Genç Hayat 361. Sayı
İşçi, işsiz, öğrenci gençliğin özgürce yazıp çizebileceği gençliğin dergisi, gençliğin kürsüsü Genç Hayat'ın 361. sayısı ile sizlerle.
İşçi, işsiz, öğrenci gençliğin özgürce yazıp çizebileceği gençliğin dergisi, gençliğin kürsüsü Genç Hayat'ın 361. sayısı ile sizlerle.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
KÜLTÜR23
SSCB'de spor
ve işçi sporu
SSBC’de sporun anlamı dar kalıplara sıkışmış ve toplumda arz talebe dayalı bir
ticari ilişkiye indirgenmiş bir anlayışın çok daha ötesindedir.
Bu yazımızda SSCB’deki spor faaliyetlerini,
sporun amacını ve işçi sporuyla burjuva
sporu arasındaki farklara değinmeye
çalışacağız. Elbette Ekim Devrimi’nden sonra
eğitim, sağlık vs gibi pek çok alanda eski
bozuşmuş sistemi yıkıp yerine halkçı ve halkın
yönetiminde söz sahibi olduğu sistemler kuran
Rusya İşçi Sınıfı spor alanında da pek çok devrim
niteliğinde işler gerçekleştirdi. Spor; devrim
öncesi Rusya’da olduğu gibi küçük bir azınlığın
gerçekleştirebildiği bir aktivite olmaktan çıkarıp,
hem ordu ve fabrikalarda çalışan işçileri diri
tutacak hem de halk sağlığı açısından herkesin
gerçekleştirebileceği bir aktivite haline getirildi.
Sadece Ekim Devrimi öncesi Rusyası değil aslında
günümüzü de düşünecek olursak bugün haftada
6 gün günde 12 saat çalışan bir işçinin bir yandan
fiziksel ve zihinsel sağlığını diri tutmak amacıyla
bir spor faaliyeti yürütmesi imkansızdır. Kaldı ki
sadece çalışma süresi ve yoğunluğuyla alakalı
değil bugün milyonlarca emekçinin ücretsiz ve
nitelikli bir şekilde faydalanabileceği spor tesisleri
de bulunmamaktadır.
REKABET VE HIRSTAN SIYRILMIŞ SPOR
SSCB’de bu sorunu çözmek amacıyla hızla
ülkenin her yerinde işçi kulüpleri kurulmaya
başlandı. Bu işçi kulüpleri işçilerin boş zamanlarını
değerlendirmeleri için oluşturulan kurumlardı.
Burada işçiler sinema, dans, spor vs. gibi
aktivitelere katılıyor hem eğleniyor hem de bir
şekilde üretici bir faaliyette bulunuyordu. Genelde
en çok tercih edilen aktivite sinemaydı ancak bu
kulüplerde işçilerin kullanabileceği spor tesisleri,
fiziksel gelişimlerini yönlendirebilecek eğitmenler
de bulunuyordu. Ayrıca zorunlu eğitim aşamasında
çocukların fiziksel gelişimini sağlamak amacıyla
jimnastik, atletizm gibi sporlar eğitimin ana
parçasını oluşturuyordu. SSCB’de sporun temel
amacı yukarıda değindiğimiz gibi hem ordu ve
fabrika işçilerinin diri tutulması hem de halk
sağlığı açısından herkesin ulaşabileceği bir
aktivite haline getirilmesiydi. Spor, rekabet ve
hırstan sıyrılmış, eğlence ve fiziksel gelişimin,
dostça ve kollektif bir şekilde üretim sürecinin
devam etmesinin bir aracı haline gelmiştir. SBKP
18. Kongresi’nden sonra revizyonizmin parti
içerisinde iktidara gelmesi, kapitalist
restorasyonun başlaması ve soğuk savaş yılları bu
anlayışı zamanla ortadan kaldırmış olsa da sporun
geniş kitlelere yayılmış olması SSCB’nin uzun yıllar
boyunca bütün spor branşlarında hep üst düzey
başarılar elde etmesini sağlamıştır.
