive color inspiration tools for<br />

fashion designers and stylists in France. Carlin<br />

and Archroma will be neighbors at the show,<br />

allowing visitors to benefit from immediate<br />

access to the expertise of both companies.<br />

Archroma will also present a color inspiration<br />

booklet created with Annflor Sangan,<br />

a member of the French consultation for<br />

the Première Vision exhibition. The booklet<br />

presents Autumn-Winter 2019-2020 trends inspired<br />

by a visit in Châteauneuf-du-Pape, the<br />

former resort of the popes in Avignon, where<br />

Provence wines of exception are produced.<br />

“Color Atlas is now an essential and inspirational<br />

reference that gives creatives options<br />

that they had never dreamed of,” says Chris<br />

Hipps, Head of Archroma Color Management<br />

Services. “Our most recent collaborations are<br />

a testimonial to just that”, he adds.<br />

ARCHROMA x CARLIN<br />

Under the terms of its collaboration with<br />

Archroma, Carlin will use the ‘Color Atlas by<br />

Archroma ® ’ color references in the Carlin’s<br />

16 publications per year, including the<br />

InMouv trend books. Carlin will also use the<br />

Color Atlas during its color workshops, and<br />

Carlin and Archroma will organize regular


66<br />

PANORAMA<br />

Archroma, Première Vision fuarı için Fransız<br />

danışman ekibinin üyesi Annflor Sangan ile<br />

birlikte hazırlanmış bir renk ilham kitapçığı da<br />

sunacak. Kitapçık, özel Provence şaraplarının<br />

üretildiği Avignon’daki papaların önceki yerleşkesi<br />

olan Châteauneuf-du-Pape’a yapılan bir<br />

ziyaretten esinlenilmiş Sonbahar-Kış 2019-2020<br />

trendlerini sunuyor. Archroma Renk Yönetim<br />

Hizmetleri Müdürü Chris Hipps “Color Atlas,<br />

yaratıcılara daha önce asla hayalini kurmadıkları<br />

seçenekler veren önemli ve ilham verici bir<br />

referans artık” diyor. Ve ekliyor “Gerçekleştirdiğimiz<br />

en son işbirlikleri de bunun bir kanıtı.”<br />

ARCHROMA x CARLIN<br />

Archroma ile işbirliğinin koşulları gereğince<br />

Carlin, InMouv trend kitapları da dahil olmak<br />

üzere yılda yaptığı 16 yayında ‘Color Atlas by<br />

Archroma ® ’ renk referanslarını kullanacak.<br />

Carlin, renk atölyelerinde de Color Atlas kullanacak<br />

ayrıca Carlin ve Archroma, Paris ve<br />

diğer büyük Fransız şehirlerinde gerçekleştirilecek<br />

moda markaları için düzenli konferanslar<br />

ve etkinlikler düzenleyecek. Carlin, Premiere<br />

Vision boyunca gerçekleştirilecek Archroma<br />

temalı “Color Thinking” ile iş birliğinde bir etkinlik<br />

duyurdu. Carlin Uluslararası Satışlar Müdürü<br />

Edouard Keller, “Archroma, müşterilerinin erişebileceği<br />

hem pratik hem de anlık bir hizmetler<br />

ve araçlar paketi sunuyor. Çözümlerini renk<br />

uygulanmasının da dahil olduğu renk trendinin<br />

ön görülmesi üzerinde çalışan bizler için çok<br />

çekici hale getiren de bu.” dedi.<br />

ARCHROMA x STUDIO ANNFLOR SANGAN<br />

Annflor Sangan, Color Atlas by Archroma<br />

® ’nın olasılıklarına aşık olmuş. Châteauneuf-du-Pape<br />

ve göz alıcı manzaralarından<br />

ilham alan 2019-2020 Sonbahar-Kış trendlerini<br />

sunuyor. “Vaucluse bölgesine doğru<br />

giderken, kan kırmızısının kış senfonisi güzel<br />

sarmaşıkların kızıl gölgeleriyle renklenir,<br />

dalların kardinal morları ve yeşilleri, kırılgan<br />

bejlerle zıtlık oluşturur. Archroma’nın Color<br />

Atlas’ı ile tüm bu renkleri gösterebildim.”<br />

conferences and events for fashion brands<br />

in Paris and other major French cities. Carlin<br />

has announced an event in collaboration<br />

with Archroma themed “Color Thinking” that<br />

will take place during Premiere Vision. For<br />

Edouard Keller, Head of International Sales,<br />

Carlin, “Archroma offers a suite of services<br />

and tools that are both practical and<br />

instantly available for our clients. This is what<br />

makes their solution so attractive to us being<br />

at the forefront of color trend forecasting,<br />

and that includes color implementation.”<br />

ARCHROMA x STUDIO ANNFLOR SANGAN<br />

Annflor Sangan fell in love with the possibilities<br />

of the Color Atlas by Archroma ® . She<br />

unveils the 2019-2020 Autumn-Winter trends,<br />

which were inspired by Châteauneuf-du-Pape<br />

and its majestic sceneries. “On the road<br />

to the Vaucluse region, the winter symphony<br />

of blood reds spiced up with the crimson<br />

shades of beautiful vines, the cardinal purple<br />

and the greens of the branches contrast<br />

with delicate beiges. I have been able to<br />

show all these colors with the Color Atlas of<br />

Archroma”, she explains.<br />

COLOR ATLAS D’ARCHROMA ® IN A NUTSHELL<br />

Color Atlas by Archroma ® provides tools aimed<br />

at opening new creative horizons for designers,<br />

stylists and brands. It includes:<br />

• The six-volume physical reference of 4,320<br />

color swatches and cotton poplin;<br />

• A compact edition in a two-volume set for<br />

easy portability;<br />

• A mobile-friendly online version with ‘on-thego’<br />

features to capture an inspiring image: Us a<br />

smartphone and immediately identify the closest<br />

Color Atlas shade palette, with the possibility<br />

to purchase a color sample online instantly.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

ÖZETLE COLOR ATLAS D’ARCHROMA ®<br />

Color Atlas by Archroma ® , tasarımcılar,<br />

stilistler ve markalar için yeni yaratıcı ufuklar<br />

açmayı hedefleyen araçlar sunuyor. Bunlara<br />

aşağıdakiler dahil:<br />

• 4.320 renk parçası ve pamuk poplini ile altı<br />

ciltlik fiziksel referans;<br />

• Kolay taşınabilirlik için iki ciltlik kısa versiyon;<br />

• İlham verici bir imge yakalamak üzere ‘hazır’<br />

özelliklerle mobil dostu çevrimiçi sürüm: Akıllı<br />

telefon kullanarak ve anında bir renk numunesi<br />

satın alma seçeneğiyle en yakın Color Atlas<br />

renk paletini hemen tanımlayabilirsiniz.


68<br />

PANORAMA<br />

Starlinger yuvarlak dokuma<br />

tezgahı RX 8.0 II<br />

The Starlinger circular<br />

loom RX 8.0 II<br />

Yüksek teknolojili yuvarlak dokuma tezgahı güncellendi: RX 8.0 dan sonra,<br />

Starlinger RX 8.0 II’yi çeşitli yeni özellikler ilave ederek piyasaya sürdü. Versiyon<br />

II, enerji tasarrufu operasyonu ve kolay kullanım için en modern elektronik<br />

bileşenlerle birlikte optimize edilerek, tasarım anlamında da son derece modern<br />

bir dokuma tezgahı olarak tam anlamı ile güncellenmiştir.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

High-tech circular weaving receives an upgrade: Based on the RX 8.0, Starlinger<br />

launches the RX 8.0 II with several new features. Version II scores with an optimized<br />

shuttle and reed design in combination with the most modern electronic<br />

components for energy-saving operation and easy handling.<br />

2013 yılından bu yana, yüksek mukavemetli<br />

bant kumaşı için yuvarlak dokuma<br />

tezgahı RX 8.0, tüm dünyadaki müşterilerini<br />

düşük üretim maliyetlerinde mükemmel<br />

kumaş kalitesiyle memnun etmiştir.<br />

Since 2013, the circular loom RX 8.0 for high-strength<br />

tape fabric has been convincing customers all over<br />

the globe with excellent fabric quality at low production<br />

costs. To increase the efficiency of the RX 8.0<br />

even further, it was revised in 2018 and presented as


PANORAMA 69<br />

the RX 8.0 II in the Starlinger factory in Taicang/China.<br />

In addition to the optimized 8-shuttle-design, the<br />

machine now possesses an improved and extended<br />

reed with 2400 instead of the previous 2160 positions.<br />

The RX 8.0 II operates at a production speed of 800<br />

picks/minute with a double flat working width of 1700<br />

– 2250 mm. The energy-saving motors are equipped<br />

with frequency converters; the circular loom is<br />

controlled via smartTRONIC on the intuitive 7’’ color<br />

display. Operators will also appreciate the significantly<br />

reduced noise level of the machine.<br />

“The outstanding production efficiency of Starlinger<br />

circular looms results from low operating costs paired<br />

with a high IQ,” explains Starlinger Sales Director Hermann<br />

Adrigan (Note: IQ stands for Indicator of Quality<br />

– the average woven fabric meters produced without<br />

warp breaks). “In October, the first RX 8.0 II circular<br />

looms were delivered to a customer in Southeast Asia,<br />

who produces plastic fabrics for flexible intermediate<br />

bulk containers (FIBCs). Thanks to the completely<br />

oil-free weaving process, the produced fabric is also<br />

suitable for packaging food products such as seeds.”<br />

Plastic fabrics for heavy-duty applications<br />

High-strength fabrics are used in a variety of heavy-duty<br />

applications: FIBCs for transporting large<br />

product quantities, geotextiles for landscaping,<br />

agrotextiles for agriculture, tarpaulins for protection<br />

against wind and weather. The material is manufactured<br />

on circular looms which process PP, HDPE, or<br />

PET tapes into robust fabric. The technology behind<br />

Starlinger circular looms is certainly impressive: Mechanical<br />

components are constantly optimized and<br />

complemented with state-of-the-art electronics. The<br />

focus lies on high fabric quality, cost-efficient production,<br />

low maintenance, and easy handling.<br />

RX 8.0’ın verimliliğini daha da artırmak<br />

için, 2018’de tam anlamı ile güncellendi<br />

ve Taicang / Çin’deki Starlinger fabrikasında<br />

RX 8.0 II olarak piyasaya sürüldü.<br />

Optimize edilmiş olan RX 8.0 II, mekik<br />

tasarımına ek olarak, makine şimdi<br />

önceki 2160 pozisyonları yerine 2400<br />

ile geliştirilmiş ve uzatılmış bir dokuma<br />

kamışına sahiptir. RX 8.0 II, 1700 - 2250<br />

mm’lik çift daire çalışma genişliği ile 800<br />

picks / dakika üretim hızında çalışmaktadır.<br />

Enerji tasarruflu motorlar frekans<br />

dönüştürücülerle donatılmıştır; Yuvarlak<br />

dokuma tezgahı, sezgisel 7 renkli ekranda<br />

smartTRONIC ile kontrol edilir. Operatörler<br />

ayrıca makinenin ses seviyesini<br />

önemli ölçüde azalttığını mutlaka fark<br />

ederek, takdir edeceklerdir.<br />

Starlinger Satış Direktörü Hermann Adrigan,<br />

“Starlinger dairesel tezgâhlarının<br />

olağanüstü üretim verimliliği, yüksek IQ<br />

ile eşleştirilmiş düşük işletme maliyetlerinden<br />

kaynaklanmaktadır” diyerek<br />

açıklama yapmaktadır. (Not: IQ, Kalite<br />

kesintisi anlamına gelmektedir. Çözgü<br />

kopması olmadan üretilen ortalama kumaş<br />

/ metre dokumasıdır. “Ekim ayında,<br />

ilk RX 8.0 II yuvarlak dokuma tezgahları,<br />

Güneydoğu Asya’da, esnek orta büyüklükteki<br />

konteynerler (FIBC’ler) için plastik<br />

kumaşlar üreten bir müşteriye teslim edilmiştir.<br />

Tamamen yağsız dokuma işlemi<br />

sayesinde üretilen kumaşlar ise tohum<br />

gibi gıda ürünlerinin paketlenmesi için<br />

de oldukça uygundur.”<br />

AĞIR TİCARİ UYGULAMALAR<br />

GEREKTİRECEK ÇALIŞMALAR İÇİN<br />

PLASTİK KUMAŞLAR<br />

Yüksek mukavemetli kumaşlar, çeşitli<br />

ağır hizmet uygulamalarında kullanılmaktadır:<br />

Büyük ürün miktarlarını taşımak<br />

için FIBC’ler, peyzaj düzenlemesi<br />

için geo tekstiller, tarım için agrotextiller,<br />

rüzgara ve hava koşullarına karşı koruma<br />

için branda gibi uygulamalar olarak<br />

özetlenebilir. Bu malzemeler; PP, HDPE<br />

veya PET bantlarını sağlam kumaşta<br />

işleyen yuvarlak dokuma tezgahlarında<br />

üretilmiştir. Starlinger yuvarlak tezgâhlarının<br />

arkasındaki teknoloji kesinlikle<br />

etkileyicidir: Mekanik bileşenler sürekli<br />

olarak optimize edilmiş ve en son teknolojiye<br />

sahip elektronik donanımlarla tamamlanmıştır.<br />

Odak noktası ise tamamı<br />

ile yüksek kumaş kalitesi, uygun maliyetli<br />

üretim, düşük bakım masrafları ve kolay<br />

kullanım özellikleridir.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


70<br />

PANORAMA<br />

Eriez Europe yeni üretim tesisi<br />

ile genişliyor<br />

Eriez Europe expands<br />

with new manufacturing facility<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Eriez Europe, Caerphilly, Güney Galler’deki mevcut<br />

