Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ISSN 2148-9254<br />
ŞUBAT FEBRUARY 2019<br />
EcoApplicator_2019.qxp_<strong>Tekstil</strong>_<strong>Teknik</strong>_Cover 31.01.19 14:41 Seite 1<br />
www.tekstilteknik.com.tr<br />
Ekonomik makine uygulaması<br />
ile maksimum kumaş efekti.<br />
Seçilen miktarlarda uygulama<br />
Tek reçete ile bir kumaş yüzü<br />
Tek reçete ile iki kumaş yüzü<br />
İki reçete ile iki kumaş yüzü<br />
İki reçete ile bir kumaş yüzü<br />
THINKING AHEAD<br />
FOR SUSTAINABLE SOLUTIONS<br />
Kurudan yaşa ve yaştan yaşa<br />
prosesleri mümkündür.<br />
Tüm film oluşturan<br />
formülasyonlar kullanılabilir.<br />
Sonuçlar: ıslatma işlemine, uygulama<br />
süresine ve nüfuz derinliğine seçime bağlı<br />
etki edilebilir, kurutma maliyetleri azaltılır,<br />
üretim hızı yükseltilir ve iki taraflı efektler elde edilir.<br />
Modern ölçüm ve kontrol sistemleri ile en<br />
yüksek tekrarlanabilirlik.<br />
Mevcut tesislere kurulumu kolaydır.<br />
Monforts’tan bir yenilik daha.<br />
Bizimle temasa geçin.<br />
A. Monforts Textilmaschinen GmbH & Co. KG<br />
Germany | A Member of CHTC Fong’s Group<br />
www.monforts.com<br />
Neotek <strong>Tekstil</strong> Mak. Tic. Ltd. Şti<br />
Saray Mah. Küçüksu<br />
Cad. No: 64A, D: 273<br />
34768 / Ümraniye, İstanbul<br />
Tel: +90 216 504 41 69<br />
E-Mail: akilic@neotektekstil.com
REKLAM İNDEKSİ<br />
ADVERTISEMENT<br />
ARMUTLU TATİL KÖYÜ...........................59<br />
ASTEKS................................................... 17<br />
ATAÇ......................................................43<br />
BENEKS.............................................. 5-25<br />
CANLAR MEKATRONİK................Ö.K.İ -1<br />
CANLAR TM.....................................12-13<br />
CHRISTOPH LIEBERS.............................15<br />
DIGITUR.............................................A.K.İ<br />
EFFE ENDÜSTRİ........................................7<br />
EKOTEKS............................................31-39<br />
ELTEKSMAK............................................37<br />
GÜMÜŞ MAKİNA................................A.K<br />
ITM 2020................................................ 61<br />
İHLAS KUZULUK.....................................89<br />
İHLAS MATBAACILIK............................65<br />
KEYHAN TERCÜME............................... 67<br />
KIRAY MAKİNA.....................................29<br />
MONFORTS.........................................Ö.K<br />
PETNİZ ISI...............................................49<br />
PİMMS.............................................. 20-21<br />
POLTEKS.................................................47<br />
PREMIER VISION...................................85<br />
SANKO...................................................53<br />
SEÇEN İPLİK...........................................63<br />
ŞANAL PLASTİK............................... 56-57<br />
TURKEL FUARCILIK................................ 81<br />
TÜRKİYE HASTANESİ..............................73<br />
TÜYAP (İPLİK FUARI).............................. 71<br />
VOLİ TURİZM..........................................83<br />
www.tekstilteknik.com.tr
İMTİYAZ SAHİBİ<br />
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA<br />
Publisher<br />
H. Ferruh IŞIK<br />
GENEL MÜDÜR<br />
General Manager<br />
Mehmet SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ<br />
News Editor<br />
SORUMLU MÜDÜR<br />
Responsible Editör<br />
YAYIN KURULU BAŞKANI<br />
Editorial Board Chief<br />
YAYIN KURULU<br />
Editorial Board<br />
SÜREKLİ YAZARLAR<br />
Permanent Columnists<br />
Ali ERDEM<br />
ali.erdem@img.com.tr<br />
Yusuf OKÇU<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
Prof. Dr. Cevza Candan<br />
Prof. Dr. Bülent Özipek<br />
Prof. Dr. H. Rıfat Alpay<br />
Prof. Dr. Yalçın Bozkurt<br />
Prof. Dr. E. Tekin Altınbaş<br />
Prof. Dr. W. Oxenham<br />
Prof. Dr. Emel Önder<br />
Prof. Dr. Yusuf Ulcay<br />
Doç. Dr. Yusuf A. Uskaner<br />
Prof. Dr. İsmail KAYA<br />
Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN<br />
Ekrem Hayri PEKER<br />
REKLAM DANIŞMANI<br />
Advertisement Consultant<br />
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ<br />
Foreign Relations Manager<br />
Mehmet TATLI<br />
mehmet.tatli@img.com.tr<br />
Yusuf OKÇU<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ<br />
Marketing<br />
Comunication Manager<br />
MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />
Chief Accountant<br />
FİNANS MÜDÜRÜ<br />
Finance Manager<br />
Ebru PEKEL<br />
ebru.pekel@img.com.tr<br />
Zekai TURASAN<br />
zturasan@img.com.tr<br />
Mustafa AKTAŞ<br />
mustafa.aktas@img.com.tr<br />
GRAFİK & BASKI SORUMLUSU Tayfun AYDIN<br />
Graphics & Printing Manager tayfun.aydin@img.com.tr<br />
GRAFİK & TASARIM<br />
Graphics & Design<br />
ABONE VE DAĞITIM<br />
Subsc rip ti on and<br />
C i rc ul at io n M an ag e r<br />
Hakan SÖZTUTAN<br />
hakan.soztutan@img.com.tr<br />
İsmail ÖZÇELİK<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
AD RES | He ad Of fi ce<br />
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />
Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1<br />
Güneşli - Bağcılar / İSTANBUL / TURKEY<br />
Tel: +90 212 604 51 00 Fax: +90 212 604 51 35<br />
www.tekstilteknik.com.tr e-ma il : img@img.com.tr<br />
BASKI | Printed By | İH LAS Ga ze te ci lik A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41<br />
Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL / TURKEY Tel: 0212 454 30 00<br />
B Ö LG E T E MS İ LC İL İ KL ER İ<br />
BURSA | Ömer Faruk GÖRÜN<br />
Tel: +90 224 211 44 50 Fax: +90 224 211 44 81<br />
KONYA | Me tin DE MİR<br />
Tel: +90 332 238 10 71 Fax: +90 332 238 01 74<br />
Advertising Representatives<br />
TAIWAN | Taiwan Bright Co. Ltd. | Mr. Vincent Lee<br />
Tel: 88 622 755 79 01 Fax: 88 622 755 79 00 vincent@mail.taiwanbright.com.tw<br />
JAPAN | Echo Japan Corporation | Mr. Ted Asoshina<br />
Tel: 8 133 263 50 65 Fax: 8 133 234 20 64 echoj@bonanet.or.jp<br />
KOREA | Jes Media Int. | Mr. Young Seoah Chinn<br />
Tel: 8224813411 Fax: 8224813414 jesmedia@unitel.co.kr<br />
BİLGİ / Information<br />
<strong>Tekstil</strong>& <strong>Teknik</strong> Dergisi’nde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir.<br />
Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.<br />
<strong>Tekstil</strong> & <strong>Teknik</strong> is published monthly. Ad ver ti se ments res pon si bi li ti es<br />
pub lis hed in our ma ga zi ne per ta in to ad ver tisers.
4<br />
EDİTÖR<br />
<strong>Tekstil</strong> makine sektöründeki gelişmeler<br />
<strong>Tekstil</strong> makine ve aksesuar üreticilerimiz her geçen gün dünyadaki yerini sağlamlaştırıyor.<br />
Bunu da artan ihracat rakamlarından, dünyada farklı pazarlara girmelerinden<br />
ve ürün çeşitliliğini her geçen gün artırmalarından anlayabilmekteyiz. Üreticilerinin<br />
çoğunluğunun küçük ve orta ölçekli firmalar olduğunu düşündüğümüzde, tekstil<br />
makine üreticilerimizin büyük oranda kendi öz sermayeleri ile bu ihracat başarısını<br />
yakaladığını belirtmek gerekir. Makine sektörü 2018 yılında ihracatını en çok artıran<br />
üç sanayi grubundan biri oldu. İhracatını yüzde 15,5 artırmayı başaran sektörün<br />
toplam ihracatı 17,1 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin 2018 yılı toplam ihracatının yüzde<br />
10,1’ini gerçekleştiren makine sektörü, ihracatın ithalatı karşılama oranını ise yüzde<br />
64’e yükseltti. İhracatının yüzde 60’ını Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye yapan sektörün<br />
kilogram başına ortalama birim fiyatları da 6,1 dolara ulaştı. Dünya genelinde Çin’le<br />
birlikte makine ihracatını en çok artıran iki ülkeden biriyiz.<br />
Ali ERDEM<br />
Yazı İşleri Müdürü<br />
News Editor<br />
Burada Türk tekstil makinacılarının çatı kuruluşu TEMSAD (<strong>Tekstil</strong> Makine ve Aksesuar<br />
Sanayicileri Derneği) Başkanı Adil Nalbant’ın görüşlerine yer vermek gerekir.<br />
“Stratejik sektörlerde makine sektörünün 3. sırada yer almaktadır. Özellikle üretimin<br />
otomasyon, Ar-Ge ile teknolojik makinaların geliştirilmesine ihtiyaç var. Makinelerin<br />
imalatçıları ve üreticileriyle birlikte yurtiçinde geliştirilmesi, yerli ve milli olmanın<br />
temel unsurudur. Tedarikçi dallarda dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik tedbirler,<br />
Türkiye’yi uluslararası pazarda daha rekabetçi ve daha da güçlü bir ülke kılacaktır.<br />
Dernek üyelerimiz bütün olumsuzluklara rağmen 2018 yılında 750 milyon doların üzerinde<br />
bir ihracat rakamına ulaştılar. 2019 ITMA fuarının olması ile birlikte hedeflenen<br />
rakamın 1 milyar doların üzerinde olacağını tahmin ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın<br />
bizlere koyduğu 2023 hedefine katkı sunmaya devam edeceğiz. 2018 yılı içerisinde<br />
gerçekleşen başarılı çalışmalarından bir tanesi, üyemiz Canlar Mekatronik’ in İtalyan<br />
tekstil makine devlerinden Brazzoli‘yi satın alması olayıdır” dedi.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
EDİTÖR<br />
Developments in textile machinery sector<br />
Our textile machinery and accessories manufacturers are reinforcing their place<br />
in the world every day. We can understand this from the increasing export figures,<br />
their entering to the different markets in the world and also their increasing product<br />
varieties day by day. When we think that the majority of the producers are small and<br />
medium-sized companies, it is important to note that our textile machinery manufacturers<br />
have achieved this export success with their own capital. Machinery sector<br />
was one of the three industrial groups which has increased its exports in 2018. The<br />
sector which has increased its exports with the percentage of % 15, managed to<br />
increase its total exports to $ 17.1 billion. Machinery sector who has realized the 10.1<br />
percent of Turkey’s total exports, increased the export-import interest coverage ratio<br />
to 64 percent. The average unit price per kilogram of the sector, which makes 60<br />
percent of its exports to the European Union and the US, reached $ 6.1. Together with<br />
China, we are one of the two countries that have increased its number of machinery<br />
exports. This very moment, the opinion of Adil Nalbant, President of TEMSAD Textile<br />
Machinery and Accessories Manufacturers Association, which is the roof organization<br />
of Turkish textile machinists, should be included as well. “In the strategic sectors,<br />
the machinery sector ranks 3rd. Particularly production automation, R & D and<br />
technological machines need to be developed. Together with the manufacturers<br />
of machines, the development of them at home is the basic element of being an<br />
internal and national as well. Within the meaning of the supplier, policies to reduce<br />
dependence on foreign sources, it will certainly make Turkey to be more competitive<br />
and stronger in the international markets accordingly. Despite all the adversities, our<br />
association members reached an export figure of over $ 750 million in 2018. With the<br />
2019 ITMA fair, we expect the targeted figure to be over $ 1 billion. We will continue<br />
to contribute to the 2023 target which was determined by our President. One of the<br />
successful works carried out in 2018 was the acquisition of the Italian textile machinery<br />
giant Brazzoli by our member Canlar Mechatronics” he said.
6<br />
PALET<br />
VOORMI, GORE-TEX’e Karşı MI????<br />
1997 yılında Gore-Tex patenti zaman aşımına uğradığından beri, bir dizi hazırgiyim<br />
firması nefes alabilir ve aynı zamanda su geçirmez membrane ve bundan mamul giysi<br />
sistem alternatifleri sunmaya başladılar. Bilindiği gibi bu tip membranlar oldukça hassas<br />
bir yapıya sahip olduklarından, bir üst katmanla lamine edilmek suretiyle kullanılabiliyorlar.<br />
Hatta çoğu zaman bir üçüncü katman (astar gibi) ilave edilerek giysi sisteminin<br />
dayanıklılığı daha da arttırılmaya çalışılıyor. Şüphesiz bu durum giysi sisteminin nispeten<br />
ağır ve hacimli olmasına neden oluyor. Laminasyon amaçlı kullanılan yapıştırıcıları, dikiş<br />
yerlerini kapatan biye ve benzeri aksesuarları/malzemeleri saymıyoruz bile....<br />
Kolarado’da faaliyet gösteren Voormi, görünen o ki tüm bu dezavantajları ortadan<br />
kaldırmak üzere; tek katmanlı nefes alabilir ve su geçirmez tekstil üretebilen teknolojisiyle<br />
dikkatleri üzerine toplamayı başardı. 1970’li yılların ortalarında piyasaya<br />
sürülen ilk Gore-Tex ceketten bu yana dış giyimde en kayda değer ilerleme olarak<br />
değerlendirilen Voormi teknolojisi sayesinde, membran kumaşa yapıştırılmak yerine<br />
örme makinasına yerleştirilerek, örme kumaşın membranı öz yapı haline getirmesi<br />
sağlanıyor. İşte tam da bu yüzden teknolojiye “Öz Yapı” (Core Construction) adı<br />
verilmiş. Bu teknoloji kapsamında; farklı özelliklerde koruma sağlayan membranların<br />
(yani sadece nefes alabilir ve su geçirmez olanlar değil), yine farklı liflerden mamul<br />
ipliklerle birlikte kullanılarak ürüne dönüştürülebileceği ifade ediliyor.<br />
PROF. DR. CEVZA CANDAN<br />
<strong>Tekstil</strong> & <strong>Teknik</strong><br />
Yayın Kurulu Başkanı<br />
PALET<br />
Sözün kısası, soğuk ve yağışlı havalara karşı artık yeni ve de “daha hafif” bir seçeneğimiz<br />
bulunuyor. Bu seçeneğin, sadece ABD için 1.5 milyar Dolar olan dış giyim pazarını<br />
ne ölçüde hafifleteceği :))))) ise ayrı bir merak konusu doğal olarak….<br />
Saygılarımla,<br />
VOORMI versus Gore-Tex???<br />
Since the main patent for Gore-Tex expired in 1997, a number of clothing companies<br />
brought out alternative versions. On their own, membranes are pretty fragile.<br />
So textile companies laminate the membrane to an outer shell fabric to create a<br />
two-layer (2L) textile that can then be cut and stitched into jackets or pants or sleeping<br />
bag shells. Most of the time, a third layer—a liner—is added to further improve<br />
durability. All of that makes a reasonably functional piece of clothing. But it’s also<br />
heavy and bulky due to the layers of fabric, the laminate adhesive, and yards of<br />
seam tape needed to cover stitch holes.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
A Colorado-based company, Voormi, seems to be touting a technology that produces<br />
a waterproof, breathable textile with only a single layer of material. It could be<br />
the most significant advancement in outdoor clothing since the first Gore-Tex jacket<br />
with a waterproof-breathable membrane debuted in the mid-1970s. Rather than glue<br />
a membrane to a fabric, the company put the membrane into a knitting machine,<br />
knitting a yarn in and around and through the membrane, so they get a single-layer<br />
textile with a (membrane) core that’s constructed in the process which is an entirely<br />
new platform. This very future of weather protective textile technology is called CORE<br />
CONSTRUCTION, and it is said that the technology works with any kind of membrane,<br />
not just waterproof-breathables, and almost any kind of yarn or mix of yarns.<br />
So, it is clear that there is a new way to brace oneself against the cold and wet<br />
weather conditions, though it is not that clear how this very way would shake up the<br />
outerwear market of around $1.5 billion-per-year in the US alone.<br />
Regards,<br />
Kaynakça/Source: 1. http://voormi.com 2. http://www.fabriclink.com 3. http://www.wired.com
8<br />
PANORAMA<br />
TEMSAD, yeniden<br />
Adil Nalbant dedi<br />
TEMSAD, once<br />
again said Adil Nalbant<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
TEMSAD (<strong>Tekstil</strong> Makine ve Aksesuar Sanayicileri<br />
Derneği)’ın ‘11. Olağan Genel Kurul’ toplantısı<br />
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan<br />
BÜYÜKDEDE başta olmak üzere sektör STK Başkan<br />
ve temsilcilerinin katılımlarıyla İstanbul’da<br />
gerçekleştirildi. Wyndham Grand İstanbul Europe<br />
Otel’de gerçekleştirilen Genel Kurul Toplantısı’nda,<br />
TEMSAD’ın yeni dönem Yönetim Kurulu<br />
ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimi yapıldı.<br />
Adil NALBANT’ın tek aday olarak çıktığı Yönetim<br />
Kurulu Başkanlığı seçiminde tüm üyelerin oylarını<br />
alan Nalbant, yeniden başkanlığa seçildi. Toplantıya<br />
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı<br />
İsmail GÜLLE, Moda Hazır Giyim Federasyonu<br />
(MHGF) Başkanı Hüseyin ÖZTÜRK, Türkiye <strong>Tekstil</strong><br />
Terbiye Sanayicileri Derneği (TTTSD) ve Türkiye<br />
<strong>Tekstil</strong> Sanayi İşverenleri Sendikası (TTSİS) Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Ali Osman KİLİTÇİOĞLU, Türkiye Triko<br />
Sanayicileri Derneği (TRİSAD) Başkanı Mustafa<br />
BALKUV, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği<br />
The 11th Ordinary General Assembly Meeting<br />
of TEMSAD (Textile Machinery and Accessories<br />
Industrialists Association) was held in<br />
Istanbul with the participations of particularly<br />
Deputy Minister of Industry and Technology<br />
Mr Hasan BUYUKDEDE, the sector’s NGO Presidents<br />
and their representatives as well. At the<br />
General Assembly meeting held at Wyndham<br />
Grand Istanbul Europe Hotel, the members of<br />
the new Board of Directors and Supervisory<br />
Board of TEMSAD were elected. Nalbant,<br />
who received the votes of all members in<br />
the election of the Chairman of the Board<br />
of Directors, was elected as president again.<br />
Turkey Exporters Assembly (TIM) President Mr<br />
Ismail Gülle; Mr Hüseyin ÖZTÜRK, President of<br />
Fashion Ready Clothing Federation (MHGF);<br />
Mr Ali Osman KİLİTÇİOĞLU, Member of the Board<br />
of Textile Finishing Industrialists Association<br />
of Turkey (TTTSD) and Turkey Textile Industry
PANORAMA 9<br />
Employers’ Association (TTSİS); Mr Mustafa<br />
Balkuv, Chairman of Knitwear Industrialists Association<br />
of Turkey (TRİSAD); Mr Faruk KÖMÜR-<br />
CÜ, Chairman of Machinery Sector Board of<br />
Independent Industrialists’ and Businessmen’s<br />
Association (MUSIAD); Mr Başar AY, Secretary<br />
General of Turkey Textile Industry Employers’<br />
Association (TTSİS); Mr Zühtü BAKIR, Secretary<br />
General of the Federation of Machinery Manufacturing<br />
Industry Associations (MAKFED);<br />
Secretary General of Fashion Ready-to-Wear<br />
Federation (MHGF) and members of the association<br />
attended to the meeting. Speaking at<br />
the meeting, TEMSAD President Adil Nalbant<br />
made a general evaluation about the place<br />
of textile machinery in world trade volume<br />
and the status of Turkish textile machinery.<br />
Nalbant, who started to speak by thanking<br />
those who saw him as worthy of this position,<br />
continued his words as follows: “While we<br />
are leaving behind our 2-year activity period<br />
covering the years 2017-2018, I hope that 2019<br />
and 11th activity period will bring success to<br />
our country and our sector. The increase in<br />
the export of textile machinery is increasing<br />
day by day. Machines and related technologies<br />
have to be produced in our own<br />
country. We cannot sell machines to our own<br />
industrialists. We need to preclude imports of<br />
(MÜSİAD) Makine Sektör Kurulu Başkanı, Faruk<br />
KÖMÜRCÜ, Türkiye <strong>Tekstil</strong> Sanayii İşverenleri<br />
Sendikası (TTSİS) Genel Sekreteri Başar AY,<br />
Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu<br />
(MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü BAKIR ve Moda<br />
Hazır Giyim Federasyonu (MHGF) Genel Sekreteri<br />
ve dernek üyeleri katıldı. Toplantıda konuşan<br />
TEMSAD Başkanı Adil Nalbant, tekstil makinalarının<br />
dünya ticaret hacmindeki yeri ve Türk<br />
tekstil makinalarının durumu hakkında genel bir<br />
değerlendirmede bulundu. Kendisini bu makama<br />
layık görenlere teşekkür ederek konuşmaya<br />
başlayan Nalbant, “2017-2018 yıllarını kapsayan<br />
2 yıllık faaliyet dönemimizi geride bırakırken,<br />
2019 yılının ve 11. faaliyet döneminin ülkemize<br />
ve sektörümüze başarılar getirmesini temenni<br />
ediyorum. <strong>Tekstil</strong> makinalarındaki ihracat artışı<br />
her geçen gün artarak büyümesini devam ettiriyor.<br />
Makinelerin ve teknolojinin kendi ülkemizde<br />
üretilmesi gerekiyor. Kendi sanayicilerimize<br />
makine satamıyoruz. 2 milyar dolarlık ithalatın<br />
önüne geçmemiz gerekiyor. Devletin tekstil<br />
makine sanayicilerine öncelik vermesi gerekiyor.<br />
Üyelerimizin ihracat gayretli çalışmaları yoğun<br />
bir şekilde devam ederken, ithalat kalemlerini<br />
olabildiğince azaltarak sektörümüz cari dengesini<br />
pozitife çevirmek için gerekli politikaları<br />
diğer kurumların da desteği ile hayata geçirmek<br />
istiyoruz. Dernek üyelerimiz bütün olumsuzluklara<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
10<br />
PANORAMA<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
rağmen 2018 yılında 750 milyon doların üzerinde<br />
bir ihracat rakamına ulaştılar. 2019 ITMA fuarının<br />
olması ile birlikte hedeflenen rakamın 1 milyar<br />
doların üzerinde olacağını tahmin ediyoruz.<br />
Cumhurbaşkanımızın bizlere koyduğu 2023 hedefine<br />
katkı sunmaya devam edeceğiz. 2018 yılı<br />
içerisinde gerçekleşen başarılı çalışmalarından<br />
bir tanesi, üyemiz Canlar Mekatronik’ in İtalyan<br />
tekstil makine devlerinden Brazzoli‘yi satın alması<br />
olayıdır. Bu vesileyle ülkemizi ve sektörümüzü<br />
dünyada en iyi şekilde temsil eden tüm üyelerimize<br />
şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.<br />
“STRATEJİK SEKTÖRLERE ÖNEM VERİLMELİ”<br />
Stratejik sektörlerde makine sektörünün 3. Sırada<br />
yer aldığını belirten Sanayi Ticaret Bakan<br />
Yardımcısı Hasan Büyükdede Genel Kurul’da<br />
yaptığı konuşmada, aileden bir makina üreticisi<br />
olduklarını, tekstil makina sektörünün gelişimi<br />
için bakanlık olarak Ar-Ge çalışmalarına büyük<br />
önem verdiklerini ve yerli makinaların çeşidinin<br />
artırılması gerektiğini vurguladı. Özellikle üretimin<br />
otomasyon, Ar-Ge ile teknolojik makinaların<br />
geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu belirtti.<br />
Bakanlık olarak proje desteklerinin limitlerini<br />
artırdıklarını ve teknolojik ürünlerin oldukça<br />
büyük bir paya sahip olduğunu vurguladı.<br />
Kurula katılan TİM Başkanı İsmail Gülle, yaptığı<br />
konuşmada şunları söyledi. “Makine sektörünün<br />
2019 yılı hedefi 1 milyar dolardır. Devletin<br />
ihracat konusunda ciddi teşvikleri var. Bunların<br />
değerlendirilmesi gerekiyor. İhracatın artırılması<br />
konusunda ciddi çalışmalar yürütüyoruz.<br />
Makina sektöründen daha fazla beklentimiz var.<br />
Ülkemizin içinden geçtiği bu dönemde ihracat<br />
noktasında önemli çalışmalar yapıyoruz. Bu<br />
çalışmaların nasıl bir yol haritası üzerinde ilerlenmesi<br />
için ürün ile birlikte sektörlerin ve ülkelerin<br />
$ 2 billion. The state needs to prioritize textile<br />
machinery industrialists. While the export-oriented<br />
efforts of our members continue<br />
intensively, we want to realize the policies<br />
necessary to turn the current account balance<br />
of the sector into positive by reducing<br />
the import items as much as possible. Despite<br />
all the adversities, our association members<br />
reached an export figure of over $ 750 million<br />
in 2018. With the 2019 ITMA fair, we expect<br />
the targeted figure to be over $ 1 billion. We<br />
will continue to contribute to the 2023 target<br />
that our President has wanted. One of the<br />
successful works carried out in 2018 is the fact<br />
that our member Canlar Mekatronik bought<br />
Brazzoli, one of the Italian textile machinery<br />
giants. On this occasion, we would like to<br />
express our gratitude to all our members who<br />
represent our country and our sector in the<br />
best way in the world” he said.<br />
An importance should be given to the<br />
strategic sectors<br />
Hasan Büyükdede, Deputy Minister of Industry<br />
and Commerce, stated that machinery sector<br />
is in the 3rd place in the strategic sectors. He<br />
stated that they are a machine manufacturer<br />
from the family and that they attach great<br />
importance to R & D activities as a ministry for<br />
the development of textile machinery sector<br />
and give importance to the increase the variety<br />
of domestic machinery for sure. He specifically<br />
indicated that production, automation,<br />
R & D and technological machines need<br />
to be developed. And he also emphasized<br />
that as The Ministry, they have increased their<br />
limits on project supports and technological<br />
products had a large share.
PANORAMA 11<br />
TIM Chairman İsmail Gülle, who attended the<br />
meeting, said the following in his speech.<br />
“The target of the machinery sector in 2019<br />
is $ 1 billion. The state has serious incentives<br />
for export. They need to be evaluated. We<br />
are carrying out serious studies on increasing<br />
exports. We have more expectations<br />
from the machinery sector. In such a period<br />
that our country passes through, we carry<br />
out important works at the export point. We<br />
prepared a report on the analysis of sectors<br />
and countries, along with the product, for<br />
the progress of these studies on a road map,<br />
and we have seen many alternatives with<br />
this report. Textile machinery manufacturers<br />
need to be prepared with very good promotional<br />
activities in the upcoming ITMA Fair. As<br />
TİM, we are ready to provide our support in<br />
the scope of this fair as well.<br />
Speaking at the meeting, Fashion Ready-to-Wear<br />
Federation (MHGF) President Mr<br />
Hüseyin Özturk said the followings. “We are not<br />
enough in the relationship of trust and sincerity.<br />
We will organize activities that will bring together<br />
natural clusters and producers.” Öztürk,<br />
who talked about the activities they have done<br />
in the Eastern provinces, also stressed that<br />
there is a problem in cash transmission and that<br />
input costs should be reached easily as well.<br />
analizinin yapıldığı bir rapor hazırladık ve bu rapor<br />
ile çok alternatiflerin ortaya çıktığını gördük.<br />
<strong>Tekstil</strong> makinacılarının önümüzdeki günlerde<br />
yapılacak olan ITMA Fuarına çok iyi tanıtım ile<br />
hazırlanması gerekiyor. Bu fuar için TİM olarak<br />
elimizden gelen desteği vermeye hazırız.”<br />
Toplantıda konuşan Moda Hazır Giyim Federasyonu<br />
(MHGF) Başkanı Hüseyin Öztürk ise,<br />
“Güven –samimiyet ilişkisinde yeterli olmadıklarını,<br />
doğal kümelenme ile üretim yapanları<br />
bir araya getirecek etkinlikler düzenleyecekleri<br />
söyledi. Doğu illerinde yapmış oldukları etkinliklerden<br />
bahseden Öztürk, nakit ulaşımında<br />
sıkıntı olduğunu ve girdi maliyetlerinin rahat<br />
ulaşılması gerektiğini vurguladı.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
14<br />
PANORAMA<br />
“Türkiye makine ihracatını<br />
5 yılda 2’ye katlayacak”<br />
“Turkey’s machinery exports<br />
will be doubled in 5 years”<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Makine sektörü 2018 yılında ihracatını en çok artıran<br />
üç sanayi grubundan biri oldu. İhracatını yüzde<br />
15,5 artırmayı başaran sektörün toplam ihracatı<br />
17,1 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Makine<br />
İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu,<br />
“Dünya genelinde Çin’le birlikte makine ihracatını<br />
en çok artıran iki ülkeden biriyiz. Teknoloji odaklı bir<br />
sektörün bu artış hızına ulaşması sık rastlanılan bir<br />
başarı değildir. Yıllık yüzde 15 düzeyindeki büyüme<br />
hızımızı koruyarak 5 yıl içinde ihracatımızı 2’ye katlamayı<br />
ve 2023 yılında 34 milyar dolar seviyesine<br />
ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.<br />
Türkiye’nin 2018 yılı toplam ihracatının yüzde<br />
10,1’ini gerçekleştiren makine sektörü, ihracatın<br />
ithalatı karşılama oranını ise yüzde 64’e yükseltti.<br />
İhracatının yüzde 60’ını Avrupa Birliği’ne ve ABD’ye<br />
yapan sektörün kilogram başına ortalama birim<br />
fiyatları da 6,1 dolara ulaştı.<br />
2001’DEN BUGÜNE MAKİNE İHRACATI<br />
10 KATINA ÇIKTI<br />
2018 yılında makine ihracatında kaydedilen 323<br />
bin ton artışın rakamsal etkisinin 2,3 milyar dolar<br />
olduğunu belirten Karavelioğlu, geçtiğimiz yıl dün-
Machinery sector was one of the three<br />
industrial groups that increased their<br />
exports in 2018. Kutlu Karavelioğlu, President<br />
of Machinery Exporters Association,<br />
who has pointed out that the sector’s<br />
total exports reached $ 17.1 billion,<br />
increasing its exports by 15.5 percent<br />
continued his words as follows. “With<br />
China, we are one of the two countries<br />
that have increased the number of<br />
machinery exports. It is not a common<br />
success for a technology-oriented sector<br />
to reach this growth rate. We aim to<br />
double our exports in 5 years and reach<br />
34 billion dollars in 2023 by maintaining<br />
our annual growth rate of 15 percent.”<br />
Turkey’s machinery industry that performs<br />
10.1 percent of total exports in 2018, increased<br />
the ratio of exports to imports increased<br />
to 64 percent. The average unit price<br />
per kilogram of the sector, which makes<br />
60 percent of its exports to the European<br />
Union and the US, reached $ 6.1.<br />
Since 2001, machinery exports have<br />
increased 10 times<br />
Stating that the numerical impact of the<br />
323 thousand tons increase in machinery<br />
exports in 2018 was 2.3 billion dollars,<br />
Karavelioğlu said that last year the world<br />
export growth rate of the machinery had<br />
increased 4 times, and he continued<br />
as follows: “Since 2001, we have increased<br />
our machine exports by 10 times.<br />
We have succeeded in minimizing the<br />
negative effects of the fluctuations in<br />
the economy with the works we carried<br />
out last year. Relying on our technology,<br />
we prevented importing countries from<br />
converting exchange rate to opportunity<br />
and kept the brand power of Turkish<br />
machinery without lowering our unit<br />
prices. With our investments in advanced<br />
technology and innovation, we<br />
will move the brand perception of our<br />
machines upwards” he said.<br />
The main element of global competition<br />
is Technology<br />
Karavelioğlu pointed out that the<br />
countries that will continue to meet<br />
their needs for machinery by importing,<br />
will be left behind technology wars,<br />
and behind the global trade wars as<br />
well. And continued as follows; “In the<br />
process of increasing resource costs all<br />
over the world, old habits should be set<br />
aside. Turkey industry, should no longer<br />
be left entirely open a new page and
16<br />
PANORAMA<br />
ya makine ihracat artış hızını 4’e katladıklarını<br />
kaydederek şunları vurguladı: “2001 yılından<br />
bu yana makine ihracatımızı 10 katına çıkardık.<br />
Geçtiğimiz yıl yaptığımız çalışmalarla<br />
ekonomideki dalgalanmaların olumsuz etkilerini<br />
en aza indirmeyi başardık. Teknolojimize<br />
güvenerek ithalatçı ülkelerin kur farkını fırsata<br />
çevirmesini engelledik ve birim fiyatlarımızı<br />
düşürmeden Türk makinelerin marka gücünü<br />
koruduk. İleri teknoloji ve inovasyona yaptığımız<br />
yatırımlarla makinelerimizin marka algısını<br />
daha da yukarı taşıyacağız.”<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
KÜRESEL REKABETİN ANA UNSURU TEKNOLOJİ<br />
Makine ihtiyacını ithalatla karşılamaya<br />
devam eden ülkelerin geride kalacaklarına<br />
dikkat çeken Karavelioğlu küresel ticaret<br />
savaşlarının ardında teknoloji savaşlarının yer<br />
aldığını belirterek şunları ifade etti: “Kaynak<br />
maliyetlerinin tüm dünyada arttığı bir süreçte<br />
eski alışkanlıkları bir kenara bırakmak gerekiyor.<br />
Türkiye sanayii artık yeni bir sayfa açmalı<br />
ve dövizle borçlanarak makine ithal etme<br />
anlayışı tamamen bırakmalı. Makine sektörü<br />
pazar büyüklüğü küresel pazar içinde yüzde<br />
1,9 seviyelerine kadar yükselen ülkemizin, makine<br />
ithalatı sebebiyle 10 milyar dolar dış ticareti<br />
açığı vermesini doğru bulmuyoruz. Teşvik<br />
mekanizmasının yerli makine ve teknolojiye<br />
ayrıcalık tanıyacak şekilde revize edilmesi gerektiğine<br />
inanıyoruz. Makinelerin imalatçıları<br />
ve üreticileriyle birlikte yurtiçinde geliştirilmesi,<br />
yerli ve milli olmanın temel unsurudur.”<br />
KOBİ’LER ÖZEL MAKSATLI MAKİNELERLE<br />
BÜYÜYECEK<br />
Özel maksatlı makinelere olan ihtiyacın artmasının,<br />
tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de<br />
de KOBİ düzeyinde teknoloji geliştiren makine<br />
imalatçılarının gelişimine katkı sunacağını<br />
söyleyen Karavelioğlu şöyle konuştu: “KO-<br />
Bİ’lerin etkin olduğu Türkiye ekonomisi için bu<br />
dönem, çok önemli bir fırsattır. Özel maksatlı<br />
makineler üretmeye ve niş alanlarda teknoloji<br />
geliştirmeye uygun bir sekörel yapımız<br />
var. Mevzuatta yapılacak iyileşme, makine<br />
imalatçılarının ar-ge yatırımlarını daha da<br />
artıracaktır. Yalnız, Piyasa Gözetimi ve Denetiminin<br />
etkin bir şekilde tesis edilmesi gerekiyor.<br />
Makine sektöründe Piyasa Gözetim ve<br />
Denetimi tam bir ihtisas konusu olduğu için,<br />
sektör temsilcilerinin deneyiminden mutlaka<br />
yararlanılmalı. Yatırım ortamında yapılacak<br />
iyileştirme, sadece makine sektörünün<br />
değil bir bütün olarak Türk sanayiinin önünü<br />
açacaktır. Tedarikçi dallarda dışa bağımlılığın<br />
azaltılmasına yönelik tedbirler, Türkiye’yi<br />
uluslararası pazarda daha rekabetçi ve daha<br />
da güçlü bir ülke kılacaktır.”<br />
to borrow in foreign currency to import machinery.<br />
In our country, the market size of the machinery<br />
sector increased to 1.9 percent in the global<br />
market. Due to the imports of machinery, we<br />
do not think it correct that our country has given<br />
10 billion dollar foreign trade deficit. We believe<br />
that the incentive mechanism should be revised<br />
to give privilege to domestic machinery and<br />
technology. Domestic development of machines<br />
and their manufacturers is a key element of<br />
domestic and national growth” he said.<br />
SMEs will grow with special purpose machines<br />
Karavelioğlu who has said that the increase in<br />
the need for special purpose machines, as well<br />
as all over the world, Turkey also said it will contribute<br />
to the development of machine manufacturers<br />
developing technology in the SME level,<br />
continued as follows; “This period is a very important<br />
opportunity for Turkey’s economy, where<br />
SMEs are active. We have a sectorial structure<br />
suitable for producing special purpose machines<br />
and developing technology in niche areas. The<br />
improvement in the legislation will further increase<br />
the R & D investments of machine manufacturers.<br />
Importantly, Market Surveillance and its<br />
supervision needs to be effectively established.<br />
Since the Market Surveillance and Inspection in<br />
the machinery sector is a matter of specialization,<br />
the experience of the sector representatives<br />
must be utilized. Improvement in the investment<br />
environment will pave the way for the Turkish<br />
industry as a whole, not only for the machinery<br />
sector. Precautions to reduce the dependence<br />
on foreign suppliers in the sectorial branches, will<br />
also make Turkey more competitive and stronger<br />
in the international market” he said.
