Genç Hayat 361. Sayı
İşçi, işsiz, öğrenci gençliğin özgürce yazıp çizebileceği gençliğin dergisi, gençliğin kürsüsü Genç Hayat'ın 361. sayısı ile sizlerle.
İşçi, işsiz, öğrenci gençliğin özgürce yazıp çizebileceği gençliğin dergisi, gençliğin kürsüsü Genç Hayat'ın 361. sayısı ile sizlerle.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
MEKTUP
22
Covid-19 ve akademik bilgi üretimi
Çin, ABD ve AB arasında geçen aşıyı önce bulma ve piyasaya sürme rekabeti
veya Fransa menşeili Sanofi ilaç şirketinin “yatırım yapmayı göze aldıkları için”
ABD’nin siparişte öncelik hakkına sahip olacağını açıklaması bilginin kapitalist
ve emperyalist stratejilere bağlı olarak nasıl metalaştığını ortaya koyuyor.
Berke TAŞ
Onur KARADUMAN
ODTÜ
İçinde bulunduğumuz “olağanüstü”
koşulları anlayabilmek için, bu koşulları
hazırlayan “olağan” toplumsal üretim
ilişkilerine bakmak gerektiği düşünülürse
Covid-19 salgını bağlamında akademik bilgi
üretimine dair bir inceleme de kapitalizmin
işleyişinden bağımsız ele alınamayacağı
görülür. Bu doğrultuda bilginin ortaya
çıktığı koşullara baktığımızda, salgın
öncesinde olduğu gibi mevcut durumda da
üretilen bilginin tıpkı dolaşıma giren diğer
metalar gibi market ilişkilerinin yapısal
gerekliliklerine, yani kapitalist sınıf için
değer veya kar üretme stratejilerine tabi
olduğunu görürüz.
AŞI SÜRECİN NERESİNDE?
Örneğin, her ne kadar salgının ortadan
kaldırılmasında önemli çözüm araçlarından
biri olarak gözükse de bilim alanındaki
emek-sermayenin büyük bölümünün aşı
üretimine dair araştırmalarda
yoğunlaşması; halihazırda tespit
edilebilecek hastalığa yatkın nüfusun,
çalışmak zorunda olan işçilerin, okuldaki
sosyallikten kopmuş çocukların veya
değişen ev içi dinamiklerden olumsuz
etkilenebilecek öğrencilerin ve kadınların
ihtiyaçlarına yönelik planlı bir kamu sağlığı
geliştirmeye dair bilgi üretmenin ise
değersiz görülmesi, kapitalizmin bilgiyi bir
inovasyon ve teknoloji geliştirme aracı,
yeni sömürü alanlarının/pazarların
keşfinde sınıfsal bir silah ve sermayenin
sürekli genişleyen dolaşımında etken bir
güç olarak ürettiğini gösteriyor. Yani
Marx’ın meta fetişizmi betimlemesinde
üreticilerin emekleriyle kurdukları ilişkiyi
diğer üreticilerle ve sermaye ile olan
bağları üzerinden değil de metalar
arasındaki nesnel ve kendinden menkul
ilişkiler olarak algılamalarına paralel
olarak* (Marx, 2017) toplumsal aktörlerin
bir inovasyon fetişizmi ekseninde Covid-19
aşısına ve araştırmalarına üretim
ilişkilerinden soyutlanmış ideolojik bir güç
atfettiğini görüyoruz. Oysa aşının
bulunması senaryosunda bile, bunun kimin
için refah, sağlık ve zenginlik getireceği
veya kimin hangi aşamada bu hizmetten
faydalanacağı da oldukça sınıfsal bir
mesele.
Ayrıca araştırmaların gittikçe artan
oranda şirket fonlarına bağımlılığı, devletin
kapitalist sınıfsal ilişkilerin koruyucusu
olma rolü doğrultusunda market kriterleri
ve taleplerine uygun araştırmalara yatırım
yapması, üniversitelerin bir ideolojik aygıt
olarak** (Althusser, 2008) sistemin
ihtiyaçlarına yönelik veri, analiz ve
uzmanlık üretmesi ekseninde bir değer
üretme alanı olarak şirketleşmesi ve
araştırma şirketlerinin bilimsel alandaki
hakimiyeti, salgın bağlamında akademik
bilgi üretimini anlama noktasında gözden
kaçırılmaması gereken boyutlar. Bu açıdan
Çin, ABD ve AB arasında geçen aşıyı önce
bulma ve piyasaya sürme rekabeti veya
Fransa menşeili Sanofi ilaç şirketinin
“yatırım yapmayı göze aldıkları için”
ABD’nin siparişte öncelik hakkına sahip
olacağını açıklaması*** bilginin kapitalist
ve emperyalist stratejilere bağlı olarak
nasıl metalaştığını ortaya koyuyor. Bu da
aşının bulunması durumunda bir bölgedeki
ihtiyaca ya da durumun kritik olup
olmamasına dönük endişelerin ikinci
planda olacağını gösteriyor.