kapsamlı Avrupa üretim merkezini genişleterek, rotor<br />

üretimi, hafif imalat montajı ve ilave ürün grubu montajına<br />

adanmış yepyeni bir 326 metrekarelik üretim<br />

tesisi açtı. Eriez Global Manufacturing Co. şirketinin<br />

CEO’su Tim Shuttleworth, yeni bağlı tesisini, Avrupalı<br />

bağlı kuruluşun başarılarını ve son 5 yıldaki önemli<br />

büyümesini tanıtarak resmen açıkladı. Eriez, ayrıştırma<br />

teknolojilerindeki geniş bilgi ve deneyimleriyle tanındı<br />

ve bu yıl Avrupa’da 50 yıllık üretim mükemmelliğini kutluyor.<br />

Kuzey Amerika ve Asya’daki Eriez’in Eddy Current<br />

üretim tesislerini iltifat ederek, Güney Galler (İngiltere)<br />

tesisinin genişletilmesi, şirketin küresel ağına üçüncü bir<br />

rotor üretim tesisi ekleyerek, Eriez’in dünya çapında tutarlı<br />

müşteri hizmetleri mükemmelliği sağlama becerisini<br />

güçlendiriyor. Eriez Europe, müşterilerin sahada kritik<br />

yedek rotorlara hızlıca erişebilmelerini sağlayarak,<br />

dünya çapında bir dizi Eddy Current Separator rotor<br />

Eriez Europe has opened a brand new<br />

326 square metre manufacturing facility<br />

dedicated to rotor manufacturing, light<br />

fabrication assembly and additional product<br />

line assembly, expanding the existing<br />

extensive European manufacturing<br />

headquarters in Caerphilly, South Wales.<br />

CEO of Eriez Global Manufacturing Co.,<br />

Tim Shuttleworth, officially unveiled the<br />

new facility, recognising the achievements<br />

of the European affiliate and its<br />

significant growth over the last 5 decades.<br />

Eriez is recognised for their extensive<br />

knowledge and experience in separation<br />

technologies and this year celebrates<br />

50 years of manufacturing excellence in<br />

Europe. Complimenting Eriez’ Eddy Current<br />

manufacturing sites in North Ameri-


72<br />

PANORAMA<br />

üretecek ve stoklayacak. Eriez Europe’a yapılan yatırım,<br />

Eriez’in gelişmiş atık akım ayırıcıları yelpazesini, çok<br />

çeşitli atık akışlarından demir dışı metalleri geri kazanmak<br />

için tasarladığı karmaşık üretimini kolaylaştırmak<br />

için yüksek hızlı bir dengeleme makinesi ve bir filaman<br />

sarma makinesi içerir. Yeni tesis, Eddy Current Separator<br />

rotorlarının üretim kapasitesini üçte bir oranında artıracak,<br />

Eriez markasının globalleşmesini teşvik edecek<br />

ve yeni ve mevcut müşteriler için mümkün olan en iyi<br />

hizmetin sağlanmasını sağlayacaktır. “Eriez Eddy Akım<br />

Separatörlerini farklı sektörlere sunma konusundaki<br />

başarısının ardından, Eriez Avrupa’daki kapasitemizi<br />

önemli ölçüde genişletmek ve daha fazla büyümeyi<br />

kolaylaştırmak, hem Birleşik Krallık’ta hem de dünya<br />

genelinde pazar konumumuzu güçlendirmek için heyecan<br />

duyuyoruz. Rotorları küresel olarak tedarik etme<br />

yeteneği, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılama ve<br />

onlara mümkün olan en iyi çözümleri sunma konusundaki<br />

kararlılığımızı göstermektedir ”dedi.<br />

ca and Asia, the expansion of the South<br />

Wales (UK) facility adds a third rotor manufacturing<br />

site to the company’s global<br />

network, strengthening Eriez’ ability to<br />

provide consistent levels of customer<br />

service excellence worldwide. Eriez Europe<br />

will manufacture and stock a range<br />

of global Eddy Current Separator rotors<br />

on-site, enabling customers to have quick<br />

access to process-critical spare rotors<br />

should they be required. The investment<br />

at Eriez Europe includes a high-speed<br />

balancing machine and a filament winding<br />

machine to facilitate the intricate<br />

manufacture of Eriez’ advanced range<br />

of Eddy Current Separators, designed to<br />

recover non-ferrous metals from a wide<br />

variety of waste streams. The new facility<br />

will increase production capacity of<br />

Eddy Current Separator rotors per year<br />

by a third, promoting globalisation of the<br />

Eriez brand and ensuring that the best<br />

possible service is provided for new and<br />

existing customers alike. “Following continued<br />

success of supplying the Eriez Eddy<br />

Current Separators into a diverse range<br />

of industries, we are excited to be able<br />

to significantly expand our capabilities<br />

at Eriez Europe and to facilitate further<br />

growth, strengthening our market position<br />

both locally in the UK and worldwide.<br />

The ability to supply the rotors globally<br />

demonstrates our ongoing commitment<br />

to meeting the needs of our customers<br />

and offering them the best possible<br />

solutions,” said John Curwen, Managing<br />

Director at Eriez Europe.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


74<br />

PANORAMA<br />

Huntsman Textile<br />

Effects polyesterlerin<br />

boyanmasını<br />

yeniden tanımlıyor<br />

Huntsman Textile<br />

Effects redefines<br />

dyeing of polyester<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Huntsman Textile Effects, dokuma tezgahlarının<br />

mevcut ve beklenen endüstri sürdürülebilirlik<br />

standartlarına uygun çevre dostu bir şekilde<br />

polyesterleri, mikro elyafları ve karışımlarını<br />

yüksek performans ile boyanmalarına yardımcı<br />

olacak yeni nesil difüzyon hızlandırıcı UNIVADI-<br />

NE ® E3-3D’yi sunuyor. Polyster ve yapay elyaflara<br />

olan talep, dünya çapında spor giyim pazarlarının<br />

hızla genişlemesi sebebiyle patlama yaşıyor.<br />

Aynı zamanda, sektörde trendleri belirleyen<br />

büyük markalar, sürdürülebilirlik ve performansa<br />

Huntsman Textile Effects introduces UNIVADI-<br />

NE ® E3-3D next-generation diffusion accelerant<br />

to help mills achieve high-performance<br />

dyeing of polyester, microfibers and blends<br />

in an environment-friendly way that complies<br />

with current and anticipated industry sustainability<br />

standards. The demand for polyester and<br />

man-made fibers is booming as sports and<br />

athleisure apparel markets expand rapidly<br />

around the world. At the same time, big-name<br />

brands that set trends in the sector continue to


PANORAMA 75<br />

increase focus on sustainability and performance.<br />

As such, this is putting pressure on mills<br />

since the current industry standard involves<br />

chemically active diffusion accelerants that<br />

contain unwanted chemicals and require additional<br />

leveling agents and anti-foaming products<br />

that may be hazardous to people and<br />

the environment. Developed by Huntsman<br />

Textile Effects specifically to meet these challenges,<br />

UNIVADINE ® E3-3D diffusion accelerant<br />

is low-odor, free of benzyl benzoate and other<br />

hazardous substances. Part of Huntsman’s<br />

range of innovative dyEvolution dyeing<br />

auxiliaries, it uses Huntsman’s Active Diffusion<br />

Technology to enable high-speed dyeing with<br />

best-in-class leveling, retarding and migration<br />

properties. “UNIVADINE ® E3-3D diffusion<br />

accelerant delivers across three key dimensions<br />

– diffusion, leveling and migration – for<br />

exceptional performance and environmental<br />

and economic sustainability. Its environmental<br />

credentials offer mills greater processing<br />

flexibility and an optimum price-performance<br />

ratio,” said Kerim Oner, Global Marketing<br />

Manager for Dyeing Auxiliaries at Huntsman<br />

Textile Effects. “We expect this latest offering<br />

to change the way that the industry dyes<br />

polyester and blends while meeting stringent<br />

environmental standards.” UNIVADINE ®<br />

E3-3D diffusion accelerant has a high affinity<br />

to polyester, causing the fiber to swell and<br />

increasing the diffusion of the disperse dye,<br />

even at lower temperatures. Multiple leveling<br />

mechanisms then slow down the exhaustion<br />

rate to ensure safe, defect-free dyeing. Finally,<br />

as the dye bath heats up, the product’s strong<br />

support for disperse dye migration ensures the<br />

dye molecules are evenly absorbed. As a result<br />

of this cutting-edge diffusion technology,<br />

UNIVADINE ® E3-3D diffusion accelerant can<br />

be used to successfully dye polyester fibers in<br />

tightly wound or high-density yarn/beam dyeing<br />

and is suitable for jet applications without<br />

the need for anti-foaming products. Reducing<br />

exposure to high heat, its Active Diffusion Technology<br />

minimizes the potential to damage<br />

the elastane in polyester-elastane blends and<br />

provides for on-tone dyeing of microfibers.<br />

The superior migration support of UNIVADINE ®<br />

E3-3D diffusion accelerant also increases<br />

reproducibility, allowing mills to dispense with<br />

additional leveling agents. Polyester, microfibers<br />

and blends treated with UNIVADINE ®<br />

E3-3D diffusion accelerant comply with the<br />

requirements of bluesign ® , in addition to being<br />

suitable for Standard 100 by OEKO-TEX ® and<br />

an approved input dyeing auxiliary chemical<br />

for GOTS (Global Organic Textile Standard)<br />

certified textile products.<br />

giderek daha fazla odaklanıyor. Böylelikle, bu<br />

durum mevcut endüstri standartlarının istenmeyen<br />

kimyasalları barındıran ve insanlar ve<br />

çevreye zararlı olabilecek ek düzgünleştirme<br />

maddelerini ve köpük önleyici ürünlere ihtiyaç<br />

duyan kimyasal olarak etkin difüzyon hızlandırıcılarını<br />

içermesi sebebiyle dokuma tezgahları<br />

üzerine yük olmaktadır. Huntsman Textile Effects<br />

tarafından özellikle bu zorlukları karşılamak için<br />

geliştirilmiş olan UNIVADINE ® E3-3D difüzyon<br />

hızlandırıcısı, az kokulu olmasının yanı sıra benzil<br />

benzoat ve diğer tehlikeli maddeler barındırmaz.<br />

Huntsman’in inovatif ürünler grubunun<br />

bir parçası olan dyEvolution boya yardımcı<br />

maddeleri, sınıfının en iyisi düzgünleştirme, geciktirme<br />

ve taşıma özellikleriyle yüksek hızda boyamaya<br />

imkan sağlamak üzere Huntsman’nin<br />

Aktif Difüzyon Teknolojisini kullanıyor. Huntrsman<br />

Textile Effects’in Boyama Yardımcıları Küresel<br />

Pazarlama Müdürü Kerim Oner “UNIVADINE ® E3-<br />

3D difüzyon hızlandırıcı, eşsiz performansın yanı<br />

sıra çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik için üç<br />

ana boyut - difüzyon, düzgünleştirme ve taşıma<br />

- boyunca hizmet veriyor. Çevresel nitelikleri,<br />

tezgahlar için daha fazla işlem esnekliği ve<br />

en iyi fiyat-performans oranı sunuyor.” “Bu son<br />

hizmetin, endüstrinin sıkı çevresel standartlarını<br />

karşılarken polyester ve karışımlarını boyama<br />

şeklini değiştirmesini bekliyoruz.” UNIVADINE ®<br />

E3-3D difüzyon hızlandırıcı, düşük sıcaklıklarda<br />

dahi elyafın şişmesini sağlayarak ve dağılan<br />

boyanın difüzyonunu arttırarak polyestere yüksek<br />

bir afiniteye sahiptir. Çok seviyeli mekanizmalar,<br />

güvenli ve kusursuz boyamayı sağlamak<br />

üzere renklerin kumaşa geçiş hızlarını azaltırlar.<br />

Son olarak, boya banyosu ısınırken, dispers<br />

boya transferi için ürünün güçlü desteği, boya<br />

moleküllerinin eşit olarak emilmelerini sağlar.<br />

Bu nefes kesici difüzyon teknolojisi, UNIVADINE ®<br />

E3-3D difüzyon hızlandırıcı, sıkı şekilde dokunmuş<br />

veya yüksek yoğunluklu iplik/kirişlerde polyester<br />

elyaflarını başarıyla boyamak için kullanılabilir<br />

ve köpük önleyici ürünlere ihtiyaç duyulmadan<br />

jet uygulamaları için uygundur. Yüksek ısıya<br />

maruziyeti azaltarak Aktif Difüzyon Teknolojisi,<br />

polyester-elastan karışımlarında elastana verilecek<br />

olası hasarları en aza indirgiyor ve mikro<br />

elyafların ton üzerinden boyanmasına imkan<br />

sağlıyor. UNIVADINE ® E3-3D difüzyon hızlandırıcının<br />

üstün transfer desteği ayrıca tezgahların<br />

ek düzgünleştirme maddelerini dağıtmalarına<br />

imkan sağlayarak aynı zamanda tekrar üretebilirliği<br />

de arttırıyor. OEKO-TEX ® ’in Standard<br />

100’ü için ve GOTS (Global Organik <strong>Tekstil</strong> Standardı)<br />

sertifikalı tekstil ürünleri için onaylanmış<br />

bir girdi boyama yardımcı kimyasalı olmasına<br />

ek olarak UNIVADINE ® E3-3D ile işlenmiş polyesterler,<br />

mikro elyaflar ve karışımlar bluesign ® ’ın<br />

gereklilikleriyle uyumludurlar.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


76<br />

PANORAMA<br />

Devan, moov & cool hakkında<br />

daha fazla bulgu sunuyor<br />

Devan presents further<br />

findings on moov&cool<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Moov & Cool, dayanıklı ısı emme kapasitesi,<br />

termo iletkenlik ve benzersiz, dengeli bir nem<br />

transfer sistemi kombinasyonu ile cool bir<br />

konfor hissi veren patentli bir polimer teknolojisidir.<br />

Hızlı bir ter emilimine ek olarak, teknoloji<br />

ter buharlaşmasını dengeli bir şekilde yönetmeye<br />

yardımcı olur. <strong>Tekstil</strong>ler için topikal<br />

tedavi, profesyonel sporcuların performanslarını<br />

artırmak ve eğlence amaçlı sporcuların<br />

rahatını artırmak için hayata geçirildi.<br />

Moov&Cool is a patented polymer technology,<br />

providing a cool comfort feel through a combination<br />

of durable heat absorption capacity, thermo<br />

conductivity and a unique, balanced moisture<br />

transfer system. In addition to a fast absorption of<br />

sweat, the technology helps to manage sweat<br />

evaporation in a balanced way. The topical treatment<br />

for textiles has been brought to life in an effort<br />

to boost the performances of professional athletes,<br />

and to enhance comfort for recreational athletes.