101-AGV Otomatik Yönlendirme Araçları ile, insansız taşıma teknolojisinin<br />
üstünlüklerini keşfedin. Farklı endüstrilerdeki geniş uygulama alanlarında tesis içi<br />
taşıma için geliştirilen 101-AGV, 2 ton çekme gücü ile işletme verimliliğini ve<br />
karlılığını arttırırken, personel ve işletme maliyetlerini düşürüyor.
18<br />
PANORAMA<br />
Yenilikçi projeler İTÜ’de hayat buluyor<br />
Innovative projects are<br />
coming to life in ITU<br />
İstanbul <strong>Teknik</strong> Üniversitesi (İTÜ) <strong>Tekstil</strong> Teknolojileri ve Tasarımı<br />
Fakültesi’nin “Yenilikçi Projeler Hayat Buluyor” sloganı ile düzenlediği<br />
İTÜ <strong>Tekstil</strong>’19 Ar-Ge Günü, çeşitli üniversite ve sanayi temsilcilerinin<br />
katılımıyla İTÜ’de gerçekleştirildi.<br />
ITU Textile’19 - R & D Day, which was organized by Istanbul Technical<br />
University (ITU) Faculty of Textile Technologies and Design with the<br />
motto of “Innovative Projects are coming to Life”, was held at ITU with<br />
the participation of various university and industry representatives.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
İTÜ <strong>Tekstil</strong> Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi,<br />
sektörün önde gelen sanayi temsilcilerini<br />
akademik bir platformda bir araya getirdi.<br />
Yenilikçi projelerin hayat bulmasını amaçlayan<br />
Ar-Ge Günü kapsamında hem sektör<br />
temsilcileri, hem de akademisyenler bir<br />
araya geldi. Yoğun katılımın olduğu etkinliğe<br />
yaklaşık 160 kişi katıldı. Üniversite ile sanayiyi<br />
buluşturan etkinlikte İstanbul, Kahramanmaraş,<br />
Gaziantep, Bursa gibi farklı bölgelerden<br />
tekstil, hazır giyim, deri, kimya gibi farklı<br />
sektörlerden yaklaşık 60 firmanın Ar-Ge çalışanları<br />
yenilikçi projeler için İTÜ’de buluştu.<br />
Ar-Ge Günü kapsamında akademisyenlerin<br />
nanoteknoloji, teknik tekstiller, fonksiyonel<br />
tekstiller, tekstil teknolojileri, tekstil kimyası ve<br />
tekstil tabanlı kompozitler gibi alanlarda 40’a<br />
yakın akademik proje sanayiye sunuldu.<br />
ITU Faculty of Textile Technologies and Design<br />
brought together the industry’s leading industrial<br />
representatives on an academic platform.<br />
Both industry representatives and academics<br />
came together as part of the R & D Day, which<br />
aims to bring innovative projects to the life at<br />
all. About 160 people participated in the event,<br />
which was attended by large number of participants.<br />
R & D staff of about 60 companies from<br />
different sectors such as textile, ready-made<br />
clothing, leather and chemistry, from different<br />
regions such as Istanbul, Kahramanmaras,<br />
Gaziantep and Bursa met at ITU for innovative<br />
projects. Within the scope of R & D Day, nearly<br />
40 academic projects were presented to the industry<br />
in the fields of nanotechnology, technical<br />
textiles, functional textiles, textile technologies,<br />
textile chemistry and textile based composites.
PANORAMA 19<br />
Increase in the R & D Culture will certainly increase the<br />
export accordingly<br />
Prof Dr Ömer Berk Berkalp, Dean of the Faculty, at the<br />
opening speeches on R & D Day, gave a speech to the<br />
participants on the research opportunities of the faculty<br />
and the research potentials of the faculty with the<br />
undergraduate and graduate programs. He added that<br />
they are open to university-industry cooperation with all<br />
R & D centres. Mr Ahmet Öksüz, President of the Istanbul<br />
Textile and Raw Materials Exporters’ Association (İTHİB),<br />
gave important information about the current export<br />
figures of the Turkey’s textile sector in his speech. Öksüz,<br />
emphasizing the importance of the textile sector for our<br />
economy, indicated that the Turkey’s export target is also<br />
depending on the university-industry collaboration for<br />
sure. And stressed that it is inevitable for the transformation<br />
of our industry. He stated that the R & D culture should<br />
be increased with the cooperation of universities in the<br />
sector and the importance of exportation and product<br />
added value with innovative and qualified products will<br />
increase at the same rate. After informing the industry<br />
representatives about the national R & D and Innovation<br />
Support Programs by ITU Technology Transfer Office, R &<br />
D centres, laboratory infrastructure and industrial services<br />
of the Faculty were introduced to the participants.<br />
Meeting of University with the Industry<br />
In the event, 40 scientific presentations were made during<br />
the day, as well as laboratory visits involving the present research<br />
capability of the faculty, as well as the introduction<br />
of the entire infrastructure, and a platform where academicians<br />
and R & D centre representatives could exchange<br />
their opinions about R & D issues. They also had a chance<br />
to discuss common project opportunities. Within the scope<br />
of the activity, it was aimed to create a common platform<br />
for faculty and industry cooperation and to provide<br />
sustainable project cooperation. Academicians and R &<br />
D centre representatives came together and exchanged<br />
their opinions. And it was stated that the event was certainly<br />
an efficient meeting. The event ended with the planning<br />
of joint efforts to transform the cooperation between<br />
the university and the industry into project outputs.<br />
AR-GE KÜLTÜRÜNÜN ARTMASI<br />
İHRACATI YÜKSELTİR<br />
<strong>Tekstil</strong>’19 Ar-Ge Gününde yapılan<br />
açılış konuşmalarında Fakülte<br />
Dekanı Prof. Dr. Ömer Berk Berkalp,<br />
katılımcılara fakültenin lisans ve<br />
lisansüstü öğretim programları ile<br />
öğretim üyelerinin mevcut araştırma<br />
potansiyelleri ile fakültenin<br />
araştırma imkanlarını sanayiye<br />
tanıtan bir konuşma yaptı. Tüm Ar-<br />
Ge merkezleri ile üniversite-sanayi iş<br />
birliğine açık olduklarını da ekledi.<br />
Ardından söz alan, İstanbul <strong>Tekstil</strong><br />
ve Hammaddeleri İhracatçıları<br />
Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz,<br />
konuşmasında Türkiye tekstil sektörünün<br />
mevcut ihracat rakamları<br />
ile ilgili önemli bilgiler verdi. Öksüz,<br />
tekstil sektörünün Türkiye ekonomisi<br />
için önemine değinerek üniversite<br />
sanayi işbirliğinin ihracat hedeflerimiz<br />
ve sektörümüzün dönüşümü için<br />
kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Ar-<br />
Ge kültürünün sektörde üniversitelerle<br />
yapılacak iş birliği ile daha da<br />
artmasının gerektiğini, yenilikçi ve<br />
nitelikli ürünlerle ihracatın ve ürün<br />
katma değerinin aynı oranda artacağının<br />
önemini belirtti. İTÜ Teknoloji<br />
Transfer Ofisi tarafından ulusal Ar-Ge<br />
ve İnovasyon Destekleme Programları<br />
hakkında sanayi temsilcilerine<br />
bilgi verildikten sonra sunum aralarında<br />
Fakültenin Ar-Ge merkezleri,<br />
laboratuvar alt yapısı ve endüstriyel<br />
hizmetleri katılımcılara tanıtıldı.<br />
ENDÜSTRİ İLE ÜNİVERSİTE BULUŞMASI<br />
Etkinlikte gün boyu yapılan 40 adet<br />
bilimsel sunum ile fakültenin mevcut<br />
araştırma kabiliyetini içeren laboratuvar<br />
gezileri ile tüm altyapının tanıtılmasının<br />
yanında akademisyen ve<br />
Ar-Ge merkezi temsilcilerinin Ar-Ge<br />
konularında görüş alışverişi yapabildiği,<br />
ortak proje imkanlarının tartışabildiği<br />
bir ortam sağlandı. Etkinlik<br />
kapsamında, fakülte ile sanayi işbirliği<br />
için ortak bir platform oluşturmayı ve<br />
sürdürülebilir proje işbirlikleri sağlamayı<br />
hedefleyen yetkililer, akademisyenlerin<br />
ve Ar-Ge merkezi temsilcilerinin<br />
bir araya geldiği ve görüş<br />
alışverişi yapabildiği verimli bir etkinlik<br />
olduğunu ifade ettiler. Üniversite ile<br />
endüstrinin iş birliğinin proje çıktılarına<br />
dönüşmesi için ortak çalışmaların<br />
planlanması ile etkinlik sona erdi.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
22<br />
PANORAMA<br />
Lansetler: Uzun zamandır kullanılan<br />
cihazlar artık daha mükemmel<br />
Lancets - a longstanding device<br />
now perfected<br />
B. Pols, Stäubli Bayreuth GmbH<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Lansetler veya geycler, sabit hav yüksekliğini sağlamak<br />
maksadı ile yüz yüze halı dokuma tezgahlarında<br />
kullanılan ince metal şeritlerdir. Yüz yüze<br />
tezgâhlarda kullanılmadan önce, ilmek havlı<br />
tezgâhlarda da (Brüksel halıları) kullanılmıştır.<br />
İlmek Havlı tezgâhlarda, lanset üzerinde duran<br />
bir kasnak atkı üzerinde ilmekler oluşturulur.<br />
Genellikle kalıp olması amacı ile kullanılan bu<br />
kasnaklar daha sonra kaldırılır.<br />
Bu şekli ile ilmek havı dokuma yöntemi 1894<br />
yılında Almanya Dülken’den Müllers ve Spindler<br />
tarafından icat edilmiştir. Lanset yerine bu kalıp<br />
niyetine kullanılan kumaş atkı kasnaklarını desteklemek<br />
için dokuma tezgahında bağlayıcı<br />
boyuna çözgü iplikleri kullanılmıştır. 1904 yılında<br />
da, Almanya Chemnitz’den Wilhelm Förster’in<br />
almış olduğu patentte de metal lansetlerin<br />
kullanıldığı tanımlanmaktadır.<br />
DE 175 757 (1904) patentinde lansetlerin<br />
kullanımı gösterilmektedir.<br />
Lancet shown in patent DE 175 757 (1904)<br />
İnce metal şeritlere sarılabilen çelik, yirminci<br />
yüzyılın başlarında icat edilmeden önce, ince<br />
metal teller (piyano teli) kullanılmaktaydı. Kedi<br />
bağırsağı (ki bu sonrasında yıllarca tenis raketlerinin<br />
yapımında da kullanılmıştır) gibi diğer<br />
malzemelerde kullanılmıştır. Bu da, 1934 yılında<br />
İngiltere’den Harvey ve Harvey tarafından<br />
alınmış olan bir patentte belirtilmiştir.<br />
Daha yüksek ilmekler oluşturmak için birkaç tel<br />
üst üste istiflenerek kullanılmıştır. Bunun da en<br />
güzel örneği, 1904 yılında Paul Girard’ın almış ol-<br />
İlmek Havlı Tezgahlarda kullanılan lansetler<br />
Lancet on a loop-pile loom<br />
Lancets, or gauges, are thin metal strips used<br />
on face-to-face carpet weaving looms to ensure<br />
constant pile height. Before they were introduced<br />
on face-to-face looms they had been<br />
used on loop-pile looms (Brussels carpets).<br />
On loop-pile looms, pile loops are formed over<br />
a dummy weft resting on the lancet. Usually<br />
the dummy weft is removed afterwards.<br />
This way of weaving loop pile was invented by<br />
Müllers & Spindler of Dülken, Germany in 1894.<br />
Instead of a lancet, a binding warp thread was<br />
used to support the dummy wefts.<br />
Already in 1904 the use of metal lancets is<br />
described in the patent of Wilhelm Förster from<br />
Chemnitz, Germany.<br />
Before steel that could be rolled into thin metal<br />
strips was invented early in the twentieth century,<br />
thin metal (piano) wire was used. Other<br />
materials, such as cat gut (which continued to<br />
be used to string tennis rackets many decades<br />
later), were also used. This is mentioned in a patent<br />
by Harvey and Harvey of England in 1934.<br />
To create higher loops, several wires could<br />
be stacked upon each other. A good<br />
example of this is shown in the French patent<br />
of Paul Girard in 1904.<br />
Üst üste yığılmış üç adet çelik tel üzerinden<br />
oluşturulmuş ilmek havı (patent FR 425 646)<br />
Loop pile created over three steel wires<br />
stacked above each other (patent FR 425 646)
PANORAMA 23<br />
İlk modern lansetler (patent US 1 854 181)<br />
Early “modern” lancets (patent US 1 854 181).<br />
Yüz yüze halı tezgahlarında kullanılan lansetler<br />
Lancet on a face-to-face carpet loom<br />
Lancets made of thin flat steel strips only became<br />
common after the First World War. This kind<br />
of lancet is used till today. They were used for<br />
example by Erkes & Krehbiel of New York in 1932.<br />
When steel quality improved, lancets became<br />
suitable for use on face-to-face carpet<br />
looms. Using lancets on such looms ensures<br />
constant pile height.<br />
Without the use of lancets, the pile yarn tends<br />
to pull the carpet top and bottom together,<br />
giving an uneven pile height. On 3-rapier looms,<br />
where lancets cannot be used (the lancet<br />
would be in the path of the middle rapier), this is<br />
a common problem. It can be worked around<br />
by shearing the surface of the carpet, but this<br />
leads to a loss of pile height of up to 10%, depending<br />
on how much shearing is required.<br />
The earliest patent showing the use of lancets<br />
on a face-to-face carpet loom is that<br />
of Émile Parmentier or Tourcoing in 1904. In<br />
practice, this technique did not become<br />
common until about 1930.<br />
duğu Fransa merkezli bir patentte gözükmektedir.<br />
İnce yassı çelik şeritlerden yapılan lansetler ancak<br />
Birinci Dünya Savaşından sonra yaygınlaşmaya<br />
başlamıştır. Bu tür lansetler bugüne kadar<br />
kullanılmıştır. Örneğin 1932 yılında New York<br />
orijinli Erkes Krehbiel tarafından da kullanılmıştır.<br />
Çelik kalitesi yükseldikten sonra lansetler yüz<br />
yüze halı tezgahlarında kullanım için uygun hale<br />
gelmişlerdir. Bu tezgahlarda lanset kullanımı aynı<br />
zamanda sabit hav yüksekliğini sağlamaktadır.<br />
Lanset kullanılmadan, hav ipliği halıyı alt ve<br />
üst kısımlarından birlikte çekmeye daha meyillidir,<br />
ancak sonuç olarak eşit olmayan bir hav<br />
yüksekliği vermektedir. Lansetlerin kullanılmadığı<br />
3-rapierli tezgâhlarda (lanset ortadaki<br />
rapierin yolunda yer alması uygunken) bu<br />
yaygın bir sorundur. Ancak halı yüzeyinin kesilmesiyle<br />
çalışabilir. Ancak bu ne kadar kesme<br />
gerektiğine bağlı olarak %10 a varan hav<br />
yüksekliği kaybına neden olur.<br />
Yüz yüze halı tezgâhı üzerinde lansetlerin<br />
kullanımını gösteren ilk patent, 1904’te Émile<br />
Parmentier veya Tourcoing’e aittir. Uygulamada<br />
ise, bu teknik 1930’lara kadar yaygın<br />
olarak kullanılmamıştır.<br />
Yüz Yüze halı tezgahlarında kullanılan<br />
ilk lansetler (patent FR 345 961) (1904)<br />
First lancets (T) on a face-to-face loom<br />
(patent FR 345 961) (1904)<br />
Lanset kullanılan Yüz-yüze ilmek havı<br />
(patent US 1 691 194) (1928)<br />
Face-to-face loop pile using lancets<br />
(patent US 1 691 194) (1928)<br />
İki lanset kullanılarak yüz yüze bir dokuma<br />
tezgâhında yapılan kesik ilmekli hav<br />
(patent FR 669 122) (1928)<br />
Cut-loop pile on a face-to-face loom,<br />
using two lancets (patent FR 669 122) (1928)<br />
1928’de Connecticut’lı Henry Howard iki<br />
kasnaklı kumaş atkısı kullanarak yüz yüze ilmek<br />
havlarını örmek için yüz yüze dokuma tezgâhında<br />
lanset kullanmıştır.<br />
Bazen iki lanset, bir kesim döngüsü efekti oluşturmak<br />
için kullanılmıştır. Bu tezgâhlarda lansetler<br />
sadece ilmekler oluşturmaya yarardı ve sabit<br />
hav yüksekliğinin sağlanması için tasarlanmadılar.<br />
Böyle bir sistemin patenti 1928’de Fransa’dan<br />
Vanoutryve & Renaux tarafından alındı.<br />
Lansetler hav yüksekliğini sabit tutmanın<br />
mükemmel bir yoludur, ancak önemli bir de<br />
sakıncası vardır. İnce olmalarına rağmen (tipik<br />
olarak 0.3-0.5mm), kamış çentiklerinde yer<br />
kaplarlar. Kamış yoğunluğu 500 d / m olan bir<br />
dokuma tezgâhında, çentik eğimi sadece 2<br />
mm’dir, yani 0,3 mm bile önemlidir. Lansetler<br />
havlı iplik güç takımlarının hareketlerini kısıtlar.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
24<br />
PANORAMA<br />
Lanset ve güç takımlarının<br />
yandan görünüşü<br />
Lancets and heddles, side view<br />
Lanset ve güç<br />
takımlarının<br />
önden görünüşü<br />
Lancets and<br />
heddles, front view<br />
Bu sorunu çözmek için çeşitli çözümler patent<br />
almıştır. En yaygın çözüm, güç takımlarının bulunduğu<br />
yerde lansetlerde bir oyuk oluşturmak<br />
olmuştur. Bu, tüylü ipliklerin güç takımları için<br />
fazladan boşluk bırakmaktadır.<br />
In 1928 Henry Howard of Connecticut used<br />
lancets on a face-to-face loom to weave face-to-face<br />
loop pile using two dummy wefts.<br />
Sometimes two lancets were used to create<br />
a cut-loop effect. On these looms the lancets<br />
only served to create loops and were not<br />
meant to ensure constant pile height. Such a<br />
system was patented by Vanoutryve & Renaux<br />
of France in 1928.<br />
Lancets are an excellent means of keeping<br />
pile height constant, but they do have a<br />
drawback. Although they are thin (typically<br />
0.3-0.5mm), they occupy space in the reed<br />
dents. On a loom with a reed density of 500<br />
dents/m, the pitch of the dents is just 2mm, so<br />
even 0.3mm is significant. The lancets restrict<br />
the movement of the pile-thread heddles.<br />
Several solutions have been patented to solve<br />
this problem. The most common solution is<br />
creating a recess in the lancets at the location<br />
of the heddles. This leaves extra space for<br />
the heddles of the pile yarn.<br />
For very low pile heights (3-6mm), the heddles<br />
can also be positioned below and above the<br />
lancets, giving the same result.<br />
Weaving carpets with such low pile always<br />
requires lancets. The slightest variation in pile<br />
yarn tension would pull the top and bottom<br />
carpet together and the pile knife would<br />
then cut into the backing fabric.<br />
Girintili Lasetlerin<br />
önden görüntüsü<br />
Recessed lancets,<br />
front view<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Çok düşük hav yükseklikleri<br />
için (3-6<br />
mm), güç takımları<br />
da aynı sonucu<br />
veren lansetlerin<br />
Girintili Lasetlerin yandan görüntüsü altına ve üstüne<br />
Recessed lancets, side view<br />
yerleştirilebilir. Bu<br />
kadar düşük tüylü<br />
halıların dokuması<br />
her zaman lanset<br />
gerektirir. Yığın iplik gerilimindeki en küçük<br />
değişiklik, üst ve alt halıyı birlikte çeker ve daha<br />
sonra hav bıçağı destek kumaşından kesilir.<br />
Bu çözüm - alt kısımların altında ve üstünde<br />
güç takımları bulunan düşük lansetler<br />
- Stäubli Alpha 500 dokuma sistemlerinde<br />
düşük tüyler için kullanılmaktadır.<br />
LX2493 Jakarlı makineyle dokuma makineleri<br />
hav ipliği güç takımlarını orta pozisyonda<br />
düzleştirir, böylece benzersiz Schönherr düşük<br />
lansetlerinin üstünde veya altında olurlar. Hav<br />
ipliği güç takımları, desenleme eyleminde<br />
olanlar hariç, lansetler tarafından engellenmez.<br />
Bu çözüm, asgari kesme kaybı ve mükemmel<br />
yüzeyler için sabit hav yüksekliği ve<br />
dokumada maksimum özgürlük sunar.<br />
Düşük lansetler: güç takımları lansetlerin<br />
altına ve üstüne yerleştirilir<br />
Low lancets: heddles are positioned below and<br />
above the lancets<br />
This solution – low lancets with the heddles<br />
positioned below and above them – is used on<br />
the Stäubli Alpha 500 weaving systems for low<br />
pile. With the LX2493 Jacquard machine,<br />
weavers can level the pile-yarn heddles in the<br />
middle position so that they are above or below<br />
the unique Schönherr low lancets. The pile-yarn<br />
heddles, except the one in patterning action,<br />
are not hindered by the lancets. This solution<br />
offers constant pile height plus maximum freedom<br />
in weaving (as if without lancets) – for minimum<br />
shearing loss and perfectly even surfaces.
26<br />
PANORAMA<br />
Yenilikçi BCF S8<br />
platform teknolojisi ile<br />
Oerlikon Neumag<br />
müşterileri için yeni halı ipliği<br />
endüstrisi pazarları açıyor<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Innovative BCF S8<br />
platform technology<br />
opens up new carpet<br />
yarn industry markets for<br />
Oerlikon Neumag customers
PANORAMA 27<br />
At the DOMOTEX 2019 in Hanover, Oerlikon<br />
Neumag showcased its innovative new development,<br />
the BCF S8 for the very first time.<br />
Whether commodities or niche products –<br />
the new BCF S8 platform technology offers<br />
manufacturers of BCF carpet yarns decisive<br />
arguments for responding to constantly<br />
rising cost pressures and the trend for greater<br />
efficiency and quality in fiercely-competitive<br />
markets. World record: the system achieves<br />
never-seen-before spinning speeds and is<br />
able to simultaneously spin up to 700 filaments<br />
and produce fine titers of up to 2.5 dpf. This<br />
superlative performance is guaranteed by<br />
numerous individual innovations in the new<br />
platform and, for the first time, also in a new<br />
human-machine interface (HMI)-based control<br />
system, which opens the door to the digital<br />
age of smart carpet yarn manufacturing wide.<br />
At the ITMA ASIA 2018, the Oerlikon Manmade<br />
Fibers segment had already announced that<br />
it would be presenting revolutionary solutions<br />
in 2019 – both in hardware and software. And<br />
the DOMOTEX marks only the start. According<br />
to manufacturer information, the new BCF S8<br />
is the most efficient Oerlikon Neumag BCF<br />
system of all times. “We have succeeded in<br />
achieving a new level of greater productivity<br />
and even broader product diversity. These<br />
allow our clientèle to better cater to changing<br />
market requirements and achieve a competitive<br />
edge in tough market conditions”, explains<br />
Martin Rademacher, Vice President Sales<br />
Oerlikon Neumag. As a pre-taste, the machine<br />
specialists from Neumünster are serving up<br />
performance figures and results from comprehensive<br />
trials conducted at their own BCF<br />
technology center as well as from two pilot<br />
systems which have been tried and tested<br />
within the market for months now.<br />
BCF S8 performance in numbers<br />
With up to 700 potential filaments per yarn<br />
end, the BCF S8 is raising the benchmark considerably<br />
compared to the Oerlikon Neumag<br />
S+ BCF system (400 filaments) that has dominated<br />
the global market to date. Oerlikon<br />
Neumag guarantees fine titers of up to 2.5 dpf.<br />
Furthermore, the process speed is higher than<br />
ever before – 3,700 m/min (winder speed).<br />
This permits throughputs of up to 15 percent<br />
greater compared to predecessor technologies.<br />
Overall, system efficiency is 99 percent<br />
– almost unbeatable. True to the Oerlikon<br />
Segments Manmade Fibers segment e-save<br />
philosophy, energy savings of up to 5 percent<br />
per kilogram of yarn are achievable.<br />
Hannover’de düzenlenen DOMOTEX 2019 fuarında,<br />
Oerlikon Neumag, yenilikçi manada son<br />
zamanlarda geliştirmiş olduğu BCF S8 teknolojisini<br />
ilk defa sergiledi. Emtialar veya niş ürünler,<br />
yeni BCF S8 platform teknolojisi, BCF halı ipliği<br />
imalatçılarına, sürekli artan maliyet baskılarına<br />
yanıt verme konusundaki belirleyici argümanlara<br />
karşı ve aynı zamanda şiddetle rekabet<br />
edilen pazarlarda daha yüksek verimlilik ve kalite<br />
trendi sunmaktadır. Bir dünya rekoru olarak:<br />
Sistem daha önce görülmemiş eğirme hızlarına<br />
ulaşmakta, aynı anda 700 filamente kadar<br />
eğirme yapabilmekte ve 2.5 dpf’ye kadar ince<br />
titreler üretebilmektedir. Bu üstün performans,<br />
yeni platformda ve ilk kez, geniş çapta akıllı halı<br />
ipliği üretiminin dijital çağına kapı açan yeni<br />
bir insan-makine ara yüzü olan ve HMI tabanlı<br />
kontrol sisteminde çok sayıda bireysel yenilikçilik<br />
ile garanti edilebilmektedir. ITMA ASIA 2018’de,<br />
Oerlikon Manmade Fibers segmenti, 2019’da<br />
hem donanım hem de yazılım alanında devrimci<br />
çözümler sunacağını duyurmuştu. DOMOTEX<br />
fuarında ise yalnızca bunun başlangıç işaretleri<br />
verilmiştir. Üretici bilgilerine göre, yeni BCF S8,<br />
tüm zamanların en verimli Oerlikon Neumag<br />
BCF sistemidir. Oerlikon Neumag’ın Satıştan<br />
Sorumlu Başkan Yardımcısı Martin Rademacher,<br />
“Yeni olarak daha yüksek üretkenlik seviyesi<br />
ve hatta daha geniş ürün çeşitliliği elde etmeyi<br />
başardık. Bunlar müşterilerimize değişen pazar<br />
gereksinimlerini daha iyi karşılayabilmelerini ve<br />
zorlu pazar koşullarında rekabetçi bir avantaj<br />
elde etmelerini sağlayacaktır” diyor. Bir ön bilgi<br />
olarak belirtmek gerekir ki; Neumünster’deki<br />
makine uzmanları, kendi BCF teknoloji merkezlerinde<br />
yürütülen kapsamlı denemelerden ve<br />
aylardır piyasada denenmekte olan ve test<br />
edilmiş iki pilot sistemin performans rakamları ve<br />
ilgili tüm sonuçları sunulmuştur.<br />
BCF S8’İN SAYILARLA PERFORMANSI<br />
İplik ucu başına 700 adede kadar potansiyel<br />
filament ile BCF S8, bugüne kadar dünya pazarında<br />
egemen olan Oerlikon Neumag S + BCF<br />
sistemine (400 filament) kıyasla başarısını önemli<br />
ölçüde artırmaktadır. Oerlikon Neumag, 2.5<br />
dpf’ye kadar hassas titreler garanti etmektedir.<br />
Ayrıca, işlem hızı hiç olmadığı kadar yüksektir.<br />
3.700 m / dak (sarıcı hızı). Bu aynı zamanda<br />
önceki teknolojilere kıyasla yüzde 15 daha fazla<br />
verime izin vermektedir. Genel olarak, sistem<br />
verimliliği yüzde 99’dur ve bu rakamlar sistemin<br />
neredeyse rakipsiz olduğunu göstermektedir.<br />
Oerlikon Segmentlerine son derece uygundur<br />
Manmade Fibers segmentinde yer alan e-save<br />
felsefesi ise, kilogram iplik başına yüzde 5’e<br />
varan enerji tasarrufu sağlamaktadır.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
28<br />
PANORAMA<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
BCF S8 YENİLİKLERİ- DÜZ İPLİK YOLLARINDAN<br />
BÜYÜK SOĞUTMA TAMBURLARINA<br />
Bu kapsamlı ilerleme sayısız akıllı yenilikle<br />
oluşturulmuştur. Bu amaçla, her şeyden önce<br />
bir anahtar unsur optimize edilmiştir. Eğirme<br />
sisteminden yeni ve büyük soğutma tamburuna<br />
giden iplik yolu şimdi neredeyse tamamen<br />
düzleştirilmiştir. Bugüne kadar BCF pazarına<br />
özgü olan bu iplik yolu, tek tek filamentlerin<br />
minimum sürtünmeye maruz kalmasını sağlar,<br />
böylece defalarca kez meydana gelen iplik<br />
kopuşlarını azaltır ve böylelikle genel üretim<br />
sürecini optimize eder. Özellikle kayda değer<br />
olan en önemli şey ise, ilk defa ortaya çıkarılan,<br />
tekstüre kafasındaki düz iplik girişleri olmuştur.<br />
Bu çalışma aynı zamanda kati surette<br />
üstün iplik kalitesini garanti etmektedir. Isıtma<br />
godet ikilisi ve dokuma kafa arasındaki mesafe<br />
de önemli ölçüde azaltılmıştır. Bu da dokuma<br />
işlemi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.<br />
İplikte daha düzgün bir bükülme sağlar ve<br />
basınçlı hava tüketimini azaltır. Ayrıca, tekstüre<br />
odaları, servis sürelerini kısaltarak tek tek çıkarılabilir.<br />
Şimdi kapalı olan üniteler ayrıca tekstüre<br />
jetleri ve lamel odaları için mümkün olan en iyi<br />
korumayı sağlama özelliğine de sahiptirler. 800<br />
mm çapında olan soğutma tamburu, filamanları<br />
en iyi şekilde ve nazikçe soğutur. Bu da<br />
iplik kalitesi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.<br />
Yeni soğutma tamburu şimdi standart olarak<br />
tüm polimerlerde (PET, PA6 ve PP) bir V oluğu<br />
ile donatılmıştır. Piyasada hâlihazırda bulunan<br />
RoTac3 sarma ünitesi bir kez daha basınçlı<br />
hava tüketimini yaklaşık% 50 azaltırken, yeni<br />
geliştirilen Witras III-37 sarıcı ile 3.700 m / dak<br />
üretim hızına ulaşmaktadır.<br />
İLK SEZGİSEL OLARAK ÇALIŞTIRILABİLİR İNSAN-<br />
MAKİNE ARA YÜZÜ (HMI)<br />
Yeni BCF S8, akıllı kontrol ve izleme için yenilikçi<br />
insan-makine arayüzü (HMI) ile donatılmış ilk<br />
Oerlikon Manmade Fibers segment sistemidir.<br />
Bu durumda, insan ve makine arasındaki<br />
ara yüz BCF üretiminde kullanıcıların günlük<br />
gereksinimlerine odaklanarak üretilmiştir. Yeni<br />
“görünüm ve his” özelliği ile sezgisel olarak<br />
çalıştırabilme işlemini desteklemekte ve dokunmatik<br />
ekran aracılığıyla her alım konumundaki<br />
ortaya çıkan gerçek ve hedef değerlerin<br />
yanı sıra önemli bilgilere de doğrudan erişimi<br />
sağlamaktadır. Tamamen yeni olarak geliştirilen<br />
bir “alarm felsefesi” de sorun giderme ve<br />
arıza analizini tam anlamı ile basitleştirmiştir.<br />
Oerlikon Neumag Ar-Ge’den sorumlu Başkan<br />
Yardımcısı Dr. Friedrich Lennemann “Bu akıllı<br />
HMI sistemi, ürünlerimizin dijitalleştirilmesinde<br />
mantıklı bir adım” diye açıklıyor.<br />
BCF S8 innovations – from straight yarn paths to<br />
large cooling drums<br />
This comprehensive progress has been achieved<br />
with numerous smart innovations. To<br />
this end, one key element above all has been<br />
optimized. The yarn path from the spinning<br />
system to the new, large cooling drum has<br />
now been almost completely straightened.<br />
This yarn path, unique to the BCF market to<br />
date, ensures that the individual filaments are<br />
subjected to minimum friction, hence once<br />
again considerably reducing yarn breaks and<br />
optimizing the overall production process.<br />
Especially noteworthy here are the, for the<br />
first time, straight yarn inlet in the texturing<br />
head – guaranteeing superior yarn quality.<br />
And the considerably reduced distance<br />
between the heating godet duo and the<br />
texturing head also has a positive impact on<br />
the texturing process. It ensures a more even<br />
twist to the yarn and reduces the compressed<br />
air consumption. Furthermore, the texturing<br />
chambers can be removed individually,<br />
which additionally shortens servicing times.<br />
The now closed units also provide the best<br />
possible protection for the texturing jets and<br />
lamellar chambers. The 800-mm diameter<br />
cooling drum optimally and gently cools the<br />
filaments. And this has a positive influence on<br />
the yarn quality. The new cooling drum is now<br />
equipped with a V groove for all polymers<br />
(PET, PA6 and PP) as standard. The RoTac3<br />
tangling unit, already established within the<br />
market, once again reduces the compressed<br />
air consumption by around 50%, while the<br />
newly-developed Witras III-37 winder achieves<br />
production process speeds of 3,700 m/min.<br />
First intuitively-operable human-machine<br />
interface (HMI)<br />
The new BCF S8 is the first Oerlikon Manmade<br />
Fibers segment system equipped with the<br />
innovative human-machine interface (HMI)<br />
for intelligent controlling and monitoring. In<br />
this case, the interface between man and<br />
machine has been oriented on the daily<br />
requirements of users in BCF production. With<br />
its new ‘look and feel’, it supports intuitive<br />
operation and offers direct access to important<br />
information as well as actual and target<br />
values at each take-up position by means<br />
of a touch screen. A completely new ‘alarm<br />
philosophy’ also simplifies troubleshooting<br />
and malfunction analysis. “This smart HMI system<br />
is a logical step in the digitalization of our<br />
products”, explains Dr. Friedrich Lennemann,<br />
Vice President R&D Oerlikon Neumag.
