26.04.2021 Views

Türk Yolu Dergisi - 1

Türk Yolu Strateji ve Araştırma Dergisi 1. Sayı Nisan 2021

Türk Yolu Strateji ve Araştırma Dergisi 1. Sayı Nisan 2021

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Türklerin Birleştiği Yol

Nahçıvan Türk

kapısı Atatürk’ün

«TÜRK - YOLU»

İsmi

Nahçıvan Başkonsolosluğu sitesinde yer

alan bilgiye göre, Atatürk’ün “Türk Kapısı”

olarak nitelediği Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti,

Azerbaycan’ın Türkiye’yle tek fiziki bağı

olması nedeniyle önem taşıyor. Bölgedeki sınır

kapısı ise 1992 yılında açılmış. Nitekim, Mustafa

Kemal Atatürk, 1920’de Nahçıvan’ın Ermenistan’a

hediye edilmek istenmesinden rahatsız

olmuş ve “Nahçıvan Türk kapısıdır. Bu

hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni

yapınız” sözlerini sarf etmiş. Yani sosyal medyada

dolaşan iddialar, Atatürk’ün Nahçıvan

konusundaki hassasiyetinden ötürü ortaya

çıkmış olabilir.

Nahçıvan’ın Kısa Tarihçesi

Nahçıvan tarih çağlarının hemen hemen

tamamını yaşamış olan önemli merkezlerden

biridir. Tarih boyunca Nahçıvan, coğrafî

konumu bakımından doğu ile batı, kuzey ile

güney arasında önemli bir geçiş ve irtibat noktası

olmuştur. Nahçıvan’ın Türkleşmesi İskitler

ve Hazarlar dönemine kadar uzanmaktadır.

Bu bölge coğrafi konumu gereği Kafkasya ve

Anadolu-İran hattındaki Sasani, Bizans, İskit,

Hazar gibi devletlerin mücadelelerine sahne

olmuştur. Müslümanların bu coğrafyayı fethetmesinin

ardından Arap Valileri, Selçuklular,

Atabey İldeniz Devleti, Harzemşahlar,

İlhanlılar, Timurlar, Akkoyunlular, Karakoyunlular,

Safaviler ve Kaçarların’ın idaresinde

kalmıştır. Osmanlı-Safevi mücadeleleri boyunca

Güney Kafkasya’nın diğer bazı bölgeleri

gibi Nahçıvan da sürekli el değiştirmiştir.

1747’de Nadir Şah’ın ölümünden sonra Aras’ın

kuzeyindeki bölgede çeşitli Hanlıklara ortaya

çıkmıştır. Nahçıvan’da Kengerli Oymağından

Haydar Kulu Han da (1747-1763) Nahçıvan,

Elince, Derelyaz, Ordubad, Eylis, Deste, Hok,

Calanbek ve Velev arazisinden müteşekkil bölgede

hanlığını ilan etmiştir. Hanlık, daha sonra

Hacı Han Kengerli, Ali Kulu Han, Veli Kulu

Han, Revanlı Hüseyin Ali Han, Karabağ Hanı

İbrahim Halil Han ve Kelb Ali Han tarafından

yönetilmiştir.

1795 yılında Ağa Muhammed Şah komutasındaki

Kaçar kuvvetlerinin Azerbaycan’da hakimiyeti

ele geçirmesiyle Nahçıvan ahalisinin

bir kısmı İran’a göç etmiştir.Nahçıvan, birinci

10

Kaçar-Rus Savaşı sonrasında İran Kaçar devletinin

sınırları içinde kalmıştır. Ancak, 1826-

1828 savaşının ardından imzalanan Türkmençay

Anlaşması ile Rusya tarafından ilhak

edilmiş, 21 Mart 1828’de Nahçıvan Hanlığı’nın

mevcudiyetine son verilmiştir. Ruslar bölgede

nüfus dengesini Hıristiyanlar ve Ermeniler

lehine çevirecek bir iskan siyaseti uygulamış;

Erivan’dan Zengezur’a doğru suni olarak yoğunluk

kazandırılan Rus himayesindeki Ermeniler,

Azerbaycan ile Nahçıvan’ın irtibatını

İran sınırına dayanmak suretiyle kesmişlerdir.