PANORAMA 77<br />

<strong>Tekstil</strong> terbiye yenilikçi Devan Chemicals, hazır giyim / spor giyim pazarı için<br />

Moov & Cool ® comfort cool comfort ’teknolojisiyle ilgili daha fazla bilgi sunuyor.<br />

Patentli polimer teknolojisi ilk olarak Performans Günleri’nde tanıtıldı.<br />

Textile finishing innovator Devan Chemicals presents its further findings on their<br />

Moov&Cool ® ‘cool comfort’ technology for the apparel/sportswear market. The<br />

patented polymer technology was first introduced on Performance Days.<br />

Truly unique<br />

Devan claims their technology is truly unique.<br />

“Where other technologies count on wind<br />

to help evaporate sweat to create cool skin<br />

sensation, Moov&Cool uses superfluous heat<br />

produced by the body during the sports<br />

performance to lower the body core temperature”,<br />

says Dr. Vanessa Daelman, Business Unit<br />

Manager Performance at Devan. “The effect<br />

remains when the wind speed is reduced,<br />

which makes it also suitable for indoor sports”.<br />

Furthermore, the technology is not only useful<br />

in hot climates, but also insulates when it gets<br />

cold. “When Moov&Cool is exposed to colder<br />

conditions, the pore-like openings in the polymeric<br />

layer are more closed, trapping heat<br />

between the body and the fabric”, Dr. Daelman<br />

explains. Devan established a unique<br />

system to guide sportswear manufacturers<br />

towards the most suitable solution. The aim is<br />

to specifically adapt the application level of<br />

Moov&Cool to the intended use.<br />

Test results<br />

As Devan attaches great importance to<br />

scientific proof and independent testing, they<br />

teamed up with the Bakala Academy and the<br />

University of Leuven to severely test the patented<br />

technology. “As we did more testing with<br />

professional athletes, trends we saw earlier can<br />

now be confirmed”, says Dr. Daelman. “Moov&Cool<br />

lowers the body core temperature significantly<br />

and has a positive effect on heart rate<br />

and heat perception”, Dr. Daelman adds. “But<br />

the full details of the testing will be presented at<br />

Performance Days on November 28th & 29th”.<br />

Inspired by nature<br />

Devan says they were inspired by a mechanism<br />

of plants when they started developing<br />

Moov&Cool. “Plants also use small pore-like<br />

openings (stomata) on the bottom of their<br />

leaves which open and close depending on<br />

the environment they are exposed to”, Dr.<br />

Daelman explains. “It allows them to manage<br />

the water reservoir in the leaves and<br />

hence their thermoregulation”.<br />

GERÇEKTEN EŞSİZ<br />

Devan, teknolojilerinin gerçekten benzersiz<br />

olduğunu iddia ediyor. “Başka teknolojilerin<br />

rüzgârı, serin cilt hissi yaratmak için ter<br />

buharlaşmasına yardımcı olduğu yerlerde,<br />

Moov & Cool vücut performansının düşürülmesi<br />

için spor performansı sırasında vücut<br />

tarafından üretilen aşırı ısıyı kullanır”, diyor<br />

Devan’daki İş Birimi Performansı Yöneticisi Dr.<br />

Vanessa Daelman. “Rüzgar hızı düştüğünde<br />

bu etki, kapalı mekan sporları için de uygun<br />

kılar”. Ayrıca, teknoloji sadece sıcak iklimlerde<br />

yararlı değildir, aynı zamanda soğuduğunda<br />

da yalıtım sağlar. Daelman, “Moov &<br />

Cool’un daha soğuk hava koşullarına maruz<br />

kalması durumunda, polimerik tabakadaki<br />

gözenek benzeri açıklıkların daha kapalı<br />

olması, vücut ve kumaş arasında ısıyı yakalamasını<br />

sağlar” diye açıklıyor. Devan, spor<br />

giyim üreticilerini en uygun çözüme yönlendirecek<br />

benzersiz bir sistem kurdu. Amaç,<br />

Moov & Cool’un uygulama seviyesini amaçlanan<br />

kullanıma özel olarak uyarlamaktır.<br />

TEST SONUÇLARI<br />

Devan bilimsel kanıtlara ve bağımsız testlere<br />

büyük önem verdiğinden, patentli teknolojiyi<br />

ciddi bir şekilde test etmek için Bakala Akademisi<br />

ve Leuven Üniversitesi ile işbirliği yaptılar.<br />

Dr. Daelman, “Profesyonel sporcularla daha<br />

fazla test yaptığımız için, daha önce gördüğümüz<br />

trendler teyit edilebilir” diyor. Daelman<br />

“Moov & Cool, vücut çekirdek sıcaklığını<br />

önemli ölçüde düşürür ve kalp atış hızı ve ısı algısı<br />

üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir” diye ekliyor.<br />

“Ancak testin tüm detayları 28 Kasım ve 29<br />

Kasım’da Performans Günlerinde sunulacak”.<br />

DOĞADAN İLHAM<br />

Devan, Moov & Cool’u geliştirmeye başladıklarında,<br />

bir bitki mekanizmasından ilham aldıklarını<br />

söylüyor. Daelman, “Bitkiler ayrıca, maruz<br />

kaldıkları ortama bağlı olarak yapraklarının<br />

alt kısmında bulunan açık ve kapalı gözenekli<br />

küçük açıklıklar (stomata) kullanıyorlar”. “Su<br />

haznesini yapraklarda ve dolayısıyla termoregülasyonda<br />

yönetmelerini sağlıyor”.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


78<br />

MAKALE<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Türkiye’de<br />

iş kazalarını<br />

ve meslek<br />

hastalıklarını<br />

önlemede<br />

iş güvenliği<br />

kültürünün<br />

önemi ve<br />

bu kültürü<br />

oluşturma<br />

yöntemlerinin<br />

araştırılması<br />

Hakan Değer<br />

İş Güvenliği Uzmanı ve Eğitmen<br />

ÖZET<br />

Türkiye’deki işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili<br />

kanunlar olmasına rağmen, iş kazalarında ve<br />

meslek hastalıklarında azalma olmamaktadır. İlgili<br />

kanunlar, ILO sözleşmeleri ve AB kanunlarından<br />

birebir alınmaktadır. Bu kanunların iş hayatında<br />

uygulanması çeşitli nedenlerden gerçekleşmediği<br />

için İş kazalarındaki Dünyada üçüncülüğümüz,<br />

Avrupa’daki birinciliğimiz kaçınılmaz olmaktadır.<br />

Kanun çıkarmak tek başına yeterli olmamaktadır.<br />

İşçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarının sadece<br />

çalışanlarda değil, iş hayatına başlayacaklarda<br />

da başarılı olması için bir kültürün oluşturulması<br />

gereklidir. Bu kültür; iş kazaları ve meslek hastalıklarının<br />

önlenmesinde son nokta olan kişisel koruyucu<br />

donanımların (KKD) etkili kullanılmasında çok<br />

önemlidir. Bu araştırma da, iş kazalarını ve meslek<br />

hastalıklarını önlemede iş güvenlik kültürünün<br />

oluşturulması ile ilgili yapılan çalışmalar ve öneriler<br />

yer almaktadır. Araştırmanın temel hipotezi<br />

İş Güvenliği Kültürünün oluşturulmasında çalışan<br />

memnuniyetinin önemi ve iş güvenliği uygulamalarının<br />

işveren tarafından hassasiyetle istenmesi ve<br />

takibinin önemini ortaya çıkarmaktır.<br />

Anahtar Kelimeler: İş Kazası, İş Güvenliği Kültürü,<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Risk<br />