30 EDİTÖR YÖNETMEK<br />
İşletmelerde kriz yönetimi<br />
Bildiğiniz gibi içinde bulunduğumuz günlerde hemen herkes ekonomik bir krizden<br />
söz etmektedir. Bu krizin nitelikleri, ülke dışı aktörlerin manipülasyonu ve diğer birçok<br />
husus ekonomik ve siyasi çevreler tarafından tartışılmaktadır. Biz bu yazımızda böyle<br />
durumlarda işletmelerde sergilenecek tutum ve davranışlardan söz edeceğiz.<br />
İŞLETMELER İÇİN KRİZ NEDİR?<br />
İşletmelerde kriz, iç ve dış çevrelerde olabilecek ani değişimlerin, işletmenin yapmış<br />
olduğu planlarını etkilemesi, amaçlarına ulaşmasını engellemesi ve hatta varlığını<br />
tehdit etmesi ile sonuçlanabilecek tehlikeli bir süreçtir. Böyle dönemlerde işletmeler<br />
de ani karalar alabilir ve hızlı değişimler gösterebilirler. Alınan bu ani ve hızlı kararlar<br />
ne kadar doğru olursa kriz o kadar az zararla atlatılabilir. İşletmeler için kriz ortamının<br />
özelliklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Dr. Ahmet Temiroğlu<br />
Özen Mensucat<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
temiroglu@ozenmensucat.<br />
com<br />
atemiroglu@gmail.com<br />
YÖNETMEK<br />
. Kriz, yıllık stratejik planlarında “Kriz Yönetimi” konusuna yer vermiş olan işletmelerde<br />
önceden az çok tahmin edilebilir. Ancak yine de beklenmedik ve ani<br />
değişimlerle ortaya çıkar.<br />
. İşletmeler, birden bire gelişen bu olaylara karşı önlem almakta gecikebilirler.<br />
. Kriz, işletmelerin varlığını tehdit edebilir.<br />
. Krizler işletmelerin gelişen olaylara karşı reaksiyon kabiliyetini zayıflatabilir.<br />
. Kriz ortamları genellikle radikal değişiklikleri gerektirebilir.<br />
. Bu değişimleri yapabilecek bilgi ve zaman olmayabilir.<br />
. Krizler, işletmelerde gerginlik ve moral bozukluğu yaratabilir. Ancak her moral bozucu<br />
olayı da kriz olarak nitelememek gerekir.<br />
. Krizler hızlı karar alınması gereken süreçlerdir. Geç kalmak ya da krizi görmezden<br />
gelmek tehlikeli sonuçlar yaratabilir.<br />
. Krizler iyi yönetilirse fırsatlara da dönüştürülebilir.<br />
İŞLETMELERDE KRİZ YÖNETİMİ<br />
İşletmeler, krizler olmasa da zaman zaman çevrelerindeki belirsizlikler ve ani<br />
değişimlerden etkilenerek, beklenmedik tehlikelerle karşılaşabilirler. İşletme yönetiminin<br />
başarısı ve işletmenin hayatına devam edebilmesi böyle durumlarda<br />
sergileyebilecekleri yeri geldiğinde olağandışı da olabilecek yönetim becerilerine<br />
bağlıdır. Hatta bu dönemlerde gösterilecek doğru tutum ve davranışlar işletme<br />
için tehlikelerden öte fırsatlar da doğurabilir. İşte kriz yönetimi böyle durumlarda<br />
gösterilecek doğru tutum ve davranışları içeren bir süreçtir. Kriz yönetimini bilmeyen<br />
işletmeler için her değişim bir kriz olabilir.<br />
Ancak kriz yönetimi, sadece kriz belirtileri başladığında ya da kriz başladıktan<br />
sonra ortaya konulan uygulamaları içermez. Kriz yönetimi işletmelerde stratejik<br />
yönetimin bir parçasıdır. Çünkü stratejik yönetimin temelinde belirsizlik altında<br />
bazı kararlar almak ve planlar kurmak vardır. İşletmeler yıllık stratejik planlarını<br />
yaparken iç ve dış çevre şartlarını dikkatli bir şekilde analiz ederek olası bazı<br />
tehlikeleri de tahmin edebilmeli ve bunlarla ilgili önlemleri hazır edebilmelidirler.<br />
Bunu yaptıkları takdirde tahmin edemedikleri ya da beklemedikleri olaylara karşı<br />
bile daha hazırlıklı olabilirler. Böylelikle kriz dönemleri çok daha az zararla hatta<br />
bazen karlı şekilde bile atlatılabilir.<br />
KRİZ YÖNETİMİNİN AŞAMALARI NELERDİR?<br />
1. Ortada hiçbir kriz belirtisi olmadığı halde stratejik planın bir parçası olarak, arama<br />
toplantıları, beyin fırtınaları gibi geniş katılımlı toplantılarla olası tehlikeleri ve olağanüstü<br />
durumları tahmin etmek ve olası kriz senaryoları üretmek.<br />
2. Meydana gelecek krizlerin sinyallerini mümkün olduğunca erken tespit edecek<br />
mekanizmalar, sistemler kurmak ve kullanmak. (Süreç Performans kriterleri belirlemek<br />
ve bunları sürekli inceleyerek değişimlerin nedenlerini araştırmak, anketler<br />
yapmak, müşterilerle ve tedarikçilerle sürekli bilgi alışverişi içerisinde olmak, ben-
ch marking yapmak gibi)<br />
3. Kriz sinyalleri ortaya çıktığında işletmedeki<br />
bütün iş süreçlerini ele alarak krizden korumanın<br />
yollarını araştırmak. Krize karşı hazırlıklar<br />
yaparak krizin işletmede oluşturacağı negatif<br />
etkileri en aza indirmek için önlemler almak.<br />
Böylelikle kriz beklenen bir durum olarak<br />
daha kolay yönetilebilir.<br />
4. Kriz gerçekleştiğinde ve işletmeyi etkisi altına<br />
aldığında, daha önce planlanmış olan önlemleri,<br />
gerçekleşen şartlara göre tekrar gözden<br />
geçirmek ve çok hızlı bir şekilde uygulamaya<br />
koymak. Böylelikle krizi kontrol altında tutmak.<br />
5. Kriz şartları ortadan kalktığında mümkün<br />
olabilecek en kısa zamanda normal uygulamalara<br />
geçmek.<br />
6. Kriz öncesi, kriz sırası ve kriz sonrası süreçleri<br />
değerlendirerek bunlardan ders çıkarmak.<br />
Gelecekteki olası krizler için hazırlıklı olmak.<br />
Ve krizden öğrenmek.<br />
KRİZ DÖNEMLERİNDE YAPILABİLECEK HATALAR<br />
Bazen bir işletmede her zaman yaşanabilecek<br />
sorunlar kriz gibi algılanabilmektedir. İşletmelerin<br />
kendileri tarafından yönetebilecek nedenlerle<br />
çıkan problemler kriz değildir.<br />
Öte yandan krizler hafife alınmamalı ya da<br />
“bizi etkilemez, biz iyi durumdayız” diyerek<br />
görmezden de gelinmemelidir.<br />
Ancak özellikle üst yöneticiler kriz dönemlerinde<br />
paniğe de kapılmamalıdırlar. Çalışanların<br />
morallerinin ve motivasyonlarının bozulmamasına<br />
özen göstermelidirler. Krizi yönetirken<br />
işletmedeki çalışanların kişisel kaygılar duyması<br />
ve işletmede de panik havasının yayılması bir<br />
çok olumsuz sonuçlar yaratabilir.<br />
Kriz dönemlerinde işletmelerde yapılabilecek<br />
en önemli hatalardan birisi de krize karşı<br />
önlemler alayım derken daha sonra işletmeyi<br />
zor durumda bırakacak ve onarılamayacak sorunlar<br />
yaratacak bazı uygulamalar yapmaktır.<br />
Çalışanların sayısını azaltmak, üretim kapasitesini<br />
düşürmek, bazı pazarlardan çekilmek ya<br />
da bazı müşterilerden vazgeçmek, işletmeyi<br />
kapatmak ya da bir süre ara vermek gibi eylemler<br />
kriz sonrasında işletmeler için yeni ancak<br />
özel krizlerin yaşanmasına neden olabilir.<br />
Unutulmamalıdır ki işletmeler bazı dönemler,<br />
bazı yıllar kar elde etmeseler de hayatlarına<br />
devam edebilirler. Ancak müşterilerini, pazarlarını,<br />
itibarlarını, yetiştirmiş oldukları insan<br />
kaynaklarını bir kriz döneminde “krizi yönetiyorum”<br />
derken zaafa uğrattıklarında, kriz<br />
geçtikten sonra toparlanıp yollarına devam<br />
etmeleri zorlaşabilir.
32<br />
PANORAMA<br />
<strong>Tekstil</strong> makineleri sektörünün<br />
lider markası HAS GROUP,<br />
ekonomik krize karşı<br />
topyekûn mücadeleyi savundu<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
25 yıl önce bir Türk- İtalyan ortaklığı ile kurulan Has<br />
Group, 2011 yılından itibaren tamamen Türk sermayeli<br />
bir şirket olarak yoluna devam ediyor. Firma<br />
2016 yılına kadar devam eden büyüme sürecinde;<br />
TÜBITAK ile birçok proje gerçekleştirdi. Her sene cirosunun<br />
%3’nü sadece Ar-Ge yatırımlarına ayıran<br />
HAS GROUP, bu planlamanın sonucunda Bilim,<br />
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca tekstil makineleri<br />
imalat sektöründe faaliyet göstererek ‘Türkiye’nin<br />
250. Ar-Ge Merkezi Belgesi’ni aldı ve tekstil sektöründe<br />
Ar-Ge Merkezi Belgesi’ni ilk alan firma oldu.<br />
HAS GROUP ZORLUKLAR KARŞIŞINDA DAHA DA<br />
GÜÇLENİYOR<br />
Dünyanın 40 ülkesinde HAS GROUP’un 2000 civarında<br />
makinesi kurulu olarak bulunuyor. Firmanın<br />
bünyesinde ise bugün 40 mühendis çalışıyor. Bir Türk<br />
markası olan Has Group, 350’den fazla çalışan sayısı<br />
ile dünya tekstil sektörünün ilk 5 firması içerisinde yer<br />
alıyor. Ayrıca firma, Almanya Makine Üreticileri Konfederasyonu<br />
VDMA üyesi olan ilk ve tek Türk firması<br />
olma özelligini taşıyor. HAS GROUP, ülkemizde üretilmeyen<br />
yüksek teknolojili tekstil makineleri üretimi<br />
için bugüne kadar 25 milyon dolarlık yatırım yaptı.<br />
Firma, yatırım malı olarak üretimiyle 150 milyon dolarlık<br />
ihracat gerçekleştirdi. Ayrıca ürettiği makineleri<br />
Türk firmalarına satarak 200 milyon dolarlık hacmin<br />
iç piyasada kalmasını sağladı. Son üç yılın ortalamasına<br />
bakıldığında tekstil makineleri ihracatında<br />
her zaman ilk üç firma arasında yer alan Has Group,<br />
son senelerde 30 milyon dolarlık ciro ve 15 milyon<br />
dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son dönemde ülkemizin<br />
içinde bulunduğu ekonomik koşullardan kendilerinin<br />
de etkilendiğini belirten HAS GROUP Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Tamer Hasbay, pek çok önemli Türk<br />
marka gibi zorluklar yaşadıklarını, bunun en önemli
PANORAMA 33<br />
sebebinin ise yurt dışı rakiplerinin, ülkenin ekonomik<br />
sistemi hakkında olumsuz söylentileri olduğunu<br />
söyledi. Hasbay, olası söylentileri önlemek amacıyla<br />
güven tazeleme ihtiyacı hissettiklerinin samimiyetle<br />
altını çizerek son dönemlerde zorluklar yaşayan<br />
tüm firmaların; inançlı ve güçlü durup müşterileri,<br />
çalışanları ve tedarikçileri ile birlikte kenetlenmesi<br />
gerektiğinin önemini vurguladı.<br />
Hasbay, “Yaşanılan ekonomik olumsuzluklar,<br />
katma değer oluşturan birçok Türk firma için de<br />
maalesef geçerli. Nihayetinde ülkemiz üzerinde,<br />
özellikle ekonomiyi yıpratan bazı planlamalar<br />
oluyor. Ancak biz HAS GROUP olarak bugün<br />
bulunduğumuz yere kolay bir şekilde ulaşmadık.<br />
Firmamızın çeyrek asır boyunca kat ettiği yolda<br />
çok büyük tecrübesi ve birikimi bulunuyor. Bu<br />
birikimlerin sonucunda 25 yılda ülkemize kazandırdığı<br />
bir Türk Markası olarak yoluna devam etmesi<br />
ve yurt dışında ülkemizi temsil etmeyi sürdürmesi<br />
gerektiğine inanarak çalışanlarımızdan, tedarikçilerimizden,<br />
müşterilerimizden aldığımız güç ile<br />
yolumuza devam ediyoruz. Tüm bu desteklerle üretimimiz<br />
sürüyor, yeni projeler ve siparişler alınıyor,<br />
servis hizmetlerimiz ve teknik desteklerimiz de aynı<br />
şekilde devam ediyor. Bugün yeni açılacak bir<br />
firmanın bizim bulunduğumuz yere gelebilmesi için<br />
en az 15-20 yıla ihtiyacı var. Bu emek ne azımsanabilir<br />
ne de bizler, bu zorluklar karşısında pes etmeyi<br />
düşünebiliriz. Firmamızda sürdürülebilirliğin önemini<br />
kavramış her birim, her çalışan, her yönetici<br />
üzerine düşen görevleri daha bir azimle ve inançla<br />
yürütüyor. Bu süreçte bankalara, tedarikçilerimize,<br />
çalışanlarımıza ve müşterilerimize desteklerini<br />
esirgemedikleri için şükranlarımızı sunuyoruz. HAS<br />
GROUP olarak ülkemize, sanayimize katma değeri<br />
yüksek teknolojik ürünler geliştirmeye ve üretmeye<br />
devam edeceğiz” şeklinde konuştu.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
34<br />
PANORAMA<br />
Mayer & Cie yeni atılımları ile<br />
iş kollarını genişletiyor<br />
New line of business for Mayer & Cie.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Mayer & Cie. (MCT) Aralık ayından bu yana<br />
yeni bir iş kolu daha geliştirdi. Ocak 2019’dan<br />
itibaren, Albstadt tesislerinde yuvarlak örgü<br />
makinelerinin yanı sıra örgü makineleri de üretmeye<br />
başladı. Tümü itibarı ile Mayer & Cie’ye ait<br />
olan Mayer Braidtech bağlı kuruluş kapsamında<br />
çalışmakta ve ABD merkezli Mayer Industries<br />
tarafından son 40 yıldır üretilen makinelerin satış<br />
ve servis işlemlerinden sorumlu olarak çalışmaktadır.<br />
Mayer Industries şirketinin orta vadede<br />
faaliyetlerini durduracak olmasından dolayı,<br />
Mayer & Cie, bu başarılı iş kolunu Albstadt bölgesinde<br />
birleştirerek ilerletmeye karar verdi.<br />
ÖRGÜ MAKİNALARI İÇİN ÇOK İYİ SEBEBLER<br />
“Bu adımı, akla en yatkın ürün çeşitlendirme<br />
hedeflerimize daha da yaklaşmak için bir fırsat<br />
olarak görüyoruz” diyen Mayer & Cie’nin Genel<br />
Mayer & Cie. (MCT) has since December had<br />
a new line of business. From January 2019, the<br />
company is manufacturing braiding machines<br />
in addition to circular knitting machines at its<br />
Albstadt works. Mayer Braidtech, a wholly owned<br />
Mayer &Cie. subsidiary, is responsible for sales<br />
and service of the new machines, manufactured<br />
for the past 40 years by US-based affiliate Mayer<br />
Industries. With Mayer Industries due to cease<br />
operations in the medium term, Mayer & Cie. has<br />
decided to integrate and take forward this successful<br />
line of business at its Albstadt location.<br />
Good reasons for braiding machines<br />
“We see this step as an opportunity to come<br />
much closer to our target of sensible diversification,”<br />
says Marcus Mayer, managing director at<br />
Mayer & Cie. and in charge of technical deve-
PANORAMA 35<br />
lopment. “As a manufacturer of circular knitting<br />
machines we are subject to the vagaries of the<br />
textile machinery market, which experience<br />
has shown to be liable to strong fluctuations.<br />
A sector-unrelated product such as braiding<br />
machines will make us a good deal more – and<br />
healthily – independent.” It was apparent right<br />
now, how important diversification is, Benjamin<br />
Mayer, Mayer & Cie.’s comanaging director,<br />
noted. He is responsible for sales. After a fast<br />
and furious start to 2018 demand for circular<br />
knitting machines had tailed off in the second<br />
half. That was mainly due to turbulence in<br />
international trade policy, he said, in the wake<br />
of which uncertainty had spread widely in<br />
many important circular knitting markets. Order<br />
books for braiding machines, in contrast, are full<br />
for months ahead because other laws apply<br />
to the hydraulic hoses used in, for example,<br />
automobile manufacturing and aviation. That<br />
is also true of tubes that drive pumps on the seabed<br />
in offshore operations. Braiding machine<br />
manufacturing capacities are currently fully<br />
booked until the beginning of 2020. Although<br />
circular knitting and braiding machines are only<br />
distant relations, there are many synergy effects<br />
between the two lines of business. “That was a<br />
powerful argument for integration,” says Benjamin<br />
Mayer. “Our new investment stays within<br />
limits because we can make many braiding<br />
machine parts with our existing machine tools<br />
and production machinery. Assembly employees<br />
can not only assemble circular knitting<br />
machines, shipping employees can not only<br />
ship circular knitting machines.” Mayer & Cie.<br />
also anticipates a positive effect in the key sector<br />
of research and development, but with the<br />
stated aim of establishing a separate research<br />
department as soon as possible.<br />
Series manufacture in Albstadt from January<br />
In January 2019, Braidtech is embarking on series<br />
production in Albstadt-Tailfingen. Preparations<br />
for this milestone took nearly 12 months. Premises<br />
needed to be provided, the production<br />
line prepared, procurement organised and,<br />
not least, the team lined up. At the moment, it<br />
consists of 12 employees who do production-related<br />
work in, say, assembly, quality assurance<br />
and logistics. They are currently working flat out<br />
on the prototype of their first braiding machine,<br />
an MR 15 24 Carrier. Patrick Moser, head of the<br />
new Mayer Braidtech business unit, explains that<br />
“the model as such is tried and established, but<br />
for us here, in new conditions, it is an ‘original’.”<br />
The plan for the first half of 2019 provides for the<br />
shipment of two double deck systems, each<br />
consisting of two MR15 24 Carriers, per month.<br />
Preparations are also be made for series pro-<br />
Müdürü ve <strong>Teknik</strong> Gelişmeden Sorumlu kişisi<br />
Marcus Mayer, sözlerine şöyle devam etti. “Yuvarlak<br />
örgü makinelerinin üreticisi olarak piyasa<br />
kaynaklı yaşanan güçlü dalgalanmalarla gelen<br />
tecrübelerimiz bile tekstil makineleri pazarında<br />
yaşanan kestiremediğimiz büyük belirsiz durumlarla<br />
karşı karşıya kalmamıza engel olamıyor.”<br />
“Bu, sektörümüz ile direk ilintili olmayan örgü<br />
makineleri bizim için de daha sağlıklı, daha iyi ve<br />
daha bağımsız bir hareket kabiliyeti getirecek”<br />
diyen Mayer & Cie’nin satıştan sorumlu Eş Genel<br />
Müdürü Benjamin Mayer, şöyle devam etti. Hızlı<br />
ve agresif bir başlangıçtan sonra 2018’e kadar<br />
yuvarlak örgü makinelerine olan talep ikinci<br />
yarıda azaldı. Bunun temel olarak uluslararası<br />
ticaret politikasındaki türbülanstan kaynaklandığını,<br />
belirsizliğin ardından birçok önemli yuvarlak<br />
örgü pazarında geniş çapta yayıldığını söyledi<br />
ve devam etti. “Bu örgü makineleri (braiding)<br />
için ise durum pek öyle değil. Sipariş defterleri<br />
aylarca doludur. Tıpkı otomotiv ve havacılık<br />
sektörlerinde kullanılan en önemli parça olarak<br />
ifade edilen hidrolik hortumlar için geçerli olan<br />
kurallar burada da geçerli açıkçası. Deniz tabanındaki<br />
pompaları çalıştıran tüpler için de aynı<br />
kurallar geçerli. Bir başka deyişle olmazsa olmaz<br />
denebilecek yapılardan bahsediyorum. Bu<br />
örgü makineleri için de bana göre aynı durum<br />
söz konusudur. 2020 başlarına kadar bu örgü<br />
makinelerimizin tüm siparişleri dolmuş durumdadır,<br />
vermiş olduğum tarihe kadar ful kapasite<br />
çalışacak olduğumuzu gururla söyleyebilirim.”<br />
Bu iki makine arasında teknik olarak uzak bir ilişki<br />
olmasına rağmen, iki iş kolu arasında aslında<br />
birçok sinerji etkisi bulunmaktadır. “Bu entegrasyon<br />
için güçlü bir argümandı” diyen Benjamin<br />
Mayer, şöyle devam etti. “Çok iyi analiz ettik<br />
ki; yeni yatırımımız kabiliyetlerimiz içerisinde<br />
kalmaktadır. Çünkü mevcut takım tezgahlarımız<br />
ve üretim makinelerimiz ile birçok örgü makine<br />
parçası yapabilecek durumdayız. Montaj<br />
hattındaki çalışanlarımız sadece yuvarlak<br />
örgü makinelerinin montajını yapamaz, ya da<br />
nakliye hattında çalışan arkadaşlarımız sadece<br />
yine aynı şekilde yuvarlak örgü makinelerimizin<br />
yükleme ya da navlun işleri ile sınırlı kalamazlar.”<br />
Mayer & Cie araştırma ve geliştirme anlamında<br />
mevcut çalışanlarından yine çok önemli<br />
bir katkı beklemekle birlikte, mümkün olan en<br />
kısa zaman içerisinde ayrı bir Ar-Ge bölümü<br />
kurulması gerektiğini düşünmektedirler.<br />
ALBSTADT’TA OCAK AYINDAN İTİBAREN SERİ ÜRETİM<br />
Ocak 2019’da, Braidtech, Albstadt-Tailfingen’de<br />
seri üretime geçiyor. Bu dönüm noktası<br />
için hazırlıklar yaklaşık 12 ay sürdü. Tesislerde<br />
gerekli altyapı sağlandı. Üretim hattı hazırlandı,<br />
tedarik altyapısı organize edildi ve en azından<br />
ekip ve gerekli donanım sıraya dizildi. Şu anda<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
36<br />
PANORAMA<br />
montaj, kalite güvencesi ve lojistik bölümleri olmak üzere,<br />
üretim ile ilgili çalışma yapan toplam 12 çalışan bulunmaktadır.<br />
Onlar şu anda ilk örgü makinesinin prototipi olan MR15 24<br />
Carrier üzerinde çalışmaktadırlar. Mayer BraidTech’in bu yeni<br />
üretim hattından sorumlu olan birim bölüm başkanı Patrick<br />
Moser ise şunları söyledi. “Bunun gibi bir model elbette daha<br />
önce denendi ve oluşturuldu. Ancak bizim için burada ve<br />
oluşturduğumuz yeni koşullar içerisinde yenidir” dedi.<br />
2019’un ilk yarısına ilişkin plan, her biri ayda iki adet MR15 24<br />
Carier’den oluşan iki adet çift katlı sistemin nakliyesini sağlamak<br />
üzerine oluşturulmuştur. Seri üretim için hazırlıklar da<br />
bir yandan devam etmektedir. Orda da amaç ikinci modelin<br />
altı adet farklı alt üründen oluşmasını sağlamak üzerine<br />
şekillendirilmektedir. Dağıtım alt yapıları ise son derece iyi bir<br />
şekilde organize edilmiştir. Grup bünyesinde zaten bu iş en<br />
iyi şekilde gerçekleştirilmektedir. Burada da Mayer Braidtech<br />
yıllar boyunca dünya geneli satışlarını en iyi şekilde<br />
gerçekleştirecektir. Moser işlerinin aslında bir bakıma proje işi<br />
olduğunu belirtirken bir süredir konu ile ilgili olarak İtalya ve<br />
Çin’den sipariş aldıklarını belirtiyor.<br />
ABD’DEN GEÇİCİ ÜRETİM DESTEĞİ<br />
Şayet gelen talepler Albstadt-Tailfingen’deki üretim kapasitesini<br />
aşarsa Mayer & Cie bağlı Mayer Industries önümüzdeki<br />
yıl örgü makineleri üretmeye devam edecek. Güney Carolina,<br />
Orangeburg merkezli Mayer Industries, son 40 yıldır bu<br />
alanda kendi adına önemli bir isim oluşturmuştur. Ve yapmış<br />
olduğu sistemler, birinci sınıf ürünler olarak kabul edilmiştir.<br />
1970 yılında kurulan Mayer Industries aslen yuvarlak örgü makineleri<br />
üretmekteydi. Ancak 1970 yıllarında yaşanan kriz sonrasında<br />
siparişlerinde önemli düşüşler yaşandı ve o dönemde<br />
firma sahipleri, yani Mayer ailesi bu örgü makineleri (braiding<br />
machines) için patent aldı. Aslında bir bakıma o dönemlerde<br />
bu yeni ve farklı üretim hattının temellerini atmış oldular.<br />
Mayer Industries ticari işlemleri durdurduğunda ki bu kuvvetle<br />
muhtemel 2019 yılının sonlarını bulacak, bu üretim hattında<br />
hizmetlerini farklı bir yerde vermeye devam edecek.<br />
duction of the second model in a<br />
range consisting of six products.<br />
Distribution structures are well<br />
established. Mayer Braidtech has<br />
handled world sales of braiding<br />
machines for years. “Our business,”<br />
Moser says, “is project business,<br />
so the largest sales markets<br />
can vary from year to year, but<br />
for some time we have had many<br />
orders from Italy and China.” Interim<br />
production support from the<br />
United States As overall demand<br />
still exceeds production capacity<br />
in Albstadt-Tailfingen, Mayer &<br />
Cie. affiliate Mayer Industries will<br />
continue to manufacture braiding<br />
machines in the year ahead.<br />
Mayer Industries, based in Orangeburg,<br />
South Carolina, has made<br />
a name for itself in this field for<br />
the past 40 years and its systems<br />
are considered to be premium<br />
products. Founded in 1970, Mayer<br />
Industries originally manufactured<br />
circular knitting machines, but<br />
when orders stopped coming in<br />
during the 1970s crisis the owners,<br />
the Mayer family, acquired<br />
patents for braiding machines,<br />
thereby laying the foundations<br />
for a new, distinct line of business.<br />
When Mayer Industries ceases business<br />
operations, probably at the<br />
end of 2019, this line of business will<br />
continue to provide its services,<br />
but at a different location.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
38<br />
PANORAMA<br />
Naylon endüstrisinde<br />
fırtına öncesi sessizlik mi?<br />
The calm before the storm<br />
for the nylon industry?<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Karışıklık süresinin ardından naylon endüstrisi, son<br />
birkaç yılda özellikle elverişli bir durum yaşadı.<br />
Bunların hepsi değişmek üzere, ancak 2019’da<br />
daha fazla oynaklık olması bekleniyor. Aşağıda<br />
poliamid ve naylon endüstrisinde 2019’a odaklanılması<br />
gereken kilit konular bulunmaktadır.<br />
HAM PETROL VE HAMMADDE İSTİKRARSIZLIĞI<br />
2018 yılında, küresel jeopolitik istikrarsızlık, petrol<br />
fiyatını neredeyse % 50 oranında artırdı ve bu,<br />
yılsonuna doğru azaldı. Bununla birlikte, ana<br />
poliamid besleme stokları az çok korunmuştur.<br />
Benzen, bütadien, propilen ve amonyak aynı<br />
oranda artmadı. Bu korumaya izin veren kullanıcılar,<br />
2019’daki poliamid maliyeti üzerinde aynı<br />
olumlu etkiye sahip olmayacak ve bu nedenle<br />
bu genel durumları anlamak önümüzdeki 12 ay<br />
boyunca işletmelerin başarısı için temel olacaktır.<br />
ADN AZLIĞI VE BUNUN HMD VE PA66<br />
ÜZERİNDEKİ ETKİSİ<br />
ADN (adiponitril) mevcudiyeti açısından, 2019,<br />
2018’den daha zor bir yıl olabilir. ADN’nin yetersizliği,<br />
2019’da PA 66’nın geleceğini sorgulayan<br />
birkaç büyük teknik ve çevresel güç tarafından<br />
daha da kötüleşmiştir. Butachimie’nin kapanması,<br />
Eylül ayında başlayan ve PA 66’nın genel<br />
dengesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olması<br />
beklenmektedir. ADN’nin arz ve talebinin<br />
2019’da ve sonrasında nasıl gelişeceğini anlamak,<br />
hem doğrudan hem de dolaylı olarak<br />
bu temel materyale bağımlı olanlar için çok<br />
büyük önem arz etmektedir.<br />
CAPROLACTAM VE PA6 ÜRÜN BULUNABİLİRLİĞİ<br />
VE PAZAR FİYATLARI<br />
Kaprolaktam (PA 6 EP, ince iplik ve elyaf<br />
yapmak için kullanılan) pazarı, gittikçe daha<br />
fazla bölgeselleşiyor ve bu da fiyatlar ve<br />
marjlar üzerinde önemli bir etkiye sahip bir<br />
hale gelmektedir. Bu piyasa aynı zamanda<br />
doğrudan benzen fiyatıyla ilgili olarak üretim<br />
maliyetine de bağlıdır. Sonuç olarak, benzen<br />
ve kaprolaktam ile PA 6’nın arz / talep<br />
dengesi de dahil olmak üzere hammadde<br />
Following a period of turmoil, the nylon industry<br />
has enjoyed a particularly favourable situation<br />
over the past couple of years. All of that is<br />
about to change, however, as 2019 is expected<br />
to be a year of more volatility. Below are<br />
the key issues to focus on for 2019 within the<br />
polyamide and nylon industry.<br />
Crude oil and raw material instability<br />
During 2018, global geopolitical instability pushed<br />
up the price of oil by almost 50% and this<br />
decreased towards the end of the year. However,<br />
the main polyamide feedstocks were more<br />
or less spared. Benzene, butadiene, propylene<br />
and ammonia didn’t increase at the same rate.<br />
The drivers that allowed this protection will not<br />
necessarily have the same positive effects on the<br />
cost of polyamide in 2019 and therefore understanding<br />
these drivers will be fundamental to the<br />
success of businesses over the next 12 months.<br />
ADN shortage and the impact on the HMD<br />
and PA66<br />
In terms of ADN (adiponitrile) availability, 2019<br />
may be an even tougher year than 2018. A<br />
shortage of ADN has been aggravated by<br />
several major technical and environmental<br />
forces, which calls into question the future of PA<br />
66 in 2019. The Butachimie closure, which began<br />
in September, is expected to have a significant<br />
impact on the overall balance of PA 66. Understanding<br />
how the supply and demand for ADN<br />
will develop in 2019 and beyond is essential for<br />
those who both directly and indirectly depend<br />
on this essential material.<br />
Caprolactam and PA6 product availability and<br />
market prices<br />
The caprolactam (used to make PA 6 EP, filament<br />
and fiber) market is becoming increasingly<br />
regional, which has a significant impact<br />
on prices and margins. This market is also<br />
heavily dependent on the cost of production<br />
directly related to the price of benzene. As a<br />
result, a combination of understanding and
forecasting the cost of raw materials,<br />
including benzene, and the supply/demand<br />
balance of caprolactam and PA<br />
6 will remain a priority for 2019.<br />
Environmental concerns and legislation<br />
Environmental concerns as hurricanes<br />
or the level of Rhine river and legislation<br />
updates have been crucial for the polyamide<br />
industry. The intensity of winter in<br />
China and the policy update to include<br />
a temporary closure of production units<br />
have both had an immediate impact on<br />
the availability and prices of cyclohexanone,<br />
adipic and caprolactam.<br />
The risk of substitution<br />
The significant increase in polymer prices,<br />
in particular PA66 in 2018, has dramatically<br />
changed the criteria for choosing<br />
materials for industrial, textile fibres<br />
applications and engineering plastics.<br />
The grey zone between PA 6 and PA 66<br />
are expected to become more complex<br />
as other materials, such as PBT, become<br />
realistic alternatives. 2019 could well be<br />
the year in which the decision to replace<br />
these materials is made, therefore<br />
monitoring the substitution outlook,<br />
including PBT, will be critical.<br />
maliyetlerinin anlaşılması ve tümünün<br />
bir arada tahmin edilmesi, 2019 için<br />
açıkçası tam bir öncelik olacaktır.<br />
ÇEVRESEL ENDİŞELER VE MEVZUAT<br />
Kasırgalar veya Ren nehrinin seviyesi<br />
gibi çevresel kaygılar ve mevzuat<br />
güncellemeleri poliamid endüstrisi için<br />
gerçekten çok büyük bir önem arz etmektedir.<br />
Çin’de geçen kışın yoğunluğu<br />
ve üretim birimlerinin geçici olarak kapatılmasını<br />
içeren politika güncellemesi,<br />
hem sikloheksanon, adipik, hem de<br />
kaprolaktamın mevcudiyeti ve fiyatları<br />
üzerinde hemen etkili olmuştur.<br />
İKAME RİSKİ<br />
Polimer fiyatlarındaki, özellikle de 2018<br />
yılında yaşanan PA66’daki artış, endüstriyel,<br />
tekstil elyafı uygulamaları ve mühendislik<br />
plastikleri için malzeme seçimi<br />
anlamında kriterleri önemli ölçüde<br />
değiştirmiştir. PA 6 ve PA 66 arasındaki<br />
gri bölgenin PBT gibi diğer malzemeler<br />
gerçekçi alternatifler haline geldiğinden<br />
daha karmaşık hale gelmesi beklenebilir.