Rusya’da Bolşevik Devrimi’nin patlak vermesinin

ardından ortaya çıkan iç savaş ortamında,

22 Nisan 1918’de Güney Kafkasya Federal

Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Federal Cumhuriyet,

bölge halkları arasındaki ihtilafları çözememiş,

neticede 26 Mayıs 1918’de Azerbaycan

Halk Cumhuriyeti (AHC) ilan edilmiştir. Bolşevik

ve Ermenilerin başta Bakü olmak üzere

Azerbaycan genelindeki baskı ve katliamlarıyla

bunalan AHC’nin imdadına yetişen Nuri

Paşa komutasındaki Kafkasya İslam Ordusu

18 Eylül 1918 tarihinde Bakü’yü Bolşevik/Ermeni

işgalinden kurtarmıştır.

30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros

Ateşkes Anlaşmasının ardından Osmanlı

askerleri tüm Azerbaycan’ı olduğu gibi Nahçıvan’ı

da terk etmek zorunda kalmıştır. Ancak

15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir

Paşa’nın talimatlarıyla hareket eden Binbaşı

Halil Bey, bazı askerleriyle birlikte ordudan

istifa ederek, Ermeni saldırılarına karşı savunma

birlikleri oluşturmak üzere Nahçıvan’a geçmiştir.

Halil Bey’in yerini bilahare Veysel Bey

(Ünüvar) almıştır.

1918’den 1921’e kadar geçen dönemde Nahçıvan

halkı büyük acılar yaşamış, defalarca ortaya

çıkan Ermeni tehlikesinin savuşturabilmek

için az sayıdaki Türk subayı ve askeri ile Türk

ordusunun çekilirken bıraktığı silahların yardımıyla

kahramanca bir direniş sergilemiştir.

Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında imzalanan

Moskova Antlaşması’yla 16.03.1921 (16

Mart 1921) Nahçıvan, özerk bir yapıya sahip

olması ve başka bir devlete terk edilmemesi

şartıyla Azerbaycan’ın himayesine bırakılmıştır.

Aynı husus, Türkiye, Sovyetler Birliği, Azerbaycan,

Ermenistan ve Gürcistan arasında

imzalanan Kars Antlaşması’yle (13 Ekim 1921)

da teyit edilmiştir.

Sovyetler Birliği tarafından Zengezur bölgesinin

(Azerbaycan’la Nahçıvan arasındaki

toprak parçası) Ermenistan’a verilmesinin ardından,

Nahçıvan’ın Azerbaycan’ın diğer bölgeleriyle

karasal irtibatı kesilmiştir.

Ermeniler, Nahçıvan’ı da ilhak etmek için

gayret göstermiş ancak, Moskova ve Kars Anlaşmalarında

yer alan hüküm gereği Nahçıvan,

Azerbaycan bünyesinde özerk cumhuriyet

olarak varlığını sürdürmüştür.

Sovyetler Birliği’nin bünyesindeki Azerbaycan’ın

1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesiyle

Nahçıvan, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ayrılmaz

bir parçası olarak, “Özerk Cumhuriyet”

statüsünü muhafaza etmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk Kapısı”,

Kazım Karabekir Paşa’nın “Şark Kapısı” olarak

nitelediği Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti

(NÖC), Türk Cumhuriyetleri arasında Türkiye’yle

fiziki bağlantısı bulunan tek toprağa

sahip olması nedeniyle ülkemiz için özel bir

anlam ve önem taşımaktadır. Nahçıvan şehir

merkezi ile Türkiye’nin Iğdır şehri arasındaki

uzaklık 160 km olup Türkiye ve Nahçıvan

arasında 28 Mayıs 1992’de açılan Umut Köprüsü’yle

bağlanan 17 km.lik bir sınır bulunmaktadır.

Moskova’ya Giden Heyet Moskova Anlaşması

öncesinde müzakereler için Rusya’ya giden

heyette yer alan Yusuf Kemal Bey, Ankara’dan

ayrılmadan bir gün önce (13 Aralık) Mustafa

Kemal Paşa ile görüşmüş ve “Paşam Ruslar

Nahcıvan üzerinde ısrar ederlerse ne yapalım?

diye sorunca “Nahcıvan Türk Kapısıdır. Bu

hususu nazar-ı itibara alarak elinizden geleni

yapınız” cevabını almıştı.

Anlaşmayla, Nahçıvan’ın Azerbaycan’a

bağlanması Mustafa Kemal Paşa tarafından

olumlu karşılanmış ve Ankara’ya dönen Yusuf

Kemal Bey “Muhterem Paşam! Nahcıvan üzerinde

elden geleni yaptık” deyince Paşa, “Yusuf

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!