BİLGİ PAYLAŞIM KÜLTÜRÜNDEKİ
DEĞİŞİMLER
Öte yandan, Covid-19 salgını bağlamında
akademik araştırma pratiklerinde ve bilgi
paylaşım kültüründe de bazı değişimler
olduğu gözlemleniyor. Birçok online
akademik derginin Covid-19 hakkındaki
içeriklerini ücretsiz kullanıma açmasının
yanında, virüsle ilgili bulguların bir an önce
paylaşılması adına birçok araştırma daha
ön baskı aşamasındayken çeşitli
platformlardan dolaşıma giriyor.**** Bu
durum her ne kadar bilgiye ulaşmayı ve
mevcut bulgular ışığında yenilerine
ulaşmayı hızlandırıyor gibi gözükse de
değişmeye sürekli açık bir bilgi enflasyonu,
bilgi kirliliğinden doğan bir belirsizlik hali
ve kaotik karar alma süreçlerini de
beraberinde getiriyor. Örneğin, salgın
sürecinde bir noktada Avrupalı bazı
araştırmacılar, Fransa sağlık bakanı ve
WHO yeterli bilimsel dayanakları olmadığı
halde ibuprofen içerikli ağrı kesici
kullanımının Covid-19’un tedavisini olumsuz
etkileyebileceğini açıklamıştı, fakat daha
sonraki bulgular açıklamalarını geri
almalarını gerektirdi.***** Benzer şekilde,
bazı araştırmacılar diyabet ve
hipertansiyon ilaçlarının hastalığın seyrini
olumsuz etkileyebileceğini açıklamışlardı.
Fakat kısa süre sonra bunun da hatalı bir
görüş olduğu ortaya çıktı. Ek olarak, belki
de durumun kontrol altına alındığı
izlenimini de yaratmak amacıyla, bazı
ülkeler “ilacı bulduk” şeklinde açıklamalar
bile yaptı; oysa durum çoğunlukla sıtma
ilacı ve türevlerinin denenmesi ve tedavide
bir kısım başarı sağlanmasından ibaretti.
Bu gibi olaylar bilgi üretimi, paylaşımı ve
kullanımı süreçlerinin de kapitalizmin
yapısal olarak dayattığı seri üretim
koşulları, rekabete dayalı sermaye
oluşumu ve hızlanan karar alma/risk
yönetimi/politika üretimi gibi eğilimlerden
bağımsız düşünülemeyeceğini gösteriyor.
Yine de araştırmacılar arasında artan
etkileşim, hızlı ve ücretsiz bilgi paylaşımı
refleksi ve online akademik dergilerin
sömürü stratejilerine karşı bir cephe
oluşturabilecek alternatif paylaşım
platformlarının veya dayanışma-ortak
üretim ağlarının kurulması, bilgi üretim
alanının toplumsal ilişkilerin
metalaşmasına karşı önemli bir mücadele
hattı da teşkil edebileceğine işaret ediyor.
Bu anlamda, Covid-19 ile mücadele
kapsamında emek-sermaye üretiminde
önemli bir rol üstlenen bilimsel ve
akademik alanın, bundan sonraki
süreçlerde de çelişkilerin yoğun olarak
hissedildiği ve alternatif oluşumlara
duyarlılık geliştirebilecek bir konumda
olması kaçınılmaz gözüküyor.
Kaynakça
*Marx, K. (2010). Kapital. İstanbul: Yordam
Kitap.
**Althusser, L. (2008). On Ideology.
London-New York: Verso.
***https://www.bloomberg.com/news/
articles/2020-05-13/u-s-to-get-sanofi-covidvaccine-first-if-it-succeeds-ceo-says
****https://www.natureindex.com/newsblog/how-previous-outbreaks-preparedresearchers-for-coronavirus
*****https://theconversation.com/
coronavirus-research-done-too-fast-istesting-publishing-safeguards-bad-scienceis-getting-through-134653
İllüstrasyon: pngtree