You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
sağlık
Menopoz Sonrası
Sağlıklı Kalmak
Menopoz, bir kadın arka arkaya 12 ay içinde âdet görmediğinde ve artık doğal olarak hamile kalamadığında
ortaya çıkar. Genellikle 45-55 yaşları arasında başlar ancak bu yaş aralığından önce veya sonra gelişebilir.
Menopoz, sıcak basmaları
ve kilo alımı gibi rahatsız
edici semptomlara neden
olabilir. Çoğu kadın için menopoz için
tıbbi tedaviye gerek yoktur.
Menopoz doğal bir biyolojik
süreçtir. Ancak sıcak basması gibi
fiziksel semptomlar ve menopozun
duygusal semptomları uykunuzu
bozabilir, enerjinizi düşürebilir veya
duygusal sağlığı etkileyebilir. Yaşam
tarzı düzenlemelerinden hormon
tedavisine kadar birçok etkili tedavi
mevcuttur. Menopozdan sonra genç
ve aktif kalmanın anahtarı iyi beslenme
ve düzenli fiziksel egzersizdir.
Menopoz Sonrası Beslenme
Yaşlandıkça beslenme ihtiyaçlarınız
değişir. Menopozdan önce günde
yaklaşık 1.000 mg kalsiyum almalısınız.
Menopozdan sonra günde 1.200
mg kalsiyum almalısınız.
D vitamini ayrıca kalsiyum emilimi
ve kemik oluşumu için çok önemlidir.
D vitamini omurga kırığı riskinizi
önemli ölçüde azaltabilir. Ancak,
çok fazla kalsiyum veya D vitamini,
özellikle böbrek problemleriniz varsa,
böbrek taşlarına, kabızlığa veya karın
ağrısına neden olabilir.
Menopoz Sonrası Egzersizin Önemi
Birçok kadın menopozdan sonra kilo
alır. Bunun nedeni östrojen seviyelerinin
düşmesi olabilir. Aktivite
seviyenizi yükseltmek, bu kilo alımını
önlemeye yardımcı olacaktır. Düzenli
egzersiz kalbe ve kemiklere fayda
sağlar, kilo kontrolüne yardımcı olur
ve ruh halinizi iyileştirebilir.
Fiziksel olarak aktif olmayan kadınların
kalp hastalığı, obezite, yüksek
tansiyon, şeker hastalığı ve osteoporoz
olma olasılığı daha yüksektir.
Hareketsiz kadınlarda ayrıca kronik
sırt ağrısı, uykusuzluk, zayıf dolaşım,
zayıf kaslar ve depresyon olabilir.
Yürüme, koşu, yüzme, bisiklete
binme ve dans etme gibi aerobik
aktiviteler bu sorunlardan bazılarının
önlenmesine yardımcı olur. Aynı
zamanda HDL kolesterol (iyi kolesterol)
seviyelerini yükseltmeye yardımcı
olur. Yürüme ve koşma gibi egzersizlerin
yanı sıra orta düzeyde ağırlık
CÜNEYT
ŞAKAR
çalışması kemik kütlesini artırmaya
yardımcı olur. Postmenopozal kadınlarda
orta derecede egzersiz omurgadaki
kemik kütlesinin korunmasına
yardımcı olur ve kırıkları önler.
Egzersiz ayrıca ruh halini iyileştirmeye
yardımcı olur. Beyinde endorfin
adı verilen hormonlar salınır. İyileştirilmiş
ruh hali birkaç saat sürer. Aynı
zamanda vücudun stresle savaşmasına
yardımcı olur. Bir egzersiz programına
başlamadan önce, özellikle
hareketsiz durumdaysanız, daima
sağlık uzmanınıza danışın. Sağlık
uzmanınız sizin için en iyi egzersiz
programını önerebilir.
Menopoz Sonrası Cinsel İlişki
Bazı kadınlar menopoz sırasında ve
sonrasında sekse olan ilgisini kaybeder.
Daha kuru genital dokular ve
daha düşük östrojen seviyeleri gibi
menopoz semptomları, cinsiyete olan
ilgiyi azaltabilir. Bununla birlikte,
östrojen kremleri ve östrojen hapları
genital bölgedeki esnekliği ve salgıları
geri kazandırabilir. Kişisel kayganlaştırıcılar
ayrıca seksi daha zevkli hale
getirmeye yardımcı olabilir. Perimenopoz
sırasında hala sporadik dönemleri
olan kadınların bir çeşit doğum
kontrolünü kullanmaya devam etmesi
gerekir. Hangi doğum kontrol yönteminin
sizin için en iyisi olabileceği
konusunda doktorunuza danışın.
Menopozdan Sonra Sağlıklı Kalmak
Bu ipuçları, menopozdan sonra
sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı
olacaktır. Daha fazla bilgi için bir
uzamana danışın:
Hormon replasman tedavisi düşünüyorsanız,
önce sağlık uzmanınızla
riskleri ve faydaları görüşün.
