Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ancak Mustafa Kemal kabine dışında tutulmuştur. Bu davranış, Vahdettin’in
Mustafa Kemal’in Harbiye Nazırı olmasına öteden beri karşı olduğunu
düşündürmektedir. Sina Akşin’in konuyla ilgili yorumu dikkate değerdir:
“Talat, Enver ve Cemal üçlüsü iktidardan uzaklaşmak zorunda kalınca ulusal
siyaset izlenecekse Kemal, Fethi ve Rauf üçlüsünün yerine gelmesi
gerekiyordu. Çünkü İttihat ve Terakki’nin o güne kadar egemen olan
takımına almaşık olanlar bu hizipti. Vahdettin ve İzzet, Fethi ve Rauf’u
hükümete almakla güya Kemalcileri avutmuş oluyorlar, fakat Mustafa
Kemal’i almayıp sınırda tutarak ve Harbiye Başkomutanlık Kurmay
Başkanlığını İzzet’e vermekle bir bakıma ona karşı darbe yapmış
oluyorlardı.”
Mustafa Kemal, buradaki istekleriyle ilgili Yunus Nadi’ye şunları söylemiştir:
“Eğer ben o hükümette bulunsaydım işi daha İstanbul’un eşiğinde iken
çözerdim. Elbette karaya İtilaf devletleri askerlerini çıkartmamak için kesin
önlemler alırdım. Ve emin olabilirsin Nadi Bey ki, karaya işgalci askerleri dahi
pekâlâ çıkmayabilirlerdi.”
Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul’da geçirdiği altı aylık süre zarfında sadece
hükümeti etkilemekle uğraşmamış, burada Türk ve yabancı birçok yetkili
insanla da görüşmüş, kiminden fikir almış, kiminin de süreçle ilgili nabzını
yoklamıştır. İstanbul’da kaldığı süre içerisinde buradaki amaçlarına
ulaşamayan Mustafa Kemal Paşa, memleketin İstanbul’dan
kurtulamayacağını görmüştür. Zaten daha önceden yaptığı fikri hazırlıklar da
Anadolu’da bir direniş örgütlenmesi yönündeydi. İstanbul’da iken de
arkadaşlarıyla birlikte Gebze-Kocaeli yolu üzerinden gizlice Anadolu’ya
geçme planları hazırlamıştır. Bu planını sonradan, “Uygun bir zaman ve
fırsatta İstanbul’dan kaybolmak, basit bir tertiple Anadolu içlerine girmek,
22