40<br />
PANORAMA<br />
Monforts’un üretim sahasındaki<br />
teknik bilgilerin aktarımı<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Monforts terbiye makinelerinin üretimi için ana<br />
alan olan Avusturya’daki Montex Maschinen<br />
fabrikası, şu anda çok yüklü bir yeni sipariş programını<br />
karşılamak için yoğun bir şekilde çalışmaktadır<br />
ve aynı zamanda bu Haziran ayında<br />
Barselona’da gerçekleşecek ITMA 2019 Fuarında<br />
tanıtılacak yeni ürünlerini de neticelendirmek<br />
üzere çalışmalarını sürdürmektedir. “Almanya’nın<br />
Mönchengladbach kentindeki Monforts araştırma<br />
ve geliştirme ekibiyle, fuar ve gelecekteki seri<br />
üretimlerine hazır olmak üzere test ve prototipleme<br />
içeriğinde en yeni fikirleri almak üzere çok yakın<br />
çalışmaktayız” diyen Montex fabrika müdürü<br />
Gert Hanzl sözlerine şöyle devam etti. “Endüstri<br />
4.0 tarafından sürekli olarak tasarım ve üretim<br />
yöntemlerinin geliştirilmesinde sunulan, birçok<br />
yeni olasılıktan tam olarak faydalanmaktayız.”<br />
St. Stefan’ta, Avusturya’nın Lavant Vadisi’nin<br />
merkezinde bulunan Montex Maschinen fabrikası,<br />
1982’de Monforts tarafından gelişmiş bir<br />
üretim merkezi olarak kurulmuştur. Bölgenin,<br />
As the key site for the construction of Monforts<br />
finishing machines, Montex Maschinenfabrik<br />
in Austria is currently working flat out to meet a<br />
very busy new order schedule, while also finalising<br />
the new exhibits which will be unveiled at<br />
ITMA 2019 in Barcelona this June.<br />
“We have been working very closely with the<br />
Monforts research and development team<br />
in Mönchengladbach, Germany, to take the<br />
latest new ideas through testing and prototyping,<br />
in readiness for the exhibition and for<br />
future series production,” says Montex plant<br />
manager Gert Hanzl. “We are fully exploiting<br />
the many new possibilities being offered by<br />
Industry 4.0 in the continuous development of<br />
design and manufacturing methods.”<br />
Located in St. Stefan, in the centre of Austria’s<br />
Lavant Valley, Montex Maschinenfabrik was<br />
founded by Monforts in 1982 as an advanced<br />
manufacturing hub. “Our area is known as the<br />
‘paradise of Carinthia’ due to its favourable
PANORAMA 41<br />
Passing on the know-how<br />
at the Monforts production site<br />
climate,” says Gert. “Lignite was mined up to<br />
a depth of 600 metres here until 1968. From the<br />
outset of Montex in 1982, we have specialised<br />
in all aspects of machine production, including<br />
high-precision sheet metal working, laser<br />
cutting and welding, the assembly of components,<br />
painting and shipping, along with a<br />
well-organised spare parts service.”<br />
The Montex machine shop is equipped with<br />
advanced Trumpf laser and CNC cutting machines<br />
and presses, with the powder coating<br />
of exterior panels also carried out for rapid<br />
turnaround. “The respective electrical switch<br />
cabinets for the machines are delivered just-intime<br />
from Monforts in Germany according to<br />
our production schedules,” says Gert.<br />
Special machines<br />
While there is standardisation in series-produced<br />
Monforts machines, Montex is increasingly<br />
called upon to construct tailor made machines<br />
elverişli iklimi nedeniyle ‘Karintiya’nın Cenneti’<br />
olarak bilindiğine dikkat çeken Gert, “Linyit bu<br />
bölgede 1968 yılına kadar yaklaşık olarak 600<br />
metre derinliğe kadar çıkarılmıştır. Montex’de<br />
ilk kuruluş yılından itibaren en başından beri<br />
yüksek hassasiyetli sac işleme, lazer kesim ve<br />
kaynak işlemleri ile birlikte tüm bileşenlerin<br />
montajı da dahil olmak üzere makine üretiminin<br />
her alanından uzmanlaşmış durumdayız.<br />
Ve elbette bu uzmanlığımızı aynı zamanda<br />
boyama, nakliye ve en iyi şekilde organize edilmiş<br />
yedek parça servisimiz ile birlikte başarılı bir<br />
şekilde tamamlamış bulunuyoruz,” dedi.<br />
Montex makine fabrikası aynı zamanda, hızlı<br />
geri dönüş sağlamak üzere geliştirmiş olduğu,<br />
dış panellerin toz boya kaplaması, gelişmiş<br />
Trumpf lazer ve CNC kesme makineleri ve<br />
presleriyle donatılmıştır. Gert, “Makinelerin<br />
elektrik şalter dolapları, üretim programlarımıza<br />
göre kusursuz bir zamanlama ile Almanya’daki<br />
Monforts’tan teslim edilmektedir,” diyor.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
42<br />
PANORAMA<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
ÖZEL MAKİNALAR<br />
Seri üretilen Monforts makinelerinde standardizasyon<br />
olsa da, Montex, müşterilerin özel ihtiyaçlarına<br />
göre, özel tasarımlı özel makineler üretmeye<br />
giderek daha fazla önem vermektedir.<br />
Gert, “Tüm yönleri ile kanıtlanmış bileşenlerin ve<br />
dikkatlice test edilmiş özel yapıların en iyi kombinasyonunu<br />
hedefliyoruz. Son günlerde, sekiz<br />
hafta içinde bir müşteriye komple bir sonlandırma<br />
hattı teslim ettiğimz son derece büyük projeleri<br />
hayata geçirmiş bulunuyoruz. 320 derecelik<br />
bir sıcaklık odasına sahip zorlu bir germe-kurutma<br />
makinesinin tecrübe ile sabit tasarımından<br />
son derece memnun kaldık. Şu anda 5.6 metre<br />
çalışma genişliğine sahip makineler üretiyoruz<br />
ve istenirse yedi metre genişliğe sahip makineler<br />
de üretebilecek kapasitedeyiz,” dedi.<br />
Endüstriye adeta bir standart getirmiş olan<br />
Montex ramözler, kayışlı kurutucular, Thermex<br />
boyama hatları ve Monfortex / Toptex sıkıştırmalı<br />
çektirme makinelerinin yanı sıra Matex padderlar<br />
ve Eco Aplikatör minimal kaplama üniteleri<br />
de dahil olmak üzere Monforts’un çekirdek<br />
makine yelpazesi, Timatec’in satın alınmasıyla<br />
önemli ölçüde genişletilmiştir. Ve bu makine<br />
yelpazesi, 2015 yılında tekstil özelinde neredeyse<br />
tüm uygulamalar için eksiksiz bir kaplama<br />
ünitesi portföyü içerecek şekilde organize<br />
edilmiştir. Akabinde bunlar daha da geliştirilmiş<br />
ve Monforts’un elektriksel plc kontrol standartlarına<br />
uyarlanmıştır. Ve şimdi Monforts texCoat ve<br />
Allround üniteleri olarak sistemde mevcut hale<br />
gelmiştir. Gert, Montex’de iş gücü ile ilgili olarak<br />
sadakat ve memnuniyetin son derece önemli<br />
olduğunu vurgulayarak, “İşimiz şu anda çok iyi<br />
gidiyor ve ITMA 2019 yaklaşırken, orada da bizi<br />
daha da ileriye taşıyacak olan yeni zorlukları<br />
karşılamaya ziyadesi ile hazırız” dedi.<br />
GELİŞMİŞ EĞİTİM<br />
Gert, “Avusturya Montex’in kuruluşundan bu<br />
yana bu alanda çalışan arkadaşlarımız var.<br />
Ancak teknik bilgimizi aktarmak ve müşterilerimizin<br />
Monforts sistemlerinden bekledikleri yüksek<br />
standardı sağlamak için çırak ve kalfalarımızı aynı<br />
anda eğitebilmek çok önemlidir. Zira ancak bu<br />
şekilde ileri seviyelere ulaşmak mümkün olacaktır.<br />
Burada Avrupa’nın kalbinde olmanın en önemli<br />
avantajlarından biri de dünyanın en iyi eğitim<br />
sistemlerinden sayılabilecek ‘Pratikle Birleştiren<br />
Eğitim Sistemidir’. Bu sistem meslek okullarının<br />
vermiş oldukları teorik eğitimin hem kendi atölyelerinde<br />
hem de şirketlerde uygulamalı eğitimlerle<br />
birleştirilmesidir. Kendi yapımızda da personel<br />
yeni beceriler geliştirmek için düzenli olarak eğitim<br />
görmekte ve aynı zamanda herkes üretimin<br />
her aşamasında yer almaktadır. Bu eğitim onları<br />
çoklu görev için hazır hale getirmektedir. Bu bize<br />
esneklik ve güç kazandırmaktadır,“ dedi.<br />
with unique designs, according to the special<br />
needs of the customers. “We aim for the best<br />
combination of already-proven components<br />
and carefully-tested special constructions,” says<br />
Gert. “We are able to handle extremely large<br />
projects, having recently shipped a complete finishing<br />
line to one customer within eight weeks,<br />
and we were particularly pleased with our proven<br />
design of a challenging stenter frame with<br />
a 320-degree temperature chamber. We are<br />
currently manufacturing machines with working<br />
widths of 5.6 metres and we can produce those<br />
with widths of up to seven metres, if requested.”<br />
The core Monforts machine range, including<br />
the industry standard Montex stenters, along<br />
with relaxation dryers, Thermex dyeing ranges<br />
and Monfortex/Toptex compressive shrinking<br />
ranges as well as Matex padders and Eco<br />
Applicator minimal coating units, has been<br />
significantly expanded with the acquisition of<br />
Timatec in 2015, to include a complete portfolio<br />
of coating units for virtually all applications<br />
in textiles. These have been further developed<br />
and been adapted to Monforts electrical<br />
plc-control standards and are now available as<br />
the Monforts texCoat and Allround units. “The<br />
business is currently running very well and with<br />
ITMA 2019 approaching we are ready to meet<br />
a special challenge,” Gert says, emphasising<br />
that the loyalty and satisfaction of the Montex<br />
workforce is of paramount importance.<br />
Advanced training<br />
“We have employees who have worked at this<br />
site since the foundation of Montex Austria, but<br />
it’s very important that we train apprentices at<br />
the same time, in order to pass on our know-how<br />
and ensure the high standard that customers<br />
expect from Monforts systems is maintained<br />
going forward,” he says. “One of the key advantages<br />
of being here in the heart of Europe is the<br />
Trial Training System – one of the best training<br />
systems in the world. It combines theoretical<br />
instruction in a vocational school with practical<br />
training both within the company and in training<br />
workshops. “Established staff also train regularly<br />
to develop new skills and everyone is involved at<br />
all stages of production and trained to multi-task.<br />
This gives us flexibility and strength.”
ATC-DYE HT-01/05/15F<br />
KUMAŞ BOYAMA MAKİNASI<br />
FABRIC DYEING MACHINE<br />
ATC-DYE BB01F<br />
BOBİN BOYAMA MAKİNASI<br />
BOBBIN DYEING MACHINE<br />
MBB04F<br />
MİNİ BOBİN BOYAMA MAKİNASI<br />
MINI BOBBIN DYEING MACHINE<br />
GK-40E<br />
E KONTROL - BUHARLAMALI KURUTUCU<br />
E CONTROL - STEAMER DRYER<br />
3K-YK16<br />
LABORATUVAR NUMUNE YIKAMA MAKİNASI<br />
LABROTARY SAMPLE WASHING MACHINE<br />
LAB-DYE HT 10/16/24 IR<br />
TÜPLÜ NUMUNE BOYAMA MAKİNASI<br />
BEAKER SAMPLE DYEING MACHINE<br />
GK-40RKL<br />
LABORATUVAR TİPİ KAPLAMA VE KURUTUCU<br />
LABORATORY DRYER AND COATING UNIT
44<br />
PANORAMA<br />
Getzner AG in Bludenz, Austria<br />
Image source / photographer: Jens Ellensohn, Koblach/A<br />
Avusturya, Bludenz’deki<br />
Getzner AG’de<br />
ısı geri kazanımı ve<br />
egzoz havası kirliliği kontrolü<br />
Heat-recovery and exhaust<br />
air pollution control<br />
at Getzner AG<br />
in Bludenz, Austria<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Vorarlberg, İsviçre ve Almanya’ya sınırı olan<br />
Avusturya’nın en batısındaki eyaletidir. Etkileyici<br />
dağ manzarası ile buraya doğa yürüyüşü<br />
yapmayı veya kayak yapmayı seven birçok<br />
turistin gelmesi kesinlikle şaşırtıcı değildir. Vorarlberg,<br />
ünlü bir turizm merkezi olmasına rağmen,<br />
brüt olarak gelirlerinin yalnızca% 6’sı turizmden<br />
kaynaklanmaktadır – bu da ihracat payının<br />
yüksek olduğu güçlü başka bir sektörün varlığının<br />
açık bir işaretidir. Muhtemelen son iki yüzyıldaki<br />
en güçlü sanayi dalı olan tekstil endüstrisi<br />
bu arada konu özelinde üstünlüğünü yitirmeye<br />
başlamıştır. Ancak, hala belirgin bir şekilde<br />
temsil edilmektedir: Vorarlberg’deki en büyük<br />
20 sanayi şirketinden birisi de tekstil sektörüne<br />
aittir - Bludenz’deki Getzner AG.<br />
200 yıl önce kurulan Getzner AG, bugün Afrika<br />
damasko (Şam kumaşlarının) lider firması ve<br />
moda gömlek kumaşlarının önde gelen üreticilerinden<br />
biridir. Getzner AG’nin Bludenz’deki<br />
Vorarlberg is the westernmost province of Austria,<br />
bordering Switzerland and Germany. With<br />
the impressive alpine scenery, it is not surprising<br />
that many tourists come here who like hiking or<br />
skiing. Although Vorarlberg is a famous tourist<br />
destination, only about 6% of the gross social<br />
product is generated by tourism – a sign of a<br />
strong industry with a high export share.<br />
The textile industry, probably the strongest branch<br />
of industry in the last two centuries, has lost<br />
its supremacy there in the meantime. However,<br />
it is still prominently represented: one of the 20<br />
largest industrial companies in Vorarlberg belongs<br />
to the textile industry – Getzner AG in Bludenz.<br />
Founded 200 years ago, Getzner AG is today<br />
the leading company for the production of<br />
African damask fabrics and one of the leading<br />
manufacturers of shirt fashion fabrics. In the<br />
new production halls at Getzner AG’s main
PANORAMA 45<br />
plant in Bludenz, fabrics are woven and finished<br />
for ready-made garments. The fabrics are<br />
finished in special processes mainly on new<br />
BRÜCKNER stenters. As substances evaporate<br />
from the fabric during the textile finishing processes,<br />
the stenters have to be vacuumed off<br />
and this exhaust air has to be cleaned before<br />
being emitted into the environment.<br />
The exhaust air treatment on the new stenters<br />
of Getzner AG is carried out by a multi-stage<br />
BRÜCKNER ECO-HEAT and ECO-AIR system. In<br />
the first ECO-HEAT heat-recovery system, heated<br />
fresh air is generated for the drying process,<br />
which noticeably reduces energy consumption.<br />
In the second ECO-HEAT heat-recovery<br />
system, water is heated for the company’s<br />
internal heating system and thus, depending<br />
on the heating requirement, up to 85% of the<br />
invested heat energy is recovered. The pollutants<br />
from the exhaust air are condensed and<br />
separated in the subsequent ECO-AIR exhaust<br />
air scrubber. A silencer behind the exhaust air<br />
fan reduces the exhaust noise to a minimum.<br />
The proven ECO-HEAT components guarantee<br />
high heat transfer efficiency and a particularly<br />
robust and maintenance-friendly design. Since<br />
the heat exchangers have to be cleaned at<br />
regular intervals from unavoidable deposits<br />
in order to maintain full performance, they<br />
are easy to remove. The heat exchangers are<br />
boiled regularly in the cleaning bath supplied.<br />
As Getzner AG has replacement heat exchanger<br />
modules in stock, the heat exchangers are<br />
cleaned without any time pressure.<br />
With this modern multi-stage exhaust air<br />
system Getzner AG achieves a high energy efficiency,<br />
because most of the exhaust air heat<br />
is recovered in BRÜCKNER ECO-HEAT systems.<br />
In addition, the picturesque environment is not<br />
polluted by smoke, noise and odours from the<br />
production process, thanks to the BRÜCKNER<br />
ECO-AIR exhaust air cleaning system.<br />
ana fabrikasının yeni üretim salonlarında,<br />
kumaşlar hazır giyim için dokunmakta ve bitim<br />
işlemi gerçekleştirilmektedir. Kumaşlar özellikle<br />
yeni BRÜCKNER ramözler üzerinde özel işlemlerde<br />
hazırlanmaktadır. <strong>Tekstil</strong> terbiye işlemleri<br />
sırasında maddeler kumaştan buharlaştıkça,<br />
ramözlerde temizlenmesi gerekmektedir ve bu<br />
egzoz havasının da çevreye yayılmadan önce<br />
temizlenmesi gerekmektedir.<br />
Getzner AG’nin yeni ramzölerindeki egzoz<br />
havası işlemi çok kademeli bir BRÜCKNER<br />
ECO-HEAT ve ECO-AIR sistemi ile gerçekleştirilir.<br />
İlk ECO-HEAT ısı geri kazanım sisteminde,<br />
kurutma işlemi için ısıtılmış temiz hava üretilir ve<br />
bu da enerji tüketimini gözle görülür biçimde<br />
azaltmaktadır. İkinci ECO-HEAT ısı geri kazanım<br />
sisteminde, şirketin dahili ısıtma sistemi için su<br />
ısıtılır ve böylece ısıtma ihtiyacına bağlı olarak,<br />
harcanan ısı enerjisinin% 85’ine kadar geri<br />
kazanılır. Egzoz havasındaki kirleticiler, ECO-AIR<br />
egzoz havası temizleyicisinde yoğunlaştırılarak<br />
kolayca ayrıştırılır. Egzoz havası fanının arkasındaki<br />
susturucu da, egzoz sesini en aza indirir.<br />
Hiçbir şüpheye yer bırakmayan ECO-HEAT<br />
bileşenleri yüksek ısı transfer verimi, kati surette<br />
sağlamlık ve bakım dostu bir tasarım sağlamaktadır.<br />
Isı eşanjörlerinin, tam performans sağlayabilmesi<br />
için kaçınılmaz tortulardan düzenli aralıklarla<br />
temizlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple<br />
çıkarılma işleminin kolay olarak yapılabilmesi<br />
için tasarımları da ona göre yapılmıştır. Isı eşanjörleri<br />
verilen temizlik banyosunda düzenli olarak<br />
kaynatılır. Getzner AG stokta yedek ısı eşanjörü<br />
modüllerine sahip olduğundan, ısı eşanjörleri<br />
zaman baskısı olmadan rahatlıkla temizlenebilmektedir.<br />
Bu modern çok aşamalı egzoz havası<br />
sistemi ile Getzner AG, yüksek bir enerji verimliliği<br />
sağlar, çünkü egzoz havası ısısının çoğu BRÜCK-<br />
NER ECO-HEAT sistemlerinde geri kazanılmaktadır.<br />
Ayrıca, tablo gibi var olan ortam, BRÜCK-<br />
NER ECO-AIR egzoz havası temizleme sistemi<br />
sayesinde, üretim sürecindeki duman, gürültü<br />
ve kokularla kirlenmemiş olacaktır.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
46<br />
PANORAMA<br />
Marco de Koning<br />
İcra Kurulu Başkanı CEO<br />
TANATEX Chemicals’da<br />
yönetim dönüşümü<br />
Management changes<br />
TANATEX Chemicals<br />
1 Ocak 2019 tarihi itibari ile TANATEX Chemicals firmasının Yönetim<br />
Kurulu’nda önemli değişiklikler gerçekleşti. Yeni CEO - Jørgen<br />
Vendel, CFO – Calvin Qiu, ve CTO – Paul Oude Lenferink ile firma<br />
için yepyeni bir dönem başladı.<br />
The Board of TANATEX Chemicals, saw several changes commencing 1<br />
January 2019. With a new CEO - Jørgen Vendel, CFO – Calvin Qiu, and<br />
CTO – Paul Oude Lenferink, a new era starts for the company.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
TANATEX firması, yönetimin Lanxess’ten operasyonu<br />
satın alması ile 2007 yılında kurulmuştu.<br />
Geçen 11 yıl boyunca sağlam ve sürdürülebilir<br />
bir tekstil yardımcı kimyasal firması oluşturuldu.<br />
Firma 2016 yılında Transfar Group’un bir parçası<br />
oldu. 11 yıl boyunca başarı ile ön saflarda<br />
görev yapan Marco de Koning (İcra Kurulu<br />
Başkanı - CEO) ve Arthur Hopmans (Finans Yönetimi<br />
Başkanı - CFO) 2018 yıl sonunda TANATEX<br />
Chemicals’dan ayrılma kararı alarak, yeni zihinlere<br />
ve fikirlere yer açtılar. Firmayı eski Ticari<br />
Faaliyetler Başkanı (CCO) Jørgen Vendel’in<br />
güvenli ellerine teslim ettiler.<br />
“TANATEX ile geçen son 11 yıl gerçek anlamda<br />
ödüllendirici ve heyecan verici bir yolculuktu.’<br />
dedi Marco de Koning. ‘Amacımız ürün yerine,<br />
çözüm üreten ve satan uluslararası bir tekstil kimyasal<br />
üreticisi olmaktı. Çalışanlarımızın becerileri<br />
ve özverileri ile, biz de tam olarak bunu gerçekleştirdik.<br />
İşe olan tutkum eskisinden bile daha<br />
fazla, ve gurur ile bu işi yeni lider takıma devrediyoruz.<br />
Onlar da kendilerinin vizyonları ve idealleri<br />
ile şirketi bir sonraki aşamaya taşıyacaklar.’<br />
Jørgen Vendel TANATEX’e 2017 yılının başlarında<br />
CCO olarak katıldı ve şimdi de İcra Kurulu<br />
Başkanlığı (CEO) görevi için kollarını sıvadı.<br />
Jørgen’in global kimyasal endüstrisindeki<br />
üstün tecrübesi, yerel ve uluslararası yöneticilik<br />
yaptığı The Linde Group ve BP Oil’den geliyor.<br />
Jørgen CCO rolünü, şu an için CEO görevi ile<br />
aynı anda yürütmeye devam edecek.<br />
‘Geçmişin üstün başarılarını temel alarak,<br />
TANATEX was formed in 2007 following a management<br />
buyout of the company from Lanxess.<br />
Over the past 11 years, it has developed a<br />
robust, sustainable textile processing chemicals<br />
business. The company became part of<br />
the Transfar Group in 2016. After 11 years as<br />
frontmen for the successful company, Marco<br />
de Koning (CEO) and Arthur Hopmans (CFO)<br />
decided to depart TANATEX Chemicals end<br />
2018 and give room to new ideas. They leave<br />
the company in the trusted hands of former<br />
CCO Jørgen Vendel.<br />
“The past 11 years with TANATEX have been a highly<br />
rewarding and exciting journey,” said Marco<br />
de Koning. “Our aim was to build an international<br />
textile chemical company which offered<br />
solutions instead of mere products. With the<br />
talent and enthusiasm of all the people in the<br />
company, that is exactly what we have done.<br />
My passion for our business remains as strong as<br />
ever and it is with pride that we hand over the<br />
reins to our new team who will bring their own<br />
vision and enthusiasm to take the company on<br />
to the next stage in its development.”<br />
Jørgen Vendel joined TANATEX early 2017 as<br />
CCO and now makes the move to CEO. Jørgen<br />
has extensive experience in the global chemicals<br />
industry, having held local and international<br />
senior management roles at The Linde<br />
Group and BP Oil. The role of CCO will continue<br />
to be fulfilled by Jørgen for the time being.<br />
“I am looking forward to build on the consi-
Kauçuk Blanketli<br />
Örme Kalenderi<br />
Knitted Calender Machine<br />
with Rubber Blanket<br />
SİLİNDİR İMALATI<br />
ROLLER PRODUCTION<br />
KALENDER MAKİNESİ<br />
CALENDER MACHINE<br />
BOYA FULARI MAKİNESİ<br />
PAD BATCH MACHINE<br />
JİGER MAKİNESİ<br />
JIGGER MACHINE<br />
Tel: 0090 224 493 23 62 Fax: 0090 224 493 23 65
48<br />
PANORAMA<br />
şirketi daha da büyütmek için can atıyorum.’<br />
dedi Jørgen. ‘Firmaya ilk katıldığımda benim<br />
için yepyeni bir maceranın başlangıcı olmuştu.<br />
Bu macera şimdiden çok heyecanlı, zorlayıcı<br />
ve bir hayli tatmin edici oldu. Önümüzdeki<br />
yıllarda, bu maceraya TANATEX ve Transfar’ın<br />
harika takımları ile birlikte, çevre duyarlılığı gittikçe<br />
artan dünyada beklentileri sürekli aşmak<br />
amacıyla devam edeceğiz.’<br />
Calvin Qiu, geçtiğimiz 18 yıl boyunca China<br />
Eastern Airlines, Cisco Systems, Shell ve en son<br />
olarak da AkzoNobel firmasında, çeşitli üst<br />
düzey global yönetim ve finans rollerinde yer<br />
aldı. Calvin, Çin ve Hollanda geçmişi ile, hem<br />
profesyonel hem de kültürel olarak, firmaya<br />
benzersiz bir finansal uzmanlık ve ticari zeka<br />
kombinasyonunu getiriyor.<br />
‘ TANATEX’e katılarak iş arkadaşlarımız, hem<br />
TANATEX, hem de Transfar tarafından iş ortaklarımız<br />
ve müşterilerimiz ile birlikte, firmayı büyütme<br />
fırsatını bulmaktan ötürü çok heyecanlıyım. Bu<br />
yolculuğun bir parçası olarak, çalışanlarımız,<br />
müşterilerimiz ve hissedarlarımız, yani tüm paydaşlarımız<br />
adına değer katmak için, tüm gücümle<br />
çalışmaktan büyük bir mutluluk duyacağım. ’<br />
TANATEX’in stratejik hedeflerinin bir parçası<br />
olarak, Teknolojiden Sorumlu Başkan pozisyonu<br />
Yönetim Kurulu seviyesine çıkartıldı. Teknolojik<br />
yetkinliğin önemi, inovasyon odaklılık ve ürün<br />
yönetiminin önemi bu şekilde daha fazla vurgulanmış<br />
oldu. Paul Oude Lenferink, 1 Ocak 2019<br />
itibariyle Teknolojiden Sorumlu Başkan (CTO)<br />
olarak atanmıştır. Paul son 8 yıldır TANATEX<br />
Chemicals’da Ar-Ge ve teknoloji geliştirmeden<br />
sorumlu olarak çalışmaktayde. Kendisi kimyasal<br />
endüstrisinde bir hayli tecrübeli bir uzmandır.<br />
derable achievements of the past,” Jørgen<br />
said. “When I joined the company, it was the<br />
start of a new adventure for me, one which<br />
has proved exciting, challenging and deeply<br />
fulfilling. In the years ahead, we will continue<br />
this adventure together with the great team<br />
of TANATEX and Transfar, continually striving to<br />
exceed expectations in a world where environmental<br />
awareness is growing.”<br />
Calvin Qiu has been working during the past<br />
18 years for multinational companies including<br />
China Eastern Airlines, Cisco Systems, Shell<br />
and, most recently, AkzoNobel in various senior<br />
global business and financial roles. Calvin<br />
brings to the company a unique combination<br />
of financial expertise and commercial acumen<br />
with a background across China and the<br />
Netherlands, both professionally and culturally<br />
“I am excited to join TANATEX and take upon<br />
this unique opportunity to grow TANATEX business<br />
together with colleagues, partners and<br />
customers from TANATEX and Transfar. I look<br />
forward to taking part in this journey and will<br />
strive to unlock the value for stakeholders including<br />
employees, customers and shareholders”.<br />
In the continued pursuit of the strategic objectives<br />
of TANATEX, the role of Chief Technology<br />
Officer has been elevated to Board level<br />
recognising the importance of technological<br />
competence, innovation focus and product<br />
stewardship. Paul Oude Lenferink has been appointed<br />
Chief Technology Officer (CTO) as of 1<br />
January 2019. Paul has been responsible for R&D<br />
and technology developments during the last<br />
eight years within TANATEX Chemicals, and has<br />
extensive experience in the chemical industry.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
CEO - Jørgen Vendel CFO - Calvin Qiu CTO - Paul Oude Lenferink
50<br />
PANORAMA<br />
Sandler AG, Miami’de<br />
düzenlenen IDEA Fuarında<br />
Sandler AG at IDEA Show<br />
Miami - Sustainability and<br />
Performance<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Sandler AG, bu yıl Florida Miami’de gerçekleşecek<br />
IDEA Fuarında, ziyaretçileri yeşil gelişmelerinin<br />
bahçesine davet ediyor. Nonwoven (dokusuz)<br />
kumaş üreticisi; hijyen ürünleri, ıslak mendiller<br />
ve teknik uygulamalarını içeren sahip olduğu<br />
geniş ürün yelpazesini sergileyecek ve elbette<br />
sergileyeceği bu ürünlerinin arasında dokusu<br />
olmayan ve ancak sürdürülebilirliği beraberinde<br />
hesaba katan ürünleri de yer alacaktır.<br />
Bebek bakımı, kadına has bakım konuları ve<br />
idrar tutamama gibi durumlar için özel teknolojilerle<br />
üretilen Sandler ürünleri, hijyenik konuları<br />
konfor ve işlevsellikle bir arada sunmaktadır.<br />
Tüm ürünleri oldukça verimli kullanım özelliklerine<br />
sahiptir. Daha yumuşak yapıya sahip olan<br />
dokusuz kumaşları bile giriş katmanları dahil<br />
olmak üzere akışkan sıvının kontrolü için önemli<br />
katkıda bulunmaktadırlar. Özellikle pürüzsüz<br />
ürün çeşitleri tampon kapama kullanımları için<br />
idealdir. Elastiki kapatma sistemleri için ise yeni<br />
nesil nonwoven (dokusuz) kumaş çözümleri söz<br />
konusudur ve bu kumaş çözümleri; geliştirilmiş<br />
uzayabilme ve esneyebilme özelliklerini, önemli<br />
bir stabilite birlikteliği ile bir arada sunmaktadır.<br />
Aynı zamanda bu yılki fuar katılımının en önemli<br />
odak noktası aynı zamanda hiç şüphesizdir ki;<br />
yataklarda kullanılacak ara çarşaflar için geliştirilmiş<br />
dokusuz kumaş uygulamaları üzerinedir.<br />
Bir müşterisi ile işbirliği içerisinde çocuk bezlerinde<br />
kullanılmak üzere geliştirmiş olduğu<br />
nonwoven ürünü pürüzsüz ve aynı zamanda<br />
oldukça hacimlidir. Geliştirilen bu özel kabartma,<br />
malzemelerin yüzeyinde topografik bir<br />
yapı oluşturmaktadır. Bu da kullanım esnasında<br />
sıvının çok daha kolay hapsedilmesini sağlar.<br />
Kullanım kolaylığı sağladığı gibi, nemin ve sıvının<br />
At this year’s IDEA Show in Miami, FL, Sandler AG<br />
invites visitors to the garden of (green) developments.<br />
The nonwovens manufacturer will<br />
showcase its broad range for hygiene products,<br />
wipes, and technical applications, among them<br />
nonwovens that take account of sustainability.<br />
In babycare, feminine care, and incontinence<br />
products Sandler nonwovens for hygiene applications<br />
combine functionality and comfort in<br />
use. Efficient, even softer nonwovens for intake<br />
layers contribute to optimum fluid management.<br />
Particularly smooth product variants are<br />
ideal for use as tampon covers. A new generation<br />
of nonwovens for elastic closure systems<br />
combine improved extensibility and high<br />
stability in processing. The focus of this year’s<br />
trade fair participation, however, will be on<br />
nonwovens for topsheet applications:<br />
A nonwoven composite, specifically developed<br />
for use in diapers in cooperation with a<br />
customer, is particularly smooth yet voluminous<br />
at the same time. A special embossing creates<br />
a topographical structure on the materials<br />
surface, which enhances fluid handling as well<br />
as comfort in use: moisture collects at the lower<br />
points; the bulky sections keep moist parts of<br />
the material away from the skin, thus preventing<br />
skin irritation. Owing to its low basis weight this<br />
new development is ideal for thin, lightweight<br />
product structures for hygiene applications—for<br />
increased comfort and discretion in use.<br />
Another multi-layer nonwoven offers a structured<br />
and perforated alternative for topsheets:<br />
The embossing pattern dubbed “canyon”<br />
renders the topsheet bulkier, while also increasing<br />
stability and creating an individual look.