Sigara içmeyin. Sigara içmek,
kalp hastalığı için önemli bir risk
faktörüdür.
Düzenli egzersiz. Haftada 3 kez
yarım saat yürüyüş gibi orta dereceli
egzersizler bile faydalıdır.
Dengeli, düşük şekerli bir diyetle
sağlıklı kilonuzu koruyun.
İlaç veya yaşam tarzı değişiklikleri
ile yüksek tansiyonu kontrol edin. Bu,
kalp hastalığı riskinizi azaltmanıza
yardımcı olacaktır.
Rahatlama yöntemleri veya düzenli
egzersiz yoluyla hayatınızdaki
stresi azaltın.
Cinsellikte
Penisin Yapısının ve
Şeklinin Rolü
03
Op.Dr.
Ahmet Köse
dr.ahmetkose@hotmail.com
Cinsel birleşmede penis boyu-hacmi-düzgünlüğü
çok önemlidir. Esasen
cinsel birleşmede tam sertlik-hacim olması
gerekir. Doğuştan olan penis eğriliği genellikle-eğer
eğrilik çok değilse- önem arz
etmeyebilir.
Sonradan oluşan penis eğrilikleri bir
hastalık olarak karşımıza çıkar.
Penisin ç damarlı oluklarının etrafını
saran dokuda Peyronie hastalığı dediğimiz
fibröz-sert plaklar oluşur.
Bu sert plaklar peniste eğriliğe ve ağrıya
neden olurlar. Erkeklerde cinsel birleşmeye
engel olup impotans (iktidarsızlık) ortaya
çıkartır. Psikolojik hasta habire bize gelirler.
Peyronie hastalığı diabet ( şeker)
hastalarında, çok sigara içenlerde, çok alkol
alanlarda daha çok görülür.
Takdir edilir ki gerek erkek gerek kadın
için cinsel birleşmedeki bu eğri –sıkıntılı görüntü
cinselliğe başlamada sevimsiz nahoş
bir durumdur. Hastalar –penis ağrısı-penis
eğriliği-peniste sert kitle-sertleşme sorunu
ile başvururlar.
Bazı durumlarda çiftlerin eşleri rahatsız
olduğu için direk hanımlar başvururlar. O
halde bu durum tedavi edilmelidir.
Peyronienin kesin tedavisi olmamakla
birlikte bazı ilaçlardan fayda gelebilmektedir.
Gut hastalığında kullanılan baz ilaçlar,
E vitamininin bol alınması fayda edebilir.
Ama bunlar çok uygun vadeli ve az faydalı
tedavi biçimleridir.
Peyronie hastalığının tanısı için hem
penisi muayene etmek ve penise özel ultrason
yapılması gerekir. Çünkü bu sert plaklar
tek olabilir, birkaç tane olabilir. Penise
balık oltası gibi görüntü verenleri vardır.
Tıp merkezimizde peyronie sert plaklarının
en iyi tedavisi, erkeklerdeki damarsal
kökenli iktidarsızlıklarda kullandığımız penis
üzerine uygulanan şok dalga tedavidir.
Buna ESWT tedavisi denilmektedir.
Bu şok dalga (ESWT) tedavisi ile penisteki
sertlikler yumuşatılmakta, penis eğriliği
düzeltilmekte, aynı zamanda cinsel performans
da artmaktadır. Hastalığın büyüklüğü
ve sertlik derecesine göre ortalama beş gün
aralıklarla 6-8 seans gerekebilmektedir.
Çok fazla eğriliklerde en olarak ameliyat
yapılabilir.
Unutmayalım ki iyi bir cinsellik görsellikte
güzellikle tamamlanır!
Çocuk
Hastalıkları
ve Yoksulluk
CÜNEYT ŞAKAR
Sıtma, zatürre, ishal, HIV ve
tüberküloz önlenebilir ve tedavi
edilebilir. Ama yine de çok sayıda çocuğun
ölümüne neden oluyorlar.
Çocuklarda başlıca ölüm nedenleri
yaşa göre değişir. 5 yaşın altındaki
çocuklar özellikle sıtma, zatürree, ishal,
HIV ve Tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklara
karşı savunmasızdır. Daha büyük
çocuklar için bulaşıcı olmayan hastalıklar,
yaralanmalar ve çatışmalar önemli
tehditler oluşturmaktadır.
Tamamen önlenebilir ve tedavi
edilebilir olmasına rağmen, yaygın bulaşıcı
hastalıklar hâlâ çok sayıda küçük
çocukları öldürüyor. Zatürree, ishal
ve sıtma, 2018’de 5 yaşın altındaki
çocuklar arasındaki küresel ölümlerin
yaklaşık yüzde 29’undan sorumluydu.
Dünyanın en yoksul bölgelerindeki
çocuklar orantısız bir şekilde etkileniyor,
özellikle Sahra altı Afrika’da
yaygın olan bulaşıcı hastalıklar.
