Genç Hayat 361. Sayı
İşçi, işsiz, öğrenci gençliğin özgürce yazıp çizebileceği gençliğin dergisi, gençliğin kürsüsü Genç Hayat'ın 361. sayısı ile sizlerle.
İşçi, işsiz, öğrenci gençliğin özgürce yazıp çizebileceği gençliğin dergisi, gençliğin kürsüsü Genç Hayat'ın 361. sayısı ile sizlerle.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
MEKTUP13
İllüstrasyon:Pixabay
Kazanım birlikten gelir
Bugünler belki de İTÜ’de öğrencilerin
üniversite yönetiminde söz hakkı sahibi olmasını
sağlayacak yeni mekanizmaları inşa etmelerinin bir ön adımı olacaktır
Elif TURGUT
İTÜ
Geçtiğimiz iki ay içerisinde üniversite öğrencileri
yaşamlarında hızlı, belki uzun süre düşünseler
akıllarına gelmeyecek değişimler yaşadılar.
Bir gece uykularından uyandırılıp yurtlarını boşaltmaları
gerekenler, 3 haftalık eğitime ara sebebiyle
memleketine dönüp geri dönemeyenler, hayatında
ilk defa kredi başvurusu yapanlar, aile evinde online
eğitime katılabilmek için 3 kardeşle bir bilgisayarı
paylaşmak zorunda kalanlar, aile evine wifi bağlatmaya
çalışıp internet sorununu çözmeye çalışanlar,
çok severek tuttuğu öğrenci evini alelacele
devredip memleketine dönmek zorunda kalanlar,
kitaplarını yurdunda bıraktığı için internette pdf avına
çıkanlar ve daha neler neler… Pandemi süreci
üniversite eğitimini dijitalden sürdürmeye mecbur
bırakırken üniversite öğrencilerinin yaşadıkları sıkıntıları
daha da artırdı. Koronavirüs hastalığına yönelik
önlemleri bireysel sorumluluklara sıkıştıran ülke
yönetiminden farksız üniversite yönetimleri de
öğrencilerin online derslere katılabilmesi ve olası
aksaklıklarda eğitim yaşamının etkilenmemesi için
alınması gereken önlemleri öğrencilerin sırtına yükledi.
Elimizi sallasak bir üniversiteye çarpan ülkemizde
en köklüsünden en apartman üniversitesi
olarak adlandırılana kadar çoğunda üniversite öğrencilerinin
derslere katılımını garanti altına alacak
önlemler alınmadı, internet- bilgisayar yardımları
sağlanmadı ve üniversitelerin sistemleri yoğunluktan
çöktü. İmkanı olmayan öğrencilere dersi bırakma
önerileri yapıldı, üniversiteler online eğitim sürecinde
öğrencilerin söz hakkını tanımadı.
BİRLİKTELİKLER SINIR TANIMIYOR
Ancak konu gelecekse gerisi teferruat. Yaz okulu
yapılmayacağı için dönemi uzayacak olan, zorunlu
stajlara dair belirsizlik olduğu için mezuniyetinden
endişe duyan, derslere çeşitli imkansızlıklar sebebiyle
katılamayan ya da dikkatini toparlayamayıp
kalmaktan çekinen öğrenciler Türkiye’nin dört bir
yanından kendi üniversitelerinin yönetimlerine seslerini
duyurmak için aramıza mesafe koyan dijital
sınırları kendi lehlerine kullanmak için harekete
geçti. Yaz okulu talebi için, seçmeli kaldı/geçti sistemi
için, harçların geri ödenmesi için, kafasındaki
belirsizlere yanıt almak için hashtag çalışmaları
başlattı, toplu dilekçeler topladı, online buluşmalar
gerçekleştirdi… Tweeter’daHer gün istisnasız, bazen
Türkiye bazen dünya gündemine giren üniversiteliler;
şeffaflık, kararlar alınırken fikirlerinin alınmasını
ve taleplerinin görünmesini istedi. İTÜ de bu
üniversitelerden biri.
