Türk Yolu Dergisi - 1
Türk Yolu Strateji ve Araştırma Dergisi 1. Sayı Nisan 2021
Türk Yolu Strateji ve Araştırma Dergisi 1. Sayı Nisan 2021
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Türklerin Birleştiği Yol
Baharın gelişi her
kültürde önemli
Erhan ALTUNAY
Baharın gelişi her kültürde önemli
bir yer tutmuş, Kuzey Yarımküre
kültürlerinde coğrafyaya bağlı olarak
çeşitli tarihlerde kutlanmıştır. Her
kültürde farklı isimler alan bahar
kutlamaları sonuçta, insanlığın
ilk döneminde kışın soğuğundan,
karanlığından ve yiyecek sıkıntısından
kurtulmasının da kutlanmasıdır aynı
zamanda.
Aynı şekilde de havaların ısınması,
günlerin uzaması, Doğa’nın yeşil bir
örtü ile örtünmesi, çiçeklerin açması
bizi de, şehirde betonlar arasında
yaşayanları da etkilemektedir.
Artık İstanbul’da çok kısa süren
bahar, yine de erguvanlarıyla, git
gide azalan yeşillikleri ve ağaçlarıyla,
hatta daha ılık esen lodosuyla bir
başka güzeldir.
Eski tarım takvimine baktığımızda
ise, baharın asıl müjdecisi, insanlık
tarihi kadar eski olan ve 21 Mart’ta
kutlanan ve gündüz ile gecenin eşit
sürede olduğu ilkbahar ekinoksudur.
Ekinoks ile beraber, artık bahar
gelmiş, yeni bir dönem başlamış ve
toprak çiçeklerle bitkilerle süslenmiş,
hayvanlar Doğa’daki yerlerini
almıştır. Doğa’nın canlanması
yaşamın ölüme karşı bir kez daha
zaferidir. Bu nedenle bu önemli gün
birçok kültürde yeni bir yılın da
başlangıcı olmuştur.
Bu önemli günü biz Türk kültüründe
‘Nevruz’ olarak kutlarız. Nevruz
sözcüğünün ilginç bir etimolojisi
vardır. Sözcüğü ilk incelediğimizde
köken Farsçaya gider ve yeni
anlamındaki “nev” sözcüğü ile gün
anlamındaki “ruz” sözcüğünün
birleşmesini görürüz. Sözcük her ne
kadar “yeni gün” anlamına gelse
de daha eskilere, Pers dilinin kadim
zamanlarına gidersek roz sözcüğünün,
gün ışığı ve daha da eskisinde ışık
sözcüğü ile olan ilişkisini görürüz.
Belki de Nevruz kadim zamanlarda
her bahar yeniden canlanan ışığı
anlatmaktaydı. Dünya yepyeni bir
ışıkla aydınlanıyor, yaz geliyordu…
Zaten İran kültürünün ilk
dönemlerinde beri bu kutlamaları
görürüz.
Kuzey Yarımküre kültürüne ait
her kültürde gördüğümüz gibi
Türkler de baharın gelişini coşkuyla
kutlamışlardır. Her ne kadar bu
bahar bayramı günümüze Nevruz
adı ile gelmiş olsa da bazı Türk
topluluklarının ekinoks zamanı
kutlanan adı unutulmuş kadim bir
bahar bayramı da olduğu bir gerçektir.
Zaten Bayram sözcüğü bile Divan-ı
Lugat’it Türk’te “Bedhrem, halk
arasında gülme ve sevinme, bir yerin
ışıklarla ve çiçeklerle bezenmesi ve
orada sevinç içinde eğlenilmesidir”
diye tanımlanmaktadır. Bahar da
Doğa’nın çiçeklerle bezenmesidir,
bu da bayram ile bahar arasındaki
bağlantıyı göstermektedir.
Türk kültürü ya da Türkler
dediğimizde aslında çok geniş bir
coğrafyadan ve farklı topluluklardan
söz etmekteyiz. Aynı şekilde Nevruz
kutlayan Türk toplulukları arasında
farklı Nevruz kutlamaları da vardır.
Genel olarak Nevruz kutlamalarının
en büyük teması renklerdir. Renkli
süslemeler, renkli kıyafetler
aslında baharın gelişi ve etrafın
çiçeklenmesinin de bir yansımasıdır.
Aynı şekilde insanların büyük bir
ateş etrafında toplanması ve ateşten
atlaması da günlerin aydınlanması,
güneş günlerinin gelmesi anlamını
taşımaktadır.
Azerbaycan’da gördüğüm çok güzel
bir Nevruz âdetini de anlatmadan
geçmeyeyim.,
Aslında Nevruz hazırlığı
Azerbaycan’da birçok evde Nevruz
gelmeden bir ay önce başlıyor.
Öncelikle tohumluk buğdaylar özenle
seçiliyor ve birkaç gün su içerisinde
bekletiliyor.
Daha sonra bunlar şişince, bir
tabağa konuluyor ve üzerine bez
seriliyor ve zaman zaman sulayarak
yeşillenmesi bekleniyor. Bu tohumlar
yeşerip Nevruz vakti iyice çimlenince
de sofraya süs olarak geliyor. Tören
tabii bu kadarla da bitmiyor. Kalan
buğdaylardan bir tatlı yapılarak o da
boşa gitmiyor, sofralarda yerini alıyor.
Semeni adı verilen bu ritüel adeti
aynı zamanda çok eski çağların bolluk
bereket ritüelleri ile alakalı olduğu
gibi toprağın yeşermesini de temsil
etmekte ve bunu evlere taşımaktadır.
Bunu okurken bir de meşhur “Semeni”
türküsünü açarsanız tam o havayı
yaşarsınız.
Birçok yerde görülen bu çok önemli
bayram pagan Kelt kavimlerinde
Ostara olarak kutlanırken Hıristiyanlık
da Paskalya (Easter) adını almıştır.
Konumuza Divan’ı Lugat’it Türk
ile son verelim::
“Türlüg çeçek yarıldı,
Barçın Yadhım kerildi
Uçmak yeri körüldi,
Tumlug yana kelgüsüz “
(Baharda türlü çiçekler açıldı / Sanki
ipek kumaştan döşek serildi / Cennetin
yeri görüldü / Zaman ılıdı, soğuk hiç
gelmeyecektir)
42