SUMMARY<br />

Turkey in occupational health and safety laws,<br />

despite the reduction in work accidents and<br />

occupational diseases do not. The ILO’S relevant<br />

laws, contracts and EU law are taken verbatim<br />

from. This law does not apply to business life, the<br />

third world in our country is the first European<br />

work-related accidents. It is not sufficient alone to<br />

the law. Occupational health and safety not only<br />

in the running of the application, will start to work<br />

in creating a culture that is required to be successful.<br />

This culture; Prevention of work accidents<br />

and occupational diseases is the endpoint of the<br />

personal protective equipment (PPE) is crucial<br />

in the effective use of This research also, work<br />

accidents and occupational diseases in order<br />

to prevent the creation of a culture of business<br />

security-related studies and suggests. Based on<br />

the research hypothesis importance of employee<br />

satisfaction in the creation of an occupational safety<br />

Culture and safety practices of the employer<br />

by the power and importance of solicitation and<br />

follow-up with precision revealing.<br />

Keywords: Occupational accidents, Safety Culture,<br />

employee health and safety, Risk<br />

GİRİŞ<br />

İş Sağlığı ve Güvenliği ( İSG ) son zamanlarda<br />

ülkemizde sıklıkla gündeme gelen ve aynı zaman-


MAKALE 79<br />

da da tartışılan bir konu olmuştur. İSG çalışanların<br />

sağlığı ve güvenliği konuları ile ilgili bir alandır.<br />

Sanayinin ve teknolojinin hızla gelişmesi, yeni iş<br />

sahalarının açılmasıyla birlikte yeterli önlemlerin<br />

alınmaması durumunda, çalışanların sağlığını ve<br />

güvenliğini tehdit eden sonuçlar ortaya çıkmaktadır.<br />

İSG çalışmalarında öncelikli amaç, çalışanların<br />

sağlığını korumaktır. İşyeri ortamında bulunan<br />

hammadde, yarı mamul, kimyasallar, teknik<br />

ekipmanlar ile çalışma koşullarından kaynaklanan<br />

çeşitli riskler nedeni ile çalışanlar iş kazasına uğrayabilir<br />

veya sağlığı bozulabilir. Sağlığı bozulan,<br />

hastalananların teşhis ve tedavisi de bu uğraşıların<br />

içine girer. Ama bu çalışmaların asıl amacı, işyeri<br />

ortamında bulunan bu riskleri kontrol altına almak<br />

suretiyle işyerini sağlıklı ve güvenli bir yer haline<br />

getirmek ve sonuç olarak da bu ortamda bulunan<br />

çalışan kişilerin iş kazasına uğramalarına ve sağlığının<br />

olumsuz etkilenmesinin önüne geçmektir.<br />

(Özkan, T. ve Lajunen, T. ;2003) İSG’nin amacı, kaza<br />

ve hastalıklar şeklinde ortaya çıkabilecek risklerden<br />

çalışanları korumak, zarar verici etkileri asgariye<br />

indirmek, mümkünse ortadan kaldırmak, fiziksel,<br />

ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik halini hedefleyip<br />

yaşam kalitesini yüksek tutarak çalışanların mutlu<br />

olmasını sağlamaktır. (Güven R.;2006)<br />

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de meydana<br />

gelen iş kazaları ve meslek hastalıklarının bir bölümü<br />

ölümle, bir bölümü ise sakatlanma ve yaralanmalarla<br />

sonuçlanmaktadır. Bu olayların manevi<br />

üzüntüsü ve meydana gelen maddi zararın ve milli<br />

servet kaybının büyüklüğü, insanların İSG üzerinde<br />

önemle durmalarının önemli nedenlerindendir.<br />

(Özkan, T. ve Lajunen, T. 2003)<br />

Ülkemizde iş kazalarının önlenmesi, çalışanların<br />

ve işverenlerin yasal haklarının devlet tarafından<br />

denetlenmesi için 2003 tarihinde resmi gazetede<br />

4857 sayılı iş kanunu ve 2012 tarihinde 6331<br />

sayılı işçi sağlığı ve güvenliği kanunları yayınlandı.<br />

Özellikle 6331 sayılı iş kanununda yasa maddeleri<br />

uygulanmazsa verilecek para cezaları ağır olmakla<br />

beraber, çeşitli nedenlerle yasal zorunluluklar<br />

yerine getirilmemekte ve iş kazalarında bir azalmada<br />

söz konusu olmamaktadır (Engin O.; 2005).<br />

BÖLÜM 1 : İŞ SAĞLIGI VE İŞ GÜVENLİĞİ GENEL BAKIŞ<br />

1.1 İş Kazası ve Meslek Hastalığı Tanım<br />

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş Kazasını ; “<br />

önceden planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol<br />

altına alınmamış olan, etrafa zarar verecek nitelikteki<br />

olaylar” olarak tanımlamaktadır. Dünya Sağlık<br />

Örgütü (WHO) İş Kazasını ; “önceden planlanmamış,<br />

çoğu kişisel yaralanmalara, makinelerin ve<br />

araç gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir<br />

süre durmasına yol açan bir olay “ olarak tanımlamaktadır.<br />

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu<br />

‘’: MADDE 3 – G) İş kazası: İşyerinde veya işin<br />

yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet<br />

veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya<br />

da bedenen özre uğratan olay’’ Meslek hastalığı;<br />

Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden<br />

dolayı tekrarlanan bir sebepten veya işin yürütüm<br />

şartları yüzünden uğradığı geçici yada sürekli<br />

hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir<br />

(5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası<br />

Kanununun 14. Maddesine göre) .<br />

1.2. İstatistiklerde İş Kazaları ve<br />

Sosyal-Ekonomik Boyutu<br />

ILO verilerine göre ise, iş kazaları ve meslek<br />

hastalıkları nedeniyle Türkiye’de her gün 3 işçi,<br />

dünyada ise her gün ortalama 5 bin işçi, yılda ise<br />

2 milyon kişi yaşamını yitiriyor. SSK istatistiklerine<br />

göre, 1999 yılında ülkemizde meydana gelen 78<br />

bin iş kazasında 1165 işçi hayatını kaybederken, 2<br />

bin 697 kişi iş göremez derecede sakat kaldı ve 1<br />

milyon 681 bin 334 işgünü kaybı oldu. 2000 yılında<br />

ise 75 bin iş kazası olurken, bu kazalar sonucunda<br />

731 kişi öldü, 1493 kişi sakat kaldı ve toplam 1<br />

milyon 681 bin 44 işgünü kaybı oldu. 2001 yılında<br />

ise meydana gelen 72 bin iş kazası sonucunda<br />

1065 kişi yaşamını yitirirken, 1866 işçi ise iş 51<br />

göremez derecede sakat kaldı. 2001 yılında ise<br />

meydana gelen iş kazaları nedeniyle yaklaşık 1,9<br />

milyon işgünü kaybı olmuştur.( Uluslar arası çalışma<br />

örgütünün web sayfası,http://www.ilo.org/<br />

global/statistics-and-databases/lang--en/index.<br />

htm,erişim tarihi 19-05-2014 ) Türkiye’ de çalışma<br />

alanlarının dağılımına bakıldığında 1927 yılında<br />

çalışanların %85 i tarım sektöründe iken bu oran<br />

diğer ülkelerde olduğu gibi hizmet sektörünün<br />

giderek artması ile giderek azalmıştır. Bu gün için<br />

çalışanların yarısından azı tarımda çalışmaktadır.<br />

Dünya işgücü yaklaşık olarak 2.7milyar kişidir,<br />

bunların 1 milyarı okuryazar olmayan kişilerdir.<br />

Küresel istihdamın %80 den fazlası riskli alanlarda<br />

çalışmaktadır. Dünya işgücünün 175 milyonunu<br />

göçmen işçiler oluşturmaktadır. Çocuk çalışan<br />

sayısı 246 milyondan fazladır. (Engin O.; 2005).<br />

Ülkemizde SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre<br />

işyeri sayısı 1.367.318 işçi sayısı 9.743.072 kişidir. İşyerlerinin<br />

%85,9 u 1-9 işçi, %98,2 i 1-49 işçi çalıştırmaktadır.<br />

Ülkemizde iş sağlığı hizmetlerinin halen 50 ve<br />

daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için öngörülmüş<br />

olduğu dikkate alındığında işyerlerinin sadece<br />

%1.9 bu kapsamda bulunmaktadır. Ülkemizde 2009<br />

yılı sonu itibarı ile 429 dan fazla küçük sanayi sitesi<br />

(91.143 işyerini içeriyor) ve 256 dan fazla organize<br />

sanayi bölgesi bulunmaktadır. İşçi statüsünde<br />

çalışanların yanı sıra devlet memuru olarak çalışan<br />

2.9 milyon BAĞ-KUR’ lu 2.2 milyon kişi çalışmaktadır.<br />

Tarım çalışanları ve kayıt dışı çalışanlara ilişkin<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