Online eğitim başladığından beri belirsizliğini koruyan
birçok soru İTÜ’lüler için hala tam olarak yanıtlanmış
değil. Akademik takvim açıklanmadan yaz
okulunun olmayacağına dair çıkan söylentilere karşın
bir sonraki dönemlerdeki şartlı derslerini etkilememesi,
dönemlerinin uzamaması için öğrenciler
yaz okulu talebi için online platformlarda buluştular,
okula toplu dilekçe gönderdiler, bununla da kalmadılar
hashtag çalışmaları gerçekleştirdiler. Bu sırada
da Taşkışla’da artık yanyana gelme refleksini
kazanmış kulüpler online eğitimde yaşanan sorunları
değerlendirdi, bir anket çalışması başlattı ve haberi
geçtiğimiz günlerde Evrensel gazetesinde yayımlanan
3 bin kişilik anketin sonuçları öğrencilerin
bu süreçte ne kadar zorlandıklarını ve üniversite
yönetimleri tarafından ne kadar yalnız bırakıldıklarını
gösteriyordu. Bu sonuçlar eşliğinde İTÜ’lü birlik
olması çağrısıyla Twitter’da hashtag çalışması yapan
öğrenciler birlik olduklarında üniversite yönetimi
tarafından görüldüğünü fark etti. Ancak talebini
dile getirmesinin bir sonucu olarak birçok öğrenci
Zaytung haberi olarak tarif edilebilecek bir şeyle
karşılaştı: üniversitelerinin rektörü Twitter’dan sesini
duyurmaya çalışan, süreçte mağdur olmak istemeyen
öğrencileri gördü, fark etti ve “engelledi.” Ancak
öğrenciler taleplerinde ısrarcı olduğu sürece
görmezden gelinemezlerdi. Öğrencilerin yaşadığı
online eğitim sorunlarının çözülmesi için Kulüpler
Birliği bile öğrencilerden taleplerinin yerine gelmesi
için “destek” istedi, oysa yardımcı değil asıl özne öğrenciler
olmadan bir kazanım elde edilemeyeceği
açık.
DAHA FAZLASI İÇİN...
Geçtiğimiz günlerde İTÜ Rektörü Twitter hesabından
yaz okulu kararının senatodan çıktığını açıkladı.
Kazanım ancak daha fazlasını istemek için motivasyona
dönüştükçe kazanımdır. Pandemi sürecinin
yarattığı psikolojik ve fiziksel zorluklar öğrencilerin
derse katılımının, sınava girmesinin önüne geçerken
bir de bu süreçte yaşayacakları aksaklıklar
sebebiyle not ortalamalarının düşebileceği kaygısını
taşıyorlar ve öğrenciye seçme hakkı tanınan geçme-kaldı
sisteminin getirilmesini istediklerini farklı
araçlar yoluyla dile getiriyorlar. Rektörün yaptığı
seçmeli geçti-kaldı sisteminin getirilmeyeceği yönündeki
açıklamanın öğrencilerin ısrarı karşısında
ne kadar dayanacağını bilemeyiz. Lisans öğrencileri
bu taleplerini dillendirirken Hazırlık sınıfı öğrencileri
lisansa geçmek için yapılacak yeterlilik sınavının
Temmuz ayı sonunda okulda yüz yüze yapılacağını
öğrendi. Online eğitim süreci başladığından beri sınavın
ne olacağı hocalardan duydukları söylentilerden
ibaret olan öğrenciler virüs koşullarında yüz
yüze bir sınava girmek istemedikleri için hızla bir
araya gelebilecekleri bir ağ oluşturup çevrelerini de
kattılar ve üniversite yönetimine toplu dilekçe göndermeye
başladılar. İmkan eşitsizliği, sürecin psikolojik
etkisi, konaklama ve ulaşım masraflarının yükünden
bahseden öğrenciler dilekçelerinde şartlı
geçiş ya da lisans döneminde ek zorunlu İngilizce
dersi konmasını talep ettiler.
Üniversite yönetiminde öğrencinin söz hakkı bulunmadığı
ve bu tarz mekanizmaların içinin boşaltıldığı
ya da öğrencilerin elinden alındığı bir geçmişle
geldiğimiz bugünler belki de İTÜ’de öğrencilerin üniversite
yönetiminde söz hakkı sahibi olmasını sağlayacak
yeni mekanizmaları inşa etmelerinin bir ön
adımı olacaktır. Süreç İTÜ’de öğrencilerin ısrarla taleplerini
buldukları imkanlar ve araçlar dahilinde
farklı şekillerde yan yana gelerek duyurmaya çalışmasıyla
devam ederken İTÜ’lülerin birlik olduğu ölçüde
taleplerine ulaşmasının yolunun ne kadar açıldığını
göreceğiz.