PANORAMA 51<br />
This structure forms a sort of grooves<br />
on the topsheet’s surface, which help<br />
quickly transport fluid away from the<br />
body and into the absorbent core. In<br />
this way, the nonwovens contribute to<br />
preventing skin irritation and support a<br />
sense of safety during use.<br />
Sandler topsheet materials made with<br />
cotton also contribute to comfort in<br />
use—soft, reliably functional and manufactured<br />
using an increased share<br />
of renewable raw materials.<br />
Renewable resources and the goal<br />
of offering more sustainable product<br />
solutions even for single-use products<br />
are a major focus in the production of<br />
Sandler’s wipes substrates.<br />
Made from a special, certified viscose<br />
fibre, Sandler’s new substrates are<br />
biodegradable and also available as<br />
FSC ® certified variants. They offer the<br />
established Sandler quality—highly<br />
absorbent, tear-resistant and better for<br />
the environment. The PEFC-certified<br />
substrate „bio textile by sandler ® “ is<br />
made exclusively from viscose fibres<br />
sourced from European forests—sustainable<br />
raw materials with a reduced<br />
carbon footprint. Newly developed<br />
nonwovens made from viscose and cellulose<br />
acetate fibres are soft and gentle<br />
on the skin. They are biodegradable<br />
and compostable. Wipes substrates<br />
made from the lactic-acid based raw<br />
material PLA and product variants with<br />
a share of cotton complete the range<br />
of nonwoven substrates made with raw<br />
materials from renewable sources.<br />
Especially for applications in household<br />
cleaning Sandler will present<br />
wipes substrates made from recycled<br />
polyester fibres, which also contribute<br />
to conserving resources. An embossing<br />
design dubbed „square“ further<br />
enhances cleaning properties. Rows of<br />
small squares enlarge the nonwoven’s<br />
surface for optimised dirt removal while<br />
also rendering the wipe substrate more<br />
voluminous for a softer, fluffier feel.<br />
For disinfection applications, Sandler will<br />
showcase a new fine perforation, which<br />
is effective in two ways: Firstly, the enlarged<br />
surface increases dirt collection<br />
for optimum cleaning results. Secondly,<br />
fluids accumulate in the material and<br />
are quickly released during use—a prerequisite<br />
for ideal disinfection. Product<br />
variants featuring increased stability<br />
further add to the product range.<br />
düşük noktalarda hapsedilmesini sağlamaktadır. Hacimli<br />
bölümler, malzemenin nemli kısımlarını ciltten uzak tutar<br />
ve böylece cildin tahriş olmasını önler. Bu yeni gelişme,<br />
düşük ağırlığı ve aynı zamanda inceliği sayesinde hijyenik<br />
uygulamalar için çok önemli avantajları da beraberinde<br />
getirmektedir. Kullanım aşamasında ürün, büyük bir konfor<br />
ve ihtiyat sağlayan özelliklerini bir arada sunmaktadır.<br />
Başka birçok katmanlı dokusuz kumaş ürünü ise yatak<br />
örtüsü kullanımlarında özel olarak geliştirilmiş gözenekli<br />
bir yapıyı ortaya koymaktadır. “Kanyon” adı verilen bu<br />
kabartma deseni yatak örtüsünün daha hacimli olmasını<br />
sağlarken aynı zamanda stabiliteyi artırır ve aynı zamanda<br />
kişisel bir görünüm yaratır. Bu yapı, yatak örtüsünün<br />
yüzeyinde, sıvının vücuttan kolaylıkla emilip kumaşın içine<br />
hapsedilmesini sağlayan oluklar oluşturur. Böylelikle, bu<br />
nonwoven kumaşlar cilt tahrişini önlemeye katkıda bulunur<br />
ve kullanım esnasında güvenlik hissine destekler. Sandler’in<br />
pamuktan üretilmiş yatak örtüleri, çarşafları ve diğer<br />
tüm malzemeleri kesinlikle kullanım kolaylığı sunmaktadır.<br />
Oldukça yumuşaktır, işlevseldir ve aynı zamanda yenilenebilir<br />
ham madde kullanım payları artırılarak üretilmişlerdir.<br />
Yenilenebilir kaynaklar ve tek kullanımlık ürünler için bile<br />
daha sürdürülebilir ürün çözümleri sunma hedefi Sandler’in<br />
mendil substratlarının üretiminde önemli bir odak<br />
noktasıdır. Özel ve sertifikalı bir viskoz elyaftan üretilen<br />
Sandler’in yeni sustratları doğada çözünebilme özelliklerine<br />
sahiptir. Ve aynı zamanda FSC ® sertifikası ile değişik<br />
alt uygulamaları da bulunmaktadır. Yüksek derecede<br />
emici, yırtılmaya karşı dirençli ve çevre dostu ürünler<br />
Sandler kalitesi ile birlikte sunulur. Sandler ® tarafından<br />
üretilen PEFC sertifikalı substrat biyo tekstil, yalnızca<br />
Avrupa ormanlarından elde edilen viskoz elyaflarından<br />
(karbon ayak izi azaltılmış sürdürülebilir hammaddeler)<br />
yapılmaktadır. Viskon ve selüloz asetat elyaflarından<br />
yapılan bu yeni geliştirilmiş dokusuz kumaşlar cilt üzerinde<br />
hassas ve oldukça yumuşak izler bırakır. Tamamı<br />
ile doğada çözünebilmekte ve hatta gübre olarak doğaya<br />
karışabilmektedirler. Laktik asit bazlı ve PLA ham<br />
maddesi marifeti ile yapılan ıslak mendil ve ilgili türevleri,<br />
yenilenebilir kaynaklar ve ilgili ham maddeleri ile üretilen<br />
tüm bileşenlerini eksiksiz olarak tamamlamaktadır.<br />
Özellikle ev temizliğinde kullanılan uygulamalar için Sandler,<br />
geri dönüştürülmüş polyester elyaftan üretilmiş ve ayrıca<br />
doğadaki kaynakların korunmasına katkıda bulunan<br />
mendillerin tanıtımı yapılacaktır. “Kare” olarak da adlandırılan<br />
bu kabartma tasarım, temizleme özelliklerini daha<br />
da artırmaktadır. Küçük karelerden oluşan sıralar, dokusuz<br />
kumaş yüzeyini daha iyi bir temizlik için daha hacimli hale<br />
getirirken, aynı zamanda en iyi kir yok etme işlemi için<br />
dokusuz kumaş yüzeyini genişletmiştir. Sandler, dezenfeksiyon<br />
uygulamaları anlamında iki şekilde etkili olan yeni bir<br />
gözenekli yapının tanıtımını gerçekleştirecektir. İlk olarak<br />
şu belirtilmelidir ki; genişletilmiş yüzey optimum temizlik<br />
sonuçları için kir toplanmasını artıracak özellikler içermektedir.<br />
İkinci olarak ise; sıvılar malzemede birikmekte ve<br />
kullanım esnasında rahatlıkla salınabilmektedir. Aslında<br />
tüm bunlar ideal dezenfeksiyon için bir önkoşuldur. Daha<br />
fazla stabiliteye sahip yeni ürün çeşitleri, Sandler’in ürün<br />
yelpazesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
52<br />
PANORAMA<br />
Transfar Chemicals etik ve<br />
sürdürülebilir iş anlayışı<br />
vizyonu ile global platformda<br />
Transfar chemicals is<br />
in the global platform<br />
with a vision of ethical and<br />
sustainable business<br />
Founded in 1986, Transfar Group is a private<br />
enterprise group with diversified businesses.<br />
Transfar Chemicals is an important part of<br />
the Group’s five largest utility transmission<br />
platform, with more than 12000 employees<br />
and annual sales of over USD 1.2 billion.<br />
Based on its global production and supply<br />
network, it is actively pushing forward its<br />
internationalization strategy by building<br />
wide international market networks in<br />
APAC, America, Europe, the Middle East,<br />
and Africa. It has also established strategic<br />
partnerships with some well-known multinational<br />
companies including BASF and Shell.<br />
Recently, TANATEX Chemicals, a global leader<br />
in specialist textile chemicals become<br />
the part of Transfar Chemicals Co. LTD.<br />
Michael Zhou, President of Transfar Chemicals<br />
Group, who has the versatile knowledge<br />
and a huge experience in this industry<br />
gave an interview altogether with Youlin Fu,<br />
Vice President; Shengpeng Wang, Technical<br />
Center Director and Bruce Liu, Senior<br />
Sales Manager with <strong>Tekstil</strong> & <strong>Teknik</strong>. Through<br />
this conversation, many domestic and global<br />
issues came out with solutions.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Transfar Chemicals Grubu Başkanı Michael Zhou,<br />
Michael Zhou, President of Transfar Chemicals Group.<br />
1986’da kurulan Transfar Grup, farklı iş alanlarını<br />
barındıran özel bir iştirak grubudur. Transfar Chemicals,<br />
12000’den fazla çalışanı ve yıllık 1,2 milyar $<br />
üzerindeki satışı ile grubun 5 büyük platformundan<br />
bir tanesidir. Global üretim ve tedarik ağı aracılığı<br />
ile, APAC, America, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da<br />
geniş uluslararası ağlar kurarak uluslararası bir şirket<br />
T&T: Earlier Transfar Chemicals was a<br />
Chinese based company but now it<br />
expressed itself as a global company by<br />
taking the full share of Tanatex Chemicals, a<br />
Netherlands based company. What actually<br />
thrived it to go in the global platform?<br />
Michael Zhou: “Transfar Chemicals is in<br />
the global platform with a vision of ethical<br />
and sustainable business. First of all, we<br />
studied about the global market for such a<br />
long time and then we are here now and
54<br />
PANORAMA<br />
(Sağdan Sola) Shengpeng Wang, <strong>Teknik</strong> Merkez Direktörü; Youlin Fu, Başkan Yardımcısı; Bruce Liu, Kıdemli Satış Müdürü, ve<br />
Amit Sarker, Transfar Uluslararası Grup <strong>Teknik</strong> Mühendisi.<br />
(R-L) Shengpeng Wang, Technical Center Director; Youlin Fu, Vice President; Bruce Liu, Senior Sales Manager, and<br />
Amit Sarker, Technical Engineer of Transfar International Group.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
olma stratejisini aktif olarak ilerletmektedir. BASF ve<br />
Shell gibi bazı iyi bilinen çok uluslu şirketlerle stratejik<br />
ortaklıklar kurmuştur. Ayrıca, yakın zaman içinde<br />
özel tekstil kimyasalları konusunda global lider olan<br />
TANATEX Chemicals, Transfar Chemicals Co. LTD ‘in<br />
bir parçası olmuştur. Bu endüstride geçirmiş olduğu<br />
uzun yıllar boyunca edindiği çok çeşitli bilgiye ve tecrübeye<br />
sahip olan Transfar Chemicals Grubu Başkanı<br />
Michael Zhou, Başkan Yardımcısı Youlin Fu, <strong>Teknik</strong><br />
Merkez Direktörü Shengpeng Wang ve Kıdemli Satış<br />
Müdürü Bruce Liu ile beraber <strong>Tekstil</strong> & <strong>Teknik</strong> Dergisine<br />
bir röportaj verdi. Bu dialog sırasında, farklı yerel<br />
ve global konular çözümlerle beraber ortaya kondu.<br />
T&T: Önceden Transfar Chemicals, Çin merkezli<br />
bir firmaydı fakat şimdi Tanatex Chemicals’ın<br />
tüm hisselerini alarak kendisini global bir şirket<br />
olarak ifade etmekte. Onun bu global platforma<br />
çıkmasına aslında hangi gelişme neden oldu?<br />
Michael Zhou: “Transfar Chemicals, etik ve sürdürülebilir<br />
iş anlayışı vizyonu ile global platformdadır. Öncelikle<br />
şunu belirtmekte fayda var ki, biz uzun zaman<br />
boyunca global pazarları araştırıp analiz ettik ve<br />
şimdi bu aşamadayız ki Transfar Chemicals’ın global<br />
bir şirket olması için önemli bir adım olan Tanatex<br />
Chemicals’ı satın aldık. Çin her zaman için tekstil<br />
endüstrisinde anahtar bir oyuncu olmuştur. Fakat<br />
Çin dışında, kimyasallar ile tekstil yardımcı kimyasalları<br />
alanında çok daha fazla pazar bulunmaktadır.<br />
Global platformda olmamızın birinci sebebi budur.<br />
Tekrar vurgulamak gerekirse, şu an 30 yıldan fazla<br />
tecrübemiz bulunmaktadır ve bir boyahane için<br />
neredeyse her türlü kimyasal çözüme sahibiz. Daha<br />
kesin konuşmak gerekirse, gücümüz ve birikimimiz<br />
bizim global platforma çıkmamıza sebep olan ana<br />
unsurlardır. Daha iyi çözümler sunmak için fikirlerimizi<br />
ve tecrübelerimizi tüm müşterilerimiz ile paylaşmaya<br />
kendimizi adamış bulunmaktayız. Şirketimizin globalleşmesine<br />
sebep olan ikinci sebep de budur. Sonuç<br />
olarak, Tanatex Chemicals ile globalleşmek için en<br />
büyük adımı attık. Fakat, yine de global pazarları<br />
anlamak globalleşme için gerçekten önemli.”<br />
T&T: Yakın zaman içinde Çin Ekoloji ve Çevre<br />
Bakanlığı (MEE) Çin’deki çoğu kimyasal üretimi<br />
yapan fabrikaları kapattı. Sizce bu karar sektörü<br />
nasıl etkilemekte? Ayrıca, yeni Çin regülasyonları<br />
ile baş edebilmek için sizin stratejileriniz nelerdir?<br />
Michael Zhou: “MEE’nin değişen politikası tabiki<br />
purchased Tanatex Chemicals which we<br />
are considering as an important move for<br />
Transfar Chemicals to be a global company.<br />
China has been a key player in the<br />
textile industry for all of the time but except<br />
China, there are many more markets of<br />
textile auxiliaries and chemicals. This is the<br />
first reason why we are in the global platform.<br />
Again, we already have more than 30<br />
years of experience and we have almost all<br />
chemical solution for a dye-house. Precisely,<br />
our strength actually thrived us to go in<br />
the global platform and we are committed<br />
to sharing our ideas and experiences to<br />
all of the customers for providing a better<br />
solution. So, this is the second reason for the<br />
globalization of our company. Then coming<br />
up to Tanatex Chemicals, which is the<br />
biggest step to coming up to the form of<br />
internationalization. But it is really important<br />
to understand the global market.”<br />
T&T: Recently Chinese Ministry of Ecology and<br />
Environment (MEE) shut down many chemical<br />
factories in China, how does it affect the<br />
business? And what are your strategies to<br />
cope with the new Chinese regulations?<br />
Michael Zhou: “Changing MEE policy definitely<br />
affecting the whole chemical business<br />
in China, in the greater angle it is actually<br />
dominating the world chemical business. It<br />
has two impacts, one is negative-it is affecting<br />
the customer collaboration, another<br />
impact is positive- this policy of Chinese<br />
ministry will accelerate the transformation<br />
of our customers from the low-end product<br />
order to high-end product order which<br />
actually will make the scope to develop<br />
the economy and improve the structure of<br />
the product better than anytime. So, we<br />
want to provide continuous solutions by<br />
improving our service and product structure<br />
according to the customers demand. We<br />
also want to provide some clean chemicals<br />
and that is the low emission chemicals<br />
which will be the energy saving product.<br />
Some more services we are providing as to<br />
reduce the emission of the chemicals and
PANORAMA 55<br />
about the proper use of these chemicals.<br />
Now we are thinking of differentiating the<br />
chemicals from the wastewater, which are<br />
very necessary for the dyeing factories. This<br />
is how we are reshaping us in a better way<br />
though we were always conscious.”<br />
T&T: Do you think Chinese policy on the<br />
environment will cause many dyeing<br />
mills to shift to countries such as India,<br />
Bangladesh, and Southeast Asia? How does<br />
this trend impact the whole value chain?<br />
Michael Zhou: “Actually, before the policy<br />
changing chemical industries started to<br />
shift from China to other countries. So, policy-changing<br />
is not the only reason behind<br />
shifting. Transformation is a manufacturing<br />
habit as different countries opened a new<br />
market. So, production factories location<br />
inspired the chemical manufacturers in<br />
some points. However, in China, we have an<br />
integrated supply chain, which is very important<br />
for upgrading the product structure<br />
and design to a certain level, which is the<br />
best for this continuous marketing system. I<br />
think, in future due to this type of change in<br />
the supply chain, Chinese chemical manufacturers<br />
will pay more attention to develop<br />
their ability of garments design, fashion etc.<br />
which can really make the impact on the<br />
trend of shifting in other countries very well.”<br />
T&T: We know Transfar has a huge products<br />
variation. Please share your products range<br />
and what new products you are going to<br />
bring in the Bangladeshi market.<br />
Michael Zhou: “Actually, we have a long<br />
range of products for various industries including<br />
textile. We are providing different types<br />
of products mainly knit dyeing dyes and<br />
chemicals, as we know that Bangladesh is<br />
very strong for knit processing. So, we are<br />
focusing right now in this segment and our<br />
products are structured in the same focus.<br />
But we are also concerned that Bangladesh<br />
woven sector is booming gradually<br />
and we have also planned for that. We are<br />
also developing some energy saving low<br />
emission products and we want to introduce<br />
some functional products in Bangladesh<br />
market. We also noticed that the Bangladesh<br />
government has some special policies<br />
like ‘tax-free policy’. In that case, we are<br />
developing some high solid content products<br />
and hopefully, we would be able to work<br />
here more intensively in the future.”<br />
T&T: Transfar Chemicals Co. Ltd. is now in<br />
the global platform along with its ideas,<br />
products, and surveys. So, what is Transfar<br />
Chemicals doing to establish ZDHC and<br />
sustainability in the textile industry?<br />
Michael Zhou: “From very beginning, Transfar<br />
Chemicals is committed and actively<br />
Çin’deki tüm Kimya sektörünü etkilemektedir. Daha<br />
geniş açıdan bakıldığında ise, tüm dünyadaki kimya<br />
üretim ve ticaretini etkilemeye devam etmektedir.<br />
Bu politikanın sektöre iki darbesi oldu. Birincisi negatif;<br />
müşteri memnuniyetini olumsuz yönde etkiledi.<br />
Diğer etki ise pozitif oldu çünkü, Çin Bakanlığı’nın<br />
politikası, müşterilerimizin, düşük kalite ürün siparişinden<br />
yüksek kalite ürün siparişine doğru değişim<br />
geçirmesini hızlandıracaktır. Böylece ekonomi gelişecek<br />
ve ürün yapısının gelişimi her zamankinden<br />
daha iyi olacaktır. Bu yüzden, servis ve ürün yapımızı<br />
müşteri talebine göre geliştirerek sürdürülebilir, daimi<br />
çözümler sunmak istiyoruz. Ayrıca enerji tasarrufu<br />
sağlayan, düşük emisyona sahip temiz kimyasallar<br />
sunmak istiyoruz. Bu amaçla da, kimyasalların emisyon<br />
değerini düşüren ve bunların düzgün kullanımını<br />
sağlayan servisler sunuyoruz. Şu an, boyahaneler<br />
için çok gerekli olan kimyasalları atık sudan ayırma<br />
üzerine çalışıyoruz. Bu bilinçli olarak kendimizi nasıl<br />
yeniden şekillendirdiğimizin göstergesi oluyor.”<br />
T&T: Çin Devletinin, bu çevre üzerine politikasının<br />
çoğu boyahanenin Hindistan, Bangladeş ve<br />
Güneydoğu Asya’ya kaymasına sebep olacağını<br />
düşünüyor musunuz? Bu trend tüm tedarik zincirini<br />
sizce nasıl etkileyecek?<br />
Michael Zhou: “Aslında, politika değişiminden<br />
önce kimya endüstrileri Çin’den diğer ülkelere<br />
doğru kaymaya başladı. Bu yüzden politika değişimi,<br />
gerçekleşen bu kaymanın tek sebebi değil.<br />
Transformasyon diğer ülkelerin pazar açtığı bir<br />
imalat alışkanlığıdır. Bu yüzden, üretim fabrikalarının<br />
coğrafi konumu, kimyasal imalatçılarına bazı noktalarda<br />
ilham vermiştir. Halbuki Çin’de, ürün yapısını<br />
ve dizaynını belirli bir seviyeye yükselten entegre bir<br />
tedarik zincirine sahibiz. Bu özellik, sürekli pazarlama<br />
sisteminde en iyi yoldur. Bana göre, gelecekte<br />
tedarik zincirindeki bu tarz değişimler, Çin kimyasal<br />
imalatçılarının, kıyafet tasarımı ve moda geliştirme<br />
kabiliyetlerini geliştirmeye daha çok dikkat etmelerini<br />
sağlayacaktır. Böylece, diğer ülkelerdeki trend<br />
değişimleri de gerçekten etkilenecektir.”<br />
T&T: Biliyoruz ki Transfar’ın çok geniş bir ürün gamı<br />
bulunuyor. Bizimle bu ürün gamını ve Bangladeş<br />
pazarına hangi yeni ürünleri getirebileceğinizi<br />
lütfen paylaşır mısınız?<br />
Michael Zhou: “Aslında, tekstil dahil olmak üzere<br />
çok farklı sektörler için geniş bir ürün gamımız var.<br />
Örgü boyama boyaları ve kimyasalları başta olmak<br />
üzere farklı ürün çeşitleri sunuyoruz. Ve biliyoruz<br />
ki Bangladeş örgü prosesinde oldukça güçlü. Bu<br />
yüzden bu segmente odaklanmış durumdayız ve<br />
ürünlerimiz de aynı odak noktasında yapılanmış<br />
durumda. Fakat, Bangladeş dokuma sektörü patlamaya<br />
başladığından bu alan için de planımız<br />
var. Ayrıca, enerji tasarrufu sağlayan düşük emisyonlu<br />
ürünler de geliştiriyoruz ve Bangladeş pazarı<br />
için de bazı fonksiyonel ürünleri tanıtmak istiyoruz.<br />
Şunun da farkına vardık ki, Bangladeş hükümetinin<br />
‘tax-free’ vergisiz politika gibi özel politikaları<br />
bulunmakta. Bu durumda, yüksek katı maddeli<br />
ürünler geliştiriyoruz ve umut ediyoruz ki, gelecekte<br />
bu alanda daha yoğun çalışabileceğiz.”<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
56<br />
PANORAMA<br />
T&T: Transfar Chemicals Co. Ltd. fikirleri, ürünleri<br />
ve araştırmaları ile şu an global platformda. Peki,<br />
Transfar Chemicals şu an ZDHC kurulumu ve tekstil<br />
endüstrisinde sürdürülebilirlik için neler yapıyor?<br />
Michael Zhou: “En başından beri Transfar Chemicals<br />
kendini sürdürülebilirliğe adamış ve bu yönde<br />
aktif şekilde çalışıyor. ZDHC, firmamızın en önemli<br />
yol haritasından bir tanesidir. 2014 yılından itibaren<br />
de ZDHC ile ilgileniyoruz. ZDHC şartlarını ve sürdürülebilirliği<br />
tekstil endüstrisinde sağlamak ve çevreyi<br />
daha güvenilir hale getirmek amacıyla, tedarik zincirindeki<br />
tüm taraflarla çalışmak çok önemlidir. Bu<br />
durum sadece bizim sorumluluğumuz değildir, markalar<br />
ve imalatçılar da sorumluluk almak zorundadır.<br />
ZDHC ve sürdürülebilirlik standartlarına uymak<br />
için, ürünlerimizi dikkatli şekilde yapılandırıyoruz.<br />
Sadece ZDHC değil, çevre güvenliğini sağlamak<br />
için diğer yapı ve sistemler de mevcut ve biz onlarla<br />
da aktif şekilde çalışıyoruz. Transfar Chemicals, Çin<br />
Boyarmadde Standardizasyonu Yönetimi üzerine<br />
tekstil yardımcı kimyasalları milli teknik komitesinin<br />
Alt Komite Sekreterliği görevini üstlenmiştir. Ayrıca,<br />
Milli Çalışma Standardizasyonu 2. Grup işletmesidir.<br />
Ayrıca, <strong>Tekstil</strong> Tedarik Zinciri Yeşil İmalat Endüstrisi<br />
İnovasyon Ortaklığı ve diğer organizasyonların da<br />
önemli bir üyesiyiz. Laboratuvarlarımız uygunluk deworking<br />
for sustainability. ZDHC is one of<br />
the important commitment of our company’s<br />
roadmap and from 2014, we have<br />
associated with ZDHC. To ensure ZDHC<br />
and sustainability in the textile industry, it is<br />
very important to work all the parties in the<br />
supply chain to keep the environment safe.<br />
Of course, it is not only our responsibility,<br />
brands and manufacturers should also take<br />
responsibility. To comply with the ZDHC and<br />
sustainability standard, we are structuring<br />
our product carefully. Not only ZDHC, there<br />
are other bodies to ensure the environmental<br />
safety and we are actively working<br />
with them also. Transfar Chemicals acts as<br />
the secretariat of Subcommittee on Textile<br />
Auxiliaries of National Technical Committee<br />
on Dyestuff of Standardization Administration<br />
of China and is a National Work<br />
Safety Standardization Grade 2 Enterprise.<br />
We are also an important member of the<br />
Textile Supply Chain Green Manufacturing<br />
Industry Innovation Alliance and other organizations.<br />
Our labs are certified by CNAS<br />
(China National Accreditation Service<br />
for Conformity Assessment). In addition,
PANORAMA 57<br />
Transfar Chemicals passed the certification<br />
of bluesign ® , a Swiss certification for textiles<br />
impact on the environment and goes onto<br />
the supplier list of internationally known<br />
enterprises such as H&M.”<br />
T&T: As we have already seen that Transfar<br />
Chemicals expanded its business in the<br />
global platform. So, how is your business<br />
growth in Bangladesh and does Transfar<br />
Chemicals has any expansion plan in<br />
Bangladesh based on the global promotion<br />
plan of an international company?<br />
Michael Zhou: “Actually, we have a different<br />
strategy and plans for the different<br />
countries based on the market situation.<br />
We are very proud to say that in Bangladesh<br />
we have a very good response from<br />
our customers. Our yearly growth is 20%<br />
which is satisfying and also in Bangladesh<br />
yearly sales volume is about 30 million RMB.<br />
In the question of expansion in Bangladesh,<br />
we are still researching on our customers<br />
and their feedbacks and assessing the<br />
prospects of the Bangladesh textile industry,<br />
we will take the decision.”<br />
ğerlendirmesi için Çin Milli Akreditasyon Servisi-C-<br />
NAS tarafından sertifikalıdır. Buna ilaveten, Transfar<br />
Chemicals, çevreye etkisi olan tekstil ürünlerinin<br />
İsviçre menşeili sertifikasyon kurumu Bluesign ® ‘ın<br />
sertifikasyon sürecini de geçmiş ve H&M gibi uluslararası<br />
bilinen markaların tedarikçi listesine girmiştir.”<br />
T&T: Gördüğümüz gibi Transfar Chemicals,<br />
iş faaliyetlerini global platforma genişletmiş<br />
durumda. Peki, Bangladeş’teki iş gelişiminiz<br />
hangi aşamada ve uluslararası bir firma olarak<br />
global promosyon planını baz alırsak, Transfar<br />
Chemicals’ın Bangladeş’te bu bağlamda bir<br />
genişleme planı var mı?<br />
Michael Zhou: “Aslında, pazar durumuna ve<br />
koşullarına bağlı olarak farklı ülkeler için farklı<br />
strateji ve planlarımız var. Bangladeş’teki müşterilerimizden<br />
çok iyi cevaplar aldığımızı söylemekten<br />
de çok gurur duyuyoruz. Senelik büyüme<br />
oranımız yaklaşık %20 ve bu oldukça tatmin<br />
edici. Ayrıca, Bangladeş’teki yıllık satış hacmimiz<br />
de yaklaşık 30 Milyon RMB. Bangladeş’teki genişleme<br />
sorunuza gelirsek, şu an hala müşterilerimizi,<br />
onların geri bildirimlerini ve Bangladeş tekstil<br />
endüstrisi müşteri adaylarının değerlendirmelerini<br />
araştırıyoruz. Buna göre karar alacağız.
58<br />
PANORAMA<br />
Brugnoli ® , Explosive Teknolojisiyle<br />
Performans Günlerinde<br />
Brugnoli ® at Performance Days<br />
with explosive technology<br />
Brugnoli ® , Explosive Teknolojisiyle Performans Günlerinde, Ekosürdürülebilir<br />
versiyonlarda da üretilen özel sertifikası (LYCRA ® SPORT<br />
PCE ) ile güçlendirilmiş en yüksek performans ve ürün yelpazeleri.<br />
Brugnoli ® at Performance Days with Explosive Technology, its most<br />
performing range powered by the special certification LYCRA ® SPORT<br />
PCE, manufactured also in eco-sustainable versions: Br4 ® line with<br />
bio-based polyamide and B.recycled line with recycled polyamide.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Brugnoli ® ’nin Explosive Teknolojisi, gerçek anlamda<br />
tıpkı bir cilt hissi oluşturacak olan en fonksiyonel<br />
kumaşları özel olarak hazırlamak üzere tasarlanmış<br />
örgü yöntemleridir. Bu kumaşlar, hafiflik<br />
ve kaplama kavramları arasında mükemmel bir<br />
denge sağlanarak hazırlanmıştır. Sıkıştırma ve<br />
rahatlık arasında doğru bir kombinasyon yaratılarak,<br />
aktif bir kullanım amaçlanmış ve LYCRA ®<br />
markasının yenilikçi teknolojisi olan LYCRA ® SPORT<br />
PCE tarafından sertifikalandırılmıştır. Explosive<br />
Teknoloji ile örülmüş kumaşlar, LYCRA ® Sport PCE<br />
sertifikasyonuna göre pazarda en iyi sonuçlara<br />
ulaşmıştır. Yenilikçi platform, LYCRA ® , elyafının<br />
kanıtlanmış esnetme teknolojisini, bunları yeni<br />
özel Güç, Konfor ve Enerji endeksleriyle (PCETM)<br />
bir araya getirerek birleştirmiştir. Ve kumaş performansını<br />
doğru şekilde tanımlamak için 1 ile 10<br />
arasında ölçeklendirmiştir.<br />
POWER endeksi (Pi) - bir giysi üzerine, kumaş<br />
tarafından verilen performansı (sıkıştırma Gücü<br />
Explosive Technology by Brugnoli ® is the<br />
unique way of knitting specially dedicated to<br />
the most functional fabrics that guarantees a<br />
real second skin effect. These fabrics offer a<br />
perfect balance between lightness and covering.<br />
They are certificated by the innovative<br />
technology of LYCRA ® brand for activewear,<br />
LYCRA ® SPORT PCE, for a right combination<br />
between compression and comfort. Fabrics<br />
knitted with Explosive Technology reached top<br />
results on the market according to the LYCRA ®<br />
Sport PCE certification, the innovative platform<br />
combines the proven stretch technology<br />
of LYCRA ® fibre with the new proprietary Power,<br />
Comfort and Energy indexes (PCETM) positioning<br />
them on a 1 to 10 scale in order to define<br />
properly the fabric performance:<br />
POWER index (Pi) – measures the performance<br />
(degree of compression Power) delivered by<br />
the fabric on a garment.
60<br />
PANORAMA<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
derecesi) ölçer.<br />
KONFOR endeksi (Ci) - kumaşların hissetmeden<br />
sizinle birlikte hareket etme kabiliyetini veya “ikinci<br />
cilt” etkisini ölçer.<br />
ENERGY endeksi (Ei) - sadece giysiyi hareket ettirirken<br />
kaybedilen enerjiyi derecelendirir.<br />
Brugnoli ® tarafından geliştirilmiş Explosive Teknolojisi<br />
10 üzerinden 9 değerindedir. Power – sıkıştırma<br />
sırasında ortaya çıkan maksimum sonuç ile birlikte,<br />
kumaşın her yöne gerçekleştirilen hareketlerde harcanan<br />
atletik çabaları en aza indiren maksimum<br />
konfor seviyesiyle yine 10 üzerinden 9 değerindedir.<br />
Bu olağan üstü bir sonuçtur ve Explosive Teknolojisi<br />
örülmüş tüm kumaşlarda mevcuttur. Bu kumaşlar<br />
vücudunuzu gerçek anlamda korur ve herhangi bir<br />
kısıtlama olmadan olağanüstü bir hareket özgürlüğü<br />
ile kusursuz bir biçimde korur. Bu çarpıcı sonuçları<br />
şu şekilde de özetlemek mümkündür. Kumaşın<br />
gerdirilmesi esnasında rahatsızlık verebilecek şeffaflıklardan<br />
kaçınmak üzere ortaya çıkan mükemmel<br />
kaplama özelliği, torbalanma olmaması, vücuda<br />
kusursuz uyum sağlayabilmesi, Güneş Işınları<br />
anlamında 50 faktöre kadar koruyabilme özelliği,<br />
tiftiklenme ve tüylenmeye karşı direnç, temiz kesim<br />
ve kolay kıvrılmama özelliği.<br />
Brugnoli ® ’nin Explosive Teknolojisi, sadece düz<br />
kumaşlarda değil, aynı zamanda süslü ve ekstra düz<br />
jakarlı kreasyonlarda, kot kumaşı efektlerinde ve geri<br />
dönüşüme uygun Br-4 ve B gibi eko-sürdürülebilir<br />
çözümlerde de kullanılabilmektedir.<br />
Br4 ® : biyo-bazlı poliamid ve eko-sürdürülebilir patentli<br />
bir üretim prosesiyle örülmüş streç kumaşlardır.<br />
Br4 ® sadece bir bitkiden elde edilen, Fulgar tarafından<br />
üretilmiş, tamamen yenilenebilir bir kaynak olan<br />
devrim niteliğindeki biyo-bazlı poliamid EVO ® ’yu<br />
standart poliamitten *% 25 daha az bir iklim değişikliği<br />
etkisi ile kullanmaktadır. Tüm bunlara ilave<br />
olarak; Br4 ® , su ve enerji tüketimini% 20 oranında<br />
azaltmaktadır. Ve CO2 emisyonlarının sınırlandırılmasına<br />
yardımcı olan tescilli bir üretim süreci ile çevre<br />
üzerindeki etkileri azaltarak Brugnoli ® ’nin doğaya<br />
karşı önemli bağlılığını da bir bakıma göstermektedir.<br />
Br4 ® ürün yelpazesi, pamuk veya yün ile birlikte<br />
30’dan fazla ürünü içermektedir.<br />
B Kumaşlar geri dönüştürülmüş kumaşlardır: bu kumaşlar,<br />
üstün kaliteye ve çevreye saygılı olmayı sağlayan<br />
Fulgar’ın çok değerli geri dönüştürülmüş poliamid<br />
Q-Nova ® ’sını kullanarak hazırlanmaktadırlar. Elyafın<br />
geri dönüşüm süreci sayesinde, 1000mt B/ 200, B. geri<br />
dönüştürülmüş kumaş, standart poliamid kullanımına<br />
oranla çevre üzerindeki olumlu etkilere sahiptir. Tıpkı<br />
0 emisyon ile 11.000 Km araba sürmeniz veya 46.000<br />
adet 1/2 lt su şişesi kullanmanız veya 80.000 saat<br />
boyunca led ışıkları açık tutmanız neticesinde ortaya<br />
çıkacak sonuçlar gibi olacaktır.<br />
COMFORT index (Ci) – measures the fabrics<br />
ability to move with you without feeling<br />
it, or the “second skin” effect.<br />
ENERGY index (Ei) – rates the energy lost<br />
just moving the garment.<br />
Explosive Technology by Brugnoli ® scores<br />
9/10, the maximum results in Power compression,<br />
combined with the maximum level of<br />
comfort (9/10) minimizing the athletic effort<br />
to make the movement (2), in both fabric<br />
directions: an outstanding result, present in<br />
all fabrics knitted with Explosive Technology.<br />
Fabrics that caress your body and perfectly<br />
sustain it with an outstanding freedom of<br />
movement without any constriction.<br />
These stunning outcomes are additional<br />
to the excellent basic features of the<br />
fabrics of Explosive range, such as perfect<br />
covering to avoid unpleasant transparencies<br />
during fabric elongation, flawless<br />
fit without baggings, UV 50+ protection,<br />
pilling resistance and no-abrasion, clean-cut<br />
and non-curling.<br />
Explosive Technology by Brugnoli ® is employed<br />
not only in plain fabrics, but also<br />
in fancy extra-flat jacquard creations, in<br />
denim effects and in eco-sustainable solutions<br />
as well, such as Br4 ® and B.recycled:<br />
Br4 ® : stretch fabrics knitted with bio-based<br />
polyamide and an eco-sustainable patented<br />
production process. Br4 ® not only uses<br />
the revolutionary bio-based polyamide<br />
EVO ® by Fulgar sourced from a plant - a totally<br />
renewable source - with an impact on<br />
climate change of 25% less than standard<br />
polyamide*. What’s more, Br4 ® shows the<br />
heavy commitment of Brugnoli ® by reducing<br />
the impacts on the environment with<br />
a proprietary production process which<br />
reduces by -20% water and energy consumption<br />
and help limiting CO2 emissions.<br />
Br4 ® range counts more than 30 articles,<br />
also combined with cotton or wool;<br />
B.recycled: this makes use of the premium<br />
recycled polyamide Q-Nova ® by Fulgar<br />
which assures premium quality and environmental<br />
respect. Thanks to the recycling<br />
process of the fiber, 1000mt of art B.recycled/200<br />
corresponds to the positive impact<br />
on the environment* versus the use<br />
of a standard polyamide, you would have<br />
if you drove 11.000 Km at 0 emissions, or if<br />
you used 46.000 1/2 lt bottles of water or if<br />
you kept led lights on for 80.000 hours.
62<br />
PANORAMA<br />
SANITIZED, antimikrobiyal<br />
katkı maddeleri ile ön plan çıktı<br />
SANITIZED to feature advanced<br />
antimicrobial additives<br />
at Shanghai Trade Fair<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Son yıllarda, mevzuatta yapılan gelişmeler,<br />
polimerleri ve tekstil ürünlerini bakteri ve<br />
mantar büyümesinden korumak için kullanılabilecek<br />
mevcut biyosit tiplerini sınırlandırmıştır.<br />
Örneğin, biyosit OBPA, geçmişte PVC ve diğer<br />
plastikleri korumak üzere yaygın olarak kullanılmaktaydı,<br />
ancak Avrupa Birliği, Ocak 2013’te<br />
OBPA satışlarını engelledi ve üreticileri başka<br />
seçenekler aramak üzere teşvik etti. DCOIT,<br />
BBIT, çinko pirition veya IBPC gibi yaygın olarak<br />
kullanılan alternatifler, çeşitli esnek polimer<br />
uygulamalarında kullanımlarıyla ilgili kendi<br />
kısıtlamaları vardır. Açık hava uygulamaları,<br />
özellikle su ve ultraviyole ışığa maruz kaldıktan<br />
sonra antimikrobiyal etkinlik açısından performans<br />
gerekliliklerinde bir artış görmüştür. Bu tür<br />
katkı maddeleri ayrıca, UV’ye maruz kaldıktan<br />
sonra sararmaya katkıda bulunmamalıdır,<br />
ancak mevcut alternatifler bu bağlamda<br />
genellikle yetersiz kalmaktadır. Ayrıca antimikrobiyal<br />
katkı maddeleri, uygulama sırasında<br />
ısı stabilitesi ihtiyaçlarını kolaylıkla karşılayabilmekte<br />
ve aynı zamanda, başlangıçtaki renk<br />
In recent years, regulatory developments<br />
have limited the available types of biocides<br />
that can be used to protect polymers and<br />
textiles from bacterial and fungal growth.<br />
For example, the biocide OBPA was widely<br />
used to protect PVC and other plastics from<br />
such issues in the past, but the European Union<br />
blocked OBPA from sale in January 2013,<br />
prompting producers to seek other options.<br />
Commonly used alternatives such as DCOIT,<br />
BBIT, zinc pyrithione or IBPC have their own<br />
limitations, related to their use in various<br />
flexible polymer applications. Outdoor applications<br />
in particular have seen an increase<br />
in performance requirements – especially<br />
as regards antimicrobial effectiveness after<br />
exposure to water and ultraviolet light. Such<br />
additives also should not contribute to yellowing<br />
after UV exposure, but the available<br />
alternatives often fall short in this regard.<br />
And antimicrobial additives need to be able<br />
to meet the requirements for heat stability<br />
during the application process, while also<br />
Şangay’da gerçekleşen Cinte Çin<br />
<strong>Tekstil</strong> 2018 fuarında, SANITIZED Ltd.<br />
(Çin), Esnek Polimer Uygulamaları<br />
için geliştirilmiş ve İsviçre’nin Patentli<br />
Sterilize Anti Mikrobiyal uzun ömürlü<br />
koruma uygulamalarını sergiledi.<br />
At Cinte Techtexil China 2018,<br />
SANITIZED (China) Ltd. showcased,<br />
its long-lasting Sanitized ® Swiss<br />
antimicrobial protection for flexible<br />
polymer applications.
avoiding initial discoloration and demonstrating<br />
compatibility with other<br />
additives in the formulation. SANITIZED<br />
AG has developed a solution that<br />
addresses all these issues. Sanitized<br />
® PL 14-32 offers highly effective,<br />
long-lasting antimicrobial protection<br />
for flexible polymer applications. Besides<br />
thermal stability and compatibility<br />
with most formulations, Sanitized PL<br />
14-32 provides high UV resistance and<br />
no yellowing after UV exposure, as<br />
well as good water resistance. It protects<br />
the target material against the<br />
unwanted effects of microbes such<br />
as bacteria, mold, mildew, yeast, pink<br />
stain and algae – all of which can<br />
destroy material, while also causing<br />
unsightly stains, cross contamination,<br />
odor development and biofilm formation.<br />
The product has been proven<br />
to deliver thermal and color stability,<br />
and efficient antimicrobial protection<br />
in several formulations. Further, it is<br />
supported under the EU`s Biocidal Products<br />
Regulation (BPR), and the U.S.<br />
Environmental Protection Agency has<br />
approved its active substances.<br />
bozulmasını önleyerek ve formülasyondaki<br />
diğer katkı maddeleriyle uyumluluk<br />
gösterebilmektedir. SANITIZED AG, tüm<br />
bu sorunları ele alan bir çözüm geliştirdi.<br />
Sanitized ® PL 14-32, esnek polimer uygulamaları<br />
için son derece etkili ve aynı<br />
zamanda uzun ömürlü antimikrobiyal<br />
koruma sunmaktadır. Termal stabilite ve<br />
çoğu formülasyonla uyumluluğun yanı<br />
sıra, Sanitized PL 14-32, UV’ye maruz kaldıktan<br />
sonra UV’ye karşı yüksek direnç<br />
göstermiş, UV’ye karşı maruz kalınan<br />
durum sonrası hiçbir sararma olmamış<br />
ve çok iyi bir su direnci sağlamıştır. Hedef<br />
materyali; bakteri, küf, pas, maya,<br />
pembe leke ve yosun gibi mikropların<br />
istenmeyen etkilerine karşı korur – tüm<br />
bunların hepsi malzemeyi yok edebilirken<br />
aynı zamanda göze hoş gelen lekelere,<br />
çapraz kontaminasyona, koku ve<br />
biyo film oluşumuna neden olur. Ürünün<br />
çeşitli formülasyonlarda, termal ve renk<br />
istikrarını ve verimli antimikrobiyal koruma<br />
sağladığını da kanıtlanmıştır. Ayrıca,<br />
AB’nin Biyosidal Ürünler Yönetmeliği<br />
(BPR) kapsamında desteklenmekte ve<br />
aktif maddeleri de ABD Çevre Koruma<br />
Ajansı tarafından onaylamaktadır.