80<br />

MAKALE<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

değerlerde dikkate alınmalıdır. (http://www.csgb.<br />

gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2)<br />

Dünya genelinde çalışanların sadece %10–15 i iş<br />

sağlığı hizmetlerini almaktadır. Bu sıklık sanayileşmiş<br />

ülkelerde %15 - 90 arasında iken gelişmekte<br />

olan ülkelerde %1-20 düzeyindedir. Hizmetlerden<br />

yararlanma eşit ve dengeli değildir. Avrupa’da<br />

çalışanların yarısı kapsam dışında dağılım, %5 ile<br />

%90 arasında değişiyor. Japonya, Kanada, Batı<br />

Avrupa ülkelerinde kapsam %70-90 a ulaşmaktadır.<br />

En çok küçük işletmeler kapsam dışındadır.<br />

Kapsamın yüksek olduğu ülkelerde bile küçük<br />

işletmelerde, inşaat ve tarım sektöründe, kendi<br />

işinde çalışanlarda, kapsam düşük (Gadd S;2002).<br />

Ülkemizde, SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre<br />

işçilerin %30,1’i 1-9, %60,7 10-49 işçi istihdam eden<br />

işyerlerinde çalışmaktadır. İş sağlığı hizmetlerinin<br />

halen 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için<br />

öngörülmüş olduğu dikkate alındığında bu işyerlerinin<br />

tamamında hizmet sunumu olduğu kabul<br />

edilse bile işçilerin sadece %40.0’ı hizmet kapsamındadır.<br />

Bütün çalışanlar (kayıt dışı çalışanlar<br />

da dahil olmak üzere) çalışanların sadece %12-15<br />

i iş sağlığı hizmetleri kapsamındadır. (http://www.<br />

csgb.gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2)<br />

1.3. İş Sağlığı Hizmet Modelleri<br />

İş sağlığı hizmetlerinin amacı çalışanların fiziksel,<br />

ruhsal ve sosyal sağlık durumlarını en üst düzeye<br />

getirmek ve bu düzeyde sürdürmektir (ILO, Occupational<br />

Health Services Conv. No. 161, 1985).<br />

Bu kapsamda çağdaş iş sağlığı ilkeleri şu şekilde<br />

sıralanabilir: bütün işyerlerini kapsamalıdır, bütün<br />

çalışanları kapsamalı, yerel ihtiyaçlara ve koşullara<br />

uygun olmalı, kolay ulaşılabilir olmalı, koruyucu<br />

yaklaşımlar öncelikli olmalı, işveren tarafından<br />

sağlanmalı, multidisipliner yaklaşımla yürütülmeli,<br />

yasal alt yapı oluşturulmalıdır. (Özkan, T. ve<br />

Lajunen, T. ,2003) Yukarıda belirlenen yaklaşıma<br />

ulaşmak için farklı ülkelerde farklı hizmet modeli<br />

uygulamalarının örneklerini görmek mümkündür.<br />

Hizmet modellerinin başlı çaları şunlardır: Ülke sağlık<br />

sistemi içindeki birinci basamak sağlık kuruluşları<br />

(toplum sağlık merkezleri gibi), şirket içi hizmetlerle<br />

birlikte büyük hizmet modeli, birkaç küçük orta<br />

ölçekli işyeri tarafından ortaklaşa organize edilen<br />

grup hizmetleri (ortak sağlık birimleri, hizmet sağlayıcı<br />

olarak sosyal güvenlik kurumu hizmetleri, iş<br />

sağlığı konusunda uzmanlığı olan serbest çalışan<br />

hekimlerin sunduğu hizmetler, sadece iş sağlığı<br />

hizmetlerini ya da hizmetlerinin bir parçası olarak<br />

iş sağlığı sunan özel sağlık merkezleri, yerel veya<br />

bölgesel hastanelerinin ayakta tedavi klinikleri.<br />

(Özkan, T. ve Lajunen, T. ,2003)<br />

Son yılarda gündeme gelen Temel İş Sağlığı<br />

Hizmetleri yaklaşımı esasen hizmetlerin bütün çalışanları<br />

kapsaması amacını gerçekleştirebilmek<br />

için yöntem önerilerini içermektedir. Kapsayıcılık<br />

sorununun çözülmediğinin, aksine kapsamın<br />

giderek daraldığının saptanması ile 2003 yılında<br />

Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü’nün<br />

oluşturduğu ortak bir komisyon tarafından<br />

konu değerlendirilmiştir. Ortak komisyon,<br />

Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu’nun da katkısını<br />

alarak, özellikle hizmetin kapsamının genişletilmesi<br />

için TİSH kavramını öne çıkartmıştır. İzleyen yıllarda<br />

Mısır (2005), Makedonya (2006), Türkiye (2007),<br />

Hindistan (2008) ve Şili’de (2009) konu ile ilgili<br />

teknik komite toplantıları yapılmıştır. Çalışanların<br />

sağlığı için küresel eylem planı ile tüm çalışanları<br />

kapsayan ve çalışanların erişebileceği bir iş sağlığı<br />

hizmetinin nasıl verilebileceği değerlendirmiş,<br />

program ve hedefler belirlenmiştir. TİSH yaklaşımı<br />

bir taraftan iş sağlığı hizmetlerini belirlerken bir taraftan<br />

da bu etkinliklerin çalışanlarının tamamına<br />

ulaşmasını ve bu amaçla ülkenin sağlık sistemine<br />

entegrasyonunu vurgulamaktadır. Brezilya, Şili,<br />

Çin, Tayland, Vietnam, Kenya, Tanzanya, Uganda,<br />

Finlandiya, İtalya, Küba ve Güney Afrika gibi<br />

ülkelerde TİSH yaklaşımı ile hizmet modelleri geliştirilmektedir.<br />

(Gadd S;2002),<br />

İş hizmetlerinin tüm çalışanları kapsamasını, tüm<br />

çalışanların bu hizmetlere ulaşmasında gereksinimlere<br />

göre hakkaniyetin gözetilmesini, hizmet<br />

sunumunun etkili olmasını, çalışanlar tarafından<br />

kabul edilmesini ve katılım sağlanmasını, kamu<br />

tarafından garanti altına alınmasını, çalışma yaşamı<br />

ile ilgili sosyal politikaların entegre bir parçası<br />

olmasını vurgular. İş hizmetinin oluşturulması ve<br />

sürdürülebilmesi için gereken altyapının aşamalı<br />

olarak geliştirilmesini (4 aşamalı bir modelle) önermektedir<br />

(Koçel T.;2001). Ülkemizde de son yıllarda<br />

Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmet veren Toplum<br />

Sağlığı Merkezlerinde işyeri hekimliği hizmeti verilmesine<br />

ilişkin çalışmalar sürdürülmekte, ilgili yasa<br />

işyeri hekimliği hizmetleriyle sınırlı tutulmuştur.<br />

BÖLÜM 2: İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİK KÜLTÜRÜ<br />

İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının öncelikli<br />

amacı, çalışanların sağlığını korumaktır. Çalışanların<br />

sağlığını belirleyen iki temel öğe, bireysel özellikler<br />

ve işyeri ortam faktörleridir. Sağlık ve güvenlik<br />

koşulları yetersiz işyerlerinde istenen düzeyde<br />

nitelikli hizmet ve ürün almak beklenemez ( Güven<br />

R. : 2006). İş sağlığı ve güvenliğinin ne ölçüde sağlanmış<br />

olduğu, kuruluşların ekonomik başarısı açısından<br />

önemli bir performans ölçüsü konumuna<br />

gelmiştir. İşyerlerinde yapılması gereken; çağdaş<br />

sağlık anlayışının ilkelerinde olduğu gibi, önlemenin<br />

tedaviden daha etkili, kolay, ucuz olduğu<br />

yaklaşımından hareket etmektir. Risklerin belirlenmesi<br />

ve uygun yöntemlerle ortadan kaldırılması


82<br />

MAKALE<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

gerekir.( Engin O.: 2005) Geleneksel yaklaşımda<br />

(reaktif yaklaşım), kazaların ve sistem bozukluklarının<br />

incelenmesi esastır. Çağdaş güvenlik yaklaşımı<br />

(proaktif yaklaşım) ise, sistem bozukluğundan çok,<br />

güvenlik yönetim sisteminin incelenmesine, risk<br />

değerlendirme ve güvenlik kültürüne odaklanır. Bu<br />

iki yaklaşımın birleştirilmesi gerekir. Zararla sonuçlanabilecek<br />

olası tehlikelerin önceden saptanmasını<br />

ve gerekli önlemlerin alınmasını hedeflenmelidir.<br />

(Güven R. : 2006) ISO 9000 Kalite Yönetimi Sistemi<br />

anlayışının ardından, ISO 14000 Çevre Yönetim<br />

Sistemi anlayışına ve sonra İş Sağlığı ve Güvenliği<br />

Yönetim Sistemi OHSAS 18001 anlayışına gelinmiştir.<br />

Konu Yönetim Sistemleri ile ilişkilendirilmektedir.<br />

OHSAS 18001 Yönetim Sistemi elemanlarından biri<br />

de, risk değerlendirmesidir, amaç riskleri denetlenebilir<br />

duruma getirmek, kabul edilebilir olanları<br />

ve ivedi müdahale gerektirenleri saptamaktır<br />

(Engin O.: 2005). Risk yönetimi stratejisi, güvenlik<br />

yönetimi stratejisini içerir. Güvenlik yönetimi<br />

stratejisi ise performans yönetimini, güvenlik<br />

kültürünü, risk değerlendirmesi ve denetimini,<br />

insan kaynakları yönetimini içerir. Bütün ülkelerde,<br />

bütün işyerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili<br />

konular, sorunlar yasal düzenlemeler dışında da<br />

farklı araçlardan yararlanmayı gerekli kılmaktadır.<br />

Olay gerçekleştikten sonra yapılan uygulamaları<br />

(reaktif, tepkisel) içeren geleneksel yaklaşım olay<br />

sonrası inceleme ve işin yeniden düzenlenmesine<br />

odaklanır. Çağdaş yaklaşım olay gerçekleşmeden<br />

öncesine, çalışanlara ve güvenli olmayan uygulamalara<br />

odaklanır (proaktif). Proaktif yaklaşımın<br />

sağlanmasında önemli etkenlerden biri de güvenlik<br />

kültürüdür. Korunma ihtiyacının karşılamanın en<br />

önemli yollarından biridir. İnsan davranışları ve bu<br />

davranışların altında yatan insana özgü nedenler<br />

güvenlik kültürünü oluşturmaktadır. Güvenlik kültürü<br />

alt bileşenleri ise tutumlar, davranışlar, değerler,<br />

eğitim ve gelişme konuları, kişisel sorumluluklar,<br />

insan faktörüne özgü konulardır. (Kılkış ve İlknur,<br />

2011) İnsan gereksinimleri bakımından öncelikli<br />

sıralarda olan güvenlik içinde bulunulan toplumun<br />

güvenlik kültürü ile yakından ilişkilidir. Çalışanlar<br />

için çalışma ortam koşulları ve riskler düşünüldüğünde<br />

konu özel önem taşımaktadır. Sosyal ve<br />

ekonomik gelişmenin göstergelerinden biri olan<br />

iş sağlığı ve güvenliği düzeyinin iyileştirilmesinde<br />

toplumda güvenlik kültürünün oluşturulması büyük<br />

önem taşımaktadır.( Kılkış ve İlknur ;2011)<br />

2.1. Güvenlik Kültürü<br />

İnsanlar yaşamak için temel gereksinimlerini<br />

yerine getirdikten sonra, geleceğini güvence<br />

altına almak ister. Maslow’un insan gereksinimlerini<br />

belirleyen piramidinde öncelik sıralaması<br />

ile temel fizyolojik gereksinimler, güvenlik gereksinimi,<br />

sosyal gereksinimler / kimlik gereksinimleri,<br />

ego gereksinimleri / saygınlık gereksinimi, kendini<br />

gerçekleştirme gereksinimi bulunmaktadır.<br />

Fizyolojik gereksinimler (beslenme, barınma vb.)<br />

başlangıç noktasını oluşturur ve hepsinden güçlüdür.<br />

Güvenlik gereksinimi, yaşama gereksinimini<br />

karşılayacak temel fizyolojik gereksinimlerden<br />

hemen sonra gelir. Sosyal gereksinimler arkadaşlık,<br />

kabullenilme isteği, kariyer ve duygusal ilişkiler<br />

gibi gereksinimlerdir. Ego gereksinimleri kendine<br />

güven, başarı, bilgi gibi kişinin kendi ile ilgili olan<br />

gereksinimler ve fark edilme, takdir edilme gibi<br />

statü ve saygınlığı ile ilgili gereksinimleri kapsar. En<br />

üst düzey olan kendini gerçekleştirme gereksiniminden<br />

kendi potansiyelini anlama ve gelişimini<br />

sürdürme isteği anlaşılır. Günlük yaşam faaliyetleri<br />

(yolda yürümek, yolculuk yapmak, araba kullanmak,<br />

spor yapmak, yüzmek, yemek yemek vb.)<br />

belli düzeyde riskler taşır. Riskler fark edilebilir, öğrenilebilir,<br />

korunulabilir, ölçülebilir, analiz edilebilir,<br />

değerlendirilebilir, azaltılabilir, yönetilebilir ve kontrol<br />

edilebilir.( Özkan ve Lajunen ,2003) Güvenlik,<br />

yapılan işin ve/veya çalışma şartlarının zarar ve/<br />

veya tehlike içermeme durumudur. Güvenlik, ISO/<br />

IEC Rehber 22’de Güvenlik ‘kabul edilemez zarar<br />

riskinden uzak olma durumu’ olarak tanımlanır.<br />

Emniyet içinde olma duygusu’ olarak tanımlanabilir.<br />

Ortamda kabul edilebilir düzey ve bu düzeyi<br />

korumak için zamansız ölüm, yaralanma veya<br />

endişe verici koşulların var olma olasılığını azaltma<br />

anlamındadır. Güvenliği sağlamanın üç ana<br />

uygulaması vardır; 1- Güvenliği ve sağlığı tehdit<br />

eden durumların ortadan kaldırılması, 2- Güvenliği<br />

ve sağlığı tehdit eden gelişmelerin zamanında<br />

saptanması, 3-Önlenemeyen durumların kötü<br />

sonuçlarının asgariye indirilmesi (riskin asgariye<br />

indirilmesi) (Demirbilek ve Çakır, 2008),<br />

Kazalara ilişkin değişkenlerin etkisini araştırmak,<br />

insan davranışlarını açıklamak, davranışları durumun<br />

ve kişinin doğası yönünden tartışmak güvenlik<br />

kavramını yerleştirmek için önemlidir. Risk<br />

algısı bir ölçüde kişilerin eğitimi ile ilişkili olmakla<br />

birlikte, işyerinde kararlı uygulamalar sonucunda<br />

güvenlik kültürü oluşturulması da risk algısı bakımından<br />

etkilidir. Risk değerlendirme çalışmaları<br />

kişilerin güvenlik algılamasını olumlu etkilemekte,<br />

hem ölümlü, ağır yaralanmalı hem de nispeten<br />

hafif yaralanmalı kaza sayısını azaltmaktadır. 4<br />

Güvenlik kültürü (safety culture) bir örgütteki (iş<br />

yeri de vb.) bütün üyelerin risk, kaza ve hastalıklar<br />

hakkında paylaştığı fikir ve inançlar bütünü<br />

olarak tanımlanabilir. Bu kavram ilk olarak 1986<br />

yılında meydana gelen Çernobil nükleer santral<br />

kazası/afeti sonrasında, 1987 OECD (Organisation<br />

for Economic Cooperationand Development)<br />

Nükleer Ajans Raporunda dikkati çek-


84<br />

MAKALE<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

mektedir. Son yıllarda bu kavram üzerinde sıkça<br />

çalışılmaktadır (Güven R.: 2007).<br />

Konuya ilişkin bazı tanımlar;<br />

Kültür: Sınıf, toplum ve nüfusların, belli bir dönemin<br />

yansıması olarak göz önüne alınan inançları,<br />

gelenekleri, sanatları, fikirleri, insan işi tüm ürünleri<br />

ve davranış örüntüleridir. İnsanın bilgi, inanç, fikir<br />

ve değerlerinin oluşturduğu dünyadır.<br />

Örgüt Kültürü: Örgüt üyeleri tarafından paylaşılan<br />

varsayımlar, inançlar ve değerlerdir. Bir grubu<br />

diğerlerinden ayırmaya yarayan, zengince geliştirilmiş<br />

ve derine yerleştirilmiş değerler ve inançlar<br />

sistemidir. (Demirbilek ve Çakır, 2008)<br />

Örgüt İklimi: İş çevresi hakkında geniş bir açıda<br />

kişisel değerlendirmeleri kapsar. Kişisel ve örgütsel<br />

etkileşimleri yansıtan değişkenlerdir sınıfıdır. Örgüt<br />

ikliminin, kişilerin motivasyonu ve başarısı üzerine<br />

güçlü bir etkisi vardır. Örgüt iklimi, çoğunlukla güvenlik<br />

iklimi algılamasını etkiler.<br />

Güvenlik İklimi: Çalışanların çalıştıkları ortam hakkında<br />

paylaşılan algılamasıdır. Başka bir ifade ile<br />