İŞÇİ SPORLARI VS İŞÇİ OLİMPİYATLARI
İşçi sporları dediğimiz şey aslında ilk kez
SSCB’de başlayan bir şey değildir. İlk işçi jimnastik
kulübü 1891’de Viyana’da kurulmuştur. Özellikle
futbolun dünya ölçeğinde yaygınlaşmasıyla
Amerika ve Avrupa’da pek çok işçi kulübü
kurulmuştur. İşçi sınıfının çalışma sürelerini 8
saate indirdiği 1.Dünya Savaşı ve Ekim Devrimi
sonrası Avrupa’da bu eski kuşak işçilerin hayalini
dahi kuramadığı bir “boş zaman” kavramının
ortaya çıkmasına sebep oldu. Burjuvazi bu boş
zamanın kendi aleyhine dönmemesini sağlamak
için spor gibi pek çok toplumsal uğraşı
biçimlendirmeye başladı. İşçiler, gençler spora
büyük ilgi duyuyordu ancak burjuvazinin
kontrolünde spor bireyciliğin, rekabetçiliğin,
cinsiyetçiliğin ve milliyetçiliğin yeniden üretildiği
ticari bir endüstri haline getiriliyordu. Çok
geçmeden işçi sınıfı ve örgütleri bu duruma el
koydu ve kurulan işçi kulüpleri burjuva sporundan
farklı bir işçi sporu kavramını ortaya attı. Burada
işçi sporuyla burjuva sporu arasındaki fark,
yapılan sporlar değil sporların yapılma amacı ve
biçimiydi. Avusturya Sosyal Demokrat Partisi
önderlerinden Julian Deutsch bu iki akımı
kıyaslarken şöyle diyor; “İşçi sporları, varsıl
sınıfların sporlarıyla temelden ayrışır. İkincisi
bireyciyken ilki kolektivisttir. Burjuva spor,
bireysel performansı ve rekorları öne çıkarırken
işçi sporları kitlesel başarıyı ve dayanışmayı
önemser. Burjuva spor ve işçi sporu sadece
siyaseten zıt değildir aynı zamanda derin olgusal
farklılıklara da sahiptir… İşçi sporları yeni
proletarya kültürünün gelişimiyle yakından
ilişkilidir. İşçilerin, barları terk edip güzel tabiat
yürüyüşleri yapar hale gelmesini sağlamıştır,
vücutlarının tüm bölgelerini geliştirmelerini ve
sakatlıklardan nasıl korunacaklarını öğretmiştir,
onlara cesaret ve kendine güven aşılamış, kendi
güçlerine olan inançlarını sağlamlaştırmış böylece
entelektüel gelişimleri için gerekli koşulları
oluşturmuştur.”
“FAŞİZM KIZIL VİYANA’DA ASLA
GOL ATAMAYACAK”
İlk işçi olimpiyatı 1925 yılında 2 milyona yakın
üyesi bulunan Sosyalist İşçilerin Spor
Enternasyonali tarafından Frankfurt’ta
gerçekleştirildi. Proletaryanın bu
organizasyonunda milliyetçiliğe yer yoktu ve
ulusal bayraklar sallandırılmadı, ulusal marşlar
okunmadı. 1931 Viyana olimpiyatları ise işçi
sporlarının zirvesi olarak kabul edilir. 2500 sporcu
bu olimpiyata katılmıştı. Sosyalist Viyana
Konseyi’nin inşa ettiği stadyumda 65 bin emekçi
bu oyunları izledi. İşçi sporları ve olimpiyatları
burjuva sporunda olduğu gibi ikiyüzlü bir “Spora
siyaset karışmasın” ilkesine sahip değildi. Hatta
1931 Viyana olimpiyatlarında işçilerin taşıdığı
“Faşizm Kızıl Viyana’da Asla Gol Atamayacak”
pankartı işçi sporlarının ve olimpiyatlarının politik
tutumlarını net bir şekilde gösterir. SSCB’de
sosyalizmin yenilgisi, işçi sınıfı örgütlerinin dünya
ölçeğinde büyük darbeler aldığı neoliberal yeni
dünya düzeni dönemi itibariyle maalesef işçi
sporlarının artık kitlesel bir temsiliyeti kalmamıştır
ancak sosyalizm bütün alanlarda olduğu gibi spor
alanında insanlığa çok şey katmış ve rekabetçi,
bireyci bir spor yerine; kolektivist, kitlesel başarı
ve dayanışmanın öne çıktığı bir sporun mümkün
olduğunu bizlere göstermiştir.
Kaynakça ve Okuma Önerileri
https://www.evrensel.net/yazi/81096/iscisporlari-hareketi-1-burjuva-ve-isci-sporu-ayrimi
https://www.evrensel.net/yazi/81147/iscisporlari-hareketi-2-isci-olimpiyatlari
https://www.evrensel.net/yazi/81195/iscisporlari-hareketi-3-avusturyada-spor-veantifasist-hareket
https://ozgurlukdunyasi.org/arsiv/248-sayi-
233/602-olimpiyatlar-kimin-oyunlari
Forging a Militant Working-Class Culture,
Gabriel Kuhn
Fotoğraf:Pxhere