64<br />
PANORAMA<br />
Archroma tekstil uygulamaları için<br />
renk ve efekt çözümleri sunuyor<br />
Archroma present with color and<br />
effect solutions for textile applications<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
35 ülkede yaklaşık 3000 çalışanla renk ve özel<br />
kimyasallar konusunda bir dünya lideri olan<br />
Archroma, American Eagle Outfitters, Athleta,<br />
Express ve Lands’ End gibi markalarla çalışıyor.<br />
Şirket, inovatif kimyasal ve sanayi süreçler aracılığıyla<br />
daha temiz ve sürdürülebilir bir endüstri<br />
sunmayı hedefliyor. Archroma, tekstil endüstrisi<br />
için pamuk poplin üzerinde 4.300’den fazla<br />
renk barındıran ve mobil araçlarla uyumlu bir<br />
çevrimiçi sürümü bulunan inovatif renk paleti<br />
‘Color Atlas by Archroma ® ’yı sunuyor. Şirket<br />
kısa süre önce,1947’de kurulmuş dünyanın ilk<br />
trend ofisi olan Carlin ile ortaklık gerçekleştirdiğini<br />
duydurdu. Bu anlaşma, Fransa’daki moda<br />
tasarımcıları ve stilistler için Archroma’nın<br />
benzersiz renk ilham araçlarının kullanılmasını<br />
teşvik etmeyi amaçlıyor. Carlin ve Archroma,<br />
ziyaretçilerin her iki şirketin de uzmanlıklarına<br />
anında erişimden faydalanmalarına imkan<br />
sağlayacak şekilde fuarda komşu olacaklar.<br />
Archroma, a global leader in color and<br />
specialty chemicals with approximately 3000<br />
employees over 35 countries, works with brands<br />
such as American Eagle Outfitters, Athleta,<br />
Express, and Lands’ End. The company aims<br />
to provide a cleaner and more sustainable<br />
industry through innovative chemical and<br />
industrial processes. Archroma will be presenting<br />
its innovative color palette for the textile<br />
industry, the ‘Color Atlas by Archroma ® , which<br />
contains more than 4,300 colors on cotton<br />
poplin, and an online version compatible<br />
with mobile tools. ’ The company recently<br />
announced a partnership with Carlin, the<br />
world’s first trend office founded in 1947. The<br />
agreement aims to promote the use of Archroma’s<br />
exclusive color inspiration tools for<br />
fashion designers and stylists in France. Carlin<br />
and Archroma will be neighbors at the show,<br />
allowing visitors to benefit from immediate<br />
access to the expertise of both companies.<br />
Archroma will also present a color inspiration<br />
booklet created with Annflor Sangan,<br />
a member of the French consultation for<br />
the Première Vision exhibition. The booklet<br />
presents Autumn-Winter 2019-2020 trends inspired<br />
by a visit in Châteauneuf-du-Pape, the<br />
former resort of the popes in Avignon, where<br />
Provence wines of exception are produced.<br />
“Color Atlas is now an essential and inspirational<br />
reference that gives creatives options<br />
that they had never dreamed of,” says Chris<br />
Hipps, Head of Archroma Color Management<br />
Services. “Our most recent collaborations are<br />
a testimonial to just that”, he adds.<br />
ARCHROMA x CARLIN<br />
Under the terms of its collaboration with<br />
Archroma, Carlin will use the ‘Color Atlas by<br />
Archroma ® ’ color references in the Carlin’s<br />
16 publications per year, including the<br />
InMouv trend books. Carlin will also use the<br />
Color Atlas during its color workshops, and<br />
Carlin and Archroma will organize regular
66<br />
PANORAMA<br />
Archroma, Première Vision fuarı için Fransız<br />
danışman ekibinin üyesi Annflor Sangan ile<br />
birlikte hazırlanmış bir renk ilham kitapçığı da<br />
sunacak. Kitapçık, özel Provence şaraplarının<br />
üretildiği Avignon’daki papaların önceki yerleşkesi<br />
olan Châteauneuf-du-Pape’a yapılan bir<br />
ziyaretten esinlenilmiş Sonbahar-Kış 2019-2020<br />
trendlerini sunuyor. Archroma Renk Yönetim<br />
Hizmetleri Müdürü Chris Hipps “Color Atlas,<br />
yaratıcılara daha önce asla hayalini kurmadıkları<br />
seçenekler veren önemli ve ilham verici bir<br />
referans artık” diyor. Ve ekliyor “Gerçekleştirdiğimiz<br />
en son işbirlikleri de bunun bir kanıtı.”<br />
ARCHROMA x CARLIN<br />
Archroma ile işbirliğinin koşulları gereğince<br />
Carlin, InMouv trend kitapları da dahil olmak<br />
üzere yılda yaptığı 16 yayında ‘Color Atlas by<br />
Archroma ® ’ renk referanslarını kullanacak.<br />
Carlin, renk atölyelerinde de Color Atlas kullanacak<br />
ayrıca Carlin ve Archroma, Paris ve<br />
diğer büyük Fransız şehirlerinde gerçekleştirilecek<br />
moda markaları için düzenli konferanslar<br />
ve etkinlikler düzenleyecek. Carlin, Premiere<br />
Vision boyunca gerçekleştirilecek Archroma<br />
temalı “Color Thinking” ile iş birliğinde bir etkinlik<br />
duyurdu. Carlin Uluslararası Satışlar Müdürü<br />
Edouard Keller, “Archroma, müşterilerinin erişebileceği<br />
hem pratik hem de anlık bir hizmetler<br />
ve araçlar paketi sunuyor. Çözümlerini renk<br />
uygulanmasının da dahil olduğu renk trendinin<br />
ön görülmesi üzerinde çalışan bizler için çok<br />
çekici hale getiren de bu.” dedi.<br />
ARCHROMA x STUDIO ANNFLOR SANGAN<br />
Annflor Sangan, Color Atlas by Archroma<br />
® ’nın olasılıklarına aşık olmuş. Châteauneuf-du-Pape<br />
ve göz alıcı manzaralarından<br />
ilham alan 2019-2020 Sonbahar-Kış trendlerini<br />
sunuyor. “Vaucluse bölgesine doğru<br />
giderken, kan kırmızısının kış senfonisi güzel<br />
sarmaşıkların kızıl gölgeleriyle renklenir,<br />
dalların kardinal morları ve yeşilleri, kırılgan<br />
bejlerle zıtlık oluşturur. Archroma’nın Color<br />
Atlas’ı ile tüm bu renkleri gösterebildim.”<br />
conferences and events for fashion brands<br />
in Paris and other major French cities. Carlin<br />
has announced an event in collaboration<br />
with Archroma themed “Color Thinking” that<br />
will take place during Premiere Vision. For<br />
Edouard Keller, Head of International Sales,<br />
Carlin, “Archroma offers a suite of services<br />
and tools that are both practical and<br />
instantly available for our clients. This is what<br />
makes their solution so attractive to us being<br />
at the forefront of color trend forecasting,<br />
and that includes color implementation.”<br />
ARCHROMA x STUDIO ANNFLOR SANGAN<br />
Annflor Sangan fell in love with the possibilities<br />
of the Color Atlas by Archroma ® . She<br />
unveils the 2019-2020 Autumn-Winter trends,<br />
which were inspired by Châteauneuf-du-Pape<br />
and its majestic sceneries. “On the road<br />
to the Vaucluse region, the winter symphony<br />
of blood reds spiced up with the crimson<br />
shades of beautiful vines, the cardinal purple<br />
and the greens of the branches contrast<br />
with delicate beiges. I have been able to<br />
show all these colors with the Color Atlas of<br />
Archroma”, she explains.<br />
COLOR ATLAS D’ARCHROMA ® IN A NUTSHELL<br />
Color Atlas by Archroma ® provides tools aimed<br />
at opening new creative horizons for designers,<br />
stylists and brands. It includes:<br />
• The six-volume physical reference of 4,320<br />
color swatches and cotton poplin;<br />
• A compact edition in a two-volume set for<br />
easy portability;<br />
• A mobile-friendly online version with ‘on-thego’<br />
features to capture an inspiring image: Us a<br />
smartphone and immediately identify the closest<br />
Color Atlas shade palette, with the possibility<br />
to purchase a color sample online instantly.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
ÖZETLE COLOR ATLAS D’ARCHROMA ®<br />
Color Atlas by Archroma ® , tasarımcılar,<br />
stilistler ve markalar için yeni yaratıcı ufuklar<br />
açmayı hedefleyen araçlar sunuyor. Bunlara<br />
aşağıdakiler dahil:<br />
• 4.320 renk parçası ve pamuk poplini ile altı<br />
ciltlik fiziksel referans;<br />
• Kolay taşınabilirlik için iki ciltlik kısa versiyon;<br />
• İlham verici bir imge yakalamak üzere ‘hazır’<br />
özelliklerle mobil dostu çevrimiçi sürüm: Akıllı<br />
telefon kullanarak ve anında bir renk numunesi<br />
satın alma seçeneğiyle en yakın Color Atlas<br />
renk paletini hemen tanımlayabilirsiniz.
68<br />
PANORAMA<br />
Starlinger yuvarlak dokuma<br />
tezgahı RX 8.0 II<br />
The Starlinger circular<br />
loom RX 8.0 II<br />
Yüksek teknolojili yuvarlak dokuma tezgahı güncellendi: RX 8.0 dan sonra,<br />
Starlinger RX 8.0 II’yi çeşitli yeni özellikler ilave ederek piyasaya sürdü. Versiyon<br />
II, enerji tasarrufu operasyonu ve kolay kullanım için en modern elektronik<br />
bileşenlerle birlikte optimize edilerek, tasarım anlamında da son derece modern<br />
bir dokuma tezgahı olarak tam anlamı ile güncellenmiştir.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
High-tech circular weaving receives an upgrade: Based on the RX 8.0, Starlinger<br />
launches the RX 8.0 II with several new features. Version II scores with an optimized<br />
shuttle and reed design in combination with the most modern electronic<br />
components for energy-saving operation and easy handling.<br />
2013 yılından bu yana, yüksek mukavemetli<br />
bant kumaşı için yuvarlak dokuma<br />
tezgahı RX 8.0, tüm dünyadaki müşterilerini<br />
düşük üretim maliyetlerinde mükemmel<br />
kumaş kalitesiyle memnun etmiştir.<br />
Since 2013, the circular loom RX 8.0 for high-strength<br />
tape fabric has been convincing customers all over<br />
the globe with excellent fabric quality at low production<br />
costs. To increase the efficiency of the RX 8.0<br />
even further, it was revised in 2018 and presented as
PANORAMA 69<br />
the RX 8.0 II in the Starlinger factory in Taicang/China.<br />
In addition to the optimized 8-shuttle-design, the<br />
machine now possesses an improved and extended<br />
reed with 2400 instead of the previous 2160 positions.<br />
The RX 8.0 II operates at a production speed of 800<br />
picks/minute with a double flat working width of 1700<br />
– 2250 mm. The energy-saving motors are equipped<br />
with frequency converters; the circular loom is<br />
controlled via smartTRONIC on the intuitive 7’’ color<br />
display. Operators will also appreciate the significantly<br />
reduced noise level of the machine.<br />
“The outstanding production efficiency of Starlinger<br />
circular looms results from low operating costs paired<br />
with a high IQ,” explains Starlinger Sales Director Hermann<br />
Adrigan (Note: IQ stands for Indicator of Quality<br />
– the average woven fabric meters produced without<br />
warp breaks). “In October, the first RX 8.0 II circular<br />
looms were delivered to a customer in Southeast Asia,<br />
who produces plastic fabrics for flexible intermediate<br />
bulk containers (FIBCs). Thanks to the completely<br />
oil-free weaving process, the produced fabric is also<br />
suitable for packaging food products such as seeds.”<br />
Plastic fabrics for heavy-duty applications<br />
High-strength fabrics are used in a variety of heavy-duty<br />
applications: FIBCs for transporting large<br />
product quantities, geotextiles for landscaping,<br />
agrotextiles for agriculture, tarpaulins for protection<br />
against wind and weather. The material is manufactured<br />
on circular looms which process PP, HDPE, or<br />
PET tapes into robust fabric. The technology behind<br />
Starlinger circular looms is certainly impressive: Mechanical<br />
components are constantly optimized and<br />
complemented with state-of-the-art electronics. The<br />
focus lies on high fabric quality, cost-efficient production,<br />
low maintenance, and easy handling.<br />
RX 8.0’ın verimliliğini daha da artırmak<br />
için, 2018’de tam anlamı ile güncellendi<br />
ve Taicang / Çin’deki Starlinger fabrikasında<br />
RX 8.0 II olarak piyasaya sürüldü.<br />
Optimize edilmiş olan RX 8.0 II, mekik<br />
tasarımına ek olarak, makine şimdi<br />
önceki 2160 pozisyonları yerine 2400<br />
ile geliştirilmiş ve uzatılmış bir dokuma<br />
kamışına sahiptir. RX 8.0 II, 1700 - 2250<br />
mm’lik çift daire çalışma genişliği ile 800<br />
picks / dakika üretim hızında çalışmaktadır.<br />
Enerji tasarruflu motorlar frekans<br />
dönüştürücülerle donatılmıştır; Yuvarlak<br />
dokuma tezgahı, sezgisel 7 renkli ekranda<br />
smartTRONIC ile kontrol edilir. Operatörler<br />
ayrıca makinenin ses seviyesini<br />
önemli ölçüde azalttığını mutlaka fark<br />
ederek, takdir edeceklerdir.<br />
Starlinger Satış Direktörü Hermann Adrigan,<br />
“Starlinger dairesel tezgâhlarının<br />
olağanüstü üretim verimliliği, yüksek IQ<br />
ile eşleştirilmiş düşük işletme maliyetlerinden<br />
kaynaklanmaktadır” diyerek<br />
açıklama yapmaktadır. (Not: IQ, Kalite<br />
kesintisi anlamına gelmektedir. Çözgü<br />
kopması olmadan üretilen ortalama kumaş<br />
/ metre dokumasıdır. “Ekim ayında,<br />
ilk RX 8.0 II yuvarlak dokuma tezgahları,<br />
Güneydoğu Asya’da, esnek orta büyüklükteki<br />
konteynerler (FIBC’ler) için plastik<br />
kumaşlar üreten bir müşteriye teslim edilmiştir.<br />
Tamamen yağsız dokuma işlemi<br />
sayesinde üretilen kumaşlar ise tohum<br />
gibi gıda ürünlerinin paketlenmesi için<br />
de oldukça uygundur.”<br />
AĞIR TİCARİ UYGULAMALAR<br />
GEREKTİRECEK ÇALIŞMALAR İÇİN<br />
PLASTİK KUMAŞLAR<br />
Yüksek mukavemetli kumaşlar, çeşitli<br />
ağır hizmet uygulamalarında kullanılmaktadır:<br />
Büyük ürün miktarlarını taşımak<br />
için FIBC’ler, peyzaj düzenlemesi<br />
için geo tekstiller, tarım için agrotextiller,<br />
rüzgara ve hava koşullarına karşı koruma<br />
için branda gibi uygulamalar olarak<br />
özetlenebilir. Bu malzemeler; PP, HDPE<br />
veya PET bantlarını sağlam kumaşta<br />
işleyen yuvarlak dokuma tezgahlarında<br />
üretilmiştir. Starlinger yuvarlak tezgâhlarının<br />
arkasındaki teknoloji kesinlikle<br />
etkileyicidir: Mekanik bileşenler sürekli<br />
olarak optimize edilmiş ve en son teknolojiye<br />
sahip elektronik donanımlarla tamamlanmıştır.<br />
Odak noktası ise tamamı<br />
ile yüksek kumaş kalitesi, uygun maliyetli<br />
üretim, düşük bakım masrafları ve kolay<br />
kullanım özellikleridir.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
70<br />
PANORAMA<br />
Eriez Europe yeni üretim tesisi<br />
ile genişliyor<br />
Eriez Europe expands<br />
with new manufacturing facility<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Eriez Europe, Caerphilly, Güney Galler’deki mevcut<br />
kapsamlı Avrupa üretim merkezini genişleterek, rotor<br />
üretimi, hafif imalat montajı ve ilave ürün grubu montajına<br />
adanmış yepyeni bir 326 metrekarelik üretim<br />
tesisi açtı. Eriez Global Manufacturing Co. şirketinin<br />
CEO’su Tim Shuttleworth, yeni bağlı tesisini, Avrupalı<br />
bağlı kuruluşun başarılarını ve son 5 yıldaki önemli<br />
büyümesini tanıtarak resmen açıkladı. Eriez, ayrıştırma<br />
teknolojilerindeki geniş bilgi ve deneyimleriyle tanındı<br />
ve bu yıl Avrupa’da 50 yıllık üretim mükemmelliğini kutluyor.<br />
Kuzey Amerika ve Asya’daki Eriez’in Eddy Current<br />
üretim tesislerini iltifat ederek, Güney Galler (İngiltere)<br />
tesisinin genişletilmesi, şirketin küresel ağına üçüncü bir<br />
rotor üretim tesisi ekleyerek, Eriez’in dünya çapında tutarlı<br />
müşteri hizmetleri mükemmelliği sağlama becerisini<br />
güçlendiriyor. Eriez Europe, müşterilerin sahada kritik<br />
yedek rotorlara hızlıca erişebilmelerini sağlayarak,<br />
dünya çapında bir dizi Eddy Current Separator rotor<br />
Eriez Europe has opened a brand new<br />
326 square metre manufacturing facility<br />
dedicated to rotor manufacturing, light<br />
fabrication assembly and additional product<br />
line assembly, expanding the existing<br />
extensive European manufacturing<br />
headquarters in Caerphilly, South Wales.<br />
CEO of Eriez Global Manufacturing Co.,<br />
Tim Shuttleworth, officially unveiled the<br />
new facility, recognising the achievements<br />
of the European affiliate and its<br />
significant growth over the last 5 decades.<br />
Eriez is recognised for their extensive<br />
knowledge and experience in separation<br />
technologies and this year celebrates<br />
50 years of manufacturing excellence in<br />
Europe. Complimenting Eriez’ Eddy Current<br />
manufacturing sites in North Ameri-
72<br />
PANORAMA<br />
üretecek ve stoklayacak. Eriez Europe’a yapılan yatırım,<br />
Eriez’in gelişmiş atık akım ayırıcıları yelpazesini, çok<br />
çeşitli atık akışlarından demir dışı metalleri geri kazanmak<br />
için tasarladığı karmaşık üretimini kolaylaştırmak<br />
için yüksek hızlı bir dengeleme makinesi ve bir filaman<br />
sarma makinesi içerir. Yeni tesis, Eddy Current Separator<br />
rotorlarının üretim kapasitesini üçte bir oranında artıracak,<br />
Eriez markasının globalleşmesini teşvik edecek<br />
ve yeni ve mevcut müşteriler için mümkün olan en iyi<br />
hizmetin sağlanmasını sağlayacaktır. “Eriez Eddy Akım<br />
Separatörlerini farklı sektörlere sunma konusundaki<br />
başarısının ardından, Eriez Avrupa’daki kapasitemizi<br />
önemli ölçüde genişletmek ve daha fazla büyümeyi<br />
kolaylaştırmak, hem Birleşik Krallık’ta hem de dünya<br />
genelinde pazar konumumuzu güçlendirmek için heyecan<br />
duyuyoruz. Rotorları küresel olarak tedarik etme<br />
yeteneği, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılama ve<br />
onlara mümkün olan en iyi çözümleri sunma konusundaki<br />
kararlılığımızı göstermektedir ”dedi.<br />
ca and Asia, the expansion of the South<br />
Wales (UK) facility adds a third rotor manufacturing<br />
site to the company’s global<br />
network, strengthening Eriez’ ability to<br />
provide consistent levels of customer<br />
service excellence worldwide. Eriez Europe<br />
will manufacture and stock a range<br />
of global Eddy Current Separator rotors<br />
on-site, enabling customers to have quick<br />
access to process-critical spare rotors<br />
should they be required. The investment<br />
at Eriez Europe includes a high-speed<br />
balancing machine and a filament winding<br />
machine to facilitate the intricate<br />
manufacture of Eriez’ advanced range<br />
of Eddy Current Separators, designed to<br />
recover non-ferrous metals from a wide<br />
variety of waste streams. The new facility<br />
will increase production capacity of<br />
Eddy Current Separator rotors per year<br />
by a third, promoting globalisation of the<br />
Eriez brand and ensuring that the best<br />
possible service is provided for new and<br />
existing customers alike. “Following continued<br />
success of supplying the Eriez Eddy<br />
Current Separators into a diverse range<br />
of industries, we are excited to be able<br />
to significantly expand our capabilities<br />
at Eriez Europe and to facilitate further<br />
growth, strengthening our market position<br />
both locally in the UK and worldwide.<br />
The ability to supply the rotors globally<br />
demonstrates our ongoing commitment<br />
to meeting the needs of our customers<br />
and offering them the best possible<br />
solutions,” said John Curwen, Managing<br />
Director at Eriez Europe.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
74<br />
PANORAMA<br />
Huntsman Textile<br />
Effects polyesterlerin<br />
boyanmasını<br />
yeniden tanımlıyor<br />
Huntsman Textile<br />
Effects redefines<br />
dyeing of polyester<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Huntsman Textile Effects, dokuma tezgahlarının<br />
mevcut ve beklenen endüstri sürdürülebilirlik<br />
standartlarına uygun çevre dostu bir şekilde<br />
polyesterleri, mikro elyafları ve karışımlarını<br />
yüksek performans ile boyanmalarına yardımcı<br />
olacak yeni nesil difüzyon hızlandırıcı UNIVADI-<br />
NE ® E3-3D’yi sunuyor. Polyster ve yapay elyaflara<br />
olan talep, dünya çapında spor giyim pazarlarının<br />
hızla genişlemesi sebebiyle patlama yaşıyor.<br />
Aynı zamanda, sektörde trendleri belirleyen<br />
büyük markalar, sürdürülebilirlik ve performansa<br />
Huntsman Textile Effects introduces UNIVADI-<br />
NE ® E3-3D next-generation diffusion accelerant<br />
to help mills achieve high-performance<br />
dyeing of polyester, microfibers and blends<br />
in an environment-friendly way that complies<br />
with current and anticipated industry sustainability<br />
standards. The demand for polyester and<br />
man-made fibers is booming as sports and<br />
athleisure apparel markets expand rapidly<br />
around the world. At the same time, big-name<br />
brands that set trends in the sector continue to
PANORAMA 75<br />
increase focus on sustainability and performance.<br />
As such, this is putting pressure on mills<br />
since the current industry standard involves<br />
chemically active diffusion accelerants that<br />
contain unwanted chemicals and require additional<br />
leveling agents and anti-foaming products<br />
that may be hazardous to people and<br />
the environment. Developed by Huntsman<br />
Textile Effects specifically to meet these challenges,<br />
UNIVADINE ® E3-3D diffusion accelerant<br />
is low-odor, free of benzyl benzoate and other<br />
hazardous substances. Part of Huntsman’s<br />
range of innovative dyEvolution dyeing<br />
auxiliaries, it uses Huntsman’s Active Diffusion<br />
Technology to enable high-speed dyeing with<br />
best-in-class leveling, retarding and migration<br />
properties. “UNIVADINE ® E3-3D diffusion<br />
accelerant delivers across three key dimensions<br />
– diffusion, leveling and migration – for<br />
exceptional performance and environmental<br />
and economic sustainability. Its environmental<br />
credentials offer mills greater processing<br />
flexibility and an optimum price-performance<br />
ratio,” said Kerim Oner, Global Marketing<br />
Manager for Dyeing Auxiliaries at Huntsman<br />
Textile Effects. “We expect this latest offering<br />
to change the way that the industry dyes<br />
polyester and blends while meeting stringent<br />
environmental standards.” UNIVADINE ®<br />
E3-3D diffusion accelerant has a high affinity<br />
to polyester, causing the fiber to swell and<br />
increasing the diffusion of the disperse dye,<br />
even at lower temperatures. Multiple leveling<br />
mechanisms then slow down the exhaustion<br />
rate to ensure safe, defect-free dyeing. Finally,<br />
as the dye bath heats up, the product’s strong<br />
support for disperse dye migration ensures the<br />
dye molecules are evenly absorbed. As a result<br />
of this cutting-edge diffusion technology,<br />
UNIVADINE ® E3-3D diffusion accelerant can<br />
be used to successfully dye polyester fibers in<br />
tightly wound or high-density yarn/beam dyeing<br />
and is suitable for jet applications without<br />
the need for anti-foaming products. Reducing<br />
exposure to high heat, its Active Diffusion Technology<br />
minimizes the potential to damage<br />
the elastane in polyester-elastane blends and<br />
provides for on-tone dyeing of microfibers.<br />
The superior migration support of UNIVADINE ®<br />
E3-3D diffusion accelerant also increases<br />
reproducibility, allowing mills to dispense with<br />
additional leveling agents. Polyester, microfibers<br />
and blends treated with UNIVADINE ®<br />
E3-3D diffusion accelerant comply with the<br />
requirements of bluesign ® , in addition to being<br />
suitable for Standard 100 by OEKO-TEX ® and<br />
an approved input dyeing auxiliary chemical<br />
for GOTS (Global Organic Textile Standard)<br />
certified textile products.<br />
giderek daha fazla odaklanıyor. Böylelikle, bu<br />
durum mevcut endüstri standartlarının istenmeyen<br />
kimyasalları barındıran ve insanlar ve<br />
çevreye zararlı olabilecek ek düzgünleştirme<br />
maddelerini ve köpük önleyici ürünlere ihtiyaç<br />
duyan kimyasal olarak etkin difüzyon hızlandırıcılarını<br />
içermesi sebebiyle dokuma tezgahları<br />
üzerine yük olmaktadır. Huntsman Textile Effects<br />
tarafından özellikle bu zorlukları karşılamak için<br />
geliştirilmiş olan UNIVADINE ® E3-3D difüzyon<br />
hızlandırıcısı, az kokulu olmasının yanı sıra benzil<br />
benzoat ve diğer tehlikeli maddeler barındırmaz.<br />
Huntsman’in inovatif ürünler grubunun<br />
bir parçası olan dyEvolution boya yardımcı<br />
maddeleri, sınıfının en iyisi düzgünleştirme, geciktirme<br />
ve taşıma özellikleriyle yüksek hızda boyamaya<br />
imkan sağlamak üzere Huntsman’nin<br />
Aktif Difüzyon Teknolojisini kullanıyor. Huntrsman<br />
Textile Effects’in Boyama Yardımcıları Küresel<br />
Pazarlama Müdürü Kerim Oner “UNIVADINE ® E3-<br />
3D difüzyon hızlandırıcı, eşsiz performansın yanı<br />
sıra çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik için üç<br />
ana boyut - difüzyon, düzgünleştirme ve taşıma<br />
- boyunca hizmet veriyor. Çevresel nitelikleri,<br />
tezgahlar için daha fazla işlem esnekliği ve<br />
en iyi fiyat-performans oranı sunuyor.” “Bu son<br />
hizmetin, endüstrinin sıkı çevresel standartlarını<br />
karşılarken polyester ve karışımlarını boyama<br />
şeklini değiştirmesini bekliyoruz.” UNIVADINE ®<br />
E3-3D difüzyon hızlandırıcı, düşük sıcaklıklarda<br />
dahi elyafın şişmesini sağlayarak ve dağılan<br />
boyanın difüzyonunu arttırarak polyestere yüksek<br />
bir afiniteye sahiptir. Çok seviyeli mekanizmalar,<br />
güvenli ve kusursuz boyamayı sağlamak<br />
üzere renklerin kumaşa geçiş hızlarını azaltırlar.<br />
Son olarak, boya banyosu ısınırken, dispers<br />
boya transferi için ürünün güçlü desteği, boya<br />
moleküllerinin eşit olarak emilmelerini sağlar.<br />
Bu nefes kesici difüzyon teknolojisi, UNIVADINE ®<br />
E3-3D difüzyon hızlandırıcı, sıkı şekilde dokunmuş<br />
veya yüksek yoğunluklu iplik/kirişlerde polyester<br />
elyaflarını başarıyla boyamak için kullanılabilir<br />
ve köpük önleyici ürünlere ihtiyaç duyulmadan<br />
jet uygulamaları için uygundur. Yüksek ısıya<br />
maruziyeti azaltarak Aktif Difüzyon Teknolojisi,<br />
polyester-elastan karışımlarında elastana verilecek<br />
olası hasarları en aza indirgiyor ve mikro<br />
elyafların ton üzerinden boyanmasına imkan<br />
sağlıyor. UNIVADINE ® E3-3D difüzyon hızlandırıcının<br />
üstün transfer desteği ayrıca tezgahların<br />
ek düzgünleştirme maddelerini dağıtmalarına<br />
imkan sağlayarak aynı zamanda tekrar üretebilirliği<br />
de arttırıyor. OEKO-TEX ® ’in Standard<br />
100’ü için ve GOTS (Global Organik <strong>Tekstil</strong> Standardı)<br />
sertifikalı tekstil ürünleri için onaylanmış<br />
bir girdi boyama yardımcı kimyasalı olmasına<br />
ek olarak UNIVADINE ® E3-3D ile işlenmiş polyesterler,<br />
mikro elyaflar ve karışımlar bluesign ® ’ın<br />
gereklilikleriyle uyumludurlar.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
76<br />
PANORAMA<br />
Devan, moov & cool hakkında<br />
daha fazla bulgu sunuyor<br />
Devan presents further<br />
findings on moov&cool<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Moov & Cool, dayanıklı ısı emme kapasitesi,<br />
termo iletkenlik ve benzersiz, dengeli bir nem<br />
transfer sistemi kombinasyonu ile cool bir<br />
konfor hissi veren patentli bir polimer teknolojisidir.<br />
Hızlı bir ter emilimine ek olarak, teknoloji<br />
ter buharlaşmasını dengeli bir şekilde yönetmeye<br />
yardımcı olur. <strong>Tekstil</strong>ler için topikal<br />
tedavi, profesyonel sporcuların performanslarını<br />
artırmak ve eğlence amaçlı sporcuların<br />
rahatını artırmak için hayata geçirildi.<br />
Moov&Cool is a patented polymer technology,<br />
providing a cool comfort feel through a combination<br />
of durable heat absorption capacity, thermo<br />
conductivity and a unique, balanced moisture<br />
transfer system. In addition to a fast absorption of<br />
sweat, the technology helps to manage sweat<br />
evaporation in a balanced way. The topical treatment<br />
for textiles has been brought to life in an effort<br />
to boost the performances of professional athletes,<br />
and to enhance comfort for recreational athletes.