çalışanların iş çevreleri, yönetimin güvenlik görüşü<br />

ve aktiviteleri, iş risklerindeki denetimler hakkında<br />

algılama kalıpları geliştirmesi ve buna uygun davranmasıdır.<br />

Güvenlik ikliminin önemli bileşenleri;<br />

yönetim değerleri, yönetim ve örgüt uygulamaları,<br />

iletişim, işyeri sağlık ve güvenliğine çalışanların<br />

katılımıdır. Bu faktörlerin kaza ve olayları azalttığı<br />

pek çok çalışmada gösterilmiştir. Güvenlik iklimi işyerinde<br />

güvenlik kültürü hakkında bir bilgi kaynağı<br />

olarak görülebilir (Güven R. :2007).<br />

Güvenlik Kültürü: Çalışan ve yöneticilerin risk<br />

ve güvenlik konusunda tutum ve davranışları’<br />

tanımı geçerli bir tanımdır. Örgütteki tüm üyelerin<br />

risk, kaza ve hastalık hakkında paylaştığı fikir<br />

ve inançlar’ olarak tanımlamıştır. İngiltere’de,<br />

Sağlık ve Güvenlik Komisyonu (UK Healthand<br />

Safety Commission; HSC,1993) Güvenlik Kültürü’nü<br />

‘örgütün sağlık ve güvenlik programının yeterliliğine,<br />

biçimine, bağlılığına karar vermek için kişi<br />

ve grup değerleri, tutumlar, yetenekler ve davranış<br />

örüntüleri’ olarak tanımlar. Güvenlik kültürü,<br />

değerleri, esasları ve inançları içeren bir kavramdır<br />

ve güvenlik yönetim sisteminin önemli bir<br />

parçasıdır. Güdüleyici ve eşgüdümlü aktivitenin<br />

kaynağıdır. Çalışanların motivasyon ve davranışları,<br />

üst yönetimin güvenliğe verdiği değer ile ilgili<br />

algılamalarından etkilenir. Yöneticilerin olumlu geri<br />

bildirimi de, güvenlik kurallarına uyumu güçlendirir.<br />

Güvenlik kültürü farklı boyutları olan bir kavramdır.<br />

Farklı yaklaşımlarla, birbirinden farklı değişkenlerle<br />

değerlendirilmektedir. Çoğunlukla sosyal/bilişsel<br />

aracı olarak, güvenlik ikliminin değerlendirilmesi<br />

şeklinde değerlendirilmektedir. Örgütsel güvenlik<br />

ikliminin, güvenliğe özel liderlik uygulamasının,<br />

yönetimin güvenliğe bağlılığının ve güvenlik etkinliklerinin;<br />

çalışanın da güvenliğe bağlılığına, artmış<br />

güvenlik algılamasına ve güvenlik performansına<br />

neden olduğu gösterilmiştir. Güvenlik ikliminin ve<br />

güvenlik kültürünün güvenlik performansı üzerine<br />

olumlu etkisini gösterilmiştir. Güçlü bir örgüt güvenlik<br />

ikliminin, iş güvensizliğinin olumsuz sonuçlarını<br />

(bilgi, uyum, kaza ve yaralanmalar ve raporlamalar<br />

yönünden) azalttığı, güvenlik performansının<br />

bir öncüsü olduğu saptanmıştır. (Özkan ve<br />

Lajunen, 2003) Çok sayıda ölüm, yaralanma ve<br />

büyük ekonomik kayıplara neden olan Bophaltoksik<br />

gaz salınımı, Challenger uzay aracı patlaması,<br />

2005’te Teksas’da rafineri patlaması gibi kazalarda<br />

raporlar örgüt güvenlik kültürünü olaylara neden<br />

olan faktör olarak ortaya koymuştur. Güvenlik<br />

iklimi ve güvenlik kültürü kavramları arasında kafa<br />

karışıklığına neden olacak yaklaşım söz konusu<br />

olabilir. İklim daha hızlı ve kolay değişir, yüzeysel<br />

ve geçicidir, bir olay sonrası değişime giderken,<br />

altta yatan kültür onu desteklemedikçe yinelenen<br />

olaylar kaçınılmazdır. (Özkan ve Lajunen, 2003)<br />

2.1.1. Güvenlik Kültürünün Amaçları<br />

• Davranış normları oluşturmak, • Kaza ve yaralanmaları<br />

azaltmak, • Dikkat çeken konularda güvenliği<br />

sağlamak, •Örgüt üyelerinin riskler, kazalar<br />

ve hastalıklar hakkında aynı inanç ve fikirleri paylaşmasını<br />

sağlamak, • Kişilerin güvenliğe bağlılığını<br />

artırmak, • Örgüt sağlık ve güvenlik programının<br />

biçim ve yeterliğine karar vermektir.<br />

2.1.2. Güvenlik Kültürünün Araçları<br />

• İşle ilgili eğitim, • Tüm basamaklı düzeylerde<br />

bağlılık, • Kalite ve üretkenlik, • İletişim akışı, •<br />

Kaynak eksikliklerinin giderilmesi, • İş tasarımının<br />

değerlendirilmesi. (Ergonomi)<br />

Davranış değişimini sağlamak; güvenlik kayıtlarının<br />

analizi ile başlar, geçirilen aşamalar, kritik<br />

davranışların belirlenmesi, gözlem, kayıt, değerlendirme,<br />

kaza önleme programını tanıtma ve geri<br />

bildirim sağlama ile devam eder. Yeni bir kültürde<br />

paylaşılan pozitif deneyimler en önemli öğedir.<br />

İnsanların kas gücü, zamanı, fiziksel olarak varlığı<br />

saat başı ücretle elde edilebilir, ancak sadakati,<br />

bağlılığı ve fikirleri elde edilemez. Yürütülecek<br />

programların bunları başarmasını sağlamak daha<br />

önemlidir. Davranış müdahalesinde, davranışa<br />

dayalı geri bildirimler güvenli davranışları artırır.<br />

Davranış değişikliği güvenlik performansını<br />

geliştirmek anlamına gelir. (Özkan ve Lajunen,<br />

2003) Güvenlik kültürü, çalışanlar güvenliğin örgüt<br />

için anahtar değer olduğuna inandığı zaman ve<br />

güvenlik örgütün öncelikleri listesinde üst sıralara<br />

geldiği zaman pozitiftir. Bu algılamaya ulaşmanın<br />

yolları şunlardır; • Çalışanların yönetimi inanılır


ISTANBUL<br />

Y A R N S · F A B R I C S · A C C E S S O R I E S · M A N U F A C T U R I N G<br />

MARCH 20-22 | 2019<br />

ISTANBUL CONGRESS CENTER


86<br />

MAKALE<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

ve güvenilir görmeleri, • Güvenlik politikalarının<br />

günlük temelde yaşatılması, • Yönetim kararlarının,<br />

paranın insan için harcandığını göstermesi,<br />

• Yönetim tarafından memnuniyet için ödüller,<br />

ölçümler ve önlemler planlanması, • Çalışanların<br />

sorun çözme ve karar verme süreçlerine katılması,<br />

• Yönetim ve çalışanlar arasında, yüksek derecede<br />

dürüstlük ve iletişime açıklık olması, • Güvenlik<br />

bilgi sistemi olması, • Çalışanların, performansları<br />

için olumlu onay alması (Ocaktan ME : 2009)<br />

Pozitif güvenlik kültürünün amacı; çalışanın risklerin<br />

farkında olduğu bir atmosfer yaratmak, güvensiz<br />

hareketlerden sakınmalarını sağlamak ve<br />

onları sürekli korumaktır. Pozitif (olumlu, beklenen)<br />

güvenlik kültüründe yönetimin güvenliğe inancı /<br />

bağlılığı gözle görülür olmalı, karşılıklı güven sağlanmalı,<br />

etkinliklerin sürekliliği olmalı, düzenli eğitimler<br />

yapılmalı, çalışanların tüm süreçlere katılımı<br />

sağlanmalı, güvenlik çabalarına dönük olumlu<br />

geri bildirimler verilmeli, iki yönlü açık iletişim<br />

sağlanmalıdır. Güvenlik kültürünü oluşturmanın<br />

ardından, tüm örgüt üyelerinin sağlık ve güvenlik<br />

konusunda benzer inanç, fikir ve algıları paylaşmalarını<br />

sağlamak ve sonunda kaza, yaralanma<br />

ve hastalıkları azaltmak olanaklı olabilecektir.<br />

(Özkan ve Lajunen, 2003)<br />

2.2. Pozitif Güvenlik Kültürü Kriterleri<br />

Firmalarda oluşturulacak Pozitif güvenlik kültürü<br />

aşağıdaki 6 başlığı içermelidir. • Sistem günlük, düzenli<br />

proaktif takım etkinlikleri sağlamalı, • Merkez<br />

yönetim; takım performansı sağlamak, performans<br />

niteliğini artırmak, güvenliğin üst yönetim için<br />

önemli olduğunu göstermek amacıyla uğraş vermeli,<br />

• Güvenliğin örgüt için yüksek önceliğe sahip<br />

olduğunu, en üst yönetim görülebilir şekilde desteklemeli,<br />

• Herhangi bir çalışan, yeni ve anlamlı<br />

bir güvenlik ile ilişkili etkinliği yerleştirme tercihi<br />

yapabilmeli, • Güvenlik sistemi esnek olmalı, tüm<br />

düzeylerde seçeneklere izin verilmeli, • Güvenlik<br />

çabaları, çalışanlar tarafından olumlu karşılanmalıdır.<br />

(Ocaktan ME; 2009)<br />

Burada geçen altı ölçüt, örgüt yönetiminin otoriter<br />

ya da katılımcı olmasına ya da güvenliğe farklı<br />

yaklaşımlar sergilemesine bakılmaksızın her örgütte<br />

karşılanabilir. Kültür kolayca değişmez, zamanla<br />

ve çeşitli durumlara adaptasyon olarak gelişir.<br />

İnsan bir kez yeniliğin daha iyi olduğunu anlarsa,<br />

değerler daha kolay kabul edilebilir ve bunları<br />

destekleyecek yeni fikirler ortaya çıkabilir. Kültür<br />

değişikliği için mevcut kültüre karşı çıkmak yerine,<br />

mevcut kültürel güçler üzerine derece derece<br />

değişim yapılandırmak daha etkilidir. İnsanlara<br />

gerçek sorunlarına yönlenerek yeni davranışlar,<br />

varsayımlar, değerler deneyip yaratacağı fırsatlar<br />

gerekir. Liderler, rol model olmalıdır. Kuşkular<br />

ve hatalar dürüstçe paylaşılmalıdır. Değişim<br />

zaman alacağı için, sabırlı olunmalıdır. (Engin O.;<br />

2005) Güvenlik politikasının başarısı için, güvenlik<br />

uygulamalarının izleneceği bir sistem kurmak<br />

esastır. Görevler her düzeyde iyi tanımlanmalı,<br />

geçerli performans ölçüleri olmalı, iyi performans<br />

ödüllendirilmelidir. Sorumluluk, kültür oluşturmada<br />

anahtardır. Kültür oluşturma; çalışanlar, denetçilerin<br />

ve yönetimin güvenlik görevini tamamladığını<br />

gördüğü zaman, yönetimi günlük olarak inanılır<br />

ve güvenilir gördüğü zaman ve en üst yönetim<br />

güvenlik politikası belgelerini imzaladığı ve buna<br />

gerçekten inandığı zaman tamamlanır. (Engin<br />

O.: 2005) Yönetimin güvenliğe bağlılığı, ilgisi ve<br />

yönetim kalitesi anahtar öğeler olarak tanımlanır.<br />

Ancak, yönetimin bağlılığı yeterli değildir. İyi bir<br />

liderlikle, personel daha öz sorumluluk sahibi, yaratıcı,<br />

yeni sorunlara uyumu iyi, işbirliğine açık olur.<br />

Hem işveren, hem çalışanlar sorun çözme ve görüş<br />

birliği sağlama konusunda becerilerini geliştirmeli,<br />

katılımını artırmalıdır. Sonuçta, liderlik, aktiviteler,<br />

sistem, önlemler ve ödüller güvenliğin başarılıp<br />

başarılamayacağını gösterir. (Kılkış, 2011)<br />

Aşağıdaki konularda iyileşmeler başarı sağlanmasına<br />

yardımcı olacaktır; • Yönetimin güvenliğe<br />

bağlılığı, çalışanın güveninin artması, • Gereksinim<br />

olan yerde eğitim ve yardım verilmesi,<br />

• Sorun çözmenin öğretilmesi, • Dürüst ve yeterli<br />

bilgi akışı, • Çalışan görüş ve fikirlerinin alınması,<br />

• Üst yönetim olumlu yaklaşımının sağlanması.<br />

(Özkan. ve Lajunen, 2003)


88<br />

MAKALE<br />

kültürü düzeylerini geliştirmelerine ve sürdürmelerine<br />

özel bir önem vermektedir (Kılkış, 2011).<br />

Olumlu güvenlik kültürü oluşturma konusunda<br />

başlıca üç alanda dirençle karşılaşılaşılabilir; •<br />

Değişime direnç (komuta ve kontrol yaklaşımı yerine<br />

danışmanlıkla aşılmalıdır), • Var olan yönetim<br />

sisteminin uyumu, • İnformal politik ve kültürel<br />

dinamikler (Özkan ve Lajunen, 2003:32)<br />

Çalışana görüşlerini sormak ve onları çözüm<br />

süreçlerine katmak altyapıyı sağlar, direnci kırar,<br />

problemlerin derinlemesine anlaşılmasını sağlar<br />

ve belli dönemlerde yinelenmelidir. (Engin O.:<br />

2005) Güvenlik kültürü ile ilgili ortak kabul gören<br />

bir tanım ve ölçme yaklaşımı olmamakla birlikte;<br />

konunun önemi nedeniyle günümüzde işletmelerin<br />

güvenlik kültürünü oluşturması, geliştirmesi<br />

ve değerlendirmesi konusunda fikirler ortaktır.<br />

Güvenlik kültürü üç alanda kararlılık gerektirmektedir;<br />

işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği<br />

yönetim sistemlerini yaşama geçirme kararlılığı,<br />

işçilerin bu sistemlere katılma ve destekleme<br />

kararlılığı ve uluslararası çerçeve oluşturulmasına<br />

yönelik kararlılık. (Özkan ve Lajunen, 2003)<br />

BÖLÜM 3 :İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ OLUŞTURULMASI<br />

ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA<br />

3.1. Amaç<br />

Araştırmada, İş kazaları ve Meslek hastalıklarının<br />

önlenmesinde işyerinde iş sağlığı ve güvenliği<br />

uygulamaları konusunda, çalışanların yaklaşımı,<br />

güvenli davranışı, yöneticilerin konuyla ilgili tutumu<br />

ve uygulamalarının çalışanlarca algılanışının belirlenmesi<br />

amaçlanmaktadır. Dolayısıyla; İş Güvenlik<br />

kültürünün oluşmasındaki bireysel ve örgütsel<br />

değişkenlerin önceliğini belirlemektir.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

Bütün çalışanların iş güvenliği yönetim sistemine<br />

katılımı da (finansal ve profesyonel kaynak<br />

kullanımı, iş ve program oluşturulması gibi tüm<br />

işlevlerde) oldukça etkilidir. İnsancıl değerleri<br />

geliştirmek ve insan odaklı yaklaşımı etkinliklerde<br />

kullanmak (çalışanlarla buluşma, işyeri güvenlik<br />

gözlemleri vb.) gerekir (Kılkış, 2011). Teknolojik gelişmeler<br />

yeni düzenlemelere ihtiyaç duyurmaktadır.<br />

Öte yandan işçi hareketliliği, göçmen işçiler<br />

ulusal faktörlerin etkisi ile risk alma davranışı ve<br />

risk algılama farklılıkları güvenlik iklimi ve kültürü<br />

kurmayı zorlaştırmaktadır. Benzer sorun geçici<br />

çalışan işçiler içinde söz konusudur. <strong>Teknik</strong> yapı,<br />

sosyal yapı ve iş baskısı güvensiz davranışları tetikleyebilir.<br />

Uluslararası Çalışma Örgütü de bütün<br />

dünyada işyerlerinin koruyucu sağlık ve güvenlik<br />

3.2. Yöntem<br />

Araştırma, anket tekniği ile gerçekleştirilmiştir. 3 Bölüm<br />

olarak 30 soru sorulmuştur. Anket soruları ektedir (EK-1).<br />

Araştırma, 54 çalışanı ile tek vardiya halinde<br />

çalışan, iç ve dış piyasa için üretim yapan ve ISO<br />

9001,ISO 14001 ve OHSAS 18001 belgesi olan bir<br />

<strong>Tekstil</strong> işletmesinde gerçekleştirilmiştir. Demografik<br />

özelliklerle ilgili bilgiler Tablo – 1’ de görülmektedir.<br />

Bu firmada çalışan memnuniyetinin ölçülmesi ile<br />

ilgili sorular Tablo - 2’de görülmektedir.<br />

Sorular uzun olduğundan anket numaraları ile<br />

tanımlandı. Ekler kısmına Anket eklenmiştir.<br />

Firmada çalışanların İş güvenliği ve İşçi Sağlığı<br />

uygulamalarını ne ölçüde benimsediği ve dikkate<br />

aldığını anlamak için hazırlanan sorularla ilgili<br />

istatistiki değerler Tablo - 3 ‘de gösterilmiştir.<br />

Ankette “İlk Amirim ve Üst Yönetimim İş Sağlığı<br />

ve Güvenliği Kurallarına Uyarlar (S15)” İfadesine<br />

örneklem grubunun yaklaşık %83’ü kesinlikle<br />

katıldıklarını belirtmiştir.