Zatürre
Zatürree, 5 yaşın altındaki çocuklar
arasında önde gelen bulaşıcı ölüm
nedenidir ve yılda yaklaşık 800.000
çocuğun ölümüne neden oluyor. Dünyanın
pek çok yerinde, her 39 saniyede
bir çocuk zatürreden ölüyor – hastalık
tamamen önlenebilir ve antibiyotiklerle
kolayca yönetilebilir olsa da. Pnömoninin
neden olduğu çocuk ölümleri;
yetersiz beslenme, güvenli su ve sanitasyon
eksikliği, iç mekan hava kirliliği
ve sağlık hizmetlerine yetersiz erişim
ile güçlü bir şekilde bağlantılıdır.
Tüm bu faktörler yoksulluk ile daha
da kötüleşir ve pnömoniyi dünyanın
en fakir nüfusu içinde yoğunlaşan bir
eşitsizlik hastalığı haline getirir.
İshal
Son yıllarda, ishalden kaynaklanan
çocuk ölümlerini azaltmada önemli
ilerleme sağlanmıştır. Ancak ishal, özellikle
insani yardım ortamlarında, küçük
çocukların önde gelen ölüm nedeni
olmaya devam ediyor.
2017’de ishal, dünya genelinde
yaklaşık 480.000 küçük çocuğu ölmesine
sebep oldu ve 5 yaş altı çocuklar
arasındaki tüm ölümlerin yüzde 8’ini
oluşturuyor. İshal kaynaklı ölümlerin
çoğu, Güney Asya veya Sahra altı Afrika’da
yaşayan 2 yaşın altındaki çocuklar
arasında meydana geliyor.
Sıtma
Sıtma, pnömoni ve ishalden sonra 1 ay
ile 5 yaş arasındaki küçük çocuklar için
dünyanın en ölümcül üçüncü hastalığıdır.
2017 yılında, 5 yaşın altındaki yaklaşık
266.000 çocuk hastalıktan öldü ve
küresel sıtma ölümlerinin yüzde 61’ini
oluşturdu. Her iki dakikada bir çocuk
sıtmadan ölüyor.
Tüberküloz (Verem)
Tüberküloz, dünyanın nasıl önlenip tedavi
edileceğini bildiği bir hastalıktır. Yine
de, her gün 15 yaşın altındaki 600’den
fazla çocuk ölüyor – her yıl yaklaşık çeyrek
milyon. Bu ölümlerin çoğu 5 yaşın altındaki
çocuklarda meydana gelmektedir.
Tüberkülozdan ölen çocukların yüzde
doksan altısı tedaviye hiç erişemedi.
Kaynak: UNICEF
COVID-19 korkusu
diş sorunlarını arttırdı
Pandemi sürecinde diş sağlığıyla ilgili sorunların,
özellikle de var olan küçük çürüklerin
büyüdüğüne ya da yeni çürüklerin oluştuğuna
dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Diş Hekimi
Arzu Tekkeli, “Diş kayıplarından sonra, kayıp
yeri implant veya köprü protezi ile doldurulamadığı
için kemik kayıpları arttı ve ağız içi denge
bozuldu. Hatta hastalar yarım kalan tedavilerini
dahi bırakma yolunu seçti, bu da durumun daha
da kötüleşmesine sebep oldu” dedi.
En üst düzeyde sterilizasyon
önlemleri uygulanıyor
Kliniklerde COVID-19 öncesi de COVID-19
sonrası da her zaman en üst seviyede sterilizasyon
önlemlerinin uygulandığının altını çizen
Diş Hekimi Arzu Tekkeli, “Her hasta sonrası
odadaki tüm ekipmanlar dezenfekte edilmekte
ve odalar özel ULV cihazı ile temizlenmektedir.
Biz bu süreçte ek olarak hasta randevularını
kısa tutarak, hasta aralarını uzattık. Hastane
girişinde termal kameralar ile ateş ölçümü
yaparak HES kodu sorgulamaya başladık. Hekimler
olarak koruyucu ekipman sayımızı arttırdık.
Özel maskeler, gözlük, cerrahi önlük ile
işlem yapıyoruz. Hastaları korumamız gerektiği
kadar kendimizi de korumamız gerektiğine
inanıyoruz” şeklinde konuştu.
abur cuburlardan uzak durulmalı
Pandemi sürecinin evde uzun vakitler geçirilen,
TV karşısında sürekli bir şeyler atıştırılan
bir döneme dönüştüğüne dikkat çeken Diş
Hekimi Arzu Tekkeli, “Hastalarımıza tavsiyem
şu: Rutin beslenme alışkanlıklarını bozmamaya
çalışsınlar. Sağlıksız atıştırmalıklardan ve TV
karşısında yenen abur cuburdan uzak dursunlar.
Sabah kahvaltı sonrası ve akşam yemeğinden
sonra günde 2 kez mutlaka dişlerini fırçalasınlar”
önerisinde bulundu.