PANORAMA 77<br />
<strong>Tekstil</strong> terbiye yenilikçi Devan Chemicals, hazır giyim / spor giyim pazarı için<br />
Moov & Cool ® comfort cool comfort ’teknolojisiyle ilgili daha fazla bilgi sunuyor.<br />
Patentli polimer teknolojisi ilk olarak Performans Günleri’nde tanıtıldı.<br />
Textile finishing innovator Devan Chemicals presents its further findings on their<br />
Moov&Cool ® ‘cool comfort’ technology for the apparel/sportswear market. The<br />
patented polymer technology was first introduced on Performance Days.<br />
Truly unique<br />
Devan claims their technology is truly unique.<br />
“Where other technologies count on wind<br />
to help evaporate sweat to create cool skin<br />
sensation, Moov&Cool uses superfluous heat<br />
produced by the body during the sports<br />
performance to lower the body core temperature”,<br />
says Dr. Vanessa Daelman, Business Unit<br />
Manager Performance at Devan. “The effect<br />
remains when the wind speed is reduced,<br />
which makes it also suitable for indoor sports”.<br />
Furthermore, the technology is not only useful<br />
in hot climates, but also insulates when it gets<br />
cold. “When Moov&Cool is exposed to colder<br />
conditions, the pore-like openings in the polymeric<br />
layer are more closed, trapping heat<br />
between the body and the fabric”, Dr. Daelman<br />
explains. Devan established a unique<br />
system to guide sportswear manufacturers<br />
towards the most suitable solution. The aim is<br />
to specifically adapt the application level of<br />
Moov&Cool to the intended use.<br />
Test results<br />
As Devan attaches great importance to<br />
scientific proof and independent testing, they<br />
teamed up with the Bakala Academy and the<br />
University of Leuven to severely test the patented<br />
technology. “As we did more testing with<br />
professional athletes, trends we saw earlier can<br />
now be confirmed”, says Dr. Daelman. “Moov&Cool<br />
lowers the body core temperature significantly<br />
and has a positive effect on heart rate<br />
and heat perception”, Dr. Daelman adds. “But<br />
the full details of the testing will be presented at<br />
Performance Days on November 28th & 29th”.<br />
Inspired by nature<br />
Devan says they were inspired by a mechanism<br />
of plants when they started developing<br />
Moov&Cool. “Plants also use small pore-like<br />
openings (stomata) on the bottom of their<br />
leaves which open and close depending on<br />
the environment they are exposed to”, Dr.<br />
Daelman explains. “It allows them to manage<br />
the water reservoir in the leaves and<br />
hence their thermoregulation”.<br />
GERÇEKTEN EŞSİZ<br />
Devan, teknolojilerinin gerçekten benzersiz<br />
olduğunu iddia ediyor. “Başka teknolojilerin<br />
rüzgârı, serin cilt hissi yaratmak için ter<br />
buharlaşmasına yardımcı olduğu yerlerde,<br />
Moov & Cool vücut performansının düşürülmesi<br />
için spor performansı sırasında vücut<br />
tarafından üretilen aşırı ısıyı kullanır”, diyor<br />
Devan’daki İş Birimi Performansı Yöneticisi Dr.<br />
Vanessa Daelman. “Rüzgar hızı düştüğünde<br />
bu etki, kapalı mekan sporları için de uygun<br />
kılar”. Ayrıca, teknoloji sadece sıcak iklimlerde<br />
yararlı değildir, aynı zamanda soğuduğunda<br />
da yalıtım sağlar. Daelman, “Moov &<br />
Cool’un daha soğuk hava koşullarına maruz<br />
kalması durumunda, polimerik tabakadaki<br />
gözenek benzeri açıklıkların daha kapalı<br />
olması, vücut ve kumaş arasında ısıyı yakalamasını<br />
sağlar” diye açıklıyor. Devan, spor<br />
giyim üreticilerini en uygun çözüme yönlendirecek<br />
benzersiz bir sistem kurdu. Amaç,<br />
Moov & Cool’un uygulama seviyesini amaçlanan<br />
kullanıma özel olarak uyarlamaktır.<br />
TEST SONUÇLARI<br />
Devan bilimsel kanıtlara ve bağımsız testlere<br />
büyük önem verdiğinden, patentli teknolojiyi<br />
ciddi bir şekilde test etmek için Bakala Akademisi<br />
ve Leuven Üniversitesi ile işbirliği yaptılar.<br />
Dr. Daelman, “Profesyonel sporcularla daha<br />
fazla test yaptığımız için, daha önce gördüğümüz<br />
trendler teyit edilebilir” diyor. Daelman<br />
“Moov & Cool, vücut çekirdek sıcaklığını<br />
önemli ölçüde düşürür ve kalp atış hızı ve ısı algısı<br />
üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir” diye ekliyor.<br />
“Ancak testin tüm detayları 28 Kasım ve 29<br />
Kasım’da Performans Günlerinde sunulacak”.<br />
DOĞADAN İLHAM<br />
Devan, Moov & Cool’u geliştirmeye başladıklarında,<br />
bir bitki mekanizmasından ilham aldıklarını<br />
söylüyor. Daelman, “Bitkiler ayrıca, maruz<br />
kaldıkları ortama bağlı olarak yapraklarının<br />
alt kısmında bulunan açık ve kapalı gözenekli<br />
küçük açıklıklar (stomata) kullanıyorlar”. “Su<br />
haznesini yapraklarda ve dolayısıyla termoregülasyonda<br />
yönetmelerini sağlıyor”.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
78<br />
MAKALE<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Türkiye’de<br />
iş kazalarını<br />
ve meslek<br />
hastalıklarını<br />
önlemede<br />
iş güvenliği<br />
kültürünün<br />
önemi ve<br />
bu kültürü<br />
oluşturma<br />
yöntemlerinin<br />
araştırılması<br />
Hakan Değer<br />
İş Güvenliği Uzmanı ve Eğitmen<br />
ÖZET<br />
Türkiye’deki işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili<br />
kanunlar olmasına rağmen, iş kazalarında ve<br />
meslek hastalıklarında azalma olmamaktadır. İlgili<br />
kanunlar, ILO sözleşmeleri ve AB kanunlarından<br />
birebir alınmaktadır. Bu kanunların iş hayatında<br />
uygulanması çeşitli nedenlerden gerçekleşmediği<br />
için İş kazalarındaki Dünyada üçüncülüğümüz,<br />
Avrupa’daki birinciliğimiz kaçınılmaz olmaktadır.<br />
Kanun çıkarmak tek başına yeterli olmamaktadır.<br />
İşçi sağlığı ve iş güvenliği uygulamalarının sadece<br />
çalışanlarda değil, iş hayatına başlayacaklarda<br />
da başarılı olması için bir kültürün oluşturulması<br />
gereklidir. Bu kültür; iş kazaları ve meslek hastalıklarının<br />
önlenmesinde son nokta olan kişisel koruyucu<br />
donanımların (KKD) etkili kullanılmasında çok<br />
önemlidir. Bu araştırma da, iş kazalarını ve meslek<br />
hastalıklarını önlemede iş güvenlik kültürünün<br />
oluşturulması ile ilgili yapılan çalışmalar ve öneriler<br />
yer almaktadır. Araştırmanın temel hipotezi<br />
İş Güvenliği Kültürünün oluşturulmasında çalışan<br />
memnuniyetinin önemi ve iş güvenliği uygulamalarının<br />
işveren tarafından hassasiyetle istenmesi ve<br />
takibinin önemini ortaya çıkarmaktır.<br />
Anahtar Kelimeler: İş Kazası, İş Güvenliği Kültürü,<br />
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği, Risk<br />
SUMMARY<br />
Turkey in occupational health and safety laws,<br />
despite the reduction in work accidents and<br />
occupational diseases do not. The ILO’S relevant<br />
laws, contracts and EU law are taken verbatim<br />
from. This law does not apply to business life, the<br />
third world in our country is the first European<br />
work-related accidents. It is not sufficient alone to<br />
the law. Occupational health and safety not only<br />
in the running of the application, will start to work<br />
in creating a culture that is required to be successful.<br />
This culture; Prevention of work accidents<br />
and occupational diseases is the endpoint of the<br />
personal protective equipment (PPE) is crucial<br />
in the effective use of This research also, work<br />
accidents and occupational diseases in order<br />
to prevent the creation of a culture of business<br />
security-related studies and suggests. Based on<br />
the research hypothesis importance of employee<br />
satisfaction in the creation of an occupational safety<br />
Culture and safety practices of the employer<br />
by the power and importance of solicitation and<br />
follow-up with precision revealing.<br />
Keywords: Occupational accidents, Safety Culture,<br />
employee health and safety, Risk<br />
GİRİŞ<br />
İş Sağlığı ve Güvenliği ( İSG ) son zamanlarda<br />
ülkemizde sıklıkla gündeme gelen ve aynı zaman-
MAKALE 79<br />
da da tartışılan bir konu olmuştur. İSG çalışanların<br />
sağlığı ve güvenliği konuları ile ilgili bir alandır.<br />
Sanayinin ve teknolojinin hızla gelişmesi, yeni iş<br />
sahalarının açılmasıyla birlikte yeterli önlemlerin<br />
alınmaması durumunda, çalışanların sağlığını ve<br />
güvenliğini tehdit eden sonuçlar ortaya çıkmaktadır.<br />
İSG çalışmalarında öncelikli amaç, çalışanların<br />
sağlığını korumaktır. İşyeri ortamında bulunan<br />
hammadde, yarı mamul, kimyasallar, teknik<br />
ekipmanlar ile çalışma koşullarından kaynaklanan<br />
çeşitli riskler nedeni ile çalışanlar iş kazasına uğrayabilir<br />
veya sağlığı bozulabilir. Sağlığı bozulan,<br />
hastalananların teşhis ve tedavisi de bu uğraşıların<br />
içine girer. Ama bu çalışmaların asıl amacı, işyeri<br />
ortamında bulunan bu riskleri kontrol altına almak<br />
suretiyle işyerini sağlıklı ve güvenli bir yer haline<br />
getirmek ve sonuç olarak da bu ortamda bulunan<br />
çalışan kişilerin iş kazasına uğramalarına ve sağlığının<br />
olumsuz etkilenmesinin önüne geçmektir.<br />
(Özkan, T. ve Lajunen, T. ;2003) İSG’nin amacı, kaza<br />
ve hastalıklar şeklinde ortaya çıkabilecek risklerden<br />
çalışanları korumak, zarar verici etkileri asgariye<br />
indirmek, mümkünse ortadan kaldırmak, fiziksel,<br />
ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik halini hedefleyip<br />
yaşam kalitesini yüksek tutarak çalışanların mutlu<br />
olmasını sağlamaktır. (Güven R.;2006)<br />
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de meydana<br />
gelen iş kazaları ve meslek hastalıklarının bir bölümü<br />
ölümle, bir bölümü ise sakatlanma ve yaralanmalarla<br />
sonuçlanmaktadır. Bu olayların manevi<br />
üzüntüsü ve meydana gelen maddi zararın ve milli<br />
servet kaybının büyüklüğü, insanların İSG üzerinde<br />
önemle durmalarının önemli nedenlerindendir.<br />
(Özkan, T. ve Lajunen, T. 2003)<br />
Ülkemizde iş kazalarının önlenmesi, çalışanların<br />
ve işverenlerin yasal haklarının devlet tarafından<br />
denetlenmesi için 2003 tarihinde resmi gazetede<br />
4857 sayılı iş kanunu ve 2012 tarihinde 6331<br />
sayılı işçi sağlığı ve güvenliği kanunları yayınlandı.<br />
Özellikle 6331 sayılı iş kanununda yasa maddeleri<br />
uygulanmazsa verilecek para cezaları ağır olmakla<br />
beraber, çeşitli nedenlerle yasal zorunluluklar<br />
yerine getirilmemekte ve iş kazalarında bir azalmada<br />
söz konusu olmamaktadır (Engin O.; 2005).<br />
BÖLÜM 1 : İŞ SAĞLIGI VE İŞ GÜVENLİĞİ GENEL BAKIŞ<br />
1.1 İş Kazası ve Meslek Hastalığı Tanım<br />
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş Kazasını ; “<br />
önceden planlanmamış, bilinmeyen ve kontrol<br />
altına alınmamış olan, etrafa zarar verecek nitelikteki<br />
olaylar” olarak tanımlamaktadır. Dünya Sağlık<br />
Örgütü (WHO) İş Kazasını ; “önceden planlanmamış,<br />
çoğu kişisel yaralanmalara, makinelerin ve<br />
araç gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir<br />
süre durmasına yol açan bir olay “ olarak tanımlamaktadır.<br />
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu<br />
‘’: MADDE 3 – G) İş kazası: İşyerinde veya işin<br />
yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet<br />
veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya<br />
da bedenen özre uğratan olay’’ Meslek hastalığı;<br />
Sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden<br />
dolayı tekrarlanan bir sebepten veya işin yürütüm<br />
şartları yüzünden uğradığı geçici yada sürekli<br />
hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir<br />
(5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası<br />
Kanununun 14. Maddesine göre) .<br />
1.2. İstatistiklerde İş Kazaları ve<br />
Sosyal-Ekonomik Boyutu<br />
ILO verilerine göre ise, iş kazaları ve meslek<br />
hastalıkları nedeniyle Türkiye’de her gün 3 işçi,<br />
dünyada ise her gün ortalama 5 bin işçi, yılda ise<br />
2 milyon kişi yaşamını yitiriyor. SSK istatistiklerine<br />
göre, 1999 yılında ülkemizde meydana gelen 78<br />
bin iş kazasında 1165 işçi hayatını kaybederken, 2<br />
bin 697 kişi iş göremez derecede sakat kaldı ve 1<br />
milyon 681 bin 334 işgünü kaybı oldu. 2000 yılında<br />
ise 75 bin iş kazası olurken, bu kazalar sonucunda<br />
731 kişi öldü, 1493 kişi sakat kaldı ve toplam 1<br />
milyon 681 bin 44 işgünü kaybı oldu. 2001 yılında<br />
ise meydana gelen 72 bin iş kazası sonucunda<br />
1065 kişi yaşamını yitirirken, 1866 işçi ise iş 51<br />
göremez derecede sakat kaldı. 2001 yılında ise<br />
meydana gelen iş kazaları nedeniyle yaklaşık 1,9<br />
milyon işgünü kaybı olmuştur.( Uluslar arası çalışma<br />
örgütünün web sayfası,http://www.ilo.org/<br />
global/statistics-and-databases/lang--en/index.<br />
htm,erişim tarihi 19-05-2014 ) Türkiye’ de çalışma<br />
alanlarının dağılımına bakıldığında 1927 yılında<br />
çalışanların %85 i tarım sektöründe iken bu oran<br />
diğer ülkelerde olduğu gibi hizmet sektörünün<br />
giderek artması ile giderek azalmıştır. Bu gün için<br />
çalışanların yarısından azı tarımda çalışmaktadır.<br />
Dünya işgücü yaklaşık olarak 2.7milyar kişidir,<br />
bunların 1 milyarı okuryazar olmayan kişilerdir.<br />
Küresel istihdamın %80 den fazlası riskli alanlarda<br />
çalışmaktadır. Dünya işgücünün 175 milyonunu<br />
göçmen işçiler oluşturmaktadır. Çocuk çalışan<br />
sayısı 246 milyondan fazladır. (Engin O.; 2005).<br />
Ülkemizde SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre<br />
işyeri sayısı 1.367.318 işçi sayısı 9.743.072 kişidir. İşyerlerinin<br />
%85,9 u 1-9 işçi, %98,2 i 1-49 işçi çalıştırmaktadır.<br />
Ülkemizde iş sağlığı hizmetlerinin halen 50 ve<br />
daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için öngörülmüş<br />
olduğu dikkate alındığında işyerlerinin sadece<br />
%1.9 bu kapsamda bulunmaktadır. Ülkemizde 2009<br />
yılı sonu itibarı ile 429 dan fazla küçük sanayi sitesi<br />
(91.143 işyerini içeriyor) ve 256 dan fazla organize<br />
sanayi bölgesi bulunmaktadır. İşçi statüsünde<br />
çalışanların yanı sıra devlet memuru olarak çalışan<br />
2.9 milyon BAĞ-KUR’ lu 2.2 milyon kişi çalışmaktadır.<br />
Tarım çalışanları ve kayıt dışı çalışanlara ilişkin<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
80<br />
MAKALE<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
değerlerde dikkate alınmalıdır. (http://www.csgb.<br />
gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2)<br />
Dünya genelinde çalışanların sadece %10–15 i iş<br />
sağlığı hizmetlerini almaktadır. Bu sıklık sanayileşmiş<br />
ülkelerde %15 - 90 arasında iken gelişmekte<br />
olan ülkelerde %1-20 düzeyindedir. Hizmetlerden<br />
yararlanma eşit ve dengeli değildir. Avrupa’da<br />
çalışanların yarısı kapsam dışında dağılım, %5 ile<br />
%90 arasında değişiyor. Japonya, Kanada, Batı<br />
Avrupa ülkelerinde kapsam %70-90 a ulaşmaktadır.<br />
En çok küçük işletmeler kapsam dışındadır.<br />
Kapsamın yüksek olduğu ülkelerde bile küçük<br />
işletmelerde, inşaat ve tarım sektöründe, kendi<br />
işinde çalışanlarda, kapsam düşük (Gadd S;2002).<br />
Ülkemizde, SGK’nun Temmuz 2010 verilerine göre<br />
işçilerin %30,1’i 1-9, %60,7 10-49 işçi istihdam eden<br />
işyerlerinde çalışmaktadır. İş sağlığı hizmetlerinin<br />
halen 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri için<br />
öngörülmüş olduğu dikkate alındığında bu işyerlerinin<br />
tamamında hizmet sunumu olduğu kabul<br />
edilse bile işçilerin sadece %40.0’ı hizmet kapsamındadır.<br />
Bütün çalışanlar (kayıt dışı çalışanlar<br />
da dahil olmak üzere) çalışanların sadece %12-15<br />
i iş sağlığı hizmetleri kapsamındadır. (http://www.<br />
csgb.gov.tr/csgbPortal/sgb.portal?page=sy&id=2)<br />
1.3. İş Sağlığı Hizmet Modelleri<br />
İş sağlığı hizmetlerinin amacı çalışanların fiziksel,<br />
ruhsal ve sosyal sağlık durumlarını en üst düzeye<br />
getirmek ve bu düzeyde sürdürmektir (ILO, Occupational<br />
Health Services Conv. No. 161, 1985).<br />
Bu kapsamda çağdaş iş sağlığı ilkeleri şu şekilde<br />
sıralanabilir: bütün işyerlerini kapsamalıdır, bütün<br />
çalışanları kapsamalı, yerel ihtiyaçlara ve koşullara<br />
uygun olmalı, kolay ulaşılabilir olmalı, koruyucu<br />
yaklaşımlar öncelikli olmalı, işveren tarafından<br />
sağlanmalı, multidisipliner yaklaşımla yürütülmeli,<br />
yasal alt yapı oluşturulmalıdır. (Özkan, T. ve<br />
Lajunen, T. ,2003) Yukarıda belirlenen yaklaşıma<br />
ulaşmak için farklı ülkelerde farklı hizmet modeli<br />
uygulamalarının örneklerini görmek mümkündür.<br />
Hizmet modellerinin başlı çaları şunlardır: Ülke sağlık<br />
sistemi içindeki birinci basamak sağlık kuruluşları<br />
(toplum sağlık merkezleri gibi), şirket içi hizmetlerle<br />
birlikte büyük hizmet modeli, birkaç küçük orta<br />
ölçekli işyeri tarafından ortaklaşa organize edilen<br />
grup hizmetleri (ortak sağlık birimleri, hizmet sağlayıcı<br />
olarak sosyal güvenlik kurumu hizmetleri, iş<br />
sağlığı konusunda uzmanlığı olan serbest çalışan<br />
hekimlerin sunduğu hizmetler, sadece iş sağlığı<br />
hizmetlerini ya da hizmetlerinin bir parçası olarak<br />
iş sağlığı sunan özel sağlık merkezleri, yerel veya<br />
bölgesel hastanelerinin ayakta tedavi klinikleri.<br />
(Özkan, T. ve Lajunen, T. ,2003)<br />
Son yılarda gündeme gelen Temel İş Sağlığı<br />
Hizmetleri yaklaşımı esasen hizmetlerin bütün çalışanları<br />
kapsaması amacını gerçekleştirebilmek<br />
için yöntem önerilerini içermektedir. Kapsayıcılık<br />
sorununun çözülmediğinin, aksine kapsamın<br />
giderek daraldığının saptanması ile 2003 yılında<br />
Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü’nün<br />
oluşturduğu ortak bir komisyon tarafından<br />
konu değerlendirilmiştir. Ortak komisyon,<br />
Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu’nun da katkısını<br />
alarak, özellikle hizmetin kapsamının genişletilmesi<br />
için TİSH kavramını öne çıkartmıştır. İzleyen yıllarda<br />
Mısır (2005), Makedonya (2006), Türkiye (2007),<br />
Hindistan (2008) ve Şili’de (2009) konu ile ilgili<br />
teknik komite toplantıları yapılmıştır. Çalışanların<br />
sağlığı için küresel eylem planı ile tüm çalışanları<br />
kapsayan ve çalışanların erişebileceği bir iş sağlığı<br />
hizmetinin nasıl verilebileceği değerlendirmiş,<br />
program ve hedefler belirlenmiştir. TİSH yaklaşımı<br />
bir taraftan iş sağlığı hizmetlerini belirlerken bir taraftan<br />
da bu etkinliklerin çalışanlarının tamamına<br />
ulaşmasını ve bu amaçla ülkenin sağlık sistemine<br />
entegrasyonunu vurgulamaktadır. Brezilya, Şili,<br />
Çin, Tayland, Vietnam, Kenya, Tanzanya, Uganda,<br />
Finlandiya, İtalya, Küba ve Güney Afrika gibi<br />
ülkelerde TİSH yaklaşımı ile hizmet modelleri geliştirilmektedir.<br />
(Gadd S;2002),<br />
İş hizmetlerinin tüm çalışanları kapsamasını, tüm<br />
çalışanların bu hizmetlere ulaşmasında gereksinimlere<br />
göre hakkaniyetin gözetilmesini, hizmet<br />
sunumunun etkili olmasını, çalışanlar tarafından<br />
kabul edilmesini ve katılım sağlanmasını, kamu<br />
tarafından garanti altına alınmasını, çalışma yaşamı<br />
ile ilgili sosyal politikaların entegre bir parçası<br />
olmasını vurgular. İş hizmetinin oluşturulması ve<br />
sürdürülebilmesi için gereken altyapının aşamalı<br />
olarak geliştirilmesini (4 aşamalı bir modelle) önermektedir<br />
(Koçel T.;2001). Ülkemizde de son yıllarda<br />
Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmet veren Toplum<br />
Sağlığı Merkezlerinde işyeri hekimliği hizmeti verilmesine<br />
ilişkin çalışmalar sürdürülmekte, ilgili yasa<br />
işyeri hekimliği hizmetleriyle sınırlı tutulmuştur.<br />
BÖLÜM 2: İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİK KÜLTÜRÜ<br />
İş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının öncelikli<br />
amacı, çalışanların sağlığını korumaktır. Çalışanların<br />
sağlığını belirleyen iki temel öğe, bireysel özellikler<br />
ve işyeri ortam faktörleridir. Sağlık ve güvenlik<br />
koşulları yetersiz işyerlerinde istenen düzeyde<br />
nitelikli hizmet ve ürün almak beklenemez ( Güven<br />
R. : 2006). İş sağlığı ve güvenliğinin ne ölçüde sağlanmış<br />
olduğu, kuruluşların ekonomik başarısı açısından<br />
önemli bir performans ölçüsü konumuna<br />
gelmiştir. İşyerlerinde yapılması gereken; çağdaş<br />
sağlık anlayışının ilkelerinde olduğu gibi, önlemenin<br />
tedaviden daha etkili, kolay, ucuz olduğu<br />
yaklaşımından hareket etmektir. Risklerin belirlenmesi<br />
ve uygun yöntemlerle ortadan kaldırılması
82<br />
MAKALE<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
gerekir.( Engin O.: 2005) Geleneksel yaklaşımda<br />
(reaktif yaklaşım), kazaların ve sistem bozukluklarının<br />
incelenmesi esastır. Çağdaş güvenlik yaklaşımı<br />
(proaktif yaklaşım) ise, sistem bozukluğundan çok,<br />
güvenlik yönetim sisteminin incelenmesine, risk<br />
değerlendirme ve güvenlik kültürüne odaklanır. Bu<br />
iki yaklaşımın birleştirilmesi gerekir. Zararla sonuçlanabilecek<br />
olası tehlikelerin önceden saptanmasını<br />
ve gerekli önlemlerin alınmasını hedeflenmelidir.<br />
(Güven R. : 2006) ISO 9000 Kalite Yönetimi Sistemi<br />
anlayışının ardından, ISO 14000 Çevre Yönetim<br />
Sistemi anlayışına ve sonra İş Sağlığı ve Güvenliği<br />
Yönetim Sistemi OHSAS 18001 anlayışına gelinmiştir.<br />
Konu Yönetim Sistemleri ile ilişkilendirilmektedir.<br />
OHSAS 18001 Yönetim Sistemi elemanlarından biri<br />
de, risk değerlendirmesidir, amaç riskleri denetlenebilir<br />
duruma getirmek, kabul edilebilir olanları<br />
ve ivedi müdahale gerektirenleri saptamaktır<br />
(Engin O.: 2005). Risk yönetimi stratejisi, güvenlik<br />
yönetimi stratejisini içerir. Güvenlik yönetimi<br />
stratejisi ise performans yönetimini, güvenlik<br />
kültürünü, risk değerlendirmesi ve denetimini,<br />
insan kaynakları yönetimini içerir. Bütün ülkelerde,<br />
bütün işyerlerinde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili<br />
konular, sorunlar yasal düzenlemeler dışında da<br />
farklı araçlardan yararlanmayı gerekli kılmaktadır.<br />
Olay gerçekleştikten sonra yapılan uygulamaları<br />
(reaktif, tepkisel) içeren geleneksel yaklaşım olay<br />
sonrası inceleme ve işin yeniden düzenlenmesine<br />
odaklanır. Çağdaş yaklaşım olay gerçekleşmeden<br />
öncesine, çalışanlara ve güvenli olmayan uygulamalara<br />
odaklanır (proaktif). Proaktif yaklaşımın<br />
sağlanmasında önemli etkenlerden biri de güvenlik<br />
kültürüdür. Korunma ihtiyacının karşılamanın en<br />
önemli yollarından biridir. İnsan davranışları ve bu<br />
davranışların altında yatan insana özgü nedenler<br />
güvenlik kültürünü oluşturmaktadır. Güvenlik kültürü<br />
alt bileşenleri ise tutumlar, davranışlar, değerler,<br />
eğitim ve gelişme konuları, kişisel sorumluluklar,<br />
insan faktörüne özgü konulardır. (Kılkış ve İlknur,<br />
2011) İnsan gereksinimleri bakımından öncelikli<br />
sıralarda olan güvenlik içinde bulunulan toplumun<br />
güvenlik kültürü ile yakından ilişkilidir. Çalışanlar<br />
için çalışma ortam koşulları ve riskler düşünüldüğünde<br />
konu özel önem taşımaktadır. Sosyal ve<br />
ekonomik gelişmenin göstergelerinden biri olan<br />
iş sağlığı ve güvenliği düzeyinin iyileştirilmesinde<br />
toplumda güvenlik kültürünün oluşturulması büyük<br />
önem taşımaktadır.( Kılkış ve İlknur ;2011)<br />
2.1. Güvenlik Kültürü<br />
İnsanlar yaşamak için temel gereksinimlerini<br />
yerine getirdikten sonra, geleceğini güvence<br />
altına almak ister. Maslow’un insan gereksinimlerini<br />
belirleyen piramidinde öncelik sıralaması<br />
ile temel fizyolojik gereksinimler, güvenlik gereksinimi,<br />
sosyal gereksinimler / kimlik gereksinimleri,<br />
ego gereksinimleri / saygınlık gereksinimi, kendini<br />
gerçekleştirme gereksinimi bulunmaktadır.<br />
Fizyolojik gereksinimler (beslenme, barınma vb.)<br />
başlangıç noktasını oluşturur ve hepsinden güçlüdür.<br />
Güvenlik gereksinimi, yaşama gereksinimini<br />
karşılayacak temel fizyolojik gereksinimlerden<br />
hemen sonra gelir. Sosyal gereksinimler arkadaşlık,<br />
kabullenilme isteği, kariyer ve duygusal ilişkiler<br />
gibi gereksinimlerdir. Ego gereksinimleri kendine<br />
güven, başarı, bilgi gibi kişinin kendi ile ilgili olan<br />
gereksinimler ve fark edilme, takdir edilme gibi<br />
statü ve saygınlığı ile ilgili gereksinimleri kapsar. En<br />
üst düzey olan kendini gerçekleştirme gereksiniminden<br />
kendi potansiyelini anlama ve gelişimini<br />
sürdürme isteği anlaşılır. Günlük yaşam faaliyetleri<br />
(yolda yürümek, yolculuk yapmak, araba kullanmak,<br />
spor yapmak, yüzmek, yemek yemek vb.)<br />
belli düzeyde riskler taşır. Riskler fark edilebilir, öğrenilebilir,<br />
korunulabilir, ölçülebilir, analiz edilebilir,<br />
değerlendirilebilir, azaltılabilir, yönetilebilir ve kontrol<br />
edilebilir.( Özkan ve Lajunen ,2003) Güvenlik,<br />
yapılan işin ve/veya çalışma şartlarının zarar ve/<br />
veya tehlike içermeme durumudur. Güvenlik, ISO/<br />
IEC Rehber 22’de Güvenlik ‘kabul edilemez zarar<br />
riskinden uzak olma durumu’ olarak tanımlanır.<br />
Emniyet içinde olma duygusu’ olarak tanımlanabilir.<br />
Ortamda kabul edilebilir düzey ve bu düzeyi<br />
korumak için zamansız ölüm, yaralanma veya<br />
endişe verici koşulların var olma olasılığını azaltma<br />
anlamındadır. Güvenliği sağlamanın üç ana<br />
uygulaması vardır; 1- Güvenliği ve sağlığı tehdit<br />
eden durumların ortadan kaldırılması, 2- Güvenliği<br />
ve sağlığı tehdit eden gelişmelerin zamanında<br />
saptanması, 3-Önlenemeyen durumların kötü<br />
sonuçlarının asgariye indirilmesi (riskin asgariye<br />
indirilmesi) (Demirbilek ve Çakır, 2008),<br />
Kazalara ilişkin değişkenlerin etkisini araştırmak,<br />
insan davranışlarını açıklamak, davranışları durumun<br />
ve kişinin doğası yönünden tartışmak güvenlik<br />
kavramını yerleştirmek için önemlidir. Risk<br />
algısı bir ölçüde kişilerin eğitimi ile ilişkili olmakla<br />
birlikte, işyerinde kararlı uygulamalar sonucunda<br />
güvenlik kültürü oluşturulması da risk algısı bakımından<br />
etkilidir. Risk değerlendirme çalışmaları<br />
kişilerin güvenlik algılamasını olumlu etkilemekte,<br />
hem ölümlü, ağır yaralanmalı hem de nispeten<br />
hafif yaralanmalı kaza sayısını azaltmaktadır. 4<br />
Güvenlik kültürü (safety culture) bir örgütteki (iş<br />
yeri de vb.) bütün üyelerin risk, kaza ve hastalıklar<br />
hakkında paylaştığı fikir ve inançlar bütünü<br />
olarak tanımlanabilir. Bu kavram ilk olarak 1986<br />
yılında meydana gelen Çernobil nükleer santral<br />
kazası/afeti sonrasında, 1987 OECD (Organisation<br />
for Economic Cooperationand Development)<br />
Nükleer Ajans Raporunda dikkati çek-
84<br />
MAKALE<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
mektedir. Son yıllarda bu kavram üzerinde sıkça<br />
çalışılmaktadır (Güven R.: 2007).<br />
Konuya ilişkin bazı tanımlar;<br />
Kültür: Sınıf, toplum ve nüfusların, belli bir dönemin<br />
yansıması olarak göz önüne alınan inançları,<br />
gelenekleri, sanatları, fikirleri, insan işi tüm ürünleri<br />
ve davranış örüntüleridir. İnsanın bilgi, inanç, fikir<br />
ve değerlerinin oluşturduğu dünyadır.<br />
Örgüt Kültürü: Örgüt üyeleri tarafından paylaşılan<br />
varsayımlar, inançlar ve değerlerdir. Bir grubu<br />
diğerlerinden ayırmaya yarayan, zengince geliştirilmiş<br />
ve derine yerleştirilmiş değerler ve inançlar<br />
sistemidir. (Demirbilek ve Çakır, 2008)<br />
Örgüt İklimi: İş çevresi hakkında geniş bir açıda<br />
kişisel değerlendirmeleri kapsar. Kişisel ve örgütsel<br />
etkileşimleri yansıtan değişkenlerdir sınıfıdır. Örgüt<br />
ikliminin, kişilerin motivasyonu ve başarısı üzerine<br />
güçlü bir etkisi vardır. Örgüt iklimi, çoğunlukla güvenlik<br />
iklimi algılamasını etkiler.<br />
Güvenlik İklimi: Çalışanların çalıştıkları ortam hakkında<br />
paylaşılan algılamasıdır. Başka bir ifade ile<br />
çalışanların iş çevreleri, yönetimin güvenlik görüşü<br />
ve aktiviteleri, iş risklerindeki denetimler hakkında<br />
algılama kalıpları geliştirmesi ve buna uygun davranmasıdır.<br />
Güvenlik ikliminin önemli bileşenleri;<br />
yönetim değerleri, yönetim ve örgüt uygulamaları,<br />
iletişim, işyeri sağlık ve güvenliğine çalışanların<br />
katılımıdır. Bu faktörlerin kaza ve olayları azalttığı<br />
pek çok çalışmada gösterilmiştir. Güvenlik iklimi işyerinde<br />
güvenlik kültürü hakkında bir bilgi kaynağı<br />
olarak görülebilir (Güven R. :2007).<br />
Güvenlik Kültürü: Çalışan ve yöneticilerin risk<br />
ve güvenlik konusunda tutum ve davranışları’<br />
tanımı geçerli bir tanımdır. Örgütteki tüm üyelerin<br />
risk, kaza ve hastalık hakkında paylaştığı fikir<br />
ve inançlar’ olarak tanımlamıştır. İngiltere’de,<br />
Sağlık ve Güvenlik Komisyonu (UK Healthand<br />
Safety Commission; HSC,1993) Güvenlik Kültürü’nü<br />
‘örgütün sağlık ve güvenlik programının yeterliliğine,<br />
biçimine, bağlılığına karar vermek için kişi<br />
ve grup değerleri, tutumlar, yetenekler ve davranış<br />
örüntüleri’ olarak tanımlar. Güvenlik kültürü,<br />
değerleri, esasları ve inançları içeren bir kavramdır<br />
ve güvenlik yönetim sisteminin önemli bir<br />
parçasıdır. Güdüleyici ve eşgüdümlü aktivitenin<br />
kaynağıdır. Çalışanların motivasyon ve davranışları,<br />
üst yönetimin güvenliğe verdiği değer ile ilgili<br />
algılamalarından etkilenir. Yöneticilerin olumlu geri<br />
bildirimi de, güvenlik kurallarına uyumu güçlendirir.<br />
Güvenlik kültürü farklı boyutları olan bir kavramdır.<br />
Farklı yaklaşımlarla, birbirinden farklı değişkenlerle<br />
değerlendirilmektedir. Çoğunlukla sosyal/bilişsel<br />
aracı olarak, güvenlik ikliminin değerlendirilmesi<br />
şeklinde değerlendirilmektedir. Örgütsel güvenlik<br />
ikliminin, güvenliğe özel liderlik uygulamasının,<br />
yönetimin güvenliğe bağlılığının ve güvenlik etkinliklerinin;<br />
çalışanın da güvenliğe bağlılığına, artmış<br />
güvenlik algılamasına ve güvenlik performansına<br />
neden olduğu gösterilmiştir. Güvenlik ikliminin ve<br />
güvenlik kültürünün güvenlik performansı üzerine<br />
olumlu etkisini gösterilmiştir. Güçlü bir örgüt güvenlik<br />
ikliminin, iş güvensizliğinin olumsuz sonuçlarını<br />
(bilgi, uyum, kaza ve yaralanmalar ve raporlamalar<br />
yönünden) azalttığı, güvenlik performansının<br />
bir öncüsü olduğu saptanmıştır. (Özkan ve<br />
Lajunen, 2003) Çok sayıda ölüm, yaralanma ve<br />
büyük ekonomik kayıplara neden olan Bophaltoksik<br />
gaz salınımı, Challenger uzay aracı patlaması,<br />
2005’te Teksas’da rafineri patlaması gibi kazalarda<br />
raporlar örgüt güvenlik kültürünü olaylara neden<br />
olan faktör olarak ortaya koymuştur. Güvenlik<br />
iklimi ve güvenlik kültürü kavramları arasında kafa<br />
karışıklığına neden olacak yaklaşım söz konusu<br />
olabilir. İklim daha hızlı ve kolay değişir, yüzeysel<br />
ve geçicidir, bir olay sonrası değişime giderken,<br />
altta yatan kültür onu desteklemedikçe yinelenen<br />
olaylar kaçınılmazdır. (Özkan ve Lajunen, 2003)<br />
2.1.1. Güvenlik Kültürünün Amaçları<br />
• Davranış normları oluşturmak, • Kaza ve yaralanmaları<br />
azaltmak, • Dikkat çeken konularda güvenliği<br />
sağlamak, •Örgüt üyelerinin riskler, kazalar<br />
ve hastalıklar hakkında aynı inanç ve fikirleri paylaşmasını<br />
sağlamak, • Kişilerin güvenliğe bağlılığını<br />
artırmak, • Örgüt sağlık ve güvenlik programının<br />
biçim ve yeterliğine karar vermektir.<br />
2.1.2. Güvenlik Kültürünün Araçları<br />
• İşle ilgili eğitim, • Tüm basamaklı düzeylerde<br />
bağlılık, • Kalite ve üretkenlik, • İletişim akışı, •<br />
Kaynak eksikliklerinin giderilmesi, • İş tasarımının<br />
değerlendirilmesi. (Ergonomi)<br />
Davranış değişimini sağlamak; güvenlik kayıtlarının<br />
analizi ile başlar, geçirilen aşamalar, kritik<br />
davranışların belirlenmesi, gözlem, kayıt, değerlendirme,<br />
kaza önleme programını tanıtma ve geri<br />
bildirim sağlama ile devam eder. Yeni bir kültürde<br />
paylaşılan pozitif deneyimler en önemli öğedir.<br />
İnsanların kas gücü, zamanı, fiziksel olarak varlığı<br />
saat başı ücretle elde edilebilir, ancak sadakati,<br />
bağlılığı ve fikirleri elde edilemez. Yürütülecek<br />
programların bunları başarmasını sağlamak daha<br />
önemlidir. Davranış müdahalesinde, davranışa<br />
dayalı geri bildirimler güvenli davranışları artırır.<br />
Davranış değişikliği güvenlik performansını<br />
geliştirmek anlamına gelir. (Özkan ve Lajunen,<br />
2003) Güvenlik kültürü, çalışanlar güvenliğin örgüt<br />
için anahtar değer olduğuna inandığı zaman ve<br />
güvenlik örgütün öncelikleri listesinde üst sıralara<br />
geldiği zaman pozitiftir. Bu algılamaya ulaşmanın<br />
yolları şunlardır; • Çalışanların yönetimi inanılır
ISTANBUL<br />
Y A R N S · F A B R I C S · A C C E S S O R I E S · M A N U F A C T U R I N G<br />
MARCH 20-22 | 2019<br />
ISTANBUL CONGRESS CENTER
86<br />
MAKALE<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
ve güvenilir görmeleri, • Güvenlik politikalarının<br />
günlük temelde yaşatılması, • Yönetim kararlarının,<br />
paranın insan için harcandığını göstermesi,<br />
• Yönetim tarafından memnuniyet için ödüller,<br />
ölçümler ve önlemler planlanması, • Çalışanların<br />
sorun çözme ve karar verme süreçlerine katılması,<br />
• Yönetim ve çalışanlar arasında, yüksek derecede<br />
dürüstlük ve iletişime açıklık olması, • Güvenlik<br />
bilgi sistemi olması, • Çalışanların, performansları<br />
için olumlu onay alması (Ocaktan ME : 2009)<br />
Pozitif güvenlik kültürünün amacı; çalışanın risklerin<br />
farkında olduğu bir atmosfer yaratmak, güvensiz<br />
hareketlerden sakınmalarını sağlamak ve<br />
onları sürekli korumaktır. Pozitif (olumlu, beklenen)<br />
güvenlik kültüründe yönetimin güvenliğe inancı /<br />
bağlılığı gözle görülür olmalı, karşılıklı güven sağlanmalı,<br />
etkinliklerin sürekliliği olmalı, düzenli eğitimler<br />
yapılmalı, çalışanların tüm süreçlere katılımı<br />
sağlanmalı, güvenlik çabalarına dönük olumlu<br />
geri bildirimler verilmeli, iki yönlü açık iletişim<br />
sağlanmalıdır. Güvenlik kültürünü oluşturmanın<br />
ardından, tüm örgüt üyelerinin sağlık ve güvenlik<br />
konusunda benzer inanç, fikir ve algıları paylaşmalarını<br />
sağlamak ve sonunda kaza, yaralanma<br />
ve hastalıkları azaltmak olanaklı olabilecektir.<br />
(Özkan ve Lajunen, 2003)<br />
2.2. Pozitif Güvenlik Kültürü Kriterleri<br />
Firmalarda oluşturulacak Pozitif güvenlik kültürü<br />
aşağıdaki 6 başlığı içermelidir. • Sistem günlük, düzenli<br />
proaktif takım etkinlikleri sağlamalı, • Merkez<br />
yönetim; takım performansı sağlamak, performans<br />
niteliğini artırmak, güvenliğin üst yönetim için<br />
önemli olduğunu göstermek amacıyla uğraş vermeli,<br />
• Güvenliğin örgüt için yüksek önceliğe sahip<br />
olduğunu, en üst yönetim görülebilir şekilde desteklemeli,<br />
• Herhangi bir çalışan, yeni ve anlamlı<br />
bir güvenlik ile ilişkili etkinliği yerleştirme tercihi<br />
yapabilmeli, • Güvenlik sistemi esnek olmalı, tüm<br />
düzeylerde seçeneklere izin verilmeli, • Güvenlik<br />
çabaları, çalışanlar tarafından olumlu karşılanmalıdır.<br />
(Ocaktan ME; 2009)<br />
Burada geçen altı ölçüt, örgüt yönetiminin otoriter<br />
ya da katılımcı olmasına ya da güvenliğe farklı<br />
yaklaşımlar sergilemesine bakılmaksızın her örgütte<br />
karşılanabilir. Kültür kolayca değişmez, zamanla<br />
ve çeşitli durumlara adaptasyon olarak gelişir.<br />
İnsan bir kez yeniliğin daha iyi olduğunu anlarsa,<br />
değerler daha kolay kabul edilebilir ve bunları<br />
destekleyecek yeni fikirler ortaya çıkabilir. Kültür<br />
değişikliği için mevcut kültüre karşı çıkmak yerine,<br />
mevcut kültürel güçler üzerine derece derece<br />
değişim yapılandırmak daha etkilidir. İnsanlara<br />
gerçek sorunlarına yönlenerek yeni davranışlar,<br />
varsayımlar, değerler deneyip yaratacağı fırsatlar<br />
gerekir. Liderler, rol model olmalıdır. Kuşkular<br />
ve hatalar dürüstçe paylaşılmalıdır. Değişim<br />
zaman alacağı için, sabırlı olunmalıdır. (Engin O.;<br />
2005) Güvenlik politikasının başarısı için, güvenlik<br />
uygulamalarının izleneceği bir sistem kurmak<br />
esastır. Görevler her düzeyde iyi tanımlanmalı,<br />
geçerli performans ölçüleri olmalı, iyi performans<br />
ödüllendirilmelidir. Sorumluluk, kültür oluşturmada<br />
anahtardır. Kültür oluşturma; çalışanlar, denetçilerin<br />
ve yönetimin güvenlik görevini tamamladığını<br />
gördüğü zaman, yönetimi günlük olarak inanılır<br />
ve güvenilir gördüğü zaman ve en üst yönetim<br />
güvenlik politikası belgelerini imzaladığı ve buna<br />
gerçekten inandığı zaman tamamlanır. (Engin<br />
O.: 2005) Yönetimin güvenliğe bağlılığı, ilgisi ve<br />
yönetim kalitesi anahtar öğeler olarak tanımlanır.<br />
Ancak, yönetimin bağlılığı yeterli değildir. İyi bir<br />
liderlikle, personel daha öz sorumluluk sahibi, yaratıcı,<br />
yeni sorunlara uyumu iyi, işbirliğine açık olur.<br />
Hem işveren, hem çalışanlar sorun çözme ve görüş<br />
birliği sağlama konusunda becerilerini geliştirmeli,<br />
katılımını artırmalıdır. Sonuçta, liderlik, aktiviteler,<br />
sistem, önlemler ve ödüller güvenliğin başarılıp<br />
başarılamayacağını gösterir. (Kılkış, 2011)<br />
Aşağıdaki konularda iyileşmeler başarı sağlanmasına<br />
yardımcı olacaktır; • Yönetimin güvenliğe<br />
bağlılığı, çalışanın güveninin artması, • Gereksinim<br />
olan yerde eğitim ve yardım verilmesi,<br />
• Sorun çözmenin öğretilmesi, • Dürüst ve yeterli<br />
bilgi akışı, • Çalışan görüş ve fikirlerinin alınması,<br />
• Üst yönetim olumlu yaklaşımının sağlanması.<br />
(Özkan. ve Lajunen, 2003)
88<br />
MAKALE<br />
kültürü düzeylerini geliştirmelerine ve sürdürmelerine<br />
özel bir önem vermektedir (Kılkış, 2011).<br />
Olumlu güvenlik kültürü oluşturma konusunda<br />
başlıca üç alanda dirençle karşılaşılaşılabilir; •<br />
Değişime direnç (komuta ve kontrol yaklaşımı yerine<br />
danışmanlıkla aşılmalıdır), • Var olan yönetim<br />
sisteminin uyumu, • İnformal politik ve kültürel<br />
dinamikler (Özkan ve Lajunen, 2003:32)<br />
Çalışana görüşlerini sormak ve onları çözüm<br />
süreçlerine katmak altyapıyı sağlar, direnci kırar,<br />
problemlerin derinlemesine anlaşılmasını sağlar<br />
ve belli dönemlerde yinelenmelidir. (Engin O.:<br />
2005) Güvenlik kültürü ile ilgili ortak kabul gören<br />
bir tanım ve ölçme yaklaşımı olmamakla birlikte;<br />
konunun önemi nedeniyle günümüzde işletmelerin<br />
güvenlik kültürünü oluşturması, geliştirmesi<br />
ve değerlendirmesi konusunda fikirler ortaktır.<br />
Güvenlik kültürü üç alanda kararlılık gerektirmektedir;<br />
işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği<br />
yönetim sistemlerini yaşama geçirme kararlılığı,<br />
işçilerin bu sistemlere katılma ve destekleme<br />
kararlılığı ve uluslararası çerçeve oluşturulmasına<br />
yönelik kararlılık. (Özkan ve Lajunen, 2003)<br />
BÖLÜM 3 :İŞ GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜ OLUŞTURULMASI<br />
ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA<br />
3.1. Amaç<br />
Araştırmada, İş kazaları ve Meslek hastalıklarının<br />
önlenmesinde işyerinde iş sağlığı ve güvenliği<br />
uygulamaları konusunda, çalışanların yaklaşımı,<br />
güvenli davranışı, yöneticilerin konuyla ilgili tutumu<br />
ve uygulamalarının çalışanlarca algılanışının belirlenmesi<br />
amaçlanmaktadır. Dolayısıyla; İş Güvenlik<br />
kültürünün oluşmasındaki bireysel ve örgütsel<br />
değişkenlerin önceliğini belirlemektir.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
Bütün çalışanların iş güvenliği yönetim sistemine<br />
katılımı da (finansal ve profesyonel kaynak<br />
kullanımı, iş ve program oluşturulması gibi tüm<br />
işlevlerde) oldukça etkilidir. İnsancıl değerleri<br />
geliştirmek ve insan odaklı yaklaşımı etkinliklerde<br />
kullanmak (çalışanlarla buluşma, işyeri güvenlik<br />
gözlemleri vb.) gerekir (Kılkış, 2011). Teknolojik gelişmeler<br />
yeni düzenlemelere ihtiyaç duyurmaktadır.<br />
Öte yandan işçi hareketliliği, göçmen işçiler<br />
ulusal faktörlerin etkisi ile risk alma davranışı ve<br />
risk algılama farklılıkları güvenlik iklimi ve kültürü<br />
kurmayı zorlaştırmaktadır. Benzer sorun geçici<br />
çalışan işçiler içinde söz konusudur. <strong>Teknik</strong> yapı,<br />
sosyal yapı ve iş baskısı güvensiz davranışları tetikleyebilir.<br />
Uluslararası Çalışma Örgütü de bütün<br />
dünyada işyerlerinin koruyucu sağlık ve güvenlik<br />
3.2. Yöntem<br />
Araştırma, anket tekniği ile gerçekleştirilmiştir. 3 Bölüm<br />
olarak 30 soru sorulmuştur. Anket soruları ektedir (EK-1).<br />
Araştırma, 54 çalışanı ile tek vardiya halinde<br />
çalışan, iç ve dış piyasa için üretim yapan ve ISO<br />
9001,ISO 14001 ve OHSAS 18001 belgesi olan bir<br />
<strong>Tekstil</strong> işletmesinde gerçekleştirilmiştir. Demografik<br />
özelliklerle ilgili bilgiler Tablo – 1’ de görülmektedir.<br />
Bu firmada çalışan memnuniyetinin ölçülmesi ile<br />
ilgili sorular Tablo - 2’de görülmektedir.<br />
Sorular uzun olduğundan anket numaraları ile<br />
tanımlandı. Ekler kısmına Anket eklenmiştir.<br />
Firmada çalışanların İş güvenliği ve İşçi Sağlığı<br />
uygulamalarını ne ölçüde benimsediği ve dikkate<br />
aldığını anlamak için hazırlanan sorularla ilgili<br />
istatistiki değerler Tablo - 3 ‘de gösterilmiştir.<br />
Ankette “İlk Amirim ve Üst Yönetimim İş Sağlığı<br />
ve Güvenliği Kurallarına Uyarlar (S15)” İfadesine<br />
örneklem grubunun yaklaşık %83’ü kesinlikle<br />
katıldıklarını belirtmiştir.