90<br />

MAKALE<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

3.3. Bulgular<br />

Anketin B başlığındaki Çalışan Memnuniyeti ile ilgili<br />

soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini<br />

incelediğimizde; bu işletmedeki çalışanların<br />

üstlerinin yaklaşımlarından, üstleri ile rahat<br />

iletişim kurmalarından yüksek oranda memnun<br />

oldukları görülüyor. Aldıkları ücret, servis, yemek<br />

gibi önemli başlıklardaki memnuniyetleri de çok<br />

yüksek gözükmekte. Anketin C başlığındaki İş<br />

Güvenliği ve İşçi Sağlığı Uygulamaları ile ilgili<br />

soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini<br />

incelediğimizde; çalışanların Kişisel Koruyucu<br />

Donanım Kullanma ve MSDS ile ilgili bilinçlerinin<br />

yüksek olduğu görülmektedir. Çalışanlar ayrıca<br />

ilk amir ve üst yönetimin bu konudaki hassasiyetini,<br />

denetlemesini ve örnek olmasını da olumlu<br />

buluyorlar. Eğitimlerin verilmesini İSG uygulamalarının<br />

algılanmasında faydalı olduğunu düşünüyorlar.<br />

Genel olarak baktığımızda çalışanların iş<br />

yerinden memnuniyetleri artıkça, o işyerine daha<br />

fazla güven duyarak, ait olma duyguları güçleniyor.<br />

Özellikle maaş ve diğer sosyal haklar çalışanlar<br />

için diğer işletmelere göre daha cazipse, işini<br />

kaybetmemek için konulan kurallara uyuyor.<br />

SONUÇ VE ÖNERİLER<br />

2012 yılında resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe<br />

giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği<br />

kanunu; çalışan ve işverenlerde bir farkındalık<br />

getirmesine rağmen, uygulamada ki ve denetim<br />

mekanizmasındaki aksaklıklar nedeniyle iş kazaları<br />

ve meslek hastalıklarında Çalışma ve Sosyal<br />

güvenlik Bakanlığının en son yayınlanan 2012<br />

verilerine göre bir azalma söz konusu olmamıştır.<br />

2.Bölümde; İSG kültürünün neden oluşturulması<br />

ve yaygınlaştırılması gerekliliğinden bahsettik.<br />

Ayrıca bu kültürün oluşturulması için aşağıdaki<br />

önerilerin uygulanması da fayda sağlayacaktır.<br />

İSG alanındaki ulusal ve uluslararası kuruluşların<br />

temsilcileri ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden<br />

konunun uzmanı yetkili ve sorumlu kişileri<br />

bir araya getirmek suretiyle güçlü bilgi ve deneyim<br />

alış verişi olanağı sağlamak, gelecek için<br />

işbirliği imkânlarının oluşturulmasında kolaylaştırıcı<br />

rol oynayacaktır. İş sağlığı ve güvenliğinin<br />

ulusal ve uluslararası düzeyde öncelikli olarak<br />

yer alması ve bu alana yeterli insan gücü ile<br />

ekonomik kaynağın ayrılması çalışma ortamının<br />

iyileştirilmesi ve çalışanların sağlık ve güvenliklerinin<br />

geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. İş sağlığı<br />

ve güvenliği konularının yönetim sistemi yaklaşımı<br />

ile ele alınması sorunlara çözüm getirilmesinde<br />

etkili bir yöntemdir. 89/391/EEC sayılı Çerçeve<br />

Direktif ve ILO 155 ve ILO 161 sayılı Sözleşmelere<br />

uyumlu olarak hazırlanmış olan 6331 sayılı İş Sağlığı<br />

ve Güvenliği Kanunu da İSG Yönetim Sistemi<br />

yaklaşımını(OHSAS 18001) desteklemektedir. İş<br />

sağlığı ve güvenliği politikalarının uygulanmasında;<br />

kanun koyucu ve tüm sosyal paydaşların<br />

politika oluşturma haricinde, sahada aktif olarak<br />

yer alması, iyi uygulamalara rehberlik yapması<br />

ve rol model oluşturmasının önemi büyüktür.<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık<br />

Bakanlığının işbirliği ve ortak akılla yürüteceği<br />

saha uygulamalarının gerçekleştirilmesi beklenmektedir.<br />

İş sağlığı ve güvenliği eğiticileri ve<br />

eğitimlerinin niteliğinin iyileştirilmesi amacıyla bu<br />

alanda uluslararası standartlar oluşturulmalıdır.<br />

Günümüzde çalışma yaşamında yeri ve önemi<br />

artan ve bu nedenle diğer sektörlere göre<br />

daha çok çalışanı ilgilendiren kamu ve hizmet<br />

sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusu göz<br />

ardı edilmemelidir. İşletmelerde İş Güvenliği<br />

Kültürünün oluşmasında ; çalışanın işyerinden<br />

memnuniyeti artırmanın ve üstlerinin iş güvenliği<br />

uygulamalarında ki etkinliği, örnek olması ve<br />

denetleme mekanizmasını iyi çalıştırması önemli<br />

rol oynamaktadır. Araştırmada görüldüğü üzere<br />

İSG eğitimi alanların bu konuda bilinçleri de<br />

artmaktadır. Çalışan için işyeri vazgeçilmez ise<br />

(ücret, çalışma ortamındaki adalet ve huzur,<br />

sosyal imkânlar vb.) İş Güvenliği ile ilgili kurullara<br />

uymada ve bunu sürdürmede daha dikkatli<br />

olmaktadır. İş Güvenliği Kültürü oluşturmada<br />

bireysel değişkenlerden çok örgütsel değişkenler<br />

daha etkilidir. Son olarak, Türkiye de iş sağlığı ve<br />

iş güvenliği kültürü oluştururken tüm paydaşlara<br />

görev düşmektedir. Toplumsal bir iş güvenlik<br />

kültürü oluşturulmalı, eğitimleri ailede, daha sonrada<br />

ilköğretimden başlayarak sürdürülmelidir.<br />

Ergenlikten sonra alışkanlık kazandırmak zordur.<br />

Yaşamın her safhasında iş güvenliği kültürünün<br />

oluşturulması iş kazaları ve meslek hastalıklarının<br />

azalmasında fayda sağlayacaktır.<br />

KAYNAKLAR: (1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı;(2014),2013 yılı faaliyet raporu, Strateji Geliştirme Başkanlığı,80-93 (2) Demirbilek, Tunç ve<br />

Çakır, Özlem (2008), “Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımını Etkileyen Bireysel Ve Örgütsel Değişkenler”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi Ve İdari<br />

Bilimler Fakültesi Dergisi, 23(2), 173–191. (3) Engin O.; (2005),İşletmelerde Güvenlik Kültürü Oluşturma Süreci. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi, Sayı:26,<br />

Temmuz-Ağustos :10-13. (4) Gadd S;(2002), Safety Culture: A review of the literature, HSL/2002/25, Health Safety Laboratory, (5) Güven R.;(2007),-<br />

Güvenlik Kültürü. IV. İş Sağlığı ve güvenliği Kongresi Bildiriler Kitabı, Adana; 143-149. (6) Güven R.;(2006), Güvenlik Kültürünün Oluşumunda Eğitimin<br />

Yeri ve Önemi. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi , Sayı:30, Nisan-Mayıs-Haziran:3-9. 9 (7) Uluslar arası çalışma örgütünün web sayfası, http://www.ilo.org/<br />

global/statistics-and-databases/lang--en/index.htm, (erişim tarihi ; 20-29-05-2014) (8) Kılkış, İlknur (2011), “İş Sağlığı ve İş Güvenliği”, Sosyal Politika,<br />

(Ed: Aysel Tokol ve Yusuf Alper), 1. b., Dora Yayınları, Bursa, 194-218. (9) Koçel T.;(2001), İşletme Yöneticiliği, 8. Bası, beta Basım yayın dağıtım, İstanbul,44-64<br />

(10) Ocaktan ME;(2009),Bir Otomotiv Fabrikasında Güvenlik Kültürünün Değerlendirilmesi, TC Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,<br />

Halk Sağlığı Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara. (11) Özkan, T. ve Lajunen, T. (2003), Güvenlik Kültürü ve İklimi, Pivolka, 2(10), 3-4.


Her an<br />

ONLINE olun!<br />

Bütün dünya sizi görsün!<br />

www.tekstilteknik.com.tr<br />

Banner reklam talepleriniz için;<br />

mehmet.tatli@img.com.tr<br />

0 212 604 51 00<br />

www.img.com.tr


92<br />

PANORAMA<br />

Pamuk Pazarı Esasları ve<br />

Fiyatlara Genel Bakış<br />

Cotton Market Fundamentals &<br />

Price Outlook<br />

SON FİYAT HAREKETLERİ<br />

NY Vadeli işlemler ve A Endeks, Ocak ayında<br />

dengeye oturmadan önce, Aralık ayı boyunca<br />

inişteydi. Çin ve Pakistan fiyatları geçtiğimiz ay<br />

yatay seyretti. Hindistan fiyatları biraz geriledi.<br />

• NY Vadeli işlemler (Mart) kontratı Aralık ayı<br />

başındaki 80 cent/lb yakınlarındaki seviyelerden<br />

Ocak ayında 70 cent/lb’ye kadar inen değerleri<br />

gördü. Son işlemlerde fiyatlar 72 cent/lb<br />

yakınlarına tutundu.<br />

• A Endeks, NY vadeli işlemlerin genel hareketini<br />

takip etti. Değerler, Aralık başında<br />

bulundukları 88 cent/lb seviyelerinden Ocak<br />

başındaki 80 cent/lb yakınlarına geriledi.<br />

Daha sonra ise 82 cent/lb civarlarında işlem<br />

görmeye devam etti.<br />

• Çin Pamuk Endeksi (CC Endeks 3128B) hem<br />

uluslararası (102 cent/lb) hem de yerel birimlerde<br />

(15.400 RMB/ton) dengede kaldı.<br />

• Hindistan spot fiyatları (Shankar-6 kalitesi)<br />

geçen ay hafif inişe geçerek 80’den 77 cent/lb<br />

veya 44.400’den 42.800 INR/candy’ye geriledi.<br />

• Pakistan spot fiyatları geçtiğimiz ay genel<br />

olarak düz bir çizgide hareket ederek 76 ile<br />

77 cent/lb veya 8.700 ile 8.800 PKR/maund<br />

arasında işlem gördü.<br />

RECENT PRICE MOVEMENT<br />

NY futures and the A Index decreased<br />

throughout December before stabilizing in<br />

January. Chinese and Pakistani prices were<br />

stable over the past month. Indian prices<br />

moved slightly lower.<br />

• The Nearby NY futures contract (March) fell<br />

from levels near 80 cents/lb in early December<br />

to values as low as 70 cents/lb in January.<br />

In later trading, prices have been generally<br />

holding near 72 cents/lb.<br />

• The A Index followed the same general pattern<br />

as NY futures. Values decreased from those<br />

near 88 cents/lb in early December to those<br />

just below 80 cents in early January. Recently,<br />

levels have been near 82 cents/lb.<br />

• The Chinese Cotton Index (CC Index 3128B)<br />

was steady in both international (102 cents/lb)<br />

and local terms (15,400 RMB/ton).<br />

• Indian spot prices (Shankar-6 quality) edged<br />

slightly lower over the past month, declining<br />

from 80 to 77 cents/lb or from 44,400 to<br />

42,800 INR/candy.<br />

• Pakistani spot prices were steady, trading<br />

between 76 and 77 cents/lb or from 8,700 and<br />

8,800 PKR/maund over the past month.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

ARZ, TALEP VE TİCARET<br />

Aralık ayının 22’sinde başlayan federal hükümetin<br />

kısmi kapanışı dolayısı ile A.B.D. Tarım<br />

Bakanlığının arz ve talep tahminlerine bu ay<br />

güncelleme yapılmadı. İşçi İstatistikleri Bürosu<br />

tarafından açıklanan istihdam ve enflasyon<br />

rakamları gibi verileri planlanan şekilde açıklamaya<br />

devam eden bazı hükümet ajansları olsa<br />

da, A.B.D. Tarım Bakanlığı istatistiklerinin büyük<br />

çoğunluğu yayınlanmadı. Ocak ayı için revize<br />

edilmiş tahminler olmadan, bu Aylık Ekonomik<br />

Bülteni geçtiğimiz ay ile aynı verileri sunmak-<br />

SUPPLY, DEMAND, & TRADE<br />

Due to the partial shutdown of the federal government<br />

that began on December 22nd, no updates<br />

were made to USDA supply and demand<br />

estimates this month. Although there are some<br />

government agencies that continue to release<br />

data as scheduled (for example, the employment<br />

and inflation figures issued by the Bureau<br />

of Labor Statistics), the majority of USDA statistics<br />

are not being published. Without revised<br />

estimates for January, this edition of the Monthly<br />

Economic Letter presents the same figures as last


PANORAMA 93<br />

month (USDA’s numbers from November and December).<br />

Beyond supply and demand updates,<br />

another important stream of information from<br />

the USDA that has been interrupted is the weekly<br />

export sales and shipment data. In addition, U.S.<br />

trade data, which cover flows of fiber, yarn, and<br />

finished textile goods have been suspended.<br />

ta (A.B.D. Tarım Bakanlığının Kasım ve Aralık<br />

rakamları). Arz ve talep güncellemelerinin<br />

ötesinde, A.B.D. Tarım Bakanlığından kesintiye<br />

uğrayan başka bir önemli bilgi akışı da haftalık<br />

ihracat ve sevkiyat verileri oldu. Ek olarak,<br />

elyaf, iplik ve bitmiş tekstil ürünlerini kapsayan<br />

A.B.D. ticari verileri de askıya alınmış oldu.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


94<br />

PANORAMA<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />

FIYATLARA BAKIŞ<br />

A.B.D. Tarım Bakanlığının arz ve talep rakamlarına<br />

yaptığı revizyonlardaki kesinti piyasanın<br />

belirsiz zamanlarına denk geldi. Başlamadan<br />

önce, 2018/19 geçiş yılı olarak tanımlanabilirdi.<br />

Değişim belirsizlik ima etmekte ve biz neredeyse<br />

hasat yılının ortasına gelmişken cevaplardan<br />

ziyade sorular karşımıza çıkmaya devam ediyor.<br />

2018/19’u geçen birkaç hasat yılından farklı olarak<br />

şekillendirecek unsurun, Çin’in rezerv stoklarını<br />

boşaltma politikasından dengelenme politikasına<br />

geçişi olması beklenmekteydi. Hükümet<br />

arzının geçtiğimiz üç yıl boyunca küçülmesinden<br />

dolayı Çin’in üretim açığını rezerv stoklarından<br />

satış ihaleleri ile doldurma kapasitesi azaldı.<br />

Buna bağlı olarak Çin’in ithalatını arttırmaya ihtiyacı<br />

olacağı öngörülmekteydi. Ancak, şu ana<br />

kadar Çin ithalatlarında kesin yükseliş ortaya<br />

çıkmadı. 2018/19’da kalan yedi ay daha var ve<br />

Çin hasadı bağlanıp işletmelerdeki stoklar azalmaya<br />

başladıktan sonra Çin ithalatlarının hala<br />

yükselme ihtimali bulunmakta. Çin ithalatlarının<br />

artışını desteklemeyen diğer bir faktör de A.B.D.<br />

ve Çin arasında süregelen ticari anlaşmazlıklar<br />

oldu. A.B.D. ve Çin resmi makamları 7 Ocak haftasında<br />

buluştu. Toplantı sonrasında, ilerleme<br />

kaydedildiği belirtildi ancak anlaşma maddeleri<br />

hakkında belirli bir detay açıklanmadı ve Çin’in<br />

daha fazla Amerikan pamuğu alacağına dair<br />

ipucu sayılacak bir bilgi de verilmedi (Aralık<br />

ayındaki pazarlıklar sonrasında Çin daha fazla<br />

Amerikan soya fasulyesi aldı). İthalat talebine<br />

ket vuran ve belirsizliğe katkı sağlayan diğer bir<br />

faktör de zayıflayan global ekonomik göstergeler<br />

oldu. Yazdan beri, global gayrisafi hasıla<br />

tahminleri düşürüldü. Temel endişeler Çin’deki<br />

yavaşlama ve Avrupa’daki yavaş büyüme<br />

idi. A.B.D.’ndeki istihdam pazarı güçlü kalırken<br />

diğer yandan birkaç gösterge de A.B.D.’ndeki<br />

büyümenin zirveyi görmüş olabileceğini<br />

öneriyor (örn.: gayrimenkul satışları yavaşladı,<br />

faiz oranları verim eğrileri tersine döndü). Daha<br />

yavaş ekonomik büyüme daha düşük talep artışı<br />

ile ilişkilidir. Bu emtialar için doğrudur ve Ekim<br />

ayından beri petrol fiyatlarında görülen keskin<br />

düşüşler, kısmen de olsa, Çin’de azalan ekonomik<br />

aktiviteye atfedilmektedir. A.B.D. Tarım<br />

Bakanlığının mevcut (Aralık) pamuk öngörü seti<br />

ile ilgili yapılan ortak eleştiri, işletme tüketiminin<br />

çok yüksek olup son zamanlarda görülen makro<br />

PRICE OUTLOOK<br />

The interruption in USDA revisions to supply and<br />

demand figures comes at an uncertain time for<br />

the market. Before its onset, 2018/19 could have<br />

been identified as a year of transition. Change<br />

implies uncertainty, and even though we are<br />

nearly halfway through the crop year, more<br />

questions than answers appear to be presenting<br />

themselves. What had been expected to delineate<br />

2018/19 from the past several crop years<br />

was that China’s policies for drawing down<br />

reserve stocks would evolve into a policy of stabilization.<br />

Due to the reduction in government<br />

supplies over the past three years, China’s ability<br />

to fill its production gap through the auction of<br />

reserve stocks has diminished. Correspondingly,<br />

it has been expected that China would need to<br />

increase imports. However, thus far, a definitive<br />

uptick in Chinese imports has yet to surface. There<br />

are seven months remaining in 2018/19 and it<br />

is still possible that Chinese imports could climb<br />

after the Chinese harvest is committed and mill<br />

inventories possibly start to decrease. One factor<br />

that has not been supportive of rising Chinese<br />

imports is the lingering trade dispute between<br />

the U.S. and China. Officials from the U.S.<br />

and China met during the week of January 7th.<br />

After the meeting, it was reported that progress<br />

had been made, but no specific points of agreement<br />

were released and there was no mention<br />

of anything suggesting that China would buy<br />

more U.S. cotton (after negotiations in December,<br />

China did buy more U.S. soybeans). Another<br />

factor inhibiting import demand and adding to<br />

uncertainty is the weakening global economic<br />

outlook. Since the summer, forecasts for global<br />

GDP have been adjusted lower. A chief concern<br />

is the slowdown in China and slow growth<br />

in Europe. In the U.S., the labor market remains<br />

strong, but there are a few indicators that<br />

suggest growth in the U.S. may have reached a<br />

peak (e.g., housing sales have slowed, inversion<br />

in interest rate yield curves). Slower global economic<br />

growth is associated with slower demand<br />

growth. This is true across commodities, with<br />

the sharp declines in oil prices since October<br />

partially attributed to expectations of slower<br />

economic activity in China. Regarding the US-<br />

DA’s current (December) set of cotton estimates,<br />

a common criticism is that their mill-use figure is


PANORAMA 95<br />

too high and does not fully integrate the recent<br />

deterioration in macroeconomic conditions. As<br />

we approach the timeframe when early estimates<br />

for the 2019/20 crop year are released, the<br />

threat of a recession at some point in the next<br />

year or two will be a source of uncertainty. While<br />

a downturn in economic growth suggests slower<br />

growth in mill-use, it should also be remembered<br />

that most recessions are not as severe as the<br />

one that occurred in 2008/09. On the other side<br />

of the balance sheet, most preliminary discussion<br />

for 2019/20 production calls for relatively large<br />

increases. Across the world’s largest cotton<br />

growing countries, there were weather-related<br />

challenges this season. The U.S. suffered drought<br />

in West Texas in the spring and summer, the<br />

Southeast region was hit by a pair of hurricanes,<br />

and virtually all of the cotton belt was plagued<br />

by wet weather throughout the harvest period.<br />

Australia suffered drought. Northern India,<br />

Pakistan, and Central Asia suffered from below<br />

average streamflow out of the mountains for<br />

irrigation. In combination, these issues weighed<br />

on global production in 2018/19. More beneficial<br />

growing conditions in 2019/20 could result in a<br />

much larger global harvest. Conditions have already<br />

turned favorable for 2019/20 production in<br />

West Texas. With plenty of rain in recent months,<br />

drought has been eradicated from the region,<br />

and ample soil moisture should be in place<br />

at the start of the season. Due to assumptions<br />

of lower abandonment and higher yields, the<br />

USDA issued a forecast in November suggesting<br />

that the U.S. could grow 22 million bales<br />

next crop year. Figures from private forecasters<br />

have been even higher, near 24 million bales.<br />

Improved growing conditions in other countries<br />

could add a million or two bales in several locations<br />

(e.g., India and Australia). Acreage could<br />

increase meaningfully in Brazil. At a recent<br />

cotton conference, the USDA floated unofficial<br />

early estimates for 2019/20 which uggested the<br />

global increase in production could be 10.5<br />

million bales. If realized, this suggests a record<br />

global crop next crop year (129.2 million bales).<br />

If so much cotton is grown, the possibility of a<br />

recession becomes all the more important for<br />

prices. A possible downturn in demand paired<br />

with a potential record harvest present the risk of<br />

a sizeable accumulation of stocks.<br />

ekonomik şartlardaki bozulmayı tam olarak yansıtmadığı<br />

yönünde. 2019/20 hasat yılı için erken<br />

tahminlerin yayınlanma zamanına yaklaşırken,<br />

önümüzdeki 1-2 yıl içinde resesyona girme<br />

tehlikesi belirsizlik kaynağı olacaktır. Ekonomik<br />

büyümedeki azalma, işletme tüketiminde daha<br />

yavaş büyüme anlamına gelmekte, ancak durgunluk<br />

dönemlerin çoğunluğunun 2008/09’da<br />

ortaya çıkan ölçekte olmadığı unutulmamalıdır.<br />

Bilançonun diğer tarafında, 2019/20 üretimi için<br />

belirtilen ilk görüşler bile nispeten büyük artışlara<br />

işaret etmekte. Dünyanın en büyük pamuk<br />

üreticisi ülkelerinde bu sezon hava şartları ile<br />

ilgili sorunlar vardı. A.B.D. Batı Teksas’ta bahar<br />

ve yaz aylarında kuraklıkla boğuştu, Güneydoğu<br />

bölgesi iki kasırganın etkisi altında kaldı ve<br />

neredeyse bütün pamuk kuşağı hasat zamanında<br />

yağışlı hava ile uğraştı. Avustralya kuraklıkla<br />

karşı karşıya kaldı. Kuzey Hindistan, Pakistan ve<br />

Merkez Asya ise dağlardan ortalamanın altında<br />

gelen akarsu akışı ile sulamada zorluklar yaşadı.<br />

Birlikte, bu sorunlar 2018/19 global üretimine<br />

baskı yaptı. 2019/20’de daha olumlu yetiştirme<br />

şartları daha büyük global mahsul ile sonuçlanabilir.<br />

Şartlar halihazırda Batı Teksas’ın 2019/20<br />

üretimi için daha yararlı yöne dönmüş durumda.<br />

Geçtiğimiz aylarda gelen bol yağışlarla<br />

kuraklık bölgeyi terk etti ve toprakta biriken<br />

nem sezon başlangıcı için ideal seviyelere<br />

ulaştı. Daha düşük terk oranları ve daha yüksek<br />

verim öngörüleri dolayısı ile A.B.D. Tarım<br />

Bakanlığı, A.B.D.’nin önümüzdeki hasat yılında<br />

22 milyon balya yetiştirebileceğini öneren bir<br />

tahmini Kasım ayında yayınladı. Diğer ülkelerde<br />

de iyileşen yetişme koşulları birkaç bölgede<br />

buna bir veya iki milyon balya daha ekleyebilir<br />

(örn.: Hindistan ve Avustralya). Brezilya’daki<br />

ekim alanları da dikkate değer şekilde artabilir.<br />

Son pamuk konferansında, global üretimdeki<br />

artışın 10,5 milyon balyaya ulaşabileceğine<br />

dair A.B.D. Tarım Bakanlığının 2019/20 erken<br />

tahminleri, resmi olmasa da, su yüzeyine çıktı.<br />

Dikkat edilirse bu durum, önümüzdekinin rekor<br />

hasat yılı olacağını önermekte (129,2 milyon<br />

balya). Eğer bu kadar çok pamuk yetiştirilir ise<br />

resesyon ihtimali fiyatlar için çok daha önemli<br />

hale gelecektir. Talepte muhtemel azalmanın<br />

rekor seviyede hasat potansiyeli ile bir araya<br />

gelmesi stoklarda büyük birikimlerin oluşma<br />

riskini gündeme getirmekte.<br />

TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019


SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU<br />

Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : .........................................................................................................................................................................<br />

Company / Firma : ....................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />

Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />

Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................<br />

Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................................................................................<br />

Business Type / Faaliyet Alanınız : ..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />

.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />

.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />

Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 ..................<br />

One year EURO 100<br />

Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 200 TL.<br />

PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ<br />

Check is enclosed / Çek ektedir.<br />

Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed.<br />

Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir.<br />

Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız.<br />

Credit card no / Kredi kartı no :<br />

Security number / Güvenlik numarası :<br />

Name of the card holder<br />

Kart sahibinin adı-soyadı<br />

: .............................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />

Expiry date / Geçerlilik süresi : .................... / .................... / ....................<br />

Type of the card / Kartın cinsi : Visa Master / Eurocard<br />

Date / Tarih : .................... / .................... / .................... Stamp & Signature / İmza : .................................................................................................................................................................................................................<br />

YURTİÇİ BANKA<br />

HESAP NUMARALARIMIZ ( TL )<br />

İSTMAG MAGAZİN<br />

GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />

GARANTİ BANKASI<br />

GÜNEŞLİ ŞUBESİ<br />

ŞUBE KODU: 295<br />

HESAP NO: 6293152<br />

IBAN NO:<br />

TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52<br />

BANK ACCOUNT NO ( EURO )<br />

İSTMAG MAGAZİN<br />

GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />

TURKIYE GARANTI BANKASI<br />

GÜNEŞLİ BRANCH<br />

Bank account: 9073622<br />

Swift code: TG BATRIS XXX<br />

Branch code: 295<br />

IBAN NO:<br />

TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22<br />

BANK ACCOUNT NO ( USD )<br />

İSTMAG MAGAZİN<br />

GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />

TURKIYE GARANTI BANKASI<br />

GÜNEŞLİ BRANCH<br />

Bank account: 9073623<br />

Swift code: TG BATRIS XXX<br />

Branch code: 295<br />

IBAN NO:<br />

TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23<br />

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />

Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1 Güneşli - Bağcılar / İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 604 51 00 Fax : +90 212 604 51 35<br />

web: www.tekstilteknik.com.tr | e-mail: img@img.com.tr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!