90<br />
MAKALE<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
3.3. Bulgular<br />
Anketin B başlığındaki Çalışan Memnuniyeti ile ilgili<br />
soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini<br />
incelediğimizde; bu işletmedeki çalışanların<br />
üstlerinin yaklaşımlarından, üstleri ile rahat<br />
iletişim kurmalarından yüksek oranda memnun<br />
oldukları görülüyor. Aldıkları ücret, servis, yemek<br />
gibi önemli başlıklardaki memnuniyetleri de çok<br />
yüksek gözükmekte. Anketin C başlığındaki İş<br />
Güvenliği ve İşçi Sağlığı Uygulamaları ile ilgili<br />
soruların Tablo-2 deki istatistiksel değerlendirmesini<br />
incelediğimizde; çalışanların Kişisel Koruyucu<br />
Donanım Kullanma ve MSDS ile ilgili bilinçlerinin<br />
yüksek olduğu görülmektedir. Çalışanlar ayrıca<br />
ilk amir ve üst yönetimin bu konudaki hassasiyetini,<br />
denetlemesini ve örnek olmasını da olumlu<br />
buluyorlar. Eğitimlerin verilmesini İSG uygulamalarının<br />
algılanmasında faydalı olduğunu düşünüyorlar.<br />
Genel olarak baktığımızda çalışanların iş<br />
yerinden memnuniyetleri artıkça, o işyerine daha<br />
fazla güven duyarak, ait olma duyguları güçleniyor.<br />
Özellikle maaş ve diğer sosyal haklar çalışanlar<br />
için diğer işletmelere göre daha cazipse, işini<br />
kaybetmemek için konulan kurallara uyuyor.<br />
SONUÇ VE ÖNERİLER<br />
2012 yılında resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe<br />
giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği<br />
kanunu; çalışan ve işverenlerde bir farkındalık<br />
getirmesine rağmen, uygulamada ki ve denetim<br />
mekanizmasındaki aksaklıklar nedeniyle iş kazaları<br />
ve meslek hastalıklarında Çalışma ve Sosyal<br />
güvenlik Bakanlığının en son yayınlanan 2012<br />
verilerine göre bir azalma söz konusu olmamıştır.<br />
2.Bölümde; İSG kültürünün neden oluşturulması<br />
ve yaygınlaştırılması gerekliliğinden bahsettik.<br />
Ayrıca bu kültürün oluşturulması için aşağıdaki<br />
önerilerin uygulanması da fayda sağlayacaktır.<br />
İSG alanındaki ulusal ve uluslararası kuruluşların<br />
temsilcileri ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden<br />
konunun uzmanı yetkili ve sorumlu kişileri<br />
bir araya getirmek suretiyle güçlü bilgi ve deneyim<br />
alış verişi olanağı sağlamak, gelecek için<br />
işbirliği imkânlarının oluşturulmasında kolaylaştırıcı<br />
rol oynayacaktır. İş sağlığı ve güvenliğinin<br />
ulusal ve uluslararası düzeyde öncelikli olarak<br />
yer alması ve bu alana yeterli insan gücü ile<br />
ekonomik kaynağın ayrılması çalışma ortamının<br />
iyileştirilmesi ve çalışanların sağlık ve güvenliklerinin<br />
geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. İş sağlığı<br />
ve güvenliği konularının yönetim sistemi yaklaşımı<br />
ile ele alınması sorunlara çözüm getirilmesinde<br />
etkili bir yöntemdir. 89/391/EEC sayılı Çerçeve<br />
Direktif ve ILO 155 ve ILO 161 sayılı Sözleşmelere<br />
uyumlu olarak hazırlanmış olan 6331 sayılı İş Sağlığı<br />
ve Güvenliği Kanunu da İSG Yönetim Sistemi<br />
yaklaşımını(OHSAS 18001) desteklemektedir. İş<br />
sağlığı ve güvenliği politikalarının uygulanmasında;<br />
kanun koyucu ve tüm sosyal paydaşların<br />
politika oluşturma haricinde, sahada aktif olarak<br />
yer alması, iyi uygulamalara rehberlik yapması<br />
ve rol model oluşturmasının önemi büyüktür.<br />
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık<br />
Bakanlığının işbirliği ve ortak akılla yürüteceği<br />
saha uygulamalarının gerçekleştirilmesi beklenmektedir.<br />
İş sağlığı ve güvenliği eğiticileri ve<br />
eğitimlerinin niteliğinin iyileştirilmesi amacıyla bu<br />
alanda uluslararası standartlar oluşturulmalıdır.<br />
Günümüzde çalışma yaşamında yeri ve önemi<br />
artan ve bu nedenle diğer sektörlere göre<br />
daha çok çalışanı ilgilendiren kamu ve hizmet<br />
sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusu göz<br />
ardı edilmemelidir. İşletmelerde İş Güvenliği<br />
Kültürünün oluşmasında ; çalışanın işyerinden<br />
memnuniyeti artırmanın ve üstlerinin iş güvenliği<br />
uygulamalarında ki etkinliği, örnek olması ve<br />
denetleme mekanizmasını iyi çalıştırması önemli<br />
rol oynamaktadır. Araştırmada görüldüğü üzere<br />
İSG eğitimi alanların bu konuda bilinçleri de<br />
artmaktadır. Çalışan için işyeri vazgeçilmez ise<br />
(ücret, çalışma ortamındaki adalet ve huzur,<br />
sosyal imkânlar vb.) İş Güvenliği ile ilgili kurullara<br />
uymada ve bunu sürdürmede daha dikkatli<br />
olmaktadır. İş Güvenliği Kültürü oluşturmada<br />
bireysel değişkenlerden çok örgütsel değişkenler<br />
daha etkilidir. Son olarak, Türkiye de iş sağlığı ve<br />
iş güvenliği kültürü oluştururken tüm paydaşlara<br />
görev düşmektedir. Toplumsal bir iş güvenlik<br />
kültürü oluşturulmalı, eğitimleri ailede, daha sonrada<br />
ilköğretimden başlayarak sürdürülmelidir.<br />
Ergenlikten sonra alışkanlık kazandırmak zordur.<br />
Yaşamın her safhasında iş güvenliği kültürünün<br />
oluşturulması iş kazaları ve meslek hastalıklarının<br />
azalmasında fayda sağlayacaktır.<br />
KAYNAKLAR: (1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı;(2014),2013 yılı faaliyet raporu, Strateji Geliştirme Başkanlığı,80-93 (2) Demirbilek, Tunç ve<br />
Çakır, Özlem (2008), “Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımını Etkileyen Bireysel Ve Örgütsel Değişkenler”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi Ve İdari<br />
Bilimler Fakültesi Dergisi, 23(2), 173–191. (3) Engin O.; (2005),İşletmelerde Güvenlik Kültürü Oluşturma Süreci. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi, Sayı:26,<br />
Temmuz-Ağustos :10-13. (4) Gadd S;(2002), Safety Culture: A review of the literature, HSL/2002/25, Health Safety Laboratory, (5) Güven R.;(2007),-<br />
Güvenlik Kültürü. IV. İş Sağlığı ve güvenliği Kongresi Bildiriler Kitabı, Adana; 143-149. (6) Güven R.;(2006), Güvenlik Kültürünün Oluşumunda Eğitimin<br />
Yeri ve Önemi. İş Sağlığı Güvenliği Dergisi , Sayı:30, Nisan-Mayıs-Haziran:3-9. 9 (7) Uluslar arası çalışma örgütünün web sayfası, http://www.ilo.org/<br />
global/statistics-and-databases/lang--en/index.htm, (erişim tarihi ; 20-29-05-2014) (8) Kılkış, İlknur (2011), “İş Sağlığı ve İş Güvenliği”, Sosyal Politika,<br />
(Ed: Aysel Tokol ve Yusuf Alper), 1. b., Dora Yayınları, Bursa, 194-218. (9) Koçel T.;(2001), İşletme Yöneticiliği, 8. Bası, beta Basım yayın dağıtım, İstanbul,44-64<br />
(10) Ocaktan ME;(2009),Bir Otomotiv Fabrikasında Güvenlik Kültürünün Değerlendirilmesi, TC Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,<br />
Halk Sağlığı Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara. (11) Özkan, T. ve Lajunen, T. (2003), Güvenlik Kültürü ve İklimi, Pivolka, 2(10), 3-4.
Her an<br />
ONLINE olun!<br />
Bütün dünya sizi görsün!<br />
www.tekstilteknik.com.tr<br />
Banner reklam talepleriniz için;<br />
mehmet.tatli@img.com.tr<br />
0 212 604 51 00<br />
www.img.com.tr
92<br />
PANORAMA<br />
Pamuk Pazarı Esasları ve<br />
Fiyatlara Genel Bakış<br />
Cotton Market Fundamentals &<br />
Price Outlook<br />
SON FİYAT HAREKETLERİ<br />
NY Vadeli işlemler ve A Endeks, Ocak ayında<br />
dengeye oturmadan önce, Aralık ayı boyunca<br />
inişteydi. Çin ve Pakistan fiyatları geçtiğimiz ay<br />
yatay seyretti. Hindistan fiyatları biraz geriledi.<br />
• NY Vadeli işlemler (Mart) kontratı Aralık ayı<br />
başındaki 80 cent/lb yakınlarındaki seviyelerden<br />
Ocak ayında 70 cent/lb’ye kadar inen değerleri<br />
gördü. Son işlemlerde fiyatlar 72 cent/lb<br />
yakınlarına tutundu.<br />
• A Endeks, NY vadeli işlemlerin genel hareketini<br />
takip etti. Değerler, Aralık başında<br />
bulundukları 88 cent/lb seviyelerinden Ocak<br />
başındaki 80 cent/lb yakınlarına geriledi.<br />
Daha sonra ise 82 cent/lb civarlarında işlem<br />
görmeye devam etti.<br />
• Çin Pamuk Endeksi (CC Endeks 3128B) hem<br />
uluslararası (102 cent/lb) hem de yerel birimlerde<br />
(15.400 RMB/ton) dengede kaldı.<br />
• Hindistan spot fiyatları (Shankar-6 kalitesi)<br />
geçen ay hafif inişe geçerek 80’den 77 cent/lb<br />
veya 44.400’den 42.800 INR/candy’ye geriledi.<br />
• Pakistan spot fiyatları geçtiğimiz ay genel<br />
olarak düz bir çizgide hareket ederek 76 ile<br />
77 cent/lb veya 8.700 ile 8.800 PKR/maund<br />
arasında işlem gördü.<br />
RECENT PRICE MOVEMENT<br />
NY futures and the A Index decreased<br />
throughout December before stabilizing in<br />
January. Chinese and Pakistani prices were<br />
stable over the past month. Indian prices<br />
moved slightly lower.<br />
• The Nearby NY futures contract (March) fell<br />
from levels near 80 cents/lb in early December<br />
to values as low as 70 cents/lb in January.<br />
In later trading, prices have been generally<br />
holding near 72 cents/lb.<br />
• The A Index followed the same general pattern<br />
as NY futures. Values decreased from those<br />
near 88 cents/lb in early December to those<br />
just below 80 cents in early January. Recently,<br />
levels have been near 82 cents/lb.<br />
• The Chinese Cotton Index (CC Index 3128B)<br />
was steady in both international (102 cents/lb)<br />
and local terms (15,400 RMB/ton).<br />
• Indian spot prices (Shankar-6 quality) edged<br />
slightly lower over the past month, declining<br />
from 80 to 77 cents/lb or from 44,400 to<br />
42,800 INR/candy.<br />
• Pakistani spot prices were steady, trading<br />
between 76 and 77 cents/lb or from 8,700 and<br />
8,800 PKR/maund over the past month.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
ARZ, TALEP VE TİCARET<br />
Aralık ayının 22’sinde başlayan federal hükümetin<br />
kısmi kapanışı dolayısı ile A.B.D. Tarım<br />
Bakanlığının arz ve talep tahminlerine bu ay<br />
güncelleme yapılmadı. İşçi İstatistikleri Bürosu<br />
tarafından açıklanan istihdam ve enflasyon<br />
rakamları gibi verileri planlanan şekilde açıklamaya<br />
devam eden bazı hükümet ajansları olsa<br />
da, A.B.D. Tarım Bakanlığı istatistiklerinin büyük<br />
çoğunluğu yayınlanmadı. Ocak ayı için revize<br />
edilmiş tahminler olmadan, bu Aylık Ekonomik<br />
Bülteni geçtiğimiz ay ile aynı verileri sunmak-<br />
SUPPLY, DEMAND, & TRADE<br />
Due to the partial shutdown of the federal government<br />
that began on December 22nd, no updates<br />
were made to USDA supply and demand<br />
estimates this month. Although there are some<br />
government agencies that continue to release<br />
data as scheduled (for example, the employment<br />
and inflation figures issued by the Bureau<br />
of Labor Statistics), the majority of USDA statistics<br />
are not being published. Without revised<br />
estimates for January, this edition of the Monthly<br />
Economic Letter presents the same figures as last
PANORAMA 93<br />
month (USDA’s numbers from November and December).<br />
Beyond supply and demand updates,<br />
another important stream of information from<br />
the USDA that has been interrupted is the weekly<br />
export sales and shipment data. In addition, U.S.<br />
trade data, which cover flows of fiber, yarn, and<br />
finished textile goods have been suspended.<br />
ta (A.B.D. Tarım Bakanlığının Kasım ve Aralık<br />
rakamları). Arz ve talep güncellemelerinin<br />
ötesinde, A.B.D. Tarım Bakanlığından kesintiye<br />
uğrayan başka bir önemli bilgi akışı da haftalık<br />
ihracat ve sevkiyat verileri oldu. Ek olarak,<br />
elyaf, iplik ve bitmiş tekstil ürünlerini kapsayan<br />
A.B.D. ticari verileri de askıya alınmış oldu.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
94<br />
PANORAMA<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019<br />
FIYATLARA BAKIŞ<br />
A.B.D. Tarım Bakanlığının arz ve talep rakamlarına<br />
yaptığı revizyonlardaki kesinti piyasanın<br />
belirsiz zamanlarına denk geldi. Başlamadan<br />
önce, 2018/19 geçiş yılı olarak tanımlanabilirdi.<br />
Değişim belirsizlik ima etmekte ve biz neredeyse<br />
hasat yılının ortasına gelmişken cevaplardan<br />
ziyade sorular karşımıza çıkmaya devam ediyor.<br />
2018/19’u geçen birkaç hasat yılından farklı olarak<br />
şekillendirecek unsurun, Çin’in rezerv stoklarını<br />
boşaltma politikasından dengelenme politikasına<br />
geçişi olması beklenmekteydi. Hükümet<br />
arzının geçtiğimiz üç yıl boyunca küçülmesinden<br />
dolayı Çin’in üretim açığını rezerv stoklarından<br />
satış ihaleleri ile doldurma kapasitesi azaldı.<br />
Buna bağlı olarak Çin’in ithalatını arttırmaya ihtiyacı<br />
olacağı öngörülmekteydi. Ancak, şu ana<br />
kadar Çin ithalatlarında kesin yükseliş ortaya<br />
çıkmadı. 2018/19’da kalan yedi ay daha var ve<br />
Çin hasadı bağlanıp işletmelerdeki stoklar azalmaya<br />
başladıktan sonra Çin ithalatlarının hala<br />
yükselme ihtimali bulunmakta. Çin ithalatlarının<br />
artışını desteklemeyen diğer bir faktör de A.B.D.<br />
ve Çin arasında süregelen ticari anlaşmazlıklar<br />
oldu. A.B.D. ve Çin resmi makamları 7 Ocak haftasında<br />
buluştu. Toplantı sonrasında, ilerleme<br />
kaydedildiği belirtildi ancak anlaşma maddeleri<br />
hakkında belirli bir detay açıklanmadı ve Çin’in<br />
daha fazla Amerikan pamuğu alacağına dair<br />
ipucu sayılacak bir bilgi de verilmedi (Aralık<br />
ayındaki pazarlıklar sonrasında Çin daha fazla<br />
Amerikan soya fasulyesi aldı). İthalat talebine<br />
ket vuran ve belirsizliğe katkı sağlayan diğer bir<br />
faktör de zayıflayan global ekonomik göstergeler<br />
oldu. Yazdan beri, global gayrisafi hasıla<br />
tahminleri düşürüldü. Temel endişeler Çin’deki<br />
yavaşlama ve Avrupa’daki yavaş büyüme<br />
idi. A.B.D.’ndeki istihdam pazarı güçlü kalırken<br />
diğer yandan birkaç gösterge de A.B.D.’ndeki<br />
büyümenin zirveyi görmüş olabileceğini<br />
öneriyor (örn.: gayrimenkul satışları yavaşladı,<br />
faiz oranları verim eğrileri tersine döndü). Daha<br />
yavaş ekonomik büyüme daha düşük talep artışı<br />
ile ilişkilidir. Bu emtialar için doğrudur ve Ekim<br />
ayından beri petrol fiyatlarında görülen keskin<br />
düşüşler, kısmen de olsa, Çin’de azalan ekonomik<br />
aktiviteye atfedilmektedir. A.B.D. Tarım<br />
Bakanlığının mevcut (Aralık) pamuk öngörü seti<br />
ile ilgili yapılan ortak eleştiri, işletme tüketiminin<br />
çok yüksek olup son zamanlarda görülen makro<br />
PRICE OUTLOOK<br />
The interruption in USDA revisions to supply and<br />
demand figures comes at an uncertain time for<br />
the market. Before its onset, 2018/19 could have<br />
been identified as a year of transition. Change<br />
implies uncertainty, and even though we are<br />
nearly halfway through the crop year, more<br />
questions than answers appear to be presenting<br />
themselves. What had been expected to delineate<br />
2018/19 from the past several crop years<br />
was that China’s policies for drawing down<br />
reserve stocks would evolve into a policy of stabilization.<br />
Due to the reduction in government<br />
supplies over the past three years, China’s ability<br />
to fill its production gap through the auction of<br />
reserve stocks has diminished. Correspondingly,<br />
it has been expected that China would need to<br />
increase imports. However, thus far, a definitive<br />
uptick in Chinese imports has yet to surface. There<br />
are seven months remaining in 2018/19 and it<br />
is still possible that Chinese imports could climb<br />
after the Chinese harvest is committed and mill<br />
inventories possibly start to decrease. One factor<br />
that has not been supportive of rising Chinese<br />
imports is the lingering trade dispute between<br />
the U.S. and China. Officials from the U.S.<br />
and China met during the week of January 7th.<br />
After the meeting, it was reported that progress<br />
had been made, but no specific points of agreement<br />
were released and there was no mention<br />
of anything suggesting that China would buy<br />
more U.S. cotton (after negotiations in December,<br />
China did buy more U.S. soybeans). Another<br />
factor inhibiting import demand and adding to<br />
uncertainty is the weakening global economic<br />
outlook. Since the summer, forecasts for global<br />
GDP have been adjusted lower. A chief concern<br />
is the slowdown in China and slow growth<br />
in Europe. In the U.S., the labor market remains<br />
strong, but there are a few indicators that<br />
suggest growth in the U.S. may have reached a<br />
peak (e.g., housing sales have slowed, inversion<br />
in interest rate yield curves). Slower global economic<br />
growth is associated with slower demand<br />
growth. This is true across commodities, with<br />
the sharp declines in oil prices since October<br />
partially attributed to expectations of slower<br />
economic activity in China. Regarding the US-<br />
DA’s current (December) set of cotton estimates,<br />
a common criticism is that their mill-use figure is
PANORAMA 95<br />
too high and does not fully integrate the recent<br />
deterioration in macroeconomic conditions. As<br />
we approach the timeframe when early estimates<br />
for the 2019/20 crop year are released, the<br />
threat of a recession at some point in the next<br />
year or two will be a source of uncertainty. While<br />
a downturn in economic growth suggests slower<br />
growth in mill-use, it should also be remembered<br />
that most recessions are not as severe as the<br />
one that occurred in 2008/09. On the other side<br />
of the balance sheet, most preliminary discussion<br />
for 2019/20 production calls for relatively large<br />
increases. Across the world’s largest cotton<br />
growing countries, there were weather-related<br />
challenges this season. The U.S. suffered drought<br />
in West Texas in the spring and summer, the<br />
Southeast region was hit by a pair of hurricanes,<br />
and virtually all of the cotton belt was plagued<br />
by wet weather throughout the harvest period.<br />
Australia suffered drought. Northern India,<br />
Pakistan, and Central Asia suffered from below<br />
average streamflow out of the mountains for<br />
irrigation. In combination, these issues weighed<br />
on global production in 2018/19. More beneficial<br />
growing conditions in 2019/20 could result in a<br />
much larger global harvest. Conditions have already<br />
turned favorable for 2019/20 production in<br />
West Texas. With plenty of rain in recent months,<br />
drought has been eradicated from the region,<br />
and ample soil moisture should be in place<br />
at the start of the season. Due to assumptions<br />
of lower abandonment and higher yields, the<br />
USDA issued a forecast in November suggesting<br />
that the U.S. could grow 22 million bales<br />
next crop year. Figures from private forecasters<br />
have been even higher, near 24 million bales.<br />
Improved growing conditions in other countries<br />
could add a million or two bales in several locations<br />
(e.g., India and Australia). Acreage could<br />
increase meaningfully in Brazil. At a recent<br />
cotton conference, the USDA floated unofficial<br />
early estimates for 2019/20 which uggested the<br />
global increase in production could be 10.5<br />
million bales. If realized, this suggests a record<br />
global crop next crop year (129.2 million bales).<br />
If so much cotton is grown, the possibility of a<br />
recession becomes all the more important for<br />
prices. A possible downturn in demand paired<br />
with a potential record harvest present the risk of<br />
a sizeable accumulation of stocks.<br />
ekonomik şartlardaki bozulmayı tam olarak yansıtmadığı<br />
yönünde. 2019/20 hasat yılı için erken<br />
tahminlerin yayınlanma zamanına yaklaşırken,<br />
önümüzdeki 1-2 yıl içinde resesyona girme<br />
tehlikesi belirsizlik kaynağı olacaktır. Ekonomik<br />
büyümedeki azalma, işletme tüketiminde daha<br />
yavaş büyüme anlamına gelmekte, ancak durgunluk<br />
dönemlerin çoğunluğunun 2008/09’da<br />
ortaya çıkan ölçekte olmadığı unutulmamalıdır.<br />
Bilançonun diğer tarafında, 2019/20 üretimi için<br />
belirtilen ilk görüşler bile nispeten büyük artışlara<br />
işaret etmekte. Dünyanın en büyük pamuk<br />
üreticisi ülkelerinde bu sezon hava şartları ile<br />
ilgili sorunlar vardı. A.B.D. Batı Teksas’ta bahar<br />
ve yaz aylarında kuraklıkla boğuştu, Güneydoğu<br />
bölgesi iki kasırganın etkisi altında kaldı ve<br />
neredeyse bütün pamuk kuşağı hasat zamanında<br />
yağışlı hava ile uğraştı. Avustralya kuraklıkla<br />
karşı karşıya kaldı. Kuzey Hindistan, Pakistan ve<br />
Merkez Asya ise dağlardan ortalamanın altında<br />
gelen akarsu akışı ile sulamada zorluklar yaşadı.<br />
Birlikte, bu sorunlar 2018/19 global üretimine<br />
baskı yaptı. 2019/20’de daha olumlu yetiştirme<br />
şartları daha büyük global mahsul ile sonuçlanabilir.<br />
Şartlar halihazırda Batı Teksas’ın 2019/20<br />
üretimi için daha yararlı yöne dönmüş durumda.<br />
Geçtiğimiz aylarda gelen bol yağışlarla<br />
kuraklık bölgeyi terk etti ve toprakta biriken<br />
nem sezon başlangıcı için ideal seviyelere<br />
ulaştı. Daha düşük terk oranları ve daha yüksek<br />
verim öngörüleri dolayısı ile A.B.D. Tarım<br />
Bakanlığı, A.B.D.’nin önümüzdeki hasat yılında<br />
22 milyon balya yetiştirebileceğini öneren bir<br />
tahmini Kasım ayında yayınladı. Diğer ülkelerde<br />
de iyileşen yetişme koşulları birkaç bölgede<br />
buna bir veya iki milyon balya daha ekleyebilir<br />
(örn.: Hindistan ve Avustralya). Brezilya’daki<br />
ekim alanları da dikkate değer şekilde artabilir.<br />
Son pamuk konferansında, global üretimdeki<br />
artışın 10,5 milyon balyaya ulaşabileceğine<br />
dair A.B.D. Tarım Bakanlığının 2019/20 erken<br />
tahminleri, resmi olmasa da, su yüzeyine çıktı.<br />
Dikkat edilirse bu durum, önümüzdekinin rekor<br />
hasat yılı olacağını önermekte (129,2 milyon<br />
balya). Eğer bu kadar çok pamuk yetiştirilir ise<br />
resesyon ihtimali fiyatlar için çok daha önemli<br />
hale gelecektir. Talepte muhtemel azalmanın<br />
rekor seviyede hasat potansiyeli ile bir araya<br />
gelmesi stoklarda büyük birikimlerin oluşma<br />
riskini gündeme getirmekte.<br />
TEKSTİL & TEKNİK | ŞUBAT | FEBRUARY | 2019
SUBSCRIPTION FORM ABONE FORMU<br />
Name / İsim : ........................................................................................................................................................................................... Surname / Soyadı : .........................................................................................................................................................................<br />
Company / Firma : ....................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />
Mailing adress / Posta Adresi : ............................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />
Tel : ......................................................................................................................................................................................................................... Fax : ........................................................................................................................................................................................................................<br />
Vergi dairesi : ....................................................................................................................................................................................... Vergi no : .......................................................................................................................................................................................................<br />
Business Type / Faaliyet Alanınız : ..................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />
.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />
.................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />
Subscription starts in / Abone Başlangıç : .................. / 20 .................. Subscription ends in / Abone Bitiş : .................. / 20 ..................<br />
One year EURO 100<br />
Yıllık abone ücreti ( Türkiye için ) 200 TL.<br />
PAYMENT FORM ÖDEME ŞEKLİ<br />
Check is enclosed / Çek ektedir.<br />
Payment was transferred to your bank account. The receipt is enclosed.<br />
Ödeme banka hesabınıza yatırılmıştır. Makbuz ektedir.<br />
Debit my credit card / Kredi kartımı borçlandırınız.<br />
Credit card no / Kredi kartı no :<br />
Security number / Güvenlik numarası :<br />
Name of the card holder<br />
Kart sahibinin adı-soyadı<br />
: .............................................................................................................................................................................................................................................................................................................<br />
Expiry date / Geçerlilik süresi : .................... / .................... / ....................<br />
Type of the card / Kartın cinsi : Visa Master / Eurocard<br />
Date / Tarih : .................... / .................... / .................... Stamp & Signature / İmza : .................................................................................................................................................................................................................<br />
YURTİÇİ BANKA<br />
HESAP NUMARALARIMIZ ( TL )<br />
İSTMAG MAGAZİN<br />
GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />
GARANTİ BANKASI<br />
GÜNEŞLİ ŞUBESİ<br />
ŞUBE KODU: 295<br />
HESAP NO: 6293152<br />
IBAN NO:<br />
TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52<br />
BANK ACCOUNT NO ( EURO )<br />
İSTMAG MAGAZİN<br />
GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />
TURKIYE GARANTI BANKASI<br />
GÜNEŞLİ BRANCH<br />
Bank account: 9073622<br />
Swift code: TG BATRIS XXX<br />
Branch code: 295<br />
IBAN NO:<br />
TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22<br />
BANK ACCOUNT NO ( USD )<br />
İSTMAG MAGAZİN<br />
GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />
TURKIYE GARANTI BANKASI<br />
GÜNEŞLİ BRANCH<br />
Bank account: 9073623<br />
Swift code: TG BATRIS XXX<br />
Branch code: 295<br />
IBAN NO:<br />
TR47 0006 2000 2950 0009 0736 23<br />
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.<br />
Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1 Güneşli - Bağcılar / İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 604 51 00 Fax : +90 212 604 51 35<br />
web: www.tekstilteknik.com.tr | e-mail: img@img.com.tr